SEVGİ ÜZERİNE Her yıl, tarihler 14 Şubatı gösterdiğinde insanlar arasında dolaşan bir söz vardır. “Bu gün Sevgililer Günü” Bu anlamda kendilerine göre sevgili kabul ettikleri insanları memnun etmek veya sevgilerini karşı tarafa ispatlama anlamında iletişim araçları vasıtasıyla birbirleri ile görüşüyorlar. Çarşı ve pazarlardaki hediyelik eşya satan mağazalara veya bir demet çiçek satın almak için, çiçekçilere akın etmektedirler. Mali imkanları yerinde olanlar, sevgilerini, otomobil, daire mücevher gibi pahada daha ağır hediyelerle ispat etmektedirler. O günün gecesinde eğlence yerleri dolup taşmakta, İnternet, E-mail gibi sanal ortam ve cep telefonlarını devreye sokmak suretiyle mesajlaşarak bugün kutlanmaktadır. Görsel ve yazılı basında 14 Şubat Sevgililer günü devamlı vurgulanmaktadır. 14 Şubat Sevgililer günü, ülkemiz dahil birçok ülkede özel bir gün olarak kutlanmaktadır. İnsanları bugüne özendirici reklamlar, ilanlar, çarşı pazarlarda alış-veriş çılgınlığı, almış başını gidiyor. Bu günün aslı, Roma Katolik Kilisesi inanışına dayanmaktadır. Valentin adında bir Hıristiyan din adamı için kutlanan bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Şüphesiz ki, insanların sevgilerini, meşru olan değişik usullerle sevdiklerine göstermesinde bir sakınca yoktur. Kaynağı bizim kültürümüze dayanmadığı halde, yabancı kültüre has olan bu anlayışın hayatımız içersinde yer bulması düşündürücüdür. Kur’an-ı Kerim de “ İnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır”.(Meryem S.Ayet96) buyrulmaktadır Rabbimizin kullarının gönüllerine yerleştirdiği sevgi üzerine yaşamak için özel bir gün yoktur. Tarafı İlah iyesinden bize hayatı veren, sevgiyi bahşeden, bize akıl gibi bir nimet vererek diğer canlılardan farklı kılan, tabiattaki bütün güzellikleri bize verene karşı sevgi göstermek, sevdiğimizin alameti olarak ibadetlerimizi yerine getirme zorunluluğu vardır. Sevgisiz yaşamak insanlar için felakettir. Katillerin, soyguncuların, gaspcıların, teröristlerin, zulmedenlerin, kul haklarını dikkate almayanların, çevresine zarar verenlerin, sevgi gibi yüce duygudan yoksun olan insanlar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Yunus Emre” Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü” diyerek sevginin kapladığı alanı bize göstermiştir. Yaratılanı sevmeyi senenin belli gününe tahsis etmeden, Anne-babamızı Eş ve çocuklarımızı, büyüklerimizi, vatanımızı, bayrağımızı, tabiatı, çiçekleri, kuşları, yaratılan her şeyi her zaman sevmeliyiz. Hz Peygamber Efendimiz “ Mü’min olmadan cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmeden Mü’min olamazsınız” buyurmuştur (Sahih-i Buharı) Bu hadisle gerçek mü’min olmanın yolunun sevgiden geçtiği vurgulanmaktadır. Hz Mevlana “ Sevgisiz insan kanatsız bir kuş gibidir. Sevgi insanı insan yapan, hırstan, kibirden, bencillikten, kurtaran bir ilaçtır” diye asırların ötesinden ne güze ifade etmiş. Son söz yine Yunus Emre’den, Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz Yunus sözün anlar isen, mani'sini dinler isen Sana iyi dirlik gerek, bunda kimseler kalmaz Hüseyin AKKAYA Yığılca Müftüsü