Temel Kavramlar

advertisement
AUDIO TEKNOLOJİSİNİN
TEMEL KAVRAMLARI*
AKUSTİK: SES DALGALARI
“Ses” kavramı üzerine yazılmış teknik kitaplarda dikkati çeken ilk nokta,
içerik ne olursa olsun, giriş bölümlerinin ortak bir payda altında toplanmış
olmasıdır. Bu doğaldır çünkü, ‘ses’ kavramının fiziksel ifadesini; belki kaba
bir deyişle “işin abc’sini” bilmek gerekir. Bu geleneği hiç bozmadan biz, bu
bölümde, ses dalgalarının nasıl oluştuğunu ve akustik-elektrik-elektroakustik
sınıflandırma altındaki temel parametrelerini göreceğiz...
Ses kavramı üzerine birçok tanım yapılmasına rağmen, aslında, her
tanımda ortak birtakım ifadeler mevcuttur. Örneğin, bu çalışmanın giriş
bölümünde de belirtilen bu tanımlardan ikisini ele alacak olursak:
Ses, iletici bir ortamda, bir etken aracılığıyla meydana gelen
mekanik titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak işitme
duyulanmasını sağlamasıdır.
( Özer: 1979)
Hava ya da diğer iletici ortamlarda bir dalga biçiminin veya
hareketinin kulak tarafından algılanmasıdır.
(Everest : 1994)
Bu ve bunun gibi birçok tanıma biraz dikkatlice bakılacak olursa,
“ses”ten söz edebilmek için birbirinden bağımsız 3 fenomenin bir arada
olması gerektiği ortaya çıkar:
-Kaynak
-İletici ortam
-Kulak
Doç. Dr. Cihan IŞIKHAN’a ait “Yayıncılık Sektöründe Ses Teknolojisi” ders
notlarının ilk bölümüdür.
*
21
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
Bu üç fenomen ise, birbirlerine tek bir zincirle bağlıdır: Dalga Hareketi...
Prof. Dr. Ayhan Zeren hareketi: “Bir cismin konumunun, bir referans
cismine veya noktasına göre değişimi” olarak tanımlar. Bu değişim, sürekli
karşıt bir etkileşimle (artan-azalan) sürüyorsa, sonuçta bir dalga hareketi
ortaya çıkacaktır.
Ses, hangi kaynaktan çıkarsa çıksın, hangi ortamda bulunursa bulunsun ya
da hangi algılayıcı tarafından algılanırsa algılansın, orada mutlaka bir dalga
hareketi vardır. O halde kaynak, iletici ortam ya da algılayıcı değişse bile,
sesin oluşabilmesi için dalga hareketinin, dolayısıyla titreşimin mutlaka
olması gerekecektir.
Oluşumu
Dalga hareketi, madde titreşiminin bir sonucudur. Ses dalgasının
oluşabilmesi için de bir titreşimin oluşturulması gerekir ve bu titreşimi
oluşturacak kaynağa "ses kaynağı" adı verilir (çalgılar, ses telleri vb.).
Titreşimler, maddeyi oluşturan parçacıkların (kabaca moleküllerin) hareketi
olarak meydana gelirler. Kaynaktan çıkan enerji, molekülleri harekete geçirir.
Moleküller, bu etkiyle beraber denge konumlarını bozar ve birden sıkışmaya
ve seyrekleşmeye başlar. Bulundukları yerlerde bu hareketi, enerjilerinin
büyüklüğü ile doğru orantıda sürdürürler. Zaman içerisinde gerçekleşen bu
harekete dalga hareketi, kaynağın ürettiği titreşim ile oluşan döngüsel ve
kulak ile algılanabilir dalgalara da ses dalgası denir.
Aşağıdaki şekilde, bir ses dalgasının havadaki oluşumunu gösteren basit
bir düzenek kurulmuştur. Tüp içerisindeki hava çevrede serbestçe dolaşan
moleküllerden oluşur. Doğal durumdaki moleküller, fiziksel olarak dengede
kabul edilir. Pistonun hareket ettirilmesiyle tüp içerisindeki hava molekülleri,
hareketin enerjisi ile doğru orantılı olarak yer değiştirmeye başlar. Moleküller
belirli noktalarda yoğunlaşacak, belirli noktalarda ise yoğunluğunu
düşürecektir. Yoğunlaşma konumuna sıkışma (compression), ayrışma
konumuna da seyrekleşme (rarefaction) adı verilir. Bu düzenli dalga
hareketinin izdüşümünü iki boyutlu eksen üzerine alırsak, sinüs hareketi
denilen dalga modeli ortaya çıkar. Bu grafikte, yatay eksendeki denge
konumunun en üst noktası, moleküllerin sıkışma (+) noktası; en alt noktası,
moleküllerin seyrekleşme (-) noktasıdır.
22
TEMEL KAVRAMLAR
Sıkışma(Compression)
Seyrekleşme(Rarefaction)
Ses kaynağı görevi gören
piston
Boyuna Hareket
(Longitudinal Waves)
İçi hava molekülleriyle
dolu tüp
Havada serbest
dolaşan moleküller
(Denge Konumu)
Sıkışma(Compression)
Seyrekleşme(Rarefaction)
Şekil 1- Hava ortamında ses dalgasının oluşumu
Yönü
Kaynaktan çıkan enerji, serbest hava moleküllerini harekete geçirir.
Böylece, ses kaynağı ile iletici ortam konumundaki hava molekülleri arasında
sürekli bir ilişki doğar. Bu ilişkinin iki biçimi vardır:
1- Kaynaktan çıkan enerji, moleküller üzerine etki yaparak onları kaynağa
göre sağa ya da sola doğru harekete geçirir. Sonuçta oluşan yine bir dalga
hareketidir. Bu dalgalara enine dalgalar (transverse waves) adı verilir. Enine
dalgalara tipik bir örnek olarak, keman telinin arşe etkisiyle oluşturduğu
dalgaları verebiliriz. Arşe, telin üzerine dik açıyla etki yapar ve tel sağa-sola
salınarak beraberinde aynı yöne hareket eden ses dalgalarını oluşturur. Tıpkı
enine dalganın oluşumunda olduğu gibi, yine kaynaktan çıkan enerji,
moleküller üzerine dik açıyla etki yapabilir. Ancak bu etki sonrası oluşan
dalgalar, yalnızca sağa ya da sola değil; tam bir daire biçiminde her yöne
hareket etmeye başlar. Bu tür dalgalara da dairesel dalgalar (circular waves)
adı verilir. Dairesel dalga, aslında yine bir enine dalga hareketidir. Bu
dalgalara en güzel örnek , suya atılan bir taşın su yüzeyinde oluşturduğu
dalga hareketidir.
23
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
Bilyelere Uygulanan
Kuvvet
Yay
(a)
yukarı
yukarı
(b)
aşağı
aşağı
aşağı
Şekil 2- Enine dalga hareketi
Yukarıdaki şekilde, enine dalga hareketi için bilye ve yay örneği
görülüyor. Bilyelerin birine herhangi bir dış kuvvet uygulandığı zaman bilye,
bulunduğu yatay ekseni bozmadan aşağı-yukarı hareket etmeye başlar. Bilye
aşağı hareket ettiğinde yay üzerinden yanındaki bilyeye enerji aktarımı
yapılır. İkinci bilye de yine ilkinde olduğu gibi yatay eksen konumunu
bozmadan aşağı-yukarı hareketlenir. Hareket, kendinden önceki bilyenin
yönü ne ise onun aksidir. Yaylar aracılığıyla oluşan bu hareket, enine dalga
hareketidir. Enine dalga hareketinde sonuç olarak: Bir etki sonucunda
harekete geçen moleküller, bulundukları yatay eksendeki konumunu
bozmadan harekete geçerler ve bu hareketler, arada kalan moleküller
tarafından enerji bitene kadar sürekli iletilir. Enine dalga hareketi, yalnızca
katı ve sıvılarda görülür. Çünkü yay-bilye örneğinde olduğu gibi, hareketi
iletecek moleküllerin birbirlerine kenetlenmiş biçimde durmaları
gerekmektedir. Böyle moleküler yapılar, gazlarda bulunmaz.
2- Kaynaktan çıkan enerji, moleküller üzerine farklı bir açı ile değil de
aynı açıyla etki yaptığında moleküller sağa ya da sola değil, titreşimle aynı
yöne hareket ederler. Bu şekilde oluşan dalgalara da boyuna dalgalar
(longitudinal waves) denir. Bundan sonra değişik parametrelerini ele
alacağımız ses dalgası da boyuna dalga 'dır. Şekil 1’deki piston-hava
örneğinde, boyuna dalgaların nasıl hareket ettiği açıkça görülüyor.
24
TEMEL KAVRAMLAR
Hızı
İletici ortam içerisinde hareket eden ses dalgalarının birim zaman
içerisinde ilerlediği hıza, dalganın yayılma hızı denir ve c ile gösterilir.
Hava, gaz moleküllerinin oluşturduğu iletici bir ortamdır. Bu nedenle,
gazlarda ses hızını etkileyebilecek önemli bir parametre ortaya çıkar:
Sıcaklık (t). Havadaki ses hızı, sıcaklık ile doğru orantıda değişir (‘Boyle’
Kanunu). Yüksek sıcaklıkta ses hızı artarken, düşük sıcaklıkta azalacaktır.
c (m/sn) = 331 + 0.6t (°C)
Hava yoğunluğunun sıcaklıkla değişmesi sebebiyle, sesin yayıldığı ortam
olarak havanın, diğer ortamlara göre özel bir önemi vardır. Buna göre ses
havada 0˚C için 331 m/s, +10˚C için 337 m/s 'lik hıza ulaşır. Pratikte, oda
sıcaklığı kullanılır ve bu sıcaklık derecesinde hız, yaklaşık 340 m/s olarak ele
alınır.
İletici Ortam
Hız(m/sn)
Tatlı Su
1480
Tuzlu Su
1520
Plexiglass
1800
Tahta
3350
Beton
3400
Çelik
5050
Alüminyum
5150
Cam
5200
Tablo 1- Sesin, farklı ortamlardaki hızı
25
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
Frekansı
Ses dalgasının 1 sn. içerisindeki sıkışma ve seyrekleşme sayısıdır. Bir
başka ifadeyle, 1 sn.'deki titreşim sayısıdır.
Tam bu noktada şekil 1’e geri dönelim. Şekilde, piston hareket
ettirildiğinde tüp içerisindeki hava sıkışıp seyrekleşmişti ve böylece bir ses
dalgası oluşmuştu. Tüpün başından sonuna 1 sn’lik bir zaman geçtiğini
varsayarsak, bu süre içerinde oluşan sıkışma veya seyrekleşme sayısı frekans
olarak adlandırılır. Şekilde 6 tane sıkışma ve seyrekleşme görüldüğüne göre
burada 1sn içinde 6 titreşim meydana gelmiştir. Bu da 6 Hz.’lik frekansa
eşittir. Saniyedeki titreşim sayısı arttıkça, insan kulağı bu sesi tiz duyar. Sayı
azaldıkça da ses pesleşecektir.
Boyu
Ses dalgasının iki sıkışma ya da seyrekleşme arasındaki metre cinsinden
mesafesidir. Kısaca λ (lambda) sembolü ile belirtilir. (Bkz. Şekil 3).
Bir dalga hareketinde, dalga boyu-frekans-hız arasında değişmeyen bir
ilişki vardır. Bu ilişkiye göre dalga boyu (λ), hız (c) ile ters; frekansla (ƒ)
doğru orantıda değişir.
c = ƒλ
Yukarıdaki temel formüle göre, bir ses dalgasının frekansı büyüdükçe
dalgaboyu küçülecek; frekans küçüldükçe de dalgaboyu büyüyecektir.
Örneğin, havada yayılan 1kHz’lik ses dalgasının dalgaboyu 34cm’dir. Aynı
ortamdaki bir ses dalgasının frekansı 16Hz’e kadar düşerse, bu frekanstaki
sesin dalga boyu 21.25m. olacaktır. Frekans ve dalgaboyu arasındaki bu
ilişki, sesin yayılma ve kırılmasını doğrudan etkiler.
26
TEMEL KAVRAMLAR
Tablo 2- Farklı frekanslardaki dalgaboyları (Smith:1995)
Genliği
Matematiksel bir ifadeyle, iletici ortamı oluşturan moleküllerin, sıkışma
noktası ile seyrekleşme noktalarının -dikey- eksenindeki hareketidir. Genlik
için, moleküllerin denge konumuyla (serbest nokta) sıkışma noktası ya da
seyrekleşme noktası arasındaki uzaklık da denilebilir. Çünkü bir dalganın
denge konumuyla maximum sıkışma noktası arasındaki uzaklığı, denge
konumuyla maximum seyrekleşme noktası arasındaki uzaklığına eşittir.
Genlik fiziksel bir nicelik olduğu için azlığı ya da çokluğu, insan kulağına
gelen ses şiddetinin azlığı ya da çokluğu anlamına gelir (gürlük, loudness ).
27
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
(Amplitute)
Dalgaboyu
+
λ
Genlik
t=1sn
λ
–
1.
2.
3.
4.
.
1sn.'de oluşan 4 tane
sıkışma ve seyrekleşme
= 4Hz'lik frekans
Şekil 3- Genlik, dalgaboyu ve frekans ilişkisi
Gücü
Ses dalgalarının 1 sn.'de yaydığı akustik enerji miktarıdır. Birimi watt 'tır
(kısaca W). 1kg'lık bir kütleyi 1sn'de 1 metre öteye götürebilen güce 1 watt
denir. Bu sırada harcanan enerji 1 joule, gerekli kuvvet ise 1 Newton olarak
tanımlanır.
Bir ağır işçinin kullandığı ortalama güç, yaklaşık 100W
kadardır. Yani bu işçi, 100kg'lık bir kütleyi 1m. öteye 1sn' de
götürür. 50kg'lık bir kütleyi ise 2m. ileriye götürebilecektir.
Bir piyanist, elçin üzerinde bazen 200W'lık bir güç
kullanabilir. Bu güç, 200kg'lık bir kütleyi (ortalama 70 kiloluk
üç kişiyi) 1 sn'de (göz açıp kapayıncaya dek) 1 m. ileriye
kaldırıp atabilmeye karşılıktır. Ancak kullanılan bu büyük güç
yanında elde edilen sesin gücü ortalama 0.4W kadardır.
0.4W'lık bir gücün tamamı bir domates üzerine uygulanırsa
28
TEMEL KAVRAMLAR
belki domates hareket edebilir. Çünkü kullanılan gücün büyük
bir kısmı ses kaynağını harekete geçirebilmek için harcanır.
(A. Zeren)
İnsan kulağının algılamasında olduğu gibi, sinyal akışı ile ilgili yapılan
işlemlerin büyük bir bölümü güç’e dayanır. Sinyal akışı üzerinde göreceğimiz
bundan sonraki hemen-hemen tüm hesaplamalar, kulağın ya da elektrik
ortamının, referans seviyeleri verilmiş güç değerlerinin tam olarak
bilinmesiyle gerçekleşecektir.
SES KAYNAĞI
Sinfoni orkestrası
Büyük davul
Org
Trampet
Trombon
Piano
Trompet
Bas saksofon
Bas tuba
Kontrabas
Flüt
Klarinet
Korno
Üçgen
Bas insan sesi (ff)
Alto insan sesi(ff)
Orta konuşma sesi
GÜÇ(W)
70
25
13
12
6
0.4
0.3
0.3
0.2
0.16
0.06
0.05
0.05
0.05
0.03
0.001
0.000024
Tablo 3- Sesin, farklı kaynaklara göre çıkan gücü
Şiddeti ve Basıncı
İletici ortamda oluşan enine ya da boyuna dalgalar, kaynağının yaydığı
enerjiyi ortam boyunca iletir. Kaynağın kinetik enerjisi molekülleri denge
konumundan uzaklaştırır ve moleküllerin potansiyel enerjisine dönüşür. Bu
potansiyel enerji yeniden denge konumuna dönen taneciklerin kinetik
enerjisine dönüşürken daha uzaktaki moleküllerin potansiyel enerjileri artar.
29
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
Böylece enerji, ardarda meydana gelen kinetik ve potansiyel enerji
dönüşümleriyle uzaklara doğru aktarılır.
Bir dalganın ilettiği enerji miktarı, dalganın yayılma doğrultusuna dik
olan birim yüzeyden 1 sn.'de geçen toplam mekanik enerjisi (kinetik ve
potansiyel) olarak ölçülür. Bu enerji miktarına dalga şiddeti denir.
Algıladığımız bir sesin gürlüğünü (dolayısıyla fiziksel nicelik olarak
genliğini) belirleyen parametre, kulağımıza gelen dalganın şiddetidir.
1 m 2'lik yüzey
Yayılma doğrultusu
Yüzeyden 1 sn.'de geçen
enerji
(Dalga Şiddeti)
Şekil 4- Sesin, şiddeti ve basıncı
Saniyedeki enerji miktarı güç olarak tanımlandığına göre, ses şiddeti,
yayılma doğrultusuna dik olarak birim yüzeyden yayılan gücün karesi (W/m2)
biçiminde de ifade edilebilir. Buna göre, insan kulağının işitebilmesi için, ses
dalgasının en düşük şiddet değerinin 1x10-12 W/m2 , en yüksek değerin ise
1W/m2 olması gerekir.
Basınç, birim yüzeye etkiyen kuvvettir. Ses basıncı da birim yüzeye
etkiyen ses dalgalarının oluşturduğu kuvvetlerin değeridir. Burada birim
yüzeyi hava molekülleri oluşturur. Hava üzerine etkiyen kuvvet de
moleküllerin sıkışıp seyrekleşmesinden başka bir şey değildir. Başka bir
deyişle bu tür bir basınç akustik ses basıncıdır. Akustik ses basıncı, kulağın
duyma işlemine başlamasıyla doğrudan ilgilidir (bkz. decibel).
Yansıması
Ses dalgaları havada boyuna hareket ederlerken bir engel ile
karşılaştıklarında (duvar gibi katı cisimler) ne yaparlar?
Ses dalgası engel ile karşılaştığında her ikisinin iki parametresi arasında
bir dialog başlar: Dalgaboyu ve yüzey. Ses dalgasının dalga boyu engelin
yüzeyinden küçük ise, çarpmanın etkisiyle dalga yön değiştirir. Bu fiziksel
30
TEMEL KAVRAMLAR
olaya yansıma denir. Daha açık bir ifadeyle, katı bir engele çarpan ses
dalgaları geri dönerler. Bu dönüş, ses dalgasının yüzeye çarpma açısıyla ve
yüzeyin şekilsel yapısıyla değişir. Aynı zamanda yüzeyin yapısı, ses
dalgasının genliğinde de değişmelere yol açar. Yüzeye çarpan ses dalgasının
enerjisinin bir kısmı (moleküller) madde tarafından emilir (Muzaffer
Özer:1979, s.25). Aşağıdaki şekillerde, dört farklı yüzey şekline göre
dalgaların yansıma biçimleri verilmiştir.
Şekil 5- Ses dalgalarının engelden yansıması. Ses dalgaları, yüzeye çarptıkları açı ile aynı
derecede yansırlar. Şekle göre ses dalgası, dik bir yüzey için geldiği yöne (a), dış bükey bir
yüzey için dışa (b), birbirine dik iki yüzey için geldiği yöne (c), iç bükey bir yüzey için içe
odaklanarak (d) yansır.
Kırılması
Dalga boyu, yansıma tanımının tam tersi olarak engelin yüzeyinden büyük
ise az bir yansımayla yoluna devam eder. Bu fiziksel olaya da kırılma denir.
(a)
(b)
Şekil 6- Kırılma.Engel aralığı dalga boyundan büyük (a)
Engel aralığı dalga boyundan küçük (b) (Smith:1995)
31
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
Yukarıdaki şekilde açıkça görülüyor ki, yansıma ya da kırılmayı doğrudan
etkileyen ses dalgası parametresi dalgaboyu, dolayısıyla hız ve frekanstır.
Ses dalgalarının kırılması, özellikle akustik bilimi için ilginç bir sonucu açığa
çıkarır. Dalgaboyu büyük olan ses dalgası (dolayısıyla frekansı küçüktür, pes
sestir) kendilerinden küçük engellerle karşılaştıklarında yollarına devam
ederler. Bu ifadeyi kısaca şöyle bir espriyle özetleyebiliriz: Pes sesler
rahatlıkla köşeleri dönerler .
Radyo ve televizyon stüdyoları ve kontrol odaları açısından bu akustik
bilgi, özellikle yalıtım konusu gündeme geldiğinde çok büyük önem taşır.
Eğer yayın sırasında akustik açıdan istenmeyen pes seslerle karşılaşılıyorsa,
köşe dönme esprisini akıldan çıkarmamak gerekir.
Harmonikleri
Şu ana kadar anlatılan temel bilgiler ve parametreleri, basit uyumlu
hareket olarak tanımlanan ve ses dalgasının temelini oluşturan verilerdir.
Stüdyo ya da basit anlamda ortam akustiğini kavrayabilmek için, yalnızca tek
bir ses dalgasından söz edilemez. Çünkü, ortamda tahmin edilemeyecek
kadar çok ses dalgasının da var olduğunu bilmek gerekir. Bu tür dalgalar, çok
fazla sayıda olmalarına rağmen, yine de uyumlu hareket edebilirler. Bu
türden olan dalgalara kompleks dalgalar (complex waves)denir. Kompleks
dalgalara verilebilecek en iyi örnek, müziksel ses dalgalarıdır. Uyumlu
kompleks dalgalar olarak da belirtilebilen bu dalgaların oluşabilmesi için, en
az iki basit dalganın bir araya gelmesi gerekir.
Farklı zamanlarda, farklı genliklerde ve farklı frekanslardaki ses
dalgaları birleştiğinde, yine basit uyumlu hareket gösteren tek
bir dalga biçimi açığa çıkar.
(Everest:1994)
Fransız devlet adamı Napoleon'un yakın arkadaşı ve dönemin en ünlü
fizik bilimcisi Charles Fourier 'in bu kuramı, kompleks dalgaların
araştırılmasında ilk adımı atar. Ardından yapılan çalışmalar bu ilginç kuramı
doğrular ve karşımıza, çok daha ayrı bir açıdan incelenmesi gereken farklı
parametreler çıkar.
32
TEMEL KAVRAMLAR
λ
f1
+
(a)
t
0
λ
+
-
f1+f2
(c) 0
λ
+
(b)
0
f2
t
t
-
Şekil 7- Harmonikler. Temel ses f1 (a) ,
birinci harmonik f2 (b), f1 + f2 (c)
Harmonikler, temel sesin (fundamental sound) üzerine gelen, belirli genlik
ve frekanslardaki tiz seslerdir. Şekil 7’de temel ses f1 ve onun birinci
harmoniği olan f2 görülüyor. f2, kurala göre temel sesin 1 sekizli (octav)
üstüdür ve genliği temel sesin yarısına eşittir. Bu iki ses üstüste
bindirildiğinde, f3 gibi bir dalga oluşur.
Fazı
En az iki basit uyumlu ses dalgasının birbirine göre belirli bir zaman
diliminde hareketine başlamasına iki dalga arasındaki ilişki açısından faz ;
aralarında oluşan açısal farka da faz farkı denir.
Başlangıcından bitişine dek birbirine koşut olarak gelişen hareketler aynı
fazdadır. Aynı faz'da hareket eden ses dalgalarının periyotları da aynıdır.
Dolayısıyla eşit yol almaları beklenir. Ancak faz farkı, ses dalgasının zaman
eksenindeki değerleriyle değil, bulunduğu noktanın açısıyla hesap edilir. Bu
nedenle faz farkı, açısal değer taşıyan bir parametredir. Aynı fazdaki iki
hareket arasında faz farkı yoktur(0˚). Ayrıca faz farkı sorunu, akustik
ortamdaki ses dalgalarında olduğu kadar, elektriksel ortamdaki ses
sinyallerinde de en fazla karşılaşılan sorunlardan biridir. Aşağıdaki şekilde,
33
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
ses dalgası üzerinde dört farklı açıyla oluşturulan faz farklarının birbirlerine
göre konumları gösterilmiştir.
90
18 0 36 0
27 0
0
90
18 0
27 0
36 0
Şekil 8- Faz farkı (Everest:1994)
34
TEMEL KAVRAMLAR
ELEKTRİK
Gerilim
Basınç, hava moleküllerini harekete geçirebilmek için birim alana
uygulanan enerji miktarıydı. Elektrik ortamında ise, hava molekülleri yerine
elektronlar hareket ederler. İçerisinde serbest elektronlar bulunan (denge
konumundaki hava molekülleri gibi) katı cisimlere iletken adı verilir. İletken
cisimlerde sesin iletilebilmesi için, elektronların dalga hareketi ile elektrik
akımını oluşturması gerekir. Bu da, iletkenin iki ucuna uygulanacak olan
EMK (Elektro Motor Kuvveti), başka bir ifadeyle potansiyel fark ya da her
iki anlama gelen basınç ile mümkündür. Elektronları harekete geçirebilmek
için iletkene uygulanan basınca gerilim denir. Birimi volt 'tur ve kısaca V ile
gösterilir. (Volt birimi, EMK'nın ilk harfi E ile de gösterilebilir. Ancak
genelde V kullanılır.)
İletken bir cisim üzerindeki elektronları hareket ettirebilmek
için cisim üzerine 6.25x1018 tane elektron gönderiliyorsa, açığa
çıkan gerilim 1V demektir.
Akım
Akım (I), iletken üzerindeki serbest elektronların bir gerilim etkisiyle
harekete geçmesiyle oluşur. Birimi amper 'dir ve kısaca A ile gösterilir.
İletken bir cisim üzerinden 1 saniyede 6.25x1018 elektron
akıyorsa, bu akımın şiddeti 1A demektir.
Direnç
İletken cisimlerin tamamı, üzerlerinden geçen akıma ve gerilime karşı bir
direnç gösterirler. Ortaya çıkan bu direnç, kısaca Ω (Ohm, Latince
Omega'dan gelir) sembolü ile belirtilir. Kısaltımı R 'dir.
106,3 cm uzunluğunda ve 1mm2 kesitinde civa sütununun 0˚C
‘deki direnci 1Ω‘dur.
35
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
Akım, gerilim ve direnç arasında, ohm kanunu olarak bilinen değişmez
bir ilişki vardır. Ohm kanununa göre gerilim formülü:
Volt (V) = Akım (I) x Direnç (R)
V = I x R 'dir.
Güç
Sinyal seviyeleri hesaplamalarında sıkça kullanılacak olan güç (P) ,
yukarıdaki üç parametre ile ilişki içerisindedir. Elektrik ortamında güç birimi
yine watt olarak ifade edilir ve kısaca W ile gösterilir. Buna göre güç, akım
ve gerilim ile doğru orantılı olarak değişir: P = I x V . Elektrik ortamında
kesinlikle bir direnç söz konusu olduğu için, bu ilişki kapsamında direnç de
hesap edilirse, güç ile ilgili şu formüller açığa çıkar:
2
P=I xR
2
P=V /R
Elektrik ortamının temel parametreleri güç, gerilim, akım ve direnç;
sinyal akışının temelini oluşturur. Yapılacak olan hesaplamalar daima bu dört
parametre üzerinde yoğunlaşır. Temel formülünü ohm kanunu 'nun
oluşturduğu bu parametreler arasındaki formül ilişkileri, aşağıda şematik
olarak gösterilmiştir.
Şekil 9- Ohm kanununa göre diğer
temel formüller (Akbay-Çetin:1992)
36
TEMEL KAVRAMLAR
AC ve DC
Ses dalgaları, tıpkı akustik ortamda olduğu gibi, elektrik ortamında da
elektronların denge konumlarına göre yukarı (+) ve aşağı (-) hareket ederler.
İki yönlü bu elektriksel harekete AC (Alternating Current , alternatif akım )
denir.
İletken uçlarına AC bir gerilim uygulandığında, gerilim
artarsa akım da bu artışı izler. Gerilim 0, + max., -max ve yine
0 olduğunda akım da bu değerleri alır. Bu durum 'akım ve
gerilim aynı fazdadır.' şeklinde açıklanır.
(Akbay-Çetin:1992, s.90)
Aşağıdaki şekle göre, AC akımın max. ve min. genlik noktası vardır. Bu
noktalara, tek bir bölge (alternans) için peak (a), her iki bölge için peak to
peak (b) denir. İletkenin üzerinden akan elektronların sayısı, bu iki nokta
arasındaki sınır içerisinde değişken olarak hareket eder. Akım sürekli olarak
değiştikçe, buna bağlı olarak gerilim de değişecektir. Ancak hesaplamalar
DC'ye (Direct Current, doğru akım) göre yapılır. Çünkü DC‘de parametreler
daima sabit bir çizgi gibi, hiç yön değiştirmeden hareket ederler ve
hesaplamaları da daima sabittir.
Şekil 10- Sinüs dalgası ve temel parametreleri (Everest: 1994)
AC hareket'in, dolayısıyla elektrik ortamındaki ses sinyallerinin gücü
daima pozitiftir (+). Çünkü güç, akımın ya da gerilimin karesi ile orantılıdır
37
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
(her sayının karesi daima pozitiftir). Diğer taraftan, iletkenin direnci de daima
pozitiftir.
Şekil 11- Doğru akım, DC.
Hesaplamalar da, eğrinin pozitif bölgesi üzerinde yapılır. Ses sinyalini
iletebilecek en mükemmel iletkenin direnci 0Ω'dur. Bu nedenle, AC üzerinde
tüm referans değerlerin en ilk referansları güç ve dirençtir (1 mW, 600Ω...).
Daha önce de belirtildiği gibi hesaplamalar DC 'ye göre yapılır. Güç,
gerilimin ya da akımın karesi ile ilgilidir. Gerilim ya da akımın karekökü de
DC akıma eşittir. Değişken olan AC üzerindeki akımın ya da gerilimin max.
değerinin önce ortalaması alınır. Sonra bu değerin karekökü alınarak DC' ye
eşitlenmiş olur. Yapılan bu işleme, RMS (Root Mean Square, Ortalama Kare
Kök), açığa çıkan değere de efektif değer (şekil 10 - (c)) denir.
1 Amperlik bir doğru akım, altenatif akımın 1 Amperlik efektif
değerine eşittir ve bu efektif değer, bir iletken üzerinde doğru
akıma eşit ısı açığa çıkarır.
AC'de, gerilimin ya da akımın min. ya da max. tepe değerlerinin doğrudan
ortalamasına, ortalama değer (average value) adı verilir (şekil 10 - (d)).
Ortalama değeri alınan sinyalin açığa çıkardığı sonuç, rms kadar net değildir.
Ancak bu değer de, değişken olan gerilim ya da akım hakkında DC 'ye eşit
bir sonuç vermektedir. Elektrik ortamındaki bir ses sinyalinin, sabit güç ve
direnç değerleri altında, gerilimin ya da akımın max. , rms ve ortalama
değerleri arasındaki ilişkisi şöyledir:
RMS = 0.707 x Max.
RMS = 1.1 x Ortalama
Max. = 1.414 x RMS
Max. = 1.57 x Ortalama
38
TEMEL KAVRAMLAR
ELEKTRO - AKUSTİK
Desibel (Decibel,dB)
Ses dalgaları ile ilgili tüm parametreler, sesin fiziksel ve fizyolojik
özelliklerine göre değişir. Bu karmaşadan kurtulabilmek için, ele alınan her
parametre için bir referans değer belirtmek gerekir. Bu yolla hesaplamalar
karşımıza bir tür oran olarak çıkacaktır: Ele alınan değerin, referans değerine
göre oranı.
Hesaplamalarda ele alınan oranlar, daha çok güç ve basınç
parametrelerine aittir. Ancak insan kulağının (dolayısıyla beyninin) biyolojik
yapısı gereği, hesaplamalar için yalnızca parametre oranlarını almak yetmez.
Yukarıda da belirtildiği gibi insan kulağının gücü algılayabilme sınırı çok
yüksektir. Hem bu kadar büyük değerler arasındaki hesaplamayı
kolaylaştırmak hem de insan kulağının doğrusal olmayan algılama yeteneği
nedeniyle, matematiksel bir nicelik olan logaritma kullanılır. Ses dalgaları
(ya da sinyalleri) parametrelerinde logaritmik hesaplamaları kullanmamızın
sebeplerini iki madde altında açıklayabiliriz:
1- Gustav Thedor Fechner 'in, "duyu, uyarımın logaritması gibi değişir "
kuramına göre kulağın yapısı, ses dalgalarının orta kulakta sinüs sinyallerine
çevrimi sırasında doğrusal bir artma ya da azalma sağlamaz. Belli bir zaman
sonra giren sinyal ile çıkan sinyal arasında (kulağa giren ses dalgası ile
beyine giden ses sinyali arasında) değişmeler gözlenir. Bu değişim,
matematikteki logaritma ile kolayca açıklanabilir.
2- İnsan kulağı tarafından duyulabilen en hafif sesin akustik basıncı
0.0002 mikrobar ve en şiddetli sesin basıncı 200 mikrobardır. (Bar, ses
dalgalarının hava molekülleri üzerine yapmış olduğu basınçtır.) 200
mikrobardan daha fazla basınçlı ses dalgaları kulak zarında fiziksel
bozulmalara yol açacaktır. Duyma sahası içerisinde olan seslerin akustik
basıncı, en hafif sesten en şiddetli sese kadar milyon kere değiştiğine göre
(200/0.0002), akustik basıncın karesi ile orantılı olan ses gücü de (akustik
güç ya da şiddet) milyonun karesi kadar değişecektir. Bu sınır inanılmaz
büyük bir aralığa sahiptir (1/1trilyon). Sınırlamayı daraltabilecek yöntem,
parametre değerlerini değiştirmeden rahatlıkla kullanılabilecek matematiksel
bir nicelik olan logaritma 'dır.
39
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
Ses sinyallerinin hesaplanması konusunda, telefonun mucidi A.Graham
Bell tarafından çalışmalar yapılmış ve tüm bu açıklamalar altında (oranlar,
logaritmik değerler...) yeni bir birim ortaya çıkmıştır. Bu birime Bell , kendi
soyadını vermiştir. Ancak Bell , hesaplamalarda kullanımı zorlaştıracak kadar
yüksek sayı değerlerini üzerinde taşıdığı için, birime 10 çarpanı eklenerek
desibel kullanılmaya başlanmıştır. Ses hesaplamalarında kullanılan desibel,
özetle:
Başta güç ve basınç olmak üzere, referans değerine göre oranı alınan
parametrenin logaritmik değeridir.
Bell = log (W / W 0 )
⇒
Desibel = 10 log (W / W 0 )
W=Açığa çıkan güç
W 0 = Referans güç
Akustik güç, akustik basıncın karesine eşit olduğuna göre:
Desibel = 20 log (P / P 0 )
P= Açığa çıkan basınç
P 0 = Referans basınç
Ses dalgaları (sinyalleri) ile ilgili tüm dB hesaplamalarında, ele alınan
parametrenin türüne göre 10 ya da 20 çarpanı kullanılır. Aşağıda, elektrik ve
akustik ortama göre parametrelerin dB hesaplamalarında hangi çarpandan
yararlanılacağı belirtilmiştir.
40
TEMEL KAVRAMLAR
Parametreler
10 log10 a
b
20 log10 a
b
AKUSTİK
Güç
Şiddet
Hız
Basınç
ELEKTRİK
Güç
Akım
Gerilim
Tablo 4- Ortam parametrelerinin dB formülleri (Everest:1994)
Desibel'den söz ederken, parametrelerin referans seviyelerinden
bahsetmiştik. Bu konu ile ilgili olarak tablo 5'te, akustik ve elektrik
ortamlardaki parametrelerin fiziksel referans seviyeleri belirtilmiştir.
Parametreler
Referans değerleri
AKUSTİK
Basınç
20 mikropaskal
Güç
1 pikowatt ( 10 watt )
-12
ELEKTRİK
-3
Güç
1 miliwatt ( 10 watt )
Gerilim
1volt, 0.775volt(r.m.s)
Tablo 5- En çok kullanılan parametrelerin
referans değerleri (Everest:1994)
41
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
Tablo 6- Ondalık sayı değerlerinin
Greek alfabesindeki karşılığı (Everest:1994)
Level
Ses basıncı, hız, şiddet, genlik gibi kavramlar, ses dalgasının fiziksel
büyüklüğünü açıklar. Daha sonraki bölümlerde de sıkça görülecek bu
kavramların "büyüklük" olarak nitelendirilmeleri, ses dalgasının ya da
sinyalinin alıcı üzerine yapmış olduğu etkinin "az" ya da "çok" olarak
tanımlanmasından gelir. Ayrıca, bir ses dalgasının onu algılayıcı ortama göre
büyüklüğü, ya da bir başka ifade ile, hareket eden ses dalgasının içinde
bulunduğu ikinci ortama göre, birinci ortamın ses dalgasını taşıyabilme
büyüklüğü gibi bir takım sorular yada sorunlar, beraberinde bilinmesi
gereken bir başka kavramı ortaya çıkarır: Level.
Bu kavram Türkçe ifade ile "büyüklüğün düzeyidir" ya da bu çalışma
boyunca sık-sık kullanacağımız karşılığı ile, "büyüklüğün seviyesi" dir. Level
, daha önce açıklanan dB tanımının belirttiği tüm fiziksel nicelikleri kapsar.
Yani, ses dalgasının ya da sinyalinin genliği ile ilgili olan parametrelerin,
belli bir referans değerin altında ya da üstünde kalan tüm dB değerleri, o
parametrenin ilgili düzeyidir. Örneğin volume, eletriksel ortamdaki bir ses
sinyalinin genlik düzeyidir. Geniş anlamda volume , elektriksel ses
sinyallerinin level 'ıdır. Bir başka örnek olarak akustik ortamda söz edilen bir
42
TEMEL KAVRAMLAR
ses basıncı, algılayıcının birim karelik alanına uygulanan şiddettir.
Dolayısıyla basınç ya da şiddet, ses dalgasının genlik (daha doğrusu
"gürlük") değişimini belirtir. Ancak gürlük ölçerken ses şiddetini değil,
gerçeğe daha yakın sonuçlar veren ve genliği çok daha dar bir alana
sıkıştırabilen level kullanılır (bkz. SPL).
Dynamic Range
Sinyal seviyesi, kontrol altında tutulması gereken fiziksel bir niceliktir.
Buna göre sinyal seviyesi, fizik bilimine göre dinamik bir davranış gösterir.
Dinamik, hareketi belirtir ve hareketli bir ortam, ortamı oluşturan
parçaların dinamik davranışlarından oluşur. Örneğin bir futbol
karşılaşmasında, oyuncuların oluşturduğu dinamiklilik bir taraftan seyir
zevkini arttırırken, diğer taraftan karşılaşmaya
-oyun- özelliğini katar.
Ancak, hareketin bir sınırı vardır. Futbolcuların hareketleri, çizgilerle sınırlı
saha içerisinde geçerlidir. Aksi durumda -futbol oyunundan- söz edilemez.
Elektrik sinyali her zaman hareketli bir yapıya sahiptir. Çünkü hareketin
olmadığı yerde, sinyalden söz edilemez. Ancak sinyal, hareketini gideceği
(hedeflenen) ortamın kurallarına göre gerçekleştirmek zorundadır. Bir ses
kayıt stüdyosunda ses sinyalinin hedeflendiği elektrik ortamı kayıt cihazıdır.
Aynı şekilde bir PA seslendirmede hedeflenen elektrik ortamı da hoparlörler
veya güç amplifikatörü olmalıdır. Bu benzetlemelerden yola çıkarsak, bir
yayının hedefi verici-alıcı ortamıdır. Aslında yayın vericileri, alıcılarına göre
seçildikleri için sinyalin hedeflendiği tek nokta (ortam) vericilerdir.
Futbol oyununun hareket alanını nasıl sınırlar belirliyorsa, aynı şekilde,
sinyalin hareketli olduğu alanın da alt ve üst sınırı (seviyesi) vardır. Bu
sınırlar arasında kalan bölgeye dinamik sınır (dynamic range) denir.
Dynamic range 'in altında kalan tüm sesler gürültü (noise), üstündekiler
bozulma (distortion) olarak adlandırılır. Dynamic range ise, referans sinyal
seviyesi değeri ile SNR (Signal-to-Noise Ratio, sinyal-gürültü oranı) ve
headroom olarak adlandırılan bölgelerin bileşkesidir.
43
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
Bozulma
(Distortion)
Peak Sinyal
Seviyesi
Headroom
Referans Sinyal
Seviyesi
DYNAMIC
RANGE
SNR
Gürültü üst
eşiği
Gürültü
(Noise)
Şekil 12- Dynamic range, onu oluşturan bölgeler ve noktalar.
Referans sinyal seviyesi, 1kHz-94dB SPL'in (akustik standart sinyal
seviyesi) ekipmanda karşılık gelen gerilimine eşittir (Nisbett: 1995, s.367).
Başka bir ifade ile bu seviye, ekipmanın nominal gerilim değeridir (broadcast
ekipmanlarda bu değer 1.946V'tur).
Ekipmanın gürültü üst eşiği, hiss olarak nitelendirilen ve özellikle kayıt
cihazlarında görülen gürültünün tiz ve en yüksek gerilim değerini gösterir.
Hiss , ekipmana hiç bir sinyal girişi yapılmadan, ekipmanın çıkışında
duyulan/ölçülen gürültüdür. SNR ise, referans sinyal seviyesi ile gürültü üst
eşiği arasındaki orandır. Televizyon ve radyo yayınları için tercih edilen SNR
genelde, 60-70dB arasındadır.
İdeal bir vericinin SNR 'ı bir tane olmalıdır ancak bu pratikte mümkün
olmaz. Tüm vericilerin teknik verilerindeki SNR , iki farklı ölçümlemeye
göre verilir: Etkin (weighted), etkin olmayan (unweighted). Sinyal seviyelerini
gösteren aygıtlar (VU, PPM vb.), her ne kadar hassas bir yapıya sahip olsalar
44
TEMEL KAVRAMLAR
da insan kulağı gibi davranamazlar. Bu nedenle ölçü aygıtları, kulağın
etkilenme eğrilerine (weighted curves) göre davranış gösterirler (bkz. SPL
meter). Aynı nedenle bir SNR , ölçü aygıtına ve kulağa göre ayrı-ayrı
belirtilir. Bu ayrımın tek nedeni, düşük frekansların kulak tarafından algılama
seviyesinin, yüksek frekanslara göre daha az olmasındandır. Etkin SNR,
düşük frekansların arttırılmasından dolayı(loudness), etkin olmayan değere
göre daha düşüktür. Bunun anlamı, sinyalin üzerine binecek gürültünün daha
fazla olmasıdır.
VHF FM vericisi için
SNR oranlar›
(%100 Modülasyonda)
Unweighted
65 dB
Weighted
60 dB
Şekil 13- Bir vericinin SNR oranları (Rohde&Schwarz SU 125)
Dynamic range ve özellikle onu oluşturan SNR, yalnızca yayıncılık
sektöründe değil, öteki tüm sektörlerde ve
dijital /analog her ortamda
karşılaşılan ciddi bir mühendislik sorunudur. Bu nedenle, bir ekipmanın
dynamic range 'inin saptanması ya da SNR 'ının hesaplanabilmesi için, özel
mühendislik
yöntemleri ve ekipmanları
kullanılır. Örneğin SNR,
Danimarka'lı B&K (Bruel&Kjaer) firması tarafından geliştirilen FFT (Fast
Fouier Transform) analizi ile TEF (Time Energy Frequence) zaman
oranlamalarına göre bulunur (daha ayrıntılı bilgi için bkz. Davis&Davis: 1997,
s.489-495)
Headroom , dynamic range 'i oluşturan referans sinyal seviyesi-peak
noktası arasındaki bölgedir. Bazı ekipmanların nominal seviye değerlerinin
üzerlerine biraz çıkıldığı anda, seste hemen bir bozulma meydana gelir.
Çünkü ekipmanın düşük headroom 'u vardır. Bazen de bozulma, nominal
seviyenin çok üzerine çıkınca gerçekleşir. Bu tür ekipmanların da headroom
'ları yüksektir. Örneğin, 15 inç/sn.'lik profesyonel 2 kanal makara bant
kaydedici ile bir kaset kaydediciyi ele alalım. Bu tercihte, zaman açısından
her ne kadar kaset kaydedici seçilse de özellikle tiz frekanslar yüksek seviye
ile kaydedilecekse (crash zil, vb.) oturup düşünülmesi gerekir. Çünkü,
45
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
makara bantın headroom 'u kaset çalardan fazladır ve aynı yüksek seviye ile
kasete kaydedilen bir zilin bozulma riski çok daha fazla olur (Holman: 1997,
s.58).
Radyo ve televizyon yayınları için EBU tarafından tavsiye
edilen headroom 18 dB'dir.
(Watkinson: 1997, s.90)
Şu ana kadar dynamic range için dB kullanıldı. Ancak, dB'nin yanında
herhangi bir değerden söz edilmedi (volt, basınç vb.). Bunun nedeni,
dynamic range ve onu oluşturan bölgeler için yapılan hesaplamaların
herhangi bir matematiksel orana dayanmamasıdır. Burada dB, yalnızca
değerler arasındaki farkı belirtir. Örneğin, audio PGM çıkışında açığa çıkan
gerilim oranı +8dBu olsun (broadcast nominal seviye, 1.946V). EBU
standartlarına göre belirtilen 18dB headroom , +26 dBu (15.4V) maximum
gerilimi verir. Çünkü, (+26dBu) - (+8dBu) = 18 dB'dir. 18dB herhangi bir
gerilim değeri değil, yalnızca iki gerilim arasındaki farktır.
Stüdyolarda ya da bir mikrofonda, 100dB ya da daha üstü bir
dynamic range içerisindeki gürültü sınırının, kulağın işitme
eşiğine göre (0dBSPL) 10-20dB yukarısı olması her zaman
daha iyidir. Digital kayıtlarda SNR, en yüksek 80 - 100dB
arasıdır. Fakat analog kayıtlarda bu değer 50dB ya da 70dB ile
sınırlanmıştır (bu sınırın daha yükseltilebilmesi için gürültü
indirgeme sistemi (Noise Reduction, NR) istenir). FM
vericilerinde SNR, genelde 50 dB, AM vericilerde 30dB'dir.
(Nisbett: 1995, s. 180-181)
46
TEMEL KAVRAMLAR
Bozulma
(Distortion)
Peak(+26 dBu)
15.4 V
Headroom
(18 dB)
30 Hz
Referans
(+8 dBu)
1.946 V
SNR
(50 dB)
Gürültü üst
eşiği
(-42 dBu)
15 kHz
DYNAMIC
RANGE
FREQUENCY RANGE
6.15 mV
Gürültü
(Noise)
Şekil 14- Yayıncılık sektörüne ait dynamic ve frequency range değerleri
SPL
Hava molekülleri, titreşimleri algılayıcıya iletirlerken, algılayıcı üzerine
bir etki yaparlar. Bu etki, birim kare üzerine yapılan kuvvetse, parametre, SP
(Sound Pressure, Ses Basıncı) olarak kullanılır. Fiziksel nicelik olarak
hesaplanabilen ses basıncı değerine de SPL (Sound Pressure Level , Ses Basınç
Seviyesi) denir. SPL, yalnızca hava molekülleri için (dolayısıyla iletici
ortamın hava olduğu ortam için) geçerlidir.
SPL'in seviye birimi dB'dir. Bu nedenle ses basıncı seviyesini
hesaplayabilmek için algılayıcının minimum ve maximum algılama
sınırlarını çizmek gerekir. İnsan kulağı için bu sınır, kulağın algılayabilmesi
için geçerli olan güç, şiddet ya da basınç değerine göre hesap edilir. Daha
önce güç konusunda da belirtilen insan kulağı algılama sınırı : Min: 1 x 1012 W/m2, Max: 1 W/m2' dir.
SPL için ise dB hesaplamalarında aşağıdaki formül kullanıldığına göre:
dB = 10 log (W / W 0 )
47
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
referans değer yerine yerleştirildikten sonra,
dB(SPL)
= 10 log (10-12 / 10-12 )
= 10 log 1
= 10 x 0
= 0 'olacaktır.
0dB SPL, insan kulağının işitme eşiğidir (treshold of hearing). Sağlıklı bir
insan kulağının gelen ses dalgalarını algılayabilmesi için, akustik ortamda
hareket eden ses dalgalarının kulak üzerine 0 dB'lik bir oranla (min.
algılayabilme gücüne eşit bir değerle) basınç yapması gerekecektir.
0 dB, yalnızca SPL'in değil, hem akustik hem de elektriksel ortamdaki bir
çok parametrenin minimum algılama değeri için belirtilen referans orandır.
Max. algılayabilme değeri de formüle yerleştirilirse,
dB(SPL) = 10 log (1 / 10-12 )
= 10 log 10-12
= 10 x 12 log 10
= 120 'olacaktır.
120dB SPL ise, insan kulağının en yüksek işitebilme sınırıdır. Bu değer
acı eşiği (treshold of pain) olarak tanımlanır. 120dB SPL üzerindeki ses
basıncı, insan kulak zarının yırtılmasına neden olabilir.
Fizik bilimde kullanılan kuvvet birimi newton (N) 'dur. Newton birimi
yerine onun 1/10'u olan dyne de kullanılır. Basınç , birim kareye uygulanan
kuvvet olduğuna göre, basınç birimi
1 N/m2 = 10 dyne/cm2
olacaktır. Ancak bu birimlerin yerine tek başına pascal (Pa) ya da pascal'ın
1/10 milyon'u bar kullanılır.
1 Pa = 1 N/m2
1 Pa = 10 µ bar
48
TEMEL KAVRAMLAR
Güç referans değerlerine göre hesap ederek bulduğumuz SPL değerleri
yerine, Pa yazacak olursak, 0 dB SPL'e karşılık gelen referans Pa değeri
20µPa olur.
-6
0 dB(SPL) = 20 µ Pa = 20 x 10 Pa
Aşağıdaki tabloda, SPL'in az önce hesap edilen insan kulağı sınırları
içerisindeki diğer ortalama seviye değerleri, uygulama alanlarına göre
belirtilmiştir.
1 Pa
0.1 Pa
0.01 Pa
0.001 Pa
0.0001 Pa
20 µ Pa
140
Kapalı mekanda jet uçağı motoru
130
120
Ağır sanayi iş makinalar›
110
Rock müzik orkestrası
100
Sinfoni orkestrası
Acı duyma eşiği
94
Mikrofona uygulanan referans seviye
90
Radyo ve ses kayıt stüdyosu monitörleme
80
Televizyon kontrol odası (reji)monitörleme
70
Karşılıklı konuşma(Film seti)
60
Karşılıklı konuşma(radyo-tv.stüdyoları)
50
Şehir gürültüsü
40
Konferans salonu gürültüsü
30
TV. stüdyosu gürültüsü
20
Radyo stüdyosu gürültüsü
10
0
Yaprak hışırtısı
İşitme eşiği
Tablo 7- Bazı uygulamalara göre ortalama SPL değerleri
Ses basınç seviyesi olan SPL ile ses basıncı birimi pascal'ı birbirine
karıştırmamak gerekir. SPL, yalnızca referans değeri belli olan Pa birime
göre, açığa çıkan basıncın dB değeridir. Bunu bir örnekle açıklayacak
49
YAYINCILIK SEKTÖRÜNDE AUDIO TEKNOLOJİSİ
olursak: SPL'i 78dB olan ses basınç seviyesinin ortamda var olan basınç
değeri nedir?
78dB = 20 log p/(20x 10-6 )
log p/(20x 10-6) = 78/20
-6
p/(20x10 ) = 103.9
p = (20x10-6) x (7.943.3)
p = 0.159 Pa
***
50
Download