TBMM B:95 Değerli milletvekilleri, canımızı, malımızı, huzurumuzu

advertisement
TBMM
B:95
24 . 4 . 2008
O: 2
Değerli milletvekilleri, canımızı, malımızı, huzurumuzu, güvenliğimizi emanet ettiğimiz emni­
yet örgütü mensuplarımızın, polislerimizin, bekçilerimizin ne kadar zor koşullarda çalıştıklarını, ne
kadar zor koşullarda görev yaptıklarını biliyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz. Gece gündüz demeden, yağ­
mur, kar, fırtına, dolu demeden, yaz-kış demeden, ülkenin doğusu batısı demeden canları pahasına
görev yapıyorlar.
Son on yılda 500'e yakın şehit veren, bir o kadar da malulü olan, 400'den fazla intiharın ol­
duğu, yaptıkları işin zorluğundan istifaların çoğaldığı emniyet örgütü mensuplarımızın vatan ve mil­
let sevgisiyle yaptıkları görevi takdirle karşılıyoruz. Ekonomik nedenlerle ve ağır çalışma koşulları
yüzünden bunalıma giren, kredi kartı borçlarını ödeyemeyen -bu yüzden, bir buçuk yıl önce Türkiye
Büyük Millet Meclisi çatısı altında bile bir polis memurumuzun intiharına tanık olmuş ve çok
üzülmüştük- daha dün de Adana'da cinnet geçirip, eşinin bulunduğu eve el bombası atıp makineli tü­
fekle tarayan, "Çok sevdiğim..." dediği çocuğunu öldüren, eşini ve yakınlarını yaralayan emekli po­
lisimizin yarattığı acıklı olayın da şokunu yaşamaktayız, üzüntüsünü yaşamaktayız.
Sayın milletvekilleri, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için emniyet görevlilerimizin ça­
lışma koşullarının ve yaşam standartlarının iyileştirilmesini istiyoruz. Hükümetin bu konuda gerekli
önlemleri almasını diliyoruz ve bekliyoruz.
Son yedi yılda cana ve mala karşı işlenen suçlar üç yüz binden sekiz yüz bine çıkmıştır. Bu ra­
kamlara naylon fatura gibi mali suçlar dâhil değildir, çünkü onlara Maliye Bakanı bakıyor; zaten o
da Hükümetin getirdiği aflarla affediliyor.
AKP İktidarından önce çıkarılan afla cezaevleri boşaltılmıştı, sayı 72 binden 49 bine inmişti.
Adalet Bakanlığı rakamlarına göre cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı Şubat 2007 başı itiba­
rıyla 77.425 iken, geçen son yedi aydan sonra, Adalet Bakanı Sayın Şahin'in yaptığı açıklamaya
göre de yaklaşık 10 bin artışla 87.203'e çıkmıştır. 25 Şubatta da bu rakamın 94 bine ulaştığı görül­
mektedir. Hapishaneler dolmuştur, mahkûmlar üçlü ranzalarda yatmaktadırlar. Bu yıl ortalarında bu
sayının 100 bini geçeceği tahmin edilmektedir. Yani AKP Hükümeti döneminde hapishanelerdeki
insan sayısı 2 kat artmıştır. Son dönemlerdeki suç ve suçlu sayılarındaki artışa rağmen, yine AKP Hü­
kümeti döneminde bir tek bekçi dahi alınmamıştır.
Sayın milletvekilleri, istiyoruz ki emniyet görevlilerimiz huzur içinde çalışacak ortama kavuş­
sunlar, "Benim polisim, benim bekçim." diye siyasal ayrımcılık yapılmasın, sağa sola sürülmesinler,
tayinlerinde, nakillerinde, terfilerinde, kıdemlerinde siyasal kayırmacılık yapılmasın, tarikatların, ce­
maatlerin eline bırakılmasınlar.
Değerli arkadaşlarım, bu konularda gazete haberlerine dayalı değil, adli makamlara intikal etmiş,
kitaplara konu olmuş örnekler vermek istiyorum. İstanbul Emniyet Müdürlüğünde Organize Suçlar
Şubesi eski müdürlerinden bir müdür şöyle diyor: "2003 senesinde yapılan sınavda 100 üzerinden 19
almışım. İtiraz ettim, sonra itirazımı değerlendirdiler, bunun sonucunda 1 'inci olduğum açıklandı. Bil­
gisayar bana gelince hata yapmış, l'inci olmak liyakatte ölçü de değil, bir gruba mensup olmak ge­
rekiyor. Yani emniyet örgütü bu kadar kuşatılmış durumda. Eğitim birimleri başta olmak üzere, tüm
birimlerde kendilerinden olmayan hiç kimse ağzıyla kuş tutsa dahi o kurumlarda çalışamaz."
Bir başka örnek veriyor: "Ben 1978 yılında koleje girdim. 1985'te akademiyi birincilikle bitir­
dim. 2002 yılında AKP iktidara gelene kadar emniyet teşkilatında hep birinci gittim ve hiçbir adli ve
idari ceza almadım. Sicil notum hiç 100 puandan aşağıya düşmedi, birçok maaş ödülü ve bir sürü tak­
dirname aldım. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yedi sene fiilî olarak görev yaptım. Fakat döndük,
-202-
Download