eğitim planlamasında nicelik sorunu

advertisement
EĞİTİM
PLANLAMASINDA
NİCELİK SORUNU
• Eğitim, insanları yetiştiren ve onları toplumdaki
görevlerine hazırlayan süreçler bütünüdür.
• Eğitim; bireyin yaşamı süresince ailesinden,
okulundan, mesleğinden, kendisine yöneltilmiş,
hatta kitle haberleşmelerinden ve katıldığı dinsel,
ekonomik, toplumsal ya da politik kurumlardan
gelen tüm etkileri içine alır.
•Eğitimin bu iki tanımı yanında ekonomik
çözümleme açısından ancak istatistiksel olarak
tanımlanabilen büyüklükler ele alınır.
•Yani nitelik kısmen sayısallaştırılsa bile genel
anlamda eğitimden çok, örgün eğitim
incelenebilir.
• Örgün eğitimi çağımızın en büyük
‘’sanayisi’’ olarak kabul etmek mümkündür.
• Örgün eğitim, kullanılan insan ve parasal
kaynaklar açısından büyük bir sanayidir.
• Üretimin önemi açısından da büyük bir
sanayidir.
• Thanh Khoi, eğitim sanayisinin başlıca üç
temel özelliği olduğunu vurgulamıştır.
• 1. Öğretmen aylıkları, giderlerin en büyük
kısmını oluşturur. Bu kesimde insan gücü çok
yoğundur.
• Öğretmen/öğrenci oranını azaltmak önemli,
• Öğretmen sayısını arttırmak eğitim
kesimindeki nitelikli insan gücü yoğunluğunu
arttırmak olur.
Eğitimde Üretim Etmenleri ve Ürünler
Etmenler
Ürünler
Öğrenciler
Öğretmenler
Okul Binaları
Donatım
Okul Malzemeleri
Çeşitli Mal ve
Hizmetler (Su,
havagazı, elektrik,
kiralar, sigortalar vb.)
Okur-yazar nüfus
Öğretim personeli
(İlk, orta, yüksek öğretim
için )
Nitelikli ve yüksek
nitelikli insan gücü,
uzman, bilim insanı vb.)
• 2. Emek fiyatının, öteki sanayi mallarına göre
daha hızlı artması ,
• Eğitimin verimliliğini düşürebilir.
• Gün geçtikçe daha hızlı artan, toplumsal
eğitim ihtiyacını karşılamak , öğretmen, sınıf,
tebeşir vb. eğitim araçları ile mümkün
olamayacaktır.
• Bunlar görsel-işitsel araçlarla
desteklenmelidir.
• 3. öğretmenler hem üretim etmeni hem de
üründür.
• Sayılarının fazla olması ekonomik açıdan
sakıncalar doğurabilir.
• İşgücünün önemli bir bölümünü eğitim
kullanırsa diğer alanlarda ihtiyaç duyulan
nitelikli işgücünü temin etmek zorlaşır.
Türkiye’de Eğitim Nüfusu
(1923-1924/2007-2008)
Eğitim
Düzeyi
1923-1924
Öğrenci
Sayısı
Okul
Sayısı
(2)
(1)
Okulöncesi
İlköğretim
II.Kademe
Ortaöğretim
Genel L.
Mesleki ve
Teknik Lise
Yükseköğretim
Yaygın Eğitim
TOPLAM
2007-2008
Öğretmen
Sayısı
Öğrenci ve
Öğretmen
Sayısı Toplamı
(4)
(3)
1
2
**80
5.880
136
6.016
22.506
4.894
341.941
10.238
352.179
116
9.894
1.054
10.948
-
43
3.799
838
4.637
23
1.241
513
**20
2.558
9
3
4
71.762
25.901
97.663
34.093 10.870.570
445.452
11.316.022
-
-
-
8.280
3.245.322
191.041
3.436.363
1.754
3.830
1.980.452
106.270
2.086.722
325
2.883
4.450
1.264.870
84.771
1.349.641
2.914
307
3.221
***1.339
2.291.762
89.329
2.381.091
-
-
-
-
5.435
989.707
39.434
1.039.141
5.151
364.428
12.573
37.700
75.671 14.313.773
522.763
14.836.536
• Öğretmenleri en etkili bir biçimde çalıştırmak
ancak bu personelin verimliliğini arttırmakla olur.
• Ayrıca öğrencinin okulu terk etmesi ve sınıfta
kalması sonucu neden olacağı kazanç eksiği
maliyeti de önemlidir.
• Beyi göçü de bir ülke için en önemli kayıplardan
biridir.
• Bu süreçte karşımıza yoksul ülkelerde
‘’pauperisation’’ durumum yaratacak bir
etmendir.
• (Yoksulun daha yoksul, varlıklıların daha varlıklı
olması durumu)
• Öyleyse eğitim planlanmasında nicel
sorunları üç kısımda incelemek olanaklıdır.
1. İnsan etmeni
2. Ekonomik etmenler
3. Eğitimde verimlilik
• İnsan Etmeni
• İkinci Dünya savaşından beri eğitim istemi
giderek artmaktadır.
• Son çeyrek yüzyılda , öğrenci sayısında
ortalama artış oranı, genel nüfus artış oranının
iki katından daha fazla olmuştur.
• Bu talebe cevap verebilecek yapıların
oluşturulması önemli bir sorun.
•Ülkelerin eğitim harcamaları ulusal gelire göre daha
hızlı artmaktadır.
• Bu kadar kaynak ayrılan etkinliklerin çağdaş ilkelere
göre yönetilmesi gerekir.
• Çünkü özellikle Türkiye’de 1969 yılında (Milli
Savunma hariç) devlet bütçesinin %20’sinin ayrıldığı
başka bir kamu girişimi yoktur.
• Öyleyse eğitimin verimini incelemek çok önemlidir.
• Eğitim planlanmasında nicel gelişmelerin
hesaplanmasına ilişkin bazı temel yöntemlerin
incelenmesi yararlı olacaktır.
• Bu da iki ayrı başlık altında kümelen dirilebilir.
• Nüfus ve okul nüfusu.
NÜFUS
• Nüfus konusuna iki açıdan yaklaşılabilir.
1. Türkiye’de nüfus ve istihdamı
2. Eğitimin hammaddesi olarak nüfus
Türkiye’de Nüfus ve İstihdamı
• Malthus’a göre işsizlik, nüfus patlamasının ve
ekonominin işgücü istemi yetersizliğinin bir
sonucudur.
• Gelişmekte olan ülkeler için nüfus artışı
işsizliğin önemli bir nedenidir.
Nüfus ve İşgücü
• Gelişmekte olan ülkelerde istihdam sorunları tümüyle
tarıma ve sanayileşmeye bağlıdır.
• Ancak ulusal ekonominin temel verileri görmezlikten
gelinemez.
• Bu nedenle, önce bir ekonomide aktif nüfusu
belirlemede temel etmen olan nüfusu incelemek
gerekir.
• Aktif Nüfus: Çalışma çağındaki nüfusun mesleki bir
etkinlikte bulunabilen kısmıdır.
• Nüfus özelliklerinin işgücüne etkisi çok önemlidir.
• Nüfusun yaş ve cinsiyete göre dağılımına
baktığımızda 20-65 yaş kümesi aktif nüfus içinde
erkek nüfusun yüzdesi hemen hemen tüm
ülkelerde çok yüksektir.
• Buna karşılık, 10-14 yaş kümesindeki gençler ve
65 yaşın üstündeki yaşlılar dikkate alındığında
durum bir ülkeden ötekine çok farklıdır.
• Örneğin öğrenim çağındaki genç ve çalışma
yaşının dışındaki yaşlıların toplam nüfus içindeki
yüzdesi, gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş
ülkelerden çok yüksektir.
• Gelişmiş ülkelerde kadınların ekonomik
etkinliklere katılma oranı %40 dolayındadır.
• Gelişmekte
olan
ülkelerde
kadınların
ekonomik etkinliklere katılma oranı daha
yüksek olabilir (Türkiye 1955 %45?)
• Yaş kümelerindeki farklılık da önemlidir.
• Çalışma çağındaki yetişkinlerle, tüketici
durumundaki gençler ve yaşlılar arasındaki
ilişkinin belirlenmesi gerekir.
• Aktif Nüfus: Çalışma çağındaki nüfusun
mesleki bir etkinlikte bulunabilen kısmıdır.
• Katılma Oranı: 15-64 yaş kümesi nüfus,
çalışma çağındaki nüfustur.
• Etkinlik Oranı: Toplam nüfusta 100 kişiye
düşen aktif nüfustur.
Türkiye’de Nüfus Etkinlik Oranı(%)
Yıl
Kadın
Erkek
Toplam
1955
45
39
33
34
44
35
39.6
55
54
52
50
76
65
70.6
50
47
43
41
60
43
61
60
58
1960
1965
1970
1975
1985
1990
1995
2000
• Öteki birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de erkek
nüfusun etkinlik oranı, kadınlardan yüksektir.
• Kadınların çoğu özellikle tarım kesimindeki aile
işletmelerinde çalışmaktadır.
• Erkek nüfusa gelince , iki ayrı durum belirgindir.
• Birincisi, Türkiye’de nüfus, yaş piramidinin alt
düzeylerine
inildikçe
büyüyen
kümelerden
oluşmaktadır.
• İkincisi,
zorunlu
öğrenim,
tüm
nüfusa
yaygınlaştırılmamıştır.
Aktif Nüfus Yapısı
• Aktif nüfus başlıca üç ölçütten itibaren
inceleyebiliriz.
1. Cinsiyet:
• Genel olarak kadın nüfus, hizmet kesimi denilen
ticaret, büro işleri, eğitim-öğretim ve kimi serbest
mesleklerde istihdam edilmektedir.
• Türkiye’de aktif kadın nüfusun çok büyük bölümü
tarım kesiminde çalışmaktadır.
• Ekonominin üç kesimi arasında kadın iş gücünün
dağılımı çok dengesizdir.
• 2. Yaşa göre dağılım ölçütü
• Genel olarak gelişmekte olan ülkelerin nüfusu genç,
gelişmiş ülkelerin nüfusu yaşlı nüfustur.
•Bu noktadan hareketle nüfusu yaş kümelerine göre
incelediğimizde;
• Tüm ülkelerde 20-64 yaş kümesi nüfus sayı ve nitelik
açısından aktif nüfusun en önemli bölümünü
oluşturmaktadır.
• Bu küme aktif nüfusun %79-90’nını oluşturmakta ve
işe en bağlı yaş kümesi olmaktadır.
• 15 yaşından küçük nüfus, ekonomik etkinliklere hemen
hemen hiç katılmamaktadır.
• 15-19 yaş kümesi gençlerin ekonomik etkinliklere
katılma konusunda, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan
ülkeler birbirine yaklaşmaktadırlar.
• Çünkü gelişmiş ülke ekonomisi, zorunlu öğrenimden
sonra gençlere çok sayıda iş olanakları sunmaktadır.
• 65 yaşından daha yaşlı nüfus, özellikle gelişmiş
ülkelerde, toplam nüfus içinde önemli bir yer
tutmaktadır.
• Buna karşılık bu nüfus kümesinin ekonomik
etkinliklere katılması, özellikle
gelişmekte olan
ülkelerde oldukça yüksektir.
• 3. Mesleki Etkinlik Ölçütü
• Bu ölçütü üç kesim başlığı altında topladığımızda
I. Kesime tarım, II. Kesime sanayi, III. Kesime hizmet
denilmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerin hizmet kesimi nüfus,
sanayi kesiminden daha yoğundur. Bunun üç nedeni
bulunmaktadır.
1. Çeşitli sektörlerdeki yabancı işgücü
2. Kamu hizmetlerinin gelişmesi,
3. Genel hizmet kategorisinde personel
hizmetlerinin önemli olması.
Türkiye’de Aktif Nüfusun Kesimlere Dağılımı(%)
Yıl
Tarım
Sanayi
Hizmet
İnşaat
Toplam
1965
71.8
10.2
11.1
6.9
100.0
1970
67.7
12.2
13.1
5.0
100.0
1975
64.1
15.1
16.7
4.1
100.0
1980
57.6
18.0
19.4
5.0
100.0
1994
44.6
15.8
39.6
-
100.0
2007
48.4
13.3
33.5
4.8
100.0
• Tarım kesiminin önemi açıkça ortadadır. Bu
kesim 2000 yılında %48.4’tür. Kalkınma
planlarında , özellikle son ikisinde , sanayiye
öncelik verilmiş olmasına rağmen sanayileşme
düzeyi
bölgeden
bölgeye
farklılık
göstermektedir.
• Genel olarak gelişmekte olan ülkelerde nüfus
artış oranı yüksektir.
• Öyleyse ya nüfus planlaması yoluyla doğumlar
denetim altına alınmalıdır. Ancak böylece
• Türkiye’deki iş dünyasının sosyo-ekonomik reel
politiği göz önünde bulundurularak çalışmayan birey
bağlamında;
1. Ulusal mal ve hizmet üretimine katılmadığı için
toplum bundan zararlıdır.
2. Geçim derdine düşen birey bundan zararlıdır.
3. Bireye en az yaşam koşulları yaratmak durumunda
olduğu için devlet bundan ayrıca zararlıdır.
Öyleyse Türkiye’de nüfus artış oranı denilince, ilk
düşünülecek artan nüfusun eğitimi ve istihdamı olması
gerekir.
Nüfus ve Eğitimi
• Eğitim planlamasında nüfus konusunu incelemenin
amacı, nüfusun yapısı ve eğitim etkilerinin
tartışılmasıdır.
• Eğitim plancısı için, eğitimin maliyeti, türleri ve
büyüklük ve eğitim hizmetinin dengeli biçimde
ülkeye dağılımında temel öğe olan nüfusun coğrafi
dağılımı da önemlidir.
• Eğitim planlamasında nüfusun yaş ve cinsiyete göre
dağılımının önemi büyüktür.
• Doğum oranlarının
ve
doğanların cinsiyetini
bilinmeden her düzeyde uzun dönemli eğitim planları
hazırlamak olanaksızdır.
Nüfus Kestirme Ölçütleri
• Eğitim planlaması çalışmalarında nüfus kestirilirken ,
doğum başlıca iki oranla ölçülebilir.
1. Brüt Doğum Oranı( Gayri Safi Üreme Oranı )
Brüt doğum oranı , bir yılda doğan ve henüz bir
yaşından gün almamış nüfusun, o yılkı ortalama nüfusa
oranıdır.( ! Temmuz baz alınır.)
2. Doğurganlık Oranı: (Makro Doğurganlık Oranı)Belli bir
dönemde (1 Ocak- 31 Aralık tarihleri arasında ) yaşayan
doğumların çocuk yapma çağında olan, genellikle 15-49
yaşları arası kadın nüfus oranına makro doğurganlık oranı
denir ve binde olarak hesaplanır.
Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Kimi Ülkelerde
Yaşlara Göre Doğurganlık Oranı
Ülke
Yıllar
15-19
20-24
25-29
30-34
35-39
40-44
45-49
İngiltere
1960
34
165
172
101
46
14
0,8
Peru
1961
78
231
245
201
153
74
18,0
Taiwan
1963
73
252
337
231
139
61
9,8
Türkiye
1954
137
359
334
248
154
43
4,0
• Nüfusu doğumlar temel alınarak incelemek yeterli
olmaz. Bu doğumlardan yaşayan nüfusun bilinmesi,
ya da ölüm oranının bilinmesi gerekmektedir.
• Ölümler de ‘endojen’ (bireyin normal yaşam süresi
sonundaki ölümü) ve
‘ekzojen’ (kaza, bulaşıcı
hastalık, yiyecek yetersizliği vb.) ikiye ayrılır.
• Ölüm Oranı: Genel olarak küçük yaşlarda ölüm oranı
daha yüksektir.
0-3 Yaş Kümesi Nüfusun Yaşlara Göre Ölüm
Oranı(Binde)
Yaş
0
1
2
3
Binde
70
18
12
8
• Diğer yandan eğitimi planlamak amacıyla yapılan
nüfus incelemelerinde cinsiyete göre üreme oranının
bilinmesi önemlidir.
• Genellikle erkek çocuk doğum oranı, kız çocuk
doğum oranından daha yüksektir.
Uzun Dönemli Nüfus Kestirmeleri
• Uzun dönemli nüfus kestirmeleri, ülke nüfusunun
gelecekte nasıl bir gelişim göstereceğinin bilinmesi
yönünden önemlidir. Bunun için yaşama oranlarını
bilinmesi gereklidir.
• Yaşayan Nüfus Oranı: Bir yaşındaki nüfusun 420.000
olduğu ve bunun 2.100’ünün 2 yaşından gün almadan
öldüğü varsayılırsa, bir yaşındaki yaşayan nüfus oranı:
420000-2100
-----------------420000
= 0,995’dir.
Download