ROMANTİK DÖNEM MÜZİĞİ

advertisement
Kazım ÇAPACI
ROMANTİK DÖNEM MÜZİĞİ
1815 - 1910
1
Kazım ÇAPACI
ROMANTİK DÖNEM MÜZİĞİ
1815 - 1910
ROMANTİZM
Romantizm, Klasik Dönemin kuralcı anlayışına
tepki olarak on dokuzuncu yüzyıl başında Avrupa’da
gelişen bir akımdır.
Klasik Dönemle başlayan toplumsal aydınlanma
hareketi Romantik Dönemde yaşanan toplumsal
hareketlerin öncüsü olmuştur. Özgürlük, kardeşlik,
eşitlik düşüncesine dayanan Fransız devrim
hareketinin kısa sürede tüm Avrupa’da yayılmaya
başlaması, Amerika Bağımsızlık Bildirisi, Anayasa ve
Haklar Yasası ve Fransız İnsan Hakları Bildirgesi bu
dönemde yaşanan en önemli hareketler olmuştur.
Aristokrasinin baskıcı etkisi XIX. yüzyılın başlarında
bireysel özgürlük, cumhuriyet, vatan sevgisi,
insanların kardeşliği gibi fikirlerle çeşitli halk
hareketlerinin yayılmasını sağlamıştır. Bu dönemde
müzikte de büyük değişimler yaşanmış ve bireysel
özgürlük ön plana çıkmıştır.
Romantik Dönemde konulu ve programlı müzik,
lied, vals, polonaise, mazurka gibi özgün danslar,
nocturne, fantezi, romance ve küçük piyano
parçaları, senfonik şiir gibi orkestra eserleri en çok
üretilen eserler olmuştur. Opera büyük gelişme
göstermiş ve unutulmaz eserler ortaya çıkmıştır.
Farklı bir armoni anlayışı, yeni nüanslar, yeni
biçimler, virtüozite gerektiren müzikler ve piyano
çalma tekniklerine getirilen yenilikler Romantik
Dönem
müziğinin
önemli
özelliklerini
oluşturmuştur.
XIX. yy boyunca süren Romantik Dönem, müziğin
kişisel özellikler taşımaya başladığı, Klasik Dönemin
kurallı müziğindeki denge, oran ve ılımlı yaklaşım
yerine özünü insan ve doğadan alan yeni bir müziğin
doğduğu dönemdir.
XIX. yy öncesinde fantastik, duygusal, masalsı,
duyarlıklı, düşsel gibi sanatsal özellikleri nitelemek
için kullanılan romantik terimi, Fransızca «romance»
(şiirsel deyiş) sözcüğünden kaynaklanır.
Romantik Dönemde ise bu terim bestecinin bireysel
duygularını kaynak alan ve onları seslendiren bir
anlayışı vurgulamak için kullanılmıştır.
2
Piyano
Rubenstein (1829-1894) teknik alt yapıya dayalı,
yorumu ön planda tutarak çalma ekolünü
geliştirmişlerdir. Piyanist Rubenstein’in kurduğu
okulda birçok önemli piyanist ve besteci yetişmiştir.
Franz Liszt, olağanüstü virtüozitesiyle piyanonun
sınırlarını zorlayan ve kendisinden önceki
piyanistleri tekniğiyle aşan bir ekolün öncüsü
olmuştur.
Romantik Dönemin en önemli çalgısı piyanodur. Bu
dönemde piyano çalma anlayışına çok farklı bir
yenilik getiren en önemli besteci Frederich Chopin
(1810–1849)’dir.
Müzik tarihinde Piyanonun Şairi olarak anılan
Chopin, yumuşak dokunuşla çalma tekniğini
kullanmış ve rubato çalma tekniğini geliştirerek
müzik sanatına kazandırmıştır.
Romantik Dönemde Kullanılan Formlar
Romantik Dönem bestecileri, Klasik Dönem
biçimlerini ve müziksel özelliklerini yansıtan
eserlerin yanında Romantik Dönem müziğinin
özelliklerini taşıyan yeni formlarda eserler
üretmişlerdir.
Bu dönemde piyano çalma anlayışına getirilen
yenilikler şunlardır:
A. CLEMENTİ EKOLÜ: İngiliz besteci Muzio
Clementi (1752–1832) piyanoda duyarlı ve zarif
çalma ekolünü geliştirmiştir. Piyano için yazdığı
sonatlar ve eserler piyano üzerindeki virtüözitesini
gösterir. XIX.yy’ın en önemli piyanistlerinden
bazıları Clementi okulunda yetişmişlerdir.
Dans ve çalgı müziği biçimleri ile şarkı formlarında
birçok eser bestelenmiştir. Orkestra genişlemiş,
buna bağlı olarak senfoni, opera ve konçerto
gelişerek zirveye ulaşmıştır.
XIX.yy’da ortaya çıkan programlı müzik, Liszt
tarafından geliştirilerek senfonik şiir doğmuştur.
B. GOTTSCHALK EKOLÜ: Amerikalı besteci
Louis Moreau Gottschalk (1829–1869) gösterişli ve
etkileyici çalma ekolünü geliştirmiştir. Gottschalk’ın
müziğinde, New Orleans, Afro-Cuban müzik
ritimlerini de kapsayan Caribbian ritimlerinin etkileri
görülür.
Müzikte yeni armoniler kullanılmaya başlanmış,
kromatizm ve eser içinde asıl tondan bir başka tona
geçiş anlamına gelen modülasyon önem kazanmıştır.
Piyanonun Romantik Dönemde yaygınlaşmasıyla
birlikte piyano için birçok solo eser ve oda müziği
eserleri yazılmıştır.
C. LİSZT VE RUBENSTEİN EKOLLERİ:
Macar besteci Franz Liszt ve Rus besteci Anton
3
Chopin Noktürnleri
Chopin noktürnleri Polonyalı klasik batı müziği
bestecisi
ve virtüöz
piyanisti Frédéric
Chopin tarafından
1827-1846
döneminde
solo piyano için bestelenmiş 21 kısa piyano müziği
parçalarıdır.
Bu besteler genel olarak solo piyano için
bestenlenmiş en güzel müzik eserlerinden olduğu
kabul edilmektedir ve günümüzde piyano konserleri
repretuvarında önemli bir yer almaktadırlar.
Noktürnler tipi piyano kompozisyonlarınin ilk
bulucusu Chopin değildir. Chopin bu tip piyano
kompozisyonunu, İrlandalı besteci ve piyanist John
Field (1782 –1837) tarafindan ilk defa bulunan tipte
kompozisyona dayandıran; bu beste tipini geliştiren
ve müzik dinleyici halka tanıtıp sevdiren bestecidir.
Nocturne
«Alm. Gece Müziği»
Almancada gece müziği anlamını taşır.
Önceleri üflemeli çalgılar ile yaylı çalgılar için yazılan
bu form, daha sonra piyano için yazılmaya
başlanmıştır. Bu formda en çok piyano için eser
yapan besteci Frederic Chopin (1810–1849)’dir.
Chopin Nocturne op9 1a theme
Chopin nocturne op27 1a theme
Aşağıdaki listede sıralanan Chopin noktürnlerinden
1. ile 18. sıradaki noktürnler Chopin tarafından
ikişer ve üçer bestelenip yayımlanma sırasına göre
dizilmişlerdir. 19. ve 21. sırada olanlar Chopin
Polonya'yı terk etmeden önce ilk olarak
hazırlanmıştır ama öldükten sonra yayımlandıkları
için sonra sıra alırlar. 20. sıra numarasında olan "Op.
P 1 No. 16" asıl hazırlandığı sırada "noktürn" ismini
taşımamaktaydı; fakat 1870'de ilk defa "noktürn"
adını taşıyarak yayımlanmasından sonra genel olarak
4
Chopin eserleri listelerinin yayımlanması ve de ses
kayıtları yapıldığı zaman "notürn" olarak
adlandırılmaktadır.
Chopin noktürnlerinin katolog Opus dizin
numaralarına gelince ilk üç sırada olan noktürnlere
Op.9; sonraki 3 sırada olanlara Op.15; ondan
sonraki iki taneye Op.27 ve sonraki sıradakilere
tektek Op. 32, Op. 37, Op. 48, Op. 55 and Op. 62
dizin numaraları verilmiştir, Op.72 ölümünden
sonra yayımlanmıştır. Son iki noktürne (Do-diyezminör ve Do-minör) verilen dizin numaraları (Op.
P1 No. 6 ve Op. P2 No.8) sistemik değildir.
Barcarolle
«Fr. Sandal Şarkısı»
Chopin nocturne op62 1a
Genellikle Venedik gondolcularının söyledikleri
hafif ve durgun parça. Müzik tarihinde Venedik
Gondolcu Dansı en iyi örneği olarak bilinir. Üç
zamanlı ölçü birimi kullanılarak bestelenir. En
uygunu 6/8 lik ölçü birimidir.
Bu formu en güzel işleyen besteci Jacques
Offenbach ’tır.
Chopin nocturne op72 1a
Chopin nocturne op27 1a theme
Capriccio
XVI. yy’da İtalyan madrigalleri için kullanılan bu
form hızlı tempo anlayışına dayanır. İhtiraslı
duyguları anlatan sürükleyici bir biçimdir.
Bu formu müzik tarihinde en çok işleyen besteci
Niccolo Paganini (1784-1840) ’dir.
5
Polonaise
Lied
Polonya ulusal dansıdır. 3/4’lük ölçü sayısı ile
yazılmıştır. En önemli özelliği cümle ve dönem
sonlarındaki ikinci dörtlüğün vurgulu olmasıdır.
Lied, Almanca şarkı anlamına gelen, insan sesi için
bestelenmiş bir şarkı türüdür. Lirik, kısa şiirler
üzerine bestelenir.
Lied'de şiir ve müzik aynı önemde birleşir. Daha
çok piyano eşliğinde solo olarak söylenir. Ancak iki,
üç, dört kişi veya koro tarafından seslendirilen
liedler de vardır. İki ya da üç bölümlü formunda
bestelenir. Şiir dizelerinin piyano eşliğinde şarkıya
dönüşmesi olan liedler, ilk kez Rönesans’ta ortaya
çıkmıştır.
Schubert, Beethoven bu formda önemli eserler
vermişlerdir.
İmpromptu Sonat
XIX. yüzyılda ortaya çıkan ve doğaçlama olarak
yaratılmış izlenimi verecek biçimde bestelenen
piyano parçasıdır. Anlamı içe doğan demektir.
En ünlüleri Franz Schubert ve Frederich Chopin'in
eserleridir.
Ballade
Edebiyatta kahramanlık öyküleri anlatan destansı
biçimdir.
Piyano dünyasında da şiirsel ve dramatik bir özellik
taşıyan bu sözcüğü Chopin, çalgı biçimine
uyarlamıştır.
6
Rapsodie
Halk ezgileri gibi yalın ezgiler üzerine kurulmuş,
özgür deyişli formdur. Klasik kalıplara pek uymaz.
Mazurka
Üç zamanlı ölçüde, hızlıca tempoda, çiftlerin daire
oluşturarak yaptığı Polonya halk dansıdır. Varşova
yakınlarındaki Mazovya bölgesinde doğmuştur.
Kendine özgü ayak ve topuk vuruşlarıyla, geleneksel
olarak gayda müziğinin eşliğinde oynanır. 3/4’lük
olan müziğinde vurgu, vals gibi birinci vuruşu
vurgulu birçok 3/4'lük türün tersine ikinci vuruştadır.
Doğaçlamaya çok elverişli olan mazurkada
belirlenmiş figürler yoktur ve 50'yi aşkın değişik
adım bulunur. Serbest tarzda yapılan mazurkada
sayısız figür vardır. Ana adımdan sonra, bir ayak
yere vurulur ve topuk öbür ayağa çarpılır. Figür
değişikliği, holubieck denilen kendi çevresinde bir
dönüşle vurgulanır.
Chopin‘in eserleri ile ünlenmiştir.
Polca
Lehçe «Polonyalı Kadın» anlamına gelir.
Bohemya kaynaklı, iki dörtlük ölçüde, hızlı tempoda
bir halk dansı formudur.
7
Romantik Dönem Bestecileri
Klasik Dönemde müziğe egemen olan Alman ve
Avusturya ekolünün Romantik Dönemde etkileri
azalmış ve müziğin alanı genişleyerek Fransa, İtalya,
Slav ve İskandinav ülkelerinin bestecileri de önemli
eserler vermişlerdir.
Bu dönemde bestecilerin eserlerinde en çok yer
verdiği konulardan biri doğadır. Besteciler
sıkıntılarını atmak ve eserlerini daha etkili bir şekilde
ifade etmek için doğayı seçmişlerdir. Bunu yaparken
doğanın seslerini, özelliklerini müziğe aktarmak
temel anlayış olmuştur.
XVIII. yüzyılın akılcı ve toplumcu felsefesinin
etkilerini taşıyan kuralcı Klasik Müziğin aksine
Romantik Dönem’ de besteciler bireysel duygularını
ön plana çıkaran eserler yazmışlardır.
Son dönem eserleriyle Romantizmin alt yapısını
hazırlayan Beethoven’dan sonra Romantik Dönemi
başlatan besteci Franz Schubert ’tir. Romantik
Dönem bestecilerinden, Robert Schumann, Felix
Bartholdy Mendelsohn, Johannes Brahms Klasik
Dönem müziğinin özelliklerine bağlı kalmışlardır.
Frederich Chopin, Franz Liszt, Guiseppe Verdi,
Giacomo Puccini, Richard Wagner, Gustav Mahler,
Piyotr İlyiç Tschaikovsky, Niccolo Paganini, Hector
Berlioz, Sergei Vasilyeviç Rachmaninoff, Camille
Saint Saens ise Romantik Dönem müziğini
oluşturan bestecilerdir.
Bestecilerin eserlerinde yeni sentezler, müzikal
zenginlik, derin bir anlatım gücü, ritim öne çıkmıştır.
Uzun, duygulu müzik cümleleri, renkli bir armoni ve
çalgılama yapısı, ritimde özgürlük, tempo ve nüans
işaretlerini belirten sözcüklerdeki karmaşıklık
(örneğin; allegro yerine molto allegro non troppo, ff
yerine fff ya da tersi pp yerine ppp gibi abartılı
işaretler) ve bu nüansları duyuracak niteliğe sahip
yeni çalgılar Romantik Dönem müziğinin başlıca
özelliklerini oluşturmuştur.
Opera Wagner’in eserleriyle, senfonik müzik
Brahms’ın eserleriyle konçerto formu ise Schumann,
Liszt, Saint Saens, Chopin, Tschaikovsky gibi
bestecilerin unutulmaz eserleriyle zirveye ulaşmıştır.
En önemli müzik türlerinden olan lied (şarkı)
formunda ise en çok eser veren besteci Schubert
olmuştur.
Klasik Dönemde belirgin olan kadans yerine
Romantik eserde akorların kullanım şekilleri
nedeniyle bir türlü parçanın sonuna varılamayan bir
duygu egemen olmuştur. Klasik Dönem bestecisinin
baştan belirli biçimsel tasarımı yerine, Romantik
besteci böyle kalıplara uymadan içinden geldiği gibi
duygularını uzun cümlelerle anlatmıştır.
8
Download