vergi indiriminde kamu çalışanları unutulmasın

advertisement
VERGİ İNDİRİMİNDE KAMU ÇALIŞANLARI UNUTULMASIN
Vergisini düzenli ödeyen esnafa vergi indirimi getirecek olan Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, TBMM Plan Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandı.
Ticari, Zirai veya mesleki faaliyetleri nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile bazı kurumlar vergisi
mükelleflerine % 5 oranında vergi iadesi sağlayan tasarıda memurlar ve diğer sabit gelirliler yine unutuldu.
Konfederasyonumuzu temsilen Genel Mevzuat Sekreterimiz ve Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mehmet
Özer ile Türk Büro-Sen Genel Başkan Yardımcısı Tahir Yüzbaşıoğlu’nun katıldığı komisyon
görüşmelerinde, vergisini düzenli olarak ödeyen memurların da bu düzenleme kapsamında
değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden teklifimizi muhalefet partileri aracılığı ile TBMM Plan ve Bütçe
Komisyon Başkanlığına ilettik.
Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezince hazırlanan ve kamu görevlileri üzerindeki vergi yükünü azaltmayı
hedefleyen kanun önerimizi siyasi partilerin temsilcilerine sunduk.
Temennimiz, önerimizin iktidar nezdinde de kabul görmesi ve vergisini düzenli ödeyen, ülkenin vergi
yükünü omuzlayan, hatta bir çok iş adamından daha fazla maaşından vergi kesilen kamu görevlilerinin
vergi yükünün azaltılması ve adil bir gelir dağılımı sağlanarak herkesin kazancı oranında vergi ödediği bir
sistemin hâkim kılınması yönündedir.
Türkiye Kamu-Sen olarak TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine sunduğumuz kanun teklifi
önergemiz şu şekildedir;
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA
193 SAYILI Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı’na aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“MADDE- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 23üncü maddesine onaltıncı fıkra olarak aşağıdaki
ifade eklenmiştir.
16. Kamu adına mal ve hizmet üreten bütün kurum ve kuruluşlar ile belediyeler, il özel idareleri ve
Kamu İktisadi Teşekküllerinde işçi statüsü dışında çalıştırılan tüm kamu görevlilerine yapılan
ödemeler toplamının, memur maaşlarına uygulanan taban aylığı katsayısının 1000 gösterge rakamı
ile çarpımı sonucu bulunacak miktar kadarı.”
GEREKÇE: Madde ile kamu görevlileri ve KİT personeli ile sözleşmeli ve geçici personelin gelir
vergisi kesintilerinden dolayı yaşadığı adaletsizliğin ve mağduriyetin giderilmesi adına, 193 sayılı
Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesine bir fıkra eklenmekte ve Devlet memurlarına ödenen taban
aylık tutarı kadar meblağ Gelir Vergisi’nden muaf tutularak kamu görevlilerinin aylık Gelir
vergisine tabi matrahlarının düşürülmesi sağlanmaktadır.
KONCUK: ADİL BİR VERGİ SİSTEMİ OLMADAN ADİL BİR GELİR DAĞILIMI
SAĞLANAMAZ
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Gelir
dağılımında adaletin sağlanması için adil bir gelir vergisi sistemi oluşturulmak zorundadır. Bu zamana
kadar vergisini ödemeyenlere hep af çıkartılırken adeta vergisini düzenli ödeyenler cezalandırılmaktaydı.
Getirilmek istenilen bu uygulama adaletin sağlanması ve düzenli vergi ödemenin teşvik edilmesi
bakımından olumludur. Ancak, ülkemizde vergisini kuruşu kuruşuna ve zamanında ödeyen tek kesim
işçiler, kamu çalışanları ve dar ve sabit gelirlilerdir. Bu bakımdan bu teşvikten kamu görevlileri de
faydalandırılmalıdır.” dedi.
Genel Başkan İsmail Koncuk;
“Ülke içinde gelir dağılımını düzenlemenin en etkin yollarından bir tanesi de uygulanan vergi
politikalarıdır. Vergi politikalarının temel amacı, çok kazanandan çok, az kanandan az vergi almak yoluyla,
toplanan vergilerin kamu hizmetleri aracılığıyla topluma döndürülmesi, böylelikle de düşük gelirliler ile
yüksek gelirli kesim arasındaki dengenin sağlanmasıdır.
Ne yazık ki ülkemizde bu durum tersine bir yol izlemektedir. Kamu tarafından izlenen vergi politikasının
temelinde belli kesimlerden yüksek oranda vergi alınması ve vergi vermesi gereken fakat vermeyenlerden
vergi alınamaması yatmaktadır. Hal böyle olunca iktidarlar da vergi toplamanın en kolay olduğu kesime
yani kayıt altında çalışan kesime yönelmekte ve kaynağından kesilen vergiler yoluyla vergi açığını
kapatmaya çalışmaktadır.
Gelir dağılımının vergiler yoluyla etkilenmesinde önemli olan bir başka kriter, vergilerin dolaylı mı yoksa
dolaysız olarak mı toplandığıdır. OECD ülkelerinde dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerine oranı
ortalama %35 iken, Türkiye’de bu oran %68,5 civarındadır. Buna göre Türkiye’de vergi adaleti en az olan
dolaylı vergilerin dolaysız vergilerin yerine ikame edildiği görülmektedir.
Buna ek olarak 2003 yılında yıllık geliri 62 bin 500 TL’den yüksek olan en yüksek gelir grubundan alınan
vergi oranı 5 puan indirilerek %40’tan %35’e çekilmiş, 2006 yılında yapılan bir düzenleme ile yıllık toplam
brüt geliri 18 ile 30 bin TL olan orta - düşük gelirli grubun gelir vergisi oranı %25’ten %27’ye çıkarılmıştır.
Yıllar içinde gelinen süreçte, ücretlileri ve düşük gelirli kesimi doğrudan ilgilendiren gelir vergisinin alt
dilimi neredeyse hiç artırılmamakta ve düşük gelirli kesimin ödediği gelir vergisi oranı kısa sürede %15’ten
%20’ye yükselmektedir. Buna bağlı olarak Hükümet, çalışanlar üzerindeki vergi yükünü iyice artırıp, 2016
yılında 12 bin 600 lira olan %15’lik gelir vergisi üst sınırını, 2017 yılı için yalnızca 400 lira atışla 13 bin
lira olarak belirleyince bütün ücretlilerin üzerindeki vergi yükü iyice artmış, 2017 yılı içinde bir üst vergi
dilimine geçmesi ve 5 puan daha fazla vergi ödemesi kesinleşmiştir. Bu durum gelir dağılımının geniş
kitleler aleyhine bozulmasında büyük pay sahibi olmaktadır. Çünkü bu yolla geniş kitlelerin satın alma
gücü önemli ölçüde daraltılmaktadır. Buna karşılık hazine bonoları ve devlet tahvillerinin vergiden muaf
tutulması, rant gelirleri lehine gelir dağılımının bozulmasına sebep olmaktadır. Hal böyle olunca kamu
görevlileri kısa sürede bir üst vergi dilimine geçtiklerinden maaşları düşmekte ve Temmuz ayında aldıkları
maaş zammının büyük bölümü artan gelir vergisi ödemesine gitmektedir.
Ayrıca bilindiği gibi ücretli kesimin vergileri stopaj usulü ile kesilirken, diğer kesimlerin vergilerinin bir
dönem sonra ve taksitler halinde tahsil edilmesi, hatta bir süre sonra çıkarılan vergi afları yoluyla indirime
gidilmesi, enflasyonun AB ve ABD gibi gelişmiş bölgelere oranla yüksek düzeyde olduğu ülkemizde,
izlenen vergi politikası ile gelir dağılımının geniş kitleler aleyhine bozulmasında rol sahibi olmaktadır.
Gelir dağılımında adaletin sağlanması için adil bir gelir vergisi sistemi oluşturulmak zorundadır. Bu
zamana kadar vergisini ödemeyenlere hep af çıkartılırken adeta vergisini düzenli ödeyenler
cezalandırılmaktaydı. Getirilmek istenilen bu uygulama adaletin sağlanması ve düzenli vergi ödemenin
teşvik edilmesi bakımından olumludur. Ancak, ülkemizde vergisini kuruşu kuruşuna ve zamanında ödeyen
tek kesim kamu çalışanlarıdır. Bu bakımdan bu teşvikten kamu görevlileri de faydalandırılmalıdır.
Yaşanan bu olumsuzlukları gidermenin bir yolu, çalışanlar üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesidir.
Kamu görevlileri ve KİT personeli ile sözleşmeli personelin gelir vergisi kesintilerinden dolayı yaşadığı
adaletsizliğin ve mağduriyetin giderilmesi adına 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesine bir
fıkra eklenerek Devlet memurlarına ödenen taban aylık tutarının Gelir Vergisi’nden muaf tutulması
sağlanmalı, diğer sözleşmeli personelin de vergi matrahlarından aynı tutarda indirim yapılmalıdır.
Bu olmuyorsa, gelir vergisinin %15 ve %20’lik dilimleri yükseltilmeli veya ücretliler için farklı bir gelir
vergisi tarifesi uygulanmalıdır. Ne yapılırsa yapılsın mutlak surette çalışanların uğradığı bu vergi
adaletsizliği düzeltilmelidir.” dedi.
Download