ÇEVRE∞ ENERJİ İLİŞKİSİ ÇEVRE ∞ENERJİ ÖRGÜTLERİ

advertisement
ÇEVRE ∞ ENERJİ İLİŞKİSİ
ÇEVRE ∞ ENERJİ ÖRGÜTLERİ
Hazırlayan:Marziye AVCI
ENERJİ VE ÇEVRE NE DEMEKTİR?
 Enerji: Bir sistemin iş yapma kapasitesidir.
 Çevre: İnsan faaliyetleri ve canlı varlıklar üzerinde
hemen ya da süre içinde dolaylı ya da dolaysız bir
etkide bulunabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve
toplumsal etkenlerin belirli bir zamandaki toplamıdır.
Bu toplamı etkileyen en önemli ögelerden biri
enerjidir.
ENERJİ VE ÇEVRE İLİŞKİSİ
 Enerji ve çevre ilişkisi ilk
insandan günümüze kadar
sürekli artan oranda devam
eden dünyasallaşmanın temel
sorunudur.
Enerji ;
 Teknolojinin ilerlemesinde,
 nüfusun artmasında,
 Ülkelerin sosyal ve ekonomik
kalkınmasında,
 Ülkelerin sanayileşmesinde,
önemli ve vazgeçilmez bir ögedir.
 Enerji elde etme türlerinin çevreye belli oranda
olumsuz etkileri olmaktadır. Burada önemli olan
karar vericilerin enerji politikası güderken hangi
kesimin çıkarlarını koruduğudur. Çevreye zararı
neredeyse yok denecek kadar az olan yenilenebilir
enerji türlerinin çevreye zarar verme ihtimalleri
yüksek olanlara göre ticari sebeplerden dolayı daha
az uygulanır oluşudur.
Üretiminden tüketimine kadar
her safhası ayrı ayrı çevre
sorunlarına neden olabilen
enerjinin ekonomik, çevreci,
güvenli kaynaklardan sağlanması,
artan enerji talebini en güvenli ve
doğru biçimde karşılayacak bir
anlayış çerçevesinde, enerji-çevre
ilişkisinde iyi bir denge kurularak
oluşturulması için yaşamsal bir
gerekliliktir.
Enerji ile çevre arasındaki ilişkiye bakıldığında iki konunun bir
bütün olduğu ve birlikte değerlendirilmeleri gerektiği
görülmektedir. Yenilenemeyen, fosil kaynakların kullanımından
doğan çevresel sorunların çözümü, yenilenebilen, çevre dostu
enerji kaynaklarının tercih edilmesinden geçmektedir.
HİDROLİK SANTRALLERİN ÇEVREYE
ETKİLERİ
 Baraj gölü nedeniyle su yüzeyinin genişlemesi insanlar için zararlı
bazı organizmaların üremesine neden olabilmektedir. Suda
üreyebilen hastalık mikropları, gerek taşıyıcı gerek taşıyıcısız
olarak malarya (şiştozom) ve nehir körlüğü gibi hastalıkların
yayılmasına yol açabilirler.
 Bir nehrin önüne set çekilmesi durumunda nehrin aşağı
kesimlerinde bulunan toprakların suyun taşıdığı faydalı
organizmalardan mahrum kalması demek olacaktır, bu durum ise
açığın suni gübreleme ile kapatılmasını gerektirecektir. Nehir
akıntısının geçtiği çevre sistemi ciddi olarak tehlikeye girmektedir.
Civardaki doğal bitki örtüsü ile sucul karasal hayvan varlığı ani bir
değişim içine girmektedir. Nehirde bazı balık türleri ölmektedir.
 Baraj rezervuarlarından sera etkisi oluşturan
gazların özellikle metan gazının çıkması ciddi sorun
teşkil etmektedir.
 Barajın inşaat aşamasından itibaren sosyo- ekonomik
kültürel etkiler ortaya çıkarmakta yöre halkının
üretim alanı olan araziler su altında kalmakta işsizlik
göç ve psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır.
 Tabiat ve kültürel değerlerin korunamaması yeraltı
zenginlikleri ve tarihi eserlerin elden çıkması
anlamına gelmektedir.
RÜZGAR TÜRBİNLERİNİN ÇEVREYE
ETKİLERİ
 Rüzgar türbinleri, atmosferdeki sıcaklık ve basınç
farkından oluşan rüzgarın kinetik enerjisini mekanik
enerjiye dönüştürürler. Rüzgar enerjisinin diğer
enerji türlerine göre en önemli avantajı soğutma
suyuna ihtiyaç olmamasıdır.
Dezavantajları ise şöyle sıralanabilir:
 Çok büyük alanlara ihtiyaç duyulması bu alanlara
insanların girmesinin tehlikeli olması,
 Çıkardığı gürültü ve sesin yapmış olduğu titreşimlerin
insanlara binalara ve kuşlara negatif etki etmesi,
 Rüzgar çiftlikleri yakınında elektro-manyetik alana etki
etmesi Radyo-TV alıcılarında parazit yapması.
 Yakın bölgelerdeki göllerin yüzeyindeki buharlaşmanın
azalması neticesinde göl sıcaklığının artması ve toprak
neminin yükselmesi ekosistemin olumsuz etkilenmesine
yol açar.
NÜKLEER SANTRALLERİN ÇEVREYE
ETKİLERİ
 Nükleer santrallerin Çernobil türü kaza dışında
çevreye bir yılda yaydığı radyasyon miktarı bir
röntgen filmi çekiminde alınanın ellide biri kadardır.
Nükleer santrallerin riksleri; Güvensiz eski teknoloji
(Çernobil türü), Deprem fırtına, sel vb. gibi doğal
afetlere karşı yeterli güvenlikte olmayan türde
olmasıdır.
FOSİL YAKITLARA (KÖMÜR, PETROL
VE DOĞALGAZ) DAYALI TERMİK
SANTRALLER
 Fosil yakıtlar (kömür, petrol ve doğalgaz), hemen
hemen bütün ülkelerde temel enerji üretim kaynağı
olarak karşımıza çıkarlar. Fosil yakıtların çevre etkileri
göz önüne alındığında karşımıza sera etkisi asit
yağmurları ve hava kirliliği çıkar. Bu tür yakıtlardan
yanma sonucu enerji elde edildiğinde yanma ürünleri
(CO2ve SO2 gibi gazlar), baca gazi olarak atmosfer
içinde dağılırlar. Baca gazları ayrıca uçucu kül ve
hidrokarbonları içerirler. Nikel, kadmiyum, kurşun,
arsenik gibi zehirli metaller de fosil yakıtların yanması
sonucu atmosfere atılan diğer maddelerdir.
ENERJİ İSRAFI ÖNLENMELİ !!!
 Önce enerji israfının önüne geçilmeli. Bunu
göstermelik enerji tasarrufu haftası kutlamaları
düzeyinde değil teşviklerle ödüllerle desteklemeli,
enerji israfını önleyici yatırım yapanlara vergi indirimi
yapılmalıdır.
 Enerji yatırımlarında çok titiz davranılmalı üretilen
enerji depolanamadığı için taleple uyumlu olmalı, yerli
kaynaklara dayalı dışa bağımlılığı minimum seviyede
olmalıdır.
 Kömüre dayalı termik santrallerde kullanılan
kömürlerden uranyum, toryum ve radyoaktif
potasyum gibi elementler çıkarıldıktan sonra yakılmalı,
bunlar da nükleer santrallerde kullanılmalıdır.
 Güvenli yapılmış bir nükleer santral çevreye en az zarar
veren enerji santralidir. Çeşitli lobilerin tesiri ile hareket
eden sözde çevrecilerin oyunlarına gelinmemelidir.
 Büyük miktarda tarım arazisini sular altında bırakan
hidroelektirik santrallerinden kaçınılmalı bunun yerine
derin vadiler tercih edilmeli veya bir büyük baraj yerine
üç orta ölçekte baraj yapılmalıdır.
 Gelişmiş ülkelerde doğalgaza dayalı termik santrallerin
oranı %20'lerle sınırlıdır, bizde ise %60'lara
dayanmaktadır. Bu herhangi bir kriz anında felaket
anlamındadır. Enerjinin elde edilmesinde çeşitliliğe
dikkat edilmelidir.
 Rüzgar türbini yapılmaya uygun tarım yapılmayan
rüzgar potansiyeli yüksek yerler kamulaştırılarak bu işe
tahsis edilmelidir.
ÇEVRE ÖRGÜTLERİ
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI
 Çevre ve Orman Bakanlığı; 01.05.2003
tarihinde kabul edilen ve 08.05.2003
tarih ve 25102 sayılı Resmi Gazetede
yayınlanan 4856 Sayılı Yasa ile
belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde,
Çevre ve Orman Bakanlıklarının
birleştirilmesi suretiyle kurulmuş bir
bakanlıktır.
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın kuruluş
amaçları şunlardır:
 Çevrenin korunması ve iyileştirilmesi,
 Kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en
uygun ve verimli şekilde kullanılması ve korunması
 Ülkenin doğal bitki ve hayvan varlığı ile doğal
zenginliklerinin korunması ve geliştirilmesi,
 Her türlü çevre kirliliğinin önlenmesi,
 Ormanların korunması, geliştirilmesi ve orman alanlarının
genişletilmesi,
 Ormanların içinde ve bitişiğinde yaşayan köylülerin
kalkındırılması ve bunun için gerekli tedbirlerin alınması
Türkiye Çevre Vakfı
 1978 yılında kurulmuş bir vakıftır.
 Türkiye Çevre Vakfı Kamuoyunu
 aydınlatma, çevre ile ilgili
araştırma ve yayın hizmetleri
veren vakıf, özellikle çevre hukuku
konusunda çaba göstermektedir.
ÇEVKOR Vakfı (Çevre Koruma ve
Araştırma Vakfı)
 1991 yılında Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerindeki
öğretim üyeleri tarafından kurulan vakıftır.
 Bu vakıfın amacı;
 Toplumun her kesiminde çevre bilincinin aşılanması ve
bu konuda eğitim çalışmalarının yapılması,
 Çevre kirliliği meydana getirmeyecek sistemlerin
teşvik ve geliştirilmesi,
 Doğal, tarihi ve kültürel varlıkların korunması,
geliştirilmesi, yaşatılması.
Greenpeace (Yeşil Barış)
 Greenpeace, gezegenimizi yaşanmaz hale getiren
çevre suçlarına şiddet içermeyen doğrudan
eylemlerle tanıklık eder ve bunları basın aracılığıyla
gündeme getirir. Bilimsel verilere dayanan
kampanyalar yürütür.
 Çevreye karşı işlenen bir suça tanıklık etmek,
toplumun dikkatini çekerek suçu işleyenler üzerinde
baskı oluşturmak amacıyla yapılan barışçıl eylemler
yapar.
WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı (World Wide Fund for Nature)
 Doğanın zarar görmesini durdurmayı ve verilen
zararları onarmayı amaçlayan uluslararası bir sivil
toplum kuruluşudur. 1961'de World Wildlife Fund
(Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfı) olarak kurulan
kuruluş, genişleyen çalışma alanıyla adını şimdiki
haline değiştirmiştir. Ancak Kuzey Amerika ülkeleri
hala eski halini kullanmaktadır.
TEMA Vakfı (Türkiye Erozyonla Mücadele
Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları
Koruma Vakfı)
 Türkiye'nin çölleşmeyle ve erozyonla mücadelesini
birinci amaç edinmiş çevreci kuruluştur.
 11 Eylül 1992 tarihinde, kurulmuş olan çevreci vakıftır.
ÇEKÜL Vakfı (Çevre ve Kültür Değerlerini
Koruma ve Tanıtma Vakfı)
 Türkiye’deki doğal ve kültürel mirasını korumak amacıyla
1990 yılında vakıf statüsünde kurulmuş, bir sivil toplum
kuruluşudur. Doğal kaynakları, kültürel mirası ve insanı bir
bütün olarak ele alan ÇEKÜL, doğal ve kültürel çevreyi
korumak için "kent-havza-bölge-ülke" ölçeğinde projeler
geliştirmektedir.
Bu anlamda; "Doğa varlığını yitirirse, insanı kimlikli kılan
kültürel birikim yok edilirse, boyutlandırmaya çalıştığımız
"baş döndürücü teknolojik gelişmeler" oturacak sağlıklı
zemin bulamaz. Bu nedenle, yaşamı anlamlı kılan temel
öğeleri tüketmeden, onlarla birlikte yaşayacağımız günler"
amaçlanmaktadır.
ÇEKÜD
 Çevre Gönüllüleri olarak ta bilinen dernek, 1999
yılında İstanbul’da kurulmuştur. Çevre sorunlarına,
bilimsel verilerin ve teknolojik gelişmelerin ışığında,
öz kültürümüzün derinliklerinde bulunan manevi
dinamikleri de kullanarak çözüm önerileri üretmek;
 Doğal, kültürel ve sosyal çevrenin korunması,
güzelleştirilmesi ve geleceğe güvenle aktarılması
amacıyla, sivil toplum ve Kamu kuruluşlarıyla
dayanışma halinde; kritik ve analitik düşünce
yapısında, kültürel değerlerimize bağlı, yüksek ahlak
ve çevre bilincine sahip insanlardan meydana gelen
bir toplum oluşmasına katkıda bulunmaktır.
ÇEVKO VAKFI
 1992 yılında kurulan vakıf; Türkiye'de ambalaj atıklarını geri
kazandırma sisteminin oluşturulmasında etkin bir rol oynayan
kuruluştur.
 Türkiye'deki ambalaj atıklarının, sanayinin önderliğinde toplum
ve yerel yönetimlerin işbirliği ile, sürdürülebilir bir sistem içinde
geri kazanılması ve geri dönüştürülmesini amaçlayan Çevko; cam,
metal, plastik, ve kâğıt/karton türü evsel nitelikli ambalaj
atıklarının değerlendirilmesi için sağlıklı, temiz ve ülke
gerçeklerine uygun bir geri kazanım sistemi oluşturulmasında
temel unsurların bu atıkların kaynağında ayrı toplanması, geri
dönüşüm sanayii ve kapasitesinin yaratılması ve tüketici eğitimi
ve katılımının sağlanması gerekliliğine inanarak bu doğrultuda
etkinlikler hedefliyor.
TURMEPA (Türkiye Deniz Temiz
Derneği)
 1994 yılında kurulan dernek, deniz ve kıyılarımızın kirletilmemesini ve bu
konuda ulusal ve uluslararası kanun ve anlaşmaların uygulanmasını
sağlayacak en etkili güç olmayı amaçlamaktadır Gelecek nesillere
yaşanabilecek bir çevre bırakabilmek, onların denizlerimizin
ekonomimize, sağlığımıza ve refahımıza katkılarından
yararlanabilmelerini sağlamaktır.
 Gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir çevre bırakabilmek, onların
denizlerin; ekonomiye, sağlığa ve refaha katkılarından
yararlanabilmelerini sağlamak amacıyla kişisel sağlık, refah ve
Türkiye'nin ekonomik geleceği için oluşan önemli riskler hakkında
kamusal farkındalığı arttırmak, halkı deniz ve sahil çevresinin süregelen
tahribatına karşı, müsamaha göstermemeleri konusunda, faaliyete
geçmeleri için teşvik etmek şeklinde açıklamaktadır.
TÜDAV (Türkiye Deniz Araştırmaları
Vakfı)
 Türkiye'de deniz bilimleri konusunda araştırmalar
yapmak ve deniz yaşamını korumak amacıyla 1997
yılında kuruldu. Pek çok bölgede hizmet veren bu
vakıf tek denizcilik ile değil pek çok konuda ülkemize
yardımı dokunmaktadır.
TÜRÇEV (Türkiye Çevre Eğitim Vakfı )
 1993yılında Turizm Bakanlığı'nın girişimiyle Mavi Bayrak
Programı'nın ülkemizde de başlatılabilmesi amacıyla kurulmuş
olup, başta Antalya ve Muğla olmak üzere ülke çapında etkinlik
göstermektedir. Vakıf, Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı
(Foundation for Environmental Education, FEE) üyesidir.
 Sağlıklı yüzme suyu, donanımlı plaj ve iyi bir çevre yönetimi ile
çevre bilinçlendirme etkinliklerini içeren Mavi Bayrak'ın turizm
ve çevre açısından da önemli olduğu yaklaşımı bilincinin,
dünyada olduğu gibi Türkiye'de de artması gerekliliği üzerine
çalışmalar yapmakta olan Türçev, nitelikli plaj ve marinalar
oluşturmaya çalışmakta, temiz, bakımlı, donanımlı, güvenli ve
dolayısıyla uygar, sürdürülebilir bir çevre oluşması yolunda
etkinlikler göstermektedir.
TÜRÇEK (Türkiye Çevre Koruma ve
Yeşillendirme Kurumu)
 1972 yılında Türkiye'nin
ilk gönüllü çevre kuruluşu
olarak İstanbul'da kurulan
ve giderek yoğunlaşan
çevre sorunları karşısında
faaliyetlerde bulunan
kuruluştur.
Doğa ile Barış
1993 yılında kurulan dernek insanlığı doğa ile barışa
davet eden bu kuruluş tamamen gönüllülerden
oluşmaktadır. Dernek, çevre sorunlarının çözümü için
tüm hedef kitleleri içermektedir.
Doğa Derneği
 Kuruluş yılı olan 2002 yılından bu yana
Türkiye doğasının sorunlarına yönelik yapıcı
ve yerinde çözümler getirmeyi kendine ilke
edinmiş dernektir. Doğa ve insanı bir bütün
halinde ele alarak başta "Önemli Doğa
Alanları" olmak üzere tüm Türkiye sathında
doğanın yaşamasını sağlamak.
ENERJİ ÖRGÜTLERİ
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu
 Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu veya Uluslararası Atom
Enerjisi Ajansı (İngilizce: International Atomic Energy Agency
IAEA)
 Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet gösteren bağımsız,
uluslararası bilim ve teknoloji temelli bir organizasyon olup
1957 yılında kurulmuştur. Nükleer Bilim ve Teknolojinin
barışçıl amaçlarla kullanılması ve planlanmasında üye
ülkelere destek sağlamaktadır. Nükleer Güvenlik
Standartlarını hazırlamaktadır. Bünyesindeki denetim
mekanizması ile ülkelerin taahhütlerini yerine getirmesini
kontrol etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu
 Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) elektrik piyasalarının düzenlenmesi
amacıyla 4628 sayılı Yasa ile 2001 yılında kurulmuştur. Daha sonra çeşitli
kanunlarla doğal gaz, petrol ve LPG piyasalarının da düzenlenmesi görevi
verilmiştir.1 Ocak 2005'ten itibaren belli bir aralıkla serbest bırakılan akaryakıt
fiyatları dışında, bu alandaki her türlü düzenleme ve faaliyetleri kontrol etme
yetkisi bulunmaktadır.
 EPDK bağımsız nitelikte bir üst kuruldur. Bir kamu kurumu olmasına karşın
Hükümetin hakimiyeti altında değildir. Böyle bir yapı kurulmak suretiyle enerji
piyasalarının tarafsız bir otorite tarafından ekonomik kurallar dikkate alınarak
yönetilmesi hedeflenmektedir.
 Şebeke endüstrileri olarak da adlandırılan enerji endüstrilerinde işleyen bir
piyasa ekonomisinin tesis edilmesi kendine has güçlükler göstermektedir. Bu
yüzden EPDK tamamıyla uzmanlık gerektiren bir görevi yerine getirir. Elektrik
ve doğal gaz piyasalarında özel sektörün katılımı arttıkça Kurumun düzenleyici
rolü önem kazanacaktır.
Kaynaklar:
 http://soruncevapliyalim.com/diger-odevler/13281-cevreyikorumak-amaci-ile-kurulmus-kurum-ve-kuruluslargorevleri.html
 http://sakligezegen.blogcu.com/enerji-ve-cevreiliskisi/3164355
 http://www.enerjiansiklopedisi.com/enerji-cevre-iliskisi/
 http://www.notdenizi.com/enerji-ve-cevre-iliskisi-20628/
 Doğal Çevreyi Korumak İçin Çalışan Kurum ve Örgütler
Nelerdir? | izafet.net
 http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye_Cumhuriyeti_Ene
rji_Piyasas%C4%B1_D%C3%BCzenleme_Kurumu
 http://tr.wikipedia.org/wiki/Uluslararas%C4%B1_Atom_Enerji
si_Kurumu
Download