MM 1037 MÜHENDİSLİK ETİĞİ Doç. Dr. Yücel ÖZMEN E-mail: [email protected] & Web: yozmen.ktu.edu.tr DERSİN AMACI 1. Öğrencilerin gelecekteki iş yaşamlarında yüklenecekleri görevlerin getireceği sorumluluklar ile baş edebilmelerini sağlamak. 2. Eğitimli birer birey olarak öğrencilerin sahip oldukları yurttaşlık bilincini çalışma biçimlerine yansıtmalarını sağlamak. 3. Teknolojik ve bilimsel gelişmelerde karşılaşılan etik sorunları çözecek bilgileri kazanmış mezunlar yetiştirmek. Dersin Öğrenme Çıktıları Bu dersi başarıyla tamamlayan öğrenciler: 1. Teknik ve sosyal etkenleri bir bütün olarak değerlendirerek sağduyulu karar verme becerisine sahip olacaklardır, 2. Objektif düşünebilme becerisi kazanacaklardır, 3. Ulusal ve küresel olacaklardır. 4. Teknik alt yapıyı, toplumu çağdaş toplum düzenine yönelebilecek ve uyum sağlayabilecek biçimde kullanabileceklerdir. 5. Meslekle ilgili konularda tartışabilme, çok yönlü düşünebilme becerisine sahip olacaklardır. düzeydeki sorunların çözümüne duyarlı DERSİN İÇERİĞİ Bölüm I: Etik Kavramı ve Etik-Ahlak ilişkisi Bölüm II: Etik teorileri. Etik toplum ilişkisi. Etik sorgulama. Toplumsal yozlaşma. Mesleki etik kavramı. Meslek Etik Kodları , İş Yaşamında Etik İlkeler. Yönetimde Etik Dışı Davranışlar. İş yerinde Etik Ortam Sağlamak . Etik Liderlik . Bölüm III: Mühendislik etiğinin tanımı. Mühendislikte dürüstlük ve sorumluluk. Topluma karşı sorumluluk. Mühendislik uygulamalarının toplumsal ve sosyal boyutu. Doğaya ve çevreye karşı sorumluluk. Mesleğe ve meslektaşlara karşı sorumluluk. İşçi ve müşterilere karşı sorumluluk. Makina mühendisliğinde etik prensipler. Bölüm IV: Anlaşmazlıkların Görüşme stratejileri. Bölüm V : Uygulamalar . çözümüne etik yaklaşımlar, Uzlaşma, KAYNAKLAR 1. Sami Karadeniz, Mühendislik Etiği Ders notları, 2011, KTÜ. 2. Seyhan U. Onbaşıoğlu; Mühendislik Etiği: doğa yayınları,2003. 3. Meslek Etiği, MEGEP (Meslekî Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi), 2006. 4. Çalışma ve Etik Kurallar El Kitapçığı, TEDMER (Türkiye Etik Değerler Merkezi) 5. Dünyada ve Türkiyede İş Etiği ve Yönetimi, TÜSİAD Raporu. 6. Mike W. Martin , Roland Schinzinger, Introduction to Engineering Ethics, Mc Graw Hill, 2010. 7. Charles B. Fledderman, Engineering Ethics, Prentice Hall, 3rd ed., 2008. 8. Gail D. Baura, Engineering Ethics: An Industrial Perspective, Elsevier 2006. I. ETİK KAVRAMI Etik kelimesinin kökeni? Dilimize “Etik” olarak geçen “Ethics” sözcüğünün kökeni Eski Yunanca’daki ‘Ethos’ sözcüğünden gelmektedir. Ethos karakter ve alışkanlık anlamına gelir. Kelime İngilizce’ye “Ethics” olarak Ethos’un çoğulu olan “Ethoi” den geçmiştir. “Ethics” sözcüğü, İngilizce’de genel olarak Ahlak Felsefesi anlamına gelmekte olup açık olarak Felsefenin, iyiye ulaşmakla, moral (Ahlak) değerlerin anlam ve haklılığıyla ve doğruyu yanlıştan ayırmakla ilgili bir dalı, Bir mesleği sürdürenlerin davranış standartlarının tümü şeklinde geçmektedir . Sözcüğün Arapça karşılığı olan ve sık sık eş anlamlısı olarak kullanılan “Ahlak” ise bir insanın yaradılışı gereği gerçekleştirdiği davranış anlamına gelen ‘hulk’ kelimesinin çoğuludur ve huy, adet alışkanlık anlamındadır. Dilimizde “etik” sözcüğüne karşılık olarak “töre bilimi”, “ahlak bilimi” verilirken; niteleme anlamında etik, “ahlaki, ahlakla” ilgili şeklinde tanımlanmaktadır. Ahlak: Ahlak, dini, felsefi, kültürel ve toplumsal etkileşimler sonucu, bireylerin zihinlerine yer etmiş, iyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı birbirinden ayırt etmeye yarayan değerler ve ilkelerdir. Toplumsal yaşam için geçerli kuralları oluşturur. Kişi bunun içine doğar ve tıpkı dili ve milliyeti gibi bununla yaşar. Meslek ahlakı ise toplum içindeki aynı mesleğe sahip grupların oluşturduğu özel bir ahlak anlayışıdır. Etik: Sonuç olarak etiğini tanımını şu şekilde yapabiliriz: Etik, insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, iyi-kötü, doğru-yanlış gibi durumları ahlaksal açıdan araştıran bir felsefe dalıdır ve çoğu zaman ahlak felsefesi olarak adlandırılmaktadır. Etik-Ahlak İlişkisi: Etik sistematiktir yani yazılı kuralları vardır. Ahlak (Moral) sistematik değildir; daha çok empiriktir. Dolayısıyla; Ahlak için alışkanlık; etik içinse Ahlaki teori veya ahlak felsefesi denebilir. Ahlak esas olarak bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları ile iyi niyetler ve güzel huyları kapsar. Yani yöreseldir. Toplumlara göre büyük farklılıklar gösterebilir. Etik sözcüğü ise insan davranışlarını ahlakilik kuralları içinde araştıran ahlak bilimi anlamındadır. Bilim olarak incelendiği için sadece belirli bir toplumun değil evrensel değerleri yansıtmaya çalışır. Ahlak ve etik kimi zaman eş anlamlı kullanılsa da aslında ahlak, davranışları “doğru-yanlış”, “iyi-kötü” diye yargılarken başvurduğumuz, zihnimize kazınmış kültürel değer ve ilkelerdir. Etik ise, ilkelerin kararlara uygulanması, davranışlara dönüştürülmesidir. II. ETİK TEORİLERİ Mühendislik etiğini daha iyi kavrayabilmek için Etik Teorilere kısaca göz atmak gereklidir. Örnek olarak marketten şekerleme çalan çocuklara eylemin yanlışlığının anlatılması için üç farklı yoldan gidilebilir: 1. Çalan insanlara bakınız. Saygın insan değildirler. 2. Çalma eylemine bakınız: Çalmak başkalarının sahip olduğu bir şeyi almaktır. Sahipleri çalınan şeyi istediklerinde ne olacaktır? Ya da başkalarının sizin sahip olduğunuz bir şeyi almalarını ister misiniz? Kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmayınız. 3. Çalma eyleminden sonra ne olacağına bakınız. Herkes istediği bir şeyi çalarsa market iş yapamayacak hale gelecektir. Çalmanın sonucu toplum için kötü olur. Bu üç açıklama biçimi, sırasıyla, “Erdem (virtue)”, Görevcilik (Deontology) ve Sonuç (Consequentialism) teorilerini temsil etmektedir. Bu örnekte modelleme, eylemi yapan- eylem- sonuç şeklindedir. Eylemin kendisi değil de yapan açısından değerlendirmek ise erdemsel, Eylemin kendisinin doğru ya da yanlış olduğunu değerlendirmek görevci, Eylemin sonuçları üzerinde değerlendirme yapmak sonuçsal yaklaşımdır. Sonuçsalcılık (Consequentialism ): Yüksek teknolojinin egemen olduğu toplumlarda sonuç teorisi daha fazla önem kazanır. Sonuçsalcılık kuramına göre bir eylem kendi başına iyi ya da kötü değildir; o eylemi iyi ya da kötü yapan eylemin sonuçlarıdır. Eğer eylem sonuçta yarar sağlıyor ise “iyidir”. Yani, bir eylem sonuçta faydalı ise süreç içindeki bazı kötü şeyler hoş görülebilir. Örneğin, yalan söylemek kötüdür ama bir çalışanın motivasyonunu kırmamak için ya da bir hastanın psikolojisini yükseltebilmek için tam doğruyu söylememek kabul edilebilir bir durum olabilir, zira sonuç itibariyle sağlanacak fayda, zarardan daha çoktur. Sonuç teorisinin en önemli biçimlerinden biri “faydacılık”tır. Faydacılık (utilitarianism) teorisinin kurucusu John Stuart Mill ( 1806-1873) için, eylemler mutluluğu sağladıkları ölçüde iyidirler . Mill’e göre en fazla mutluluk prensibi, en çok kişinin mutluluğu ile ilgilidir. Sonuca yönelik bu “faydacı yaklaşımda” (utilitarianism) bir “pratiklik” ve “gerçekçilik” bulunmakla birlikte, faydacılık özünde etik olmayan bir takım eylem ve tutumlara taviz vermek, hatta teşvik etmekle eleştirilmiştir. Faydacı yaklaşımda, yarar - zarar hesabını sağlıklı yapmak her zaman mümkün olamamaktadır. Ancak, faydacı yaklaşıma göre toplam fayda önemlidir ve bu da toplumsal faydayı sağlamaktadır, zira çoğunluğun yararı ya da iyiliği söz konusudur. Faydacılık genel olarak ikiye ayrılır“eylem faydacılık” ve “kural faydacılık”. Eylem faydacılığa göre, belli bir durumda belli bir eylemin bu eylemden etkilenenlere ne gibi sonuçlar getireceği hesap edilmelidir. Eğer öngörülen sonuçlar, diğer eylem seçeneklerine göre daha fazla toplam iyilik ya da fayda getiriyorsa, söz konusu eylem tercih edilmelidir. Örnek: Bir firmanın işçi çıkarmaması sonucunda iflas etmesi söz konusu olduğunda, çok sayıda ortak zarar görecek ve ileride işsiz sayısı daha da artacak ise “eylem faydacılık” açısından işçi çıkarmak, örneğin, teçhizat yenilemeye ya da yatırım yapmaya göre daha çok tercih edilen bir durum olacaktır. Ancak bu eylem bir ilke olarak kabul edilemez, sadece bu koşullarda en az kötü olanın tercih edilmesi olarak görülür. Kural faydacılık, daha önce de değindiğimiz faydacılığa yöneltilen eleştirileri dikkate alarak, “optimal ahlaki kural kavramını” gündeme getirmiştir. Hangi eylemin değil, hangi kuralın daha çok fayda getirdiği üzerinde durmaktadır. Özetle, faydacı yaklaşım eylemleri sonuçları açısından değerlendirir; iyi ya da kötü olan eylemlerin sonuçlarıdır. Yani, en çok sayıdaki kişi için en çok iyiliğin sağlanması esastır. Bu yönü ile faydacı yaklaşım “pratik” ve “gerçekçi” olmak gibi nitelikler kazanmaktadır. Nitekim, işletmeler ve yöneticiler çoğunlukla faydacı yaklaşımı kullanmaktadır Görevcilik (Deontolojik) Anlayışı: Eylemin kendisi önemlidir. Eylem, sonuçlarından bağımsız değerlendirilmelidir. Bu teorinin mimarı Immanuel Kant ( 1724-1804), kuralın ya da niyetin iç yapısının önemli olduğunu vurgular. Buna göre; sonucu kötü de olsa doğruyu söylemek gerekir. Zaten her yalan mutlaka akıl dışıdır. Kant şöyle der: “Yalnızca, aynı zamanda evrensel bir yasa olmasını istediğiniz kurallara göre davranınız. İnsanlara (siz ya da başkası fark etmez) araç olarak değil, amaç olarak yaklaşınız.” Görevci anlayışta sonuç önemli değildir. Bir eylemin sonucu olumlu olsa bile, bu eylem ilkesel olarak yanlış olabilir. Ahlakın temelini herkese göre değişmeyen değerler oluşturmalıdır. Yapılan herhangi bir eylemin ya da davranışın iyi mi kötü mü olduğunun cevabı “Eğer herkes böyle yaparsa ne olur?”, “Herkesin bunu yapmasını ister miyiz?” “Kimse sözünde durmazsa ne olur?” “Bunu arzu eder miyiz?” sorularında yatmaktadır. “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan başkalarına da öyle davran” altın kuraldır. Görevci (Deontolojik) yaklaşımdan hareket eden bir denetleyici, firmanın sonunu getirme riski taşısa da firmanın finansal sorunlarını ortaya dökerken, faydacı yaklaşımı benimsemiş bir denetleyici toplam fayda anlayışı ile önce fayda ve zararları hesaplamayı yeğler. Erdem (Virtue) – Kişisel Etik: Kişisel etiğin kaynağının bireyin içinden gelen ses (vicdan) olduğunu savunur. Kişisel etik, kişinin toplum içerisindeki bireysel duruşunu belirler. Bu etik anlayış bireyin ahlaki alt yapısını temel alır. İnşaat mühendisi Samuel Florman [6], etik üzerine yazılan kitapları, yazıları vs. eleştirerek şunu söylemektedir: “Mühendisliğin etiğini tartışmak yerine, uygar ve uygar olmayan mühendisi tartışmak gerekir. Uygar mühendis aynı zamanda erdemli olandır.” Dolayısıyla; erdem teorisine giren bu yaklaşımda, eylemin kendisi ya da sonucu değil, gerçekleştiren kişi vardır. Peki bir mühendis için aşağıdaki teorilerden hangisi doğrudur? Erdem teorisi (insanın yapısından hareket eder). Görev teorisi (kuralın akılcılığından hareket eder.) Sonuç teorisi (karşılaştırmalı akılcılıktan hareket eder.) Aslında bu üç teori iç içedir ve bir kararda üç teorinin de etkisi incelenmelidir. İleride ki mühendislik hayatınızda karşılaşacağınız problemler de hem yöneticinizi hem de hizmet sunduğunuz kitleyi memnun etmek için bu teorilerden sadece biri size yetmeyebilir. Etik-Toplum İlişkisi Etik davranışlar ve ahlak önce aileden öğrenilir. Aile toplumun temelidir. Aile içerisinde davranış biçimleri ile teorik ahlak öğretisinin uyumlu olması gerekmektedir. Aksi takdirde bireyin ahlaki gelişimi olumsuz yönde etkilenir. Etik davranışın toplumsal temelini oluşturan etkenler üç başlık altında toplanabilir. Kültür Değerler Normlar Kültür, bir toplumun yaşayış biçimini, dilini zevklerini, folklorunu, sanatsal ekinliklerini, öz olarak yaratıcı gücünü kapsamaktadır. Kültür, insanın yarattıklarının tümüdür. Geniş kapsamlı olarak bakıldığında kültür, bir toplumun tüm yaşam biçimidir. Değerler, bireyin yaşamındaki farklı etmenlere yüklediği önemdir. Değer, birey için önemli her türlü düşünce yapısı, obje veya etkinlik olarak da tanımlanabilir. Normlar düzeni sağlayan ölçütler bütünüdür. Normlar sayesinde toplumsal düzen kurulup, sürdürülerek bireyler mutlu kılınmaya çalışılır. Normlar yazılı ve yazısız olmak üzere ikiye ayrılabilir. Yazılı normlar; yasalar, tüzükler, yönetmelikler biçiminde yetkili organlarca düzenlenir ve yürürlüğe konulur. Gerektiğinde yazılı normlar değiştirilir. Yazılı normlarla devletin ve toplumun düzeni sağlanır. Yazısız normlar; örfler, adetler, töreler, gelenek ve göreneklerdir. Etik değerlere uygun davranışların sonuçları Etik değerlere uygun davranışların çeşitli sonuçları vardır. Bunlar olumlu ya da olumsuz sonuçlar olabilir. Olumlu sonuçlara baktığımızda şunları görebiliriz: Saygınlık kazanma Güvenirlik Problem çözümünde yardım görme Etik değerler özellikle sosyal çalkantı dönemlerinde ahlaki çöküşü azaltır ve toplum açısından kötü niyetli girişimlere karşı önleyici rol oynar. Toplumda kabul görme vb. Etik değerlere uymayan davranışların sonuçları BİREYSEL KURUMSAL TOPLUMSAL İşini kaybetme Saygınlığını yitirme Yozlaşmanın kurumsallaştırılması Saygınlığını kaybetme Müşterisini kaybetme Etik ve Ahlaki değerlerin önemini yitirmesi Toplumdan soyutlanma İmajının zedelenmesi Bireysel davranışların yaygınlaşması Güvenirliğini yitirme İş birliğinin zayıflaması Mesleksel ve örgütsel bağlılığın zayıflaması Grup çalışmalarının etkililiğini yitirmesi Özsaygının yitirilmesi Kurum içi iletişimin zarar görmesi Çalışma arkadaşlarıyla ilişkilerin bozulması Örgütsel bağlılığın zayıflaması Etik Sorgulama Etik; bireyler arasındaki ilişkileri bir bireyin diğer bireylere yönelen eylemleriyle incelemekle yetinmez, olanın yanı sıra olması gerekeni de araştırır. Örnek bir planlama ve sorgulama: 1. Problemi tanımla. Çözüm için bütün tercihleri-seçenekleri sırala. Tüm olası sonuçları öğrenmeye çalış. 2 Her tercihi bunları sorarak test et. Doğru mu? Yasal mı? Yararlı mı? 3. Kararını ver, ancak hala emin değilsen şunları yap. Eğer yanlış olduğunu biliyorsan yapma. Emin değilsen başkalarına danış. 4. İki soru daha sorarak kararını yeniden gözden geçir. Ailem bunu öğrenseydi kendimi nasıl hissederdim. Vereceğim karar basında yayınlanmış olsaydı kendimi nasıl hissederdim. 5. Eyleme geç. Toplumsal Yozlaşma Toplum içerisinde değer karmaşası oluşması ve zamanla faydacılığın her şeyin önüne geçmesi de etik kurallarının uygulanmasını etkiler. Bu durumu kısaca toplumsal yozlaşma olarak adlandırıyoruz. Toplumsal yozlaşmanın nedenleri: Kamu yapısından kaynaklanan nedenler Ekonomik yapıdan kaynaklanan nedenler Siyasal yapıdan kaynaklanan nedenler Bürokratik yapıdan kaynaklanan nedenler Toplumsal yapıdan kaynaklanana nedenler Tarihsel nedenler Etik Açıdan Yöneticilik Etik kuralların geçerli olduğu bir toplulukta, bu kurallara aykırı davranışları önleme olanağı her zaman vardır. Ancak, çalışma sistemi etik-dışı davranışlar üzerine kurulmuş olan bir toplulukta, etik bilince sahip bireylerin sistem üzerindeki belirleyiciliklerinden söz edilemez. Dolayısıyla; kurum içindeki mühendislerin etik bilince ve sorunları etik kurallara bağlı kalarak çözmeye çalışmaları bir noktaya kadar yeterli olur. Kişisel kaygı ve duygularını toplumsal çıkarların ötesine taşıyan kişilerin yönetiminde, kurumun çalışma sistemi bir süre sonra yozlaşır . Dolayısıyla, mühendis, kurum yapısı kadar, yönetici karakterine göre de tavır belirlemek zorunda kalır. Etik ve Kurumlar Etik, yalnızca kişisel bir konu değildir. Aynı zamanda ve daha da önemlisi kurumları ilgilendirir. Kurumların etik ile ilgili konu başlıkları genellikle şunlar olmaktadır: Sadakat. Anlaşma kuralları. Patent hakları ve entelektüel haklar. Ürün hakları. III. Mesleki Etik İş hayatındaki davranışları yönlendiren, onlara rehberlik eden etik prensipler ve standartların toplamına “mesleki etik” denilmektedir. Belirli bir meslek grubunun, meslek üyelerine emreden, onları belli kurallarla davranmaya zorlayan kişisel eğilimlerini sınırlayan, yetersiz ve ilkesiz üyeleri meslekten dışlayan, mesleki rekabeti düzenleyen ve hizmet ideallerini korumayı amaçlayan mesleki ilkelerdir. Mesleki Etik İlkeler Doğruluk Yeterlik Güvenirlik Mesleğe Bağlılık (Yaptigin isi benimsemek en iyi sekilde yapmak) Mühendislik Etiği: Mühendislik etiği kavramı mühendislerin halka, müşterilere, işçilere ve meslektaşlarına karşı uymaları gereken kuralları anlatır. Mühendislik etiğinin tek bir standardı yoktur, dallara göre değişen değişik kuralları vardır. Mühendislik Etiği ; Topluma , Çevreye, Kuruma, Müşteriye, Meslektaşlara karşı ahlaki sorumluluklardır. Mühendislik Etiği öğretisinde amaç: Mühendislerin bir etik sorunla karşılaştıklarında çözüme ; Ne yapabiliriz ? sorusu yerine Ne yapmalıyız? la başlamalarını sağlamaktır. Mühendislik ürünleri genellikle aynı anda birçok kişiye hizmet verebildiği gibi, bu ürünlerde veya hizmetlerde olabilecek herhangi bir mühendislik hatasının topluma veya çevreye büyük zararlar vermesi de mümkündür. Bu nedenle, mühendislerin iyi bir teknik eğitimin yanı sıra, iyi çevre bilinci ve etik eğitimi almış olmaları da gerekmektedir. Meslekler arası farklılıkların olmasına rağmen meslek etiği ile ilgili olarak belirlenen kurallar şu üç ortak özelliği bünyelerinde taşırlar: 1. Meslek mensubunun yasaların ön gördüğü düzeyin üzerinde bir davranışta bulunmaları ve bu seviyeyi her zaman korumaları gerekir. 2. Belirlenecek etik kuralları dürüst davranmaya ve kamuoyunda olumlu bir izlenim bırakmaya yönelik olmalıdır. 3. Meslek grupları belirlenen etik standartlara ters düşecek olan tüm davranışları yasaklamalı ve bunlara cezai yaptırımlar uygulamalıdırlar. ETİKSEL SORUNLAR 1. Etiksel Sapma (Ahlaki Sapma) 2. Etiksel ikilem (Ahlaki İkilem) olarak iki genel kategoride toplanmaktadır. Etiksel ikilem bir konunun birbiriyle çatışan ancak iki tarafın da tartışabilir doğru yanları olması durumunda ortaya çıkar . Etiksel sapma ise, bir kişi ahlaki olmayan bir karar aldığı zaman ortaya çıkar . Etiksel sapmayı ortaya çıkaran iki önemli neden Kişilerin; 1. Bencil davranmayı seçmesi 2. Toplumun ahlaki değerlerinden farklı kişisel ahlaki standartlara sahip olması “İşletmeler etik ile ilgili olarak en çok ahlaki ikilemlerle karşı karşıya gelmektedirler.” MÜHENDİSLİK ETİĞİ İLKELERİ Dünya Mühendisler Birliği’nin 5 Ekim 1977 günlü toplantısında kabul ettiği Mühendislik Etiği’nin ( 7 maddeli) temel ilkesi şu şekildedir : 1. Mühendisler, mesleki görevlerini yerine getirirken, toplumun güvenliğini, sağlığını ve refahını en önde tutacaklardır. a) Mühendisler; toplum yaşamının, güvenliğinin, sağlığının ve refahının, yapıların, makinelerin üretimlerin, işlemlerin ve donanımların üretilmesindeki mühendislik kurallarına, kararlarına ve uygulamalarına bağlı olduğunu bilmelidir. b) Mühendisler, toplumun sağlığı ve refahının güvenliğini tasarlamayan planlar ve benzerlerini kullanmayacak ve kabul edilen mühendislik standartlarına uygun olanları kullanacaktır. c) Mühendisler toplumun güvenliğini, sağlığını ve refahını tehlikeye sokan mesleki kararların devreden çıktığı durumlarda, müşterilerini veya işverenlerini bilgilendirmeli ve durum hakkında diğer otoritelerin dikkatini çekmelidirler. c-1) Mühendisler, sorumlu oldukları sistemlerin tasarımı ve üretiminin kullanılmasına ilişkin güvenlik veya yaşam beklentisini halkın anlamasını sağlayacak yayınlanmış standartları, test kodlarını ve kalite kontrol işlemlerini her durumda gerçekleştirecek ve temin edeceklerdir. c-2) Mühendisler, tasarım için planlama onaylarını vermeden önce sorumlu oldukları sistem veya üretimlerinin tasarım güvenirliliğini inceleyecek ve güvenlik eleştirisini yapacaklardır. c-3) Mühendisler, halkın güvenliği veya sağlığını tehlikeye düşüreceğine inanılan koşulları gözleyecek ve durum hakkında yetkilileri bilgilendireceklerdir. d) Mühendisler, diğer kişilere veya firmalara tasarım güvenirliği ilkelerinin herhangi bir maddesinin ihlalinde olabileceklerin bilgisini veya nedenlerini bildirmek zorundadırlar. Bu gibi bilgiyi özel yetkiliye yazarak sunacaklar ve bu gibi bilginin elde edilmesinde yetkili ile işbirliği yapacak ve gerektiğinde yardımcı olacaklardır. d.1)Mühendisler, üretim veya üretim sistemlerinin kontrolü yapılmamış veya güvenirliliği sağlanmamış, ise veya tasarım onu kullanan halka zarar verecekse, bu durumu yetkililere bildireceklerdir d.2) Mühendisler, üretim veya sistemlerin güvenliği ve performansını etkileyecek değişimlerin veya düzenlemelerin onayını vermeyeceklerdir. e) Mühendisler, topluma ilişkin olaylarda yapıcı hizmet olanakları arayacaklar ve kendi toplumlarının güvenliği, sağlığı ve esenliğinin geliştirilmesi için çalışacaklardır. f) Mühendisler, yaşamın kalitesini artırmak için çevreyi iyileştirmelidirler. 2) Mühendisler, sadece kendi uzmanlık alanlarındaki hizmetleri vermelidirler. a) Mühendisler, mühendisliği içeren bir özel teknik alanda eğitim veya deneyle kazanmış oldukları mühendislik etkinliklerini yerine getirmeyi üstleneceklerdir. b) Mühendisler, kendi ihtisas alanlarının dışında eğitim ve deneyim gerektiren bir etkinliği kabul edebilirler, ancak hizmetleri projenin kendi uzmanlık sınırına kadar olmalıdır. Projenin aşamalarında uzmanlarla işbirliği, onlara danışma veya onlardan yararlanma sağlanmalıdır. c) Mühendisler, kendi uzmanlık alanları dışında veya kendilerinin doğrudan kontrolü altında hazırlanmamış herhangi bir mühendislik planı, projesi veya belgeyi imzalamayacaklardır. 3. Mühendisler, yalnızca objektif ve gerçek resmi raporlar yayınlayacaklardır. a) Mühendisler, resmi bilgilerini yaymaya ve mühendislik başarılarının yanlış anlaşılmasını önlemeye gayret edeceklerdir. b) Mühendisler, tüm mesleki raporlarda, beyanatlarda veya şahitliklerde tamamen objektif ve gerçekçi olacaklardır. Raporlar, beyanatlar veya şahitlikler konusunda gerekli ve uygun bilgiye sahip olacaklardır. c) Mühendisler, herhangi bir mahkeme veya komisyonda uzman veya teknik şahit ediyorlarsa görüşlerini; kendilerini ilgilendiren, yeterli, doğru, tam, teknik bilgi sahibi olduklarına inandıkları zaman bildirmelidirler. d) Mühendisler, herhangi bir gruba veya gruplara ilişkin ödeme veya duyumların söz konusu olduğu mühendislik konularında, kesin kanaate ulaşmadıkları sürece, grup veya grupların kimliklerini açıklayarak beyanat, eleştiri veya tartışma konusu yapamazlar. e) Mühendisler, kendi çalışmalarını ve değerlendirmesini ağır başlı ve alçak gönüllülükle yapacaklar ve kendilerinin yükselmeleri karşılığında mesleğini, onurunu, dürüstlüğünü tehlikeye atacak herhangi bir eğilimden kaçınacaklardır. 4. Mühendisler, mesleki konularda, her işveren veya müşteri için güvenilir vekil olarak davranacaklar ve çıkar çatışmalarından kaçınacaklardır. a) Mühendisler, kendi işverenleri veya müşterileriyle ilgili tüm anlaşmazlıklardan kaçınacaklar ve kendi işlerini veya hizmet kalitelerini etkileyen herhangi bilgi veya durumu işveren müşterilerine vakit geçirmeden bildireceklerdir. b) Mühendisler, kendileri ile işveren veya müşteriler arasında bir potansiyel anlaşmazlık yaratacak herhangi bir anlaşmayı bilerek (kasıtlı olarak) taahhüt etmeyeceklerdir. c) Mühendisler, ne aynı proje hizmetleri için ne de aynı projeyle ilgili farklı hizmetler için, tüm ilgili tarafların açık ve anlaşmaya dayanan şartları dışında ücret, mal veya benzeri şeyleri kabul etmeyeceklerdir. d) Mühendisler, kendi üretimlerini gerçekleştirmek için gerekli malzeme veya donanım dışında, ücretsiz mühendislik hizmetlerini içeren konularda maddi veya diğer değerlendirilebilir şeyler istemeyecekler ve kabul etmeyeceklerdir. e) Mühendisler, üstlerinden, kendi firmalarından veya sorumlu oldukları işle ilgili elemanlardan veya işçilerden doğrudan veya dolaylı olarak hediye (bahşiş) istemeyecek ve kabul etmeyeceklerdir. f) Mühendisler, bir resmi komisyon üyesi, kontrolörü veya hükümet memuru olarak kendisi tarafından sağlanan hizmetlere karşı olan açıklamalara, etkinliklere, organizasyonlara veya mühendislik uygulamalarına katılmayacaklardır. g) Mühendisler, kendi organizasyonlarının bir elemanı olarak, yönetici, memur veya işçi gibi resmi kişilerden bir anlaşma istemeyecekler ve kabul etmeyeceklerdir. h) Mühendisler, kendi çalışmalarının sonucu olarak bir projenin başarılı olamayacağına inandıklarında, işverenlerine veya elamanlarına bilgi vereceklerdir. i) Mühendisler, bir jürinin atanan üyesi olduklarında kendilerine ulaşan bilgileri inceleyecekler ve bu etkinlik kendi elamanlarının, işverenlerinin veya kamunun çıkarına ters düşse bile bu bilgiyi kişisel çıkarları için kullanmayacaklardır. i-1)İş ilişkilerine, mevcut teknik işlemlere, önceki işveren, eleman veya değerlendirilen tekliflere ilişkin güvenilir bilgileri, ilgililerin rızaları olmaksızın açıklamayacaklardır. i-2) Üyesi bulundukları herhangi bir komisyonun veya heyetin ne bilgilerini ve ne de kararlarını açıklamayacaklardır. i-3) Elemanları tarafından kendisine verilen fikirleri (tasarımları) kullandıklarında, bu tasarımları açık izin almaksızın diğer çalışmalarda kullanmayacaklardır. i-4) Mühendisler çalışma esnasında, çalışma konusunda gerilimi artırıcı davranışlara ve tartışmalara girmeyecekler veya yönetici olarak diğer işçiler için anlaşmalar yapmayacak veya tüm ilgililerin rızası olmaksızın hususi ve özel bilgileri içeren özel projelere ilişkin uygulamalara girmeyeceklerdir. j) Mühendisler, bir inşaatın (veya diğerlerinin) kontrolünü yaparken tüm taraflara dürüst ve adaletli olarak davranacaklardır. k) Mühendisler, iyileştirmeler, planlar, tasarımlar, icatlar veya telif hakkı veya patent ortaya çıkarabilecek diğer kayıtlar konusunda, bir iş üstlenmeden önce bu sahiplenmeye ilişkin bir pozitif anlaşma sağlayacaklardır. l) Mühendisler, yanlışlarda kendi hatalarını yok edecek ve kendi kararlarını doğrulamak hususunda tahrifattan ve değişikliklerden sakınacaklardır. m) Mühendisler, kendi işverenlerinin bilgisi olmaksızın kendi düzenli işlerinin dışındaki mesleki görevleri kabul etmeyeceklerdir. n) Mühendisler, hile ile veya aldatarak diğer işverenlerden bir eleman elde etme girişiminde bulunmayacaklardır. 5. Mühendisler, hizmetlerinin geçerliliği konusunda mesleki itibarlarını oluşturacak ve diğerleriyle haksız rekabete girmeyeceklerdir a) Mühendisler, işi ele geçirmek amacıyla doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir komisyon, politik destek, hediye veya diğer benzeri şeyleri ödemeyecek, ödeme teklifinde bulunmayacaklardır. b) Mühendisler, sadece istenen mesleki hizmet için belirlenen yetenek ve liyakat esasına göre ve gerekli mesleki hizmetler için anlaşmalar düzenlemelidir. c) Mühendisler, hizmetin amacına uygun ücret miktarında ve yöntemde anlaşmalıdırlar. Anlaşmaya tarafların katılımda karşılıklı itimat zorunludur. Genel durum, mühendislik hizmetinin maliyetinin uygun ve makul olmasını gerektirir, ancak bu hizmeti sağlayacak kişilerin veya firmaların seçimindeki kararı kontrol etmeyi gerektirmez. c-1)Bu ilkeler diğer mesleklere ait hizmetlerin elde edilmesinde, mühendisler tarafından uygulanacaktır. d) Mühendisler, çalışırken veya çalışmaları kesinleşmişken diğer mühendislerin yerlerini almak (ayağını kaydırmak) için görüşmede bulunmayacaklardır. d-1)Aynı iş için kontratlı bulundukları müşterilerinden iş istemeyeceklerdir. d-2)Kontratlı bulundukları iş tamamlanmadan veya ödemeler tamamlanmadan veya varsa açılmış davalar tamamlanmadan müşterilerinden iş kabul etmeyeceklerdir. e) Mühendisler, mesleki şereflerini tehlikeye atabilecek bir terfi aracı olarak kullanılacak veya mesleki komisyonu ele geçirmeye yönelecek durumlarda, mesleki komisyon üyeliklerini istemeyecekler, teklif etmeyecekler ve de kabul etmeyecekler. f) Mühendisler, kendi akademik ve mesleki yeteneklerini tahrif etmeyecek ve bunların yanlış olarak temsil edilmesine hizmet etmeyeceklerdir. Tayinlerine ilişkin konularda veya sorumluluklarında yanlış beyanlar veya abartmalar yapmayacaklardır. İş istemeye ilişkin broşür veya diğer gösterimlerde, işleri, üyelikleri, ilişkileri veya çalışmaları ve yeteneklerini artırmak amacı ve niyeti ile geçmişteki başarıları konularında yanlış beyanlarda bulunmayacaklardır. g) Mühendisler, mesleki hizmetlerini aşağıdaki gibi tanımlayabilir ve aşağıdaki koşullarla sınırlandırabilirler. g-1)Değerlendirilmiş programlar, listeler ve yayınlar, uygun boyutlarda ve bu gibi mesleki programları ve listeleri düzenli olarak yayınlayan yayının bir parçası olmak koşuluyla yazılan bilgi; firma adı, adresler, telefon numaraları, uygun sembol ve katılanların adları ve değerlendirmede bulunan firmanın uygulama alanı g-2)Çalışılan projelerin tarafları, görevler ve donanımlara ilişkin olarak, firma adları, adresleri, telefon numaralan ve hizmetin türü g-3)Broşürler, çalışma programları, deneyimlere ilişkin diğer gösterimler, hizmete ilişkin kişisel kapasite ve olanaklar, projeye katılanlara göre yanlış olmayan ifadelerle ve gelişigüzel olmayan düzenlemeler olması koşuluyla g-4)Sınırlı ad, adres, telefon numaralan ve çalışılan firmaların özellikleri, özel veya koyu yazı tipine başvurmaksızın h) Mühendisler, değerlendirilmiş iş ve mesleki yayınların tanıtımında gereksiz gösterişe, methiyeye veya abartıya kaçmadan, söz konusu hizmet ve projenin içeriğine ters düşmeyen gerçek ve sadece mühendisliğe ilişkin görüntüler kullanabilirler. i) Mühendisler, gerçek ve değerlendirilmiş olarak yazılan veya teknik yayınlar için gösterişten uzak ve övgüyü içermeyen yazılar (makale) hazırlayabilirler. Bu gibi yazılar, işin paylaşımı için başkalarına verilen güveni ve itimadı sarsmadan doğrudan kendisinin katkılarını içermelidir. j) Mühendisler, projede veya belirtilen üretimdeki katkılarını alçak gönüllülükle ifade eden, ticari yayınlarda ve bilgilendirme yayınlarında adlarının kullanılmasına izin verebilirler. Bu gibi izin, tescilli üretimlerin genel bir onayını içermeyecektir. 6. Mühendisler, mesleki doğruluğu, mesleğin onurunu ve değerini yüceltmek ve geliştirmek için çalışacaklardır a) Mühendisler, bilerek adlarının veya firmalarının başka firmalar veya kişiler tarafından kullanılmasına izin vermeyecekler ve hileli veya aldatıcı mesleki uygulamalara veya işlere angaje olmayacaklardır. b) Mühendisler, mühendisliğin dışındaki iş birliklerini, üyeliklerini etik olmayan etkinliklerde paravan olarak kullanmayacaklardır. 7. Mühendisler, mesleki gelişmelerini kendi kariyerleriyle devam ettirecekler ve kendi kontrolleri altındaki mühendislerin mesleki gelişmeleri için olanaklar sağlayacaklardır. a) Mühendisler, yanlarında çalışan elemanlarının daha da eğitilmesi için çalışacaklardır. b) Mühendisler, etik dışı olaylarda herhangi bir birlik ve beraberliği desteklemeyeceklerdir. c) Mühendisler, yanlarında çalışan elamanları mesleki yazılar yazmak ve teknik toplantılara katılmak konusunda destekleyeceklerdir. d) Mühendisler disiplinlerinin meslek ve teknik birliklerini desteklemelidirler. e) Mühendisler, mühendislik çalışmaları için diğer elemanlara gereken güveni verecekler ve gereken ilgiyi göstereceklerdir. Mümkünse tasarım, icat, yazma veya diğer etkinlikler için sorumlu kişi veya kişiler olarak görevlendirileceklerdir f) Mühendisler, mühendislik bilgilerinin yayılmasına gayret edecekler, gerçek olmayan abartılmış veya haksız durumları içeren mühendislik etkinliklerine katılmayacaklardır. g) Mühendisler, mühendislik çalışmalarında, uygun ve yeterli ücretler ilkesini onaylayacaklardır. h) Mühendisler, mühendislik mesleğinin mümkün olan tüm eğitim ve deneyiminden yararlanmayı doğal bir görev kabul etmelidirler ve birlikte çalıştıklarına daha az sorumluluk yüklemelidirler. i) Mühendisler, işe alacakları kimselere çalışma koşulları ve çalışmadaki statüleri hakkında tüm bilgiyi verecekler ve sonradan bu konuda herhangi bir değişiklik yapmayacaklardır. k) Mühendisler, kişisel üyeliklerini özel yayınlara ilan edebilirler. Buradaki bilgi, katılım ve katkılarını gerçek olarak ifade eden, çalışma alanını diğer katılanların adlarını, firma adını, adresini ve telefon numaralarını içeren biçimde olmalıdır. l) Mühendisler, özel proje amaçlı yarışmalara, projenin diğer tasarımcılarının onayı olmadan giremez. m) Mühendisler, mesleki itibara, görünüşe, uygulamaya veya diğer mühendislerin işlerine kötü niyetle veya yalan yere kötülük etmeyecek ve diğer mühendislerin çalışmalarını fark gözetmeden (tarafsız olarak) irdeleyeceklerdir. n) Mühendisler, kar amacı olmayan özel profesyonel birliklerin dışındaki herhangi bir mühendislik kuruluşunu destekleyemezler. o) Mühendisler, çalışanların olanaklarını kendi özel çalışmaları için kullanamayacaktır. p) Mühendisler, öğrenci indirimlerinden yararlanmazlar. IEEE Mühendis Taahhütnamesi Amerika Birleşik Devletleri’nde IEEE (Institute of Electrical and Electronics Engineers) kuruluşunun mühendislere üyelik için imzalattığı taahhütnamedeki koşullar: 1. Kamu güvenliği, sağlığı ve refahı ile uyumlu mühendislik kararları verme sorumluluğunu üstlenmek, çevreyi veya halkı tehdit edebilecek faktörleri zamanında açıklamak. 2. Çıkar çatışmalarından mümkün olduğunca uzak durmak 3. Verilere dayanarak yapılan iddia veya tahminlerde dürüst ve gerçekçi olmak. 4. Rüşveti tüm şekilleriyle reddetmek. 5. Teknolojinin daha iyi anlaşılması, yerinde uygulanması ve potansiyel zararlarının anlaşılır kılınması için çalışmak. 6. Teknik bilgi ve becerileri güncelleştirmek ve ilerletmek, teknolojik görevleri sadece deneyimi veya yeteneği içinde olduğu zaman üstlenmek. 7. Teknik çalışmaları araştırmak ve eleştirisini yapmak, hataları kabullenmek ve düzeltmek, 8. Irk, dil, din veya etnik köken gibi faktörlerden bağımsız olarak tüm kişilere insaflıca davranmak. 9. Başkalarını yanlış davranış veya iftiralarla yaralamaktan sakınmak. 10. Meslektaş ve iş arkadaşlarına mesleki ilerlemelerinde ve bu etik kurallarını uygulamalarında yardımcı olmak TMMOB Mesleki Davranış İlkeleri A. Topluma ve Doğaya Karşı Sorumluluklar Bilimi ve teknolojiyi insanlık yararına kullanmayı mesleki etkinliklerinin temel ilkesi kabul eden mühendis ve mimarlar; 1. Mesleki bilgi, beceri ve deneyimlerini, toplumun güvenliği, sağlığı ve refahı; insani kazanımların ve kültürel mirasın korunması için kullanırlar. Toplum yararı için duymuş oldukları sorumluluk vekaygı her zaman kendi kişisel çıkarlarının, meslektaşlarının çıkarlarının ya da içinde bulundukları meslek grubunun çıkarlarının üstünde yer alır. 2. Doğaya ve gelecek kuşaklara karşı sorumluluklarının bilinciyle, doğayı ve çevreyi korumayı, uygulamalarının doğayla uyumlu olmasını sağlamayı mesleki sorumluluklarının ayrılmaz parçası olarak görürler; doğal kaynakların ve enerjinin tasarrufuna özel önem verirler. 3. Mesleki etkinliklerini sürdürürken, din, dil, ırk, inanç, cinsiyet, coğrafi ayırım farkı gözetmezler; farklı kültürlere saygıyla yaklaşırlar; toplumdaki herkese adil, dürüst ve iyi niyetle davranırlar. 4. Kendilerinden istenen işin toplum ve doğa için ciddi bir tehlike yaratacağı sonucuna varırlarsa ve bu konudaki mesleki yargıları hizmet verilen gerçek ve tüzel kişiler tarafından dikkate alınmıyorsa, onların talimatlarına kayıtsız şartsız uymayı reddederler; bu durumun kendilerine hizmet verilenleri uyarmak, gerektiğinde meslek örgütlerini ve hatta kamu oyunu bilgilendirmek gibi hak ve yükümlülükler getirdiğini dikkate alırlar. 5. Toplumun ilgi alanı içinde bulunan teknik konulardaki görüşlerini, raporlarını, konuyu yerinde ve tam anlamıyla incelemiş ve yeterli bilgi ve verilerle donanmış olarak, ticari ve kişisel kaygıları bir yana bırakarak, adil, doğru, eksiksiz ve nesnel bir biçimde açıklarlar. 6. Ülkenin teknoloji yeteneğinin geliştirilmesi sürecinde, teknolojinin gerek kendisinin gerekse yanlış kullanılmasının olası olumsuz sonuçlarının da toplum tarafından anlaşılması ve gerekli önlemlerin alınması için çaba harcarlar. 7. İşyerlerindeki sağlık ve güvenliği titizlikle ve ertelemeksizin korur ve geliştirirler. Gerekli önlemlerin alınması için zorlayıcı, uygulayıcı, eğitici ve dayanışma içinde olurlar. B. Hizmet Verilen Gerçek ya da Tüzel Kişilere Karşı Sorumluluklar Mühendisler ve mimarlar, 1. Mesleki hizmet verilirken, güvenilirliklerini titizlikle gözeterek, yaptıkları her türlü sözel ya da yazılı sözleşmede yer alan bütün hükümlere tam olarak uyarlar ve karşı taraftan da aynı duyarlılığı beklerler. 2. Her türlü mesleki hizmet sırasında, toplumun güvenliğini, sağlığını ve refahını tehlikeye atmamaya en üst düzeyde özen göstererek, mesleki beceri ve deneyimlerini yaptıkları işe bütünüyle yansıtarak düzgün bir iş standardıyla çalışırlar. 3. İş ilişkilerini etkileyecek şekilde doğrudan ya da dolaylı olarak herhangi bir armağan, para ya da hizmet ya da iş teklifi kabul etmezler; başkalarına teklif etmezler; mesleki ilişkilerini geliştirmek amacıyla siyasal amaçlı bağış yapmazlar. 4. Yaptıkları işin kendi deneyimlerini zenginleştirmesi için titizlikle çaba gösterirken, toplum ve doğa için kesin bir tehlike oluşturmadığı sürece, hizmet verilen gerçek ve tüzel kişilerin ticari ve teknolojik sırlarını izin almadan başkalarına açıklamazlar, kişisel çıkarları için kullanmazlar. C. Mesleğe ve Meslektaşa Karşı Sorumluluklar 1. Mesleki etkinliklerini, tüm meslektaşlarının güvenini kazanacak bir biçimde ve mesleğin saygınlığına azami özen göstererek sürdürürler. 2. Tüm meslektaşlarına saygıyla yaklaşırlar, dürüst ve adil davranırlar. Meslektaşlarıyla haksız rekabet içinde olmazlar. Genç meslektaşlarının gelişimi için özel çaba harcarlar, onlara yardımcı olurlar. Telif haklarına ve özgün çalışmalara saygı gösterirler; başkalarının çalışmalarını kendi çalışmaları gibi göstermekten titizlikle kaçınırlar. 3. Yalnızca yeterli oldukları alanlarda mesleki hizmet üretmeyi hedef ve ilke kabul ederler; hizmetlerini etkileyebilecek diğer uzmanlık alanlarındaki yetkililerin görüşlerine başvururlar; disiplinler arası ortak çalışmayı özendirirler. 4. Mesleki görev, yetki ve sorumluluklarını, sadece zorunlu durumlarda ve ancak ehil olan meslektaşlarına devrederler. 5. İşlerini yalnızca kendilerine tanınmış mesleki görev, yetki ve sorumluluk çerçevesinde yaparlar, yalnızca resmi olarak hak kazanmış oldukları sıfat ve unvanları kullanırlar. 6. Meslek örgütlerinin etkinliklerine aktif olarak katılmaya çaba gösterirler, onları desteklerler, mesleğin gelişmesine katkıda bulunurlar. 7. Mesleki Davranış İlkelerine aykırı davrananlara yardımcı olmazlar; onlara hoşgörü göstermezler, etkinliklerinin içinde yer almazlar ve uyarırlar; bu konuda meslek örgütleriyle işbirliği içinde olurlar; bu ilkelere uygun davrananları bütün güçleriyle desteklerler. D. Kendilerine Karşı Sorumlulukları 1. Mesleki bilgilerini ve kültürlerini sürekli geliştirirler. 2. Mesleki etkinliklerine ilişkin olarak meslektaşlarının dürüst ve nesnel eleştirilerini dikkate alırlar, gerektiğinde kendileri de eleştirmekten kaçınmazlar. İş Hayatında Etik Dışı Davranışlar İş kalitesini önemsememe Rüşvet isteme veya verme Kurum varlıklarının kötü biçimde kullanımı İş yerinde ayrımcılık yapma Özel yaşama müdahale Çevre kirliliğine duyarsız kalma Kurumun olanaklarını kişisel amaç için kullanma Kayıt ve raporlar üzerinde tahrifat yapma Hediye alma ve ağırlama Yanlış bilgilendirme ya da bilgi saklama Yetkililerle etik dışı ilişki kurma İş yerinde hırsızlık yapma Çıkar çatışmalarına girme Ticari ya da mesleki sırları sızdırma Rakiplerle ilgili bilgilerin toplanmasında etik dışı yöntemler kullanma Ürün sorumluluğunu ve güvenliğini önemsememe Çalışanlara eşit davranmama Ast, üst ya da çalışma arkadaşlarını sömürme İş arkadaşlarını yıldırma, korkutma Görevi ihmal etme İş yerinde bencil davranma İş ilişkilerine politik düşünceler katma İş yerinde yaranma ve dalkavukluk yapma Cinsel tacizde bulunma Yönetimde etik dışı davranışlar 1. Ayrımcılık: Ayrımcılık ön yargılı tutumlarla davranmaktır. Bir grup insana karşı, adaletsiz ve zarar verecek biçimdeki her türlü davranış ayrımcılık olarak tanımlanmaktadır. Açık ayrımcılık; geleneksel olarak cinsiyete ya da ırkçılığa dayalı olarak ortaya çıkmaktadır. Kurumsal ayrımcılık; bir örgütün yansız bir seçim süreci sunsa bile, kadın ya da azınlıkların bu örgütte diğer gruplar ile eşit oranlı temsil edilmemesi sonucu ortaya çıkmasıdır. Kayırma: Aile, akrabalık bağları gibi maddesel olmayan etkileme araçlarını kullanarak, kamu görevlilerinin, bazı kişilere kamu işlemlerinde ayrıcalık tanımasıdır. Kamu görevlisi, tinsel-duygusal nitelikteki geleneksel bağlılıkları ve yükümlülükleri nedeniyle yakın çevresine ya da üzerinde nüfusu olan başkalarının etkisi ile bir takım kişilere ayrıcalıklı davranmaktadır. Rüşvet: Kamu görevlilerinin para, mal, hediye gibi birtakım maddesel çıkarlar karşılığında bunu sağlayan kişi ya da kümelere ayrıcalıklı bir kamu işlemi ile çıkar sağlaması rüşvet olarak tanımlanır. Birçok yöneticiye çeşitli nedenlerle, farklı niteliklerde hediye verilmesi Türk toplumunun ve Türk bürokratik kültürünün bir gereği olarak kabul edilir bir davranış olarak karşımıza çıkar. Yıldırma- Korkutma: Kabadayılık olarak tanımlanan ve kimseden korkmaz, yılmaz görünerek çevresine meydan okuma davranışı ile astlarını yıldırmaya çalışmak etik dışı bir davranıştır. Kabadayılık yoluyla, çalışanlar üzerinde güç gösterileri yapmak yöneticinin özenle kaçınması gereken bir davranış olmalıdır. Sömürü (istismar): Sömürü, insan ya da nesnelerin adaletsiz kullanımıdır. Çıkar sağlamaya yöneliktir. Sömürünün çeşitli türleri vardır: Sömürücü, sömürülen kişiyi zorlayabilir veya aldatarak kullanabilir. Sömürülen kişi, yapılan eylemlere gönüllü rıza gösterebilir. Sömürülen kişinin amacı, çıkar sağlamak ve kazancını güvenceye almaktır. İhmal: Türk Ceza Yasası’nın 230. maddesine göre ihmal, hangi nedenle olursa olsun görevin savsaklanması ve geciktirilmesi veya üstü tarafından verilen buyrukların geçerli bir neden olmadan yapılmaması olarak tanımlanabilir Bencillik: Yönetimde bencillik, yöneticinin başkalarının yararını düşünmeden; kimi kez onlara zarar vererek; davranışlarını yalnız kendi gereksinimlerini giderecek, kendine çıkar sağlayacak biçimde yönlendirmesidir. Bencil, başkalarının gereksinimlerine ilgi duymaz, onların kişilik bütünlüğüne ve değerlerine saygı göstermez. İşkence (Eziyet): Bir insana maddi ya da manevi olarak yapılan aşırı eziyet anlamında kullanılmaktadır. İşkence veya eziyet yalnız fiziksel acıyı değil, psikolojik acıyı da kapsamaktadır. Ayrıca iş yaşamındaki şiddetli sorunlar bireyin çevresini ve özel yaşantısını etkilemektedir. Yolsuzluk: Genel anlamıyla yolsuzluk, bir çıkar karşılığında, kamu yetkililerinin yasa dışı kullanımı olarak tanımlanmaktadır. Yolsuzluk sadece maddi kazançları kapsamaz. Maddi olmayan özel amaçlara da yönelik olabilir. Kişisel kazançlar karşılığında yetkilerini kötüye kullanmaları, politik kazanç amacıyla devlet yetkisinin yasa dışı kullanımını anlatmaktadır. Yaranma-dalkavukluk: Rahatsız edici ve sahtekârlık olmasına rağmen yöneticiye yaranma ve dalkavukluk yapmanın, başarı için ödenmesi gereken bir bedel olarak görülmesi yaygın bir davranış biçimidir. Kendisine dalkavukluk yapılan yönetici, sağlıklı bir görüş açısına sahip olmaması halinde davranışlarını pekiştirerek tüm çalışanlardan aynı davranışları bekleyebilir. Şiddet-baskı-saldırganlık: Şiddet sözcüğü, aşırı duygu durumunu, bir olgunun yoğunluğunu, sertliğini, kaba ve sert davranışı nitelendirir. Yöneticinin şiddet içeren eylemleri kendini engellediği düşünülen nesne ya da bireyin kendisine doğrudan yaptığı gibi, hiç ilgisi olmayan nesne ya da bireylere yönelttiği görülebilir. Hakaret ve küfür: Sözlü taciz olarak değerlendirilebilecek olan hakaret ve küfür, sözel bir şiddet gösterisidir. Hakaret ve küfür kişiliğe saldırı olup, bu tür yöneticiler insanların kişiliğini küçültüp, örseleyerek, kendi bencil kişiliklerini yücelttiklerini inanmaktadır. Bedensel ve cinsel taciz: Bedensel taciz, şiddetin bir ürünüdür. En sık karşılaşılan bedensel taciz türü ise dayaktır. Cinsel taciz ise, çocuğa, gence, kadına laf atma, el, kol hareketi yapmakla başlayan geniş bir yelpaze içinde yer almaktadır. Kötü alışkanlıklar: Özellikle, çocuk ve gençlerin bulundukları okul, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu gibi kurumlarda görev alan çalışanların, sigara, alkol, kumar ve benzeri kötü alışanlıkları çocuk ve gençlerin göz önünde sergilemeleri sakıncalıdır. Kişisel açıdan bakıldığında, kötü alışkanlıklar bireyi ilgilendiren konudur. Ancak bu alışkanlıkların kişisellikten çıkarak, kamu alanına taşınması sakınca yaratmaktadır. Görev ve yetkinin kötüye kullanımı: Bir makam adına elde edilmiş olan yetkiler kamu görevlilerince kötüye kullanılamaz. Örgüt açısından yetkinin kötüye kullanımı, yetkinin veriliş amacından başka bir amaç için kullanılmasıdır. Dedikodu: Genel olarak dedikodu, gerçek olup olmadığı bilinmeden başkalarına kara çalmak, insanları kötülemek, kınamak, suçlamak amacıyla yapılan konuşmalardır. Dedikodu iş yerlerinde büyük ölçüde zaman ve enerji kaybına neden olmakta, insan ilişkilerinin gerginleşmesine ve bozulmasına neden olmaktadır. Zimmet: Kamu görevlisinin para ya da mal niteliği taşıyan kamusal bir kaynağı, yasalara aykırı olarak kişisel kullanımı için harcaması ya da kullanması olarak tanımlanabilir. Zimmetin bir yolsuzluk türü olmasına karşın rüşvetten farkı, bir alıcı ve verici olmamasıdır. Dogmatik davranış: Dogmatik, daha önce doğru olan bir kavrama, bir inanca zamanla doğruluğu ortadan kalksa bile bağlı kalmaktır. Dogmatik bir yönetici, mesleğinde kazandığı kavramlara ve inançlara zamanla ondan kopmayacak derecede bağlanabilmektedir. Genelleşmiş bir dogmatiklik, iş göreni bir ırka, bir dine bir ulusa, bir topluma bir mesleki görüşe karşı düşman edebilir. Dogmatik bir kişi, kendi kavram ve inançlarını değiştirmez ve yenilikleri benimsemez. Yobazlık-bağnazlık: Yobazlık ve bağnazlık, inanç ve düşünceleri konusunda tartışmaya yer vermeyen, tek doğru şeyin kendi doğrusu olduğuna inanan, kendi gibi düşünmeyenlere en ağır biçimde saldıran, hoşgörüsüz ve sevgisiz insanları tanımlar. Yöneticilerin bağnaz tutumu çalışanların gelişme ve yenileşmesini engeller. Vaka Örnekleri 1) (A) ile (B) 4. sınıf öğrencisidir. Bir proje yarışması düzenlenmektedir. Ödülü 10.000 TL’dir. Ayrıca bu yarışmayı kazanana yarışmayı düzenleyen firma tarafından iş olanağı sunulmaktadır. (A) yarışmaya katılır ve bu konuda (B)’den sonradan yardım ister. İstediği yardım aslında projenin ana kısmını oluşturmaktadır. Fakat (B)’nin ödüllerden ve projeden haberi yoktur. (B), kendisine de tecrübe kazandıracağını düşünerek (A)’ya yardımcı olur ve (A) ödülü kazanır. Fakat; (A) projede (B)’nin katkısından hiç söz etmez. Sizce (B) bu durumda ne yapmalıdır. 2) Bir şirkette ürün tasarımdan sorumlu mühendissiniz ve sizinde tasarım ekibinde olduğunuz bir ürün piyasaya sunuluyor. Fakat daha sonra, ürünün tasarımında yapılan bir yanlışlıktan dolayı bazı durumlarda ürün işlevselliğini yitirip kazaya sebep olabileceğinin farkına varıyorsunuz. Hemen şirket yönetimini uyarıyorsunuz. Fakat yönetim ürünün geri toplanmasından dolayı oluşacak yüksek maliyetten dolayı sizi bu konuda konuşmamanız için uyarıyor. Aksi takdirde işinizi kaybetmekle tehdit ediliyorsunuz. Bu durumda ne yapardınız?