Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Ruanda İç Savaşı

advertisement
Düşük yoğunluklu savaş
F. C E R E N T Ü R K M E N
Soğuk Savaş
Sonrası Dönemde
Ruanda İç Savaşı
F. Ceren Türkmen
(*)
Giriş
Soğuk savaş sonrası dönemde uluslararası sistemde ve savaşın yapısında
önemli değişiklikler yaşanmıştır. Bir Afrika ülkesi olan Ruanda da bu değişiklerden etkilenmiş ve sonuç olarak tarihe en kanıt katliamlardan birinin yaşandığı ülke olarak geçmiştir. Başarısız Afrika ülkelerinin en önemli özellikleri olan, istikrasızlık, fakirlik ve etnik ayrımcılık Ruanda'nın
da temel özellikleridir. Bu özellikler beraberinde yeni dönemin savaşı
olan iç savaşı(internal war) getirmiştir. Ruanda’da temelleri sömürge
döneminde atılmış olan etnik ayrımcılık sayesinde yaşanan iç savaş sonrasında, tarafların kinlerinin devam etmesinden dolayı soykırım yaşanmıştır. Soykırımda kısa sürede bir milyona yakın insanın ölmesinin ve diasporanın dünyada büyük yankı uyandırmasına karşın, uluslararası toplumun hareketsiz
kalması eleştirilmiştir. Bunu Fransa eski Cumhurbaşkanın 12 Ocak 1998 tarihindeki bir sözü büyük devletlerin bu konuya eğilimlerini göstermektedir.
François Mitterrand “O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da
önemli bir şey değil” diyerek Ruanda da yaşanan soykırımın doğal olduğunu ve ülkesinin soykırım hakkındaki dolaylı da olsa duyarsızlığını dile getirmiştir.
Soğuk Savaşın bitimiyle uluslararası sistemdeki tıkanıklıkların açılacağı
beklentisi doğmuş ve yeni beklentiler oluşmuştu. Ancak bu beklenti Ruan1
da'da gerçekleşen olaylar neticesinde son bulmuştur.
(*)
Kara Harp Okulu, Savunma Bilimleri Enstitüsü, Ankara, [email protected].
1
YALÇINKAYA, Haldun, Devletlerin Dış Politika Aracı Olarak Kullandığı Savaşın Soğuk
Savaş Sonrası Değişimi, (Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2004), s. 168-169.
[119]
F. Ceren Türkmen
Bu çalışmanın birinci bölümünde Soğuk Savaş Sonrası Dönemin özellikleri, ikinci bölümünde Ruanda Cumhuriyeti'nin yapısı, üçüncü bölümünde Ruanda'nın tarihi gelişimi, dördüncü bölümünde Ruanda iç savaşı, beşinci bölümünde Ruanda Soykırımı incelenmeye çalışılmıştır.
1. Soğuk Savaş Sonrası Dönemin Özellikleri
Kapitalizmin komünizmle ya da demokrasinin otokrasi ile yarışı olan iki
kutuplu sistem, Sovyetler Birliği'nin çökmesi ve Berlin Duvarının yıkılarak
Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesiyle son bulmuştur.2 Böylece Soğuk
Savaşın tüm izleri ortadan kalkarak yeni bir sürece girilmiştir. Bu süreçte
uluslararası yapıda ve savaşlarda değişim yaşanmıştır.
Uluslararası yapıdaki en önemli değişiklik iki kutuptu sistemden tek kutuplu sisteme geçilmesi ve Amerika Birleşik Devletleri'nin tek süper güç olarak ortaya çıkmasıdır. Yeni oluşan sistemde egemen devletlerin yanı
sıra devlet dışı aktörlerin sayısında artış gözlenmiş ve etkili hale gelmeye başlamıştır.
Soğuk Savaş Sonrasında uluslararası yapıdaki değişikler sonucu savaşta
da radikal değişiklikler olmuştur. Savaşan aktörler değişmiş, savaş ortamında devlet dışı aktörler görülmeye başlanmıştır. Bu aktörleri NGO'lar (Nongovemment Organizations), medya, askerî şirketler ve diğer gruplar oluşturmaktadır. Bu aktörlerin savaş ve kriz ortamlarında etkinlikleri artmaya
başlamıştır. NGO'lar kriz dönemlerinde yardım ve rehabilitasyon çalışmaları yürüterek, Medya kamuoyunun silahlı çatışmalara müdahalede bilgilendirilmesini ve yönlendirilmesini sağlayarak etkili olmaya başlamışlardır. Devletler tarafından savaşlar kısmen de olsa askeri şirketlere devredilmeye başlamıştır. 1990 sonrasında devletlerarası savaş sayısında artma beklenirken
çözülmeler sonucu azalma yaşanmış, buna karşın yerel nitelikli iç savaşların
sayısında artış gözlenmiştir. Devletler arası savaş istisnaî hale gelmiştir.3
,Bunun nedeni, imparatorlukların dağılması sonucu devlet sayısının artmasının yanında ekonomik olarak güçlü olan demokratik ülkelerin birbirlerine
savaş açma eğilimlerinin azalması olmuştur.
İç savaşların sıklıkla yaşanmasının bir sonucu olarak artık savaşlar devletleri hedef atan bir yapıdan savaşa taraf olmayan sivilleri hedef alan bir
2
YALÇINKAYA, A.g.e., S.130.
3
MARSHAlL. Monty G. ve Gurr. Ted Robert. 2005. Peace and Contlict.
http://www.cidcm.umd.edul inscr/pc05printpdf (Erişim tariht 20 Ocak 2007), 5.11.
[120]
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Ruanda İç Savaşı
4
yapıya bürünmüştür. Soğuk Savaş sonrası dönemde yaşanan iç savaşlar genel olarak başarısız devletlerde ve özellikle Afrika ülkelerinde yaşanmıştır.
Bu savaşlar genel olarak etnik nitelikli, sınırlı, düşük yoğunluklu, yüksek şiddet içeren savaş özellikleri taşımaktadır.
Bu dönemde diğer önemli bir değişiklik ise savaşın tanımının değişip,
yerine silahlı çatışma kelimesinin kullanılmasıdır. Bunun nedeni yeni tip
savaşın tanımlanmasında cephe savaşının ortadan kalktığını vurgulamaktır.
Yeni dönemde devletler tarafından savaş alanında hava
kuvvetlerine ağırlık verildiği görülmektedir.
Soğuk savaş sonrası dönemde çatışmaların çoğunun ekonomik olarak
gelişememiş Asya ve Afrika ülkelerinde yoğunlaştığı görülmektedir.5 Soğuk
Savaş sonrası dönemin özelliklerinin iç savaşları şekillendirdiği açıktır. Sadece ekonomik kriterin etkili olduğunu söylenmemekte, ancak çatışmaların bu
kriterle yoğun olarak ilişkisi bulunduğu, ekonomik sıkıntı yaşayan ülkelerin
çatışmaya ev sahipliği yapmasıyla açıklanmaktadır. Afrika ülkelerinde görülen iç savaşların temel nedenleri istikrarsızlık ve etnik milliyetçiliktir. Tarihin en kanlı soykırımlarından biri, bir Afrika ülkesi olan Ruanda da
ya-şanmıştır. Bu soykırımın ve iç savaşın temeli batılı toplumların sömürgecilik dönemlerinde uyguladıkları politikalar olsa da, Soğuk Savaş sonrası yeni şekillenen uluslararası yapının özellikleri de etkili olmuştur.
4
YALÇINKAYA, A.g.e., S.227.
5
http://www.hilk.de/en/ConflictBarometer2005pdf (Erişim tarihi: 19 Ocak 2007),s.1
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
[121]
F. Ceren Türkmen
2. Ruanda Cumhuriyeti
Ruanda Cumhuriyeti Afrika kıtasının, merkezi Afrika olarak adlandırılan bölgesinde yer almaktadır. Ruanda; kuzeyde Uganda, doğuda Tanzanya,
güneyde Burundi ve batıda Kongo Cumhuriyeti gibi sorunlu devletlerle
6
çevrilidir. Toplam on iki şehri bulunan Ruanda'nın başkenti Kigali'dir.
Ruanda'nın yüzölçümü yaklaşık 26.338 km2'dir. Bu alanın 24.948 km2'si2
ni kara, 1.390 km 'sini ise su oluşturmaktadır. Ülkenin en yüksek noktası
yaklaşık 4505 m yükseklikte bulunan Karisimbi Dağıdır. En önemli nehirleri; Kagera, Akanyaru, Ruzizi ve Nyewarongo nehirleridir. Ülkenin başlıca
yeraltı zenginliklerini; Kalay, altın, volframit ve kolonbatantalit madenleri
7
oluştur-maktadır. Ruanda ekvatora yakın olmasına rağmen yüksekliğinin
fazla olmasından dolayı ılıman bir iklime sahip bulunmakta ve “bin tepecik
6
CIA,The World Factbook,”Rwanda”, (www.cia.org/factbook/rwanda.html), 20 Ocak 2007.
7
http://www.ansiklopedi.turkcebilgi.com/Ruanda.
[122]
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Ruanda İç Savaşı
8
ülkesi” olarak adlandırılmaktadır. Ruanda küçük bir Afrika ülkesidir. Ancak Afrika'nın, 8.648.248 nüfusuyla en fazla nüfusa sahip ülkesidir. 2006 yılı
verilerine göre; nüfus artışı %2.43, doğum oranı %40.37, ölüm oranı 16.09,
9
ortalama yaşam süresi 47,3 olarak tespit edilmiştir.
Ruanda'nın etnik yapısının % 84 gibi büyük bir bölümünü Hutular meydana getirmektedir. Nüfusun geri kalanının % 15'ini Tutsiler, % 1'ini Twalar
(pigme) tamamlamaktadır. Ruanda'nın etnik açıdan çeşitlilik arz etmesinin
yanı sıra, dini çeşitlilik de söz konusudur. 2001 yılı verilerine göre; Nüfusun
%56,5'ini katolikler, %26'sını Protestanlar, %11,1 Adventistler, %4,6'sını
Müslümanlar, %0,1'ini yerel inançlar, %1,7'sini inançsızlar oluşturmak10
tadır.
1990 yılında Dünya Bankası Programının uygulanmasından sonra Ruanda ekonomisi iyice kötüleşmeye başlamış ve
ekonomik kriz yaşanRuanda Cumhuriyeti nüfusunun yaklaşık % mıştır.
Ruanda'nın resmi dili olarak, Bantu dilinden
gelen Kinyarwanda yerli dili kullanılmaktadır.
Hutu ve Tutsi kabileleri ortak olarak bu dili konuşmaktadırlar. Ayrıca Fransızca ve İngilizce de
Ruanda'nın resmi dilidir. Diğer dillerden Svahilice oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır.11
90'lık kesiminin tarımla uğraşmaktadır. Ülke ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanmasının yanı sıra, yağış azlığı nedeniyle
verimli toprakların az olmasından dolayı Ruanda fakir bir devlet olarak nite12
lendirilmektedir. Aynı zamanda yeraltı kaynaklarının ve endüstrinin az olması da buna etkendir. 1990 yılında Dünya Bankası Programının uygulanmasından sonra Ruanda ekonomisi iyice kötüleşmeye başlamış ve ekonomik kriz yaşanmıştır.13 Ruanda Cumhuriyeti'nin 69.78 milyon dolarlık ihracat yapmaktadır. Ancak buna karşılık, 260 milyon dolarlık ithalatı bulunmaktadır. Başlıca ihraç mallarını kahve, çay, hayvan derisi ve kalay oluşturmaktadır. İhracatının %64,2'ni Endenozya'ya, %3,6'nı Çin'e ve %2,7'ni de
Almanya'ya yapmaktadır. Ruanda yiyecek maddelerinin yanı sıra, makine ve
8
ÖNDER,Orhan;”Raunda için Uluslar arası Ceza Mahkemesinin Kuruluşu, Yapısı ve Yargı Yetkisi”. Yüksek lisans tezi, 2004,s.19.
9
CIA, The World Factbook, “Rwanda. (www.dia.org/factbook/rwanda.html), 20 Ocak 2007
10
CIA,The World Factbook, “Rwanda (www.dia.org/factbook/rwanda.html), 20 Ocak 2007
11
http://www.ansiklopedtturk:cebilgtcomlRuanda.
12
CIA, The World Factbook, "Rwanda", (,wJw.cıa,ofgl faclbookl rwanda.html). 20 ocak 2007.
13
http://www.byegm.gov.tr/YAYlNlARIMlZIbültenldisbasindairak-yeni/arsiv/2OO61db-irak2006-64.htm.
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
[123]
F. Ceren Türkmen
yedek parça, çelik, petrol ürünleri, çimento ve inşaat maddeleri ithal etmektedir. Resmi para birimi Ruanda Frangı'dır. Kişi başına düşen milli geliri
1300 dolar civarındadır.
1962 yılında bağımsız, sosyal ve demokratik bir cumhuriyet haline gelmiştir. Sosyal, güvenlik ve ekonomi ile ilgili olarak Ruanda'nın birçok uluslararası örgüte katılımı sağlanmıştır. Bu örgütler; ACCT, ACP, AIDB, AU,
CEPGL, COMESA, FAO, G-77 , IBRD, ICAO, ICRM, ıDA, IFAD, IFe,
IFRCS, ILO, IMF, Interpol, 10C, 10M, IPU, iSO, ITU, tTUC, MIGA, NAM,
OIF, OPCW, UN, UNCTAD, UNESCO, UNIDO, UNMIS, UNWTO,
14
UPU, WCL, weo, WHO, WIPO, WMO, WRO.
3. Ruanda'nın Tarihi Gelişimi
Ruanda'nın bilinen ilk yerlileri Two(pigme) kabileleri olmuştur. Daha
sonra Ruanda topraklarına Hutu yerlileri hâkim
Ruanda büyük devletle- oldu. 15 Hutular Bantu kökeninden, Tutsiler ise
rin egemenliğine sahne Nuh'un oğlu Ham'ın kökeninden gelmektedirler. Tutsiler 17. Yüzyıl'da Ruanda'ya Etiyopya'olmuştur.
16
dan göç etmişlerdir.
Ruanda büyük devletlerin egemenliğine sahne olmuştur
Ruanda'nın tarihi esas itibariyle iki devrede incelenebilir. Birinci devre;
sömürge öncesi dönem, ikinci devre; sömürge dönemidir. Büyük devletlerin egemenliğinden önceki dönemde Hutular, Tutsiler ve Pigmeler barış içerisinde yaşamışlardır. Ancak Ruanda'nın 1890 yılında Brüksel Konferansı ile bölgede Alman nüfusunun olmamasına rağmen, Alman İmparatorluğu sömürgesi altına verilmesiyle her şey değişmiştir. 1894 yılında Ruanda
Krallığı'nın yönetimi el değiştirmiş ve Rutarindwa yönetimi ele almıştır.
Ancak çıkan isyan sırasında Rutarindwa öldürülmüş, yerine Yuhi Musinga
geçmiştir.17 19. yüzyılda batılı devletlerin Ruanda'ya gelmesiyle, ülkedeki etnik gruplar arasında fiziksel özellikler ve zenginlik bakımından ayrıcalıklar yapılmıştır. Fiziksel olarak Tutsiler açık tenli, uzun boylu, köşeli ve zayıf yüzlü, Hutulardan daha asil ve üstün ırk, Hutular ise, Tut14
CIA, The World Factbook, "Rwanda", (www.dia.org/factbook rwanda.html), 20 ocak 2007.
15
http://www.ansiklopedi.turkcebilgi.comJRuanda.
16
http://www.turkatak.gen.tr/index.php?option=content&task=view&id=329&ltemed=37.
17
http://tr.wikipedia.org/wiki/Ruanda_soyk%C4%B1r%C6%B1m%C4%B1.
[124]
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Ruanda İç Savaşı
silerden daha kısa boylu, kaslı ve koyu tenli olarak tanımlanmışlardır.18 Böylece politik etnikleşme temelleri Alman imparatorluğu zamanında atılmıştır.
Ancak bu etnik ayrımcılık sömürgeci devletler tarafından oluşturulsa da genel olarak yöneticiler tarafından iktidarı güçlendirmek için yoğun olarak kullanılmıştır.19 Hutular, yapılan ayrımcılıklar neticesinde Tutsileri Ruandal değil, “yabancı işgalciler” olarak görmeye başlamıştır. Almanya imparatorluğu ülkenin fakir ve kara devleti olmasından dolayı Ruanda ile i1gilenmemiş ve yönetimine de karışmamıştır. Almanya İmparatorluğu'nun Birinci
Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasıyla, Versay Antlaşması neticesinde Ruanda
Milletler Cemiyeti manda idaresi tarafından Belçika'nın idaresine bırakılmıştır. Belçika, Alman İmparatorluğu'nun tersi bir politika izlemiştir. Belçika Ruanda'nın yapısıyla oynamaya başlamış ve koloniyal ülkelerin başvurduğu "böl ve yönet" politikasını uygulamıştır.
Fiziksel ayrımın yanı sıra, Belçika on inekten fazlasına sahip olanı
Tutsi, on inekten azına sahip olanları ise Hutu olarak nitelendirmiştir. Belçika üIkeyi Tutsiler vasıtasıyla yönetmeye başlamış ve böylece Hutu20
Tutsi arasındaki düşmanlık gittikçe artmaya başlamıştır. Hutuların eğitim
18
ÖNDER, Ae., 19.
19
YALÇINKAYA, A.g.e., s. 169.
20
http://www.uzaldar.comIcontentviewf32313331. ız
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
[125]
F. Ceren Türkmen
ve sosyal olanaklarının engellenmesiyle ve özellikle 1933 yılında uygulanan
“Kabile Kartı Sistemi” ile iki etnik grup arasında bulunan ayırım iyice derinleşmeye başlamıştır.21
İkinci Dünya savaşı sonrasında, Belçika, uzun yıllardan beri sürdürdüğü
Tutsi yanlısı politikasını, Afrika'lı toplumlarda özgürlükçü akımların gelişmesinden duyduğu endişe, Hutularda grup bilincinin oluşması ve sayıca üstün olmaları nedeniyle 1950'Ii yıllarda taraf değiştirip, Hutu'ları destekleme22
ye başlamıştır.
İkinci Dünya Savaşından sonra Ruanda Birleşmiş Milletlerin vesayeti altına verilmiş, ancak Belçika Ruanda'nın bağımsızlığına(1962) kadar idarî
makam olarak ülkede kalmıştır. 1959 yılında Belçika tarafından desteklenen
Hutular isyan ederek iç savaş başlatmış ve Tutsi monarşisini sona erdirmiştir. Parmehutu(Hutu Özgürlük Hareketi) ülkenin başına geçmiş ve
Gergoire Kayibanda demokratik seçimler ile gelen ilk devlet başkanı ol23
muştur. Bu isyan neticesinde ülkede sayıları yirmi bin ile yüz bin arasında
değişen Tutsi Hutular tarafından katledilmiş ve yüz altmış bin kadar Tutsi
komşu ülkelere kaçarak, mülteci durumuna düşmüştür.24
Ruanda 1962 yılında bağımsızlığını kazanmış, egemen olan Hutular bu
tarihten itibaren Tutsilere yaptırım uygulamaya ve küçük görülmenin neti25
cesi olarak tarihin intikamını almaya başlamıştır. 1964 ve 1974 yıllarında
Pognom adı verilen olaylarda çok sayıda Tutsi öldürülmüştür. Parmehutu
yönetimi Tutsilere karşı zorlayıcı birçok girişimde bulunmuştur. Tüm kurum ve kuruluşlardaki Tutsiler işlerinden çıkarılarak sürgüne zorlanmış,
Tutsilerin nüfus oranlarının %9'u geçmesine izin verilmemiştir. Temmuz
1973'te Hutu Juvenal Habyarimana kansız bir askeri darbeyle iktidarı ele
geçirmiş ve böylece PARMEHUTU hareketine son verilmiştir. Ancak bu
durum Tutsiler açısından herhangi bir değişikliğe yol açmamıştır. Hatta güneyli olan Habyarimana'nın iktidara gelmesiyle Hutular arasında kuzeyliler
ve güneyliler ayrımı ortaya çıkmıştır.
21
ÖNDER, A.e., s. 22.
22
http:ltr. wikipedia.orglwikilRuanda soyk%C4%B1,.oAıC6%B1m%C4%B1, 19 Ocak 2007. bl
http:/tr.
23
wikipedia.orglwikiJRuands_soyk%C4%B1r%C6%B1m%C4%B1.
24
http://www.uzaklar.comJcontenlview13231333/.
25
ALTINBAŞ, Deniz, Stratejik Analiz, “Fransa'nın Ruanda Soykırımı ” , Temmuz 2006, s. 6061.
[126]
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Ruanda İç Savaşı
Ruanda'dan kaçan Tutsi nüfusu 1980'Ierde beş yüz bini bulmuştur.26
Komşu ülkelere göç edip bu ülkelerde yaşamaya başlayan eğitimli Tutsiler
RPF(Rwanda Patriatic Front), Ruanda Yurtsever Cephesi adında bir gerilla ordusu kurmuştur.27 1990'1ı yıllara doğru Ruanda etnik çatışmayla ve iç
savaşla daha fazla yüz yüze gelmeye başlamıştır.
4. Ruanda İç Savaşı
Ruanda'yı iç savaşa sürükleyen birçok neden bulunmaktadır. Soğuk Savaşın son bulmasıyla tarihin en şiddetli sahnelerinden biri Ruanda da
28.
olmuştur Öncelikle Soğuk Savaşın sona ermesiyle beraber uluslararası
yapıdaki değişiklikler, Ruanda da büyük devletlerin egemen olmasıyla ortaya
çıkan ırk ayrımcılığı, başarısız Afrika devletlerinin içerisinde yer alması, Hutu milletçiliğinin yükselmesiyle Tutsilere baskının artması sonucu Tutsilerin
komşu ülkelere kaçması, bu komşu ülkelerdeki Tutsilerin grup bilinci ile
hareket ederek Hutulara karşı politika yürütmesi, kıtlık gibi ekonomik nedenler Ruanda iç sa- Bazı Marksist yazarlara
vaşı çıkmasını etkilemiştir. Bazı Marksist yazar- göre; Ruanda da emperlara göre; Ruanda da emperyalistlerin istikrar- yalistlerin istikrarsızlaşsızlaştırma ve nüfuz alanlarını kendi çıkarları i- tırma ve nüfuz alanlarını
çin yeniden düzenleme politikası yerel çatışma29
lara neden olmuştur. İç savasın bu derecede kendi çıkarları için yenişiddetle devam etmesinden Fransa sorumlu tu- den düzenleme politikası
tulmuş ve Hutulara silah sağlamakla, katillerin yerel çatışmalara neden
kaçmasına yardımcı etmekle, yardım isteyen olmuştur.
Tutsilere yardım etmemekle suçlanmıştır.30
RPF adı altında organize olmuş Uganda tarafından desteklenen Tutsiler
Ekim 1990'da kuzeyden Ruanda'yı işgal etmiştir ve silahlı mücadele başla31
mıştır. iç savaş Ağustos 1992'de imzalanan ateşkesle durduruldu. Ateşkesin sürdürülmesi için Hutuların Tutsilerle iktidarı paylaşılması öngörülmüştü. Ancak Hutuların bunu istememiş ve böylece şiddetin devamına
32
davetiye çıkartılmıştır.
26
http:/tr. wikipedia.orglwikiJRuanda_soyk"AıC4%B1 r%C6%B1m%C4%B1.
ALTINBAŞ, A.e., 5.60-61.
28
YALÇINKAYA, A.g.e., s. 168.
29
http://marksistcomlGUNlEmperyalistsavasruzgarlari.htm.
30
http://www.asam.otg.trJlTlyaz.ıgoster.asp?ID=1193&kat1=16&kat2.
31
http:/tr. Wikipedia.org/wiki/Ruanda_soyk%C4%B1 r%C6%B1 m%C4%B1.
32
ALTINBAŞ, Ag.e., s. 60.
27
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
[127]
F. Ceren Türkmen
1992 yılında Hutular ileride oluşabilecek olan olaylara karşı önlem almak, özellikle çok partili sistemin gelmesiyle oluşan muhalif gruplara karşı
ve Tutsi konusuna kökten çözüm bulmak için “lnterahamwe” adı altında
yarı askeri birlikler kurmaya başlamıştır. Bu birlikler ülkenin her yerinde örgütlenmiş ve patlamaya hazır bir bomba gibi beklemiştir. Bu birliğin silah ih33
tiyacı da dışarıdan, özellikle Çin'den sağlanmıştır. Soykırım öncesinde çalışmalarını devam ettiren Hutular halkta hassasiyet uyandırmak amacıyla
politik toplantılar düzenlemişlerdir. Halka öldürecekleri insanlar listesi
verilmiş ve bu kişilerin RPF'nin işbirlikçisi oldukları konusunda nefret oluşturarak ikna edilmeye çalışılmıştır. FAR, güvenlik güçleri ve
halk ılımlı Hutuları ve Tutsileri yakalamak amacıyla birçok yerde özellikle
başkent Kigali'de barikatlar kurmuştur. Bu çalışmalar sürerken Haziran
1993'te Birleşmiş Milletler de Ruanda'da görev almaya başlamıştır. Önce
“UNOMUR” Birleşmiş Milletler Uganda-Ruanda Gözlemci Misyonu kurulmuş, bu misyonun görevinin bitmesinin ardından “UNAMAR” Birleş34
miş Milletler Ruanda Yardım Misyonu kurulmuştur. Ağustos 1993'te Aru35
şa Barış Antlaşması imzalanmıştır. Ancak bu önemli barış antlaşması hiç
uygulanmamıştır.
33
tıttp://www.uzaklar.comlcontentview/323/333
34
YALÇINKAYA, A.g.e., s. 170.
35
ÖNDER, A.g.e., s. 26.
[128]
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Ruanda İç Savaşı
Soykırımda katledilen yerlilerin kafatasları
1990-1998 yılları arasında silahlı çatışmaların verileri incelendiğinde;
Ruanda iç savaşının yaşandığı yıl olan 1992 yılı en fazla silahlı çatışmaya sahip bulunmaktadır. Silahlı çatışmalar sayısı 1990 yılında 56 iken, 1992 yılında
68 olmuştur.36
5. Ruanda Soykırımı
6 Nisan 1994 tarihinde Ruanda devlet başkanı Habyarimana'yı ve komşusu Burundi'nin devlet başkanı Ntaryamira'yı taşıyan uçak, Ruanda'nın
başkenti Kigali'ye giderken açılan ateş sonucu düşmüştür. Birkaç saat sonra
“Interahamwe” tarafından saldırılar şiddetle başlamıştır. Ertesi gün Ruanda'da Hutuların ölüm listelerinde olan Tutsitere karşı amansız bir soykırım
başlamıştır. Çoğunluktaki Hutular azınlıktaki Tutsi kabilesinden halka ve
onlara yakın olduğunu düşündükleri ılımlı Hutulara karşı acımasız bir katli37
am yapmıştır. Kiliselere sığınan Tutsiler, kiliselerde acımasızca katledilmiştir. Altı hafta içerisinde bu ölüm kasırgası kurbanlarının çoğunu almıştır.
100 gün içerisinde 800.000 civarında Tutsi ve ılımlı Hutu katledilmiş38
39
tir. iki milyona yakın insan da göç etmek zorunda kalmıştır. Bu yönüyle
36
SMITH, Dan, Bergrof Handbook for Conflict Transformation, "Kriz Bölgelerinde Savaş
Çıkma Eğilimleri", Temmuz 2000, s. 3.
37
http://www.bbc.
38
http://www.humansecurıtyreport.info/index.php?option=content&task=view&ıd=97.
39
ÖNDER, A.e., S. 31.
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
[129]
F. Ceren Türkmen
barış gücünün önce Somali başarısızlığı nedeniyle hareketsiz kalması, sonra
çekilmesi gibi durumlar neticesinde Ruanda katliamı tarihe en hızlı ve
en vahşî katliam olarak geçmiştir. Ruanda Yurtseverler Birliği (RPF) ülkeyi doğudan işgal ederek çatışmalara dahil olmuştur. Fransa RPF'-nin ülkeye girmesiyle ülkede soykırım olduğu iddia etmiş ve Hutulara silah yardımını bir meşruiyet zeminine oturtmuş ve politik amaçlarını gerçekleş40
tirmek için yardımlarına devam etmiştir. 18 Temmuz 1994 tarihinde RPF
Hutuları yenilgiye uğratmış ve başkent Kigali'yi ele geçirerek ateşkes ilân
41
edilmiştir. Ateşkesin ilânının ardından “Ulusal Birlik Hükümeti” kurulmuştur. Ancak Hutular RPF'nin öç alacağını düşünerek komşu ülkelere göç
etmişlerdir. Kısa bir zaman sürecinde iki milyondan fazla Hutu mülteci durumuna düşmüştür.42 Komşu ülkelere kaçmış olan Hutu çeteler; (özellikle
Kongo tarafından desteklenen) Ruanda'ya baskınlar düzenlemiştir. Bunun
neticesinde RPF tarafından kurulan hükümet Hutuların milis kamplarına ve
Kongo'ya saldırılar düzenlemiştir. Hatta Kongo muhalefetini güçlendirerek
43
ülkede iç savaş çıkmasına neden olmuştur.
1989 yılında yapılan nüfus sayımında Ruanda'nın nüfusu 6.989.000 civarındayken 1994 yılında yapılan katliam sonrasında nüfus 5.500.000 civarına gerilemiştir.44 1996 yılına gelindiğinde komşu ülkelerde yaşayan RuandaIıların çoğu ülkesine dönmüştür. Az sayıda kişi ülke dışında kalmıştır. Bunlar
genellikle yenilen hükümetin ordusunun ve Interahamwe milisleri olduğu
değerlendirilmektedir.
Sonuç
Ruanda iç savaşı neticesinde yaşanan soykırım tarihi olarak önem taşımaktadır. Kısa sürede bir milyona yakın insanın katledildiği bir Afrika ülkesi
olan Ruanda'nın eski Yugoslavya'ya bakıldığında demografik yapısı daha
homojendir ve her iki grup ülkenin tümüne yayılarak yaşamışlardır. Yani
bölge ayrımı(Hutuland, Tutsiland) olmadan yaşamışlardır. Runada'nın bu
duruma gelmesinde büyük devletlerin ve uluslararası toplumun olduğu id40
MARSHALL, Monty G. ve Gurr, Ted Robert, 2005. Peace and Conflict
http:// www.cidcm.umd.edu/inser/pc05print.pdf(Erişim tarihi: 20 Ocak 2007).
41
http:/tr.wikipedia.orglWikiIRuanda_soyk%C4%B1r"kC6%B1m0.4C4%B1.
MARSHALL, Monty G. ve Gurr, Ted Robert, 2005. Peace and Conflict
http://ciacm.dmd.edu/insc/pc05pnnc.paf(Erişim tarihi: 20 Ocak 2007).
42
43
http://www.humansecurıtyreport.info/index.php?option=conten&task=vıew&id=97
44
http://www.turkatak.gen:trrmdex.php?option=content&task=view&id=329&1temed=37.
[130]
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Ruanda İç Savaşı
dia edilmektedir. özellikle hareketsiz kalarak ya da savaşan taraflardan birine
yardım ederek soykırımın faturasının bu kadar yüklü olmasına neden oldukları ileri sürülmektedir. Ruanda’da yaşanan çatışmanın etnik mi, sosyal içerikli mi olduğu tartışılmaktadır. Ancak Soğuk Savaş Sonrası dönemdeki çatışmaların ve Afrika savaşlarının temelinde etnik milliyetçiliğin olması nedeniyle Ruanda’da yaşanan katliamın etnik nitelikli olduğu söylenebilmektedir.
Ruanda'nın hala en büyük problemlerinden birini adalet sistemi oluşturmaktadır. BM Genel Sekreteri bu konuyu şöyle açıklamıştır; Kamusal güvenliğin kurulması için profesyonel bir polis gücü ve çalışan bir yargı gerekli.
Ama Ruanda'nın yargı sistemi çalışmıyor, hapishaneler çok kalabalık ve binlerce şüpheli duruşmaları bekliyor. Nisan 1994'ten önce yargıda çalışan
1.100 yargıçtan sadece 100 tanesi, 100 savcıdan sadece 12 tanesi bugün ülkede mevcut. Ayrıca, iddia edilen suçların araştırılması için çok sayıda eğitimli
personel açığı var. Savaş suçlularının cezalandırılması amacıyla Güvenlik
Konseyi’nin 18 Aralık 1994 tarihli 955 sayılı kararıyla Ruanda için Uluslararası Ceza Mahkemesi(ICTR) kurulmuştur. Bu mahkeme aynı zaman45
da dünyanın ilk Soykırım Mahkemesidir.
Ruanda'nın hala en bü-
Mart 2005'te Demokratik ve Özgürlükçü
yük problemlerinden biRuanda Güçleri (FDLR) soykırımı kınayarak iç
savaşa son verildiğini açıklamıştır. iç savaşların rini adalet sistemi oluşçoğunun sona erdirilememesinin en önemli ne- turmaktadır.
deni; karşıt bulunan iki tarafın tam anlamıyla
birbirine güç sağlayamaması ve uluslar arası toplumun bu tür nitelikli savaşlara göz yummasıdır. Bu yönden bakıldığında, Ruanda'daki iç savaş bitmiş
gibi gözükse de geçici bir süre için suskun olan, ancak yeniden patlamaya hazır savaşlar olarak nitelendirilmektedir.46 Çünkü etnik maskenin
halka takılmasından sonra çıkartılması imkânsızdır ve bu etnik maske çatış47
malarda barışı imkânsız kılan kini içerisinde barındırmaktadır.
Ruanda'da yaşanan bu etnik içerikli katliam tarih sahnesinden hiç silinmeyecek ve ülke üzerindeki etkileri uzun süre devam edecek gibi gözükmektedir. Çünkü Ruanda bir Afrika ülkesidir ve Afrika ülkeleri başarısız
devletler olarak kabul edilmektedir. İstikrarsız yapıya sahip ülkelerin savaşlardan sonra toparlanıp, istikrarlı bir yapıya ve demokrasiye kavuşmaları u45
ÖNDER, Ag.e., s. 42
http://www.binghamton. Edulfbcf17 -tr. htm.
47
SMITH, A.g.e. s.8.
46
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
[131]
F. Ceren Türkmen
zun süre almaktadır. Bunun yanı sıra Ruanda'nın sorunlu komşularının olması ve fizikî yapısının gelişmeye uygun olmaması nedeniyle Ruanda'nın
istikrarsız yapısının daha uzun süreceği gözükmektedir. Bunun en iyi örneği
ise; 2006 başarısız devletler endeksinde Ruanda'nın 135 ülke arasında 24. Sırada yer almasıdır.
KAYNAKÇA
ALTINBAŞ, Deniz, StratejikAnaliz, uFransa'mn Ruanda Soykırım", Temmuz 2006.
CIA, The World Factbook, uRwanda", rwanda.html), 20 Ocak 2007.
Marshall, Monty G. ve Gurr, Ted Robert, 2005. Peace and Conflict
http://www.cidcm.umd.edu/ inscr/pc05printpdf (Erişim tarihi: 20 Ocak 2007).
ÖNDER, Orhan;" Ruanda için Uluslar arası Ceza Mahkemesinin Kuruluşu, Yapısı ve
Yargı Yetkisi", YOksel< lisans tezi, 2004. SMITH, Dan, Bergrof Handbook for Conflict
Transformation, UKriz Bölgelerinde Savaş Çıkma Eğilimlen'" , Temmuz 2000.
YALÇINKAYA, Haldun, Devletlerin Dış Politika Aracı Olarak Kullandığı Savaşın Soğuk
Savaş Sonrası Değişimi, (Doktora Tezi, Istanbul Üniversitesi,2004).
http://www.hük de/en/ConflictBarometer2005 pdf ( Erişim tarihi: 19 ocak 2007)
http://www.ansiklopedi turkcebilgi com/Raunda.
http://byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/ -bülten/disbasindairak-yeni/arsiv/-2006/dbırak-2006-64.htm.
http://www.turkatak.gen.tr/index.php?option=view&id=329&ltemed=37.
http:/tr. wikipedia.orglwikilRuanda_soyk%C4%B1 r%C6%B1 m%C4%B1.
http://www.uzaklar.comlcontentview/323/333/.
http://www.asamorgtr/tr/yazıgoster.asp?ID=11938&kat1=16&kat2
http://www.bbc.co.uk/news/story/2004/04/040407 rwanda letters.shtlm,20 Ocak
2007
http://www.humansecurityreport.info/indexphp?option=conten&task=view& id_97.
http://www.binghamton.edu/fbc/17-tr.htm.
http://marksistcom/GUN/Emparyalistsavasruzgarlari.htm
[132]
21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008
Download