DENTAL MATERYALLER

advertisement
SÜT DİŞLENME
DÖNEMİNDE
RESTORATİF
DİŞ HEKİMLİĞİ
Prof.Dr.Serap ÇETİNER
SÜT DİŞLERİNDE
RESTORATİF TEDAVİLER
Çocuklarda,restoratif
diş
hekimliği
sürekli
geliştirilen materyallerin ve deneme yanılma ile en
doğrunun bulunduğu tekniklerin dinamik bir
birleşimidir.
Süt dişlenmede amalgam ve paslanmaz çelik
kronlar(PÇK) kullanılarak uygulanan restoratif
teknikler uzun yıllardır , değişmeden kalmıştır.
Ancak adeziv restoratif materyallerin ve dentin
bağlayıcı ajanların kullanımlarındaki artışla birlikte,
daha konservatif preparasyon ve restorasyonlara
doğru bir eğilim olmuştur.
Cam iyonomerler, rezin iyonomer ürünler ve
geliştirilmiş rezin bazlı kompozit sistemler gibi
süt dişlerinin restorasyonunda önemli yere sahip
materyaller geliştirilmiştir.
.
Estetik restoratif materyallerin hiçbirisi PÇK lar ya
da amalgamların kalıcılığını sağlayamamakla
birlikte; eğer doğru bir biçimde yerleştirilirse süt
dişinin hayat süreci içinde kullanışlı restorasyonlar
olabilirler.
ENSTRÜMANTASYON(DÖNEN
ALET KULLANIMI)
Restoratif
uygulamalar
sırasında neredeyse hemen
hemen tüm işlemler hızlı dönen
el
aletleri
ile
gerçekleştirilmektedir. Yüksek
hızda enstrüman kullanımı
sırasında, su sprey tarzında
soğutucuların kullanımı tavsiye
edilmektedir.
Düşük devirli el aletleri daha
sıklıkla
çürük
kaldırırken,
polisaj ve bitirme işlemleri
yapılırken kullanılmaktadır.
SÜT DİŞLERİNİN ANATOMİK
ÖZELLİKLERİ
Bazı süt dişleri altındaki
daimi
dişlere
benzemelerine
rağmen,
süt dişleri minyatür daimi
dişler değildirler.
Restoratif
tedavilere
başlamadan önce çeşitli
anatomik
farklılıklar
mutlaka
göz
önünde
bulundurulmalıdır.
Süt Dişleri İle Daimi Dişler Arasındaki Anatomik
Farklılıklar
1_Süt dişleri daimi dişlerden daha ince mine ve dentin
yapısına sahiptir.
2_Süt dişlerinin pulpaları , kron boyutlarına oranla daimi
dişlerin pulpalarından daha geniştir.
3_Süt dişlerinin pulpa boynuzu , dişin dış yüzeyine daimi
dişlerin pulpasından daha yakındır. Meziobukkal pulpa
boynuzu en yüksek olandır.
4_Süt dişlerinde mine prizmaları kronun gingival üçlüsünde
dentin mine birleşiminden oklüzal yöne,daimi dişlerde ise
tam tersine mine prizmaları servikal yönde uzanır.
5_Süt dişleri, daimi dişlere göre kronda daha fazla bir
daralma ve daha çıkıntılı bir servikal kontur gösterir.
6_Süt dişleri geniş, düz proksimal temas alanlarına sahiptir.
7_Süt dişleri kendi altlarındaki daimi dişlerden daha beyaz
renge sahiptir.
8_Süt dişleri kendi altlarındaki daimi diş ile kıyaslandığında
nispeten daha dar oklüzal yüzeylere sahiptir.
SÜT MOLARLARIN RESTORASYONU
Süt dişlerinin anatomisi, geniş fissürlü oklüzal yüzeye sahip
olması, düz interproksimal kontak alanları, onları çürükten en
fazla etkilenecek dişler haline getirir.
Kompomerler , PÇK, rezin bazlı kompozitler, rezin modifiye
cam iyonomerler, cam iyonomerler az oranda amalgam süt
dişlerinin restorasyonunda kullanılan materyallerdir.
SÜT MOLARLARDA
KULLANILAN ADEZİV
MATERYALLER
1960ların ortalarına kadar erken
dönemlerde kompozit rezinler
kullanımında en büyük problem
oklüzal aşınmaydı. Rezin bazlı
kompozit materyallerdeki daha
küçük
doldurucu
partikül
boyutu
materyalin
dayanıklılığının artışı ve dentin
bonding ajanların geliştirilmesi
gibi daha sonraki gelişmeler
klinik sonuçların tatminkar hale
gelmesini sağlamıştır.
Rezin esaslı kompozitlerin yanısıra kompomerler ,
rezin modifiye cam iyonomerler ve cam iyonomerler
üzerinde
araştırmalar
gerçekleştirilmiştir.
Bu
materyallerin süt molar dişlerin restorasyonunda
kullanımları önerilmektedir.
Süt molarlarda geliştirilmiş bu adeziv restorasyonlar
estetik avantajlar sunarlar, civanın elimine edilmesini
sağlarlar , düşük termal iletkenliğe sahiptirler , diş
dokuları için daha konservatif tedavilerdir ve restoratif
materyalin dişe bağlanmasını sağlarlar.
Dezavantajları ise…
 Teknik hassasiyet gerektirmeleri ,
 Uygulama zamanının uzun olması ,
 Marjinal sızıntı potansiyellerinin olması ,
 Post-operatif hassasiyet ihtimallerinin bulunması
 Kontak
noktalarının
açık
kalması
veya
oluşturulamaması ihtimalinin bulunmasıdır.
Posterior süt dişleri rezin
bazlı kompozitlerle restore
ederken
bazı
genel
prensipler
akıldan
çıkartılmamalıdır.
Bunlar:
1_)Kompozit
rezin
yerleştrilmesi
hassasiyet
gerektiren bir olaydır ve
restorasyon en ufak bir nem
kontaminasyonundan
olumsuz etkilenir . Eğer
kuru bir alan sağlanamıyorsa
rezin
modifiye
cam
iyonomer
restorasyonlar
tercih edilmelidir.
2_)Genelde süt dişlerinde
rezin
bazlı
kompozit
restorasyonların
preparasyonu
amalgamın
preparasyonundan çok daha
konservatiftir. Amalgamlarda
olduğu gibi direnç için daha
geniş
hacimli
kaviteler
açılmasını
gerektirmezler.
Daha dar ve sığ kavitelerin
açılabilmesine izin verirler.
Çürüğe komşu alanlardaki
sağlam pit ve fissürlerin
‘’koruma için genişletme’’
amacıyla
preparasyona
katılmalarına gerek yoktur.
3_)Rezin
bazlı
kompozitler
diş
yapılarına
bağlandığından
,
mekanik
olarak
tutuculuk
için
preparasyonda
değişiklikler
yapılmasına daha az
ihtiyaç olur.
4_) Geleneksel olarak , oklüzal aşınma posterior
kompozit restorasyonlarda en yaygın problemdir. Aşırı
oklüzal kuvvetlerin geldiği alandan uzaksa ve kavite
küçük
olarak
gerçekleştirilebiliyorsa
aşınma
minimalize edilebilir.
5_)Halen
kullanılmakta olan
dental
materyallerle ilgili
bilgiler ve mantık
bitirme
preparasyonunun
gerekliliğini
düşündürmektedir.
SÜT DİŞLERİ İÇİN KONSERVATİF REZİN
RESTORASYONLAR VE FİSSÜR
ÖRTÜCÜLER
Pit ve fissür örtücü uygulamaları , asitlenmiş mine
yüzeyine rezin materyalin yerleştirilmesi ve mekanik
olarak bağlanması böylece mevcut pit ve fissürlerin
ağız
ortamından
izole
edilmesi
olarak
tanımlanmaktadır.Bu uygulama bakterilerin pit ve
fissürlere kolonize olmalarını ya da zaten mevcut olan
bakterilere besinlerin ulaşmasını engeller.
Süt molarların örtücü ile kaplanma endikasyonları
daimi molarlarınkiyle aynıdır. Bu endikasyonlar:
1_)Sondun takılmasına sebep olabilen , derin , tutucu
pitler ve fissürler
2_)Minimal
dekalsifikasyonlar
veya
opaklaşmış
görünümlü renkleşmiş pit ve fissürler
3_)Diğer süt dişlerinde restorasyonlar veya pit ve fissür
çürüklerinin mevcudiyeti
4_)İnternal proksimal çürüğe ilişkin radyografik veya
klinik hiçbir bulgu bulunmaması
5_)İnterproksimel çürük oluşumuna engel olacak
sistemik veya topikal florid uygulamaları yaptıran
hastalar
6_)Tükürük kontaminasyonundan yeterince izole
edebilmenin mümkün olduğu durumlar olarak
sıralanabilir.
Örtücü uygulanması kısaca şu başlıkları içerir:
-Dişin izole edilmesi
-Diş yüzeylerinin temizlenmesi
-15-20 sn asitleme
-Yüzeyin yıkanıp kurutulması
-Bonding ajan uygulanması
-Asitlenmiş yüzeye örtücü uygulanması
-Örtücünün sond ile kontrol edilmesi
-Oklüzyonun kontrol edilmesi
Koruyucu Rezin
Restorasyonlar(KRR)
1977 yılında ilk olarak
Simonsen
ve
Stallard
tarafından
tanımlanan
rezin restorasyon tekniğine
verilen
isimdir.Bu
restorasyon oluşan çürüğe
konservatif
kavite
preparasyonu
yapılırken
aynı oklüzal yüzde çürüğe
yatkın pit ve fissürlerin
koruyucu ile kapatılması
uygulamalarını
birleştirmiştir.
Bu
preparasyonlar
genellikle kompozit veya
kompomer ,
adeziv
materyal ile doldurulur
v e tüm oklüzal yüzey
izole edilir.Temelde 3 tip
KRR
tanımlanmıştır.
Bunlar
diş
preparasyonunu
ve
çürük aktivitesini bir
bütün
olarak
ifade
ederler,
tip
1
en
konservatif olanı ve tip 3
ise en az konservatif
olanıdır.
Tip
1
KRR
uygulamalarını 1/4 veya
1/2 boyutlarında çok
küçük fissür frezlerle pit
ve
fissürlerin
genişletilmesi
gibi
minimal
diş
preparasyonu yapılacağı
için
anestezi
uygulaması
gerekli
değildir.Preparasyon
mine ile sınırlıdır.
Tip 2 KRR tekniği küçük
rond
frezle
çürük
alanında aynı koruyucu
preparasyon yapılmasını
içerir.Preparasyon dentine
kadar uzanıyorsa tercih
edilir.
Tip 3 KRR tekniği, tip 2 de olduğu gibi dentine
kadar uzanır ama tip 3 te aşınmaya dayanıklı rezin
sadece kavite preparasyonunu restore etmekte
kullanılır.Fissür örtücü komşu pit ve fissürleri izole
etmek için en son olarak bitirilmiş olan restorasyonun
üzerine uygulanır.
KRR minimal çürük
lezyonları
için
uygundur , aksi
halde koruma için
genişletme
prensibini takiben
fazla miktarda diş
dokusu kaybedilir.
ADEZİV RESTORATİF MATERYALLERLE SÜT
MOLARLARIN SINIF 1 VE SINIF 2 KAVİTE
PREPARASYONU VE RESTORASYONU
Sınıf 2 rezin bazlı kompozitlerin diş preparasyonu özel
şekiller ve dizaynların önerilmesiyle çok büyük bir
değişime uğramıştır. Adeziv materyal ile restore
edilecek süt molarlarda sınıf 2 preparasyonlar
hakkında fikir birliğine varılmış kesin bir dizayn
bulunmamaktadır.
Leinfelder sınıf 2 preparasyonların öncelikle hiç veya
çok az oklüzal retansiyon sağlanarak sadece çürük
bölgesi ile sınırlandırılmasını tavsiye etmektedir.Kutu
kavitesinin
kenarlarının
kendi
kendine
temizlenebilecek alana taşınmasının da gereksiz
olduğunu ve gerçekte daha geniş restorasyon
yapmanın restorasyonu oklüzal kuvvetlere maruz
kalmaya daha eğilimli hale getirdiğini ileri
sürmektedir.
Dişlere önceden kama yerleştirilmesi dişten daha az
preparasyon yapılmasını sağladığı için ve bundan
dolayı daha sıkı interproksimal kontak oluşturabildiği
için oldukça istenen bir uygulamadır.Kama aynı
zamanda enstrümantasyon boyunca interproksimal
gingival dokuyu korur ve proksimal kutu kavitesi
içerisine
sızabilecek
olası
kanamayı
azaltır.Preparasyon dentin bağlayıcı ajan veya cam
iyonomer
matriks bant
ve adeziv materyal
yerleştirilmeden önce uygulanmalıdır.
Preparasyonun içine direkt
olarak uygulanabilen küçük
ampulerde paketlenmiş bir çok
rezin bazlı kompozit ve
kompomerler
bulunmaktadır.Plastik bir alet
veya bir tepici preparasyonun
içerisine malzemeyi tepmek
için kullanılabilir.2 mmden
daha derin kompozitler tek
defada
polimerize
edilmemektedir.Kompozit
rezinlerin
bulk
veya
incremental
yerleştirilmesi
gerektiği
konusunda
bazı
tartışmalar bulunmaktadır.
Işığın materyalin tüm derinliklerine penetre olması
gerekliliği öncelikli konu olarak ortaya çıkmaktadır.
Yerleştirilecek materyalin her tabakasının 2-3 mm
derinliğinde olması , böylece tamamen polimerize
olduğuna emin olunması gerekmekte ve tavsiye
edilmektedir.
Bitirme işlemleri hemen polimerizasyonu takiben
başlayabilir.Oklüzal yüzey yuvarlak , hızlı dönen
karbid bitirme freziyle veya elmas ince bitirme freziyle
kabaca şekillendirilebilir.
Proksimal yüzeyler eğer ulaşılabilir ise alev uçlu hızlı
dönen karbid frezle kabaca konturlanabilir.Son
bitirme yüzey düzensizliklerini elimine etmek için
beyaz taş veya lastik aşındırıcı uçlarla ve kompozit
parlatıcı ve cilalarla yapılabilir.Parlatma yapıldıktan
sonra fissür örtücüler uygulanması oklüzal aşınmayı ve
büzülme aralıklarının oluşumunu azaltacaktır.
 1950
yılında
Humphrey
tarafından
çoçuk
dişhekimliğine sokulan metal kron uygulamaları
paslanmaz çelik olarak da adlandırılmaktadır.Bu
tarihten beri çok madde kayıplı süt dişlerinin
tedavisinde paha biçilmez restoratif materyal
olmuştur.

Geniş,çok yüzeyli amalgam restorasyonlardan daha
üstün bulunmaktadır.

İki veya üç yüzlü amalgam restorasyonlara göre daha
uzun klinik ömürlüdürler.
 Paslanmaz çelik kron süt dentisyonunda çoğunlukla
olması gerekenden az değer verilen ve az kullanılan
restorasyonlardır.
 Dayanıklı,
 Ucuz ,
 Kolaylıkla ve hızla yerleştirilebilir.
 Birçok pratisyen için,dişin kronla restore edilmesi
demek;dişten aşırı kesim yapılması ve
dokularından ödün verilmesi anlamına gelir.
diş
 Bir daimi dişe kron yapmanın sorumluluğu süt
dişlerinde PÇK yapılmasına özdeş tutulmaktadır.
 Sıklıkla tatminkar restorasyon seçiminde ,süt dişinin
dayanıklılığı restore edilecek lezyonun boyutundan
daha major sınırlayıcı faktör olmuştur.






Süt dişleri ;
Küçüktür
İnce mine ve dentinleri vardır
Kontakt noktaları geniştir
Küçük bir lezyon kaldırıldığında bile süt molarların
ve anterior dişlerin yapısal bütünlüğü değişir
I.süt molarlar küçüktür ,bukkal ve lingual kavite
duvarlarında kalan destek dentin ince ve zayıftır.
 Bu nedenlerden dolayı birinci büyük azı dişlerde son
restorasyonun ağızda 2 yıldan uzun kalması
gerekiyorsa, sığ preparasyonlar ve zayıf duvarların
birleşimi ,sınıf II restorasyonların düşmesi ile
neticelenir.
 Yapılan çalışmalarda PÇK ağızda kalış süresi ve
dayanıklılığı ile sınıf II amalgam restorasyonlara
üstünlüğünü sağlamıştır.
 Paslanmaz çelik kron seçilmesi kararında ağır
basan birkaç faktör;
 Uzun dönem takip yapılıp yapılamayacağı
 Ev bakımı konusunda hastanın kurallara uyup
uymayacağı
 Eğer hastanın düzenli bir ev bakımı yoksa ve düzenli
olarak randevularına gelmeyecekse; paslanmaz çelik
kron dişi tamamıyla kaplayarak koruyucu açıdan
avantaj sunmuş olacaktır.
 Çürüğe yatkın ve uzun dönem takip edilemeyecek
çocuklarda PÇK rekürrent çürükten de koruyacaktır.
ENDİKASYONLAR
1. Geniş
çürüklü süt ve daimi
dişlerin
restorasyonu.Aşırı çürükleri ,geniş lezyonları
veya çok yüzlü lezyonlarıda kapsar
2. Hipoplastik süt ve daimi dişlerin restorasyonu
3. Pulpotomi veya pulpektomi işlemleri yapılmış
süt dişleri restorasyonu
4. Yer tutuculara veya protetik uygulamalara
destek olarak
5.Dentinogenezis imperfekta veya amelogenezis
imperfekta
gibi herediter
anomaliler olan
dişlerin restorasyonu
6.Özürlü çocuklar veya oral hijyeni aşırı derecede
bozuk olan bireylerde ve diğer materyallerin
kullanılamayacağı durumlarda.
Üç tane paslanmaz çelik kron tipi vardır;
1. Önceden aşındırılmış PÇK ve Denovo kronlar
2. Veneerlenmiş kronlar
3. Önceden konturlanmış kronlar
PÇK’NIN OPTİMAL ADAPTASYONUNUN
SAĞLANMASI

İki anahtar prensibe dikkat edilirse sorunlardan
büyük oranda kaçınılabilir;
 Kron boyu
 Kronun gingival kenarlarının şekli
 Kronun boyu gingival sulkusun tam içine girecek ve
doğal
undercutlarla
uyumlu
olacak
şekilde
ayarlanmalıdır.Kron boyu diş kontur yüksekliği,
hemen
hafifçe
apikaline
uzanacak
şekilde
olmalıdır.Süt dişleri için bukkal ,lingual ve proksimal
kenarlar gingival kenarın hemen altına uzanmalıdır.
SÜT KESİCİ VE KANİNLERİN RESTORASYONLARI
1. Çürük
2. Travma
3. Diş dokusundaki gelişimsel defektler

Sınıf III ve sınıf V restorasyonlarda adeziv
materyaller
genellikle de rezin _bazlı
kompozitler veya cam iyonomer ürünler
yerleştirilir
KESİCİLERİN KORONAL OLARAK TÜMÜYLE
KAPLANMASI
ENDİKASYONLAR
1. Geniş interproksimal lezyonu olan kesiciler
2. Pulpa tedavisi yapılmış olan dişler
3. Kırılmış ve kayda değer miktarda madde kaybına
uğramış kesiciler
4. Çok sayıda hipoplastik defektler veya değişimsel
anomalileri olan kesiciler
5. Estetik olarak kötü görünen ,renklenmeye uğramış
kesiciler
6. Küçük interproksimal lezyonları olan ancak geniş
servikal dekalsifikasyon olan kesiciler
ANTERİOR SÜT DİŞLERİNDE PROTETİK TEDAVİLER
 Maksiller süt kesicilerin aşırı çürük nedeniyle ya da
travma sonucu kaybedilmesi veya konjenital olarak
yokluğu, çocuklar için protetik diş tedavilerinin
yapılmasının düşünülmesini gerektirir.
 Birçok açıdan ,süt kesicilerin
protetik tedavisi
zorunlu olmayan tercihe bağlı bir prosedür olarak
değerlendirilir. Genellikle buraya yer tutucu
yapılması gerekli değildir. Velilerin estetik kaygısı
protetik tedavi gerçekleştirmenin en yaygın
sebebidir.
 Çok
küçük çocukların protezi kullanmaya rıza
göstermemeleri bu apareylerde en önemli kısıtlama ve
kontrendikasyonlarıdır
 Çocuk bu apareyden hoşlanmadığına karar verirse
ağzından çıkarmanın bir yolunu bulacak ve sürekli
kullanımı red edecektir.
 Bu konuda ailenin eğitilmesi önceliklidir
 Apareyler hareketli veya sabit olabilir
 Uyumun artırılabilmesi için okul öncesi çocuklarda
sabit apareyler hemen daima tercih edilmelidir.
 Diş
kaybından
beklenmelidir
sonra
en
azından
6-8
hafta
 Bekleme süresi iyi bir iyileşme ve gingival çökmenin
tamamlanmasına izin vermelidir.
ALTERNATİF RESTORATİF TEDAVİ
 Geçmişte atravmatik restoratif tedavi olarak da
bilinen Alternatif Restoratif Tedavi el aletleri ile
çürüğün temizlenmesinden sonra kavitenin
fluorid salınımı yapan bir adeziv restoratif
materyal (cam iyonomer)ile doldurulduğu
minimal invaziv bir tedavi tekniğidir.
 Küçük çocuklarda kullanıldığında ART’nin birçok
avantajları bulunmaktadır.
El aletleri kullanıldığı için,dönen aletlerin gürültüsü
ve titreşimi elimine edilmiş olacaktır
ii. Su ile soğutma ,asitleme aşaması ve bu aşamalarda
tükrük emici kullanma zorunluluğu elimine edilmiş
olmaktadır
iii. Çürüğün el aletleriyle kaldırılması sayesinde
anestezi kullanımı gerekliliği ortadan kalkmaktadır
i.
IV.Enstrümantasyon minimumda kaldığı için
tedavi
diz
dize
pozisyonda
kolaylıkla
yapılabilmektedir.
V.Fluorid salan restoratif materyaller ileride çürük
oluşmasının engellenmesine de yardımcı
olmaktadır
Download