Yunus Emre ERDOĞAN 1 ~PARA TEORİSİ~ Para Talebi Teorileri 1

advertisement
~PARA TEORİSİ~
Para Talebi Teorileri
1.GRUP : Klasik ve Paracı Yaklaşımlar
*Miktar Teorisi (Fisher / Cambridge)
*Modern Miktar Teorisi (M. Friedman)
2. GRUP : Keynesyen ve Neo-Keynesyen
Yaklaşımlar
A.
Likidite Tercihi Teorisi (J.M.
Keynes)
B.
Portföy Dengesi Yaklaşımı (J.
Tobin)
C.
Servet Uyumlaması Yaklaşımı
(Brunner, Meltzer)
 Para, fonksiyonları nedeniyle ekonomik
birimler tarafından farklı güdülerle talep
edilen bir varlıktır.
 Para Talebi Teorisi;
*Mikro düzeyde kişilerin, Makro düzeyde
ekonominin
Niçin ve Ne miktarda para tutmak
istediklerini araştırır.
*Tutulan para miktarındaki değişmelerin
ekonomideki yansımalarını inceler.
*Tutulan para nominal ve reel olabilir. Para
talebi teorisi Reel para miktarı ile ilgilenir.
*Reel para miktarı, paranın satın alma gücü
olarak ifadesidir. (M / P) şeklinde ifade edilir.
 Paranın niçin ve ne miktar talep edildiğini
sorgulayan değişik teoriler vardır:
 Fiyat ve faizlerde değişiklik
beklentileri,
 Ekonomik gelişmelerdeki
belirsizlik,
 Kanuni sınırlamalar,
 Likiditenin sağladığı
kolaylıklar v.b.
görüşler bu yaklaşımların çıkış noktası
olmuştur.
 Literatürdeki yaklaşımlar para talebini,
paranın fonksiyonlarıyla ilişkili olarak ele
almaktadır. Paranın üç temel fonksiyonu:
 Hesap birimi (paranın varlığını
ifade eder)
 Mübadele aracı (mübadelede
kolaylık sağlar)
 Servet saklama aracı
Yunus Emre ERDOĞAN
Alım-Satım İlişkisi (Mübadele İlişkisi)
► Trampa ekonomisinde  aynı anda
► Paralı ekonomide  değişik
zamanlarda
Para tutmanın alternatif maliyeti nedeniyle,
para gelir getirecek şekilde yatırılır.
► Geleneksel yaklaşımlar  Mübadele
amacı
► Diğer yaklaşımlar  + Değer
saklama amacı
Örnek: Keynes – Likidite Tercihi Teorisi
(spekülatif amaçlı para talebini dikkate alınır).
► Geleneksel Para Talebi Teorileri’nde;
Para tutma sebebi  sadece mübadele
fonksiyonu
Mübadele Denklemi ile Cambridge Denklemi
► Mübadele için talep edilen para
miktarı;
Gelir düzeyine
Alışkanlıklar
Kurumsal yapılanmalara istikrarlı
Teknolojik gelişmelere
bağlıdır.
► Servet saklama amacı dikkate
alındığında paranın istikrarı tartışılır.
*Friedman Yeni Miktar Teorisi
Alım işlemleri ertelenip, paranın servet
saklama aracı olarak kullanılması para
talebinde istikrarsızlık yaratmaz.
karşıt olarak
*Keynes Likidite Tercihi Teorisi
Elde tutulan para miktarı değişken bir
büyüklük haline gelir. Elde tutulan para
gelirin eksik harcandığını gösterir. Üretilen
malların tümü satılmayacak, stoklar oluşacak,
ekonomide mal ve gelir üretimi düşecektir.
*Para talebindeki değişiklikler, ciddi
istikrarsızlık kaynağıdır. Para talebi değişimi,
ekonomideki harcama düzeyini
değiştirdiğinden, enflasyon ve işsizlik gibi
ciddi sorunlara yol açmaktadır.
Para talebi teorisi bu yüzden önemlidir.
1
*Miktar teorisi, 1929 Bunalımı’na kadar
parasal analizlere temel oluşturmuştur. İki
farklı gelenek vardır.
Birincisi : Cantillon ve Hume tarafından
benimsenen Dolaysız Mekanizma’dır.
Ekonomideki para miktarı ile fiyatlar genel
düzeyi arasında doğrudan bir ilişki vardır.
Ms   P 
İkincisi : Thornton ve Ricardo tarafından
benimsenen Dolaylı Mekanizma’dır. Faiz
mekanizmasını içerir.
Ms   i   Harcamalar (Talep)  
P
Her iki analiz de aynı sonuçları üretirler.
1) Para miktarındaki değişmeler, toplam
harcamalarda eş oranlı değişmelere
yol açar.
Ms    Toplam Harcamalar (Talep)  
2) Toplam harcamalardaki değişmeler,
fiyatlarda eş oranlı değişmelere yol
açar.
Toplam Harcamalar (Talep)    P  
Doğrudan (Dolaysız) Mekanizma daha
yaygındır.
İki eski yorumu vardır.
1.GRUP : Klasik ve Paracı Yaklaşımlar
a-Miktar Teorisi (Fisher / Cambridge)
Miktar Teorisi (Fisher Yaklaşımı)
Para tutumunu, sadece mübadele gereksinimi
ile açıklayan Fisher’in çıkış noktası,
MV  PT şeklindeki mübadele özdeşliğidir.
M – Ekonomideki para miktarı
V – Paranın dolanım hızı (paranın el
değiştirme sayısı)
P – Fiyatlar genel düzeyi
T – Dönem içinde ticarete konu olmuş
malların miktarı
Bu özdeşlikte V ile T sabit kabul edildiğinde
mübadele özdeşliği teorik içerik kazanır ve
eşitlik ortaya çıkar.
MV = PT
Paranın Dolanım Hızının Sabit Olması ( V )
1) Kurumsal nedenler : (Çek vb. ödeme
araçlarının ve elektronik bankacılığın
yaygınlaşması ile para talebi düşer,
aynı para miktarı ile daha çok işlem
yapılır).
2) Ödeme alışkanlıkları : Ödemelerin
sıklığı para talebini etkiler.Ödeme
sıklığı arttıkça, para talebi azalır.
Yunus Emre ERDOĞAN
Aylık Kazanç = 1.000.000 TL (Ayda bir
ödeme)
Kişi gelirini bir aylık harcamalarını yapacak
şekilde yayar.
Varsayım : - Tasarruf yok, – Her gün eşit
harcama
Ortalama Para Talebi = 500.000 TL olacaktır.
[(t1+ t30) / 2] Yıllık gelirinin 1/24’ünü para
olarak tutar.
Aylık Kazanç = 1.000.000 TL (Onbeş günde
bir ödeme)
Ortalama Para Talebi = 250.000 TL olacaktır.
[(t1+ t14+ t15+ t30 / 4] Yıllık gelirinin
1/48’ini para olarak tutar.
İşlem Hacminin Sabit Olması ( T )
Tam istihdam varsayımı altında, özellikle kısa
dönemde, ekonomide ticaret konusu mal ve
hizmetlerin reel miktarı (T) ;
1) Çalışma arzusu,
2) Cari teknolojik düzey,
3) Ülkenin kaynak donanımı,
tarafından belirlendiği için T sabittir.
Fisher’e göre sosyal, psikolojik, kültürel ve
kurumsal yapılardan dolayı V’nin değeri
sabittir.
Denge halindeki bir ekonomide para arzı (Ms)
para talebine (Md) eşit olduğundan;
M = Ms = Md : MV = PT
Böylece elde tutulan para miktarı :
1
1
Md = - PT ;
- = k ; M = kPT
V
V
(Nominal Para Talebi)
Kişiler, mübadele güdüsü ile toplam
harcamalarının (T) bir bölümünü (k) oranında
reel para olarak tutarlar.
M
_
P
= kT (Reel Para Talebi)
Daha sonraları, ekonomideki işlem miktarının
hesaplanmasına ilişkin sorunlar göz önüne
alınarak, işlem hacmi (T) yerine, reel milli
gelirden (y) hareket edilmiştir.
MV = PT (Miktar Teorisinin Mübadele
Denklemi)
MV = Py (Miktar Teorisinin Gelir Denklemi)
2
MV = PT  V = PT / M (V : paranın işlem
dolanım hızı)
MV = Y  V = Y / M (V : paranın gelir
dolanım hızı)
PT
Py
Y
V=
=
=
M
M
M
Belirli bir gelir elde edilirken, paranın kaç
kez el değiştirdiğini gösterir.
Modeli çalışabilir hale getiren varsayımlar;
► Akılcı bireylerin hedefi fayda
maksimizasyonudur.
► Gelir ve Harcamalar arasında eşanlılık vardır.
► Fiyatlar esnektir.
► Paranın gelir dolanım hızı sabittir.
(V=Y/M  Vy)
► Para talebinin gelir esnekliği 1’dir. Y
%1  Md %1
► Para talebinin faiz esnekliği sıfırdır.
► Para sadece işlem amacıyla talep
edilir.
► V ile T sabittir.
V’yi Etkileyen Faktörler ;
► Para ve sermaye piyasalarının
gelişmesi sonucu paranın işletilmesi
olanağı doğduğundan Md   V 
► Halkın tüketim ve tasarruf eğilimi;
 Tüketim eğilimi   Md  
V
 Tasarruf eğilimi   Md  
V
► Gelirin elde edilme süresinin sık
olması Md   V 
► Ödeme araçlarının (çek, kredi kartı)
çeşitliliği Md   V 
► Ekonomik birimlerin beklentileri;
 Gelir ve Fiyatların artacağının
tahmin edilmesi Md   V 
 Faiz oranlarının artacağı
beklentisi Md   V 
Yunus Emre ERDOĞAN
Miktar Teorisi (Cambridge Yaklaşımı)
A.C. Pigou ve A. Marshall tarafından
geliştirilmiştir. Fikirleri, Keynesyen
yaklaşıma ve Modern Miktar Teorisine (M.
Friedman) katkı sağlamıştır. Denge halindeki
bir ekonomide Pigou denklemi;
Md = kPw
Md – Nominal para talebi
w – Reel servet
P – servet içinde yer alan değerlerin TL
cinsinden piyasa fiyatı
Pw – Nominal servet
k – Nominal servetin ne kadarının para
olarak tutulacağı (servet tutma katsayısı)
► Pigou, parayı servetin bir parçası
olarak görmektedir.
► Para sadece mübadele aracı olarak
değil, aynı zamanda servet olarak da
talep edilmektedir.
► Yaklaşım, fertlerin serveti hangi
oranda para olarak tutmak istediklerini
göstermek için Fayda Teorisini
(Marjinal Fayfa) kullanmaktadır.
► Md ‘nin en üst sınırı insanın servetidir.
► Para tutmanın alternatif maliyeti
vardır. Alternatif araçların (tahvil,
hisse senedi vb.) getirileri para
talebinin ne kadar olacağı konusunda
belirleyicidir.
► Gelecek hakkındaki belirsizlik ve faiz
oranının rolü vurgulanmasına karşın,
V sabit kabul edilmektedir.
3
İki Yaklaşım Arasındaki Farklar
1. Fisher : Md fertlerin harcamalarına
bağlıdır. Md ‘yi akım büyüklükler (T
ya da y) etkiler.
Pigou : Md fertlerin servetine bağlıdır. Md
‘yi stok büyüklük (w) etkiler.
2. Fisher : halkın, veri bir harcamayı
gerçekleştirmek için ne düzeyde para
talep edeceklerini hesaplamaya
çalışmıştır. (Para tutma katsayısı)
Pigou : halkın, servetlerinin bir bölümü
olarak ne kadar para tutmak istediklerini
açıklamaya çalışmıştır. (Servet tutma
katsayısı)
3. Fisher : Md ‘yi makro düzeyde ele
almıştır.
Pigou : Md ‘yi mikro düzeyde ele almıştır.
4. Fisher : insanların ne kadar para
tutmak mecburiyetinde olduklarını
araştırmıştır.
Pigou : insanların ne kadar para tutmak
isteğinde olduklarını araştırmıştır.
5. Fisher : Ms   T ile V (sabittir)
(Para arzındaki
değişmelerden bağımsız)
Pigou : Ms   Paranın Marjinal
Faydası   Md   k 
(Para arzındaki değişmeler, k ve
w’yi etkiler)
Ayrıca, para arzındaki artışın kaynağına
bağlı olarak, gerçek servet etkilenebilir.
Örneğin:
Yeni altın artışı sonucu Ms   w 
Açık piyasa işlemleri sonucu Ms   w
(sabittir)
(servetin gerçek değeri etkilenmez)
b-) Modern Miktar Teorisi (M. Friedman)
► M. Friedman, miktar teorisinin özel
bir yorumunu geliştirmiştir.
Cambridge’den etkilenmiştir.
► Friedman, para talebinde, elde
tutulması gereken para miktarını değil,
Cambridge okulunun ortaya koyduğu
gibi tutulmak istenen para miktarını
esas alır.
► Friedman, herhangi bir malın
talebinde söz konusu olan etkenlerin
para talebi için de geçerli olduğunu
vurgulayarak şu sonuçlara varır:
Yunus Emre ERDOĞAN
1. Kişiler para talep ederler; çünkü para,
fayda sağlar. Paranın faydası, yüksek
likiditesidir. Para, alım işlemini
ertelemeyi sağladığından, parasal ve
parasal olmayan faydalar sunmaktadır.
2.
Tutulan para miktarı, kişilerin
gelirleri ile ilişkilidir. Para tutmanın
üst sınırı servettir. Para lüks bir maldır.
Yani gelir arttıkça, talebi artan lüks bir
tüketim malıdır. Para talebinin reel
gelir esnekliği birden büyüktür. Bu
nedenle uzun dönemde paranın
dolanım hızı düşer.
3. Tutulan paranın bir alternatif maliyeti
vardır. Alternatif maliyet tahvil, hisse
senedi vb. varlıkların getiri oranıdır.
Ayrıca enflasyon nedeniyle, elde tutulan
paranın alım gücü düşer. Bu da bir
maliyettir. Dolayısıyla, eğer enflasyon
beklentileri artarsa, Md düşer. Eğer P 
 Md  (aynı oranda)
► Friedman’a göre para tutmanın beş
temel sebebi:
 Para tutmanın faydası
 Fiyatlar genel düzeyi
 Reel gelir düzeyi
 Piyasalarda geçerli faiz
oranları
 Enflasyonist beklentiler
*Friedma’da para talebi fonksiyonunun
unsurları:
► Keynes’ten farklı olarak cari gelir
yerine serveti ön plana çıkarmıştır.
► Servet : gelecekteki gelir akımının
bugünkü değeridir. Yani servet yerine
gelir olarak kullanılabilir. Ancak
buradaki gelir sürekli gelirdir. Geçmiş,
bugün ve gelecek dönem gelirinin
ortalamasıdır. Cari gelire göre daha
istikrarlı bir büyüklüktür.
► Beşeri sermayenin, beşeri olmayan
sermayeye oranı, fonksiyonun diğer
bir faktörüdür. Beşeri sermaye,
eğitilmemiş emek yanında, lisan,
mesleki uzmanlık, iş tecrübesi gibi
hususları ifade eder. Likiditesi çok
düşüktür. Toplam servet içinde beşeri
sermaye payı ne kadar yüksekse, para
tutma eğilimi o kadar yüksek olur.
4
Friedman Para Talebi Fonksiyonunu:
M = f(w, e, e, h, u) P
[Nominal Para
Talebi Fonksiyonu]
M/P = f(w, e, e, h, u)
[Reel Para
Talebi Fonksiyonu]
M – Nominal para talebi
w – reel servet
e – Alternatif varlıkların net getiri oranı
e – Beklenen enflasyon
h – Beşeri servetin beşeri olmayan servete
oranı
u – Diğer değişkenler
P - Fiyatlar
Para Tutmanın Alternatif Maliyeti :
e – Alternatif varlıkların net getiri oranı; faiz /
temettü geliri yanında varlıkların piyasa
fiyatlarındaki oynamalar sonucu meydana
gelebilecek sermaye kazancı veya kaybını da
içermelidir. Menkul kıymetlerin piyasa
fiyatlarıyla faiz oranları arasında ters yönlü
ilişki vardır. Dolayısıyla net getiriye
ulaşabilmek için; sermaye kaybı faiz (i)
gelirinden düşülmeli, sermaye kazancı ise
eklenmelidir.
e – Beklenen enflasyon oranı; fiyatlar genel
düzeyinin yükselmesiyle, nakit birikimlerinin
reel değeri düşmektedir. Enflasyon beklentisi
ne kadar büyükse, paraya olan talep o kadar
düşük olmaktadır.
2.GRUP : Keynesyen ve Neo-Keynesyen
Yaklaşımlar
Keynesyen İktisatçıların Varsayımları
► Ekonomi eksik istihdamda dengeye
ulaşabilir.
► Fiyatlar ve ücretler sadece yukarıya
doğru esnektir.
► Parasal aktarma mekanizmasında faiz
çok önemlidir.
► Değer birikim aracı olarak sadece iki
alternatif vardır : Para ve Tahvil
(Hisse senedi). Para dahil tüm yatırım
araçları arasında ikâme söz konusudur.
► Para ve maliye politikaları ekonomiye
istikrar sağlamak için kullanılabilir.
► Konjonktür hem parasal hem de
parasal olmayan faktörlerden
kaynaklanabilir.
► Para arzı ile gelir arasında çift yönlü
ilişki vardır.
► Sürekli bir enflasyon, devamlı para
arzı genişlemesi ile gerçekleşmektedir.
*Finansal krizler,
konjonktürün tepe noktalarıyla
ilişkilendirilmektedir. Finansal krizler,
konjonktürün tepe noktasındaki ekonomik
genişlemeden daralmaya doğru dönüşün bir
temel unsuru ve önceki gelişmelerin
kaçınılmaz bir sonucu olarak
değerlendirilmektedir.
► Nominal para talebinin fiyat esnekliği
“1” varsayılmıştır. Yani, fiyatlar ne
oranda artarsa, nominal para talebi de
aynı oranda artacaktır.
► Friedman’ın teorisi mikro temellere
dayanmaktadır. Yani problem birey
için çözüldüğünde, birey için geçerli
olan tüm ekonomi üzerinde geçerli
olacağı savunulmuştur.
► Denklem miktar teorisine
benzemektedir. Paranın dolanım hızı
sabit değil değişken, ancak istikrarlıdır.
► Fonksiyonda temsili faiz oranı
kullanılmakla birlikte, uygulamada
para talebinin faiz esnekliğinin zayıf
olduğu ispatlanmıştır.
► Ampirik olarak para talebinin gelir
esnekliği “1.8” bulunmuş ve para lüks
mal olarak değerlendirilmiştir.
Yunus Emre ERDOĞAN
5
Likidite Tercihi Teorisi (J.M. Keynes)
► Klasik Miktar Teorisinin, tam
istihdama otomatik olarak ulaşılması
ve dolanım hızının sabit olması
varsayımlarına karşı çıkmıştır.
► Eksik istihdam ve servet (spekülatif)
güdüsüyle para talebini vurgulamıştır.
► Yani, para talebi gelir yanında faiz
oranıyla da etkilenir, sabit bir dolanım
hızı söz konusu değildir.
► Eksik istihdam şartları altında Klasik
Miktar Teorisi geçerli değildir.
► Faiz oranları (i) düşük iken para
tutulması (Md), yüksek (i) iken
tahvil alınmasını (Md)
öngörmektedir.
► Keynes, para talebi yerine likidite
tercihi kavramını kullanmıştır.
► Keynes’in para talebi (Md) ile ilgili
olarak kabul ettiği üç güdü şunlardır:
*İşlem (değişim) güdüsü  Mt = f(y)+
*İhtiyat (gelecek) güdüsü  Mp = f(y)+
*Servet (spekülatif) güdüsü  MA = f(i)-
* i  Md  Tahvil
Talebi  V
Md = Mt + Mp + MA
Md = f ( y, i)
► İşlem ve İhtiyat güdüsüyle para talebi
gelirin bir fonksiyonu iken, spekülatif
para talebi faiz oranı ile ters yönlü bir
ilişki içerisindedir.
► Yeterince düşük bir faiz oranında
para talebinin faiz esnekliği sonsuz
olabilmektedir (Likidite Tuzağı).
► Keynes, para ve tahvilden oluşan
basit bir portföyden hareket eder.
Bireyler finansal servetlerini ya
tümüyle para şeklinde ya da mübadele
gereksinimi dışında tümüyle tahvil
şeklinde tutmaktadır.
► Eğer i  i beklentisi 
Tahvil alınırsa sermaye kaybı olur,
tüm varlıklar Para olarak tutulur.
► Eğer i  i beklentisi 
Tahvil alınırsa sermaye kazancı olur,
tüm varlıklar Tahvil olarak tutulur.
► Yani;
*i  Md  Tahvil
Talebi  V
Yunus Emre ERDOĞAN
6
a-)Portföy Dengesi Yaklaşımı
(Tobin-1961, Gurley ve Shaw-1960)
► Tahvil getirilerinde belirsizlik olması
durumunda, kişilerin aynı anda hem
para hem tahvil tutabilecekleri
savunulmaktadır. (keynes ya para yada
tahvil)
► Yaklaşımın en önemli katkısı, para
talebi fonksiyonunda risk faktörüne
yer vermesidir. Kişiler riski azaltmak
için çeşitlendirilmiş bir portföy
(optimal portföy)
tutmaktadırlar.(keyneste belirsizlik var
risk yok)
► Portföy, finansal varlıklar (tahvil,
bono, para) ve maddi varlıklardan
(hisse senedi) oluşmaktadır.
Varlıkların risk oranları farklı
olduğundan aralarında ikâme sınırlıdır.
Finansal bir varlıktan çözülen para,
yine finansal bir varlığa gider.
► Varlık Talebi = f (Varlığın
Getirisi/Faizi [+], Alternatif
Varlıkların Getirisi/Faizi [-])
Örneğin: Tahvil Arzı  Tahvil
Fiyatı  i
Tahvil Talebi ve Diğer
Yatırım Araçları Talebi
* Keynes’te, Ms  yalnızca  i ve I
etkileniyordu.
► Portföy oluştururken risklerin de
dikkate alınması Keynesçi nitelik
taşımaktadır. Risk sübjektiftir yani
risk belirlemede psikolojik faktörler
önemli yer tutar.
► Para ve/veya diğer likit değerleri
tutmanın üst sınırını servet
oluşturmaktadır.
► Yatırım araçlarının nisbi getirileri
(fiyatları), bu değerlerin nisbi arzlarına
bağlıdır. Arz artışı getiriyi düşürür.
► Para talebi, “değer”in arzındaki artışa,
getirisine (faiz) ve risk faktörüne
bağlıdır.
► Risk iki türlüdür : enflasyon ve
vadeden önce çözülme.
► Günümüz finansal sistemleri, kişilere
hiçbir risk taşımayan çeşitli tasarruf
araçları sunduklarından, spekülasyon
güdüsünün (atıl para talebinin)
varlığını açıklamak güçleşmektedir.
Yunus Emre ERDOĞAN
► Para arzının reel kesimi ne zaman
etkileyeceği belirsizlik arz etmektedir.
Yani para miktarı ile harcamalar
arasında sistematik ilişki yoktur. Md
ile V değişkendir.
b-) Servet Uyumlaması Yaklaşımı
(Brunner, Meltzer-1960)
► Paranın rolü çok önemlidir.
► Portföy dengesi yaklaşımı ile
arasındaki benzerlik: Değerler arası
seçimi vurgulamasıdır.
► Para talebi, alternatif varlıkların nispi
getirisi (faizi) [-] ve servetin [+]
fonksiyonudur. Her iki unsurun da
esnekliği 1’e yakındır.
Md = f (i , w)
i  Md ve
w  Md
7
Download