hücre bölünmesi ve kalıtım

advertisement
Karışımlar
Mustafa ÇELİK
Karışımlar
 Doğadaki maddelerin de hemen
hemen hepsi karışım hâlinde
bulunmaktadır.
 Soluduğumuz hava, içtiğimiz su,
toprak, yediğimiz yemek birer
karışımdır.
 Karışım, birden çok maddenin
kimyasal bağ oluşturmadan bir
arada bulunmasıyla meydana gelir.
 Karışımlar yeni ve saf madde
değildir. Bu sebeple karışımların
belirli bir kimyasal formülü yoktur.
 Karışımlar görünümlerine göre ikiye ayrılır.
Karışımlar
Homojen
Karışımlar
Heterojen
Karışımlar
 Karışımı oluşturan maddeler karışımın her tarafına eşit
miktarlarda dağılmıyorsa bu tür karışımlara heterojen
karışım adı verilir. Adi karışımlar bir tür heterojen
karışımdır. Örneğin zeytinyağlı su, talaşlı su, kumlu su vb.
 Karışımı oluşturan maddeler karışımın her tarafına eşit
olarak dağılmışsa bu tür karışımlar homojen
karışımlardır. Çözeltiler homojen karışımlardır.Örneğin
şekerli su, tuzlu su vb.
 Çıplak gözle bakıldığında
homojen gibi görünen bazı
karışımların, mikroskopla
bakıldığında heterojen olduğu
gözlenir.
 Örneğin süt mikroskopta
incelendiği , zaman ise yağ
zerreciklerinin belirli
kısımlarında daha fazla
bulunduğu görülür ve sütün
heterojen olduğu anlaşılır.
 Günlük hayatta çözelti adını kullanmasak bile
çözeltilerle iç içe yaşıyoruz. Soluduğumuz hava,
içerisinde bazı canlıların yaşadığı sular, içtiğimiz
meşrubatlar, diş dolgusunda kullanılan amalgamlar,
kullandığımız metal paralar, hepsi birer çözeltidir.
 Çözeltileri oluşturan
maddelerden miktarı çok olan
çözücü, az olan da çözünen
olarak adlandırılır.
 Fakat sulu çözeltilerde suyun
miktarı az bile olsa su çözücü
olarak kabul edilmektedir.
 Çözeltiler fiziksel hâllerine bağlı olarak katı, sıvı veya
gaz hâlde bulunur.
 Çözelti oluşurken çözücü ve çözünen maddeler
arasında bir etkileşim olur. Çözünen maddenin
tanecikleri çözücü ile etkileşerek birbirinden ayrılır ve
çözücünün her tarafına dağılır. Bu dağılma sırasında
çözücünün tanecikleri çözünenin taneciklerinin
etrafını sarar. Böylece çözücü ve çözünen maddeler en
küçük birimine kadar ayrılır.
 Çözünme, çözücü ve çözünen maddelerin birbiri
içinde iyonlarına veya moleküllerine ayrılmasıdır.
 Şekerli suda çözeltiyi oluşturan
şeker ve su, moleküler yapılı
bileşiklerdir.
 Şekeri suya eklemeden önce,
şekeri oluşturan moleküller
birbirine çok yakındır. Şeker
suya eklenince suyu oluşturan
moleküller, şekeri oluşturan
moleküllerin arasına girerek
şeker moleküllerinin etrafını
sarar. Böylece sıkı hâlde dizilmiş
duran şeker molekülleri
birbirinden ayrılır.
 Şekerin tamamı çözününce su
da şeker de moleküllerine kadar
ayrılmış olur
 Tuz suda, şekerin suda çözünmesinden daha farklı bir
şekilde çözünür. Çünkü şeker moleküler yapılı bir bileşik
iken tuz iyonik yapılı bir bileşiktir.
 Tuz suya eklenmeden önce sodyum ve klor iyonları düzenli
bir yığın hâlinde birbirlerinin etrafında bulunurken suya
eklendiğinde bu iyonlar birbirinden ayrılır.
 Tuzun tamamı çözündükten sonra tuzu oluşturan sodyum
ve klor iyonları ile suyu oluşturan moleküller çözeltinin her
tarafında aynı oranda bulunur.
 Tuz suda çözünürken iyonlarına
ayrılır. İyonlar yüklü oldukları için
elektrik akımını iletir.
 Tuzun suda çözünmesinde olduğu
gibi, çözündüğü zaman iyonlarına
ayrılan iyonik bileşiklerin suda
çözünmeleri ile oluşan çözeltilere
elektrolit çözeltiler denir.
 Şeker ve su moleküler yapıdadır.
Çözeltide şeker ve su moleküllerine
ayrılır ve moleküller yüksüz olduğu
için elektrik akımını iletemez.
 Şekerli suda olduğu gibi elektrik
akımını iletmeyen çözeltiler
elektrolit olmayan çözelti olarak
adlandırılır.
 Toprak birçok farklı maddeler içeren bir karışımdır
 Yağmur suları toprağa ulaştığında iyon yapılı
maddeleri çözer. Bu maddeler iyonlarına ayrılır ve
elektrolit çözeltiler hâline gelebilir.
 İçtiğimiz veya yüzdüğümüz sular saf olmayıp çeşitli
iyonlar içerir. Bu sebeple bu sular da elektrolit çözelti
olarak adlandırılabilir.
Çözünme Hızına Etki Eden Faktörler
 Çözünme hızına etki eden faktörler sıcaklık ve
temas yüzeyidir. Sıcaklık artırıldığında ya da
tane boyutu küçültüldüğünde hız artar.
 Çözelti oluştururken sıcaklığı artırmak çözücü
ve çözünen maddenin taneciklerinin
çarpışmasını hızlandıracaktır. Bu durumda
çözücünün tanecikleri çözünenin taneciklerini
daha hızlı kuşatacak ve çözünme daha kısa
sürede gerçekleşecektir.
 Çözünen maddeleri ufalayarak tane boyutunu
küçülttüğümüzde, çözücünün taneciklerinin
daha çok çözünen madde tanecikleriyle temas
etmesi sağlanmış olacaktır.
 Çözeltiler çözünen miktarlarına göre ikiye ayrılır.
Çözeltiler
Derişik
Çözeltiler
Seyreltik
Çözeltiler
 Çözüneni fazla olan çözeltiler derişik, çözücüsü fazla
olan çözeltiler ise seyreltik çözeltilerdir.
 Çözeltileri derişik hale getirmek için aşağıdaki
yöntemler uygulanır.
 Çözünen madde miktarını artırarak çözeltiyi
deriştirebiliriz.
 Çözeltileri ısıttığımızda çözücü madde daha çok
buharlaşır ve çözelti daha derişik hale gelir.
 Çözeltiyi seyreltik hâle getirmek için çözeltideki
çözücü miktarını artırabilir veya çözünen miktarını
azaltabiliriz.
 Çözeltiyi seyreltmek için dışarıdan çözücü
ekleyebiliriz.
 Çözünen miktarını azaltarak çözeltiyi seyreltmek için
çözeltiyi soğutur ve daha az madde çözünmesini
sağlarız.
Mustafa ÇELİK
Fen ve Teknoloji Öğretmeni
Türk Telekom YİBO
Digor/KARS
Download