أَللّٰهُمَّ اِنّ۪ى اُر۪يدُ اَنْ اُجَدِّدَ الْا۪يمَانَ وَالنِّكَاحَ تَجْد۪يدًا بِقَوْلِ لآَ اِلٰهَ

advertisement
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
FİTRE İLE İLGİLİ MESELELER:
Fitre nedir? Miktarı ne kadardır?




Fıtr/fitre: ramazan bayramına yetişen ve temel ihtiyaçlarının dışında belirli miktarda mala
sahip olan Müslümanların (kendileri veya vekâleten) yerine getirmekle yükümlü oldukları
malî bir ibadettir
Fıtr sadakası zekâttan da önce (kronik olarak) Hicrî 2. yılda meşru kılınmıştır- ramazan
orucuyla birlikte
Yardımlaşmadır- yoksulun ihtiyaçlarını giderme ki onlar (fakir ve yoksullar da) sevinçli bayram
yaşasınlar
Fitre hadis deliline dayanır:
- İbn Ömer: “Hz. Peygamber fıtr sadakasını 1 sâ’ (3 veya 3.3kg ağırlığında bir ölçek) hurma
ve 1 sâ’ arpa olmak üzere köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar
(bayram) namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir”1
- Ebu Said El Hudrî: “Biz Peygamber devrinde fitreyi, yiyecek maddelerinden 1 sâ’ olarak
verirdik. O zaman bizim yiyeceğimiz arpa, kuru üzüm, hurma ve keş (yağı alınmış peynir)
idi.”2
- İbn Abbas: “Resulullah oruçları gereksiz ve çirkin sözlerden arındırmak ve yoksullara
yiyecek sağlamak için fitreyi farz kılmıştır. Fitreyi kim namazdan önce öderse, bu makbul
biz zekât, kim de namazdan sonra ödese, herhangi bir sadaka olur.”3
Sonuç:
Buğday ve
aynı hükümde
olan
arpa
Şer'i
3kg, örfi
3.33kg
kuru
hurma
kuru
üzüm
şeri 1.5kg,
örfî
1.66kg
buğday unu
kavut
1
Buhari, zekât 76
Buhari, zekât 74
3
Buhari, zekât 70 (Müslim, Ebu Davud, Nesai…)
2
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
1
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Not: her iki ölçekte kullanılabilir, ancak örfî ölçek daha fazla olduğu için yoksullara da daha faydalı
olduğundan tercih edilir. Hanefiler dışındakiler için buğdaydan da 1 sâ’’dır. Bu 4 cins gıda yerine
bunların kıymetleri de verilebilir
Fitre ile yükümlü olmak için gereken şartlar nelerdir?
Fitre ile
yükümlü
olabilmek
için
gerekli
olan
şartlar
1. MÜSLÜMAN OLMAK
2. NİSAP MİKTARında mala sahip olma: a) hanefilerde: zekat gibi değil; nâmi (artıcı maldan)
olması gerekmez, havl-i havelan gerekmez.Bayramın 1.günü temel ihityaçların dışında
(mesken,binit,silah,ev eşyası...) nisap miktarı 200 dirhem veya 20 miskal altın;
b)diğerlerinde: nisab gerekmez. bayram gün ve gecesi yetecek kadar mal varsa ödenir
3.EHLİYET Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve diğer 3 mezhebe göre malî yönü ağır bastğından (mali
ibadet olduğundan)akıllı ve ergen olmak gerekmez. Çocuktve hasta adına (zihinsel) velisi
verir. İmam Muhammed ve İmam Züfer ibadet yönünü üstün görürür ve gerekmez der.
4. VELAYET ve bakmakla yükümlülük: kimin için yükümlüyse ödemesi gerekir- mesela hasta
ve çocuklar için
5.VAKİT: a) Hanefiler: bayramın 1.günü fecirle vacip olur- bayrama has olduğundan; b)
diğerleri:ramazan ayının son akşama güneş batımıyla birlikte vacip olur.
6.bir özürden dolayı oruç tutamayan da fitre ödemesi gerekir. Çok hasta veya yaşlılar gibi
Fitre kimlere verilebilir?








Zekâtın benzeri
Niyet fitreyi verirken veya ayırırken yapılır- niyet edilerek temlik suretiyle fakirlere verilir
Eşi, usul ve füruuna veremez
Ebu Yusuf ve İmam Şafii: yoksul olan zimmîye de verilemez! (fetvaya asıl olan görüş, zira asıl
amaç bayram sevincinin yaşanması ve yaşatılmasıdır)
Bir fitre birden çok yoksula dağıtılamaz ama çok fitre verilebilir
Fitre yükümlünün bulunduğu yerdeki yoksullara verilmelidir, başka yerlere gönderilmesi
mekruhtur
Fitre miktarlarının kişinin bir günlük yiyecek ihtiyacını karşılamayı hedefler
Fitre para olarak verecekse bunun değeri gün ve ortama göre değişebilir
ZEKÂTLA İLGİLİ MESELELER
Zekât nedir? Kur’an ve sünnetten dayandığı deliller hakkında bilgi verir misiniz?


Zekât: bereket, temizlik, üreme, çoğala ve övme anlamlarına gelir sözlükte
Terimsel: “Para, altın ve gümüş ile belli mal çeşitlerinin belirli bir bölümünü, Allah Teâla’nın
belirlediği bir kısım Müslümanlara zekât niyetiyle mülk olarak vermektir”
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
2
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN




Sadaka da denir, Allah’ın emri yerine getirildiği için ancak yine de ayrıdır. Sadaka: “vacip ve
nafile kabilinden olan bağışları da kapsamına alır.
Zekâtın tarım ürünlerinden alınana ÖŞÜR denir
Zekât zenginle fakiri bir araya getirir, sevgi ve muhabbeti arttırır- yardımlaşma duygusunu
genişletir. Zengini cimrilikten korur
Zekât oruç ve fitreden sonra hicrî 2.yılda farz kılınmıştır. Kur’an, sünnet ve icma’ delillerine
dayanır. Kur’an’da 28 defa namazla olmak üzere 32 yerde geçer. Ayrıca İNFAK emri de zekâtı
kapsar
Kur’an:
-
ِ
ِ ِ َّ ‫الزَكاةَ وارَكعواْ مع‬
Bakara 43 :‫ي‬
َّ ْ‫يموا‬
َ ‫الراكع‬
َ َ ُ ْ َ َّ ْ‫الصالَةَ َوآتُوا‬
ُ ‫َوأَق‬
Tevbe 103 4‫َعلِيم‬
ِ
ِِ
ِ ِ
‫اّللُ ََِسيع‬
َ َ‫صالَت‬
َ ‫ُخ ْذ م ْن أ َْم َواِل ْم‬
‫ك َس َكن ََّّلُْم َو ه‬
َ ‫ص ِهل َعلَْي ِه ْم إِ َّن‬
َ ‫ص َدقَةً تُطَ ِه ُرُه ْم َوتُ َزكي ِهم ِبَا َو‬
Hadis:
-
Buhari: “İslam beş temel üzerine kurulmuştur. Bunlardan biri de zekât vermektir”
Zekâtın farz olması için hangi şartların bulunması gerekir?
a. Mükellef olmak:
- Hanefilere göre: Müslümanlığın yanında akıllı ve bâliğ’de olmak gerekir.- zira Zekât bir
ibadettir- namaz, oruç ve hac gibi
- Hanefiler dışındakiler için akıllı ve baliğ olmak şart değildir. Bu yüzden çocuk ve akıl
hastaların zekât da verilir- zekât velî veya vasî öder. Delilleri: “Malı bulunan bir yetimin
velisi olan kimse, bu malı ticaretle çalıştırsın, malı bırakıp da zekât onu tüketmesin”
5
hadisidir. Ancak Hanefilerce bu hadis bu şekilde kabul edilmez: Ergen olup rüşt yaşına
eremeyen kişinin zekâtını velisi eliyle öder
b. Nisap Miktarı:
- Temel ihtiyaç ve borçlardan hariç nisap miktarından daha fazla para bulunduruyor olması
lazım
ev
aile
fertlerin bir
aylık geliri
ev eşyası
temel
ihtiyaçlar
iş aletleri,
fabrika
makine
giysiler
binir
araçları
-
Hadislere göre nisap miktarları (zenginlik ölçütleri aslında)
Onların mallarından sadaka al ki, bununla onları temizleyip arıtmış olasın. Ve onlara dua
et. Şüphesiz ki senin duan onlar için bir sükûnettir. Allah; Semi'dir, Âlim’dir.
5
Tirmizi, zekât 15; Malik, Muvatta, zekât 12; (zayıf?)
4
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
3
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Altın
Gümüş
• 20 miskal
• 200 dirhem
koyunla keçi
sığırla manda
• 40
• 30
deve
4
tarım ürünleri
•5
• Ebu Hanife
dışındakiler:
5 vesk- 653
kg
• Kufeliler: 1
ton
Şah Veliyullah DEHLEVİ (Hüccetü’l Baliğa): Hz. Peygamber döneminde nisap miktarı= karı,
koca, bir çocuk ve hizmetçiden oluşan çekirdek ailenin bir yıllık geçim harcamaları
Kur’an-ı Kerim’de ve hadisle ticaret mallarının zekâtı ile ilgili ne gibi hükümler vardır? Açıklar
mısınız?

Kur’an’da birçok yerde geçer. “Namazı kılın ve zekâtı verin” şeklinde. Genel olarak yoksullara
verilmesi gerektiği bildirilir:
ِ
ِِ
‫ص َدقَةً تُطَ ِه ُرُه ْم َوتُ َزكِي ِهم ِِبَا‬
َ ‫ُخ ْذ م ْن أ َْم َواِل ْم‬
“Ey iman edenler Onların mallarından sadaka al ki, onunla kendilerini arındırıp, temizleyesin…” Tevbe 103

Tevbe 60’da kimlerden alınacağı zikredilmiştir. Hz. Peygamber Medine’de zekât memurları
(amiller) eliyle toplatırdı zekâtları
ِِ ِ ِ
ِ َ‫الص َدق‬
ِ‫اِ والََْا ِرِمي وِِ سِ ِيل اّلل‬
ِ ِ ِِ‫ي َعلَْي ها والْم َؤلََّف ِة قُلُوُ هم و‬
ُ َّ ‫إََِّّنَا‬
‫ََ َ ه‬
َ َ‫الرق‬
ُ َ َ َ ‫ات ل ْل ُف َقَراء َوالْ َم َساكي َوالْ َعامل‬
‫ُُ ْ َ ه‬
ِ ‫السِ ِيل فَ ِريضةً ِمن‬
‫اّللُ َعلِيم َح ِكيم‬
َّ ‫َواُْ ِن‬
‫اّلل َو ه‬
‫َ هَ ه‬
“Sadakalar (zekâtlar), Allah’tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan
memurlar, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler,
borçlular, Allah yolunda cihat edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah, hakkıyla
bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Zekâtın nakit para, altın, gümüş ve ticaret malları ile topraktan çıkan ürünlerden olduğu şu
ayetten anlaşılır: Bakara 267
َ ‫يَا أَيُّ َها الَّذِينَ آ َمنُواْ أَن ِفقُواْ مِ ن‬
‫ض‬
ِ ‫طيِبَا‬
ِ ‫س ْبت ُ ْم َومِ َّما أ َ ْخ َرجْ نَا لَ ُكم ِمنَ األ َ ْر‬
َ ‫ت َما َك‬
“Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın.”
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Hadis:
-
“Deve ve sığırdan zekât vardır, kumaştan da zekât vardır”
Altın, gümüş, nakit para ve ticaret mallarının zekâtı nasıl hesaplanır?


Bir aylık veya yıllık mutat aile masrafları düşülür, 96g altın değerinden daha fazla meblağ kalır
ve üzerinden bir yıl geçmişse, %2,5 verilir
Alıp satmak amacıyla elde bulunan mallara ticaret malı (URÛZ) denir. Bu malların (şemada
olan) üzerinden bir yıl geçerse zekâtı verilir:
temizlik
malzemeleri
gıda maddeleri
yedek
parça ve
benzeri
ürünler
galericilerin
ellerindeki
kendi
mülkiyetlerine
ait araçlar
market ve süpermarketlerde
satılan meşru mallar
knfeksiyon
ürünleri
iplik ve tekstil
ürünleri
.
 Zekât kardan değil, sermayenin bütününden verilir
 Komisyon usulü çalışan emlakçı veya galericiler yine %2,5 verilir.
 Kıranın da üzerinden bir yıl geçtikten sonra %2,5
Fabrika ve sanayi kuruluşlarının zekâtı nasıl hesaplanır?
Sanayi kuruşların sermayesi
Sabit sermaye
Döner sermaye
kapalı alan, makineler,
servis aracı, ekipmanlar
kuruluşun nakit para
kaynaklarıi alacak borçları,
hammadeleri
zekattan muaf
eldeki paranın ve
hammadenin nakit
değerden %2,5
Misal: bütün malvarlığı 100kg külçe altın: sabit sermaye kısmı %50, geri kalan 50 kg altın değerinin
zekâtı, 1 kg 250gr
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
5
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Hisse senetlerinin zekâtı nasıl hesaplanır?





Şirkete ortak olma senedine “hisse senedi” denir. Genellikle 1-3 yıl gibi kısa veya orta vadeli
alınıp satılır- piyasa değeri izleyerek alıp satmaktadır
Bunların zekâtı: hisse değerin gerçek değeri üzerinden %2,5
Bunun yanında şirketi yönetmek ve gelirinden yararlanmak amaçlı senet var (ilki sadece
piyasa hareketliliğinden yararlanmak idi). “döner sermaye varlıkları” üzerinden %2,5 tabidir.
Zekât sonradan verilebilir, sözleşmeye de dâhil edilebilir. Şirket hesaplayıp belirleyebilir.
Yapılması herkes kendisi hesaplaması zorundadır
Şafiilere göre şirketin zekâtı, dönem sonunda şirket yönetimi tarafından hesaplanır.
1984’de Kuveyt’te yapılan “I. Zekât kongresi”nde, şirketlerin zekâtının, şirket tüzüğünde
gerekli düzenleme yapılıp, genel kuruldan bu yönde karar çıkarıldıktan sonra, hisse
sahiplerinin rızaları da alınarak şirket yönetimince verilmesi tavsiye edilmiştir
Hayvanların ve madenlerin zekâtı ne kadardır?


Koyun keçi= 40; sığır=30; ve deve=5.
Saime olmalı, ancak o zaman zekât olur: Hadis: “Saime olan koyunların sayısı 40’a ulaştığı
zaman120’e kadar 1 koyun verin. 120’i aşınca 200’e kadar 2 koyun; 200’ü aşınca 300’e kadar
3 koyun, 300’ü aşınca her yüz tane için bir koyun:
Koyun sayısı
40-120
120-200
200-300
300- …
Her 100 için



Zekâtı
1
2
3
Her 100 tane için 1 koyun
1
Satmak üzere elinde bulunduruyorsa %2,5 üzerinden ticaret zekâtına tabi olur
Eriyip kalıba dökülebilen maden türlerinden beşte bir üretici zekâtı verir. Hanefilerce bunlar
ganimet hükmündedir. Delil: Enfal 41: “Biliniz ki, ganimet olarak elde ettiğiniz şeylerin beşte
biri Allah’ın, Resulünün ve yakınlarının, yetimlerin, düşkünlerin ve yolcunundur”
Hadis: “Rikazda (define ve maden) beşte biri zekât vardır”
Öşür nedir? Tarım ürünlerinden öşür vermenin şartları nelerdir?

Öşür arazilerinden elde edilen tarım ürünlerinden zekâtın farz oluşu ayet ve hadisle + icma ile
sabittir
Ayet: “Hasat günü ürünün hakkını, zekâtını verin” 6/31- ayet numarası aslında 141 olması gerekir
َّ
‫ص ِاد ِه‬
َ ‫َوآتُوْا َحق ُه َي ْوَم َح‬
 İbn Abbas, bu ayetteki “hakkahu” sözcüğünün zekât anlamında olarak, öşür (onda bir) veya
yarı öşür (yirmide bir) olduğunu söylemiştir.
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
6
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN





Hz. Peygamber (s.a.s) de şöyle buyurmuştur: “Yağmur veya kaynak suyu ile sulanan veya
kendiliğinden sulak olan yerlerin ürünlerinden onda bir (öşür), hayvan gücü veya taşıma su ile
sulanan toprakların ürününden ise yirmide bir zekât gerekir.”
Ebû Hanîfe’ye göre; tarım ürünlerinin zekâtında nisap aranmaz. Öşür arazisinin ekilip
biçilmesiyle elde edilen her çeşit üründen, sebze ve meyvelerden, azından da çoğundan da
üretici zekâtı gerekir. Buğday, arpa, pirinç, baklagiller, karpuz, domates, biber, kavun, karpuz,
hurma, şeftali, armut, üzüm ve benzeri yaş veya kuru ürünler böyledir. Bunun için bir yıl
geçmesi de gerekmez. Yılda çift ürün alana çift öşür gerekir. Dayandığı delil: “Sizin için yerden
çıkardıklarımızdan verin.” âyetinin mutlak anlamıdır.
Ebû Yusuf ve İmam Muhammed’e göre ise, tarım ürünlerinde nisap yaklaşık bir ton (beş vesk)
olup, bundan daha az olan ürün çeşitlerinde öşür gerekmez. Ayrıca öşür gerekmesi için,
ürünün bir yıl kadar dayanabilecek nitelikte olması gereklidir.
Tarım ürünlerinden öşür verirken yıl içinde yapılan masraflar dikkate alınmaz. Bu masraflar
toprak sahibine ait olan üründen karşılanmış olmalıdır.
Nitekim kiraya verilen toprağın öşrü Ebû Hanîfe’ye göre toprak sahibine, çoğunluk fakihlere
göre ise kiracıya aittir. Sonraki Hanefî fakihleri bu konuda çoğunluğun görüşü ile fetva
vermişlerdir. Ancak bu durumda toprak sahibinin öşrün verilmesini sağlayacak önlemleri
alması gerekir.
Zekât kimlere verilebilir? Dernek ve vakıf gibi kuruluşlara zekât verilir mi?

Kur'an-ı Kerim'de zekâtın kimlere verileceği şöyle sıralanmıştır:
"Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak fakirlere, miskinlere, zekât işinde çalışanlara, kalpleri
İslâm'a ısındırılmak istenenlere, kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve yolda kalmışlara aittir.
Allah bilendir, tam hüküm ve hikmet sahibidir" (Tevbe 60)


Ayet, mala düşkün bazı kişilerin toplanan zekâta göz dikmesi ve Hz. Peygamber'den
haksız isteklerde bulunması üzerine inmiş, onların bu davranışları kınanmıştır.
Böylece zekât fonunu, kamu gücünün dilediği şekilde kullanmasına engel olunmuştur
Abdullah İbn Abbas (r. anhümâ)'dan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber, Muaz İbn Cebel'i
Yemen'e gönderirken ona şu emri vermiştir: "... Eğer onlar zekâtın farz olduğunu kabul
ederek sana itaat ederlerse, Allah'ın kendilerine zekâtı farz kıldığını ve zenginlerden alınıp
fakirlerine verileceğini onlara bildir." - Bu hadis zekâtın devlet tarafından Müslümanların
zenginlerinden alınıp fakirlerine harcanacağına delil sayılmıştır
Zekâtın verileceği sekiz sınıf Yukarıda da zikredildi!
Alacaklı, darda kalan borçlusunun borcunu zekâtından düşebilir mi?

Ayet: bakara 280:
ِ
‫ص َّدقُواْ َخْي ر لَّ ُك ْم إِن ُكنتُ ْم تَ ْعلَ ُمو َن‬
َ َ‫َوإِن َكا َن ذُو عُ ْسَرٍة فَنَظَرة إِ ََل َمْي َسَرةٍ َوأَن ت‬
“Eğer borçlu darlık içindeyse, ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin. Eğer bilirseniz, (borcu) sadaka olarak
bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır.”
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
7
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Hadis: “Kim, ödeme gücü olmayan borçluya süre verirse kendisine sadaka ecri vardır. Vadesi gelen
borcu erteleyen alacaklıya ise her gün için bir sadaka ecir verilir”


Hanefilere göre ayetteki SADAKA= nafile sadaka alacağın fiillen teslim alınmaksızın
borçluya tasadduk edilmesi temlik niteliğinden değildir.
Şafii ve Hanbelilere göre ayetteki tasadduk zekâtı da kapsar
Devlete ödenecek vergi zekât yerine geçer mi?


Hz. Peygamber ve İlk dört Halife zamanında zekât memurları toplardır. Hz. Osman
döneminden itibaren “Batınî mal” denilen altın, gümüş, nakit para ve ticaret mallarının zekâtı
yükümlülerce hesaplanıp verilmesi esası benimsendi
Günümüzde vergi zekâttan sayılmaz, harcama alanı sınırlandırılması yapılmadığından. Bu
yüzden vergi zekâttan düşmez, zira zekâtın harcanacağı yerler bellidir, devletin de belli: yol,
köprü, baraj vs.
…
AİLE HAYATI İLE İLGİLİ MESELELER
EVLİLİK VE EŞLERİN KARŞILIKLI HAK VE GÖREVLERİ
Bir kimsenin evlenmek istediği bayanla görüşmesinin ölçü ve sınırı nedir?







İslam’da bir erkeğin yabancı kadına bakma yasağının istisnaları vardır: İHTİYAÇ VE ZARURETevlenme isteği
Erkek evlenmek istediği kadını bizzat görme hakkında sahiptir- onun güzelliğini görmek için el,
yüz ve boynuna bakabilir
Ebu Davud (+Tırmızi) hadisi: “Sizden biriniz bir kadınla evlenmek istediği zaman, onun
evlenmesini teşvik edecek niteliklerine bakabilirse baksın”
Hanbeliler: evlenilmek istenen kadının günlük illeri yaparken açık kalabilen yerlerine bakmak
caizdir: delili Hz. Peygamber’in Muğire b. Şube’nin evlenmek istediği kadının yüzüne bak,
aranızda sevginin devamına vesile olur hadisidir
Şafii: kızın ve ailesinin haberi olmaksızın olmalıdır der
Malikiler: bu şekilde gizli bakmak mekruh olur der
Sonuç: bir erkek evlenmek istediği kızla üçüncü kişinin yanında görüşebilir (herkese açık
yerde)- aynı hak kıza da verilir
Nişan bozulduğu takdirde, daha önce verilmiş olan Mehir ve nişan hediyeleri kime ait olur?



Erkek nişanda mehrin tamamını veya bir kısmını verdiyse, nişan bozulduğundan aynısını ve
kıymet olarak miktarını alır- çünkü nikâh ve zifaf yapılmamış olduğundan dolayı (nikâhta
yarısına, zifafta tamamına hak kazanır)
Hanefiler: nişanlıların ve ailelerin birbirine verdiği hediyeler bağış (hibe) hükümlerine tabidir,
dolayısıyla bağıştan dönmeyi engelleyen durum yoksa geri iade edilir
Giyinilmiş veya tüketilmiş mallar geri iade edilmek zorunda değildir
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
8
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN


Malikiler: Nişanı erkek bozmuşsa geri alamaz, kız tarafı bozmuşsa, geri alabilir- hatta
tüketilenlerin tazmini gerekir
Şafii ve Hanbeliler: bağış olarak verilen hediyeler geri alınmaz, çünkü bağıştan dönülmez.
Evlilik umuduyla emanet verilenler geri alınır, tüketilmişse tazmin edilir
İslam’a göre evliliğin rükün ve şartları nelerdir?





Nikâhın rükünleri: İCAP VE KABUL
Sıhhat şartları: Eşler arasında bir evlenme engelinin olmaması, icapla kabul süreklilik bildiren
bir üslupla ifade edilmiş olması ve akitte iki şahidin bulunması
Hanefilere göre akıllı ve ergenler kendi nikâhlarını yapabilirler. Ancak mehir önemli, daha
sonra velisi itiraz edebilir
Küçük yaşta evlilikleri engellemek için 1917’de Osmanlı Hukuk-i Aile Kararnamesi ile veli izni
olmadan evlilikte kız çocukları için 17, erkeklerde 18 yaş sınırı getirilmiştir
Diğer mezheplerde kız çocuğunda veli izni sıhhat şartı, Hanefilerde ise menduptur
İslam’a göre evlenme engelleri nelerdir?
Sürekli ve geçici evlenme engeli olmak üzere ikiye ayrılır
a) Sürekli evlenme engelleri:
- Nisa 23:
ِ ‫َِ وُ نَات اَأُخ‬
‫ت َوأ َُّم َهاتُ ُك ُم‬
ْ ‫ُحهِرَم‬
ْ ُ َ َ ِ ‫ات اَأ‬
ُ َ‫َخ َواتُ ُك ْم َو َع َّماتُ ُك ْم َو َخاالَتُ ُك ْم َوَُن‬
َ ‫ت َعلَْي ُك ْم أ َُّم َهاتُ ُك ْم َوَُنَاتُ ُك ْم َوأ‬
ِ ‫الرض‬
ِ
‫ات نِ َسآئِ ُك ْم َوَرََبئُِِ ُك ُم الالَِِّت ِِ ُح ُجوِرُكم ِهمن نِه َسآئِ ُك ُم الالَِِّت‬
َ ‫الالَِِّت أ َْر‬
َ َ َّ ‫َخ َواتُ ُكم هم َن‬
ُ ‫اعة َوأ َُّم َه‬
َ ‫ض ْعنَ ُك ْم َوأ‬
ِ ِِ َّ‫دخ ْلتُم ِبِِ َّن فَِإن ََّّل تَ ُكونُواْ دخ ْلتُم ِبِِ َّن فَالَ جنَاح علَي ُكم وحالَئِل أَُ نَائِ ُكم ال‬
ْ‫َصالَُِ ُك ْم َوأَن ََْ َمعُوا‬
ْ ‫ين م ْن أ‬
ََ
ََ
ْ
َ ُ ْ ُ ََ ْ َْ َ ُ
ِ ‫ي إَالَّ ما قَ ْد سلَف إِ َّن اّلل َكا َن َغ ُف‬
‫يما‬
َ َ
ْ ‫ي اَأ‬
َ ْ َُ
َ ِ ْ َ‫ُخت‬
َ‫ه‬
ً ‫ورا َّرح‬
ً
“Size şunlarla evlenmek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz,
halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren
sütanneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa
girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -eğer anneleri ile
zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur- öz oğullarınızın
karıları, iki kız kardeşi (nikâh altında) bir araya getirmeniz. Ancak geçenler
(önceden yapılan bu tür evlilikler) başka. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok
merhamet edicidir.”
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
9
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Sürekli evlenme engeli bulunanlar
Kan hısımları
Süt hısımları
anneler, nineler,
halalar, teyzeler,
büyük hala ve
teyzeler
Nisa23: "nesepçe
haram olanlar süt
yoluyla da haram
olurlar". sütanne,
sütnine,süt
yeğenler vs
kızlar, kız
kardeşler, erkek
ve kız kardeşlerin
kızları
Ebu Hanife: süt 2,5
yaiına kadar,
çoğunluk 2 yıl.
İmam şafi en az
5defa eme
evlilik yoluyla haram
olanlar
sıhrî hısım= Üvey kızlar, kayın
valideler
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
baba ve dedenin karıları ile oğul
veya torunların karıları
www.ti-entertainment.com
10
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
a)
11
Başkasının eşi olma:
•"Kocalı kadınlarla evlenmeniz size haram kılındı" 4/22-23
b)
İki akraba ile birden evlenme
•"İki kız kardeşi birlikte almanız da size haram kılındı" 4/23
•sılah-i rahim kesilir diye- yakın akrabalar bir nikah altında toplanılırsa
•Hadis:"Bir kimsenin karısı ile,bu karısnının hala veya teyzesi bir nikah alrında toplanamaz"
c)
İddete bağlı evlenme engeli
•evlilik. ölüm boşanmayla sona erdiğinden kadının bekleme sğresi olur- İDDET; bu neseplerin karışmaması için önemlidir
•Kocası ölen: 4 ay 10 gün; boşanan 3 ay hayız ve temizlenme; gebenin doğuma kadar; henüz adet görmeyen kız ve menopozda olan
kadınlar için 3 ay. Kocası kabolan Hanefilere göre akranların ınkırazı, Malikilere ve Hanbelilere göre 4 yıl, mahkeme kayıp kararı
verirse 4 ay 10 gün. Osmanlı'da HAK'da 127çmaddeyle 1917'de Malikilerin görüşünü esas almıştır
d)
üç kere boşanma
•erkek karısını en fazla 3 defa boşayabilir; sonra yeniden evlenebilmesi için karısı başka bir erkekle evlenmesi gerekir, sonra bu
evlilik sona ererse iddeti beklemek şartıyla geri dönebilir
•Bu geçici yasağa TAHLÎL veya HULLE denir
•Bakara 230:
e)
Din ayrılığı
•müslümanlar ateistlerle evlenemez. bakara 221 delildir: "İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin.
Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri
sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin."- Müslüman erkek ehl-i kitap kadınla evlenenbilir Maide 5 :
"Mü’min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz
kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir"
678
6
ِ ‫اّلل وتِلْك ح ُدود‬
ِ ‫نك ووجا َغي ر فَِإن لَلَّ َقها فَالَ جنَاح علَي ِهما أَن ي ت راجعا إِن َنَّا أَن ي ِقيما ح ُد‬
ِ َّ ‫فَِإن لَلَّ َقها فَالَ َِت لل لَ ِمن ُ ع ُد ح‬
‫اّلل يَُِ يهِنُ َها لَِق ْوٍٍ يَ ْعلَ ُمو َن‬
َ ُ َ ُ
‫ود ه َ َ ُ ُ ه‬
ُ َ ْ ً ْ َ َ َ‫َ ت‬
َ َ َ ََ َ ْ َ َ ُ
َ
َ
َ َ َْ ُ
Eğer erkek karısını (üçüncü defa) boşarsa, kadın, onun dışında bir başka kocayla nikâhlanmadıkça ona helâl olmaz. (Bu koca
da) onu boşadığı takdirde, onlar (kadın ile ilk kocası) Allah’ın koyduğu ölçüleri gözetebileceklerine inanıyorlarsa tekrar
birbirlerine dönüp evlenmelerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah’ın, anlayan bir toplum için açıkladığı ölçüleridir. BAKARA
230
7
ْ ْ
‫خ‬
‫َّ َ خ‬
َ َ َ ْ
َ ْ ُ
َّ
ُْ
َّ
ُ َ
ْ ْ ْ
َ
‫خ‬
‫ت َحتى يُمْؤْ مِ ن َوأل َمة ُّممْؤْ مِ نَة َخي خْر ِمن ُّمش ِرك ٍة َول ْو أ ْع َجبَتك ْم َوال تن ِك ُحوا ال ُمش ِِركِينَ َحتى يُمْؤْ مِ نوا َولعَ ْبدخ ُّممْؤْ مِ ن َخي خْر‬
ِ ‫َوال ت َن ِك ُحوا ال ُمش ِركَا‬
ُ
َ
َ
َ
َ
ُ
َّ
ْ
ْ
‫ن‬
‫ال‬
‫ى‬
‫ل‬
‫إ‬
‫ع‬
‫د‬
‫ي‬
‫ئ‬
‫ل‬
‫و‬
‫أ‬
‫م‬
‫ك‬
‫ب‬
‫ج‬
‫ع‬
‫أ‬
‫و‬
‫ل‬
‫و‬
‫ر‬
‫ش‬
َ‫اِ لَ َعنَّ ُه ْم يَتَذَ َّك ُرون‬
َ‫ُون‬
ْ
ٍ‫ك‬
َ‫ِك‬
ِ َّ‫ار َواّللُ يَ ْدع َُو ِإلَى ْال َجنَّ ِة َو ْال َم ْغف َِرةِ بِإ ِ ْذنِ ِِ َويُبَيِنُ آيَاتِ ِِ لِنن‬
َ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
ِ
ِ
َ ِ ‫ِمن ُّم‬
İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir
cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı
evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha
hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp
düşünsünler. Bakara 221
8 ْ ُ ُ
ْ
ْ
ْ
ْ ْ ُ ُ
َّ
َّ
َّ ُّ
َّ
َ
ُ َ
ُ َّ ٌّ
ُ َ َّ ُ
‫صنَاتُ مِ نَ الذِينَ أوتوا‬
ِ ‫صنَاتُ مِ نَ ال ُممْؤْ مِ نَا‬
َ ‫ْاليَ ْو َم أحِ ل لك ُم الطيِبَاتُ َوطعَا ُم الذِينَ أوتوا ال ِكت‬
َ ْ‫ت َوال ُمح‬
َ ْ‫َاب حِ ل لك ْم َوطعَا ُمك ْم حِ ل ل ُه ْم َوال ُمح‬
َ ‫ان فَقَدْ َح ِب‬
َ َ‫صنِين‬
ِ‫ع َمنُُِ َوهُ َو فِ اخآخِ َرة‬
َ ‫ط‬
ِ ْ‫وره َُّن ُمح‬
َ ‫ْال ِكت‬
َ ‫غي َْر ُم‬
ِ ‫ان َو َمن َي ْكفُ ْر ِب‬
ٍ َ‫سافِحِ ينَ َوالَ ُمتَّخِ ذِي أ َ ْخد‬
َ ‫َاب مِ ن قَ ْب ِن ُك ْم ِإذَا آت َ ْيت ُ ُموه َُّن أ ُ ُج‬
ِ ‫اإلي َم‬
َ‫مِ نَ ْالخَاس ِِرين‬
Bu gün size temiz ve hoş şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helâl, sizin yiyecekleriniz de onlara
helâldir. Mü’min kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Evli bir kadının mâlî hakları nelerdir?
Mehir
Nafaka
Mal ayrılığı rejmi
• erkeğin evlenirken karısına vermeyi
taahhüt ettiği para (malvarlığı)
• rükün veya şart değil, nafaka gibi kocaya
vacip olan mali bir haktır. 4/4
• Hıristiyanlarda kadının ailesi erkeğe
DRAHOMA verir
• "mehr-i müsemma"= evlilik sırasında
belirlenmişse; "mehr-i misil"=
belirlenmemişse; "mehr-i muaccel"peşin
ödenen;"mehr-i mueccel"ödenmesi
sonraya bırakılan
• Ebu Hanife: mehrin alt sınırı 10 dirhem (
dirhem= 1 boyun); İmam Malik=3 dirhem.
Ahmet b. Hanbel ve Şafii için alt sınırı yok
• Hz. Ömer 400 dirhemle sınırlamak istemiş
fakat bir ayeti okuyarak karşı çıkmıştır
• evlilik kadının yiyecek, giyicek ve mesken
masrafları kocadan
• Bakara 223: "Annelerin yiyecek ve
giiyecekleri gücünün yettiği ölçüde
çocuğun babasına aittir"
• kadın mahkeme kararıyla da nafakasını
isteyebilir kocası ödemiyorsa
• Hanfilerce mahkemenin kararı ile, ölüm ve
nüşuz ile düşer, diğerlerine göre düşmez
• koca çalışarak geliri sağlar
• kadın geliri olsa da katkıda bulunmaya
zorlanamaz
• Kadın kendi parasını kendşnce tasarruf
edebilir, veya kocasına karz olarak da
verebilir
Evlilikte kocanın hakları nelerdir?


Kocanın karısı üzerinde miras dışında mali bir hakkı bulunmamaktadır. Hatta kendi
mülkünden bir daireyi kocasına kiraya verebilir
Görev paylaşımı ve karşılıklı saygı esastır
Kocası vefat eden bir kadının hakları nelerdir?
a. Kendisine ait hak ve alacaklarını tespit ettirmek:
- Kocası ölen kadın kendisine ait çeyiz, ziynet ve kendi parasıyla satın aldığı her şeyi alabilir.
- Kalan nafaka veya mehir borcu varsa onu da alır
b. Miras hakkı:
- Belirli ölçülerde (oğul varsa, kız varsa vs. miras alır)
c. İddet hakkı:
- Vefat iddeti bekleyene nafaka gerekmez, zira koca vefat edince tüm malı mirasçılarına
geçer
- Bakara 240’da ilk başlarda iddet süresi 1 yıl iken: “Sizden karısını geride bırakarak ölecek
olanlar, eşlerinin kendi evlerinden çıkarılmayacak bir yıl süreyle yararlanmasını vasiyet
etsinler”; daha sonra Talak 6’nın inmesiyle bu süre 4 ay 10 güne inmiştir
vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Her kim de inanılması gerekenleri inkâr
ederse, bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o, ziyana uğrayanlardandır. Maide 5
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
12
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Boşanan kadının mâlî hakları nelerdir?



3 hayız ve temizlenme dönemi bekler. Bu iddet dönemince kocanın nafaka sorumluluğu
devam eder
Şafii, Maliki ve Hanbeli: ancak mesken temin edilebilir
Boşanma durumunda kadın zor hale düşecekse ona yardım edilir. Batı’da evlilikten sonra
kazanılan malvarlıkları ikiye bölüştürülür- son zamanlarda TR’de de bu böyle uygulanmaya
başlanılmıştır
İddet nedir? Evliliğin sona erme şekline göre kaç çeşit iddet vardır ve süreleri ne kadardır?

Kadına iddetin vacip oluşu Kitap, Sünnet ve İcma ile sabittir
Çocukların geçim masrafları kime aittir?

Erkek çocuğu meslek sahibi oluncaya kadar, kız çocuğunun da evleninceye kadar babalarına
aittir. Delili Talak 6: “Eğer (çocuklarınız) sizin için, anneleri emzirirlerse, onlara emzirme
ücretlerini tam olarak verin”
Çocukları emzirme ve geçimini sağlama dinî bir görev midir?

2/223: “Anneler çocuklarını, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için, tam iki sene emzirirler.
Anaların yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak çocuk kendisinin olan babaya borçtur.
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
13
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Herkese ancak gücü nispetinde teklifte bulunulur. Ana çocuğundan, çocuk kendisinin olan baba da
çocuğundan dolayı zarara sokulmasın. Mirasçıya da aynı şeyi yapmak borçtur. Ana baba aralarında
danışarak ve anlaşarak sütten kesmek isterlerse, ikisine de sorumluluk yoktur. Çocuklarınızı
sütanneye emzirtmek isterseniz, vereceğinizi örfe uygun bir şekilde öderseniz, size sorumluluk
yoktur. Allah'tan sakının, yaptıklarınızı gördüğünü bilin.”

Çocuğun süt emmesiyle alakalı hadis: “çocuğun ana karnında taşınması ile sütten kesilmesi 30
aydır”
Ana-baba ve diğer hısımların geçim masrafları kime aittir?


Ana baba yoksul düşer ve geçimini sağlayamayacak duruma düşerse, çocuklar yardım
etmelidir.
İsra 23:
ِ
ِ َ ‫اًن إَِّما ي ِ لََُ َّن ِع‬
ٍّ ُ
‫َح ُد ُُهَا أ َْو كِالَ ُُهَا فَالَ تَ ُقل ََّّلَُمآ أ ٍه‬
َ ‫ضى َرُل‬
َ َ‫َوق‬
َْ ً ‫ك أَالَّ تَ ْعُِ ُدواْ إِالَّ إِ ََّّي ُ َوَِبلْ َوال َديْ ِن إِ ْح َس‬
َ ‫ند َك الْكَِ َر أ‬
‫َوالَ تَْن َه ْرُُهَا َوقُل ََّّلَُما قَ ْوالً َك ِرميًا‬
“Rabbin ancak kendisine ibadet etmenizi, bir de ana babaya iyilikte bulunmanızı emretti…”




Lokman 14: “Bana ve ana babana şükret
Bir erkek yoksul da olsa, ana babası ve çocuklarına (ailesine) bakmak zorundadır (Malikilere
göre değil)
Ebu Davud: “Sizden biriniz yoksul düşerse, önce kendi ihtiyaçlarını karşılasın. Bundan artarsa
aile fertlerinin ihtiyaçlarına sarf etsin, yine artarsa diğer hısımlarına harcasın”
Malikler: ana baba çalışabiliyorsa çocuğa düşmez
Din ayrılığının geçim masraflarını karşılamaya etkisi var mıdır?



Kadın itaatsiz veya mürtet olmadığı müddetçe ödemesi gerekir
Hanefiler: nafakası için usul, füru ve eşinin din birliğinin bulunmasına gerek yoktur. Bunların
dışında ise gerekir din birliği. Çünkü Müslümanla gayri Müslim arasına miras cereyan etmez
Diğerlerine çok ihtiyaçlı olmadıkça zorunlu değil, ancak aile fertlerine yardım çok yüce
olduğundan hoş karşılanır
Erkek ve kız çocuğu arasında ayrım yapmak caiz midir?
ِ ‫ض ََيْلُق ما يشاء ي هب لِمن يشاء إًِن ًًث وي ه‬
ِ َّ ‫َِّّللِ م ْلك‬
‫ل‬
‫ور‬
ُ ُ
َ ‫ب ل َمن يَ َشاء الِ ُك‬
ُ َ َ َ َ َ َ ْ َ ُ َ َ َ َ َ ُ ِ ‫الس َم َاوات َو ْاَأ َْر‬
ِ
ِ
‫يما إِنَّ ُ َعلِيم قَ ِدير‬
ً ‫أ َْو يَُزهِو ُج ُه ْم ذُ ْكَر ًاًن َوإ ًَن ًًث َوََْي َع ُل َمن يَ َشاء َعق‬
“Allah dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları verir. Yahut onları, hem erkek hem de kız
çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini kısır yapar. O her şeyi bilen, her şeye gücü yetendir”
Şura 49-50

Allah adaletlidir, her çocuk eşittir
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
14
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Hadis:
-
Ebu Davud: “Kimin 3 kızı veya kız kardeşi olur, bunları eğitir, evlendirir ve kendilerine iyi
davranırsa cennete girer”
Buhari: “Allah’tan korkunuz ve çocukların arasında eşit davranınız. Ben çocuklardan
birisini üstün görecek olsaydım kadınları üstün tutar ve tercih ederdim”
-
İslam’da, yeni doğan çocuğa isim koymada nelere dikkat edilmesi gerekir?





Yeni doğanın sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunması müstehaptir
Resulullah Talha’nın oğlu Abdullah doğduğunda ağzında çiğnediği hurmayı ona verdi
İsim doğduğu gece veya 3 veya 7. Gece de koyulabilir. İsim önemlidir. Hadis: “Sizler
kıyamet gününde adlarınızla ve babalarınızın adlarıyla çağrılacaksınız. Bu yüzden
isimlerinizi güzel koyunuz”9
Abdüşşems veya Abdüssanem gibi İslam’a ters düşen isimleri koymak doğru değildir
Berre ve Asiye isimlerini değiştirmiştir
Evlat edinmek caiz midir?


Önceden İslam’da da yaygın bir adetti, Hz. Peygamber nübüvvetten önce Zeyd b. Harise’yi
evlatlık edinmişti. Onun azatlı kölesiyken serbest bıraktığında (azat edildiğinde) Zeyd ailesine
dönmek istememiş- babası ve amcası satın almıştır onu: “Senden başka bir kimse istemem,
sen hem babam hem de amcam yerindesin”. Bunun üzerine Hz. Peygamber onu evlatlık
edindi
İslam evlatlık müessesini kaldırdı ve her çocuğun nesep hısımlarına nispet edilmesi
prensibini getirdi. Ayet: Muhammed sizin erkeklerinizden kimsenin babası değildir 33/40
ِ ٍ
َِّ ‫ول‬
ِ َّ ‫ي وَكا َن‬
ِِ
‫يما‬
َ ‫َح ٍد ِهمن هِر َجالِ ُك ْم َولَ ِكن َّر ُس‬
َ ‫َّما َكا َن ُُمَ َّمد أ َََب أ‬
ً ‫اّللُ ُ ُك ِهل ََ ْْء َعل‬
َ َ ‫اّلل َو َخ َاَتَ النَّ يه‬

“Çocukları babalarına nispet ederek çağırınız. Bu Allah’ın nezdinde daha doğru ve adalete
daha uygundur” Ahzab 5:
ِ‫ط ِعن َد ه‬
ِ ِ ِ ِ
ِ ُ ‫اَّلل فَِإن هَّل تَ ْعلَموا آَب‬
‫َ َعلَْي ُك ْم‬
ُ ‫ْس‬
َ ُ ْ
َ ‫ءه ْم فَإ ْخ َوانُ ُك ْم ِ ال هدين َوَم َوالي ُك ْم َولَْي‬
َ ‫ُه َو أَق‬
ِ
ِ
ِ ِ
‫يما‬
َّ ‫ت قُلُوُُ ُك ْم َوَكا َن‬
ْ ‫َخطَأْ َُت ُِ َولَكن َّما تَ َع َّم َد‬
ْ ‫يما أ‬
ً ‫اّللُ غَ ُف ًورا َّرح‬
َ ‫ُجنَاح ف‬
‫وه ْم ِِل ََبئِ ِه ْم‬
ُ ُ‫ا ْدع‬
 Hatta Allah Peygamberine Evlatlığı Zeyd’in hanımı Zeynep binti Cahş ile evlenme izni vermiştir
Ahzab 37:
ِ َّ ‫ك علَيك ووجك وات َِّق‬
ِ ‫اّلل مِ ِدي‬
ِ ِ
ِ َّ ‫ول لِلَّ ِِي أَنْعم‬
ُ ‫َوإِ ْذ تَ ُق‬
َ ‫اّللَ َوُُتْفْ ِِ نَ ْف ِس‬
َ ‫اّللُ َعلَْي َوأَنْ َع ْم‬
ْ ُ َُّ ‫ك َما‬
َ َ َ ْ َ َ ْ َ ْ ‫ت َعلَْي أ َْمس‬
ََ
ِ
ِ
ِ
ٌ َّ ‫َّاس َو‬
َ َ‫َح لق أَن َُتْ َشا ُ فَ لَ هما ق‬
َ ِ‫ضى َزيْ ٌد م ْن َها َوطًَرا َزهو ْجنَا َك َها ِ ََ ْْ ََ يَ َُو َن َعلَى اِ ُْم ْْمن‬
ٌ ‫ن ََ َر‬
َ ‫اّللُ أ‬
َ ‫َوَُتْ َشى الن‬
ِ‫ضوا ِم ْن ه هن وطَرا وَكا َن أَمر ه‬
ِ ِ ِ ِ ‫ِِف أَ ْزَو‬
‫اَّلل َم ْف ُع ًوال‬
ُ ْ َ ً َ ُ ْ َ َ‫ا ٌ أَ ْدعيَائ ِه ْم إذَا ق‬
(Resulüm!) Hani Allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini
yanında tut, Allah'tan kork! Diyordun. Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan
9
Ebu Davud, edeb 61; Darimi ve Ahmet b. Hanbel
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
15
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
çekinerek içinde gizliyordun. Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. Zeyd, o
kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla
ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir
güçlük olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir.
Tüp bebek uygulaması caiz midir? (İn vitro fertilizasyon)





Anne babanın en doğal haklarından biri çocuk sahibi olmak Şura 49-50’de bu teşvik edilmiştir
Kısır aileleri bir şekilde tedaviler vs. uygulayarak bebek sahibi olmak işlemine başvurma
imkânına sahiptir
Tüp bebek= bir nevi sunî İLKAH (döllenme) erkeğin spermi alınıp dış ortamda kadının yumurta
hücresiyle döllendirilmekte, sonra kadının rahmine naklederek gebeliğe ve doğuma imkân
hazırlanmakta- bu evli eşler için geçerlidir
İslam Konferansı Teşkilatına bağlı İslam Fıkıh Akademisi’nin 1986’da yaptığı toplantıda bu
karar alınmıştır (kocasının spermiyle olacak ama)
Şirbinî: “Bir kadının ihtilam olmuş kocasının menisini cinsel organına yerleştirmek suretiyle
gebe kalsa, doğan çocuk meşrudur ve kadın bu işlemden dolayı günahkâr olmaz”
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
16
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
EVLİLİĞİN SONA ERMESİ:
İslam’a göre evliliği sona erdiren durumlar nelerdir?


Çeşitli yollarla olur: ölüm, evliliğin eksikliği nedeniyle, tefrik ile- mahkeme kararı, boşanma,
ila, zıhar, muhalea
Talak= hem tek yanlı iradeye dayanan, hem karşılıklı rızayla yapılan, hem de mahkeme
kararıyla yapılan. Ancak daha fazla tek yanlı iradeye dayanan boşanmayı ifade eder (rici, bain,
sünnî ve bidî talak)
a. Evliliğin feshi:
- Nikâh akdi sırasında olan veya daha sonra gelen bir eksiklik dolayı: mesela: şahitsiz
evlenme; eşlerden birisinin mürtet olması
- Fesih evliliğe derhal son verilir ve boşanma tasarrufu sayılmadığından kocanın 3 hakkı
kalır
- Eğer cinsel birleşmeden önce fesh edilirse mehir gerekmez
b. Ric’î boşanma:
- Kocaya yeni bir nikâha ihtiyaç duyulmadan yeniden dönme imkânı veren boşanma (ric’î=
dönülebilir)
- Cinsel birleşmenin gerçekleştiği evlilikle şiddet ve mübalağa içermeyen tarzda
boşanmayla olur
- Ancak bu üçüncü defa ve bir bedel karşılığında yapılmamış olması gerekir
- Bu durumda koca karısına yeni nikâh akdi veya mehre gerek duymadan iddet süresi
içerinde geri döner
- Bakara 228: “Boşanmış kadınlar kendi başlarına 3 hayız ve temizlenme süresince
beklerler… Eğer kocaları barışmak isterse, o süre içinde, onları geri almaya başkalarından
daha fazla hak sahibidirler”
- İmam Şafi, Ahmed ibn Hanbel, İbn Hazm ve bazı Şiî fakihlere göre dönüş 2 şahidin
huzurunda olmalıdır
- Diğerlerine göre ise müstehaptir
- Kadın iddet nafakasına hak kazanır, iddette eşlerden biri ölürse miras tahakkuk eder
- İddet içinde barışma olmamışsa, boşanma bâine (kesin) dönüşür ve erkeğin bu kadın
üzerinde bir boşanma hakkı eksilmiş olur
c. Bâin boşanma:
- Koca ancak yeni bir nikâhla dönebilir
- Eğer 3 defa olmuşsa, artık buna “BEYNÛNET-İ KÜBR” büyük ayrılık denir ve kadın başka
biriyle evlenmeden geri dönemez
- Bâin çeşidine giren boşanmalar: NİKÂHTAN SONRA CİNSEL BİRLEŞME OLMADAN
BOŞANMA; TARAFLARIN BİR BEDEL ÜZERE AYRILMALARI (MUHALEA) veya KOCANIN 3
TALAK HKKINI DA KULLANMASI
- Hanefiler: kocanın şiddet, mübalağa ve kinayeli sözlerle boşaması da bin Bâin olur
- Şafii ve Hanbelilere göre ise ric’î sayılır
- Bain’de evlilik derhal sona erer ve kadın 3 hayız süresi iddet bekler, teslim alınmayan
mehir peşine dönüşür, bu iddette eşlerden biri ölürse miras tahakkuk etmez
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
17
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
-
Ölüm anında boşar ve iddette ölürse, kocanın boşanma hakkının kötüye kullanıldığı
gerekçesiyle kadın mirasçı olur
Ahmet ibn Hanbel: ölüm hastası kocasının boşadığı kadın, kocası iddetten sonra ölse ve
yeniden evlenmemiş olsa yine miras alır
İmam Malik: Evlenmiş olsa bile miras alır
Boşanma naslara uygun yapılıp yapılmaması bakımından sünnî ve bid’î olmak üzere 2ye ayrılır
d. Sünnî talak:
- Kadının her temizlik döneminde ve cinsel birleşme olmaksızın ric’î boşanma tarzında
olmalıdır 3 defa
e. Bid’î talak:
- Sünnete aykırı biçimde olan talak, ancak buna rağmen geçerlidir (Şia ve Zahiriler-İbn
Hazm’a göre geçerli değildir)
- Adet döneminde, temizlik döneminde cinsel ilişkide bulunduktan sonra veya temizlik
döneminde 3 defa boşama
f.
Şartlı boşanma:
- Kocanın boşanma iradesini bir şarta veya vadeye bağlaması- ne zaman için şart koyduysa
o zaman tahakkuk eder
- Bu yemin tarzında da olur. Ancak İkrime, Kadî Şurayh, İbn Teymiyye ve İbn Kayyım gibi
bazı fakihlerce kabul edilmez ve yemin varsa kefaret gerekir derler
- Boşanma belirli bir vadeye bağlanmışsa, belirlenen tarh gelince boşanma gerçekleşir
g. Bir bedel karşılığında boşanma (hul’-muhalea):
- İlke olarak kadın boşanma yetkisini almamışsa, ancak mahkemeye başvurarak veya
kocasıyla bir bedel karşılığında anlaşarak boşana bilir (hak erkektedir)
- Bakara 229: “…Eğer karı-kocanın Allah’ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkarsanız,
o zaman kadının kurtulmalık (fidye) vermesinde, ikisine de bir günah yoktur”
- Hadis: Hz. Peygamber Sabit’e: “Bahçeyi kabul et ve onu bir defa da boşa” demiştir
- Koca eğer kadının teklifini kabul ederse, artık rücu hakkı olmaz
- Geçimsizlik kadından kaynaklanıyorsa mehirden fazlasını, kocadan kaynaklanıyorsa
verdiği mehri alması çirkin görülmüştür (Hatta İmam Malikê göre bu durumda koca
karşılık alamaz)
- Çoğu fakih’e göre muhalea sonunda Bâin meydana gelir. Ancak İmam Şafi’ye göre
muhalea Bâin değil, Fesihtir, zira Bakara süresin 229-230’da 3 boşanma türünün dışında
4. Boşanma olarak düzenlendiğinden kabul edilemez der
- Diğer mezhepler onun gibi değerlendirmemiştir: ayetlerdeki boşamaları bedelli ve
bedelsiz olarak 3 sayısı içinde değerlendirmişlerdir
h. Zıhar yöntemi:
- Zıhar= sırt; kocanın eşine “Sen bana annemin sırtı gibisin” diyerek onu kendisine haram
kılması (cahiliyyede yaygındı)
- Medine döneminde EVS İBN SÂMİT’İN EŞİ HAVLE’Yİ BU YOLLA BOŞAMASI VE HAVLE’NİN
HZ. PEYGABER’E ÇÖZÜM İÇİN BAŞVURMASI ÜZERİNE İNEN AYETLERLE HÜKME
BAĞLANMIŞTIR” Mücadele 1-4
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
18
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Böyle yapan kocanın yapması gereken:
a) Köle azadı (gücü yetmiyorsa)
b) 2 ay aralıksız oruç (buna da gücü yetmiyorsa)
c) 60 yoksulu doyurmak
i.
İlâ yöntemi:
- Bir yemin türüyle evliliğe son verme: kocanın eşiyle cinsel teması yemin, adak veya bir
şarta bağlayarak, belirli veya belirsiz bir süre kendisini bundan menetmesini ifade eder
- Süre belirlenirse, en fazla 4 ay olmalıdır. Bu arada koca kefaret ödeyerek her an geri
dönebilir
- Bakara 266, 267: “Kadınlarına yaklaşmaya yemin edenler 4 ay beklerler. Eğer bu süre
içinde yeminlerinden dönerlerse, şüphesiz Allah her şeyi çok bağışlayan ve çok merhamet
edendir. Eğer boşamayı kastederlerse, şüphesiz Allah her şeyi iyi işiten, çok iyi bilendir”
- Hz. Aişe, Allah Resul’ünün eşleri için îlâ yemini yaptığını, ancak süre dolmadan, yemin
kefareti vererek bundan döndüğünü nakletmiştir10
- Hanefiler: 4 ay sonra dönmezse Bâin olur;
- Diğerleri: ya eşine döner veya boşar. Her ikisini de yapmazsa kadın hâkime başvurabilirher iki durumda da ric’î boşanma meydana gelir. Delil: ila yeminin de kocanın muhayyer
bırakılması
j.
Mahkeme kararı ile boşanma:
- Mahkemeye başvurarak boşanmaya TEFRİK denir
- Hâkim belirli sebeplere dayanarak boşar
- Kur’an’da eşlerin geçimsizlik sebeplerini yerinde incelemek ve aile sırlarını dışarı ifşa
etmemek için hakem yöntemi geliştirilmiştir: Nisa 35: “Eğer karı ile koca aralarının
açılmasından korkarsanız, o vakit kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem, kadının
ailesinden bir hakem gönderin. Barışmak isterlerse, Allah onları uzlaştırır”
- Ebu Hanife ve Ahmet ibn Hanbel: hakemler vekil sayılır ve eşler özel yetki vermedikçe
boşanmaya karar veremezler
- İmam Şafii’nin ilk görüşü de böyledir. İkinci görüşü ayetteki hakem hâkim demektir
k. Lian yöntemi:
- Karısının zina ettiğinden veya çocuğunun kendisine ait olmadığı endişesi taşırsa ve
ispatlayamayan koca, hâkime başvurarak özel yeminle evliliğe son verebilir
- Nur 6-9 Liyan – mülaane
- Ebu Hanife ve İmam Muhammed: lian Bâin talak meydana getirir
- Ebu Yusuf ve diğer mezhep imamları: taraflar birbirine ebedî olarak haram
l.
10
Eşlerden birinin ölümü:
- Kadın vefat edince, evlilik derhal sona erer
Buhari, savm, 11, 18, nikâh 91, 92, talak, 21, eyman, 20; Tırmızî, talak 21.
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
19
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
-
Koca vefat edince, eşi 4 ay 10 gün iddet bekleyeceği için, evlilikle ilgili bağı bir süre daha
devam eder
Bu süre içerinde yeniden evlenemez
Evliliğin mahkemeye yoluyla sona erdirilmesinde “boşanma sebebi” sayılabilen haller nelerdir?

Erkeğin boşanma yetkisi bulunduğu için, daha çok kadının mahkemeye başvurması
durumunda dikkate alınması gereken boşanma sebepleri şunlardır:
a) Hastalık ve kusur:
- Erkekte birleşmeye engel cinsel hastalık bulunursa
- Akıl hastalığı, cüzzam- ancak evlilikten önce biliniyorduysa geçerli olmaz
- Kadî Şurayh, Zuhrî ve Ebu Sevr gibi bazı fakihler hastalıklarla sınırlı tutmazlar ve “karşı eş
için evliliği çekilmez hale getiren her türlü hastalık ve kusur”
b) Kocanın nafakayı temin etmemesi:
- Erkeğe eşinin ve çocuklarının nafakasını ödemesi vaciptir
- Hanefilerce nafakayı ödeyememesi boşanma sebebi değildir
- Diğerlerine göre hâkime başvurarak boşanma hakkı elde eder. Delilleri: Bu durumu “zarar
vererek kadınları turumak” 2/231 olarak yorumlarlar
- İmam Şafi ve Ahmet İbn Hanbel: fesihtir
- İmam Malik ric’î talaktır
c) Terk ve gaiplik:
Mefkud’un durumu:
-
Hanefi ve Şafilere göre 90 yaşına kadar veya yaşıtlarının ınkırazına kadar beklenilir sonra
ölümüne hükmedilir- kayıplık bir boşanma sebebi değildir
İmam Malik’e göre 4 yıl
Kocasının sağ olduğu bildiği halde gelmezse (GAİP)
- Hanefi + Şafii = boşanma sebebi sayılmaz
- Malikiler: bir yıldan fazla ise boşanma hakkına sahip olur
- Hanbeliler ise 6 ay derler
- 1917 Osmanlı Huku-ı Aile Kararnamesinde Malikilerin görüşü esas alınmıştır
d) Kötü muamele ve şiddetli geçimsizlik:
- Hanefi ve Şafiilerde boşanma sebebi olarak sayılmaz
- Malikiler: Kadın kendisine kötü davranan kocasını mahkemeye verebilir
Bir defada üç talakla boşamanın hükmü nedir?




Bakara 229: “Boşanma iki defadır. Bundan sonra ya iyilikle tutmak, yahut da serbest bırakmak
vardır”
Bakara 230 ve Talak 1
Yukarıda ayetlere bakıldığında kadın bir kerede değil, ayrı zamanlarda boşanabileceği söylenir
Abdullah ibn Ömer eşini adetliyken boşamıştı, sonra Hz. Peygamber’e intikal edince şöyle
buyurmuştur: “oğluna emret, eşine dönsün, sonra onu temizlik günlerine kadar tutsun,
sonra âdet görsün, sonra temizlik günlerine ulaşsın, bundan sonra isterse tutsun, isterse
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
20
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN



cinsel ilişkiye girmeksizin boşasın. İşte Allah’ın, içinde
kadınların boşanmasını emrettiği iddet süreci budur”
Hz. Ömer döneminde bir defada boşanma sık olunca bunu
yasaklamıştır
İbn Abbas: “Allah Resulü ile Ebu Bekir döneminde ve Hz.
Ömer’in halifeliğin ilk iki yılında 3 boşanma 1 sayılıyordu.
Ömer “Şüphesiz insan kendilerine süre verilen bir konuda
acelecilik gösterdiler. Şunu onlara geçerli saysak, dedi ve onu
kendilerine uyguladı”11
Hz. Ömer’in uygulaması bir maslahat ve bir şer’î siyasetten ibarettir
İbn Abbas’da Hz. Ömer’in bu
kararına uymuştur
Eşini 100 talakla boşayana şöyle
demiştir: “3 talakla boş düşmüş,
97 talakla da Allah’ın ayetlerini
ala almışsın” (Malik Muvatta)
Daha sonra 4 mezhepte bu uygulamayı esas almıştır. Ancak günümüzde insanlar boşanma
hükümlerini bilmeksizin nasıl olduğunu bilmediklerinden gelişi güzel “3de 9a” yemin olsun”, “boş ol,
boş ol, boş ol” gibi sözler kullanmaktalar. Diğer yandan resmî nikâh, imam nikâh ve resmi boşanma
süreçleri vs. var. Boşanmaya akit teorisi açısından bakıldığına, biz sözle meydana gelen, evlilik gibi
genel olarak ömürde bir kere olabilen, önemli bir akdin, birden çok akit varmış gibi iki veya 3 sözle
sona erdirilmesi ayrı bir çelişki oluşturmaktadır. Kimi Zahiriler, İbn Teymiyye, İbnü’l kayyim el
Cevziyye’ye ve Zeydiyye’ye göre biz sözle 3 defa boşanma 1 sayılır
İslam’da kadının boşanma hakkı var mıdır? Tefvîz-i talak nedir? Nasıl elde edilir?

Medine döneminde Müslümanların durumu iyileşince, Peygamber eşleri de diğerleri gibi
daha rahat ve zengin hayat yaşama arzusuna kapılmıştır, bu konuda ileri gidince de Hz.
Peygamber onlardan bir ay ayrı kalmıştır. İLA’da bulunmuştur. Eskiden bu İLA kadınları tehdit
ve ikaz için sıkça kullanılırdı, Kur’an bunu sınırladı ve 4 ayla sınırladı. Bakara 226 ve 227. Hz.
Peygamber ila’da bulundu, sonra kefaret karşılığı geri dönmüştür:
Ahzab 28,29.
ِ ِ
َِ ‫اْليا َة الدلنْيا وِوينَ تَ ها فَتَ عالَي أُمتِهع ُك َّن وأُس ِرح ُك َّن سراحا‬
‫َ ًيال‬
َّ ُ ‫ك إِن ُك‬
َ ‫َِّب قُل هَأ َْوَواج‬
‫ََّي أَيل َها النِ ل‬
ً ََ ْ ‫َ َ َ َ ْ َ َ ْ َ َه‬
ََْ ‫نُت تُِرْد َن‬
ِ
ِ ِ ِ ِ ‫اّلل أ‬
ِ
‫يما‬
َّ ُ ‫َوإِن ُك‬
َّ ‫نُت تُِرْد َن‬
َ ََّ ‫َّار ْاْلخَرَة فَِإ َّن‬
ْ ‫َع َّد ل ْل ُم ْحسنَات من ُك َّن أ‬
َ ‫اّللَ َوَر ُسولَ ُ َوالد‬
ً ‫َجًرا َعظ‬
Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size
Mut’a vereyim ve sizi güzelce bırakayım.” “Eğer Allah’ı, Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız,
bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”
 Bu ayet inince Hz. Peygamber eşlerine, isteyenin ayrılabileceğini söylemiştir. Eşleri gözyaşları
içerinde Allah ve Resulünü tercih etmişlerdir.


11
Evli erkek, vekil aracılığı ile boşanabilir; aynı şekilde bu yetkiyi eşine de verebilir TEFVÎZ
Hz. Aişe şöyle demiştir: “yukarıdaki ayetler inince, Allah’ın Resulü, benimle başladı, dedi ki:
Sana bir şey söyleyeceğim, fakat ana-babanla görüşüp, izin almadıkça, cevap vermede acele
etme!” Aişe dedi ki: o, babamın bana ayrılma konusunda izin vermeyeceğini biliyordu.
Allah’ın Resulü, bundan sonra Ahzab 28-29’ncu ayetlerini okudu. Ben dedim ki: Hangi
Müslim, talak 15.
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
21
www.ti-entertainment.com
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN

konuda, ebeveynimden izin isteyeyim? Şüphesiz ben, Allah’ı, resulünü ve ahiret yurdunu
istiyorum. Sonra, Ben’inin öbür eşleri de benim yaptığımın benzerini yaptılar”12
Günümüzde resmi nikâh var, ve boşanma da mahkeme kararı ile olur. Burada kadın ve erkek
için eşit haklar söz konusudur, ikisi de boşanma hakkına sahip. Bu TEFVİZ-İ TALAK hakkıdır
aslında.
Dinden çıkmanın (irtidat) evliliğe etkisi nedir?






Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve Malik: eşlerden biri İslam’ı terk etse, nikâh akdi kendiliğinden
ortadan kalkar
Şafii + Hanbeli: iddet sonunda evliliğin feshi olur (yani iddet süresinde tekrar İslam’a dönerse
olur)
Küçük çocuk, eşlerden birisi Müslüman ise onun dinine tabi olarak Müslüman sayılır. Yine iki
eşten biri İslam’a girerse çocuk Müslüman sayılır. Hadis “İslam yücedir, onun üzerine
yücelinmez”
Koca İslam’ı kabul etmezse kadın tefrikle boşanabilir
Ebu Hanife ve İmam Muhammed: bu tefrik bir bain
Ebu Yusuf: boşanma sayısına girmeyen ayrılık
Küfrü gerektiren biz söz veya fiilin nikâha etkisi var mıdır?


Küfrü meydana getirecek bir ifade de bulunursa dinden çıkar, eşiyle din birliği bozulur ve
nikâh akdi sona erer. İmana dönerse nikâh akdini tazelemeler, boşanmayla olmadığından 3
hak zayi olmaz
Elfaz-ı küfrün çoğalması, sehven imandan çıkmış olma tehlikesine karşın bazı yerlerde
perşembeleri yatsıdan sonra imam yenileme duası okunmakta:
ِ ّٰ
ِ
ِ
ّٰ ‫اح ََتْ ىدي ًدا بَِق ْو ِل ِلَ اِِّٰهَ اَِه‬
‫ول‬
ُ ‫ ُُمَ هم ٌد َر ُس‬،ُ‫اَّلل‬
َ ََ ‫أَِل ُه هم ا ىّن اُ ىري ُد اَ ْن اُ َجد َد ْ ىاَميَا َن َواِن‬
“Ey Allah’ın Ben, “Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur ve Muhammed O’nun Elçisidir” sözlerini
tekrarlayarak, imanımı ve eşimle olan nikâhımı yenilemek istiyorum”


12
Böyle bir dua için kocası eşinden vekâlet almışsa, cemaat şahit sayılıyor ve nikâh tazelenmiş
oluyor
Şafiilere göre ise, küfrü gerektiren söz veya fiil cinsel temastan önce olmuşsa nikâhı o anda
ortadan kaldırır. Cinsel temas olmuşsa iddetin sonuna kadar beklenir. Bu süre içinde eş
yeniden İslam’a dönerse nikâh devam eder, aksi halde nikâh irtidat tarihinden itibaren
ortadan kalkmış olur
Buhari ve Müslüm, talak
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
22
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
FAİZLE İLGİLİ MESELELER
Faiz nedir, kaç çeşidi vardır?


Riba sözlükte: artma, çoğalma, şişme gibi anlamlara gelmektedir. Türkçede FAİZ olarak geçer
Fıkıh terimi olarak: “ölçü veya tartı ile alınıp satılan mislî malların, altın gümüş ve nakit
paranın aynı cinsten miktarını, ziyade bir ivazla mübadele etmektir. Herhangi bir akitte
taraflardan birine karşılıksız olarak şart koşulup sağlanan fayda ile fasit olan her türlü alış
verişe riba denilir”
riba
Cahiliyye ribası
Fazlalık ve Nesie ribası
karz ve borç ilişkisinden
doğan riba
Alışverişten doğan riba
Kur'an'da yasaklanan.
ödünç verilen parada vade
tanırken, ana parara
eklenen ziyade
hadislerle sabit.
a) fazlalık
b) nesie
aynı cinsten ribevî malların
(ölçü veya tartı ile alınıp
satılan mallar) birbiriyle
mübadelesi halinde
bedellerden birisnin fazla
olmasında
vade karşılığında şart
koşulan fazlalıktır. aynı
cinsten ribevî malların
birbiriyle mübadelede
veresiye olarak verilmesi
mesel: 12kg yemelik
buğday, 10 kg tohumluk
buğdayla değişmek gibi
(aynıların para değeri
üzerinden değiştirlirse faiz
kalmaz)
peşin olsa riba olmayacak
İslam’ın çıkışı sırasında ödünç verilen asıl borca “re’sü’l mal (anapara), vade sonunda
ödenecek ziyadeye ise “riba” denirdi. Borçları ertelerken eklenecek fazlalık da bu niteliktedir
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
23
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN










İslam’dan önce de semavî dinlerde haksız kazanç yasaklanmıştır13
Mekke’de inen bir ayet: ribanın sevap kazandıran bir amel olmadığına işaret edilir:
Rum 39, Medine’de bu konuyla ilgili inen ilk ayet Yahudilerle ilgili bir durum sonrası
inmiştir Nisa 160-161
Hıristiyanlıkta, kilise 13. M yüzyılın ortalarına kadar faizli krediler aleyhine tavır
almıştır. Bu olumsuz yaklaşım ve “paranın doğurmayacağı” ilkesi, Aristo’ya kadar
dayanır. Ancak Kilise babalarından Thomas Aquinas’a dayanarak bu değişmiştir.
“Aquinas: “ticaret ve kredi rizikosunu göze almış ve parasını tehlikeye atmış kimseler
lehine kâr ve kazanç hakkı tanımanın gerektiğini” söylemiştir. Ancak, Saint Thomas’ın
sözlerinde yer alan “sermaye riski”, kar ve kazanç kavramları, sermayeyi kar-zarar
ortaklığı çerçevesinde işletmeyi içeririr. Böyle bir işlem ise İslam’da, sermayenin ya
“sermaye ortaklığı” ya da “emek sermaye ortaklığı (mudarebe)” sözleşmesiyle
işletilmesi anlamına gelir ki artık elde edilecek kazancın adı faiz değil, kar (rıbh) olur.
L’osservatore Romano: “İslam’a uygun yatırım araçları suni ekonomi balonlarının
oluşmasını engelliyor; faizi, aşırı borçlanmayı, finans piyasalarında manipülasyon ve
spekülasyonları yasaklıyor. Özellikle sükuk, krize karşı sağlam ve ahlakî değerlere
bağlı bir alternatif olarak öne çıkıyor14
İslam’da ilk faiz yasağı 3. Hicret yılında “katlanmış faizin yasaklanması” Ali İmran 130.
İle başlamıştır
Bakara 278-280
Kur’an’da söz edilen riba, cahiliyye ribası. Hadilserde alışverişten ve mal takasından
doğan riba çeşidinden bahsedilir. Altın gümüş, döviz ve takas işlemleri özel hükme
bağlanmıştır. Fıkıhta bunlar Kitabu’l Buyu’da değil, Kitabu’s Sarf’da yer alır
Hadis. “Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma
hurmayla ve tuz tuzla misli misline, eşit ve peşin şekilde trampa edilir. Farklı cinsler
birbiriyle mübadele edilirse, peşin olmak şartıyla dilediğiniz gibi satış yapınız” Bu
hadisin Tırmize de şu ilavesi vardır: “Her kim bu şekilde mübadelede fazla verir veya
alırsa şüphesiz riba yapmış olur”
Hz. Peygamber döneminde altın para birimi DİNAR 8 4 gr) gümüşün Dirhemi (2,8gr).
Bunlar kendi cinsinden olan altın veya gümüş ziynet eşyası alım satımında
kullanılacaksa, aynı ağırlıkta işlem yapılması gerekir. Böyle bir değerli madenin, işçilik
dışında fazlalıkla değişimin reel faizi oluşturduğunda şüphe yoktur. Burada faiz yasağı,
değerini öz madeninden alan “sağlam para” nın ortaya çıkmasını sağlamıştır
Cins birliği olan mallar arasındaki mübadele için örnek Bilal Habeşi. 2 ölçek adi
hurmayla bir ölçek kaliteli hurmayı değiştirdi. Hz. Peygamber: “vah vah, ribanın ta
kendisi. Bunu böyle yapma, fakat hurma satın almak istersen, kendi hurmanı sat,
onun satış bedeli ile istediğin hurmayı satın al” Buhari
Veresiye satışlarda vade farkı caiz midir?
13
Bu konuyla ilgili daha geniş bilgi için bknz. İrem Kurt, “15. Yüzyıla kadar Kilise Hukukunda Faiz yasağının
Temellendirilmesi”
http://www.ti-entertainment.com/Yz-26-15-Yuzyila-Kadar-Kilise-Hukukunda-Faiz-Yasaginin-Temellendirilmesitr.html
14
L’Osservatore Romano Gazetesi Mart 2009’dan naklen, Hüseyin Tunç, Katılım Bankacılığı, Nesil, 6. Baskı,
İstanbul 2010, s.25
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
24
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN




“Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı” Bakara 175. Bundan dolayı ister peşin olsun, ister
veresiye alışveriş yapılır
Peşin satışlarda kâr eklemek meşru olduğu gibi vadeli satışta da meşrudur. Hatta vadelide
para bir süre ticaret işinde kullanılacağı ve eşyanın alış fiyatlarının yükseleceği dikkate
alınarak kar oranı yüksek tutulabilir
Örnek: Bir kimse peşin alan müşterisine 515 uygularken, altı ay vadeli almak isteyene %35’
kar oranı uygulaması caizdir. Pazarlık safhasında peşin veya aylara göre vadeli fiyat
müzakereleri sonunda belirli bir mal ve miktarı belli bir fiyat üzerinde bağlanınca akit
tamamlanmış olur. Ancak satıcının peşin fiyatını esas alıp, bunun üzerine banka kredi faizleri
eklemek suretiyle müşterilerine faizli finansman kullandırdığını düşünmesi ve vade farkı için
böyle bir imaj uyandırılması Müslümanı meşgul etmemelidir. Ameller niyetlere göredir.
Anlaşma sağlanınca satılan mal, onun tek fiyat halinde bedeli ve bu bedelin içinde kâr unsuru
vardır.
Serahsî: (vadeli satışta taraflar çeşitli fiyatlar üzerinde pazarlık yapabilir dedikten sonra
şunları söyler) “taraflar kendi aralarında, anlaşır, belirli bir satış bedeli tespit etmeden
ayrılmaz ve bu tek fiyat üzerinde akdi bitirilirse bu caizdir. Çünkü bu takdirde, akdin sahih
olmasının şartını yerine getirmiş olurlar.”
Gayrimüslimlerle faizli muamele yapmak caiz midir?






Ebu Hanife + İmam Muhammed: gayrimüslim ülkede vizeli pasaportla (eman) kalmakta
olan bir Müslümanın, o ülkenin gayrimüslim vatandaşıyla faizli kredi alıverişi yapması
caizdir! Aynı şekilde kan veya domuz eti satması, kumar çeşidine girmesi de caiz olur
(aynısı gayrimüslim ülkede Müslüman olup İslam ülkesine hicret etmemiş olanlar içinde
aynısı geçerlidir)
Ebu Hanife ve İmam Muhammed: “Müslümanla harbî arasında darülharpte faiz cereyan
etmez”
Hanefi tabilerinden Mekhûl’un rivayetine göre Hz. Peygamber veda hutbesinde şöyle
buyurmuştur: “Şüphesiz, cahiliyye dönemine ait faiz kaldırılmıştır. İlk kaldırdığım faiz de
amcam Abbas İbn Abdulmüttalib’in faizidir”
Diğer yandan emanla, yani yasal oturum hakkıyla bir ülkeye geldiği için onların canlarına
ve mallarına zarar vereme- karşılıklı rızanın bulunması gerekir
Şafii, Maliki, Hanbeli ve bazı Zahirilere göre Müslümanların gayrimüslim bir ülkede faiz
alıp vermesi caiz değildir. İslam’ın yasakladığı bir şey ülke ayrımı söz konusu olmaksızın
her yerde yasaktır
Hanefilerce gayri Müslim ülkede faiz yemenin caizdir. Ancak yine de takvaya daha yakın
olanı yapmak gerekir. Mümkün mertebe faiz bankacılığı, domuz satım ve içki üretim
yerleri yönetmemek lazım…
Borçların ödenmesinde paranın değer kaybı faiz kapsamına girer mi?

Pişmanlık yüzünden faiz anlaşması geçersiz kılınarak alacaklar tahsil edilirken, alacaklı
anaparayı alır (resül mal). Bakara 278-279: “Şayet tevbe ederseniz, anaparalarınız sizindir.
Böylece ne haksızlık yapmış, ne de haksızlığa uğramış olursunuz”
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
25
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN



Ancak altın ve gümüşte biraz farklıdır, değer kaybediyor. Dolayısıyla anaparanın yeni tanımı
gerekiyor. Bu konuda ilk farklı tabım Ebu Yusuf’a aittir. Ebu Yusuf’a göre altın ve gümüş para
dışında “fels” adı verilen bakır, nikel, kalay vb. madenî paralar, maden değeri dışında itibarî
bir değer kazandığı için, altın ve gümüş gibi “sağlam para” sayılmaz. Bu yüzden bunlarla
yapılan borçlandırmalarda, bu paraların endeksli bulunduğu altın veya gümüş paraya göre
hesaplanacak “değer farkı” faiz kapsamına girmez
Günümüzde de önemli ölçüde enflasyona uğrayan kâğıt para sistemlerinde, bir aydan fazla
uzun süreli borçlanmalarda, altın gibi sağlam bir birime endekslenerek hesaplanacak bir
“değer kaybı” nın faiz kapsamı dışında tutulması da hakkaniyete uygun düşer.
KÂĞIT PARA İLK ÇIKIŞINDA ALTINI TEMSİL ETTİĞİNDEN ALTINA AİT GÜBÜ VE ÖZELLİKLERİ
ONDA GÖRÜLÜR. Ancak son yy’da altın stoku ile bağı koparılınca iç ve dış faktörlerin tesiriyle
çok değişir hale gelmiştir
Vadesinde ödenmeyen senet ve çekler için vade farkı uygulamak caiz midir?


Borçlu borcun vadesini hemen ödemeli, ödemeye gücü yettiği halde hemen ödememesi
zulümdür. Borçlu zor durumdaysa (hastalık, afet vs. gibi durumlarda) alıcının kolaylık
sağlaması ve hatta gerekirse borcunu silmesi uygun düşer
Uzun süre ödemez ve değer kaybına uğrarsa vade farkı eklenir
Senet veya çek kırdırmak caiz midir?


Senet veya çek alacağı sağlama bağlama için teminattır
Vadeli borçlanmaların yazıyla tespit edilmesi ayetle sabittir: Bakara 282
ِ َّ
ِ ِ
ِ
ُ‫َج ٍل لم َس ًّمى فَا ْكتُُِو‬
َ ‫ين َآمنُواْ إذَا تَ َدايَنتُم ُ َديْ ٍن إ ََل أ‬
َ ِ‫ََّي أَيل َها ال‬
“Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın.”



Bir borcun ödenmesinde senet veya çek kullanılabilir. İmza önemli. Birbirinin kefili olarak
müteselsil borçlu sayılırlar
Senet veya çek kırdırmak= bir alacağı temsil eden ve şekil şartları bulunan belgelerin, banka
ya da benzeri kurum veya kişilere teminat olarak verilerek, üzerindeki tarihe kadar olan
vadede bir bedel karşılığı nakdî kredi kullanmaktır. Bu da peşin ödenen nakit paranın, senet
veya çekin vadesinde ödenecek daha fazla bir bedelle değişimi anlamına gelir- bu da faiz
anlamına gelir (paranın daha fazla parayla vadeli değişimi). Mesela: 100.000 TL 6 ay vadeli bir
çeki bankaya kırdıran kimse, banka aylık %2 faiz uyguluyorsa peşin olarak 88.000 lira
alacaktır. Burada banka 12.000 lira faiz peşin olarak kesecektir. Banka vade sonunda çek
borçlusundan 100.000 lirayı tahsil edecektir. Ancak alacaklı, çek ya da senet borçlusunun
erken ödeme yapmak suretiyle indirim talebini yerine getirebilir. Asıl borçlu ve alacaklı
arasındaki bu muamele, senet kırdırma hükmünde olmaz.
Osmanlı’da memurlar beytülmalden veya vakıflardan aldıkları maaşa “CAMEKİYE” denilirdi.
Bazı memurlar ihtiyacından dolayı daha vakti gelmeden maaş çekme hakkını daha düşük bir
para ile satmaya başlamıştır. İbn Abidin bu konuda şu fetvayı nakleder: “Alacaklı alacağını,
borçlusundan başka bir kimseye satamaz”
Teminat mektubu almak caiz midir?
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
26
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN



Taahhüt işlerinin alınması banka teminat mektubuna bağlanmıştır
Banka, taahhüt yerine getirilmezse, miktarı belli olan bir bedeli, para olarak iş sahibine
ödemeyi tekellüf etmekte, buna karşılık belli bir komisyon ve masraf almaktadır.
Banka burada, miktarı belli bir meblağı, yatırımcı iş adamı adına bir çeşit kefil olarak
üstlenmektedir. İslam’da kefalet caizdir. Bunun bir bedel karşılığı olmadan yapılması asıldır,
zira bu bir taat ve teberru akdidir. Ancak günümüzde bu kadar yüksek meblağlara taat ve
teberru niyetiyle yaklaşan olmuyor (meblağlar yüksek). İslam fıkhında kefalet benzeri başka
hizmetler de vardır: imamlık, müezzinlik Kuran hocası vs. Nitekim ilk Hanefi müçtehitler bu
vazifelerin belirli bir meblağ karşılığında yapılmamasını uygun görmüştür. Fakat zaman
değişince bunu meccanen yapan kalmayınca, dini eğitim tehlikeye girince, bu karar
değiştirildi. Kefalet de bir taat olduğuna göre bunun içinde aynısı geçerli olabilir. Bu bağlamda
bir Müslüman teminat mektubu almak zorunda kalırsa, para karşılığı kefil tutmuş olur
Kredi kartı ve pos cihazı kullanımı caiz midir?



Kredi kartları adından da anlaşılacağı gibi, kullanıcısına belli limitlerde finans kurumu veya
banka kredilerinden yararlanma imkânı sağlamaktadır.
Bu çeşit bir kartla bankadan nakit para çekilir ve fazlasıyla birlikte geri ödenirse, bunun “faizli
bir işlem” olduğunda şüphe yoktur
Ancak bu kartlar büyük ölçüde mal
alımında kullanılmaktadır. Pos cihazı da kredi kartı kullanımını
sağlayan cihazlardır.
Günümüzde pos cihazı uygulaması:
a. Kredi kartıyla mal alan müşterinin, mal bedelini ödemeden, işlemin yapıldığı günün
sonrasındaki ilk iş gününde bedelin pos kullanıcısına banka/ finans kurumu tarafından peşin
ödenmesi uygulaması Bu durumda banka/ finans kurumu pos kullanıcısından komisyon adı
altında bir bedel tahsil etmektedir
b. Müşterinin kart bedelini ödeme günü birebir hesaplanmadan tüm işlemler için belli süreli
(meselâ 30 gün - 40 gün gibi) anlaşma yapılır. Anlaşmada belirlenen gün sayısı sonunda
banka/ finans kurumu tarafından pos kullanan esnafa ödeme yapılır. Bu durumda da kredi
kartı kullanıcısı bazen -ödeme tarihi gelmediği için- ödemesini yapmamış ya da daha erken
yapmış olabilmektedir. Bu usulle yapılan işlemlerde de banka/ finans kurumu pos kullanıcısı
ile anlaşma yaparak taksit yapılmasına imkân sağlıyorsa, pos kullanıcısından komisyon adı
altında bir bedel tahsil etmekte, pos kullanıcısı da bu bedeli bazen tamamen veya kısmen
müşterisine yansıtmaktadır
Günümüzde tercih hangi yönde olmalıdır?
a) Kredi kartı kullanıcısı, satın alacağı ürünün bedelini tek çekimle ödeme yapar ve kredi
kartı borcunu günü geldiğinde öderse, kendisi bakımından en ehven olan bir işlemle
krediden yararlanmış olur. Bu durumda banka bir hizmet bedeli alabilir. Banka/ finans
kurumu, satıcı ile alıcıyı buluşturduğu için bir hizmet bedeli (komisyon) alabilir. Bunun
faizle bir ilgisi bulunmaz
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
27
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
b) Banka/ finans kurumu, pos kullanıcısı esnafla yaptığı “pos cihazı kullanım sözleşmesi” ile
esnafın kredi kartıyla mal satışına yetki/ vekâlet vermektedir. Esnaf bu yetkiye dayanarak
tek çekimle satış yapacağı gibi vade farkı ekleyerek taksitli satış da yapabilmektedir.
Taksitli satışta eklenecek “vade farkı” miktarları, malın bedeline eklendiği için faiz
niteliğinde olmaması gerekir. Bunların miktarını, çoğu zaman serbest pazarlık veya ticaret
örfü belirler. Kredi kartlarıyla satış yapıldıktan sonra esnafın devreden çıkması, banka/
finans kurumunun doğrudan müşteriyi muhatap alması, hatta müşterinin borcunu
ödememesi durumunda, pos kullanıcısı esnafın kefil olarak bile devrede olmaması,
yukarıdaki değerlendirmeyi güçlendirmektedir. Murabaha işlemi, pos cihazı kullanım
sözleşmelerinde
açık olarak ifade edilmese bile Mecelle’nin “akitlerde itibar lafza değil manayadır.”
ilkesine uygun düşer. Bu işlemin, pos sözleşmelerine ve dosya kayıtlarına daha açık
ifadelerle işlenmesi halinde, bu konudaki zihin karmaşasının ortadan kalkacağı beklenir.
TOKİ veya Mortgage yoluyla saire satın almak caiz midir?



Belediye ve Toki’nin birlikte organize ederek, arsa sahipleriyle gerekli sözleşmeleri yapması,
bu iki kuruluşun emek tarafını, Toki evlerinin yapılması için gerekli krediyi sağlayan bankanın
ise sermaye tarafını oluşturduğu böyle bir yapılanma, “emek sermaye (MUDAREBE) ortaklığı”
niteliğindedir
15-20 yıl vadeli ödeme, taksit. Kağıt para sisteminde, paranın normalin üstünde değer
kaybetmesi durumuna karşı toplumu koruma amacıyla, taksitlerde makul düzenlemenin
yapılması, başlangıçta sait akit gibi gözükse de, adaletli bir ödeme planı akdin sihatı için
yeterli olmalıdır
Mortage sistemi de TOKİ gibi. Ancak satılan dairelere ait, ipotek belgeleri, tapu belgesi devri
gibi el değiştirebildiği için, dairenin gerçek mülkiyeti borç bitince alıcıya tam olarak
geçecektir. Böylece Osmanlı’da uygulanan “BEY’ Bİ’L VEFÂ VE VE’L İSTİĞLÂL” (borç
ödeninceye kadar mülkiyet i muhafaza kaydıyla satış) işlemine benzetilmiştir
FAİZSİZ BANKACILIKLA İLGİLİ MESELELER
Osmanlı Devleti döneminde para vakıfları ve kredi kullandırma yöntemleri hakkına bilgi verir
misiniz?





Vakıf belli bir gayenin gerçekleşmesi için menkul veya gayrimenkul malın kendisinin veya
gelirinin bir hayır amacına tahsisidir
Vakfiye= vakfın kuruluş gayesini, vakfedilen malların dökümünü gösteren bir vesika
Vakıfta ebediyetlik esastır. Bu yüzden paranın vakfedilip edilemeyeceği konusu tartışılmıştır.
Ebusuud Efendi: “nakit para vakfında, malın cinsinin (mislin) devamı, kendisinin (aynın)
devamı hükmündedir” fetvası ile para vakfın önünü açmıştır!
Osmanlı’da ilk para vakfı: Fatih Sultan Mehmed’in geliri yeniçeri ocaklarına verilen etlerin
sübvansiyonunda kullanılmak üzere vakfettiği 24.000 altın
İstanbul’da Fatih’ten itibaren 1161 para vakfı vardır
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
28
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN


Kanuni de 698.000 akçe İstanbul’un et ihtiyacı için vakfetmiştir. Kasaplara kredi olarak
veriliyordu para
Para vakıfları o kadar gelişmişti ki, bunları “Vakıf Bankaları” olarak isimlendirmek mümkündü
Fonların işletilmesinde kullanılan yöntemler:
Murabaha en fazla kullanılan yöntem




S. 313-315
Vakifların tarihi gelişimi15
İslâm kültüründe vakıflara, yetimlere ve kamuya ait bütün mal ve nakit para varlıkları rayiç
piyasa fiyatları ölçü alınarak yönetilir. Bunların satımı veya kiraya verilmesi durumunda fâhiş
gabin (aşırı aldanma) ölçüsünde ucuza verilmesi, satım veya kira akdini geçersiz kılar.
Gerektiğinde bunları yöneten mütevelli, velî veya kayyım, ortaya çıkan zararı tazmin etmekle
yükümlü olur
İlk olarak Belh fakihlerinden Nusayr b. Yahya (v. 268/881), rayiç piyasa fiyatlarının dışına
çıkmayı ifade eden "fâhiş gabin" ölçülerini, gayrimenkullerde % 20, hayvanlarda % 10 ve
menkul mallarda % 5 olarak tespit etmiştir. Osmanlı Devleti piyasasında yüzyıllarca ölçü
alınan bu miktarlar, 1876 tarihli Mecelle'nin 165. maddesi ile kanunlaştırılmıştır
15
1456–1546 arası 90 yıllık dönemde vakfedilen nakit para toplamı 18 milyon akçeye ulaşmaktadır. Bunların
diğer vakıf çeşitlerine göre yüzde ortalaması ise, vakıf sayısı içinde % 26, toplam nakit değerler içinde ise %
44,3'tür.
Aynı döneme ait, 933/1527 yılı Osmanlı Devleti vergi gelir toplamı 537 milyon 927 bin akçe kadardır. Bundan
eyaletlere, has, tımar ve zeamet teşkilâtlarına verilen paylar düşüldükten sonra, merkezde toplanan bütçe
gelirlerinin % 12 kadarını, vakıf paraların oluşturduğu görülür.7
Para vakıfları Osmanlı'nın son dönemlerine kadar önemini korumuştur. Nitekim 18 ve 19. yüzyıllarda kurulan
vakıflar üzerinde yapılan incelemelerden, 18. yüzyıl vakıflarının % 31,7'sinin, 19. yüzyıl vakıflarının ise %
56,8'inin para vakıfları olduğu tespit edilmiştir.8
Osmanlı Devleti'nde son yüzyıla kadar tedavülde altın veya gümüş paranın kullanılması, enflasyonun çok düşük
seyretmesine vesile olmuştur. Çünkü maden değeri ile piyasada dolaşan para sisteminde enflasyon yoktur.9
Paradaki değer kaybı günümüze oranla asırlara göre hesaplandığında çok düşüktür. Meselâ ilk Osmanlı
akçesinin basıldığı 1326 yılından 1740 yılına kadar 414 yıllık süre içinde değer kayıp oranı % 84,3 idi. Buna göre
yıllık ortalama değer kaybı % 0.24'te kalmıştır.
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
29
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Osmanlı’da vakfiye örnekleri:
Beyazid'ınŞehinşahın oğlu (1517)
Kanuni Sultan Süleyman
•91.000 gümüş dirhemlik paranın vakfiyesinde işletilme şekli
şöyle belirlenmiştir: "Yukarıda adı geçen vakfedici kadın,
miktarı belirtilen 91.000 gümüş dirhemin, ne eksik ne de
fazla olmamak üzere, yılda her 10 dirheme, 1,25 dirhem
(yıllık % 12,5) hesabı üzere, faiz (riba) ve faiz şüphesinden
uzak bir şekilde, İslâm'a uygun bir muamele (muamele-i
şer'iyye) ve günlük rayiç bedeller (murabaha-i mer'iyye)
uygulanarak, kâr (rıbh) getirecek şekilde işletilmesini şart
koştu. Bu muamele sağlam rehin veya varlıklı kefil
güvencesi ile güçlendirilir.
•Bu vakfiyeye göre, vakfın konusu olan para fonu, yıllık %
12,5 kârla işletilecektir. Meselâ; İstanbul kasapları için
hayvan yetiştiricilerinden peşin parayla satın alınacak
hayvanlar, % 12,5 yıllık kârla kasaplara satılacak, kasaplar
ödemeyi para vakfına bir yıl sonra yapacaktır. Bunun,
günümüz faizsiz bankalarında uygulanmakta olan
"Murabaha"dan ibaret olduğunda şüphe yoktur
•çeşitli para vakıflarını birleştirerek oluşturduğu 698.000
akçelik vakıf paranın "Murabaha" yoluyla işletilmesini ve
elde edilecek kârın (rıbh) İstanbul kasaplarına sermaye
olarak kullandırılmasını şart koşmuştur.
•Bu uygulamalara göre, vakıf paraların Murabaha yoluyla
yıllık % 10-15 arası kârlarla işletilerek, bir çeşit bankacılık
faaliyeti sürdürülmüştür. Ancak para vakıflarının arka
plânında, "Murabaha" yöntemi görülür.
Günümüz, faizsiz katılım bankaları büyük ölçüde Murabaha yöntemini kullandıkları ve klâsik
bankaların faiz oranlarına yakın kâr payı verdikleri için, bu itham onlara da yapılmaktadır. Böyle
bir ithama maruz kalmamak için onların Mudarebe ve risk sermayesi gibi daha kârlı alanlara
yönelmesi beklenir.
Faizsiz bankacılık konusunda bilgi verir misiniz?





1960’lı yıllarda Mısır’da başlamıştır (ve uygulamaları artmıştır)
500-750 milyar dolarlık bir bütçeye ulaşmıştır faizsin bankacılık
1975’de İslam Kalkınma Bankası ile Dubai İslam Bankası kuruldu. Bununla beraber İslam’a
uygun bankacılık ve finansal hizmetler başladı
TR’de ilk olarak ilk adımı atan Albaraka Türk Finans Kurumu ile faysal Finans Kurumu
Faizsiz bankalar mudarebe esasına dayanırlar
Havuza biriktirilen para 4 yöntemle olmaktadır:
A. Müşareke:
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
30
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
-
Finans kurumu havuzdan tahsis edeceği belli miktardaki sermaye ile kendi öz
sermayesinden belli miktarı belirli amaçlar için işletebilir. Elde edeceği kar payı havuza
geri döner
B. Mudarebe:
- Bir girişimciye proje bazında havuzdan tahsis edilecek kredi, projede kullandırılır ve elde
edilecek kar, anlaşma esaslarına göre havuza döner
C. Mürabaha:
- Finans kurumun, sipariş üzerine peşin mal alıp müşterisine vadeli fiyatla devir ve temlik
yapması
- Günümüz en çok uygulanan yöntem %95i
D. Leasing:
- Bu işlem finansal kiralamadır
- Satın alınacak malın mülkiyeti, borç taksitleri sonuna kadar finans kurumunun üstünde
kalır
- Mesela müşteri mala, “kira + borç taksidi” öder
- Vade sonunda malın mülkiyeti müşteriye intikal eder
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
31
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
Günümüz faizsiz bankacılığı ve mürabaha yöntemi hakkında bilgi verir misiniz?


Uygulanan mürabaha İslamî ölçülere göre yapılmalıdır. Bu da finans kurumu ile vadeli mal
alımı yapacak kimse arasındaki “muamel-i şer’iyye”nin şu nitelikleri taşıması gerekir:
a) Finans kurumuna bir malı peşin bedelle almasını emreden kişi, bu malı vadeli olarak
satın alma vadini de yapmaktadır
b) Malı peşin bedelle satın alan finans kurumu, mal müşteriye teslim edilinceye kadar
olan hasar riskini, teslimden sonra da malın iadesini gerektirecek nitelikteki ayıp
riskini üstlenmelidir
c) Malı alım vaadinde bulunan müşteri, ön anlaşması yapılan vadeli fiyat üzerinden malı
teslim almalıdır
“Vaadin bağlayıcılığı ve alımı emredene mürabahalı satım” başlıklı kararı şöyledir… s.320
Faizsiz finans kurumuna para yatırıp kârını alabilir miyiz? Bu kuruluşlardan ikinci bir ev satın almak
için kredi kullanabilir miyiz?

Faizsiz çalışan bankalara yatırılan paranın geri alınıp harcanabilir
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
32
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
SARRAFLIK VE DÖVİZ BÜROLARI İLE İLGİLİ MESELELER
Altın, gümüş veya döviz satışında (sarf) uyulması gereken özel şartlar var mıdır?



Sarf: “parayı bozdurmak, harcamak, çevirmek”
Bir fıkıh terimi olarak: “altın, gümüş veya diğer nakit paraların kendi cinsiyle veya başka para
cinsleriyle değişime”
Fıkıh kaynaklarında büyû’ (alış-veriş) konusu ile sarf konusu ayrı başlıklar altında yer alır.
Bunun nedeni şudur. Alış verişlerde vade, selem, seçim hakkı gibi geniş bir serbest alan
olduğu halde, sarf akdinde iki bedelin peşin ödenmesi, araya vadenin girmemesi şartı aranır
Hadis:




“Altın ve gümüşten peşin olmayanı peşin karşılığında satmayınız.”( Buhârî, Büyû’, 78;
Müslim, Müsâkât, 81, 83; Tirmizî, Büyû’, 24)
Buna göre, altın, gümüş veya para mübadelesinde, taraflar meclisten ayrılmadan önce, iki
bedelin de teslim edilmesi gerekir. Aksi halde vadeye dayalı “nesîe ribası” meydana gelir
Cinsler bir olunca miktarların da aynı olması gerekir. Nitekim sahabîlerden birisi, Hayber fethi
sonrasında, altın parayla, altın işlemeli bir gerdanlık satın almak istemişti. Hz. Peygamber
gerdanlıktaki altınların çıkarılmasını ve aynı miktardaki altın para ile satılmasını, geri kalan
kısmına da değer konularak satılmasını istemiştir.( Müslim, Müsâkât, 17)
Buna göre, bir sarraf eski altını satarak bunun yerine yeni altın satın almak isteyen
müşteriden, öncelikle eski altını para karşılığını hesaplayarak satın alır, daha sonra bu para ile
yeni altından tutarı kadar verir. Aksi halde aynı cins altını fazlalıklı mübadele faiz olur
Döviz cinsleri de dâhil olmak üzere, piyasada her para birimi, kendi içinde bir cins oluşturur.
Bütün paralar, kendi içinde bir cins sayılır ve birbiri ile ancak peşin olarak mübadele edilebilir.
Çünkü bu tür işlemleri faizli olmaktan çıkaran en önemli kriter, bedellerden herhangi birinin
vadeye bağlanmamasıdır. Buna göre Türk lirası, dolar, mark ve Euro gibi farklı cinsten paralar
birbiriyle günün rayiç kuru üzerinden ve peşin olarak mübadele edilir
SARRAFLIK VE DÖVİZ BÜROLARI İLE İLGİLİ MESELELER
Altın, gümüş veya döviz satışında (sarf) uyulması gereken özel şartlar var mıdır?





Sarf: parayı bozdurmak, harcamak, çevirmek demektir
Fıkıh terimi: “altın, gümüş veya diğer nakit paraların kendi cinsiyle veya başka para cinsleriyle
peşin olarak değişimini ifade eder”
Fıkıh kitaplarında BUYU ile SARF konuları ayrı başlıklarda işlenmektedir- bunun nedeni: mal
alışverişinde vade, selem, seçim hakkı gibi şart ve muameleler serbestçe yapabildiği halde,
sarf akdine iki bedelin peşin ödenmesi, araya vadenin girmemesi gibi nitelikler onu
diğerlerinden ayırır
“Altın ve gümüşü peşin olarak mübadele ediniz” hadisi gereğince altın, gümüş veya nakit
paranın birbiriyle mübadelesinde, taraflar meclisten ayrılmadan önce, iki bedelin teslim
edilmesi gerekir. Aksi halde NESİ ribası olur
Cinsler bir olunca, miktarda aynı olması gerekir
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
33
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN



Bir sarraf, aynı ayardaki eski altını yenisiyle değiştirmek isteyen müşterisiyle, doğrudan
değişim yerine, günün altın kuru üzerinden, değişik nakit para birimi ile alım-satım yapması
gerekir. AKSİ TAKDİRDE AYNI CİNS ALTINI FAZLALIKLI MİBADELE FAİZ OLUR (Hz. Peygamber’in
Bilal Habeşi’ye kalite farkı olan 2 cins hurmayı takas ederken ikazı buna delildir)
Döviz cinsleri de dahil olmak üzere, piyasada her para birimi, kendi içinde bir cins oluşturur.
Bütün paralar, kendi içinde bir cins sayılır ve birbiri ile ancak peşin olacak mübadele edilebilir.
Çünkü bu tür işlemleri faizli olmaktan çıkaran en önemli kriter, bedellerden herhangi birinin
vadeye bağlanmamasıdır.
Vadeli EMTİA16 piyasaları ile vadeli döviz işlemlerinin birbirinden ayırmak gerekir. Çünkü
standart (mislî) olan bir emtianın peşin bedeli ödenerek SELEM akdine konu yapılması caiz
görülmüş ve ma’dûmun satışı yasağının istisnası sayılmıştır. Mesela parasını peşin verip,, 10
ton birinci kalite baldo cinsi pirinci 3 ay sonra teslim almak üzere sözleşme yapmak bir selem
akdi olur
Günümüzde vadeli altın ve döviz işlemleri piyasası caiz midir?


Bu piyasa, vadeli işlem sözleşmelerinin alınıp satıldığı organize piyasalardır
FOREKS denilen ve internet aracılığıyla yapılabilen vadeli döviz işlemleri de günümüzde
tahminlerin üzerinde bir artış kaydetmiştir
Foreks ve forward vadeli döviz piyasası:
a) Foreks:
- Ülkelerin para birimlerinin değişim piyasasıdır. Yani bir ülkenin para birimi karşılığında
diğer ülkenin para biriminin alındığı veya satıldığı piyasadır.
b) Forward vadeli döviz piyasası:
- Dövizin gelecekte belirli bir tarihte, sabit bir fiyat üzerinden alınıp satılacağına dair
sözleşmelerin yapıldığı iyasadır
- Bankalarla müşteriler arasında, kararlaştırılan bir fiyattan ileri bir tarihte, sabit teslim
edilmek üzere, bugünden yapılan bir döviz alım satımı işlemidir
Günümüzde foreks kumar ve faiz karışımı bir oyuna haline gelmiştir
Borcun gününde ödenmesinin önemini belirtir misiniz?



Hadis: “Varlıklı kişinin borcunu erteleyip, süresi içinde ödememesi bir zulümdür” (Buhari)
Borç hemen ödenmesi gerekir, ancak bazen borçlunun eli sıkışık, durumu müsait olmaz, o
zaman ona zaman tanımak gerekir: 2(280: “Darda olan kimseye eli genişleyinceye kadar
süre verin. Fakat borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır, keşke bileseniz”
Buhari: “Ödemek niyetiyle borçlanan kimseyi Yüce Allah borcunu ödemeye muvaffak
kılar, ödeme niyeti olmayanın da malının bereketini giderir ve ödemeye muvaffak
olamaz”
16
Emtia; Kelime olarak “Ticarete konu olan tüm mallar ve ürünlere verilen isim.” anlamına gelir. Diğer bir deyişle ham petrol, altın, gümüş,
bakır, kurşun, platin, buğday, mısır, soya fasulyesi, pamuk, kahve, şeker, kömür gibi kendinden daha değerli bir başka ürünün oluşumunda
ham madde veya ara madde olarak yer alan, değeri tüketici tarafından belirlenen , benzersiz ve çok fazla miktarda ve ticarete konu
olabilecek maden, mineral, enerji, gıda, tarım , hayvancılık ve emisyon ürünlerine denilmektedir. Sadece Emtialara bakarak bir ülkenin
maddi kaynakları ve durumu hakkında rahatlıkla bilgi sahibi olunabileceği için stratejik öneme sahiptirler
Kaynak: http://emtia.nedir.com/#ixzz33CUmRiqx
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
34
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN

Diğer taraftan zekatın verileceği 8 gruptan birisi de borçlu olanlardır
KİRA AKDİ İLE İLGİLİ MESELELER:
İslam’a göre kiracının ve kiraya verenin hak ve sorumlulukları nelerdir?














Kira sözleşmesi yapanların akıllı ve ergen olması, hangi konuda, hangi süreyle ve ne kadar
bedel karşılığında anlaştıklarını beyan etmeleri gerekir
Kira akdinin konusu: menkul veya gayri menkul mal
Bu yüzden
- kira süresi
- kullanım şekli belirlenmesi
- kullanımın (menfaat) mümkün, mutat ve mübah olması gerekir
Genelde kira süresi için bir sınırlama yoktur. Ancak Hanefîler vakıf, yetim ve kamuya ait
malların kirasını en çok üç yılla sınırlayarak, kiracıların bu mülkleri sahiplenmesini önlemek
istemişlerdir
Müslümanın zimmîye ev veya dükkânını kiraya vermesi caizdir
Gayri müslimin burada , sonradan işleyeceği yasak bir fiilin, doğrudan kira sözleşmesine etkisi
olmaz
- Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed: bir müslümanın mülkünü, bir zimmîye, meyhane olarak
veya toplu ibadet yeri (kilise) için kiraya vermesi caiz olmaz
- İmam Mâlik: buna şarap satmayı ve domuz beslemeyi de ekler
Arazi kirasında bedel olarak para, belirli miktar gıda maddesi veya çıkan ürünü paylaşmak
(ziraat ortakçılığı) üzere sözleşmeler yapılmaktadır. Fakihler arasında bedel üzerinde görüş
ayrılıkları olmuşsa da, bu konuda asıl olan; arazi sahibinin veya kiracının mağdur edilmemesi,
beklenmedik bir zararla karşı karşıya bırakılmamasıdır.( Buhârî, Hars, 7, 18; Müslim, Büyû’,
16-21; Ebû Dâvûd, 31, 32)
Çünkü konuyla ilgili hadisler dikkatlice incelendiğinde, yasağın Hz. Peygamber döneminde,
“tarlanın belli bir bölümünü kiracıya, daha verimli olan diğer bölümünü ise tarla sahibine
ayırarak veya çıkacak üründen belirli miktarı şart koşarak kiraya verme” şekliyle ilgili olduğu
görülür
Kiraya verilen yerin bakım ve onarım harcamaları kiraya verene aittir- bu sözleşmeye
yazılması da gerekmez. Çünkü bina veya arazinin yararlanılabilir durumda olması gereklidir
Kiracı, kira konusu malı sözleşme şartları dışında veya mutadı aşarak kullanır ve bir zarar
meydana gelirse bunu tazminle yükümlü olur
Kira sözleşmesinde aksine bir hüküm yoksa, kiracı kira süresi içinde, yeri başkasına kiraya
verebilir= ALT KİRA (örf ve kanun da sınırlama getirebilir)
Mal sahibi kiradaki yeri bir başkasına sattığı takdirde, yeni mâlik bilerek satın aldığı için, kira
sözleşmesinin sonuna kadar beklemesi gerekir.( Mecelle, Mecelle, mad. 590)
Kira sözleşmesi sona erdiği halde, henüz ürün hasat edilmemişse, süre kendiliğinden uzamış
sayılır ve tarla sahibi, uzayan süre için, emsal kira bedeli alma hakkını kazanır
Hanefîlere göre, taraflardan birinin ölümüyle kira akdi sona erer. Ancak son dönem fakihleri,
sadece kiracının ölümü halinde akdin sona ermesi (infisah) görüşünü benimsemiştir
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
35
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN



Kiralanan şey telef olur veya yararlanmayı ortadan kaldıran bir ayıp veya kusur meydana
gelirse, akit kendiliğinden sona ermiş sayılır (Kiralanan evin yanması, yıkılması, tarlanın
suyunun kesilmesi vs)
İmam Muhammed’e göre ise, böyle bir durumda kira sözleşmesi kiracı feshetmedikçe
kendiliğinden sona ermez. Çünkü onarma vb. yollarla yararlanma geri dönebilir
Kira bedeli değişiklikleri bir fesih sebebi değildir. Ancak bunun iki istisnası vardır:
a) Vakıf, yetim ve kamu malının fâhiş gabin sayılacak kadar düşük bedelle kiralanması caiz
değildir
b) Vakıf mal, kiralandıktan sonra değer kazanmış ve kira bedeli emsaline göre açık bir
şekilde düşük kalmışsa, bu da bir fesih sebebidir
Kiralanan yer için hava parası almak veya vermek caiz midir?




Kiracının kiralanan gayrimenkulü boşaltması veya devretmesi karşılığında yeni kiracıdan veya
mal sahibinden istediği toplu bedele “hava parası” denir
Hava parasını doğuran etkenlerden biri de ENFLASYON
Eğer kira süresi bitmeden çıkarılırsa, burada kalma hakkının olduğu için belirli miktarda para
alabilir
Yani bu durumda alacağı bedel caizdir, aksi takdirde, kira süresi bittikten sonra herhangi bir
bedel istemesi caiz değildir
İŞÇİ-İŞVEREN İLİŞKİLERİYLE İLGİLİ MESELELER:
Kur’an ve sünnette işçi ve memurların emeği ile ilgili hüküm var mıdır?


İslâm el emeğine ve alın terine büyük önem vermiştir
Kur’an-ı kerim; adaleti, iyiliği, insanlara muhtaç oldukları şeyleri vermeyi emreder
Hadis
-
“Bir işçi çalıştıran kimse, ona vereceği ücreti bildirsin.”
“İşçiye ücretini teri kurumadan veriniz.”
Bir kudsî hadiste de şöyle buyurulur: “Üç kimse kıyamet gününde beni karşılarında
bulacaktır. Benim adımı verip haksızlık eden; hür insanı satıp parasını yiyen; bir kimseyi
çalıştırıp da, ona ücretini vermeyen.”
İslâm’a göre, işçi ve memur maaşları konusunda bir ölçü var mıdır?


Belirlenecek temel ücret veya maaşta; çalışan işçi veya memurun kendisi ve bakmakla
yükümlü olduğu kimseler için yapmak zorunda olduğu masraflar ve ailenin içinde yaşadığı
sosyal çevre dikkate alınmalıdır (erkek ailesinin nafakasını ödemekle yükümlüdür)
Bir İslâm toplumunda emeği ile geçimini sağlayanlar için öngörülen hayat standardı bir hadis-i
şerifte şöyle belirlenmiştir:
“Kim bizim bir işimize tayin olunursa, evi yoksa ev edinsin, bekârsa evlensin, hizmetçisi yoksa
hizmetçi ve biniti yoksa binit edinsin. Kim bunlardan fazlasını isterse o, ya hilekârdır yahut
hırsız.”
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
36
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN


Ömer b. Abdülaziz’in (ö.101/720) geçimini maaşla sağlayanlara söylediği şu sözler yukarıdaki
hadisin uygulaması gibidir. “Herkesin barınacağı bir evi, hizmetçisi, düşmana karşı
yararlanacağı bir atı ve ev için gerekli eşyası olmalıdır. Bu imkânlara sahip bulunmayan kimse
borçlu (gârim) sayılır ve zekât fonundan desteklenir.”
Hz. Peygamber bir hadisinde işçi-işveren ayırımı yapmaksızın mü’minin dünya ve ahiret
mutluluğunu yakından ilgilendiren unsurlara şöyle işaret etmiştir: “Üç şey mü’min için
mutluluk kaynağıdır. Geniş ev, iyi bir binit ve iyi bir eş.”
İşçinin görev ve sorumlulukları nelerdir?



İşveren, işçinin yalnız emeğini kiralamış oluyor, şahsı üzerinde bir tasarruf yetkisi yoktur
Emeğinden yararlanam: “İş sözleşmesi, örf ve teamüller” çerçevesinde olur
İslam’a aykırı emirlerine uyması gerekmez
İşverenin hakları nelerdir?

İslâm temelde prensip olarak rekabete dayalı serbest ekonomi sistemini ve serbest iş rejimini
benimsemiş ve bu konuda düzenleyici hükümler getirmiştir
 Hakları:
o İşçinin işi bizzat yapması.
o İşi iyi ve sağlam yapması. Hadislerde şöyle buyurulur:
 “Biriniz bir iş yapınca, onu en sağlam ve en iyi şekilde yapması Allah’ın sevdiği bir davranıştır.”
 “Allah mesleğinde becerikli olan sanatkârı sever.”
 “İki günü eşit olan aldanmıştır.”
o İşçi ve memurun mesai süresinde sürekli olarak çalışması:
 İşçi saat, gün, hafta, ay veya yıl gibi süre üzerinde akit yapılarak işe alınmışsa devamlı
çalışmak zorundadır. Ancak işe hazır olduğu halde kendisine iş verilmezse ücretinden bir
kesinti yapılamaz.
Ayet:
-
“Allah’a itaat ediniz. Peygamber’e ve sizden olan iş sahiplerine de itaat ediniz.”17
“Akitlerinizi tam olarak yerine getiriniz.”18
-
“Müslümanlar kendi aralarında belirledikleri şartlara uyarlar. Ancak helalı haram, haramı
helal kılan şart bunun dışındadır.”
“Tasarruf yetkisine sahip olup da, emanet edilen şeyleri gönül hoşluğu ile tam olarak,
emredildiği yerlere veren güvenilir, Müslüman veznedar, tasadduk edenlerin ecrini alır.”
Hadis:
-
İşçinin tazmin sorumluluğu var mıdır?
17
18
Nisa 59
Maide 71
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
37
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN


İşçi ve memurun tasarruf alanındaki demirbaşlar, makine, âlet ve edevât emânet
hükmündedir
Onun bu konu ile ilgili sorumluluğu Mecelle’de şöyle düzenlenmiştir:
- “İşçinin kural dışına çıkması (teaddî) veya kusurlu hareket etmesi sonucunda,
sorumluluğu altındaki mal telef olsa tazmin etmesi gerekir.” (Mad. 607)
- “İşçinin kural dışına çıkmış sayılması işverenin emrine açıkça veya delâlet yoluyla aykırı
davranmasıdır.” Meselâ; sürünün sahibi çobana “hayvanları şu yere götür, orada otlat,
başka yere götürme” dediği halde çoban başka meraya götürse “kural dışına çıkmış
(teaddî)” olur. Bu yerde hayvan telef olursa ödemesi gerekir. (Mad. 608)
Kıdem tazminatı almak caiz midir?




“uzun süre bir işyerinde çalışan işçinin, kendisine yükletilebilecek bir kusuru olmadan işten
ayrılması durumunda, uzun yıllar çalışmasının ve yıpranmasının karşılığı olarak işverence
ödenen bir paradır.”
İşçinin alabileceği ücret miktarının anlaşmazlığa yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
Hadis: “Kim bir işçi çalıştırmak isterse, ona vereceği ücreti bildirsin.”
Kıdem tazminatının miktarını, işe girerken önceden bilmek ve hesaplamak mümkün değildirÇünkü yıllar sonra alınabilecek bir meblağın ne kadar tutacağı önceden bilinmez. Bu yüzden
bu tazminatın miktarında bilinmezlik vardır. Bununla birlikte böyle bir hakkın varlığı taraflarca
bilinmekte ve iş sözleşmesi kapsamında açıkça veya zımnen yer almaktadır.
SİGORTA İLE İLGİLİ MESLELER:
Hz. Peygamber döneminde, sosyal güvenlik kuruluşu var mıdır?



Hz. Peygamber ve 4 halife döneminde sağlık problemi önemli masraf gerektirmiyordu.
Ailelerin ev inşası da ucuz ve basit malzemelerle yapılırdı. Bu yüzden hastalık, yangın, yol
kazası gibi konularda kişinin gücünü aşan büyük rizikolar söz konusu olmuyordu
Bundan ziyade esir düşme, kan fidyesi gibi uygulamalar için çözüm yolları önemliydi.
AKİLE sistemi bunun için önemliydi. Medine vesikasında da yer almıştır bu
Bu sistem Hz. Ömer tarafından geliştirerek, insanların mensubu bulunduğu meslekler,
askerî, mülkî idare esaslarına veya çeşitli bölgelere göre bir düzenleme yapılmıştır. Hür,
akıllı ve ergin erkeklerden oluşan Akile listesi deftere yazılınca, bunlara DİVAN adı
verilmiştir
Günümüzde araç, işyeri, fabrika, mesken vb. yerlerin sigorta ettirilmesi caiz midir?



Sigorta, mala veya cana beklenmedik bir anda meydana gelen, tek kişinin altından
kalkamayacağı ağır yükü, mümkün olduğu kadar fazla sayıda kişilere yaymak ve böylece
büyük zararları, kimseye ağır gelmeyecek bir yolla karşılamaktır”
Belirli ihtimaller hesabı ve büyük sayılar kuramı gibi tekniklerden yararlanarak rekabeti de
arttırmak için belirli PRİM MİKTARLARI belirlenmektedir
Sigorta şirketi toplanan primleri meşru alanlarda kullanır, yatırımlar yapar ve elde edeceği
gelirlerle hasarları karşılar ve artanı da kendisine kâr olarak alırsa, sistemin sakıncasından söz
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
38
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN

edilemez. Zira bu o zaman YARDIMLAŞMA VE BİRBİRNE KEFİL OLMA gibi olur- bir havuza
prim yatırılmış oluyor. TEAVÜN VE TEKAFÜL
Ticari faaliyetleri meşru olan ve faizle ilgisi olmayan şirketler tercih edilmelidir
Emekli Sandığı, S.S Kurumu ve Bağkur’u birleştiren “Sosyal Güvenlik Kurumu” ile ilgili bir
değerlendirme yapar mısınız?




İlke olarak SGK ile diğer ticari sigorta şirketleri arasında bazı ortak noktalar var: sigorta
havuzunda biriken faizli kredi olarak kullandırılır mesela
Kendi hakkından fazlasını alanlar oluyor, ancak bu sistem, karşılıklı helalleşme yoluyla
yürütülen bir dayanışma kurumu olduğu açıktır. TEKAFUL VE TEAVÜN teknik adı olabilir
Hakkı olup vefat eden bunu diğerlerine bağışlamış oluyor
Hadis: “Birbirinize karşılıklı olarak bağışta bulununuz, birbirinizi seversiniz”
Malezya’da uygulanan sigorta sistemi hakkında bilgi verir misiniz?

Malezya’da, İslam’ın “karşılıklı yardımlaşma” ve “emek- sermaye ortaklığı” MUDAREBE
yöntemine dayalı, özel sektörce işletilen bir sigorta (tekafül) sistemi geliştirilmiştir
Devlet bütün sigortaları kendi sigorta şemsiyesi altına alarak ikili sigorta (sigortanın sigortası)
problemini kendi ülke sınırları içinde çözmüştür
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
39
GÜNÜMÜZ FIKHÎ MESELELER- PROF. DR. HAMDİ DÖNDÜREN
İsmail Eriş- Günümüz Fıkıh Problemleri - Final
www.ti-entertainment.com
40
Download