Kayıt Dışı Ekonominin Vergi Gelirleri Üzerine Etkileri Ve Alınması Gerekli Önlemler Prof. Dr. Salih ÖZEL Giriş Türk ekonomisinin yıllardır süregelen en önemli sorunlarından birisi de hiç şüphesiz "Kayıt dışı ekonomi"dir. Bu güne değin alınan önlemlerle sorun bir türlü çözüme kavuşamamıştır. Kayıt dışı ekonominin bir yığın olumsuz etkileri olmakla birlikte en tahripkâr olanı "vergi gelirlerini" azaltıcı etkisidir. Devlet kayıt dışı ekonominin önlenemeyen etkileri nedeniyle en iyimser bir öngörü ile toplam vergi gelirlerinin yüzde 25'ini tahsil etme olanağından mahrumdur. Kayıt dışı ekonominin ana kaynağı hiç şüphesiz, kişiler arasında dolaşan mal ve hizmet alım ve satımlarının belgelenmeyerek kayıt dışı kalmasıdır. Belgelense bile kayıt dışı kalması vergi gelirlerini azaltıcı rol oynamaktadır. Olaya sadece bu açıdan bakacak olur isek, olay, HARCAMA aşamasında vuku bulmaktadır, bu nedenle sorunun çözümü de "harcama eksenli önlemler" olması gerekmektedir. Ülkemizde harcama eksenli önlem olarak, zaman zaman "gider esası", "servet beyanı", "hayat standardı", "vergi iadesi" ve "nereden buldun" gibi önlemler devreye sokulmuş ise de her halde umulan sonuç alınamadığı için yürürlükten kaldırılmıştır. Elde edilen sonuçlara bakılacak olur ise, alınan önlemler sorunun çözümünde yetersiz kalmıştır. Harcamaların "banka kartı" ya da "kredi kartı" aracılığı ile yapılması, ilgili bankaların bu bilgileri aylık periyotlarla vergi idaresine yansıtması ve vergi idaresinin de bu bilgileri değerlendirerek "denetime" alması en etkin bir önlem olarak görülmektedir. Bu umut bağlanan önlem kayıt dışı ekonomiyi tamamen ortadan kaldırmasa bile, ekonomik alandaki tahribatı yavaşlatacak, giderek azaltacaktır, şimdilik beklentimiz budur. Bize göre ülkemizin içinde bulunduğu kayıt dışı ekonomi sorunu, son yılların en önemli sorunlarındandır, yavaş yavaş kamuoyunda kabullenilir gibi bir hava hissedilmektedir. Biz de bu nedenle bu konuyu ele aldık ve irdelemeye çalıştık, bize göre sorun bir canavardır ve yok edilmelidir. 1. Kayıt Dışı Ekonomi Kavramı Kayıt dışılık, hemen hemen her alanda yaşanan, evrensel boyutları olan, dünyanın baş etmeye uğraştığı müşterek bir sorundur. Sosyal alanda oluşan kayıt dışılık ile ekonomik alanda oluşan kayıt dışılıkların toplumsal yaşama ve kamuya olan etkileri birbirinden çok farklıdır. Ancak, ekonomik alanda oluşan kayıt dışılık toplumda ve kamuda mutlaka önlenmesi gereken tahribatlar yapmaktadır, bu nedenle bir çok ülke hukukunda suç kavramına sokulmuş bulunmaktadır. Ekonominin konusu alım ve satım konusu yapılan "mal" ve "hizmetler"dir. Mal ve hizmetler iki aşamada kayda tabi olmaktadır, bu aşamalarda "üretim" ve "tüketim" aşamalarıdır. Kayıt dışı olayının bir ülke içinde neden olabileceği sorunların görünen kısmı bir aysberg gibi, su dışına taşan kısmı, su içinde saklı kısmına göre çok küçüktür. Kayıt dışı ekonomiyi "Gayri safi milli gelir hesaplarını elde etmede kullanılan ve bilinen istatistik yöntemlerine göre tahmin edilemeyen, vergi ve diğer kanunlardan kaçmaya yönelik beyan edilemeyerek kayıtlara geçmeyen gelir yaratıcı ekonomik faaliyetlerdir" diye tanımlamak olanaklıdır. Kayıt dışı ekonominin kapsamı çok geniştir, muhasebe kayıtlarında yer alması gereken "olgu", "eylem" ve "olaylar"ın tümünü içermektedir ve saymakla bitmez. Kayıt dışı ekonomi yasalara aykırılık yanında, çoğu kez "vergi dışı"dır. 2.Kayıt Dışı Ekonominin Vergi Gelirleri Üzerine Etkileri Kayıt dışı ekonomi her ne kadar parasal içerikli bir eylemse de etkileri sadece ekonomik alanla sınırlı kalmamakta, sosyal ve mali alanda da çok önemli etkileri olmaktadır. Biz konuyu sınırlayarak sadece "mali alanda"ki etkileri üzerinde durmak istiyoruz. Kayıt dışı ekonominin mali alanda vuku bulan etkilerini, (a) Vergi gelirleri üzerinde etkileri (b) Kamu harcamaları üzerinde etkileri olarak iki başlık altında ele almada yarar görmekteyiz. 2.1. Vergi Gelirleri Üzerindeki Etkileri Kayıt dışı ekonomi hangi ülkede vuku bulursa bulsun, o ülkede alınması gereken vergilerin alınmasını önlemektedir. Devletin kişilerden alacağı verginin azalmasına neden olmaktadır. Bu durum tüm alınan vergiler için geçerlidir. Devletin vergi gelirlerini azaltma yanında dolaylı olarak, - Ödenmeyen vergi kadar ödemeyenlere haksız kazanç sağlamış olur, - Rekabet ortamında ödeyenle ödemeyen arasında haksız rekabet doğmasına neden olur, - Gelir dağılımında adaletsizliklere neden olur, - Kayıt dışılık eğer işletme çalışanlarıyla ilgili ise sosyal sigorta primlerinin eksik toplanmasına neden olur, - Vergi ödeyen ile ödemeyen arasında mal ve hizmet üretim maliyetlerini olumsuz etkiler, - Vergi gelirlerinin GSMH içindeki gerçek payı azalır. 2.2. Kamu Harcamaları Üzerindeki Etkileri Kamu gelirleri kayıt dışı ekonomi nedeniyle azalacağından kamu harcamaları da bu azalışa paralel azalacaktır. Bu azalışın bir sonucu olarak, - Kamu borçlanmaları artabilir, - Kamu bütçeleri "açık" verebilir, - Kamu borçlanmaları ve bütçe açıklarının yanında ya mevcut vergilerin oranları artırılacak, ya da yeni vergiler koyma gereği duyulacaktır, - Bazı hallerde de para bozma yoluna gidilebilir, - Kamu harcamalarının azalması sonuçta kamuda istihdam azalmasına neden olur. Kayıt dışı ekonomi, ülkelerin genel ekonomik dengelerini bozan ve oluşması ülke yöneticileri açısından hiç de arzu edilmeyen bir olgudur ve bu nedenle hemen hemen tüm ülkeler bu arzu edilmeyen olgunun ülkelerinde oluşmaması için gereken önlemleri almak istemektedirler. Kayıt dışı ekonominin önlenmesi için çok sayıda ulusal ya da uluslararası önlem türleri üretilmiş ise de, biz ülkemizde üretilmiş olan "harcama eksenli önlemler" üzerinde durmak istiyoruz. 3.Kayıt Dışı Ekonomiyi Önlemek İçin Alınan Harcama Eksenli Önlemler Kayıt dışı ekonominin vergi gelirleri üzerindeki olumsuz etkisini önlemek için Türk Vergi hukukunda zaman zaman alınan yasal önlemler önce uygulanmış sonrada uygulamadan kaldırılmıştır. Niçin konduğu, niçin yürürlükten kaldırıldığı tam olarak anlaşılamamıştır. Söz konusu konan ve kaldırılan harcama eksenli önlemleri şöylece özetlemek olanaklıdır. - Gider Esası (1964'te kondu, 1984'te kaldırıldı.) - Servet Beyanı (1984'te kondu, 1999'da kaldırıldı.) - Hayat Standardı (1982'de kondu, 1999'da kaldırıldı.) - Ücretlilere Vergi İadesi (2007'de kaldırıldı.) - Emeklilere Vergi İadesi (2004'te kaldırıldı.) Kayıt dışı ekonominin önlenmesi için alınan önlemlerin en önemlilerinden birisi de, "Ticari İşletmelerde nakit ödemelere bir sınır getirilmesidir" (1 Mayıs 2004 yılından itibaren 8.000 TL’dir). Kira ödemelerinde getirilen sınır 1 Kasım 2008 tarihinden itibaren 500.- TL'dir. Kayıt dışı ekonominin harcama eksenli en önemli önlemlerinden birisi de, "banka ve kredi kartı" uygulamasıdır. Banka ve kredi kartı uygulaması ülkemizde son yıllarda önemlice artış göstermiştir. Örneğin 2009 yılında toplam kredi kartı adedi 44.382.614, banka kredi kartı adedi de 64.661.947'ye ulaşmıştır. Banka ve kredi kartlarının mal ve hizmet alış-verişlerinde kullanılması, kayıt dışı ekonomiyi kayıt içine çekmede hem kayıt ve belgeleme, hem de denetim açısından önemli rol oynamıştır. Zira, gelir idaresi 1998 yılından itibaren kredi kartıyla alış veriş yapan vergi yükümlülerini bankalardan aldığı bilgiler yoluyla denetim altında tutabilmektedir. "Kayıt dışı ekonomiyi alınan bu önlemlerle tamamen denetim altına almak mümkün mü?" sorusuna maalesef “evet mümkündür” yanıtı vermek olanaklı değildir. Bunun da en önemli nedenlerini şöylece özetlemek olanaklıdır. - Harcamalara ait denetim yetersizdir, - Nakit ödeme sınırı halen yüksektir, - Harcama eksenli önlemler yetersizdir. 4.Sonuç ve Öneriler Kayıt dışı ekonomi hangi ülkede olursa olsun, o ülkenin önemli bir sorunudur ve bu sorunla mücadele edilmesi gerekmektedir. Maalesef ülkemiz de böyle bir sorunla karşı karşıyadır ve sorunun çözümü için alınan önlemler, sorunu çözmeye yeterli olmamıştır. Kayıt dışı ekonomiyi doğuran etkenler pek çok olmakla birlikte, en önemli özelliği yasalara aykırı bir yapıya sahip olmasıdır, hemen her ülkede "SUÇ" sayılmıştır. Ancak, yasal olmamasına rağmen birçok ülkede etkinliğini sürdürebilmektedir. Ülkemizde bilimsel çevrelerin "kayıt dışı ekonominin ölçümleri" sonucu GSYH'nın yüzde 35-40'ı civarındadır. Dünya Bankası'nın ekonomik raporunda GSYH yüzde 33 oranındadır ve aşırı bir oran olarak nitelendirilmektedir. Vergi gelirlerinde de yüzde 25 oranında gelir kaybına neden olmaktadır. Bu vergi kaybı, devletin bir aczi anlamına gelir, bütün dengeleri bozmaktadır. Kayıt dışı ekonominin önlenememesinin en önemli nedeni "belgeleme düzeninin" iyi işlememesidir. Belge düzeninin iyi işlemesini sağlayacak önlemler, kayıt dışı ekonominin önlenmesi için çok gerekli, zaman zaman ülkemizde devreye sokulmuş önlemlerdir. Bu önlemleri, "özel gider indirimi", "servet bildirimi", "hayat standardı", "nereden buldun" uygulaması, "ücretlilerde vergi iadesi", "emeklilerde vergi iadesi" uygulamaları olarak sıralamak olanaklıdır. Bunların içinde halen Almanya'da uygulanmakta olan "nereden buldun" önemli en etkili önlemdir. Bütün önlemler, mutlaka sıkı bir kamu denetimi ile desteklenmelidir.