Urantia`n*n Kitab*

advertisement
Urantia'nın Kitabı
175. Makale
Son Mabet Konuşması
175:0.1 (1905.1)
BU SALI öğleden sonrası, saat ikiden biraz sonra, İsa, on bir havari, Arimathealı Yusuf, otuz
Yunanlı ve belli başlı diğer takipçiler tarafından eşlik edilen bir biçimde, mabede ulaşmış olup, kutsal eğitimin
bahçelerindeki son konuşmasını sunmaya başlamıştı. Bu konuşma, Musevi insanlarına olan son çağrısı ve
olup acımasız düşmanları ve — kâtipler, Ferisiler, Saddukiler ve İsrail’in baş yöneticileri olarak — yıkımın
mimarları olacak kişilerin nihai iddianamesi amacındaydı. Öğle öncesi boyunca, çeşitli topluluklar İsa’yı
sorgulamanın bir imkânına sahip olmuş haldeydi; bu öğleden sonrası hiç kimse kendisine bir soru
sormamıştı.
175:0.2 (1905.2)
Üstün konuşmaya başladığında, mabet bahçesi sessiz ve düzen içindeydi. Para takasçıları ve eşya
satıcıları mabede girmeye cüret edememişti, çünkü İsa ve kızgın halk onları bir önceki gün dışarı çıkarmıştı.
İsa, sahte öğretmenlere ve Musevilerin bağnaz yöneticilerine olan son kınayışını da içeren, insanlığa
gerçekleştirdiği kamuya dönük elveda konuşmasını birazdan duyacak olan dinleyici topluluğuna sevgi dolu
bir biçimde bakmıştı.
1. Konuşma
175:1.1 (1905.3)
“Bu uzunca süredir ben, Baba’nın insan evlatları için duymuş olduğu derin sevgiyi oradan oraya
gideren duyuran bir biçimde, sizlerle birlikte oldum; ve, birçoğunuz ışığı görmüş olup, inanç vasıtasıyla,
cennetin krallığına girmiş bulunmaktasınız. Bu öğreti ve duyuru ile ilgili olarak Baba birçok muhteşem şeyi
gerçekleştirmiştir, ölünün dirilişine varıncaya kadar. Birçok hasta ve sıkıntı içindeki kişi, inanmış oldukları
için sağlıklarına kavuşturulmuştur; ancak, gerçekliğin duyuruluşunun ve hastalığın iyileştirilişinin tamamı,
krallığın bu müjdesini reddetmeye kararlı olanlar olarak, ışığı görmeyi reddedenlerin gözlerini açmamıştır.
175:1.2 (1905.4)
“Babamın iradesini yerine getirmeyle her şekilde tutarlı halde, ben ve havarilerim, Musa’nın
yasalarının ve İsrail’in geleneklerinin makul gerekliliklerine uyar bir halde, kardeşlerimiz ile barış içinde
yaşamak için elimizden gelenin hepsini yapmış bulunmaktayız. Bizler kararlı bir biçimde huzuru amaçlamış
bulunmaktayız; ancak, İsrail’in önderleri bu huzura sahip olamayacaklardır. Tanrı’nın gerçekliğini ve cennetin
ışığını reddederek onlar kendilerini hata ve karanlığın yanında yer alıyorlar. Işık ve karanlık arasında, yaşam
ve ölüm arasında, gerçeklik ve hata arasında huzur olamaz.
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
1
“Birçoğunuz, benim öğretime inanma cüreti göstermiş olup, hâlihazırda, Tanrı ile olan evlatlığın
175:1.3 (1905.5)
bilincine ait neşe ve özgürlüğe girmiş bulunmaktasınız. Ve, sizler, şimdi benim yok edilmemi arzulayan tam
da bu insanlara bile olmak üzere, tüm Musevi ulusu için Tanrı ile olan aynı evlatlığı sunmuş olduğuma şahitlik
edeceksiniz. Ve, bu an içerisinde bile benim Babam, eğer yalnızca ona geri yüzlerini dönüp onun merhametini
kabul ettikleri takdirde, bu gözleri görmez hale gelmiş ve ikiyüzlü önderleri kabul edecektir. Bu anda bile, bu
insanlar için cennetin sözünü alması ve İnsan Evladı’nı karşılaması çok geç değildir.
“Benim Babam uzunca bir süredir bu insanlar ile merhamet içinde yüzleşmiştir. Nesilden nesile
175:1.4 (1906.1)
bizler onlara öğretimde bulunmak ve onları uyarmak için tanrı-elçilerimizi göndermiş bulunmaktayız; ve,
nesilden nesile onlar bu cennetin göndermiş olduğu öğretmenleri öldürmüşlerdir. Ve, şimdi, sizlerin dinlemez
yüksek din-adamlarınız ve inatçı yöneticileriniz tam da aynı şeyi yapmaktadırlar. Hirodes’in Yahya’nın
ölümünü getirmiş olduğu gibi, sizler benzer bir biçimde şimdi İnsan Evladı’nı yok etmeye hazırlanmaktasınız.
175:1.5 (1906.2)
“Musevilerin benim Babama döndüğü, kurtuluşu aradığı müddetçe, İbrahim’in, İşaya’nın ve
Yakup’un Tanrısı’nın merhamet elleri sizlere uzanmış halde olacaktır; ancak, kadehinizi bir kez pişmansızlık
ile doldurduğunuzda, ve bir kez Babamın merhametini nihai olarak reddettiğinizde, bu ulus kendi haline
bırakılacak, ve hızlı bir biçimde utanç verici sonuna erecektir. Bu insanlar, bir Tanrı-bilir ırkın ruhsal
ihtişamını göstermesi amacı olarak, dünyanın ışığı haline gelmesi için çağrılmıştır; ancak, sizler, kutsal
ayrıcalıklarınızı yerine getirmeden o kadar uzaklaşmış haldesiniz ki, sizlerin önderleriniz, cennet içindeki
Baba’nın yeryüzü üzerindeki tüm yaratılmışları için derin sevgisini açığa çıkarışı olarak — insanların tümü
için ve tüm çağlar boyunca Tanrı’nın hediyesini nihai olarak reddetme eşiğinde bulunmaları bakımından, çok
büyük bir budalalığa katılmak üzeredirler.
“Ve, Tanrı’nın insana olan bu açığa çıkarılışını bir kez reddettiğinizde, cennetin krallığı diğer
175:1.6 (1906.3)
insanlara, onu neşe ve memnuniyet içinde alacaklara verilecektir. Beni göndermiş olan Baba’nın adına,
sizlerin, ebedi gerçekliğin ortak-ölçütüne sahip olanlar ve kutsal kanunun bekçileri olarak dünya içindeki
konumunuzu kaybetmek üzere olduğunuzu ulvi bir biçimde uyarmaktayım. Tam da bu an içerisinde ben
sizlere; tüm kalpleriniz ile Tanrı’yı arama isteğinizi belirten ve, küçük çocuklar gibi ve içten inanç ile, cennetin
krallığının güvenliğine ve kurtuluşuna giren bir biçimde, öne çıkıp pişman olmanız için bu son şansı
sunuyorum.
175:1.7 (1906.4)
“Babam uzunca bir süredir sizlerin kurtuluşu için emek vermiş olup, ben yeryüzüne sizler
aranızda yaşamak ve yolu size bizzat göstermek için inmiş bulunmaktayım. Hem Musevilerin hem de
Samirilerin çoğu, hatta gentileliler bile olmak üzere, krallığın müjdesine inanmış haldedir; ancak, ilk olarak
öne çıkacak ve cennetin ışığını kabul edecek kişiler, kararlı bir biçimde, Tanrı’nın insan içinde açığa çıkarılmış
ve insanın Tanrı’ya yükseltilmiş olduğu haliyle — Tanrı’nın gerçekliğinin açığa çıkarılışına inanmayı
reddetmiştir.
175:1.8 (1906.5)
“Bu öğleden sonrası benim havarilerim sizler önünde sessizce durmaktadır; ancak, sizler yakın bir
süre içinde, kurtuluşa olan çağrı ve yaşayan Tanrı’nın evlatları olarak cennetsel krallıkla bütünleşme talebi ile
onların seslerinin yankılanışını duyacaksınız. Ve, şimdi bu, yanı başlarında bulunan görülmez ulaklara ek
olarak takipçilerimin ve cennet müjdesine olan inananlarımın, İsrail ve onun yöneticilerine günahlardan
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
2
arınışı ve kurtuluşu bir kez daha sunmuş olduğuma şahitlik yapmalarını istiyorum. Ancak, sizlerin hepiniz,
Baba’nın merhametinin nasıl hafife alındığını ve gerçekliğin ileticilerinin nasıl reddedilmiş olduğunu
görmektesiniz. Yine de, ben sizleri, bu kâtiplerin ve Ferisiler’in hala Musa’nın koltuğunda oturmakta olduğu,
ve bu nedenle, insanların krallıklarını yönetmekte olan En Yüksektekiler’in bu ulusu nihai olarak ortadan
kaldırıp, bu yöneticilerin mekânını yok edinceye kadar, İsrail’in bu kıdemlileri ile işbirliği içinde
bulunmanızın uyarında bulunuyorum. Sizlerin, İnsan Evladını yok etme tasarımlarında bir bütün olmanız
gerekmemektedir; ancak, İsrail’in huzuru ile ilişkili olan her şeyde sizler onlara tabi olacaksınız. Tüm bu
hususlarda, onların istediği her şeyi yapın ve kanunun gerekliliklerine uyun; ancak, onların kötü emeklerinin
peşine düşmeyin. Hatırlayın, bu yöneticilerin günahı şudur: Onlar iyi olan şeyi söylemektedirler; ancak, onlar
bunu yapmamaktadırlar. Sizler bu önderlerin nasıl da, taşınması çok zor haldeki, ağır yükleri omuzlarınıza
geçirmiş olduğunu biliyorsunuz; ve, onların, bu ağır yükleri taşımanıza yardım etmek için bir parmak olsun
kaldırmayacağını. Onlar sizleri törenler ile ezmiş, gelenekler ile köleleştirmiştir.
“Daha da fazlası olarak, bu bencil yöneticiler iyi emeklerini yerine getirmekten, insanlar
175:1.9 (1907.1)
tarafından görünebilecekleri için keyif almaktadırlar. Onlar kutsal emanet kutularını büyütmekte, resmi
kemelerinin uçları genişletmektedir. Onlar şölenlerde baş yerleri derinden arzulamakta, sinagoglarda baş
makamları talep etmektedir. Pazarlarda gürültülü selamlara göz koymakta, insanların tümü tarafından
haham olarak çağrılmayı amaçlamaktadır. Ve, onların tümü bu onuru insanlardan elde etmeyi amaçlarken
bile, gizlice dulların evine girip, kutsal mabedin hizmetlerinden kar sağlamaktadırlar. Kendilerine bir kılıf
sağlamak için bu ikiyüzlüler kamu önünde uzunca dualar etmekte ve akranları tarafından fark edilmek için
sadakalar vermektedir.
175:1.10
(1907.2)
“Her ne kadar sizler yöneticilerinize hak ettikleri onuru verip, öğretmenlerinize saygı
duymalıysanız da, hiçbir kişiyi ruhsal bir anlamda Baba olarak çağırmamalısınız, zira, Tanrı bile olarak,
sizlerin Babası olan biri hâlihazırda mevcuttur. Ne de sizler, krallık içinde bulunan kardeşleriniz üzerinde onu
sahip kılan bir konuma getirmelisiniz. Hatırlayın, ben sizlere, aranızda en büyük olanların herkesin hizmetçisi
haline geleceğini öğretmiş bulunmaktayım. Eğer sizler kendinizi Tanrı önünde yüceltme cüretinde
bulunursanız, kesinlikle alçak gönüllülüğü tadacaksınız; ancak, kendilerini gerçekten alçak görenler, kesin bir
biçimde yükseltileceklerdir. Günlük yaşamlarınız içinde benliğinizin yüceltilişini değil, Tanrı’nın yüceltilişini
arayın. Ussal bir biçimde öz iradenizi, cennet içindeki Baba’nın iradesine tabi kılın.
175:1.11 (1907.3)
“Sözlerimi yanlış anlamayın; şu an içerisinde bile benim yok edilişimi arayan bu baş din-
adamlarına ve yöneticilere karşı hiçbir kötü niyet beslememekteyim; ben, öğretilerimi reddeden bu kâtiplere
ve Ferisilere karşı hiçbir art niyete sahip değilim. Ben, sizlerin birçoğunun bana giz içerisinde inanmış
olduğunu bilmekteyim; ve, ben, benim saatim geldiğinde krallığa olan bağlılığınızı açık bir biçimde
duyuracağınızı biliyorum. Ancak, nasıl olacak da, Tanrı ile konuştuklarının duyuran ve bunun ardından da
dünyalara Baba’yı duyurmak için gelmiş olan kişiyi reddedecek ve onu yok edecek sizlerin hahamları
kendilerini haklı gösterecek?
175:1.12 (1907.4)
“İkiyüzlü olan, kâtipler ve Ferisiler halindeki sizleri ne de acı son beklemektedir! Sizler, sizlerin
öğrettiği biçimlerde sırf eğitimsiz oldukları için içten insanlara karşı cennetin krallığının kapılarını
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
3
kapatırsınız. Sizler krallığa girmeyi reddederken aynı zamanda diğer her bir kişinin girmesini engellemek için
gücünüz içinde ne bulunursa onu yapmaktasınız. Sizler, sırtınızı kurtuluşun kapılarına çevirip, ona girecek
olan herkes ile savaşmaktasınız.
“Gerçekten de ikiyüzlü olan, kâtipler ve Ferisiler halindeki sizleri ne de acı son beklemektedir!
175:1.13 (1907.5)
Sizler bir kişinin dini değiştirmek için gerçekten de karayı ve denizi bitirmektesiniz, ve başarılı olduğunuzda
ise, onu başka bir dine inanan kâfir konumundan iki kat daha kötü durumu getirene kadar tatmin
olmamaktasınız.
“Fakirin malvarlığına el uzatan ve sizleri Musa’nın görevlendirdiği zannederlerken Tanrı’ya
175:1.14 (1907.6)
hizmet vermek isteyen kişiler üzerine ağır ücretler getiren, baş din-adamları ve yöneticiler halinde sizleri ne
de acı son beklemektedir! Merhamet göstermeyi reddeden sizler, gelecek dünyalarda merhamet için umut
edebilir misiniz?
175:1.15
(1907.7)
“Gözleri görmez rehberler olarak, sahte öğretmenler halindeki sizleri ne de acı son
beklemektedir! Gözleri görmez kişinin bir başka gözleri görmeze yol gösterdiği bir ulustan ne beklenebilir?
Onların ikisi de, yok oluşun çukuruna düşeceklerdir.
“Yapmacık bir biçimde ant içen haldeki sizleri ne de acı son beklemektedir! Sizler, bir kişinin
175:1.16 (1907.8)
mabet çevresinde ant içip, sözüne daha sonra karşı gelebileceğini öğretirken, mabet içinde bulunan altın
yanında ant içenin, sözüne karşı gelemeyeceğini öğreten düzenbazcılarsınız. Hepiniz budala ve gözleri
görmez kişilersiniz. Sizler, dürüstsüz halinizde bile tutarlı değilsiniz; zira, hangisi daha büyük, altın mı, yoksa
altını kutsadığı varsayılan mabet mi? Sizler aynı zamanda, eğer bir kişi sunak yanında ant içerse, bunun hiçbir
anlama gelmediğini öğretmektesiniz; ancak, eğer bir kişi sunağın üstünde bulunan bir hediye yanında dua
ederse, bu kişinin sorumlu tutulacağını. Tekrar ediyorum, sizlerin gözleri gerçekliği görmemekte mi; zira,
hangisi daha büyük, hediye mi, yoksa hediyeyi kutsayan sunak mı? Nasıl olur da sizler, cennetin Tanrısı’nın
gözleri önünde bu türden bir ikiyüzlülüğü ve dürüstsüzlüğü haklı çıkarabilmektesiniz?
175:1.17 (1908.1)
“Kâtipler ve Ferisiler ve naneden, anasondan ve kimyondan vergi toplanmasını kesinleştirirken,
aynı zamanda — inanç, merhamet ve yargı gibi — kanunun daha ağır hususlarını görmezden gelen tüm diğer
ikiyüzlüler halindeki sizleri ne de acı son beklemektedir! Makul bir biçimde ilkini yapmalıydınız, ancak
ikincisini önemsemiş halde hiçbir zaman bulunmamalıydınız. Sizler gerçekten de gözleri görmez rehberler ve
kötü öğretmenlersiniz; sizler tatar sineğinden kaçınırken, deveyi yutmaktasınız.
175:1.18 (1908.2)
“Kâtipler ve Ferisiler ve ikiyüzlüler halindeki sizleri ne de acı son beklemektedir! Zira sizler,
kadehin ve tabağın dışını temizlemede en son noktasına varıncaya kadar önem verirken, haracın, aşırılığın ve
düzenbazlığın pisliklerini öylece bırakmaktasınız. İlk önce kadehin içini temizlemenin, daha sonrasında onun
dışına sıçrayanları yıkamanın daha iyi olduğunu görmüyor musunuz? Siz, kötü niyetli ahlaksızlar! Dininizin
dışa dönük uygulamalarını Musa’nın yasasını olan yorumlayışınıza harfi harfine uyar hale getirirken,
ruhlarınız haksızlığa adım atmakta ve cinayetle dolu hale gelmektedir.
175:1.19 (1908.3)
“Gerçekliği reddeden ve merhameti geri çeviren hepinizi ne de acı son beklemektedir!
Birçoğunuz, dışa dönük haliyle güzel görünen ancak içi tamamen ölü insanların kemikleri ve her türlü kirlik
içinde bulunan kabirler gibisiniz. Böyleyken bile, Tanrı’nın tavsiyesini bilinçli bir biçimde reddetmekte olan
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
4
sizler dışa dönük bir halde insanlar için kutsal ve doğru olarak görünmektesiniz; ancak, içsel olarak
kalpleriniz ikiyüzlülükle ve haksızlıkla dolu haldedir.
175:1.20 (1908.4)
“Bir ulusun sahte rehberleri halindeki sizleri ne de acı son beklemektedir! Tam da şurada sizler,
eskinin şehit edilmiş tanrı-elçileri için bir anıt inşa etmiş haldeniz; bu böyleyken, O’ndan bahsetmekte olanı
yok etmek için kumpaslar kurmaktasınız. Doğrunun mezarlarını süslemekte ve kendilerinize, eğer
atalarınızın
günlerinde
yaşamış
olsaydınız,
tanrı-elçilerini
öldürmeyeceğine
dair
sahte
iltifatlar
söylemektesiniz; ve, bunun ardından, bu türden kendini doğru görme düşüncesi karşısında, İnsan Evladı
halindeki, peygamberlerin bahsetmiş olduğu kişiyi öldürmeye hazırlanıyorsunuz. Bu şeyleri yaparken,
peygamberleri öldürmüş olanların ahlaksız evlatları olduğunuza şahit oluyor musunuz? Devam edin, öyleyse,
kınanma kadehinizi sonuna kadar doldurun!
175:1.21 (1908.5)
“Kötülüğün evlatları, sizleri ne de acı son beklemektedir! Yahya gerçekten sizleri engereklerin
doğumu olarak çağırmıştır; ve, ben sizlere, Yahya’nın sizler için duyurmuş olduğu yargıdan nasıl
kaçabileceğinizi soruyorum.
175:1.22 (1908.6)
“Ancak, şimdi bile ben sizlere Babamın adına merhamet ve bağışlamayı sunmaktayım; şimdi bile
ben, ebedi birlikteliğin derin sevgi dolu elini bahşetmekteyim. Babam sizlere bilge kişileri ve tanrı-elçilerini
göndermiştir; bazılarını yargıladınız, diğerlerini öldürdünüz. Bunun ardından, İnsan Evladı’nın gelişini
duyuran Yahya ortaya çıktı; ve, onu, birçokları öğretisinde inandıktan sonra sizler yok ettiniz. Ve, şimdi, daha
fazla masum kanı dökmeye hazırlanmaktasınız. Yeryüzünün tümünün Hâkimi bu insanlardan, cennetin bu
ileticilerini reddetme, yargılama ve yok etme eylemlerinin bir hesabını istediğinde, korkunç bir hesap
gününün geleceğini kavramıyor musunuz? Öldürülmüş olan ilk peygamberden, tapınak ve sunak arasında
öldürülmüş olan Zekeriya dönemine kadar, tüm bu doğru insanlarının kanını açıklamak zorunda
bulunduğunuzu anlamıyor musunuz? Ve, eğer kötü yollarınıza devam edecek olursanız, bu hesap tam da bu
nesilden de istenilecektir.
175:1.23 (1908.7)
“Ey Kudüs ve, peygamberleri taşlamış ve tarafınıza gönderilmiş olan öğretmenleri öldürmüş olan
sizler, şimdi bile senin çocuklarını, civcivlerini kanatları altında toplayan bir tavuk gibi bir araya getirmek
isterim; ancak, sen buna izin vermeyeceksin!
175:1.24 (1908.8)
“Ve, şimdi, senden ayrılıyorum. Sen benim iletimi duymuş olup, karar vermiş bulunmaktasın.
Benim müjdeme inanmış olanlar, bu an içerisinde bile Tanrı’nın krallığı içinde güvendedir. Tanrı’nın
hediyesini reddetmeyi tercih etmiş haldeki, sizlere söylüyorum, beni artık bir daha mabet içinde öğretide
bulunur halde görmeyeceksiniz. Benim sizler için emeklerim tamamlandı. Bakın, ben şimdi çocuklarımla
ilerleyeceğim, ve eviniz sizlere terk edilmiş halde kalacaktır!”
175:1.25 (1908.9)
Ve, bunun ardından Üstün takipçilerine mabetten ayrılma işaretinde bulundu.
2. Bireysel Musevilerin Durumu
175:2.1 (1909.1)
Musevi ulusunun ruhsal önderlerinin ve dini öğretmenlerinin bir seferinde İsa’nın öğretilerini
reddetmiş ve onun acımasız ölümünü sağlamayı planlamış olması gerçeği, hiçbir bireysel Musevi’nin Tanrı
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
5
önündeki duruşunun düzeyini hiçbir etkilememektedir. Ve, bu, Mesih’in takipçileri olduğunu duyuranların,
akran bir fani olarak Museviler’e önyargıda bulunmalarına sebebiyet vermemelidir. Bir siyasi-toplumsal grup
halinde bir ulus olarak, Museviler, Huzurun Prensi’ni reddetmenin korkunç bedelini bütünüyle ödemişlerdir.
Bu andan itibaren onların, insanlığın ırklarına olan kutsal gerçekliğin ruhsal meşale taşıyanları olmaları
sonlanmıştır; ancak, bu, bu çok uzunca bir dönem önce yaşamış olan Musevilere ait bireysel soylara, kendisi
doğal doğumu olarak bir Musevi olan, Nasıralı İsa’nın takipçileri olduklarını söylemiş hoşgörüsünüz, değersiz
ve bağnaz kişiler tarafından başlarına getirilmiş aynı idamlarını çektirmeleri için hiçbir geçerli sebebi teşkil
etmemektedir.
Birçok sefer, bu düşünmeyen ve hiçbir şekilde Mesih gibi olmayan kin ve çağdaş Musevilerin
175:2.2 (1909.2)
haksız yargılanışı; İsa zamanında, onun müjdesini kalpleri ile kabul etmiş ve yakın bir süre içinde oldukça
içten bir biçimde inanmakta oldukları gerçeklik için gözlerini kırpmadan ölmüş olan atalara sahip, belirli
sayıdaki masum ve hiçbir suç işlemiş Musevi bireyin tam da kendilerinin acı çekmesiyle ve ölmesiyle son
bulmuştur. İzlemekte olan göksel varlıklar, İsa’nın takipçileri olduklarını duyuran kişilerin tam da kendilerini,
cennetsel krallığın müjdesinin ilk şehitleri olarak yaşamlarını ihtişamlı bir şekilde teslim vermiş olan, Petrus,
Filip ve Matta’nın daha sonraki soylarını ve Filistinli Museviler’in diğerlerini haksız yargılama, taciz etme ve
hatta öldürme cazibesine katılır halde görürlerken, üzerlerinden ne de büyük dehşet hissi geçmektedir!
175:2.3 (1909.3)
Masum çocukların, hiçbir biçimde bilmedikleri yanlış eylemler olarak, kendilerini dünyaya
getirenleri günahları ve hiçbir şekilde sorumlu tutulmayacakları şeyler için acı çektirilmeye zorlanmaları ne
kadar da gaddar ve düşüncesiz bir şeydir! Ve, tüm bu ahlaksız eylemleri, takipçilerine düşmanlarını bile
derinden sevmelerini öğretmiş olan birinin adına yapmak! İsa’nın yaşamına dair bu anlatı içerisinde, akran
Musevilerinin belli başlı olanlarının kendisini reddetme ve alçak ölümünü sağlamayı planlama biçimini tasvir
etmek gerekli hale gelmiştir; ancak, bizler bu anlatıyı okuyan herkese, bu türden tarihi bir anlatıyı sunuşun
herhangi bir biçimde adil olmayan nefreti haklı göstermediğini, ne de, kendilerini Hıristiyan olarak duyurmuş
birçok kişi tarafından çağlar boyunca bireysel Musevilere takınmış oldukları tutum olan, aklın adaletsiz bir
tutumunu onaylamadığını uyarmak istiyoruz. İsa’nın öğretilerini takip edenler olarak, krallık inananları,
İsa’nın reddinden ve çarmıha gerilişinden suçluymuş gibi bireysel Musevilere kötü davranmaya son vermek
zorundadır. Baba ve onun Yaratan Evladı bir an olsun Musevileri derinden sevmeyi bırakmadı. Tanrı insanları
ayırmamaktadır; ve, kurtuluş, gentileye ek olarak Musevi için de mevcuttur.
3. Vahim Sanhedrin Buluşması
175:3.1 (1909.4)
Bu Salı akşamı saat sekizde, Sanhedrin’in vahim oturumu çağrıldı. Önceki birçok sefer de, Musevi
milletinin bu yüce mahkemesi resmi olmayan bir biçimde İsa’nın ölümüne karar vermişti. Birçok sefer bu
saygı gösterilen karar bünyesi, onun emeklerine bir son vermeye karar vermişti; ancak, bundan önce hiçbir
sefer onlar, her ne pahasına olursa olsun kendisini tutuklamak ve onun ölümünü sağlamak için karara
varmamışlardı. Bu dönemki birlikteliği içinde, Sanhedrin’in, resmi bir biçimde ve oybirliği ile hem İsa’nın hem
de Lazarus’un idamına karar verişi, bu salı günü, M.S. 30 yılında Nisan’ın 4’ünde, gece yarısından biraz önce
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
6
gerçekleşmişti. Bu, yalnızca birkaç saat önce Üstün’ün mabet içinde Musevi yöneticilerine yapmış olduğu son
çağrıya cevaptı; ve, bu, bu aynı baş din-adamlarına ve pişman olmaz Saddukiler ve Ferisiler’e İsa’nın
gerçekleştirmiş olduğu son ve güçlü iddianameye onların sert karşı çıkış tepkisini temsil etmekteydi.
Tanrı’nın Evladı’na dair ölüm kararının verilmesi (mahkeme önüne çıkarılmasından bile önce gerçekleşir
halde), Sanhedrin’in, Musevi ulusuna bu çaplı uzatılacak olan cennetsel merhametin son teklifine cevaptı.
175:3.2 (1910.1)
Bu andan itibaren Museviler, Urantia milletleri arasındaki tamamiyle insan düzeyi uyarınca ulusal
yaşamlarının küçük ve kısa emanetini tamamlayışlarında tek başlarına bırakılmışlardı. İsrail, İbrahim ile bir
anlaşmada bulunmuş olan İnsan Evladı’nı tanımamıştı; ve, İbrahim’in evlatlarının dünya için gerçekliğin ışıktaşıyıcıları haline getirme tasarımı yok edilmişti. Kutsal anlaşma kaldırılmış, İbrani ulusunun sonu tüm hızı ile
yaklaşmıştı.
175:3.3 (1910.2)
Sanhedrin’in görevlilerine, ertesi sabah erkenden İsa’yı tutuklama emri verilmişti; ancak,
yönergeler ile, kendisinin kamu önünde tutuklanmaması istenmekteydi. Onlara, tercihen aniden ve gece
olarak, kendisinin giz içinde alınmasını tasarlamaları söylenmişti. Mabette öğretmek için onun ertesi gün
(Çarşamba günü) gelmeyebileceğini anlar halde, onlar Sanhedrin’in bu görevlilerine, “onu Perşembe gece
yarısından önce bir vakit yüksek Musevi yüksek mahkemesi önüne getirin” emrini vermişti.
4. Kudüs’teki Durum
175:4.1 (1910.3)
İsa’nın mabetteki son söyleşi sonlandığında, havariler bir kez daha kafa karışıklığı ve çıkmaza
düşmüşlerdi. Üstün’ün Musevi önderlerine olan sert kınayışı başlamadan önce, Yudas mabede geri dönmüş
haldeydi; öyle ki, on ikilinin on ikisi de, mabet içindeki İsa’nın son söyleyişinin son yarısını duymuş haldeydi.
Yudas İskarot’un, bu elveda konuşmasının ilk ve merhamet bahşeden kısmını duymamış olması talihsiz bir
durumdur. O, Musevi yöneticilerine olan merhametin bu son teklifini duymamıştı; çünkü o hala, beraber
öğlen yemeği yediği, kendisini İsa ve onun akran havarilerden ayırmanın en yerinde biçimi hakkında görüş
alış-verişinde bulduğu kişiler olan Sadduki akrabaları ve arkadaşlarından meydana gelen bir topluluk ile
konuşma içindeydi. Üstün’ün Musevi önderlerine ve yöneticilerine olan nihai savını dinlerken, Yudas aklında
nihai olarak ve bütüncül bir biçimde, müjde hareketini terk etme ve tüm bu girişimden ellerini yıkayarak
ayrılmaya karar vermişti. Yine de, o mabetten, kendileri ile birlikte Zeytindağı’na giden bir biçimde, on iki ile
beraber ayrılmıştı; burada o, akran havarileri ile birlikte, Kudüs’ün yıkımına ve Musevi ulusunun sonuna dair
o çok önemli konuşmayı dinlemiş olup, onlarla birlikte Gethsemane yakınındaki yeni kampta o Salı gecesi
kalmaya devam etmişti.
175:4.2 (1910.4)
Musevi önderlerine olan bağışlayıcı çağrısından, acımasız kınama noktasına kadar yaklaşmış anlık
ve çok sert azarlama arasında seyretmiş İsa’nın konuşmasını duyan kalabalık şok olmuş ve ne yapacağını
bilmez hale gelmişti. O gece, Sanhedrin İsa’ya dair ölü yargısına otururken, ve Üstün havarileri ve takipçilerin
bir kısmı ile Musevi ulusunun ölümünü önceden söyler bir biçimde Zeytindağı üzerinde iken, tüm Kudüs’e,
tek bir sorunun ciddi ve kaçınılmaz tartışması verilmişti: “Onlar İsa’ya ne yapacak?”
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
7
Nikodemus’un evinde, krallığın gizli inananları olan önde gelmekteki otuzdan fazla Musevi
175:4.3 (1910.5)
toplanmış olup, eğer Sanhedrin ile açık bir ayrışma gerçekleşirse hangi yolu tercih edecekleri hakkında
konuşmuştu. Orada bulunan herkes, tam da tutuklanmasını duydukları anda Üstün’e olan bağlılıklarına dair
açık bir itirafta bulunacakları üzerinde anlaşmışlardı.
175:4.4 (1911.1)
Bu aşamada Sanhedrin’i denetler ve onda egemen konumda bulunur, Saddukiler, şu nedenlerden
dolayı İsa’dan kurtulma arzusu duymaktaydılar:
175:4.5 (1911.2)
1. Onlar, Romalı yöneticilerinin muhtemel bir biçimde katılışı ile Musevi ulusunun mevcudiyetini
tehlikeye atacak kadar kalabalıkların ona gözde bir biçimde olumlu bakışından korku duymuşlardı.
175:4.6 (1911.3)
2. İsa’nın mabedin köklü değişikliği için duymuş olduğu güçlü arzu, doğrudan bir biçimde onların
gelirlerine zarar vermekteydi; mabedin temizlenişi onların mali durumlarını etkilemişti.
3. Onlar kendilerini toplumsal düzenin muhafaza edilişinden sorumlu olarak hissetmiş olup,
175:4.7 (1911.4)
insanın kardeşliğine dair İsa’nın tuhaf ve yeni inanç-savının ilave bir biçimde yayılışına ait sonuçlardan
korkmuşlardı.
Ferisiler, İsa’yı ölü görmeyi arzulamak için farklı güdülere sahiplerdi. Onlar kendisinden şu
175:4.8 (1911.5)
nedenlerden dolayı korkmuşlardı:
175:4.9 (1911.6)
1. O, Ferisiler’in insanlar üzerindeki geleneksel etkisine karşı konuşmalarda bulunmaya girişmiş
haldeydi. Ferisiler aşırı-tutucu olup, dini önderler olarak sahip oldukları saygın itibara karşı gelen bu köklü
nitelikte görmüş oldukları saldırılara güçlü bir biçimde karşı koymuşlardı.
175:4.10 (1911.7)
2. Onlar, İsa’nın kanuna gelen bir kişi olduğunu düşünmektelerdi; onun, Şabat’ın ve sayısız diğer
yasal ve törensel gerekliliğini hiçe sayar bir biçimde hareket etmiş olduğunu.
3. Onlar kendisini Tanrı’ya saygısızlık ile suçlamıştı çünkü İsa Tanrı’ya kendi Babası imasında
175:4.11 (1911.8)
bulunmaktaydı.
175:4.12 (1911.9)
4. Ve, bu aşamada onlar kendisine fazlasıyla, elveda hitabetinin son kısmı olarak bugün mabette
vermiş olduğu sert kınamayı içeren son konuşması nedeniyle kızgınlık duymaktaydı.
175:4.13 (1911.10)
İsa’nın ölümüne resmi bir biçimde karar vermiş ve yakalanması için emirlerde bulunmuş bir
halde, Sanhedrin, İsa’nın mahkeme önüne çıkarılacağı suçlamaları oluşturma amacı ile yüksek din-adamı
Kaiaphas’ın evinde ertesi sabah saat onda buluşulmasını belirledikten sonra, gece yarısına yakın bir zamanda
bu Salı günü toplantısına ara verdi.
175:4.14 (1911.11)
Saddukilerden oluşan küçük bir topluluk gerçekte suikast yoluyla İsa’dan kurtulmayı önermişti;
ancak, Ferisiler, bu türden bir işleyişine onay vermeyi tamamen reddetmişlerdi.
175:4.15 (1911.12)
Ve, bu, göksel varlıklardan meydana gelen çok büyük bir topluluk, çok sevgili Egemenlerine
yardımda bulunmak için bir şeyler yapma endişesi halinde ancak aynı zamanda onların emir veren üstleri
tarafından etkin bir şekilde sınırlandırılmış oldukları için hareket etme gücünden yoksun bir halde yeryüzü
üzerindeki bu çok önemli sahne üzerinde beklerlerken, bu çok önemli günde Kudüs’te ve insanlar arasındaki
mevcut durumdu.
En güncel makaleler için: http://www.theuniversalfather.com/tr/toctable1.htm
Ayrıca: http://urantia.info/en/searchengines.html
8
Download