İRAN NÜKLEER ANLAŞMASI TÜRKİYE`YE NE GETİRİR, NE

advertisement
Hazırlayan: Nesli ÖZTÜRK
İzmir Ticaret Odası
İRAN NÜKLEER ANLAŞMASI TÜRKİYE’YE NE GETİRİR, NE GÖTÜRÜR?
Komşumuz İran ile Batı arasındaki yıllardır süren ‘’nükleer gerilim’’ haftasonu Cenevre’de sağlanan
bir ön anlaşma ile çözüm yoluna girmiştir. İran ile BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve
Almanya (5+1) arasındaki, İran’ın nükleer programına ilişkin müzakerelerde anlaşmaya varılmıştır.
Anlaşma 6 ay süreyle geçerlidir. Bu süre içinde taraflar karşılıklı olarak rahatlatıcı, güven verici
adımlar atacaklar. Aynı zamanda kalıcı bir anlaşma için çalışmalar yapılacaktır. Tarafların önünde
hala pürüz çıkartabilecek birçok sorun vardır, ama genel kanı, açılan yolda ilerleme sağlanacağı ve
kalıcı bir anlaşmanın yapılacağı yönündedir. Bu nedenle Cenevre mutabakatı, şimdiden ‘’tarihi
anlaşma’’diye tanımlanmaya başlamıştır.
Cenevre’de atılan bu adım, İran ve bölge için tarihi sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. İran’ın
nükleer anlaşmasının gittiği yer de sadece ekonomik yaptırımların kalkması, petrol ticaretini
normalleşmesi ile sınırlı kalmayarak İran’ın Batı’ya daha açık bir ekonomik, siyasal ve sosyal yapıya
evrilmesi getirebilir. Böyle bir dönüşüm, dünya için olduğundan daha fazla, Türkiye ve Ortadoğu
için büyük bir fark yaratacaktır.
Daha önceden farklı olarak batı ülkeleri, İran’ın enerji üretimi amaçlı olarak uranyum
zenginleştirme çalışmaları yapmaya hakkı olduğunu kabul etmiş olmaktadır. Bu durum şimdilik
geçici olarak kabul edilmiş olsa da nihai anlaşma da bu yönde olmak durumundadır. İran’ın elde
ettiği ikinci dönem sonuç da ekonomik yaptırımların kısmen gevşetilmesi olmuştur. Bunun
karşılığında İran uranyum zenginleştirme çalışmasını enerji için gerekli düzeyin üstüne
çıkarmamayı, şu ana kadar ürettiklerini de bu düzeye düşürmeyi kabul etmiştir.
6 aylık geçici anlaşma süresince İran’a yönelik petrol ihracatı ve bankacılık alanındaki kısıtlamalar
sürecektir. Ancak petrokimya ürünleri ihracatı ile altın ve kıymetli madenler ticaretindeki
kısıtlamalar, otomotiv sektörünü etkileyen kısıtlamalar askıya alınacaktır.
Askeri amaçla kullanılmayan uçak parçalarının ithalatındaki kısıtlamalar gevşetilecektir. İran,
dondurulan banka hesaplarındaki fonlarını, tıbbi araç gereç alımına kullanabilecektir. Ayrıca İran
dondurulmuş hesaplardaki paralarını, insani amaçlı ithalatlar için daha kolay kullanabilecektir. Bu
gevşemeler sayesinde İran önümüzdeki 6 ayda 6-7 milyar dolar kaynak kullanabilecektir. Ayrıca
geçici anlaşma dönemi boyunca İran’a karşı yeni bir ilave yaptırım gündeme getirilmeyecektir.
Türkiye’ye Ekonomik Etkileri




Anlaşma dünya piyasalarında petrol ve altın fiyatlarını düşürecektir. Tam anlaşma
sağlanırsa bu etki daha belirgin olarak ortaya çıkar. Bu durum Türkiye’nin hem cari açığını
hem de enflasyonu olumlu yönde etkiler.
Altın ticaretindeki kısıtlamaların kalkması, Türkiye’nin petrol ve doğalgaz ticaretini
operasyonel olarak kolaylaştırır.
Tam anlaşmanın sağlanarak İran’ın petrol ve doğalgaz pazarına tüm gücüyle dönmesi,
Türkiye’nin enerji köprüsü rolünü güçlendirir.
Kısa vadede İran’ın 6-7 milyar dolar para transfer edebilecek olması, ithalatını arttırmasına
imkan sağlayacaktır. Buna bağlı olarak gıda, ilaç, tıbbi malzeme ve otomotiv yedek
parçaları başta olmak üzere, kısıtlamaların askıya alındığı alanlarda Türkiye için de İran’a
ihracat şansı doğar.
Hazırlayan: Nesli ÖZTÜRK
İzmir Ticaret Odası







Uzun vadeli anlaşma İran’da ciddi bir ekonomik canlanma ve altyapı yatırımı atağına yol
açacaktır. Türkiye’nin bu projelerden pay alma şansı vardır. İran’da 150’nin üzerinde Türk
yatırımı bulunurken, bunların toplam değeri 3 milyar doları aşmaktadır. 10’un üzerinde
Türk inşaat şirketinin ise, 6-7 milyar doları bulan yarım kalmış alışveriş merkezi, otel, toplu
konut ve endüstriyel tesis yatırımı sözkonusudur. Bu antlaşma ile yarım kalan
yatırımlarının yeniden başlaması için umut olmuştur. İran ile olan antlaşmanın kalıcı olması
durumunda Türkiye’nin ihracatında 2014 yılında 7-8 milyar doları bulan bir artış
beklenirken, ilk yıl içinde yarım kalan inşaat projelerine de yeniden başlanması için
şimdiden adımlar atılmaya başlanmıştır.
Genel olarak ekonominin canlanması ve refahının artması, sınır ticaretinin de artmasını ve
satılacak ürün çeşitlerinin daha üst segmentlere doğru kaymasını sağlayacaktır.
Türkiye’ye Politik Etkileri
Afganistan’dan askeri olarak çekilirken İran ile sorununu çözen ABD, artık esas olarak
Atlantik tarafına doğru yoğunlaşacaktır. ABD’nin önümüzdeki süreçte en büyük meselesi
Çin’dir. Çin ile global rekabettir.
Atlantiğe yoğunlaşan ABD, Avrupa Birliği ve Ortadoğu’ya eskisi kadar ilgili
davranmayabilir. AB, ekonomik krizle boğuşmakta artık daha fazla kendi çabalarına
dayanmak durumundadır. Bu durum ABD nezdinde Türkiye’nin uluslar arası rolünü de
azaltır.
İran’ın bir nükleer güç olma ihtimalinin büyük ölçüde ortadan kalkmış olması, Türkiye için
olumlu bir gelişmedir.
Yıllarca süren yaptırımlara rağmen bu krizden bir anlaşma ile çıkan İran’ın bölgedeki
etkinliği daha da artacaktır. Bu durum Türkiye hükümetinin, son dönemde izlediği Mısır
ve Suriye politikalarının başarısız olmasıyla birleşince, Türkiye’nin bölgesel etkinliğinin
ciddi ölçüde zayıflamasına yol açabilir.
Bu gelişmeler karşısında Türkiye’nin bölgesel etkinliğini yeniden artırabilmesi, ancak
demokratik, laik, özgürlükçü bir örnek olarak öne çıkabilmesine bağlıdır.
Piyasa uzmanları, İran ile yapılan anlaşmanın İran’a yaptırımları tamamen ortadan kaldırılmadığını,
ancak kısa vadede daha büyük riskleri bertaraf ettiği için piyasalara ve bölgeye pozitif etkisinin
yüksek olmasını beklediklerini belirtmiştir.
Düşüşe geçen petrol fiyatlarının maliyetleri pozitif yönde etkilemesi nedeniyle yüksek petrol ve
petrol ürünleri kullanan şirketler ile İran ile iş potansiyeli olan şirketleri olumlu etkilemiştir.
İran ile ilgili gelişmelerden olumlu yönde en çok etkilenecek sektörler olarak petrol ve petrol
ürünleri kullanımı maliyetlerinde önemli bir yer tutan hava taşımacılığı ve petrol-kimya sektörü
öne çıkmıştır. Ayrıca İran ile yapılan anlaşmalarda banka olarak adı sürekli ön plana çıkan ve İran
ile ilgili olumsuzlukların hisse fiyatı üzerinde baskı kurduğu Halkbank hisse senedi de
gelişmelerden pozitif etkilenmiştir.
İran ile Batı’nın nükleer programda müzakereye varmasıyla altın ticareti yeniden başlayacaktır.
Ülkemizden İran’a külçe altın hariç; mücevher ihracatı İran tarafından yasaklanmış durumdadır.
Hazırlayan: Nesli ÖZTÜRK
İzmir Ticaret Odası
Altın ticaretinin sonlandırılmasıyla İran’a ihracat 6 milyar dolar düşmüştü. Batı ile İran arasında
nükleer programda anlaşma sağlanmasının ardından petrol fiyatları yüzde 2, altın fiyatları yüzde 1
düşmüştür. Atılacak her olumlu adım, emtia fiyatlarını daha da düşürecek bu da ticarette kazanç
getirecektir.
İran ile 1996 yılında 1 milyar dolar civarında olan dış ticaret hacmimiz, 2008 yılı itibarıyla 10
milyar dolar aşmıştı. Türkiye aleyhinde seyreden dış ticaret dengesi, İran’dan doğal gaz ithalatları
ile birlikte son yıllarda daha da artmıştı. 2009 yılında, küresel ekonomik krizin etkisiyle iki ülke
ticaret hacmi yaklaşık 5.5 miyar dolara gerilemekle birlikte, kriz etkilerinin hızla atlatıldığı 2010
yılında hacim olarak 10,6 milyar doları aştı.
2011 yılında ise 16 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşılmasına rağmen iki ülke arasındaki dış
ticaret dengesi Türkiye aleyhine ilerlemeye devam etmiştir. 2012 yılında 2011 yılına göre
ihracatımız % 176 oranında artış göstererek 9.9 milyar dolara çıkarken, ithalatımız ise bir önceki
yıla göre yüzde 3 oranında azalarak 11.9 milyar dolara düşmüştür. Türkiye geçen yıl ilk 9 ayda
781 milyon dolarlık dış ticaret açığı verirken bu ülkeyle, bu yıl rakam 4.6 milyar dolara çıkmıştır.
Altın ticaretinde 1 milyar dolar düşüş olmuştur. Esas neden ambargolarla para akışındaki
sıkıntılardır.
Ülkeye ABD öncülüğünde uygulanan ambargo için ise son aylarda takas yöntemi ile bir çözüm
bulunmuştu. Ambargo nedeniyle doğrudan parayla alışverişin mümkün olmadığı İran ile ticaret
yapmak isteyen firmalar satacakları ürünü takasa sunarak, karşılığında yine mal alarak alışveriş
yapıyordu.
İran’ın gevşetilen yaptırımlardan 7 milyar dolar kazançlı çıkacağı tahmin edilmektedir. İran,
anlaşmadaki yükümlülüklerine bağlı kalırsa 6 ay boyunca yeni yaptırımlarla karşılaşmayacak, günlük
1 milyon varil seviyesindeki mevcut petrol ihracatını engelsiz sürdürebilecektir. Tahran
yönetimine petrokimya ihracatında, altın ve kıymetli metal ticaretinde yaptırımlar kalkacaktır.
Tahran yönetimi dondurulan petrol gelirlerini kısmen hazinesine aktarabilecektir.
İran ile Türkiye arasında daha önce kapalı devre olan ilişkilerimiz, şimdi dış ticarette olması
gereken prosedürde ilerleyecektir. İran’ın dışa yönelik beklentileri tüketime yönelik hasretleri
vardır. Bunu en yakın gerçekleştirecekleri ülke konumunda Türkiye’dir. Müslüman bir ülke
olmamızda avantaj bu anlamdadır. İlk yansımaları bizlerle gerçekleşecektir. Altında bu tarz bir
beklentimiz vardır. Petro kimyada da bunlar gerçekleşecektir. Bir takım metalik madenlere yönelik
önemli ticari gelişmeler olacaktır.
İran, Rusya’dan sonraki en büyük tedarikçimizdir. Petrol, doğalgaz ve madencilik yatırımlarımızda
İran’la ilgili ciddi bir potansiyel vardır.
İran ile sağlanan uzlaşmanın dünya barışı adına çok büyük bir adım olduğu açıktır.
Download