Gıda Alerjisi

advertisement
Gıda alerjisi nedir?
Gıda alerjisi, vücutta bağışıklık sisteminde bazı reaksiyonlara neden olan ve çeşitli testlerle
gözlemlenen ve teşhis edilen bir reaksiyondur. Bağışıklık sistemindeki bir reaksiyon vücuda
yabancı madde girdiğinde, vücudu bu yabancı maddeye karşı korumak için gerçekleşir.
Görülme sıklığı çocuklarda %6, erişkinlerde %1,5’dur. Gıda katkı maddelerinin neden olduğu
allerjiler toplumda %1 oranında görülür. Herhangi bir gıda allerjiye neden olsa da en sık; inek
sütü, yumurta, yer fıstığı, mısır,fındık, balık ve kabuklu deniz ürünleri sayılabilir. Gıda alerjisi
durumlarında, birçok kişiye etkisi bulunmayan gıdalar bu kişilerde yan etkiler yapabilir. Bu yan
etkiler hemen gelişir ve çeşitli bölgelerde oluşabilir. Bulgular gıdanın yenmesinden 1-2 dakika
içinde ile 2 saat sonra ortaya çıkabilir: Bulantı, kusma, karın ağrısı, gaz, karında şişkinlik,
döküntü, dil ve damakta şişme, boğazda kaşıntı, yanma gözlenebilir.
Gıda hassasiyeti nedir?
Bir gıda bileşenine karşı organizmanın gösterdiği bütün aşırı reaksiyonlara gıda hassasiyeti
denir. Gıda hassasiyeti gıda alerjisi ve gıda intoleransı olmak üzere ikiye ayrılır. Her ikisinde
de güvenli gıdalara bile aşırı reaksiyon oluşur.
Neden Gıda Hassasiyeti Oluşur?
Belirli gıdalara karşı oluşan duyarlığın bir çok nedeni olabilir gıdaların üretilme saklanma
şekilleri tek yönlü yeme alışkanlığı stres, çevrsel etkiler, alkol gibi etkiler normalde hiç bir zararı
olmayan gıdaların da duyarlılık kazanmasına yardımcı olur. Bu etkiler bağırsak fonksiyonlarını
etkiler ve yiyecekler içindeki bileşenler bağışıklık sistemimizi harekete geçirdiği için sürekli bir
savaş başlar. Oluşan antikorlar artan bir hızla vücudun kendi dokusuna ya da yağ
metabolizmasına zarar vermeye başlar. Gıda intoleransı testi ile vücudumuza zarar verip
bağışıklık sistemimizi harekete geçiren bu gıdaları saptayabiliriz. Hasta örneklerine
bakıldığında hasta diyet yapmasına rağmen kilo verememekte kolesterol düzeyleri yüksek
çıkmakta hatta ürik asit metabolizmaları bile değişkenlik göstermektedir. Aslında yiyerek zayıf
kalan kişilerin o gıdaları içgüdüsel olarak seçtiği ve tüketmediği kanısına varılmaktadır. Sadece
metabolizma yavaşlaması ve kilo problemi değil migren, kronik cilt rahatsızlıkları gibi hastayı
uğraştıran ama sonuç alınamayan rahatsızlıklarda da iyileşme sağlayabilmektedir.
Gıda intoleransı nedir?
Gıda intoleransı, bir gıda yada gıda bileşeni tarafından tetiklenen vücudun gösterdiği ters
tepkidir. Örnek olarak laktoz intoleransı verilebilir. Bağışıklık sistemini kapsamazlar. Bu
reaksiyonlar sindirilemeyen veya emilemeyen gıda yada gıda bileşenlerinden dolayı meydana
gelmektedir.
Örneğin, laktoz intoleransına sahip kişilerin sütteki laktoz şekerini sindirecek laktaz enzimleri
bulunmamaktadır. Laktoz intoleransı dünyadaki yetişkin insanların %50’sinde görülen ve en
bilinen gıda intoleransıdır.
Bazı kişiler de lezzet artırıcılar (MSG) veya koruyucular (sülfit) gibi katkı maddelerine karşı
intoleransa sahiptirler. Semptomları kişilere göre değişkenlik gösterebilir ve genelde hangi
gıda bileşenin hangi reaksiyona neden olduğunu belirlemek imkânsızdır.
Gıda intoleransı semptomları gıda alerjisi ile karıştırılabilir. Bu nedenle bir gıdaya gösterilen
reaksiyonun nedenlerini belirlemek amacıyla bir doktora danışmak önemlidir.
Gıda intoleransına ne yol açar?
Basit bir yanıt yoktur. Bileşikten bileşiğe değişmekle birlikte, bazı enzimlerin eksikliği (vücuttaki
spesifik kimyasal reaksiyonlar için enzimlere gereksinim duyulur), kalıtım, stres veya hastalık,
dengesiz bir bağışıklık sistemi, çevre kirliliği ve dengeli bir beslenme olmaması, bunu mümkün
kılan mekanizmalardır.
Bazı bileşenlere karşı insanlar neden alerji olur?
Bir gıdaya karşı alerji veya intolerans olma olasılığının en iyi tahminlerinden biri ailenin tarihidir.
Alerjili (atopik) ebeveynlerin çocukları muhtemel risk altındadırlar. Alerjik ebeveynlerin
çocuklarında gıda alerjisi görülme riski daha fazladır. Bir ebeveyninde gıda alerjisi olan
bebeklerde gıda alerjisi görülme riski, alerjik olmayan ebeveynlerin bebeklerinde gıda alerjisi
görülme riskinin iki katıdır. Eğer hem anne hem de babada gıda alerjisi varsa risk 6 kat artar.
Alerjilerle ilgili ailelerden olan bebeklerin, anne sütüyle beslenmesi halinde 4-6 ay içerisinde
alerjiye karşı bir miktar koruma kazanabilir.
Gıda alerjisi ve intoleransı belirtileri hangi yaşta meydana gelir?
Gıda intoleransı ve alerjisi her yaşta meydana gelebilir. Eğer gıda intoleransı erkende teşhis
edilmezse ilerleyen zamanlarda ciddi problemlere neden olabilir. Örneğin laktoz intoleransı
çocuklarda kolite neden olurken yetişkinlikte Crohn’s hastalığına neden olabilir.
Gıda alerjisine karşı kimler risk altındadır?
Gıda alerjisi her yaşta görülebilir. Fakat gıdalara gösterilen gerçek alerjik reaksiyonlar en çok
bebek ve çocuklarda gözlenir ve yaş artıkça sıklığı azalır. Yetişkinlerin yaklaşık %2’sinin gıda
alerjisi olduğu tahmin edilmektedir.
Gıda alerjisi olan ebeveynlerin çocuklarında alerjiye karşı duyarlılık vardır. Gıda alerjisi olan
çocukların alerjileri düzenli olarak kontrol edilmelidir. Çoğu kez bu alerjilerinden kurtulurlar ve
kısıtlı diyete gereksinimleri kalmaz.
Anafilaksi nedir?
Anafilaksi ciddi bir alerjik reaksiyondur. Allerjene maruz kalmanın ilk dakikaları içerisinde
vücudun bütünü etkilenir. Gıdalar, böcek ısırmaları ve ilaçlar başlıca nedenleridir.
Anafilaktik reaksiyonu kandan ve dokulardan histamin gibi kimyasal maddelerin ani
salgılanması ile oluşur. Bu salgılanma allerjene karşı antikorların (immunoglobin E) reaksiyonu
ile tetiklenir. Bu mekanizma son derece hassas bir mekanizmadır ve çok az miktarlarda bile
allerjen reaksiyona neden olabilir.
Anafilaktik şoklarda, bronşlar kabarır, kan basıncı düşer, boğulma ve çökmeye neden olur.
Adrenalin (efinefrin) acilen enjekte edilmelidir. Adrenalin hızlı bir şekilde kan damarlarını
daraltır, akciğerdeki düz kasları gevşeterek nefes alıp vermeyi düzenler, kalp temposunu uyarır
ve yüzde ve dudaklarda şişmeyi (angioedema) durdurur.
Biyojen aminler nelerdir ?
Biyojen aminler, proteinlerin yapı taşı olan amino asitlerden türevlenen bileşiklerin bir sınıfıdır.
En iyi bilinen biyojen amin vücutta üretilen histamindir ve alerjik reaksiyonlarda önemli bir rol
oynar. Biyojen aminler protein degredasyonu geçiren bütün doğal ürünlerde mevcuttur. Balık
ve konserve balıklarda biyojen aminlerin yüksek konsantrasyonlarda olduğu bilinir.
Bazı insanlar gıdalardaki biyojen aminlere karşı duyarlıdır, bunun sonucunda alerjik
reaksiyonlara benzeyen semptomlar gösterirler.
Gıdalardaki başlıca biyojen aminler histamin, triptamin, kadaverin, pütresin, spermin ve
spermadindir. Vücudumuzda bazı biyojen aminler nörotransimiterler olarak önemlidir. Bunlar
GAMA (gama amino bütirik asit), serotonin ve dopamindir.
Gıda alerjilerinin bir tedavisi var mıdır?
Şu ana kadar gıda alerjilerini tedavi edebilecek bir yöntem bulunamamıştır. Alerjiye neden olan
unsurlardan uzak durmak reaksiyonları önlemenin tek yoludur. Yerfıstığı, ceviz, balık ve
kabuklu deniz mamülleri ömür boyu süren alerjiler olduğu halde birçok insan gıda alerjilerini
zamanla atlatırlar.
Gıda intoleransının en yaygın tipleri nelerdir?
Gıda intoleransının en bilinen tipi laktoz intoleransıdır. Laktoz intoleransına sahip kişilerde
sütteki laktoz şekerini sindirecek laktaz enzimi yetersizdir. Diğer bilinen gıda intolerans tipleri
fruktoz, gluten, alkol, bazı tip lifler ve lezzet arttırıcı (MSG), koruyucular (sülfit) gibi gıda katkı
maddeleri intoleransıdır.
En yaygın gıda alerjenleri nelerdir?
Kişişer herhangi bir gıdaya (meyveye, sebzeye veya ete karşı) alerjik reaksiyon gösterebilir.
Fakat bunlar aşağıda belirtilen gıdalara karşı olduğu kadar yaygın değildirler. Bu sıralanan
gıdalar, insanlarda görülen gıda alerjik reaksiyonların %90’ının nedenini oluştururlar.
• Süt
• Yumurta
• Yerfıstığı
• Ağaç Fındığı (Ceviz, vb…)
• Balık
• Kabuklu deniz ürünleri
• Soya
• Un
Bilinenin tersine, gıda katkı maddeleri (E-numaralı) alerjik reaksiyonların nadiren sebebini
oluşturur. Gıda katkı maddelerinin alerjik reaksiyonları doğal gıdalardan daha fazla değildir.
İnsanlar hangi çeşit gıdalara karşı alerji olurlar?
Yetişkinlerde alerjik reaksiyonlara neden olan en bilinen gıdalar karides, kerevit, ıstakoz ve
yengeç gibi kabuklular, fıstık, fındık, ceviz, balık ve yumurtadır.küçük çocuklarda alerjik
reaksiyonlara neden olan en bilindik gıdalar süt, yumurta, buğday ve fıstıktır.
Yetişkinler genelde alerjilerden kurtulamazlar fakat çocuklar bazen kurtulabilirler. Süt ve
soyaya karşı olan reaksiyonlardan, fıstık, balık ve karidese karşı olan reaksiyonlara göre daha
kolay kurtulurlar. Fıstık ve kabuklu deniz hayvanlarına karşı olan alerji ilk maruz kalmadan
sonraki tüketimlerde ciddi reaksiyonlara sebep olabilir.
İnsanlar sık sık yedikleri gıdalara genellikle tepki gösterirler. Örneğin Japonya’da, pirinç alerjisi
yaygındır. İskandinavya ülkelerinde morina balığı alerji vakaları yaygındır.
Gıdaların etiketlerinde allerjik maddeler hakkında hangi durumlarda bilgi verilmelidir?
Buğday, yumurta gibi bazı gıdalara allerjisi olan insanlar bu gıdalar doğal hallerinde
bulundukları sürece onları kolayca yemek listelerinden çıkarabilirler. Bu aynı allerjik
maddelerin önceden hazırlanmış gıdalarda olup olmadığından emin olmak kolay degildir.
(Örneğin soslarda.)
Gıda üretimi oldukça karmaşık ve sofistike proseslerden oluşmaktadır ve işlenmiş gıdalar bizim
günlük yaşamımızın parçası durumundadır. Çünkü bu gıdalar üretilirken fındık yağının kullanıp
kullanılmadığını, gluten içerip içermediğini bilmeniz zordur.
25.08.2002 tarih ve 24857 sayılı Resmi gazetede yayınlanan gıda maddelerinin genel
etiketleme ve beslenme yönünden etiketleme kuralları tebliği(2002/58)ne göre gıda üreticileri
ürettikleri gıdalarda içerik olarak yönetmelikte belirtilen 12 grup potansiyel allerjik maddeden
herhangi birini kullanacaklarsa miktarı ne olursa olsun, alkol dahil tüm gıdalarda, bunu
belirtmek zorundadırlar.
Allerjenler
• Gluten içeren tahıllar
• Balık
• Kabuklu hayvanlar
Yumurtalar
• Yerfıstıkları
• Soya
• Laktoz içeren süt ve süt ürünleri
• Fındık
• Kereviz
• Hardal
• Susam tohumu
• Sülfitler
Bunlar görülen allerjik reaksiyonların %90 ının sorumlusudur. Genel kural olarak özellikle
yukarıda belirtilen listeden gıdalara eklenmek için elde edilen katkı maddeleri etikette
belirtilmek zorundadır. Örneğin lesitin (soya fasulyesinden) gibi.
Bununla birlikte alerjik olarak bilinen gıdalardan elde edilen türevleri alerjik reaksiyonlara
neden olmayabilir. Aynı zaman da yukarıda belirtilen kanun bu türevler için etiketlerde
belirtilme zorunluluğunu ortadan kaldırır.
Laktoz intoleransı olan bir kişi olarak hangi gıdalardan uzak durmalı?
Sütte oldukça çok bulunan aynı zamanda süt şekeri olarakta adlandırılan laktoza tolerans
gösterememek laktozu sindirememek anlamına gelir. Bu sindirim sorununun nedeni kısa
bağırsak hücreleri tarafından salgılanan laktaz enziminin yetersiz olmasıdır. Bu enzimin görevi
laktozu daha küçük parçacıklara bölmek ve bu şekli ile kan dolaşımına katılmasını sağlamaktır.
Laktozu tolere edebilmek kişiden kişiye farklılık gösterir. Süt ve süt ürünlerine tolerans
gösterebilme limiti ancak kalifiye tıp doktorlarının deneme ve gözlemleriyle belirlenebilir.
Süt ve fermentasyon işlemi görmemiş süt ürünleri doğal laktoz kaynaklarıdır ve bunları
tüketmemelisin. Fermantasyon işlemi görmüş süt ürünlerini tüketebilirsin. Çünkü bu gıdalarda
bulunan laktik asit bakterileri laktozu sindirilmiş hale getirmiştir.
Laktoz içermesi muhtemel diğer gıda ürünleri şunlardır: ekmek ve diğer un mamülleri, işlenmiş
kahvaltılık tahıl ürünleri, kahvaltı içecekleri, margarine, etler, salata harcı, şekerlemeler,
gözleme, bisküvi, kurabiyeler ve bu çeşit gıdaları tüketmemelisin.
Gıdaların etiketlerini dikkatlice okumalısın. Bu etiketlerde sadece süt veya laktoz kelimesinin
olup olmamasını değil aynı zamanda peynir altı suyu, lor peyniri, süt tozu, süt yan ürünlerinin
olup olmadığını kontrol etmelisin. Eğer bunlardan herhangi biri varsa bu ürünün laktoz
içerdiğini gösterir ve o üründen uzak durmalısın.
Şu bir gerçektir ki yukarıda sıralanan ürünlerin bir çoğu bazı besleyici maddeler içermektedir.
Ve diğer bir gerçekte tüketilen farklı miktarlardaki gıdaların etkilerinin kişiden kişiye farklılık
gösterebilmesidir.
Herbir kişi için hangi miktarda laktozun ona dokunduğunun denenerek belirlenmesi önem arz
etmektedir. Laktaz enzimi bulundurmayan küçük yaştaki çocuklara laktoz içeren herhangi bir
gıda verilmemeliyken daha büyük yaştaki çocuk ve yetişkinlerin laktozdan tamamen uzak
durmaları gerekmemektedir.
Yerfıstığına alerji olan yerfıstığı yağından kaçınmalı mı?
Yağın rafinasyonu sırasında alerjinin ortaya çıkmasına neden olan proteinler uzaklaştırılır.
Yerfıstığı yağı (bazen Arachis olarak etiketlenebilir) yaygın olarak bitkisel yağlarda onların
bileşeni olarak, işlenmiş gıdalarda taşıyıcı olarak veya kozmetikde emülgatör olarak
kullanılırlar.
Çalışmalar rafine edilmiş yerfıstığı yağında dikkate değer oranda protein olmadığını gösterir.
Bu güne kadar görülen yerfıstığı alerjik reaksiyonlarının hiç birinin nedeninin rafine edilmiş
yağlar olmadığı görülmüştür. Bununla birlikte rafine edilmemiş ham yağlar veya yerfıstığı
pişirmek için kullanılmış yağlar protein içerebilir ve bunlardan kaçınmalısın.
Son zamanlarda benzoik aside (E210) karşı alerji olduğumu keşfettim, bu nedenle hangi
gıdalardan uzak durmalıyım?
Benzoik asit ve benzoat mantar oluşumuna karşı kullanılan bir koruyucudur. Koruyucu olarak
eklenen bileşenler, etiketlerde ya numaraları (E210-215) yada isimleri ile belirtilmelidir. Bu
nedenle etiketi dikkatlice okumalısınız. Benzoik asidin doğal kaynakları ise sadece
yabanmersinidir. Yabanmersini çok fazla benzoik asit içerdiğinden dolayı son derece zor
bozulur. Bundan dolayı yabanmersini ve yabanmersininden yapılmış ürünlerden uzak
durmalısınız.
Inek sütüne karşı intoleransı olan keçi sütü kullanabilir mi?
Keçi sütü genellikle inek sütü proteinlerine alerjisi olan insanlara bir çözüm olarak gösterilir. Ne
yazık ki bu her zaman geçerli değildir.
Keçi sütünün inek sütünden daha iyi tolere edilip edilmediği alerjiye neden olan proteinin tipine
bağlıdır. Pek çok insanda inek sütüne karşı gösterilen alerjik reaksiyonun nedeni blactoglobulin diye bilinen bir protein çeşitidir. Bununla birlikte bu protein keçi sütündede
bulunmaktadır, bu nedenle keçi sütü bu proteine alerjisi olan kişilere alternatif olamaz.
Keçi sütünü inek sütünün alternatifi olarak da olsa tüketmek faydalıdır. Bunu doktorunuz veya
diyetisyeninizin gözetiminde tüketmeniz oluşabilecek herhangi bir semptomun hayati risk
taşıması açısından önemlidir. Bu durum bir yaşının üzerindeki çocukları içinde geçerlidir. Bu
alternatif tüketim önemli protein ve kalsiyum kaynağını diyetimize ekleyecektir.
Glüten nedir?
Glüten, özellikle buğday gibi tahıllarda bulunan bir protein grubudur. Buğday; başta çavdar,
arpa, yulaf olmak üzere diğer hububat tahılları ile de yakından alakalıdır ve bu nedenle bu
tahıllar da glüten içerirler.
Glüten, hamurun güçlü yapısından sorumlu, buğdayda bulunan proteindir. Glüten proteinleri,
ekmek yapımı esnasında oluşan ağsı yapıdan sorumludur. Yükselme devresinde oluşan bu
yapı çok önemlidir, glütensiz istenilen yapı oluşamaz ve ekmek mayalanamaz.
Glüten, birçok insan için mide-bağırsak kanalı yoluyla kolaylıkla sindirilebilen normal bir
proteindir. Fakat bazı kişiler glüteni sindiremez.
Bu kişiler çölyak hastalığı olarak adlandırılan glüten intolerantlardır.
Glüten bir seri farklı proteinin karışımıdır ve iki grupta sınıflandırılır bunlar, Prolaminler ve
Glutelinlerdir. Başlıca prolamin proteini olan Gliadin, çölyak hastalığı veya gluten
intoleransında başlıca problemdir, gliadin antikorları bu hastalıkla alakalı olan bağışıklık
komplekslerinde bulunmaktadır.
Çölyak hastalığına sahip kişiler glüten içeren gıda yediklerinde, bağışıklık sistemleri ince
bağırsağa zarar vererek karşılık verir. Belirli bir biçimde, ince bağırsak zarında bulunan, villi
olarak adlandırılan, küçük parmak benzeri çıkıntılar kaybolur. Besin öğeleri gıdalardan bu villi
sayesinde kan dolaşımına emilirler. Villi olmaksızın, kişi kötü beslenmiş olur–yediği gıdanın
miktarıyla alakasız olarak.
Çünkü vücudun kendi bağışıklık sistemi hasara neden olur, çölyak hastalığı otoimmün
bozukluk olarak kabul edilir. Bununla beraber, absorbsiyon bozukluğu olarak da sınıflandırılır
çünkü besin elementleri absorblanamamaktadır. Çölyak hastalığı, ayrıca çölyak psiloz, tropikal
olmayan psiloz ve glüten-duyarlı enteropati olarak da bilinmektedir.
Çölyak hastalığı ailelerde gözlenen genetik bir hastalıktır. Bazen hastalık, ameliyattan,
hamilelikten, doğumdan, viral enfeksiyondan veya ciddi duygusal streslerden sonra ilk kez
tetiklenir veya aktif hale gelir.
Mutfak aletlerinin buğday ürünleri ile kullanımından sonra, bu aletlerin glutenden
arındırılması nasıl sağlanır?
Gluten, işlevsel özelliklerinden dolayı, buğday içerisinde bulunan önemli bir proteindir. Bu, gıda
endüstrisinde buğday kullanımının yaygınlaşmasının temel sebebidir. Ayrıca; buğday, fırında
pişen hafif ürünler üreten ve gazı içerisinde hapsedebilen, güçlü ve dağılmayan (yapışkan)
hamur oluşturan tek tahıl ürünüdür.
Bir bütün olarak, gluten suda çözünmez fakat sulandırılmış tuz veya asit/baz çözeltilerinde
çözünür. Mutfak aletlerini glutenden arındırmak için aletler önce soğuk suyla sonra da, onu
takiben sıcak su ile durulanabilir. Sıcak su, gluten ile meydana gelen hamuru çözecek ve
arındırma işlemini kolaylaştıracaktır. Buna ilaveten, bulaşık yıkarken kullanılan sıvılar yada
çeşitli çözücüler de temizleme işlemi için tavsiye edilir. Bulaşık deterjanı ile sıcak su
kombinasyonu temizliğin sağlanması için idealdir. Aletler doğrudan sıcak su ile durulanır ve
kurutulur.
Hangi katkı maddeleri süt ürünlerini içermektedir?
Hangi katkı maddeleri süt ürünlerini içermektedir? Hiçbir katkı maddesi (E-numaraları) süt
proteini veya diğer süt bileşenlerini içermez. Süt bileşenleri her zaman süt tozu, kazein, peynir
suyu, peynir suyu tozu, yoğurt, yoğurt tozu ve benzerleri olarak bahsedilmektedir. Laktik asit,
bazı bakteriler tarafından şekerden üretilmektedir; ve sütten türememiştir.
Hangi katkı maddeleri tavuk ürünlerini içermektedir?
E322 (lesitin) dışında hiçbir katkı maddesi tavuk ürünlerini içermemektedir ve lesitin (E322)
yumurta sarısından elde edilmiş olabilir.
Benzoik asit ve benzoat nedir ve hangi ürünlerde bulunmaktadır?
Benzoik asit, özellikle mantarlara karşı koruyucu bir rol oynayan doğal bir bileşendir. Normal
olarak yüksek konsantrasyonlarda yabanmersininde bulunmaktadır. Diğer birçok yenilebilir
meyvelerde bulunmaz. Anti-mikrobiyal davranışı sayesinde, gıdalarda koruyucu olarak geniş
alanda kullanılmaktadır. Bu durumda, etikette benzoik asit, benzoat (benzoik asitin tuzu) veya
E210-E213 olarak belirtilmelidir.
Laktoz intoleransı/süt alerjisinin yaygın semptomları nelerdir?
Bir çok kez “süt alerjisi” ve “laktoz intoleransı” terimleri birbirlerinin yerine geçecek şekilde
kullanılabilirler ve bu da insanlar arasında karışıklık yaratmaktadır. Bununla beraber, ikisi de
farklı nedenlerle, semptomlarla, hedef gruplarla ve farklı tedavi şekillerinden dolayı farklı sağlık
durumlarıdır. Bu yüzden bu iki terim arasındaki farklılığı ortaya çıkarmak zorunludur.
Bir tarafta, “gıda intoleransı” hakkında konuşulduğunda, gıda maddesine veya katkı
maddesine karşı vücudun gösterdiği, sindirimi veya metabolizmayı (gıdanın vücut tarafından
parçalanması) içeren fakat bağışıklık sistemini içermeyen ters etkiler anlaşılmaktadır. Laktoz
intoleransı buna bir örnektir. Kişide süt şekerini (laktoz) sindirecek enzimin (laktaz) eksikliğinde
meydana gelir.
Diğer tarafta, “gıda alerjisi” vücudun bağışıklık sisteminin gıda içersindeki bir maddeye veya
bileşene gösterdiği reaksiyondur ve genellikle proteindir. Çocuklarda en yaygın gıda alerji
kaynakları inek sütü, yumurta, buğday ve soyadır. Süt alerjisi, sütte bulunan proteinlere karşı
bağışıklık sisteminin anormal reaksiyonundan kaynaklanmaktadır.
Ayrıca süt alerjisi ve laktoz intoleransı semptomları birçok formda karşımıza çıkabilir ve birçok
zaman bireyler arasında büyük değişiklikler gösterir. İnek sütü alerjisinde, etkileri hemen veya
daha sonra ortaya çıkabilir ve semptomları vücudun her tarafında gözlenir. En çok etkilenen
bölgeler sindirim sistemi (bulantı, karın krampları, kusma, ishal), deri (kurdeşen, egzama,
şişlik) ve solunum yoludur (hırıltı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, öksürme). Gıda alerjilerinde
en büyük tehlike anafilaksiden gelmektedir, bu durum nadir, akut ve hatta bazen bağışıklık
sistemini çok kuvvetli etkileyen bir durum yaratabilir. Bazı insanlar için inek sütü alerjisi sadece
kurdeşene veya mide bozulmasına neden olurken; bazı kişiler için ise ciddi hastalıklara ve
hatta ölümlere (hayat tehdit edici) bile neden olabilir.
Laktoz intoleransı, inek sütü alerjisine benzer semptomlar yaratabilir, örneğin ishal, kusma
ve/veya karın krampları; bununla birlikte abdominal distansiyon ve gaz oluşumu ile de
sonuçlanabilir. Semptomların ciddiyeti bireyin dayanabildiği laktoz miktarına göre değişiklik
gösterir.
Download