Kemoterapötiklere Giriş İnfeksiyon Tedavisinin Farmakolojik ve

advertisement
Kemoterapötiklere Giriş
İnfeksiyon Tedavisinin
Farmakolojik ve Farmakokinetik
Esasları
Doç.Dr.M.Kemal YILDIRIM
Kemoterapi


Vücudu istila eden mikroorganizmaları veya parazitleri
konakçıya zarar vermeksizin öldürebilen ilaçlarla yapılan
tedavi şekli demektir.
Kemoterapide kullanılan ilaçlar, genellikle kullanıldığı patojen
etkenin cinsine göre sınıflara ayrılırlar. Antihelmintik ilaçlar,
antimalaryal ilaçlar, antiamibik ilaçlar, antibakteriyel ilaçlar,
antiviral ilaçlar ve antineoplastik ilaçlar gibi.
Kemoterapi


Antibakteriyel ilaçlar içinde özel bir yer tutan önemli bir ilaç
grubu olan antibiyotikler, bakteriler, funguslar ve
aktinomisetler gibi çeşitli mikroorganizma türleri tarafından
biyosentez edilen ve diğer mikroorganizmaların gelişmesini
önleyen ya da onları öldüren kimyasal maddelerdir.
Kemoterapinin ana ilkesi: Kemoterapide ana ilke,
konakçıda hiç veya çok az toksik etki yapan bir kimyasal
madde ile hastalık etkeni organizma üzerinde yeteri kadar
toksik veya letal etki oluşturmaktır.
Kemoterapi



Penisilinler en çok selektiflik gösteren ilaçlardır. Güçlü
bakterisid etki gösterdikleri halde memeli hücresi
üzerindeki yalın toksik etkileri çok zayıftır.
Bakteriyostatik olanlar :Bakteri hücrelerinin gelişmesini ve
üremesini önlerler, bakteriyi doğrudan doğruya
öldüremezler.
Bakterisid olanlar :Bakteri hücresini dolaysız olarak
öldürürler.
Bakterisid
Bakteriyostatik
Penisilinler
Tetrasiklinler
Sefalosporinler
Aminoglikozidler
Vankomisin
Amfoterisin B
Rifampin
Metronidazol
Florokinolonlar
Sulfonamidier
Kloramfenikol
Eritromisin
Klindamisin
Mikonazol
Antimikrobik spektrum


Belirli bir kemoterapötiğe duyarlı olan mikroorganizma
türlerinin tümüne o ilacın antimikrobik spektrumu adı verilir:
Bir kısım kemoterapötik ilaçlar sadece bir bakteri türüne
veya birkaçına karşı etkilidirler: bunlara dar spektrumlu
kemoterapötikler denilir. Örneklen sadece mikobakterilere
karşı etkili olan izoniazid, sadece maya mantarlarına etkili
olan nistatin.
Bazı kemoterapötikler ise fazla sayıda bakteri ve diğer
mikroorganizma türlerine karşı tesirlidirler. Bunlara geniş
spektrumlu kemoterapötikler adı verilir. (Tetrasikiinler,
kloramfenikol ureidopenisilinler ve imipenem gibi).
ANTİBAKTERİYEL
KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ
MEKANİZMALARI



Bakteri hücre duvarının sentezini inhibe etmek ve
litik enzimleri aktive etmek suretiyle etki.
Sitoplazma membranının permeabilitesini artırmak
suretiyle etki.
Bakteri ribozomlannda protein sentezini inhibe
etmek suretiyle etki.
ANTİBAKTERİYEL
KEMOTERAPÖTİKLERİN ETKİ
MEKANİZMALARI


Genetik materyal içinde DNA sentezinin veya DNA
kontrolü altında yapılan mRNA sentezinin
bozulması ile oluşan etki.
İntermediyer metabolizmayı bozmak suretiyle etki.
1. Bakteri hücre duvar sentezini inhibe
ederek ve otolitik enzimlerini aktive
edenler







Penisilinler
Sefalosporinler
Monobaktamlar
Karbapenemler
Basitrasin
Vankomisin
Teikoplanin
2. Sitoplazma membran permeabilitesini
bozanlar

Polimiksinler
Amfoterisin B
Gramisidin
Nistatin
Ketokonazol ve diğer imidazoller

Flukonazol ve diğer triazoller




3. Bakteri ribozomlarında protein
sentezini inhibe edenler





Aminoglikozidler
Tetrasiklinler
Eritromisin
Klindamisin
Kloramfenikol
(30S)
(30S)
(50S)
(50S)
(50S)
4. DNA ve RNA sentezini [nükleik asid
sentezini] bozanlar
Kinolonlar
 Rifampisin
 Mitomisin
 Aktinomisin
 Doksorubisin
 Daunorubisin

5. İntermedier metabolizmayı bozanlar
[antimetabolit etki]
Sülfonamidler
 Sulfonlar
 İzoniazid
 PAS
 Etambutol
 Trimetoprim

REZİSTANS


Direnç, duyarlı mikroorganizmaların zaman içinde
etkilendikleri antibiyotiklerden etkilenmemesi veya daha az
etkilenmesi demektir. Direnç gelişimi iki türlü olur :
Bazı bakteri türleri, belirli bir kemoterapötik ilaca doğal
olarak rezistandır yani o ilaç tarafından etkilenmezler (doğal
rezistans); örneğin Proteus türleri ve Pseudomonas
aeruginosa, penisilin G, tetrasiklinler, kloramfenikol,
streptomisin ve sulfonamidlere doğal olarak dirençlidir.
REZİSTANS

Rezistansın ikinci şekli kazanılmış rezistanstır. Burada
bakteri popülasyonunun kemoterapötik ilaç ile ilk temasa
gelişinde (başlangıçta), ilaç bakteriler üzerinde etkilidir;
ancak, temas süresi boyunca veya yinelenen temaslar
sırasında bakteri popülasyonunda ilacın antibakteriyel
etkisine karşı rezistans gelişir. Hemen her antimikrobik ilaca
karşı er veya geç rezistans gelişebilir.
Kazanılmış rezistans


Bakterinin kromozomlarında oluşan mutasyon
sonucu
Bakterinin ortamdan ya da diğer bakterilerden,
transdüksiyon, transformasyon ve konjügasyon
olaylarından biri vasıtasiyle, rezistans yapan gen
paketini alması (yani R plazmidleri veya transpozonlar aracılığı ile olan rezistans) sonucu
meydana gelir.
Kromozomal Mutasyonla
Olan Rezistans

Bir aşamalı mutasyon : Antibakteriyel ilaçla bir veya
birkaç temastan sonra birden ve ileri derecede bir rezistans
oluşur. Buna streptomisin-tipi rezistans adı da verilir.
Rifampin'e karşı E. coli ve Staph. aureus'ta bu tipte bir
rezistans oluşur.

Çok aşamalı mutasyon: Rezistans yavaş olarak,
derecesi gittikçe artan bir biçimde oluşur. Buna penisilin-tipi
rezistans adı da verilir.
Direnç oluşum mekanizmaları
a.Dirençli bakteri kemoterapötik ilacı
parçalayan enzim salgılar : [kloramfenikole
karşı asetil transferaz salgılanması]
b.İlacın hücre içinde modifikasyonuyla
etkinliğinin azalması : [aminoglikozidler,
belirli noktalarından asetilasyona, adenilasyona ve
fosforilasyona uğraması]
Direnç oluşum mekanizmaları
c.Hücre çeper permeabilitesinin ilaca
karşı azalması : [penisilinler ve kloramfenikol]
d.İlacın ortamdan alınmasının azalması
: [aminoglikozidler ve tetrasiklinler ortamdan aktif
transportla alınırlar. Bu aktif transport sistemin
bozulması]
Direnç oluşum mekanizmaları
e. İlacın hücre içinde etki yerine
bağlanmasının azalması : [Aminoglikozidler]
f. Enzim substitüsyonu : İlacın etkilediği
hedef enzimlerin değişikliğe uğratılması
[sülfonamidlerin etkilediği dihidropeptidaz sentaz ile
trimetoprimin etkilediği dihidrofolat redüktaz
enziminin yerini izoenzimlerin alması].
Rezistans Gelişimini
Azaltmak İçin;




Enfeksiyon etkeni ilaca duyarlı veya duyarlı olacağına
inanılıyorsa antibiyotik kullanılmalı
İlaç yeterli dozda ve mümkün olduğunca kısa bir süre
kullanılmalı
İlacın duyarlılığını saptamak için mümkünse antibiyogram
yapılmalı
Bölgedeki bakterilerin rezistans prevelansı iyi bilinmeli
Rezistans Gelişimini
Azaltmak İçin;


Kemoterapotik ilaçların yoğun olarak kullanıldığı ve rezistans
oluşumuna katkıları fazla olan yerler olan hastanelerde bu
ilaçların kullanılışı titiz bir şekilde uygulanmalı
Mümkün olduğu kadar dar spektrumlu antibiyotikler tercih
edilmeli
Dozlam ve Tedavi Süresi

Seçilen antibiyotiğin istenen etkiyi gösterebilmesi için;
1)Yeterli dozda
2)Uygun aralıkta
3)Yeterli süre
Verilmesi gerekir.
Enfeksiyon hastalıklarında kural olarak antibiyotik ateş
düştükten sonra 3 gün daha verilir.
ANTİMİKROBİK TEDAVİDE BAŞLICA
BAŞARISIZLIK NEDENLERİ
1. Yalancı başarısızlık : Bu durumda, uygulanan
ilacın başarısızlığı gerçekte sözkonusu değildir, sanal olarak
başarısızlık vardır.
i)Tanı yanlıştır
ii)Hastada ikinci bir hastalık vardır
iii)Hekim sabırsızlık göstermektedir
iv)İlacın, infeksiyon belirtilerini taklit eden yan tesirleri
vardır
v)İlacın miadı geçmiştir
ANTİMİKROBİK TEDAVİDE BAŞLICA
BAŞARISIZLIK NEDENLERİ
2. Hasta ile ilgili başarısızlık durumları:
i)Hastada ilacın biyoyararlanımı bozulmuştur
ii)Hastada immün yetmezlik durumlarının bulunması
(nötropeni ve AİDS gibi)
iii)İnfeksiyonun protez veya yabancı cisim çevresinde
oluşması
iv)İnfeksiyonun bulunduğu yerle ilgili tıkanıklık
bulunması:
ANTİMİKROBİK TEDAVİDE BAŞLICA
BAŞARISIZLIK NEDENLERİ
3. İlaçla ilgili (farmakolojik) başarısızlık
durumları:
i)İlacın etki yerine penetrasyonunun azlığı
ii)İlacın infeksiyonun bulunduğu bölgede inaktivasyonu
iii)Absorpsiyonu azaltan etkileşmeler
ANTİMİKROBİK TEDAVİDE BAŞLICA
BAŞARISIZLIK NEDENLERİ
4. Mikropla ilişkili başarısızlık durumları
i)Tedavi süresi içinde bakteride ve diğer etkenlerde
nisbeten çabuk rezistans gelişmesi
ii)Süperinfeksiyon ve flora substitüsyonu
iii)Bakteride ilaca tolerans gelişmesi (bakterisid etkinliğin
düşmesi)
iv)İnokulum tesiri: İlk olarak in vitro testlerde
farkedilmiştir. Sıvı kültür ortamlarında yapılan duyarlık
testlerinde ekilen bakteri sayısı (inokulum) artarsa ilaca
duyarlık azalır.
KEMOTERAPÖTİKLERİN PROFİLAKTİK
OLARAK KULLANILIŞI
(KEMOPROFİLAKSİ)



En sık başvurulan profilaksi yaklaşımı sağlam kişileri,
maruz kaldıkları veya kalacakları infeksiyon etkenlerinden
korumak ve bu etkenlerin vücuda yerleşmelerini önlemek
amacıyla yapılanıdır.
Diğer bir kemoprofilaksi yaklaşımı, başka bir hastalığı olan
kişilerde sekonder bakteriye! infeksiyon gelişmesini
önlemek amacıyla yapılanıdır.
Cerrahi girişimlerle ilgili kemoprofilaksi: Belirli bazı
girişimlerden hemen önce veya girişim sırasında,daha
sonra gelişme potansiyeli olan postoperatif infeksiyonlan
önlemek için kemoprofilaksiye başvurulabilir.
Download