Word olarak kaydet

advertisement
Şakacı
Mar 30, 2011
DİŞİ DEVENİN YAVRUSU
Bir arkadaşı kendisinden bir binek devesi ister. O (asm);
"Olur, seni bir dişi deve yavrusuna bindirelim."der. Arkadaşı şaşırarak, itiraz eder.
"İyi ama ey Allah'ın Elçisi, ben dişi deve yavrusunu ne yapayım.Bir işime yaramaz ki."
"Bütün develer bir dişi devenin yavrusu değil midir?"[1]
SANA BAHA BİÇİLMEZ
Zahir, çölde yaşayan Müslümanlardandır. Çölden Hz. Muhammed (asv)'in siparişlerini getirir ve
Hz. Muhammed (asv) de onun şehirden yaptığı alışverişine yardımcı olur. Aralarındaki ilişkinin
bu boyutuna dikkat çekerek:
"Zahir bizim çölümüzdür, biz de onun şehriyiz." der.
Fakat Zahir'in ciddi bir sorunu vardır. Doğuştan gelen bazı fizyonomik kusurları nedeniyle
insanlar arasında görünmek istememekte, mecburen topluma karıştığı zamanlarda ise "Herkes
bana bakıyor!" kompleksi ile ezilmekte, sıkıntı çekmektedir. Hz. Muhammed (asv) de Zahir'in
bu sorununun farkındadır. Ve bir gün onu rahatlatmanın fırsatını da yakalar.
Zahir, Medine çarşısının en kalabalık olduğu bir saatte alışveriş yapmaktadır. Hz. Muhammed
(asv) sessizce arkasından sokulur, elleriyle Zahir'in gözlerini yumarak bedenini kendisine çeker.
Kendisine bu şakayı yapanın, kokusundan Hz. Muhammed (asv) olduğunu tanıyan Zahir ise,
duyduğu mutluluktan adeta kendinden geçmiş olarak bütün vücuduyla Hz. Muhammed (asv)'e
yaslanır. Peygamberlerinin o güne kadar hiç kimseye bu denli mesafesiz davranmadığını bilen
Müslümanlar hayretten büyüyen gözlerle etrafına yığılırlar. Hz. Muhammed (asv) tebessümle
seslenir:
"Bir kölem var. Satıyorum. Onu benden kim alır?"
Zahir bir yandan yaşadığı sürpriz iltifatın şokuyla, diğer yandan ise ömrü boyunca bütün bilincini
doldurmuş olan o kompleksin etkisiyle, peygamberinin şakasına biraz acılık karışmış bir şakayla
cevap verir.
"Yemin olsun ki ey Allah'ın Elçisi, beş para etmez bir köleyi satmaya çalışıyorsun."
İşte Hz. Muhammed (asv)'in beklediği fırsatta budur. "Herkes bana bakıyor" kompleksinin
sahibine "herkes" in içinde öyle bir tedavi uygulayacaktır ki, o andan itibaren Zahir, hiç kimse
karşısında en küçük bir sıkıntı hissetmeden, rahat ve başı dik olarak yaşayacaktır. Bu tam taşı
gediğine koyma fırsatıdır. Hz. Muhammed (asv) o anda şakayı keser. Ciddileşir. Zahir'i
göstererek ve kendilerini sarmış olan kalabalığa seslenerek:
"Hayır; andolsun ki Allah ve Allah'ın Elçisi katında senin değerine paha
biçilmez!"der.
O gün Zahir'in, hayatının bayram günüdür.[2]
PARAM YOK Kİ
Şakacı arkadaşlarından biri sık sık O'na (asm) hediye götürür. Bunlar genellikle yağ, bal
cinsinden şeylerdir. Daha sonra hediyelerin satıcısı gelip malının parasını istediği zaman da fakir
fakat şakacı arkadaşı Hz. Muhammed'e:
"Ey Allah'ın Elçisi! Yağın balın sahibi geldi, parasını istiyor." der
Hz. Muhammed (asm) bunun üzerine, şakaya uyarak, ciddi bir tavırla,
"İyi ama sen onu bize hediye getirmemiş miydin?" diyerek itiraz edince de, şakacı
"Param yok ki vereyim." der.
Bunun üzerine Hz. Muhammed (asv) gülerek alacaklının borcunu öder...[3]
GÖZÜNDE AK OLAN
Hanım Müslümanlardan biri bir dileğini anlatmaktadır. Hz Muhammed (asv) bir söz arasında
sorar:
"Sen şu gözünde ak olan kişinin eşisin, değil mi?" Hanım şaşırarak, cevaplar;
"Ey Allah'ın Elçisi! Benim kocamın gözünde ak yoktur."
"Her insanın gözünde ak olur."[4]
BİLLURLAR KIRILMASIN
Bir yolculuk sırasında Enceşe isimli bir arkadaşı develerin önünde, daha hızlı yürümeleri için
şarkı söyleyerek tempo tutmaktadır. Şarkı hızlanır, tempo yükselir ve develerin sürati de artar.
Develerin üzerinde bulunan hanımlar için endişelenen Hz. Muhammed (asv) Enceşe'ye seslenir:
"Enceşe dikkat et! Billurlar kırılmasın!"[5]
ZEYTİN ÇEKİRDEKLERİ
Hz. Ali (ra) ile beraber kahvaltı etmektedirler. Hz. Muhammed (asv) yüzünde bir gülümseme...
Hissettirmeden, yediği zeytinlerin çekirdeklerini Hz. Ali (ra)'in önüne yığar... Sonunda Hz. Ali
(ra)'ye önündeki zeytin çekirdeklerini göstererek;
"Ey Ali, ne kadar da çok zeytin yemişsin?.." der.
Hz. Ali (ra), görünümü son derece ciddi, cevap verir.
"Evet, ey Allah'ın Elçisi! Fakat siz de çekirdekleriyle beraber yemişsiniz. Baksanıza önünüzde
hiç çekirdek yok."[6]
TAMAMIN GİRSİN
Ordu Tebük seferindedir. En eski arkadaşlarından Malik oğlu Avf, dinlenme sırasında küçük
çadırında oturmakta olan Hz. Muhammed (asv)'in kapısına gelir. Selam vererek izin ister.
İçeriden "Gir!" cevabı gelince de sorar;
"Her tarafım mı ey Allah'ın Elçisi?" Allah'ın Elçisi (asm) cevaplar;
"Evet, tamamın!"[7]
CENNETTE GENÇ KIZ
Yaşlı bir kadın mescide, Hz. Muhammed (asv)'in yanına gelir ve
"Ey Allah'ın Elçisi! Benim için dua et de Allah beni cennetine koysun." der.
"Yaşlı kadınlar cennete giremez."
Kadın üzülür, ağlamaya başlar. Hz. Muhammed (asv)'in yüzünde bir tebessüm yayılır
"Üzülme, yani yaşlı değil bir genç kız olarak cennete gireceksin." der.[8]
________________________________________
[1]Ebu'ş-Şeyh el-İsbehani, Hazreti Muhammed'in Edeb ve Ahlakı, s.84.
[2]Yrd. Doç. Dr. Abdullah Özbek, Bir Eğitimci Olarak Hazreti Muhammed, s.69; İmam-ı
Tirmizi, Şemail-i Şerif, s.257.
[3]İmam-ı Kastalani, Mevahib-i Leduniye, s.334.
[4]Bekir Sağlam, Model İnsan, s.76.
[5]Afzalur Rahman. Siret Ansiklopedisi, I/46.
[6]Bekir Sağlam, Model İnsan, s.75 (152); Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi, I/83.
[7]Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi, I/83.
[8]İmam-ı Tirmizi, Şemail-i Şerif, s.258.
Download