Yorgancılar: Çare, rekabetçi yerli üretim EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Dış ticaret açığının konjonktürel nedenlerini ortadan kaldırmak için kısa, yapısal nedenlerini ortadan kaldırmak için ise orta ve uzun vadeli önlemlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, 2011 yılı sanayi üretim endeksi ve dış ticaret açığına ilişkin rakamların dışa bağımlılığın azaltılması konusunda ciddi bir uyarı anlamına geldiğini söyledi. Dış ticaret açığının konjonktürel nedenlerini ortadan kaldırmak için kısa, yapısal nedenlerini ortadan kaldırmak için ise orta ve uzun vadeli önlemlerin bir an önce hayata geçirilmesi gereğine işaret eden Yorgancılar, aksi halde Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin ancak 289 milyar dolarlık bir dış ticaret açığıyla mümkün olabileceğini ifade etti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçtiğimiz günlerde 2011 yılı dış ticaret açığını 106 milyar dolar, sanayi üretim endeksindeki artışın da 8.9 olarak açıklamasını değerlendiren Ender Yorgancılar, 1980-1995 yıllarını kapsayan 16 yıllık dönem toplamından 10 milyar dolar fazla bir açığın bir yılda verildiğine dikkat çekti. Dış ticaret açığının yapısal nedenlerini ortadan kaldırmanın en etkin yolunun rekabetçi yerli üretim için makro ekonomik iklimin iyileştirilmesi ile yeni bir yatırım hamlesinden geçtiğini vurgulayan Yorgancılar, sanayi sektörü üretim endeksi ile sanayi sektörü kapasite kullanım oranlarının da yeni bir yatırım stratejisine olan ihtiyacı desteklediğine işaret etti. Büyümenin motoru sanayi Ender Yorgancılar, şunları söyledi: “Sanayi üretim endeksinin 2011 yılı Aralık ayında 2005 sonrası dönemin en yüksek düzeyine ulaşmasının ardından yıllık bazda da 2011 yılında üretimin en yüksek düzeye ulaştığı anlaşılmaktadır. Nitekim Aralık ayında sanayi üretim endeksi 141,2’ye, 2011 yılı bütününde ise 126,8’e ulaşmıştır. Böylece sanayi üretiminde geçen yıla göre artış Aralık ayında yüzde 3,7, yıl bütününde ise yüzde 8,9 gibi oldukça yüksek bir düzeyde gerçekleşmiştir. 2010 yılı bütününde sanayi üretimindeki artışın yüzde 13,1 gibi oldukça yüksek bir düzeyde gerçekleşmiş olduğu dikkate alındığın böylesi yüksek bir baz etkisine rağmen 2011 yılında yakalanan yüzde 8,9’luk üretim artışı, sanayi sektörünün bu yıl çok iyi bir performans gösterdiği anlamına gelmektedir. Ayrıca bu veriler büyüme hızı ile korelasyonu en yüksek sektörün sanayi olması nedeniyle 2011 yılında büyüne hızının yüzde 8’in üzerinde gerçekleşeceğinin bir önverisi niteliği taşımaktadır. Bununla birlikte 2011 yılının ilk üç çeyreğiyle birlikte değerlendirildiğinde sanayi sektörünün yavaşladığı, bu yavaşlamanın imalat sanayinde daha belirgin olduğu görülmektedir.” Kapasite kullanım oranındaki gelişmeleri de değerlendiren Yorgancılar, “2007-2011 döneminde ortalama kapasite kullanım oranı yüzde 74 olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılı ortalaması olarak ise kapasite kullanım oranı yüzde 75,4 olmuştur. Dolayısıyla kapasite kullanım oranları da ilave kapasite yaratılması gereğine işaret etmektedir. Ancak, ilave kapasite ile yeni kapasitelerin yaratılacağı alanları doğru belirlemek gerekmektedir” diye konuştu. Geleceğe göre yapılanma EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, sanayi üretim endeksi ve kapasite kullanımına ilişkin rakamların aynı zamanda yeni bir yatırım hamlesi için önkoşulların oluştuğuna ilişkin sinyaller verdiğini belirtirken, dış ticaret boyutundan 2011 yılında yaşanan gelişmelerin de yine yeni yatırımlar için yeterlilik koşullarının sağlandığına işaret ettiğini söyledi. “1980-2011 döneminde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 63 olmuştur. 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin gerçekleştirilmesi, ekonomide yapısal bir dönüşüm gerçekleştirilmezse, ancak 789 milyar dolar ithalat ile mümkün olabilecektir. Bunun anlamı 289 milyar dolarlık bir dış ticaret açığıdır. Böylesi bir dış ticaret açığını Türkiye ekonomisinin taşıması mümkün değildir” diyen Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mevcut üretim kapasitesi bir çok sektörde optimum düzeye ulaşmıştır. Bu nedenle bir taraftan yurtiçi ve yurtdışı talebi daha uzun süre varolacak sektörlerde ilave kapasite, diğer taraftan da yarınların olası talep deseni paralelinde ise teknolojik niteliği yüksek bilgi toplumu ürünlerini üretmeye yönelik alanlarda yatırımların teşvik edilmesi gerekiyor.” Ender Yorgancılar ayrıca, yeni teşvik sistemi ve öncelikleri belirlenirken konjonktürel olarak yurtiçi ve yurtdışı talepteki daralmadan çok dünya genelinde tüketici taleplerinde ortaya çıkan ve çıkabilecek olan değişimlerin dikkate alınmasını da isterken, “Sadece üretimin artırılması değil, niteliğinin de yenilikçi zemine kaydırılması yönünde düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır. Bununla birlikte Türkiye’de yaşanan deneyimler sanayici ve yerli üreticilere verilecek en büyük desteğin düşük kur ile cezalandırmamak, enerji maliyetlerini aşağıya çekmek olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yapılmadan veya bu dezavantajları telafi edecek düzenlemeleri içermeyen bir teşvik sisteminin başarılı olması mümkün değildir” diye konuştu