Uploaded by User4881

POST

advertisement
ENDODONTİK TEDAVİ GÖRMÜŞ DİŞLERİN RESTORASYONUNDA POST
MATERYALLERİ
Aşırı madde kaybı olan endodontik tedavi görmüş arka grup dişlerin restorasyonunda
kullanılacak restoratif materyalin ve restorasyon tekniğinin seçimi bu dişlerin kırılmaya karşı
dayanıklılıklarını arttırmak için oldukça önemlidir. Kompozit rezin, bu tip dişlerin
restorasyonunda amalgamdan daha fazla tercih edilen bir materyaldir. Kompozit rezinin
günümüzde oldukça gelişmiş olan adeziv sistemlerle birlikte kullanımının diş dokusunu
güçlendirici etkisinin bulunduğu bilinen bir gerçektir. Bunun yanı sıra endodontik tedavi
görmüş dişlerin kırılmaya karşı dayanımlarını arttırmak amacıyla kök kanalına post
yerleştirilmesi, kompozit materyali içerisine fiber ağ yerleştirilmesi gibi değişik restorasyon
teknikleri kullanılabilir. Endodontik tedavi yapılmış bir dişin restoratif ve protetik tedavisi,
kalan sağlıklı dokulara uygulanan post-kor restorasyonunun prognozuna, restorasyonun
genel olarak yapısal ve estetik kalitesiyle klinik adaptasyonuna bağlıdır. Endodontik tedavi
sonrasında diş üzerinde doku kaybıyla beraber dental yapıda zayıflama, fiziksel ve mekanik
yapıda değişiklik, mine ve dentinin renginde farklılaşma gibi sonuçlar görülebilir. Özellikle
çürükle ilgili olarak pulpada meydana gelen değişiklikler sonucunda kan akımında azalma,
kollajen fibrillerin dejenerasyonu ve dehidratasyona bağlı olarak dişte zayıflama meydana
gelmektedir. Bu değişim özellikle mandibular arkta ve ön kesicilerde daha fazla
görülmektedir. Kanal tedavisi sırasında pulpa odasının tavanının kaldırılması, dişin fonksiyon
esnasında daha fazla esnemesine yol açmakta ve bunun sonucu olarak da kırılma meydana
gelebilmektedir. Bu durumdaki dişlerde yapılacak olan post uygulamalarıyla, aşırı miktarda
koronal yapının kaybedildiği dişlerde kor yapısı geri kazanılacaktır. Postlar; pinli kor yapımı,
tutucu oluklar, yardımcı kaviteler, asit ile pürüzlendirme ve bağlanma yöntemleriyle
onarılamayan kuron kaybının olduğu durumlarda, periodontal desteği zayıf dişlerde
kuron/kök oranının endodontik desteklerin kullanımıyla güçlenmesi gerektiği olgularda,
malpoze dişin oklüzal ve aksiyal düzeltilmesinin pulpa bütünlüğünü bozduğu durumlarda,
overdenture tekniklerinde ataçmanların köklere retansiyonu gerektiğinde, restorasyon
sonrası endododontik girişimin güçleşeceği pulpa prognozunun şüpheli olduğu geniş defektli
dişlerde restorasyonu tamamlamak ve devamlı kılmak amacıyla kullanılırlar. Ancak bu
sistemlerin kırılmaya eğilimli ince kök formu olan dişlerde, ısrarcı periapikal patoloji
varlığında, yetersiz kanal dolgusu olan olgularda, oral hijyeni kötü ve motive edilemeyen
hastalarda kullanılması uygun değildir.
Endodontik postlar, kullanılan materyallerin cinsine göre 2 farklı başlık altında
sınıflandırılmaktadır: Metal alaşımlı postlar ve metal olmayan postlar.
METAL ALAŞIMLI POSTLAR
Kıymetli veya kıymetsiz metal alaşımdan yapılan döküm postlar ve metal alaşımdan yapılan
prefabrike postlar protetik tedavide halen kullanımda olan post sistemleridir. Ancak kıymetli
metallerin maliyetli, kıymetsiz metallerin ise rijit olması, rezistansının düşük olması,
korozyona uğraması ve nikel alerjisine yol açması bu postlara ait dezavantajlardır. Titanyum
alaşımdan yapılan postlar en az korozyona uğrayan, biyolojik uyumluluğu çok iyidir. Kırılma
direnci düşük olduğu için ince kanallarda kullanılamazlar. Sökülmeleri gerektiğinde çelik
postlara göre kırılgandırlar.
METAL OLMAYAN POSTLAR
Günümüzde giderek artan estetik ve biyolojik olarak uyumlu maddelere olan talep, metal
alaşımdan olmayan post-kor sistemlerinin geliştirilmesine yol açmıştır.
A-Karbon Fiber Postlar: Korozyona dirençlerinin yüksek olması, biyouyumluluğu, elastisite
modüllerinin dentine yakın olması ve bunun sonucunda daha az kök kırığına neden olması
gibi üstün mekanik özelliklerinden dolayı, ilk üretilen fiberle güçlendirilmiş rezin post
çeşididirler. Bunlara ilaveten karbon fiber post-kor restorasyonunun başarısız olması
durumunda dişten çıkarılması kolaydır.
B-Zirkonyum Kaplı Karbon Fiberler: Karbon fiber postların estetik dezavantajını ortadan
kaldırmak için, tüm post yüzeyi zirkonya ile kaplanmıştır.
C-Tam Seramik Postlar: Geleneksel metal alaşım postlara ve karbon fiber postlara alternatif
olarak geliştirilmiştir. Başlıca avantajları; translüsent özellikleri, korozyona direnç
göstermeleri ve biyouyumlu olmalarıdır. Çeşitli uygulamaları mevcuttur, bunlardan bazıları;
-Aluminyum oksitle güçlendirilmiş seramikler: 1991'de Kern ve Knode cam infiltre edilmiş
alumina seramikten (in-ceram) tek parça post-korları tanıtmışlardır. Bu tekniğin en büyük
dezavantajı uygulama zorluğudur
-Zirkonyum Oksit Esaslı Seramikler: Yüksek dayanıklılığa sahiptir, renk ve yarı şeffaflık
bakımından doğal dentine benzerler, diş rengine uygun parlaklık sağlar ve dişeti kenarındaki
gölgelenmeyi önlerler. Bu sistemlerde karşılaşılan sorunlar ise düşük kırılma dayanımı
göstermesi, gerektiğinde kök kanalından uzaklaştırılmasının güç olması ve postun kora
bağlanma yeteneğinin az olmasıdır. Değer ve ark. postun kora bağlanma sorununu ortadan
kaldırmak için post ve korun bir arada olduğu alternatif bir sistem geliştirmişlerdir.
D-Fiberle Güçlendirilmiş Postlar: Fiber postlar ise dentine eşdeğer şekilde esneme
göstermesi, pasif retansiyon olukları içermesi ve estetik olması nedeniyle günümüzde tercih
edilen post sistemleri arasındadır.
-Cam Fiber Postlar: Güncel postlar arasında estetik özelliği en fazla olan post materyalleridir.
Fiziksel özellikleri, dentin ve kompozit rezine yakındır. Dişin sert dokularına, kompozite ve
rezin simana çok iyi bağlanan cam fiber postlar biyoyumlu ve korozyona karşı dirençli
materyallerdir. Ayrıca uygulama sırasında istenilen uzunluğa kolayca getirilebilir.
Gerektiğinde frez yardımıyla kanaldan uzaklaştırılabilmeleri kolaydır. Nemli ortamda stabil
olmamaları ise önemli bir dezavantajdır.
-Kuartz Fiber Postlar: Fiberle güçlendirilmiş postlardan biri de translüsent yapıdaki kuartz
fiber post sistemidir. Kuartz fiber post sistemlerinin en önemli avantajları kök kanalına ışığı
geçirmesi ve ışıkla sertleşen rezin simanların polimerizasyonlarını arttırmasıdır.
-Aramid Fiberler: Aramid fiberler (Kevlar, DuPont) cam fiberden 2 kat fazla elastik modülüse
sahip olması ve toksik olmaması kullanımını arttırmaktadır. Ancak sarı rengi estetik
bölgelerdeki kullanımını sınırlamaktadır.
-Polietilen Fiber Postlar: Politilen fiber postlar biyolojik olarak uyumlu, estetik, ışığı
geçirebilen ve kolayca uygulanabilen bir materyaldir. Ribbond post-core uygulaması, dişin
kök kanalının kuvvetlendirilmesi ve kırılmalara dayanımlarının arttırılması açısından
avantajlıdır. Ayrıca güçlendirilmiş polietilen fiberin, yumuşak kıvamdayken şekillendirilmesi
nedeni ile kök kanalı ve pulpa odasına adapte edilmesi sırasında, sağlam diş yapısının fazla
miktarda çıkarılmasını gerektirmez.,
POST ÖZELLİKLERİ
Mekanik Özellikler: Metal, fiber ya da seramik yapıdan oluşan postlar; dayanıklılık ve
elastikiyet gibi mekanik özellikleriyle birbirlerine göre farklılıklar gösterirler. Genellikle metal
ve seramik postlar, fiber postlardan daha dayanıklı ve daha sert yapıdadırlar, ancak fiber
postlar daha fazla elastiktirler ve bunun doğal sonucu olarak da dentin benzeri özellikler
sergilerler. Metal ve seramik postlar yapısında herhangi bir esneme olmadan, gelen
kuvvetlere özellikle yan kuvvetlere tam direnç gösterir. Bu durum dentinde, kuvvetin
yoğunlaştığı bölgede kök çatlağı ve kırığı oluşmasına neden olmaktadır. Ancak fiber post
sistemler, gelen kuvvetleri eşit miktarda dağıttığı için dentine benzer yapı gösterirler ve
kırılma riskini en aza indirirler. Post retansiyonu, postun dikey yönde yer değiştirmemek için
göstermiş olduğu direnç kabiliyetini ifade etmektedir. Postun rezistansı, yan ve rotasyonel
kuvvelere karşı gösterilen direnci ifade etmektedir. Post restorasyonların retansiyonunda
ferrule etkisi önemli bir avantajdır. Ferrule, post yerleştirilecek kökün koronal kısmında 1-2
mm’lik band şeklinde oluşturulan bizotaj veya basamak kısımdır. Lateral ve rotasyonel
kuvvetlere rezistansı sağlar. Ancak kalan diş dokusuna bağlı olarak ferrule
oluşturulamayabilir. Ferrule’nin sağlanamadığı bu gibi durumlarda metalik postlar,
sağlanabildiği durumlarda ise fiber postlar tercih edilmelidir.
Estetik: Post-kor restorasyonu yapılırken estetik yaklaşım göz ardı edilemeyecek özelliklerin
başında gelmektedir. Eğer son restorasyon metal destekli porselen olmayacaksa, post
materyali estetik sonucu etkileyebilmektedir. Estetiğin ön planda olduğu durumlarda,
seramik ve bazı fiber post türleri tercih edilmelidir. Mekanik ve biyolojik olarak uyumlu
özellikleri olan zirkonyum seramik postlar, renk ve yarı şeffaflık özelliği bakımından doğal
dentine benzerdir ve dişlerin rengine uygun parlaklık sağlar. Metal postlar hem
restorasyonda hem de dişetinde gri renklenme gösterebilir. Karbon fiber postlar aynı şekilde
koyu renklidir ve restorasyonda renk yansımasına neden olabilirler. Bu nedenle estetiğin
özellikle önemli olduğu ön bölge restorasyonlarda seramik ya da açık renkli fiber postlar
kullanmalıdır. Açık renkli fiber postların translüsent özellik göstermeleri de bu postlara ayrı
bir estetik avantaj katmaktadır.
Radyoopasite: Post seçiminde, postun radyoopasite özelliklerine dikkat edilmelidir. Kök
kanalı içerisine yerleştirilen post materyalinin pozisyonunun değerlendirilebilmesi için en az,
diş ve çevre dokulardan ayırt edilebilecek kadar radyoopasite değerine sahip olması
gerekmektedir. Metal ve seramik postlar radyografik filmlerde yeterli radyoopasiteye
sahipken, fiber postlar aynı oranda başarı gösterememektedir. Eğer dentinden daha düşük
radyoopasite değerine sahip bir post seçildiyse, radyoopak yapıştırıcı siman tercih
edilmelidir.
Uzunluk ve Çap: Postun uzunluğu, retansiyon ile doğrusal bir ilişkidedir; uzunluk arttıkça
postun retansiyonu da artmaktadır. Post uzunluğuyla ilgili çeşitli uygulamalar tavsiye
ediliyorsa da pratikte modifikasyonlara uğramaktadır. Bu çeşitlilik 5 farklı şekilde ifade
edilmektedir;
1. Post, kuronun insizo-servikal veya oklüzo-servikal boyuna eşit olmalı
2. Post, kuronun 4/3’ü kadar olmalı
3. Post, kökün 1/2, 2/3, 4/5’i kadar olmalı
4. Post, kret tepesi ile apeksin orta noktasında sonlanmalı
5. Post, apikal sızdırmazlığı bozmayacak kadar uzunluğa sahip olmalıdır.
Kök kanal boyunun dörtte üçü uzunluğunda yapılan post uygulamalarının sağlam bir
tutuculuğa sahip olduğu belirtilmektedir. Günümüzde kabul edilen en yaygın görüş, postun
uzunluğu kökü perfore etmeyecek, apikal sızdırmazlığı etkilemeyecek ve en az kuron boyu
kadar uzunluğa sahip olmasıdır. Postun çapı, kırılmaya direnç açısından önem arz etmektedir.
Ancak post çapının, tutuculuğa etkisinin az olduğu yaygın olarak belirtilen görüştür. Başka bir
ifadeyle, postun genişliğinin artması aynı zamanda diş kökünün kırılma riskini de
arttırmaktadır. Post yuvası için uygun boyutlardaki drillerle ince olandan başlanarak istenen
boyuta kadar en az diş dokusu uzaklaştırılarak preparasyon yapılmalıdır. Uzun ve dar çapa
sahip postlar diş dokusunu korur ve kırılma riskini azaltır.
KAYNAKÇA
Yıkılgan İ, Bala O. Endodontik tedavi görmüş dişlerin konservatif restorasyonları 2013;
Christensen GJ. Posts and cores: state of the art 1998
Ahmetoğlu F, Şimşek N, Yıldırım G, Polat T. Endodontik tedavili dişlerin restorasyonunda post
materyalleri 2013
Güleryüz A, Leblebicioğlu İ, Yancar Y, Güncel post yaklaşımları ve karşılaşılar başarısızlıklar
2012
Uzun G, Keyf F. Geleneksel post-core sistemlerine bir alternatif: polietilen fiber post 2007
Çalışkan MK. Endodontide tanı ve tedaviler 2006
Robbins JW. Guidelines for the restoration of endodontically treated teeth 1990
İSLAM SAĞLAM
160701029
Download