ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM ÖZEL DR. NATUK BİRKAN İLKÖĞRETİM OKULU REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ Çocukların dünyaya nasıl geldiği ile ilgili bir ödev hazırlayan çocuk, eve geldiğinde bu konuyu babasına sorar. “Baba, ben nasıl dünyaya geldim?” Baba yanıt verir: “Seni leylekler getirdi, biz de çok mutlu olduk ve seni büyüttük.” Tatmin edici bir yanıt alamayan çocuk hemen büyükbabasına gider ve sorar, büyükbaba: “Babanı çöplükte bulduk, bir ağlama sesi duydum ve yanına gittim, baban orada bir sepetin içinde duruyordu. Hemen alıp eve getirdim ve büyüttük.” İstediği yanıtı bir türlü alamayan çocuk çaresizlik içinde ödev kâğıdına şunları yazar; “Öğretmenim, bizim ailede son iki kuşaktır normal doğuma rastlanmamıştır. Daha öncesini soracak kişi olmadığı için bilemiyorum.” 21.Yüzyılda hâlâ tabu sayılan, ancak fırsat bulunan her ortamda konuşulan cinselliğin çocuk gelişimindeki önemi göz ardı edilemez. Cinsellik birçok anne babanın, hatta öğretmenlerin bile yok saymayı tercih ettiği bir konudur. Bunun en önemli nedenlerinden biri, cinsel eğitimin seks eğitimi ile karıştırılmış olmasıdır. Toplum olarak sağlıklı nesiller yetiştirmek; bedensel, ruhsal, zihinsel, sosyal ve cinsel yönden kendisi ve çevresi ile barışık bireyler yetiştirmekle mümkündür. Bu konuda yürütülmüş pek çok araştırmada ana babaların çoğunun üreme ve cinsiyet konusunda çocuklara küçük yaşta bilgi vermeyi savunduğunu, fakat yine bu aynı kişilerin çocuklarına hiçbir bilgi vermemiş olduğu görülmüştür. Bunun temel nedeninin, anne babaların konuyu nasıl ele alacaklarını bilemeyişlerine dayandığı düşünülmektedir. Çekingenlikleri, yaşamın bu doğal parçasını küçük yaşta öğrenmenin sakıncalı etkileri olabileceği düşüncesinden çok, bu konudaki bilgisizliklerden ve konunun onları tedirgin etmesinden kaynaklanır. İşte tipik tepkilerden birkaçı: “Bu işi nasıl açıklayacağımı bilemiyorum.” , “Acele etmeme gerek yok, nasıl olsa öğrenir.” , “Bunu anlatırken hangi kelimeleri kullanmam gerektiğini bilmiyorum.” Anne babanın, kendisinin bu konudaki çekingenliği bilgi vermeyi hep yarına bırakma eğilimini doğurduğu gibi, çocuğun bu konudaki sorularının da yanıtsız kalmasına yol açmaktadır. Çoğumuz cinsiyet ve üreme konusunda, anne babalarımız tarafından yeterince eğitilmemiş olmamızın zorluklarını yaşamış olabiliriz. Buna rağmen bu yanlış tutumu kendi çocuklarımıza karşı sürdürmekte de direniriz. Kendimizi rahat hissetmediğimiz bir konuda çocuğumuza yardımcı olmamız oldukça güçtür. Mimiklerimiz, ses tonumuz, kelime seçimimiz, bedenimizin gerginliği ya da gevşekliği ve çocuğumuzu istekli ya da isteksiz biçimde dinlememiz ona duygularımız hakkında fikir verir. Kimi anne ve babalar, cinsel konulardan hiç söz etmez. Bu yaklaşım, çocuğa bu konudaki merakını bastırması gerektiği izlenimi verir. Cinsellik “tabu” haline gelir, giderek düşünmek bile yasaklanır. Çocuk böylece susar, soru sormaktan vazgeçer ve görünüşte bu konulara ilgi göstermez. Ancak içinde cevaplanmamış birçok soru durur. Bu durumda en büyük tehlike bu soruları daha “bilgili” bir arkadaşın cevaplamasıdır. Kimi anne ve babalar ise çocuktan hiçbir şey gizlemeyerek cinsel eğitimin en doğrusunu verdiklerine inanırlar. Çocuğun yanında fazlasıyla açık kıyafetlerle dolaşabilir, birlikte yıkanabilirler. Çok seçici davranmadan, çocukların rahatlıkla ulaşabileceği şekilde kaynaklar sunarlar (dergi, kitap, tv kanalı, internet gibi). Bu davranışlar çocuğun merakını gereksiz yere kamçılar. Kavramaya hazır olmadığı gözlemlerle aklı karışır. Ayrıca ailenin bu tutumu, toplumun cinsel davranışlardan beklediği gizlilik ve özellik anlayışı ile çelişir. Öyleyse doğru tutum ne olmalıdır? Cinsel eğitim doğumdan başlayarak ergenlik dönemine kadar olan dönemi kapsar. Cinsel eğitime başlamak için belirli bir yaş bulunmamasına rağmen anne babalar, ilk sorularla çocukları 3-4 yaşlarındayken karşılaşırlar. Genel prensip olarak açıklamalar sade bir dille, dürüst bir şekilde ve bilimsel kaynaklardan yararlanılarak yapıldığı takdirde gelecekte karşılaşılabilecek olası zorluklar yaşanmayacaktır. Ancak aylar boyunca bu tür bir sorunun sorulduğu an beklenerek hazırlanmış olan derleme bir solukta çocuğa anlatılmamalıdır. Çünkü ihtiyacı olandan fazla bilgi verilmesi çocuğun kafasını karıştıracaktır. Anne babaların sıklıkla sordukları sorular ve yanıtları: Çevrede cinselliği çağrıştıran ve öğreten bu kadar uyaran varken (Dergi, gazete, tv, bilgisayar, arkadaş vb.) ben ne derece bunların önüne geçebilir ve çocuğuma doğru bir cinsel eğitim verebilirim? Özellikle küçük yaşlarda çocukların aileye ve aile bireylerine duyduğu güven çok farklıdır. Eğer sorularını sormaya başladığı ilk andan itibaren onunla sağlıklı bir iletişim kurabilirseniz ve açıklamalarınız yukarıda anlatıldığı şekilde olursa diğer bütün olumsuz etkilerin önüne geçebilirsiniz. Çocuğumun diğer soruları tamam, ama cinsellik neden bu kadar sıkıcı ve ürkütücü geliyor? Cinselliği sıkıcı ve ürkütücü yapan sizin bu konuya yüklediğiniz değerlerdir. Cinselliği ve çocuğunuzun cinsel gelişimini diğer gelişim alanları gibi doğal karşılamalı ve böyle yaklaşmalısınız. Kendi inandıklarımı ve değerlerimi çocuğuma aktarmam ne kadar sağlıklı? Çocuğumun da kendine göre bir hayat felsefesi olması daha iyi olmaz mı? Çocuğunuzun sizden bağımsız bir hayat görüşü olması ve ayaklarını yere sağlam basması önemlidir. O sizin bir uzantınız olmamalıdır. Ancak şurası unutulmamalıdır ki çocuğunuzun hayatı anlamasında ve kendi yolunu belirlemesinde ailenin önemi çok büyüktür. Öncelikle kendi inançlarınızdan yola çıkarak aile değerlerinizi oluşturmanız gerekmektedir. Çünkü bir ailenin yapısı, değerleri ve misyonu bir diğerine göre farklılıklar gösterebilir. Sahip olduğunuz değerleri belirleyip bunların hangilerini çocuğunuza aktaracağınıza iyi karar verin. Gerçekten inandıklarınızı çocuklarınıza aktarmaktan çekinmeyin. Medya, çocuklarımız üzerinde çok etkili. Kontrol edilemez boyutta cinsellik ve şiddet içeren yayınlar var. Çocuğumu bunlardan nasıl koruyabilirim? Evet, medya gerçekten önemli bir unsur. Çocukların dikkate alındığı ve korunmaya çalışıldığı bir programcılık anlayışının olduğu da söylenemez. Ancak, televizyon izleme konusunda Türk ailesinin bilinçli olmadığı da bir gerçektir. Çoğu ailenin tek eğlence aracının televizyon olması beraberinde bazı tehlikeleri de getirmektedir. Sabahtan akşama kadar açık bir televizyonda elbette çocuk için zararlı sahneler görme olasılığı da fazladır. Çocuğuma cinsel gelişimi ile ilgili bilgileri ne zaman vermeliyim? Çocuğa cinsel bilgileri vermenin belli bir başlangıç yaşı olmamasıyla birlikte, genellikle üç yaş civarında soruların başladığı görülmektedir. Çocuğun soru sormasını bekleyin. Aradan bir süre geçmesine rağmen hâlâ beklediğiniz sorular gelmiyorsa dikkatli olmalı ve çocuğunuzu çok iyi gözlemlemelisiniz. Bu konuyu başka yerlerden öğreniyor olabilir. Bu durumda uygun ortamın yaratılarak bazı açıklamaların yapılması yararlı olur. Soru sormamanın iki nedeni vardır: Birincisi size sormayı denemiştir, ama bu anlamda bir yakınlık görememiştir. İkincisi, ihtiyacı olan bilgileri evde bulunan büyük çocuklardan, çevredeki dergilerden, televizyondan ya da başka kanallardan öğreniyor demektir. Çocuğumun sorduğu sorulara yanıt verirken ölçütüm ne olmalı? Sorulan soruları ne ölçüde yanıtlamalıyım? Temel alacağınız en önemli ölçüt yaşı olmalıdır. Çocuğunuzun merakını gidermeli ancak kafasını karıştırmamalısınız. Eğer sorduğu soruya o an yanıt vermek için kendinizi yeterli hissetmiyorsanız “Sorduğum bu soruyu şu an sana nasıl açıklayacağımı bilemiyorum. Senin anlayacağın şekilde anlatmam için bana zaman ver. En kısa zamanda yanıtlayacağım.” diyerek düşünme fırsatı yaratabilir, okuyabilir ya da bir uzmana sorabilirsiniz. Çocuğumun başka çocuklarla cinsellik konusunu konuşması sakıncalı mıdır? Evet. Çünkü diğer çocukların ne derece sağlıklı bilgi sahibi olduğunu bilemeyiz. Ona bilgi verirken, bazı konuların çok özel olduğunu bu nedenle bu konularda herkesle konuşmamak gerektiğini söylemeliyiz. Çocuğunuza, herhangi bir sorusu veya sorunu olduğunda, bunu mutlaka ailesi ile paylaşması gerektiğini, kendisi için yararlı olanın bu olduğunu öğretin. Cinsellik ve üreme konusunda bilgi sahibi olan çocuk, bunu arkadaş ve kardeşleriyle uygulamaya kalkar mı? Genellikle hayır. Belki kısa süreli olarak taklit edebilir. Çünkü bir yetişkin kadar hormonları gelişmemiştir. Bu yüzden bildiklerini oyunlarla geçiştirecektir. Ancak tepki verildiğini anlarsa, oyunları arttırabilir. Zaman zaman takip etmekte yarar vardır. Cinsel eğitim neden bu kadar önemlidir? Cinsel eğitimi sadece cinsel bilgilerin verildiği, cinsiyet ve üreme organlarının tanıtıldığı, doğum olayının anlatıldığı bir konu olarak algılamak yanlıştır. Cinsel eğitim sayesinde çocuk kendi bedenine ve karşı cinsin bedenine saygı duymayı öğrenir. Bu durum, çocuğun ileriki yaşantısında kendi cinsiyetindekilerle ve karşı cinsten kişilerle sağlıklı, düzeyli iletişim kurmasına neden olur. Çocuğun kendi bedenini ve özelliklerini tanıması kendine güvenini arttıran bir özelliktir. Cinsel gelişimi ile ilgili bilgileri erken yaştan itibaren sindire sindire alan ve bu anlamda sağlam temel oluşturan kişi, bedenine karşı olan sorumluluklarını bilir. Cinsel eğitimi aşama aşama ve yaşına uygun olarak alan çocuğun, sonraki yaşamında karşı cinsle kurduğu ilişkilerde daha dengeli olduğu bilinmektedir. Cinsel eğitimi kız çocuğuna anne, erkek çocuğuna baba verse daha iyi olmaz mı? Eğer böyle bir yaklaşım benimsiyorsanız hata yapıyorsunuz demektir. Çocuğunuz soruyu kime sormuşsa o ebeveynin yanıt vermesi ya da birlikte yanıt verilmesi daha uygundur. Önemli olan konunun doğal seyri içinde çocuğun fazla ilgisini çekmeden eğitim vermektir. Çocuğunuz yalnızca kendi cinsiyeti ile ilgili bilgileri değil kız ve erkek cinsiyetini birlikte merak edecektir. Ergenliğe doğru kız çocuğa annenin, erkek çocuğa babanın kendi yaşamlarından örnekler vererek bilgilendirmesi daha yararlı olabilir. Çocuğumuzun yatak odamızda (veya yatağımızda) bizimle birlikte uyumasına izin vermeli miyiz? Hayır. Çocuğunuz mutlaka kendi yatağında ve odasında uyumalıdır. Zaman zaman alışkanlık yapmayacak ölçüde yatağınıza gelmesine izin verebilir ama tekrar yatağına dönmesini sağlayabilirsiniz. Ancak bu konu her zaman sınırları zorlayacak bir cazibeye sahiptir. Çocuğum gecenin herhangi bir zamanında, kapıyı tıklatma gereği bile duymaksızın yatak odamıza giriyor. Nasıl engellerim? Çocuğunuza kendi odasının ve sizin odanızın özel olduğunu ve başkalarının odasına girerken izin alması gerektiği vurgulayın. Odaya izinsiz girme alışkanlığı devam ediyorsa bunu uygun bulmadığınızı belirtin. Hoşunuza gitmediğini söz ve davranışlarınızla hissettirin. Çocuğumla birlikte banyoya girmem sakınca yaratır mı? Genellikle 3 yaşa kadar çocuklar anne babanın çıplaklığını çok fazla önemsemeyebilir. 4-5 yaşından itibaren bunun farkına varacaktır. Bu yaşlarda anne babanın örtünmesinde yarar vardır. Yetişkin vücudu ile kendi vücut ölçülerini karşılaştıran çocuğun kafasında yanıtlanması zor sorular oluşabilir. Anne babanın mahremiyeti kadar çocuğun mahremiyetine de saygı duyulmalı ve bu mahremiyete uygun davranılmalıdır. Çocukla konuşurken, vücudumuzdaki özel organları başkalarına göstermenin uygun olmadığı vurgulanmalıdır. Ailece TV ya da film seyrederken hiç beklemediğimiz bir anda çocuk için zararlı olabilecek (ya da yaşına uygun olmayan) sahneler çıkıyor, bu durumda yapmamız gerekenler nelerdir? Ansızın çıkan erotik sahneler karşısında ailelerin sıklıkla gösterdiği tavır hemen kanal değiştirmek ya da filmi ileri sarmaktır. Bu tutum yanlıştır, çünkü çocuğunuz göreceği kadarını görmüştür. Böyle davrandığınızda çocuğunuz; - Konuya daha fazla ilgi duymaya başlar, filmin ayrıntılarını ve devamını öğrenmek için özel bir çaba harcayabilir. - Gördüğü sahnelere anne babasının aşırı tepki göstermesinin nedenini araştırmak için konuya daha fazla ilgi gösterebilir, hatta uygulamaya kalkışabilir. - Anne babanın yöntemini benimseyip cinselliği kötü, onaylanmaz ve zararlı olarak algılayabilir ve cinselliğe karşı tavır geliştirebilir. Yine de aile olarak bilinçli bir TV izleme politikası oluşturabilir, yayınların ve filmlerin hangilerinin izleneceğine karar verip kalan zamanlarda TV izlemek yerine daha yararlı ortak etkinlikler yapabilirsiniz. ÇOCUKLARIN CİNSEL SORULARI VE YANITLARI Bu nedir? Erkek çocuklar için: “Bu senin penisindir. Nasıl ki görme organımız göz, duyma organımız kulak ise penis de senin cinsiyet (üreme) organındır. Kız çocukların üreme organına vajina denir.” “Erkek çocukların cinsiyet organları penis ve testislerden oluşur. Testisler penisin altında durur ve torba şeklindedir.” “Testislerin içinde, büyüdüğün zaman sperm üretmeyi sağlayacak 2 tane yuvarlak organ bulunur. Penis ise ince ve uzundur. Tıpkı parmak gibidir. Penis aynı zamanda idrar yapmayı sağlayan bir organdır.” “Penis (büyüdüğün zaman) testislerde üretilen spermlerin dışarı çıkmasını sağlar.” Kız çocuklar için: “Bu senin cinsiyet (üreme) organındır. Buna vajina denir. Erkek çocukların cinsiyet organına penis denir.” “Vajina dıştan görebildiğimiz kadarıyla kızların vücuduna yapışık bir şekilde durur ama içeri doğru devam eder. Bu yüzden erkek çocuklarınki gibi görünmez.” “İçeriden karnına kadar uzanan bu organlar, tıpkı mide, akciğer ya da bağırsaklar gibidir. Nasıl ki bu organlar görülemiyorsa, vajinanın içerdeki bölümü de görünmez. Bu organlar, büyüdüğün zaman çocuğunu büyütmeye ve doğumuna kadar korumaya yardımcı olacak ve zamanı geldiğinde de bebeğin dışarı çıkmasını sağlayacak yapıdadır.” “Vücudun içinde 2 tane yumurta üreten yer vardır. Ancak bu yumurtalar bizim göremeyeceğimiz kadar küçüktür. Büyüdüğün zaman burası yumurta üretmeye başlayacak. Bu yumurtalar büyüdüğün zaman eğer karar verirsen çocuğunun olmasını sağlayacak.” Öneriler: Çocuğunuza bu bilgilerin hepsini birden vermeyiniz. Her paragraf, çocuk daha ayrıntılı sorular yönelttiğinde, yaşına uygun olarak söylenmelidir. Çocuğunuza bilgi verirken penis, vajina, yumurta terimlerini kullanmakta çekinmeyin. Şimdiden doğru terimlerle tanışmasında ve bilmesinde yarar vardır, her ne kadar terimler ona yabancı gelse de… Farklı yerlerde cinsiyet ve üreme organlarının adı değişik isimlerle söylenebilmektedir. Bu nedenle daha ilk başta çocuğunuzun bilimsel adları öğrenmesi yararlı olur. Bunun bir başka yararı da bu isimleri söylerken kendinizi daha rahat hissetmenizdir. Bebek anne karnına nasıl girer? “Babanın vücudunda (testislerinde) üretilen spermler, penis yardımıyla bir yolculuğa çıkarlar ve içlerinden bir tanesi annenin vücudunda bulunan yumurta hücresiyle birleşir. Bu birleşme sonucunda bebek oluşur ve büyümeye başlar.” “Babanın vücudunda tahmin edemeyeceğin kadar çok sayıda (milyonlarca) sperm bulunur. Bu spermler babanın vücudundan çıktıktan sonra annede bulunan yumurtaya ulaşmak için hızla koşmaya başlarlar. Tabii ki en sağlıklısı ve en hızlı koşanı ilk önce yumurtaya ulaşır.” “Yumurtaya ilk ulaşan spermi içine alan yumurta, hemen kapılarını diğer spermlere kapatır. Çünkü bebeğin olabilmesi için bir tane sperm yeterlidir.” “Sonra spermle birleşen yumurta hızla büyümeye başlar. İşte bu, bebeğin ilk halidir.” Benim de çocuğum olur mu? Kız çocuklar için: “Elbette olur. Ancak bunu için öncelikle büyümen gerekir. Bir bebeği taşıyabilmek ve dünyaya getirebilmek için vücudunun, annenin vücudu kadar büyümesi gereklidir. Şu an senin vücudun bir bebek dünyaya getirmek için yeterince büyümemiş ve olgunlaşmamıştır. Ayrıca bir bebeğin sorumluluğunu alabilecek ve büyütebilecek duruma gelmen gerekir. Tıpkı annen gibi…” Erkek çocuklar için: “Elbette olur. Ancak bunu için öncelikle büyümen gerekir. Şu an senin vücudun bir bebeğin olması için yeterince büyümemiş ve olgunlaşmamıştır. Bir bebeğin oluşabilmesi için cinsiyet organlarında sperm üretilmeye başlanmış olması ve bir bebeğin sorumluluğunu alabilecek duruma gelmen gerekir. Tıpkı baban gibi…” Annemin vajinasını, babamın penisini görebilir miyim? “Üzgünüm, hayır. Çünkü vücudumuzdaki bazı organlar özeldir. Bu organları başkalarına göstermemiz doğru değildir. Anne babanın cinsiyet organları (vajina ve penis) ve annenin memeleri özeldir. Bunları herkese göstermek veya isimlerini söylemek gerekli değildir. Ayrıca insanların bu organlarımıza dokunmasına ve bunlarla ilgili konuşmasına da izin vermemeliyiz.” Bu bültenle sıkça sorulan bazı soruları cevaplandırmayı ve dikkatinizi bu konuya çekmeyi hedefledik. Fakat cinsel eğitim konusu, bu bültenin içeriği ile sınırlandırılamayacak kadar geniş bir konudur. Daha fazla bilgiye ulaşmak isterseniz sizlere önerdiğimiz kaynaklardan yararlanabilirsiniz. ÖNERİLEN KAYNAKLAR Mayle, Peter. Bana Neler Oluyor? (Çev. Emel Aksoy), Sistem yayınları, İstanbul, 1999 Mayle, Peter. Ben Nereden Geldim? (Çev. Emel Aksoy), Sistem yayınları, İstanbul, 1999 Tuzcuoğlu, Necla. Tuzcuoğlu, Semai. Çocuğun Cinsel Eğitimi ”Anne Ben Nasıl Doğdum”, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul, 2003 Salk, Lee. Çocuğun Duygusal Sorunları, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1998 Kardam, Filiz. Akman, Yasemin. Özvarış, Şevkat Bahar. Çağlar, Şule. Çocukluktan Genç Kızlığa Değişim, Veri Araştırma Yayınları, İstanbul, 2000 KAYNAKÇA: Tuzcuoğlu, Necla. Tuzcuoğlu, Semai. Çocuğun Cinsel Eğitimi ”Anne Ben Nasıl Doğdum”, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul, 2003 Salk, Lee. Çocuğun Duygusal Sorunları, Remzi Kitapevi, İstanbul, 1998