Document

advertisement
3
HIZLANDIRICILARIN FİZİĞİ
3.1 GİRİŞ
Parçacık hızlandırıcıları iyi bilinen doğa yasalarına göre çalışırlar. Bunlar elektro
magnetizma yasaları çerçevesinde e.m. alanlarda yüklü parçacıkların hareketini yöneten
elektrodinamik yasalardır. Hızlandırıcıların araştırılması ve gelişimi bilimin aktif bir alanıdır
fakat; bu alan yeni yasaları araştırmaktan ziyade bilinen yasalardan yararlanır. Hızlandırıcılar
aynı zamanda yeni yasaların araştırılmasında kullanılan araçlardır.
Bir elektrik alanda hareket eden yüklü bir parçacığa alan doğrultusunda bir kuvvet etki
eder (yük negatifse zıt yönde) ve Şekil 3.1.’ de gösterildiği gibi hızlandırılırlar. Böylece hızı
ve kinetik enerjisi artacaktır. Kuvvet ‘F=q.E’ ile verilir, burada “q” parçacığın yükü “E”
elektrik alanıdır. “q” coulomb ve “E” volt/metre olarak ölçülmüşse “F” Newton cinsinden
verilir.
Şekil 3.1. a) Elektrik ve b) Magnetik Kuvvetler
Bu parçacık hızlandırıcısının temel işletim mekanizmasıdır. Elektrik alan ya zaman
içinde sabittir ki bu durumda parçacıklar sürekli hızlandırılır ve dışarıya kararlı demet olarak
çıkarlar ya da zaman içinde değişkendir ki bu durumda parçacıklar alanın uygun doğrultuda
olduğu anlarda hızlanırlar ve demet paketçikli yapıda oluşur.
Durgun magnetik alandaki yüklü bir parçacık üzerine iki vektör tarafından oluşturulan
düzleme dik doğrultuda bir kuvvet etkir. Bu vektörler Şekil 3.2’de gösterildiği gibi magnetik
alan vektörü ve parçacığın hız vektörüdür. Magnetik alanla aynı doğrultuda hareket eden bir
parçacık herhangi bir magnetik kuvvet meydana getirmez. Çünkü durgun magnetik alandaki
parçacığın üzerindeki kuvvet hızına diktir, parçacık üzerinde hiçbir iş yapılmaz ve enerjisinde
bir değişim olmaz. Dairesel hızlandırıcıdaki enerji artışı magnetik alandan değil hızlandırıcı
sisteminden ileri gelir. “” hızıyla “B” magnetik alanına dik olarak hareket eden bir parçacık
üzerine etkiyen kuvvet:
F=qB
(3.1)
B Tesla (1 Tesla:104 Gauss) ve  metre/saniye olarak ölçülürse kuvvet Newton cinsinden
çıkar. Magnetik alan parçacığı  yarıçaplı bir daire üzerinde büken merkezcil kuvvet sağlarsa
o zaman,
m2/=qB
(3.2)
olarak verilir ve p momentumu ile yarıçap ve alanın çarpımı arasında bir bağıntı ortaya çıkar.
P=m=qB
(3.3)
Böylece hızlandırma sırasında parçacığın momentumu artarsa siklotronda olduğu gibi eğrinin
çarıçapı veya sinkrotronda olduğu gibi magnetik alanda artmalıdır. Bu P=qB bağıntısı
dairesel hızlandırıcılar için oldukça temeldir. Özel rölativitenin etkilerini kapsayan yavaş ve
hızlı parçacıklar için geçerlidir. Pratik hesaplamalar için B Tesla,  metre ve P Mev/c (burada
“c” ışık hızı) olarak verilmişse;
P=300B
(3.4)
Magnetik
alanların
zamanla
değişimi
parçacıkların
enerjilerini
artırmalarında
kullanılmaktadır. Lineer indüksiyon hızlandırıcıları ve betatronda parçacıkların enerjilerini
artıran bir elektrik alanın indüklenmesinde zamanla değişen bir magnetik alan kullanırlar.
Dairesel hızlandırıcılarda hızlandırma sırasında parçacıkların yörüngeleri çok uzundur,
bazen birkaç bin kilometreyi bulur. İdeal yörüngeye gelince bir açı ile fırlatılan (pompalanan)
parçacık bu uzun mesafe boyunca her defasında daha fazla yoldan sapacaktır ve parçacıkları
ideal yörüngelerine doğru geri odaklayacak bazı araçlar sağlanmadıkça magnetik alanın sınırı
terk edecek ve kaybolacaktır. Bu odaklama magnetik alanın dikkatlice düzenlenmiş uzaysal
gradyenlerinin varlığı ile başarılır. Odaklama hızlandırıcı dizaynının en önemli ögelerinden
birisidir.
Biz burada bir parçacık hızlandırıcısı ile bir nükleer reaktör arasındaki farkı
vurguladık. Bir hızlandırıcıda parçacıklar odaklanır ve aynı enerji ile doğrultuda hareket eden
bir demet oluşturulur. Bir reaktörde ise parçacıklar ısıtılır ve gelişi güzel doğrultularda sıcak
bir gazın geniş enerji dağılımı ile hareket ederler. Bunlara ek olarak reaktör parçacıkları
nükleer kuvvetlerle, hızlandırıcı ise elektro magnetik kuvvetlerle hızlandırılır. Bu elektro
magnetik kuvvetler hızlandırıcıya salınan elektrik gücü kesildiğinde biter. Böylece
hızlandırıcı kapatıldığında arta kalan küçük etkiler dışında hızlandırıcıdan gelen ışıma durur.
3.2 HIZLANDIRICILARDA PARÇACIK HAREKETİ
Bir hızlandırıcıdaki parçacıkların hareketinin dinamiğinin incelenmesi hızlandırıcı
biliminin en önemli parçalarındandır. Parçacık dinamiğinin önemi, kısmi olarak bir çok
değişik türdeki hızlandırıcıda parçacıkların hızlandırma veya depolama yönünde çok büyük
mesafeler boyunca (bazen birkaç milyon mil veya kilometre boyunca) hareket ettikleri
gerçeğinden ortaya çıkar. Küçük pertürbasyonlara ve hatalara karşı kararlılık, parçacıklar
hızlandırıcıda bu mesafeler boyunca yörüngede kalıyorsa geçerlidir.
Buna ek olarak, bir çok hızlandırıcıda parçacık yoğunluğunun mümkün olduğu kadar
yüksek tutulması istenir. Yüksek şiddetlerde, yüklü parçacıklar boyunca ortaya çıkan
elektromagnetik kuvvetler ve uzay yükü önemli olabilir. Hızlandırıcıda kararlı bir demet
üretmek için parçacıklar hızlandırma sırasında ideal yörüngeler civarında sadece küçük
osilasyonlar (salınımlar) yapacaktır. Bu osilasyonlar ideal yörüngeye göre enine ve aynı
yörünge boyunca boyuna doğrultuda olmak üzere her iki doğrultuda da oluşacaktır. Enine ve
boyuna hareketlerin birleştiği ( çiftleştiği) durumlar olmasına rağmen birçok hızlandırıcıda
birleştirme şekillenimi çok küçüktür ve bizim yapacağımız gibi bu hareketin iki çeşidi ayrı
ayrı tartışılacaktır.
3.2.1 Enine Hareket
3.2.1.1 Betatron Salınımları
Enine salınımlar betatron salınımları olarak adlandırılır. Çünkü Kerst ve Serber
bunlarla ilgili ilk açık tartışmayı Kerst’ in ilk başarılı betatronunu gerçekleştirmesiyle
bağlantılı olarak sunmuşlardır. Gerçekte enine salınımların hareket denklemleri daha önce
Walton tarafından ve siklotronlar için en kullanışlı haliyle Tomas tarafından sunulmuştur.
Baştan beri amaç enine hareketi dinamik olarak kararlı hale getirmektir, böylece ideal
yörünge civarına pompalanan parçacıklar bu civarda kalacaklardır. Bazı kısa hızlandırıcı
sistemlerinde bu demetin parçacık kaynağında odaklanmasıyla başarılabilir. Fakat daha uzun
hızlandırıcılarda bu kararlılığın başarılabilmesi için yörünge boyunca yeniden depolayıcı
kuvvetlere ihtiyaç duyulur. Bu yeniden depolayıcı kuvvetler dış elektrik ve magnetik alanlarla
sağlanır.
Enine hareket tartışmasında hızlandırma işleminin etkilerini, aynı zamanda parçacıklar
arasındaki uzay yükü kuvvetlerini ihmal edebiliriz ve böylece zamanla sabit bir dış alan
içindeki tek bir parçacığın hareketini inceleyebiliriz. Bu alanın uzayda sabit olması gereklidir
ve mesafe ile oluşan değişiklikler odaklama için önemlidir.
3.2.1.2 Betatronda Zayıf Odaklama
Şimdi dairesel bir hızlandırıcıdaki enine magnetik alan koşulunu düşünelim, alan
parçacığı kapalı bir yörünge etrafında büksün. Burada kapalı yörünge düzlemindeki radyal
doğrultu “kenar ortay düzlemi” ve z yörünge düzlemine dik doğrultudur. Yörünge boyunca
mesafe ‘s’ dir. Dikey magnetik alan Bz r’ nin bir fonksiyonu olarak değişiyorsa ( bir
gradyente sahipse), Maxwell denkleminde (  =0) olduğu gibi kenar ortay düzleminin
dışındaki pozisyonlarda bir radyal Br alanı vardır. s doğrultusunda hareket eden parçacık
kenar ortay düzleminden uzaklaştıkça, bir dik kuvvetin etkisi altında kalır. Dikey alan yarıçap
ile azalıyorsa (dBz/dr  0), z pozitif veya negatif olsa da kuvvet, parçacığı z=0’ a doğru geri
saptırır. Kuvvet Şekil 3.2’de gösterilmiştir. Diğer yandan dBz/dr0 ise kuvvet daima kenar
ortay düzleminden dışa doğrudur.
Şekil 3.2 Bir eğici magnet içinde radyal alan ve düşey kuvvet
Böylece kılavuz alan yarıçap ile azalıyorsa kenar ortay düzlemden harekete başlayan
parçacık daha büyük z’ lere doğru hareket ettikçe kenar ortay düzlemden dışarı doğru olan
hareket kararlı olacaktır. Bu dikey odaklama deneysel olarak ilk siklotronlardan bulunmuş ve
nitel olarak günümüzde anlaşılabilmiştir. Kerst tarafından nicel hale getirilmiştir.
Azalan bir alanda, parçacık üzerindeki radyal kuvvet yarıçap ile azalır. Bununla
beraber m kütleli ve v hızlı parçacığı r-1/r olarak azalırken r yarıçaplı halka üzerinde tutmak
için mv2/r merkezcil kuvvetine ihtiyaç vardır. Böylece, alan 1/r’ den daha yavaş azalırsa daha
büyük yarıçaptaki bir parçacık kendisini ideal yörüngeye doğru geri odaklayan daha büyük bir
kuvvet hisseder ve parçacık üzerinde yatay veya radyal odaklanma oluşur. Kerst bu sonuçları
bağıl türev veya alan indisi,
n = -(r/B)(Bz/r)
(3.5)
olarak tanımlamış ve her iki enine doğrultuda odaklama için koşul,
0n1
(3.6)
olmasıdır. Bu zayıf odaklamada yatay ve dikey odaklamalar birbirini tamamlayıcıdır. Öyle ki,
biri çoğalırken diğeri azalır, dikey ve yatay yarıklar arasındaki dizayn içinde bir denge söz
konusu olur. Örneğin siklotrondaki alanlar yarıçapa bağlı olarak çok küçük miktarda azalır ve
dikey odaklama çok zayıf kalır.
Zayıf odaklamalı birçok siklotronlar inşa edilmiş ve başarıyla çalıştırılmıştır fakat,
ideal yörünge civarındaki salınımların genlikleri daha büyük bir hızlandırıcıda daha büyük
olmakta (yaklaşık olarak yarıçapla orantılıdır), Cosmotron (3GeV) ve Betatron (6GeV) proton
hızlandırıcılarında 10-20 cm’ ye ulaşmaktadır. Osilasyon genlikleri birkaç metrelik olabildiği
kadar büyük değerlere ulaşabildiğinde daha yüksek bir enerjideki hızlandırıcıda zayıf
odaklamanın kullanımı son derece pahalı olmaktadır.
Kuvvetli odaklama bu zorluğu değişken gradyent serileri kullanarak yenmektedir.
Böylece yatay ve dikey odaklamanın her ikisi için de değişken-gradyentli odaklama mümkün
olur. Bir değişken gradyent serileri parçacığı Şekil 3.3’te görebileceğimiz gibi optik lenslerin
değişken serisine benzer bir davranışla odaklar. Bir ışın eksene yakınsak (odaklayıcı)
merceklerde, ıraksak (dağıtıcı) merceklerde olduğundan daha uzaktır ve daha keskin bir
şekilde bükülür. Böylece sonuç net odaklama şeklindedir.
Şekil 3.3 Lensler içerisinde ışınların odaklanması
Yatay bir hareket için odaklayıcı olan gradyent dikey hareket için dağıtıcıdır fakat,
değişim her ikisinde de bir odaklama meydana getirir. Zayıf odaklanmayı sınırlayan
tamamlayıcılık önlenmiştir ve odaklama daha kuvvetli olabilmektedir. Gradyentler
hızlandırıcının çevresi boyunca devir başına sabit sayıdaki periyotlarla periyodik olarak
değişir. Büyük bir sinkrotrondaki osilasyon genlikleri birkaç santimetre veya daha küçük
boyuttadır ve vakum odacıkları ile mıknatıs yarıkları buna uygun olarak küçüktür.
Bir parçacık ideal yörüngeye zorlanırken betatron osilasyonlarını bu yörünge civarında
meydana getirecektir. Bu osilasyonlar genellikle hızlandırıcı etrafındaki devir başına
tamamlanmış osilasyonların sayısı olan  ile karakterize edilir. Yatay osilasyonlar için r ve
dikey osilasyonlar için z ayrı değerler alır. Bir zayıf odaklama hızlandırıcısında osilasyonlar
sinüzoidaldir ve her iki  değeri birden küçüktür. Bir kuvvetli odaklama hızlandırıcısında
Şekil 3.4’de gösterildiği gibi odaklama sinüs dalgası etrafındaki periyodik gezinmelerle, bu
osilasyonlar ortalama değer üzerinde sinüzoidaldir. r ve z genellikle birden büyük olarak
düşünülür. Böylece bir zayıf odaklama hızlandırıcısında osilasyonlar aşağıdaki formüllere
sahip olurlar.
Şekil 3.4 Değişken Gradyenli Yapı İçerisinde Parçacık Salınımı
( + Fokuslama
- Dağılma )
r = ro+Arcos(rs/R+r)
z = Azcos(zs/R+s)
(3.7)
burada Ar ve Az genlikleri ile r ve s fazları pompalamadaki başlangıç koşullarıyla belirtilir.
Bir kuvvetli odaklama hızlandırıcısında osilasyonlar aşağıdaki formlara sahiptir.
r  ro  Ar r ( s )Cosr ( s )  r 
(3.8)
z  Az  z Cosr ( s )  r 
s
ds
0 r ( s )
r ( s )  
ve
s
ds
0z ( s )
z ( s )  
(3.9)
r ve s periyodik fonksiyonları betatronun genlik fonksiyonlarıdır. Denklem (3.8)’ de genlik
 ile periyodik olarak değişir. Denklem (3.9)’ de faz 1/ olarak ilerler böylece  salınımın
ani dalga uzunluğudur. Genlik fonksiyonu ve  değeriyle ilişkilidir çünkü, r ve z’ nin her ikisi
için de devir başına toplam faz ilerlemesi
2R ds
( 2R )  2  
0 ( s )
(3.10)
Bir parçacık demetini oluturan parçacıklar değişik açılarda ve ideal yörünge civarında
değişik konumlarda olabilirler. Şekil 3.6’ da verildiği gibi eksenleri verilen bir s noktasındaki
pozisyonu ve açısı olan bir uzaydaki parçacık grubunun hareketini çizmek oldukça öğreticidir.
Bu faz uzayı olarak adlandırılır. Grup hızlandırıcı etrafında hareket ettikçe ve s değiştikçe,
grubu kapsayan şekil zayıf olarak değişecektir fakat alanı sabit kalacaktır. Açı ve konumdan
oluşan faz uzayında kaplanan alan hızlandırma işlemi boyunca sabit kalır. Bu Liouville
teoremi olarak adlandırılan genel dinamik kuralından çıkar. Bu teoreme demet dağılımı ve
soğutumu tartışmalarında geri döneceğiz.
İdeal bir hızlandırıcıda yatay ve dikey hareketler birbirinden bağımsızdır ve her biri
ayrı iki boyutlu faz uzayına sahiptir. Gerçek bir hızlandırıcıda lineer olmayan yeniden
depolayıcı kuvvetler, magnetik alan eksiklikleri veya mıknatıs ayarlama kayıpları yatay-dikey
çiftlenimini ortaya çıkarabilir ve iki hareket birbirine etki edebilir. O zaman faz uzayları
birbirinden bağımsız olmaz fakat, parçacıklar tarafından işgal edilen birleşik faz uzaylarının
4- boyutlu hacmi sabit kalır.
Şekil 3.6 Enine konum-açı faz uzayında parçacıkların doldurduğu elips
Magnetik alan hataları ve mıknatıs ayarlama kayıpları demette zorlanmış osilasyonlara
sebep olarak demet yörüngesinde bozulmalara (bükülmelere) neden olabilir, böylece kapalı
bir yörünge olan merkezi yörünge periyodik olarak zorlanmış salınım içinde hareket eder ve
bütün parçacıklar bu kapalı yörünge civarında salınırlar o zaman faz uzayı tarafından işgal
edilen bölge ve zorlanmış salınım içinde hareket eder.  değeri bir tam sayıya yakınsa kapalı
yörünge osilasyonu çok büyük olur ve demet hızlandırıcıyı çok hızlı bir şekilde terk edebilir.
Bu toplam rezonans; mıknatısların dikkatli bir şekilde yapılanması ve sıralanması ayrıca 
değerinin tam sayılardan kaçınması ile kontrol altında tutulabilir.
Kuvvetli odaklamalı bir hızlandırıcısıda  değeri bir yarım tam sayı ise magnetik alan
gradyentlerindeki hatalar salınımı
kapalı yörünge civarında kararsız hale getirebilir. Bu
durumda alan hala korunuyor olsa bile faz uzayının işgal ettiği bölge gerilip uzatılır ve
parçacıklar çok büyük osilasyon genliklerine ulaşır. Yarı integral (toplam) rezonansları kadar
önemli değildir, fakat bunlardan kaçınmak için yapılanmada ve sıralanmada dikkatli
olunmalıdır
İdeal bir hızlandırıcıda bulunan bütün parçacıklar tam olarak aynı momentuma sahip
olmazlar. Her bir parçacığın momentumu aynı zamanda boyuna osilasyonlar sırasında ideal
momentuma bağlı olarak da değişir. Momentumu merkezcil momentumdan faklı olan
parçacık kapalı yörünge civarında enine zorlanmış salınımlara uğrayacaktır. Bütün bunlar faz
uzayında parçacık gruplarının üst üste katlanması şeklinde görünür. Bu olay optiktekine
benzer olarak yayınım şeklinde adlandırılır.
Bir değerine doğru odaklamış olması için gradyent bir mıknatıs veya kuadropolde
olduğu gibi değişik yörüngelerdeki iki parçacığın değişik magnetik alanlara doğru hareket
etmesi gerekir. Değişik uzunluklar Şekil 3.7’ de gösterildiği gibi köşeleri parçacık
yörüngelerine dik olmayan mıknatıslar inşa edilerek başarılabilir. Bu köşe odaklaması AVF
siklotronlarında kullanılmaktadır. Eğer bir köşe eğimli ise yörünge uzunluğu yarıçap ile artar,
köşe yatay olarak yayıcı, dikey olarak odaklayıcıdır.
Bir radyal kısım AVF siklotronunda akıntıya karşı ve akıntı yönündeki mıknatıs
köşelerinin her ikisi de dikey odaklayıcıdır. Radyal odaklama kılavuz alanın yarıçapa bağlı
olarak arttırılmasıyla sağlanır. Bu sisteme Thomas odaklanması denir. Bir spiral kısım AVF
siklotronunda, bir köşe dikey odaklayıcı diğeri dikey yayıcıdır. Değişken gradyent
odaklamasına benzer olarak değişken köşe odaklanması sağlar.
Şekil 3.7 a) Gradyen ve b) Kenar odaklaması
3.2.1.3 Lineer Hızlandırıcılarda Enine Hareket
Yüksek voltaj hızlandırıcılarındaki parçacık yörüngeleri bütün hızlandırıcı için uygun
odaklamayı pompalamada başarabilecek kadar kısadır. Küçük radyo frekans elektron lineer
hızlandırıcılarında dış odaklamaya ihtiyaç yoktur. Daha uzun elektron lineer hızlandırıcı
yapıları odaklama mıknatısları için periyodik olarak kesilmektedir.
Lineer hızlandırılan proton demetleri odaklanmaya kısmen ihtiyaç duyarlar çünkü,
enine ve boyuna hareketler sinkrotronlardan olduğundan daha yakındır, çiftlenimlidirler ve
boyuna hareketten gelen enerji enine salınımı sürebilir. Bir lineer hızlandırıcıda merkezcil
kuvvet yoktur. Bu yüzden zayıf odaklanmayla bir benzerliği yoktur. Kuvvetli odaklama
geliştirilmeden önce bir çok proton lineer hızlandırıcıları; elektrik alan değişimini boyuna
uzaklık ve yarıçapına bağlı olarak düzenlemek için ve parçacıkları yayıcıdan ziyade
odaklayıcı bir hale getirmek için sürüklenme tüpü borusunun açılışına yerleştirilmiş tel
ızgaralara sahiptirler fakat, ızgaralar birçok parçacık demetini durdurduğu ve demetler
tarafından ısıtılıp yakıldığı için yüksek yoğunluktaki demetler için uygun değillerdir.
Kuvvetli odaklama geliştirildikten sonra drift tüplerin içine kuadropol odaklama
mıknatısları inşa edildi ve lineer hızlandırıcılar yüksek yoğunluk hızlandırıcılarına dönüştü.
Son zamanlarda kuadropol odaklama (RFQ) üretmek için radyo frekans alanı şekillendirme
metotları geliştirildi ve bu çok yüksek yoğunluklarda bile çok düşük demet kayıpları sağlandı.
Hızlandırıcıdan çıkan demetler ve hedefte üretilen ikinci demetler bükme
mıknatıslarının ve kuvvetli odaklama merceklerinin peş peşe kullanımı ile yönetilebilmekte
ve odaklanabilmektedir. Bu demet çizgileri optimal odaklama konfigürasyonunda kullanım
noktasına demetleri getirmek için kullanılır.
3.2.1.4 Sinkrotron Örgülerinde Enine Hareket
Bir sinkrotron örgüsü sinkrotronun çevresi boyunca bükme ve odaklama
mıknatıslarının periyodik düzenlemesini içerir. Odaklama, genlik fonksiyonları ve yayılımları
hepsi örgüye bağlıdır. İki gelişme bu fonksiyonları değiştirmeyle istenilen optimal yörünge
özelliklerini mümkün kılmıştır.
 Ayırıcı fonksiyonlu mıknatıslar
Parçacıklar hızlandırıcı etrafında yarıçaptan bağımsız dipol alanlar tarafından
bükülürler merkezi yörüngeye yakın kalmaları için merkezden olan uzaklıkla lineer olarak
değişen kuadropol alanlar tarafından odaklanırlar. Kuvvetli odaklanmanın başlangıçtaki
kabulünde bükülme ve odaklamanın iki fonksiyonu bir gradyent mıknatıs içinde
birleştirilmiştir (bir bileşik fonksiyon örgüsünde). Bir ayrık fonksiyon örgüsü bu iki
fonksiyonu ayrık mıknatıslara taşır, bu kafes daha etkilidir. Çünkü, bükme alanı mıknatıs
boyunca aynıdır ve mıknatısla elde edilebilen maksimum alan tarafından sınırlandırılmaz. Bir
bükme alanı bir gradyent mıknatısta belirli alan bükülmesi olmaksızın 1,3 T’dan daha
yükseğe çıkması oldukça zorken ayrık fonksiyonlu sıradan güç dipolünde kolaylıkla 1,8-2 T
arasında değerler alabilir. Farklı bir gradyent mıknatısın düzenlenmesini olukça zor olduğu
süper iletken mıknatıslarda bile oldukça çarpıcıdır. Odaklama bir ayrık fonksiyon örgüsünde
de oldukça etkilidir. Çünkü odaklama mıknatısları genlik fonksiyonu ’nın büyük olduğu
yerlerde, dağıtıcı mıknatıslar ise genlik fonksiyonu ’ nın küçük olduğu yerlerde
yoğunlaştırılmıştır. Ayrık fonksiyonlu mıknatıslar depolama halkalarında kullanılır.
 Uzun düz kısımlar
Sıradan bir örgü; düzgün kısımlara ve mıknatıslar arası serbest alan boşluklarına
sahiptir. Hızlandırma boşlukları pompalama ve depolama halkalarındaki deneyler için
kullanılan parçacık detektörleri gibi gerekli yardımcı cihazların tanıtımı için uzun düzgün
kısmının kullanışlı olduğu gösterilmektedir. Hızlandırıcının normal bükülme yayları (ark)
yardımcı ekipmanı yerleştirmek için gerekli serbest alan bölgeleri tarafından kesilmişse
demetlerin doğal farklılığı aşağı yarık ihtiyaçlarını sonuçlandıracaktır. Bu ayrılık birkaç ayrı
odaklama kuadropollerinin kullanımıyla, ihtiyaç duyulan boşluğa kesin bir şekilde
yüklenmeksizin örgünün odaklama özelliklerini korumak için yok edilebilir. Yoğunlaştırılmış
merceklerin periyodik sıraları ve alt kafesleri, daha çok keyfi uzunlukların serbest alan
bölgeleri olmak üzere, bu düzgünlüklerin düzenlenmesine izin verilir.
3.2.1.5 Enine Hareketin Deneysel Ölçümü
Kaba işlemlerle bir parçacık hızlandırıcısını demet ölçümleri yapmaksızın çalıştırmak
mümkün olmaktadır. Geçekten ilk hızlandırıcılar bu yolla, sadece son hızlandırılan demetin
bir hedefe çarpmasından gelen demet izleri ve x- ışınları veya radyoaktivite elde edilmesiyle
çalıştırılmışlardır. Bununla beraber hızlandırma işlemi veya depolama boyunca demetin
konumu ve boyutu biliniyorsa bir hızlandırıcı çok daha yüksek yoğunluklarda çok daha kolay
çalıştırılabilir.
Demet ölçümünün ilk metotları siklotronda düzeltilebilir yarıçaplarda demeti
durdurmak için hareketli parçacıkların kullanımıdır. İlk sinkrotronlarda proplar ışığı
geçirebilen pencerelerden gözlenen flüoresan ekranlarla yer değiştirilmişti. Bu ilkel aletleri
bazen hala demetlerin çevrimi için yapılan araştırmaların ilk aşamalarında günümüzde enerji
flüoresan ekranları, televizyon kameraları kullanımıyla zayıf olarak görüntülenebilmesi için
yeterli derecede yüksek olmasına rağmen kullanılmaktadır.
Devir halindeki bir demetin kütle merkezi sürekli bir şekilde demet kollarının elektrik
alanlarının düzeltme elektronları kullanılarak ortaya çıkarılmasıyla veya her durumda demeti
çevreleyen magnetik alanların düzeltme bobinleri kullanarak ortaya çıkarılmasıyla da
ölçülebilir. Bu metotların kullanılmasıyla
verilen konumlarda enine pozisyonların ve
hızlandırıcı voltaja bağlı olarak demet kollarının fazını ölçmek mümkündür. Düşey açının
fonksiyonu olarak enine pozisyon tam olarak yukarda tartışılan kapalı yörüngedir. Demet
kapalı yörünge üzerinde merkezi olarak yerleştirilmiş bir yük tüpü olarak görülür. Kapalı
yörünge
ifadesi
düzeltme
mıknatıslarındaki
akımların
oluşmasından
bükülmelerin
azalmasında ve mıknatıs ayarlamalarının analizinde kullanılır. Kapalı yörünge ve demet faz
açıklamalarının ikisi beraber kesim 2.2’ de tartışılan RF geri besleme sistemlerine giriş olarak
kullanılır. Ölçülmüş bir kapalı yörünge Şekil 3.8’de gösterilmektedir.
Parçacık bükülmesi ve odaklaması üzerine bir diğer önemli pratik görüş hızlandırıcıda
artık gaz kullanımıyla saçılma yapılmasıdır. Özel uzay yük etkilerini ihmal ettiğimizde tek
yüklü parçacıklar veya düşük yoğunluktaki demetler normal basınçtaki birkaç fitlik havada
bile önemli saçılma ve difüzyon sağlarlar. Buna göre demet boşaltılmış bir uzay içinden
geçmelidir. Genellikle sıkı bir (su geçirmez) metalden veya seramikten yapılmış vakum tüpü
demeti çevreler ve pompalarla boşaltılır. Bir çok hızlandırıcıda 10-8 atmosferlik bir artık
basınç kabul edilebilir değerdedir. Etkili yörünge uzunluğunun birkaç milyar kilometre ( şu
anda mevcut olan en iyi vakum 10-11-10-12 atm) olabildiği depolama halkalarında mümkün
olan en iyi vakuma ihtiyaç duyulur.
Demet şeklinin ölçülmesi, aynı zamanda demet ile yapılan artık gazın iyonizasyonun
kullanımıyla veya düzeltme konumlarındaki dağılım fonksiyonlarından elde edilen bilgiyle
yapılan demet elektrik alanın frekans, spektrum analiziyle de mümkün olmaktadır. Parçacık
demetinin sadece bir kez geçtiği yerlerde ızgara telleri iyonizasyonla yapılan bağlantıda
kullanılabilir veya tek bir tel demetin içinde hızlı biçimde hareket ettirilebilir. Hızlandırıcı
sisteminde değişik yerlerdeki iki ölçüm faz uzayındaki dağılımı vermek için birleştirilebilir.
Şekil 3.8 Ölçülmüş yörünge özellikleri (Emittans)
3.2.2 Boyuna Hareket
3.2.2.1 Giriş
Yüksek voltaj hızlandırıcıları veya indüksiyon hızlandırıcıları ( betatronlar) içinde
hızlandırılan parçacıklar farklı zamanda aynı hızlandırıcı alandan geçirilir ama, radyo frekans
alanından yararlanan hızlandırıcılarda parçacıkları hızlandırmak için ( lineer hızlandırıcılar,
mikrotronlar, siklotronlar ve sinkrotronlar) farklı zamanlardaki parçacıklar farklı hızlandırma
alanından geçirilerek ve bu sebeple farklı harekete sahip olacaklardır.
3.2.2.2 Boyuna Kararlılık ve Hızlandırma
Boyuna hareketin ne kadar gelişeceği parçacıkların enerjisine bağlı olan dönme
frekansına bağlıdır. Bu basit bir fiziksel örnekle gösterilebilir. Şekil 3.9’da ordinat
hızlandırma voltajı, absis ise zamandır. Böylelikle bu plan üzerindeki hızlandırma voltajı
sinüs dalgası olur. Şimdi bir dönme üzerinde aynı zamanda hızlandırma boşluğunu geçen iki
parçacık düşünelim. Bu iki parçacık geçene kadar voltaj yükselir. Birinci parçacık
hızlandırma voltajı basamağıdır ve boşluğu aynı zamanda ikinci zamanda geçer. İkinci
parçacık yüksek enerjiye sahiptir. İki seçenek düşünülebilir:
1. Dönme frekansları enerjiyle artar (d/dE0) dönme periyodu ikinci parçacık için
küçüktür ve daha erken sarar. Sinüs dalgası üzerinde kalır ve enerji kazancı birinci
parçacıktan az olacaktır. İki parçacık arasındaki enerji farkı, ikinci geçişten sonra
azalacaktır. Benzer olarak, düşük enerjili bir parçacık geç tamamlar, dalga
üzerinde yüksektir ve çok enerji kazanır, enerji farkı düşüşü tekrarlanır. Böylece
farklı
enerji
içinden
parçacıkların
bütün
grubu
artmayacak,
beraber
hızlandırılacaktır. Boyuna hızlandırma hareketi kararlıdır.
2. Dönme frekansı enerjiyle azalır (d/dE0). Şimdi ikinci parçacık daha geç varır ve
birinci parçacıktan daha fazla enerji kazanır. Bu her geçişte daha fazla enerji
kazanarak sürer ve enerji farkı sürekli artar. Böylelikle boyuna hareket kararsızdır
ve parçacıkların grubu dağılacak ve faydalı olarak hızlandırılamayacaktır
Voltaj dalgası için tesadüfen ortaya çıkan kurtarıcı bir durum vardır. Bu da voltajın
hızlandırmanın hala sağ yön içinde olmasıdır, fakat bu düşmektedir. Günümüzde daha az veya
daha çok voltaj tartışmaları sürmektedir. Ancak boyuna hızlandırma hareketi (d/dE0)’ lı
hızlandırıcılarda kararlıdır.
Peki d/dE’ yi ne etkiler? Bunun için iki faktör vardır: hızla giden yüksek enerjili bir
parçacığın frekansı zamanla artar. Ama bazı hızlandırıcılar içinde geçiş boşlukları arasındaki
farklı yörüngelerde gider ki dönme frekansı hemen hemen tüm durumlarda azalır. Bu iki
faktör farklı yönlerdedir. Bunların nasıl dengeleneceği hızlandırıcı çeşidine bağlıdır.
Lineer hızlandırıcılarda, tüm parçacıklar aynı yönde hareket eder ve yol
uzunluklarında farklılık yoktur, sadece hız farklıdır. Böylece d/dE her zaman negatiftir. Bir
mikrotron için de aynısı doğrudur. Kuvvetli odaklamalı sinkrotronlarda, hız farklı proton
hızlandırıcılarında düşük enerjide yol uzunlukları farkından büyüktür. Bu sebepten d/dE’
dır, ama yol uzunluğu farkı süreklidir ve hız farkı ışık hızına ulaşan parçacık hızlarında azalır.
Ta ki yüksek enerjide d/dE ‘ dır. d/dE sıfırken enerjinin geçişi vardır. Bu enerjide radyo
frekans hızlandırma voltajı kesilmeli, sonra parçacıkları ışınlamak için farklı göreli bir fazda
birkaç saniye içinde üzerine geri döndürülmelidir. Hızlandırmadan sonra dalganın arka tarafı
üzerinde sürer. Bu proton sinkrotronlarında pratikte zor değildir. Çok düşük enerjilerde ışık
hızı sonucunda hareket eden elektronlardan dolayı, tüm kuvvetli odaklamalı elektron
sinkrotronundaki geçiş enerjisi bu yüzden enjeksiyon enerjisinden düşüktür.
Bu tartışmada, siklotron kural dışıdır. Temelde, hız farkları ve yol uzunluğu farkları
henüz siklotronlarda dengelenememiştir ve onlar her zaman geçiş enerjisinde çalışırlar.
Pratikte, hızlandırılmış parçacıkların yetersiz marjinal kararlılığını veren sunulan tartışmanın
dışında, ufak etkiler vardır.
Şekil 3.9 Hızlandırma boyunca parçacığın bir gerilim üzerine binmesi
3.2.2.3 Faz Salınımları
Boyuna kararlılığın tartışılması nicel olarak yapılabilir. Nicel çalışmanın sonuçları
hızlandırıcı voltajın radyo frekansına bağlı olarak parçacığın fazına karşı parçacığın açısal
momentumunu verecek şekilde grafiksel olarak gösterilebilir. Bu faz 0’ dan 2’ ye kadar
değişebilir. Hızlandırıcı voltaj kapatılır ve bir grup parçacık halka etrafına kolayca dizilirlerse,
bu grup faz olarak 2’ in tam katlarına karşı gelen yatay gerilimli ve grubun enerji yayınımına
karşılık gelen açısal momentumdaki bir orana karşılık dikey gerilimli bir bant ile gösterilir.
Hızlandırıcı bir voltaj olduğunda, kararlı osilasyonları gösteren bir kapalı eğriler
bölgesi oluşur. Bu eğriler merkezde bölge üzerinde bir nokta olarak görülen bir denge fazını
çevreler. Bu fazda ve açısal momentumda harekete başlayan bir parçacık bütün bölge
hızlandırma işlemi sırasında yükselirken aynı yerde kalmaya devam eder. Kararlı bölgede
başlayan parçacıklar momentum ve fazda salınımlar yapan denge fazı civardaki kapalı bir eğri
üzerinde hareket edeceklerdir. Bu salınımlar faz osilasyonları veya sinkrotron osilasyonları
olarak adlandırılır. Birçok durumda bu salınımların frekansı ile çevrim frekansı arasındaki
fark çok küçüktür böylece şekil etrafındaki bir devreyi tamamlamak için birçok devire ihtiyaç
duyulur. Değişik enerjideki parçacıklar bir dairesel hızlandırıcıda değişik yörüngelere
sahiptirler ve faz salınımlarının enerji salınımlarına karşı gelen bir radyal salınımı varır.
Kararlı bölge bucket (kova) olarak adlandırılır. Bucket’in köşesi seperatrix olarak
adlandırılır. Seperatrix’in ötesinden başlayan parçacıklar hızlandırıcı voltaja bağlı olarak
fazda kaymaya uğrayacaklar ve devamlı olarak hızlandırılmayacaklardır.
Hızlandırma işlemi sırasında parçacıklar bucket’in içinde bir bunch oluştururlar.
Seperatrix’e kadar bucket’i doldurmuş olsalar bile 2’lik fazın tamamını kapsamazlar.
Hızlandırıcı bucket 2’den daha az yer kaplar çünkü voltaj fazını yarıya düşürmektedir.
Voltajın sıfır olduğu bir anda hızlandırıcı bölgeden geçen, denge parçacıklarının
olduğu kararlı bir bucket’e sahip olmak mümkündür. Kararlı bir bucket’te parçacıklar tam
olarak 2’lik bir fazı kaplayabilir. Kararlı bucketteki bir bunch dibe çok yakın bir yerde
başlayarak ve üst bölgeye çok yakın yerdeki bir faz osilasyonun yarısı boyunca devam ederek
de hızlandırmak mümkündür. Bir elektron lineer hızlandırıcısında hızlandırma işlemi böyle
olmaktadır.
Dairesel hızlandırıcılarda frekansı çevrim frekansının bir çok katıdr. Çok yüksek
frekansların kullanımı daha küçük hızlandırıcı oyuklarının ve amplifikatörlerinin kullanımına
olanak sağlayacaktır. Diğer uygulamalar için geliştirilmiş olan radyo frekans birleşenlerinin
kullanımına da olanak sağlayabilir, h harmonik sayısıdır. Fazdaki 2’lik orana karşılık h tane
gerilmiş bucket bulunur. Bunların her birisinin özellikleri yukarıda tartışılmıştır.
Sinkrotron hızlandırma sisteminin işlemi bir geri besleyici demet sistemi ile
geliştirilebilir. Daha önce de gösterilen türdeki toplama elektronları demet kolların yarıçapını
ve fazını ölçmek için kullanılır. Bu bilgi; hızlandırıcı sistemin fazını ve voltajını düzeltmek,
demet vakum odasının merkezinde tutmak, radyo frekans hızlandırıcı sisteminin ve demetin
aynı fazda kalmalarını sağlamak için elektronik geri olarak beslenir. Dış sinyaller zaman
zaman çevrimli demetin çıkarılması hedeflenmesi ve yığın haline getirilmesi amaçları için
hareket ettirilmesinde kullanılır.
Faz uzay alanı korunuyor olsa bile bir çok durumda bucket çevresinde dolaşan bir çok
küçük tellere (lif) ayrılırlar. Lifler arasındaki boş alanlar hızlandırma işleminde dallarla
birlikte taşınır ve dalın etkili alanı artar. Böylece boş uzayla karışım da artar. Bu yoğunluk
düşüşünü önlemek hızlandırıcı voltajı çok yavaş bir şekilde açıp kapatmakta veya bucketleri
başlangıçta tepeleme doldurmakla mümkündür. Böylece bazı parçacıklar atılırken hızlandırma
boyunca dolu kalacaklardır.
3.2.2.4 Demet Yığılması
Hızlandırılmış parçacıkların bir yığını depolama halkasında dolaşmaya terk edilebilir.
Sonra başka bir yığın pompalanır, hızlandırılır ve enerji düzeyleri aynı olmak üzere ilk yığınla
yan yana konur. Bu istifleme işlemi pek çok kere tekrarlanabilir. Boş uzayda meydana
gelebilecek karışımı önlemek için dikkatli olunursa işgal edilen toplam faz uzay alanı
bölünemeyen bunchların alanlarının toplamıdır. Fiziksel uzayda parçacık yoğunluğunun
artırılması demet yığılmasıyla artırılabilir ve bu demetlerin çarpışmalarını daha muhtemel
hale getirir.
Elektron veya pozitron depolama halkalarındaki sinkrotron radyasyonu bu olaya
yardımcı olur, çünkü radyasyon yayılımı gereği gibi düzenlenmiş bir halkada hareketi
engeller ve faz uzayındaki yoğunluk ile karşılıklı etkileşim oranını artıran fiziksel uzaydaki
parçacık yoğunluğunu artırır.
3.3 ÇOK PARÇACIK ETKİLERİ
3.3.1 Giriş
Hemen hemen her bir hızlandırıcı kullanımında yüksek şiddet arzu edilir. Bununla
birlikte yüksek şiddetler beraberinde parçacıklar arasındaki etkileşmelerden meydana gelen
yeni olaylar getirir. Bu kuvvetler parçacıkların odaklanmasını etkileyebilir ve yeni çeşit
kakarsızlıkları ortaya koyabilir.
3.3.2
Odaklama Üzerindeki Etkiler
Bir demetteki parçacıklar arasındaki elektrostatik itme kuvveti demeti odaklayan
kuvvetlerin oluşmasını azaltır. Bu, odaklamanın çapraz salınım frekansını azaltır. Daha fazla
parçacık eklendikçe, frekans bir rezonansa ulaşana kadar azalmaya devam eder. Sonra ilave
edilen parçacıklar rezonans tarafından büyük genliklere sürülecekler ve kaybolacaklardır.
Demet uzay-yükü sınırlıdır.
Paralel yollar üzerinde hareket eden iki yük bir birlerini elektrostatik olarak iterler
fakat aynı zamanda birbirlerini magnetik kuvvetlerle çeken iki paralel akım oluştururlar.
Magnetik kuvvetler elektrostatik itme kuvvetini azaltır ve uzay- yükü sınırını artırır. İtici
kuvvet daima daha büyüktür, fakat magnetik kuvvet parçacıklar hızlandırıldıkça artar.
Böylece uzay- yükü kuvvetleri yüksek enerjilerde çok küçüktür. Elektrostatik ve magnetik
kuvvetlerin her ikisi de yüksek enerjide, demet duvarını çevreleyen iletken bir vakum odası
sayesinde değiştirilir.
Zıt işaretli yüklerin, elektronların pozitif iyon demetine veya pozitif iyonların bir
elektron demetine enjeksiyonu ile uzay- yük kuvvetlerinin iptal edilmesi mümkündür. Bunlar
demet parçacıklarını etkiler ve bu yük nötralizasyonu ve magnetik etkileşmenin birleşimi; bir
demet için bir telciğe indirgenmenin mümkün olmasıyla, uzay- yük etkilerini tamamıyla iptal
edebilir. Fakat bu indirgenmiş demet bir hortumdan fışkıran suyun serbest ucu gibidir. Bir
yılan gibi dolanır ve birleşir. Bu yüzden oldukça kararsızdır ve ivmelendirilmiş parçacılar için
kullanışlı değildir.
3.3.3 Kararsızlıklar
Dolanım kararsızlığı, demetin magnetik alanında ortaya çıkan olaylara bir örnektir. Bu
alanlar demet üzerinde etkimesi için metal vakum odacığından geri yansıtabilecek demeti zıt
veya boyuna da sürülebilir. Bu olaylar eş zamanlı karasızlıklar olarak adlandırılır. Çünkü
bütün demet parçacıkları aynı kuvveti hissederler ve eş zamanlı olarak birlikte hareket ederler.
Eş zamanlı olmasından dolayı hareket düzeltilmiş bir demet veya odacığın içindeki
elektronlara uygulanan ters bir magnetik kuvvet ile algılanabilir. Eş zamanlı kararsızlıkların
kötü etkileri, bu tür geri beslemeli sistemlerle bir dereceye kadar azaltılabilir.
Bazı durumlarda bununla birlikte, pratik olarak geri besleme yapmak için ihtiyaç
duyulan frekanslar çok yüksektir ve karasızlıklar değişik tasarımlarla kontrol edilmelidir.
3.4 DEMET SOĞUTULMASI
Tartışmamızda faz uzayı alanının uzunlamasına ve çaprazlamasına sabitliğini
vurguladık. Faz uzayı alanını azaltan ve böylece parçacık demetlerinin çarpışması için
avantajlı olan parçacık demeti yoğunluğunu artıran yöntemler vardır. Bunlar demet
soğutulması olarak adlandırılır.
Tüm demet soğutma tüplerinde, başka bir fiziksel sistem ile bir etkileşim vardır.
Toplam fiziksel sistemin faz uzay alanı sabittir. Fakat küçük bir kısmın alanı, faz uzayı
alanının sistemin geri kalanına aktarımıyla azaltılabilir.
3.4.1 Sinkrotron Işınımı Yoluyla Soğutma
Tüm yüklü parçacıklar hızlandırıldıkları zaman elektromagnetik enerji yayar.
Genellikle parçacık hızlandırıcılarında kayda değer tek etki, en hafif yüklü parçacıklar olan
elektronlar ve pozitronlar için oluşmaktadır. Şu anda çoklu Tera elektron volt (TeV)
enerjilerde tartışmalar yapılıyor olmasına rağmen sinkrotron ışınımı protonlar için de
önemlidir. Eğilmiş bir yörünge etrafında dairesel bir hızlandırıcıdaki merkezcil ivme
tarafından veya depolama halkası tarafından büküldüklerinden elektronlar ve pozitronlar
kendi anlık yörüngelerine teğet olmak üzere dar bir koni biçiminde radyasyon yayarlar.
Yayılan enerji çoğunlukla UV ve x-ışınları bölgesindedir.
Parçacık enerjisi artırıldıkça yayılan enerji artar. Çoklu Giga elektron volt (GeV)
elektron sinkrotronundaki hızlandırıcı voltajın çoğu yayımlanan enerjinin oluşturulmasında
kullanılır. Bu sinkrotron ışınımı denge yörüngesi civarında boyuna ve çapraz parçacık
salınımları azalır, çünkü denge değerini aşan enerjiye sahip parçacıklar yüksek oranda
radyasyon yayımlar. Sonra denge enerjisine doğru yavaşlatılır. Denge değerinden daha düşük
enerjili parçacıklar, denge parçacıklarından daha düşük miktarda radyasyon yayımlar ve
ivmelendirme sistemi tarafından denge enerjisine doğru yeniden yapılanırlar. Çapraz
salınımlar yavaşlatılır (durdurulur) çünkü sinkrotron ışınımı boyuna ve çapraz momentum
bileşenlerinden her ikisini de azaltarak hareketin yönü boyunca yayımlanır. İvmelendirme
sistemi sadece momentumun boyuna bileşenlerini yeniden depolar. Ne boyuna ne de çapraz
osilasyonlar sıfıra kadar indirgenemez çünkü sinkrotron radyasyonunun kendisini oluşturan
fotonların ani ve gelişigüzel emisyonu boyuna ve çapraz osilasyonları biraz uyarır. Denge
demetinin boyutu, tipik olarak 1mm civarındadır. Bu stokastik kuantum uyarması ve ortalama
durdurma etkisi arasındaki dengenin bir sonucudur.
Sinkrotron radyasyonunda, yayımlanan fotonların toplamıyla elektro magnetik alanın
faz-uzay alanı artarken demetin faz-uzay alanı azalır.
3.4.2 Elektron Demeti ile Soğutma
Protonlar veya ağır iyon gazları ve bir elektron gazı birbirini Rutherford saçılmasıyla
etkiler. Eğer proton gazı daha yüksek termal enerjiye sahipse bu enerjisini elektronlara
saçılma sayesinde verecek, bu yüzden elektron gazının faz uzayı alanı artarken proton gazının
faz-uzayı alanında azalma olacaktır. Bu değişim, gazların he ikisi beraber ( öyle ki proton ve
elektron demeti olsunlar) aynı doğrultuda bir referans çerçevesinde ilerlediklerinde de
meydana gelecektir. Bu elektron soğutma demetin uzunlamasına ve çaprazlamasına enerji
yayılımını azaltabilir. Elektron soğutması pratikte proton demetinin bir halkanın düz bir
kısmından ilerlemesi gibi elektron demetinin aynı hızla ilerlemesi şeklinde düzenlenmesiyle
yapılır. Aynı hızda elektron demeti oldukça düşük momentuma sahiptir ve kolaylıkla düz
kesitin sonlarında proton demetinin içine ve dışına bükülebilir. Proton demeti tekrarlı bir
şekilde dolaştıkça düz kesitlerin çok katlı yollarında soğutulur.
Yüksek enerjilerde soğutma tartışılmış olmasına rağmen düşük enerjilerde elektron
soğutması daha etkilidir. Harici boylamasına magnetik alanların eklenmesiyle çok daha etkili
yapılabilir.
3.4.3 Stokastik Soğutma
Elektron geri besleme ile yapılan eş zamanlı bir osilasyonun genliğinin azalımı geçen
bölümlerde tartışılmıştı. Demetin etkin (rms) gerilimi de bir geri beslemeli sistemle
azaltılabilir. Buna stokastik soğutma denir. Stokastik soğutmanın temel planı, demetin
ortalama pozisyonunu ölçen bir toplayıcı, bir yükseltici sistem ve yükseltilmiş sinyalleri
demete ileten bir itme jeneratörüdür.
N tane dolaşan parçacıkla dolu bir halka düşünülür ve bu dönen demeti N tane ayrı
parçaya ayrılabilir. Böylece de halkanın çevresindeki her bir parça sadece bir parçacık
içerecektir. Şayet elektronik sistem bu küçük parçalara tepki gösterecek kadar yeterli frekans
bandı genişliğine sahipse itme jeneratörüne tek parçacıkların her birini düzenlemek için
yeterli sinyal gönderecektir. Böylece parçacıklar elektronik sisteme kendi faz-uzay alanını
teslim edecektir.
Şayet pratikte olduğu gibi sistem daha küçük band genişliğine sahipse her bir bölümde
birden fazla parçacık olacaktır. Bir bölmedeki diğer parçacıkların her biri verilen parçacık
düzenleme sinyaliyle çatışan elektronik bir gürültü verecektir ve sistem çok daha yavaş
düzelecektir. Daha fazla parçacık eklendikçe gürültü sinyali tamamıyla kaplayacak ve
soğutma duracaktır. Stokastik soğutma anti-proton demetlerini soğutmada başarılı bir çaba
için sayaç dönüşümlü parçacıklı çarpışma-demet sisteminde kullanmak için temel olarak
kullanılmıştır. Fizikte önemli yeni sonuçlar bu sistem sayesinde başarılmıştır.
Download