Yemen'deki 'kompleks' savaş ve El Kaide: Ne için, kiminle mücadele ediyorlar? Yemen'de çoklu düşman grupları arasında savaş devam ediyor. Dış destekli Aden hükümeti ve Husilere karşı El Kaide, gücünü yerel aşiretlerden alıyor. Arap Yarımadası El Kaidesi (AYEK)’nin ana propaganda medya kolu olan El Melahim 30 Nisan’da Kasım Er Rîmi ile yaptığı bir röportajı yayınladı. Rîmi komutanı olan Nasır El Vuhayşi’nin Haziran 2015’te bir drone saldırısı sonucu öldürülmesinden sonra AYEK’in üst düzey emiri olarak seçildi. Bu tarihten itibaren iki yıla yakın Rîmi, Yemen’de yükselen kompleks bir savaşın içinde yer aldı. El Melahim’in yakın zamanda yayınladığı bu röportaj, Rîmi’nin AYEK’in Husilerle olan çatışmasından, Husi militanlarıyla savaşan Arap liderliğindeki koalisyona, El Kaide’nin şeriat hukukunu uygulama yaklaşımına kadar her konudaki düşüncelerini açıklamak için hazırlanmıştır. Rîmi, AYEK’in Taliban’ın politikalarını takip ettiğini söyleyerek El Kaide komutanlarından olan Eymen El Zevahiri tarafından hazırlanmış AYEK’in Yemen’deki İslami ve yerel gruplarla yaptığı antlaşmanın sebebini açıklayan bir metin aktarmıştır. Zevahiri'ye bağlılığını açık bir şekilde göstermiş olan Rîmi’nin El Kaide’nin rehberliğini takip etmesi pek de şaşırtıcı değildir. "Amerika'nın yaptığı tek şey, keyfi olarak kadın ve çocuk öldürmek" Rîmi ile yapılan röportaj Amerika’nın 29 Ocak’ta Yemen’in El Beyda eyaletine bağlı Yekla bölgesine yaptığı baskını eleştirmekle başlıyor. Baskın sırasında kadın ve çocukların öldürüldüğünü belirten Rîmi, bu olayın Amerika’nın tüm Müslümanlara karşı başlattığı savaşın bir göstergesi olduğunu söylüyor. Amerika’nın işlediği bu suçun Afganistan, Irak, Somali ve Suriye’dekinden farksız olduğunu savunan Rîmi, Amerika’nın Yemen’deki baskınını İsrail yanlısı politikasına bağlayarak ABD’nin İsrail’e sağladığı sınırsız finansal desteğe ve silahlarına atıfta bulunmaktadır. Aynı zamanda Rîmi, Yakla operasyonunun Amerika’nın zayıflığını gösterdiğini iddia ederek Amerika’nın 9/11 olaylarından sonra hala mücahidleri yakalamakla meşgul olduğunu söyledi. ABD'nin şu an yaptıği tek şeyin keyfi olarak kadın ve çocukları öldürmek olduğunu ve Başkan Trump’ın politikalarının birikmiş başarısızlık yığınının işaretleri olduğunu dile getirdi. Baskınlara dair istihbaratlar Rîmi, "Rada kabilesinden sadık mücahid ve muhacirlerden oluşan küçük bir grubun utanç ve rezalet içerisinde olan iki helikopter içerisindeki büyük bir Amerikan askeri topluluğunu öldürmeyi ve yaralamayı başardığını" söyledi. Rîmi'nin iddiası ABD Merkez komutanlığınca yalanlanarak, büyük bir grup olmadığı sadece donanma komutanın öldüğü ve diğer üç servis üyesinin de yaralandığı belirtildi. Ancak Amerika’nın pek çok sivili öldürmesinden dolayı misyonunun pek iyi gitmediği aşikardır. El Melahim’in röportaj muhabiri Rîmi'ye Yemen’deki diğer ABD baskınlarını sorar. AYEK lideri olan Rîmi, baskın istihbaratının önceden alınması durumunda bu baskınların El Kaide tarafından başarısızlıkla sonuçlandırıldığını söylüyor. Bir baskının ani bir saldırı olduğunu ve karşılıklı bir cephe şeklinde olmadığını dile getirerek bir baskın bilindiği takdirde hepsinin geri çekilebileceğini söylüyor. Rîmi, röportajın devamında gece baskınlarının nasıl yapılacağına dair önerilerde bulunmaya başlasa da “burada ifade edemediğimiz bazı konular var’’ diyerek açıklamada bulunuyor. Yemenli lider, cihat yanlılarının gece ikiden daha az vardiyalı olarak bekçi tutmalarını, önceden plan hazırlamalarını ve savaş sırasında bulundukları yerde kalıp korumakta oldukları yerin civarında düşman bomba ve mayınlara ulaşıncaya kadar ilerlemeleri gerektiği tavsiyelerinde bulundu. "Amerikan ordusunun Yemen'e gelmesi altın bir fırsat" El Melahim’in muhabiri yaklaşık 150 alimin birkaç yıl önce Amerikalıların Yemen’e gelmeleri durumunda savaşılması gerektiğine dair fetvasını sorar. Rîmi, Amerika’nın kutsal saydığı herhangi bir şeyi ihlal eden bir Müslümanın olmadığını, çocuklarını ve kadınlarını öldürmediklerini ve onlarla savaşmaktan kaçındıklarını söylüyor. Bir Amerikan askerinin Müslümanların kapısına gelmesinin iman ve sadakat testi olduğunu belirten Rîmi, bunun "Afganistan, Irak, Somali, Suriye ve diğer Müslüman ülkelerdeki Müslümanlara karşı yapılan suçların intikamını almak için altın bir fırsat olduğunu" söylemektedir. "Amerika Husilerle ortaklık yapıyor" Rîmi, Husi isyancılarının müttefiğinin Amerika olduğunu iddia etmektedir. Husi isyancılarının Yemen kıyılarındaki Amerikan gemilerine ateş etmiş olsalar dahi Amerika ile iş birliği içinde olduklarını iddia eden Rîmi, Husilerle yakın müttefik olan eski Yemen devlet başkanı olan Ali Abdullah Salih’in yıllarca Amerikalılarla ortak hareket ettiğini hatırlattı ve bundan dolayı bu durumun hiç garip olmadığını söyledi. "Sünnilerin gücünü azaltmak istiyorlar" El Melahim’in muhabiri ABD’nin Yemen’de bazı ilim adamlarını, kabile liderlerini ve diğer önemli pozisyondaki kişileri El Kaide’yi desteklemekle suçladığını dile getirdi. Rîmi bu listelenenlerin birçoğunun El Kaide ile hiçbir alakası olmadığını ifade ederek, Amerika’nın bu listeyi öne sürerek Yemen’deki Sünnilerin gücünü azaltmayı hedeflediğini söylemektedir. Amerikalıların, insanların mücahitlere katılmamaları yönünde korkutmaya çalıştığını iddia eden Rîmi, bu çabanın başarısızlıkla sonuçlanacağını savunuyor. Rîmi, AYEK'in mücahidlerinin İslam milletinin kimsenin ayıramayacağı bir parçası olduğunu dile getirmiştir. "Birleşik Arap Emirlikleri Amerikan projesinin bir parçasıdır" 2016 yılında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan Yemen’de bir saldırı başlattı. AYEK güçleri, Arap koalisyonunun yaklaşmasıyla liman şehri Mukalla dahil olmak üzere, grubun kontrolü altındaki alanlardan uzaklaştı. İki taraf da o tarihten beri çatışmalara girdi, ancak Arap güçleri ağırlıklı olarak Husiler üzerinde yoğunlaştı. Rîmi, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan liderliğindeki kuvveti bir Amerikan vekili olarak gösterip BAE'yi 29 Ocak'ta yapılan tartışmalı terörle mücadele operasyonunda ABD ile işbirliği yapmakla suçlamıştır. Rîmi, BAE'nin ABD ile sürekli iş birliği yapmakla kalmayıp onlara daima destek verdiğini, Amerika projelerini Yemen’de uygulamak istediğini ve böylelikle ana limanları kontrol altına alıp ülkenin güney bölgesini "Amerikan koruması" altına almak istediğini söyledi. Rîmi, Savunma Sekreteri James Mattis'in BAE'yi Pentagon'un yeni şefi olarak Ortadoğu'ya yaptığı ilk gezisi sırasında ziyaret ettiğini vurguladı. Rîmi’ye göre, bu durum BAE’nin “Efendi Amerika” için bölgedeki en büyük askeri güç olmak için çabaladığını ve BAE’nin Yemen’i “kolay lokma” olarak gördüğünü, ekonominin bir parçası olan limanlar ve ham petrolü kontrol altına almaya çalıştığını göstermektedir. Birbirine karşı savaşan çoklu düşman grupları ve AYEK Arap liderliğindeki koalisyonun 2016'daki Yemen savaşına girmesi savaşın durumunu daha da karıştırdı. Ve Rîmi kendi grubunun, birbirleri ile savaşan çoklu düşman gruplarına yaklaşımını da açıklamaya çalışıyor. Hiç kimse Husi ve eski Başkan Salih’in öldürülmesi gereken saldırganlar olduğunu reddetmemiştir. Ancak AYEK, kabilelerin ve “Yemen’in evlatları” olarak adlandırılan grupların, Arap güçleri Yemen topraklarına ayak basmadan önce Husilere karşı mücadele başlattığını savunmaktadır. Editör Notu: AYEK tabanının güçlü olduğu bölgedelerde halk tarafından "Yemen'in evlatları" olarak adlandırılmaktadır. Ancak Rîmi, AYEK’in Birleşik Emirlerin koalisyonları ile Yemen’de savaşmak zorunda kalıp ağır operasyonlara maruz kalmış olduklarını dile getirdi. Binlerce tutsağın Lahj eyaletinde herhangi bir delil olmaksızın cezaevinde ve yüzlercesinin de Hadramevt eyaletindeki hapiste bulunduğunu söyleyen Rîmi AYEK’in politikasının bu suçlara karşı gelmek ve Birleşik Emirliklerin saldırılarına karşı koymak olduğunu söyledi. AYEK Husiler üzerinde yoğunlaşmayı tercih etmektedir Rîmi'nin röportajının belki de en ilginç bölümü, AYEK'ın Yemen'deki öncelikleriyle ilgili olan kısmıdır. El Melahim muhabiri AYEK'in başka gruplarla savaşmak yerine tüm güçlerini Husilere karşı kullanmalarını tavsiye etmesinin üzerine, Rîmi "Evet haklısınız, biz de bu konuda zaten Husilere karşı yaptığımız mücadelenin günden güne şiddetini arttırıyoruz ve tüm gücümüzle bunlara karşı mücadelemizi sürdürüyoruz." şeklinde cevap verdi. AYEK Husiler üzerinde yoğunlaşmak isterken, Rîmi, başka tehditlere maruz kalmadıklarından emin olmaları gerektiğini söylüyor. Rîmi, Husilerle mücadeledeki çabalarımızı birleştirmek bizim görevimiz diyerek sözlerine devam etti. "Dış saldırılara son verir ve şeriatla yönetirseniz, barışırız" Rîmi, 2013 yılında bir alimler heyetinin geldiğini ve kendilerine Sünni toplumun güçleri arasında bir güç olduklarını, bütün çabalarımızın Husi tehlikesini yok etmek olması gerektiği ve Hadi’nin hükümeti ile savaşa girmememiz konusunda ısrarcı olduklarını söyledi. Rîmi bu fikri memnuniyetle karşıladıklarını ve ateşkes konusunda anlaşarak onlara iki şart koştuklarını söyledi. Ateşkesin ilk şartı, Amerikan uçakları da dahil olmak üzere Yemen’in dış saldırıya karşı güvence altına alınmasıydı. İkinci şart ise anayasayı ve ülkeyi yönetecek politikanın yani İslam Şeriatının uygulanıp uygulanmadığını kontrol edecek bir alimler komisyonunun kurulmasına izin verilmiş olmasıydı. Hem alimler hem de AYEK'in ilk emiri Nasır el Vuhayşi bu iki şartın karşılanması şartıyla mütarekeyi imzaladılar. Rîmi’nin söylemine göre Başkan Hadi alimleri geri çevirdi ve onlarla görüşmeyi reddetti. Rîmi'ye göre, Amerikalıların bunu öğrenmesinden sonra ateşkes bitti. "AYEK'in model aldığı sistem Taliban’dır" IŞİD sıklıkla El Kaide'nin kendi kontrolü altındaki bölgelerde gerçekten İslam şeriatı yasasını uygulamamakla suçlamaktadır. El Melahim'in yönetim ve kontrolü nasıl gerçekleştirdiklerine dair sorusuna karşılık Rîmi, AYEK’in diğer gruplardan gelen fikir ve eleştirilere açıkça duyarlı olduğunu söylemektedir. Rîmi, amaçlarının insanlara hükmetmek ya da lider olabilmek değil İslami Şeriatla yönetilen bir sistem kurmak olduğunu dile getirmektedir. Aynı şekilde bunun kendilerinin değil Allah’ın kudretinde olduğunu, eğer O’nun iradesinin kendilerinin yanında olması halinde zafer kazanacaklarını ve eğer O başka birini istiyorsa şeriat kurallarını bu dünyada yaşatmak için ona sadakatle bağlanacaklarını söylemiştir. El Kaide’nin Suriye’deki gibi diğer savaş alanlarındaki cihat gruplarına saygı duyduğunu belirtti. Eymen el Zevahari Suriye’de gerçek bir İslam devleti yükselirse ilk askerin kendisi olacağını söylemişti. Devlet inşaasında Ebubekir el Bağdadi'den daha tedrici ve sabırlı bir yaklaşım göstereceğini belirten El Kaide, Yemen’deki ve başka yerlerdeki cihat gruplarına destek olmak amacıyla daha derin ve yoğun çalışmaktadır. "Yasama ve yürütme güçlü bir imana dayanmalı" AYEK ve diğer El Kaide şubeleri bu içeriği geliştirerek sadece otoritelerce kabul edilmiş istişarelere göre yeni İslami bir hükümet kurabileceklerini savunmaktadırlar. Rîmi, AYEK’in düşüncesinin fetih sırasında mücahidlerin ve insanların görüşlerini almaksızın hareket etmek olmadığını söyledi. Rîmi, İslam hukuku ve İslami metinler üzerinden yararlanarak “işler” kelimesinin sadece mucahidlerle sınırlı olmadığını herkesi ilgilendiren bir kavram olduğunu dile getirdi. Yasam ve yürütmenin temelinin güçlü bir imana dayanması gerektiğini söyleyen Rîmi, aynı zamanda insana da öncelik verilmesi gerektiğini söyledi. İnsanlar arasındaki en fazla otorite sahibi olması gereken kişilerin de alimler, komutanlar ve sahasında uzmanlaşmış kişiler olduğunu söyledi. "Doğru ve istikrarlı yol alimlerin varlığı ile mümkün" AYEK’in kendi yönetimini uygulamak için çoğu zaman zorlu bir şekilde mücadele ettiğini söyleyen Rîmi, yaşanan deneyimlerin kendilerini gelişim yoluna götüreceğini söyledi. Aynı zamanda kendileri için cihada rehberlik yapacak, çatışma ve diğer bazı sorunlarında yanlışa düşmelerini önleyecek alimlerle çalışmak istediklerini belirtti. AYEK için tek örneğin Afganistan’daki Taliban olduğunu söyleyen Rîmi, haklı ve istikrarlı bir yol tutmalarının mücahidlerin içindeki alimlerden geçtiğini dile getirdi. Cihadın istikrarlı bir şekilde devam etmesi ve sapmalardan korunmasının bu durumdan kaynaklandığını söyleyen Rîmi, Afgan ve Müslüman milletinin korunması ve devam etmesi için devam edilmesi gereken yolun buradan geçtiğini tekrar vurguladı. AYEK diğer Müslüman gruplar ve kabilelerle birlikte çalışmaktadır El Melahim muhabiri diğer İslami grupların ve yerli kabilelerin AYEK ile ilişkilerinin nasıl olduğunu sordu. Rîmi bu insanların Müslüman olduğunu ve bu insanları Allah’ın kanunlarına göre eğitmek istediklerini ve bir Müslümanın nerde olursa olsun kendilerinin kardeşi olduğunu söyleyerek, savunma cihadının herhangi bir şart istemediğini dolayısıyla tüm Müslümanlarla birlikte kafirlere karşı savaşmaya ve Müslümanlara yardım etmeye hazır olduklarını dile getirdi. Rîmi Zevahiri’nin bu durumu anlatan görsel yayınlarından bahsetti. El Melahim çevirisinde yayın başlığının adı Nusra el İslam (İslam'a yardım) olarak geçmektedir. Bu yayında El Kaide tüm İslam ve Müslüman aleminin yardımcısı pozisyonunda gösterilmektedir. Aynı zamanda Batı Afrika’da kurulan El Kaide grubunun adının Cemaat el Nusra el İslam ve el Muslimin yani İslama ve Müslümanlara Yardım Cemaati olması bu kavramın başka konseptleri olduğunu göstermektedir. Rîmi bu durumun pratikte Allah’ın bir lütfu olduğunu, Yemen’de diğer farklı İslami gruplarla birlikte ittifak etmelerinin, farklı kabilelerden Müslüman kardeşleri ve onların yardımcılarıyla her mücadelede birlikte savaşmalarının bu durumu gösteren en büyük örnek olduğunu söylemektedir. "Selefiler ile farklı düşüncedeki Müslümanlar yanyana savaşabilir" AYEK lideri olan Rîmi, Şer’i konuların yorumlanmasında insanlar arasında bir takım farklılıkların olduğunu ve kabul edilen tercihler bakımından birbirinden farklı görüşlerin mevcudiyetinden bahsederken bu farklılıkların ana kuralın uygulanmasına engel olmadığını söyledi. Ancak Müslümanlar arasındaki yaşama hakkı ve eşitlik ilkelerinin pekişmesi için Müslümanların birbirlerine yardımcı olmaları ve tavsiyelerde bulunmaları gerekmektedir. Müslümanların zafer elde edebilmeleri için bu iki durumun vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu vurgulamaktadır. Ve düşmanla karşılaşıldığında, tüm Müslümanlar baskıcı zalimleri geri püskürtmek ve onlarla mücadele etmek için ancak bu şekilde birleşebilirler. Bu aslında Selefi alimler ile onlardan farklı İslami düşünceye sahip insanların birlikte yan yana savaşabilmeleri anlamına gelmektedir. Rîmi, "Çünkü iki taraf da Müslüman ve ortak paydaları İslam olduğu için birlikte cihad etmek zorundalar" diyor. Ayrıca Rîmi ve El Kaide bu birleştirme politikalarıyla, Arap yarım adasının güney kesimlerindeki çoklu düşman gruplarının önüne geçeceklerinden ve bu konuda önemli iyileşmeler sağlayacaklarından umutlu olduklarını vurgulamaktadır. El Melahim'de yer alan Kasım Er Rîmi röportajı hem Arapça hem de İngilizce olarak paylaşılmıştır. Demokrasiyi Savunma Vakfı kıdemli üyesi ve Long War Journal yazarı Thomas Joscelyn tarafından kaleme alınan bu çalışma Mepa News okurları için tercüme edilmiştir. Kaynak: Mepa News Mepa News, 2017-05-15 12:13:18