Bütüncül Yaklaşım

advertisement
Bütüncül Yaklaşım
Ömer Faruk KÜLTÜR
Evren de insan hayatını sürdürürken birçok problemle karşı karşıya kalmaktadır. Bu
problemleri çözerken kendisi de problemde bir bütünün parçası olduğunu zaman zaman
unutur. Parçacı yaklaşım göstererek problemi çözmek kısa vadede belki avantajlı gözükse bile
uzun vadede zarar olduğu ortaya çıkmaktadır. Kainatın büyük bir düzen içinde birçok
sistemin iç içe geçmiş vaziyette aynı zamanda birbiriyle uyum halinde çalıştığını
görmekteyiz. Bu sistemleri sanki birbirinden bağımsız gibi düşünerek sadece ilgili kısmı
düşünerek çözüm üretmek çözüm olmamaktadır. Buna en bariz örnek kanser tümörünü ilgili
dokudan atmak için verilen öldürücü dozdaki kemoterapi ilaçları! vücudun bir çok sistemini
bozmakta en önemlisi bağışıklık sistemini çökertmekte sonuçta diğer organlar bozulmaktadır.
Daha açık bir örnek ise gözleri bağlı insanların fili elleyerek tanımlamaları istendiğinde
bacağına tutunan fil sütun gibi, burnuna dokunan fil hortum gibi ,dişlerine dokunan fil sopa
gibi demelerine benzer. Bu örnek aslında insanın yanlışı nerde yaptığını ortaya koymaktadır.
İnsan kendi zafiyetini unutup aceleci davranıp her şeyi tamamen anlayabileceğini her şeye
muktedir olduğunu zannetmektedir. Oysa insanın bilgisi de gücüde sınırlıdır. Onun için kadim
kültürümüzde bilgin kişiye bir mesele sorulduğunda görüşünü söyledikten sonra cümleyi
Allahü alem ile bitirirdi. Yani benim görüşümde yanlışlık eksiklik olabilir en doğrusunu Allah
bilir denirdi.
Modern çağda bilginin kaynağı olarak bütün bu sistemlerin yaratıcısı idare ettiricisi ve
koruyucusundan gelen vahyi devre dışı bırakınca sözde bilgiyi üretenler kendilerine bir
kutsiyet atfettiler. Dolayısıyla onlar yanılmamalıydılar yanılabileceklerini söylediklerinde
bütün sistem çökecekti aynı evrim teorisinde olduğu gibi çünkü uydurdukları teoriyi felsefeye
sosyolojiye daha bir çok alana bulaştırmıştılar. Kral çıplaktı ancak kimse korkusundan kralın
çıplak olduğunu söyleyemiyordu. Söyleyen ise sadece hikayede olduğu gibi güçsüz ama
samimi olan çocuktu. Ama şimdilerde çocuğun söylediğine inanmaya başlıyorlar. Bunun
göstergesi olarak tanrı parçacığından bahsetmeye başladılar . Çünkü evrenin tesadüf sonucu
oluştuğu yalanına artık insanları inandırmakta hayli zorlanıyorlar.
Bütüncül yaklaşımın kadim kültürümüzde karşılığı Tevhit ilkesi olmaktadır.
Yaratıcının bir ve tek olması bütüncül bir sistemi de beraberinde getirmektedir. Modern
insanın açmazı ve problemi de burada başlamaktadır. Bütün büyük bir sistemde tevhid
ilkesine inanmayan bireyin yalnız kalması sorulara cevap verememesi gayet doğal olmaktadır.
Sonucunda çareyi hiçlikte nihilizmde inkarcılıkta bulmakta ancak yok saydığı hakikat
kendisini takip edip buldukça bunalıma girip intihara kalkmaktadır. Öte dünya inancı olmayan
insan yaptıklarının hesabını vermeyeceğini düşünen bireyin pervasızca hareket etmesi zayıfı
ezmesi yolsuzluk yapması her türlü tahakküme girmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Batı düşünürleri kendi kötü tahrif edilmiş dinlerinden kaçarken doluya yakalanmış
uydurdukları bilimsel metot ve laisizmle kendi kozasını ören böcek konumuna düşmüşlerdir.
Batı düşüncesi artık insanlığın hayrına bir şey üretemez oluşunu herkes görmektedir. Bunun
göstergesini lüks plazaların dibinde karton evlerde yaşayanlarda, her türlü güvenlik şartlarına
haiz olmalarına rağmen binlerce insanın gözler önünde boğazlanmasını seyretmelerinde
görmekteyiz. Her türlü grift meseleleri hallettikleri halde, kristalleri pırlantaları bile en itina
ile yıkayabilen cihazlar yapabildikleri halde açıklıktan ölen binlerce insanın olması gözden
kaçmamaktadır.
Bütün bunların karşılıksız kalması düşünülemez bir olgudur. Yaşananların yansıması
elbette olacaktır. Gece gündüzle buluşacak dertler elbette derman bulacaktır. Hayat devam
ettikçe umut her zaman var demektir. Problem varsa çözümde vardır. Hakikati arayan er
kişiler her devirde her yerde ve her şart altında olmuştur olacaktır.
Download