t. Senatosu B : 35 seliyor, yıldan yıla artmaktadır.» diye o dâ­ hi Teşkilât Kanununun kifayetsizliğinden dert yanmıştır. Fakat, yine bir çare aranmamış ve bir yıl daha idareyi maslahatla geçiştirilmiştir. Sayın arkadaşlarım, işsizlik sigortası ih­ dası konusu da senelerden beri münakaşa edi­ len hususlardan birisidir. Bu konu; yurt için­ deki işçilerimizi olduğu kadar, yurt dışındaki işçilerimizi de ilgilendirmektedir. Geçen seneki konuşmalarımızda da bu hususa değinmiş, bu kanun tasarısının biran önce meclislere ve­ rilmesini dilemiştik. Sayın Bakan da, «işsiz­ lik sigortası mevzuu hazırlanmıştır, Yüce mec­ lislere intikal edecek kanunlardan birisidir.» diye karşılık vermişlerdir. Bugüne kadar tasa­ rı meclislere intikal etmediğine göre bir ka­ zaya uğramış olmasından endişe ederiz ve se­ bebini açıklamalarını Sayın Bakandan bekle­ rim. işyerinde eğitim sorunu da bir çözüme bağ­ lanamamıştır. Eğitimin lüzum ve zaruretini mü­ nakaşa yersizdir. Çağımız bir teknik ve ilerle­ me çağıdır, devamli eğitime dayanır. Eğitim ile yenilenmiyen iş sahaları gerilemeye mah­ kûmdur. Üretimin artması, kalitenin yüksel­ mesi, maliyetin düşmesi hep devamlı ve iyi eği­ time dayanır. Bunu göz önüne alan Üçüncü inönü Hükümeti bu gerçeğe dayanarak işba­ şında iken eğitim Kanunu tasarısını hazırla­ mış ve meclislere de sunmuş idi. Fakat inönü Hükümetinin istifasından sonra işbaşına gelen A. P. hükümetleri iş çevrelerinin menfaatleri­ ne dokunur endişesiyle bunu Meclisten geri almış yerine de yenisini getirmemiştirlerdir. Bu geri almada da bâzı ileriyi görmiyen iş çevre­ lerinin tesiri olduğu muhakkaktır. Çıraklık kanun tasarısı da şimdiye kadar Meclise getirilmemiştir. Sayın Bakanın geçen seneki konuşmalarından, bundan vazgeçmiş ol­ duklarını ve Meclise verilmiş olan bir teklifi desteklemekle yetinmeye karar verdiklerini anlamaktayız. Çıraklık Kanunu gibi çok mü­ him ve çok yönlü bir kanun tasarısının Hü­ kümetçe hazırlanmayıp da, imkânları Hüküme­ te nazaran daha dar olan bir milletvekilinin, teklifinden istifade etmeye çalışmanın nede­ nini anlamak güçtür. 2 . 2 . 1971 O . 1 C. H. P. iktidarları, zamanında 'çıkarılmış oian 440 sayılı Kanunla Kamu iktisadi Teşeb­ büslerinde çalışan işçiler, bu kuruluşların hem idaresine ve hem de kârına ortak olma, yani kârdan hisse alma imkânına kavuşturmuştur. Bunun, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin bir ço­ ğunda tatbik edilmediğini duymaktayız. Halbu­ ki, işçinin yönetime ve kâra katılması bu ku­ ruluşlarda daha verimli bir durum yarata-y çaktır. Çalışma Bakanlığı bunları, takibedebilecek bir örgüte sahibolmadığı için kanunlar uygulanamamakta ve sonuç olarakda bundan memleket zarar görmektedir. Geçen seneki konuşmamda işçi yardımlaşma sadığının lüzum ve zaruretini etraflı bir şekilde izah etmiştim ve bunun hem işçiye hem de mem­ leket sanayine yapacağı faydaları belirtmiş­ tim. Sayın Bakan da cevaplarında bu konuş­ mamızı teyit ve tasvibetmişlerdi. Aradan ge­ çen bir yıllık müddet içinde bu yolda mühim bir ilerlemenin kaydedilmediğini üzülerek gör­ mekteyiz. işçi ve memur konusunun şimdiye kadar çö­ zülememiş olması da bir talihsizliktir. Bu yüz­ den Türk - iş ile Hükümet veya Hükümetin yö­ netiminde bulunan tatbikatçılar arasında bu yüzden sert tartışmalara şahidolmaktayız. Bu­ nun nedenide; işçiyi tarif eden 274 sayılı Ka­ nun ile memuru tarif eden Personel Kanunu­ nun, (Her ikisinin de) Hükümet tarafından meclislerdeki münakaşalarının çok dar bir za­ mana sıkıştırılması ve meclislerin bu tasarıları inceden inceye tetkike imkân bulamamaların­ dan doğmuştur. 274 sayılı Kanundaki işçi tarifi ile Perso­ nel Kanunundaki memur tarifi tam bir vuzuh­ la anlatılmamış ve tedahüllere sebebiyet vere­ cek durumlar hâsıl olmuştur. Bu yüzden, ki­ min işçi ve kimin memur sayılacağı müphem kalmıştır. Sebebi ne olursa olsun, bir huzur­ suzluk konusu olan işçi ve memur ayırımının biran önce kesin olarak halledilmesini gerekj!ii buluruz. Bakanlık hakkındaki mütalâalarımı bitir­ meden önce, geçen yıl içinde vâki olan ve iş hayatımız için fevkalâde mühim iki olaydan da bahsetmek isterim. Bunlardan birisi Türk - İş binasına bir bedbaht tarafından bomba atılması dolayısiyle Türk - İş'in aldığı iki saat- — 174 —