/ - FİKİR S O N T E L G R A F ve 21 M a rt 1933 S A N ’A T : Tiyatro zevki Y a zan : M. 8 . Ç A P A N Sahnelerimizde temsil edilen pi­ tırmış olan münevver sınıfın bugün' yesleri gûya fikirleriyle inceliyerek bile bu ananeden kendilerini kur­ muhakeme süzgecinden geçirdik­ taramadıkları muhakkaktır. ten sonra tenkit edenler için oldu­ Filhakika Şehir tiyatrosunun oy­ ğu gibi, yalnız kendi hissine, kendi nadığı oyunlar sayesinde sahnemiz­ zevkine uygunluğu itibariyle kabul de yeni piyesler görüldü. Memleke­ eden dar görüşlü ve basit düşünce­ timizde tiyatro hiç şüphesiz evvel­ li seyirciler için de tiyatro hakkın­ kine nisbetle son derece terakki et­ da doğru bir ölçü mevcut değildir. ti. Fakat, bunu anlamak için bugün Fikir adamlarımızla, münevver takdir edilen oyunlara veya oyun­ sınıf tiyatroda göz önünde bulun­ ların alkışlanan parçalarına dikkat­ durulması lâzımgelen bir takım ka­ le bakarsak hep eski ananenin de­ ideler mevcud ve bu kaide - vam ettiğini görürüz. lere uymanın zarurî olduğu - Bu piyesler vodvil ise, operet ise tıu ileri sürerek indî hü - cinaslı, taklitli, tulûat tuhaflığına kümlere riayet ettikleri gibi, zevk­ taş çıkartan kolay ve pestenkerani lerine düşkün meraklı sınıf ta yıl- şeylerdir. Ağır cinsten şeylerse lardanberi yürüdükleri yanlış yol­ şiddetli, acıklı, entrikalıdır. da makul bir mürşidin, makul bir Tiyatroda halkın gülmek için ba­ münekkidin delâletinden mahrum hane aradığı, hattâ bazı lüzumsuz kaldıkları için, kendi iptidaî tema­ yerlerde kahkahalar savurdukları görülüyor. Biraz kibar ve ağır bir yüllerine uyuyorlar. Unutmamalı ki, halkımızın ti - vodvil, -eski bir tabirle- bir mudhi-| yatro zevki, tiyatro terbiyesi yıllar­ ke ekseriya soğuk kalıyor. ca ya Minakyanın «Cinaî, korkunç, Ağır piyeslere, fâcialara gelince kanlı, entrikalı» ve tabancalı piyes­ kalbe ve kafaya hitap eden oyun­ leri, yahut Abdürrezzakın, K. Haşa­ lar tesirsiz kaldığı halde, âsâbı sar­ nın, Şevkinin ve benzerlerinin açık sacak surette dalavereli, entrikalı saçık, kaba kaba cinaslı, iğrenç, sahneleri herkes takdir ediyor ve müstehcen nükteli, soğuk ve demo­ alkışlıyor. de tuhaflıklı oyunlariyle kurul­ Burada utanarak itiraf ediyo­ rum: muştur. Biraz geniş bir görüş zaviyesin­ Öyle yüksek bayanlar, baylar ta­ den ve daha yakından inceleyecek nıyorum ki, gittikleri tiyatroda olursak, görürüz ki, bu tesir yalnız kanto olmadığı için bir çok kereler sanat zevkinden mahrum seyirci­ derd yandılar, şikâyet ettiler ba­ lerin değil, kafalı diye, münevver na!.. *** . diye tanıdığımız, kültür sahibi di­ ye saygı ve sevgi gösterdiğimiz in­ Hakikat şu: sanlarda da tezahür etmiştir. Bizde tiyatro hakkında daha ne Çocukluklarını, gençliklerini yıl­ halkımızda doğru bir zevk, ne de larca sahnede teneke gürültüsüne, entellektüellerimizde doğru bir fi­ gülerek geçirmiş, tabanca sesleri yü kir var. Zaten olamaz da: Çünkü tiyatroları salaştan ve çerden çöp­ reklerini hoplatmış: — Ah evlâdım, ciğer parem sana ten olan memleketlerde seyircilerin, j ¡zevki de tiyatro kültürü de salaştan, 1 hangi zalim kıydı! içerden çöpten olur. Feryadı gözlerinden yaşlar akıt­ Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği