Listeria monocytogenes Listeria cinsi içinde yedi tür olmasına

advertisement
Listeria monocytogenes
Listeria cinsi içinde yedi tür olmasına karşılık hayvan ve insanlarda
L.monocytogenes’dir.
patojen olan tek tür
Morfoloji
Bakteri kısa, Gram-pozitif, sporsuz, fakültatif anaerop basildir. Oksidaz-negatif, katalaz-pozitif olup
kanlı agarda kolaylıkla ürerler. En belirgin özelliği 22 oC’de hareketli, ancak 37 oC’de hareketsiz
olmasıdır. Bu özelliği sayesinde derinin normal flora üyesi olan difteroidlerden ayrılır. Takla atar
tarzda hareket karakteristik özelliğidir. Mueller Hinton gibi birçok besiyerinde kolaylıkla ürer. İlk
izolasyonda, koyun kanlı besiyerinde, bakteri kolonisi etrafındaki dar hemoliz tanımlamamıza yardım
eder. Örnekler +4 oC’de 1-2 gün tutulduktan sonra bakteriyolojik besiyerlerine ekilirse izolasyon şansı
artmaktadır. Klinik örneklerden hazırlanan yaymalarda Gram boyası değişkenlik gösterir ve bakteriler
difteroid, kok veya diplokok görünümünde olabilirler. Çeşitli karbonhidratları kullanarak asit
oluşturmasına rağmen gaz oluşturmaz. Serolojik ayırım O ve H antijenlerini kullanılarak yapılır.
Serotip Ia, Ib ve IVb insanlardan izole edilen serotiplerin %90’ını oluşturur. Özellikle serotip IV ile iyi
pastörize edilmemiş sütlerden yapılan peynirlerin neden olduğu salgınlar oluşturur. Bakteri toprak, su,
çürüyen bitkilerden ve birçok hayvandan izole edilmiştir. Sağlıklı insanların %5’inin kolon florasında
bulunur.
Patogenez
Hastalık peynir ve sebze gibi kontamine gıdaların sindirim yolu ile alınması sonucu, transplasental
olarak veya doğum esnasında anneden bebeğe bulaşır. Mide asitlerinin nötralize edilmesi enfeksiyon
gelişmesini kolaylaştırır. Bakteri mukozal engeli endositoz ile aşar ve kana karışır. Kana yayılan bakteri
özellikle SSS ve plasentaya gider.
Yüzey proteinleri internalin sayesinde epitel hücrelerinde bulunan ve L.monocytogenes için
reseptör görevi gören bir glikoprotein olan E-cadherin’e tutunur. LpeA olarak tanımlanan bir
membran lipoproteini fagositik olmayan hücrelere girişi hızlandırır. Fagositoz sonucu bakteri
fagolizozom içine alınır. Fagolizozom içindeki düşük pH, bakterideki listeriolizin-O ve iki farklı
fosfolipaz C enziminin salgılanmasını uyarır. Bu enzimler fagolizozom zarını eriterek bakterinin
sitoplazma içine kaçmasına yardımcı olur. Bakteri sitoplazma içinde çoğalırken bakteriyal bir protein
olan ActA sayesinde hücrenin aktin polimerizasyonunu uyarır ve hücre zarına doğru bu aktin kuyruk
ile tutunur. Daha sonra membranda filopod olarak isimlendirilen bir çıkıntı oluşur. Bu çıkıntı etrafta
bulunan epitel hücresi, makrofaj ve hepatosit gibi hücreler tarafından içeri alınır. Listeria yeni hücrenin
içine geçer ve döngü tekrar başlar. Böylece bakteri hücre dışında bulunan antikor, kompleman ve
polimorfonükleer hücrelerden kurtularak enfeksiyonu devam ettirir. Diğer bir çok mikroorganizma gibi
demir Listeria için çok önemlidir. Listeria sideroforlar oluşturarak transferrinden demir alabilir.
Hastalıkla ortaya çıkan bağışık cevap hücresel niteliktedir. Hücresel bağışık yanıtın baskılandığı
hamilelik, AIDS, lenfoma ve organ transplantasyonu gibi durumlar ile enfeksiyonun yakın ilişkisi vardır.
Klinik
Hamilerde Listeria enfeksiyonu riski diğer bireylere göre 17 kat artmıştır. Bunun neden hamilelik
süresince hücresel immün sistem fonksiyonlarında hafif gerileme olmasıdır. Bu gerileme hamileliğin
26-30. haftalarında en üst düzeydedir. Listeria enfeksiyonu genellikle bakteriyemi şeklindedir. Ateş,
kas ağrısı, sırt ağrısı, baş ağrısı ve artralji semptomları ile seyreder. Enfeksiyon abortus ile
sonuçlanabilir. Hamilelerde diğer faktörler olmadan menenjit nadir gelişir. Hamileliğinde Listeria
bakteriyemisi geçiren annelerden canlı doğan bebeklerin 2/3’ünde enfeksiyon gelişir.
Anneden fetüse geçen Listeria bebeklerde çok ağır olan ve granulomatosis infantiseptica
olarak isimlendirilen ağır bir klinik tablo oluşturur. Birden fazla organda çoklu apse şeklinde görülür.
Bu ağır klinik tablonun dışında bebekte görülen Listeria enfeksiyonları erken ve geç olmak üzere iki
şekilde karşımıza çıkar. Erken klinik tablo genellikle prematürelik ile birlikte sepsis şeklinde görülür.
Geç gelişen enfeksiyonda bakteri doğum esnasında veya hemen sonrasında alınır. Enfeksiyon,
doğumu takiben veya ilk üç hafta içinde gelişen menenjit, meningoensefalit veya sepsis kliniği ile
karşımıza çıkar. Geç tip enfeksiyondan genellikle serotip IVb sorumlu olup klinik tablo ağırdır.
Erken başlayan enfeksiyonda bakteri konjunktiva, dış kulak yolu, burun, boğaz, mekonyum,
amnion sıvısı ve kandan izole edilebilir.
Yetişkinlerde bakteriyemi en sık görülen klinik tablo olup bunu menenjit izler. Bakteriyemi ateş,
kas ağrısı, ishal ve kusma ile giden prodromal dönem ile seyreder.
Streptococcus pneumoniae, Neisseria menengitidis ve Grup B Streptokoklar menenjite neden
olmalarına rağmen nadiren beyin dokusunda enfeksiyona neden olurlar. Listeria ise beyin dokusunda
da enfeksiyon oluşturma eğilimindedir.
Listeria, menenjit etkenleri arasında önem sırası açısından 5. olmasına karşılık %22 mortalite oranı
ile en ciddi olanıdır. Neonatal menenjite neden olan üçüncü önemli etkendir. Yetişkinlerde menenjit
etkeni olan ikinci önemli bakteridir. İmmün sistemi baskılanmış olanlarda menenjit yapan en önemli
bakteridir. Klinik tablo diğer etkenler ile oluşan menenjit ile aynıdır.
Listeria ağır bir klinik tablo olan beyin sapı ensefalitine neden olur. Ateş, baş ağrısı, bulantı ve
kusma ile seyreden ilk devreyi nörolojik semptomların görüldüğü ikinci devre izler. Asimetrik kranial
sinir hasarı, serebellar tutulum ve hemiparezi görülür. Hastaların %40’ında BOS kültürü, %70’inde kan
kültürü pozitiftir. Mortalitesi yüksek ve sekel bırakan enfeksiyon tablosudur.
Listeria kaynaklı SSS enfeksiyonlarının %10’u beyin apsesi şeklinde görülür. Hastaların %2540’ında bakteri BOS’dan izole edilir. Klinik gidiş beyin sapı ensefalitine benzer.
Yetişkinlerde görülen Listeria enfeksiyonlarının %7.5’i endokardit şeklinde olur. Mortalitesi %48
gibi çok yüksektir. GİS kanserlerinde dikkat edilmelidir.
Bakterinin oral yoldan fazla miktarda alınması ateş ile seyreden gastroenterite neden olur.
Kontamine gıdanın alınmasından 9-32 saat sonra klinik tablo ortaya çıkar. İshal, ateş, titreme, baş
ağrısı, bulantı, kusma ve karın ağrısı en sık görülen yakınma ve bulgulardır.
Kontamine materyalle doğrudan temas sonucunda bireylerde konjunktivit, deri enfeksiyonları ve
lenfadenit gibi lokal enfeksiyonlar olabilir. Ayrıca bakteriyemi sonucu hepatit, karaciğer apsesi,
peritonit, kolesistit, dalak apsesi, perikardit, miyokardit, artrit, osteomyelit gibi enfeksiyonlar oluşabilir.
Listeria enfeksiyonu düşünülmesi gerken haller :
 Neonatal menenjit veya sepsis.
 Hematolojik malignensi, AIDS, organ transplantasyonu ve streoid tedavisi alanlarda gelişen
menenjit.
 Orta yaşlılarda gelişen menenjit.
 Hamileliğin 6.ayından sonra görülen ateş.
 Kan, BOS ve diğer steril vücut sıvılarında tanımlanan difteroid.
Laboratuvar
Listerioz tanısında örnek kliniğe göre seçilir. Kan, kemikiliği, BOS, idrar, vajinal akıntı, plasenta,
kord kanı, mekonyum örneklerinden mikrobiyolojik incelemeler yapılır. Postmortem incelemede
karaciğer, dalak, lenf bezi ve beyin dokuları kültür için kullanılır. BOS örneklerinden Gram ile yapılan
incelemede bakteri zor görülür. Bunun nedeni bakterinin az sayıda olmasıdır. Gram boyama ile hücre
içi ve dışında görülen Gram-pozitif kokobasiller Listeria’yı düşündürmelidir. Ancak S.pneumoniae,
Enterococcus, Corynebacterium ve Haemophilus ayırıcı tanıda düşünülmesi gereken bakterilerdir.
Direkt mikroskopide DFA kullanılabilir.
Bakteri birçok besiyerinde kolaylıkla üreyebilmesine karşılık seçici besiyeri kullanılması ve ekim
öncesi örneğin soğukta tutulması diğer bakterilerin çoğalmasının engellenmesi açısından önemlidir.
Koyun kanlı agarda ortaya çıkan dar beta-hemoliz, benzer bakterilerden ayırımda yararlı ise de erken
dönemde ortaya çıkmaması ve zayıf olması dezavantaj oluşturmaktadır. Sıvı veya yarı katı besiyerinde
gözlenebilen hareket tanıda yardımcıdır. CAMP testi pozitiftir. Kan ve BOS kültürlerinden izole edilen
Corynebacterium türü olarak değerlendirilen bakteriler Listeria açısından da değerlendirilmelidir.
Tavşan veya kobay konjunktivasına 2-3 damla damlatılan bakteri süspansiyonu 3-5 gün içinde
keratokonjunktivite neden olur. Bu test Anton Testi olarak bilinir.
Serolojik tanı kullanılmamaktadır. Hastalık esnasında listeriolizin O için antikorlar oluşur ise de
tanıda değer taşımamaktadır. Moleküler tanı içi PCR, LCR ve RFLP gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Tedavi
Listeria enfeksiyonlarının tedavisinde birçok antimikrobiyal ilaç etkilidir. En fazla ampisilin, penisilin
veya damar yoluyla TMP-SXT kullanılır. Sefalosporin ve kinolonlar Listeria enfeksiyonlarında etkisizdir.
Eritromisin, penisilin alerjisi olanlarda kullanılır. Tetrasiklin, TMP-SXT, aminoglikozid direnci rapor
edilmiştir.
Download