Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Diplomasi ve İslam töreni Batı protokolü ile karşılaştırmalı bir çalışma Yazar Dr.Faysal bin Mishaal bin Suud bin Abdülaziz Al Saud 1 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Yazarın yayınlanmış kitaplarıAllahın yardımıyla : 1- Suudi Arabistan Krallığında siyasi gelişmesi , ve Şura Meclisine değerlendirilmesi.( Veliaht Majesteleri Prens Sultan bin Abdülaziz ve Başbakan Yardımcısı onun önsüzü yazdı). (ve Amerika Birleşik Devletlerinde İngilizce diline onu tercüme edilmiştir , ve Nelson Mandela onun önsözü yazdı ). 2- Suudi Arabistan Krallığı politikasında yönetimine açık meclisleri ve İslam kavramı. (Majesteleri Prens Salman Bin Abdul Aziz ve Riyad bölgesi Emiri onun önsüzü yazdı ) . ve İngilizce diline tercümesi ve yayınlanması Stratejik Araştırmaları Körfez Merkezi tarafından yapıldı-Londra. 3- tavhid davetinin imamler Mesajları-Fazla iki yüzyıl boyunca üç döneminde Suudi devletin hükümdarının bazı mesajlar)Farsça ve Urducaya tercüme edilmiştir. 4- Nimetlerin Devamı Sırı- (Urducaya tercüme edilmiştir ). 5- İkinci Güvenlik- (Urducaya tercüme edilmiştir ) . 6- Kral Suud Dua ve Azarından Cenneti isteyenl (Urducaya tercüme edilmiştir ) . 7- Diplomasi ve İslam töreni ( Batı protokolü ile karşılaştırmalı bir çalışma ) 1426 H. ve Allah’ın emriyle yakında İngilizce'ye tercüme edilecek. 2 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Faysal bin Mishaal bin Suud bin Abdülaziz Al Saud Yayıncılık sırasında Kral Fahd Milli Kütüphanesi indeks yapan Al Saud. Faysal bin Mishaal bin Suud bin Abdülaziz Diplomasi ve İslam töreni , Batı protokolü ile karşılaştırmalı bir çalışma./ Faysal bin Mishaal bin Suud bin Abdülaziz Al Saud. Riyad ,1426 H. 256 S,17x24 cm ISBN :5-825-49-9960 1- İslam sistemleri 2- Diplomasi A-Adres DEWEY 257,1 1426/6865 Dosyalama : 1426/6865 ISBN :5-825-49-9960 Telif hakkı birinci Baskı 2006 AD- 1427 H. Yazarla iletişim posta kutusu:90000 Riyad :11692 Suudi Arabistan 3 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ “Bismillahirrahmânirrahîm!“ 4 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 5 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Aallah dedi : (hidayetiyle bizi kavuşturan allah'a hamdolsun! allah bizi doğru yola iletmeseydi kendiliğimizin doğru yolu bulacak değildik) (KUR'AN: A'raf Suresi ; Sure 7, Ayet 43) 6 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 'Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen. (Al-i İmran Suresi 8. Ayeti) 7 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Allah'a hamdolsun Ey Allahım sana hamd olsun. sen bizi yarattın bıze rızık verdin bize ıkramlar ettin bize bilmediklerimızi öğrettin bıizi tehliklerden korudun ve bize başarılar verdin.Ey Allahım İmana erdirdiğin için müslüman olduğumuz için kuranı bize verdiğin için ve bize aile,mal ve sağlık verdiğin için sana hamd ederiz. düşmanlarmızı bastırdın rızkımızı genişlettin.ayrılıklarımızı giderdin bizi topladın.sağlık verdin bize.senden ne istediysek hepsini verdin.bütün bunlardan dolayı sana çok çok hamd ederizTüm nimet için eski ya da modern,gizli ya da alenen,özel ya da genel ,ölüyen ya da yaşan,mevcut ya da yok teşekkür ederiz. Salat ve selam peygamberlerin en değerlisi Efendimiz Muhammed (sav)'e, O'nun ailesine ve arkadaşlarınadır. (1) ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Şeyh İmam İbn-i Kayyim-Allah ruhunu korusun-onun kitabında S163 dedi : Hasan el-BasriAllah ruhunu korusun-konuşması başlaınıca Allah'a hamd olsun Ey Allah….diyordu. 8 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Hadis Şerif Ebu Saîd el-Hudrî’nin aktarımına göre, Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu: “Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz/onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler deliğine girecek olsalar siz de onları takib edeceksiniz.” ( muslim) 9 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Kitabın Fikri Yazar , törnler ve protokolün içerdiği yayınlardan, yayıınlayan kişilerin kişisel seviye üzerinde ve görgü kuralları , resmi seviye üzerideki diplomasiyi farketti. Ve batı kültürünün tatbik ettiği ve sanki islam kültürü ve arap kültürü gibi tatbik ettığımiz bu uygulamaları terketmemiz gerektiğine dikkatını çekti bizim bu durumda yabancı müstehcen anlayışına karşı çekimser kalmamız gerekir.ve işlerin birbirine karışması denilebilir ki,iletişim organları kişisel ilşkiler ve uluslararası buluşmalar.bu konudaki görüşümüz şu ;biz ümmetin fikrine dayanmamız gerekir.En başında da kitap ve Peygamberıimizin sünneti.ayrıca selefıne davranışlarına dayanmamız gerek.bunu durumumuzu düzeltmek doğru yolumuzu bulmak ıçin yapmalıyız.yazar, bu kitabında kütürümüzü anlamamızı hedeflemektedır.bu manada kültürümüz kurumadı yolumuzu aydınlatmaktadır.böylece terimlerimize anlayıslarımıza yeniden değerlerimizin yeniden kurulmasına düşkün oluruz.bunun açıklaması güçlü dayanaklarımızın programlarına dönmemize sebep olur.güçlü dayanklarımız ise Allahın kitabında ve Rasulullahın sünnetınde vardır.bunun anlamı edep kurallarını bütün işlerimizde ve başkaları ile olan ilişkilerımizde uygulamaktır. kültürel ve dini mirasımızda olan ahlak ve hazınelerimizi paylaşmamız gerektigini.böylece allahın rızası hayrın yayılması ve pek çok güzelliğin ve faydalı ahlakın gerektiğini bu kitap bize düşündürdü. ilmimizle bize dayda vermesini bize faydalı olan şeyleri öğretmesini allahtan istiyorum.Bütün işlerimiz allah rızası içıin olsa ve yazar bütün hayatı boyunca bu şekilde davansa o allahın rızasına kavuşur.Amin .. Salat ve selam peygamberlerin en değerlisi Efendimiz Muhammed (sav)'e, O'nun ailesine ve arkadaşlarınadır. 11 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 11 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ـÖnsöz Ey Rabbim ! Zâtının Celâline ve Saltanatının büyüklüğüne yakışır şekilde Sana hamdolsun.ve Salat ve selam peygamberlerin en değerlisi Efendimiz Muhammed (sav)'e, O'nun ailesine ve arkadaşlarınadır.Allah kitabında Hz Muhammed hakkında dedi: (ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin) (Kalem suresi: 4) ve o Kuran zemin üzerinde yürüyordu. Peygamberimizin ahlâk ve yaşayışı Hz. Aişe annemize sorulduğu zaman "Siz Kur’an okumuyor musunuz? O’nun ahlâkı Kur’an’dan ibâret idi." (2) diye cevap vermiştir. (1)Hz. Muhammed üstün kişiliği, güvenilirliği , insana değer vermesi , hakkı gözetmesi , sabırlı ve hoşgörülü oluşuyla en güzel örnektir.Hz. Muhammedin en önemli özelliği , başkalarına önerdiği öğütleri ve ahlak kurallarını önce kendi yaşamında uygulamasıdır. O , kendini başkalarından üstün görmemiş , Kuranın öğütlerini ve yasaklarını yaşamının her anında uygulamıştır. bugün islam aleminin durumu ve yaşadığı krizler düşünüldüğünde en tehlikelisi kimlik krizidir.diğer sektörlerin sahip olduğu şeyi alırsa ve faydalı ilmin bulgularını isterse müslümanların hayatlarını ıslah etme saygı ve temizlik kuralları konusundaki gelenekleri (isterse) fayda ve çıkar sağlayan, müslüman adam görünümündekine iyilik getiren sistemin görünüşü yaşadığı toplumsal hayatta ve evinde ve hayatının sahnesi olan çevrede ,şüphesiz ki bunların hepsi bizim dinimize çağıran ve inancımız bizi ona davet etmektedir.Dinimizin yasakladığı tehlikeli şeyler Kör taklidi Formaliteler amacı ve çıkan olumsuz etkileri ve doğru olduğuna bakılmaksızın Bazıları tarafından alındığı Sözel davranış ve pratik tezahürlere dinimizin çizdiği davranış kurallarına muhalifyenilikten uzak durmalıyız. ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari’den rivayet edildiğine göre.Abdul Razzak ve İbn CerirAhmed’den rivayet edildiğine gore , Kalem Suresi Tefsiri’nde , Müslim’den rivayet edildiğine göre. (746) , Ebu Davud’dan rivayet edildiğine , sehih elcami’ye de bak 4 / 238 ( 4678) 12 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Hayatımızda özgünlük kaynakları aramak için arayış içinde üzerimize düşen nedir bireysel ve kamusal yaşam reform, ve biz onları hayatımızın ölçüsü güncellemeleri ne temellerini göstermek ve bizim ilişkileri, diğer ulusları ölçmek için belirli miras yapmalıyız.Aynı zamanda, kendimizi kaptmayız ve iyilik reddetmeyız.Hikmet müminin yitik malıdır,nerede bulursa alır. Yazar görevlerini tesbit etti.bunlar günlük yaşantımızda aslıldan, milli kaynaklaradan kuran ve sünettle beslenen sağlam zevten, islamı fikir kaynaklarımızdan ve arap kultur kaynaklarındanuzaklaşmaya karsı uyanık olma dersini aldığını belirtmektedır.. islam, güzel nasihat ve tatlı sözle davet, kolaylaştırma, şefkat ve rahmmetle hayatı islah etmek için geldi. Ve işbirliği ve dayanışma, beraberlik ve yumuşak yabancılaşmamak ve eli ağır ve aşırı giden ve tedbir üzerinde genellikle İslam toplumu ve insani topluluk kurdu. Bilinmesi gerek ki, ,diplomatik,nezaket,merasimler,karşılamalar,misafirleri ve heyetleri selamlama ve ikram etme kuralları,butun ayrıntılarıyla abbasıler emeviler ve peygamberımızın kurduğu devlet zamanında bilinıyor ve uygulanıyordu.Hatta bütün ayrıntıları ile başka devletler de bu üsülleri görerek öğreniyorlardı. müslümanlar ınsanlığa onurlu olmanın yolunu gösterdiler, ınsalnlık ,güvenlik ve barışlık ve refahlığı elde etti, ve insan ilişkileri Tarihin en iyi aşamasında gelişti. İnsanlık tarihine bir göz atacak olursak onların güçleri ve ıtıbarları vardı.Bu dinlerini tatbık etmenin sonucu ıdı.Ve din onları misafire ıkram etmeye tesvik ediyordu. 13 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ne olursa olsun bazıları, ınsanlarla ilişkilerde gelişme göstermektedirler.Biz bu ahlakı gelişmişliğin çok örneğini ıslam ahlakında görürüz. ama ne yazik ki müslümanlar bu ahlak kurallarını ihmal ettiler ve onlara artık uymaz oldular. Diğerleri bundan yararlandılar ve pratik hatta uyguladılar ve bunun saysınde başardılar, Mesela verilen sözde durma , işte dürüstlük , doğruluk ve büyük bir dereceye kadar iş ve pratik hayatta vefalı olmak gibi.üzülerek ifade edeyim ki islam ülkelerindeki müslümanlar ihtilaflarla uğraştılar ve sadece başkalarını taklit ettiler.bizden başka hiçbir milllet bu kadar başkalarını taklit etmedi.ettiler.özelikle batıyı beğenmiş insanlara soruyorum ve onlara diyorum ki,islamda olduğu gibi onların anayasaları var mı? Onlarda hayatı kuşatan kurallar var mı ? mesela oturma adabı konuşma adabı şu içme adabı hatta uyuma adabı daha başka tuvalete girme adabı ,ihtiyaç giderme adabı ,nasıl uymak gerek yemede ve içmede ölçü.aile içi ilişkıler ve cima adabına varancaya kadar ve daha baskaalrı.hepsi ıslam adabından. okuyorum ve dıyorum islamda yaşamla ilgili hayatı kurallar var.İslamdan başka hangı millet ve hangı dinde bu konular bu şekilde acık acık var? Dinimiz islamın ortaya koyduğu gibi bunları ortaya koyan hangı din hangı millet ev kurandan başka hangı kitap var. yazdığım doğru olursa allahdan ,eğer yazdığım yanlış olursa kendim ve şeytandandır.Yardım allahtandır. ve Salat ve selam peygamberlerin en değerlisi Efendimiz Muhammed (sav)'e, O'nun ailesine ve arkadaşlarınadır.Son dua Allah'a şükür. yazar 15/10/1426. 14 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 15 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ özel davet turistik gezi,eğitim,iş gezisi,resmi gezi yapan ülkesini temsil eden herhangi bir Müslüman iyi davranışlar gösterirse allaha hamd olsun .Belki sorulacaktır bu özellikleri nasıl kazandın bu özellikleri sana kazandıran senin ilk kaynağı nedir? Bu durumda iş allaha dayanmaktadır.çünkü o müslümanı yarattı , nimetleri ile onu terbie etti.onun için her türlü imkanı oluşturdu, ona rahmet peygamberini gönderdi.Bu ahlakın kaynağının anne ya da baba olduğu söylenemez.bu fazılet herhangi bır insana verilemez.çünkü onlar yaratılmıştır ve onlar insandır.bütün bunları veren sanı yüce olan allah verdi.o allah kı her turlu nıksanlıklarda uzuaktır,o bızı terbıye edendır,o bize öğretendir,o bizi hidayete erdirendir.özet olarak bütün fazıletler,üzeremizdeki bütün nimetler ondandır.ve O bize peygamberi ve kuranı gönderdi peygamberinin her zaman taze olan yardımına bizi eristirdi. O salım dindir şeriattır.ounun kuralları ile büyüdük ve doğruyu bulduk.annemizin sütünü emdik.ve o şekilde büyüdük.Bize müslüman olmayı nasıp eden ve bizi fıtrat üzere büyüten allaha hamd olsun. (Insanları) allah'a çağıran iyi iş yapan ve ben müslümanlardanım diyenden kimin sözü daha güzeldir ? (fussilet suresi – 33). Fatiha suresinde ve besmelede ifade edildiği gibi bu allahın müslümanlara özel olarak ve bütün yaratılmışlara genel olarak allahın rahmetıdır. 16 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 17 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Birinci Bölüm İslam'da diplomasinin temelleri 18 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 19 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ birinci bölüm İslam'da diplomasinin temelleri birinci: Genel Elemanları : İslam diploması ülkeler, haklar ,ve fertler arasındaki gerçek ilişkilerin tüm esaslarının temsil edildiği birkaç ana esasa dayanır.Her türlü noksanlıklardan beri olan allah taala insanlığı yüksek değerlere yaratılmışların en hayırlsı ve son peygamber olan kavuşturmak için muhammed (s.v) aleyhısselamı gönderdi.Ve Hidayet hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allahın katından indirilen korunmuş kuranla geldi. iyi örnek şerefli peygamberin hayatı ile geldi.ve onlar Kıyamet gününe kadar ınsanlığına ışıktır. Bazıları batı diplomasısının yenilik olduğunu sanıyor.gerçekte ise batının sahip olduğu iyi değerler bozulmamış islamın bütün esalarıyla,gerçeklıği ile ve her şeyi kuşatmasıyla koyduğu değerlerdir.medeniyetin kaynakları Doğuda Çin'e , batısında Atlantik Okyanusu , kuzey Endülüs'e Ve Avusturya'nın başkenti eteklerinde uzanır.Bügün dünyada vahyın besigi,müslümanların kalplerini kuşatan kabeye dönülerek namaz kılınmayan allahın birliğini ılan temeyen ve minarelerinden ezan yükselmeyen çok az devlet var dünyada. Bu allahın bir fazlıdır.eğer biz temellerimiz sağlam konursa devletler arasındak iilişkilerin nasıl olması gerekiğini aşrımız da bilecek.batı ülkelerinin koyduğu lkelerin kökleri farklı farklıdır.batı doğurdu,savaşlarda mılyonlarca ınsan oldu. 21 ilkeleri savaşları Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ aşagdaki bu Yüksek ilkeleri: (1) Insan ırkının birliği : bu birliği Allah'nın sözleri Nisa suresi başlangıçta gösterir : (Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir. (Nisa suresi : 1) Insanlık kardeşliği iman kardeşliği ile örğülenip güçlendirilirse müslümanların kıymetı ve gücü geri gelir. Bu ayette gösterilir: (Mü'minler ancak kardeştir).(HUCURÂT Suresi:10)Abdullah ebin Ömer (r.a.)'den rivâyet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle dedi:“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (zalimlere de) teslim etmez. Kim, din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir…” (1) Zira bu ahlak bütün ınsanlığı kuşatır.böylece ınsanlığın değeri yükselir.eğer farlılıklar one çıkarılırsa ınaçlar da farklılasır.vaatn,dil farklılığı,renk,cinsiyet farklılığı ınsanlığı yükselten seylerdir, Bu ayette gösterilir : (İşte bundan dolayı (Tevrat'ta) İsrailoğullarına şöyle yazdık; Kim bir kişiyi, bir kişi karşılığında olmaksızın veya yeryüzünde bir fesata karşılık olmaksızın öldürürse, muhakkak ki o bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de (bir kişinin hayatını kurtarmak suretiyle) yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur. Ve andolsun ki Resûl'lerimiz onlara apaçık deliller ile geldi. Sonra da, şüphesiz onlardan birçoğu, bundan sonra gerçekten yeryüzünde aşırı giden müsrifler oldular). (MÂİDE Suresi:32) (2) Doğruluk ve Adalet için tanışma ve işbirliği : mademki insanlığın aslı bir ınsanalrın kabilelere ayrılması,dünyanın her yerine yayılması,ınsanların birbirleri ile ayrılıklara düşmesine bazılarının bazılarını ıstıla etmesine sebep olmamalı. ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (Buhârî, “Mezâlim”, (2262 , 6437 ); Müslim, “Birr”,4677.) 21 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Sevgi ve yardımlaşmayı davet eder.takva ve allaha imanla bağlandıkları için birbirlerinden artık ayrılmazlar.bu ayette gösterilir : ( Ey insanlar doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah katında en değerli olanınız, Ondan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.’’) (HUCURAT suresi-13) Allah bu ilkeleri ilkele dinler olmasına rağmen koydu ki ınsanlar arasında adalet ve doğruluk ilişikıleri oluşsu.bu ayette gösterilir : (Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.) (MUMTEHİNE SURESI :8) tefsirlerde , din hususunda savaşmayanların ,Hz. Peygamber'le anlaşma yapan ve ona sadakat gösteren huzaa kabilesi olduğu , çoğunlukla ifade edilmiştir bazılarına göre bunlar Mekke'de iman eden fakat hicret etmeyenler veya kadınlar ve çocuklardır . Ayet , Hz. Ebubekir'in kızı Esma'nın Mekke'de kalan müşrik annesinin , kendisi ziyaret için geldiğinde kabul etmemesi üzerine nazil olmuştur . ancak ayetin hükmü umumidir. Esma Bintu Ebî Bekr (r. anhâ) anlatıyor: Henüz müşrik olan annem yanıma geldi. Hz. Peygamber’den (sas) sorarak: “Annem geldi, görüşüp konuşmayı arzu ediyor, anneme iyi davranayım mı?” dedim. “Evet” dedi, ona gereken hürmeti göster.”(1) hadiste geldiği gibi:Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle nakletmiştir:Yanımızdan bir cenaze geçmişti. Resulullah (asv) hemen o cenaze için ayağa kalktı. Biz de (ona uyarak) kendisi ile beraber ayağa kalktık ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bu bir Yahudi kadınının cenazesidir." dedik. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asv):"Şüphesiz ölüm korkunç bir şeydir. Cenazeyi gördüğünüzde hemen ayağa kalkınız." buyurmuşturKays b. Sa'dv'in (r.a.) rivayetinde İbn Ebu Leyla şöyle nakletmiştir:Kays b. Sa'd ile Sehl b. Huneyf, Kadisiyye'de bulunurlarken yanlarından bir cenaze geçti. Bunlar ayağa kalktılar. Kendilerine; bu cenaze, bu yer halkından (yani zımmilerden) dir, denildiğinde Kays ile Sehl de: Resulüllah'ın (asv) yanından bir cenaze geçmişti. Allah Resulü, ayağa kalktı. Bunun bir Yahudi cenazesi olduğu kendisine bildirildiğinde: "Bu da bir insan değil mi?" buyurdu. islam , müslüman ve müslüman olmayan arasında barış yaptırdı. Bu ayette gösterilir: (Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir.) (ENFÂL SURESI – 61) ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (Buhârî, Hibe ( 2427), Edeb 5978) (5979) , Müslim , Zekat (1671) (2) .(Buhârî, Cenaiz, 78,Hadis no:1229). .(Müslim, Cenaiz, 78,Hadis no: 1596) 22 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (3) İslam evrensel bir dindir : islam öncesi her peygamberin masajı sadece kavmine Kavmineymiş, ve Bu ılahi yol ile ınsanlık hayatı yakınlaştı.o hıdayet yolunu peygamberler ve en sonunda peygamberimiz getirdi.Bu ayette gösterilir : ((Yerine göre) müjdeleyici ve sakındırıcı olarak peygamberler gönderdik ki insanların peygamberlerden sonra Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın! Allah izzet ve hikmet sahibidir.) (NİS SURESI- 165 ) da Allah dedi : (Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı (peygamber) bulunmuştur.) (FÂTIR SURESI– 24Bu ilahi vahıy neyirler gibidir.onlar göllere dökülür.ve muhammedin risalet mesajının ağzına ulaşır.Allah dedi : (Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.) (ŞÛR SURESI- 13 ). Böylece, islam , öncedeki dinler tamamlamak için bütün insanlara geldi.Allah dedi : (De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah'a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve O'na uyun ki doğru yolu bulasınız.) (A'RÂF SURESI - 158 ) da Allah dedi : (Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.) (AHZÂB suresi- 40). Islamın amacı evrensel mesaj vermektır.dıplomatık amacı bütün ınsanlara hıtap etmektır.Mükemmel sıyaseti ınsanlarla iletişım yoları oluşturmaktı bunun için Allah en iyi yönetimi seçti. Ve o dedi : (Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.) ( NAHL suresi - 125 ) da Allah dedi : (Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.) ( İSR suresi- 53 ) Allah HZ. Muhammed'e diyor :(O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.) ( ÂLİ İMRÂN SURESI – 159 ) çok ınsanlar islam dini girmek için yumuşak davranla allaha ınsanların devat etin. 23 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ allah taala iyi bir örnek olmaya önem verir.Allah dedi : (Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.) ( AHZÂB SURESI- 21 )allah kolaylaştırmayı amir verdi,çünkü islam insanın doğasına uygun ve şidetten nefret eder.Allah dedi:(Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!) (HACC SURESI- 78) ,Abu Hurairah (r.a.)'den rivâyet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle dedi:( Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz”) (1) Bu Peygamber'in emri gerçek davranış olması gerekir.Hz. Aişe der ki: “Resülullah iki seçenek arasında özgür bırakıldığında, günah olmadığı sürece mutlaka en kolayını seçerdi. Günah olursa bundan en uzak insan o olurdu.”(2). Ve bu üç ilke temsil eder :davette yumuşak davranma, iyi örnek , kolaylık ve kritik olmama.Diğer etkili iletişim ve diyalog sanatı güçlü bir unsurudur.ve Batılı psikoloji ve sosyoloji ve iletişim çalışmaları ve araştırma esasdır.Küdretli allah kullarının ve milletlerinin gittıği yolu karekterlerini ve ibadetlerii bilir ve görür. (4) sözleşme ve vaadini tutma: Islam vefayı söz verme olarak kabul eder.söz verme ve mesüliyet ınsanı bağlar.büyük söz kısının ahdine bağlı kalmasıyla alakalıdır.o da allahın birlğini bilmeye. ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhariİman bölümüde (38). (2) Buhari ‘den rivâyet edildiğine göre (3296) , edep , (5661) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4294) 24 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Allah dedi : (Ey Adem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır demedim mi? Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur demedim mi?) (YÂSÎN SURESI 60- 61 )Bu şekilde verilen sözlerle sorumluluğunu bilme anlayışı gelişir.verilen sözlerde durma devam ettikçe işlerde ıhtılaf olmaz.vefa allahın farz kıldığı gibi ınsanlar arasında gelişir.Allah dedi : (Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.) (EN'ÂM suresi – 152) da Allah dedi : (Antlaşma yaptığınız zaman, Allah'ın ahdini yerine getirin ve Allah'ı üzerinize şahit tutarak, pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın. Şüphesiz Allah, yapacağınız şeyleri pek iyi bilir.) (NAHL SURESI - 91 ) (Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.) (İSR - 34 ) Verilen sözlerde durmak allahın kesın olarak bizden istediklerindendir. Verılen sözde durmak hükümlere sıkı bir şekilde sarılmaktır. Allah maide suresinde diyor: ( Ey iman edenler! Akitleri(n gereğini) yerine getiriniz. İhramlı iken avlanmayı helal saymamak üzere (aşağıda) size okunacaklar dışında kalan hayvanlar, sizin için helâl kılındı. Allah dilediğine hükmeder.) (MÂİDE SURESI 1) Bu allahın kulları ile yaptığı bır sözleşmedir.ve onları hükümleriyle bağlar.başlangıçta batıya ait terim olarak bilinen modern batı kanunlarını adlı ve ıslamın halklar ve fertler arasındaki ilişkilerini düzenleyen fıkıh esaslarının yerine koydu. 1969 yılında Antlaşmalar Hukukuya göre Viyana Sözleşmesi temelidir. İslama göre vefa sözünde durmak güvenmek ve ıtımat etmektir.Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Emanete riâyeti olmayanın imanı yoktur, sözünde durmayanın da dini yoktur.”(1) ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Ahmed bin Hanbel , dört yerde onu rivayet etmiş : ( 11935 ) , (12722 ) , (12722) , (12722) , (13145) , Sehih Elcami 6 / 132 (7056) 25 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdular : Dört huy vardır ki bunlar kimde bulunursa o kişi tam münafık olur. Kimde de bu huylardan biri bulunursa, onu terk edinceye kadar o kişide münafıklıktan bir sıfat bulunmuş olur: Emanete ihanet eder. Konuştuğunda yalan söyler. Söz verince sözünden döner. Düşmanlıkta haddi aşar haksızlık yapar." Kaçınılmaz olarak İlişkilerde karşılıklı memnunıyetin oluşması için iyi nıyeti olmak ve güven duymak sarttır. Allah dedi : (Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.) (NİS SURESI – 29) Islam dini aynı zamanda sözleşmelere sadık kalma ve vaadını yerine getirme konularına dikkat etmektedir.Allah dedi : (Bir toplum diğer bir toplumdan (sayıca ve malca) daha çok olduğu için yeminlerinizi, aranızda bir fesat aracı edinerek ipliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın) gibi olmayın. Allah, bununla sizi imtihan etmektedir. Hakkında ihtilafa düşmekte olduğunuz şeyi kıyamet gününde mutlaka size açıklayacaktır.) (NAHL SURESI – 92).Eğer bu hatalar bilinirse Husumet düşmanlığın ve gururun ve Verdiğiniz kendinize ait sözleri yerine getirin ve hatırlayın kı toplum esitlik yaygınlaşsın Allah dedi :((Antlaşma yaptığın) bir kavmin hainlik yapmasından korkarsan, sen de (onlarla yaptığın ahdi) aynı şekilde bozduğunu kendilerine bildir. Çünkü Allah, hainleri sevmez) (ENFÂL suresi 58 ) Resûlüllah (Sallallahü aleyhi ve sellem) dedi:“Kim bu hıyanetliği yaparsa, kıyamet gününde hıyanet ettiği şeyle gelir.) Ikinci : islam diplomasına ampirik yöntemler : Aşağıdaki gibi temsil eden : (1) Başarma isteği ınsanı mötive eder: Kureyşliler , Allah'ın peygamber sahiplerine karşı sertleşmiş. ve bu mesele h.z muhammedi çok üzmüş.Habeşistan dini Hristiyanlık imiş.Habeşistan’ın hıristiyan kralı en-Necâşî hakimiyeti altında yaşayanlara iyi davranan adaletli bir hükümdarmış. ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari iman,33, Müslim iman 88 (2))Buhari 'den rivayet edildiğine göre.(5709) ve( 5710 ).müslim ' den rivayet edildiğine göre. Cihad ,(32669) ve (3268).müslim de başka bir telaffuz ile rivayet etmiş (2265) 26 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bu duruma işaretle Hz. Peygamber ashabına şöyle buyurdu: “ Habeşistan’a gidin. Zira orada ülkesinde hiç kimseye zulmedilmeyen bir hükümdar iş başındadır. Orası bir doğruluk ve dürüstlük ülkesidir.Allah bir kolaylık verinceye kadar orada kalın."(1) .İslâm’da ilk hicretmiş.bu hicret kafirler umudunu kesmiş, kefirler eziyatından müslümanları korumuş , Nagaci islam dinine girmiş ve İslam yüzden destekçileri ve yardımcıları kazanmış. (2)Sözleşme ve biat Antlaşması: düşünceyi geniş ve anlaşılır sunmak diplomasının kurallarındandır.Ve insanlarla iletişim kurma ve onlarınla konuşma.böyle peygamber yapmış: Peygamber Efendimizi himaye eden amcasi Ebu Talib`de vefaat edince Kureys musrikleri iyice azitmislardi.Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.),nubuvvetin onuncu yllında, Saban ayının bitmesine üç gece kala, Zeyd bin Harise`yi (r.a.) alip, Mekke`ye yaya yürüyüşüyle bir günlük mesafedeki Taif`e gitti. Orada bir ay kadar Sakifilileri islam`a ve iman`a davet etti.Taiflilerden hiçbiri iman etmedi Peygamberimiz (a.s.m.) her yıl hac mevsiminde çevreden gelen insanlara İslamiyet’i anlatıyor, onları Müslüman olmaya davet ediyordu. Çoğu onu red­dediyor, iman etmeye yanaşmıyordu. Fakat Peygamberimiz ümidini yitirme­den, durmak dinlenmek bilmeden davasını tebliğ ediyordu. Medi­ne’de canla başla tebliğ vazifesinde bulundular, birçok kimsenin İslam’la müşerref olmasına vesile oldular. Bir yıl sonraki hac mevsiminde de 12 kişilik bir heyetle Akabe’de Peygamberimizle buluştular. Peygamberimizin isteği üzere, hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmayacaklarına, hırsızlık etmeyeceklerine, çocuk­larını öldürmeyeceklerine, iftirada bulunmayacaklarına, hiçbir hayırlı işe muhalefet etmeyeceklerine dair Re­sû­lul­lah’a söz verdiler. Bir müddet sohbet et­tikten sonra da Re-sû­lul­lah’tan izin alarak oradan ayrıldılar. Peygamberimiz de, İslamiyet’i öğretmesi için büyük sahabi Mus’ab bin Umeyr’i (r.a.) onlarla Medi­ne’ye gönderdi. ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Fethu'l-Bariye bak 7/268 , Ömdet El-kari 70/268 ve hadis siyar ve Mağazi’de S.123İbn İshak, 'den rivâyet edildiğine gore , İbn Hişam Biyografi 1/ 80 veya 1 / 413 , Dr Mehdi Rizkallah onun kitabında (Peygamber Biyografi ) S.197 : bu hadis iyidir dedi. 27 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Ertesi yıl hac mevsiminde 73’ü erkek 2’si kadın 75 kişilik bir heyetle Aka­be’ye geldiler. Re­sû­lul­lah ile buluşup sohbet ettiler. Peygamberimiz onların arasından 12 temsilci seçti. Es’ad bin Zürâre’yi de bu 12 kişinin temsilcisi olarak tayin etti. Temsilciler, temsil ettikleri gruplarla konuştular. Onlara, Re­sû­lul­lah’a yapacakları biatın önemini anlattılar. Sonra da temsil ettikleri grubun önüne düşerek Re­sû­lul­lah’a biat ettiler. Hz. Es’ad biat ederken şöyle diyordu:“Ben Allah’a ve Allah’ın Resûl’üne verdiğim sözü tamamlamak, yerine getir­mek, yardım hususundaki sözümü fiilimle gerçekleştirmek üzere biat ediyo­rum.”Biat işi tamamlanınca Medineli Müslümanlar oradan ayrıldılar. Medine’ye hareket ettiler. İman faaliyetine başladılar.(1) Medine’ye hicret etmesi için zemin hazırladılar. ve İslami Dawada iki dönem arasında dönüm noktası tarıihli bir olaydır. Birinci :Mekke'de Jaahili toplum islama düşmandır. Ikinci :peygamberlik diplomasi aşağıdakide başardı : Evs ve Hazrec arasında barış sağladı , Muhacirler Ensar ile birleştirdi ve şartları altında Yahudilerin Antlaştı.Bu sözleşme bir şehir devleti için tasarlanan bir anayasa olmakla birlikte İslam’ın evrensel kurallarını da içermektedir.Fakat özel anlamda, Medine’de yaşayan topluluğun savunma, kanun koyma, yardımlaşma, adalet işleri ve savaş hukuku gibi tüm temel ihtiyaçlarını karşılamıştır. Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (s.a.v) kurulan bu şehir devletinin başı durumundaydı. Sahabileri de “yöneticiler zümresi” diye ifade edilebilen bir konumdaydılar. Bazılarının aklına gelebileceği gibi Resulüllah (s.a.v) lüks bir hayat sürmek ve kendisine bağlı olanları daha müreffeh dünyevî bir hayata kavuşturmak için bir çaba içinde değildi. Onun amacı insanların güvenliğini ve herkesin güven içinde istediği yere seyahat etmesini sağlamak ve adaleti yaymaktı. Bu dönemde başta Hz. Peygamber (s.a.v.) olmak üzere bütün Müslümanların hayat düzeyinin daha zahidane ve mütevazı olmak mecburiyeti vardı. Çünkü kadın, erkek, genç, ihtiyar her Müslüman günde beş vakit namaz kılmak zorundaydı. Resulüllah’ın (s.a.v) devlet başkanı olması, asayişi ve güvenliği sağlama ve toplumun hayatını hukukî bir düzene sokması açısından önemlidir. Eğer böyle bir devlet nizamı kurulmamış olsaydı, özellikle Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Medine’ye teşrifinden sonra Medine sokakları ve çevresi tamamen güvensiz olacaktı. (3)Barış ve adalet temelleri bina etme: devletle ilgil ilişkiler Rasulullah daveltini sağlam delillere dayandırdı ve onu müsamaha esasaları üzeriıne bina etti ve şimdi uluslararası ilişikler ilimi bilinmektedir. ve bu diplomasinin temel taşlarından biridir. ـــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) İbn Hişam:Peygamber (s.a.v) Biyografi.10 / 446 28 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İbnu Hişam, İbnu İshak'tan naklen şöyle diyor: "... Bir antlaşma yapmak üzere Kureyş kabileleri birbirlerini davet ettiler ve Abdullah ibnu Ced'an'ın evinde toplandılar. Şerefine ve yaşına hürmeten toplantı onun yanında yapıldı.(1)Haşimoğulları, Muttaliboğulları, Esed ibnu Abdiluzza, Zühre ibnu Kilab ve Teym ibnu Mürre gerek Mekke halkından, gerek Mekke dışından oraya gelen biri zulme uğradığında onun yanında yer alacakları konusunda yemin ettiler. Zulmü defedinceye kadar zalimin karşısında dikileceklerdi. İşte bu antlaşmaya Kureyşliler, Hılfu'l-Fudul adını verdiler." İbnu İshak diyor ki: "Muhammed ibnu Zeyd ibni Muhacir'in Talha ibnu Ubeydillah ibni Avf'tan onun da Zühri'den rivayet ettiğine göre Zühri, Resulullah (s.a. s.)'in şöyle dediğini duymuştur: "Ben Abdullah ibnu Ced'an'ın evinde yapılan bir antlaşmada hazır bulundum. Böyle bir toplantıda hazır bulunmam benim için kırmızı develere sahip olmamdan daha sevimlidir. (2)İslam'da da böyle bir antlaşmaya davet edilsem yine icabet ederim. Arap kavmi arasında en şerefli antlaşma olarak kabul edilen antlaşma işte bu antlaşmadır. Bu fikri ilk defa ortaya atan ve insanları böyle bir antlaşmaya ilk davet eden Zübeyr ibnu Abdilmuttalib'dir. Hendek Savaşı kazanmasından sonra resullah üç karar aldı : Diğer cepheler, medinedeki yahudiler ve Kuzeyde Albezintah devlete dikkat etmek için Kureyş ile savaşı durdurma . onundan yakın amacı umre idi sonra : (1) kuzey cephesinde (hayberde) kışkırtıdığı yahudilere dikkat etmek için güney cephesinde savaş durdurma. ـــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Ahmed'den rivâyet edildiğine göre.3/121 (1567).Elelbani onu doğru hadislerde koydu 1900 , Sehih El-cami’e bak 3 / 230 (3611) , El-rod El-enf’e 1/156 , 155 (2) Buhari'den rivâyet edildiğine göre.cihad , (2529) Ahmed’den rivâyet edildiğine göre.(18166) ve ( 18152 ) 29 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (2) Hac ve Umrede Müslümanların hakkını kanıtlama. (3) Kureyş ile geçici barış anlaşması imzalanması çünkü bu antlaşma ile ilk defa Müslümanların varlığını tanımış oldular ve birçok kişi, islam diniye girdi, ve Bu zaferin diplomasiyle elde etmiş. bu iş uzak amcı ise , Kureyşe demek : Mekke putperestliğin bir ev değildir.Bunun için ,Hz. Peygamber'in ve Müslümanların umre için Medine'den Mekke'ye hareketini ve antlaşmadan evvel Hudeybiye'de gerçekleşen Rıdvan Bîatı'nı ele almamız gerekir. Hz. Peygamber, hicretin 6. Yılı Zilkade ayının başında, rüyasında Kâbe'yi tavaf ettiğini gördü. Bunun üzerine umreye gitmeye karar verdi. Yerine Abdullah b. Ümmü Mektum’u bırakarak 1500 civarında sahâbî ile birlikte Medine’den hareket etti. Müslümanlar yanlarına yolculuk silahı olarak sadece kınlarına sokulmuş olan kılıçlarını aldılar. Hz. Peygamber gerekirse savaşmak için silah alınması yolundaki teklifleri kabul etmedi. Kurbanlık olarak yetmiş deve aldı. Hâli vakti yerinde olan bazı sahâbîler de kendi kurbanlıklarını aldılar. Hudeybiye'ye kadar Zülhuleyfe, Melel, Ravhâ, Ebvâ, Cuhfe, Harrâr ve Usfân güzergâhı takip edildi. eygamberimiz bazı sahâbîlerle birlikte Zülhuleyfe'de umre için ihrama girdi. Sahâbenin bir kısmı da Cuhfe'de ihrama girdiler. Peygamberimiz, içlerinde Abbâd b. Bişr’in de bulunduğu yirmi kişilik bir süvârî birliğini öncü olarak ileri gönderdi. Umre yapmak maksadıyla yola çıktıklarını Mekkelilere haber vermek üzere, Huzâa kabilesinden olup o sırada Medine'ye gelen ve buradan kendisiyle birlikte hareket eden Büsr b. Süfyan’ı Mekke'ye gönderdi ve topladığı bilgilerle geri dönmesini istedi. Ebvâ'ya uğrayarak annesinin kabrini ziyaret etti. Büsr b. Süfyan, Usfân yakınlarındaki Gadîru’l-Eştât denilen yerde Hz. Peygamber'e gelerek tespitlerini anlattı. Büsr, Kureyş müşriklerinin Müslümanların geldiklerini duyduklarını, korkuya kapılarak çevreden asker topladıklarını, Mekke’deki dağ başlarına gözcüler diktiklerini, Müslümanları Mescid-i Haram'a sokmak istemediklerini, savaş için hazırlık yaptıklarını ve Halid b. Velid’i bir grup süvari ile gönderdiklerini ayrıntılı olarak haber verdi. Gerçekten Halid b. Velid iki yüz atlı ile Gamîm mevkiine geldi. Müslümanlar namazlarını korku namazı hükümlerine göre kıldılar. Hz. Peygamber, Büsr'ün getirdiği haber üzerine, doğruca Kâbe’ye ilerlemek veya Kureyş’e destek veren kabilelerin üzerine yürümek hususunda sahâbîlerin görüşüne başvurdu. Hz. Ebû Bekir, doğruca Kâbe’ye yürünmesi, şayet engel olunursa çarpışılması yönünde görüş beyan etti. Mikdad b. Amr ve Üseyd b. Hudayr da bu doğrultuda sözler söylediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber "Biz kimseyle savaşmak için değil, umre için yola çıktık" dedi ve Mekke'ye doğru yürümeye karar verdi. Müşriklerin keşif kollarına yakalanmadan, Mekke'ye 17 km. mesafede bulunan Hudeybiye kuyusuna ulaştı. Burada konakladığı sırada Huzâalı Büdeyl b. Verkâ, kabilesinden bazı kimselerle Hz. Peygamber'in yanına geldi. Büdeyl, Mekke'de bir evi bulunduğu için müşriklerin Müslümanlar aleyhindeki faaliyetlerinden haberdardı. Nitekim müşriklerin ne pahasına olursa olsun Müslümanları Mekke'ye sokmamakta kararlı olduklarını haber verdi. Hz. Peygamber ona savaşmak amacıyla değil, Kâbe'yi ziyaret için geldiklerini, şayet engel olan olursa savaşacaklarını söyledi. Büdeyl doğruca Mekke'ye giderek bu bilgiyi müşriklere aktardı. Bundan sonra Hz. Peygamber'le Kureyş arasında karşılıklı elçiler gidip geldi. 31 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Peygamberimiz sadece umre için geldiklerini, Kâbe'yi tavaf edip geri döneceklerini, yanlarında kurbanlıkların bulunduğunu ve kimseyle savaşmak istemediklerini bildirmek üzere Hırâş b. Ümeyye’yi Mekke'ye gönderdi. Fakat müşrikler ona çok kötü davrandılar. Hatta öldürmek istediler. Hırâş geri dönerek durumu Hz. Peygamber'e anlattı. Bu arada Kureyşlilerin Müslümanlardan birini yakalamaları için gönderdikleri kırk veya elli kişilik bir birlik, İslâm askerlerinin etrafında dolanırken sahâbîler tarafından yakalanarak Hz. Peygamber'in huzuruna getirildi. Peygamberimiz onları affetti ve serbest bıraktı. Halbuki onlar Müslümanlara taş ve ok atıyorlardı.Peygamberimiz geliş amacını Kureyş müşriklerine iletmek üzere bu defa elçi olarak Hz. Ömer’i göndermek istediyse de o, Mekke’de kabilesinden kendisini savunacak akrabası bulunmadığı ve Kureyş'in, kendilerine olan düşmanlığını ve sertliğini bildiği için gitmek istemedi ve Hz. Osman'ı önerdi. Bunun üzerine Peygamberimiz Hz. Osman’ı elçi olarak Mekke'ye gönderdi. Akrabasından o zaman henüz Müslüman olmayan Ebân b. Saîd, Hz. Osman'ı karşılayarak himayesine aldı. Müşrikler bu ziyarete izin vermeyeceklerini Hz. Osman’a da bildirdiler ve şayet isterse sadece kendisinin Kâbe'yi tavaf edebileceğini söylediler. Hz. Osman bunu kabul etmedi; bunun üzerine ona da kızdılar ve kendisini tutukladılar. Bu arada Hz. Peygamber’e, Hz. Osman’ın öldürüldüğü şeklinde bir haber ulaştı.(1) ـــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Imam ahmet 'den rivâyet edildiğine göre.(18166) ve ( 18152 ) 31 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ bu gelişme üzerine yeni bir savaş ihtimali belirmiş oluyordu. Peygamberimiz, müşriklerle savaşmadan oradan ayrılmayacaklarına dair sahâbeden bîat almaya karar verdi.(1)Hudeybiye’deki konaklaması esnasında gölgelendiği ağacın altında sahabeden, bir rivayete göre “ölüm üzerine”. Orada bulunmayan Hz. Osman'ın yerine de, kendi sağ elini sol elinin üzerine koyarak bîat etti. Öte yandan, Müslümanların Hz. Peygamber’e bağlılıklarını ve onun yolunda ölümü göze aldıklarını ortaya koyan bu bîat hakkında Mekke'ye haber ulaştığında, müşrikler telaşa kapılarak Hz. Osman’ı serbest bıraktılar. Ardından Süheyl b. Amr, Huveytıb b. Abdüluzzâ ve Mikrez b. Hafs'tan oluşan elçilik heyetini barış yapmak üzere Hudeybiye'ye gönderdiler. Buna göre, barış şartları içinde bu sene umre yapmamak kaydı mutlaka olacaktı. Karşılıklı müzakereler sonucunda Hz. Peygamber ile Kureyş heyeti arasında İslâm’ın kısa sürede Arap Yarımadası'nda yayılmasına ve Müslümanların yaklaşık yirmi iki ay sonra Mekke’yi fethetmesine zemin hazırlayacak olan bir antlaşma imzalandı. Fakat bu son durum, artık Müslümanların üzüntülerini dayanılmaz hâle getirmişti. Hepsinin sinirleri gergindi. Hz. Ömer dayanamadı. Rasûlullah (s.a.s) 'ın huzuruna gelerek: -Sen Allah'ın Peygamberi değil misin? Bizim dinimiz hak değil mi? Neden bu zilleti kabûl ediyoruz, neden? diye söylendi. Hz. Peygamber (s.a.s): -Evet ben Allah'ın Peygamberiyim. Bu yaptığım işlerde Allah'a isyan etmiş de değilim. O, benim yardımcımdır, diye cevap verdi.(2) ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) İbn İshak, 'den rivâyet edildiğine göre.Ağacı Taahhüdü , 3/ 202 , İbn Abd alBarrönsöz’de 12/148 , Buhari’den ' rivâyet edildiğine göre.( 4169) , müslim’den rivâyet edildiğine göre.( 1856) (2) Imam Ahmed 'den rivâyet edildiğine göre.( 18166) ve ( 18152) , Buhari’den rivâyet edildiğine gore ( 2529). 32 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Süheyl ile Peygamber Efendimiz uzun uzun müzakerelere daldılar. Sonunda bir uzlaşmaya varıldı. Hz. Ali’yı çağırıp ona “Bismillâhirrahmânirrahîm” diye yazmaya başlamasını söyledi Allah’ın Resulü. Süheyl hemen itiraz etti. (1)“Bizim âdetimizde böyle bir şey yok. Bunun yerine “Bismikallahümme” (Senin adınla Allah’ım) diye yaz.” dedi. Hz. Ali, Süheyl’in dediği gibi yazdı. Ardından Efendimiz “Bu, Allah’ın Resulü Muhammed’in Süheyl b. Amr ile yaptığı barıştır.” diye yazmasını istedi Hz. Ali’den. O da yazdı. Süheyl buna da itiraz etti: “Biz senin Allah’ın Resulü olduğunu bilmiş olsaydık zaten seninle savaşmazdık.(2) Bunun yerine sadece kendi adını ve babanın adını yaz.” Efendimiz sabır taşlarını çatır çatır çatlatan bu itiraza da hak verdi ve Hz. Ali’ye kâğıttaki “Allah’ın Resulü” ifadesini silmesini emretti. Hz. Ali’nin dahi sabrı taşmıştı. “Ebediyyen silmem” dediğini kaydediyor kaynaklar. hudaibiya barışı , çok dersleri içerir en önemlisi aşağıdaki: ــــــــــــــــــــــــــ (1) imam Ahmet'den rivâyet edildiğine göre.(18166) ve ( 18152 ) (2) Buhari'den rivâyet edildiğine göre.(4251) 33 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ a- vaatı tutmamaya ve hainlik halinde sedece savaş açma ,Peygamberimiz savaş amacıyla değil, sâdece Kâbe'yi ziyâret için gelmişti. Kureyş'le görüşmek üzere Hz.Osman’ı Mekke'ye gönderdi.Hz. Osman'ın gecikmesi, Müslümanları telâşlandırdı. Öldürüleceğine dâir söylentiler çıktı. Böyle bir ihtimâle karşı Peygamberimiz (s.a.s.) gereken tedbirleri aldı. b- Diğer taraf zaman ve savaşın yerini dayatmaya izin vermme ve provokasyon tuzağnda düşmeme. peygamber , Allah"ın mesajı Hudeybiyede almış. Allah dedi : (Onlar, inkâr eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.) ( FETİH SURESI- 25)Bu müslümanların kanların terör işleri için akıtan ve onların şehit olmalarına sebep olanlara açık bir cevaptır.Hudeybiye'de on günden biraz fazla kaldıktan sonra Medine'ye dönmek üzere yola çıktılar. Yolda Dacnân mevkiine geldiklerinde umre seferi, Rıdvan Bîatı ve Hudeybiye Barışı'ndan bahseden Fetih Sûresi nâzil oldu.iki yıl geçti bu şekilde şartlar hazırlanmıştı.kararlaştırılan vakitte müslümanların tarafında on bin savaşcı toplanmıstı. c- Diğer tarafın hakkında bilgi toplama , onu gözlemeleme , casus gönderme ve o savaş ya da barış istimesi bilme. 34 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ d- Şura meşrutur , Ama bağlayıcı değildir.bu mesele, bu ayet ile aksini kanıtlamar. (iş hakkında onlara danış). ancak peygamber Allahtan emir almış ,Hz. Ömer deyince ve Rasûlullah (s.a.s) 'ın huzuruna gelerek: -Sen Allah'ın Peygamberi değil misin? Bizim dinimiz hak değil mi? Neden bu zilleti kabûl ediyoruz, neden? diye söylendi. Hz. Peygamber (s.a.s): -Evet ben Allah'ın Peygamberiyim. Bu yaptığım işlerde Allah'a isyan etmiş de değilim. O, benim yardımcımdır, diye cevap verdi. (1)Peygamber üç şey elde etmiş : 1- Hac ve Umrede Müslümanların hakkını kanıtlama. 2- Öte yandan Hudeybiye Barışı, Hayber Yahudilerini kuvvetli müttefikleri olan Mekke müşriklerinden ayırmıştır.Çünkü bu antlaşmadan sonra, eskiden birbirlerine müttefik gözü ile bakan Hayber Yahudileri, Kureyş, Gatafan ve Fezâre gibi kabileler arasındaki işbirliği bozulmuştur. 3- Ayrıca, Müslümanların Kureyş müşrikleri tarafından resmen tanınmasını sağlamıştır. Nitekim müşrikler, o zamana kadar tanımadıkları Müslümanları bu antlaşma ile siyâsî bir güç olarak kabul etmişlerdir. e-Resûlullah’ın hükümdarlara yazdırdığı mektuplar, gerek hitap tarzı gerekse meramını ifade bakımından büyük bir diplomatik incelik taşıdığı gibi elçilerinin de diplomatik maharete sahip oldukları, hükümdarların huzurunda yaptıkları konuşmalardan anlaşılmaktadır. İbn Hudeyde, Hz. Peygamber’in elçi ve kâtiplerine dair el-Misbâhu’1-mudî adlı eserinde kırk sekiz elçiyle ilgili bilgi verir. Resûl-i Ekrem’in gelen elçileri karşılarken en güzel elbiselerini giydiğine, getirilen hediyeleri kabul ettiğine ve misafirleri uğurlarken kendilerine azık hazırlatıp hediye verdiğine dair kaynaklarda zengin malzeme vardır. f-Diğer tarafa nezaket kendini kandırmaktan dönmek için bir şans verme için hoşgörü, ve cömertlik göstermeli.Abu bakr öyle demiş ) en büyük zafer islamda Hudeybiyedir.Peygamber bilyordu ki Kureyş on yıl boyunca ateşkesi tahammül etmeyecek. ــــــــــــــــــــــــــــ (1) Ahmed’den rivâyet edildiğine göre.(18166) ve (18152) , Buhari 'den rivâyet edildiğine gore, cihad ( 2761 ) ( 2529).Müslim’den rivâyet edildiğine göre.(1785) 35 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ g- Hz. Peygamber'in diplomatik açıdan büyük bir başarısıdır. Bütün bunlara ek olarak Hudeybiye Barış Antlaşması'ndan sonraki ortamda İslâmiyet hızla yayılmıştır. Öyle ki, antlaşmanın ardından gelen iki yıl zarfında İslâm'a girenlerin sayısı, o zamana kadar Müslüman olanlardan daha fazladır. hudaibiya barışı , Peygamberlik diplomatik dersleri sağlar: a-Düşman tartışmada şiddeti ile yumuşak arasında dengeyi sağlar.peygamber , kureyş ile güçlü ayanı zamanda yumuşak idi.peybamber dedi : (Yazıklar olsun şu Kureyşlilere, savaş onları yedi bitirdi. Benimle Araplar arasından çıksalar ne kaybederler? Eğer Araplar beni ortadan kaldırsalar, istedikleri olmuş olurdu. Eğer Allah beni onlar karşısında üstün getirse, bol servete kavuşmuş olarak İslâm'a girerlerdi. Yok, eğer böyle yapmak istemeseler, güçlü oldukları hâlde savaşırlardı. Kureyşliler ne sanıyorlar? Vallahi, Allah'ın benimle gönderdiği din uğruna cihat etmeye devam edeceğim. Ya Allah bu dini üstün getirir veya şu bindiğim deve yalnız kalır [canımı bu yolda veririm.]"(1) Peygamber, dört Kureyş elçileri yumuşakle davranmış,ilk elçisini (Hrash İbn Ümeyye )Kureyş yaptığına reğman. ama Osman ölümü yalancı haberi ulaştığında,şiddetli olmuş.Bu arada Hz. Osman (r.a)'nın tutuklandığı ve öldürüldüğü haberi yayıldı. Bu haber üzerine peygamber Efendimiz, bütün mü'minlerden "ölüm" üzere bey'at aldı. Ashab-ı Kirâm'ın ölüm için yarışırcasına bey'at etmelerini müşriklerin casusları da görüyorlardı. Bu durumu süratli bir şekilde Mekke'ye bildirdiler. ـــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari : (5/351) -Ahmet- : ( 4/328) İbn Hişam : (323/3 ) 36 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ elçileri b-- iyice seçme ehabiş’in(1)akrabasından.sonra : Hraş Osman ibn İbn Ümeyyey’i Affan’ı seçildi.ve o seçildi.Resûlullah’ın hükümdarlara yazdırdığı mektuplar, gerek hitap tarzı gerekse meramını ifade bakımından büyük bir diplomatik incelik taşıdığı gibi elçilerinin de diplomatik maharete sahip oldukları, hükümdarların huzurunda yaptıkları konuşmalardan anlaşılmaktadır. İbn Hudeyde, Hz. Peygamber’in elçi ve kâtiplerine dair elMisbâhu’1-mudî adlı eserinde kırk sekiz elçiyle ilgili bilgi verir. Resûl-i Ekrem’in gelen elçileri karşılarken en güzel elbiselerini giydiğine, getirilen hediyeleri kabul ettiğine ve misafirleri uğurlarken kendilerine azık hazırlatıp hediye verdiğine dair kaynaklarda zengin malzeme vardır. Peygamberimiz geliş amacını Kureyş müşriklerine iletmek üzere bu defa elçi olarak Hz. Ömer’i göndermek istediyse de o, Mekke’de kabilesinden kendisini savunacak akrabası bulunmadığı ve Kureyş'in, kendilerine olan düşmanlığını ve sertliğini bildiği için gitmek istemedi ve Hz. Osman'ı önerdi. Bunun üzerine Peygamberimiz Hz. Osman’ı elçi olarak Mekke'ye gönderdi. Akrabasından o zaman henüz Müslüman olmayan Ebân b. Saîd, Hz. Osman'ı karşılayarak himayesine aldı. Müşrikler bu ziyarete izin vermeyeceklerini Hz. Osman’a da bildirdiler ve şayet isterse sadece kendisinin Kâbe'yi tavaf edebileceğini söylediler. Hz. Osman bunu kabul etmedi; bunun üzerine ona da kızdılar ve kendisini tutukladılar. Bu arada Hz. Peygamber’e, Hz. Osman’ın öldürüldüğü şeklinde bir haber ulaştı.osman da Mekke'de imana gelmiş bir kısım erkeklere ve kadınlara varıp fethi müjdelemesini ve Allah Teâlâ'nın dininin yakında Mekke'de ortaya çıkacağını haber vermesini de emretti. (2)Hudeybiye büyük zaferin başlangıcıdır.H.z Ömer Resullah'a demek bunu teyit etmiş("Sen bize Allah'ın nusret buyuracağını, gidip Kâbe'yi hep beraber tavaf edeceğimizi va'd etmiş değil miydin?" "Evet, vaad etmiştim. Ancak, bu yıl gidip tavaf edeceğimizi söylemiş miydim?""Hayır.""O halde tekrar ediyorum: Sen muhakkak Mekke'ye gidecek ve Kâbe'yi tavaf edeceksin."(3) ـــــــــــــــــــــــ (1) Ehâbiş adı verilen çeşitli kabilelerle ittifak antlaşmaları yapmışlardı. (2) Waaqidi-Muhammed Gazali :Dar İslami kitaplar.Kahire 1982 AD , S. 250 , Waaqiditarihinde ( 130-207 H ) 601 , 606 (3) Buhari 'den rivâyet edildiğine göre. Cihad ( 2731 ) ( 2529 ) 37 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ c- Sabır , tereddüt etmeme ve ve iman gücü. Örnek : Rasûlullah (s.a.s) Hz. Ömere dedi : Bu yaptığım işlerde Allah'a isyan etmiş de değilim. O, benim yardımcımdır.(1) Oldukları gibi olaylar : Hz. Ömer dayanamadı. Rasûlullah (s.a.s) 'ın huzuruna gelerek: -Sen Allah'ın Peygamberi değil misin? Bizim dinimiz hak değil mi? Neden bu zilleti kabûl ediyoruz, neden? diye söylendi. Hz. Peygamber (s.a.s): -Evet ben Allah'ın Peygamberiyim. Bu yaptığım işlerde Allah'a isyan etmiş de değilim. O, benim yardımcımdır, diye cevap verdi. Sonra Hz. Ömer, o günkü halet-i ruhiyesini ve sonradan duyduğu nedâ­meti şöyle anlatır:“Ben, hiçbir zaman o günkü gibi bir musibete uğramadım. Peygambere (a.s.m.), hiçbir zaman başvurmadığım bir biçimde başvurmuştum. Eğer o gün, kendi görüşümde bir topluluk bulsaydım, bu musalaha ve muahede yüzünden hemen bunların içinden ayrılır, onların yanına varırdım! Nihayet, Allah Teâlâ, işin sonunu hayır ve rahmet kıldı. Re­sû­lul­lah (a.s.m.) ise, işin böyle olacağını çok iyi biliyormuş. O gün, Re­sû­lul­lah’a (a.s.m.) karşı sarfetmiş olduğum sözle­rim­den duyduğum korkudan dolayı neticenin hayır olmasını ümit ederek oruç­lar tutmaktan, sadakalar vermekten, namazlar kılmaktan ve köleler azat et­mekten geri durmadım.(2) üçüncü : Müslüman olmayanlar ile İlişkiler : peygamberin döneminden beri İslam devleti ilişkileri hoşgörülülük kurulmuş.Müslüman olmayan ile davranış yönetimi tespit etmiş.islami uluslararası ilişikleri bütün dünyaya işbirliğini teyit emiş.ve Müslüman olmayan ülkeleri ikrar etmiş. ــــــــــــــــــــــــــ (1) Waaqidi (2/606) (2) Imam ahmet 'den rivâyet edildiğine göre. (18152) 38 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İslam'da Habeşistan'a ilk hicrettir. peygamber Habeşistan’ın hıristiyan kralı ile mektup yazışmış.Resullan, Habeşistan’ın hıristiyan kralıyı hakimiyeti altında yaşayanlara iyi davranan adaletli bir hükümdardı böyle tarif etmiş.Resullah Kureyşi böyle tarif etmemış.Suhayli dedi (birçok krallardan Yemen ve Umman kralları muhammedi izlediler,bazılardan ile hediyeleşdiler Alqoks Hertel gibi, ve bazılardan onu reddetti Kisrâ ve Ghassanih kralları gibi.)(1)Peygamber bu ülkelerin siyasi varlığı tanıması gösterir, ve bazılardan ile antlaşma yaptı. Fakihler ,eski imam atfedilen görüşlerine göre , diğer Müslüman ülkelerle orijinalin ilişkisi barış teyit ettiler. ve durumlara göre onlar barış yababilirler.Allah dedi : (Ancak (şunlara dokunmayın). . . Ya sizinle onlar arasında mîsak (anlaşma) olan bir kavme sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi kavimleri ile savaşmak istemediklerinden sadırları (içleri) sıkılarak size gelenler. . . Eğer Allâh dileseydi, elbette onları size musallat ederdi de (onlar da) sizinle savaşırlardı. . . Eğer (onlar) sizden uzaklaşırlar, sizinle savaşmazlar ve size barış beyan ederlerse, artık Allâh onlara zarar vermenize müsaade etmez.) (NİS SURESI- 90 )(2) eski müslümanlar düşmanları islama davet ediyordu , eğer islami reddettiler , barış yapıyordular.Bilgelik ve iyi bir tavsiye islam ilkeleridir. Allah dedi : (Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.) ( NAHL SURESI- 125 ) Ve Peygamber tarafından düzenlenen antlaşmalar tüm ateşkesler değildi,Ama bazıları iyi komşuluk antlaşmaları ya da güvenlik antlaşmalardı. (İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp yardım edenler var ya, işte onların bir kısmı diğer bir kısmının dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur. Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olmaksızın (o müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yapacaklarınızı hakkıyla görmektedir.) (ENFÂL SURESI- 72 ) ــــــــــــــــــــــــــــ (1) İbn Hişam Peygamber'in biyografisini açıklaması.: Abdul Rahman Al-Sahli ( 851 ) , Mısır 1333 H : ( 1 / 250 ) (2) Ali Mnsour İslam hukuku: S.378 -Şibani, büyük Biyografi S. 165 ,Aserhi, Mabsoo ( 10 / 86 )t-farklı bilim adamları kıtabı ,Taberî : S 19. 39 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Allahû Tealâ, sahâbeyi ikiye ayırıyor burada. İki taraf da âmenû olmuş, Allah'a ulaşmayı dilemişlerdir. Onlardan bir kısmı, Mekke'den Medine'ye göç etmişler; bir kısmı, Mekke'de kalmışlardır. Mekke'de kalanların yardım dilemesi halinde onlara yardım etmek, sahâbenin üzerine farz kılınmıştır. “Mekke'de kalanlara yardım konusunda üzerinize bir vazife yüklemedik. Onlar da sizin gibi Resûl'ünüz ile beraber hicret etmeliydiler. Etmediklerine göre sizin onlara bir sorumluluğunuz yoktur. Siz de tehlikedesiniz, onlar da tehlikede. Ama evvelâ göç etmeyi başaranlar, Resûl'ü yalnız bırakmayanlar, onunla birlikte olanlar, onlar asıl sorumluluğu taşıyanlardır. Mekke'de kalanlar, gelmeye cesaret edemeyenler sizden yardım isterlerse, bu yardımı mutlaka yapmakla mükellefsiniz.” diyor, Allahû Tealâ.(1) Hanbeli, Maliki ve bazı henfiye dedi ki: islam devletinde sedece halife veya vekili ateşkes ve antlaşma yapabiliyordular.çünkü ateşkes ve antlaşma yapma Tehlike şeyleri içerir:kavga farızası bırakma gibi, bunun için karar alma ancak halife elindedir.ayarıca ateşkes Müslüman olmayan bir grup ile güvenlik antlaşmadır ve çünkü bu ciddi sorumludur ancak halife antlaşma yapabilir ..(2) peygamber göçmenler ,Ensar ve Yahudiler arasındaki ilişkiler Hicretin ilk yılı olan, miladi 623'te bir antlaşma imzalanmıştır. Bedir Savaşında putperestlik gidermek için İslam devlet önemi almış. İslam Devleti lideri , bu antlaşma sayesinde devletini korumuş.ve meddine nüfusu çalışmak için birleşmiş. ــــــــــــــــــــــــــــ (1) Dr Muhammed Sadık Afifi : İslam ve uluslararası anlaşmalargeçen kaynak: 74- 78 , Zad-ül Maseer Tefsir Ilmi’de Abe Faraj bin Abdul Rahman bin Cevzî (596 H.) , Beyrut 1964 , AD : (3/386). (2) İbn kudamah , Elmağni : 8/461 , Fethu'l-Kadir , 4/293 . Afifi Muhammed Sadık (İslam ve antlaşmalar) : 79. 41 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Çünkü Peygamber millet devleti bin etme istedi.Hz. Peygamber (s.a.v), Medine’ye varır varmaz ilk olarak yaptığı işlerden biri, Medine ve çevresinde yaşayan ve birbirine düşman olan unsurlardan, barış içinde yaşayan, düzenli bir cemaat oluşturmak olmuştu.bunun için vasıka başlangıcta dedi :( biz insanlar arasında bir ümmettir)Amr bin Şuayb babasından, dedesinden rivayetle diyor ki resullaha Muhacirler ve Ensar arasında bir kitap yazmış , şudur ki :Müslümanlar birbirlerine yardım etmeli, esir düşen din kardeşlerini kurtarmalı ve toplulukta ihtiyaç içinde olan kimse bırakmamalıdırlar.)(1). bu sözleşme tarihte ilk anayastır. Resulüllah (s.a.v) bu çalışmasıyla, kendisinin başkanı olduğu bir şehir devletini kurmak istemişti. Müslümanların hak ve sorumluluklarını, ayrıca başta Yahudiler olmak üzere Medine’de yaşayan herkesin hak ve sorumluluklarını ihtiva eden bir anayasa, aynı zamanda sözleşme niteliğinde olan bir beyanname yayınlamıştı.İbn İshak dedi : (resullah ensar, muacırler ve yahudiler arasında bir kitap yazdı) (2) Anayasanın 1. maddesi, düzenli bir İslam topluluğunu meydana getirmeye yönelik ifadeler taşımaktadır. Anayasada ayrıca bu vasıfları taşıyan bir topluluk, diğer insanlardan ayrı özelliklere sahip olduğu için 2. maddede, “İşte bunlar, diğer insanlardan ayrı bir ümmet (camia) teşkil ederler” şeklinde, “Ümmet” gibi daha seçkin bir kavramla ifade edilmiştir. Vesikada yer alan birçok madde (3–12) harpte esir düşenlerin hürriyetlerine kavuşturulmaları için kurtuluş akçesi (fidye-i necat) vermek, öldürme veya yaralama gibi hallerde kısas yerine kan bedelini (diyet) ödeyebilmek için bir sosyal sigorta kurumunu öngörmektedir. Muhacirlerle ilgili olan 3. maddede şöyle denilmektedir: “Kureyş’ten olan Muhacirler, kendi aralarında adet olduğu şekilde kan diyetlerini ödemeye iştirak ederler.” 15. maddede ise “Müminlerin diğer insanlardan ayrı olarak birbirinin mevlası (dostu, sahibi) durumunda” oldukları ifade edilmiştir. Bu madde, “Sadece müminler kardeştirler. O halde ihtilafa düşen kardeşlerinizin arasını düzeltin”12 ayetinin ifade ettiği hükme uygundur. Bu ayet, dünyanın neresinde olursa olsun bütün müminlerin kardeş olduğunu ve gerçek kardeşliğin ancak müminler arasında olabileceğini ifade ediyor. ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Imam Ahmet' rivayete göre.1/271 (2317) , 6610 , ve Dr Mehdi Rizkallah Biografiy kitabında S 306:318 bu antlaşmanın romanları çalışıp belirtti.1/272 : 298 (2) Müsned Ahmet.: (1 / 271) 41 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 4.maddede vasıkadaki tüm katılanların hakları ve onlar için güvenliği sağlama.(1) Bu sözleşme bir şehir devleti için tasarlanan bir anayasa olmakla birlikte İslam’ın evrensel kurallarını da içermektedir. Fakat özel anlamda, Medine’de yaşayan topluluğun savunma, kanun koyma, yardımlaşma, adalet işleri ve savaş hukuku gibi tüm temel ihtiyaçlarını karşılamıştır. Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (s.a.v) kurulan bu şehir devletinin başı durumundaydı. Sahabileri de “yöneticiler zümresi” diye ifade edilebilen bir konumdaydılar.Aslında bu sözleşme ile Müslümanların maddi ve manevi hayatları dengelenmişti. bu anayasa birçok ilkeleri içerir , kişisel sorumluluk ilkesi gibidir .Ayette belirtildiği gibi:(Kim bir günah kazanırsa onu ancak kendi aleyhine kazanmış olur. Allah her şeyi bilicidir, büyük hikmet sahibidir.) (NİS SURESI- 111 ) da eşitlik ilkesi, ve sosyal sorumluluk ilkesi. Medine Vesikasının maddesinde yer alan ifade,4 yasanın kendi kendisini “Kitab” şeklinde tanıttığını göstermektedir. İfade şöyle: “Bu kitap (yazı) Peygamber Muhammed tarafından Kureyşli ve Yesribli müminler ve Müslümanlar ve bunlara tabi olanlarla, yine onlara sonradan iltihak etmiş olanlar ve onlarla beraber cihad edenler için (olmak üzere tanzim edilmiştir).” Bundan başka vesikanın ileriki maddelerinde yasa, sekiz yerde kendisini “Sahife” olarak da tanımlamaktadır. ـــــــــــــــــــــــــــ (1) Afifi, Muhammed Sadık , İslam ve antlaşmalar, geçen referans , 201-208 42 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Müslüman olmayanlarla İslam devletinin edebi : 1- zima sözleşmesi , güvenlik ve barış sözleşmedir. 2- inanç özgürlüğü ; Allah'ın iradesinin dışında, hiç kimse, kimseye zorla birşey yaptıramaz. Herkes kendi iradesiyle Allah'ın yolunda bir şeyler yapar veya yapmaz. 3- Özel yaşamında özgürlük. 4- Ibadet yerlerine saygı duyma. 5- Kişisel durumlar ve mahkemelerine saygı duyma. 6- Evlerini ve yerlerini koruma. 7- iyi davranş din kurallarına göre. 8- Hıristiyan ve Yahudi kadınlar ile evlenmek Müslümana izin verme. 43 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İkinci Bölüm İslamda Tören ve Elçilikler 44 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 45 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İkinci Bölüm İslamda Tören ve Elçilikler İslam ,uluslararası ilişkilerde barışı esas alır.bu devletler arasındaki ilişkinin aslı da budur, ama eğer islam ülkelere saldırırsa, savaş olacaktır.ve kontrol etmek , genişletmek , ganimet, veya çatışmaları çözmek savaşla yapılıyordu. İslam bu anda geldi . savaş durumu Normal ilişkiler için kuraldı. ancak İslam iç ve dış barışına davet eder ,devletlerin ilişkilerinde istikrar ister ve müminler, diğer ülkelerde İşlerine müdahale için izin verilmez.İslam , onun takipçileri savaş isteme ya da hatta saldırganlarla savaşa davet etmeyi yasaklar.eğer savaşsız düşmanlıklar sona ererse allah savaşın şerlerinden müminlerı korudu Ebu'n-Nadr merhum Abdullah İbnu Ebî Evfâ (radıyallahu anh)'dan naklen anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) düşmanla karşılaştığı günlerden birinde, güneşin meyletmesini bekledi. Sonra kalkıp yanındakilere şöyle dedi: "Ey insanlar, düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, Allah'tan afıyet dileyin. Ancak karşılaşacak olursanız sabredin, bilin ki cennet kılıçların gölgesindedir."En sonda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözlerini şöyle tamamladı:"Ey Kitab'ı indiren, bulutları yürüten, (Hendek Savaşı'nda düşman müttefikler olan) Ahzâb'ı hezimete uğratan Rabbimiz, bunları da hezimete uğrat ve onlar karşısında bize yardım et".1Müslümanlar provoke edildikleri zaman bile elçiler halifelerle peygamber arasında ve diğer devletler arasında elçiler önemli bır iletişim organı olmuşlar.ve elçiler , diğer ülkeler ve toplumlar ile daha iyi ilişkiler kurmak için gidip gelmişlerdi. İslamda savaşta bile hukukı bir kuralı ahlakı yöntemi var. onu ordularının liderleri disiplin direktiflerde , halifelerin emirinde , müslümanların alimleri tarafından Kur'an ve Peygamberin sünnet metinlerinden aldığı bulunmaktadır ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buharî, Cihâd (2744), Temennî (6696); Müslim, Cihâd 20, (3276) 46 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Birinci : Elçileri gönderme : Mısır, Babil, Çin, Hindistan, Yunanistandaki eski uygarlıklar aralarında Ittifaklar kurlmak,var olan sorunları çözmek ve ticarı organizeler yapmak için birbirlerine elçiler göndermişlerdi.Peygamber(asv)zamanından beri islam bu ınsanı geleneği tesbit etmiş ve onu geliştirerek yeni bir yön kazandırmıştır.İslam'ın toleranslı ilkelerini kullanarak islamı yaymak bu elçilikler ana hedefı olmuştu. Bu elçiliklerin oluşturulma kuralarına Peygamber(asv) önem veriyordu.Aşağıdaki çeşitli unsurlara dayanmış: a- elçileri iyi seçme: Peygamber, doğru zihinli , höşgürülü ,ilim sahibi , iyi davranışlı , arkadaşlarından elçileri seçermiş.Peygamber(asv)elçinin kişiliği, işe liyakati ve tebliği kabilıyetini arasında Düzenlermiş.Halifeler ve takipçileri , bununda Huda el-İslam ve peygamberin(asv) sünneti izlemişler.Ebu Ali Hüseyin Bin Muhammed, Bin El Faaradan bu mübarek dönemden miras kalan hıkmetlı programları almış,ve liderin kitabında yazmış( kralların elçileri ve kim daha uygun elçiliğe) kurallardan biri hakkında şunları söylemiş: (yerine birini seçerken tartışma durumunda işinde barış zamanında barış yaparken elçini iyi seç,o elçi edebi konuşan,geniş yürekli,akıllı, bir şey unutmayan ,düsüncesi sağlam,fırsatçı, beliğ , dikkatl ,kalbı temiz,işleri iyi yapabilen biri olsun.eğer bir şeyi isterse , onu iyi bir şekilde alır . eğer bir şeyi giderme isterse , onu iyi bir şekilde giderir, beliğ konuşan ,kanıtlandıran, düşmanın sözünü geçersiz kılan , işlerini hakla yapan haksızlara haddını bildiren şahısında haksızlığı verir, haksıza karsı düşmandan daha düşmandır, o tartışma sırasında ve entrikalar karşısında zeki olur, bütün bunlarınla iyi bir örnek olmak için tüzük ve Sünen ayrıca koşulları hakkında bilgili sahibi olur, sadaka , hesaplar ve diğer işleri bilir.) 47 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Onurlu insanlar, şerefli ve önemli insanlardan olmalı,o adamlarından biri olsun ve o işin doğru yapar ve ona güven. Bin Elfaraa ,İbn el-Belhîdan aktardı : ((elçieleri yakışıklı,tecrübeli,iffetli,edebi konuşan,keskin zekalı,krallarla konuşabilecek, gönderildiği ülkenin dilini konuşabilen, ,kendisine bakılınca küçümsenmeyen kimselerdi.) Allah aldıkları işı başaramayan elçileri azarladı.Allah dedi : (Allah, şu iki kişiyi de misal verir: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şey beceremez ve efendisinin üstüne bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayır getiremez. Şimdi, bu adamla, doğru yolda yürüyerek adaleti emreden kimse eşit olur mu?) (NAHL SURESI - 76 ) Bin El-Faraa ekler : ((elçilerin vücutlarının yapılı,büyük bedenlı olmalı.küçük yaplı olurlarsa sözleri bedenlerinin altında saklanır,çünkü beden yapısı konuşmadan daha etkilidir.öyle ki güzel bir vücut deliliği bile gizler.bu nedenle Ömer ibn el-Hattab dedi : (sizden elçi olarak gelen kimse güzel isimli ise biz ona izin veririz,bizim huzurumuza gelen güzel bir yüzle konuşsun,konuştuğunuz zaman diliniz sizin kim olduğunuzu belirtir)…tarihte anlatıır ki , El-şaabi , El-hcacın mesajını Mervan bin Elmalığa getirdiğinde mervan onu gördüğünde onun zihni ve bilgeliği test edilmeden önce onu küçülttü..( Ey şuabi sen çirkinsin )dedi.. 48 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Şuabi nazikçe Ey halife : çirkin olduğumu nedenile annemin karınınla tıkandım diye ona cevap Verdi. Abdul Malik bin Mervan(1) bu zeki cevabı beğendi. Anlatmış ki Peygamber idarecilerine yazmış : (eğer bana bir elçi gönderirse , güzel yüzlü ve güzel isimli gönder)(Bazzar bunu hatırladı ve Suyutı Elcami Elsağırda bunu rıvayet etti) b- Peygamber (sav) ve diğerleri temsil etme: Resulullah , iyi konuşun diye tavsiye ederdi.onlara Allah rahmetiyle beni gönderdi. siz de beni temsil edin allah sizi rehmet etsin, Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz dedi.(2) bu hadisden eliçılerin peygamberi temsiıl ettiği anlaşildi c- Elçiler ve mesajlar: ilk aşama: (1) Mus'ab bin Umeyr bin Haşim bin Abd Manaf: İslam'da ilk elçitir. Peygamber, birinci Akabe bîatında medineye onu gondermiş. medinenin halkına İslam'a davet etmiş. Medine'de ilk cuma namazı kıldıran.Kur'an'ı okuyan ile bilinmektedir.güzel kokular sürermiş.Müslümanlar, Ebu Musab El-hayır ona adını vermişler. Mekke'de müslümanların toplandığı Erkam bin Ebi'l-Erkam'ın evine gitti. Resulullahı görür görmez Müslüman oldu.Annesi( hanas bnt malık) ile akrabalarina bildirmiş. Bunun üzerine akrabalari yakalayip hapsetimişler.Habesistan'a hicret eden ilk kafileye katilincaya kadar hapiste tutulan Hz. Mus'ab, hicret imkani çıkınca, dinini daha rahat bir şekilde yasayabilmek için Habesistan'a hicret etmiş.orada bir süre kalıp sonra Mekke'ye dönmüş.Resûlullahın izniyle yine Habeşistan'a hicret etmiş. ـــــــــــــــــ (1) Şam tarihi kitapta anlattı-Bbin Asaakir 25/340,Büyük Sınıflar 6/947, soylular Biyografi 4/297Elhafaaz Bileti 4/297. (2) Peygamber Biyografi ve Sünnet kitaplardan. 49 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Hz. Peygamber önemli görev için Hz. Mus'ab b. Umeyr'i görevlendirmiş:Medine'ye elçisi olmak,büyük hicret gününe medine hazırlamak için birinci Akabe bî'atında Müslüman olan Medînelileri Hz. Mus'ab onlara hem namaz kıldıracak, hem Kur'an ögretecek, hem de diğer insanlara islâm'i anlatacakmış ve yeni kimseleri islâm'a davet edecekmış. bu zamanda Resûlü'nün sahipleri ondan daha eski ve daha ondan daha yaşlıymış.ama peygamber onu seçmiş. büyük görevi onu görevlendirmiş.ve meddine'de onun ellerinde İslam'ın kaderi atmış.Hz. Mus'ab b. Umeyr Medineye gelince sadece on iki müslüman varmış. Mus'ab b. Umeyr, ikinci hac mevsiminde peygamberi görüşmek için Mekke'ye yetmiş müslüman göndermiş. ellerinde Sa'd bin badet ,Said Bni Abd El-Şhel ,Sa'd bin Muâz , Üseyd bin Hudayr ve çok medine sakinlerininden islama girmişler.Medine peygamberin gelmesi için hazırlamış. İslami Dava , Devleti kurmak , ve yönetişim temellerini atmak için yeni bir faz girmiş. Hz .Rasûlullah, Uhud savaşında sancağı taşmak için Hz. Mus'ab b. Umeyr'i seçmiş.büyük gayret ve kahramanlık göstermiş.Resulullah korumak için kendine düşman dikkatini çekmiş.Bin kamaa, Mus'ab b. Umeyr'in sag kolu kesilmiş, ve Mus'ab d'yormuş : ( ve Muhammed sadece bir Resûl'dür. Ondan önce de resûller gelip geçmiştir.) Hemen sancağı sol eline alarak savaşa devam etmiş sonra sol eli de kesilmş,bu defa vücuduyla sancağa sımsıki sarılmış,ve yukarıdaki ayeti okumaya devam etmiş,sonunda müşriklerin bir mizrak darbesiyle şehid olmuş.Hz Peygamber, savaş sonunda onun vücutunun yanında durup demiş : (Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.) Sonra Hz. Peygamber amcası Hamza ve diğer şehidlere (Allah'ın peygamber, kıyamet gününde şehit olduklarını ifade verir) (İbn Hişam Biyografi 1/501- 507, Ormanın Aslan 5/181-Dersler 5/1) 51 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (2) hraş bin Ümeyye : Hudeybiyede Kureyş'e Peygamber'in elçesidir.İbn İshak, demiş : ((Hz. Peygamber kendi tarafından bir elçi göndermiş. fakat Kureyş, elçiyi kötü karşılamış, devesini öldürmüşler, ona da hücum etmişlerse de Kureyş’in müttefiki olan Huleys’in adamları tarafından kurtarılmış. ve böylelikle müslümanların yanına sağ sağlam dönmek imkânını bulmuş.) İbn Hişam Biyografi 2-314) (3) Osman İbn Affan: Hz. Ömer’in tavsiyesi üzere Mekke’de birçok akrabası olan Hz.Osman’ı elçi olarak göndermiş. Hz.Osman, Mekke’ye girmiş ve Kureyş’e Hz. Peygamber’in maksadını tekrar izah etmiş Kureyş ona:“eğer istersen gelmişken sen Beyt’i tavaf edebilirsin.”dedi. O da:“Peygamber tavaf etmedikçe ben tavaf edemem(1). Biz onu toptan tavaf etmeğe geldik. Kurbanlarımız da yanımızda.Tavaf edip kurbanlarımızı kestikten sonra dönüp gideceğiz.” dedi.Kureyş bunu kabul etmemiş. Görüşme uzayıp gitmiş. Hz.Osman Kureyş yanından dönmeyince onun hapsedilerek öldürüldüğüne dair ortaya bir şayia çıkmiş. bu şayiayı duyunca Hz. Peygamber, Kureyş’in bu yaptığını yanına bırakmak istemeyerek bütün ashaptan islam davası uğrunda canlarını feda için biat istemiş. Osman İbn Affan bin Ebi Aas ibn Abd Şems ibn Abd Manaf bin Qusai ,Kureyşli Emevili olmuş.Hz.Peygamberin büyük arkadaşlarından birimiş.Mekke'de doğmuş.peygamberlik misyonundan biraz sonra islam'a girmiş.Hz. Osman, cahilida zengin olmuş. en büyük işinden Ceys'ul-Usra techiz etmiş. Hz. Peygamber(s.a.s), Tebük Savaşı'nda bu ordu ile mücadele edilmiştir. Hz. Osman peygamberimizin üçüncü halifesi vecennetle müjdelenen bahtiyarlardan biriymiş.onun saltanatında Afri­ka, Ermenis­tan , Azerbaycan ve Kibris'I fethedilmiş.Romayı kara ve deniz yoluyla işgali başlmış.ve yirmi yedi AH yılında,Endülüs'ün işgali için denizli kampanya göndermiş.Avrupa'ya girmeye amacıyla İspanya'nın sahil işgalini emretmiş. ــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari rivayet'e göre Hudeybiye kapında- Maghazide-(4169) ve Müslim rivayet'e göre. (1856). 51 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Hz. Osman, değisik eyaletlerde, Kur'an-i Kerim'in okunması üzerine ortaya çikan ihtilaflari ortadan kaldırmak için çalısmalar başlatmış. Kur'an-i Kerim ilk olarak Hz. Ebû Bekir zamanında tedvin edilmişti. Zeyd b. Sabit'in basşkanlığında yapılan bu çalısmada, Kur'an-i Kerim bir kitap haline getirilmişti. Bu ilk mushaf, Ebû Bekir (r.a)'dan sonra Ömer (r.a)'a geçmis, onun sehadetinden sonra da Hafsa (r.anh)'nin elinde kalmıştı.iki ay süren bir muhasara sonraZilhicce ayıda öldürülmüş.82 yaşındayken.(1) Ikinci aşama: bölgelere ve krallara peygamber 'in(s.a.s) elçeleri: El-Waaqidi anlattı ki : bu Hudeybiye Umresi sonra Zilhicce Hicret’in 7. senesi olmuş.ve Beyhaki rivayeti göre: Mutah savaşından sonra olmuş. Ve aralarında hiçbir anlaşmazlık yoktur.ama Muhammed bin İshak anlattı ki : Hudeybiye ve Peygamber'in ölümü arasındaki olmuş.Diğerleri Hudaibiya sonra gün olduğunu anlatmış, bu Ayetin vahiy sonra : (Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez.) (MÂİDE SURESI - 67 ). Peygamber (s.a.s), İslam'a davet etmek için komşu ülke krallarına ve hükümdara elçiler göndermiş. Münzir bin Sawi Bahreyn Amiri,cevap verip islam'a girmiş.Rum Kayseri ve Mısır Firavunu Mukavkıs ,güzel bir yanıt vermişler.Kisrâ, Efendimizin mübarek mektubunu yırtmakla da kötü bir yanıt vermiş, Şarhabeel Ghassan Emiri, peygamber'e küstah davranıp elçisi Haris bin Amir el-Azdı öldürmüş.bu ileri aşamada peygamber tarafından tehlikelerle dolu bu göreve cesaretle elçileri gönderilmiş ve bu elçiler peygambere en yakın en iyi ve en karekleterli kişilerden seçiliyor.Mesajlar, hak din olan islama ve allah'ın birliğine davet etti Alıcılar mesajları reddetmeleri durumunda sorumlu olacaklarını bildirmişti. ـــــــــــــــــــــــــــ (1) İsabaya bak 2/ 455 ( 5450) 52 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ bu mektuplar net oluşları talebin iyi ifede edilmiş olması yönleriyle diplomatik yazışmalar alanında çok kıymetli örneklerdir.(1) aşağıdaki peygamberin elçiliklerine sunulacak : (1) Habeş Necâşîsi Asha­me’ye peygamberin elçiliği : Biyografi kitapları anlatar ki : Peygamber Efendimiz (s.a.s), Hicret’in 7. senesi, Muharrem ayında, Amr b. Ümeyye’yi, bir mektuble Habeş Necâşîsi Ashame’ye göndermiş.ve Amr b. Ümeyye Araplardan güçlü biriymiş.Uhud ve Bedir savaşında müşrikmiş.ancak Uhud savaşı'ndan sonra islam'a girmiş.ve Medineye Müslüman olarak gitmiş.Peygamber (s.a.s),onun mesajları onu gönderiyormuş. Amr b. Ümeyye, Necâşîsiye girip okumuş : “Allah Resûlü Muhammed’den, Habeş Meliki Necâşîye.“Ey Melik! Müslüman olmanı dilerim.“Ben, senin nâmına, Lâ ilâhe İllâ Hû, Melîk, Kuddûs, Selam, Mü’min, Mü­heymin (sıfatlarını hâiz) olan Al­lah’a hamdü senâ ederim.Ey Melik! Seni, eşi, ortağı olmayan tek bir Allah’a imana ve O’na ibadete, bana uymaya ve Allah tarafından bana gönderilenlere inanmaya davet ediyorum. Çünkü ben, Allah’ın bunları tebliğe memur elçisiyim. Seni ve halkını, Azîz ve Celîl olan Allah’a (imana) davet ediyorum.( (Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.) (ÂLİ İMRÂN SURESI – 64)“Şimdi ben size tebliğ ettim ve nasihatte bulundum; siz de nasihatimi kabul ediniz.“Selam, hidayete tâbi olanlara olsun”)(2) ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Dr Mehdi Biyografi Kitabına bak S.513 (2) Müslim ‘den rivayet edildiğine göre.(1774).krallara (3) Peygamberin (s.a.s) Mesajları ,Cihada bölümünde..(1774)Muslim rivayet'e gore. Dr Mehdi Biyografi Kitabına bak S.515 53 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bazı rivayetlere gore : Necâşîsi ,gözleri üzerinde mektubu koyup yere inmiş.ve Amr b. Ümeyye tarafından islam'a girmiş.Ama zamanda bu rivayet belirsiz,çünkü yaygın kanaate ki Necâşîsi ölümünden önce islam'a girmiş.diğer rivayt'e göre : Necâşîsi , gizlice islam'a girmiş ve bunun kanıtı :Amr bin Âs,Ümeyye’yi öldürmeye karar verinceNecâşîsi ,elinile onun burnuna vurmuş.peygamber (s.a.s), haber alınca cenaze namazı kılmış(1).Aslında, müşriklerin ezâları dayanılmaz bir hal almıştı. Müslümanlar serbestçe ibâdet edemiyorlardı. Bu sebeple Rasûlullah (s.a.s.) Müslümanların Habeşistan'a hicret etmelerine izin verip orada ülkesinde hiç kimseye zulmedilmeyen bir hükümdar demiş(2).ikinci hicrette kafile başkanı Hz. Ali'nin ağabeyi Câfer'miş.ve o iyi bir şekilde kouşan ve cesur vaiz 'miş.Medineye döndüğünde peygamber hudeybiye barışından sonra hayberin fethini kutluyordu.peygamber ona sarıldı ve şöyle dedi:bilemiyorum caferın gelişi mi yoksa hayberin fethi mi benidaha cok sevindiriyor. Ve bu Hicret’in 7. Senesinde olmuş.ve bundan sonra peygamber ve onun arkadaşlarinle mekke'ye gidip ve onlarla hudaibiyadan sonra umre yapmış.ve Mutah Savaşı'nda katılmış.Iki yüz bin savaşçıları içeren Roma ordusunun karşısında Müslüman ordusunun sancağı taşımış. mute savaşında kumandanken sancağı almış, savaşırken iki elini de kaybederek şehid olmuştur. ـــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Necâşîsi islami Sahbahynda anlattı. Mehdi Biyografi Kitabına bak S.211. (2) Fatih Bariye bak 7/188.Omdat El-kariye bak 70-268.İbn İshak,savaş kıtabına bu hadis anlattı S.123.İbn Hişam Biyografiye bak 1/280 veya 1/413 (3) El-hakım rivayet'e gore, Mehdi Biyografi Kitabına bak S.508 54 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Abdullah b. Ömer der ki: 'Câ'fer b. Ebi Tâlib'i şehitler arasında aradık. Bedeninde doksandan fazla mızrak, ok ve kılıç yarası bulduk.'Hz. Cafer'in iki kolunun da kesilmesi üzerine, şehadetinden sonra Rasûlullah ona Cennet'te iki kanat takıldığını haber vererek şöyle buyurmuştur: 'Câfer'i, Cennet'te meleklerle birlikte uçarken gördüm.'Bundan sonra, kuş gibi kanatlanıp Cennet'te uçtuğu hadisle sabit olan Câ'fer'e 'çok uçan Câfer' anlamında 'Câfer-i Tayyâr' lâkabı verilmiştir.o resûlullaha çok benzermiş. Cafer Bin Ebi Talib (r.a) (1)Hicretten önce Necâşîsiye İslam'ın ilk gerçek elçisiymiş.Kureyş, Habeşistan'a Müslümanların hicreti öğrenmiş.Kureyş müşrikleri, muhacirleri Habeşistan'dan geri çevirmek üzere Abdullah b. Ebi Rabîa ile Amr b. elÂs'ı (İslam'da girmeden önce )değerli hediyelerle Habeşistan'a göndermişler. Kureyş elçleri : ("Bizden bazı aklı ermez gençler,atalarının yolundan ayrıldılar. Sizin dininize girmedikleri gibi, yepyeni bir dinle ortaya çıktılar.biz onları geri istemek üzere kavmimiz tarafından gönderildik. Ey Hükümdar! Aramızdan çıkıp, işlerimizi bozan bu adamlar şimdi de buraya senin dinini, ülkeni ve halkını bozmak için gelmişlerdir. Seni bu hususta ikaz etmeye geldik.) Necâşîsi,müslümanları sormuş .sonra 'Câ'fer b. Ebi Tâlib demiş : (("Ey Hükümdar," dedi, "biz cahiliyyet üzere olan bir millet idik. Putlara tapar, lâşeler yerdik. Akla gelebilecek her türlü kötülüğü işlerdik. Hısım ve akrabalarımızla ilgimizi keser, komşularımıza kötülükte bulunur, zaifleri ezerdik.bizler bu hal üzere iken, Allah içimizden birini bize peygamber gönderdi. Nesebini, asâletini, doğruluk ve eminliğini, iffet ve nezâhetini bildiğimiz bir peygamber. ______________ (1) Isabaya bak 1/229(1166) 55 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ O, bizi Allah`ın varlık ve birliğine inanmaya, Ona ibadete, bizim ve atalarımızın Allah`tan başka tapına geldiğimiz putları ve taşları terk etmeye davet etti.Doğru sözlü olmayı, emânetleri yerine getirmeyi, akrabalık haklarını gözetmeyi, komşularla güzel geçinmeyi, günahlardan ve kan dökmekten sakınmayı bize emretti. Fuhuştan, yalandan, yetim malı yemekten, namuslu kadınlara iftirâ etmekten bizi menetti.biz de ona îmân ettik ve dâvâsını tasdik ettik. Onun Allah`tan getirip bildirdiği şeylere tabi olduk. Bu yüzden kavmimiz bize düşman kesildi, zulmetti. Bizi dinimizden vazgeçirmek, Allah`a ibadetten alıkoyup, putlara taptırmak için türlü türlü işkencelere ve mihnetlere uğrattılar.Biz de bütün bu sebeplerden dolayı yurdumuzu, yuvamızı terk ederek ülkene geldik. Sana sığındık. Seni başkalarına tercih ettik. Senin yanında zulme, haksızlığa uğramayacağımızı ümid etmekteyiz)) Necâşî, bir müddet düşündükten sonra Hz. Câfer`e, "Yanında bu bahsettiklerinden bir şey var mı?" diye sormuş Hazret-i Ca`fer, "Evet var," dedi ve Meryem Sûresinin baş taraflarını okumuş.Okunan âyetler, Necâşî`nin ruh dünyasına, gözlerinden yaşlar akıtacak kadar tesir etmişç Hatta akan yaşlar sakalını bile ıslatmış. Hazır bulunan rahipler de gözyaşlarını tutamamışlar.Kur`ân-ı Kerim`in manevî cazibesine kapılan iç âlemi bir nebze teskin olduktan sonra, Necâşî, "Vallahi," dedi, "bu aynı kandilden fışkıran bir nurdur ki, Musâ da, İsâ da onunla gelmişti.Bu haklı itirafından sonra da müşrik elçilere dönerek, "Vallahi, ben ne onları size teslim ederim, ne de onlar hakkında herhangi bir kötülük düşünürüm" dedi. Buna rağmen elçiler, bilhassa Arab`ın siyaset dâhisi kabul ettikleri Amr bin As, bu işin peşini bırakmayacağını söyledi ve yeni bir taktik uygulamaya karar verdi.ertesi gün tekrar Necâşî`nin huzuruna çıkarak, Müslümanların Hazret-i İsâ hakkında çok garip şeyler söylediklerini anlattı. Hükümdar, yine Müslümanlarla konuşmayı uygun buldu ve onları yanına çağırttı. Temsilci olan Hazret-i Câfer`e, "Hazret-i İsâ hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sordu.Hz. Câfer ºu cevabı verdi:"Biz Hz. İsâ hakkında Peygamberimizin bize Allah`tan getirip bildirdiğini söyleriz.O, Allah`ın kulu, Resûlü ve Allah`ın (sâir ruhlar gibi yarattığı ve) gönderdiği bir ruhtur. O, dünyadan ve erkekten vazgeçen iffetli bir kız olan Meryem`e ilka edilmiş olan Allah`ın bir kelime`sidir. (Yani Cenâb-ı Hakkın "Kün" emriyle babasız dünyaya gelmiştir.) Meryem oğlu İsâ`nın hâli ve şânı bundan ibârettir. Müslümanların Hz. İsâ hakkındaki bu kanaatları Necâşî`yi oldukça sevindirdi. Eline bir çubuk aldı ve yere bir çizgi çizerek: "Bizim ile sizin aranızda, bu hususta, şu çizgi kadarcık bir fark var. Zaten biz de onu sizin söylediğinizden başka bir şekilde telâkki etmiyoruz" dediElçiler Necâşînin himâyeden vazgeçmesini beklerken hayal kırıklığına uğradılar.Necâşî Müslümanlara da, "Sizi ve yanından geldiğiniz zâtı tebrik ederim ki, o, Allah`ın Resûlüdür. Zaten biz onun vasıflarını kitabımız olan İncil`de okumuştuk. O peygamberi, Meryem oğlu İsâ da insanlığa müjdelemişti. Allah`a yemin olsun ki, eğer o bu ülkemde bulunmuş olsaydı, ayakkabılarını taşır, ayaklarını yıkardım" dedi.Hak ve hakikatı görüp idrâk eden Necâşî, Peygamberimizin Risâletini tasdik eden sözlerinden sonra, bundan böyle Müslümanlara karşı takınacağı tavrı da şu sözleriyle ifâde etti:"Gidiniz! Ülkemin el sürülmemiş kısmında her tecâvüzden mahfuz, emniyet ve huzur içinde yaşayınız."Size kötülük eden helâk olur. (Bu 56 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ sözlerini üç kere tekrarladı.) "Ben sizden herhangi birinizi üzüp de, bir dağ kadar altına sahip olacağımı bilsem, yine de buna teşebbüs etmem. Necâşînin bu kesin ve kararlı sözlerinden sonra, elçilere elbette gerisin geri Mekke`ye dönmekten başka yapacak birşey kalmamıştı. 'Câ'fer b. Ebi Tâlib ve arkadaşları Habeşistan'da kalmış.sonra Necâşî, dönmek için izin vermiş.( El-iilam:2/118, Taberî :2/37,İbn-Aseer:234,İbn Hişam Biyografi:2/93,El-ısaba:1/2485). Geçenden şunu anlıyoruz ki, 'Câ'fer b. Ebi Tâlib elçiliği, Amr bin Ümeyye elçiliği başlangıçtır. (2) Hâtıb b. Ebî Beltaanın, Mısır Firavunu Mukavkıs’a elçeliği: Hatıb b. Ebî Beltaa, Peygamber Efendimizden aldığı Mukavkıs'a hitaben yazılmış İslâm'a davet mektubuyla Mısır'a doğru yola çıkmış.Hâtıb b. Ebî Beltaa peygamberin (s.a.s)Ashabın büyüklerindendir.Peygamber (s.a.s) ile tüm gerçekleri görmüş.Büyük kahramanlıklar göstermiş.peygamberin (s.a.s) ashablarindan arasında güçlü okçu biriymiş.Abdul Rahman bin Zeyd bin Eslem, babasının sena Yahya bin AbdulRahman bin Haatib babası ve dedesi Haatib bin Ebi Balta'a rivayet'e göre (1) : ((Peygamber efendimiz, beni Mısır kralı Mukavkis’a gönderdi ( ve onun adı Carih bin mati El-Kıpti) Resulullah (s.a.s)mesajnı ona verdim.ve evinde beni misafir etti.sonra Mukavkis, o sırada adamlarıyla bir meclis kurmuş bulundu.sonra beni sordu : arkadaşın gerçekten bir Peygamber midir ? evet Peygamberdir diye cevap verdim. kendisini öz yurdundan çıkarıp, başka bir yere sığınmak zorunda bırakan kavminin aleyhinde niçin bedduâ etmedi? diye beni sordu. Sen, Îsâ bin Meryem’in bir Peygamber olduğuna inanıyorsun, değil mi? diye onu sordum . evet diye cevap Verdi. O, kavmi kendisini yakalayıp, öldürmek istediğinde, buna rağmen onlara bedduâ etmedi ve Cenâb-ı Hak, onu, dünya semâsına kaldırdı. Mükâfatlandırdı. Halbuki, o, kavminin helâk edilmesi için Allahü teâlâya duâ etse olmaz mıydı?. Ona dedim _________ (1) Isabaya bak 1/299(1538) 57 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Çok güzel cevap verdin. Gerçekten sen, hikmet sahibi bir zatın yanından gelen hakîm bir kimsesin.hemen memleketine, sahibinin yanına dön! Onun için üç câriye,gönderilmesini emrettim .bana dedi.Bunlardan biri İbrahim annesi Resulullah (s.a.s)oğlusu.ikinci câriyeyi Resulullah (s.a.s), Eby Jahm bin Huzaifa Eladawy'a vermiş.ve üçüncü cicâriyeyi Hasan İbn Sâbit el-Ensari'ye vermiş.İbn İshak, anlattı ki : Resulullah'a (s.a.s) dört câriyeyi vermiş.bunlardan biri Um İbrahim Mariadır.ve diğer Şîrîn’i Eshâbından, “Şâir-i Nebî” olan Hassân bin Sâbit’e vermiş.ve o ,Abdulrahman bin Hassan'ı ona doğmuş.))(1) Mukavkis, Peygamber efendimize ayrıca billûr bir kadeh, kokulu bal, sarık, Mısır keten kumaşı, öd, misk gibi güzel kokular, baston, bir kutu içinde sürmelik, gül yağı, tarak, makas, misvak, ayna, iğne ve iplik de hediye etti.dedim)) Peygamberimizin mektubu : Bismillâhirrahmânirrahîm, Allahın kulu ve resûlü Muhammed’den Kibt’in [Eski Mısır halkının] büyüğü Mukavkis’a, Allahü teâlânın hidâyetine tâbi olana selâm olsun. Bundan sonra; ben seni İslâma dâvet ederim. Müslüman ol ki, selâmet bulasın! Allahü teâlâ sana iki kat ecir versin. Eğer yüz çevirirsen, bütün Kibt’in vebâli senin üzerinedir.: ((Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.) (ÂLİ İMRÂN SURESI – 64) ــــــــــــــــــ (1) Mısır Firavunu Mukavkıs’aPeygamberimizin mektubu İmam Zayla'i rivayet'e göre.4/421.ve esmer oğlu hadisiMüslim'den rivayet edildiğine göre.(2771) 58 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Peygamberimizin mektubu okununca, Mukavkis, Hâtib hazretlerine, “Hayırlısı olsun!” , Ben gelecek bir Peygamber kaldığını biliyordum. Fakat onun Şam’dan çıkacağını sanıyordum. Çünkü daha önceki Peygamberler hep oradan çıkmışlardı. Gerçi son Peygamberin Arabistan’da, sertlik, darlık, yokluk ülkesinden çıkacağını da kitaplarda görmüştüm.dedi böylece, İslam'ın elçileri, İslam'a devati ve mesajı açıklaması ana rol oynamış. (3) Dıhye b. Halife el-Kel­bî’yi Rum Kay­seri Heraklius’a elçeliği : Dıhye bin Halife bin Farwa bin Fadale bin Zeyd bin Imrii Qais bin Khazraj bin Bekr bin Amer bin Auf el-Kel­bî(1). Bedir gazasından önce müslüman olduğu halde bu savaşa katılmamış fakat Uhud gazvesinden itibaren önemli savaşlarda bulunmuş bir seriyyenin de kumandanlığını yapmıştır.Enes rivayet'e göre :Peygamberimiz (s.a.v) "Gördüğüm kimselerden Cibril'e en fazla benzeyeni Dihyetül Kelbi'dir" buyurmuşlardır.''(2) Taberî rivayeti. Bizans İmparatoru Hirakl'e yazılan mektup, Dihye b. Halife tarafından hicretin yedinci yılı Muharrem'inde götürülmüştür. Peygamberimizin mektubu :Sufyan ibn Harb rivayet'e gore: “Bismillahirrahmânirrahîm!“Resûlullah yoluna tâbi olanlara selam olsun! Hidayet yoluna tâbi olanlara selam olsun!“Bundan sonra (Ey Rûm milletinin büyüğü)! Seni, İslam’a davet ediyorum! Müslüman ol ki selamette bulunasın. Müslüman ol ki Allah, senin ecrini iki kat versin. Eğer bu davetimi kabul etmezsen, yoksul çiftçilerin, bütün te­baanın günahı senin boynunadır. ــــــــــــــــــــــ (1) Isabaya bak 1/463(2390) (2) Taberî 'den rivâyet edildiğine göre. 59 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ((Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz.) (ÂLİ İMRÂN SURESI – 64). Dıhye (r.a.), Rum Hükümdarı Heraklius’a Resûlullah’ın mübarek mektubunu kısa zamanda ulaştırdı.Mektup okunurken, hükümdarın alnında terler boncuk boncuktu. “Süley­man Peygamberden sonra, ben böyle ‘Bismillahirrahmânirrahîm!’ diye başla­yan bir mektup görmüş değilim!” dedikten sonra mektubu öpüp başına koydu. O anda hiçbir şey izhar etmedi; araştırıp soruşturmayı uygun buldu.Araştırıp soruşturma kararı veren Heraklius, etrafına, “Peygamber olduğunu söyleyen şu kişinin kavminden buralarda kimse yok mudur?” diye sordu.O sırada ticaret münâsebetiyle, Ebû Süfyan, Kureyş’ten bazı adamlarla Şam’da bulunuyordu. Onu arkadaşlarıyla alıp, yine o sırada Şam’da bulunan Kayser’in huzuruna getirdiler. Hadisenin geri kalan kısmını Ebû Süfyan şöyle anlatmıştır:“Hirakl’in huzuruna girdik. Bizleri önüne oturttu ve tercüman vasıtasıyla, ‘Peygamber olduğunu söyleyen bu zâta neseben en yakın hanginizdir?’ diye sordu. ‘Neseben en yakınları benim!’ dedim.“Beni önüne oturttular; arkadaşlarımı da arkama...“‘Bunlara söyle: Ben, peygamber olduğunu söyleyen o zât hakkında bu adamdan bazı şeyler soracağım. Bu bana yalan söylerse siz onu tekzib ediniz!’“Vallahi, arkadaşlarım tarafından yalanımın öteye beriye yayılmasından korkmasaydım, Peygamber hakkında o zaman muhakkak yalan uydururdum!”Sonra da hükümdar ile Ebû Süfyan arasında sorulu cevaplı şu konuşma geçti:“Sizin içinizde, onun nesebi nasıldır?”“İçimizde onun nesebi pek büyüktür!“Ecdadı içinde bir melik varmıdır?”“Hayır!”“Peygamberlikten evvel, onu hiç yalanla ittiham ettiniz mi?”“Hayır!”“Ona kimler tâbi oluyor? Halkın ileri gelenleri mi, yoksa fakir kimseler mi?”“Daha çok halkın zayıf ve fakirleri tâbi oluyor!”“Ona uyanlar artıyor mu, eksiliyor mu?”“Eksilmiyor; bilâkis artıyorlar!”“Onlardan, onun dinine girdikten sonra, beğenmeyip dininden dönen var mı?”“Hayır, yoktur!”“Kendisinin hiç sözünde durmadığı, ahdini bozduğu vâkî midir?”“Hayır, vâkî değildir. Ancak biz şimdi onunla çarpışmayı bir müddet için bırakarak muahede yapmış bulunuyoruz. Bu müddet içinde ne yapacağını bilmiyoruz. Bu yol­daki ahdini bozmasından korkuyoruz!”(Ebû Süfyan der ki:“Vallahi, verdiğim cevaplara bu sözden başka bir şey ilave etmek imkânını bulamadım!”)“Onunla hiç harp ettiniz mi?”“Evet, ettik.”“Yaptığınız savaşlar nasıl neticelendi?”“Harp talii aramızda nöbet nöbet olur. Bazen o bize zarar verir, Bazen biz ona...”“Sizden, ondan önce peygamberlik iddiasında bulunmuş bir kimse var mı­dır?”“Hayır, yoktur!”“O, size neler emrediyor?”“Yalnız bir Allah’a ibadet etmeyi ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamayı em­rediyor. Atalarımızın tapmış bulundukları şeylerden de bizi nehyediyor. Na-maz kılmayı, doğru olmayı, kimsesiz fakirlere sadaka vermeyi, haram olan şeylerden sakınmayı, ahdinde durmayı, emaneti sahibine vermeyi, akrabalarla ilgilenmeyi ve onları görüp gözetmeyi emrediyor.” 61 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bütün bunlardan sonra, Heraklius, tercümanı vasıtasıyla Ebû Süfyan’a şöy­le dedi:“Nesebini sordum; içinizden yüksek neseb sahibi olduğunu beyan ettin. Pey­gamberler de, zaten böyle, kavimlerinin en soyluları içinden seçilip gönde­rilirler.“Ben, babaları ve dedeleri içinde bir melik gelip gelmediğini sor­dum. Sen, ‘Hayır, yok’ dedin. Eğer, babalarından, dedelerinden bir melik olsaydı, ‘Bu da babalarının mülkünü geri isteyen bir kimsedir!’ diye hükmederdim.“Ben, peygamberlik iddiasında, ondan önce içinizde bu­lunanın olup olma­dığını sordum. ‘Hayır, yoktur’ diye cevap verdin. Eğer, ondan önce bu sözü söyleyen biri olsaydı, ‘Bu da, belki kendisinden önce söylenmiş bulunan bir söze ittiba etmek istemiş bir kimsedir!’ diye düşünürdüm.“Ben, ona kimlerin tâbi olduklarını sordum. Sen, ‘Ona tâbi olanlar halkın zayıflarıdır’ dedin. Peygamberlere tâbi olanlar da onlardır.“Ben, peygamberlik davasında bulunmadan evvel onun bir yalan söylemiş olup olmadığını sordum. Sen, ‘Hayır’ dedin. Ben ise, kat’î olarak bilmekteyim ki insanlara karşı yalan söylemeyi irtikâb etmemiş bir kimse Allah’a karşı da yalan söylemez.“Ben, ‘Onun dinine girdikten sonra, beğenmeyip dininden geri dönenler var mıdır?’ diye sordum. Buna da, ‘Hayır’ cevabını verdin. İman da böyledir. İmanın icabı olan iç ferahlık ve neşe kalbe karışıp kökleşince böyle olur.“Benim, ‘Onlar artıyor mu, yoksa eksiliyor mu?’ soruma, sen, ‘Artıyorlar’ cevabını verdin. İman keyfiyeti tamamlanıncaya kadar hep bu minval üzere gider.“Ben, ‘Onunla hiç savaştınız mı?’ diye sordum. Sen, savaştığınızı, savaş ne­ticesinin nöbet nöbet değiştiğini, bazen onun size, bazen de sizin ona zarar verdiğinizi söyledin. Zaten peygamberler de hep böyledir: Onlar belâlara uğ­ratılırlar; ama sonra da güzel ve makbul âkıbet onların olur.“Ben, ‘O zât ahdini bozar mı?’ diye sordum. Sen, ‘Sözünde dur­ma­mazlık etmez’ dedin. Peygamberlerin hali budur: Hiçbir zaman verdikleri sözde durmamazlık etmezler.“Ben, ‘O size neler emrediyor?’ diye sordum. Sen, ‘Onun Allah Teâlâ’ya iba­det etmeyi, O’na hiçbir şeyi eş ve or­tak koşmamayı size emrettiğini v.s. de-din.“Bütün bu anlattıkların, peygamberlerin vasıflarıdır! Eğer o zât hakkında bu söylediklerinin hepsi doğru ise, şüphesiz, o bir peygamberdir! Zaten ben, bir peygamberin çıkacağını biliyordum; fakat sizden çıkacağını tahmin etmez­dim!”Bu karşılıklı konuşmadan sonra da, Heraklius açıkça, “Eğer, onun yanına va­rabileceğimi bilebilsem, kendisiyle buluşmak için her türlü zahmete katla­nırdım; yanında olsaydım, hizmet ederek, ayaklarını yıkardım! Yemin ederek söylüyorum ki onun mülkü, iktidarı şu ayaklarımın altında bulunan yerlere muhakkak gelip ulaşacaktır”diye konuştu.Bu sözlere muhatab olan Ebû Süfyan’ı, bir korku ve telâş sardı; dışarı fırla­yıp, arkadaşlarına, “İbni Ebî Keb­şe’­nin[4]işi gerçekten gittikçe büyüyor! Şu mu­hakkak ki Be­nî Asfar Hükümdarı bile ondan korkmaktadır!”dedi. 61 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Rum Hükümdarı Heraklius, artık beklenen peygamberin, Efendimiz Hz. Mu­hammed (a.s.m.) olduğu kesin kanaatine varmıştı. Kavmine, “Geliniz, ona tâbi olalım, dünya ve ahirette selamete erelim!” dedi. (1) Ancak Heraklius’un bu daveti netice vermedi; hatta Rumların hiddetine sebep oldu.Bunun üzerine Heraklius, iman ettiği halde dünya saltanatı için imanını gizli tutmak yolunu tercih etti. Resûli Ekrem’in elçisi ve davetini son derece güzel karşılayan Rum Hükümdarı Heraklius, kendisine gelen İslam’a davet mektubunu da atlas bir ipeğe sararak, derin saygısının bir tezahürü olarak altın bir borunun içine koyup sakladı.Rum hükümdarları katında nesilden nesile intikal edegelen bu mübarek mektubu, Alfonso b. Ferdinand’ın Tuleytula üzerine yürüyüp Endülüs beldelerinden birçok yeri eline geçirdiği tarihe kadar onun yanında bulunuyordu. Ondan da torununa intikal etti.Aynı mektubu, Avrupa kralı yanında gördüğünü Seyfüddin Kılıç da ifade etmektedir. Avrupa kralının kendisine şöyle dediğinden de bahseder:“Bu, Peygamberinizin, atam Kayser’e göndermiş olduğu mektubudur. Biz, onu bugüne kadar elden ele tevârüs etmekten geri kalmadık. Bize atalarımızdan ve babalarımızdan tavsiye edilmişti ki: Bu mektup yanımızda bulunduğu müddetçe, saltanat bizde kalacaktır! Bu sebeple ona son derece hürmet göstermekte ve muhafazasına dikkat etmekteyiz. Saltanamızın devam edip gitmesi için de, onun yanımızda bulunduğunu Hıristiyanlardan saklı tutmaktayız. ـــــــــــــــــــــــ (1) Buhari 'den rivâyet edildiğine göre.(7), Müslim 'den rivâyet edildiğine göre.(1773) (2) Fethu'l-Bariye bak 1/42. 62 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 4- Abdullah bin Huzâfe (r.a.) ,İran Kisrâsaya elçeliği: Resûl-i Kibriya Efendimiz, ashap-tan Abdullah bin Huzâfe bin kais bin El-sihamy Elkoraşi El-mikany Abu Huzafe’yi de İran Kisrâsı Per­viz b. Hürmüz’e elçi olarak göndermiş.İlk Müslümanlardan olan ve Hz. Peygamber’in yakın arkadaşlarından biriymiş.Habeşistan'a hicret edip daha sonra Medine'ye dönmüş.Hz. Peygamber, İran kisrasına onu göndermiş. o ,Şam savaşlarına katılmış. Kaesareada esir düşmüş.Bizanslılar kralı, ona ellerine geçirdikleri esirlere önce Hı­ristiyanlık telkini yapar, kabul ettiği takdirde serbest bırakırlar.Fakat Abdullah bin Huzâfe bu tekliflerin hiçbirisine kulak asmamış.Etrafta bulunanlar ve Hz. Abdullah, yanan kemik cızırtılarını duymuş. Sonra kazanın yanına Hz. Ab­dullah getirilmış.Bu esnada Hz. Abdullah ağlamaya başlamış. Kral, Hz. Abdullah’ın korkusun­dan ağladığını zannederek, tekrar Hıristiyan olmasını teklif etmiş. Hz. Abdullah yine tekliflerini reddetmiş. Kral:“O hâlde niçin ağlıyorsun?” diye sordu. Bu soruya Hz. Abdullah’ın ce­vabı şu oldu:“Ben korkumdan ağlamış değilim. Biz Müslümanlar, Allah yolunda ölümden kork­ma­yız. Benim ağlamamın sebebi şudur ki ' ‘Başımdaki saçlarım adedince canlarım bulunsa da, onlardan her biri böyle Allah yolunda ölüme gitse!’ diye düşündüm ve böyle bir düşünce beni ağlamaya sevk etmiş.”kral şöyle bir teklifte bulunmuş: “Hıristiyan olmayı kabul ettiğin takdirde, kızımı verir, seni saltanatıma ve mülküme ortak ederim.”Hz. Abdullah yine tekliflerini reddetmiş. kral yeni bir teklifte bulunmuş : “Başımdan öpersen, seni ve seksen müslümanların esirinden serbest bırakacağım.”Hz. Abdullah, kralın başını öpmüş ve o da sözünde durarak seksen müslüman esiri serbest bırakmış.Hz. Ömer tarafından karşılandı. Hz. Ömer, Abdullah’ı tebrik etmiş ve orada bulunan Müslümanlara hitaben:“Abdullah, kralın başından öperek 80 Müslüman kardeşimizin kurtuluşuna vesile ol­muştur. Onun için, Abdullah’ın başından öpmek, her Müslüman’a bir vazifedir. İşte ilk önce ben öpüyorum!” dedi ve başından öpmüş.Hz. Osman devrinde Mısır’da vefat etmiş. Peygamberimizin(sav) mektubu : “Bismillahirrahmânirrahîm!“Allah’ın Resûlü Muhammed’den Farsların Büyüğü Kisrâ’ya!“Doğru yola gidenlere, Allah’a ve Peygamberine iman edenlere, bir Al­lah’tan başka ilâh olmadığına, O’nun hiçbir ortağı da bulunmadığına ve Mu­hammed’in O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şe­hâ­det edenlere selam olsun!“Ben, seni Allah’ın dinine İslam’a davet ediyorum; çün­kü ben, bütün in­san­lara ‘hayatı olan kişilere (gelecek teh­likeleri) haber ver­mek ve kâfirlere o söz hak olmak için azap sözü gerçekleşmesi için peygamber ola­rak gönderildim.“Müslüman ol ki selamete eresin! Eğer davetimden yüz çevirirsen, Mecusi kavminin günahı senin boynuna olsun!” 63 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ yazid İbn Ebî Habib anlattı ki : Bu hitap, Kisrâ’yı son derece hiddetlendirdi. Mektubun devamının okunması­na müsaade etmeden ve muhtevasını öğrenmeden, “Şuna bak! Be­nim kulum, kölem olan kişi, (hâşâ) kalkıyor da bana mektup yazıyor!” diyerek Hz. Resûlullah’ın mübarek mektubunu alıp ortadan küstahça yırttı :sonra da had­dini aşarak, elçi Abdullah b. Huzafe’ye, “Mülk ve saltanat bana mahsustur! Be­nim bu husus­ta ne yenilgiye uğramaktan, ne de bana ortak çıkacağından asla endişem ve korkum yoktur! Firavun, İsrailoğullarına hâkim olmuştu! Siz, onlardan daha güçlü değilsiniz! Sizi derhal hâkimiyetim altına almaya engel olacak ne var? Ben, Firavun’dan daha iyi ve güçlüyümdür!” diye hitap etti ve onu adamları vasıtasıyla dışarıya çıkarttırdı. Hz. Abdullah b. Huzafe, Peygamber Efendimizin İslam’a davet mektubunu Kisrâ’ya vermekle vazifesini yerine getirmişti. Bu sebeple, saraydan çıkartılır çıkartılmaz hemen bineğine atlayarak Medine’nin yolunu tuttu.O sırada Kisrâ’nın öfkesi bir nebze dinmiş olacak ki onu bulup getirmelerini adamlarına emretti. Ancak Hz. Abdullah çoktan oradan uzaklaşmıştı.Medine’ye gelen Hz. Abdullah, Resûli Kibriya Efendimizin huzuruna çıktı. Olup bitenleri haber verdi. Resûli Ekrem Efendimiz, “Yâ Rabbi! Nasıl o benim mektubumu parçaladı, sen de onu ve onun mülkünü parçala!” diye Kisrâ’ya beddua etti.Bu bedduanın tesiriyledir ki Kisrâ Perviz’in oğlu Şîreveyh, hançerle onu parçaladı. Sa’d İbni Ebî Vakkas Hazretleri ise, İran saltanatını paramparça etti. Sasanîye devletinin hiçbir yerde şevketi kalmadı.Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kisra ölünce, ondan sonra başka kisra yoktur. Kayser de öldü mü ondan sonra kayser yoktur. Nefsimi kudret elinde tutan Zatı Zülcelal`e yemin olsun, siz her ikisinin de hazinelerini Allah yolunda harcayacaksınız."(Müslim rivayet'e gore,) (ormanın aslan : 3/211) (Ahmed bin Hanbel : 3/161). 5- Peygamber Efendimizin Mûnzir Bin Sava´ya Gönderdiği Mektup : Peygamber Efendimiz, İslam’a davet etmek üzere, Alâ’ b. Had­ra­mî’yi, bir mektupla Bahreyn Hükümdarı Münzir b. Savâ’ya gönderdi. 64 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Peygamber Efendimiz, İslam’a davet etmek üzere, Alâ’ b. Had­ra­mî’yi, bir mektupla Bahreyn Hükümdarı Münzir b. Savâ’ya gönderdi. “Bismillahirrahmânirrahîm!“Hidayete uyanlara selam olsun!“Ben, seni İslam’a davet ederim! Müslüman ol, selamete er! Allah, iki elinin altında bulunan (hükümdarlığını) yine sende bırakır.“Şunu da bilmiş ol ki benim dinim, develerin ve atların gidebilecekleri yerlere kadar uzanacak, hâkim olacaktır.” Alâ’ b. Hadramî ile aralarında geçen kısa bir konuşmadan sonra Münzir b. Sâva, Mecusi din başkanı Sibuht’la birlikte Müslüman oldu.Böylece Münzir, dünya saltanatı yanında uhrevî saltanatı da temin edecek imanı elde ediyordu.Hükümdar ve dinî reisle birlikte halktan birçok kimse de İslam’la şereflendi.Hükümdar Münzir, Peygamber Efendimize bir mektup gönderdi. Müslü­man olduğunu, peygamberliğini de tasdik ettiğini bildirdikten sonra, Müslü­man olmayanlar ve ülkesinde bulunan Mecusilerle Yahudiler hakkında nasıl davranması gerektiğini soruyordu.Peygamber Efendimiz, böyle cevap verdi :“Yahudilik ve Mecusiliklerinde devam etmek isteyenlere gelince... Onları cizyeye bağlarsın.Resûl-i Ekrem Efendimizin emri gereğince, Alâ’ b. Had­ramî burada kaldı ve Müslüman olanlardan öşür, müş­riklerden ise cizye almakta devam etti.Yine Hicret’in 8. yılında etraf kabilelerden birçok heyet Medine’ye gelerek Müslüman olduklarını, Hz. Re­sû­lul­lah’ın huzurunda izharda bulundular. Alâ bin Hadramî (r.a.),ilk Müslümanlardandı. İyi bir hatipti.Hz. Alâ bin Hadramî, hitabet ve tebliğde olduğu gibi, idarecilikte de örnek bir şahsiyetti. İslam’ı bir hayat nizamı hâline getirmek için çok üstün gayret göster­di. Çok geçmeden Bahreynlilere kendini sevdirdi. Hükümdar Münzir ve rahi­bin yardımlarıyla İslamiyet’in Bahreyn’de kökleşmesini temin etti.H.z ömer onu Basra’ya gönderdi ama yolda vefat etti.ve o Bahreyn'de öldü söylendi.(Yıl 21H. için Başlangıç ve Bitiş,Bin El-kasir: Başlangıç ve Bitiş,Riyad,T2,1978 AD:İbn Hişam Biyografi). 6- Şuca b. Vehb, Gassan Meliki Münzir b. Hâris b. Ebî Şe­mir’e elçiliği : Resulullah (s.a.s), ) Şuca b. Vehb’i(1),Şam hükümdarı Gassan Meliki Münzir b. Hâris b. Ebî Şe­mir’e gönderdi. ـــــــــــــــــــــــــــ (1) Ibn Saad Katmanları 2/261.Mehdi Rizkallah Biyografi kitabınına bak S.519. 65 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Waaqidi anlattı ki : Resulullah (s.a.s), Gassan Meliki Münzir b. Hâris b. Ebî Şe­mir’emektubu gönderdi. bu mektup şöyle idi : “Bismillahirrahmânirrahîm!“Allah’ın Resûlü Muhammed’den Hâris bin Ebî Şemir’e:Allah’ selâmı, hidâyet yoluna girmiş bulunan, Allah’a inanan ve bunu ikrâr edenin üzerine olsun! Bilesin ki, senin mülkünün (yani ülken ve krallığının) senin elinde kalması için, hiç bir şeriki ve ortağı bulunmayan bir ve Tek’lik sıfatında olan Allah’a inanmaya seni davet ederim.".Resûlullah’ın bu mektubuyla Hıristiyanlık duygularının rencide olduğunu düşünen el-Hâris Medine’ye bir hücum tertipleme tehdidinde bulunduysa da, belki de Bizans İmparatorundan yardım göremediği için teşebbüsünü gerçekleştiremedi. 7- Hâris bin Umeyr el-Ezdî, Gassan sultânı Şürahbil 'e elçiliği : Resulullah,Busra valisine de Ashabdan Hâris bin Umeyr el-Ezdî göndermiş.Mü'te köyüne varınca Şürahbil bin Amrü'l-Gassanî'nin onu öldürmüş.Elçisinin şehid edildiği haberini alan Resûl-i Zişân son derece müteessir olmuş. Zirâ, o ana kadar Resûl-i Kibriyâ Efendimizin hiçbir elçisi öldürülmemiş.bu nedenle Mutah savaşı olmuş. .(TaberîYıl 7H. için Başlangıç ve Bitiş : 2/37). Resûl-i Ekrem Efendimiz, derhal bir ordu teşkil etmiş; üç bin mücahitten meydana gelen bu ordunun başına da, kendi azatlısı olan Zeyd b. Hârise’yi tayin etmiş. 8- Amr ibn El-Aas, Ummân sultânı Ceyfer ile kardeşi Abdi'ye elçiliği : Amr b. el-Âs b. Vâil b. Hişâm b. Saîd b. Selhem b. Amr b. Kusay b. Ka'b b.Lüey,Adı, Amr, künyesi Ebu Abdullah veya Ebu Muhammed'dir.Kureyş kabilesinin Sehmoğullarındandır.Amr, müşriklerin zulmünden uzaklaşmak için Habeşistan'a hicret eden müslümanların tekrar Mekke'ye geri gönderilmesi maksadıyla Necâşi'ye gönderilen elçi heyetine başkanlık etmiş.Amr, Hicretin 8. yılı (629) Medine'ye gelmiş. Hz. Hâlid b. Velid'le birlikte aynı gün Hz. Peygamber'e bey'at etmiş.Filistin'in fethinde yararlıklar göstermiş.Mısır fetihi halife Hz. Ömer (r.a.), ona görev vermiş. Hz. Osman zamanında Mısır valiliğinden azledilmiş.Muâviye zamanında yine Mısır valiliğina dönmüş .93 yaşındayken Mısır'da ölmüş. 66 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Hz. Resûlullah’ın(sav) mektubu: “Bismillahirrahmânirrahîm!“Allah’ın Resûlü Muhammed b. Abdullah’tan Cülenda’nın oğulları Ceyfer ve Abd’e!“Hidayete uyanlara, doğru yolu tutmuş olanlara selam olsun!“Bundan sonra derim ki:“Ben her ikinizi İslam’a davet ediyorum! Müslüman olun ki selamete eresiniz!“Ben, sağ olanları ahiret azabıyla korkutmak, kâfirler hakkında da Allah’ın hükümlerini tatbik etmek için Allah’ın bütün insanlara gönderdiği Resûlüyüm!“Eğer İslam’ı kabul ederseniz, hükümdarlığınız size bâkî kalacaktır; eğer Müslüman olmaktan uzak durursanız, şüphesiz, hüküm­darlığınız elinizden çıkacak, süvariler meydanınızı çiğneyecek ve peygamberliğim sizin mülk ve saltanatınızı mağlup edecektir!. Ceyfer ile kardeşi Abd, önce Müslüman olup olmamak hususunda tereddüt geçirdiler; bir müddet sonra da bu tereddütlerinden kurtularak, İslamiyetle şe­reflendiler ve Efendimizin risâletini tasdik ettiler. Bununla da kalmayan Cü­len­daoğulları, halkı da Müslüman olmaya çağırdılar. Bu daveti duyan halk da se­ve seve Müslüman olmayı kabul ettiler.Bunun üzerine, Peygamber Efendimizin emir ve tavsiyeleri gereğince, Amr b. Âs Hazretleri, buranın idarî işlerini üzerine aldı. Amr (r.a.), Müslüman zen­ginlerden zekât ve sadaka toplayacak, onları fakirlere dağıtacaktı; ayrıca Me­cusilerden cizye alacak,Müslümanlar arasındaki davaları da halledecekti.Peygamber Efendimizin vefatına kadar, Hz. Amr, bu işleri yürütmek üzere Umman’da kaldı.(1) 9- Salit b. Amr, Yemame Hükümdarı Hevze b. Ali'e elçiliği : O Salit b. Amr Bin Abd Şems El-kuraşi El-Amiridir.Hz.Ömer,oğlusuna muhacir ibn El-muhacir ad vermiş.ömerden önce islam'a girmiş.Habeşistan'a hicret etmiş.Bedir Savaşında katılmış.ve Yemame gününde şehit olmuş(2). ــــــــــــــــــــــــ (1) Taberî 2/29,İbn Saad1/2/18,İbn Hişam Biyografi 4/254. (2) İbn İshak ve İbn Kalbi rivayet'e gore,( Taberî2/644, İbn Saad:1/818) 67 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Efendimizin(sav) mektubu : “Bismillahirrahmânirrahîm!“Allah’ın Resûlü Muhammed’den, Hevze b. Ali’ye!“Doğru yolda gidenlere selam olsun!“Şunu iyi bilmelisin ki benim dinim yakında dünyanın en uzak ufuklarına kadar parlayacaktır! Binaenaleyh, ey Hevze, sen de Müslüman ol ki selamete eresin! Ben de, hükmün altındaki memleketin idaresini sana bırakayım!”Hevze, bu daveti kabul edemeyeceğini nâzik bir üslûpla ifade etti. Ancak Salit (r.a.), bu hareketinin yanlış olduğunu söyleyerek onu davete icabete çağırdı. Fakat Hevze, saadet dairesinden uzak kaldı. Şüphesiz, bu uzak kalışta saltanatta kalma arzusu büyük rol oynuyordu. Bunu, kendisi de, bizzat bir Hıristiyan büyüğüne şöyle ifade etmişti:“Ben, kavmimin hükümdarı bulunuyorum; ona tâbi olaydım, o takdirde hükümdarlık yapmayacaktım!”Bununla birlikte Hevze, Peygamber Efendimize verilmek üzere, bir mek­tupla birtakım hediyeleri elçi Hz. Salit vasıtasıyla gönderdi.mekke fetihinden sonra Cebrail (a.s.) gelip, Efendimize, Hev­ze’­nin öldüğünü haber verdi. 10- Muâz bin Cebel (r.a.),Yemen'e elçiliği : Hibbaan,Abdullah, Zakaria ibn İshak,Yahya bin Abdullah bin Sıfy, Ebi Maabd Molly İbn Abbas,İbn Abbasdan Buhari dedi ki: Muâz bin CebelYola çıkmadan önce Peygamberimiz ona şöyle buyurdu: - Sen ehli kitaptan ya'nî Yahûdîlerden ve Hıristiyanlardan bir kavimle karşılaşacaksın. Onların yanına varınca, onları önce, Allahtan başka ilâh olmadığına ve benim Allahın Resûlü olduğumu tasdîke da'vet et. Eğer bunu kabûl ederlerse, onlara, Allahü teâlânın beş vakit namazı farz kıldığını haber ver. Bunu da yaptıkları takdirde, Allahü teâlânın, zenginlerin fakirlere zekât vermesini emrettiğini bildir. Bunu da kabûl ederlerse, zekât alırken sakın mallarının sadece en iyilerini seçme! Mazlumun âhını almaktan çekin. Çünkü Allahü teâlâ mazlumun duâsını hemen kabûl eder.(1) Bazı rivayetlere göre:bu elçiliği veda hacı sonrası yapılrmış.İmam Ahmed diyor ki :Sena Abu Elmağıra Sena Safvan ,Raşid bin Saad bin Hamid El-Skony,Muâz bin Cebelden rivayet'e göre ,Resûlullah efendimiz vedâlaşırken buyurdu ki: - Yâ Mu'âz, sen belki bu seneden sonra beni bir daha göremezsin. Belki dönüşünde burada benim mescidime ve kabrime ziyâret için gelirsin.Bunu işiten Mu'âz bin Cebel hüzünle gözyaşı dökmeye başlayınca ــــــــــــــــــــ (1) Buhari 'den rivâyet edildiğine göre, Zekat bölümünde (1395) ,ve Müslim rivayet'e göre,Imanda (19). 68 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Peygamberimiz buyurdu ki: Ağlama yâ Mu'âz!, ağlamak şeytandandır(1).Resûlullah efendimiz Mu'âz ile bir mil kadar yürüdü ve son olarak şu nasîhati yaptı:akvâ sâhipleri ve Allahü teâlâya hakkıyla kulluk edenlerdir. İmam Ahmed anlatımdaki : Mu'âz ağlayınca, Peygamberimiz buyurdu ki:- Ağlama yâ Mu'âz! Feryâd ederek ağlamak şeytandandır. İmam Ahmed de anlatımdaki : Maaz diyor ki : ((Resulullah (s.a.s), Yemen'e beni gönderdi.ve buyurdu ki : Belki dönüşünde burada benim mescidime ve kabrime ziyâret için gelirsin.Ben ince kalplı kavime seni gönderdim.onlar iki kere hak için savaç açarlar. onlardan sana itaat eden ile sana itaat etmeyen'e savaş aç.)) bu hadis'ta açık bir işaret ki bundan sonra maaz peygamber(s.a.s) ile görüşmez. maaz yemendeyiken veda haccı yapılmıstı. peygamber 81 sonra gün büyük hacdan sonra vefat etmişti.( Başlangıç ve Bitiş : beşinci bölüm) peygamberin elçi sçiminde faydalı dersler var o elçiler peygamberin mesajlarını yaşadıkları zamanda krallara krallarına büyük insanlarına ulaştırdılar..o elçiler belli özellkleri olan bu işe uygun ınsanlardan seçiliyordu.haberleinden ulaştığı aşağıdakiden anlıyoruz ki : (1) Uslup ve Görünüm Güzelilği. (2) Belagat ve Retorik. ــــــــــــــــــــــ (1) İmam Ahmed 'den rivâyet edildiğine göre5/235.Elelbanionu inceledi ( 2497) 69 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (3) (4) (5) (6) (7) Akıllılık,anlama yeteneği ve iyi davranışlık. Doğru telaffuz eden ve iyi konuşan. Dürüstlük ve şeffaflık. Dış görünüş, kişisel gerçeğinine işaret eder. İman dürüstlülüğü, İman gücü ve hakkı gözetme. Cesaretlilik,Tutarlılık ve Vefakarlık. Arap,bütün bu nitelikler İslam'den önce övüyordu.islam, bu nitelikileri tevhid doktrinine bağlayınca ovünç arttırdı. İkinci : elçileri karşılama temeli. İslam devleti, peygamberin döneminde çok hükümdarların elçilerini ağırladı.mekke fethi yılından sonraki yıl(sekizinci/dokuzuncu H./629/630 AD )elçiler yılı adı altında bilindi.Mekke fethi, büyük tarihli bir olay oldu.arap kabileleri, bundan sonra islam'a girişine gereksinim duydu.ve bu kabileler Allah'ın dinine girdi.İbn Sa'd anlattı ki : peygamberi görmek için geldiği heyetler toplamı atmışı daha yüksek oldu.Şami dedi ki : yüz heyetler oldu. birincisi Sakif heyetidi.Sonra Benî Tamim heyeti sonra Bani Abdul Kais heyetidi ve diğerleri.ve onların ziyaretleri İslam'a girişine erdi. İslam diplomasi araçları, heyetlerin alımı bakımından temel unsurlarından oluştu. bu temeller bugüne kadar devam eder.ve bu temeller aşağıdaki gibidir: (1) misafirperverlik ve karşılamyı düzenlemesi : Peygamber döneminde, misafirhanede heyetleri düzenlemesi oldu.bu misafirhaneye ( Dar El-Difan ) adı koydu.Humaid bin Abdul Rahman bin Auf evidir. 71 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bazı rivayetlere göre : Ramlet Binr El-Haris El-Nsarieh, veya El-Moğıra Bint Şoba evi idi.büyük Camii bazen misafirperverliği için kullanıyordu. (2) Resulullah(s.a.s) , ile misafir karşılaması düzenleme. Bilal bin Rabah ve Halid bin Said bin Aas, Nebevi töreni temelidiler.onlar ve diğerleri , Ebu Bekir'in gözetiminde çalışıyordu.Ebu Bekir karşılama müdürüdü. Aşağıdaki dokuzuncu yılında H. Sakif heyeti hikayesi İbn İshak rivayet'e göre:(1) (( Abdi Yalil başkanlığındaki Sakif heyeti, Medine’ye gelince, muğire bin şube, onların görmüş. onların gelmelerini haber vermek için Resulullah'a gitmiş.Ebu Bekir ona şöyle dedi: ben Resulullah'a haber vermeyi istiyorum. muğire bin şube, Kabul etti.sonra Ebu Bekir Resulullah'a haber vermiş.Ebu Bekir, Resulullah'a nasıl selam etmek için onlara gitmiş.ama Resulullah'a cehalet selamı etmişler.Mavla Ebu Suud el-Hanefi rivayet'e göre: Ebu Bekir, Resulullah'a selam etmek heyetleri öğretmiş.ve Resulullah huzurunda Huzur ve saygıyı olnarı emretmiş.bu bizi anlatar ki : Ebu Bekir karşılama bakanı idi.(2) (3) Peygamber, heyetleri karışlaması: Peygamber (s.a.s) ve Halifeleri, Mescid-i Nebevînde heyetleri karışlamışlar.peygamber sahipleri , heyetleri karışlayınca en iyi kıyafetlerini giymişler.(İran) hükümdarı -ki Kisra , müminlerin emiri Hz. Ömer’e bir mektup iletmek üzere bir elçi göndermişti. Elçi Medine’ye varınca Hz. Ömer'i başında bir ağacın altında uyuyorken buldu.Elçi Ömer’in başı ucunda dikildi, şaşkın şaşkın onun içinde bulunduğu huzur ve sükuna hayran kaldı ve dudaklarından şu sözler döküldü:“-Adaletle hükmettin, halkına huzur verdin, bu huzur ortamında sen de huzur buldun, tatlı tatlı uyursun, ya Ömer!”. ــــــــــــــــــــــــ (1) Dr Mehdi Rizkallah Biyografine bak S.659. (2) Şeyh Abdul Hai Kanani : Sivil Hükümet Sistemi,Beyrut,(1/39). 71 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ buna reğman,H.z Ömer, Romalılar ve Pers valilerinden onun yaşıtlarına onun görünümünü uygun gelmek için yılda on bin dinar tahsis etmeyi Muaviye talebine kabul etmiş.H.z Ömer bundan amacı ki muhalifleri korkutmak için İslam devletinin nüfuzunu ve gücünü gösterme bulmuş.Rivayetlerde Halife Hz. Ömer,Şam'a gitince , Muaviyeye nasıl böyle bir hayat sürdüğünü sorduğunda,de halife ona “Arabın Kisrası” demekten kendini alamamıştır. Muaviye gerekçe olarak düşmana yakın olmasını, casusların bulunduğunu, heybetli bir sultan imajı vermek gerektiğini ileri sürmüştür .sonra H.z Ömer, bunda ona izin vermiş.Abbasi döneminde, elçilerini karışlamasında lüks fenomeni artmış. Resulullah, heyetleri karışlamasında iyi giysi giyordu.ama bundan abartı nefet etmiş.Ömer (ra) satılmakta olan atlas bir elbise gördü. Onu Resulullah (sav)'a getirip: "Ey Allah'ın Resulü! Bunu satın al da bayramlarda ve taşradan gelen heyetlerin karşılanması sırasında tecemmülen giyin!" dedi. Resulullah (sav): "Bu, (ahirette) nasibi olmayanların giysisidir" buyurdular.(1) bu hadis açıklamasında İbn Hacer'e göre :Resulullah, ipek giymeye yasak etti.ama güzelleştirilmeye yasak etmedi.(2) toplantı yapıldığı bina kapısından Peygamber veya heyeti ile çıkması hiçbir engel yoktur.konuk ile olduğu gibi:Ebu Hureyre dedi: Ebû Hureyre (ra)’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna iyilik etsin. ــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari, Libas 5835, (2) İbn Hacer El-Askallaani: Fethu'l-Bari,Buhari açıklaması, (10,411) 72 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, misafirine ikram etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, hayır söylesin yahut sussun”(1)de Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: ( Misafiri kapıya kadar uğurlamalıdır)(2),Hadis-i şerifte (Misafiri adım geçirene, Cehennemin kapısı kapanır. adım geçirene,Cennet kapısı açılır ve dilediği kapıdan girer) buyuruldu.Ebu Katade rivayet'e gore: Habeş kralı Necâşî'nin bir heyeti Peygamberimizi ziyârete gelmişti.Resûl-i Ekrem (s.a.v.) bizzât onlara hizmet etmeye başladı. Bunu gören Ashâb-ı Kirâm:“Biz varız, siz oturunuz, Yâ Resûlallâh” deyince Efendimiz aleyhisselâm:“Hayır, asla. Çünkü onlar benim Ashabıma (Habeşistan’da) ikrâm ettiler, ben de bizzat mukâbelede bulunmak isterim.’ buyurdular.(1) Hâtıb b. Ebî Beltaa,Resulullah'a söyledi ki: Mukavkis ,onu iyi karşıladı. misafirperverlik karşılama görevi ile ilişkili olur.abdulkays heyeti Resulullah'a geldiği zaman, Resulullah (s.a.s), onlara dedi ki : (("Hoş geldiniz, Ailah sizleri utandırmasın, pişman etmesin.".Buhari S.50 Peygamber, elçileri gönderen hükümdara saygı duymalı buyurdu.Resulullah, elçilerim hoşnut oldukça, ben de hoşnut olurum.dedi(4) ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari 'den rivâyet edildiğine göre, misafirperverlik bölümünde (5673),Müslim 'den rivâyet edildiğine göre, misafirperverlik bölümünde(3255). (2) İbn Mâce 'den rivâyet edildiğine göre, misafirperverlik bölümünde S.1114 (3) İmam Gazali :Din bilimi canlandırma(4/676) (4) İbn Hadıda El-Ansari : peygamber (s.a.s)ve krallara elçileri kıtabında.:406. 73 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Üçüncü : İslam'da elçilerin dokunulmazlıkları İslam devleti,Peygamberlik döneminden beri elçilerin dokunulmazlarını sağladı.bunun kanıtı ki Peygamber(s.a.s), Müseylimetü’l-Kezzâb islam'a girmek için Amr İbn Ümeyye ile ona bir mektup gönderdi.( Kalbi ve İbn Sa'd rivayet'e göre),Müseylimetü’l-Kezzâb , İbn El-Navha ve İbn Esal ile bir mekup gönderdi .Müseylimetü’l-Kezzâb bu mektupta dedi : "Allah'ın Resulü Müseylime'den, yine Allah'in Resulü Muhammed'e, Sana selam olsun. Ben, seninle birlikte peygamberlik vazifesine ortağim. Yeryüzünün yarısı bize, yarısı da Kureys Kabilesine âıttır. Ancak Kureyş haddini asan bir kavimdir." Peygamberimiz bu satırları okuyunca, onu getiren elçilere:"Eğer elçilerin öldürülmeyecegine dâir bir kâide olmasaydı, sizin boynunuzu vurdururdum" demiş .(1) Abi Rafinden peygamber'in konumu bunun teyit eder.Kureyş, hudaibiya sırasında Resulullah'a(s.a.s) Abi Rafii gönderdi.Abi Rafi'in kalbinde iman girdi.sonra o Resulullah'a (s.a.s)dedi : ((Ey Resulullah,Ben onlara geri dönmek istemiyorum, sizinle kalmak istiyorum)). ـــــــــــــــــــــــ (1) Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre 276, Ahmed 'den rivâyet edildiğine göre 3/487.Şawkaani , Nil El –Avvtaar 8/29 , İbn-i Kayyim : 2/75 , Sehih Elcami ( 9331) 74 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Ebu Rafi’ anlatıyor: Kureyş beni Hz Peygambere (elçi olarak) gönderdi onu görünce kalbime İslam sevgisi düştü Dedim ki: Ey Allah’ın Resulü! Ben bir daha onlara dönmem Şöyle buyurdu: Ben yaptığım sözleşme ve anlaşmaları bozmam ve (bana gelen) elçileri yanımda alıkoymam Şimdi sen (Kureyş’e) geri dön, görevini tamamla Sonra şu anda içinde hissettiğini yine hissedersen döner gelirsin Bunun üzerine Kureyş’e geri döndüm Görevimi bitirdim Sonra tekrar gelip müslüman oldum.(1) El-Hatabi anlatıyor ki : sözleşme müslümanı ile dikkate aldığı gibi de kafiri ile aynı zamanda dikkate alır.Güvenlik, İslam'da elçilerin dokunulmazlığı temelidir.((bu nedenle onu güvenli olmalısın.ve kan veya para ona suikast etmemelisin.)) (ElHatabi, Ebu Davud 3/189). (elçileri yanımda alıkoymam) manası ki kafirler tarafından gönderilen mesajı bir cevap gerektirir. mesajı ulaştığı elçi ile ikinci taraf'a cevabı ulaşmalıdır.ve o kavimine cevap ile dönmeli.ve bu onu korumak oldu.ve hatta peygamber (s.a.s)elçiyi hapse attığı, ya da Kureyş elçisi İslam'a girdiğini sebebi hayatında korkumak için söylenmez.( Shawkaani 8/20, Şa'rani 2/164). Halifeler, elçileri korumasında bu peygamberliğin yöntemini izledi. daha önce göstermişiz ki Resulullah (s.a.s), Hz. Osman'ın şehid edildiği haberi ulaşınca, bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s) müslümanları bîat etmeye çağırdı. de daha önce göstermişiz ki Peygamberimiz’in gönderdiği elçisi Haris Bin Umeyr , vali Şurahbil tarafından öldürülmüş elçisinin öldürüldüğünü haber alınca son derece üzülen Peygamberimiz (Salallahu Aleyhi ve Sellem) hemen azatlı kölesi Zeyd Bin Harise Hazretlerini kumandan tayin ederek sancağı eline verdi. ve üç bin kişilik sahabe ordusunu Mute’ye doğru sefere çıkardı. Abdullah bin Ravahah ve Cafer Bin Ebi Talib Mute savaşında şehit oldular. ـــــــــــــــــــــــــ (1) Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre, Vaatler bölümünde (2277) , Ebu Davud Sehihi (2758) 75 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İmam Ali'in Fetvası bunu teyit etmek için geldi. Saeed bin Jubair dedi : kâfirlerden bir adam, Ali bin Ebi Talib'a gelip dedi : eğer bizden bir adam sizden bir şey isterse , onu öldürecek misiniz? İmam Ali ona dedi : hayır çünkü Allah diyor : (Ve eğer müşriklerden biri senden aman dilerse, Allah'ın kelâmını işitip dinleyinceye kadar ona aman ver, sonra (müslüman olmazsa) onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. İşte bu (müsamaha), onların, bilmeyen bir kavim olmalarından dolayıdır.) (TEVBE SURESI – 6) El-Kartabi : (8/76) Daru'l-İslam ihtiyaç için gelen kafiri öldürmek caız olmadığını imam Alİ Kuranla tesbit etti.İslam devleti, Daru'l-İslam'a gelen Kâfirleri islam'a gelen şekilde davet etti : Nazikça Allah'a davet etme.bunun üzere, Hanfia , Şafii, Hanbeli ve Zeydi elçiyi öldürmek caiz olmadığını ifade etmişlerdir.(1) fekihler, yabancı elçiler Daru'l-İslam'a güvenle girebilir dediler.dediler de ki elçinin geçici göreviınde dokunulmazlık hakkı vardır.bazılar, onun göerv dönemi bir kameri yıldan daha fazla olmaz dediler.ama şartıylacasusluk,sılah satın alıp savaş evine nakletmek gibi şeylerden kaçınması yasaklananan şeylerı yapmaması gibi şeylere uyması gerekir. eğer ülkesi adına elçi olduğunu kanıtladıysa, elçi Daru'l-İslam'a girdiğinde devletin güvencesi altındadır. Ebu Yusuf ve Muhammed ibn el-Hasan Ebu Hanifenin sahipleri derler ki )) Müslümanlar Valileri, elçiyle karsılastıklarında ona adını sormalılar, eğer derse : ((Ben Kral elçisi Müslümanların kralına için beni gönderdi. ــــــــــــــــــــــــ (1) Dr. Muhammed El-Sadık Afifi : İslam'da diplomatik karşılaşma gelişmesi , Mısır Anglo Kitabevi, kahire, 1986 , S.85-88 76 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ve bu kralım mektubu, bende olan hayvan,köle ve yadigarlar hepsi hediyedir. Bu durumda, ona inanılır.sıkıntıya sokacak bir şey yoktur, ve onu sıkıntıya sokmaz, eğer müslümanlar denizde bir gemi esir alsa gemidekilerden birisi biz kralımızın elçileriyiz dese müslümanlar onlara sıkıntı vermezler )) (Ebu Yusuf : 203 , büyük biyografi açıklama 2/471). fekihler, elçilerin kişisel dokunulmazlıkları konusunda farklı düşünmüşlerdir.fakat İslam'da sabittir. yolsuzluk ve hasarı gidermek için ona güvence verdikten sonra islami şeriatı onu bağlayıcı olurlar.bu talimat Daru'l-İslamde ikamet edeni bağlar. Hhanefi mezhebi fakihler der ki : insanların hakkına ihlal suçu işleyen islam kanunlarına göre yargılanır.veya özel hak adı altında hırsızlık gibidir.Alaha ait suçların onları affeteder.ama cinayet cezası lazımdır. Şafiî mezhebi fakihler der ki : bozuluyan eşyelerine garanti verebilir. ama cinayet cezası lazımdır.ama Allah hakkı olduğu zina ve alkol içme cezası ile ilgili onda had yoktur. Alhanlbe mezhebi fakihler der ki : güvence verilen kimse hırsızlık yapar veya birini öldürürse ve ülkesine gider sonra islam ülkesine yeniden geri gelirse yakalanır ve hakkında hüküm verilir. ــــــــــــــــــــــــ (1) Dr. Muhammed El-Sadık Afifi , geçen kaynak, S.92-95. 77 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 1961 yılında imzalanan ve 1980 yılında Suudi Arabistan Krallığı tarafından onaylanan Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi 14 asır önce islamin uyguladığı elçilerin çalışmalarını düzenleyen ilkelerden ibarettir. En önemlisi olan elçileri ve heyetleri karşılama ve kabulde misafır devlete hürmet gösterme ve onların içişlerine karışmamaktır.sözleşme İslam hukukunda diplomatik ilişkilerde karşılıklılık valinin davranışlarının kuralalrını belirlerdi. Allah dedi: (Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir.) ( BAKARA SURESI – 194) ve de dedi: (Eğer ceza verecekseniz, size yapılan işkencenin misliyle ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayırlıdır.) (NAHL SURESI – 126) ve dedi: ( Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.) (ŞÛR SURESI – 40).Waaqidi rivayet'e gore : Allah'ın Resulü , Hudeybiye görüşmeler sırasında Kureyş tarafından gönderilen müşriklerini tutu.ailelerini ziyaret etmek için Mekke'ye giden onbir Müslümanları serbest bırakıncaya kadar, Kureyş müşriklerini bırakmayı reddetti.Peygamber(s.a.s) Kureyş'in kelçisine böyle dedi : ((arkadaşlarımı gönderinceye kadar onları göndermem)) Kureyş ,müslümanları serbest bıraktı (1). ve Peygamber (s.a.s), barış planı için Kureyş müşriklerini serbest bıraktı. ve haram aylara hürmet sebebiyle o aylarda kan dükülmez. Sözleşme,elçilrin halklar arasındaki ilişkılerin güçlendirilmesi ile ilgili görevleri islam dini belırlendiği onayladı. ــــــــــــــــــــــــ (1) Waaqidi : (2/604) , Taberî: (2/630) , İbn Hişam , (3/329). 78 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 79 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Üçüncü Bölüm İslam'da diplomasi Araçları 81 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 81 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Üçüncü Bölüm İslam'da diplomasi Araçları Birinci : Diplomatik yazışmaları: Resulullah insanlar arasında en güzel konuşandı.konuşma temellerini açıkladı.sözü ayrıntılı olarak ifade etmek, rahat konuşmak ve kelimeleri kesık kesık konuşmamak gibidir. konuşmacı ve dinleyicinin düşünmesi için onun konşması arasında susuyordu. önemli kelimeleri dinleyici tam anlasın (ezberlesın) için üç kere tekrar söylüyordu.Konuşmacı konuşmasında abrtıyı ve ifadelerle oynamayı sevmıyordu.Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Kim, insanların kalbini çelmek için kelamın kullanılışını öğrenirse, Allah kıyamet günü, ondan ne farz ne nafile hiçbir ibadetini kabul etmez!" AÇIKLAMA:Hattâbî, hadis metninde geçen sarfu'lkelam tabirini ihtiyaç fazlası kelam diye ifade etmiştir. Bu durumda mana: "Kim insanların kalbini çelmek için ihtiyaç fazlası söz öğrenirse." olur. Halbuki sarf kelimesinin çevirmek, kullanmak gibi daha geniş bir kullanımı var. Sözgelimi ayet-i kerimede "Allah kalplerini çevirdi" tabiri geçer.Sarraf kelimesi altını gümüşe, gümüşü altına, parayı dövize çeviren manasında halen kullanılmaktadır. Keza tasarruf da sarfın mübalağalı kullanımıdır. Yani demek istiyoruz ki, sadedinde olduğumuz hadiste geçen sarfu'lkelam tabirini kelamı kullanma manasında anlamak da mümkün olacaktır. Öyleyse hadisten : "İnsanların kalplerini çelmek için kelamı kullanmayı öğrenmenin yasaklandığını" anlayabiliriz. Böylece günümüzde geliştirilen propaganda, reklam gibi, insan tabiatının birkısım zaaflarını istismara dayalı meslek ve sanat ve hatta geçim dallarının din nokta-i nazarından değerlendirilmesi daha kolay bir hal alır.Esasen, Hattâbî'nin açıklamasının devamı da hadisten anladığımız bu manayı dolaylı olarak te'yid eder. Der ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sarfu'l kelamı mekruh addetmiştir. Çünkü (bu ziyade sebebiyle) kişi, sözüne riya ve yapmacıklık sokmakta, yalan ve fazlalıklar karıştırmaktadır. Bunu önlemek için sözün ihtiyacı görecek kadar olmasını, ilavede bulunmamasını, zahirinin batınına, sırrının aleniyetine muvafık olmasını emretmiştir." Resulullah'ın bu yasağında reklam ve propagandanın ferdî, ailevî ve içtimâî zararlarının da maksud olduğu söylenebilir.Hadiste geçen mevzumuzu tamamlayan ikinci kilit kelime, çelme diye tercüme ettiğimiz istiba kelimesidir. Bu kelime düşmanı esir etmek manasına gelen seby mastarından gelir. Yani kalpleri çelme tabiri yerine kalpleri esir etme tabirini kullansak asla daha uygundur. Şu halde hadiste, kalpleri esir etmek maksadıyla belagat ve fesahatin kullanılması yasaklanmaktadır. ــــــــــــــــــــــــ (1) Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre, edeb bölümünde (4353) 82 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Hz. Rasûlullâh şöyle buyurdu : (“Bana en sevgili olanınız ve bana ahirette de en yakın olanınız, ahlakı en güzel olanınızdır. Sizden en çok kızdıklarım ve ahirette bana en uzak olanlarınız da, ahlakı kötü olanlar, gevezeler, böbürlenenler ve boş boğazlardır.) (1). Gevezeler : Onlar çok kere fasih dilde konuşuyorlar .(2).Peygamber (s.a.s) , çok iyi dinleyicidi. diğer taraf konuşması bitmeyinceye kadar konuşmuyordu. sonra onu soruyordu : ((Konuşmayı bitirdirdin mi)) (3). Karşı tarafın de demek ıstediğini tam anladıktan sonra konuşmaya baslıyordu. Elçiler ile kabile başkanlarına ve devlet başkanlarına gönderdıği elçilerin konuşma hedeflerinin belirlenmesi,sözün edebi ve açik olması gibi mesajların biçimi belirlenip teyid edildi. ve bu belirsizlik anlamlar taşımayan yeni diplomasine bir ışık oldu. Peygamberlik sünnet , Kur'andan bunu aldı.Anlatıcılar diyor ki : Biz Süleyman İbibiğiden daha nezik bir elçiyi ve onun kitabini bimeyiz.Allah dedi : (Mektup Süleyman'dandır, rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla (başlamakta)dır.Bana baş kaldırmayın, teslimiyet gösterip bana gelin, diye (yazmaktadır). ( NEML SURESI 30 – 31 ). Peygamber (s.a.s) , önceden metinler sunulan mesajlarını Kuran hidayetini takip etti. yazar kendini tanıtmak insanlar arasında mesajlarında peygamber(s.a.s), sünnetinden oldu. ـــــــــــــــــــــــــــــ (1) Tirmizî 'den rivâyet edildiğine göre, Ahlak bölümünde (1941) , Abu Issa dedi : Gevezeler : sık sık konuşmak olanlardır. (2) Dr.Sohail Hussain Fatlavvi : Peygamber Muhammed (s.a.s) diplomasisi. Dar El-Fikir El-Arabi , Beyrut , 2001 , S. 88-89. (3) Ebu ili 3/ 349 , İbn Kesir 'den rivâyet edildiğine göre. 83 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İmam Elnavavi ekler : Peygamber (s.a.s) , Heraklius'ya onun mesajında Rûm milletinin büyüğü adına yazdı Romalıların kralı yazmadı çünkü ona ve başkasına krallık yok , sdece islam dini emirle , ve hiç kimseye sultanlık yok sedece allah'a.sedece Heraklius söylemedi ama onun naziketen Rûm milletinin büyüğü söyledi. İmam Elnavavi ekler : Allah , yumuşakla islam'a davette emretti. Allah dedi : ((Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.) (NAHL SURESI 125) Allah de dedi : (Ona yumuşak söz söyleyin ) (TÂH SURESI- 44)(1). Peygamber (s.a.s) , mektublarında yazı biçimine dikkat ediyordu.bir rivayette :Anas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Allah rizası için ve sizin ihtiyaçlarınızı karşılamak için , bir mektup yazırsanız , başinda Besmele yaz .başka rivayette : Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: ( Besmele ile başlamayan her mühim işin bereketi güdüktür.) (3). O mektuplarına selamla başlamaya önem veriyordu.çünkü o mektuplarını müşriklerlere veya ehli kitaba gönderiyordu.selamla başlama onların islama girmelerine ilgi içindi. bunun üzere , Allahü teâlânın hidâyetine tâbi olana selâm olsun , Al­lah’tan başka ilâh olmadığına, O’nun hiçbir ortağı da bulunmadığına ve Mu­hammed’in O’nun kulu ve Resûlü olduğuna şe­hâ­det edenlere selam olsun sözlerini kullanıyordu.ve selamlama bittikten sonra konuya giriyordu.Besmeler ile başlamak sonra selam ve sonra konuya girererek yazmak bügün hala diplomatik yazışmalardabu usul kullanılmaktadır. __________ (1) Müslim 'den rivâyet edildiğine göre, Elnavavi açıklamasıyla , Dar Arap mirasını canlandırma , Beyrut 1972 : ( 12/ 108 ). (2) Ben bu şekilde bulamadım , ama bu şekilde ((eğer bir kimse Bismillahirrahmanirrahim yazdı Elrahmanı uzatarak bir şekilde yazsın)) buldum. (3) İbn Mâce 'den rivâyet edildiğine göre 84 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ peygamberlik mesajları, Krallara , hükümdara ve kabilelerin reislerine hayavan derininden özel bir tür üzereine yazılıyordu. bu uzun yollara ve sefer durumna uygun geliyordu. fırçalanmış Yumuşaktan yapıldı.yazıda siyah mürekkep ile yazıldı.özel organik malzemelerden yapılıyordu.Kalemler ise yumuşak kafalarla tırtıklı kamışlardan yapılıyordu. bu mektuplar doğal malzemelerle yazıldığı için bu güne kadar bazıları Dünya müzelerinde korunurabilmiştir. Peygamber döneminde , diplomatik mesajlar arapça ile yazıyordu .mesajlar,mesajları açıklasın diye gidilecek ülkenin dilini bilen elçilerle gönderiliyordu. ve bu, bunlar nedenlerle yapıldı : Birinci : Arapça , Kuran dilidir. İkinci : İslam evrensel bir dindir. bütün insanlar için geldi. ve tüm Mesajlar İslam'a devet etmeyi içerir. Üçüncü : Arapça en iyi dildir. Onunla en gelişmiş şekide meram ifade edilebilir. Dörtüncü : devletin prestiji diline kendi saygınlıgındadır. bunun üzereine peygamber (s.a.s) , müslümanları Kuran diline saygı göstererek devletlerineine saygı göstermeye dikkat etti. bu geleneği bu güne kadar tüm dünya ülkelerinde izlenir.diplomasi editörleri gönderen ülkenin resmi dilinle kaydedilir. ve onunla gönderilen ülke dili ile resmi olmayan tercüme gönderir . Peygamber (s.a.s) , gerekli açıklamak için bu dillerin öğrenmesine dikkat etti. Peygamber (s.a.s) , Krallar ve aşiret büyüklerinin yaptığı mektuplarında İslam'a davet etti. şirk ve sapıklığı uyardı.islam'ın evrenselliğini teyit etti.mülk veya mal vazgeçmek onları sormadı.ve Peygamberin (s.a.s) ,mektupları mülklerin için savaşım vermedi. ama inançların için savaşım verdi. Bu mektupların bazılarının içeriğini mektubu götüren bilir. Ayrıca işret edilmektedir kı mektubu götren kişinin memnun edilmesı peygamberi memnun etmek gibidir.ve peygamber (s.a.s) , bazı mesajlarında tariht kayıt etmeye dikkat etti. rivayetler'e göre : peygamber (s.a.s) , Necran Hıristiyanları için bir mektup yazdığı zaman , Ali ibn Abi Talip’e Hicri 5.yılın tarihini koymasını emretti. ve Ömer ibn el-Hattab onda onu izledi. 85 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Enes b. Mâlik (r.a.) bu hususu şöyle anlatır: “Resulüllah (s.a.s) Roma ve Acem diyarına mektup yazmak istediğinde kendisine, ‘Eğer mektubunuz mühürsüz olursa onlar bunu asla kabul etmezler.’ denildi. Bunun üzerine Resulüllah (s.a.s) gümüşten bir yüzük yaptırdı. Yüzüğün kaşında [Muhammed Allah’ın Rasûlüdür] ibaresi nakşedilmişti. Parmağındaki gümüş yüzüğün ışıltısı hâlâ gözümün önündedir.”(1). Müzelerde bulunan peygamber'e (s.a.s)ait mektuplar üzerinde Muhammed Allah'ın Resulü , yazıları olan mühürle mühürlendi..yukarıya aşağıdan okunuyordu.Ve mühür daire şeklindeydi. Hz Resulüllah (s.a.s) , metup yazılıktan sonra mühürlüyordu.sedece gönderilen kişiye okumak için nemli toprak malzeme üzerine katlandıktan sonra yeniden mühürleniyordu. Hz Resulüllah'ın (s.a.s) ölümünden sonra Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman , yüzüğü kullandılar.Bir defasında Hz. Osman Erîs kuyusunun başına oturmuştu. Yüzüğü mahallinden çıkarmış, elinde çeviriyordu. Derken yüzük kuyuya düştü. Hz. Osman’ın nezaretinde üç gün boyunca kuyunun suyunu çekerek boşaltmamıza rağmen onu bulamadı.sonra Hz. Osman başka bir yüzük yaptırmıştır.Hz. Ali bin Ebi Talib, Hz. Osman'ın şehitlikten sonra bu yüzüğü kullandı. Peygamber (s.a.s) , krallara , hükümdara ve kabile büyüklerine göndereceği mektubları yazdırmak için katiplerini Vahiy katipleri arasından seçiyordu. Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer , Hz. Osman ve Hz. Ali bin Ebi Talib onlardandı. da Aban bin Said bin Aas El-Mevi onlardandı.ve Ebu Bekir İbn Ebî Shaybah dedi ki ((Allah'ın Resûlü'nün ilk vahiy katipleri Abi Bin kaab ve Zaid İbn Thabet idiler.ve Osman ,Halid bin Said ve Aban bin Said ona yazılar.)) Abdullah ibn Erkam ibn Ebi El-Rkam El-Mahzûni (2) de vahiy kâtiplerindendi.Fethi yılında islam'a girdi. ve peygambere yazdı. ـــــــــــــــــــــــــ (1) (Buharî, Libâs 63; Müslim, Libâs 2902). (2) İsabay'a bak 2/295 (4525). 86 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Muhammed ibn İshak ibn Yasar , Muhammed Bin Cafer Bin Zübeyr , Abdullah bin Zübeyr rivayetlere göre Seleme dedi ki , hükümdarlardan gelen mektupların okunması, saklanması, cevaplarının hazırlanmasında Hz. Peygamber'e hizmet etti ve onun güvenini kazandı. Bundan dolayı Abdullah'ın yazdığı bazı cevabî mektupları Peygamberin tekrar okutmaya bile lüzum görmediği rivayet edilir.Diplomatik yazışmaları idare etme görevine Ebû Bekir'in hilâfet yıllarında da devam etti. Halife Ömer tarafından beytülmâl emirliğine (hazine müdürlüğü) tayin edildi.Hz. Osman onu, Beytu’l-Mal’in (Hazine) başına geçirmiş ve üç yüz bin dirhem vermişse de o bunu kabul etmemiş ve şöyle demiştir: “Ben Yüce Allahiçin çalıştım ve benim ecrim/ücretim sadece Allahtarafından verilecektir.”(1) . Beyhakî dedi : Hz. Peygamber’e gelen bir mektuba yazdığı cevabı beğenen Peygamberimiz: “İsabet ettin, güzel yazmışsın. Allah’ım onu muvaffak kıl!” diye Duâ etti.ve Beyhakî de dedi : Hz.Ömer ona şöyle demiştir: “Eğer daha evvel Müslüman olsaydın, kimseyi sana takdim etmezdim.Allah’tan, Abdullah b. Erkam’dan daha çok korkan birini görmedim.” İbn İshak, dedi : Zeyd bin Sâbit Peygamberimizin birinci kâtibi idi.ve ikinci kâtibi Abdullah ibn Erkam idi.Ömer , Ali , Zeyd, Elmoğira ibn Şoba, muaviye , Halid ibn Said ibn Aas ve Abdullah bin Zeyd el-Ensari Khazraji peygamberimizin kâtibilerinden idi rivayetler'e göre : Abdullah ibn Erkam onun görevi sırdaş idi.Huzaifa ibn El-Yaman sır tutan idi. Peygamber (s.a.s) ve Hz. Ebû Bekr onların güvenini kazandı.ve tarfaından yazılan masajları onların güvenin kazandı.El-Aamaş dedi : İbn Seleme kardeşine : Peygamberimizin (s.a.s) kâtibi kimdir ?diye sordum , Abdullah ibn Erkamdır diye cevap verdi.kadisiyahden Ömer mektubu geldi. mesajın alt kısmında : ((Abdullah ibn Erkam kâtibidir ))(3). _____________ (1) İbn Kesir, İmad el-Din İsmail bin Ömer (774 H.) : Başlangıç ve Bitiş,beşinci bölüm, kahire 1351 H.. (2) geçen kaynak : beşinci bölüm. (3) İbn Kesir : geçen kaynak. 87 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ çağdaş diplomatik yazışmaları bu geleneğini izler. Emevi devleti mesajlar divan olarak bilinen düzenledi.valilerden gelen mesajlar alıyordu.Halifeden yabancı ülkelere taahhütlerini ve sözleşmeler gönderiliyordu.Halifeler,mektup kâtiblerini peygamber gibi seçtiler.kâtibler, Halifenin bilgi depoları , onun aklındakılerı ve düşündüklerini bilen kimseler oldular. Abbasi dönemi ise, masajları yazısı bakanları emrediyordu.Bazıları hatta ikli başkanlıkla bilindi : yazı başkanlığı ve başbakan. Divan mesajlar ile bir divan da var , mühür divan halife emerleri ve kayıtlarını kaydetmek için. muaviye , onun adını taşıyan bir yüzük yaptırmak emretti.Divan’ul hatem , büyük divanlardan diplomatik çalışmaları işe ilgli kalıyordu. Emevi ve Abbasi döneminde en önemli divanlar : zekât işleriyle Divanü's-Sadaka , askeri işlerle Divanü'l-Ceyş , devlet görevlilerinin ücretleriyle Divanü'n-Nafaka, saray giderleriyle Divanü'l-Hazine, posta ve gizli haberalma işleriyle Divanü'l-Beridi . İbn Haldun diyor ki : (( Yazar, bütün kayıtları yazardı ve onun adını sonunda yazardı, ve Sultan'ın mührü ile mühürledi , mühürü sulu kırmızı kilinde koyur , mühür kili adlı ve kaydın her iki tarafına üzerinde baskı yapıldı.))(1) Abbasi döneminde , diplomatik yazışmaları belirli bir türü kağıt üzerinde ve özel mürekkep ile yazılırdı. ـــــــــــــــــــــــ (1) İbn Haldun : Giriş , Lübnan Kitap Evi , Beyrut 1967 AD : S.426 88 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İkinci : Yabancı dili öğrenmek : yabancı dil öğrenmek diplomasi başarısı için büyük önem taşır.farklı ırklar ve milletlerden insanlar arasındaki iletişim, muamele ve etkileşimi kolaylaştırır.geçmişte, Araplar dedi : ((Her dil, bir insandır)). Risalet ve insanoğlunun hepsine yönlendirdiği için genel insan tabiatı göz önüne alındığında özellikle İslam çerçevesinde bunun önemine kanaat getirir. muhakkak ki hz. peygamber kendisine gelen mektuplara cevap vermek için yabancı dil öğrenilmesine teşvik etti.(( Peygamber Efendimiz, Zeyd bin Sabit’e Yahudî yazısını, yani İbraniceyi öğrenmesini emretti "Ben yazılarımı, onların değiştirmeyeceklerinden emin değilim" buyurdu.Bunun üzerine Hz. Zeyd, 15 gün içinde İbraniceyi öğrendi, hatta onda maharet sahibi oldu. Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, bundan sonra Yahudîlere birşey yazacağı zaman, onu Hz. Zeyd'e yazdırır, Yahudîlerden gelen yazıları da ona okuturdu.)) (1). Zeyd bin Sabit Peygamberimizin tercümanı oldu. Hatta Zeyd Hazretlerinin dil öğrenme konusundaki üstün yeteneği sayesinde İbranice'den başka Rumca, Habeşçe, Süryanice , Farsça ve Mısırlıların dillerini de biliyordu, diye rivayet edilmiştir. O zamanlar Kitaplar ve Peygamber’in (s.a.v) mektupları daha önce de ifade ettiğimiz gibi Arapça yazılıyordu. Şu anda izlenen yol da budurİbn Rüşd, El-Beyan ve’t-tahsîl isimli kitabında Mâlik’in ve Ömer ibn. Hattâb’ın Persler’in dilini kullanmayı zemmetmesinin sebebini açıkladı ki : Persler’in dilini kullanmayı zemmetmesinin sebebini öğrenmede yarar yok. ـــــــــــــــــــــــــ (1) Ebu Davud (2715) (Tarmizi 2715). 89 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İbn Yunus dedi : Ömer ibn. Hattâb’ın acem dilini konuşmayı yasaklamasının sebebi, onların bu dili mescidde konuşmalarıdır. )) (1). Üçüncü : Kodu Kullanmma : Sonuca götürücü bilgilere uşacak iletişim araçlarının birınin kodunu açıkladı.O kodlar diplomatik yazışmalarda,Dışişleri bakanlığında,bakanlıklar arasında kullanılan ve ülkedesindaki misyon temsilciliklerinde kullanılan kodlardı.gelişmiş ülkeler gizli bilgileri korumak için sistemlerini son teKnolojı ürünleriyle yenilerler.ayarıca savaş bölgesinde ordu birimlerın komutanları arasında iletişim ve casusluk işlerinde de kullanır Müslümanlar , peygamber (s.a.s) döneminden beri kodu kullandı. Hendek Savaşı sırada müslümanlarla anlaşma içindeki Benu Kurayza kabilesinin anlaşmayı bozarak geceleyin Medine üzerinde baskin yapmak için hazırlandıkları söylentisi yayıldı.Rasûl aleyhisselam durumun açıklığa kavusturulması için Kurayza kabilesine Sa'd b. Muaz , Saad ibn ibadet , Abdullah ibn Ravvahah ve Havaat ibn Jubair'i gönderdi. Bu haber müttelik müslümanlar ordulara göre arasında büyük bir endişeye neden olmamak için Eğer Benu Kurayza anlaşmayı bozduklarını teyit ederse , açıkça onlara soylememi emretti. ka`b ibn malik ra.den: Peygamber Efendimiz'in, bir gazâya gitmek isteyince, gideceği ciheti ve maksadını tevriyeli (başka mânâya da gelebilecek) kelimeler içinde gizlemek âdeti idi. (2) ــــــــــــــــــــــــــــ (1) Şeyh Abdul Hai Kettani : Sivil Hükümet Sistemi : S.202-205 (2) Müslim(4973) ,Buhari (2728 )ve Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre 91 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ San'aani diyor ki : ((: Allah Rasûlü (s.a.v.) bir gazveye çıkmak istediğinde asıl hedefi söylemez, nereyi hedef seçtiğini önceden belli etmezdi Hattâ hedefinin başka bir yer, düşmanın başka bir düşman olduğu hissini verirdi. Bu gazvede ise gidilecek yer ve savaşılacak düşman konusunda bilgi vermiş, hedefini belli etmişti.ve Rasulullah (s,a.v.) şöyle buyurmaktadır: "Savaş hiledir."(1) )) El-Kalkaşandi diyor ki : (( kod , Mesajlarda sırları gizlemektedir )). ve Şibani diyor ki : bu yalan anlamına gelmez , çünkü İslam'ın içinde yalan haramdır , ve Hiçbir Müslüman yalan söylememeli. Şibani da diyor ki : sakif heyeti, peygamber'e (s.a.s) geldiğinde namaz kılmamak şart ile biz inanacağız dediler.Bu işin önceki sözü geçersiz kıldığını gördü. yalan söylemeden muhalıf davrandı.bu muhalefet özellikle savaşlarda caizdir. (2). Dörtüncü : hediyeleşmek : Hediyeleşme , diplomasi sanatında tanıdık geleneklerindendir. İslam , peygamber döneminden beri müslümanlar arasında gerekli kuralları koyarak hediyelşemeyi müslümanlar arasında yerleştirmışti. ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari 'den rivâyet edildiğine göre,(2804) Müslim 'den rivâyet edildiğine göre.(1771) (2) Şibani açıklaması. ( 4/211) 91 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Kur'an, neml suresinde hediye ve reddetmesine işsaret etti.Balkis Saba Kraliçesi ,Süleyman mesajı aldığında kavimile karar verdi ki Kraliçe sözleriyle : (( Ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.)) NEML SURESI – 35.Süleyman dedi ki bu hediye rüşvettir ve onu reddetti. elçilerin başındaki kimse diyerek elçileri geri döndürdü , onların patron söyleyerek : (( onlara dön )) Kraliçe ve takipçine : ((Ey elçi!) Onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!)). NEMLSURESI - 37. Süleyman mesajı islam ve hidayet'e davet ediyordu.Kraliçe Hediyeleri davet reddetmek için idi.bunun üzereine herşeyin yapılabilmesinin bir sebebi olmasndan dolayı reddedildi. Peygamber (s.a.s) , hediyeleşmeye önem verdi.Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: Hediyeleşin, çünkü hediye, sevgiyi artırır, düşmanlığı giderir.(1) . Hediyeleşin, çünkü hediye, aradaki muhabbeti artırır, Hediyeleşin, çünkü hediye, dostluğu artırır, kini, düşmanlığı giderir.Ali bin Ebi Talib (r.a.) den : Kisra , Peygamber'e (s.a.s) hediye etti ve peygamber ondan kabul etti , Kayser , Peygamber'e (s.a.s) hediye etti ve peygamber ondan kabul etti , ve krallar , Peygamber'e (s.a.s) hediye ettiler ve peygamber onlardan kabul etti.Hz. Aişe (ra) anlatıyor:“Resulullah (asm), hediyeyi kabul eder, ona karşılıkta bulunurdu.”(2) ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Malik 'den rivâyet edildiğine göre (1413) ,Sehih Eledep 269 ( 594 ve ( 463) (2) Tirmizî ve Elbani bu hadis zayıf dediler. (3) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre.(3536) , Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.(1953) 92 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Abdullah bin Zübeyrden (1).diyor ki : Abdul Uzza ibn Esed ibn Melek ibn Hasl kızı kabilesi geldi Asma bnt Ebu Bekir'e kabile hediyeleri kabul etmedi sonra Hz.Âişe Peygamber'e sordu sonra Allah dedi : (Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara âdil davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.)MUMTEHİNE SURESI- 8.sonra peygamber (s.a.s) hediye kabul etmesini emretti. (Hafız Heysemî :Kahire 1353 H.) El-ibşhmy diyor ki : 2.Allah diyor ki : (Bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeli ile selamlayın; yahut aynı ile karşılık verin.)NİS SURESI- 86.Bazılar hediye ile yorumlanır.Peygamber (s.a.s) buyurdu: Hediyeleşin, çünkü hediye, sevgiyi artırır, düşmanlığı giderir.(2). Peygamber (s.a.s) buyurdu : hediye ortaktırResulullah (sav) buyurdular ki: Kim ALLAH adına sığınma talebinde bulunursa ona sığınma verin; kim ALLAH adına isterse ona verin; kim sizi davet ederse ona icabet edin; kim size bir iyilik yaparsa karşılıkta bulunun; şayet verecek bir şey bulamazsanız kendinizi, ona karşılık vermiş görünceye kadar dua edin.(3) ve Resûlullah hediyeyi kabul eder, karşılığını da verirdi.(4). Etaadan .Peygamber (s.a.s) buyurdu: (( Kime bir kardeşinden taleb etmediği halde bir iyilik gelirse, onu kabul etsin, geri çevirmesin. Zira o, kendine Allah'ın gönderdiği bir rızıktır. Hediye, değersiz bile olsa kabul edilmeli"))(5). Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:“Ömer bin el-Hattab (Radiyallahu Anh)’ı işittim dedi ki:−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana atiye verirdi.Ben:−Onu benden daha fazla ihtiyaç sahibine verseniz derdim. ــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) Ebu Davud rivayet'e göre (1168), Buhari 'den rivâyet edildiğine gore (5521) Tirmizî 'den rivâyet edildiğine göre1953. Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre5109…elcamiElsagır(2/556 ..(8411) Sahih Elcami 6021 Ebu Davud 'dan rivâyet edildiğine göre2536 İbn Hayyan 'dan rivâyet edildiğine gore , Sahih Elcami 1324. 93 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Nihayet bana bir keresinde bir mal vermiş ve ben de:−Onu benden daha fazla ihtiyaç sahibine verseniz dedim.Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):−‘Onu al! Hırs gösterici ve talep edici olmadığın halde sana gelen malı al! Böyle gelmeyen mala nefsini ona tabi kılma!’ buyurdu.”(1).Um hakim Elhzaiyeden Peygamber (s.a.s) buyurdu: Hediyeleşin, çünkü hediye, sevgiyi artırır, düşmanlığı giderir.(2) O da Saîd İbni Cubeyr’den tahdîs etti ki, İbni Abbas (R): O perşembe günü,o perşembe günü ne acı gündü! Dedi, sonra da gözyaşı çakıl taşlarını ıslatıncaya kadar ağladı ve şunları söyledi: O perşembe günü Rasûlullah'ın hastalığındaki ağrısı artmıştı da:— "Bana yazacak bir şey getirin, size bir yazı yazdırayım ki, on¬dan sonra yolunuzu hiç şaşırmayasımz!" buyurdu.Bunun üzerine orada bulunanlar (yazılsın, yazılmasın diye) çe¬kiştiler. Rasulullah:— "Hiçbir peygamberin yanında çekişmek yakışmaz" buyurdu. Oradaki sahabelerden bazıları:— Rasulullah sayıkladı, dediler.Rasulullah:— "Beni kendi hâlime bırakınız. Benim içinde bulunduğum hâl, sizin beni davet etmekte olduğunuz şeylerden hayırlıdır" buyurdu.Ve Rasulullah vefatı zamanında üç şey vasiyet etti:— "Bütün müşrikleri Arap yarımadasından çıkarınız; gelecek heyetlere benim izin verip hediyeler ikram etmekte bulunduğum tarzda siz de icazet ve hediyeler vermek suretiyle hürmet gösteriniz" buyurdu.İbni Abbas: Ben üçüncü vasiyeti unuttum, demiştir.(3) Peygamber (s.a.s) heyetleri iyi karşılama emretti. El-Kadi Ayaz dedi : Alimler dedi ki : Müslüman veya kâfir kim olursa olsun heyetleri iyi karşılamalı çünkü kâfir de olsa hem kendi işlerinin hem de bizim işlerimizin iyiliği için gelirler.))(4) Yahya İbn Adem Al-Kuraşi diyor ki : elçiler ve heyetler'e hediyeler hazinden verilirdi.Peygamber (s.a.s) , Peygamber (s.a.s) , Hayberi fetheddiğinde ganimetleri otuz altı parçaya bolmuştu.Yarısı müslümanlar ve peygamber için yarsı da gelen heyetler içindi.)) Halifeler ve takipçiler , hediyeler ile ilgili peygamber sünnetini izlediler. ـــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) Mlik , Beyhakî , Sehih Eltargib ( 846) Tirmizî 'den rivâyet edildiğine göre1953 Buhari 'den rivâyet edildiğine göre.2825Muslim 'den rivâyet edildiğine gore , 2089 Muslim'den rivâyet edildiğine gore.Arap mirasını canlandırma Dar , Beyrut 1972, (6/94) 94 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Ebu Bekir , Yezid ibn Ebi Süfyana su tavsiyelerde bulundu: ((Düşmanlarına gâlib gelemez. Siz düşmanla karşılaştığınız zaman "Onlara arkalarınızı çevirmeyin, kaçmayın.))(1) Fakihler, Müslüman olmayandan hediye alma konusunda farklı düşündüler.üç görüş vardır : Sahnoun Maliki diyor ki : eğer imam'a hediye verilirse , onu kabul etme sakınca yoktur.Awzai diyor ki : Hediye Müslümanlar için ve hazinden aynı miktarda verir.üçüncü görüş Shafi'ie diyor ki : kâfirlerden hediye verilen imam'a veya ordu amir'e ganimettir. uygun görüş ve şu anda devletlerin çoğunluğu onu izlerler ki elçilerine hazinden hediye verilir.takip eden ve takip edilen kurallara göre.(2)ve aşağıdaki örnekler bunu desteklenmektedir : Ebu Hamid es-Saidi şöyle diyor: "Peygamber (s.a.a) Ben-i Esed kabilesinden İbn-i Utbiyye adlı birini zekat toplamakla gö-revlendirdi.O zekat mallarını getirince şöyle arzetti: "Bu sizin içindir, bu da bana hediyeedil-miştir."Allah Resulü (s.a.a) min-bere çıktı… Allah'a hamdu sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Ne olmuş da memur gönderi-yorum geri geldiğinde şöyle di-yor: "Bu sana aittir, bu da bana! Neden anne babasının evinde oturduğu takdirde kendisine he-diye getirilip getirilmediğine bakmıyor. Canım elimde olana yemin olsun ki o memur aldığını kıyamet gününde her ne kadar güçlü bir deve böğüren bir inek veya meleyen bir koyun da olsa sırtında taşıyacaktır."(3). ـــــــــــــــــــــــــــ (1) El-Masoudi : Ebu'l-Hasan Ali (346 H.). : Meroj Elzahab , BoulaK , Kahire 1283 H. (2.209) (2) Ahmed Ebu'l-Vefa Muhammed : İslam diplomatık hukuku.Kahire 1992 AD. S.158-164. (3) Buhari 'den rivâyet edildiğine gore. 95 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Rum kralı savaşı bıraktığı, ve Ömer'e elçileri gönderdi , Ummu Gulsum binti Ali Ömer eşi , rum Kraliçesine hediyeyi gönderdi , rum kraliçesi onun hediyesını aldığında , hediye ve lüks bir külçe altın ona gönderdi, Ömer ibn el-Hattab, onu hazıneye göndermeyi emretti ve Ummu Gulsum'a onun hediyeyi harcayacağı kadarı verildi.(1). Bu yüksek davranış , çağdaş diplomasine ışık oldu.çeşitli dünyan ülkeleri, elçilere resmi görevleri sırasında hediyeler sunmaktadırlar.Devlet, onlara bu amac'a devlet bütçesinden bir miktar ayırır.Hediyeler aşırılıktan uzaktır.ülkenin kültürünü yanşıtan el sanaltlarından seçilir genellikle.devletler, aralarındaki sevgi ve dostluk artırmak için elçilere sembolik anlamdaki hediyeleri kabul etmeyi izin verir.devlet , hediye basit olsa onları tutmak için izin verir.ama değeri bir yüz dolar aşıyorsa , devlet Hazine vermeil.nakit para almak sağlamak veya kabul etmesi rüşvet olarak algılanacağı için daha yakın olduğu için bütün devletler tarafından yasaklanmıştı.Peygamber (s.a.s) konutanların hediye almasını dostluğu ve sevgiyi pekiştirmeye vesile olacağı için uygun buldu. ـــــــــــــــــــــ (1) İsabaya bak 4/468 ( 1481). 96 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 97 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Dörtüncü bölüm diplomatik Protokol'u veya Törenleri ve Batı'da Görgü Kuralları 98 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 99 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Dörtüncü bölüm diplomatik Protokol'u veya Törenleri ve Batı'da Görgü Kuralları birinci araştırma Protokol : Batı kavramda dil ve deyimsel Protokol kavramını açıklaması ( Törenler ) : protokol kelimesi latince bir kelimedir ve manası : askeri askeri ve diplomatik töreni sistemi.Bu tanım, diplomatik anlamı ve törenler anlamını açıklama gerektirir.Diplomasi devletler arasında müzakere sanatı anlamına gelir.davranış ve konuşma güzeli da anlamına gelir.müzakere sanatı unsurlarından iki unsurlarıdır. Tören anlamı ise : Başkaları ile yaşama sanatı ve davranış anayasasıdır.veya : devletler ve fertler arasındaki davranışında kullanılan Kanunlar ve yönetmeliklerdir. medemki protokol kavramı diplomatik töreni sistemidir. Bazen diplomasi ya da diplomatik ve törenleri kısaltır. İlk diplomasi anlamını açıklayacağım.sonra törenler ve görgü kuralları hakkında konuşacağım.ve hepsi protokol kavramıdır. 111 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ilk talep diplomasi Diplomasinin iki kavramı vardır.İlk kısa ya dar bir tanım İkinci geniş ya da daha genel bir tanımdır. kısa tanım : diplomatik , Farklı hükümetler arasındaki resmi temsilcileri aracılığıyla haberleşme sistemidir.onların arasındaki ortak çıkarların başlangıçından. Daha geniş tanımı ise : diplomasi hükümetleri arasında temsilcileri aracılığıyla bir iletişim tarzıdır.Tüm tarzlar ve doğru araçlar uluslararası sistemin genişliği çeşitli açılar dış ilişkiler'e kapsamaktadır.Bu tanım, çağdaş diplomatik ilişkilerin mevcut gerçekliğe daha yakın sayılır.Iletişim ve etkileşim yönetimler çeşitler trazları alır.bölgesel ve uluslararası örgütlerini takas ve temsil, müzakere ve pazarlık, uyuşma ve anlaşma içerir modern diplomasinin unsurları temsil eder. diplomasi kelimesi kapsamlı tanımından Dr Smouha tanımı (1) : ((Kurallar, uluslararası geleneği , prosedürler , törenler ve uluslararası hukuk insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen tarzları kümesi temsil eder.onların hak ve görevleri , ayrıcalıkları , Resmi görevleri çalışması koşulları , uluslararası hukuk hükümleri ve ilkeleri uygulama için beli ilkeleri takip edilmelidir, oldukları gibi farklı devletlerin çıkarlarını arasında uzlaştırma, uluslararası konferans ve toplantılarda siyasi müzakereleri yürütmesi ve sözleşme yapması açıklama ile. )) ــــــــــــــــــــــ (1) Modern diplomatik , Birinci Baskı , Arap Uyanışı Darı 1973 AD. S.3. 111 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bu tanım, uluslararası gelenek yerleştiği diplomatik davranış unsurlarını içerir.töreni veya protokol , uygunluk , görgü kuralları ve nezaket gibidir.bu unsurlar diplomatik elçilerin yoluyla iletişim araçlarını oluşur ve onların hak , ayrıcalıkları , dokunulmazlıkları , görevlerini de oluşur. ikinci talep tarih boyunca diplomasi Burada ortaya çıkan soru : Diplomasi geç yaş insanlık uygarlıklarının sadece mevcut dönemde ile sınırlı olur mu ? ya da daha önce belirtildiği gibi, Diplomasi eski insan birlikteliği Kadar ve ihtiyaçlarından ihtiyaçtır ? eğer diplomatik hem de , Diplomatik tarihin evrimine atıfta olmalıdır. diyoruz ki eski uygarlıklardan Babil ve Asur, Mısır gibi diplomat elçilerin sistemini bildi.ve onlar, Anlaşmaları ve ittifaklar sözleşiyorlardı .müzakere , temsil ve iletiºiminin görevi oluyordular. diplomatik belgelerin varlığını arkeolojik keşifleri bunu ispat eder.o zamanda ticaret ve diplomasi dili Aramice ile çivi harflerle yazılırdı. ve yumuşak kağıt üzerine yazılırdı.1278 M.Ö. Hititler ve Ramses II arasında yapıldı Antlaşması, bu belgelerin en ünlüdür.bu antlaşma, barış şartları , komşulu mahkumların değişitirme , ganimet dağılımı , savaştan sonra nüfuz alanlarını tespit etme ve ticari çıkarları ve askeri ittifakların düzenlemesi yaptı. Yunan dönemin girişi ile şehir ve devlet olarak bilinen yeni bir gelişme ile büyüdüm.Ilişki kişiler birlikte bazen çatışma oldu ve dış tehdit karşısında diğer zamanlarda uzlaşma ve ittifak oldu.bu durum , milattan önce altıncı yüzyıldan büyük İskender'in gelmesi sürdü.ve o büyük bir imparatorluk birleştirmek ve kurmak başardı.uzak doğu İndus Nehri olarak ve güney Mısır ve Kuzey Afrika'yı kapsayacak şekilde genişletilmiştir. 112 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ve Yunan uygarlığı, felsefe, tarih , diplomatik ve siyasal fikiri zengin bir miras bıraktı.ve diplomasi alanında, büyük bir katkı katkıda bulunmuştur.elçileri nasıl seçilir ve elçiliklerini gönderme , ve diplomatik dokunulmazlıkları kavramının gelişimini tespit etti. diplomat elçi gönderen devlet'e hukukuna tabi itaat etmeme gibidir.konsolo işlevi koydu.zeytin dalından Barış işaretine alındı. görüşmeler , konferans ve ittifaklar modern yöntemleri kurdu.bu dönemde, Katlanmış metal bir parça elçi özelliğini kullanıldı.ve parça diploma adlına bılındı ve daha sonra bundan diplomasi kelime türetildi.daha sonra imparatorluk Romanya Yunan mirası taşındı.M.Ö. birinci yüzyılda doruğuna çıktı .ve MS 476 yılına kadar sürdü.bu yılda, Roma çöktü. ve Imparatorluk doğu ve batıya bölündü.Bu döneminden ilk aşaması sözleşme ve ittifaklar ile tanımlamıştır.ve sadece Avrupa , Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da ona egemenlik vardı.ve ayrı ayrı her halk'a yasa ve yönetmeliklerin geliştirmesine önem verdi.elçiler karışılama ve konaklama ve onlara gerekli ayrıcalık ve dokunulmazlıklardan vermek için diplomatik törenlerini geliştirdilergüç , hegemonya ve egemenlik diğer halklara ve elçilerin ile kötü davranma Empire Romanya'da diplomatik uygulama dezavantajıdı.diplomatik ,hegemonya ve tahakküm davranışında bir düşüş geçti.imparatorlar, Kurnazlığa dolu yeni yöntemleri geliştirdi. imparatorlar, Bizans uygarlıkta dışişler işleri için düzenlenen bir cihaz geliştirdi.ve diplomasi için yeni bir görev getirdi. bilgi toplama görevidir.ve onlar, diplomatik çalışmalarına ayırt unsurlara eğitim verdi.o profesyonel diplomasi tarihinde ilk kez ortaya çıktı. 113 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Ve onunla daimi elçilikler ortaya çıktı.diplomat görevleri , ülke'ye gönderilen uzun süreli kalması gerektirir.Bizanslılar da diplomatik uygulama varlıkları geliştirdiler.ve protokollar ve törenler ve kutlamalar'a inem verdiler.ve bu işler için özel bir departmanı kurdular.Komşu ülkelerini dağıtmak için yalan , aldatma , rüşvet ve ikiyüzlülüğü kullandılar.onlar diğer ülkelerin elçilerini karşıladığı zaman , Silah taşıyan silahlı kuvvetlerini geçmek büyük bir askeri kutlama yapıyorlar.sonra yeni askeri birimleri olarak elçini aldatmaya niyetle diğer silah taşıyen kapı girip ve başka kapından çıkır.(1). Orta Çağ'da ve İtalyan Bölgelerde diplomatik törenlerine önem verildi.o zamanda 1513 yılında Nicolo Machiavelli , (Prens) adlı bir kitap yayınladı. Diplomatik hilesi ve iktidar uğruna ahlak ve değerlerle tezat olan törenleri bu kitapta gösterdi.kitapta gelen konulardan biri : vali, onun iktidarını yerel ve uluslararası ahlaksız kanıtlamak. vali, iktidarını pekiştirmek için yalan söylebilir.ve diğerini aldatabilir.o zamanda bu kitap birçok devleti etkiledi.bilgi edinme için rüşveti yayıldı. önemli belgeleri çalmayı yayıldı ve gizli işlerini da yayıldı. 1851 yılında Viyana Sözleşmesinde elçilerin kıdemi sorunu yerleşti.ve onlarıı, elçiler , Papa'nın temsilcileri , müzakere eden elçiler , ikamet eden bakanlar ve Maslahatgüzar'a böldü.ve onaylama kağıt sağlaması kabul ederek koyuldu. ـــــــــــــــــــــــ (1) daha bilgili almak için : Dr Mahmoud Halaf , diplomatiK, Arap Kültür Merkezi, Beyrut 1989 AD. Jamal Barakat , diplomatiK , Riyad , 1985 AD. 114 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Üçüncü Talep Çağdaş diplomasi Çağdaş diplomasi , tarih boyunca devletler , gruplar ve fertler arasında insanlık ilişkilerinin bir devamıdır.ve uygarlık Insanlık fikri gelişmesi tezahürüdür.Insan zihnin , kurallar ve yasaları icat etti.bu kurallar uluslararası diplomasi temeli kurdu.bunlaradan en çok önemli : a- Diplomatik taktik gelişiminde, uluslararası gelişmelerden yararlanma.iletişimi geliştirmek için diplomasi stili geliştirmeli idi. çünkü her şey kolay olarak bilme oldu diplomatik protokole ilgili yöntemlerin geliştirilmesi yönünde bastırdı. b- diplomasi uygulama etkinliğini kurmak için , çöküşü ve eski sömürgecilik çöküşü yararlanma.Hindistan, Mısır, Sudan, Fas, Levant ve Latin Amerika ve Afrika ülkeleri gibi dünyanın birçok ülkesinde Avrupa ülkeleri tarafından uygulanan olan sömürgecilik, diplomatik faaliyet geliştirmek için bu kolonicilik askeri gücüne dayalı olduğunu hiç şüphe yoktur.bu nedenle, bu ülkelerden kolonicilik gidince, diplomatik faaliyeti geliştirdi. c- ikinci dünya Savaşı'nın bittirmesinden yararlanma.Diplomasi ilkelerini kurulan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kurludu.bu ilkelerden : gizli olmayan diplomasisi takip etme, gizli antlaşmalar vazgeçmesi , Insanlar kendi kaderini tayin hakkı vermesi, uluslararası ilişkilerin geliştirmesi , egemende eşitliği tanıması , diplomatlar elçileri dokunulmazlıkları teyit etmesi ve dünya kamuoyuna saygı gösterme. diplomatik ilkelerini kristalleşmeye çeşitli faktörler yardımcı olmuştur.en önemlisi : teknolojik gelişmesi, Iletişim ve ulaşım gelişmesi, özgür fikir yayılması, uluslararası ve yerel kamuoyu etki gücü, medya Etkinin büyüklüğü , ekonomik bloklarını ortaya çıkması, 115 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Avrupa birliği ve bölgesel sendikaları, haber verme hızı , globallik uluslararası bir gerçeklik haline geldiği yayılması, Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve parçalanması , Amerika Birleşik Devletleri tarafından temsil edilen birlik uluslararası kutup fikiri göstermesi ve modern diplomasi modellerinin ortaya çıkması. Bunlardan : 1234567- konferanslar diplomatiği. bölgesel, uluslararası örgütler. halklı organları diplomatiği. Parlamento ve kültürel heyetleri. sivil ve halklı derneği. krallar diplomatları ve özel elçiyi çıkması. Zirve toplantısı sözleşmesi. d- Mevcut Modern araçlarından yararlanma : 1- Diplomasi bazen kral veya devlet başkanı sayesinde doğrultma. 2- Zirve diplomasisini onaylama. 3- Dışişleri Bakanı rolüne önem verme. 4- Devletler kralına veya Devlet Başkanına özel Danışmanı sistemini onaylama, ve diplomatik rolü genişletme. e- yürütme organlarıdan yararlanma : Dışişleri Bakanlığı ilk diplomatik yürütme organıdır.ve dışişleri bakanı yetkilerinden : 1- Dış politikasını gelişimine katılma. 2- Hükümetler ve uluslararası kuruluşlar ve diğerinde yurt dışında ülkesini temsil etmesini sayesinde uluslararası ilişkilerini denetleme.ve ve diğer ülkelerle diplomatik ve konsolosluk temsilcilikleri de sayesinde. 116 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 3- Diğer ülkelerinde yurt dışında ülkesini tanımlama. Bunlar dışişler bakanı görevleridir.Bakanlığın işlevleri ise , uluslararası faaliyetlerini tüm yönleriyle ilgilenen yönetimi düzenlemedir.Bunun bir örneği, dışişleri bakanlığı ve İngiliz Milletler Topluluğunu uluslararası düzenildi.ve onda 59 bir yönetim var en önemlisi : Konut yönetimi, silahsızlanma yönetimi, Kültürel değişimi yönetimi, savunma yönetimi, maliye yönetimi, medya için yönetimsel işleri yönetimi, haberler yönetimi, fertler hizmetleri yönetimi ve batılı kuruluşlar yönetimi. f- diplomatik misyonu oluşturma sisteminden yaralanma : Diplomatik misyonu , misyonu reisi ve diplomatik farklı sınıflarda reis yardımcısınden oluşur.ayrıca misyon teknik ofislerini içerir. Bunlardan : askeri ofisi , ticari ofisi , kültür ofisi , basın ofisi , ve diğer ofisler, işçi , endüstriyel , tarım , bilimsel , sağlık ve siyasi gibidir. Her devlet'e diplomatik sistemi fonksiyonel yapısı vardır. g- diplomatik işlevi ve görevlerinden yararlanma : 1961 Viyana Sözleşmesi'nin ikinci madde metninde belirtildiği gibi en önemli işlevlerinden : dostça veya dostsız araçlar'a göre devletin çıkarlarına dikkat etmesi ve devletin temsilini fonksiyonudur. dost araçlardan : Müzakereler , iyi çabalar , soruşturma , arabuluculuk , uzlaştırma , tahkim ve yargı ile ilgili sorunlar çözümü. dostsız araçlardan : elçiyi çağırtma ya da onu geri alma , diplomatik ilişkileri kesme ve vatandaşları çekme , diğer ülkelerin vatandaşları kovma , varlıkları dondurma , Ticari ilişkileri dondurma ve ekonomik ablukası. 117 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Vatandaşların çıkarların bakımı ve diplomatların çalışmalarında konsoloslukların rolü : Konsolosluklar , ticari çıkarları ve yurtdışındaki vatandaşların çıkarları bakımında önemli bir rol vardır.Diplomat , kişisel iletişimi ,açık ve gizli kaynaklı raporlar yazmak gerekir.rapor açık ve objektif olmalıdır.Rapor yazarken , güncel olaylarını takip etmelidir. Iletişim ve diplomatik müzakerelerin rolü : Uluslararası ilişkilerde iletişim ve diplomatik müzakerelerin önemli bir rol vardır.diplomatik ofisleri , Iletişim'e normal araçlarındandır.ve obirkaç belirtilere sahiptir : resmi kitap , yazılı not , oral not , yardım eden not ve anlatan not. Yarı-resmi ve resmi müzakereleri diplomatik hayatında önemli bir rol oynar. diplomat , Diğer ülkelerle dostane ilişkiler geliştirmek amacıyla sosyal yükümlülüklerine önem vermeil.ve ülkesinin kültürünü yaymak gerekir. Dördüncü Talep Diplomatik ayrıcalıkları ve dokunulmazlıkları uluslararası hukukta Diplomat özel ve iyi nitelikleri sahip olduğunu hiç şüphe yoktur.diplomat kişi , Kişisel düzeyde keskin zeka , bilgelik ve sakin olur.ve toplumsal düzeyde Incelik , görgü , iyi davranış, uyumluluk ve uzlaştırma olur. 118 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Yasa , Karşılıklı uluslararası işbirliği standardına göre birçok ayrıcalık ve dokunulmazlar ona verdi.bu ayrıcalık ve dokunulmazlıklar diplomat elçisine fonksiyonel iş gereksinimlerinden oldu. Viyana Sözleşmesi 1961 onun önsözde bunun teyit edilmiştir.ve o öngörmektedir ki : bu tür ayrıcalık ve dokunulmazlıklardan hedef bireylerin yararına değil, ama devletleri temsil olarak diplomatik misyonların fonksiyonlarına etkin performans sağlamak için.ve bu sözleşmede açıkça tarafından düzenlenmeyen konuların düzenlenmesinde uluslararası teamül hukukunun kurallarını devam etmek gerektiğini vurguladı.Bu yazıda, diplomatik elçileri ve onların merkez yetkilisine verildi en önemli dokunulmazlık ve ayrıcalıkları açıklarız. Bunlardan : Bağışıklık siyasi sığınma sağlanmasını gerektirir.yani mülteci diplomatik misyonu evinde sığınabilir ve onun güvenliğini sağlamalı.çünkü siyasi mülteci adaletten kaçak değil, zulüm ve intikam kaçmak için yabancı diplomatik misyonlara görüş düşünür tesisi aykırı olduğu için. ve bunlardan de : Diplomatik dokunulmazlıkları ve ayrıcalıkları mutlak değildir.ama onda belli bir süre vardır bittiğinde bitti.yani atadıktan sonra bşlar.gönderilen devlet sınırlarına girerken ve bu Fbana 1961 tarihinde Sözleşmenin 39 uncu maddesine göre.bu dokunulmazlık diplomatik misyonunun sona erdikten sonra sona eriyor. ve bunlardan de : 1928 Havana Sözleşmesi'ne gore diplomat'a kara yol trafiğe sırasında nazikçe davranışmalı.Transit Devletlerine resmi olarak haber vermeil. 119 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Dokunulmazlık bu insanların hepsini içerir : Misyon Başkanı ve ailesinin üyeleri , yöneticiler çalışanlar , misyon teknisyenleri. Bunlardan de : Dokunulmazlıkların çeşitliliği ve çokluğu , Bu şudur : Bağışıklık kişisel koruma sağlar , Iletişim özgürlük bağışıklığı , Sembolik ve diplomatik mesajlarla iletişimi bakımı , Dolaşım özgürlük bağışıklığı ama kısıtlı alanlar'a girmekten önceden izin almalı , adli takibatlar bağışıklığı , Sivil adalet muafiyet ilkesine 1961 Viyana Sözleşmesi, üç istisna durum Madde 31 tarafından bildirilmiştir : Birinci durum : bazı davalar , ama özel veya gayrimenkul davaları omalı. Ikinci durum : Bazı kişisel durumu davaları : Kalıtım ve miraslar davaları. üçüncü durum : Sivil ve ticari faaliyeti ile ilgili davalar. tanıklık etmeden muafiyet bağışıklığı , ama takınlık etmeyi hakkına sahiptir. Vergilerden muafiyet bağışıklığı , Kişisel ve resmi malzemeler için gümrük vergilerinden muafiyet bağışıklığı , Bu muafiyet depolama maliyetleri, ulaşım ve eskort ve sigorta primleri Hariçtir. 111 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ikinci araştırma protocol veya törenler biz diplomasisi hakkında konuştuk sonra törenler hakkında konuşmak gerekir.Törenin tanımı ile başlayalım : birinci talep protokol tanımı Başkaları ile birlikte yaşama sanatıdır.ve gelenekler devletin kralları ve başkanları için düzenler.(1) Kanunlar, kurallar, resmiyet kutlamaları Aşağıdaki tören nezaret eden kişi özellikleri : akıllı , duyarlı , yüksek zevk , dikkatli gözlem , hızlı hareket , hızlı anlayış , iyi davranış ,saygılı , neşelilik , incelik ve zerafettir. Protokol İşleri günlük uygulama birkaç temel kuralları ihtiyacı var.bunlardan : Miras deneyimlerine saygı gösterme , her ülkenin durmuna riayet etme , sakin pratik , aşırı olmama , uluslararası toplum durumlarla uyumu , çağdaş günlük hayattına önem verme , tanıdıkta aşırı olmama , devletler arasındaki kin unutma , karşılıklı saygı , ـــــــــــــــــــــــــ (1) daha fazla bilgi için bakın : törenler, elçi Salah Abus , Mekke kütüphanesi. 111 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ikinci talep Her ülkede törenler işleri yönetimleri Her ülkede törenin işleri için yönetimler var. üç yönetim var : Birinci : Kraliyet Sarayı , Devlet Başkanlığı , Saltanat veya Emirlikte törenler yönetimi. Ikinci : Başbakanlığında törenler yönetimi. Üçüncü : Dışişleri Bakanlığında törenler yönetimi. Bu yönetimlerin yetkileri her devlet protokol kurallarına göre değişir. Devlet Başkanı tarafından bu etkileri bölünür. böylece en önemli törenileri alır : tahta çıkmak törenleri , Kral karşılama ve vedalaşması törenleri , Krallar, başkanlar ve ziyaretçiler resmi törenleri , Kral ziyareti programı düzenleme , telgrafları düzenleme , yeni elçilerin kimlik bilgilerini sağlama törenleri , elçilerin yemin etmesi törenlerini düzenleme , Kral katıldığı törenlerine gözetme , Kral ziyaretleri düzenleme , ziyafet düzenlemeleri düzenleme , protokol kayıtlarını düzenleme ve Kraliyet Sarayı'nda törenleri yönetimi. başbakanlıkta törenler yönetimin yetkileri ise aşağıdaki en önemli şeydir: yabancı hükümetlerin başkanları karşılama törenlerini düzenleme , Yabancı hükümetlerin başkanları vedalaşma törenlerini düzenleme 112 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ uluslararası kişilerden gelen telgraflar ve mektupları düzenleme , ziyaretçiler için görüşmeleri düzenleme. ayarıca Kraliyet Sarayında protokol yönetimi ve dışişler bakanlığındaki törenler arasında ortak görevler vardır.ve de batılı ülkelerde dışişler bakanlığındaki törenler yönetimi ile ortak görevler var. ve dışişler bakanlığında törenler konuşalım.dışişler bakanlığında törenler yönetimi yetkileri hakkında yönetimi ,diğer protokol ve törenlerde ortak bir unsurdur.ve her ülkenin düzenlemelerine göre öncelik kurallarını uygulamak için çalışıyor.bu yönetim, yabancı diplomatik misyonu için önemli bir role sahiptir.ve onda da temsilcisi fonksiyonları veya idari veya uluslararası var. bu yönetimin temsilci fonksiyonlarından : her durumlarda tüm diplomatik misyonlarda dışişleri Bakanlığı'nı temsil etme. idari fonksiyonlarından : Yeni yabancı elçilerin aday göstermesi ve onların kabul etmesi ile ilgili tüm işlemleri tamamlanması , Yeni diplomatik misyonların başkanları ve tüm elçileri karşılama , Diplomatik misyonların başkanları ve tüm elçileri vedalaşma , Dışişler Bakanıa, tüm yeni elçiler tanıtma , her yeni elçilerine ayrıntılı verileri ve onun tarafından resmi ziyaretler listesi ile teslim etme , yeni elçilerin kimliği sunulması sırasında töreni için özel arabada alma , Diplomatik plaka numaralarını yenileme . 113 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Her dört ay tüm elçilikler'e bir liste verilme. bu liste, resmi ulusal bayrağı , tüm diplomatik misyon üyeleri ve adreslerin ve onların işe başlama tarihi , Konsolosluk organlar üyelerinin isimleri ve onların adreslerin ,ulusal marşının notası ve telefon numaraları, teleks, faks ve web sitesi ve e-posta dahil elçiliğinin adresini içerir. Münhasıran uluslararası fonksiyonlarından : Diplomatik dokunulmazlık ve ayrıcalıklar ve muafiyetlerin tüm işlerini idare etme ve Her dört ay tüm elçilikler'e , bölgesel ve uluslararası örgütlerin listesi üyelerinin isimi ve adreslerini ile verilme. ve törenlerin fonksiyonlarınden : Yeni yabancı elçilerin aday göstermesi ve onların kabul etmesi ile ilgili tüm işlemleri tamamlanması ve Dışişler Bakanına elçi ve ülkesinin hakkında bilgileri verilme.üstelik , Dışişleri Bakanlığının , yerel misyonlar için işlerine işaret etmeli : yurt dışında kabul edilecek yerel diplomatik misyonların belirli üyeler için belgeleri hazırlama , yerel elçisine yurt dışına seyahat etmeden önce yemin etme işlerini hazırlama , Diplomatik çalışmaları Üyelerine diplomatik pasaportları çıkarma , yurt dışında tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına, törenler ile ilgili mevcut tüm talimatları verilme ve Dışişleri Bakanlığı çalışanlarının isimleri ve yurtdışındaki misyonlar ve konsolosluklar üyelerinin isimleri ve onların adreslerini içeren bir liste verilme. 114 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ elçiler ve misyonlar başkanları adaylığı ile ilgili tüm işlevleri tamamlama. Krallar ve devlet başkanları ile ilgili törenler : Bu törenlerin en önemlisi : ziyaret programı koymak için ziyaret edilecek devletin elçisi ile koordine etme. Ziyareti ile ilgili bu açıklamalı : ziyaretin günü ve ona hazırlanan programı, Konuğına eşlik ettiği kişilerin isimleri , Konuğına eşlik ettiği yerel misyonu isimleri. Düzenlemeler ile ilgili olarak ise çok çeşitlidir ve en önemlisi : havaalanı ulusal bayraklar ve konuk devletin bayraklarını süslenme , alay geçeceği sokaklarını iki ülkenin bayrakları ile süslenme , konuğunun meslektaşı tarafından karşılama , karşılan ülkede konuk devletin elçisi protokol başkanı ile konuk karşılamak için uçağa binme , Konuk Devlet ulusal marşını çalmaktan sonra karşılan devlet marşını çalma , şeref muhafızları gösterimi , bayrağı selamlama , muhafız Başkanı ile tokalaşma , karşılanlar ile tokalaşma , konuk ve karşılan içecekler içemek için şeref salonu'na gime , karşılan arabası ile yer bırakma , karşılan misafirperverlik mola merkezini bırakma ve konuk onunla vedalaşma ve karşılan, konuk için bir akşam yemeği parti kurma. 115 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Üçüncü araştırma Batı'da Görgü ve protokol kuralları sosyal davranış ve diplomatik protokol değerleri , Insanlık ve dini ilkelerinden türetilmiş üç ana şeyler ile sınırlı olur.bunlar : saygınlık , zevklilik ve düzenlilik.bu ilkeler bireyler arasındaki birlikteliği temsil eder. Akademisyenler ve araştırmacılar söylüyorlar : Protokol kuralları , ziyafetler ve resmi sosyal toplantıları yöneten bir dizi ilkeleri içerir.(1). bu kurallr, iyi ahlakı vurgulamaktadır. birinci talep Görgü ve protokol kuralları Nezaket, dünyada protokol ve görgü en önemli kurallardandir.ve o samimiyet, sadelik ve duyguları içerir.nezakette aşağıdaki işleri dikkate almalıdır : başkalarının önünde övünmeme , çok soru sormama , duygularını ince kelime ile ifade etme , misafirperverlik maliyetlerinde aşırı gitmeme ve konuğun sıkıntısını çekmeme. ـــــــــــــــــــــــــــــ (1) daha fazla bilgileri almak için : Sosyal ve Diplomatik protokolü , birinci Baskı , Arap gelecek evi 1987 AD.Hassan Kamel. 116 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Başkalardan nezaketi kabul etme , engelli ya da yaşlı bir kişine yardım sağlanmasınde aşırı gitmeme , tebrik etmek isterdiğin insanların olayları , tarihleri, isimleri ve adresleri kanunlaştırma, tebrik kartları göndermesine dikkate alma ve tebrikler'e hızlı cevap vermeli. ikinci talep öncelik protokol önceliği, yerel ve uluslararası kurallarına göre, resmi kurumlarda işçiler ve diplomasi uluslararası kişiler arasında önceliğni dikkate almaktadır. Uzmanlar, öncelik sistemi aşağıdaki durumlarda geçerli olduğuna inanıyorlar : devlet başkanları , krallar ve devletler arasında , ya da yabancı ülkelere diplomatik ve politikacılar temsilcileri arasında , değerli partiler ve araba koltuklarınde ve yürüyüşte öncelik olur , masalarda öncelik olur ve görüşme ve tebriklerde öncelik olur. Üçüncü talep Tanışma ve Tokalaşma Birinci : Tanışma : insan , tanışma sayesinde dostluklar kazanabilir ve çeşitli ortamlarda kültürleri keşfedebilir.ama tatsız olaylarda tanışmayı tavsiye edilmez.çünkü , tanışma iyi ilişkiler kurmayı hedefliyor. 117 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ bir üçüncü şahıs tarafından tanışma olabilir.Resmi durumlarda , tanıştıran kişi iki tarafın tanışmaktan memnuniyetini emin olmalı.büyük bir yaşlı başka kişi ile tanışmaktan önce onda izin almalı.bayanından kişi ile tanıştırmaktan önce izin almalı çünkü engel nedenleri onda olabilir. normal durumlarda ise , karşılan kişi bazı Konuklar ile özgürce tanıştırabilir.özel toplantıda gruba yeni gelen kişi, onun adı ve görevlerini sunmalı.Avrupa ülkelerinde, karşılan kişi davetliler ile tanıştırır. birisi büyük bir makamde kişiyi tanımak istiyorsa , onun yerine eşdeğer kişi sayesinde onunla tanışabilir. yöneticilerinden biri özel sekreteri, ziyaretçiler onunla tanıştırır.ve birisi ile birlikte olursan , başka bir kişi görüşrse onlarla tanıştırmalısın. tanıştmaktan sonra konuşmak gerekir.aracı olmadan tanışma ise buna özel kurallar var.bunlardan : tören'e girdiğinden beri kendini tanışmalı ve karşılanlar ile tokalaşmalı.gülümseme ile selamlama. İkinci : Tokalaşma : Tokalaşma , resmi ve popüler düzeyde insanlar arasında ilişkileri güçlendirmeye bir aracıdır.ve o hoşgörü ve konuksever ve sportmenliği şekillendirir.barış anlaşmaları hoşgörü ifadesi olarak tokalaşma ile biter. 118 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Tokalaşmakta genel kurallar var. bunlardan : erkekler dururken tokalaşırlar.oturan bayan tokalaşmak için durmaz.bayan veya yaşlı biri tokalaşmak için elini uzatırsa acele edilmez.ortak toplantıda bayanlar ile ilk tokalaşırırlar sonra erkekler ile tokalaşırırlar.büyük törenden gidince bütün davetlilerle tokalaşmak gerekmez.ödül sol elle teslim eder.bir kişi ödül ya da sertifikayı aldığında sağ eli ile tokalaşırır. Üçüncü : Nasıl tokalaşırız : Kurallarından : Tokalaşırken el açık olmalı.tokalaşırken yönün tokalaştığın kişinin yönüne doğru olmalı.ve tokalaşmak için uzatılan el havada bırakılmamalı. Dörtüncü : bayanların eli : Batı'da bazı durumlarda bayan elini öpünür.ve bayan elini adam gözlerini kadar kaldırır.adam, evli bir kadının elini öpmez.genel yolda bayan elini öpmez.eli öpmeyi sevmeyenlere göre , düz olarak durur ve hafifçe başını eğrilip onunla tokalaşır.Ancak, eli öpmeyi diplomat müslümanı için geçerli değildir , çünkü islam dini ve Arap geleneklerde hiçbir temeli yoktur. Beşinci : Diğer görgü : Batı'da bayanlarla davranışı özel kurallar var.bu kurallar , kişi eğitimi vebayanlarla görgü kuralları bilmesini gösterir. 119 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ bu kurallar bayanlarla , ziyafet , halka açık yerler , yol ve ulaşım araçlarında icra eder.ve mesela ulaşım araçlarında bu kurallardan : bayan bindiğini için kapıyı açılır. ve indiğini zaman ona kapıyı açılır.Bayan, arabanın sağ tarafından biner. ve adam, arabanın sol tarafından biner.adam , bayandan izin almaktan sonra onun sol oturur. çanta taşıyana bayan'a yardım edilir.oturan kişi bayan için koltuğu tahliye edilir. batı'da da takip edilen diğer kurallardan : Tebrik kartı ile hediye verilmesi, diğerinin varlığı sırasında hediye açılmaz , ama başka kimse bulunursa , hediye veren kişiyi teşekkür etmek için hediye derhal açılmalıdır.ve eğer hediye tatlılardan olursa, onu açılmalıdır. gülüş ile ilgili diğer kurallardan da : onlar gülüşü , açık , ağır , yapay, maktum ve deliye bölünürler.bu türlerden daha iyi açık gülücüktür. gülücük iş adamını ayırılmamalı.hatta bazı işadamları bu sözleri yazarlar : tebessüm et.ve gülüş, selamlaşma ve vedalaşma ihtiyaçlarındandir. Dörtüncü Talep Ziyafet Verme birçok ziyafetler, partiler ve siyasi ve toplumsal durumlar ve milli ve dini bayramlarda verilir.bu ziyafetlerde kurallar var.ve protokoldan kurulan geleneklerden biridir.ve bireyler ve kurumlar arasındaki bağlantıları güçlendirir. 121 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ aşağıdaki en önemli ilkeleri uyulmalıdır : durumların tarhini tutmalı.davetlileri belirleme listeleri tutmalı. yemeği biraz bıraktığında çatal ve bıçağı taşınmaz.yemek tamamlandıktan sonra elin parmakları yıkamalı.yemekten önce menüsü tanımalı. yiyecek ve içecek özel bir kurallar onu uyulmalıdır.Menü özel ziyafetlerde yiyeceklerden çok türleri içerir.bunlardan : havyar , mercimek , balık , kuşlar , salatalar , tatlılar , dondurma , meyve , kahve ve çay. Beşinci Talep bayrakları yükseltmesi törenleri Bayrak devlet amblemi ve onun bağımsızlık ve egemenlik sembolüdür. onun yükseltmesi özel törenler var çeşitli türlerine göre : ulusal Bayrağı , devlet Başkanına özel bayrağı , Silahlı kuvvetlerin Bayrakları , polis Kurumun Bayrakları , kuruluşların Bayrakları ve Devlet elçiliği ve konsoloslukları üzerinde uçan bayrakları. 121 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ulusal bayrağı ile ilgili gözlemlerden : Ulusal bayrağı ticari marka olarak kullanılmaz , bayrak zemin dokunmaz , bayrak üzerinde Yürünmez , başka bayrak onun üzerinde yükseltmez , kutlamalar masaları kapak olarak bayrağı kullanmaz , Yırtığı durumda onu yanmalı , uygun bir şekilde onu yükseltmeli , üzerinde hiçbir şey yazılmaz , şehitleri ulusal bayrakla sarılabilir , güvenli bir yerde onu muhafaza edilmelidir , bayrağı indirilmez sedece ulusal yas durumunda indirilir.Suudi Arabistan bayrağı hiç indirilmez.çünkü onun üzerinde'' Allah birdir muhammed onun kulu ve elçisidir'' yazılır. Hukuk , ulusal bayrağı hakaretin cezası yasa çıkarır.ve da ulusal marşına, ulusal olaylarda oynadığı işaret etmeli.ayrıca onun amblemine işaret etmeli. 122 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 123 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ beşinci bölüm İslamî davranşın törenlerinin manası 124 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 125 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ beşinci bölüm İslamî davranşın törenlerinin manası birinci araştırma geneller birinci : Sosyal davranışı meşruiyet kurallarından parçasıdır : Sosyal davranışı ve terbiyelilik kuralları islam meşruiyeti kurallarından parçadır.bu kurallar, Müslümanların Hidayeti davranışından ahlaki bir yoldur.bu kuralları tutan kişi dünya ya da öbür dünyada yolu kaybetmez.Allah dedi : (Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.)(1).meşruiyet kuralları , Kur'an ve Sünnet'te Allah tarafından kanunlaşmaktadır.ya da Peygamber (s.a.s)ölümünden sonra bilim adamları tarafından anlaşmalıdır. genel ahlak kaynakları, islam meşruiyetine ana kaynaktır.bunun nedeni, genel ahlak, islam hukukunndan bir parçadir.bu yüzden , islam'da şeriat inançtan ayrılmaz.bu ana yönü, Allah'ın kanunu tüm zemin sistemlerinden farklılaşır. ve nezaket yazılı kurallar değildir.ama o duygudur.ve başkaları sevindirmekte istektir.Başkalarının kalbini ulaşabilen kişi nezakette başarılıdır. ــــــــــــــــــــــــــ (1) TÂH SURESI - 124 . 126 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Protokol kuralları doğru davranışı gösterir.bu davranış , sadelik ile güzellik ve iyilik ile hassaslık arasını birleştirir.da bu kurallar iyi nitelikleri sanatı olarak tanımlanabilir. protokol , yazılı ve yazısız kurallar ve ilkeleridir.ve bu kurallar, çeşitli durumlar, partiler ve resmi ve sosyal ziyafetlerda önceliği düzenler. bu kurallar, doğru davranışı gösterir.ve bu davranış , sadelik ile güzellik ve iyilik ile hassaslık arasını birleştirir. görgü kuralları iyi nitelikleri sanatı olarak tanımlanabilir.ve nezaket hoşnutluk sanatıdır.ve her zaman her kalbine kendi yolunu bulur. kişi, başkaların duygu, hak ve isteklerini dikkate aldığı esasına dayanmaktadır. Sadelik , terbiyelilik ve nezaket iyi temeli gösterdiği beli niteliklerindendir. Bu yüzden övünmekten kaçınmalı çünkü kötü alışkanlıklarından olduğu için.(1) Genel ahlak bilinmesi dünya ve ahiretin mutluluğu elde edilir.çünkü bilim, iş derecesi ilkdir.kim öğrenip çalıştı , allah yöntemi elde etti , peygamber sünnetini tuttu , iyilik yolunu takip etti ve kötülükten uzak durdu. ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) İslam'da görgü ve protokol Ahlakı.Kamal Muhammed Ali.Baskıya Dar garip.Kahire 2000. 127 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Sosyal edepleri , ruh sağlığı , zihin rüşdi ve fiziksel sağlığını elde edilir.çünkü edep, insanlarda her iyi niteliklerini toplar.çünkü o kapsamlı bir edebdir.Allah ile sonra Resulullah (s.a.s) ile sonra insanlar ile başlar.ve Allah ile edep üç şeyle olabilir. Allah isimleri ve özellikleri ile bilmeli.Allah'ın dini ve yasaları ile bilmeli.Allah , hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri ile bilmeli.daha sonra bütün şeyler ile , yumuşak ve hazır bir insan olduğu gerektir ve hakkı kabul etmeye hazır olur.(1). Resulullah (s.a.s) ile edep ona teslimiyet mükemmel olarak , emirleri uygulama ,ona iman etme ve onun sünneti takip etme olur. edep , insanların rütbesine göre olur. Ebeveynler ve konuklar ile özel edep olur.ve bütün insanlarla iyi davranmalı.(2). bunun üzerinde sosyal davranışı ve terbiyelilik kuralları islam meşruiyeti kurallarından parçadır. Sosyal davranışı : insan, Allah ile ve Resulullah (s.a.s) sünneti ile ve bütün insanlarla takip ettiği iyi davranıştir.ve bu ahlaklı bir davranıştır.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: ("Ben, ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.)(3).bu demektir ki, sosyal görgü bakış açısıyla , insanlarda ahlaki gelişimi Peygamber misyonunu hedeflerindendir.ve ilişkilerde mükemmellik yolunda onları koyur.ve hayatlarında onları öngörülü yaptırır.bu nedenle, din ve ahlak ile ilişkili olur.bu nedenle bazı araştırmacılar söylerler ki : ahlak dinidir.davranış kuralları biçiminde somutlaşır. ــــــــــــــــــــــــــــ (1) Medarik El-Saalikeen : (2/ 378) (2) Medarik El-Saalikeen : (2/ 378) (3) (İmam Ahmed Müsnedi; c: 2, hadis no: 318. Elbânî de, 'Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha'; hadis no: 45'te hadisin hasen olduğunu belirtmiştir.). 128 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Resulullah (s.a.s) müslümanlar için ahlaki ve iyi örnek tam şeklidir.ve bu iyi örenği takip etmeli.ve müslümanlar Resulullah (s.a.s) ahlakı takip etmelidir.Allah dedi : (Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.)(1). Allah da dedi : (Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.)(2).ve Allah dedi : (Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.)(3). İkinci : Resulullah'ı takip etmesi , islam'da sosyal ahlaki davranışı temelidir. bir yandan , insan için dünya ve öbür dünyada iyiliği toplar.Bazı alimler şöyle dedi: (( ahiretin iyiliği , iyi ahlak ve dünyanın bilgeliğini istersen , Resulullah'ı takip et. ))(4).öte yandan, ahlak alanı ya da inançta insanları salih ataları takip ettirir.hepsi saf tevhidin kaynağına götürür.Resulullah'ın arkadaşları ve onların takipçileri, Kur'an ve Peygamber (s.a.s) sünneti takip ederdiler.ve onlar hak için kazanırdılar.sonra rütbelerini yüksedi.ve sadece hakkı söylediler ve yaptılar .ve inançlarını yüksedi.niyetlerini net oldu.Bu nedenle onlar dünyada efendilerden oldu ahirette de Allah katında makbul kimselerden oldular. ـــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) kalem suresi , 4. Ayeti. "AHZÂB suresi, 21. Ayeti. ÂLİ İMRÂN suresi, 31. Ayeti. İbn Hazm araçları 1/345. 129 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ üçüncü yöndan ise o : Gayrimüslimlere Müslüman inançı hakkında iyi bir fikir verir.ve biz birçok örnek vereceğiz.Bu, Allahın dininin-hükümlerinin büyüklüğünü beyan etmek için Allaha davet eden araçlardır.şimdi hayvanlar ile İslamın uygar davranışına kısaca işaret edeceğiz. çünkü islam insan haklarına saygi gösterir gibi hayvan haklarına da saygı gösterir.ne büyük şeriat !.ve ne büyük islamı edepleri!. Hz. Âişe anlatıyor: Peygamber’imiz bir gün Hz. Âişe’ye, hırçın ve sanki sert bir kömür parçası gibi siyah bir deve verdi. Ona dokunup bereket getirmesi için dua etti. Sonra şöyle dedi:“Bu deveye bin ve ona yumuşak davran. Şüphesiz bir şeyde yumuşaklık varsa, onu süsleyip güzelleştirir. Bir şeyde yumuşaklık çekilip alınırsa onu lekeler.”(1).Cerir bin Abdullah rivayet ediyor. Peygamberimiz şöyle buyurdu:"Muhakkak Allah Teâlâ sertlik ve kabalığa vermediği şeyleri (mükâfatı) rıfk ve yumuşaklığa verir. Allah bir kulu sevdiği zaman da ona rıfkı ihsan eder. Rıfktan mahrum olan bir ev halkı her şeyden mahrum olurlar."(2). hayvan ile islam davranışı kapsamlı bir davranıştır.ve Allah kayvanlara kötü davrananlara azap eder.Abdullah b. Ömer'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:"Bir kadın, kedi yüzünden azaba uğramıştır. Kediyi ölene kadar hapsetmişti ve bu yüzden cehenneme girdi. Onu hapsettiğinde ne doyurmuş, ne su vermiş, ne de yerin haşerelerinden yemesi için salıvermişti." (3) Abdullah b. Cafer (ra) anlatıyor: Bir gün Resûlullah (sav) beni hayvanının terkisine almıştı. Ensardan birinin bahçe duvarının yanına geldik. Orada bir deve duruyordu. Resûlullah (sav) devenin inlediğini duydu. Bunun üzerine devenin yanına gitti ve gözlerinin yaşla dolmuş olduğunu görünce hayvanın başını okşadı. Devenin iniltisi kesilmişti. Allah Resûlü; “Bu devenin sahibi kim, bu deve kimin?” diye sordu. Ensardan bir genç gelerek, “Benimdir yâ Resûlallah!” diye cevap verdi. Resûlullah; “Allah’ın sana bahşettiği bu hayvan hakkında Allah’tan korkmaz mısın? Bak o bana seni şikâyet ediyor; sen onu aç bırakıp ona eziyet ediyormuşsun.” buyurdu.Tabi ki, hayvanın dili yoktu. Ancak onun halinden ıstırabı anlaşılıyordu. Dolayısıyla Allah Resûlü (sav) hayvanın sahibine yaptığı yanlışı bu şekilde anlatmak istemiştir.(4) ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Müslim'den rivâyet edildiğine göre 131 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (2) Müslim 'den rivâyet edildiğine gore , yumuşak bölümünde (4695) (3) (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 224). Buhari rivayeti (3071) (4) Ebu Davud 'den rivâyet edildiğine göre2549 VE 2186 , Ebu Davud Sehihi 2549 Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hayvanlarınızın sırtını minberler yerine koymayın. Şurası muhakkak ki tek başınıza güçlükle gidebileceğiniz bir yere sizi götürmeleri için Allah onları sizlere musahhar (hizmetçi) kıldı. Arzı da sizin (durma yeriniz) kıldı, öyleyse ihtiyaçlarınızı (duran hayvanının sırtında değil) arz üzerinde görün.".(1). uluslararası konferanslarda gayrimüslimler, islam hayvanları kestiğinde bunlara şefkat göstermeye emrettiği duyduğunda , bu ahlaki yüksekliğine şaşırırlarResûîüllah (Sailallahü Aleyhi ve SeHem)'den belledim. Buyurdular ki :«Şüphesiz Allah herşeyde iyiliği farz kiîmıştır. O halde siz öldürdü¬ğünüz vakit, öldürmeyi iyi yapın. Kestiğiniz zaman da kesmeyi iyi bece¬rin. Her biriniz bıçağını bilesin. Ve kestiği hayvana rahat versin!»(2) konuşma edebinde islam'ın kuralları : 1- konuşmaya saygı göstermeli ve konuşma önemine dikkat etmeli.Allah dedi : (İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.) (3). Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuştur:“Allâh'a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun! ” (4) Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuştur: (İnsan, önemsiz sandığı bir söz söyler. Bu söz ALLAHü teâlânın rızasına muvafık düştüğü için kıyamete kadar ondan razı olur. Bir başkası da hiç önem vermediği bir söz yüzünden kıyamete kadar ALLAHü teâlânın gazabına uğrar.) 2- alçak bir sesle ile konuşma islam ahlakındandır. ve dinleyicileri rahatsız etmemek için yüksek sesle konuşmaktan kaçınmalı. ــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) Ebu Davud 'den rivâyet edildiğine göre2549 Müslim 'den rivâyet edildiğine göre3615 KAF suresi, 18. Ayeti. daha önce anlatılır S.61'de Tirmizi 'den rivâyet edildiğine göre 131 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Allah dedi : (Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.)(1) İslam, her zaman Allah'ından korkusu ahlakı davranışı ile bağlar.ve bu ayet bu davranış Allah'ından korkusu ile bağlar. dinleyiciyi anlatmak için bazı ifadeleri tekrar eder. Nebî -sallallâhu aleyhi ve sellem- de şöyle buyurmuştur Mümin lanet etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayasız olmaz”. konuşmada gevezelik etmekten kaçınmalı .Hz. Rasûlullâh şöyle buyurdu : (“Bana en sevgili olanınız ve bana ahirette de en yakın olanınız, ahlakı en güzel olanınızdır. Sizden en çok kızdıklarım ve ahirette bana en uzak olanlarınız da, ahlakı kötü olanlar, gevezeler, böbürlenenler ve boş boğazlardır.) fısıltı ile söylemekten kaçınmalı. İbn Mesud radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Üç kişi olduğunuz zaman içinizden ikisi, üçüncünüzü katmadan aralarında fısıldaşmasın. Zira böyle bir hareket onu üzer.” - buluşmakta güler yüzlü ile ve iyi konuşmalı. Allah dedi : (ve müminlere alçak gönüllü ol.)(2). Da Allah dedi : (O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.) (3). ـــــــــــــــــــــــــــــ (1) Hucurât Suresi,3. (2) el-Hicr sûresi, 88. âyet-i. (3) ÂLİ İMRÂN – 159. 132 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - - - Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Güzel söz sadakadır .(1).Resulullah buyuruldu ki:(Din kardeşine güler yüz göstermek, iyi şeyler öğretmek, kötülük yapmasını önlemek birer sadakadır.)(2).Kardeşinin yüzünü tebessüm ettiğinde, ona sevgini hisseder. Resulullah buyuruldu ki : ((Mümin kardeşinin yüzüne tebessüm etmek sadakadır.))(3) Anlaşılır bir dille konuşmalı. Dinleyici anlamak için sakince konuşmalı. önemsiz konışmamalı.uygun sözleri seçmeli.Rasülüllah şöyle buyurdu: Allah Teâlâ hayır söyleyip kazanan veya susup selamet bulan kimseye rahmet eylesin.(4) alçak bir sesle konuşmalı. dedikodu ve gıybetten uzak durmalı.Allah dedi : (Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir.)(5).başkalarla alay etmemeli.Allah dedi : (Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.)(6). ــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) (6) Buhari'den rivayet edildiğine göre.2767 . Muslim , Zekat 1677 Müslim'den rivayet edildiğine göre.1677 Tirmizî' den rivayet edildiğine göre. 1879 , Tirmizî Sehihi 1956 İbn El-Mübarek'den rivayet edildiğine göre .Elalban’ 3496 HUCURÂT suresi, 12. Ayeti. HUCURÂT suresi, 12. Ayeti. 133 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Allah , alay ve dedikodudan uzak durmak için kadın kelimesini iki kez söyledi. - - konuşma , dinleyicinin kültürü ve akıllarına uygun olmalı. iyi dinlemeli hem de iyi konuşmalı. Bilgelerden biri dedi ki : ( Ey çocuk güzel konuşmayı öğrendiğin gibi güzel dinlemeyi de öğren. acele konuşmaya dikkat et ).Allah dedi : (ve İnsanlara güzel söz söyleyin )(1). Abdullah bin Mesud şöyle der:“Sizleri çok konuşmanın tehlikelerine karşı uyarıyorum. Siz işinizi görebileceğiniz kadar konuşun. Allah’a yemin ederim ki yeryüzünde uzun süre hapsedilmeye, dilden daha müstahak bir nesne yoktur.” Oturma Âdâbı çok kişi şuna ınanır kişinin başkalarının yanında yaşadığı çevreye zıt olarak oturma tarzı farklıdır. bunun için Aşağıdaki alışkanlıklarını takip etmelidir: - - _ bir yerden bir yere tanışmadan ya da başkalarına bakmadan ; çünkü bu sağlam zevk ile ve oturma kurallarına uymayan ve sukunetle oturmak gerekir. _ patronunle toplantıda bacak bacak üstüne atarak oturma,çünkü o bunu ona değer vermediğin şeklinde anlar. _ resmi toplantılarda dili çiğnemek,tesbih çıkarmak,veya alakasız bir şeyle ilgilenmek kişinin saygınlığını,konumunu bitirir. ــــــــــــــــــــــــــــ (1) BAKARA SURESI – 83. (2) Tabaraani'den rivayet edildiğine göre. 134 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - _ ne olursa olsun sandalyenın kenarına oturma çünkü görüştügün kişi önemli biri olabilir. _ ne olursa olsun görüşme resmı olmayan : • sandalyenın kenarına oturma. • bacağını sandalyenın altına dayayarak oturma. • Ayakkabılarını çıkarma. • Başka bir kişinin karşısında ayakkabılarını koyma. • senin diz veya uyluk hareket ettirme. _ resmi konumda ayaktayken ya da oturken kişinin elbisesin düğmesini kapatması adettendir. müslümanın uyması gereken oturma kuralları aşağıdakı gibidir : _Salihlerle Otur : müslman oturduğu ve sohbet ettği kişıyi iyi seçer . onları takva sahibi ,mümin ve allaha ıtaatı bilen ona ibadet edenlerden seçer. müslman edepsız ve dınsız arkadaşlar ile arkadaşlık etmez. çünkü arkadaş arkadaşı etkilidi. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor:"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin."(1).bunun için ahlaksız , içkiye bağımlı , ve işsizden uzak durmalı. Abu Saeed radıyallahu anh anlatıyor:"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: sadece müminle arkadaş ol ve azıgın takva olsun.(2).rasulallah, iyi arkadaş misk taşıyıcıya benzetti , kötü arkadaş ateşe üfleyen ve arkadaşına sıkıntı veren kimse gibidir. ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Ebu Davud, edeb 19, ( 5019); Tirmizi, Zühd 45 ).Ahmed 7685 (2) Ebu Davud den rivayet edildiğine göre.4192.Elelbani 2395 , Sehih Elcami 7341 135 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Resülullah aleyhissalâtu vesselâm dedi : İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenildiği zaman ateş kıvılcımları seni yakmazsa, kokusu seni rahatsız eder.) [Buharî].(1) _ selam ver ve meclisin sonuna otur : müslüman kavımın bulunduğu meclise girince onlara selam verir ve meclisin sonunda bulduğu yere oturur , konumu ne olursa olsun birisinin onun için yerinden kalkması doğru değildir ; ınsanlar ademden adem de topraktandır aralarında fark yoktur. İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Sizden biriniz bir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp sonra onun yerine kendisi oturmasın. Fakat açılarak halkayı genişletiniz.” (2).müsüman meclisin otasına oturmaz, Bir adam halkanın ortasına oturmuştu. Huzeyfetu'bnul-Yeman (ra) dedi ki: "Halkanın ortasında oturan, Muhammed (sav) diliyle lahetlenmiştir." (3) müslüman izıini olmadan iki kişinin arasına oturmaz , Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir kimsenin, izin almadan iki kişinin arasına oturması helal olmaz." [Tirmizi'nin rivayetinde: "İzinleri olmadan iki kişinin arasını açması kişiye helal olmaz" .(4) ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) Buhari'den rivayet edildiğine göre.1959 ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4762 Buhari'den rivayet edildiğine göre.5798 ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4044 Ebu Davud 'den rivayet edildiğine göre.4826 , S, 476 Ebu Davud 'den rivayet edildiğine göre.4845 ve Tirmizî 'den rivayet edildiğine göre.2752 136 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - - - - Sokaklar ve pazarlarda oturmaktan uzak durmalı.Peygamber , çünkü bu insanlara eziyet vermek için buna uyardı.ve eğer bir kişi sokaklar ve pazarlarda oturmaya zorunda kalırsa , yol hakkını dikkate almalı.Rasûlüllah Ashabı; "Ya Rasûlüllah, yolun hakkı nedir?" diye sordular da Hz. Peygamber (s.a.v): "Haramdan göz yummak, halka eza vermekten ictinab etmek, selam verenin selamını iade etmek, maruf ile emredip münkerden nehyetmek (iyiliği emredip kötülükten yasaklamak), sorana yol göstermek, mazluma yardım etmektir" buyurdu. Yerler şüpheleri uzak durmalı : Müslüman, kahvehanede sedece ihtiyaç durumunda oturur.ve eğlence merkezleri ve gece kulüplerinden de uzak durmalı. gelene yer açmak : Allah dedi : (Ey iman edenler! Size "Meclislerde yer açın" denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin).(1) gelenleri yüceltmek için durmamalı :ebeveynler , büyük bir adam , ya da profesör ve tokalaşmak için durabilir. Bir Meclisten (sohbet veya bir toplantıdan) Kalkarken Okunacak Dua: Müslüman her zaman onun meclisinde Rabbini anmalı.Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Kim bir mecliste oturur ve orada bir sürü faydasız ve mânasız sözlerle vakit öldürür de, o meclisten kalkmadan önce, Sübhâneke Allahümme ve bihamdike eşhedü en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyke: Allahım! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ve hamdinle tesbih ederim. Senden başka bir ilâh olmadığını kesinlikle belirtirim. Senden bağışlanmamı diler ve sana tövbe ederim, derse, o mecliste yapmış olduğu hataları bağışlanır."(2). Meclis emaneti : Müslüman meclis sırlarını tutar. ـــــــــــــــــــــــــــــــ (1) MUCÂDELE SURESI – 11. (2) Ahmed 'den rivayet edildiğine göre.8462 ,Tabaraani'den rivayet edildiğine göre.4487 137 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) belirli yerlerde oturmalı. (2) İzinleri olmadıkça iki kişinin arasına oturulmaz. (3) sakince oturmalı.iyi dinlemeli.konuşmada başkaların sözlerini kesmemeli.Kendisi hakkında çok konuşmamalı. (4) meclisten gitmekten önce izin almalı.ve selam vermeil. Konuşma Âdâbı : konuşma, bireyin davranışınında etkilediği sosyal edeplerindandir.Eğer güzel konuşursa cemaat onu sever ve ona hürmet eder. Şayet kötü konuşursa insanlar ondan nefret ederler. Topluluklarda konuşmak iletişimin en doğru araçlardandandır.ve ilişklerin kurulması ve sağlam dostlukların en kolay araçlarındandır.sağlam dil ve çeşitli dilleri öğrenme güçlü silahlarından biridir. sağlam dil konuşma sanatı kurallarındandır.ve iyi dinlemek de konuşmanın sanatı edeplarındandır.bize konuşan kişiler ilgiyle onları dinlemeliyiz.Konuşma, güzel bir sanattır ama sessizlik , konuşmaktan daha güzel bir sanattır.(1). ـــــــــــــــــــــــــ (1) İslam'da davranış edepleri Kamal Muhammed Ali. 138 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Konuşurken edepli konuş! Küfür ve kötü sözlerden uzak dur! çünkü iyi kişisel, kötü sözleri söylemez.el ve baş hareketleri konuşmaya sırasında eşlik edilemez.nezaket konuşmaya sırasında eşlik edilebilir.Nezaket edepli davranışların en genişidir çünkü günlük hayat munasebetlerin hepsini kapsar. ve toplumsal ilişkiler ve insanlik bağları başlangıç noktasıdır. Allah dedi : (Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.)(1).biz Müslümanlar, konuşmamız konuşma edebte Kur'an ayetlerinden eğitim ve ahlak davranışlarını ilham etmeli.ayet ,Allah'ın elçisinin huzurunda seslerimizi kısalamaya emreder.ayetten öğreniriz ki : bizim ebeveynler ,öğretmenler ve eğitimciler ile sesi kısalama bütün insanlarla iyi davranıştır.çünkü yüksek ses ahlaksızlığı delalet eder. Kur'an ,uygun ses saygından olduğu bildirir. Bu yüzden Lokman Hekimin oğlune tavsiyesi böyle oldu : (Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.)(2). - Peygamber(s.a.v) buyuruyorki:çok sükut etmeye gayret et. Çünkü sükut şeytanı uzaklaştırır ve din işlerinde sana yardımcı olur.(3). ــــــــــــــــــــــــــ (1) HUCURÂT SURESI – 3. (2) LOKMÂN SURESI – 19. (3) Tabaraani 'den rivayet edildiğine göre. zayıf Elcami elsağır 221 139 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - konuşan kişinin yüzüne bakmak gerekir. yüksek sesle konuşmamalı. Konuşmacı ne dedi kelimeyi tekrarlamak zorlamamak için da çok alçak sesle konuşmamalı. dinleyicinin yüzününe yakın olmamalı. dinleyiciyi rahatsız etmemek için hızlı bir şekilde konuşmamalı.ve da dinleyici canını sıkılmamak için yavaş konuşmamalı. Aynı anda iki kişi ile konuşmamalı. konuşan kişi sözlerini kesmemeli çünkü bu çok kötü davranıştır.ama meselesi önemli ve gerekli olursa , müsaade edilir.(1). İkinci araştırma Resulullah (s.a.s) ahlaklarından eğer tüm insanlar Resulullah ahlakı öğrenirse , tamamen ve kısmen toprak yüzünü değiştirir. Birinci : Resulullah (s.a.s) güzel ahlakı : Allah'ın sözleri Resulullah (s.a.s) hakkında ne büyük. (ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.)(2). ـــــــــــــــــــــــــ (1) İslam'da davranış edepleri Kamal Muhammed Ali. (2) KALEM SURESI – 4. 141 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Resulullah (s.a.s) ahlakı insanlar'a büyük bilgeliği gösteriir.bunlardan en önemlisi görgü kuralları üzerinde insanlar ilişkileridir. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu : ( ("Kıyamet günü, müminin terazisinde, güzel ahlâktan daha ağır bir şey yoktur. Allah teâlâ, çirkin konuşan ve ne konuştuğunu bilmeyenlerden nefret eder."))(1). Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:"içinizden en çok sevdiklerim ve kıyamet gününde mevki bakımından bana en yakın olanlarınız, ahlâkça en güzel olanlarınızdır.(2).En nefret ettiklerim ve kıyamet gününde benden en uzak olanlarınız ise, gevezeler, lafazanlar ve yüksekten atanlardır Onlar büyüklük taslayan kimselerdir."(3). 3- İbni Mes’ud (ra) anlatıyor;Resulullah (sav) şöyle buyurdu: ’’Mümin; kusur bulan, lanetleyen ve müstehcen söz söyleyen kimse değildir.(4). 4- Enes bin malik Radyallahü anh der ki,Ben Resulullah s.a.v. Efendimize on yıl hizmet ettim, bir defa bile bana darılarak Öf demedi..yaptığım bir şey için, niçin yaptın yapmadığım bir şey için de niçin yapmadın demedi. ــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) İbn Ebî Asim ,sünnet kıtabinda 783 . Tirmizî'den rivayet edildiğine göre.1941 , Sehih Elcami 2 / 24 (2197) Ahmed'den rivayet edildiğine göre.6735 , Buhari’den rivayet edildiğine gore edep, 275 Buhari' den rivayet edildiğine göre. 3559 ve Müslim den rivayet edildiğine göre.2321 141 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Enes bin malik Radyallahü anh der ki,Ben Resulullah s.a.v. Efendimize on yıl hizmet ettim, bir defa bile bana darılarak Öf demedi..yaptığım bir şey için, niçin yaptın yapmadığım bir şey için de niçin yapmadın demedi.Hazret-i Enes (radıyallahu anh) demiştir ki: - "Ben Allah'ın Resulünden daha güzel bir kimse görmedim. Mübarek yüzünde sanki güneşin nurları parlardı. O güzel yüzünde parlayan letafet nurları, gülümsedikçe lâtif dişlerinden saçılan berraklık parıltıları, karşısında bulunan duvarlara yansırdı."(1). İkinci : Peygamber'in (s.a.s) Yüksek Tevazuu , cömertlik ve hayâsı : Resulullah , tevazu , cömertlik ve utangaçlıktan çok büyük örnek bıraktı.Müslümanlar bu ahlakı takip ederse , ahlaklarını yüksek olur.Peygamber (s.a.s)ahlaklarından : - - Ömer Radyallahü anh'dan Resulullah s.a.v. şöyle dedi : Hıristiyanların Meryem oğlu İsa'yı övmede aşırıya gittikleri gibi sizler de beni övmede aşırıya gitmeyin. Ben sadece bir kulum. Benim için sadece 'O, Allah'ın kulu ve Resulü'dür' deyin"(2) Hazret-i Ebu Said-i Hudri buyurdu ki:(Resulullah efendimizin hayası, bakire İslam kızlarının hayalarından daha çoktu.)(3). Ashabın alimlerinden Abdullah İbn Abbas (r.a.) şöyle anlatmıştır: "Rasûlüllah (s.a.s.) insanların en fazla cömert olanı idi.Onun bu cömertliği Ramazan ayı girip de kendisiyle Cebrâil (a.s.) karşılaşınca daha da artardı. Cebrâil (a.s.) Ramazan ayı çıkıncaya kadar her gece Resûlüllah (s.a.s.) ile buluşur, Resûlüllah (s.a.s.) ona Kur'ân'ı arzeder / okurdu.Resûllüllah (s.a.s.) Cebrâil ile buluşunca insanlara rahmet getiren rüzgardan daha çok cömert ve daha fazla faydalı olurdu."(4). ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) Buhari' den rivayet edildiğine göre.5578, ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4269 Buhari' den rivayet edildiğine göre.3189 Buhari' den rivayet edildiğine göre.3298 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4284 Buhari' den rivayet edildiğine göre. Vahy 5 ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4268 142 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - Câbir b. Abdullah şöyle derdi: "Rasûlullah (s.a.s.) kendisinden herhangi bir şey istendiğinde, asla, 'hayır!' dememiştir."(1). - musa bin enes babasının şöyle dediğini rivayet etti :Rasûlüllah sallallâhü aleyhi vesellem’den Müslüman olmak üzere, her kim bir şey isterse, istediğini ona verirdi. Hatta bir kimse, O’ndan istekte bulundu. Bunun üzerine Nebî sallallâhü aleyhi vesellem, iki dağ arasındaki zekât koyunlarından ona, çok miktarda verilmesini emretti. Daha sonra bu kişi kavmine dönünce “Ey ahâli! Müslüman olun. Muhammed sallallâhü aleyhi vesellem, fakirlikten korkmadan bol bol dağıtıyor” dedi.(2). Üçüncü : Peygamber(s.a.s.) merhamet'i : Resulullah , eylem , konuşma , güzel ahlakta Allah'ın emirlerine itaat ederdi.Allah dedi : ((İnsanları) Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "Ben müslümanlardanım" diyenden kimin sözü daha güzeldir?.İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.).FUSSİLET SURESI -33- 34. Hz. Peygamber (S.A.V) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Allâh merhametlidir, merhameti sever.”(3). - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin."(4). ــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) Buhari' den rivayet edildiğine göre.5574 Müslim den rivayet edildiğine göre.4275 Buhari' den rivayet edildiğine göre.6415 ve Müslim den rivayet edildiğine göre.4897 Buhari' den rivayet edildiğine göre.5660 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.3264 143 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Hz. Aişe der ki: “Resülullah iki seçenek arasında özgür bırakıldığında, günah olmadığı sürece mutlaka en kolayını seçerdi. Günah olursa bundan en uzak insan o olurdu.(1). Rivayet edildiğine göre, Ebû Hüreyre şöyle dedi:«— Resûlüllah (SallallafıÜ Aleyhi ve Sellem), Alî'nin oğlu Hasan'ı öptü, yanında da Temîm kabilesinden Akra' îbni Habis oturuyordu.» Akra' de*di ki:«— Benim on çocuğum var, onlardan hiç birini öpmedim.» Resul üllajı (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona baktı, sonra şöyle dedi: «— Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz.»(2). Resulullah (s.a.s), çocuklar , hizmetçiler ve bütün insanlar bile düşmanları merhamet ederdi. bu Zerr'i gördüm, üzerinde bir takım (hülle) vardı, kölesi de aynı şekilde bir takım giyiyordu. Bunun sebebini sordum. Bana şu cevabı verdi: "Resulullah (sav)'ın şöyle söylediğini işitmiştim: "Onlar sizin kardeşleriniz ve yakın adamlarınızdır. Allah Tedla Hazretleri onları ellerinizin altına (emaneten) koymuştur. Kimin kardeşi eli altında ise, yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin, yapamayacağı iş buyurmayınız, eğer buyurursanız onlara yardım edin.")(3). Çocuğa karşı yumuşak davranmak Allah Resulü'nün adetlerindendi.Ebû Katâde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), kızı Zeyneb 'in kerimesi olan torunu Ümâme 'yi omuzunda taşıdığı halde halka namaz kıldırırdı. Secdeye varınca çocuğu (yana) bırakır, kıyâm için doğrulunca tekrar omuzuna alırdı.''(4). Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem dedi ki:Biriniz bir cemaate imam olduğu vakit, namazı hafifletsin (kısaltsın); çünkü arkasında çok ihtiyarlar, zayıflar ve sakatlar bulunabilir; fakat yalnız başına kıldığında istediği kadar uzatabilir.(5). ـــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) Buhari' den rivayet edildiğine göre.2327 Buhari' den rivayet edildiğine göre.5538 , Müslim den rivayet edildiğine göre.4282 Buhari' den rivayet edildiğine göre.2359 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre. 3139 Buhari' den rivayet edildiğine göre.5996 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.543 Buhari' den rivayet edildiğine göre.703 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.476 144 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Resulullah (s.a.s.)çocuklara çok merhamet ederdi.Akra’ b. Hâbis Hz. Peygamber (s.a.s.)’i torunu Hasan’ı öperken görünce: “Benim on çocuğum var onlardan birini bile öpmedim” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.): “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” buyurdu. Enes (R) şöyle demiştir: Bir Yahûdî çocuğu vardı, Peygamber'e hizmet ederdi. Bir ara çocuk hastalandı. Peygamber (S) ona hasta ziyaretine geldi ve başının yanında oturdu. Ve çocuğa hitaben: "İslâm'agir" buyurdu. Çocuk yanında bulunan babasının yüzüne baktı. Babası: Ebû'I-Kaasım'a itaat et (yânî O'nun emrini kabul et), dedi. Bu­nun üzerine o çocuk hemen (şehâdet kelimelerini söyleyip) müslümân oldu. Müteakiben Peygamber hastanın yanından çıkarken: "Bu çocu­ğu cehennem ateşinden kurtaran Allah'a hamdolsun" diyordu.(1). Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Ümmetine Şefkat ve Merhameti.(Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.) .(TEVBE SURESI- 128). Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem dedi ki :“Benimle sizin misaliniz, ateş yakan bir adamın misali gibidir ki; hemen pervaneler, kelebekler o ateşin içine düşmeye başlarlar. O bunları kovar. Ben de ateşten korumak için sizin eteğinizden tutuyorum. Halbuki siz elimden kaçıyorsunuz”(2). .Dörtüncü : Peygamber (s.a.s) Sabrı : Peygamber'in zevcesi Âişe (R) şöyle tahdîs etmiştir: Âişe, Peygamber(S)'e:— Sana Uhud gününden daha şiddetli olan bir gün erişti mi? dedi. O da:— "Yemin olsun ki kavmin Kureyş'ten gelen birçok zorluklarla karşılaştım. Fakat onlardan Akabe günü karşılaştığım zorluk hep­sinden şiddetli idi. Şöyle ki: Ben (Kureyş'ten gördüğüm ezâ üzerine Taife gidip) hayâtımın korunmasını Abdu Kulâl'in oğlu İbnu Abdu Yâlîl'e teklif etiğim zaman o benim dileğime cevâb vermemişti. Ben de kederli ve hayretli bir hâlde yüzümün doğrusuna (Mekke'ye) dön­müştüm. Bu hayretim Karnu's-Seâlib mevkiine kadar devam etti. Bu­rada başımı kaldırıp (semâya) baktığımda beni gölgelendirmekte olan bir bulut gördüm. ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari' den rivayet edildiğine göre.(1356). (2) Müslim den rivayet edildiğine göre.(2285). 145 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Buluta (dikkatle) baktığımda bunun içinde Cibril bulunduğunu gördüm. Cibril bana nida etti de:Allah, kavminin Sen'in hakkında dediklerini ve Seni koru­mayı reddettiklerini muhakkak işitti. Ve A ilah Sana şu Dağlar Meleği'ni gönderdi. Kavmin hakkında ne dilersen ona emredebilirsin, dedi. Bunun üzerine Dağlar Meleği bana nida edip selâm verdi. Sonra:— Yâ Muhammedi Cibril'in bu söylediği bir hakikattir. Sen ne istersen emrine hazırım. Eğer (Ebû Kubeys ile Kuaykân denilen) şu iki yalçın dağı Mekkeliler üzerine kapaklamamı istersen (onu da emret), dedi.Buna karşı Peygamber:— Hayır, ben Allah 'in bu müşriklerinin sulblerinden yalnız Al­lah 'a ibâdet eder ve Allah 'a hiçbirşeyi ortak kılmaz (tevhîdci) bir ne­sil meydana çıkarmasını arzu ederim, dedi".(1) Habbâb ibnu'l-Erett (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) Ka'be'nin gölgesinde kaftanını yastık ederek dayandığı bir sırada kendi­sine (Kureyş müşriklerinin işkencelerinden) şikâyet etmiştik:— Yâ Rasûlallah! Bizim için Allah'tan nusrat dileyemez misin? (Bunların zulmünden) kurtulmamız için Allah'a duâ edemez misin? demiştik.Bunun üzerine Rasûlullah şöyle buyurdu:— "Sizden önceki ümmetler içinde öyle (mazlum) kişi bulunmuş­tur ki, müşrikler tarafından yakalanır, onun için yerde bir çukur ka­zılır, o kişi o çukurun içine gömülürdü. Sonra büyük bir testere geti­rilir, onun başı üzerine konulurdu da başı iki kısma ayrılırdı. (Bir baş­kasına da) demir taraklar ile etinin altındaki kemiği ve sinirleri tara­nırdı da, bu işkenceler o mü'mini dîninden çevirmezdi. (Sahâbîlerim!) Allah'a yemîn ederim ki, şu İslâm Dîni, herhalde ve muhakkak su­rette kemâle erecektir. Hattâ o derecede ki, bir süvârî (tek başına) San'â'dan Hadramevt'e kadar (selâmetle) gidecek de Allah'tan baş­ka hiçbirşeyden korkmayacaktır ve bir de yolcu (koyun sahibi ise) koyunu üzerine kurt saldırmasından korkacaktır. Fakat sizler acele ediyorsunuz!"(2) Beşinci : Peygamber'in gülüş, öfke ve ağlayışı : Cerir b. Abdullah (r.a.)İslâm'a girdiğimden beri hiçbir vakit Allah Resulü (a.s.) beni huzuruna girmekten menetmedi. Beni gördüğünde de muhakkak gülmüştür, demiştir.(3). Âişe (ra) validemiz, Peygamber Efendimiz'in gülüş tarzlarını şu şekilde anlatmışlardır: "Rasûlullah Efendimiz'in küçük dili gözükecek şekilde, kendinden geçercesine güldüklerini hiç görmedim. O'nun gülüşü, tebessüm şeklinde idi.")(4). ‘Bir gün Resulullah’ı namaz kılarken gördüm’ diyordu Abdullah İbni Şıhhîr, ‘öyle ağlıyordu ki, göğsünden bir tencerenin kaynayarak fokurdaması gibi ses geliyordu.’(5) ــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) Buhari' den rivayet edildiğine göre. 3231 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.1795 Buhari' den rivayet edildiğine göre.6943 Buhari' den rivayet edildiğine göre. 6089 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.2475 Buhari' den rivayet edildiğine göre. 6092 , ve Müslim den rivayet edildiğine gore 899 Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.904 , 769 , Nisai , 1199 veya 1214 , Sehih Ebu Davud 904 146 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Allah Resu¬lü (sav) İbni Mesud'a (ra) şöyle dedi: Kur'an oku! O da şaşırarak şöyle dedi: O sana indirilmişken ben nasıl sana okuyabilirim? Allah Resulü de (sav) şöyle buyurdu: Onu, başkalarından dinlemeyi sevi¬yorum. O okurken Allah Resulü'nün (sav) gözleri yaşarıyordu. Bu durum tam 'Her ümmetten bir şahit getirdiğimizde, seni de onlar için şahit olarak getirdiğimizde' (Nisa/41) ayetini okurken oldu".(1). Peygamber'in öfkesi : Ebu Mesud Ukbe ibni Amr el Bedri (Allah Ondan razı olsun)şöyle demiştir: Bir adam peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’e gelerek: “Ben filanın namazı uzatması yüzünden sabah namazına gelemiyorum dedi. Ben peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’i hiç bir konuşmasında o günkü kadar öfkeli görmedim. Şöyle buyurdu: “Ey insanlar aranızda insanları namaz ve ibadetlerden usandıranlar var sizden kim imamlık yaparsa namazı kısa kıldırsın zira arkasında namazı kılanlar arasında yaşlı olanı, çocuğu olanı ve iş güç sahibi olanı var.” (Buhari, İlim 28, Müslim, Salat 128). Altıncı : Peygamber (s.a.s), cesaret ve adaleti : Hz. Ali şöyle diyor: “Bedir gününde müşriklerden, Hz. Peygamber’e sığınmak suretiyle korunuyorduk. Cesaret ve kahramanlık yönünden insanların en şiddetlisi Hz. Peygamber’di.)(3). Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Mahzûm oğullarından bir kadın hırsızlık yaptı da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e getirildi. Kadın el kesilme cezasından kurtulmak için Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in eşi Ümmü Seleme (Radiyallahu Anha)’ya sığındı.Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):−‘Şayet Muhammed’in kızı hırsızlık yapmış olsaydı elbette onun da elini keserdim!’ buyurdu ve kadının eli kesildi.”)(4). ـــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) Buhari' den rivayet edildiğine göre. 5050 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre.800 Buhari' den rivayet edildiğine göre. 6110 , ve Müslim den rivayet edildiğine göre. 466 Ahmed'den rivayet edildiğine göre.2 /81 ( 654) Buhari' den rivayet edildiğine göre. ( 3475 ) ve Müslim den rivayet edildiğine gore 1688 147 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Yedinci : Peygamber'in ikna gücüsü : Peygambe(s.a.s) konuşmada başkaları ikna yeteneğine sahiptir.Ebu Umame ra’den rivayet edilmiştir: Genç bir delikanlı Peygamberimizin meclisine gelerek “Ey Allah’ın Resulü ! Zina etmem hususunda bana izin ver!” dedi. Bunun üzerine orada bulunanlar “Sus, sus!” diye onu engellemeye çalıştılarsa da, Peygamberimiz asv “Bırakın da yanıma gelsin!” dedi. Gencin yanına gelmesi üzerine de ona “Annenin zina etmesi senin hoşuna gider mi?” buyurdu. Genç “Hayır! Allaha yemin olsun ki (hoşuma gitmez) Allah beni sana feda kılsın” karşılığını verdi. Hz. Peygamber “(Sen nasıl istemiyorsan) diğer insanlar da annelerinin zina etmelerinden hoşlanmazlar. Peki kendi kızının zina etmesi senin hoşuna gider mi?” buyurdu. Genç ““Hayır! Allaha yemin olsun ki (hoşuma gitmez) Ey Allahın resulü! Allah beni sana feda kılsın” cevabını verdi. Peygamber as bu kez “Sen hoşlanmadığın gibi diğer insanlar da kızlarının zina etmelerinden hoşlanmazlar. (Söyle bakalım) kızkardeşinin zina etmesi senin hoşuna gider mi?” dedi. Genç buna da “Hayır istemem ey Allah’ın Rasulü! Canım sana feda olsun. Tabii ki bunu da istemem” dedi. Hz. Peygamber’in “İnsanlar da kız kardeşlerinin zina etmesini istemez. Peki teyzenin zina etmesi senin hoşuna gider mi?” buyurması üzerine, yine “Canım sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! Bunu da istemem” cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Diğer insanlar da senin gibi, teyzelerinin zina etmelerini istemez” dedikten sonra mübarek elini onun omzuna koyarak “Rabb’im! Bu kulunun günahlarını bağışla, kalbini her türlü kötülükten arındır, Onu zinadan koru!” diye dua etti. Bundan sonra hiç kimse bu gencin kadınlara dönüp baktığını görmedi.Ahmed, Taberani. bu konuşma, Bilgelik , şefkat , sağduyula ikna etmeye gösterir.Peygamber (s.a.s) fikirleri , çocuğun vicdanı dokundu ve onun normal içgüdünü uyandı.erdemli İş benimsenmesi onda arzusu gönderdi. Sekizinci : Peygamber'in (sav) iyi örneğisi : Şimdi geçen kadar yeterli.çünkü amaç anlatı değildir.ancak, amaç Peygamber'in (sav) bilgeliğini göstermek.Allah dedi : (Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.). ve İnsanlar bu nitelikleri anlamalı.ve insanlar bu nitelikleri takip ettiğini onlara aşağıdaki faydaları elde eder : 148 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 1- Peygamber'i (s.a.s) takip etmesi : Peygamber (s.a.s) takipçileri elde ettiği en önemli şey, Allah'ın sevgisidir.ve ne büyük sevgi! çünkü O günahın bağışlanması ile birleşir.Allah dedi : ((Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.De ki: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.)ÂLİ İMRÂNSURESİ 31- 32. Ayrıca, Müslüman Resulullah (s.a.s) tarafından çağrılan değerli nitelikleri takip etmeli.ve böylece ilahi hedayetini arıyor.Allah bu hedayeti Resulullah takipçilerine verir.Allah dedi : (De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah'a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve O'na uyun ki doğru yolu bulasınız.)A'RÂF Suresi 158. Ayet. Peygamber'i takip eden cennete girer : Tüm alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Peygamberimiz (sav) de, hadisi şeriflerinde itaatin önemini hatırlatmış ve şöyle buyurmuştur:"Kim bana itaat ederse, muhakkak ki Allah'a itaat etmiştir. Kim de bana isyan ederse muhakkak ki Allah'a isyan etmiştir.Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“İstemeyenler dışında, ümmetimin tamamı cennete girer” buyurdu. Bunun üzerine:– Ey Allah’ın elçisi, cennete girmeyi kim istemez ki? denildi. Peygamber Efendimiz:– “Bana itaat edenler cennete girer, bana karşı gelenler cenneti istememiş demektir” buyurdu.(2). Allah'ın cezası görmemek için Resulullah'ın takip etmeli. ـــــــــــــــــــــــــــ (1) Ahmed'den rivayet edildiğine göre. ( 7386 ) , Buhari' den rivayet edildiğine göre. ( 7137 )ve Müslim den rivayet edildiğine göre.1853 (2) Ahmed'den rivayet edildiğine göre. (8511) Buhari' den rivayet edildiğine göre.7280 149 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Allah dedi : (Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.)( HAŞR SURESİ7) ve Allah de dedi : ((Ey müminler!) Peygamber'i, kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir belâ gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar.) NÛR SURESI – 63. 2- davet davranışını çeşitli yerlerinde yayılma: insan kendini ile başlamak daha iyidir.ancak Allah insanlar kendileri ile başlamakta başarılı kılırsa ve onların arasında islami edeplerini yayılır.Allah'a davet etmesine taşımak gerekir.ve bu çeşitli yerlerinde takipçilerin davranışını yayılması. Bu süre içinde belki de herkes Allah'ın dinini desteklemeye çalışma.islam'ı zarar olanlardan bu din istismarı düzeltmeye çalışma.islamın genel olarak mazlum yada savaş esnasında insanların öldürülmesi kaçırılma olaylarında temize çıkması.ne yazık ki İslam ve herhangi bir bağlantı öğretileri ile ilgili olmayan.ve islam bundan masumdur. turistik gezi,eğitim,iş gezisi,resmi gezi yapan ülkesini temsil eden herhangi bir Müslüman iyi davranışlar gösterirse allaha hamd olsun .Belki sorulacaktır bu özellikleri nasıl kazandın bu özellikleri sana kazandıran senin ilk kaynağı nedir? Bu durumda iş allaha dayanmaktadır.çünkü o müslümanı yarattı , nimetleri ile onu terbie etti.onun için her türlü imkanı oluşturdu, ona rahmet peygamberini gönderdi.Bu ahlakın kaynağının anne ya da baba olduğu söylenemez.bu fazılet herhangi bır insana verilemez.çünkü onlar yaratılmıştır ve onlar insandır.bütün bunları veren sanı yüce olan allah verdi.o allah kı her turlu nıksanlıklarda uzuaktır,o bızı terbıye edendır,o bize öğretendir,o bizi hidayete erdirendir.özet olarak bütün fazıletler,üzeremizdeki bütün nimetler ondandır.ve O bize peygamberi ve kuranı gönderdi peygamberinin her zaman taze olan yardımına bizi eristirdi. 151 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ salım dindir şeriattır.ounun kuralları ile büyüdük ve doğruyu bulduk.annemizin sütünü emdik.ve o şekilde büyüdük.Bize müslüman olmayı nasıp eden ve bizi fıtrat üzere büyüten allaha hamd olsun. O islam edepleri dünyaya hakim olmalı çünkü o daha iyidir.ve egemenliğin ilk aşamaları insanlar tarafından tanımlanır.şeriat büyük bir hazinedir.İslam edepleri ile ilgili Hazineleri çeşitli birçok alanda : - - - İslam'ın yayılması ve kökenlerini anlama alanı. Yeme ve içme alanı , çünkü bazı gurbetçi diğerlerinden biraz iyi alışkanlıkları ve bazı kötü alırız.Ama bunlar islam'ın büyüklüğü alanına kadar ulaşamaz.Başkaları doğru yiyecek ve içecek İslam edeplerini büyüklüğünü bilseydiler , gerçekten her şeyin bunları alırlar. Seyahat edebi alanı : ve bunda ahlaki kuralları , Sünnetin metinleri , alimlerin çalışmaları ve şimdiye kadar pratik Resulullah (sav) tarafından gelen iş düzeyde üzerinde uygulamalar var. uyku ve uyanma alanı ve diğerleri : uykuya görgü ve hükümler var.uyanmada da Resulullah (sav) sünnetini takip etmeli. Ayrıca, rüyaya edepler var , yoluya edepler var , izin edepler var , hasta ziyaretina edepler var ve giyim islami edepleri Müslüman'ın hayatında önemlidir. bu nedenle, bu kuralları takip etmeli ve onlara Kur'an ve Sünnet sayesinde davet etmeli. 151 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ altıncı bölüm İslami davranışının diplomatik edebi 152 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 153 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ altıncı bölüm İslami davranışının diplomatik edebi islam, rabbani metoda uygun olarak, insan hayatı için kapsamlı bir sistem oluşturmaktan kaynaklanır.islam;en dogru doktrin,saf tevhid akidesiyle hayatı düzenleyen yasaların tamamlanması,güvenliği ,barışı insan onuru ve insan haklarına saygının korunması amacıyla geldi. İslam Devleti , bireylerin ve azınlıkların davranışınınde dikkate alınan edepler ve uluslararası ilişkilerinde güçlü temelinde kuruludu. Insan , kur'anı-ı kerim'in klavuzluğuyla saygıdeğer insanlık onurunu , tüm bireylerine ,insan hakları ve belirli temel özgürlükleri saygı gösterir. Aşağıdaki hakları ve temel özgürlükleri özetlenebilir : 1- yaşam hakkı : İnsan yaşamı koruma altındadır. onun ortadan kaldıran düzenleyen hükümler hariçtır. ve o beş temelerdendir. ve şeriat onu kurtarmak için ve kötülükleri önlemek ve çıkarlarına getirirmeye geldi. 2- kişisel özgürlüğü : temel haklar ve onuru koruma bakımıdır.ve Halkın özgürlüğü şeriat hükümleri sınırlarında dahilinde korunmaktadır. 3- ev dokunulmazlığı : başkanlar, evleri korumalı. İzinsiz evler'e giremez. ve casusluk yapamaz. 4- görüş özgürlüğü : bu Peygamber (s.a.s) sünnetidir. ondan sonra arkadaşları ve halifeleri onu takip ettiler. 5- öğrenme ve kültürel yaratıcılığı hakkı : islam yaptığı gibi başka bir din bu hakkı dikkate almaz.(1) ـــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Kaynak : Samir Elih , İslam'da Devlet edebler ve bakışlerı , karşılaştırmalı bir çalışma , birinci Baskı , Beyrut , çalışmalar yayıncılık ve dağıtım üniversite kurumu , 1408 H.-1988 AD.S.114142. 154 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 6- mülkiyet hakkı : İslam bu hakkı sağlar.ama onu mutlak bir hak yapmadı.Hayatın istikrarı sağlamak için sosyal ve ekonomik fonksiyonları onu sınırladı. 7- çalışma hakkı : İslam çalışmak ve kazanmayı doğruladı.helal yolu sayesinde kazanç parçasını doğruladı.haram kazancı mahrum etti.ve işçiler ve işverenler arasındaki ilişkileri düzeltti. 8- muhtaç ile sosyal dayanışması : İslam şefkat ve dayanışma ve doğruluk ve sevgi dinidir.ve onun ahlakı metodu , metotlar arasında zirvededir. diplomatik kelimesi , mevcut koşullarda belirli bir devletin dış politikasına gösterir.bir yanında bilgelik ve diğer taraftan bireyler arasında iyi bir davranışı kapsamlı.Diplomatik temsilcilerinin çalışmalarına gösterir.ve onlar : Misyon başkanları ve üyeleri , elçilikler üyeleri ve komisyonlar , Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkilileri ve uluslararası konferanslara heyetlerin başkanları. diplomatlar formalitelerden kapsamlı bir iskelette yaşarlar.bu formaliteler iki ana bölümlere ayrılmıştır : 1- töreniler veya protocol : temel haklar ve onuru korumaktadır.ve Halkın özgürlüğü şeriat hükümleri sınırlarında dahilinde korunmaktadır. 2- Terbiye edepleri : yani genel olarak diplomatik ya da uygar insanlara çeşitli sosyal durumlarda iyi davranıştır. ـــــــــــــــــــــــــــ (1) Dr.Mohammed Nader Attar , Diplomatın hayatında terbiye edebi ve islam mirasında kökenileri , birinci Baskı , 1408 H. S.4. 155 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Biz diplomat hayatında terbiye edeplerine işaret ederiz.ama törenler veya protokol son bölümde takip edilecek. söylenir ki terbiye edepleri kelimesi temeli yunanca Stikos kelimesidir.sistem ve dereceler düzenlemeyi dikkate alma anlamıdır.Almanlar , kelime temeli alamancadan söylerler.fransız kelime temeli fransızcadan söylerler.İngilizler kelime temeli ingilizlecedan söylerler.terbiye , sağlam görgü ve güzel ahlakı tarafından dayatılan davranıştır.İslam terbiye edeplerine işaret eder.çünkü o şeriat kurallarından gelen güzel ahlak'a gösterir.ve o da tecrübeli adam'a, sosyal davranışlarında güzel ahlakına gsterir.(1) Aşağıdaki gibi bu edepler en önemlisine gösterir : Birinci : sefer edebi : burada amacımız Batı'da sefer edebini açıklama değil.ama amacımız islam'da sefer edebini açıklamaktır.çünkü batı biziden onu almak ve İslam'ın oğulları onu anlamak için.ve biz başkaların mirasına ihticayimiz yok.ve bizde ne var Fadlallah ile yeterlidir.Aşağıdaki gibi sefer edeblerineden en önemlisi : 1- Allah'a güvenme : bunu insan allah'a tevekkül ettiğinde elde edilir.çünkü hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez.bu yüzden bununla seferden önce aşağıdaki ile başlamalı :borçlarını ödemeli , ailesine nafaka vermeil (2), halal paradan yemeli , yoldaşlarına onun yiyceklerinden vermeil , güzel ahlakı ile davranmalı ve çok iyi konuşmalı. ــــــــــــــــــــــــ (1) Dr.Mohammed Nader Attar , Diplomatın hayatında terbiye edebi ve islam mirasında kökenileri.S.5 (2) İbn kudamah El-makdisi , isteyenler yönetim kısası , Kahire S.116. 156 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 2- yoldaşı seçme ve arkadaşlar ile vedalaşma : yoldaşı seçme ise önemli bir şeydir.çünkü yoldan önce yoldaş.(1) önce yoldaş, sonra yol. Peygamber (s.a.s) , tek başına adam seferi yasakladı.Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Üç kişi yolculuğa çıkarlarsa, aralarından birini başkan seçsinler!”.(2) Abdullah el-Hatmî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) birisiyle vedalaştı mı şöyle derdi: "Dininizi, emânetinizi ve işlerinizin âkibetini Allah'ın muhafazasına bırakıyorum."(3) Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam Hz. Peygamber’e:- Ey Allah’ın elçisi! Sefere çıkmak istiyorum, bana öğüt ver, dedi. Hz. Peygamber ona:- “Allah’a karşı saygılı ol ve her tepeye çıktığında Allahü ekber de! buyurdu.Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Melekler, içinde köpek ve çan bulunan kafileye arkadaşlık etmezler." Bir diğer rivayette şöyle denmiştir: "Çan şeytanın mizmarları (çalgıları)dır."Ebû Dâvud'un bir diğer rivayetinde: "Melekler, içerisinde kaplan derisi bulunan kafileye refakat etmez" buyurmuştur.(3) 3- iki rek’at namaz kılsın : Cabir b. Abdullah’tan (radıyu anh) rivayet edildiğine göre kendisi şöyle demiştir. Resulullah (Sallu aleyhi ve sellem) kur’an dan sure öğretir gibi bize istihare’yi (duasını) öğretiyordu:‚‘ Sizden birinizin karar veremediği bir işi olduğu zaman farz olmayan iki rek’at namaz kılsın, ve namaz kıldıktan sonra şöyle desin (dua etsin): ‚‘ ALLAH’ım, bu işimin ( not: burada yapılması düşünüşen iş söylenir. K.ş) hakkımda hayırlı olacağını yalnız Sen bildiğin için bana doğrusunu göstermeni niyaz ediyorum. Senin sonsuz kudretine iltica ediyor, yardım bekliyorum. Yüce lütfundan ihsan etmeni istiyorum. Muhakkak Senin her şeye gücün yeter; ben ise hiçbir şeye güç yetiremem. Sen her şeyi bilirsin, ben ise hiçbir şey bilmem; Sen bütün gaybları bilirsin, ALLAH’ım, bu iş benim dinim, yaşayışım, işimin âkibeti, dünyam ve âhiretim hakkında hayırlı ise bunu bana nasip eyle. Sonra bunda benim için feyiz ve bereket vücuda getir. Şayet bu iş ( not: burada yapılması düşünüşen iş söylenir. K.ş) benim dinim, yaşayışım, işimin âkibeti, dünyam ve âhiretim hakkında hayırlı değilse, bunu benden, beni bundan vaz geçir. Bu hususta gönlümde bir meyil bırakma. Benim için hayırlısı ne ise onu kolaylaştır. Sonra da beni takdir buyurduğun bu hayırla hoşnut eyle.‘‘ Bu bağlamda, yani eğer biriniz yola çıkmaya arzu duyduğu zaman ve bunda sıkıntı var iki rekât namaz kılsın.(5) 4- sefer duası : bnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissâlatu vesselâm), seferden dönerken, uğradığı her tümsekte üç kere tekbir getirir, arkadan da: ـــــــــــــــــــــــــــــ (1) Shahabuddin Muhammed bin Ahmed Abul Fatih.nazik , her nazik sanatından.Kahire 1379H. , S.38 (2) Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre. Ebu Davud Sehihi 2/ 494 (2272) (3) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(2113) (4) Doğru Tahajud el-Buhari Camii rivayet(3/40) (5) Saeed Mohammed Elhaham.kısa açıklama.İbn-i Kayyim kitabı (Zaad ELmiaad).Şeyh Mohamed Abdel Wahab tarafından yazıldı.Dar el fikir.1410 H.S.97. 157 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Hamd, Allah’adır.Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederiz.Yoksa biz buna güç yetiremezdik.Şüphesiz ki biz, (âhirette) Rabbimize döneceğiz."Allahım! Senden, bu yolculuğumuzda iyilik ve takva, râzı olacağın amel dileriz. Allahım! Bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır ve onun uzaklığını bize yakın kıl.Allahım! Sen, yolculukta dost ve âilemiz için vekilsin. Allahım! Yolculuğun meşakkatinden, üzücü manzara (görmekten), âilem ve malımda kötü değişiklikler (ile karşılaşmaktan) sana sığınırım."Biz, (yolculuktan, vatanımıza selâmet içerisinde) dönenler, tevbe edenler, ibâdet edenler, Rabbimize hamd edenleriz.") (1). bnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: " seferden dönerken, Hamd, Allah’adır.Bunu bizim hizmetimize veren Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederiz.Yoksa biz buna güç yetiremezdik.Şüphesiz ki biz, (âhirette) Rabbimize döneceğiz. Allahım! Senden, bu yolculuğumuzda iyilik ve takva, râzı olacağın amel dileriz. Allahım! Bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır ve onun uzaklığını bize yakın kıl.Allahım! Sen, yolculukta dost ve âilemiz için vekilsin. . Allahım! Yolculuğun meşakkatinden, üzücü manzara (görmekten), âilem ve malımda kötü değişiklikler (ile karşılaşmaktan) sana sığınırım. ."Biz, (yolculuktan, vatanımıza selâmet içerisinde) dönenler, tevbe edenler, ibâdet edenler, Rabbimize hamd edenleriz.") (2). Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz; yoksa biz buna güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.”Ey Allahım! Biz, bu yolculuğumuzda senden iyilik ve takvâ, bir de hoşnut olacağın ameller işlemeyi nasip etmeni dileriz.Ey Allahım! Bu yolculuğumuzu kolay kıl ve uzağını yakın et!Ey Allahım! Seferde yardımcı, geride çoluk çoçuğu koruyucu sensin.Ey Allahım! Yolculuğun zorluklarından, üzücü şeylerle karşılaşmaktan ve dönüşte malımızda, çoluk çocuğumuzda kötü haller görmekten sana sığınırım.”(3) 5- Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Makbul olduğunda şüphe bulunmayan üç dua vardır:Mazlumun duası; misafirin duası; babanın çocuğuna duası.”(4) ــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(2392) ZUHRÛF Suresi 13 , 14 Ayeti. Müslim'den rivayet edildiğine göre.(1342) Tirmizî den rivayet edildiğine göre.(1828) , Sehih Tirmizî 3/156 , 2741 158 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ deniz yoluna çıkan allahdan güvenliği istemeli. Resulullah şöyle buyurdu : gemiye binerken okunan dua - Ve kâlerkebû fîhâ bismillâhi mecrâhâ ve mursâhâ, inne rabbî le gafûrun rahîm(rahîmun)O nun yürümesi ve durması Allah'ın adıyladır Rabbim bağışlar ve merhamet eder"(1) 6- yolcunun , işini bitirdikten sonra ilesinin yanına dönmekte acele etmesi : Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Yolculuk bir çeşit azâbtır. Doğru dürüst yiyip içmekten ve uyumaktan sizi alıkor. Herhangi biriniz işini bitirince, evine dönmekte acele etsin!.(2) 7- yolculuktan dönen kişinin doğruca en yakın mescide gidip orada iki rek'at namaz kılması : Kab İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bir yolculuktan döndüğü zaman ilk iş olarak mescide uğrar ve iki rek’at namaz kılardı.(3) İkinci : yurtdışında nasıl davranmalı : 1- gerekli ihtiyaçları alma ve Dolandırmama : bir Müslüman ülkesiniden başka bir ülkeye gidebilir. ve tüm İslam değerleri ve görgü kurallarına sahip olmalıdır. çünkü o her ülkeyi ziyaret ettiği islam elçisidir.bilindiği gibi , Arap yarımada tüccarları iyi davranışları ile Allah'ın dinini yaydılar. onlar sedece doğruyu söylerdiler. tüm ilişkilerinde allah'in ahlakını temsil edilmektedir.ve bu davarınşı takip etmeli. Atalar , fazla yedi yüzyıllardan önce yurtdışında terbiye edeplerinden takip ettiği ahlakları bize emretmiştir. yolcu seferinde onun ihtiyaçlarını öğrenmeli. ve eğer o elçi olursa , onun ihtiyaçlarını öğrenmeli. büyüklere yazışmalarının edeplerini öğrenmeli. hediyelerden ona caiz ve ona caiz değil öğrenmeli , ve ve tavsiye dikkate almalı. ــــــــــــــــــــــــــــ (1) İmam Muhyiddîn Aba Zakaria Yahya İbnŞerafeddin Elnavavy Eldimişki.Resulullah sözlerinden seçilmiş Azkar.Şam 1401 H.S.(294-295) (2) Buhari’den Müslim'den rivayet edildiğine göre.(3001) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.(1927). (3) Buhari’den Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4418) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.(716). 159 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Dolandırıcılık, aldatma ve ikiyüzlülükten uzak durmalı.(1) Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu : İman, altmış küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (ALLAH’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici birşeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu : İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (ALLAH’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici birşeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.(2) İmam Buharî, Câbir (r.a)’ın şöyle dediğini riayet etti: Hz. Fahr-i Cihan (a.s.v) buyurdular ki: “Her iyilik bir sadakadır. Kardeşini güler yüzle karşılaman, kovandan ihtiyacı olan bir şeyi kardeşinin kovasna boşaltman da bu tür iyiliklerdendir.”(3) Ebû Zerr (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) bana şöyle dedi: “Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa hiçbir iyiliği küçük görme!.(4) Ebû Zerr (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) bana şöyle dedi: kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.(5) ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) İmam Muhyiddîn Aba Zakaria Yahya İbnŞerafeddin Elnavavy Eldimişki. Resulullah sözlerinden seçilmiş Azkar. Şam 1401 H.S.(296) (2) Buhari’den Müslim'den rivayet edildiğine göre.(8) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.(51). (3) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(1673). (4) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4760). (5) Tirmizî den rivayet edildiğine göre.(1879). 161 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 2- güler yüzlü ve insanlara iyi davranış : Ebû Hüreyre (r.a.)’den, Resûlullah (s.a.s.) şlöyle buyurmuştur:Gerçekten siz, mallarınızla insanları (memnun etmeğe) güç getiremezsiniz. Ancak, onları güler yüz ve güzel huyunuzla kendinizden memnun bırakabilirsiniz.(1), Resûlullah (s.a.s.) şlöyle buyurmuştur: Kıyamet gününde mü'min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder"(3) İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Cehenneme kimin girmeyeceğini veya cehennemin kimi yakmayacağını size haber vereyim mi? Cana yakın olan, herkesle iyi geçinen, yumuşak başlı olup insanlara kolaylık gösteren kimseleri cehennem yakmaz.” (4) Üçüncü : girerken izin alamkta davranışın sanatı : Birinci : kapıyı çalma adabı : 1- selamsız izin almadan evlere giremez : selam kişisel özgürlüklerini korur. İbnü'l Cevzî dedi ki : başkaların evlerine izin almadan giremez.Allah dedi : Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip (izin alıp) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir; herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız.(5) ــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) hakim’den rivayet edildiğine göre.297(2043) Buhari’den rivayet edildiğine göre.(3559) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.(2321). Buhari’den rivayet edildiğine göre.(6035) . Ahmed’den rivayet edildiğine göre.Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.2/4(2022) NÛR suresi – 27. 161 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Âmâya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. (Bunlara yapamayacakları görev yüklenmez; yapamadıklarından dolayı günahkâr olmazlar.) Sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, veya anahtarlarını uhdenizde bulundurduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca yoktur. Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selâm verin. İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size âyetleri böyle açıklar.(1) 2- izin isterken kabından uzak durmalı ve kapıyı çalan kendini tanıtmalı. Bir ev halkından, girmek için izin isteyen kişinin, kapının karşısında yüzü kapıya dönük olarak durmaması, kapının sağında veya solunda durması gerekir. Zira Allah Resulü (sav) bir kavmin kapısına geldiği zaman, kapının karşısında yüzü kapıya dönük olarak durmazdı. O, kapının sağ veya sol tarafında durur. "Es?Selamu Aleyküm, Es?Selamu Aleyküm" derdi. Çünkü, o zaman evlerin kapılarında perde yoktu. Ebû Hüreyre (r.a.)’den, Resûlullah (s.a.s.) şlöyle buyurmuştur : Göz içeri girdi mi artık izin yok. İzin istemek görme sebebiyledir.(2) 3- izin istemenin üç kere olması gerektiğinde, üç kere tekrar edilirse daha iyi işitilir ve iyi anlaşılır. Hz. Peygamber de (sav) anlaşılması için sözleri üç kere tekrar ederdi. Allah Resulü (sav) selam verdiğinde, üç kere selam verirdi. Çünkü bu, söze hakim olurdu. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İzin isteme üç defa olur.Ben ensarın bir meclisinde oturuyordum. O sırada Ebu Musa geldi. Sanki dehşete kapılmıştı. Abi Saaid Elhodari dedi ki :"Ben Ömer'den üç defa izin istedim, bana izin vermedi. Bunun üzerine geri döndüm. Ömer "Neden geri döndün?"diye sordu. Ben de "Üç defa izin istedim, bana izin verilmeyince de döndüm. Çünkü Hz. Peygamber "Herhangi biriniz üç defa izin istediğinde, kendisine içeri girmek için izin verilmediğinde geri dönsün"buyurmuştur"dedim. Ömer "Allah'a yemin ederim ki, sen bu hadis için şahit getireceksin. Yoksa yakanı bırakmam"dedi. Bunun izin sizden yardım istiyorum. Herhangi biriniz Peygamber'den bunu işitti mi?"dedi. Bunun üzerine Übeyy b. Kâ'b "Allah'a yemin ederim ki, en küçüğümüz bile sana şahitlik edebilir"dedi. Oradakilerin en küçüğü ben olduğum için kalkıp Ebu Mûsa ile Ömer'in yanına gittim ve "Ey Mü'minlerin Emiri! Hepimiz bunu Hz. Peygamber'den işittik"dedim.(4) ـــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) Nur Suresi.61Ayeti. Ebu Davud’den rivayet edildiğine göre.972(4310) Ebu Davud’den rivayet edildiğine göre.(2586) Buhari’den rivayet edildiğine göre.(5867) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4006). 162 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İkinci : Misafirperverin adabı onun kapısıdır : (1) kapıcıya işleri bırakmama ve kapıyı çalanı nezaket gösterme : Mervan oğluna Abdul Aziz mısır hükümdar kıldığında ona dedi : ey oğlum senin kapıcı emret ki her gün kapının kim çalır sana söylesin , sen izin veren ve izin vermeyen kişi ol , halk sana düzleşmek için onlarla nazikçe konuş , eğer bir durumda kafasın karıştırsa ve hızlı ceza verme.(1) (2) mü'minin dünyevi kederlerinden birini giderime : Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim bir mü'minin dünyevi kederlerinden birini giderirse, Allah da onun Kıyamet günü kederlerinden birini giderir. Kim bir fakire kolaylık gösterirse, Allah da ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve âhirette örter. Kişi kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah da onun yardımındadır. Kim ilim aramak düşüncesiyle bir yola düşerse, Allah onun cennete olan yolunu kolaylaştırır. Bir grup, Allah'ın kitabını okumak ve aralarında tedris etmek üzere Allah'ın evlerinden birinde toplanırsa, üzerlerine mutlaka sekîne iner ve onları rahmet kaplar, melekler onları sarar. Allah da onları yanında bulunan mukarreb meleklere anar. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, nesebi hızlandıramaz.(2) (3) gelen için ayağa durmak : Elhataabi dedi ki : Hazret-i Hatice -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'in dayısının oğlu ve ilk muhacirlerden olan Abdullah bin Ümmü Mektum -radiyallahu anh- ne zaman yanına gelse, Resulullah Aleyhisselâm: "Ey Rabb'imin beni kendisi hakkında sitem ettiği kişi! Merhaba, hoş geldin!" diyerek ona yakınlık gösterir, iltifatta bulunur, ridâsını altına yayar ve ihtiyacını sorardı.(3) H.z ayşe'den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber evimde iken Zeyd bin Hârise Medineye girdi sonra evimin kapyısını çaldı ve Hz. Peygamber onun için ayağa kalktı.(4) ـــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.10. " Müslim, Zikr 38, (2699); Ebû Dâvud, Edeb, ( 2074). İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.37. Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.2732 163 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Ömer b. es-Sâib'in haber verdiğine göre (birgün) Rasûlullah (s.a.) otururken süt babası çıkagelmiş, bunun üzerine (Hz. Peygamber) onun için elbisesinin bir ucunu yere sermiş, o da üzerine oturmuş, sonra süt annesi çıkagelmiş, (bu sefer de) elbisesinin öbür tarafını yırtıp onun altına sermiş, o da bunun üzerine oturmuş, sonra süt biraderi çıkagelmiş, Rasûlullah (s.a.) onun için ayağa kalkmış ve onu önüne oturtmuş.(1) Beyhakî dedi : İkrıme bin ebu cehil peygamberimizin (s.a.) yanına müsluman ve mühacır olarak gelince peygamberimiz sevinerek ayağa kalktı.(2) Beyhakî dedi : Alimler için ayağa kalkma caizdir.Ka’b bin Malik (ra) tövbsei içinTalha bin Ubeydullah (ra) ayağa kalktı, koşarak geldi,.Sa"d radıyallahu anh bir merkep üzerinde geldiği zaman, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: "Efendinize ayağa kalkın ya da en iyinize ayağa kalkın.(3) Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki : ashabı ıle peygamber bir mecliste bizımle beraber oturuyordu bizimle beraber oturmuş sohbet ediyordu o kalkınca biz de kalktık onu eslerinden bazılarının evine girerken gördük.(4) Alimler için ayağa kalkma caizdir.ayağa kalkma yasağı çok hadisler var. ibn imama (radıyallâhu anh) anlatıyor : Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki : Birbirinizi tazim eder şekilde acemlerin birbirlerine kalktığı gibi sizde kalkmayın.(5) ـــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre.5145 (2) Malik’den rivayet edildiğine göre.7/187 (3) Buhari’den rivayet edildiğine göre.(3043) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.(1768). İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.35. (4) Ahmed’den rivayet edildiğine göre4775. (5) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre.(1120) 164 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Enes (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabına Rasûlullah (s.a.v.)’den daha sevimli bir kimse yoktu fakat buna rağmen kendisini gördükleri zaman kendisi için ayağa kalkılmasından hoşlanmadığını bildikleri için ayağa kalkmazlardı.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.) Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir.(1) İbn Abbas (ra) Peygamberimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:“Küçüğümüze şefkat etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen, iyiliği emredip, kötülükten de nehyetmeyen bizden değildir.”(2) İbn elü Cevzî dedi ki : Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabına Rasûlullah (s.a.v.)’den daha sevimli bir kimse yoktu fakat buna rağmen kendisini gördükleri zaman kendisi için ayağa kalkılmasından hoşlanmadığını bildikleri için ayağa kalkmazlardı.(3) ve Selefiler davranışı oldu.sonra uygun olanlara ayağa kalkma caizdir. Şeyh Takiyüddin Mısır'da fetvalarda dedi ki : tekrarlı görüşmada ayağa kalkmamalı , insanlar devamlı ayağa kalırlarsa ise , yanlış bir şey yoktur.düşmanlığı gidermek için ayağa kalkmalı.veuzlaştırmaya bunu sünnetini takıp etmeli. Dörtüncü : alçakgönüllülük karşılaştırma : ve iyi ahlâklar batı protokolü ile Genel olarak Alçakgönüllülük islam edeplerinden en önemlidir ve özellikle terbiye edeplerindendir.bu nedenle, bazı örnekler Zikredilebilecek. Birinci : geneller : 1- güzel ahlakı insanın onurudur : Ali ibn Ebi Talib (r.a.) oğluna dedi : Zihin para daha önemli , cehalet yoksulluktan daha zordur.ve güzel ahlakı onurdan daha büyüktür.(5) ـــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) Buhari’den rivayet edildiğine göre.946 , Tirmizî 2754 doğru hadis tir.Sehih Elcami S. 957 , ( 5444) , S. 958 ( 5445) Ahmed’den rivayet edildiğine göre.3: 313 , İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.27. İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.323. 165 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ alçakgönüllülük ,sedece cömertler’e olur.Tevazu tüm erdemler içinde ulaşılması en zor olanıdır. İnsanın kendi hakkında iyi düşünme arzusu kadar zor olan hiçbir şey yoktur.Her kim Allah için alçakgönüllülük yaparsa, Allah muhakkak onun derecesini yükseltir.Hz. Lokman oğluna şöyle tavsiye etmişti: "Kibirlenip insanlardan yüzünü çevirme. Yeryüzünde çalımla yürüme; çünkü Allah kurulup öğünenlerin hiç birini sevmez.ve bazılar dedi ki “Kendi kendine alçalmayan kimse, başkası yanında yükselemez.” 2- Malik bin Dinar dedi ki “Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur.”Ahmağı tanımakta en kesin ... İnsanoğlu topraktan yaratılmıştır, eğer toprak gibi alçakgönüllü olmazsa insan değildir. İkinci : Şerife peygamberlik temeller : 1- Peygamberimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:Allah için affedenin şerefi artar, tevazu eden de yücelir.(2) 2- Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: 3- "iman bakımından müminlerin en mükemmeli, ahlâkça en güzel olanlar ve ailesine en güzel davrananlardır."(3) 4- Bir gün sahâbeden bâzıları Hz. Âişe (r.a.) vâlidemize : ” Allah (c.c.) Resûlü (s.a.v.)’nün ahlâkı nasıldı?” diye sordular. Hz. Âişe (r.anha.) validemiz: “Sizler hiç Kur’an okumaz mısınız.? ; O (s.a.v.)’nun ahlâkı Kur’an’dı.” Cevabını vermişlerdir.(4) 5- Aklında bir şeyler olan bir Kadın vardı. Bir gün Resulullah (sav)`a: “Ey Allah`ın Resulü! Benim sana bir ihtiyacım var!” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Ey ümmü fülan, yollardan hangisini dilersen bak da ihtiyacını göreyim” dedi. Kadınla birlikte bir sokağa gitti, Kadın da ihtiyacını arzetti.Kutubu sitte, Ravi: Enes, Hadis 3434 Ben Hz. Enes (ra)`in yanında idim. Onun yanında bir kızı vardı. Enes dedi ki: “Resulullah (sav)`a bir kadın gelerek nefsini ona arzetti ve: “Ey Allah`ın Resulü! Senin bana ihtiyacın var mı?” dedi. ـــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) İbn Mofleh –Makdisi , meşruiyet edepleri , geçen kaynak , bölüm 2.S.321. (2) Müslim'den rivayet edildiğine göre.1/443 (3) Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.322 (4) Buhari’den rivayet edildiğine göre.(3043) . Müslim'den rivayet edildiğine göre.4/238(4687) 166 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bunun üzerine Enes`in kızı: “Bu kadının hayası ne kadar az! Ne ayıp, ne ayıp!” dedi. Enes: “Hayır, o senden daha hayırlı! Resulullah`a rağbet ve arzu duydu ve nefsini ona arzetti” buyurdu.(1) 5-Peygamberimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:"Bana bir koyunun inciğe kadar ayağı hediye edilse kabul ederim, böyle bir yemeği yemeye çağrılsam icabet ederim." (Tirmizî, (2) " Ahkâm 10). Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular (3) ki "Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır." Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) diyordu ki : Allah'ım, yaratılışımı (suretimi) güzel yaptığın gibi ahlâkımı da güzel yap."(4) Peygamberlerin diğer bir üstün özelliği de halim, yumuşak huylu ve geçimli olmaları, insanlara yakın olup onları sevmeleri ve onlar tarafından sevilmeleridir. Bu konuya Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) pek çok hadislerinde özellikle vurguda bulunmuştur. Bunlardan bazıları şöyledir:“Kendisi ateşe haram edilen ve kendisine de ateşin haram kılındığı kimseyi size haber vereyim mi? Ateş, kolay geçimli, yumuşak huylu, insanlara yakın olan ve onlara kolaylık gösterenlere haram kılınmıştır.”(5) Ebu Ümâme (r.a) anlatıyor: "Rasulullah (a.s) buyurdular ki:"Ben, haklı bile olsa münakaşayı terkeden kimseye cennetin kenarında bir köşkü garanti ediyorum. Şaka bile olsa yalanı terkedene de cennetin ortasında bir köşkü, ahlakı güzel olana da cennetin en üstünde bir köşkü garanti ediyorum.(6) Ebû Zerr (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) bana şöyle dedi: “Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibaret bile olsa hiçbir iyiliği küçük görme!”(7) ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) (6) (7) Müslim'den rivayet edildiğine göre. (2326) Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.(2380) Buhari’den rivayet edildiğine göre.Müslim'den rivayet edildiğine göre.(2321) Ahmed’den rivayet edildiğine göre.(2657) Ahmed’den rivayet edildiğine göre.Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.2/4(2022) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre. Müslim'den rivayet edildiğine göre. (2626) 167 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ “Allah cömerttir, cömerdi sever. Güzel ahlakı sever. Düşük ahlaktan nefret eder.”(1) Beşinci : Yiyecek ve içecekte islami davranışı : müslüman kişi genç yaşta zevki öğrenmeli. gerekli şeylerden genç insanlara güzellikleri öğretmeli. Allah'ın Kitabı güzellik ihtişam ve zafer görüntülerini içerir. göz , güller, çiçekler , ağaçlar, nehirler , kokular ve renklerde güzelliği tadına alışık olacak.(2) Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. ve Kardeşi ve sahibi ve bir arkadaşı arasında tefrik etmeme.Allah dedi : (Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.(3) İslam başkalarla mutlu bir görüşmeye davet eder. bu kalpleri birleşirir.Fudale ibni Ubeyd'den rivayet edildiğine göre,Peygamber (Sav) şöyle buyurdu :Süvari piyadeye, piyade oturana ve azlık çokluğa selâm verir.(4) ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Hakim’den rivayet edildiğine göre. 1 /4 8Mohamed Noman Galal..protokol Kurallarına bir 8Mohamed Noman Galal..protokol Kurallarına bir çalışma..Kahire 1995. (2) HAŞR Suresi- 9. (3) Buhari’den rivayet edildiğine göre…Fetih 14 : 11 ( 6231) , Muslim 2160 168 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ insan onun boş evlerine girerken de selam söylemeli.ve Es-Selâmü aleyk -bize selâm olsun.-” ve iyi insanlar da selâm olsun , söylemeli.eğer bir meclise de girirse selam söylemeli ve eğer meslisten giderse de selam söylemeli.ve işaret etmeli ki kadınlar ile tokalaşıramaz.sedece sözlü olarak selam söylemeli.Bir erkeğin kendisine nikâhı düşebilen yabancı bir kadınla; bir kadının da baba, kardeş ve amcaları gibi mahremleri sayılan erkeklerin dışında, diğer erkeklerle tokalaşması caiz görülmemektedir. Bu hususta Resul-i Ekrem Efendimizin (a.s.m.) nasıl hareket ettiği bizim için şaşmaz bir ölçü durumundadır. Efendimiz (asv), kendisine bîat için gelen sahabî hanımlara şöyle buyurmuşlardır:“Ben kadınlarla tokalaşmam. Benim yüz kadına söylediğim söz bir kadına söylediğim söz gibidir.”erkek erkekler ile tokalaşırabilir ve kadın kadınlar ile tokalaşırabilir. İslâmda tokalaşma sünnettir; Rasûl-i Ekrem (s.a.)'in hem emir ve tavsiyesi, hem de bizzat uygulaması ile sünnet olduğu tesbit edilmiştir. Kâ’b bin Malik’in (ra) tövbesini izleyelim:Ka’b bin Malik (ra) ile birlikte üç sahabî Tebük seferi ile ilgili Peygamber Efendimizin (asm) çağrısına her nasılsa zamanında katılmamışlar, geri kalmışlardı. Tövbe etmeye başladılar. Allah’tan af bekliyorlardı. Kâ’b bin Mâlik’i (ra) dinleyelim:“İşte tam bu sırada Seli’ dağı üzerinden birisinin, en yüksek sesiyle:‘-Yâ Kâ’b bin Mâlik! Müjde!’ diye olanca kuvvetiyle bağırdığını işittim. Hemen secdeye kapandım.“Halk bölük bölük beni karşılıyorlar, tövbemin kabulünü tebrik ediyorlardı. Bana:‘-Allah’ın tövbeni kabulünü tebrik ederiz!’ diyorlardı.“Mescide girdim. Resûlullah (asm) mescidde oturuyordu. Etrafında halk yer almıştı. Talha bin Ubeydullah (ra) ayağa kalktı, koşarak geldi, benimle musâfaha yaptı ve beni tebrik etti.Nitekim el-Berâ b. Âzib'in rivâyetine göre Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "İki müslüman karşılaşıp tokalaştığı, Allah'a hamdedip yarlıgamasını diledikleri zaman her ikisi de yarlıganır (günahları bağışlanır)" Yine aynı râvinin naklettiği bir başka hadiste de "Karşılaşıp tokalaşan hiç iki müslüman yoktur ki ayrılmadan önce bağışlanmış olmasınlar" buyurulmuştur.(1)Rasulullah (a.s) buyurdular ki: (Müsafeha edin(tokalaşma), müsafeha kini, kırgınlığı giderir. Hediyeleşin, çünkü hediye, sevgiyi artırır, düşmanlığı giderir.(2) İslam insan temiz olması için davet eder ve her zaman onun koku güzel olmalı. ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Ebu Davud’den rivayet edildiğine göre.5212 , Ahmed’den rivayet edildiğine göre.Tirmizî’den rivayet edildiğine göre. Sehih Ebu Davud.(4343)s979 (2) Buhari’den rivayet edildiğine göre. 4418 , Müslim'den rivayet edildiğine göre.ka'b tüvbesi (2120) , Muslim 2769. 169 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ insan, her zaman ciddi olması gerekli değildir.ama o şaka olabilir ve insanlarla olabilir.islam sık şaka yapması severmez rağmen , çünkü şaka saygıyı giderir. İslam edeplerinden : büyük İnsanlara saygı gösterme ve küçük insanlara merhamet etme. Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:“Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel elbisenizi giyin.”A’raf 31.Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):‘Sarmısak ya da soğan yiyen bizden ayrı dursun’ buyurdu.”Başka bir hadiste Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:“Soğan ya da sarmısak yiyen, mescidimizden uzak dursun, evinde otursun.”(2) Yine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:“Soğan, sarmısak ve pırasa yiyen mescidimize yaklaşmasın. Çünkü melekler, Âdemoğlunun rahatsız olduğu şeyden rahatsız olur.” İmam Gazali kitabında kuran temeli kuran temeli iki unsura incelemeye çalıştı.birisi bilgi ile ve ikincisi davranış ile.ve sonucuna birinci tip Kur'an ve 763 ayet ve ikincide 741 ayeti kısıtladı. İslam , Ruh, fikir , felsefe ve davranıştır.ve bu davranış, yeni çağın gereklerine muhalefet etmez ama onunla uyumlu davranır.ve aşağıdaki bölümlerde islam’da görgü kuralları ve protokol’ü özel ve kamusal yaşamda konuşacağız.(3) ـــــــــــــــــــــــــــ (1) Mohamed Noman Galal..protokol Kurallarına bir çalışma..Kahire 1995. (2) Buhari’den rivayet edildiğine göre. 853 , Müslim'den rivayet edildiğine göre…1/396 (564) (3) Kamal Muhammed Ali. Islam'da görgü kuralları. 171 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Halk sağlığının korunması için yiyecek ve içecek İslam edepleri : kabın içine üflemeden üç defa nefes alarak içmenin ve ilk içenden itibaren kabı sağ tarfta oturanlar: Ebû Katâde radıyallahu anh’ın söylediğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kabın içine solumayı yasakladı.(1) Buhârî, Vudû’ 19; Müslim, Tahâret 65, Eşribe 121. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Eşribe 20; Tirmizî, Eşribe 15, 16; Nesâî, Tahâret 42. Ebû Katâde radıyallahu anh’ın söylediğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kabın içine solumayı yasakladı.(2) İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu “Deve gibi bir nefeste içmeyin. İki, üç nefeste için. Bir şey içeceğiniz zaman besmele çekin; içtikten sonra da elhamdü lillah deyin.”(3) Ebû Katâde radıyallahu anh’ın söylediğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kabın içine solumayı yasakladı.(4) ــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) Müslim'den rivayet edildiğine göre.267 Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.1889 , Sehih Tirmizî 1888 Tirmizî’den rivayet edildiğine gore , Sehih Tirmizî 1887 Buhari’den rivayet edildiğine göre.10/92 (5630) , Müslim'den rivayet edildiğine göre.267 171 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Bereket yemeğin ortasına iner. Bu sebeple tabağın ortasından değil, kenarlarından itibaren yiyiniz.”(2) Abdullah İbni Büsr radıyallahu anh şöyle dedi:Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in dört kişinin taşıyabildiği garrâ adlı bir yemek kabı vardı. Kuşluk vakti girip kuşluk namazı da kılındıktan sonra, içinde tirit bulunan bu yemek kabını getirdiler. Ashâb-ı kirâm da etrafına toplandı. Sahâbîler çoğalınca Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem diz çöktü.Bunu gören bir bedevî:- Bu nasıl oturuş? diye sordu.Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de:- “Allah Teâlâ beni inatçı bir zorba değil, şerefli bir kul olarak yarattı” buyurdu. Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sözüne şöyle devam etti: “Yemek kabının kenarlarından itibaren yiyin. Üstünden yemeyin ki, yemek bereketli olsun.”(2) (1) eğer bir yiyecek bir yerinden yeme ama çeşit yiyecek halinde bir çok yerinden yeme caiz : Abdullah İbnu İkrâş İbnu Züeyb babasından naklediyor: "Kavmim Benî Mürre İbnu Abîd, benimle mallarının sadakasını Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a gönderdi. Medine´ye gelince O´nu (aleyhissalâtu vesselâm) Muhacir ve Ensar´ın arasında oturmuş buldum. Elimden tutup beni Ümmü Seleme radıyallahu anhâ´nın evine götürdü. Varınca: "Yiyecek bir şey var mı " diye sordu. Bize, içerisinde bolca serîd ve (kuşbaşı) et parçaları olan bir tepsi getirildi. Ondan yemek için yanaştık. Ben elimle kabın her tarafını yokladım. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) önünden yedi. (Bir ara) sol eliyle sağ elimden tuttu ve: "Ey İkrâş! bir yerden ye. Çünkü (kabın içindeki yemek) tek bir yemektir. (Her taraf birdir)" buyurdu. Sonra bize, içerisinde taze ve kuru çeşitli hurmalar bulunan bir tabak getirildi. Bu sefer önümden yemeye başladım. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın eli ise, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Bana da: "Ey İkrâş! Dilediğin yerinden (alıp) ye. ـــــــــــــــــــــــــ (1) Ebû Dâvûd, Et’ime 17; Tirmizî, Et’ime 12. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et’ime 12.(3206) (2) Ebû Dâvûd, Et`ime 17. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ime 6.(3207) 172 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Çünkü (tabağın içindekilerin hepsi) aynı çeşit değil" buyurdu. Sonra bize su getirildi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) elini yıkadı elinin ıslaklığı ile yüzünü kollarını ve başını meshetti ve: "Ey İkrâş! Bu, ateşte pişenden (yenince alınması gereken) abdesttir" buyurdu.(1) Allah dedi : (Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin.)(2) , Ömer İbni Ebû Seleme radıyallahu anhümâ şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:“Besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!” ــــــــــــــــــــــــــ (1) "[21] [Tirmizî, Et´ime 41, (1749); İbnu Mâce, Et´ime 11, (316).] –210 (2) BAKARA Suresi – 172. (3) Buhârî, Et`ime 2, 3; Müslim, Eşribe( 5376). Ayrıca bk. Tirmizî, Et`ime 47; İbni Mâce, Et`ime 8.(2022) 173 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Âişe radıyallahu anhâ Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi:“Biriniz yemek yerken besmele çeksin. Şayet yemeğe başlarken besmele çekmeyi unutursa, hatırladığı anda ‘baştan sona bismillah’ desin.(1) Sahâbî Ümeyye İbni Mahşî radıyallahu anh şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında birisi yemek yiyordu. Adam son lokmaya kadar besmele çekmedi. Son lokmayı ağzına götürürken “bismillâhi evvelehû ve âhirehû” (baştan sona bismillâh) dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem güldü ve şöyle buyurdu:“Şeytan onunla birlikte yemek yiyordu. Adam besmele çekince, şeytan yediklerini kustu.”(2) Müslim’de Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir kimsenin ayakta su içmesini yasaklamıştır(3).Enes radıyallahu anh’ın rivayetine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir kimsenin ayakta su içmesini yasaklamıştır.Râvi Katâde şöyle dedi:- Biz Enes’e, ya ayakta yemek nasıldır? diye sorduk. Enes:- Ayakta yemek daha beter (veya kötüdür), dedi.(4) , Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem “Ayakta su içmeyi yasaklamıştır” ifadesi, Müslim’in bir başka rivayetinde “Ayakta su içmekten men etmiştir” (zecere) şeklinde geçmektedir.(5) İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi:Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e zemzem verdim. Onu ayakta içti.(6) ــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) (6) Ebû Dâvûd, Et`ime 15; Tirmizî, Et`ime 718s2/(3202) Ebû Dâvûd, Et`ime 15; Nesâî, es-Sünenü’l-kübrâ, Âdâbü’l-ekl, 15.(806) Müslim’den rivayet edildiğine göre. Müslim, Eşribe (2025). Ayrıca bk. Tirmizî 1 Eşribe (3774). Müslim, Eşribe 2025.1879 Buhârî, Hac 20206, Eşribe 76; Müslim, Eşribe (2027)(3777). Ayrıca bk. Nesâî, Menâsik 166; İbni Mâce, Eşribe 21. 174 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ En–Nezzal b. Sebre şöyle tahdis etti:“Ali (r) öğle namazını kıldırdı. Sonra insanların hacetleri için Kufe mescidinin geniş yerinde ikindi namazı vakti gelinceye kadar oturdu. Sonra kendisine su getirildi. Ondan içti, yüzünü ve ellerini yıkadı. Ravi, başını ve ayaklarını da zikretti. Abdest aldıktan sonra ayağa kalktı, artan suyu ayakta içti. Sonra: İnsanlar ayakta içmeyi kerih görüyorlar. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şu benim yaptığımın mislini yaptı dedi.” Buhari.(1) İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in zamanında, yürürken bir şey yer, ayakta iken de su içerdik.(2) Enes radıyallahu anh şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yemek yediği zaman üç parmağını da yalar ve şöyle buyururdu:“Herhangi birinizin lokması yere düştüğü zaman onu alsın; üzerine yapışan şeyleri temizledikten sonra da yesin; onuşeytana bırakmasın.”Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bize tabağın sıyırılmasını emrederek:“Çünkü yemeğin neresinde bereket olduğunu bilemezsiniz” derdi.(3) (6)yemek ve içmekten sonra Allah’a hamd olsun : Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ, kulunun bir şey yemesi veya içmesinden sonra hamdetmesinden hoşnut olur.”(4) Ebû Hüreyreradıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yemekte hiçbir zaman kusur aramazdı. İştahı varsa yer, canı çekmiyorsa yemezdi.(5) Vahşî İbni Harb şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashâbı:- Yâ Resûlallah! Yemek yiyoruz, fakat doymuyoruz, dediler.Resûl-i Ekrem onlara: “Herhalde ayrı ayrı yiyorsunuz!” diye sorunca:- Evet, öyle yapıyoruz, dediler.Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem de:- “Yemeği birlikte yiyiniz; besmele çekiniz;yemeğiniz bereketlenir” buyurdu.(6) ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) Buhari’den rivayet edildiğine göre.(5185) Tirmizî, Eşribe 12. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ime 2/127(1533) Müslim, Eşribe 136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 49; Tirmizî, Et`ime 11.(2033)(3793) Müslim’den rivayet edildiğine göre.(4915) Buhârî, Menâkıb 23; Et`ime 21; Müslim, Eşribe 187, 188. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 13; Tirmizî, Birr (3844) (6) Ebû Dâvûd, Et`ime 14. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ime (3199)717/2 175 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Muâz İbni Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Bir kimse yemek yedikten sonra: Bana bu yemeği yediren, sonucu etkileyecek bir güç ve kudretim olmaksızın onu bana nasip eden Allah’a hamd olsun, derse, geçmiş günahları bağışlanır.”(1) , Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm sofrasını kaldırdığı zaman şöyle derdi:“Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip artan, huzurundan geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamd ederiz.”(2) , . Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm sofrasını kaldırdığı zaman şöyle derdi:“Ey Rabbimiz! Sana tertemiz duygularla, eksilmeyip artan, huzurundan geri çevrilmeyip kabul edilen sayısız hamd ile hamd ederiz.”(3) (7) .doktorlar belirtildiği gibi süt çok faydalı..Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) a bir kap süt getirildi, Rasulullah ondan içti ve: ‘Sizden biri bir taam yediği vakit ‘Allahumme Barik Lena Fîhi Ve Etimnâ Hayran Minhu’ desin. Süt içtiği zaman da ‘Allahumme Barik Lena Fîhi Ve Zidnâ Minhu’ desin. Çünkü yiyecek ve içecekten süte kifayet edecek başka bir şey yoktur’ buyurdu.”(4) İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi:Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e süt içti sonra mazmaza yaptı.(5) ــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Ebû Dâvûd, Libâs 1; Tirmizî, Daavât 56. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ime 159/3(2751). (2) Buhârî, Et`ime 54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 52; Tirmizî, Daavât 55; İbni Mâce, Et`ime (5458)(5037) (3) Buhârî, Et`ime 54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et`ime 52; Tirmizî, Daavât 55; İbni Mâce, Et`ime (5459)(5038) (4) Buhari’den rivayet edildiğine göre. Müslim'den rivayet edildiğine göre.472..5(3455) (5) Buhari’den rivayet(204)(437) 176 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (8) Temizlik : islamda yemekten önce ve yemekten sonra elleri yıkamak isalam edeplerindendir.Selman’dan (r.a.) rivayete göre, şöyle demiştir: Tevratta; yemeğin bereketinin, yemekten sonra elleri yıkamak olduğunu okudum. Sonra bu konuyu Resûlullah’a (s.a.) hatırlatarak tevratta okuduğumu haber verdim. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.), “Yemeğin bereketi, yemekten önce ve sonra elleri yıkamaktır” buyurdular.(1) , Beyhakî dedi : yemekten sonra elleri yıkamak hadis iyidir ama yemekten önce bir hadis gelmedi.(2) Muhakkak ALLAH ( Celle celalühü) güzeldir, güzeli sever. Temizdir, temiz olanı sever. Kerimdir, kerim olanı sever. Çok cömerttır, cömert olanı sever. Öyleyse evlerinizi ( evlerinizin avlusunu, önünü, çevresini) temiz tutun. Süprüntü ve pislikleri evlerinde toplayan yahudilere benzemeyin (onlara muhalefet edin).‘‘(3) , Ebû Hüreyre radıyallahu anh´den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:"Ümmetimi (veya insanları) zora sokmaktan endişe etmeseydim, onlara her namaz vaktinde misvakla dişlerini temizlemelerini emrederdim."(4) , ve de diş fırçası kullanmalı.Allah dedi : (Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.) A'RÂF Suresi – 31. ـــــــــــــــــــــــ (1)Ebu Davud , bu hadis zayif dedi.370s(804) (2)İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 3.S 371. (3)Abu Issa , bu hadis zayif dedi.5/103(2799) (4) Buhârî, Cum´a 8, Temennî 9, Savm 27; Müslim, Tahâret 42. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 25; Tirmizî, Tahâret 18; Nesâî, Tahâret 6, Mevâkît 20; İbni Mâce, Tahâret 7. 177 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Bana, (dünyanızdan) koku ve kadın sevdirildi. Gözümün nuru ise namazda kılındı."(1) , Sarımsak, Soğan, Pırasa Veya Bunlara Benzer Bir Şey Yiyen Kimsenin Mescide Gelmesinin Yasak Olması Abdullah İbn Ömer (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) Şöyle buyurmaktadır:“Kim şu sebzeden yani sarımsaktan yerse kokusu gidinceye kadar sakın mescitlerimize yaklaşmasın.” Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:“Kim şu bitkiden yerse sakın bize yaklaşmasın ve bizimle birlikte namaz kılmasın.”Câbir b. Abdullah (r.a)'tan rivayet edilmiştir:“Resulullah (s.a.v.) soğan ve pırasa yemeyi yasakladı. Bir defasında bize ihti*yaç erişmişti. Bu sebeple bunlardan yedik. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):“Kim bu pis kokulu bitkiden yerse sakın mescidimize yaklaşmasın. Çünkü (yanımızda bulunan) melekler, insanların eziyet gördüğü şeylerden eziyet görür” buyurdu. (9) Yemeği sıcak yememek lazımdır : Yemeği sıcak yememek lazımdır. Bunun için, Resûlullah (s.a.v.) söyle buyurdu:"Temeği soğutunuz. Sıcak yemek bereketsizdir." Yemeği sıcak yememek lazımdır. Bunun için, Resûlullah (s.a.v.) söyle buyurdu:"Temeği soğutunuz. Sıcak yemek bereketsizdir."(2) (10) HERKES DOYMADAN SOFRADAN KALKILMAZ : davetçiler sofradan kalkmaktan önce kaldırmemeli.Resûlullah (s.a.v.) söyle buyurdu:" yemekten kalkma önce sofradan kalkmamalıdır.(3) Sofra kuruldu mu hiç kimse sofra toplanıncaya kadar yemekten kalkmasın. Doysa bile, herkes bırakmadan, yemekten elini çekmesin, yemeğe devam etsin. Çünkü kişi, erken çekilirse, arkadaşını mahcup eder, o da bırakır. Hâlbuki arkadaşının daha yemeğe ihtiyacı vardır. (11) sofra edeplerine önen vermeil : Alimler diyor ki : yürürken yemek yememeli , başkalara yerken bakmamalı , Yemekte korkunç ve iğrenç şeyler söylememelidir. Ölümden, hastalıktan, Cehennemden konuşmamalıdır. ـــــــــــــــــــــــــــ (1) [Nesâî, İşretu'n-Nisâ 1, (7, 61).] , kadın sevgisi 3878 , Sehih Nesâî 3/827 ( 3680). (2) Beyhakî’den rivayet edildiğine göre.7/280(1958) (3) İbn Mâce’den rivayet edildiğine göre.3294 , 3285 . (4) İbn Mâce’den rivayet edildiğine göre.3295 , 3286. 178 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Sarımsak, Soğan, Pırasa Veya Bunlara Benzer Bir Şey Yiyen Kimsenin Mescide Gelmesinin Yasak Olması.(1)Abdullah İbn Ömer (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) Şöyle buyurmaktadır:“Kim şu sebzeden yani sarımsaktan yerse kokusu gidinceye kadar sakın mescitlerimize yaklaşmasın. (12) HER İSTEDİĞİNİ YEMEK İSRAFTIR : Enes'den r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur “Her iştah duyduğunu yemen israftandır.(2) ,Ebû Kerîme Mikdâd İbni Ma’dîkerib radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Hiçbir kişi, midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Oysa insana kendini ayakta tutacak bir kaç lokma yeter. Şayet mutlaka çok yiyecekse, midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de nefesine ayırmalıdır.”(3) bn Ömer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“"Mü'min bir mideyle (bir kişilik) yer (içer), kâfir ise yedi kişilik yer (içer)" buyurdular.(4) (13) çekirdek hurma ile bir tabakta koymamalı : temizlik için çekirdek hurma ile birlikte bir tabakta koymamalı ve bu yeme edeplerinden en önemlidir. Enes'den r.a.) rivayet edildiğine gore : çekirdek hurma ile birlikte bir tabakta koymaktan nefret etti.(5) , İbnü'l yeme edeplerinde Cevzî dedi ki : çekirdek hurma ile birlikte bir tabakta koymamalı.ve de çekirdek ellde koymamalı. ــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) .İbn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 353.354 ibn Mâce’den rivayet edildiğine göre.2/122 Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.2380 Buhârî’den rivayet edildiğine göre.5393, Muslim , 2064 ibn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 374 179 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Enes'den r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur : Yanınızda oruçlar iftâr etsin, yemeğinizi iyi insanlar yesin ve melekler size dua etsin.(1) Ebu Davud'un Hz. Cabir (radıyallahu anh)'den kaydettiği diğer bir rivayette şöyle denir: "Ebû'l-Heysem bir Yemek hazırladı, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ve Ashabın'ı (radıyallahu anhüm) davet etti. Hz. Peygamber Yemekten kalkınca: "Kardeşinizi mükafaatlandırın!" buyurdu. Ashab: "Mükafaatı da ne?" diye sordular. Efendimiz: "Kişinin evine girilip yemeği yendi, içeceği içildi mi ev sahibi için dua edilir. İşte bu onun mükafaatıdır" cevabını verdi."(2) (14) nimete şükür ve saygı gösterme : Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:“Her kim, sağlımı yerinde mal ve namus güvenliği içinde ve o günlük yiyeceği yanında sabahlarsa, sanki bütün dünya onunmuş gibi, Allah'a şükretsin.(3) (Bir kimse, kavuştuğu nimeti her hatırlayışta Allah’a şükrederse, Allahü teâlâ da, onun her şükrüne karşı yeniden sevap verir. Kim de başına gelen musibeti her hatırlayışta, "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" âyetini okursa, Allahü teâlâ da, onun her okuyuşunda sevabını artırır.) (4) ــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Ahmed Abdel-Razzak 1425 ve Ahmed 3/138 ve Beyhakî 7 / 2287.İbn Hibbaan 5296.ve o doğru. (2) Ebu Davud’den rivayet edildiğine göre.S.381 , (830) (3) ibn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 380 (4) Tirmizi’den rivayet edildiğine göre.1/312 181 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 16- yemekten sonra hemen dağılma : Allah dedi : ( Yemeği yediğinizde hemen dağılın )(1)Cevzî dedi ki : onlar yemekten sonra uzun zamana sohbete dalırdılar ve bu Peygamber'i üzmekte, fakat o size bunu söylemekten utanmaktadır.Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez.oturmak için izin alabılır.ev sahibi tarfından bunu izin verilebilir.(2) 17- yemekten sonra misafir ile ev kapına çıkmalı : ve bu islam edeplerinden en önemlidir.Ev sahibi, misafire hizmet etmeli, yolcu edeceği zaman da onu kapıya kadar geçirmelidir. Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur: "Bir kimsenin, misafirini evin kapısına kadar çıkıp uğurlaması Sünnettendir." (3) İbn Abbas'dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur: "Bir kimsenin, misafirini evin kapısına kadar çıkıp uğurlaması Sünnettendir.(3) 18- cimrilik etmekten uzak durmalı : a- Enes'den r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur :“Zekatı veren, misafiri ağırlayan ve sıkıntı zamanında veren nefsinin cimriliğinden kurtulmuştur” buyurmuştur(4) b- İbnu Ömer anlatıyor: "Bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize hitab ederek şöyle buyurdular: "Sıkılık huyundan kaçının. Zira sizden önce gelip geçenler bu huy yüzünden helâk oldular. Şöyle ki: Bu huy onlara cimrilik emretti, onlar hemen cimrileşiverdiler, sıla-ı rahmi kesmelerini emretti, hemen sıla-ı rahmi kestiler, doğru yoldan çıkmayı (fücur) emretti, hemen doğru yoldan çıktılar.(5) ــــــــــــــــــــــــــ (1) AHZAP SURESi 53.Ayeti. (2) ibn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 2.S 382 (3) İbn Mâce’den rivayet edildiğine göre. (4) İbn Abd al-Barr tarafından belirtilmiştir (5) İbn Cerir Taberi’den rivayet edildiğine göre. (6) Ebu Davud’den rivayet edildiğine göre. B.16, S.43 , 44 181 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ c- Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sehâvet sahibi Allah´a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah´tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Câhil sehâvet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever.(1) Ebû Hüreyre radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre Peygamber aleyhisselâm þöyle buyurdu:“Her Allah’ýn günü iki melek iner. Bunlardan biri:- Allah’ým! Malýný verene yenisini ver! diye dua eder. Diðeri de:- Allahým! Cimrilik edenin malýný yok et! diye beddua eder.”(2) 19- Peygamber sünneti : a- başkaları içirme : Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e, içine su katılmış süt getirildi. O sırada Peygamberaleyhisselâm’ın sağında bir bedevî, solunda da Ebû Bekir radıyallahu anh oturuyordu. Sütten içtikten sonra onu bedevîye verdi ve:“Herkes sağındakine versin!” buyurdu. ــــــــــــــــــــــــــ (1) Tirmizi’den rivayet edildiğine göre.1884 , (2) Buhari’den rivayet edildiğine göre.1351 , Muslim 1678. 182 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Sehl Ýbni Sa`d radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e içecek bir þey getirdiler. O da içti. Bu sýrada sað tarafýnda bir çocuk, sol tarafýnda yaþlýlar oturuyordu.Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem çocuða dönerek:- “Bunu yaþlýlara verebilir miyim?” diye sordu.Çocuk:- Hayýr, vallahi olmaz, Yâ Resûlallah! Senden kazanacaðým hayrý kimseye baðýþlayamam, dedi.Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de kabý çocuðun eline verdi.(1) b- altın ve gümüş kaplarla su içmeyi yasaklama : Huzeyfe radıyallahu anh şöyle dedi:Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bize hâlis ipek ve atlas kumaştan elbise giymeyi, altın ve gümüş kaplarla su içmeyi yasakladı ve şöyle buyurdu:“Bunlar dünyada kâfirlerin, âhirette de sizin olacaktır.”(2) c- başkalarla yeme : Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Bir kişinin yiyeceği iki kişiye, iki kişinin yiyeceği dört kişiye, dört kişinin yiyeceği ise sekiz kişiye yeter.”(3) e- hizmetçi ile yeme : Ebu Hureyre'den: "Birinize hizmetçisi, hazırladığı yemeği getirdiği zaman, eğer onu kendisi ile birlikte yemeğe oturtmuyorsa, ona o hazır yemekten birkaç lokma veya bir iki yudum ikramda bulunsun. Çünkü (önüne getirilen) o yemek o (hizmetçi)nin emeği ile meydana gelmiştir." ــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhârî, Þirb ve’l-müsâkât 1, 10, Mezâlim 1218 Hibe 22, 23; Eþribe, 19; Müslim, Eþribe 3783 (2) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre.5006 (3) Müslim’den rivayet edildiğine göre.3836 183 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Ma'rûr İbni Süveyd şöyle dedi:Ben, Ebû Zer radıyallahu anh'ı üzerinde değerli bir elbise ile gördüm. Aynı elbiseden kölesinin üzerinde de vardı. Kendisine bunun sebebini sordum; Ebû Zer, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında bir adama sövdüğünü ve onu annesinden dolayı ayıpladığı-nı anlattı. Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi:"Sen, kendisinde Câhiliye huyu bulunan bir kimsesin. Onlar sizin hizmetçileriniz ve aynı zamanda kardeşlerinizdir. Allah onları sizin himayenize vermiştir. Kimin himayesinde bir kardeşi varsa, kendi yediğinden ona yedirsin, giydiğinden de giydirsin. Onlara üstesinden gelemeyecekleri şeyleri yüklemeyiniz. Şayet yükleyecek olursanız kendilerine yardım ediniz."(1) f- akşam namazı önce akşam yemeğini yeyin : Enes b. Mâlik'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:"Akşam yemeği sofraya konulduğu zaman, yatsı namazı kılınmaya başlanmışsa, önce akşam yemeğini yeyin."(2) h- içirene dua etme : Allahım, bana yedirene yedir, bana içirene içir. ـــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhârî, Îmân 22, Itk 15; Müslim, Eymân 40. Ayrıca bk. Buhârî, Edeb 44; Ebû Dâvûd, Edeb 124; Tirmizî, Birr 29; İbni Mâce, Edeb 10(2370) (2) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre.631 , Muslim , 868. (3) Müslim, Eşribe, (3831) 184 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Özet yeme adabı ve müslümanın davranışı : Gıda insan hayatı esastır.Allah gıda insan yaşamında nedeni yapılmış. Yemeğe başlarken, Allahü teâlâya ibadet etmek, Onun kullarına faydalı olmak, dinimizi, ebedi saadet ve huzur yolunu bütün insanlara yaymak için kuvvet elde etmeye niyet etmeli yemekte peygamber sünnetini takip etmeli.ve en önemlisi : - - - - Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak.Yerken ve içerken besmele çekmeli.ve dua etmeli : Bana bu yemeği yediren, sonucu etkileyecek bir güç ve kudretim olmaksızın onu bana nasip eden Allah’a hamd olsun, derse, geçmiş günahları bağışlanır.” sağ elle yemeyi ve içmeyi bir müslüman âdeti ve özelliği kabul etmeli ve bu sünneti yaşatmalıdır. Yemeği beğenmemek kibirden, lükse ve israfa düşkünlükten kaynaklanan kötü bir huydur.Ebu Hureyre(ra)anlatıyor:“Resulullah (asm) hiçbir vakit herhangi bir yemeğe laf etmedi, iştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna gitmeyen bir yemekse terkederdi (yemezdi).”(Buhari, Et'ime 21). Yaşı veya mekem ne olursa olsun , Her iki hadiste de İslâm geleneğinde sağın önemi gösterilmekte ve buna bağlı olarak ikramların sağdan başlayıp sağ tarafa doğru devam etmesi gerektiği belirtilmektedir. Ömer İbni Ebû Seleme radıyallahu anhümâ şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:“Besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!”.Buhârî. 185 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - - - El–Mikdam b. Ma’di Yekribe şöyle dedi:“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ı işittim şöyle buyuruyordu: ‘İnsan karnından daha şerli bir kap doldurmamıştır. Adem oğluna belini doğrultacak biraz yiyecek kifayet eder. [Adem oğluna nefsi galip gelir] mutlaka yemesi gerekirse, o takdirde midesinin üçte birini taamı için, üçte birini içeceği için ve üçte birini de nefes alıp vermesi için yapsın.” meyve yeme yemekten önce daha iyidir.Allah dedi : ((Onlara) beğendikleri meyveler, Canlarının çektiği kuş etleri, ) VÂKIA suresı- 20-21. Yemekte ve yemekten sonraki meyveler, midede fermantasyona yol açarak, gıdaları vücuda yük haline getiren Gaz üretimine neden oluyor. Lokmayı iyice çiğnemek.İyi hazmetmek için çok çiğnemek, yani ağır ağır yemek gerekir. Yemeği iyi çiğneyerek yemek sünnettir. Bu sünnete uyunca, mide ağrısı, gaz gibi şikâyetler görülmez. Yiyip içerken ağzını çok açmamalıdır. büyük lokma almamalı, lokmayı ağzına alır almaz. yemek yerken konuşma mideye faydalıdır. Çok hızlı yemeyin.başkalara nasip bırakmalı.Allah dedi : (Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. ) edeplerden davetliler outrmadan önce yememeli.Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur;-“Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mümin) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.”Buhari (r.a.) Müslim (r.a.). - 186 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - - - - Misafiri rahat ettirmek, rahatça, çekinmeden gönül huzuru ile yemek yemesini sağlamak, ev sahibinin görevidir. Ev sahibi, misafire hizmet etmeli, yolcu edeceği zaman da onu kapıya kadar geçirmelidir.Misafir, sofraya gelen yemeklere dikkati çekecek şekilde bakmamalıdır. Doyduğu halde yemeğe devam etmek, [Misafiri varsa, onun yemesine mani olmamak için, yer gibi davranmak gerekir. Yemekte israf etmek, [Gıda maddelerini, lüzumu kadar ölçerek almalı, ölçüsüz, çok almamalıdır. Yemeği beğenmemek kibirden, lükse ve israfa düşkünlükten kaynaklanan kötü bir huydur.Ebu Hureyre(ra)anlatıyor:“Resulullah (asm) hiçbir vakit herhangi bir yemeğe laf etmedi, iştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna gitmeyen bir yemekse terkederdi (yemezdi).”(Buhari, Et'ime 21).(1) . Ebû Cühayfe Vehb İbni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Ben bir yere dayanarak yemek yemem.” Kaldırılıncaya kadar sofradan kalkmamak“Sofra kurulduğu zaman, kaldırılıncaya kadar kimse kalkmasın. Kişi doysa bile, elini herkes yemeği bitirinceye kadar sofradan çekmesin. Çünkü aralarında utanan kimse bulunur da doymadığı halde yemekten kalkar. ــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre.477/9 , Muslim 2064 187 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - - - Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Biriniz yemeğe davet edildiği zaman gitsin; şayet oruçluysa yemek sahibine dua etsin; oruçlu değilse yesin.” Davet edilen yere gitmemek günahtır. Davetsiz yere gitmek hırsızlık olur.) [Beyheki]. Yemeğe davet ederken, Allahü tealanın rızası gözetilmelidir. Başka maksatlar gözetilmemeli. Yemeğe giden de, sünnet olduğunu, mümin kardeşini sevindirmeye niyet ederek gitmeli. (Allah rızası için, niyet etmeden yemeğe davet edene bir günah yazılır. Niyet etmeden gidene, iki günah yazılır) buyurulmuştur. Başkasının lokmasına ve yediğine bakmamak. yemek mal halaldan olmalı.(2) Ziyaretlerin vakti iyi seçilmelidir. Uyku, yemek ve iş zamanlarında ziyarete gidilmemelidir. ev hanımı evi düzenletmek için yemekten sonra çıkmalı. tek başına yerken yeme adabine de dikkat vermeil. Bir hadiste bildirildiğine göre de Allah Rasülü (sallallahu aleyhi ve selem), bir gün Hz. Sa’d İbni Ubâde’nin yanına geldi. Hz. Sa’d derhal bir parça ekmek ve zeytin çıkarıp Rasülullah’a ikram etti. Efendimiz (aleyhi ekmelüttehâyâ) bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti:“Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melekler de duacınız olsun.(3) ـــــــــــــــــــــــــــ (1) Müslim ‘den rivayet edildiğine göre.1431 , veya 2584 (2) islam’da dosyal edeplerine bak. (3) (Ebû Dâvûd, Et’ime, 54. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm, 45)(3263) 188 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - - Gümüş ve altın kaplarla su içme haramdır.Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Gümüş kaplarla su içen kimse, karnına cehennem ateşi doldurmuş olur.”Buhârî, Eşribe 28; Müslim, Libâs 1. Ayrıca bk. İbni Mâce, Eşribe 17 “Peygamber (asm) oturuyordu, bir adam da yemek yiyordu. Besmele çekmemişti. Yemekten geriye tek lokması kalmıştı ki: “Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi “Başında da sonunda da Allah’ın adıyla” dedi.” Sonra Peygamber (asm) güldü ve şöyle buyurdu: “Şeytan da onunla beraber yiyordu, sonunda adam besmele çekince, şeytan karnındakini kustu.(1) yemeklerden sonra el ve ağızı yıkamalı. Yemeğin sonunda (Elhamdülillah) demek.Muâz İbni Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Bir kimse yemek yedikten sonra: Bana bu yemeği yediren, sonucu etkileyecek bir güç ve kudretim olmaksızın onu bana nasip eden Allah’a hamd olsun, derse, geçmiş günahları bağışlanır.” içme adabi ise : İçtikten sonra da elhamdülillâh demelidir.Peygamber Efendimiz’in yaptığı ve tavsiye ettiği gibi, suyu üç nefeste içmek en uygunudur.nes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v.), bir kaptan su içerken; üç kere nefes alarak içer ve bu şekilde içmek daha kandırıcı ve sıhhîdir” buyururdu. (İbn Mâce, Eşribe: 18; Dârimî, Eşribe: 20) Altıncı : başkalar'a saygı gösterme ve izin alma sanatı : Birinci : izin isteme : izin alma islam edeblerinden en büyüktür.aşağıdaki gibi : ــــــــــــــــــــــــــــ (1) Ebu Davud (3276)s371(806) (2) Kamal Muhammed Ali. Islam'da görgü kuralları. 189 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) uzun süre evinden ocağından ayrı kalmış bir kimsenin, birden bire gecenin bir vaktinde evine dönmesini doğru bulmamakta, böyle yapılmaması gerektiğini açıkça belirtmektedir. Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Uzun bir süre ailesinden ayrı kalan kimse, evine gece vakti ansızın gelmesin!”Bir başka rivayette (Müslim, İmâre 184), Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, yolculuktan dönen kimsenin evine geceleyin dönmesini yasakladı denilmektedir.(1) Câbir b. Abdullah'tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:"Yolculukt an gece döndüğünde bir beldeye girdiğin zaman, kocası kendisind en uzakta kalmış kadın etek traşını oluncaya ve saçı-başı dağınık kadın, saçını tarayıncaya kadar evine girme."(2) haber verme imkânı olmayan yöre ve zamanlarda bu hususa dikkat edilmelidir. En doğrusu ne zaman döneceğini önceden haber vermektir.Bu davranış hem evdekilerin kendilerini şeklen ve rûhen hazırlamaları hem de eve çeki düzen vermeleri için son derece önemlidir. (2) tanıdık tanımadık her müslümana selâm vermek : Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:Bir adam, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: – İslâm’ın hangi özelliği daha hayırlıdır, diye sordu Resûl-i Ekrem:“Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selâm vermendir” buyurdu. ـــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) uhârî, Nikâh (2842), Umre 16; Müslim, İmâre 183. Ayrıca bk. Tirmizî, İsti’zâ (3558). Buhârî den rivayet edildiğine göre.(3557) doğru hadistir. Buhârî, Îmân 20; İsti‘zân 9, 19; Müslim, Îmân (11) Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 131; Nesâî, Îmân 12 – 191 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (3) kalplerini birleştirmek için ,müslümanlar birbirleri ile karşılaşınca selamlaşır ve tokalaşır. Ebû Hüreyre radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:Binitli olan yürüyene, yürüyen oturana, sayýca az olan çok olana selâm verir.”Buhârî’nin bir rivayetinde: “Küçük büyüðe selâm verir” ilâvesi vardýr.(2) Ebû Hüreyre radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurduBineğe binen yürüyene, yürüyen oturana ve az olan topluluk, çok olan topluluğa selâm versin.(2) (4) O geceleyin gelerek Öyle bîr selâm veriyordu ki. uyuyanı uyandırmak, fakat uyanık olana îşîhirirdi : Bize Efaû Bekr b- Ebî Şeyhe rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Şebâbe b. Sevvâr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süleyman b. Muğîre Sabitten, o da Ahdurrahman b. Ebî Leylâ'dan, o da Mikdad'dan naklen rivayet etti. Mikdâd (şöyle demiş) ; Ben ve iki arkadaşım yoldan geldik. Açlıktan gözlerimiz, kulaklarımız gitmişti. Kendimizi Resûlüllah ($alUıllahü Aıeyhive Sellenı) 'in ashabına arzetmeye başladık. Ama onlardan hiç biri bizi kabul etmiyordu. Derken Peygamber (Seüallahü Aleyhi ve Sellem)'e gel-dik, bizi hanesine götürdü, bîr de baktık üç keçi!.. Peygamber (ScülaUahü Aleyhi ve Sellem):«Şu sütü aramızda (paylaşmak üzere) etıgtrtl» buyurdu. Attık sütü sa­ğıyor ve bizden her birimiz nasibini içiyordu. Peygamber (Saîlaiiahü Aleyhi ve Sellem)!e de nasibini takdim ediyorduk. O geceleyin gelerek Öyle bîr selâm veriyordu ki. uyuyanı uyandırmak, fakat uyanık olana îşîhirirdi.(3) (5) Üç kere izin istenir cevap gelmezse geri dönülür : Ebû Musa, Ömer İbnu'l Hattab'ın izin verilmezse yanına girmek için üç kere izin istedi. Ses çıkmayınca döndü gitti. Ömer, adamı gönderip Ebû Musa'yı çağırttı ve "?Niçin dönüp gittin?" dedi. Ebû Musa da "Ben Rasûllah (s.a.)ın, "kim üç kere izin ister de kendisine izin verilmezse dönsün" buyurduğunu işittim" dedi. Rasulullah (as.) şöyle buyuruyor;‘Üç kere izin istenir cevap gelmezse geri dönülür’.(4) ــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhârî, Ýsti’zân 5,6; Müslim, Selâm 1; Âdâb 46. Ayrýca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 134; Tirmizî, Ýsti’zân 14(2160) (2(Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4019) (3) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(3831) (4) Müslim'den rivayet edildiğine göre.(5776) Buhari' den rivayet edildiğine göre.(4006) 191 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (6) boş evlere girerken de selam söylemeli : insan onun boş evlerine girerken de selam söylemeli.ve Es-Selâmü aleyk -bize selâm olsun.-” ve iyi insanlar da selâm olsun , söylemeli.(1) Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selâm verin.(1) (7) alimler için özel selam söylemeli : İbnü'l Cevzî dedi ki : alimlerin meclisine girirse onlara özel selam söylemeli.(2) (8) vedalaşırken özel selam söylemeli : gelenler ve vedalaşanlara özel selam söylemeli. (9) selam söylememe halinde özür dilemeli : selam söylememe halinde özür dilemeli.ve selam söylememe nedeni söylemeli. (10) arasındaınız selam yay : canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!”(3) (11) hastaya selam söylemeli : Hz. Peygamber bir hadisinde; Allah için bir hastayı veya bir müslümanı ziyaret eden kişinin Cennetteki yerini hazırladığını haber vermiştir. ـــــــــــــــــــــــــــ (1) NUR SURESi 61AYETI.İbn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 482. (2) Geçen Kaynak .S482. (3) Tabaraani 'den rivayet edildiğine göre.10/182 ( 10391) , Bazzaz 5/174 . 192 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ aba Abdullah hasta olunca Ziyaretçilerine işaretle selam söyledi(1).ve bu selam veremeyen caizdir. (12) İmrân b. Husayn (ra)’den rivayete göre, bir adam Rasûlullah (sav)’e geldi ve “Esselamü Aleyküm” (Allah’ın selamı üzerine olsun) , dedi. Peygamber (sav) de “On” buyurdu. Bir başka adam daha geldi “Esselamü aleyküm ve rahmetüllahi.” (Allah’ın selam ve rahmeti üzerinize olsun) dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) “Yirmi” dedi. Bir başka adam daha geldi ve “Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh” (Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun) dedi. Rasûlullah (sav) de “Otuz” buyurdu. Yani değişik şekillerde selam verenler, değişik miktarlarda sevap kazandılar.(2) İkinci : başkalarına saygı göstermeli : (1) alaya alma ve ayıplamaktan uzak durmalı : Allah dedi : (Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.) (3) (2) uzlaştırmaya yalan söylenebilir : sedece uzlaştırmaya yalan söylenebilir. aksi halde yalan söylemek haramdır. İbnü'l Cevzî dedi ki : uzlaştırmaya yalan söylemek caizdir.eğer bu zorunlu , zorunlu olur.arkadaşlar arasında uzlaştırmaya bu halde yalan söylemesi zorunludur.cinayeti önlemeye de yalan söylemek caizdir.(4) ــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) İbn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 488. (Dârimî, İstizan, 27).(811)299 HUCURÂT SURESI – 11 İbn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 44.45. 193 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (3) masumu korumak için yalan yere yemin edebilir : Süveyd bin Hanzala radıyallahu anh anlatıyor: Resulûllah aleyhisselâmı ziyaret etmek için yola çıkmıştık. Valî bin Hucr radıyallahu anh de bizimle beraber bulunuyordu. Yolda kendisine hasım olan biri çıkıp onu yakaladı. Vail, kendisinin Vail olmadığını söylemişti de, hasmı: — O'nun Vail olmadığına yemin edin, hemen salıvereyim, demişti. Arkadaşlar yalan yere yemin etmekten kaçındıkları için yemin etmek istemediler. Ben ise, Vail'in. Vail olmayıp kardeşim olduğuna dair yemin ettim, bunun üzerine hasmı da Vail'i salıverdi. Peygamber aleyhisselâmın huzuruna gelince, hadiseyi anlatıp arkadaşların, Vail'in Vail olmadığına yemin etmek istemediklerini ve kendimin Vail'in kardeşim olduğuna dair yemin ettiğimi söyledim. Peygamber aleyhisselâm da: — Doğru söylemişsin; müslüman müslümanın kardeşidir, buyurdular.(2) (4) ısrarlı tartışmaya girmemeli ve haksızla birlikte yaşamamalı : lokman oğlunadedi ki : hakim ile tartışma girme , ısrarlı tartışmaya girme , ve haksızla birlikte yaşama ve suçlu dost olma. (5) yalan söylememe : Sufyan İbn Esid el Hadrami demiştir ki ; Ben rasulullah saw'i şöyle derken işittim:''Sana inandığı halde bir (din) kardesine kendisini kandıracak yalan bir söz söylemen ne kadar büyük bir hıyanettir! (ebu davud).(3) (6) savaşta yalan söylenebilir : Haram olan bazı şeyler savaşta caiz olur.( Yalan üç yerde caizdir: Savaşta; çünkü savaş hiledir. İki müslümanı barıştırmak için, bir de, hanımını idare etmek için.)(4) ـــــــــــــــــــــــــــ (1) İbn Mofleh geçen kitabına bakın.bölüm 1.S 44.45 (2) Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.( 2834 ).İbn Mâce'dan rivayet edildiğine göre.2/628(2791) (3) Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.( 4971 ).(4320)s489(1058) (4) Buhari'den rivayet edildiğine göre.(2804).(1771) 194 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Esmâ Bintu Yezîd radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:"Ey insanlar! Pervanenin ateşe atılması gibi sizi yalanın peşine düşmeye sevkeden şey nedir? Halbuki, üç yer hariç yalanın her çeşidi âdemoğluna haramdır: Bu üç yere gelince:1. Erkeğin, rızasını sağlamak için hanımına yalanı,2. Harpte söylenecek yalan. Çünkü harp bir hileden ibarettir.3. İki müslümanın arasında sulhü sağlamak kasdıyla söylenen yalan."(1) (7) Kitap ehlinin sözlerini ne tasdik ediniz, ne de yalanlayınız : İbn Ebî Nemle el-Ensârî'nin babasından rivayet olundu ğuna göre;Kendisi (bir gün) Rasûlullah (s.a)'ın yanında oturuyormuş. (Hz Peygamber'in) yanında bir yahudi varmış. Derken oradan bir cenaz< geçmiş. Bunun üzerine (yahudi):Ey Muhammed, cenaze kabirde konuşur mu? diye sormuş.Rasûlullah (s.a):"ALLAH daha iyi bilir" cevabını vermiş. Yahudi ise;Kesinlikle cenaze konuşur, demiş.Bunun üzerine Rasûlullah (s.a) şöyle buyurmuş:"Kitap ehlinin sözlerini ne tasdik ediniz, ne de yalanlayınız. (An cak) biz ALLAH'a ve peygamberlerine inandık deyiniz,(Eğer onların sözü)asılsız ise tasdik etmemiş olursunuz. Eğer doğru ise o sözü yalanla mamış olursunuz.(2) (8) zülumden uzak durmalı : Câbir radýyallahu anh’ den rivayet edildiðine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:“Zulümden sakýnýp kaçýnýnýz. Çünkü zulüm, kýyamet gününde zâlime zifiri karanlýk olacaktýr. Cimrilikten de sakýnýnýz. Çünkü cimrilik sizden önceki ümmetleri helâk etmiþ, onlarý birbirlerinin haksýz yere kanlarýný dökmeye, haramlarýný helâl saymaya sevketmiþtir.”(3) (9) ya hayır söylesin yahut sussun : Ebu Hüreyre (ra)'den: Resulullah (sav)'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa, ya hayır söylesin yahut sussun.(5) Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki "Kul (bazan), Allah'ın rızasına uygun olan bir kelamı, ehemmiyet vermeksizin sarfeder de Allah onun sebebiyle cennetteki derecesini yükseltir. Yine kul (bazan) Allah'ın hoşnutsuzluğuna sebep olan bir kelimeyi ehemmiyet vermeksizin sarfeder de Allah, o sebeple onu cehennemde yetmiş yıllık aşağıya atar. ــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) Tirmizî'den rivayet edildiğine göre.Ahmed'den rivayet edildiğine göre.(1939)6/454(26289) Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.(3159)(786)362 Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.İbn Mâce'den rivayet edildiğine göre.(3123)s355(772) Buhari'den rivayet edildiğine göre.6019 " Buharî, Rikak;, 2/195 (985); Tirmizî, Zühd 10, (2501). 195 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Yine kul (bazan) Allah'ın hoşnutsuzluğuna sebep olan bir kelimeyi ehemmiyet vermeksizin sarfeder de Allah, o sebeple onu cehennemde yetmiş yıllık aşağıya atar.(1) Abdullah ibn-i Ömer (ra)’dan rivayete göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:“Zikrullahdan başka şeye ait konularda çok çok konuşmayınız. Zira, Allah’ın zikrinin dışındaki konularda çok konuşmak, kalbi katılaştırır. Allah’dan en uzak olan kimse ise, kalbi kasvetli, katı olan kimsedir.(2) (10)mümini onun tavrı ile bilinir : İbn Abd al-Barr'dan H.z Ayşe Resulullaha diye soru Ey Resulullah (s.a.s) mümini nasıl bilinebilir ?, Resulullah (s.a.s) onun tavrı , yumuşak ve doğru konuşması ile bilinebilir , diye cevap Verdi.Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:“ “Kendiniz için istediğinizi mümin kardeşiniz için de istemedikçe kâmil mümin olamazsınız.(3) (11) daima takvayı seçmeli : Hz. Ebû Bekir (ra) Hz. Ömer’i (ra) halife yapmak istedigi zaman onu huzuruna davet edip sunlari söyledi :« Benden sonra senin halifet vazifesini üzerine almana davet ediyorum. Hilafet makamı, hilafeti yüklenen kişiyi çok yorar. Ey Ömer (ra) Allah’tan kork, O’na itaat et, daima takvayı seç, çünkü takva emniyettir, koruyucudur. Hilafet makami onun icabini yerine getirebileceklere teklif olunur. ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari'den rivayet edildiğine göre.5997 , Muslim 5304 (2) ” (Tirmizî, 4.525 , Zayif Tirmizî S.272 , (2536) (3) İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 82. 196 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bir kimse başkalarına hakkı emredip, kendisi batilin peşinden giderse, kendine tabi olanlara iyiliği emredip, kendisi kötü fiileri işlerse çok sürmez güvenilirligini kaybeder ve yaptıkları yok olur.Halkın işini üzerine aldığın zaman, ellerini kanlarından, mideni mallarından uzak tut, diline sahip ol, haysiyetlerini kirma, güç ve küvvet ancak Allah’in (cc) elindedir.(1) melik ibn enes ( radiyallahu anh ) demiş : batil hakki mağlup ederse bozukluk yerde ortaya çikar.(2) _ (12) MÜMİN ZAN VE FERASETİNDEN KORKULMALI : abi said ilhudari demiş peygamber efendimiz sallallahu aleyh ve sellem buyurdu ki mümin ferasetinden korkun çünkü allah’in nuru ile bakar sonra (düşünen keskin anlayişlilar için ibretler vardir )kiraat etmiş ,abu ise bu hadis gariptir , bu yönden bunu biliriz ve bazi ehli ilimden bu ayet (düşünen keskin anlayişlilar için ibretler vardir ) tefsirinde rivayet dilmiş ferasetliler 1 demiş. ibn saud demiş ki : bildiğim gibi en ferasetli üç insan : _aziz , hz . yusufu feraset ederken karisina demiş :(buna güzel bak . bize faydali olabilir , ya da evlat ediniriz .). _ hz . musa aleyhisselam yol arkadaşi dediğinde : ( babaciğim ! onu ücretle (çoban )tut . çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse , bu güçlü ve güvenilir adamdir . ـــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 85.86. İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 85.86. Tirmizî’den rivayet edildiğine göre. B.16 5/278 (3127) , Zayif Tirmizî S.387 (607) Yusuf Suresi : 21 ayetinde. El kass suresi..26ayetinde. 197 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ve abu bekir radiyallahu anh , ömer’i radiyallahu anh feraset ettiğinde ve onu halife yapmiş. abu hüreyre rivayet etmiş peygamber efendimiz sallallahu aleyh ve sellem buyurdu ki ( zannin kötüsünden sakinin . zan en yalan sözdür . birbirinizi istememezlik etmeyin , casusluk etmeyin ,rekabet etmeyin , hased etmeyin , buğz etmeyin , birbirinize sirt çevirmeyin . allah indinde birbirinizle kardeş olun , kalbini işaret etti , ona hakeaet etmez . müslümanin müslümana cani , irzi , mali haramdir )2. yedinci : fisldaşmk ve sirlari tutmakta diğerler takdir ve davraniş üslubu : islamiyetin kendi kendine konuşmasi ve sirlari tutmak için ortaya çikardiği protokol kurallarinin edepleri var ve en önemlisi şöyle : 1_ ÜÇÜNCÜ KİŞİ KONUŞMADAN İKİ KİŞİNİN FISLIDAŞMAMASI : Abdullah bin amr rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aley ve sellem buyurdu ki başka talaki ile kadinin nikahlanmasi helal olmaz ,adamin onu kazandirincaya kadar arkadaşinin sattiği halde satmasi helal olmaz ve birisi onlara emredinceye kadar üç kişinin engin bir yerde araya gelmesi helal olmaz ve üç kişi engin yerde bir araya geldiğinde diğer kişi konuşmadan fisildaşir helal olmaz 3 ــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 92 , 93. (2) Buhari'den rivayet edildiğine göre.5606Müslim’den rivayet edildiğine göre.4646 (3) Ahmed’den rivayet edildiğine göre.4/445(6360) 198 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 2_İŞİTTİĞİNE SÖYLEYİŞ EMANETİ TUTULMASI : Gebir bin Abdullah rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyh ve sellem buyurdu ki adam söylediği zaman sonra çevirdi .o,emanettir 4. abi ildardaa rivayet etmiş peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki bir adamdan söylemesi istemediği söyleyişi işiten o ,emanettir hatta tutarmazsa 5 . ilabbes bin abdilmüttalib radiyallahu anh ,oğlu abdullah’a ey oğlum , emirilmüminin , yani : ( ömer bin ilhattab radiyallahu anhu ) , sana yaklaşıyor , benden üç şey ezberlemelisin onun sırrını açığa vurma , onda hiç bir insanı gaybet etme ve senden yalanı görmez . ve aksem bin sayfi demiş ki senin sırrın kanındandır , onu nerede dökersin bilsin . deniliyor ki tedbiri tamamlayan en iyi şey ,sır tutmasıdır , dolayısıla aleyh selam savaşı hazırladığında ,bunu saklıyor 6 . SEKİZİNCİ İSLAMİYETİN UYKU VE UYANMA EDEPLERİ : İslamiyet ,uyku vaktinde genel kurallar ve edeplerini ortaya çıkarmış, şunlar : lambalar söndürmesi , kapılar kapatması , kap kapağı kabatması ,yemekler ve içecekler örtmesi ,eller yıkması , avuçlar tplayıp içinde üflemesi ve kuranı kerim bazı ayetlerini okuması , uyku vaktinde kürsi suresi okuması , tekbir getirmek, tespih çekmek ve hamdetme , yatak silkmesi , abdest almak ve sağ yana yatmaktadır ve insan uyandığında peygamber efendimizin buyurduğu gibi demeli ve geceleyin 1- ABU DAVOD EDEP’TE FİNAKLİ İLHADİS BABİ ( 4225) S]NEN AB’ DAVOD 3 _ 92 (4075 2) VE SAH’HUL CAMI 1 _ 146 ( 486 ) . 2AHMED 6 _ 445 (26227) RİVAYET ETMİŞ . 3İBN MUFLİ İLMAKDİSİ GEÇEN KAYNAK C 2 S 390 . 199 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Yatakta merak ederse veya çevirirse peygamber efendimiz dediği gibi demelidir . müslümanın yapması gerektiği uyku edeplerinden : 1_ YATMADAN ÖNCE LAMBALAR SÖNDÜRMESİ ,KAPILAR KAPATMASI VE YAĞLARDAN ELLERİ YIKAMASI : Gebir rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki yattiğiniz zaman lambalari söndürün , kapıları kabatınız ,kap kapağini kapatiniz ,yemekler ve içecekleri örtünüz 7 . abi hüreyre rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem buyurdu ki biriniz yattığında ellerinde et yağı kokusu varsa ellerini yıkamadı , ona zara verildiğinde kendini harcı ayıplamaz 8. 2_YATAK SİLKMESİ ,IŞIĞI SÖNDÜRMESİ VE SAĞ YANA YATMASI : Abi Hüreyre , rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem buyurdu ki biriniz yatağına yatağı zaman elbisenin bir ucuyla yatağını silksin . öünkü yatağından ayrıldıktan sonra oraya hangi zararlayan girdiğini bilemez . sonra “allah’ım ,senin adınla yanımı yatığıma koydum , senin izniyle onu kaldırım . eğer nefsimitutarsan ona merhametle muamele et ,eğer gönderirsen sali kullarını korduğun şeylerle onu da koru” desin9. 1- MÜTTEFEKÜN ALEYH BUHARİ İLEŞRİBE’DE KAP KAPATMASI BABINDA 5193 RİVAYET ETMİŞ VE MÜSLİM İLEŞRİBE’DE 3756 RİVAYET ETMİŞ 2BUHARİ ,MÜZEKKİRE’DE RİVAYET ETMİŞ VE BULUNDUM Kİ TİRMİZİ YEMEKLER’DE MEKRUH OLANLAR BABİNDE 1783 RİVAYET ETMİŞ VE İBN MECE YEMEKLER’DE ELLERİNDE ET YAĞI KOKUSU İLE YATAN BABİNDE 3288 RİVAYET ETMİŞ VE ADİRAMİ YEMELER’DE YEMEKTEN ABDEST BABİNDE 1974 RİVAYET ETMİŞ VE SÜNEN SAHİHÜLTİRMİZİ ET YAĞI KOKUSU İLE YATMASI BABİNDE 1515 . 3MÜTTEFEKÜN ALEYH BUHARİ DUALAR’DA YATMAK VAKTİNDE SIĞINMAK VE OKUMAK BABİNDE 5845 RİVAYET ETMİŞ VE MUSLİM , ZİKRETMEK VE DUA’DA YATMAKTA NE DENİR 4889 RİVAYET ETMİŞ 211 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bera bin azib , rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem buyurdu ki yatacağın zaman önce namaz abdesti gibi abdest al , sonra sağ tarafına uzanıp yat .daha sonra da şöyle dua et : allah’ım sana teslim oldum .işimi de sana havale ettim .seni sevdiğim ve senden korktuğum için sana dayandım . ancak sana sığınırım . kurtuluşum da sendendir .indirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere iman ettim .eğer bu şekilde hareket edip o gece ölürsen , müslüman olarak ölmüş olursan . öyle ise son sözlerin bunlar olsun .dedim ki gönderdiğin elçi ile hatırlıyorum , gönderdiğin peygamber ile ) , müslim telaffuzu bera ibn azib rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem buyurdu ki yatacağın zaman önce namaz abdesti gibi abdest al , sonra sağ tarafına uzanıp yat .daha sonra da şöyle dua et : allah’ım sana teslim oldum .işimi de sana havale ettim .seni sevdiğim ve senden korktuğum için sana dayandım . ancak sana sığınırım . kurtuluşum da sendendir .indirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere iman ettim .eğer bu şekilde hareket edip o gece ölürsen , müslüman olarak ölmüş olursan . öyle ise son sözlerin bunlar olsun ezberlemek için tekrar tekrar söyledim dedim ki gönderdiğin elçiye iman ettim demiş ki gönderdiğin peygambere iman ettim desin 10. 2_ KURANI KERİMDEN ŞEY OKUMASI , TEKBİR GETİRMEK , TESPİH ÇEKMEK VE ALLAH HAMDETMEK : Ayşe radiyallahu anhe rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem her gece yatağına girdiği vakit avuçlarını toplar , onlara üfler ,daha sonra “ kul hüvallahu ehad , kul euzü birabbi ilfelak ,kul euzü birabbinnasi”yi okur , sonra elleri ile ,başından ve yüzünden başlayarak yetişebildiği yere kadar vücudunun her tarafın meshederdi .bunun üç defa yapardı . 1- MÜTTEFEKÜN ALEYHI BUHARİ ABDEST’TE YATAN İYİLİKLERİ 239 RİVAYET ETMİŞ VE MUSLİM ZİKRETMEK VE DUA’DA YATMAKTA NE DENİR 4884 RİVAYET ETMİŞ . 211 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Buhari müzekkire’de rivayet etmiş , şöyle buldum : buhari fadail kuran’da fadli ilmuavzet babinde( 4630 ) rivayet etmiş ve trmizi rivayet etmiş ve tirmizi telaffuzu : ayşe radiyallahu anhe rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem her gece yatağına girdiği vakit avuçlarını toplar , onlara üfler ,daha sonra “ kul hüvallahu ehad , kul euzü birabbi ilfelak ,kul euzü birabbinnasi”yi okur , sonra elleri ile ,başından ve yüzünden başlayarak yetişebildiği yere kadar vücudunun her tarafın meshederdi .bunun üç defa yapardı , abu ise demiş ki bu hadşs hasan garip sahih11 . abi hüreyre radiyallahu anhu ,rivayet etmiş ki allah’ın rasulü ramazan zekatini korumak için beni tayın etmiştir kimse yemekleri dört eller ile yükleyerek hızlı geldi ,onu aldım ,dedim ki allah’raslüne bildireceğim ,anlattı , buyurdu ki yatağına geldiğinde kursi ayetini okusun ,allah ,sabaha kadar şeytan şerrinden korur pegamber efendimiz dedi ki seni doğrulayan yalan o şeytandır 12. buyurdu ki yatağına geldiğinde kursi ayetini okusun ,allah ,sabaha kadar şeytan şerrinden korur pegamber efendimiz dedi ki seni doğrulayan yalan o şeytandır 13. ali ,ibn abi leyle’den rivayet etmiş ki fatima aleyha selam buğday öğütmesinden şekayet etti allah rasulünün esir getirdiğini bilmiş ona gitti ve hizmetçi olmak ondan sordu ama radetti ayşe’e söyledi ve allah’ın rasulü geldi ve ayşe ona bildirdi ve yatak odalarımıza girdik ve dedi ki yerinde kalsın sorduğunuzdan daha iyi bildirecek miyim yatağınıza geldiğinde otuz dört kere allah tekbir getirsin ve otuz üç kere allah hamdetsin ve otuz üç kere tespih çeksin , o sorduğunuzdan daha iyidir 14. 1- TİRMİZİ DUALAR’DA KURANI OKUYAN HAKKINDA BABİNDE 3324 RİVAYET ETMİŞ . BUHARİ FADAİL KURAN’DA BAKARA SURESİ FAZİLETİ BABİNDE 4624 RİVAYET ETMİŞ . 3BUHARİ 5017 RİVAYET ETMİŞ . 2- 4- BUHARİ İLNAFAKAT’TA KARININ KOCASI EVİNDE ÇALIŞMASI BABİNDE 4924 RİVAYET ETMİŞ . 212 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ huzeyfe ,rivayet etmiş ki peygamber efendimiz yattığı zaman diyor ki senin ismi ile ,allahım ölürüm ve daha dirilirim uyandığında demiş ki bizi oldürdükten sonra diriltenallah’a hamd olsun onun huzurunda toplanılcaktır .15 . ferve bin nüfel , babasından rivayet etmiş ki peygamber efendimiz nüfel’e buyurdu ki ey kafirler okusun sonra sonuna tamalaysın çünkü o , şirk’tenkoruyucudur 16 . hafsa peygamber efendimizin karısı rivayet etmiş ki allah rasulü yattığında sağ elini yanağı altında koyardı sonra dıyordu allahım kullarınızı dirilteceğin günde azabından koru üç kere 17. enes radiyallahu anhu ,rivayet etmiş ki peygamber efendimiz yatağına geldiğinde diyordu bizi yediren içiren yeten sığan allah’a hamd olsun ,allah’tan başka yeten ve sığan yoktur 18. peygamber efendimiz demi ki :allahım kendimi yarattın ve sen öldürürsün işte öldürülmesi ve dirilişi ,onu diriltirsen korusun , öldürürsen bağışlasın ,afiyeti soruyorum 19. 1- BUHARİ DUALAR’DA SABAHTA KALDIĞINDA NE DENİR 5848 RİVAYET ETMİŞ . ABU DAVO UYKU’DA YATTIĞI VAKTİNDE NE DENİR 4396 RİVAYET ETMİŞ VE SAHİH SÜNEN ABİ DAVOD’A BAK YATTIĞI VAKTİNDE NE DENİR 3_ 953 ( 4227 ) . 3ABU DAVO UYKU’DA YATTIĞI VAKTİNDE NE DENİR 4388 RİVAYET ETMİŞ VE SAHİH SÜNEN ABİ DAVOD’A BAK YATTIĞI VAKTİNDE NE DENİR 3_ 951 ( 4218 ) . 4MUSLİM 2715 5MUSLİM 2712 2- 213 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bizden borcu gider ve bizi fakirlikten kurtarip zenginlştir. Abu Huraira bunu revaiyet etmişti, Hz peygamberımızdendir. Uydugunda curaır hadisini söyleyin .Hz peygamberimiz buyurdu ki Ya Rabbi alnından tuttuğun şerrinden size sığınıyorum beni muhafaza edinizç.(1) Allahım sen evvelsin, senden önce hiç bir şey yoktur. Sen ahırsın senden sonra hıç bir şey yoktur. Zahirsin senden üstte hiç bir şey yokttur . sen batınsın senden öte hiç bir şey yoktur.bızden borcu gıder ve bizi fakirlikten kurtarip zenginlştir.(2) _Müslüman ytağa girdiginde söylemesi şeyler. Huzaıfa Bın Elyamam buyrmuştur ki : Resullah (s.a.a) dedi, Allahım senın adınla ölür ve senin adınla yaşarım. Uykudan kalktığı ise şöyle buyurdu bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren allaha hamd olsun )ancak uyku ve uyanlık arasında insana bazi şeyler gözüküyor .çevirebilir yada korkabılır .ancak her şeyin bir duasi var.(3) Ibade bin elşamit buyurmuştu ki resuullah s a a dedi kimin gecenin kalktginda ve bunu (5) dese.(allahtan başka hiç bir ilah yoktur hamd ona ... ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Müslim bu hadisi rivayet etmiş dua ve zikirde … uykuda söylenen (4888) (2) Müslim bu hadisi rivayet etmiş .2712. (3) Şeihler Müslim ve Buharı rivayet etmiş (4886). (5) Buhari’den Müslim'den rivayet edildiğine göre .2711 214 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 215 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ mahsustur mülk onundur. ve o her şeye kadırdır . )allaha hamd olsun , ve tum noksanlıklardan tenzih ederim, allahtan başka bir yaratan yoktur, allah büyük, sadece yüce ve büyük olan allahın yardımıyla elde edilir allahım beni affet dese ve abdest alıp namaz kılarsaonun namazını ve ibadatlerini kabul eder . (6) Ömer Bin Şuaıb buyurmuştur ki: dedesinden resul allah (s a a) den Allahım fazabınden insanlarin şerrinden şeytanların dürtüştürmelerindenve yanımda bulunmalarından allah tealanın tastamam kelimelerine sığınırım. Abdullah Bin Amr (r.a )büyük çocuklarına bu oğretir küçük çoçuklarının da yazarak üzerlerinde taşımlarını sağlardı .(1) Uykunun adabi var ona dikkat etmeliyiz: 1- Erken uyumak aktif uynamak için yardımcı olur sahar buyurmuştur ki hz peygamberimiz şoyle buyurdu ( allahim işine erken gidennin çalışmasını bereketlı kıl ) peygamberimiz bir ordu göndermek istıyorsa hep sabahta gönderirdi (gündüzün başında ) sahir tüccardi' .ticaet için göndermek isterse sabah gönderirdi. (1) ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (6) Buhari bu hadisi rivayet etmiş 1086 (1) Abu İsa iyi ve tuhaf bir hadis olduğu söylemişti (3451) (1) Abu Davud ve Elturmezy bu hadisi rivayet etmiş 2/494 (2270) 216 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 2- Albarra ibn azıb ra allah resulunun( a s )şöyle buyrduğunu nakletmişti .yatağına gıdeceğin zaman namaz abdest al sonra sağ yanın üzerine yat ve şu duayı oku.(allahım kendim sana teslim ettim yüzümü sana çevirdim isimi sana ısmarladım rızanı isteyerek azabından korkaraksırtımı sana dayadım sana siğindim sana karşi yine senden başka sığınmak yoktur indirdiğin kıtab a ve gönderdiğin peygambere inandım ). gece ölsen iç güdüyle ölürsün.onları hatırlamak için söyledim gönderdiğin peygamberini inandım bana gönderdiğin peygamberini..) (1) 3- Müslüman in gündüzde yaptiği için uyumadan önce kendini muhasebe etmeli çünkü allah gözlerin hain bakışını da bılır gönullerin gizlediğini de. 4- Müslüman farz yapmadan önce uyumamalı onu kaçırmamak için zaman olmadan önce uyorsa bittiginde kalkırsa farz kaçırmiş olur ondan böyle zamanda uyku yasak. 5- Uyanık insanların yanında uyumamalı çünkü insanlarin nefret ettiği şey ondan çıkabılır burda saygısızlık var ınsana uyku geldığınde başka bir yere gitmeli. 6- Yüz üstü yatması saglıklı olmadıgı için hiç hoş degil nefes engelliyor. ve bunlardan daha fazlasi vardir. Ayrıca ona cehenem sahıplerı uykusına denir. 7- Uykucu iyi bir rüya görse ,allaha hamıd etsın ve arkadaşlarına anlatsın kötü bir rüya görse anlatmasın allaha şeytandan sıgınsın. Abı Saeed Alhdary Allah resullunun (s.a) şöyle buyrduğunu söyledi: içinizden her hangi biriniz sevdiği bir rüya görduğu zaman allaha hamd etsın .çünkü o ruya allahtan , ve arkadaşlarına anlatsın .sevmediği bir ruya gördüğünde ise o ruyayı kımseye açıklamasın kendisine zarar vermez hz peygamberımız şoyle buyurdu müslüman sevmediği bir rüya görünce sol tarafina uç defa tükürsün şeytandan ve onun şerrinden allaha sığınsın ondan kendisine zarar gelmez . ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari ve Muslimin ittifak etmiş buharı abdest kapısında onu rıvayet etmiş ve muslım duada ve zıkkırde onu rivayet etmiş 4884 217 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 8- Müslüman gecenın sırasında kalkarsa abdest alırsa teheccüt namazı kılarsa güzell olur burda büyük bir ecir vardir . 9- Anneler ve babalar erkek . Ocuklarina, zel ve ayri yataklar saglamali kizlar da ayni erkekler büyük olunca ne erkeklerle uyusunlar ne de kadinlarla yataklari ayri olsun ayri uyumalilar amro ibn şuaıb buyurdu ki: çocuk yedi yaşındayken namaz kilmayi öğretiniz on yaşında bastığı halde kılmasa cezalandırınız ve ayrı ayrı uysunlar . (2) 10- Uykucu uykundan kalktığında bu dyua söylesin (bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren allaha hamd olsun ) (3) Çocuklar müslümanin evrelerini evinde saygi duymaları aliştırmak (düzelletmek) : bu şanslı islami ınancının büyüklüğünden müslümanin evdeki vakitleri ve özellikleri düzeltmesidir. Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhari’den rivayet edildiğine göre.(6470).Müslim'den rivayet edildiğine göre.(4195) (2) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre. (3) Kamal Muhammed Ali. Islam'da görgü kuralları. 218 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Allah de dedi : (Çocuklarınız ergenlik çağına girdiklerinde, kendilerinden öncekiler (büyükleri) izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar. Allah alîmdir, hakîmdir.) NÛR SURESİ – 59. çünkü Ömer ibn el - Hattab çocuklar izinsiz giren Resulullah’a (s.a.s) şikayet edince bu ayet ortaya çıktı.Ayet özellikle bu üç vakti belirliyor çünkü, bu vakitler her zamandan çok mahrem yerlerin açık olabilecekleri vakitlerdir. Ayrıca zorluk çıkarmamak için hizmetçi ve çocukların her zaman için izin istemeleri zorunluluğunu da getirmiyor. Çünkü yaşlarının küçüklüğü, ya da hizmet görmeleri nedeniyle evlére sık sık girip çıkmak durumunda kalırlar.“Birbirinizin odalarına rahatça girebilirsiniz.”Böylece hem mahrem yerlerinin görünmesi önlenmiş oluyor, hem de büyüklerde olduğu gibi her zaman için izin isteme zorunluluğu getirilmeyerek evin iç düzeninde bir zorluğun, bir meşakkatin oluşmasına meydan verilmemiş oluyor.Ancak küçükler erginlik çağına girince, daha önce geçen izin isteme kuralını içeren ayetin genel hükmü uyarınca her zaman için izin istemeleri gereken yabancıların durumuna düşerler. bu üç vakti aşağıdaki gibi : 1- Şafak namazından once : çünkü bu uyanma zamanı ve pijama çıkarmak ve iş elbiseleri giymek. 2- öğleden sonra : bu işin yorgunluktan dinlenmek zamanıdır. 219 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 3- 3 _ akşam NAMAZINDAN SONRA : ÇÜNKÜ İŞ VE UYANIKLIK BİTTİĞİ VE UYKUYA HAZIRLANDIĞI VAKİTTİR . O vakitlerde olmazsa , çocuklar ve hizmetçilerin izinsiz girmesine suç yoktur.mümin , O vakitler harcı kendi odasındayken onu çocuk,aile ve hizmetçinin görmesi ,ona zarar vermez . işte allah , kullar çıkarları ile ilgilenip onlara kurandaki edepleri öğreterek hükümler şeriatlerini belirttiği gibi din edeplerni belirtirir . sizden olan çocuklarınız ,on beş yaşı veya ihtilam ile erginlik çağına girdiklerinde büyüklerin ,diğerler evlerine girmeden önce izin istedikleri gibi hep onlar da ister avret vakitlerinde ister başka vakitlerde izin istesinler . Allah ,bize hükümler şeriatlarının nimeti verdi ve sadece allah bildiği gibi hayatımzı düzenleyen ve bizi mutlu eden edeplerini belirti20 . dokuzuncu :islamiyette hasta ziyaretinin edepleri ve batı protokolda bulumaması : islamiyette müşrk olsa bile hasta ziyareti meşrudur ,kadının ,fitneden uzaklaşıldığında adama ziyareti caizdir , çünkü hasta ziyareti büyük iyiliğidir ,insan , hasta gördüğünde peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem buyurduğu gibi demeli , o, da hasta için dua etmeli ve ona öğyütleri sunmalı ve peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem sünneti şöyle : 1 _HASTA MÜŞRİK VEYA KADIN ADAMA OLSA BİLE HASTA ZİYARETİ MEŞRUDUR : Bera bin azib radiyallahu anhu rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem emretti ki cenazelerinin peşinde gitmek , hastayı ziyaret etmek ,davete icabet etmek , mazluma yardım etmek , yemin edene yardımcı olmak ,selam yaymak ve hapşurana hayır dilemek ve gümüş kaplarda su içmek ,altın yüzük ,iplik ve ibrişim elbise giymek istibrak kumaşlar giymekten nehy etmiş 21. 12- GEÇEN KAYNAK . MÜTTEFEKÜN ALEYHI 1239 MUSLİM 2026 211 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Enes radiallahu anhu rivayet etmiş ki peygamber efendimizin yahudi hizmetçi vardi ,hasta olduğunda peygamber efendimiz ona ziyaret etmiş ve onun başina oturdu islami kabul et ona demiş , babasına bakmış , aba ilkasımı sallallahu aleyh ve sellem itaat et ona dedi , sonra peygamber efendimiz onu cehnnemden koruyan allah‘a hamd olsun diyerek çikmiş 22. ayşe radiyallahu anhe rivayet etmiş ki peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem medine’e geldiğinde abu bekir ve bilel hasta olmuş ,abu bekir ateşi olduğunda diyordu ki her insan ailesi arasinda uyandiğinda ölüm nalin tasmasindan ona daha yakin ve bilal ateşten şifa bulduğunda diyordu ki : Ne şiirim keşke bir gecede bir vadide büyük ve ulu yapılar arasında yatacak mıyım Bir günde mecne suyunu iserir miyim şeme ve tufil gibi bana görünecek mi demiş ki şebih bin rabia , ütbe bin rabia ve ümeyye bin halaf’ı lanet olsun çünkü bizleri veba yerina yerimizden tart ettisonra peygamber efendimiz demiş ki allah’ım mekkeyi sevdiğimiz gibi veya daha çok medineyi bize sevdirsin ,allah’ım ona bereket versin bizim için onu düzenlesin ve korusun demiş ki medin’e geldiğinde allah’ın en çok vebalı yeridir 23. 2_ HASTA ZİYARETİNİN BÜYÜK İYİLİKLERİ VAR : Suben radiyallahu anhu ,rivayet etmiş peygamber efendimiz sallallahu aleyı ve sellem hasta ziyaret eden dönmesine kadar hala cennet yolundadır 24. 1- BUHARİ 1356 . MÜTTEFEKÜN ALEYHI BUHARİ MEDİNE FAZİLETLERİNDE 4 _99 İLFETİH 1889 RİVAYET ETMİŞ VE MEDİNE’DE OTURMAK İÇİN İSTEK UYANDIRMAK 1376 RİVAYET ETMİŞ . 3MÜTTEFEKÜN ALEYHI BUHARİ 5654 VE MUSLİM 1376 ORTAYA ÇIKARMIŞ 2- 211 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Ali radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim demiştir:Bir müslüman, hasta olan bir müslüman kardeşini sabahleyin ziyarete giderse, yetmiş bin melek akşama kadar ona rahmet okur. Eğer akşamleyin ziyaret ederse, yetmiş bin melek onun için sabaha kadar istiğfar eder. Ve o kişi için cennette toplanmış meyveler de vardır”.(1) Hz.Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Allah rızası için bir arkadaşını ziyaret eder veya bir hastaya geçmiş olsun ziyaretinde bulunursa, bir münâdi ona şöyle nidâ eder: "Dünya ve âhirette hoş yaşayışa eresin. Bu gidişin de hoş oldu. Kendine cennette bir yer hazırladın. (2) 4- hastanın kendine karşı hakkı : a- kendinin hakkı : düşen Birisini gören kimse dua : ." Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz buyurmulardr ki:"Sizden biriniz uykudan uyandzaman yle desin:Bana ruhumu geri veren, vücûdumu afiyette klan ve kendisini zikretmeًe müsaade eden, Allah'a hamd olsun."(3) b- hasta hakkı : Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, (vefat etmiş olan) Ebû Seleme’nin yanına girdi. Gözleri açık kalmıştı, onları kapattı. Sonra şöyle buyurdu:“Ruh çıkınca gözler onu izler.”Tam bu sırada Ebû Seleme’nin aile fertlerinden bazıları bağıra-çağıra ağlamaya başladılar. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem;“Kendinize hayırdan başka bir şeyle dua etmeyin. Çünkü melekler dualarınıza âmin derler” buyurdu. Sonra şöyle dua etti:“Allah’ım! Ebû Seleme’yi bağışla. Derecesini hidâyete ermişler seviyesine yükselt! Geride bıraktıkları için de sen ona vekil ol! Ey âlemlerin Rabbı! Bizi de onu da bağışla!. Kabrini genişlet ve nurla doldur!”(4) Ümmü Seleme radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“- Hasta veya ölünün başında bulunduğunuz zaman güzel sözler söyleyiniz. Zira melekler sizin dualarınıza âmin derler”.Ümmü Seleme dedi ki, Ebû Seleme vefat edince Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim ve:Ey Allahın Resûlü! Ebû Seleme öldü, dedim. Bana şöyle buyurdu:“Allahım, beni ve onu bağışla! Ve bana ondan daha iyi birini nasip et!” diye Allah’a yalvar.” Hz. Peygamber’in dediği gibi yaptım. Neticede Allah Teâlâ bana Ebû Seleme’den daha hayırlı olan Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’i eş olarak verdi.(5) ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) Ebu Davud'dan rivayet edildiğine göre.(2655) Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.(2008). İbn Mâce’den rivayet edildiğine göre.(1443). Tirmizî’den rivayet edildiğine göre.(4231). İbn Mâce’den rivayet edildiğine göre.(3892). Müslim’den rivayet edildiğine göre.(920) Müslim’den rivayet edildiğine göre.(919) 212 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Ayşe, hasta için ve ölmüş kimse üzerine hüzünlü olan insan için daima telbine bulamacı yapmasını emrederdi. Çünkü ben Resûlullah (s.a.v)'dan: " Şüphesiz telbine bulamacı hastanın gönlüne rahatlık verir. Bir kısım hüzün ve kederi de giderir.” buyururken işittim.(1) - hastaya Rukiye : Aişe (Allah Ondan razı olsun)’dan rivayet edildiğine göre peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) aile ferdlerinden bazısı hastalandığında sağ eliyle hastayı sıvazlar ve şöyle buyururdu: “Allahım! Sen bütün insanların hayatlarını programlayansın, Rabbimizsin. Bu hastanın ızdırabını gider, şifa ver, şifayı veren ancak sensin. Senin şifandan başka şifa verecek yoktur. Buna hiçbir hastalık izi bırakmayacak şekilde şifa ver.(2) Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) hastaya okuduğunda: “Allah'ın yardımı ve izni ile bizim toprağımız bazımızın tükrüğü ile şifa bulur,”(3) Abi Said Al Hudri itibaren, dedi, Hani, Cebrail aleyhisselamın Salam Peygamber geldi ve şöyle dedi: 'Ey Muhammed! Eğer Sakitkah? ' Peygamber dedi ki: 'Evet.' Cebrail. dedi ki: "Allah'ın adıyla, sana olur ve aynı zamanda her bir ruh veya kıskanç göz kişinin herhangi bir hastalık size Rukayye yalvarıyorum. Tanrı sizi iyileşir. Allah adına, ben sizin için Rukayye yapacağız. ' (Müslim).(4) - Hastaya Yönergeleri : Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasın.(5) ــــــــــــــــــــــــ (1) (2) (3) (4) (5) Buhari’den rivayet edildiğine göre.(5294). Müslim’den rivayet edildiğine göre.(4066). ” (Buhari, Merda 20, Müslim, Selam 53010. (Zübdetü'l-Buhari, Hadîs No: 4069) Müslim’den rivayet edildiğine göre.(4056). [Buhârî, Tıbb 5255; Müslim, Selam 4104) 213 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İbni ‘Abbas (r.a)’ dan rivayet edilir ki Resulullah (s.a.v) : “İsra (Miraç) gecesi hiçbir meleğin yanından geçmedim ki bana “ey Muhammed ümmetine hacamatı tavsiye et!” .demesin”, buyurmuştur.(1) Ebu Abdullah Osman b. Ebüi-Âstan (r.a.v) rivayet edilmiştir ki, bu şahıs Rasûlullaha (s.a.v) bedeninde duyduğu bir elemden müştekî oldu. Rasû­lullah (s.a.v) ona; "Elini, bedenindeki elem duyduğun yere koy (üç kere) şöyle de Bismillah ve yedi defa da Duyduğum ve sakındığım elemin şerrinden, Allahın izzet ve kudretine sığınırım de" buyurdu. (Müslim(2) Hastaya dua etme : bni Abbas Ebu Hüreyre (Allah Onlardan razı olsun)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu: “Her kim henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de, onun başucunda yedi kere: Büyük arşın Rabbi olan yüce Allah’tan sana şifa vermesini dilerim, derse. Allah onu o hastalıktan kurtarır.(3) ـــــــــــــــــــــــــــ (1)Tirmizi hadis no.5249 İbni mace hadis no 4086. (2)Müslim’den rivayet edildiğine göre.(4182) (3) (Ebu Davud, Cenaiz, Tirmizi, Tıb 32 4/357(2083).2/210(1698). 214 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Yedinci Bölüm beyan sunulmasında islam ve batı 215 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 216 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Yedinci Bölüm Beyan Sunulmasındaİslam ve Batı İslamın kadına bakışı batı’da değişiklik gösterir ,çünkü isalm kadına onun güzelliği açısında bakmaz , amakadına din,ahlak ve kültür açısnda kadına bakar.İslam,kadının güzelliği alışverişte gerçek standart olmadığı için kadına örtü giyme zorunluluğu getirdi . Batı,sadece sarışın ve güzel kadınlara iş verip ,sadece güzel kadınlara vasıtasıyla reklamlarıyayınlanıp , ve medya dünyasinda sadecegüzellere fırsat vermez .bu şekilde kadın reklam ,gazette ,magazine ve televızyon kanlalarındakı mal ve programların propagandasını yapmak için ucuz mal oldu.Medyanın bu türü,kadının yüzünü ,bedenini ve ses güzelliğini erkeklerin içgüdülerinin çekilmesinde kullanıp ,mal , radio ve basılı medya programların propaganda yapması için Kadınlarınen büyük sayıçekilir,onlar kadının bedenine bakar ,ruhuna bakmaz .Maalesef ,şu medya aygıtları güzellerProgramlarının başarısı gerçek nedeni zanettiğinden güzeleri çeilmesi için yarışmaya girdi.ayrıca batıda kadın Mağazalarda kulanır.bu yüzden , etik standratlaralçalmadıgı için müslüman erkekler yürüşte kadinin önüne geliyor.İsrailoğullarından peygamberi olan Musa)sav(Şuaybın kızı Safaviye ile bunu yaptı . Batı yürüşte kadının ön sıradayürümesini terich eder ,amaislam erkek ön sırada yürümesini tercih eder . Bu Kadınlarahakaretsayılmaz,çünküAdam kadınlar içinkoruma sağlayıp,kadınlar için yolu açmalıdır.Çölde ,arap erkek,kadın yerine ilk darbeleri alar ,Bu nedenle , erkek ön sırada yürür ,ama yol güvenli olsa,kadın ön sırada gelir. 217 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İSLAMİYETTE KADIN : M.ö.altıncı yüzyılda genellikle insan özellikle kadın hayataı dğişmeyi görmüş .allah (c c) ,insanları zulüm ,bocalamak ve kaybolmaktan kurtarmak için semavi şeriatı indirdi . Kadın ,islamyiet uygarlığı önceki eski uygarlıkta zulüm ve kahretmekten şekayet ediyordu . Kadın ,yunanistanda evden çıkması yasaktı ,kültürü görmemiş .ancak , islamiyet adama haklar ve görevler konusunda eşitleyerek iffetini korudı . İslamiyet ,kültür yönünden ise ilmi adama farz kıldığı gibi ona da farz kıldı ,peygamber efendimiz sallallahu aleyhı ve sellem buyurdu ki ilim öğrenmek her müslüman erkek ve kadın üzerine farzdır 25. ısbarta’da ise kadınlar ,adamlar savaşa çıktığı için müstehcenliğe ulaşıncaya kadar hürriyetini görmüi , her şey hatta ırzını satmak için sokaklara çıkmış , sokrat demiş ki ısparta ,kadının genel hayatta bulunduğu için düşmüş . Roman çağında levhalar kanunları , kadının ne parası ne kendine yetikimi olmadığına işaret etmiş , onu satmak veya kovmak veya acı getirmek veya öldürmek için adama koca veya baba veya oğul olarak hak verilmiştir , koca yetikimi onu korumak için değil ama ona sahibi olmak için oldu . İslamiyet ise kendine ve parasına onu yetkilendirmiştir , sadece kabul etiği zamanda evlenir , zulüm gördüğü veya kocasından nefret ettiği zaman ona talak hakkı verilmiştir , parasına sahip olmak yönünden ise sadece kendi parasına sahip olur . 1- SAHİHÜLCAMİ İLSAĞIR’A 1 _ 726 (3913) BAKIN . 218 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Kadın ,hommurabi şeriatında çiftlik hayvanlarına sayılır ,onu öldürülmesi suç olmamış ayrıca öldüren ,onu öldürmek ve köle edinmek için öldürülen kadın efendisine kızı verirmiş .kadın ,hindistan uygurluğunda onun eşi öldükten sonra öldürülürmüş ayrıca ölen esiyle yakılırmış . Yahudilik ve hıristiyanlık gibi semavi dinler kadını desteklemek için geldi ,o dinler tahrif etiği için kadın zulüm görmüş , yahudilerde hizmetçi gibi olmuş , onu satmak hakkı babaya verilmiş ve mirastan mahrum olmuş . Hırisiyanlar ise incil yolunu terketmiş , kadinin şeytan kapi olduğunu belirtmiş , böylece güzelliğinden mahcup olmalı,çünkü iblis silahıdır . Aziz susnem demiş ki kadın olması gerken şerd, sevilen yara ,kozmetik malzemeleriyle süslenen tehlikedir ,makon konsili mariyem harcında kadının sadece ruhu olmayan bir bedendir . Islamiyet adama onu eşitleyerek kadını kutlamış , bazen onu ayrıyor , modern çağ ilgilenmediği cinsel haklar bile özel sorunları ele almış ,peygamber efendimiz buyurmadı mı ? “ hayvanlar gibi karılarınıza girmeyin ,aranızda haberci olsun ; ey rasuluallah ne haberci denmiş ? Öpüş , veya biriniz havanlar yaptığı gibi karısına anıdan girme ve aralarında haberci olsun ; ne haberci denmiş ? Öpüş ve söz ,veya birinizin hyvanlara girdiği gibi karısına girme aranızda haberci olsun yani öpüş . Bu telaffuzla onun ortaya çıkmasıdan vurgulamdım ama okşama olmadan önce sevişmekten nehy edilmiş telaffuzla ortaya çıkmış .(1) ـــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) HATİB RİVAYET ETMİŞ 13 –221 TARİHİNDE 8188 TERCUMESİ SUYUTİ CAMİUS SAĞIRDA 2 – 694 (9430) GETİRMİŞ HATİB DOĞRULAMIŞ VE ALBANİ ZAİFUL CAMİDA DEMİŞ SAYFA,872(6065)KONU ,ESİLSİLE İLZAİFEDE DE 1 –430 (432). 219 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Peygamber efendimiz (s.a.m) adamların karılar için güzelleşmasını emretmiş,koca karısından faydalandığı gibi onundan faydalanmak için karısına yol açmalıpeygamber efendimiz buyurdu ki saçlarınızdan alın ,misvak kullanın , israiloğulları bunu yapmadıkları için kadınları zina etmiş . Cinsel ilişkide ise peygamber efendimiz insan karısının bitirmesinden önce bitirmememli çünkü bu durum aileye psikolojik halleri aksettirir , modern psikoloji bunu vurgular ve freud (üç teori cinste) adlı kitabında belirtmiş . Peygamber efendimiz buyurdu ki (biriniz karısıyla seviştiği zamanda onu tatmin etmek lazimdir , önce bitirdiğinde karısın acele etmemelidir ) (1)peygamper efendimiz emretmiş ki adam kadına saygı göstermeli çünkü erkekler kadınların koruyup kollayıcıdırlar.ebu hüreyreden rivaiyet edildiğine göre peygamber efendimiz buyurdu ki (kadınlara hayırhah olun zira kadın bir eyeği kemiğinden yaratılmıştır . Eyeği bırakırsan eğri halde kalır . Öyleyse kadınlara hayırhah olun ).ebu hüreyreden rivaiyet edildiğine göre peygamber efendimiz buyurdu ki (allaha ve ahiret gününe iman edenler bir konuda bulundğunda hayır söz etsin veya sussun ve kadınlara hayırhah olun kadın bir eyeği kemiğinden yaratılmıştır . Eyeği bırakırsan eğri halde kalır . Öyleyse kadınlara hayırhah olun).(2) Peygamber efendimiz (iyi insan harcı hiç kimseyi mağlup etmez hiç kimse kötü insan harcı onları yenmez)buyurarak onlara merhamet etmesi ve tepeden bakmamasını teşvik etmiştir . (1) ABD İLRAZİK NİKAH BÖLÜMÜNDE CİMA KONUSUNDA 6 _194 RİVAYET ETMİŞ . (2) MUTTEFEKUN ALEYH PEYGAMBERLER HADİSLERİ , ADEM VE NESLİ BÖLÜMÜ (3084) VE MUSLİM RİZAADA KADINLARA VASİYET BÖLÜMÜ – SAHİHULCAMİİLSAĞIRA BAK 1-1-226 (960) . 221 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ MODERN ÇAĞDA MÜSLÜMAN KADIN : Kötü yolların , ayartmalar , islah ehli azalması , iman zayıflığı ve ümmetin eşi benzeri olmayan kütürel işgal olduğu için elbette müslüman kadın adam gibi veya daha çok şekilde büyük meydan okumaları karşılar . Bundan istenen , ümmetin kuvveti zayıflaştırması , onun sanarlar ve ayartmalar yolundan güçlü noktalara karşı durup engeller , elbiselerini açma ve bariz olmasına davet , adamlarla karışma ve onların kuvvetler ve iradesini zayıflayayn çok şeyler . İşte islam toplumuzda yayılan batılaşma fitnesine onları getirir , iki cinse tehlikeli oldu . Ama bu çağda müslüman kadına karşı karşıya gelen gerçek ve tehlikeli meydan okuma , toplum, medya , dışarıya yollamak ve kadınlarla karışmak yolundan kocasına gelen çok ayartmalardır . Bu ayartmalar adamı ayarır , sayılmaz çok türler ve şekillere bakar , dolayısıyla adam ne yazık ki ister meşru çok eşlilik ister gayri meşru ilişkiler( allah korusun )yolundan karısını ikna etmez .bunun olmasına rağmen karılar buna daha önem vermez , kocalarıyla güçlü temaslar kurmak için onlara gelen tehlikeyi bilmez , ne yazık ki güzlliğini göstermek için evine çıktığı zaman harcı en iyi ve güzel elbise giymediği , parfüm sürmediğini görürüz , yalnız evinde kocası ve şekline önem vermez , buna ters doğru oldu , peygamber efendimiz sünnetine karşıdır. NASIL ANNE , BABA VE KADINLA DAVRANMAK : İslamiyette kadın (anne) ve baba ile çok olması gereken tavırları sunuyoruz : 221 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 1_ONU KUTLAMAK İÇİN RAHİM BAĞLANTILARA TEŞVİK : A- Abu abdallah dömek ve rahim bağlantı arasında seçeneğinde bulunana demiş ki (selam bile rahim bağlantılarınızı gerçekleşin)(1) B- Musne abo abdallaha adam kadınlarına akraba olur kadınlar,olması gereken davranmaz , o zaman nasıl onunla davranır ?sormuş .iyilik ve selam demiş . C- Peygamber efendimiz abo hureyradan edildiğine göre “ kadın halasıyla veya teyzesiyle , bir nikah altında tutulamaz “buyurarak rahim bağlantıları kesmekten nehy etmiş .(2) (2) ALLAH (CC) BUYURDU Kİ( ANNE VE BABAYA İYİLİK EDİN ) (BANA , ANANA VE BABANA ŞÜKRET). (3) (4) (3) ANNE İYİLİK KONUUNDA İNSANLARIN BAŞINDA : Abu hureyre (radiyallahu anh) şöyle dedi : bir adam , rasulullah (sallaallahu aleyhive sellem )’e geldi ve:insanlar arasinda kendisine en iyi davranmam gereken kimdir ? Diye sordu . Rasulullah (sallallahu aleyh’ ve sellem ) şöyle buyurdu : annendir adam : sonra kimdir ? Dedi , rasulullah (sallallahu aleyh’ ve sellem ) şöyle buyurdu : annendir , adam : sonra kimdir : dedi ,rasulullah (sallallahu aleyh’ ve sellem ) şöyle buyurdu : annendir , adam sonra kimdir ? Dedi , rasulullah (sallallahu aleyh’ ve sellem ) şöyle buyurdu : babandır “26. ـــــــــــــــــــــــــــــ (1) BURAZ (1877) ORTAYA ÇIKARMIŞ ELKEŞİF VE İBN ODAY ELKAMİLDE 6_ 2168) (2) MUSLİM NİKAHTA KADINDA TOPLAMAK (2518) RİVAYET ETMİŞ _SAHİH SÜNENİ TERMEZİ , NKAH KİTABI KADIN HALASIYLA NİKAH ALTINDA TUTULMAZ BÖLÜMÜ 1_ 328 (899) . (3) İSRA SURESİ AYET 23 . (4) LOKMAN SURESİ AYET 14 . (5) MÜTTEFEKÜN ALEYHİ BUHARİ EDEBİYETTE KEDİNİ BEĞENEN KİM EN APTAL İNSAN BÖLÜMÜNDE RİVAYET ETMİŞ (5514) _ MUSLİM İYİLİK VE RAHİM BAĞLATMA , ANNE VE BABA İÇİN İYİLİK (4621) . 222 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Peygamber efendimiz sahih hadislerde buyurdu ki “ en güzel iyilik , adamın ölmüş baba ehline rahim bağlamasıdır “ (1) peygamber efendimiz buyurdu ki : “ öldükten sonra babasına bağlamak isteyen , babasının kardeşlere bağlasın “ (2) peygamber efendimiz buyurdu ki “ kul ışığını söndüren üç , babasının ehli rahim bağlamaması , bir sunnet değiştirmesi ve odalara bakmaktır “(3) (4) BABA ÖNÜNDE YÜRÜMEMEK VEYA ÖNCESİ OTURMAMAK VEYA ADIYLA ÇAĞRMAMAK : Abu hureyre adam arkasında yürüyen bir adamı görmüş ve demiş ki : bu kim? , babam demiş , adıyla çağırma ,öncesi oturma ve önünde yürüme demiş .(4) (5) KIZLAR İYİDİR VE FAZİLETLERİ VAR : Muhamet ibn suleyman demiş ki :erkekler nimettir , kızlar iyidir ve allah (cc) nimet için hesaba çeker ve iyilik için mükafatlandırır.ömer ibn as bir kızı olan muavieye girdi , ey müminlerin emiri vallahi düşmanleri doğdukları , uazakolanlar yaklaştırdıkları ve nefretleri yaydıklarını harcı bilmedim demiş .muaviye demiş ki ey amr bunu deme vallahi onların gibi hastaları tedavi eden , ölülere mersiye söyleyen ve dertleşen hiç kimse yoktur , yeğen dayısına fayda gtirebilir.(5) (6) AĞA BABA MAKAMINA GETİRMEK : Peygamber efendimiz buyurdu ki “ağa hakları küçük kardeşe , erkeğe baba hakları gibidir “(6) (1) (2) (3) (4) (5) (6) MÜTTEFEKÜN ALEYHİ 2552 MUSLİM ORTAYA ÇIKARDI 1/759 GEÇEN KAYNAK 1/759 MECLİS SEVİNCINDA GÖSTERİLMİŞ S 83 . İBN MOFLİH İLMAKDİSİ , GEÇEN YAZAR CUZ 2 SAYFA 84 MÜTTEFEKÜN ALEYHİ 3009 223 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (7) ÇOCUKLARA VE AİLELERE BEDDUA ETMEMELİ : Peygamber efendimiz( a.s.m) "kendinize beddua etmeyiniz ,çocuklarınıza beddua etmeyiniz ,ailelerinize beddua etmeyiniz ,mallarınıza da beddua etmeyiniz . dileklerin kabul edildiği zamana denk gelir de allah bedduanızı kabul edverir " 27buyurarak onlara beddua etmekten kaçınırdı .(1) (8) İSLAMİYETİN CARİYEYE OKUMA YAZMA ÖĞRETME ,TERBİYE ETME VE AZAT ETMEYİ TEŞVİK ETMESİ : İslamiyet cariye azat etmesine yol açmış ve kölelik kapıları kapatmış ve uzunzamandır hiç bir köle yok .ebi musa radıyallahu anhden rivayet edildiğine göre , peygamber efendimiz (s.a.m) şöyle buyurdu :üç sınıf insan vardır ki ,onların sevapları iki kattır :kitap ehlinden olup da hem kendi peygamberine hem de muhammed (s.a.m)’e iman eden kimse ; hem allahın hakkını hem de efendisinin hakkını yerine getiren köle ; cariyesi bulunan ve bu cariyeyi güzelce terbiye eden , iyice eğitip öğreten ,sonra da azat edip kendisiyle evlenen kimse . İşte bunların iki kat ecri vardır .” (2) (9)KADIN MAHCUPLUĞU DİNİ FİKİH OKUMAKTAN ONU MEN ETMEMELİ: H.Z Ayşe )R.A)Anlattı :Allah İlansar Kadınlarırahmet Eylesin ,Haya Din Bilmek Ve Fikih Etmekten Onları Men Etmemeiştir .28 (10) KADIN VE ADAM HAYATI , DUYUSAL OLMASINDAN ÖNCE AHLAKLI , PSİKOLOJİK VE DİNİ MESAJDIR VE ORTALIK GEREKTİR : İnsanlar iki türdür ,bir tür kaprisler olduğu için işte yavaştır,diğer tür doğru yolda olduğunu zanneden cahil insandır , işte çoğu insan , emir şeriata karşı geldiğinie gözlerin önünd koymayarak hükmünü önemser ve fakih rakibini kahretmek için ortalıkları düzeltiyor ve yazar dinleyiciye zevk vermek için sözleri süslemeye çalışır ve zahit elleri öpülmek ve onu kutsanmak için dindarlikle açıklığını süslemeyi amaçlar .tüccar , para toplamak için ömrünü sürdürür , sözleşmeler doğruluğuna bakmadan bunu düşünür , şehvete düşkün bazen yiyeceler bazen sevişmek yolundan ne istediğine ulaşmaya çalışır ,ömür bu şeyler için gittiğnde , kalp buna ulaşma ile meşgul olduğunda, acaba ne zaman günahlardan kurtarıp kendini hesaba çekip kederlerden kurtarıp ölmeden önce azık toplarıp fazilete ulaşmakta erken davranırsın . ـــــــــــــــــــــــــــــــ (1) (MUSLİM 3009( (2) (MUSLIM 154 , İBN HAYYAN 227 , BUHARI 3011 ) (3) (MUSLIM 332 , ABO DAVOD 316 , IBN MAGA 642 ). 224 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bu ,doğru olsa o zaman mukemmel lezzet şöyle : - Ilim . Gerçekleri bilmek . Düşmanlarda intikam . ancak affet lezzeti daha iyi olabilir ; çünkü kahredilen zelil harci olmaz . Her fazilete ulaşmak ve her reziletten uzaklaşmaktan sabir . şeyler akibetini gözetmek . Himmet,fazilete sebep olan amaca ulaşmakta kusurlu olma. Dünya gittiği ve cennette insanlarin mertebelerinin düyada işlerine göre olduğnu bilen , oraya ulaşmadan önce onlara rakip oldu ,düşünen çok cennet ehlin ayrica onlardan daha üstün olanlarin kusurlu olduğunu bilecek , ancak kusurlu olduklarini bilmez ama halini kabul etmiş ve bu gün bunu biliriz . O zaman lezzetler hissi ve manevi lezzetlere bölür , şerefliler hissi lezzetlere değer vermez , erke nikahı , zararli meraklar geçmesi , tedavi ve beslemek için yemek ve hazirlamak , ihtiyaç ve insanlardan istememek iöin para gibi olmak istenir , Aynı lezzet almak için istenirse huyun adımları var ,ancak her hissi lezzetin neredeyse lezzeti bozan afetleri var , nikah bir saat lezzettir kuvvet gitmesi , gusül külfeti , kadına merhamet ve ona ve oğullarına para harcamak , buna sonuç olaraktır . Lezzet şimşek gibidir yıldırım ona sonuç olur ...böyle bütün hissi lezzetler gerekli olanları alınmalı ,manevi lezzetler ise bunu kazana afiyet olsun (1) . ـــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) İBN MOFLİH İLMAKDİSİ , GEÇEN YAZAR CUZ 2 SAYFA 348 225 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (11) KADIN EL ELE TUTUŞMAK VE KIZ ÖPÜŞÜ KONUSUNDA İSLAMİYET EDEPLARI : Bura demiş : abu bak ile ailesine girdim , oğlu ayşe yatıyordu ateşe yakalanmış , babasının yanağı öptüğnü gördüm nasıl kızsın demiş .(1) Maruzi demiş : abu abdullah’a el öpüşünü sordum . Demiş : dindarlık olrak olsa problem yok , abu obeyde ömer ibn hatab elini öptü , dünya yolu olarak kılıcı ve kamçısında korkan harcı hayır . Hasan basri demiş adil imamın eli çpüşü itaattır . Ali ibn abi talib radiyallahu anh demiş ki oğul öpüşü rahmettir , kadın öpüşü şehvettir ve adam öpüşü din kardeşliğidir.(2) Şanlı olduğu için alim ve asıl ve efendinin sultanın elini öpülmesi , caizdir , zengin olduğu için elini öperse şöyle rivayet edilmiş : zengin olduğu için bir zengine tevazu gösten dinin üçte biri boşa gider .şeyh vajih ildin abu ilmaali da demiş : sırt bükülmesi durumunda selam caizdir , denmiş : meleklerin adem’e secdeleridir ...ibn ömer şam’a gittiği zamanda ehli zimmet ona böyle selam etti ve onları nehy etmemiş ve bu ,müslümanların büyüklemesidir demiş .(3) Ama termizi enes’ten rivayet edip doğrulamış : bir adam demiş ey rasulullah brimizden adam kardeş veya arkadaş ile karşlaştığında , bükülür mü ? hayır demiş ,öper mi demiş , hayır demiş , elini tutup selamlar mı ? evet demiş.(4) İbn mansur ,abu abdullah’a demiş ki : adam mehremi öper mi ?yolculuktan gelse korkmadı , halit ibn valid hadisini zikretmiş ,ishak ibn rahuye demiş ki peygamber efendimiz seferden geldiğinde fatma’yı öperek yapmış 29 , ama ağızdan hiç yapmaz ,alın veya baş ve bakr ibn muhammet babasından , abi abdullah’tan demiş ki : kız kerdeşi öpen adam konusunda sorulmuş ? halit ibn ilvalit kız kardeşini öpmüş demiştir .(6) ـــــــــــــــــــــ (1) BUHARI ORTAYA ÇIKARMIŞ 3917 VE ABU DAVOD 5222 . (2) İbn-Makdisi eski Mofleh tarafından kaleme K2 S 378-379 (3) GEÇEN KAYNAK SAYFA 380-381 (4) AHMET RİVAYET ETMİŞ 3 _ 198 VE İBN MEGE 3702 VE TERMİZİ 2728 VE KONUMU ZAYIF İMAM AHMET HANZALE İBN İLSUDUSİ YASALARINDAN SAYMIŞ . (5) İBN MUFLİH İLMAKDİSİ GEÇEN KAYNAK CUZ 2 SAYFA 388 . (6) İBN MUFLİH İLMAKDİSİ GEÇEN KAYNAK CUZ 2 SAYFA 388 . 226 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ KADINLARIN CADDE ORTASINDA YÜRÜMESİ : ABU AMR İBN HAMAS , PYEGAMBER EFENDİMİZDEN RİVAYET ETMİŞ . - - Abu ilhasan ibn ilfazıl ilkattan , abdullah ıbn jafar bize belirtmiş , yakub ibn sufyen bize belirtmiş ,abdullah ibn mesleme ve muhammed bin osman iştennuhi bize belirtmiş , abdilaziz bin muhammed bize belirtmiş , abi ilyemeni’den , şedded bin abi amr bin hemes’ten , babasından , hemze bin abi seyid ilansari’den , babasından , peygamber efendimizin mescitten çıktığında kadınlar caddede adamlarla karışmış ( caddeyi gözlerinden geçirme , cadde kenarlarına yürüsün ) kadınlara buyurduğunu görmüştü.kadın , onun duvarla çok yapıştığı için elbisesi (şeye)* yapışıyor bile duvarla yapışıyordu . bin ömer’den (adamlar, ika kadın arasında{ yürümesinden }nehy edilmiş ) *rivayet ettik . EVLİLİK SEVİŞME EDEBLERİ : Allah ( c c ) insanları bir tek nefisten yarattı ve ondan eşini yaratt , iki bölüme bölündüğü zamanda her bölüm diğer bölümi özler . Adam , kadının birbirileri ile bütünleşerek ondan bir bölüm olmak için adem kaburgaların bir kaburgadan yarattığını bilmeli , kaburga koca yeri olan kalbe çok yakın , duygu kaynağı olan kalbi ile onu davranmalı , adamı kadın ile bağlayan güç bağlantı , sevgi _ acıma _ merhamet _ muhabbettır .kadın da kalbi ve duygusu yolundan karısına konumunu bilmeli . Peygamber efendimiz adamlara kadınlarını vasiye ederek buyurdu ki ( siz onların ferçlerini allah ve resulu sünneti kelimesi ile helal saydınız yüzüne dövmeyin ve onları çirkinleştirmeyin ).(tirmizi rivayet etmiş ) . ـــــــــــــــــــــــــ (*) KÖŞELİ PARANTEZ İÇİNDE : ASILDAN DÜŞMÜŞ , KENRA YAILMIŞ . (*) KÖŞELİ PARANTEZ İÇİNDE : ASILDAN DÜŞMÜŞ , KENRA YAILMIŞ . 227 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Adam ,hep kocasının beden ve ruh olarak beslemesine önem vermeli , beden beslemesi ecir ve sevaptır ,peygamber efendimiz buyurdu ki (karısının ağzına yemekleri getirmek bile ). (buhari rivayet etmiş ). Ruh beslemesi ise ince duyguyu heyecanlandıran iyi ve güzel kelimeler yolundandır , ömür geçerse geçsin sevgi ve beğenme kelimelerinden sıkılmaz.(1) Elbette evlilikte iyi niyet olmalı , iki damat iffeti niyet etmeli ve haram ypmaktan korumak . Evlilik sevişmenin edebleri var , koca hazırlamadan karısı ile tek bir kez sevişmemeli . Bu, kuş ve hayvanlarda bile gördüğümüz fıtrat ve içgüdüdür , örneğin tavus dişisi ile sevişmeden önce dişisinin önünde eteğinin yeleğini kabartır ve çok kibirli yürür . O zaman ‘nsan nasıl olur ? Kocan karının olduğu gibi süslemeli ve parfüm sürmeli . Karıkoca çıplak olarak seviştiğinde edepli ve vakarlı bir şey değildir peygamber efendimiz buyurdu ki ( sizinden biri karısıyla iki şeytan gibi çıplak olarak sevişme ) (bin meje ). Adamın Karısıı İle Belli Yerden Sevişmesi , Evlilik Edeplerdendir , Onun Dübüründen Onlara Varmasın , Bu , Kadına Hakert Eder Ama Ekin Yeri Olan Fercinden Olan Varmalı , Allah Buyurdu ( İyice Temizlendikleri Zaman İse Allahın Emrettiği Yerden Onlara Varın ) ( Bakara:222) Adam karısına vardığı zamanda allah’ı zikretmeli ve kovulmuş şeytan’dan allah’a sığınmalı peygamber efendimiz buyurdu ki ( eğer sizden biriniz ehline yaklaşacağı zaman “ bismillah allahüme cennibni şeytane ve cennibni şeytan ma razektena” diye dua eder , bu münasabetten de bir çocuk doğarsa ,o çocuğa şeytan hiç bir zaman zarar veremez ). (buharı) . (1) İslamiyette terbiye _ yesin ruşdi . 228 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Bu konu ile ilgili edeplerden ,adamın evlilik ilişkileri hakkında hiç kimse ile konuşmamas , ailesi veya koca ailesi veya arkadaşlarına karısını şekayet etmemesidir , çünkü onun karakterinin zayıf olmasını ifade eder , böyle bu şekayet sonuçları ve karısının ihanet ve hakaret duymasıdır ;dolayısıyla o şeylerden uzaklaşmak için anlaşılmalı . Kadın , aybaşından sonra temizlemeli , en güzel ve parlak şekilde olmalı , kocasının ne nefrettiği veya zarar veren ne kokladığı veya nefret uyandrıcı olan ne işittiği ondan görmemeye çalışmalı , allah’a yaklaştığı en iyi itaatın peygamber efendimiz buyurduğu gibi karının kocasını itaat etmesini bilmeli . Koca , hatta nezakat gösterirse ve sadakatsız olsa karısını övüp sevgi , yumuşak ve meveddet kelimelerle onunla konuşmalı , o durumlarda karını mutlu etmek için onunla gerçek olmayan kelimeleri ile konuşabilir . Adam cimri olmak yasaktır çünkü karı , ona adamın cimrilik etmesinden çok nefret eder _karı da süslemeden onu kocasının görmesinden nefrt eder , dolaysıyla abulkasim (sallalahu aleyh ve sellem ) sizden biri tarayana ve hazırlayana kadar geceleyin ailesine kapıyı vurmayın ) bu demek ki koca yolladığı zaman onu karşılamak için hazırlamadn karısına anı gelmemeli , karısını en güzel ve iyi şekilde görmek için taranana ,güzelleşene ve süsleyene kadar geleceği vakti bildirmeli.(1) İslamiyetin karı ile davranış açıklaması : diğer protokol ve sosyal örgütler islamiyet gibi bu konuyu ele almadı , islamiyet peygamber efendimiz yolundan bu edeplerini bize öğretti . (1) Kaynak :islamiyette davraniş edepleri _ kemal muhammed aleyyeh . 229 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İnnisai , abdullah bin serges’ten rivayet etmiş ,peygamber efendimiz buyurdu ki ( biriniz karısı ile cinsi münesebette bulunurken bir şey (57_b)giysin ,yabani eşekler gibi soyunmasın). Bu hadşs bin abdullah’ta doğru , zuhir bin muhammed’de kuvvetli değil , zayifdir . Abu ahmed bin odey’in , abbed bin kesir’den muhammed bin gebir bin talk’tan babasindan rivayet edildiğine göre peygamber efendimiz buyurdu ki ( biriniz hanımıyla beraber olduğunda , iytiyacını gidermesini sevdiği gibi ihtiyacini giderinceye kadar acele etmesin ). Bu senedte olan abbed bin kesir şem’dandir , zayiftir ,muhammed bin gebir ise ,ondan şube , sevri ,ayub ve diğerleri gibi imamlar rivayet etmiş . Ilgazali ,ihya kitabinde demiş ki : peygamber efendimizin tavsiye ettiği cima edeplerden : koca boşaldiktan sonra karisin boşalincaya kadar beklemeli , bu anda kari boşalmadan gitmek ona zara verir . Demiş ki :boşalma vakti farkliliği , koca önce boşaldığında nefreti doğurur ama karı önce boşalırsa ona zarar verilmez . Demiş ki :boşalma vaktinin tevafuku , ondan kocasinin kendisiyle meşgul etmek için kariya göre daha iyidir , kari mahcup olabilir . İlgazali demiş ki cima edeplerinden de onu kutsamak için kıbleye yönelmemek ve boşalmadan önce okşamalı ve güzel kelimeler ile konuşmalı ve öpmeli . bu konuda peygamber efendimiz buyurdu ki ( biriniz hayvanlar girdiği gibi karısına girmez , aralarında haberci olsun ) ya rasulullah ne ? Denmiş ( öpüş ve kelimeler ) demiş. 231 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Peygamber efendimiz buyurdu ki ( üç şey vardır ki , bunlar kişinin acizliğinden kaynaklanır . Tanıması gereken biriyle bir araya gelip onun ismini ve soyunu öğrenmeden ondan ayrılmak , biri kendisine ikram ettiği halde ikramını geri çevirmek , kişi karısına yaklaşp onunla konuşmadan ,onunla sevişmeden önce onunla cinsi münasebet kurup onun ihtiyacını düşünmemek ) . Demiş ki : ayın üç gecesinde kişi için cinsi münasebette bulunmak mekruhtur . Ayın birinci gecesi , ayın sonuncu gecesi , ayın ortanca gecesi . Deniliyor ki , bu gecelerde yapılan cinsi münasebette şeytan hazır bulunur . Demiş ki bunun mekruh olması ,ali ( radiyallahu anh ) , muavye ve abi hüreyre’den (radiyallahu anhum ) rivayet edilmiş . Peygamber efendimizin buyurduğu ( yıkan ve yıkanan ) yerine getirmek için alimlerden bir kısmı , cuma gününde cinsi münasebette bulumayı müstehab görmektedir . - Muslim , abi said elhudari’den demiş peygamber efendimiz buyurdu ki ( kıyamet gününde allah indinde mertebe olarak insanların en kötüsü ,karısına sırrını açan kaoca ve o da ona sırrını açar sonra sırrını açığa30 vurur ) . BİR Rivayette : ( Kıyamet gününde allah indinde en büyük emanetlerden , karısına sırrını açan kaoca ve o da ona sırrını açar sonra sırrını açığa (2) vurur ) . - ـــــــــــــــــــــــ (1) , (2) ASLINDA SIRRINI AÇIKLAMAK. -252 Ithaf dindar beyler (5/373) _ 253 MUSL’M ( 2 – 1060 ) . _ 254 MUSL’M ( 2 _ 1061 ) . _ 256 ABU DAVOD ( 2174 ) . _ 257 İLNİHAYE Fİ GARİB İLHADŞS ( YEDİ ) İBN İLESİR DEMİŞ Kİ ÇOK CİMA ETTİĞİ İÇİN KİBİRLENMEK . _ 259 ABİ OSMAN BİN ELMÜBERAK İDDARİR İLKOFİ’NİN İNNEKAİD KİTABISI (İDAHİLMEKNON). 231 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Muslim , ömer bin hamza ilemeri’den ortaya çıkarmış , ibn mein onu zayıflaştırmış , ibn hanbel demiş ki hadisleri meçhuldur . - Ayyad _ allah rahmet eylesin_ ilikmel’de nunu nehy edilmek için çok hadisler görülmüş , demiş : nehy edilen ise , yaptığını nitelemektedir ve onu açıklamaktadır , o durum bakış veya nitelik yolundan avret gösterildiği gibidir , sadece cima zikretmesi ve insanlara söylemesi ise bir fayda için olsa münker değil .çünkü peygamber efendimiz buyurdu ki : (Ben onu yaparım ve bu ) . Fayda olmadan bunu açıklaması , güzel ahlaklardan ve asıl insanların özelliklelerinden değildir . Abu davod , abi hüreyre’den _ radıyallahu anh _ rivayet etmiş , peygamber efendimiz ( sallallahu aleyh ve sellem ) mescitte , iki adam sıra ve bir kadın sır , veya iki kadın sıra ve bir adam sıra ( 1 _ 59) , namazını kıldıktan sonra adamlara yöneldi ve buyurdu ki : kapsını kapatıp gizleyip allah örtmesi ile örtünerek karısı ile cima münasebette bulunan adam sizden mi ) demiş ki evet , demiş : ( bundan sonra şöyle yaptım böyle yaptım der ) demiş susmuş .demiş ( konuşan sizden mi ?) Diye sonra kadınlara yönelmiş susmuş , bakire kız diz çökerek peygamber efendimize geldi ( bu ne gibi biliyormusunuz ? Bu , dişi şeytan caddede erkek şeytan ile buluştuğunda her biri ihtiyacını giderdi ve insanlar onlara bakıyor ) . Ve hadisi tamamladı . - İlhattabi garibilhadis’ta abi ilheysem’den abi said ilhudari’den _ radiyallahu anh _ peygamber efendimizin çakaldan nehy edildiğini rivayet etmiş . - İlhattabi demiş ki çakal demek cima ile kibirlenmek ve adamın karısıyla ilişkileri açığa vurmaktadır .adam çakallaştırması manasından alınmış ve demek ki onu gaybet ettim ve nefrettiğini açıkladım , çünkü cima açıklaması nefretedildiğindendir (59_ b) ve insanlara bunu açıklamamalı . İlhattabi söylemesi bitmiş . 232 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - - - İNŞALLAH sonra zikredeceğimiz hadisin başka tabiri var . Evlilikte ilk sabah ailesine ‘nasıl oldu‘ diye soran adamın suçu yok ,işte gelenekler olmuş . Melik bin haris ilaştar , bu konuda ali’e radiyallahu anhusormuş ve durumunu ona bildirmiş ,karını riza etmediği eksikliğk veya ayıp görürse veya kocasının ahlakına uyumlu değilse genellikle söylemesine müstehaptır . Çok güzellik veya iyilik ve güzel ahlak bulursa çok salakların yaptığı gibi aşırıca bildirmesin nitelemesin çünkü bu ,zayıflık ve aşağılıktır ve bundan dolayı çok zararlar olabilir . Abu osman ilnakaid kitabında anlatmış ki : mabed ilsuliti’nin rizem bin melik bin hanzale kavimden olan hamide adlı çok güzel karısı var ilhaccac misyon için harasan’a onu gönderdiğinde arkadaşlara karısının güzelliğinden bahsetmiş ve ona onları özletmiş , dolayısıla atik kavimiden olan havt çok sevmiştir (1_60) mabed’edemiş ki basıra’a gitmek istiyorum ,hamide’ye verceğin yazıyı yazacağım , ona kocasınınkitabiniona vermek için geldiğinde onunla konuşup onun için kendi kalbinin duyduğu duygularını dile getirmiş ,bir yıl boyunca kaçıp gizlenilceye kadar onu aldatmıştır ,ailesi onu bulmuş ve hamile olmuş ,ilhaccac’ın polislerden olan abdulrahman bin ilabesi’e getirilip taşlanmıştır . Kadın ,iffetli olsa ,bu konuda endişelenildiği insanlardan değilse niteliklerini işiten böyle olsa ona karşı onu yaklaştırabilen belalar gelmesini bekleyebilir ,ona ulaştırabilen meşru şeyleri beklemektedir : kocasının ölmesi veya talak , o zaman kocasının nitelikleri yolundan onunla evlenir , bu konuyu gözün önünde koysun ,ve allah muvaffak etsin1. ـــــــــــــــــــــــــ (1) GEÇEN KAYNAK . 233 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 234 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Sekizinci Bölüm Diplomatik Davramışta İslam Adabı 235 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 236 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Sekizinci Bölüm Diplomatik Davranışta İslam Adabi Diplomatik davramışta İslam adabi, İslam genel liyakati adablarından bölünmeyen bir parçasıdır. İslam, biçimsel ve içeriksel diplomat işina bakıyor. İslamdaki görünüş ve cevher bölünmez. İslam şariatında liyakat en önemli adabi ve gereksiminleri, çok olayları dolaşıyor. Bunlardan: 1-Diplomat görüşünün ilgilenmesi: Kişisel yetenek diplomat yeterli olmuyor, ama görünşü camiye gidince doğru olmalı. ( Ey Ademoğulları!, her mescid yanında ziynetlerinizi alın.)(1) Her zaman ziyneti almak gerektir. Özellikle diplomata : Allah Teâlâ '' ( De ki: '' Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmış? '' De ki: '' bunlar dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet gününde ise yalnız onlaradır. '' İşte biz ayetleri bilenler için böyle açıklıyoruz.)(2) '' diyor Araştırmacılar, '' Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) salhi aileniden ve güzel şeklinde elçilerini Rum çarıya gönderiyordu, Dahya Kalabi onun elçisini seçti.İnsanların en güzel ve iyi olanı kimdir.(3) '' der. ــــــــــــــــــــــ (1) A'RÂF SURESİ – 31 Ayetinden. (2) A'RÂF SURESİ – 32 Ayetinden. (3) Elçi Abdelkader Salama , Çağdaş Diplomatik Davranış Kuralları-1997 AD.S 126. 237 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Alimler, '' elçi doyu doğru ve azman olmalı, zayif olmamalı. Krallar gözleri örtü sahiplerini önce davranar. o yakışıklı olmak çalışın.''(1) Tüm yukarıda anılan sözler, Sünnet'te bildirir. Kur'an-i Karim'in yanında, Câbir( Radıyallahu anhu ) anlatıyor ''Rasûllullah(sallallahu aleyhi ve sellem) bir adam gördü, saçları darmadağınıktı. ''bu adam saçlarını düzeltip tertibe sokacak bie şeyi bulamadı mı?'' buyurdu. Derken, o sırada bir diğer adam gördü. Bunun da isti başı kirliydi. Bunun hakkında da: ''şu adam elbisesini yıkayacak bir şey bulamıyor mu?'' dedi''(2) 2- Cevher ilgilenmesi. Cevher, özellikle manevi olaylar İslam ilgilenmesini kazandı. Bütüne göre , Şimdi diplomat üzerinde olduğun için yeterli oluyoruz. 1) zeyreklik ve iyi konuşma. İlk diplomatık iş adabiyati belki, diplomat zeki olmadır. Sağduyu, hikmet, akıllılık ve zekilik en önemli baskın özellikleri yapılıyor. Ne sözünde zulüm etmeden ne hafiflik veya acele seni kontrol altına almaz. Sadece güler yüzle iyi konuşma olmadır. Allah Teâlâ '' Allah'ın rahmeti sebebiyle onlara yumuşak davrandın; eğer kaba ve katı kalpli olsaydın elbette etrafından dağılırlardı.''diyor.(3) ــــــــــــــــــــــ (1) İbn Elfaraa ( Ebu Ali el-Hasan ibn Muhammed ) kralların elçilerinin Kitabı ve elçiliğine kim uygundur.Salah El-minacid soruşturması.Dar yeni bir kitap 179 . S 47. (2) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine göre.(4062) . (3) Âl-i İmrân Suresi : 159 Ayeti. 238 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 239 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Ebu Zer ( Radıyallahu anhu ) şöyle dedi: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) bana buyurdu ki:“Din kardeşini güler yüzle karşılamak gibi (tabii) bir iyiliği bile sakın küçükgörme!”(1) 2) Başkaların iyi muaşereti. Müslüman ya da Müslüman olmayan, iyi muaşeretle başlangıçta olan müslümandr. Müsliman iyi muaşeret, ihtiyacını görme, sıkıntıyı giderme ve sürçmeleri örtmele daha uygundur. Abdullah İbni Ömer ( Radıyallahu anhu )’den rivayet edildiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu yalnız bırakmaz. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allahuteala o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allahuteala da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (2) 3) İlim. Allah Teâlâ '' Allah sizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.''diyor(3) İbn Abbas ( Radıyallahu anhu )’dan; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur'' Allah, hakkında hayır dilediği kimseye din hususunda büyük bir anlayış (kabiliyeti) verir.''(4) 4) Sabır. Diplomat sabıra ihtiyacı var. Çünkü, çok sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Eğer bu sıfat varmazsa, ülkesine ve inancına zarar verir. ــــــــــــــــــــــــ (1) Müslim’den rivayet edildiğine göre ( 1677 ) .Tirmizî’den rivayet edildiğine göre 2/195 .(1634) (2) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre2442 , Müslim’den rivayet edildiğine göre2580 (3) mücadele suresi .11 (4) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre71 , Müslim’den rivayet edildiğine göre1037. 241 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 5) doğruluk. Doğruluk erdeminde Allah Teâlâ '' Bu doğruların doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlar için altından nehirler akan cennetler vardır. Orada ebedi kalıcıdırlar. Allah onlardanı razı olmuştur; onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu en büyük kurtuluştur.''diyor. (1) Ebu Hureyre ( Radıyallahu anhu )'den nakledildiğine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: '' Güçlü kimse, güreşte güçlü olan değil, kızgınlık anında kendisine hâkim olandır.''(2) Abdullah ( Radıyallahu anhu )’tan rivayet edildiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Doğruluğu elden bırakmayınız. Çünkü doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür.Kişi doğru söylemeye ve doğruluğu araştırmaya devam ederse Allah katında en doğrukişi olarak yazılır. Yalandan sakınınız. Çünkü yalan kötülüğe götürür. Kötülük de cehennemegötürür. Kişi yalan söylemeye ve yalanı araştırmaya devam ederse Allah katında enyalancı olarak yazılır.”(3) Söyleniyor ki: bazen diplomat durumlara ihtiyacı gösterdiği yalana ihtıyacı var. biz sanırız ki: doğruluk mutlak bir mana ve erdemi da mutlaktir. Allah Teâlâ '' Bu doğruların doğruluklarının fayda vereceği gündür. Onlar için altından nehirler akan cennetler vardır. Orada ebedi kalıcıdırlar. Allah onlardanı razı olmuştur; onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu en büyük kurtuluştur.''diyor.(4) 6) Yumuşaklık. Belki yumuşaklık en gerekli diplomat nitelikleridir. (sallallahu aleyhi ve sellem)yumuşaklık önemini belirledi. ـــــــــــــــــــــــــ (2) (3) (4) (5) Maide suresi : Ayet 119. Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre6114 ve 2609. Müslim’den rivayet edildiğine göre ( 2607) Maide suresi : Ayet 119. 241 Resulullah ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 242 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Hz. Âişe ( Radıyallahu anhu )’den naklen Allah Resulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:'' Muhakkak ki Allah nezaketle muamele eder, nezaket ve ağırbaşlılığı sever, şiddet ve kabalık karşılığında vermediğini nezaket ve ağırbaşlılık karşılığında verir.''(1) Hz. Âişe ( Radıyallahu anhu ) anlatıyor: Rsûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: '' Rıfk (yumuşak huy) bir şeye girdi mi onu mutlaka süsler, bir şeyden de çıkarıldı mı onu mutlaka çirkin kılar.'' (2) 7- Cömertlik. O uluslararsı ilişkilerde hesaplanan cömertliktir. Ama bu cömertlik devlet idaresine büyük bir ait var. O ne sefih değil, ne sebepsiz harcamadır. Ama o devlet idaresine durakları elde etmek için bir tanışmadır. Kasıt cömertlik, gerekli bir performans, tanışma gerçekleştirilmesi, arkadaşlıklar etmesi veya mezaket yanıtlaması için yerine koymaktır. Diplomatik işte cömertlik, islam'ın başkalara onu emir ettiği cömertlikten farkılıdır. Diplomatik cömertlik amaç ve gaye olduğu dünyevi bir cömertliktir. Aslında islam'da cömertlik hayırlı yüzlerde ve allah yolunda bir infak iken, O devlet'e acil bir lehi gerçekleştirmekten başka bir şey amaçlamıyor. Müslüman devlet hizmeti, islâmi davet hizmetine sebep olup. Devlet tutumları tespit eder. Ve o çok önemli bir lehdir. Umumiyetle kur'an-ı kerim bizi cömertliğa davet etti. Allah Teâlâ '' ve (dilediginden de) kısar. Siz hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine baskasını verir.''der.(3) ve '' Hayırdan her ne infak ederseniz, muhakkak ki Allah onu hakkıyla bilir.''der.(4 ) ــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Buhârî ‘den rivayet edildiğine göre6927 ve Müslim’den rivayet edildiğine göre ( 2593 (2) Müslim’den rivayet edildiğine göre ( 2594) (3) Sebe' Suresi : 39 Ayeti (4) Bakara Suresi : 273 Ayeti. 243 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 8) büyük günahlardan kaçınma. (İçki içmek gibi anormal davranışlar bulunur. Sıradan kişi ve diplomat üye tarafından onlardan kaçınma gerektir.)(1) ki din haram ediyor. ve başka diplomat alanda özel bir soruna sebep olduğu konulardan, Bu şiddetli hastalığa bulanandan devletin hakkında bilgileri elde etmeye başkaların yeteneğidir. İçki, kumar oynama ve para harcamasına ilk yoldur. Sağlığa ölümlü, para kayıp eden ve şeriat muhaliftir. Allah içki ve başkalardan kaçınmayı emir etti. Allah Teâlâ sözünde '' 90) Ey iman edenler! Muhakkak ki içki, kumar, putlar ve fal oklarışeytanın pis işlerindendir. O halde onlardan kaçınınız ki kurtulusa eresiniz. 91) Muhakkak ki şeytan içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin sokmak sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyorsunuz degil mi? ''der.(2) 9) Diğer genel özellikler. Hırs, uyanıklık, iş mükemmelliği, başkanlara itaat, korumada vatandaşların arasında genel adaleti gözetmesi, görev yapmada ve meslektaşlar arasında adaleti icra etmesi gibi. Bütün İslam şeriatında istikrarli ilkeleri ifade ediyorlar. İslami edebiyetlerde bunu bulunur. Onlar özetle söyleriz. Hırs ve uyanıklıkten deriz ki: gizlilik, cevherleri ve etkililiklerinin temelidir. İbn Abd-ı Bar Rsûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den '' gizlilikle ihtiyacını karşılama yardım et.''dedi. her nimet sahibi nazar değmiştir.''(2)Ama iş mükemmelliği kur'an kerim onu ve sevbına ulaşmasına teşvik etti. Allah Teâlâ '' De ki: “Yapıp-edin. Allah sizin yapıp ettiklerinizi görecektir. Rasulü ve mü’minler de. Yakında gaybı ve müsahade edilebileni bilene döndürüleceksiniz ve O, size yaptıklarınızı haber verecektir''der.103 ــــــــــــــــــــــــ (1) Elçi Abdelkader Salama , Çağdaş Diplomatik Davranış Kuralları-1997 AD.S174. (2) Maide suresi : Ayet 90-91. (3) İbn Hayyan (Ravdet El-okala)’da S.187 onu rivayet etmiş. El-sahmy (Gorgan tarihi )’de S.223 onu rivayet etmiş.ve İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 2.S 283. 244 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ De ki: Size, (yaptıkları) isler bakımından en çok ziyana ugrayanları bildirelim mi? 104) (Bunlar;) iyi isler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları bosa giden kimselerdir.''(1) Hakta başkanlara itaat, aranandır. Allah Teâlâ sözüne göre ''Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Rasul’e itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de''(2) Genel adaleti gözetmesinde ise,Allah Teâlâ sözünde '' Ey iman edenler, kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhinde bile olsa, Allah için sahidler olarak adaleti ayakta tutun.'' (3) Bu islami nitelikler, ne tasvir eden işlerde ne kurallar bir destek yoktur. İslam'da durum olduğu gibi, bunu için diplomat, bu işlerden ifade etme ve başkalara onu bildirmeye layıktır. Sadece Allaha davet yolunde yok, aynı zamanda ele getiremeyen şer'i metinlere dayandığı doğru anlayış İslam gerçeklerini anlmasi yüzünde insanlara genel hayırlı gerçekleşme de. Ve onlar metinler temel niteliklerle anlatılıyor. En ömenli onlardan: 1-onlar ilahi kaynak var. Kur'an kerim, Nabimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'e indirilen, Fâtiha-i Sûresi ile başlayan, Nas-i Sûresi ile bitirilen, okumasına tapan, insan ve cine meydan okuma Allah Teâlâ sözleridir. Ve sünnet vahyiye cevap ediyor '' (3) O, hevadan konusmaz (4) O, yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir (5) Ona, üstün bir güç sahibi ögretmistir. '' Bunu için diplomatik alanda İslam kuralları, geleneksel ve vaziyet kurallara üstün geliyor. Sadece islam kurallarının kanağı yüksekliği yok, aynı zamanda bu kurallar şümül, daima adaleti ve hak nitenlendiği onlardır. İnsanlardan özel zarfları, sosyal durumlarına bakmadan eşitlik gerçekleşmesi hedefliyor. Ama onların inançlarına bakma ile, ne tefrika ne temyiz. 245 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ـــــــــــــــــــــــــــ 1- Kehf Suresi : 103-104 Ayeti. 2- NİSA SURESİ : 59 Ayeti. 3- NİSA SURESİ : 135 Ayeti. Bu edebiyat, sürekli adelet ve hak olmak için, özel şartlerına bakmaz insanların arasında eşitliğinin uygulaması amaçlanır, yada toplamsal şartlarına, ama dinine görmesi, fark etmez ve ayırt etmez. 10- allah’ın öfkesi ile insanların rizası istemez : Diplomat, bazılarına riza etmek yada geleneklerine saygılandırmak yada diplomatik alanında riayetli koyulan edebiyat için içki içmek ondan istebilir, yada beyanlarla oturması, onlara dostluk bağları, özellikle halklarının büyüklerinden olursa, bu meşru ihlal edilmez kötü geleneklerinden olur.Muaviye r.a dan rivayet olundu: Kendisi Aişe “r.anhüme” mektup yazdı Bana yaz Bir mektup O mektupta nasihat et Çok olmadan uzatmadan Aişe Velidemiz yazdı .selam senin üzerine olsun Bundan sonra Ben Rasulüllah s.a.v den işittim ki O şöyle söylüyordu Kim Allahın Rızasını dilerse İnsanların öfkesi ile rağmen) Hz.Allah ona kafidir İnsanların eziyetinden Kim ki insanların rızasını dilerse Hz.Allahın gazabına rağmen Hz Allah Onu insanlara bırakır Selam üzerine olsun doğru söylemiştir (1) Ali İbn Ebi Talib dedi ki krallık ve din kardeştir , hiç ayırılmaz , din esastir , kralık koruyucudur esassız bir şey olursa , şüphesiz yıkılacak , ve eğer bir şey koruyucu olmadan şüphesiz kaybedilecek.(2) 11- sözünü tutması Allah dedi : (İsmaile allah övgüsünden ispat edildi.)(3) İbn Abd al-Barr dan’rivayet edildiğine göre bir adam Resulullah'ı söz verdi ve onu gündoğumudan gündoğumuya bekleti.(4) 12 - ne olursa olur hakkı tutması : Hz. Ebu Bekir (r.a.) ölüm hastalığına yakalanınca, yerine geçmesi için Hz. Ömer (r.a.)’e haber gönderdi. 246 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) Tirmizî’den rivayet edildiğine göre (2414).İbn edildiğine göre276 (2) İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 243. (3) MERYEM SURESİ : 54 Ayeti. (4) Ebu Davud’dan rivayet edildiğine kübra’da bölüm 10.S.198. Hayan’dan gore rivayet 499.Beyhakî Ona şöyle vasiyet etti: Ben sana öyle bir vasiyet edeceğim ki, eğer onu tutarsan, sana mutlaka gelecek olan ölüm gelince, senin için ondan daha sevimli bir şey olmayacaktır. Eğer onun tutmaz, zayi edersen, elbette mâni olamayacağın ölüm gelince senin nazarında ondan daha çirkin bir şeyolmayacaktır.Allah’ın senin üzerinde geceleyin bir hakkı vardır ki, onu gündüz kabul etmez. Üzerine farz olan vazifeleri eda etmediğin müddetçe yapacağın hiçbir nafile ibadet kabul olunmaz. Kıyamet gününde terazilerinin sevap kefesi hafif gelenlerin hüsranı, ancak dünyada kendilerine asla ağır gelmeyen batıla tabi olmaları sebebiyle hafif gelmiştir. Tabiatıyla ancak batılı tartan terazide hayır kefesinin hafif gelmesi yerinde bir olaydır. Terazileri ağır tartanların terazisi de ancak dünyada hakka tabi olmaları sebebiyledir. Böyle terazinin de ağır gelmesi yerindedir. Eğer sen benim bu vasiyetimi tutarsan senin nazarında ölümden daha sevgili bir gaip olamaz. Zira ölüm her ne kadar gaip ise de mutlaka gelecektir. Eğer sen beni bu vasiyetimi tutmazsan gelmesine mâni olamayacağın ölüm senin için en çirkin şey olur.(1) İslam, hakka tutunğuda önemli alametlerinden, islami devletlerinde ve islami toplamında azınlıklarına ince davranışları, islam müslümansız azınlıkları koruyor ve ona hakkları, hayattını ve güvenliğine olur. Ecnabiler islamda üç gurubu aşağidaılar: Birincisi: zimetliler ve taahüt edenler ve ikincisi: güvenlenen ve üçüncüsü: harpçılar. Zimetliler allah’ın taahüdü ve paktı, müslümanların aynı gibi davranışı yapılır, zimetliler içerisine olmadan islami devletlerinde oturanlar ve onlara vakitli 247 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ taahüdü, taaütlerin tutulursa kanlarını ve durumlarını koruyor. Zimetlilerine ve güvenlilerin ecnebi kelimesi onlara adlandırır. Ama harpçılar, islam devletinde oturmazlar onlarla anlaşma yok, islam onlara - daha sonra geldiği gibi - onların hakkları oriayet etmek gerekir.(3) 12- barışa yolunu kesilmez Diplomatikli, diğer icabet etmeleri ile icabetini onunda değiştirir durumlarına maruz kalır, suluh ve geri dönmesinin yollarına bulunmaz sınırı hikmetinden bildirmek olunca ona gerekir, halktan çok ihtiyah edilen diplomatiklidir. ـــــــــــــــــــــــــــــ (1) İbn Mofleh geçen kitabına bakın. bölüm 1.S 84.86. (2) Kaynak : Samir Aliya , Devlet Kuramı ve İslam edeplerini , geçen kaynak , S.152 Abd Elbarr oğlu dedi ki: daha once söylemiştir ki: mağlup kötüde kazan, Aba Zer bir adam küfür etmiştir ona söylemiş ki: ( Ah sen, bize küfür etmek boğmayın, barışa bir yer bırakın, ona allaha itaat ederiz bize allah itaatsizlik olan ödül etmeyiz).(1) İslami törenlerinde genel öğütleri ve vesiyetleri * özellikle islami doğu geleneklerinin alanında, her resmi toplam münasebetlerinde, özellikle resepsiyon törenlerinde ve öğle yemeği ve akşam yemeği ziyafetlerinde, takip etmek gereken heysiyet ve tam sayıgılık gerekir, törenlerin içinde takip etmek gereken meşru kuralları ile ihlal etmez, özellikle sunulunca ( Münker) içkilerinden ve diğerlerini , daha saygılı içki içmek redd etmez, gerekmesi halinde suyu yerine olabilir. * akrabalarına yaralanmaz ve ihanet etmez diğer duygularını saygılanır, oruç önünde yemez duyguları saygılarından, üzücü önünüde gülmeyin, şaka istemeyen ciddi ile şakalamayın, hasta önünde sigare içmeyin, yada yoldaş sigare içmekten sıkıntılanır, kimsenin küfür etmeyin yada lanet etmeyin. Utanma iyi ahlaki ve iyi sifatıdır, onunla göterilmesi gerekir. İman ve utanma bir birine bağlanır, birisi yükselirse diğeri yükselir.Haya imandandır, iman ise cennete götürür. Ahlaksızlık ise cefadandır. Cefa ise sahibini cehenneme götürür." (2) Aşağdaki noktalarında diplomatik müslümanının ahlaklari olur ki: 1- güler yüzü: açık yüz – gülümseme onu Peygamber Selamı Ona Olsun.tarafından tavsiye edilen ve o çok iyi bilinmektedir. 248 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ ــــــــــــــــــــــــــــــــ (1) geçen kaynak , bölüm 2.S.96. (2) Tarmizi’den rivayet edildiğine göre.(1932). Tarmizi sünnetine bak 2/195 (1634) (2) selam (selamlama): islam sıfatınlarından iyi sıfattır, karşılanlar ve toplantılan arasında engelleri uzaklaşma kırılmasında çok psikolojik tedavilerinden üstesinden gelen yada çözülen selamlama çok toplam bilimcilerinden zikr edilmiştir, bu da aynı tanıtıdığına yada tanıtığımaza büyük ve küçük ve zengin ve fakire selamalama söylenen alçak gönüllülük rehberidir - dostluk ve rahmet ve huzur için selamalamanın söylesinde bu islamın hikmetidir, (3) el sıkışmak: kardeşinin seviniciyle Mü'minin sevincinden ifade etmek sevinci yada mutluluğun varınca yada onu seyahattan geldiği zaman olursa selamlamadır, annenin ve babanın başını öpmek kız yada erkek ve ellerinin öpmesi mustahabbdır, Bunun aynı gibi büyük kardeşi ile yada amacası ile yada dayı ile yada ona hakkı olan ve ondan daha büyük yaşındadır. (4) Ziyaretci sayısı ön planda tutulmak için üstleri kurulu üstündeki büyük halkları oturması asli arap ve islami geleneklerindendir, hakimler ve emirlerinin kurulunda onlarından en üst olan, bu konseyinde devletinde özel görevleri onlara bakanları gelirse, herkesin heysiyetini vermesine korumak için sol ve sağ tarafına onlardan ilgili kişiler ayrımlarını törenleriyle ilgili taraflar bulunmaktadır. (5) tören ve seremonilerinde askeri sistemleri, sınıflarına göre sistemli ve dikkatlı sistemleri çok sistemlerinden ve sınıfında daha eskiliktir, barış ve harptaaskeri sistemlerinin metnini belirlediği, belirli selamlamadan araştırmak yaptığın zaman bu alanında araştırıcına önemli mercidir. 249 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ (6) islami diplomatic işleriyle uyugulamaz davranış batı diller ve ana dili ( arapça dili) arasında karıştırır; arapsını ve didnini diplomatik heysiyetini iki kat olur- diğer kişi aynı dili ile konuşur, övünmek ve göstermek için yabancı kelimeleriyle ana dili eklenmez, (7) Diplomatik müslüman, onun ülkelerinin temsil edilediği ülkelerinde resmi festival içinde onun ülkesine üniformanın giymek olmalıdır, onun vatanı ve dini gurur duyması kaynak teşkil edildiği ulusal elbisesinin değiştirmez; çünkü biz müslüman ülkelerimizde onun elbiselerinin değiştirler başka ülkelerinin diplomatik görmüyoruz, ama geleneksel elbisesiyle tutucu olmuşlar batı ülkelerinde çoğu halklar ve azınlıklar görüyoruz pazarlarda ve sokaklarda yürüyorlar. (8) tanıtmak için partilarında ecnebiler davranışı, beyanlarının öpmesinden, dans etmesi, belinden sarması, daha geniş alanında serbest yapmasıyla çağrılan başkalarının eşleri ve adamlarının arasında iyi ile kötü karışması, müslüman diplomatik yüce ahlaki değerlerine ve asli arap alicenaplığına bağlanmaz. (9) beyanları el sıkışınca beyanlarının ellerini öpmesinden çok batı ülkelerinden alışkılagelmiş, müslümanlık ve arap alışılmaz, müslümanlık gelenekselleriyle uygulamaz için müslüman diplomatik olmamalıdır, onu yapılmazsa diplomatik kurallarıyla ne olursa olur ihala edilmek yanlış mana vermez, yada diğer yoluyla müslüman onur verdiği kadınlarına saygısızdır. Yukarıdaki ek olarak aşağıdakilar: 251 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ Af kelimesi, kalpleri yıkanan güzel bir kelime kızgından kapatıldığı olursa kaldırır, herkesin kalplerinde sevgi gösteren güzel ahlaki sana kötü davranışan gerçek aftır. - diğerler ile davranışında orta olun, sitem etmek için bir alan bırakın geri dönmesi ve dostluk kişi nefret edinse, aranızda her ipleri kesmeyin, bir günde senin nefret olursa aşkınız aşk olun ve bir günde aşkınız olursa nefretiniz nefret olun söylenmiştir. - sen hapşırsan onları zarar olun diğerlerine sprey uçuşmaz için senin ağızına ve burununa koyun peçete tutmak gerekin, önünde olursa yemekten ve insanlarından yüzün çevirmek daha iyi olur, hapşırınca insan sesini kısaltmalıdır, sonra der ki:” şükürler olsun” mevcut olanlarına gereken derlerki:” çok yaşa” onlara cevap eder ki: “ hepininz birlikte”. - esnemek sana mağlup olursa, senin ağzına elin koyun, olabildiğine kadar engellebilirin ses yapmayın. - arkadaşları kalan hesabına kişisel tanıtım için başkan önünde kendisini övgüsünde abartmaz, çünkü başkan hızlı gerçek bilecek, aynı kişisine zarar olacak, başkanlara iki yüzlülük davranışı yada övgüsünde abartma takip etmez; bu davranıştan sana riza gösteren en az başkanlarından ama devamsız riza, küçük kişilerinden baskılı senin şahsiyetini baskılırlar. - Bir kişinin aylık maaşı yada yaşı yada özel bir hediyenin fiyatı yada onun misafırlarının isimleri gibi özellerinden sormayın. - ailenin karışıklıklarında öğüt ile girmeyin senden talep ederse. 251 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - diğerlerine kötü yada iyi olursa ailen gizlerini söylemen. - karşılık derecesi ne olursa olur iyi ile diğerlerinin önünde eşin davranış olun. - senin başkanın çekiştirmeyin, görevsel yada ailenin aslinden sormayın. - merdivana inen kişiyle yada kapıya giren karşılaması ve çatışması önlemeyin çünkü ona öncekidir. Müslümanlık edebiyatından türetilen saudi gelenekler ve görenekleri : - buyrun gir evinin kapı önünde duran davet etmesi. - arap kavesi sunulması, onunla tamir, genel halklarında. - tütsü ve misafır parfüm sürmesidir. - misafir ikram eder, yeterli yemek sunulur, kuzu ( koyun) kesilir, küçük devesi, onun ikraminda fazla eder, arap ve islam gelenekleri ile tutulur. - misafir ile misafirperver oturmaz kabile alışkanlıklarından ama onun hizmetine yapılır. - saudi alışkanlıklarından: konseyinde küçüğüne büyük sunulur, büyük yaşlarının öncesi konseyinin önünde oturmaz. - saudili alışkanlıklarından: misafir yada baba yada ağbey öncesinden çay fincanı yada kave yada su pardağı almaz, kendisine fadakardır. 252 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - Baba , amcalar, yaşlılar ve büyük kişilerinin önünde sigara içmek yasaktır. - yemek ile yada cemaat öncelemesi tekenlenmez, mevcutlu yada seyahat gurubunda olursa, kimin yaparsa kendisinin hakkında kusur eder. - saudililer, sayahat yada yerde ( çöl), ihtiyacını yapınca gelenek: konseyinden uzaklaştırır, mevcutlularından, rüzgar üstü arasını oturanlar ve arkadaşlar arasında olur, aksi değildir. - saudililerinden kusurundan: insanlarının önünde yukaridaki elbise döğmelerini açması, batı elbiseleri giymesi, şal giymezden baş açan gezmesi. - büyük sorumlular ve kişiler görüşünce maşaleh ( bişot) giymesi saudililerinde kişileri saygılarının edebiyatlarından, toplamsal payramlarında ve festivellerinde da, cüma namazı katılır. - Saudililerinden edebiyatlarından: genel yerlerde sigara içmez, düğünlerinde, büyük kişilerinde, onunla itiraf eder. - Saudililerinden edebiyatlarından: baba ve amca ellerini öpmesi, yada metan ( omuz) ve baş öpmesi; onlara saygılamak için, onları teşekkür etmek tanınması, ağbey, öğrencilerinden yeri sahipları ve emirlilerdir. - Saudililerinden edebiyatlarından: konseyinde konuşan kesilmez, onunla dinlmesi, aynı zamanda çok gurublarından konuşlarıyla konseyinde anarşi yada kalapalık yapmaz, mevcutlularının ve konseyi prestijinden dağılmadan olur. 253 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ - Saudililerinden edebiyatlarından: yemek masasına misafir ile çocuklar oturmaz. - Saudililerinden alışkanlıklarından: yemeğine komşuları davet etmesi, komşuları ziyaret etmesi da, durumlarına sorması, ihtiyaclarını yapması, kuran karim’inden islam dini visayet etmesi gibidir, muhammed payğamberin sünnetindedir. - Saudililerinden alışkanlıklarından: yaya yolcu yardım etmesi, muhtaç ihtiyac edilen , ailesinden kesildiği seyahat edilen ve garip yada ecnepi. - Saudililerinden alışkanlıklarından: konseyinde ayaklarını uzatmaz yada diğerine ayak koymaz. - Saudililerinden alışkanlıklarından: akrabalarının ve ailelerinin - Saudililerinden alışkanlıklarından: ihtitaçların yapmak için yardım eder, ev inşaa etmek yada evlenmek gibidir, mali sıkıntısını zamanında, ailerşerine önemli olan borç yada diya, zayifları ve ailerinin yardım etmek için hayri fonları kurumasına yapmışlar çok ailelerinden, akrabalar ve aileler yapmaktadır, onlardan zenginliler ve kudretliler gerekenler destek olur. - Saudililerinden alışkanlıklarından: yeni evi yerleşince akrabalarına ve komşularına ( inenler) gönderir, her elinden geleni yapar. - Saudililerinden alışkanlıklarından: kanepesine dayanında baba yada en büyük kardeş yada ağbey misafir yada kimin saygılanılan ilgili olmaz yada yerinde oturursa ayakları uzatmaz. 254 ـــــــــــــــــــــــــــــــــــــDiplomasi ve İslam töreni 255 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ İçindekiler 9 11 15 19 25 37 46 69 73 81 88 89 90 99 Kitabın Fikri törenden Ve İsalm’da davranış edebiyatından söylemesinin önemi ilgili önsöz Özel davet Birinci bölüm: İslam'da diplomasinin temeller Birinci araştırması: Genel Elemanları İkinci araştırmasıislam diplomasına ampirik yöntemler Üçüncü araştırması: Müslüman olmayanlar ile İlişkiler İkinci bölüm: İslamda Tören ve Elçilikler İlk araştırması: Elçiler gönderme ikinci araştırması: heyetler ve elçileri karşılama temeli Üçüncü araştırması: islam’da elçilerin dokunulmazlıkları Üçüncü bölüm: İslam'da diplomasi Araçları İlk araştırması: diplomatik yazışmaları ikinci araştırması: yabancı dilleri öğrenmesi Üçüncü araştırması: şifresinin kullanması dördüncü araştırması: hediyeleşmek Dördüncü bölüm: Protokol'u veya Törenleri ve Batı'da Görgü Kuralları İlk araştırması: protokol: batın anlamında dil ve deyimsel 256 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 100 101 104 107 110 110 111 115 115 116 116 119 120 Birinci talep: diplomatik manası İkinci talep: tarih içinde diplomatik Üçüncü talep: çağdaş diplomatik Dördüncü talep: : Diplomatik ayrıcalıkları ve dokunulmazlıkları uluslararası hukukta İkinci araştırması: protocol veya törenler Birinci talep: protokol tanımı İkinci talep: Her ülkede törenler işleri yönetimleri Üçüncü araştırması: Batı'da Görgü ve protokol kuralları Birinci araştırması: Görgü ve protokol kuralları İkinci talep: öncekiler Üçüncü talep: Tanışma ve Tokalaşma Dördüncü talep: Ziyafet Verme beşinci talep: : bayrakları yükseltmesi törenleri Beşinci bölüm: İslamî davranşın törenlerinin manası 125 125 128 139 139 141 142 144 145 146 147 147 Birinci araştırması: geneler birinci talep: Sosyal davranışı meşruiyet kurallarından parçasıdır ikinci talep: Resulullah'ı takip etmesi , islam'da sosyal ahlaki davranışı temelidir İkinci araştırması: Resulullah (s.a.s) ahlaklarından birinci talep: Resulullah (s.a.s) güzel ahlakı ikinci talep: Peygamber'in (s.a.s) Yüksek Tevazuu , cömertlik ve hayâsı üçüncü talep: Peygamber(s.a.s.) merhamet'i dördüncü talep: Peygamber (s.a.s) Sabrı beşinci talep: Peygamber'in gülüş, öfke ve ağlayışı Altıncı talep: Peygamber (s.a.s), cesaret ve adaleti Yedinci talep: Peygamber'in ikna gücüsü Sekizinci : Peygamber'in (sav) iyi örneğisi 257 Diplomasi ve İslam töreniـــــــــــــــــــــــــــــــــــــ 155 158 160 164 167 188 197 198 208 216 219 219 225 235 236 244 248 Altıncı bölüm: İslami davranışının diplomatik edebi Birinci: sefer edebi İkinci: yurtdışında nasıl davranmalı Üçüncü: : güler yüzlü ve insanlara iyi davranış Dördüncü: batısel törenleriyle karşılaştırması işareti iyileri ahlak ve alçak gönüllü davranmak Beşinci: Yiyecek ve içecekte islami davranışı Altıncı: başkalar'a saygı gösterme ve izin isteme sanatı Yedinci: diğerlerinin özellikleri değerlendirmesi ve münagatında ve sırrları korumak davranış sanatı Sekizinci: uyandırınca ve uyunca islam edebiyatları Dokuzuncu: islam’da hastanın ziyareti edebiyatları batısel görgüsünde yoktur Yedinci bölüm: beyan sunulmasında islam ve batı Birinci araştırması: islam’da beyan İkinci araştırması: bu çağdaşta müslüman beyanı Üçüncü araştırması: anne ve baba ile davranış edebiyatları Dördüncü araştırması: evlenme birlikte yaşamasının edebiyatları Sekizinci bölüm: diplomatik davranışta islam edebiyatları Birinci araştırması: diplomatik görgüsüyle önemidir İkinci araştırması: asil önemidir Üçüncü araştırması: islam törenlerinde genel visayetleri Dördüncü araştırması: Müslümanlık edebiyatından türetilen saudi gelenekler ve görenekleri 258