İndeks, Türkiye’nin yerli ve yabancı seçkin konuşmacı profiline sahip tek konuşmacı ajansı. Konuşmacı isimleri alfabetik sıraya göre dizilmiştir. İndeks Konuşmacı Ajansı Kataloğu pdf dokümanının çözünürlüğü, hızlı ve sağlıklı gönderim için düşürülmüştür. Dokümanın CD’de orijinal halini talep etmek için [email protected] adresine e-posta gönderebilirsiniz. www.indeksiletisim.com Abdullah Bozgeyik kimdir? 11 yıllık bankacılık geçmişine sahip olan Abdullah Bozgeyik, 1998 yılından beri çeşitli kurumlarda serbest danışmanlık, iş ortaklıkları ve üst düzey yöneticilikler yapıyor. 2001 - 2016 yılları arasında başta Yeditepe ve Bilgi olmak üzere Preston, Portsmouth, Brayer State, York Türkiye gibi çeşitli üniversitelerin MBA programlarında dersler veren Bozgeyik, 2016 yılı itibarıyla derslerine Bahçeşehir Üniversitesi MBA-İşletme Yüksek Lisans programında devam ediyor. “Engelsiz Kariyer” sitesi, “Call center Magazine”, “EkoReel” ve “Protokol” dergilerinde köşe yazıları yazan Bozgeyik,halihazırda KanalEkonomi TV’de seyirci ile buluşan “İş dünyasından sohbetler” programına imza atıyor. Abdullah Bozgeyik Artı Barter CEO / Bağımsız Danışman / Öğretim Görevlisi, Yazar “Her kriz içinde bir fırsatı barındırır. Riskleri iyi tanırsak, önlem alırsak ve çözüm üretebilirsek yani yönetebilirsek riskler fırsat olabilir.” Şirketinizin sağlığı için… Abdullah Bozgeyik şirketlere check-up yapıyor. Sorunları teşhis edip tedavi yöntemleri geliştiriyor. Bozgeyik’e göre bir şirketin karşılaşabileceği “sağlık” sorunları: • Kalp krizi (Kaybedilen bir ihale, rakibin ani atağı, birleşmesi, sizi sektörden silecek yeni ürün & hizmeti) • Hipertansiyon (Sürekli yüksek tempo, koordinasyonsuzluk, hazırlıksız olmak) • Stres (Değişimler ve bu değişimlerden yararlanamama, parçası olamama) • Kolestrol yüksekliği (İçsel etkilerin zarar düzeyinde fazlalığı) • Beyin damar hastalığı (Üst kademe ile yönetilenler arasında iletişimsizlik) • Duygusal düzensizlik, karmaşa, çöküş (Ne olacak? kaygısı) • Beyin ölümü (Asıl faaliyet alanından uzaklaşma) Peki ne yapmalı? • Check-up yaptırmalı, müdahale ekibi olan, tam teçhizatlı, yoğun bakım üniteli sağlık kuruluşuna gitmeli. • Tedaviye uymalı ve yaşadığımız krizi kendimizi baskı altında tutmadan hayatımızın gerçeği olarak kabul etmeli ve gerekli önlemleri almalıyız. • Çözümün anlık değil, bir süreçle mümkün olacağını bilmeliyiz. • Geçici tedaviye yönelip kesin tedaviden uzaklaşma hatasına düşmemeliyiz. Konuşma konuları • CRM • Pazarlama ve Satış • Kriz Yönetimi • Çağdaş Yönetim • Kişisel Gelişim Kitapları • CRM • Satış-Pazarlama Öyküleri • Krizlerden Yükselerek Çıkın • Aynadaki Yüz • Girişimcilere Yol Haritası • Rekabet Avantajı İçin Müşteri İlişkileri Yönetimi • Plazalar Vadisi • Krizleri Fırsata Dönüştürmek • Umutlar Başka Bahara (e-Roman) Prof. Dr. Ali Baykal kimdir? Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü’nden mezun oldu. 1974-1982 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptıktan sonra 1982’de Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü ve 1998’de Bilgisayar Öğretmenliği ve Eğitim Teknolojisi Bölümü Başkanlığı’na atandı. 1998-2002 arasında Terakki Vakfı Okulları Genel Müdürlüğü yaptı. Bu süre içinde de Boğaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde derslerini sürdürdü. 2002-2012 arasında Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı. Prof. Dr. Ali Baykal Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Öğretim Üyesi “Eğitim öğrenenlerin öğrendiklerini değiştirebilir hale getirmeleridir. Yaşam boyu öğrenme bağlamında herkes öğrenci ve hepimiz öğreniyoruz.” Sorun çözen… Prof. Dr. Ali Baykal, eğitim ve ölçme değerlendirme konularında önde gelen akademisyenlerden. Baykal’ın yayın ve araştırma alanları arasında ayrıca program geliştirme, fen eğitimi ve bilgisayar destekli eğitim bulunuyor. Tamamlanmış onlarca araştırma projesi, 200’ün üzerinde yayınlanmış makalesi ve 150’den fazla uygulanmış psikometrik testi var. Düşünmeyi öğrenmek, düşünme becerileri ve sorun çözmek konusunda da çalışmaları olan Baykal, “belli bir sorunu çözerken şu etkin adımları öneriyor: “Sorunun tanımı, değişik çözüm yollarının dökümü, her çözüm yolunun avantaj ve dezavantajlarının karşılaştırılması ve seçilen çözümün işleyip işlemediğini gözleme. Karşılaştığımız sorunları çözmede yardımcı olan düşünce, amaçlarımızı gerçekleştirmede de bize yardımcı olabilir.” Baykal’ın öğrenme sürecine ilişkin görüşleri ise özetle şöyle: “İnsan beyni, trilyonlarca bilgi molekülünü depolayabilir. Nöronlar arası iletişim, depolanan bilgiyi hipoteze, şiire, kurama, kurnazlığa, teşhise, tedaviye, yalana, şakaya, çözüme, soruya, yanıta, yaratıcılığa, düşünceye, eyleme vb. dönüştürür. Veri birikimi bildiriye, bildiri birikimi bilgiye ve bilgi birikimi de bilgeliğe götürür. Eğitimciler, politikacılar ve reklamcılar ‘öğrenme’ denilen bu fizyolojik süreci psikolojik denetim altına alarak başkalarının davranışlarını istedikleri yönde değiştirmeyi iş edinen insanlardır.” Konuşma konuları • Davranış Ölçümü ve Araştırmaları • Araştırma Yöntemleri • Eğitim • Düşünmeyi Öğrenme Ali Kamil Uzun kimdir? İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Uzun, yüksek lisansını İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı. OYAK Mali Kontrolörlük ve Koordinasyon Grubu’nun kuruluşunda görev aldı, Oyak ve iştiraklerinde Mali Kontrolör olarak görev yaptı. OYAK Grubu halka açık şirketlerinin denetim komitesi yapılandırılması ve uygulamasında görev aldı. Adana Çimento Sanayii T.A.Ş., Bolu Çimento Sanayii A.Ş., Hektaş Ticaret T.A.Ş. Yönetim Kurullarında Denetimden Sorumlu Komite Başkanlığı görevinde bulundu. Uzun finans ve çeşitli endüstri kuruluşlarında, iç denetim ve bilgi sistemleri denetimi, toplam kalite yönetimi konularında 30 yılı aşkın uygulama ve yöneticilik deneyimine sahip. Türkiye’nin ilk denetim portalı Denetimnet’in kurulması; içerik tasarımı ve hazırlanmasında görev aldı. Deloitte Academy’nin kuruluş ve gelişiminde rol aldı. Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün kurucusu olup Türkiye’de iç denetim ile ilgili mesleki örgütlenmenin sağlanması, Uluslararası iç Denetim Standartları’nın Türkiye’de uygulanması ve yaygınlık kazanması, uluslararası sertifikalı iç denetim programı ve sınavının başlatılmasına öncülük etti. TÜSİAD Kurumsal Yönetim Çalışma Grubu Üyesi Uzun, TÜSİAD İç Denetim Alt Çalışma Grubu Başkanı. Ali Kamil Uzun Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Danışmanı / Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı “İşimizi çocukluğumuzun yapboz merakıyla sorguladığımızda, sürdürülebilir varlığın garantisi olan katma değerin kendiliğinden yaratıldığını göreceğiz.” Kurumsal yönetim ve itibarın sigortası: Denetim Komitesi Ali Kamil Uzun, denetim konusunda ülkemizde önde gelen isimlerden. Uzun, “denetim” konseptinin temelini oluşturan etik değerlerin benimsenmesini sağlamak ve denetimi yönetim kurullarındaki rolüyle buluşturmak için etkin çaba gösterdi. Aynı zamanda karikatür sanatçısı olan Uzun, denetim/etik/yönetim kurulları konularının kurumsallaşması için aktif görev alırken, düşüncelerini çizgilerle ifade etti. Uzun, dünyanın denetimle barışması gerektiğini şu sözlerle özetliyor: “İş dünyasında yıllarca faaliyet sürdüren dünya devi şirket, kurum ve kuruluşların bir anda yok olduğuna tanık olduk. Oluşumu için uzun yıllar uğraş verilen kurumsal itibarın bir gecede yitirildiği görüldü. Şirket, kurum ve kuruluşlarla birlikte hissedarlar, yatırımcılar, üst düzey yöneticiler ve çalışanlar da iş, servet ve itibarlarını kaybettiler. Dünyanın çeşitli ülkelerinde ve Türkiye’de yaşanan ve bedeli çok pahalı olan bu deneyimler sonucu günümüzde şirketlerin mali durumu ve maruz kaldığı riskler konusunda pay ve menfaat sahiplerinin şirket yönetimlerinden yeterli, doğru ve zamanında bilgi talebine ilişkin ihtiyaçları arttı. Bu nedenle düzenleyici otoriteler tarafından yapılan yasal düzenlemelerde yönetim kurullarında denetim komitelerinin oluşturulması öngörüldü.” Konuşma konuları • Yönetim Kurullarının Yönetim ve Denetimi • Aile Şirketlerinde Yönetim • Birlikte Değer Yaratmak • Risk Yönetimi • İç Denetim • Toplam Kalite • Etik Kitapları • Aile Şirketleri için Adım Adım Kurumsal Yönetim • Anonim ve Limited Şirketler için Yıllık Faaliyet Raporu Hazırlama Kılavuzu • KOBİ’lerde İÇ Denetim için Pratik Bilgiler • Uygulama Örnekleri ile A’dan Z’ye Denetim Komiteleri • Meslekte Mükemmelliğin Küresel Paydaşı Türkiye İç Denetim Enstitüsü • Denetim Komitesi: Rol ve Sorumluluklar SPK ve BDDK Düzenlemeleri Çerçevesinde Uygulamalar • Denetim Komitesi: Komite Üyelerinin Bağımsızlığı ve Nitelikleri • Denetim Komitesi: Bağımsız Denetimin Gözetimi Ali Kirman kimdir? Orta öğrenimini TED Ankara Koleji ve İngiliz Erkek Lisesi’nde (EHSB), yüksek öğrenimini ise İngiltere’de, University of The West of England’da (UWE) ekonomi dalında B.A Economics derecesi alarak tamamladı. İş yaşamına satış temsilcisi olarak başladı. Çok uluslu şirketlerde yönetici kademelerinde çalıştı. Yurt içi ve dışında birçok seminer ve kursa katıldı. 1991’de Yön Eğitim ve Danışmanlık şirketini kurarak, birikimlerinin sonucu elde ettiği bilgileri, dünyanın en seçkin eğitim programları ile birleştirerek kendi özel programlarını hazırladı ve sunmaya başladı. Ali Kirman Eğitmen, Danışman, Yazar “Müşteri devrinde yaşıyoruz. Pazarı müşteriler yönlendiriyor çünkü pazarda alıcılardan çok satıcılar var. Müşteriler paralarını çok temkinli ve az harcarken rakipleriniz sizi yok etmek için ellerinden geleni esirgemiyor. Fiyatınızı, kâr marjlarınızı ve pazar payınızı onlar belirliyor. Diğer yandan büyük kâr marjları ile elde edilen ‘Tatlı Kazançlar’ da artık mazide kaldı. Yaşam oksijeniniz gittikçe azalıyor.” Yaşamınızı Sürdürebilmek İçin Satmak Zorundasınız… “Bunun için: Ürün ve Hizmetleriniz ‘Çok İyi’ olmalı. Müşteri sayınızı ve müşteri başına yaptığımız ciroyu yükseltmelisiniz. Müşterilerinizin sürekli sizden ve daha sık satın almasını sağlamalısınız. Ürün ve hizmetleriniz üzerine ‘Katma Değer’ koymalısınız.” Ve tüm bunları yapabilmek için güncel strateji, taktik ve yöntemlerle donatılmış, satış koşulları için profesyonelce mücadele veren ve kazanmasını bilen, bilgi düzeyi yüksek, işinde uzman, sorun çözebilen, heyecan ve hırsı yaptığı satışlarla kamçılanan, öz motivasyonu yüksek satış temsilcilerine gereksinimiz var. Bugüne kadar 30’u aşkın sektörde sayısı 2.000’i aşan eğitim ve konferans veren Ali Kirman; halen yeni milenyumun satış taktik ve stratejileri, satış kadrosunun yönetimi, müşterilere gerçek hizmeti sunma ve gruplar karşısında etkin konuşma ve sunum becerileri konularındaki deneyimlerini katılımcılarla paylaşıyor. Konuşma konuları • Yeni Yüzyılda Müşteri Hizmet ve Satış • Müzakereye Hazır mısınız? • Pazarlık Ortamlarında Taktik • “Bir Konuşma Yapar mısınız? • Motivasyonun Gücü • Takımınızı Başarıya Koşturun Kitapları • Bir Konuşma Yapar mısınız? – 2008 • Satışı Cepheden Yönetmek - 2002 • Satışta Profesyonellik – 1997 Ali Özgenç kimdir? Algoritma Yönetici Ortağı Ali Özgenç, İnovasyon Yönetimi, Şirket Yapılandırmaları, Kurumsal Dönüşüm, ve İnovatif Maliyet Azaltma konularında çalışıyor. İş Geliştirme Direktörü olarak Sabancı Holding üst yönetiminde çalıştı. Çimsa, Toyotasa Pazarlama, Bimsa şirketlerinin Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Brisa’da Teknoloji Direktörü olarak Türkiye’nin ilk Araştırma Geliştirme Merkezlerinden Argesa’nın kuruluşuna önderlik etti. Capital Dergisi köşe yazarı olan Ali Özgenç ayrıca bir Melek Yatırımcılık şirketi olan Keiretsu Forum İstanbul A.Ş.’nin Kurucu Ortağı. Ali Özgenç İş ve Yönetim Danışmanı, Yazar “Düşük fiyatlı bir dünyada, sürdürülebilir kârlı büyümenin tek yolu inovasyon yönetimi” Ali Özgenç Sabancı Holding üst yönetiminde İş Geliştirme Direktörü olarak, Sabancı şirketlerinde İş Mükemmelliği, Maliyet Azaltma ve Verimlilik, Operasyonel Mükemmellik, Outsourcing konularının liderliğini yaptı. Sabancı Holding’de grup şirketlerinin katıldığı global rekabetçilik amaçlı bir operasyonel mükemmellik projesini başarıyla yürüten Ali Özgenç, Sabancı Grubu Kurumsal 6 Sigma şampiyonluğu rolünü de üstlendi. Ali Özgenç aynı zamanda Çimsa, Toyotasa Pazarlama ve Bimsa şirketlerinin Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Daha önce Brisa’da Teknoloji Direktörü olarak Türkiye’nin ilk Araştırma Geliştirme Merkezlerinden Argesa’nın kuruluşuna önderlik eden Özgenç, 15 yılı aşkın bir süredir İnovasyon Yönetimi konusunda çalışıyor. Brisa’yı ilk Ulusal Kalite Ödülü ve Avrupa Kalite Büyük Ödülü’ne taşıyan takımın içinde yer alan konuşmacımızın Pazarlama Direktörü olduğu dönemde Uluslararası Pazarlama stratejisi ile Lassa, Avrupa’nın önemli bir lastik markası ve Türkiye’nin en yüksek pazar payına sahip markası oldu. Ali Özgenç Brisa’da pazarlama alanında uluslararası ödül alan inovatif bir çalışmayı başlattı ve liderliğini yaptı. Geniş ve köklü deneyim portföyü ile bir şirketin sıçrama yapabilmesi için gerekli İnovasyon Yönetimi, ve Kurumsal Dönüşüm konularında Türkiye’nin en birikimli isimlerinden olan Ali Özgenç, inovasyonun şirketlerin gündeminin üst sırasında yer alma sebebini şöyle açıklıyor: “İnovasyon şirketlerin sığınabileceği son liman, ve giderek şiddetlenerek öyle olmaya da devam edecek. Çünkü bugünkü ve gelecekteki rekabeti karşılamanın yolu farklılaşmaktan, sürüden ayrılmaktan geçiyor. Farklılaşmanın tek yolu da inovasyon.” Konuşma konuları • İnovasyon Nedir? İnovasyonun “Neden”i, “Nasıl”ı • İnovasyon Liderliği ve Kültürü • İnovasyon Yönetimi • Fark Yaratan Değişim Yönetimi • İnovatif Maliyet Azaltma • Yaratıcı Takımlar Ali Rıza Babaoğlan kimdir? Başkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde tam burslu olarak okuyan Ali Rıza Babaoğlan, ayrıca IBM’in Zürich Merkez Araştırma Laboratuvarı’nda inovasyon eğitimi aldı. Babaoğlan mezun olmadan önce Microsoft Office 2007 ürün ailesinin geliştirilmesinde öğrenci çalışan olarak görev aldı ve Microsoft’un En İyi Öğrenci Çalışanı ödülüne layık görüldü. Zürih’teki eğitimin ardından Türkiye’ye dönen Babaoğlan, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2008’de kurulan ilk Türk milli teknoloji takımına davet edildi ve Türkiye’yi, Hollanda’da düzenlenen olimpiyatlarda ilk defa resmi olarak bilişim teknolojileri ve iletişim alanında temsil etti. Ali Rıza Babaoğlan LinkedIn Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerden Sorumlu Eski Bölge Yöneticisi / Sosyal Medya ve Politika Uzmanı Yaşadığımız dünya hızlı ve köklü bir dönüşüm içerisinde. Yaşam için en temel özellikler olan beslenme, sığınma, sağlık ve güvenlik eğilimleri değişiyor. Çalışma ve iletişim şekillerimiz değişiyor. Bugünün dünyasını daha iyi anlamanın ve bu dünyada başarılı olabilmenin sırrı ise bu dönüşümün farkına varıp entegre olabilmek. Peki siz bu dönüşümün farkında mısınız? 2004 - 2008 yılları arasında bilgisayar mühendisliği ve 2009 yılında İsviçre’nin Zürich kentinde inovasyon eğitimi aldı. Aynı yıllar arasında başta BYTE ve PC World ve PC Magazine dergileri olmak üzere farklı teknoloji ortamlarında köşe yazıları yazdı. Mühendislik eğitimi sonrasında başlangıçta Tübitak olmak üzere global teknoloji şirketleri olan Microsoft, IBM ve SAP’nin Türkiye ofislerinde uzun süre profesyonel anlamda çalıştı. Bu yıllarda popüler Teknoloji ve Yaşam dergisi Digitalage ile Turkcell Kurumsal Blog’da yeni nesil dünya ihtiyaçları ve teknolojinin geleceği üzerine makaleler yazdı. Son olarak İrlanda’nın Dublin şehrinde yaşayan ve LinkedIn’in Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerden Sorumlu Bölge Yöneticiliği görevini yürüten Babaoğlan; başta Almanya, Azerbeycan, İtalya, Amerika, Mısır, Hollanda ve İrlanda olmak üzere birçok yerel ve global etkinliğe davetli konuşmacı olarak katıldı. Ayrıca başta TEDx olmak üzere birçok saygın konferans ve kurum içi etkinlikte dijital kültür, teknolojinin yaşama etkileri, trendler ve yeni nesil yaşam konularında konuşmacı olarak görev alan Babaoğlan, JCI (Genç Liderler ve Girişimciler Derneği) tarafından Türkiye’nin En Başarılı On Genci arasına seçilerek ödüllendirilmiştir. Konuşma konuları Business 3.0: • Yeni Dünya’nın Kuralları • Dijital • Kurumsal Dönüşüm • Kurumsal Sosyal Medya Stratejileri İK 3.0: • Yeni Nesil İK İhtiyaçları • İK’nın Geleceği • Kariyer Meselesi • Evet, Yapabiliriz! Politika 3.0: • Bürokrasinin Sonu • Kamu’da Dijital Dönüşüm • Dijital Vatandaş Memnuniyeti • İktidarı Tabana Yaymak Kitapları • Gezi Parkı Sürecine Digital Vatandaş’ın Etkisi Alphan Manas kimdir? Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. New York Eyalet Üniversitesi’nden (SUNY) Üretim Yönetimi konusunda lisansüstü diplomasını aldı. Bir süre Tenba firmasının New York fabrikasında Üretim Müdürü olarak çalışan Manas, 1987’de Fortune 500’e dahil Vicks Corp.’a bağlı, Sears, K-Mart ve JC Penny gibi zincir devlere dünya çapında hazır giyim üretimi yapan Colonial Corp.’un Ülke Müdürü olarak Türkiye’ye döndü. 1988’de Exim’in ve takiben Planet ve Teknoser’in kurucu ortağı oldu. Bu şirketler Teknoloji Holding çatısı altında toplandı. 2006’da 7 şirketi bünyesine alarak ayrıldı ve merkezi Hollanda’da bulunan Brightwell Holdings BV’yi kurdu. Alphan Manas Türkiye Fütüristler Derneği Onursal Başkanı, Teknolog, Gelecek Taşıyıcısı “Dünya hızla değişiyor. Değişim, geleceğe hazır olmamızı güçleştiriyor. Yarının problemleri bugünden gelişiyor. Bugünden geleceği çalışarak, hazırlıklı olabiliriz.” Gelecek nasıl şekillenecek Alphan Manas bir fütürist. Üretken bir mucit olan Manas, son yıllarda zamanının bir bölümünü toplumsal yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik irili ufaklı yenilikçi teknoloji ürünü buluşlarına ayırıyor. Tasarımları arasında ev eşyaları, güvenlik ve günlük yaşamla ilgili ürünlerin yanı sıra, uzun yıllardan beri kullanılan ürünleri çağdaşlaştırmaya ve daha fonksiyonel hale getirilmesine yönelik çalışmalar da bulunuyor. Patent sahibi olduklarından birkaçı şöyle sıralanıyor: Z-Cart Alışveriş Arabası, MaTTE Su Terazisi, Toplu Gösterim Yerlerinde İzleyici Sayısını Belirleme, İdeal Saklama Koşulları Sağlayarak Stok Takibi Yapabilen Buzdolabı, Gıda Depolama Tertibatı, Yuvarlak Buzdolabı. Bir yandan Baby Boomers’dan (2. Dünya Savaşı’ndan sonraki kuşak) Gen-Z’ye kadar tüm kuşaklardaki eğilimleri değerlendirirken, diğer yandan da yakın ve uzak gelecekteki uygarlıklara daha iyi bir yaşam tarzı, yaşam ortamı ve ürünler sağlamak üzere fikirler geliştiriyor. Bir teknoloji uzmanı olan Manas, gelişmekte olan ülkelere yönelik projeler gerçekleştirebilmek amacıyla, Türkiye ve Amerika’da bulunan üniversite teknoloji transfer merkezleri ve derneklerle ile de iş birliği yapıyor. Bir çok yayında köşe yazıları yayınlanmış olan Manas’ın www.alphanmanas.com adlı blog’u bulunuyor. World Future Society (Dünya Fütüristler Derneği) Türkiye Başkanı olan Manas, bu organizasyonun bir uzantısı olan Türkiye Fütüristler Derneği’nin kurucusu ve onursal başkanı. Konuşma konuları • Bir Şirkete Helikopter Bakışı • Gelecek Stratejileri ve Sektör Yansımaları • “Nerede Hata Yaptım” Şirketlerin Geleceklerini Etkileyen Hatalar • Gelecek Yaşam Biçimleri • Teknolojinin Yaşamımıza Etkisi • Girişimcilik Andreas Vetr kimdir? Andreas Vetr hayatını insanları incelemeye adamış, kaynaklarını ve servetini “insana” yatıran bir insan kaynakları uzmanı, eğitmen ve konuşmacı. Vetr, özel şirketlere, kurum ve kişilere eğitimler ve danışmanlık hizmeti veriyor, en iyiye ulaşmak için istihdam olanaklarını geliştirmek isteyen şirketlere yönelik motivasyon konuşmaları gerçekleştiriyor. “Ben insanların yaptığı hataların ve değerlendirmelerinin bir sonucuyum. Bu hata ve değerlendirmeler oldukça yavaş öğrenen bir öğrenci olmama rağmen bana alçakgönüllülük ve öğrenme merakı olarak yansıdı, esneklik ve inanılmaz fikirler de kattı. İşte bu yüzden insanlar takdir toplayabilmeniz için elinizdeki tek değerinizdir. Çünkü insanlar hariç her şey kaybettirir.” Andreas Vetr İnsan Kaynakları Uzmanı, Konuşmacı, Eğitmen “Sen benim varoluş nedenimsin!” İşte bu cümle özetliyor onun görev tanımını. ABD’li yazar ve konuşmacı Zig Ziglar’ın “İnsanlara, istediklerini elde etmeleri için yardım ederseniz istediğiniz her şeyi canlı olarak alırsınız” sözünü benimseyen İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Andreas Vetr insan kaynakları alanında çok özel çalışmalar yapıyor. Vetr, Avusturya’da doğup büyüdü. Son yirmi yıl içinde Türkiye’de ve Viyana’da çeşitli pozisyonlarda çalıştı. Farklı sektörler, meslekler ve toplumlarda, girişimciliği, yatırımcılığı inceledi, farklı kültür, inanç, eğitim, siyasi görüş ve inançları gözlemledi. AssaAbloy, Akdeniz Kimya, AKG Gazbeton, Arvarto, Austria Card, Autoliv, Azelis, Bunge, CCC, Chadbourne, Citi, Coats, Digicom, Diaverum, Do&Co, Dogadan, Ema Huntsman, eldor, Entegre Harc, Erkunt, Eurocross, Eurostick, Freankische, Freudenberger, Geb Weiss, Gettinge, Gökcag Textil, GRG Bank, GSG Attorneys, Hektas, Hereaus, Hermes, Herz, HMY Technoligies, Hödlmayr, Iberkom, Karbosan, Keller, Kirpart LC Waikiki, Legtrand, Leica Microscopy, Lindsay, Lili Ilac, Mercedes, Metso, Mobil Tel., Mondi Packaging, Mutlu Makarna, Nur Tekstil, Odeabank, Omsan Logistic, OMV-Petrol Ofisi, Orhan Holding, Queisser Pharma, Regus, Remax, Rotem paper, Scnee Metal, Sel Sanay, Serdar Plastik, Semantix, Sol Group, Sölen, Starke, SunExpress, Syngenta, TAV, Tai, TCS Tür, Tecnocast, Tekzen, Temsan, Tiger Coatings, Tosyali, Toyota, TPI Composite, Turesta, Veritas, White & Case, Xerox, Yatsan, Yenigün, Zentiva ve ZF Lemförder hizmet verdiği kuruluşlar arasında yer alıyor.Şimdiye kadar 2 bin 500’den fazla sunum yaptı, 5 binden fazla röportaj ve 15 bin satış konuşması gerçekleştirdi. Makaleleri Die Presse ve OWC- Verlag gibi mecralarda yayımlandı. Toastmasters Yarışması’nda Türkiye’de 2016’nın “En iyi konuşmacısı” unvanına layık görülen Vetr, sürdürülebilirliği destekleyen düşünce, eylem ve davranışlarının yanı sıra coşkulu ve yenilikçi bir konuşmacı olarak dikkat çekiyor. Peryön, AYSAD, YASED gibi sektörel derneklerin yanı sıra İstanbul Rotary Kulübü gibi gönüllü kuruluşları destekleyen Vetr, İstanbul Toastmasters Club’ın yöneticiliğini de üstleniyor. Konuşma konuları • İnsan kaynakları • Liderlik Andrew Finkel kimdir? Andrew Finkel, 1989’dan beri Türkiye’de gazeteci olarak çalışıyor. Fransızca, Türkçe, Farsça ve Almanca biliyor. Bu süre zarfında The Daily Telegraph, The Times, The Economist, Time ve CNN gibi basın yayın kuruluşlarının temsilciliğini yaptı. Aynı zamanda BBC, Sky, DeutscheWelle, The Guardian, Global Journalist, NPR, The Washington Post, Cornucopia dergisi ve Le Monde Diplomatique gibi yayınlara katkı sağladı. Türk gazetelerinin haber servislerinde çalıştı. 20022003 yılları arasında Michigan Üniversitesi’nde Karsten Prager bursu ve 2005’de Washington Demokrasi için Ulusal Yardım Kuruluşu’ndan Reagen Fascell Demokrasi bursu aldı. Basın güvenirliliği konularında akademik çalışmalara katkıda bulunuyor. Today’s Zaman’dan sonra şimdi de Taraf Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapıyor. Andrew Finkel Gazeteci, Yazar Türkiye’de yerleşik bir yabancı. Bizi, bizden iyi tanıyor. “Türkiye Hakkında Herkesin Bilmesi Gerekenler“ başlıklı kitabı 20 yıllık gözlemin ürünü. 20 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de yerleşik yaşayan bir gazeteci olarak, The Economist ve New York Times gibi birçok önde gelen İngilizce gazete ve dergi için çalışıyor. Türkiye’yi içinden ve derinden deneyimleyen biri Andrew Finkel… Türkçeyi iyi konuşuyor, iş dünyası ve siyasetin önemli aktörlerini tanıyor. Okurlarına mesajını nasıl aktaracağını da çok iyi biliyor. 1990’da çıkardığı “Türk Devleti, Türk Toplumu” kitabında Nükhet Sirman’la birlikte Türkiye’nin stratejik önemini ve gittikçe büyüyen ekonomik gücünü ele aldı. 2012’de çıkardığı yeni kitabı “Türkiye Hakkında Herkesin Bilmesi Gerekenler”de ise, ülke hakkındaki temel konuları 50 soruda topladı ve bunların cevabını yine kendine has esprili üslubuyla verdi. Türkiye’deki bazı gerçekleri gündelik anekdotlarla “hem güldürüp hem düşündürerek” anlattı. Bu ülke hakkında daha fazlasını bilmek isteyen, ortalama bir Avrupalı veya Amerikalı için bilgilendirici ve davetkar bir Türkiye profili çizdi. Finkel’in bu çalışması, referans kitabı olarak kabul ediliyor. Finkel, Türkiye’nin özgeçmişine de yer veriyor kitabında. Osmanlı İmparatorluğu’ndan Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen seküler ve ulusal devlet yapısına geçişteki çalkantılara ve sonrasındaki tarihsel süreçte ülkenin yaşadığı sıkıntılara da değiniyor Finkel. Kürt sorununun Türkiye’nin ekonomi politikalarına etkisi, BM üyesi Türkiye’nin Irak’taki rolü hakkındaki görüşlerini de bu kitapta paylaşıyor. Konuşma konuları • Avrupa’nın Türkiyesi, Türkiye’nin Avrupası. Algı nerelerde farklılaşıyor, nerede kesişiyor? • 50 Soruda Türkiye Kitapları • Türkiye Hakkında Bilinmesi Gerekenler • Türk Devleti, Türk Toplumu Aslı Şafak Kimdir? Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat mezunu. Gazeteciliğe üniversite yıllarında, Tercüman Gazetesi’nde başladı. Daha sonra TRT’de ekonomi muhabirliği, Başbakanlık ve Parlamento muhabirliği yaptı. Muhabirlik yıllarında TRT’de birçok program hazırladı ve sundu. Başbakanlıkları döneminde Süleyman Demirel ve Tansu Çiller ile, Cumhurbaşkanlığı döneminde Abdullah Gül ile özel röportajlar gerçekleştirdi. 20032010 yılları arasında Londra’da yaşadı. Dış politika üzerine köşe yazıları yazdı. 2010’da Bloomberg HT’de program yapımcısı ve sunucusu olarak çalışmak üzere İstanbul’a geldi. Halen her gün 17.00-18.45 arasında Bloomberg HT ekranlarında 3. Seans ve Günden Kalanlar programlarıyla izleyiciyle buluşuyor. Aslı Şafak Gazeteci, TV Program Sunucusu ve Yapımcısı Yeni dönem gazeteci ve televizyonculardan biri olarak, habere ve gündeme yalın, samimi, duru kısacası çağdaş bir bakış açısıyla yaklaşıyor: “Ne anlattığınız kadar, nasıl anlattığınız da önemli. Hatta televizyonculukta nasıl anlattığınız daha önemlidir.” Gazetecilik merakı karmik programdan mı, yoksa gazeteci bir babanın çocuğu olma hasebiyle genetik kodlamadan mı bilinmiyor. Ama ekonomi haberciliği yapma isteği çocukluk yıllarına dayanıyor. Ekonomiye merakından çok bu kadar sıkıcı bir konuyu eğlenceli hale getirme cüreti yatıyor altında. Çoğunluk da böyle düşünmüş olmalı ki, 27 yıldır ağır meseleleri basite indirerek herkese anlatabilme çabasına muhalefet gelmedi. “Sonuçta elektriği icat etmiyoruz. Kansere de çare bulmuyoruz. O zaman bu kasvetli hava niye? Bizi herkesin anlaması sanıldığı gibi ağırlığımızı azaltmaz, dinletir, sevdirir. Ne anlattığınız kadar nasıl anlattığınız da önemlidir. Hatta televizyonculukta nasıl anlattığınız daha önemlidir” diyor Şafak. Aslı Şafak 2005 – 2010 yılları arasında Londra’da, The New Anatolian ve The Daily News gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Bloomberg HT’nin kurulmasıyla birlikte kanalın Londra Temsilciği görevini üstlendi. 2010 yılında Türkiye’ye döndü, Bloomberg HT’de her gün izleyicisine ekonomideki gelişmeleri anlatmaya devam ediyor. Konuşma konuları • Gündem - Konjonktür - Güncel Yorumlar • Ekonomi Gündemi • İletişim • Moderatörlük ve Sunuculuk • Etkili ve Güzel Konuşma • Vücut Dili Ata Selçuk kimdir? Ata Selçuk, 1989’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdi. Aynı yıl Düzey Pazarlama bünyesinde Ürün Yöneticisi olarak çalışmaya başladı. 1992-1999 yılları arasında Abdi İbrahim İlaç bünyesinde, pazarlama ve satış alanlarında çeşitli görevlerde bulunan Selçuk, 1999’da Eczacıbaşı İlaç Pazarlama bünyesinde Pazarlama ve Satış Müdürü olarak Eczacıbaşı Topluluğu’na katıldı. 2004-2008 yılları arasında Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü, 2008-2009 yılları arasında RTS Renal Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü olarak görev yaptı. Ata Selçuk Eczacıbaşı Holding İnovasyon ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü “Sürdürülebilir bir dünya elde edebilmek için gelecek 40 yıl içinde inovasyona, bugün anladığımızdan farklı bir anlayışla ve bugünkünden çok daha fazla ihtiyacımız olacak.” Eczacıbaşı Holding’de İnovasyon ve Sürdürülebilirlik Koordinatörlüğü görevini sürdüren Ata Selçuk, inovasyon denince Türkiye’de ilk akla gelen isimlerden. Çağımızda inovasyonun, iş dünyasının tüm süreçlerine entegre edilmesi gerektiğini belirten Selçuk, sürdürülebilir bir dünya hayalinin de ancak inovasyonla gerçek olabileceğini belirtiyor. İş hayatına ürün yöneticiliğiyle başlayan Selçuk’un kariyeri 1992’de ilaç sektörüne girişiyle farklı bir boyut kazandı. Önce Abdi İbrahim İlaç ve ardından Eczacıbaşı Topluluğu ile çalışan Selçuk, bu süre zarfında tüm stratejilerinde inovasyon ve sürdürülebilirlik alanlarında uzmanlaştı. İnovasyon kavramının yalnızca bir trend değil bitmeyecek bir yolculuk olarak kabul edilerek, kurum kültürü haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Ata Selçuk, hem sürdürülebilirlik hem de iş hayatında rekabet edebilirlik için inovasyonun şart olduğunu söylüyor ve liderlere bu yolda önemli görevler düştüğünü belirtiyor. İnovasyonu yalnızca Ar-Ge’den ibaret sananlar için kavramları gerektiği gibi ayrıştırarak önemli bir mesaj veriyor: “Bilim ve teknoloji, inovasyonun önemli birer girdisi; Ar-Ge ise inovasyonu destekleyen faaliyetlerden biridir. İnovasyon ‘yeni bir fikrin değer katan uygulaması’ olarak kabul edilebilir. İnovasyon yalnızca Ar-Ge bölümünün işi gibi algılanırsa, ortaya pazarlanabilir bir ürün ya da hizmet çıkma olasılığı zayıflar. Bu durum da rekabet etme avantajı elde etmeye yönelik tüm çalışmaların amacından sapmasına yol açar. ” Konuşma konuları • Hiç bitmeyecek yolculuk: İnovasyon • İş modeli inovasyonu • Süreç inovasyonu • Deneyim inovasyonu • Eko-İnovasyon: Sürdürülebilirlik için inovasyon • İnovasyon hakkında doğru bilinen yanlışlar • Örnek vak’a: Eczacıbaşı’nın yerelden globale inovasyon yolculuğu Ayla Algan kimdir? Ayla Algan Fransa’da “Human Science”ta eğitim aldı. 1961’de Şehir Tiyatrosu’nda “Tarla Kuşu” oyunuyla sahneye çıkan Algan, yüzlerce oyunda rol aldı. Sinemada da yaklaşık 40 filmde oynadı. 1967’de San Remo Bordighera Film Şenliği’nde “Gümüş Ağaç Ödülü”nü aldı. 1972’de Devlet Sanatçısı unvanı alan Algan, aynı yıl UNICEF Onur Ödülü’ne layık görüldü. 1991’de Tiyatro Araştırma Laboratuvarı’nı (TAL) kurdu ve burada pek çok deneysel projeye imza atarak genç tiyatro oyuncularının eğitimine katkıda bulundu. 1996’da Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Yardımcılığı yaptı. 1999’dan itibaren akademik sahne eğitimi çalışmalarını çeşitli kurum, üniversite ve dernekler ile sürdürürken yetişkinlere reklam, dizi ve sinema oyunculuğu dersleri vermeye devam ediyor. Ayla Algan Sinema ve Tiyatro Oyuncusu / Ses Sanatçısı, Eğitmen “İnsan doğuştan yaratıcıdır. Sonradan yaratıcı olmak diye bir şey yok. İnsanoğlu zaten yaratma edinimiyle doğduğundan, yaratmadığı zaman dramlar başlıyor.” Yetenek, gösterime çıktığında… Ayla Algan, oyuncu, ses sanatçısı ve oyuncu koçu olmanın yanı sıra yaklaşık 20 yıldır insan beyninin çalışma prensipleri üzerine araştırmalar yapıyor. Beyin konusundaki bilgi birikimini tiyatroyla harmanlayarak kökeni 1900’lü yılların başına uzanan yaratıcı drama alanında eğitimler veriyor, çalışmalar yapıyor. Algan, yaratıcılık konusunda seminerler veriyor, bu alanda yaptığı akademik çalışmalarda süzgecinden geçirdiklerini tiyatro deneyimi aracılığıyla katılımcılara aktarıyor. Duygu kaybı çağı “Sözcükler ve sözle iletişim azaldıkça her şey aynı sözcüklerle nitelenir oldu. ‘Güzel ayakkabı’ ve ‘güzel baklava’ denilebiliyor. Oysa baklava güzel değil, lezzetli olur. Sözcükler, beynimizdeki görsel ifadesiyle gözümüzün önüne gelir. Lezzetli dendiği an ağzımız sulanmaya başlar. Doğru sözcükler kullanıldığında hem görme hem de hissetme sağlanır. Vücudumuz buna göre fizyolojik tepki verir. Görme ve zihin katmanı yok oldukça geriye yalnızca psikolojik katman kalıyor. Her kaybolan sözcükle birlikte bir duygu da kaybediliyor.” Konuşma konuları • Yaratıcılık, Yaratıcı Drama • Liderlik Becerileri Geliştirme • Ekip Çalışması • Güven • Motivasyon Ayşe Birsel kimdir? 1964 yılında İzmir’de doğan Ayşe Birsel, insancıl tasarım yaklaşımı ve yenilikçi ürünleri ile dünya çapında üne sahip bir tasarımcı. Birsel + Seck Tasarım Ofisi’nin kurucu ortaklarından olan Ayşe Birsel, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nin en yaratıcı bin kişisi arasında yer alıyor. Ayşe Birsel Tasarımcı, Birsel + Seck Tasarım Ofisi Kurucusu “Tasarıma bakış açımda, farklı düşünme ve sürekli öğrenmeye açık olmamın etkisi büyük. Bunda New Yorklu bir Türk olmam, bir Türk olarak eski/yeni, doğu/batı, geçmiş/gelecek gibi zıt kavramlarla baş edebilmem de etkili.” Amerikan Kız Koleji’den mezun olan ve 1985 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’nü birincilikle bitiren Ayşe Birsel, Fulbright bursu ile Amerika’ya giderek New York Pratt Institute’ta master yaptı. Japon üretici TOTO için tasarladığı klozetle adını tüm dünyada duyuran Ayşe Birsel, söz konusu tasarımla 1995’te Chicago Müzesi İyi Tasarım Ödülü’ne, 1996’da da Endüstriyel Tasarım Mükemmellik Ödülü’ne layık görüldü. Ayşe Birsel, gerçekleştirdiği çalışmalarla 2000 yılında ABD’de en yaratıcı bin insan arasına girmeyi başardı. 2001 yılında Brooklyn Sanat Müzesi Yılın Genç Tasarımcı Ödülü’nü alan Birsel, 2002’de Cooper Hewitt Ulusal Tasarım Ödülleri’nde finale kaldı. 2008 yılında Rhode Island School of Design’dan Mobilya Tasarım Mükemmellik Athena Ödülü’ne, 2011’de de ODTÜ Takdir Ödülü’ne layık görülen Birsel, Herman Miller için tasarladığı ofis sistemiyle ABD Endüstri Ürünleri Tasarımcıları Odası Üstün Başarı Ödülü’nü kucakladı. Tasarımı bencil bir süreç olarak nitelendiren Birsel, yeniliği amacı değil çalışmasının bir sonucu olarak tanımlıyor. Tasarım yaratım sürecinde kendisine daima “Neden?” ve “Neden Olmasın?” sorularını yönelten Birsel’e göre bu soruların cevaplarının işbirliği ise sentezi doğuruyor. “Pek çok şeyi bilmediğimden bunları bana öğretebilecek kişilerle işbirliği yapmayı kolay buluyorum” diyen Birsel, yeni fikirlere açık olmanın tasarım dünyasında faydalı olduğuna inanıyor. Renault, Toyata, Herman Miller, Hewlett Packard gibi dünyanın önde gelen markaları için endüstriyel tasarımlar yapan Ayşe Birsel, ortaya koyduğu çalışmalarla dünya çapında üne sahip. IDEA Gold Ödülleri ve ID Dergisi Üstün Başarı Ödülleri’ni de alan Ayşe Birsel’in imza attığı çalışmalar; Museum of Modern Art, Cooper Hewitt Design Museum ve Philadelphia Design Museum’ın kalıcı koleksiyonları arasında yer alıyor. New York bazlı tasarım inovasyon danışmanlık firması olan Birsel + Seck’in kurcularından biri olan Ayşe Birsel, uzun yıllar boyunca sahip olduğıu yenilikçi düşünce yönteminin bir yansıması olan eşsiz tasarımlarıyla, ABD’de farklı sektörlerden pek çok lider markanın başarısına yadsınamaz katkılarda bulunuyor. Geliştirmiş olduğu inovasyon yöntemi ‘Deconstruction:Reconstruction™ ile Türkiye’nin önde gelen firmalarına da inovasyon danışmanlığı hizmeti sunan Ayşe Birsel’in ‘Sevdiğiniz Yaşamı Tasarlayın’ adlı bir de kitabı bulunuyor. Birsel, kitabında okuyucularına hayalini kurdukları hayata sahip olmaları için çeşitli öneriler sunuyor. Birsel, modadan tasarıma, sanattan gastronomiye geniş bir yelpazede farklı disiplinleri harmanladığı bu çalışmada, Issey Miyake, Ferran Adria, James Dyson ve Steve Jobs gibi yaratıcı düşünürlerden ve ilham kaynaklarından örnekler veriyor. Aysun Şabanlı kimdir? İstanbul Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun olan Aysun Şabanlı, aynı zamanda University of Westminster’da Pazarlama Yönetimi lisans üstü eğitimini tamamladı. Antidote Business Consultancy çatısı altında firmalara, “marka ve stratejik iş geliştirme” konusunda danışmanlık hizmeti veren Şabanlı, halihazırda yine kendi girişimi olan NOSQ çatısı altında da Kültürel Sosyal Sorumluluk Projeleri danışmanlığı yapıyor. Aysun Şabanlı Pazarlama stratejisti, İletişim yönetimi danışmanı Aysun Şabanlı, profesyonel kariyeri boyunca teknoloji sektöründe tüm dünyaya yön vermiş pek çok önemli markanın üst düzey yöneticiliğini yaptı. Görev aldığı ülkelerde, küresel markaların değişim süreçlerindeki marka ve iş geliştirme stratejilerini yaratan Şabanlı, geleneksel iletişim yöntemlerinin dışına çıkıp yeni pazarlama prensiplerini uygulayarak tüm sektöre örnek teşkil eden yaratıcı projelere imza attı. Yota Devices Türkiye ve İsrail’de Sorumlu Ülke Müdürü olarak görev yapan Aysun Şabanlı, markanın bu ülkelerdeki start- up süreçlerini yönetti. Sony Mobile’ın Türkiye Ülke Müdürü ve Türkiye, Yunanistan ve İsrail’den sorumlu Pazarlama Direktörü olarak şirketin markalaşma süreçlerini de yöneten Aysun Şabanlı, görevi süresince hem Sony Mobile’ın pazar payını artırdı hem de markanın akıllı cep telefonları sektöründe söz sahibi bir oyuncu haline gelmesine katkıda bulundu. LG Elektronics’in Marka Pazarlama Müdürü olarak görev yaptığı dönemde birçok ödüle de layık görülen pazarlama iletişimi projesini de yöneten Aysun Şabanlı, Türkiye’de LG Electronics’in marka bilinirliğinin oluşmasına yardımcı oldu. 15 yıllık profesyonel iş hayatı boyunca elde ettiği tecrübeleri de arkasına alarak Marka Stratejileri, Pazarlama Yönetimi, Yeni Dünyada Pazarlama İletişimi konularında kurumlara eğitimler veren Aysun Şabanlı ayrıca, konuşmacı olarak yer aldığı konferanslarda da Yeni Trend Pazarlama İletişimi konusunda ufuk açıcı sunumlar gerçekleştiriyor. Bir süre Doğu Akdeniz Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Tüketici Davranışları dersi de veren Aysun Şabanlı, halihazırda Bahçeşehir Üniversitesi’nde Dijital PR dersi veriyor. Konuşma konuları • Aktivizm döneminde pazarlama: Toplumsal değer ve topluluklar • Pazarlamama döneminde pazarlama faaliyetlerini marka sohbetine dönüştürmek • Pazarlamanın insanla dayanılmaz etkileşimi; insan odaklı ve ilişki odaklı pazarlama • Yeni dünyada marka ve pazarlama yönetimi; yeni medyada değiştirilmesi gereken yönetim şekli • Pazarlama iletişiminde yeni trendler ve yeni taktikler Ayşe Sabuncu kimdir? Amerika’da Johns Hopkins Üniversitesi’nden mezun olan Ayşe Sabuncu, bir süre bankacılık sektöründe faaliyet gösterdikten sonra Impact Hub’u kurdu. Sabuncu, halihazırda Impact Hub bünyesinde sosyal girişim eko-sisteminin haritalandırılması ve analizi üzerine çalışmalar gerçekleştiriyor Ayşe Sabuncu Impact Hub/Kurucu Ortak Impact Hub Istanbul’un kurucu ortaklarından olan Ayşe Sabuncu, Amerika’da Johns Hopkins Üniversitesi’nden Bilgisayar Mühendisliği anadal ve Iş Idaresinden yandal dereceleri ile mezun olduktan sonra Citi Group’un New York ofisinde 5 yıl boyunca bankacılık sektöründe çalıştı. Citi Group’da çalışırken, Adım Adım aracılığı ile Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın “Gençlere Değer Projesi” için düzenlediği bir bağış kampanyası için arkadaşlarıyla beraber Kilimanjaro dağına bir tırmanış gerçekleştirdi ve bu proje sonrasında yaşamına yeni bir yön vermeye karar verdi. Önce, New York Üniversitesi Stern School of Business’de; sosyal etki, inovasyon ve girişimcilik üzerine MBA yaptı. Sosyal girişimcilik, mikrofinans, sosyal etki yatırımı konularına yoğunlaştı. Daha sonra 2014 yazında kar amacı gütmeyen global bir organizasyon olan Kiva ile Zimbabwe ve Güney Afrika’da mikrofinans alanında çalışmaya başladı. Impact Hub ile de bu tecrübesi sırasında tanıştı. Yaklaşık 2 senedir ortakları ile beraber sosyal girişim eko-sisteminin haritalandırılması ve analizi üzerine çalışan Ayse Sabuncu, Impact Hub İstanbul’un Türkiye’de sosyal girişimcilerin ve sosyal etki odaklı çalışan herkesin yeni adresi olmasını umut ediyor. Konuşma konuları • Kariyer yolculuğu • Gençliğe ilham • Sosyal girişim • Sosyal inovasyon • Motivasyon Ayşe Ören kimdir? Ayşe Ören, 2010 yılında Sanayi Bakanlığı’ndan Tekno Girişim sermaye desteği alan ilk mimar unvanına sahip. Ayşe Ören, aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi Teknopark kuruluş şirketleri arasında yerini alan şirketi Ayşe Oren DesignArt ile teknoparklar bünyesine kabul edilen ilk tasarımcıdır. Ayşe Ören Mimar, Tasarımcı TED Ankara Koleji’ni bitiren Ayşe Ören, 2006 yılında Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden mezun oldu. 2010 yılında kurduğu şirketi DesignArt ile sanat ve teknoloji arasında bir bağ kurarak tasarımın araştırma ve geliştirme faaliyeti kapsamında kabul edilmesini kendisine hedef olarak belirleyen Ayşe Ören, disiplinli bir sistem oluşturarak, teknoloji ile tasarımı bir araya getiren yeni ürünler yaratarak toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeyi amaçlıyor. DesignArt vasıtasıyla sanata yeni bir algı, anlayış ve mana kazandırmayı misyon edinen Ayşe Ören, toplumun her kesimine farklı bir pencereden bakıyor, sanatı bir amaç ve siyaset üstü bir faaliyet alanı olarak görüyor. Yeni teknoloji ile birlikte günümüzde farklı bir sanat döneminin yaşandığını dile getiren Ayşe Ören, “Teknoloji ve bilimle ilgili olanlar için bu çok heyecan verici. Sanatçıların yeni teknolojileri kullanmaları teşvik edilmeli. Aksi halde başarılı olmuş işlerin kopyasını üretmeye devam eder dururuz” diyor. Tasarım dünyasının yükselen yıldızlarından biri olan Ayşe Ören, çalışmalarının merkezine “insan”ı koyarak teknoloji ve tasarımı bir araya getiren projelere imza atıyor. İnterdisipliner bir bakış açısına sahip olan Ayşe Ören’in felsefesi; ihtiyaçlara uygun, sanata yeni bir perspektif kazandıracak, yeni anlayış şekilleri ve evrensel bir dile sahip olan çalışmalar ortaya koymak şeklinde özetlenebilir. Yeniliklere doğru yol alma, yeni bir şeylere ihtiyaç duyma fikrinden yola çıkarak tasarımın heykelsi ve sanatsal tarafını vurgulayan ürünler tasarlayan Ayşe Ören’in amacı bu felsefe doğrultusunda malzemeleri, teknolojiyi ve yorumu birleştirip yeni ürünler yaratabilmek. “Her zaman tasarımı sevdim ve kendime özgü bir stil anlayışım oldu. Daha çok görsel etki bırakan mekânlar yaratmayı seviyorum. Kavramlardan etkilenerek, bir fikirden yola çıkarak bunları tasarıma yansıtıyorum. Farklılıklarımızı koruyarak kültürümüze ait bilgileri evrenselleştirmeli ve böylece gelişmeliyiz. Kültürel bilgilerimizi tasarıma artı değer katmak için kullanmalıyız” diyen Ayşe Ören, ülkemizde sayıları her geçen gün artan başarılı kadın girişimcilere de benzersiz bir örnek oluşturuyor. Çalışmalarıyla toplumun tüm kesimlerini kucaklamayı hedefleyen Ayşe Ören’in odaklandığı konuların başında engelliler, çevre duyarlılığı (geri dönüşüm), enerji verimliliği, sürdürebilir yapılar ve akıllı şehirler geliyor. Konuşma konuları • Akıllı şehirler • Uzun Dönem Uzay Görevlerinde Mimari Tasarım ve Esenlik • Uzay Yerleşkeleri Bahadır Kaleağası kimdir? Brüksel’deki TÜSİAD Avrupa Birliği Temsilciliği’ni 1996’dan beri yönetiyor. TÜSİAD Berlin, Paris, Washington DC ve Pekin büroları koordinatörü Avrupa özel sektörünün temsil kuruluşu BUSINESSEUROPE nezdinde TÜSİAD ve TİSK daimi delegesi Brüksel Üniversitesi Avrupa Etütleri Enstitüsü Bilimsel Üyesi. TEMA-Brüksel kurucu başkanı. Junior Chamber International ve Forum İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi. Kaleağası; uluslararası basında yazılar yazıyor, birçok uluslararası projeye de danışmanlık yapıyor. Bahadır Kaleağası TÜSİAD, Uluslararası Koordinatörü; Bosphorus Enstitüsü Başkanı, AB ve BUSINESSEUROPE Nezlinde TÜSİAD Brüksel Temsilcisi “AB projesi Türkiye’nin bugününü ve yarınını her aşamada olumlu etkileyen bir süreç. Ekonomik, siyasal ve kültürel anlamda olumlu etkileri var.” “Siyasal iletişimde çağı yakalayamadık” Dr. Bahadır Kaleağası, AB ve AB’nin dış ekonomik ilişkileri konusunda Türkiye’deki sayısı uzmandan biri. Kaleağası’na göre Türkiye dış ilişkilerde siyasal iletişim açısından çağı yakalayamadı. Pazarlama mantığı yok. Medya bilinci zayıf. Bilgi teknolojileri yetersiz. Bu nedenle kendimizi, gerekçelerimizi, itirazlarımızı anlatamıyoruz... Kaleağası Türkiye – AB ilişkilerini de farklı bir bakış açısıyla değerlendiriyor: Alternatif ve seçenek arasında fark var. Alternatif eşdeğer seçenek demektir. Şu anda Türkiye açısından AB dışında, ulusal çıkarlarımızı iyi koruyacak, demokrasiyi temel ayaklarıyla birlikte güçlü kılacak, yarınlara daha sağlam bir Türkiye hazırlayacak başka bir alternatif yok. Dünya genelinde yeni fikir ve alternatifler yaratmak o kadar da kolay değil. O yüzden AB’ye çok daha fazla sahip çıkmalıyız. Kaleağası uzun yıllar yurt dışında uluslararası protokol eğitimi vermiş. Türkiye’de de uluslararası firmaların başkanlarını, uluslararası toplantılara hazırlıyor ve koçluk yapıyor. Eğitimde makro politikadan ekonomiye, davetlerde konuşmalara nasıl başlanacağından karşılama ve uğurlamalara kadar birçok konuya yer veriyor. Konuşma konuları • Uluslararası Protokol ve İş İlişkileri • Uluslararası Müzakere • Tanıtım ve İletişim • Şirket ve STK Yöneticileri İçin Uluslararası İlişkiler • Lobicilik • AB ve Dünya • Türkiye ve AB ilişkileri • Türkiye’nin Uluslararası Rolü, AB Süreci ve İçsel Dinamikler Kitapları • G20 Gezegeni • N’olacak Bu AB İşi • Avrupa Galaksisinde Türkiye Yıldızı • Avrupa Yolunun Haritası: Brüksel Seyir Defteri • Dünya Nasıl Değişiyor? Türkiye Nereye Gidiyor? G20 Gezegeni-II Bahar Kayserilioğlu kimdir? İTÜ Elektronik ve Haberleşme Bölümünü bitirdi ve UCLA’da iş yönetimi yüksek lisansı yaptı. NCR Bilgi İşlem Sistemleri A.Ş.’de İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev yaptı. Lafarge Türkiye İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalıştı. Hewitt Associates’in Türkiye temsilcisi olan şirketin iş ortağı olarak çalıştı. 1988 yılından bu yana psikometrik testlerin uygulanması ve gelişim değerlendirme merkezi uygulamaları yapıyor. Kurucusu olduğu KARUNA Yönetim Danışmanlık Şirketi, uluslararası prestije sahip KAI (The Occupational Research Center, UK), SyRe Consulting, The Coaching Consultancy, William Bridges & Associates ve DBE (Institut des sciences du comportement) gibi kuruşlarla iş birliği yapıyor. Bahar Kayserilioğlu Yönetim Danışmanı, Karuna Yönetim Danışmanlık Şirketi Kurucusu “Artık insanlar yalnızca kariyer yapmak peşinde değil, kişisel tatmin de arıyor. Değişen koşullar, ihtiyaçlar, arayışlar söz konusu. İK, değişimi görebilmeli.” Bahar Kayserilioğlu insan kaynakları yöneteciliğinden yönetim danışmanlığına geçen başarılı bir iş kadını ve girişimci model. “Değişim yönetimi” danışmanlıkta vurgu yaptığı konuların başında geliyor. Kayserilioğlu, Türkiye dışına taşan profesyonel deneyimiyle kadının iş hayatındaki rolü ve kadın girişimciliği konusunda da aktif çalışmalar yapıyor. İnsanların büyük resimlere ihtiyacı var. Kayserilioğlu’na “neden” diye soracak olsanız, reformist bir İK yaklaşımıyla ortaya çıkabilir: “Belli bir dönem üretim dönemiydi. Mühendis olmanın önemli olduğu günlerdi. İnsanlar çok çalıştılar ve kariyer sahibi olmayı hedef edindiler. Bundan mutlu oldular. Sonra para kazanma dönemi geldi. Para en önemli değerdi. Amaç çok hızlı ilerlemekti. Kariyer sahibi olmanın, terfi almanın büyük önem kazandığı bir dönemdi. Artık insanlar yalnızca kariyer peşinde değil, kişisel tatmin arayışında. İK; insanlar nereye doğru gidiyor görmeli. Bireyin artık daha büyük resme ihtiyacı var.” Beyaz eşya, tekstil, inşaat, bilgi teknolojileri, medya, tarım, kimya ve sigorta gibi pek çok sektörde strateji ve organizasyon danışmanlığı yapan Kayserilioğlu, kurumlara doğru yön vermenin temelinde bilgelik ve öngörü yattığını savunuyor. Birlikte çalıştığı şirketlerde yüksek verim ve başarı peşinde koşuyor. Konuşma konuları • Kadın Liderliği ve Girişimciliği • Aile Şirketleri • Değişim Yönetimi • İnsan Kaynakları • Stratejik Bakış Bahar Saygılı kimdir? Bahar Saygılı, 21 Mart 1986’da İstanbul’da doğdu. 2005’te İstanbul Atatürk Anadolu Lisesi’ni bitirdi. Aynı yıl, özel yetenek sınavını birincilikle kazanarak Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenlik Bölümünü kazandı. 2006-2007’de Erasmus Öğrenci Değişim Programı ile Atina Üniversitesi’nde bir yıl öğrenim gördü. 2009’da üniversiteden mezun oldu. Sporculuk kariyerinde ilerlerken akademik çalışmalarını da sürdüren Saygılı, 2015’te Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Ensitütüsü’nde, Hareket ve Antrenman Bilimleri alanında yüksek lisansını tamamladı. 2015’de Pepsico/Türkiye Atletizm Federasyonu tarafından “Türkiye’nin En Hızlısı” marka yüzü seçilen Bahar Saygılı 2012’den bu yana Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi olarak triatlon dersleri veriyor. Bahar Saygılı Triatlon Sporcusu, Sunucu, TV Program Bahar Saygılı, ülkemizi triatlon sporunda başarıyla temsil eden sıra dışı bir sporcu. 2012’de Las Vegas’ta ve 2014’de Kanada Mont-Tremblant’ta düzenlenen 70.3 Ironman Dünya Şampiyonalarında yarışan Bahar Saygılı triatlon branşının ülkemizde daha çok tanınması için adeta elçilik yapıyor. Bahar Saygılı spor hayatında edindiği tecrübelerini televizyon programı sayesinde ekrandaki sporseverlere aktarıyor. Sporculuğu ve sunuculuğu birlikte yürüyen Saygılı aynı zamanda özel gruplara ve etkinliklere konuşmacı olarak da katılıyor. Motivasyon, beslenme ve spor gibi konularda dinleyicilere bilgi ve tecrübelerini aktaran Saygılı bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle sporun insan hayatına ne denli yararlı olduğunun adeta canlı bir örneği. Dalış yapıyor, sualtı hokeyi oynuyor, at biniyor… Gastronomi, doğa, seyahat gibi yeryüzüne dair daha birçok ayrıntıyı da yanına katarak yaşamın tadını doyasıya çıkarıyor. Triatlon 1. Kademe Antrenörü olarak yeni nesil sporcular yetiştiren Saygılı, spor yayıncılığı ve spor pazarlaması gibi alanlarda aldığı eğitimler sayesinde uzmanlığını farklı sektörlerle buluşturuyor. Uzmanlaştığı triatlon sporu gibi iş ve özel hayatında da çok yönlü bir sporcu olmayı başarıyor Bahar Saygılı. 2012’de ITU (International Triathlon Union) Level 1 Coaching Certificate sahibi olan sporcu, çeşitli etkinliklerde sunuculuk, çevirmenlik ve danışmanlık da yaptı. 2011-2012 yılları arasında World Travel Channel’da “Hiperaktif” adlı spor programını ve 2012-2013 yılları arasında TRT OKUL kanalı için “Adrenalin” spor programını hazırlayıp sundu. 2014 yılında Tedxİstanbul’da ‘’momentum’’ ana temalı etkinlikte konuşma yapan Saygılı, 2014 İstanbul Maratonu öncesi koşuculara yarışmadan önce ve yarışma esnasında nasıl beslenmeleri gerektiğini anlattı.. 2004’te Bakırköy Belediyesi tarafından kadınlarda “Yılın Sporcusu” ödülüne layık görülen Saygılı, bir sonraki yıl ise Anadolu Bil Meslek Yüksek Okulu İletişim Ödülleri kapsamında yine kadınlar kategorisinde “Yılın Sporcusu” ödülüyle taçlandırıldı. 2006-2016 yılları arasında on yıl süreyle kesintisiz milli sporcu olarak ülkemize hizmet eden Saygılı, 2001-2004 yılları arasında da Monopalet Genç Bayanlar Milli Takımı’nda yer almıştı. Saygılı’nın başarıları arasında, 2016 Ironman Afrika Şampiyonası ikinciliği, 2015 İstanbul Triatlonu Ulusal birinciliği, 2012’de katıldığı Abu Dhabi Triathlonu’nda “Yaş Grupları”nda birinciliği ve “Genel Bayanlar”da altıncılığı, 2010 Alanya Triatlonu’nda Avrupa Final Kupası’nda “Yaş grupları” üçüncülüğü sayılabilir. Milli Sporcumuz 2016 yılı Hawaii Kona Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi temsil edecek Türk sporcusu. Konuşma konuları • Motivasyon - Sporla yaşamanın getirisi, bedensel ve ruhsal dayanıklılığın iş hayatına yansıması. - Sevilen işi yapmanın ve tutkuların peşinden gitmenin başarıya etkisi. • Beslenme ve Spor - Spor yapanlar nasıl beslenmeli? Nelere dikkat etmeli?- Sporun ve doğru beslenmenin vücudumuza etkisi - Sporun ne kadarı sağlığa yararlı? Dr. Bahadır Barbaros Çetin Kaleağası kimdir?kimdir? İsveç Bilim Enstitüsü Brüksel’deki TÜSİAD Avrupa ve İsveç Birliği BilimTemsilciliği’ni Akademisi burslarıyla 1996’dan beri Almanya, yönetiyor. Finlandiya TÜSİADve Berlin, Paris, Washington İskoçya’da botanikDC çalışmaları ve Pekin büroları yaptı. 1989’da koordinatörü İsveç Bilim Avrupa Akademisi özel sektörünün Çevre ve temsil Doğa kuruluşu Ödülü’nü Koruma BUSINESSEUROPE aldı. 2001-2004 nezdinde arasında TÜSİADAnkara ve TİSKÜniversitesi daimi delegesi Botanik Brüksel Anabilim Üniversitesi Dalı Avrupa Etütleri Başkanlığı yaptı.Enstitüsü BMM Çevre Bilimsel Araştırma Üyesi. TEMA-Brüksel Komisyonu Danışmanlığında kurucu başkanı.bulundu. Junior Chamber TÜBİTAK International Kimyasal Teknolojiler ve Forumve İstanbul Çevre Yönetim Grubu Yürütme Kurulu Üyesi. Komitesi, Kaleağası; Çevreuluslararası Sorunları Araştırma basında yazılar ve Uygulama yazıyor,Merkezi birçok uluslararası Yönetim Kurulu projeye ve Ankara de danışmanlık Valiliği yapıyor. Çevre Koruma Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Dr. Bahadır Barbaros Çetin Kaleağası TÜSİAD Uluslararası Biyolog, Dokuz Eylül Üniversitesi KoordinatörüFen Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı “Pencerenizi “AB projesi Türkiye’nin açtığınızda bugününü temiz havanız ve yarınını yoksa yaşamanın her aşamada bir olumlu anlamı etkileyen var mı? bir süreç. Ekonomik, Yaşadığımız ortamın siyasal kurallarını ve kültürel bilmezsek anlamda hayatta olumlu kalamayız, etkileri var.” mutlu olamayız.” Ekolojik ekonominin önemi “Siyasal iletişimde çağı yakalayamadık” Barbaros Çetin çok sayıda ulusal ve uluslararası bilimsel yayını bulunan bir Biyolog. Küresel ısınma, Türkiye’nin ekolojik Dr. Bahadır Kaleağası, AB ve AB’nin dış ekonomik ilişkileri konusunda Türkiye’deki sayısı uzmandan biri. Kaleağası’na geleceği, ekolojik ekonomi, su konusu güncel çalışma alanlarını oluşturuyor. İnsanoğlunun, bugün kaynak olarak kullandığı göre Türkiye dış ilişkilerde siyasal iletişim açısından çağı yakalayamadı. Pazarlama mantığı yok. Medya bilinci zayıf. Bilgi çeşitlerden ancak doğal sistemler sağlıklı olduğu sürece yararlanabileceğinin altını çiziyor Çetin: “Biyolojik zenginlikler teknolojileri yetersiz. Bu nedenle kendimizi, gerekçelerimizi, itirazlarımızı anlatamıyoruz... konusunda belki de en önemli nokta, türlerin ve ekosistemlerin uzun vadede olan değeri. Kısa vadeli klasik piyasa ekonomisinde yeterince dikkate alınmayan bubakış değerler, dünyanın çeşitli ülkelerinde ekolojik ekonomi olarakfark ön plana çıkıyor. Kaleağası Türkiye – AB ilişkilerini de farklı bir açısıyla değerlendiriyor: Alternatif ve seçenek arasında var. Alternatif Ancak ülkemizde belki de hala klasik ekonominin kuralları geçerli olduğundan, bu değerlerin ekolojik ve ekonomik önemleri eşdeğer seçenek demektir. Şu anda Türkiye açısından AB dışında, ulusal çıkarlarımızı iyi koruyacak, demokrasiyi temel sürekli göz ardı edilmiş beş yıllık kalkınma planlarında ‘doğanın payı’başka bütçelere konulmamış. Avrupagenelinde Konseyi’ne ayaklarıyla birlikte güçlüvekılacak, yarınlara daha sağlam bir Türkiyeyıpranma hazırlayacak bir alternatif yok. Dünya yeni üye bütçelerinin yüzde 1-4 kadarı bu doğrultuda ayrılıyor.” fikir ülkelerin, ve alternatifler yaratmak o kadar da kolay değil. O yüzden AB’ye çok daha fazla sahip çıkmalıyız. Kaleağası uzun yıllar yurt dışında uluslararası protokol eğitimi vermiş. Türkiye’de de uluslararası firmaların başkanlarını, uluslararası toplantılara hazırlıyor ve yaşam koçluk felsefemizi yapıyor. Eğitimde makro politikadan ekonomiye, nasıl doğa başlanacağından karşılama Çetin’e göre değiştirmemiz ve doğayı iyi okumamızdavetlerde gerekiyor.konuşmalara Belki birçoğumuz eğitimi almadık ve uğurlamalara kadar birçok konuya yer veriyor.gezegenin yaşam sistemini algılayamazsak kaynakların sonsuz olduğunu ancak yaşadığımız ortamın kurallarını bilmezsek, düşünüyoruz. Bu yanlış algılarla da hayatta kalmamız ya da mutlu olmamız mümkün değil. Konuşma konuları • Küresel Uluslararası Isınma protokol ve Türkiye’nin ve iş ilişkileri Ekolojik • Uluslararası Geleceği • müzakere Küresel Isınma • Tanıtım ve Türkiye’deki ve iletişim •Yansımaları Şirket ve STK yöneticileri için uluslararası •ilişkiler Vektörel • Lobicilik Hastalıklar • ABve veTürkiye’deki dünya • Türkiye İzlerive• AB Ekolojik ilişkileri Ekonomi • Türkiye’nin • Su Savaşları uluslararası rolü, AB süreci ve içsel dinamikler Barış Esen kimdir? İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezunu oldu. Galatasaray Üniversitesi Bölgesel ve Stratejik Etütler bölümünde “Hamas-El Fetih Terörden Siyasete” konulu tez çalışması ile yüksek lisansını tamamladı. İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümüne doktora çalışmasına devam eden Esen hafta içi her gece saat 22.00’da başlayan “Küresel Piyasalar” isimli programı hazırlayıp sunuyor. Program iç ve dış piyasalarda yaşanan son gelişmeleri aktarmakta. Barış Esen Bloomberg HT’de Türkiye’nin kredi notu artışlarını ve ABD Merkez Bankası’nın kararlarını ilk duyuran isim oldu. Üniversite yıllarında tiyatroyla ilgilenen Esen, Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosunda oyunculuk yaparak büyük ustalar ile aynı sahneyi paylaştı. Barış Esen TV Program Yapımcısı ve Sunucusu, Gazeteci “Ekonomiyi gece de dinlenir hale getiren, ekonomi yayınlarını “prime time” kuşağına taşıyan televizyoncu” İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Barış Esen, ekonomi yayınlarını prime time kuşağına taşıyarak çoğu zaman sıkıcı gibi görünen ekonomiyi canlı ve dinamik sunumuyla gece de dinlenir hale getirdi. Hafta içi her gece televizyonda düzenli olarak yayınlanan tek ekonomi programını hazırlayıp sunuyor. Ankara’daki bürokrasinin de, Anadolu’nun bir köşesinde yatırım yapanın da, İstanbul’daki sanayicinin de izlediği bir içerik sunuyor. Hafta içi her gece “Küresel Piyasalar” isimli programı hazırlayan ve sunan Barış Esen New York’tan ve İstanbul’dan canlı bağlantılar ile iç ve dış piyasalarda yaşanan son gelişmeleri aktarıyor. Programıyla Türkiye’nin kredi notu artışlarını ve ABD Merkez Bankası’nın kararlarını ilk duyuran isim olan Esen, 2013’te MÜSİAD Yılın Ekonomi Programı ödülünü aldı. Eski ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke’nin hayatını anlatan “Bernanke’nin Oyunu” isimli belgeseli hazırladı. Gazetecilik ve televizyonculuk mesleğine ise 2004 yılında CNN Türk Dış Haberler servisinde başlayan Esen 2005-2010 yılları arasında SkyTürk haber kanalında editör ve muhabir olarak çalıştı. “Dünyanın Haberi” isimli programı hazırlayıp sundu. Akademik eğitimi ve Ortadoğu’ya olan ilgisini sahadan gözlem ve haberlerle zenginleştirdi. SkyTürk’te görev süresi boyunca İran, Irak, Suriye, Lübnan, Kıbrıs, Filistin ve İsrail’den canlı bağlantılar yaprak ve belgeseller hazırladı. Ortadoğu bölgesine ilk olarak Filistin’de Hamas’ın iktidara geldiği 2006 Ocak ayında giderek Filistin seçimlerini Gazze ve Batı Şeria’da izledi. İran’ın nükleer programı nedeniyle çıkan kriz nedeniyle 2006 yılında Tahran ve Kum kentlerinde gelişmeleri takip etti. Suriye’de Lübnan Savaşından kaçan mültecileri Suriye sınırından görüntülerle haberleştirdi. 2007 Lübnan savaşı döneminde İsrail’in kuzeyindeki Naharya ve sınırın sıfır noktasından canlı yayınlar yaptı. İsrailli bir askerin kaçırılması sonrası başlayan Gazze Operasyonunu yaklaşık 10 gün boyunca Gazze’de kalarak haber verdi. Kıbrıs’taki limanlar meselesi nedeniyle bölgeye giderek özel röportajlarla hazırlanan bir dosya yaptı. Kerkük’teki yapılması düşünülen referandum süreci çerçevesinde Irak’ın Erbil ve Kerkük kentinden haberler geçti. Konuşma konuları • Moderatör • Sunum ve Sunucu • Ekonomi Televizyonculuğu • Güncel ekonomi ve finans konuları • Türkiye Ekonomisi • Global Ekonomi • Uluslararası İlişkiler, Ortadoğu ve Enerji Politikaları Başak Özer kimdir? İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden 1994’te mezun olan Başak Özer, 1997’de Michigan Üniversitesi’nde MBA programını tamamladı. ABD’de sensor ve mikroişlemci alanında isim yapan Honeywell’de Küresel Ürün Yöneticisi olarak iş hayatına başlayan Özer, 2005’e kadar burada çeşitli yönetici pozisyonlarında çalıştı. Özer Honeywell’i takiben farklı ilgi alanınan kaydı; sırasıyla Tele Atlas’ta Ürün ve Pazarlama Küresel Başkan Yardımcısı, Quattro Wireless’te Ürün ve Pazarlama Başkan Yardımcısı pozisyonlarında görev aldı. MIT’nin bir start-up’ı olan Superpedestrian’a yatırım yapan Özer, Nokia Sosyal ve Konum Tabanlı Uygulamalar Küresel Yöneticisi olarak çalısmaya başladı. Nokia’nın satışını takiben, kurucusu olduğu Boston merkezli danışmalık kurumu SpicaPartners üzerinden çalışmalarına devam ediyor. Başak Özer Girişimci, Melek Yatırımcı, Strateji Danışmanı Spica’nın kurucusu Başak Özer, kurumlara, mobil teknoloji tecrübesiyle inovasyon ve ürün stratejisi konularında danışmanlık hizmeti veriyor. Başak Özer, aralarında Honeywell, Nokia, Tom Tom, Turkcell, gibi dünya devlerinin bulunduğu kurumlarda üst düzey profesyonel yöneticilik ve danışmanlık deneyimine sahip ABD-Boston’da yerleşik Türk iş kadını. Özer, Nokia Pulse’ın mimarlarından. Berlin merkezli şirkette, bir dönem Boston ve San Francisco ekiplerini yöneten Özer, halen ABD’de “start-up community”de aktif rol alıyor. Özer, mobil ve konum tabanlı hizmetler alanında strateji danışmanlığı verirken, bu ilgi alanını melek yatırımcı olarak geliştirmeye devam ediyor. Türkiye ile danışmanlık hattı içinde aktif çalışma yapan Özer, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük Konuşmacı Ajansı olan İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi. Özer, dünya devi Nokia’nın bir başka teknoloji devi olan Microsoft’a satışını takiben, Boston merkezli, İstanbul uzantılı Spica Partners isimli inovasyon, strateji ve ürün geliştirme danışmanlık şirketini kurdu. Bu şekilde girişimci ve “start-up” tecrübesini, dünya devlerindeki yönetim deneyimiyle biraraya getirdi. Özer, ekonominin farklı sektörlerini ortak payda ve çıkarda buluşmasını sağlayan “köprü yönetim” çalışmaları yürütüyor. Özer, kurumlara, mobil teknoloji tecrübesiyle inovasyon ve ürün stratejisi konularında danışmanlık hizmeti veriyor. Özer liderliğindeki Spica, mobil çalışmalarının yanısıra özellikle sağlık ve eğitim teknolojileri üzerinde uzmanlığa sahip. Konuşmacı olarak; Özer, girişimcilik, liderlik, yöneticilik, yenilikçilik, mentor’luk gibi geniş tabanlı konu başlıklarında aranan konuşmacılardan biri. Bununla birlikte, “Uluslararası Şirketlerde Yönetim”, “Yüksek Teknoloji Ürün Geliştirme”, “Melek Yatırımcılık” gibi kişisel deneyim paylaşımları nedeniyle üniversiteler ve sektörel yapılanmalar dışında özellikle icra tabanlı kurumsal toplantılarda talep görüyor. Girişimci olarak; Bugüne kadar tam anlamıyla “girişimci” ruhuyla hareket eden Özer, elde ettiği başarıların keyfini uzun döneme yaymak yerine kısa ve seri araklarla yeni girişimlere yönelmeyi tercih eden yatırımcı profili çiziyor. Geleneksel ekonomi deneyimi; Mesleğe adımını attığı yıllardan itibaren önemli ve stratejik pozisyonlarda görev alan Özer, ilk işi olan Honeywell’de 199798 döneminde, Liderlik Geliştirme Programı’na seçildi. 1998-2001 yılları arasında Avrasya Bölgesi Otomotiv Sensörleri Departmanı Yöneticiliği yapan Özer, 2001’de Küresel Genel Müdür pozisyonuna yükseldi. Uzun yıllar Honeywell otomotiv grubunun Avrupa’dan sorumlu Genel Müdür olarak çalıştıktan sonra gelecek teknolojileri ve yeni nesil çalışma hayatına adım atmaya karar vererek, Honeywell’deki görevinden ayrıldı. Yeni nesil teknoloji deneyimi; Boston’da Tele Atlas firmasının global ürün yönetimi ve strateji sorumluluğunu aldı, sirketin hızla büyüyüp çok büyük bir “exit” ile TomTom’a satılmasında önemli rol oynadı. Ardından, Quattro Wireless firmasına yönetici olarak transfer olan Özer, şirketin hızlı büyümesi ve Apple tarafından satın alınmasında anahtar rol oynadı. Özer’in yolu 2009’da Nokia ile kesişti. Berlin merkezli Finlandiyalı cep telefonu üreticisi Nokia’nın, Boston ve San Francisco’daki ekiplerini kuran ve başına geçen Özer, Nokia Sosyal ve Konum Tabanlı Uygulamalar Küresel Şefi olarak görev yaptı. Özer, Nokia Pulse’ın yaratıcı ekibini yönetti. Özer’in kontrolündeki Nokia’nın üç stratejik bölümünden biri olan ‘Social and LocationBased Applications’ın geliştirip birkaç yıl önce piyasaya sunduğu Nokia Pulse, BBC analistleri tarafından “şirketin son yıllardaki en önemli inovasyonu” olarak nitelendirildi. Danışmanlık; Nokia’nın satışını takiben kariyerinde farklı bir kulvara geçmeye karar veren Özer, kendi şirketini kurdu. Uzmanlaşmış bir danışmanlık firması olan SpicaPartners’da danışman ve uzman ortak kadrosunu koordine ediyor. Özer, SpicaPartners olarak, Turkcell’e sektör tabanlı inovatif proje ve network danışmanlık hizmeti sundu. Turkcell, sağlık ve eğitim teknolojileri konusunda Özer’in danışmanlığıyla ilerledi. Konuşma konuları • Girişimcilik • Liderlik • Startup • Strateji • Küreselleşme Bedriye Hülya kimdir? Ege Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitiren Bedriye Hülya, aynı zamanda City University of New York-Hunter College Klinik Psikoloji bölümünden mezun. Sadece kadınların üyelik gerçekleştirebildiği bir spor programı olan b-fit’in kurucusu Bedriye Hülya, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden tarafından Türkiye’nin Steve Jobs’larından biri olarak gösteriliyor. Bedriye Hülya b-fit Spor Salonu ve Kadınların Yaşam Merkezi Kurucusu, Sosyal Girişimci Bedriye Hülya, filmlere taş çıkartacak cinsten bir hayat öyküsüne sahip. Geçirdiği bir kaza sonucunda 16 yaşında yatağa mahkum olan Bedriye Hülya, büyük bir azim örneği göstererek 3 yıl süren yoğun bir tedavi sürecinin ardından tekrar yürümeyi başardı. Çocukluğundan beri hayalini kurduğu Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü kazanmasına rağmen sağlık sorunları nedeniyle ulaşımı daha rahat olan İşletme Bölümü’ne geçiş yaptı. Mezuniyeti sonrasında kısa bir süre turizm sektöründe varlık gösteren Bedriye Hülya, 38 yaşında hayatına yeni bir yön vermeye karar verdi ve hayallerinin peşinden giderek Amerika’da Psikoloji okudu. Amerika’daki okul hayatı sürecinde farklı spor konsepleri ile tanışan Bedriye Hülya’nın dimağında b-fit, bu yıllarda yeşerdi. Girişimci kelimesinin sözlükteki karşılığı olan Bedriye Hülya, 2006 yılında Türkiye’ye döndü. Bedriye Hülya, aynı yıl Türkiye’de kadın girişimcileri desteklemek, istihdama katkıda bulunmak, her yaştan ve her gelir grubundan kadına spor yapma fırsatı sunarak sağlıklı bir nesil yetiştirmeye odaklanan bir sosyal girişim modeli olan b-fit’i hayata geçirdi. Kadının ekonomik ve sosyal hayattaki gücünü artırmayı hedefleyen Bedriye Hülya, sadece kadın girişimcilere franchising veren b-fit’i 10 yıl içinde Türkiye’nin 8. büyük franchise markası konumuna getirmeyi başardı. Türkiye’deki spor endüstrisini erkek egemenliğinden çıkarıp kadınların damgasını vurduğu bir sektör haline getiren Bedriye Hülya, “Bugün ulaştığımız merkez sayısı 200’ü geçerken, 250 kadını girişimci olmak için cesaretlendirmenin ve ailemize katılmalarınn mutluluğunu yaşıyoruz. b-fit’in amaçları arasında; kendi işini kurmak isteyen kadınları en doğru şekilde desteklemek ve b-fit sistemine güvenen ve kullanan kadınlara en doğru hizmeti vermek yer alıyor. 10 yıldır bu amaç doğrultusunda sürdürülebilir merkezler kurup kadınların fiziksel sağlıklarını korumalarına ve ekonomik hayata dahil olmalarına katkıda bulunuyoruz” diyor. 2015 Genç Türkiye Zirvesi Genç Türkiye Kategorisi “Girişimci Şirket Ödülü”ne layık görülen b-fit, 2015 yılında Yeşil İş Konferansı’nda, yarattığı sosyal etki ile yılın KOBİ’si seçilerek başarısını tescilledi. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın “Örnek Kadın Girişimci” olarak gösterdiği Bedriye Hülya ise, 2009 yılında Endeavor Derneği tarafından “Yılın Girişimcisi”, 2012 yılında ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu tarafından “Yılın Kadın Girişimcisi”, 2012 yılında Sabancı Vakfı tarafından “Türkiye’nin Fark Yaratanı”, 2013 yılında Schwab Foundation, Dünya Ekonomik Forumu ve diğer paydaşları ile birlikte Yılın Sosyal Girişimcisi seçildi. Bedriye Hülya, aynı zamanda dünyanın en büyük sosyal girişimci ağı olan Ashoka’nın 3000 üyesinden de biri. Benal Tanrısever Şimşek kimdir? Müzik eğitimine Ferdi Statzer’le İstanbul Konservatuarı’nda başladı. Dünyanın en prestijli müzik okullarından New York Juilliard Müzik Okulu’nda lisans ve yüksek lisans derecelerini aldı. Üstün başarısı sonucu Professional Studies Programı’na kabul edildi. Eğitimini Berlin’de Hochschule der Künste’de Prof. Georg Sava ile sürdürerek virtüözlük unvanı kazandı. Dünyanın belli başlı konser salonlarında resital ve orkestra solisti olarak konserler verdi. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. New York’ta yaşadığı uzun yıllar içinde, pedagojik müzik eğitimi ve öğrenim modelleri üzerine yoğunlaştı. ENKA Okulları müzik program danışmanı olarak, İstanbul’da okulların müzikte buluşmasını amaçlayan “Müzikte İş birliği”ni kurdu. İcracı ve eğitimci olarak müzik yaşamındaki tüm tecrübelerini çocuklara aktarmak misyonuyla 1997 yılında BT Müzikevi eğitim kurumunu kurdu. Benal Tanrısever Şimşek Müzisyen, BT Müzikevi Kurucusu “Müzikle düşünen beyin farklı çalışır. Müzik başkalarının görmediklerini görmemizi, gördüklerimizi başka bir boyuta taşımamızı sağlar.” Müziğin formülleri “Müzik öğrenmek organizasyon ve prosesleri öğrenmekle başlar” diyor Benal Tanrısever Şimşek ve şöyle devam ediyor: “Müzik insana bir şeye odaklanma, detayları fark etme becerisi de sağlar. Görünenin veya konuşulanın her zaman bir öncesi ve bir sonrası aşamasını düşünme yetisi kazandırır. Hiçbir şey tesadüf eseri olmadığı gibi müzik de değildir. Müziğin formülleri vardır. Önceden ne yapacağımızı bilerek başlar, organizasyon şemasıyla hareket ederiz. Müzik insana farklı düşünme tarzı ve bakış açısı kazandırır. Ben ticaret insanı olmamama rağmen müziğin bana kazandırdığı bu olgularla BT Müzikevi’ni kurarak müzik eğitimimi işime entegre ettim.” Şimşek; ABD’de “Olağanüstü Başarılı Kadınlar” ödülü alan, Alman Müzik Ansiklopedisi’ne dahil edilen, Alman Rias televizyonunda belgeseli yayınlanan bir müzisyen ve eğitimci. Çocuklara müzik keyfini yaşatırken aynı zamanda müzik bilgisi de aşılamak amacıyla çalışmalar yapıyor. Neşe Türkeş’in yazdığı ve yayımladığı, 2007’de “Yaratıcı Kitap” ödülünü alan “Bay Major’le Klasik Müzik Masalları” serisinin müzik prodüktörlüğünü Şimşek gerçekleştirdi. Konuşma konuları • Hayat Bir Müzik, Müzik İse Bir Matematik • Müzikte Tesadüf Yoktur • Gördüklerimize Neden Farklı Bakarız? • Birbirimizi Nasıl Dinliyoruz? Beral Madra kimdir? Madra, 1983 yılında kurduğu BM Çağdaş Sanat Merkezi’nin yöneticiliğini sürdürüyor, aynı zamanda 2012 yılında kurulan Kuad Sanat Galerisi’nin de ortağı ve sanat yönetmeni. 1984’den bu yana 250 yerli ve uluslararası sergiye imza atan Madra 2007-2010 yıllarında İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Görsel Sanatlar Yöneticiliği görevini yürüttü. AICA - Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği Türkiye Şubesi Onursal Başkanı olan Madra, 1.ve 2. İstanbul Bienali ve 44., 45., 49. ve 50. Uluslararası Venedik Bienali Türkiye Pavyonu, 53. Venedik Bienali Orta Asya Pavyonu, 54. Venedik Bienali Azerbeycan Pavyonu küratörlüğü yaptı. Madra yoğun bir şekilde Ağustos 2013’te gerçekleşen Alanica 2013-Vladikavkaz, Kuzey Osetya Cumhuriyeti Çağdaş Sanat Sempozyumu ve sergisi ile Eylül-Kasım 2013’te ki Fener Rum Kız Okulu’nda Kalliopi Lemos Sergisi için çalışmalar yaptı. Beral Madra Küratör, Sanat Eleştirmeni “Bilgi üstünde çok fazla denetim var. Eğer gerçeğe ulaşamıyorsanız, insanlığınız budanmış demektir. Zihinsel açıdan zenginleşmeyi sanat sağlıyor.” Küratör, en geniş kapsamıyla sanat yöneticisi, Fransızların deyimiyle sergi komiseri... Türkiye’de küratör deyince akla gelen ilk isimlerden biri Beral Madra. Bugüne kadar tüm dünyanın ilgiyle izlediği İstanbul ve Venedik Bienalleri başta olmak üzere pek çok uluslararası bienalde görev yapan Madra, kültür sanayisini; toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini en iyi yorumlayan birkaç kişiden biri. Yaşamda kaliteyi yakalamak için yaşamın dinamiklerini anlamak, yaşamımızın kontrolünü ele geçirebilmek için de eleştirel ve özgür düşünce gerekiyor. “İşte sanat da bunu sağlıyor” diyor Madra: “Sanat ve kültür bilinçlenmeyi sağlıyor. Sanat, kısa yoldan gerçeğe ulaşmanızda ve yaşamda kaliteyi yakalamanızda başrolü üstleniyor.” Konuşma konuları • Türkiye’de Modernizm, Post Modernizm ve Küresellik Süreçlerinde Sanat Üretimi • Türkiye ve Bölgesinde 1990’dan Günümüze Sanat ve Kültür Gelişmeleri • AB Sürecinde Türkiye ve AB’de Kültür ve Sanat Politikaları • Küratörlüğe Genel Bakış • İstanbul 2010 Görsel Sanatlar Projeleri • Uluslararası Koleksiyonculuk ve Mesenlik Kitapları • Eski Anadolu Mimarlığı (Çevirmen) • Komşularla Konuşmalar • Komşular Söyleşiyor (Editör) • İki Yılda Bir Sanat • Erol Akyavaş Yaşamı ve Yapıtları • Post Peripheral Flux: A Decade of Contemporary Art in İstanbul -1996 • Home Affairs, Essays on Contemporary Art in Turkey Buket Besen kimdir? 1991 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi “İşletme Mühendisliği” bölümünü ikincilik derecesiyle tamamladı. Özel Hastanelerde “Sağlık Hizmetlerinin Pazarlaması”nı incelediği bitirme tezi çalışmasında, özel hastanelerin pazarlama bakış açısıyla, yönetim ve iş süreçlerini inceledi. Sonuçları Sağlık Bakanlığı ile paylaşılan proje, Bakanlık tarafından “takdir” gördü. 1991 İTÜ’de “Endüstri Mühendisliği” bölümünde başladığı yüksek lisans çalışmasını, ”Performans Yönetim Sistemi” konusundaki tez çalışmasıyla tamamladı. 1995 yılında doktora çalışmalarına başladı. “Marka Sermayesinin (Brand Equity) Oluşumu ve Tüketici Satınalama Kararındaki Etkileri” ni incelediği tez çalışmasıyla 2002 yılında “doktor” ünvanını aldı. Tüketicinin kafasında marka ederinin nasıl yaratıldığı ve bunu satınalma davranışına nasıl dönüştürdüğünü ortaya koymayı amaçladığı tez çalışması makale olarak yayımlandı. 1994 yılından bu yana devam eden aktif profesyonel yaşamı boyunca pazarlama ana fonksiyonu ve bu fonksiyonun tüm alt süreçlerinde bulundu. Son çalıştığı şirket olan Vestel’den “Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı” pozisyonundan ayrılarak, danışman ve eğitmen kimliğiyle profesyonel iş yaşamına devam ediyor. Buket Besen Pazarlama Uzmanı “Basit olanın en zor olduğu bir dönemdeyiz. Çok fazla bilgi, çok fazla istek ve çok fazla şikayet var. Karmaşık iş sistemlerimizin içinde iletişim israfları hayatımızı tüketiyor. Çözüm önce ne istediğimizi doğru tanımlayabilmekle başlıyor.” Ulusal ve uluslararası pazarlarda, pazarlamanın temel fonksiyonu olan; ürün yönetimi, dağıtım kanalı yönetimi, iletişim ve fiyatlandırma konularının dışında, yeni pazarlama girişimleri ve işbirlikleri için gerekli iş ve finansal gerekçelerin ortaya konulması ve yönetilmesini sağladı. Üst düzey yöneticilik deneyiminin paralelinde, re-organizasyon çalışmalarına liderlik etti. Pazarlamanın en önemli iddiası olan “tüketici için değer yaratma” felsefesi doğrultusunda, tüketici, satıcı ve üretici üçgenindeki koordinasyonları yönetti. Halen danışman ve eğitmen olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Danışmanlık verdiği kurumlar için, pazarlama planının oluşturulması, iletişim bütçe ve aksiyon planının hazırlanması, marka mimarisi projelerine liderlik edilmesi, ajans seçim ve brief süreci yönetimi, takip ve raporlama sisteminin kurulması, üretim optimizasyon planları ve tedarik zinciri kararlarına ilişkin pazarlama ihtiyaçlarının çıkartılması, süreç akış haritalarının, departman BSC (balance score cart) lerinin, KPI (key performance indicator) ların hazırlanması konularında çalışıyor. Bütün bunların “örgütsel sermaye” haline gelebilmesi için ekibin yönetim yetkinliklerinin arttırılması için kurum içi mentorluk ve eğitim çalışmaları yapıyor. Paralel olarak, “Yalın Düşünme” anlayışı (Lean Thinking) çerçevesinde, yalın yönetim araçlarının pazarlama ve satış organizasyonlarında kullanımı konusunda eğitimler veren Besen Turquality Destek programına başvuracak kurumlara, Stratejik Planlama ve Kurumsal Performans Yönetimi, Marka Yönetimi, Marka Performansı, Pazarlama, Müşteri ve Ticaret Yönetimi konularında, başvuru süreçlerinde de danışmanlık yapıyor. Besen, halen Bahçeşehir Üniversitesi’nde, MBA programında “Pazarlama ve Marka Yönetimi” ile “Tüketici Davranışları” konularında ders vermekte ve aynı zamanda; profesyonellere yönelik eğitim ve mentorluk çalışmalarını sürdürüyor. Konuşma konuları • Stratejik Pazarlama Planlarının Yönetim Aracı Olarak Hazırlanması: Yol Haritaları • İletişimi Yönetmek: Değer Yaratmak, Sunmak ve Ölçmek • Doğru “brief” İle Ajansları Yönetebilmek • Marka Özünü ve Tüketiciyi Anlamak Bülent Şenver kimdir? Duayen bankacı Bülent Şenver, Türk bankacılık sistemine birçok yenilik getirdi. Türk Amerikan İşadamları Derneği (TABA-AmCham) Genel Başkanı, Amerikan Ticaret Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, İcra Komitesi Üyesi ve aynı dönemde ECACC Hazine Başkanı olarak görev yaptı. Türkiye Etik Değerler Merkezi Vakfı’nı ve Derneğini kurdu. Türklider Merkezi Kurucu Başkanlığını yapan Şenver, Boğaziçi ve Bilgi Üniversitelerinde “Elektronik Bankacılık”, “Bankalarda Aktif/Pasif Yönetimi”, “Yatırım Bankacılığı”, “Ticari Bankacılık” ve ”İşletme Etiği” derslerini veriyor. Bülent Şenver Ekonomist, Duayen Bankacı, Stratejik Yönetim Danışmanı, Türklider Merkezi Kurucu Başkanı, Etik Değerler Merkezi Derneği Kurucu Genel Başkanı “Dünün ekonomi modelleriyle bugünün ekonomisini, dünün bankacılık araçlarıyla bugünün bankacılığını yönetmek mümkün değildir. Değişime ayak uydurmalıyız.” Sürdürülebilir başarı örneği Bülent Şenver, Türkiye’nin duayen bankacılarından biri. Türkiye’nin yakın tarihinde ekonomi icraatlarında görev alan Şenver, finans, ekonomi, liderlik, etik değerler, bilanço yönetimi, risk yönetimi ve kurumsal yönetim konularında aranan bir konuşmacı. Şenver’e göre bir bankanın gücünden söz edebilmek için her konuda güçlü olması büyük önem taşıyor. Ölçümü tek kriter üzerinden yapmanın aldatıcı olacağını belirtiyor. Başarının sürdürülebilir olmasının önemini vurguluyor. Şenver, bankacılık ve ekonomi deneyiminin yanı sıra uzun yıllara dayanan akademik çalışmalarında etik liderlik ve genç liderler yetiştirme konularına vurgu yapıyor. Şenver, milyonları arkasından sürükleyen büyük liderler olabileceği gibi her konuda ve her meslekte lider olunabileceğini vurguluyor ve şöyle diyor: “Her konuda, her alanda genç liderler yetiştirmeliyiz. Türkiye’nin genç liderlere ihtiyacı var.” Bülent Şenver, resimli kredi kartı uygulaması, varlığa dayalı menkul kıymet ihracı, telefon bankacılığı uygulaması, kredili mevduat, sigortalı mevduat, euro mevduat, konut kredisi gibi birçok yeni bankacılık ürün ve hizmetini gerçekleştirerek, bankacılıkta birçok ilke imzasını attı. Konuşma konuları • Bankacılık & Finans • Kurumsal Yönetim • Risk Yönetimi • Takım Yönetimi • Başarılı Yönetim Teknikleri • Etik Liderlik • Girişimcilik Kitapları • Kulağınıza Küpe Olsun • Gençlere Mektup • Banka Bilançolarının Tahlil Yöntemleri • Başardin Can Fuat Gürlesel kimdir? 1990 yılından beri kurucusu ve yöneticisi olduğu Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri şirketi ile reel ve mali sektör kurumlarına, iş örgütlerine, yerel yönetimlere, kamu kurumlarına, yabancı kurumlara yönelik ekonomik ve sektörel danışmanlık ve araştırma hizmetleri sunuyor. 2003 yılından bu yana Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün kurucu başkanı. Enstitü stratejik araştırmalar ve gelecek çalışmaları yapıyor. Kitap, makale, rapor ve benzeri nitelikte çok sayıda yazılı eseri bulunuyor. Can Fuat Gürlesel Strateji Uzmanı, Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı “Tarihin sonu ve medeniyetler çatışması tartışmaları henüz bitmemişken global kriz ile kaos tehdidi arasında çok taraflı dünya arayışı... Yeni bir yüzyıla hoşgeldiniz.” Global güç kayması ve çok taraflı denge arayışı Soğuk savaşın sona ermesinin ardından, tek kutuplu dünyanın uygun koşulları içinde ABD tek taraflı dış politikalar uygulamayı tercih etti, ancak global alanda siyasi, askeri ve ekonomik açıdan yeni bir denge kurulamadı. Yeni ve istikrarlı bir denge kurulması bir yana, global ekonomik krizin de etkisiyle birlikte küresel ölçekte önemli bir güç kırılması ve kayması yaşanmaya başladı. Güç kırılmasının nasıl sonuçlanacağı ve nasıl bir denge kurulacağının belirsizliği kaos teorilerini gündeme getiriyor. Dr. Gürlesel’e göre şimdilik görülen ABD’nin bu kez realizme dayalı çok taraflı politikalar benimsemesi ve eşitler arasında birinci rolü oynayarak yeni bir çok taraflı denge kurma çabası. Çok taraflı dengenin küresel ve bölgesel aktörleri, dengenin kurumsal yapısı, kuralları ve en önemlisi dengenin ağırlık merkezi, yani jeopolitik alanı önümüzdeki dönemde şekillenecek. Dr. Gürlesel, Türkiye’nin de yeni dönemin çok taraflı dengesinden etkileneceğini söylüyor ancak Türkiye belki de ilk kez yeni dengenin kurulmasında bölgesel bir aktör olabilecek. Ancak bölgesel aktör olma potansiyelinin kullanılması idealizm ile realizm arasındaki dengenin sağlıklı kurulması ile mümkün olacak. Konuşma konuları • Global Ekonomik Kriz ve Sonrası • Global Güç Kayması ve Çok Taraflı Denge Arayışı • Yeni Güç Dengesi için Jeopolitik Seçenekler • Türkiye’nin Yeni Çok Taraflı Dış Politikası ve Olası Sonuçları • Türkiye’de Kurumsal, Toplumsal ve Siyasi Değişim ile Sonuçları F. Çağdaş İslim kimdir? 1992 Ordu doğumlu Çağdaş İslim, Adana Danişmend Gazi Anadolu Lisesi’nden mezun oldu. İslim İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Lisans öğrencisi olan İslim 2014’te İngiltere’de Cambridge Law Studio’da “Hukuk İngilizcesi” eğitimi aldı. 1-3 Aralık 2014 tarihleri arasında Cenevre’de Birleşmiş Milletler’in “İş Dünyasında İnsan Hakları” Forumu’na Türkiye’den seçilen tek delege olarak katıldı. 2015’te ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen “Öğrenci Liderleri” programı için tam burs kazandı. Bu programa Türkiye’den katılan beş kişiden biri oldu. Beş hafta boyunca ABD’de Mısır, Lübnan ve Irak’tan gelen genç liderlerle “Dini Çoğulculuk ve Demokrasi” eğitimi gördü. Bu çerçevede Temple Üniversitesi Dialog Enstitüsü ile iş birliği devam etmektedir. F. Çağdaş İslim TTSG Kurucu üyesi “Tourette ile yaşayabilirim, hayal kurmadan yaşayamam” F. Çağdaş İslim, henüz 24 yaşında, genç yaşamında birçok görevi başarıyla üstlenmiş bir isim. 13 yaşından bu yana, çocukluktan itibaren sahip olduğu tiklerinin ve Tourette Sendromu’nun yaşamındaki etkilerini bertaraf etmek için çaba sarf ediyor. Bu hedefinde büyük oranda başarılı olan İslim, Tourette Sendromu konusunda birçok çalışmanın içinde yer alarak mücadelesini sürdürüyor, çeşitli platformlarda konuşmalar yapıyor. İslim’in aktif olduğu alan yalnızca bu değil. O, genç bir hukukçu, Bilgi Üniversitesi Hukuk Bölümü’nde halen öğrenci. Ancak yaşıtlarından farklı olarak ülkesinin sınırlarını aşan işlere imza atmış, önemli görevler bulunmuş, gönüllü çalışmış bir üniversiteli. İdeali ise diplomat olmak. Çağdaş İslim, Ağustos 2015’te Prof. Yankı Yazgan öncülüğünde Türkiye/Tik Tourette Sendromu Gönüllüleri (TTSG) platformunun kurulmasına destek verenlerden biri. Platform, Sabancı Vakfı tarafından 8. sezonda “Fark Yaratanlar” seçildi. Platformun çalışmaları ABD’de bulunan NJ Center for Tourette Syndrome ekibinin de dikkati çekti ve ortak projeler yürütülmeye başlandı. Çağdaş İslim, bu ekibin Türkiye’deki gençlik temsilcilerinden biri seçildi. Uluslararası etkinlikler, yarışmalar, çalışmalar… İslim 2013-2014 döneminde dünyanın en büyük hukuk öğrencileri birliği olan ELSA (Avrupa Genç Hukukçular Derneği) İstanbul Şubesi’nin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttü. Bu dönemde ekibiyle organize ettiği “Yaşayan Kütüphane” etkinliği ELSA tarafından düzenlenen “Visibility Contest” yarışmasında insan haklarına en çok vurgu yapan, ulusal ve uluslararası anlamda en fazla görünürlüğe sahip olan proje seçildi. Yine aynı dönemde “Şirket Birleşmeleri ve Devralmaları Uluslararası Hukuk Yaz Okulu” etkinliğini İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde düzenleyerek farklı ülkelerden 42 genç avukat ve hukuk öğrencisini, İstanbul’un önden gelen uluslararası hukuk bürolarıyla buluşturulmasına önayak oldu. Yönetim kurulu başkanlığı görevi bittikten sonra Cenevre’de gerçekleşen “3. Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Hakları” forumuna Türkiye’den seçilen katılımcılar arasında yer aldı. Çağdaş İslim, çeşitli gazeteler ve akademik dergilere belirli aralıklarla yazılar yazıyor. Yazıları Cumhuriyet gazetesi, Radikal Kitap, Güncel Hukuk dergisi, K24 ve bianet.org gibi platformlarda yayımlandı. İslim ayrıca, Cemal Bali Akal ve Yalçın Tosun’un hazırlayıp Dost Kitabevi’nin yayımladığı “Hukuk, Edebiyat ve Sair Tuhaflıklar” isimli kitabın ikinci baskının yazarları arasında. Konuşma konuları • Tourette Sendromu ve Tikler • Başarı ve başarısızlık • Hedef belirleme • Sosyal yaşamda karşılaşılan zorluklar • Hayal kurmak ve eğitim sistemi • Özgüven • İfade özgürlüğü Celal Seçkin kimdir? Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Bölümü’nden mezun olan Celal Seçkin PTT ARLA (TELETAŞ) ve Siemens A. Ş.’de elektronik haberleşme sistemleri üretiminde 17 yıl mühendis ve yönetici olarak çalıştı. 1998-2000 yıllarında Ulusal Kalite Ödülü Sekreteri ve KalDer İcra Kurulu Üyesi olarak görev alan Seçkin, Ulusal Kalite Hareketi’ni geliştiren ve uygulayan ekipte yer aldı. KalDer’in Boğaziçi, Sabancı ve Okan Üniversiteleriyle gerçekleştirdiği sertifika programlarında eğitmen olarak yer aldı. 2005’te Seçkin Danışmanlık ve Eğitim Ltd. Şti.’ni kurdu. EFQM ve KalDer üyesi olan Seçkin Danışmanlık, EFQM ve KalDer eğitimlerini verme lisansına da sahip. Celal Seçkin, 2005’ten bu yana her yıl EFQM Mükemmellik Ödülü sürecinde Değerlendirme Ekibi Lideri olarak görev yapıyor. Celal Seçkin Yönetim Danışmanı / EFQM Eğitmeni / EFQM Değerlendiricisi İndeks Konuşmacı Ajansı üyesi Celal Seçkin, Türkiye’de “Kurumsal Mükemmellik” denince akla ilk gelen isimlerden biri. Kurumsal mükemmellik alanında uzun yıllar boyunca edindiği bilgi ve deneyimini kurumlarla paylaşan Celal Seçkin, bugün, “kurumsal mükemmellik” alanında en çok aranan konuşmacılardan. Seçkin; değişim yönetimi, liderlik, yenileşim/inovasyon, kurumsal özdeğerlendirme gibi kurumsal mükemmellik anlayışı kapsamında ihtiyaç duyulan birçok konuda profesyonel kitlelere özel konuşmalar gerçekleştiriyor. Türkiye’de 1992’den itibaren “Ulusal Kalite Ödülü” sürecinin oluşturulmasına katkıları olan Seçkin, Avrupa Kalite Ödülü sürecinde de 1997’den itibaren değerlendirici ve baş değerlendirici olarak rol aldı. Ekim 2000 - Aralık 2004 tarihleri arasında EFQM Brüksel’de Avrupa Kalite Ödülü Yöneticisi olarak çalışan Seçkin, EFQM Mükemmellik Aşamaları değerlendirme sürecini tasarlayan ekipte ve sürecin uygulamalarında yer aldı, EFQM Mükemmellik Modeli’nin güncellenmesi çalışmalarına katıldı. Seçkin, yurt içi ve yurt dışında kamu sektörü ve özel sektörden çok sayıda kuruluşa kurumsal mükemmellik, EFQM Modeli, kurumsal özdeğerlendirme uygulamaları ve ulusal/uluslararası ödül süreçlerine hazırlanmalarına yönelik eğitimler verdi. Çok farklı özelliklerdeki kurumlarda uygulamalarda yer aldı, kurumsal mükemmellik değerlendirmeleri yaptı. Birçok uluslararası, ulusal kongre ve sempozyumda organizasyon komitesi üyesi, oturum başkanı, çalıştay yöneticisi, konuşmacı ve katılımcı olarak yer aldı. Halen, EFQM’in değerlendirici eğitimlerini tasarlayan ekipte yer alan Seçkin, birçok ülkede eğitim veriyor, EFQM adına eğitmen akredite ediyor ve değerlendirici yetiştiriyor. Kurumsal mükemmellik anlayışının insanlığın daha iyi bir geleceğe kavuşmasında önemli katkıları olacağına inanan Seçkin, çalışmalarını yurt içi ve yurt dışında danışman, eğitmen ve değerlendirici olarak sürdürüyor. Konuşma konuları • Kurumsal Mükemmellikte Başarı(sızlık) Öyküleri • Kurumsal Ayna: Özdeğerlendirme; ama nasıl? • Kurumların Dönüşümünde Temel İtici Güç: Liderlik • Kaçınılmaz Yol Ayrımlarında Nasıl Hareket Etmeli: Değişim Yönetimi • Böyle Gelmiş Böyle Gitmemeli: Yenileşim ya da İnovasyon • Birlikte Çalışalım, Arayalım, Anlayalım, Çözelim: Moderasyon, Çalıştay, Arama Konferansı Yönetimi ve Kurgusu Cem Mansur kimdir? Müzik eğitimini Londra’da City University, Ricordi Şeflik Ödülünü aldığı Guildhall School of Music and Drama ve Los Angeles Filarmoni Enstitüsü’nde aldı. 1981-89 arası İstanbul Devlet Operası şefliğini yaptı. Hollanda, Fransa, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Macaristan, Almanya, İsveç, İspanya, Meksika, İsrail, Finlandiya ve Rusya’da orkestra ve opera kuruluşlarıyla konuk şef olarak çalışmalarını sürdüren sanatçı, 1989-97 arasında Oxford Şehir Orkestrası Birinci Şefliği’ni yaptı. 1998’de Akbank Oda Orkestrası Daimi Şefliği’ne getirildi.Mansur, İngiltere’nin en eski ikinci korosu İpswich Choral Society’nin fahri başkanı ve Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası kurucu şefidir. Cem Mansur Müzisyen, Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası Kurucu Şefi “Orkestra ile şef arasındaki ilişki, zamanı iyi kullanmak ve potansiyeli iyi değerlendirme kaygısının olduğu her yerde özellikle yöneten ve yönetilenin bulunduğu disiplinlerde var.” Orkestra şefi iyi liderdir Cem Mansur, müziğin yaşamın süsü olarak algılanması fikrine karşı çıkıyor. Klasik müzik eğitimi alan kişinin hayat algısının tamamen değişeceğine yürekten inanıyor. Bir arada müzik yapmanın müthiş bir takım çalışması olduğunu ve demokrasinin en iyi örneğini oluşturduğunu düşünüyor: “Müzik barıştan ve demokrasiden yana mucizevi bir yol. Bir orkestrada çalmak insanın düşünce yapısını etkiler. Tarih ve coğrafyayı öğrenirsiniz. Bir arada müzik yapmak insana gerçek bir demokraside yaşamayı öğretir. Aynı zamanda ötekini dışlamama ve bağ kurabilme kültürünü de aktarır.” Orkestra şefliği iyi lider olmayı gerektirir. Mansur bu konuda görüşlerini şöyle aktarıyor: “Lider olmayı hak eden kişi, onu hak etmek için yönetimdeki insan grubunun potansiyelini iyi tanıyan ve onu motive edebilen kişidir. Bu bazen teknik bilgi, bazen de şevk verebilmek ve coşturabilmekle ilgili olabiliyor. Aslında bu ikisini bir arada en iyi şekilde birleştiren kişi iyi bir orkestra şefi olabiliyor zaten. ‘Lider doğulur’ ya da ‘lider yetiştirilir’ gibi kesin bir ayrıma gitmek çok zor. Her ikisi de mümkün. Şartlar da insanı lider haline getirebilir. Hayatta karşılaştıkları, yapması gerekenler, insanda kendisinin bile bilmediği bir liderlik vasfını ön plana çıkarabilir.” Konuşma konuları • Liderlik / Liderlik ve Otokrasi Dengesi • Yönetim • Motivasyon • Problem Çözme • Takım Ruhu Cem Seymen kimdir? Cem Seymen, liseyi İstanbul’da bitirdikten sonra Ankara’da Bilkent Üniversitesi’nde Turizm İşletmeciliği eğitimi aldı. 1993-1999 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde yaşadı. City University of New York’ta “Siyasal Ekonomi” ve New York Üniversitesi’nde Televizyon Yayıncılığı eğitimi aldı. ABC, CBS ve NBC televizyonlarında profesyonel meslek seminerlerine katıldı. New York Başkonsolosluğu’nda 6 yıl çalıştı. Amerika’daki eğitim hayatı bittikten sonra BRT televizyonunda ekonomi muhabiri olarak çalışmaya başladı. Aynı kanalda, farklı bir dil ve üslupla kaleme aldığı yaşam haberleri ile “Hayatın Renkleri” programını sundu. Cem Seymen Gazeteci, Yazar, TV Program Yapımcısı ve Sunucu İndeks Konuşmacı Ajansı üyesi, gazeteci Cem Seymen için gazetecilik kendi deyimiyle “tutkunun ve şefkatin harmanlandığı büyük heyecan”. Katıldığı etkinliklerde ve konuşmacı olarak yer aldığı organizasyonlarda gazeteciliğin getirdiği refleksleri başarıyla kullanan Seymen, kurum ve topluluklara iletişim odaklı ufuk açıcı konuşmalar yapıyor. Seymen, CNN TÜRK Ekonomi Servisi’nde çalışmaya başladığı günden bu yana dünyadaki dev bütçeli şirketlerin tepe yöneticileri ve Türkiye’nin önde gelen iş adamları ile ses getiren röportajlara imza attı. Konuşmacı olarak katıldığı organizasyonlarda en çok merak edilen konular da genelde bu röportajlar... Davos Ekonomik Forumu ve Uluslararası Para Fonu IMF toplantılarında CNN TÜRK’ü temsil eden Seymen, aynı kanalda sunduğu Sanayi Rotası programıyla dünyanın ve Türkiye’nin farklı kentlerinden her hafta canlı yayın yaptı, sektörlerin sorunlarını yerinde inceledi. Şu anda CNN TÜRK ekonomi ve finans haberlerini sunuyor. Haber spikerliğinin yanı sıra “Para Dedektifi” programıyla bilim, teknoloji, eğitim, inovasyon, üretim, tarım ve hayvancılık alanlarında araştırmalara imza atıyor. Cem Seymen’in en büyük tutkusu seyahat. Uzak coğrafyalara maceralı yolculuklar hayatında önemli bir yer kaplıyor. Gözleme dayalı denemeler yazıyor, fotoğraf çekiyor. Seymen, film ve dizi senaryoları yazarak, kahramanlar yaratmayı çok seviyor. Yakında yazmaya başlayacağı kitabın hazırlıklarını yapıyor. Seymen’in başka bir tutkusu daha var: Edebiyat! Bu tutkusunun peşinden giden Seymen, “geç” demedi ve yeniden üniversite sınavlarına girip Beykent Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü burslu kazandı. 4 yılın sonunda edebiyatı o kadar sevdi ki yüksek lisans da yapmaya karar verdi. Şair Cevat Çapan’la “Joseph Conrad Romanlarında Sömürgeciliğin İzleri” konulu yüksek lisans tezini tamamladı. Edebiyatla ekonomiyi birleştirince rakamları kendine özgü üslubuyla öyküleştirdi. Bu sayede insan odaklı programlarına cesaret, kararlılık, dayanıklılık, azim kavramları damga vurdu. Cem Seymen’e göre her şey hayal etmekle başlıyor. Konuşma konuları • İnovasyon • Gençlik • Eğitim - Özgün eğitim modeli “Köy Enstitüleri” • Çevre ve Doğa • Girişimcilik • Edebiyat Cem Tarık Yüksel kimdir? Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Mühendisliği’nden mezun oldu. İşletme ihtisasını İstanbul Üniversitesi’nde yaptı. 1987’de katıldığı Unilever’de değişik fonksiyon, kategori ve ülkelerde yöneticilik görevlerinde bulundu. Algida Türkiye Tedarik Zinciri Direktörlüğü görevini takiben, İtalya’da Unilever Avrupa Dondurma Operasyonu’nda yeni ürün lansmanları, yatırımlar ve teknoloji geliştirmelerinden sorumlu Teknoloji Direktörü olarak çalıştı. Operasyonel Board üyesi olduğu Avrupa Dondurma Operasyonu Planlama ve Lojistik Direktörlüğü görevini takiben, 2006-2009 yılları arasında Unilever Türkiye-İran-Orta Asya-Kafkasya İnsan Kaynaklarından Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. 1 Nisan 2009 itibarıyla Türkiye Satış ve Müşteri Geliştirme’den sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu üyesi olarak atandı. Yüksel, 2012 yılından itibaren görevine Unilever Türkiye, Rusya, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya Satış ve Müşteri Geliştirme’den Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Yönetim Kurulu üyesi olarak devam ediyor. Cem Tarık Yüksel Unilever - VP Satış ve Müşteri Geliştirme ve Yönetim Kurulu Üyesi “Başarı formülü, değişime ayak uydurmak ya da onu yönetmeye çalışmak değil. Bir adım daha ileri gitmek ve değişime liderlik etmek...” Değişimi şekillendirmek Cem Tarık Yüksel çok farklı tecrübeleri bir araya getirebilmiş az sayıdaki üst düzey yönetici arasında gösterilebilir. Mühendis kimliğiyle yıllarca operasyon içinde yer alan Yüksel, daha sonra kariyerinin önemli bir bölümünü insan kaynakları alanında başarılı bir yöneticilikle geçirdi. Dünyanın önemli yönetim okullarından bir tanesi olarak nitelendirilen Unilever’deki 22 yıllık çalışma hayatı boyunca yönetim stilleri, liderlik, koçluk, tedarik zinciri ve insan kaynakları konularında bilgi birikimini ve edindiği tecrübelerini, gelecek vizyonu ve projeksiyonlarıyla paylaşıyor. Yüksel pek çok üniversitede, şirkette ve sivil toplum kuruluşunda konuşmalar yapıyor, çeşitli zirvelere katılıyor, workshop’lar düzenleyerek eğitimler veriyor. Ayrıca halihazırda Fütüristler Derneği ve Peryön Yönetim Kurulu, Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Danışma Kurulu üyeliklerini de başarıyla sürdüren Cem Tarık Yüksel, globalleşen dünyada hızlı bir değişimin yaşandığını ve bu değişime uzak kalmanın mümkün olmadığını savunuyor. Konuşmalarında ise geleceği, değişimi ve değişimi şekillendirmeyi, yönetim ve liderliği anlatıyor. Kısaca bugünün ve geleceğin liderlerine, İK çalışanlarına başarının formülünü veriyor. Konuşma konuları • Gelecek 10 Yılda Öngörülen İş Dünyasını Etkileyecek Değişimler (Teknoloji-Ekonomi-Toplum-Kaynaklar) • Gelecek ve Çalışma Hayatı (Çalışma Ortamı-Yetenek Yönetimi-Liderlik Tarzı) E. Tümg. Cemil Özer kimdir? 1972’de Kara Harp Akademisi’nden kurmay subay olarak mezun oldu. Eğitim amacıyla 1974’te ABD-Kansas City, Leavenworth ABD Komuta ve Kurmay Koleji’ne ve 1976’da Roma, NATO Savunma Koleji’ne gönderildi. 1978’de Napoli, NATO Karargahı’nda Kara Şube Müdürlüğü’ne atandı. 1980’de Uzunköprü’de Alay Komutanlığı yaptı. 1982’de tuğgeneral, 1986’da tümgeneralliğe yükseltildi. 1990’da emekli oldu. Marmara ve Yeditepe Üniversitelerinde Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersleri verdi. Yeditepe Üniversitesi’nde Sosyal Antropoloji dalında doktora çalışması yaptı. Cemil Özer Emekli Tümgeneral, Yazar, Stratejist “Doğrular ortamın ve çağın gerekleri ve değerleridir. Gerçekler ise yaşananlardır. Yaşananlar doğrularsa, işte o ideal toplumdur.” Doğru ile gerçek Cemil Özer’in hayatı iki farklı dönemden oluşuyor. Küçük yaşlarda adım attığı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesinde kariyer yaptı, önemli başarılara imza attı. Emekli olduktan sonra akademik çalışmaları, yazıları ve televizyon programlarıyla aktif bir sosyal hayata imza attı. Özer, “Arayış” kelimesine çok önemli bir anlam yüklüyor. İlk kitabını da “Arayış” başlığıyla yayınlayan Özer, bireyin kendisini ve çevresini geliştirmesi için aramaktan ve sorgulamaktan vazgeçmemesi gerektiğini söylüyor. Profesyonel olarak askeri yaşamı terk ettikten sonra sosyal antropoloji alanında akademik eğitim alan Özer askeri konuları ustalıkla sivil hayatla birleştiriyor. Küresel gelişmeler ışığında yanıtlarını bulmakta güçlük çektiğimiz çok aktörlü sorunlara aydınlatıcı bakış açısıyla farklı pencereler aralıyor. Derin bir tarih bilgisine sahip olan Özer, uzun yıllar kaldığı yurt dışı görevleri ile uluslararası ortamlardaki deneyimlerini güncel siyasi ve ekonomik gelişmelerle buluşturuyor. Toplumsal olaylarda yanlışların birçoğunun yanlış olduğunun bilinmediğine dikkat çeken Özer, Türk dış politikası, günlük siyasetimiz ve tarihimizden ibret verici örneklerle görüşlerini açıklıyor. Özer, yakın tarihimiz, uluslararası ilişkiler ve Türk dış politikası ile askeri ve güvenlik stratejileri konularında aranan bir konuşmacı olarak dikkat çekiyor. Konuşma konuları • Sosyolojik, Siyasi ve Tarihsel Boyutuyla Türkiye’nin Dünü, Bugünü, Geleceği • Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğuşu, Kuruluş Felsefesi • Türkiye Cumhuriyeti’nin Uluslararası Otamdaki Yeri, Avantaj ve Dezavantajları Kitapları • Arayış • Atatürk İndeksi Cengiz Aktar Kimdir? 1989’dan bu yana AB’nin derinleşme ve genişlemesini bu süreçlerin içinde bizzat yer alarak izliyor. 1989-1994 yılları arasında BM çatısı altında ve AB’nin göç ve iltica politikaları etrafında biçimlenen hükümetler arası danışma kurulunun ikinci başkanı olarak çalıştı. 1994-1999 yılları arasında ise BM’nin Slovenya Temsilciliği’ni yönetti. 2010 İstanbul Kültür Başkenti çalışması Aktar tarafından başlatılan bir organizasyon. Cengiz Aktar AB Uzmanı Cengiz Aktar Avrupalı’da Türkiye’yle ilgili bilgi noksanlığı ve önyargı olduğunu söylüyor: “Avrupalı, zamanında İspanya’yı da istemiyordu, bilgilendirilmeleri gerekiyor. ” Türkiye’nin üyeliği Avrupa için bir test Cengiz Aktar, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolculuğundaki önemli isimlerden. Akademik kimliğinin yanı sıra, iletişim ortamlarında yaptığı katkılarla dikkat çekiyor. Aktar’ın diğer bir önemli uzmanlığı ise tarım. Özellikle organik tarım konusundaki çalışmalarıyla dikkat çeken Aktar; AB, Türkiye ve tarımla ilgili sorun ve konularda söz sahibi az kişiden biri. AB’nin mevcut yapısı içerisine Türkiye’nin dahil olmasının Avrupa açısından bir test sayılabileceğini söyleyen Aktar, “Avrupa için Türkiye’nin üyeliği bir test. Yani Yahudi-Hıristiyan temele bir de Müslüman unsurunu koymak kolay değil” diyor. Aktar, AB müzakere ve hazırlık çalışmalarının 1959’dan beri tüm AB ilişkilerinde olduğu gibi bir dış ilişki olarak algılanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylüyor: “AB’ye üyelik sürecinde bu adetlerin sürdürülmesi mümkün değil, çünkü bunlar AB süreci gibi katılımcı, şeffaf ve ancak topluma mal oldukça somutlaşacak bir sürece uygun değil.” Konuşma konuları • AB ilişkisi tarihçesi ve müzakere süreci • Türkiye’nin dış politikası; kırsal kalkınma • Bölgesel politika; organik tarım Kitapları • Türkiye’nin Batılılaştırılması • Avrupa Yol Ayrımında Türkiye • Avrupa Okumaları • Avrupa Birliği’nin Genişleme Süreci • Ekümenik Patrikhane Cenk Serdar kimdir? Cenk Serdar, Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu. University of Pennsylvania, The Wharton School’da Finans ve Pazarlama üzerine MBA ve Bilgi Sistemleri konusunda master yaptı. Wharton School’da akademisyen, Superonline’da Bireysel Servisler Müdürü ve Doğan Yayın Holding’de İnternet Servisleri Başkanı, Garanti Bankası’nda Alternatif Dağıtım Kanalları Müdürü olarak görev aldı. Genel Müdürlük görevini devraldığı Ixir’i SuperOnline ile birleştirdi. Hollanda merkezli bölgesel bir banka olan Garanti Bankası International’da IT‘den sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. Doğuş Otomotiv’de Genel Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. Turkcell’in en önemli transferlerinden biri olarak Turkcell şirketlerinden Mapco’ya Genel Müdür olarak geçti. Turkcell’in Katma Değerli Servisler Genel Müdür Yardımcılığına getirildi. Vodafone tarafından Global Mobil Ödemeler Direktörü olarak atanmasının ardından Vodafone Global’de Veri, İletişim ve İçerik servislerinden sorumlu Bireysel Servisler Direktörü görevini üstlendi. Halen Saudi Telecom’da Kıdemli Başkan Yardımcılığını yürüten Serdar, JOYN, 4G benzeri endüstrinin geleceğini yakından etkileyecek alanlar üzerinde çalışıyor. Cenk Serdar Saudi Telecom, Kıdemli Başkan Yardımcısı “Gelecek, teknolojiyi planlamak, bir nevi aşk yaratmaktan çok farklı değil.” Her gün bir başka yeniliğe uyandığımız teknoloji çağında o, geleceği bizden önce yaratanların ekibinden. Gelecekte bizi nelerin beklediğini, teknoloji firmalarının bizlere hazırladığı sürprizleri o şekillendiriyor. Hayatımızdaki yeri her geçen gün daha da genişleyen mobil dünyasının yöneticilerinden… Dolayısıyla geleceğimizi en iyi o biliyor. Cenk Serdar, telekomünikasyon sektörünün devleri tarafından transfer edilen bir yönetici olmasının yanı sıra marka ve algılara bambaşka taraftan bakan bir isim. Cenk Serdar, telekomünikasyondan otomotive farklı sektörlerde elde ettiği tecrübesi ile özellikle teknoloji ve algı konularında başarılı bir konuşmacı olarak deneyimlerini paylaşıyor. Teknoloji ve gelecek ile ilgili neler olacağını İndeks Konuşmacı Ajansı konuşmacısı Cenk Serdar’dan öğrenebilirsiniz. Akademisyenliğin ardından, Superonline ile kariyerine başlayan Cenk Serdar, Doğan Yayın Holding, Garanti Bankası, IXIR, Doğuş Grubu, Volkswagen, Turkcell ve Vodafone Global’da üst düzey yöneticilik görevleri üstlendi. Dijital çağın hızlanmasına yol açan mobil uygulamalar alanında mobil telekomünikasyon sektörünün dünyadaki en tecrübeli isimlerinden olan Serdar, Türkiye’de bugün bankacılık, internet ve mobil telekomünikasyonda kullandığımız internet bankacılığı, mobil imza, mobil ödeme, mobil reklam, cep trafik gibi hayatımızı değiştiren birçok farklı uygulamayı bizzat gündelik yaşamımıza kazandırmış bir isim. Marka konumlandırma ve algıları konusunda araştırmalarına devam eden Serdar, bu sayede oldukça ilgi çekici bir başka noktada da bildiklerini bizlerle paylaşıyor. Algının beyinden ve aşk duygusundan geçtiğini söyleyen Serdar, aşk ve beyin konusundaki sunumları ve verdiği bilgilerle marka konumlandırmasını, lovemark yaratmanın ipuçlarını anlatıyor. İndeks Konuşmacı Ajansı bünyesinde tecrübelerini ve birikimlerini anlatan Cenk Serdar, geleceği görmek isteyenlere yepyeni kapılar açıyor. Konuşma konuları • Mobil / Dijital Hayat • Teknoloji ve Gelecek • Uluslararası Firmalarda Kariyer • “Aşk ve Beyin” Lovemarks / Aşk markaları • “Farklı beyinler, Farklı algılar, Farklı ihtiyaçlar” müşteri ve çalışanlarınıza bir de bu açıdan bakın! Coşkun Aral kimdir? 1 Mayıs 1956’da Siirt’te doğdu. 1974 yılında basın fotoğrafçılığına başladı. 1977 yılı kanlı 1 Mayıs olaylarında çektiği fotoğraflar Sipa Press aracılığı ile tüm dünyada yayımlandı. Sipa Ajansı’nın Türkiye muhabirliğini üstlendi. Bu arada Türk basınında da Türk Haberler Ajansı, Milliyet, Hürriyet gazeteleri ile freelance çalıştı. 1980’den itibaren Times, Newsweek, Paris-Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına Polonya’daki ünlü Gdansk görevinde, Lübnan, İrlanda, Çad ve Uzak Doğu’daki savaşlarda fotoğraf çekti. 1980’de kaçırılan bir uçakta, ilk kez hava korsanlarıyla röportaj gerçekleştirdi. Türkiye’nin ilk bilgi ve belge kanalı İZ TV’yi kurdu. Time, Newsweek, Paris-Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına savaş fotoğrafçısı olarak mesleğine devam ediyor. Türkiye’de 32. Gün adına başlattığı savaş TV muhabirliğini ve Haberci adlı televizyon haber belgeseli yapımcılığını da sürdürüyor. Coşkun Aral Gazeteci, Uluslararası Savaş Fotoğrafçısı, Belgesel Yapımcısı “Bir belgesel fotoğrafçısı olarak dünyada seyahat ettiğim yüzlerce ülke ve coğrafyada yaşanan anları belgelerken, hep aklımda tüm ayrıntılarıyla bilginin belgeye dönüştürülmesi için daha neler yapılabileceği vardı.” Coşkun Aral’ın dünyasına hoş geldiniz! Coşkun Aral, 35 yıllık deneyimli bir gazeteci, haberci, uluslararası savaş fotoğrafçısı, gezgin, macera insanı, belgesel yapımcısı… Aral’ı anlatmak için kelimeler yeterli değil. Durmak nedir bilmeyen, Türkiye ve dünyanın dört bir yanını karış karış gezip gören, keşfeden, üreten ve paylaşan Aral, farklı projeleriyle İndeks Konuşmacı Ajansı’na çözüm ortağı olarak katılıyor. Onun sıra dışı dünyasına bir süre de olsa konuk olmak isteyenler için bu kaçırılmaz bir fırsat. Sayısız ülkeye seyahat etmiş, Türkiye’nin her köşesini avucunun içi gibi bilen bir gezgin Coşkun Aral. Türkiye’de ve dünyada birçok insanın bilmediği özel kentlere ve bölgelere geziler düzenliyor. Bu gezilerde gidilen yerin kendine has özelliklerini gözler önüne seriyor, katılımcılara eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Usta belgeselci Aral’ın çektiği ve yıllardır ilgiyle izlediğimiz devasa belgesel arşivi son derece değerli Aral, İndeks Konuşmacı Ajansı çözüm ortağı olarak firmalara belgeseller hazırlıyor. İstenildiği takdirde zengin arşivinden de faydalanma imkanı sunan Aral, gerektiğinde firmanın hedefleri doğrultusunda yeni belgesellere imza atıyor. Coşkun Aral ayrıca firmaların tanıtım aracı olarak kullanabilecekleri 3D filmler hazırlıyor. Özelikle fuarlara katılım sağlayacak firmalar için son derece fayda sağlayan bu çalışma ile hedef kitleye ayrıntılı, yaşıyormuş hissini veren bir tanıtım gerçekleştirmek mümkün oluyor. “Coşkun Aral, “İnsanın Savaşı, Savaşın İnsanı” isimli sunumunda belgeselcilik ve savaş muhabirliği kariyerinde karşılaştığı olaylar ve insanların görselleriyle, hikayelerini harmanlıyor. Hedefler ne kadar ulaşılmaz görünürse görünsün, her zaman her şeyi başarmanın bir yolunun olduğunu vurguladığı konuşması ile dinleyenleri zoru başarmak konusunda etkileyici sunumuna ortak ediyor.” Konuşma konuları • Kent Kültürü, Yaşam Mimarisi • Sıra Dışı Seyahat Parkurları • Sıra Dışı Yaşamlar • Sıra Dışı Tedaviler • Sıra Dışı Giysiler/Makyajlar/Saçlar • Sıra Dışı Yemekler ve Pişirme Yöntemleri • Sıra Dışı İnançlar, Ayinler, Düğünler • Dünyanın Kadınları ve Çocukları • Gezi ve Macera • İlk İnsandan Günümüze 360 Derece Yerküre Curtis Erhart kimdir? Doğaçlama oyunculuk eğitimini, bu alanda en önemli iki kuruluş kabul edilen Chicago’daki The Second City’de ve Improv Olympic’de tamamladı. Ardından İstanbul’a yerleşen Erhart, Mahşeri Çümbüş ve Yersiz Oyuncular Tiyatro Atölyesi gibi gruplarla çalıştı. İzmir, İstanbul ve Eskişehir’de unutulmaz performanslar sergiledi. Kartal Tibet’in yönettiği Amerikalılar Karadeniz’de II adlı filmde eşi Itır Erhart ile beraber rol aldı. Ömer Faruk Sorak’ın 8 Saniye filminde de oynayan Erhart ayrıca Paramparça Aşklar dizisine de seslendirme yaparak değerli katkılar sundu. Curtis Erhart Yönetmen, Performans Sanatçısı, Eğitmen İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Curtis Erhart, doğaçlama deyince Türkiye’de öne çıkan en önemli isimlerden biri. Kendi performansını sergilemenin yanı sıra doğaçlama üzerine eğitimler veren Erhart çok çeşitli topluluklara bilgi ve tecrübelerini aktarıyor. Çocuklarda oyunun önemi, etkili sunum becerisi, empati kurabilme gibi alanlarda dinleyicilerine önemli ipuçları veren Erhart kariyerine 2000 yılında Şikago’da adım attı. Alanının aranan konuşmacılarınan biri haline gelen Curtis Erhart, doğaçlama çalışmalarını Türkiye’de on yıldan fazla süredir devam ediyor. Aynı zamanda ayda iki kez YOTA Komedi Sahnesi’nde iki kişilik, doğaçlama bir oyun sergiliyor. Curtis Erhart, Doğaçlama Oyunculuk üzerine aldığı eğitimleri ve bu alandaki deneyimlerini, oyuncuların yanı sıra kamera ve topluluk karşısına çıkan kurumsal dünyadaki profesyonellere aktarıyor. Spontan olmak ve beden dilini doğru kullanarak kontrollü iletişim kurmak üzerine eğitimler veren ve çeşitli konuşmalar gerçekleştiren Erhart Erhart, ayrıntıları önceden saptanmamış, anlık konuşmalara karşı hazırlıklı olmayı, büyük ölçüde karşı tarafın aksiyonlarına, grup dinamiğine dayanarak aniden “rol” geliştirmenin inceliklerini aktarıyor. Konuşma konuları • Spontan olabiliyor musunuz? • Beden dilini doğru kullanabilmek • Bir metne bağlı kalmadan kontrollü iletişim kurabiliyor musunuz? Cüneyt Arkın kimdir? Es­ki­şe­hir’in Al­pu il­çe­si­ne bağ­l› Ka­ra­çay kö­yün­de doğ­du. Li­se öğ­re­ni­mi­ni Es­kişe­hir Ata­türk Li­se­si’nde yap­tı. Türk si­ne­ma­s›­n›n en ün­lü oyun­cu­la­r›n­dan bi­ri olan Ar­ k›n, İs­tan­bul Üni­ver­si­te­si T›p Fa­kül­te­si’n­den 1961 y›­l›n­da me­zun ol­du, as­ker­li­ği­ni yap­t›­ğ› yer­de Gök­sel Ar­soy’un başrol oy­na­d›­ğ› bir film çe­ki­lir­ken yö­net­me­nin dik­ka­ti­ni çek­ti. Bir sü­re iş ara­yan Ar­k›n yö­net­me­nin tek­li­fi ak­l›­na ge­lip oyun­cu ol­ma­ya ka­rar ver­di. Si­ne­ ma oyun­cu­lu­ğu ya­şa­m›­na 1963’te başla­d› ve iki y›l için­de en az 30 film çe­vir­di. Yak­la­ş›k 300 film­de oy­na­yan Ar­k›n, son y›l­lar­da Türk te­le­viz­yo­nun­da değişik dal­lar­da gö­rün­me­ye başla­d›. At bin­me­de ve ka­ra­te­de uz­man spor­cu un­va­n›­na sahip. Cüneyt Arkın Oyuncu “Kültür emperyalizmi kafalarını karıştırmış gençlerin. İşte benim “Kahpe Bizans” dediğim bu. Kahpe Bizans’la mücadele etmek lazım…” N’ayırlar N’evetlere dönüşürse Türkiye’de kült filmi kahramanı denince ilk “O” gelir akıllara… Malkoçoğlu, Cüneyt Arkın, Fahrettin Çüreklibatır… Birden çok adı var ve birden çok mesleği de var. Aslında doktor olan Cüneyt Arkın, Türkiye’deki kült filmlerine başarılarıyla imza attı. Bir süre çeşitli gazetelerde de sağlık ile ilgili köşe yazarlığı yaptı. Birçok reklam filminde yer aldı. Anadolu’yu gezerek televizyon programı sunuculuğunu da üstlenen Arkın, son zamanlarda alkol ve uyuşturucuya karşı açtığı savaşla dikkat çekiyor. “Gençleri mutsuz görmek beni üzüyor” diyen Arkın, Türkiye’deki düzensizliğin gençleri alkol ve uyuşturucuya sürüklediğini savunuyor. Konuşma konuları • Oyunculuk • Yeşilçam Sineması • Atatürk ve sanat • Uluslararası arenadaki kült filmler içinde Cüneyt Arkın filmlerinin yeri… • Dublör kullanmadan sinemada kahraman olmak… • Dünün ve bugünün sineması • Alkol ve uyuşturucu ile savaş • Sinema ve tarih ilişkisinin oyuncu olarak irdelenmesi • Oyuncu gözüyle toplumsal sorunlara bakış • Yeşilçam sonrası sektörleşmeye başlayan sinemaya bakış • Aile ve Evlilik • Baba ve Çocuk ( Murat ve Kaan Cüreklibatur ile birlikte) Çağlar Çabuk kimdir? Karadeniz Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü ve Newport Üniversitesi Davranış Bilimleri Bölümü mezunu olan Çağlar Çabuk, çalışma yaşamına Samtas A.Ş.’nin personel bölümünde başladı. İş yaşamının on altı yıllık ilk bölümünü İnsan Kaynakları Müdürü olarak çalıştığı Standard Bank Plc. Türkiye Temsilciliği’nde 2008 yılında noktalayan Çabuk aynı yıldan bu yana kendi eğitim ve danışmanlık firmasında faaliyetlerini sürdürüyor. KalDer ve PERYÖN üyesi olan Çağlar Çabuk, kurucusu olduğu Koçluk Platformu Derneği (KPD)’nde 2010-2013 ve 2014-2015 dönemlerinde Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Koçluğun meslek olarak kabul edilmesi çalışmalarına öncülük etti, KPD’nin zirve, panel ve diğer etkinliklerinde düzenleyici, panelist, oturum başkanı ve konuşmacı olarak yer aldı. Çağlar Çabuk Profesyonel Koç, Moderatör, EFQM ve BPS Onaylı Değerlendiricisi İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Çağlar Çabuk, Türkiye’de mobbing (iş yerinde psikolojik taciz) konusunda ilk saha çalışması yapan uzman olarak tanınıyor. Aralık 2014’ten beri EFQM Kurumsal Mükemmellik Değerlendiricisi olarak KalDer Değerlendirme ekiplerinde görev alan Çağlar Çabuk, çalışmalarına profesyonel koçluk, kurum içi mentor yetiştirme ve profesyonel gelişim konularında eğitmenlik, bireysel/kurumsal koçluk ve mobbing’in önlenmesi konusunda danışmanlık yaparak devam ediyor. 2009’da hayata geçirilen “Bilgilendirme Araştırma ve Destek Merkezi” projesini yöneten Çabuk, bu proje kapsamında mobbing mağdurlarına gönüllü destek verdi. Halihazırda kurumsal ve bireysel mobbing’le mücadelede eğitim danışmanlık hizmeti veren Çabuk aynı zamanda bu alanda, bilirkişi olarak da görev yapıyor. TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun “Mobbing Alt Komisyonu”ndaki milletvekillerini bilgilendirmek üzere toplantılarda görev alan Çağlar Çabuk, aynı zamanda bir sivil toplum projesi olan “TBMM Ortak Çalışma Grupları”nın profesyonel moderatörlüğünü yürütüyor. Çabuk, 2010 yılından itibaren Okan, Kadir Has, Bilgi ve Işık Üniversitelerinin Sürekli Eğitim Merkezleri ile işbirliği içinde İnsan Kaynakları ve 4 Boyutlu Profesyonel Koçluk eğitim programları düzenliyor. Kasım 2013-Mayıs 2014 aralığında insan kaynakları ve iş profesyonellerine yönelik olarak ayda bir “Damlaya Damlaya” buluşmalarını gerçekleştiren Çabuk, BAUSEM iş birliğiyle 2104-2015 döneminde hedef grubu 20-30 yaş aralığında yer alan çalışanların oluşturduğu “4B Genç Profesyoneller” topluluğu kurumsal sosyal sorumluluk projesini uyguladı. 2014-2105 döneminde Okan Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’nda İnsan Kaynakları Yönetimi Bölümü’nde insan kaynakları yönetimi dersleri veren Çabuk, Bahçeşehir Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi ve Haliç Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi iş birlikleriyle kurumsal eğitimler ve genel katılıma açık yetkinlik geliştirme eğitimleri de veriyor. Çağlar Çabuk’un mobbing mağdurlarına pratik bilgi ve öneriler içeren “Sıfıra Sıfır Elde Var Mobbing”, 4 Boyutlu Koçluk modelini anlatan “Koçluk ve 4. Boyut” ve “Yumuşak Güç” adlı üç kitabı bulunuyor. Konuşma konuları • Yumuşak Güç • Liderlik Ve Yumuşak Güç • Mobing (İşyerinde Psikolojik Taciz) Olgusu • Koçluk Ve Mentörlük Kitapları • Sıfıra Sıfır Elde Var Mobbing • Koçluk ve 4. Boyut • Yumuşak Güç Defne Sarısoy kimdir? T.E.D Ankara Koleji’ni ve Ankara Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Üniversite öğrenimi sırasında Aktüel Dergisi ve 1 Numara Yayıncılık’a bağlı kadın dergilerinde çalışan Sarısoy, özel televizyonların kurulma aşamasında, Flash TV’de görev aldı. Redaktör spikerlik, muhabirlik görevlerinin yanı sıra, kadın, gençlik, sağlık ve eğitim programları hazırlayıp sundu. 1993’te Star TV’de göreve başlayan Sarısoy, spikerlik görevinin yanı sıra “Yakın Takip” ve “Kırmızı Koltuk” programlarını hazırlayıp sundu.1995-1997 arasında Kanal D’de “Ana Haber Spikeri” olarak görev yaptı. 1997’de Londra Westminster Üniversitesi’nde radyo-televizyon kurslarına katıldı. 1999’da NTV’de göreve başlayarak üç yıl boyunca “Ana Haber Bülteni” sundu. “Sıra Sizde” ve “AnneÇocuk Ölümlerini Önleme Kampanyası” çerçevesinde sağlık programları hazırlayıp sundu. “Dünyaya Bakış” adlı dış haberler programının sunuculuğunu; “Güzel Pazar” ve “Güzel Günler” programlarının yapımını ve sunuculuğunu üstlendi. NTV-MSNBC Haber Portalı’nda, gündemin önemli konularını, iki yıl boyunca söyleşileriyle okuyucuya aktardı. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ile birlikte, “Yaşasın Hayat” ve“Hayatın Senin Elinde” programlarını hazırlayıp sundu. Halen serbest programcı olarak çalışan Sarısoy, TRT Haber’de “Hayat +”, “Defne Sarısoy’la 10’dan Sonra”, “Günlük” ve “Ekonomik Tarifler” programlarını sundu. Defne Sarısoy TV Haber ve Program Sunucusu; Eğitimci “Haber spikeri olmak benim karar verdiğim bir şey değildi. Aslında hayat benim önüme böyle bir seçeneği getirip koydu.” Konuşmayanı konuşturan sunucu Defne Sarısoy, yapımcı, editör ve sunucu olarak gündem yaratan çok sayıda programa imza attı ve atmaya devam ediyor. Hazırladığı programlara davet ettiği konuklarıyla pozitif bir iletişim kuran ve programlarını keyifle izleten tecrübeli sunucu, bu özelliğini hayatına da yansıtıyor. Programcılığının yanında farklı alanlara yönelmiş olan Sarısoy, çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde“gönüllü elçi” olarak görev alıyor. “Ekrana yakışan bir yüz ve iyi bir diksiyon önemli ama başka önemli şeyler de var. İlk aklıma gelenler, inandırıcı ve güvenilir olmak. Bu işi yaparken, bir başkasını taklit etmeden kendiniz olabilmeyi başarmanız gerekiyor. Bunlar biraz da deneyimle gelen özellikler” diyen Sarısoy, 2005-2008 yıllarında İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Uygulamalı TV Sunuculuğu ve Medyada Dilin Kullanımı konularında dersler verdi. Katıldığı “Hayatla İletişim” seminerlerinde güzel konuşmanın belli kuralları, topluluk önünde konuşurken rahatlama yöntemleri, doğru bildiğimiz yanlışlar, dışarıdan nasıl algılandığımız gibi her gün kullanabileceğiniz pratik bilgiler yer alıyor. Özel toplantı, kongre ve konferanslarda sunuculuk ve moderatörlük de yapan ünlü televizyoncu, kişisel gelişimin iletişim becerilerimize nasıl yansıdığını ve hayatla nasıl iletişim kurmamız gerektiğini anlatan bir kitap hazırlığı içinde. Sarısoy Türkçenin yanı sıra İngilizce ve İtalyanca sunumlar gerçekleştiriyor. Konuşma konuları • Sunuculuk ve Moderatörlük • Etkili Konuşma ve Beden Dili • Medya İlişkileri • Kişisel Gelişim • İletişim Deniz Gökçe kimdir? 1942 yılında istanbul’da doğan Deniz Gökçe, İstanbul Alman Lisesi’nde aldığı eğitimin arkasından önce Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi, ardından da ABD,Georgia State Üniversitesi’nde finans dalında MBA ve ekonomi dalında da doktora derecesini aldı. Yurt dışında Georgia State ve Emory Üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptıktan sonra Türkiye’de Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi-İşletme Bölümleri’nde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Gökçe, akademik çalışmalarının yanı sıra ekonomi danışmanlığı yapıyor, pek çok şirkete eğitim veriyor. Akşam gazetesindeki köşe yazılarında ekonomiyi yorumlarken akademik kariyerini Bahçeşehir Üniversitesi’nde Uluslararası Finans Bölüm Başkanı olarak sürdürüyor. Deniz Gökçe Ekonomist, Futbol Eleştirmeni,Yazar Krizde yangına körükle gitmeyen tavrı ve yorumlarıyla dikkat çekti. Dinleyenleri sağduyulu olmaya davet etti. Krizin “k”sını duyup, “Eyvah! Şimdi n’olacak?” diye feryat edenlere pozitif ve yaratıcı yanıtlarla madalyonun diğer yüzünü anımsattı. “Karalar bağlayıp, kötümser olmayın” Deniz Gökçe, ekonominin karışık dünyasını basite indirerek anlatmaya çalışıyor. Alışıla gelen kötümser açıklamaların ötesinde, gerçekçi ve iyimser yaklaşımıyla herkesin ilgisini çekiyor. “Ekonomi ile futbolun birçok ortak tarafı var” Gökçe’ye göre ekonomi ve futbol özellikleri bakımından birbirine benziyor. Farklı renkleri bir araya getirmeyi başaran Gökçe, ekonomi ve futbolun rekabet kavramının üzerinde durduğunu şöyle anlatıyor; “Her ikisinde de en az iki taraf var. Rekabetin saygı görmediği, karşı tarafın horlandığı ortamlarda, hem futbolda hem de ekonomide felaketler yaşanır.” Ekonomi başlığı altında konuşmalar yapan Gökçe, makro ve mikro düzeyde Türk ve dünya ekonomisinin geleceğine dair ipuçları veriyor. Gökçe, konuşma içeriğinde; iş hayatındaki ekonomik kaygılar için veriler ve raporlardan faydalandığı samimi, ama gerçekçi bir yol haritası sunuyor. Konuşma konuları • Ekonomide Yeni Dünya Düzeni • Rekabet • Türkiye Ekonomisi: Makro Bakış • Türkiye Ekonomisi: Mikro Bakış • Değişen Dünya ve Türk Ekonomisi • Sosyal ve İktisadi Yönleriyle Futbol • İstihdam Deniz Türkali kimdir? 1944 yılında İstanbul’da doğan oyuncu Deniz Türkali, Nişantaşı Kız Lisesi ve Şişli Koleji’nde okudu. Konservatuar eğitimini Londra’da tamamladı. Sosyal ve siyasi yazılar yazdı, etkinliklere katıldı. dergisinde ve “Kriter” dergisinde Avrupa Birliği ülkeleri sinema tanıtım yazıları yazdı. “Şehvet” adlı bir albümü bulunan oyuncu Galip Derviş, Hürrem Sultan, Gece Melek ve Bizim Çocuklar, Eylül Fırtınası, Dudaktan Kalbe gibi birçok sinema ve televizyon filminde rol aldı. Deniz Türkali yalnızca sinemayla ilgilenmedi, müzik de onun hayatında önemli bir yer tutuyor. İlk evliliğini İtalyan şarkıcı Ernesto Casalini ile yapan oyuncunun kızı Zeynep Casalini de tıpkı annesi gibi sanatla yoğruldu. Deniz Türkali ömrünün neredeyse yarısını Atıf Yılmaz ile geçirdi. Deniz Türkali Oyuncu, Senarist, Yazar Yaşamayı bilmek bir tür sanattır. İş hayatını zevkli kılacak küçük hazları asla es geçmemek gerekir. Deniz Türkali Türk sinemasına emek vermiş tecrübeli bir oyuncu ve senarist. Oyunculuk, konuşma sanatı üzerine dersler konferanslar veren Türkali halen DOT Tiyatro ve 2. Kat Tiyatro’da oyunlar sergiliyor. Hayatımın Yemekleri adlı kitabı yayına hazırlanan oyuncunun hayat öyküsünü ise Murat Çelikkan yazdı. Hazırlığı tamamlanmak üzere olan nehir sohbetleri yakın bir zamanda yayınlanacak. Oyuncunun “Mine” ve “Minik Serçe” olmak üzere kaleme aldığı iki farklı senaryosu da bulunuyor. Türkali’nin hayatında sinemanın yeri çok özel. Yönetmen Atıf Yılmaz ile ikinci evliliğini gerçekleştiren Türkali için sanat ve edebiyatla yoğrulmuş bir ailede dünyaya geldi. Babası yazar Vedat Türkali, Deniz Türkali’nin kültürel ve siyasi çizgisinde çok önemli rol oynadı. Sinemayla iç içe yaşayan oyuncunun hayatında Nişantaşı Kız Lisesi’nde okuduğu yıllar bir dönüm noktası kabul edilebilir. O yıllarda tiyatroyla tanışan oyuncu Şişli Koleji’nde eğitimi sürdürdükten sonra Konservatuar Tiyatro Bölümünü kazandı. Türkiye’de iki yıl okuduktan sonra eğitimine Londra’da devam etti. İtalyada Dario Fo, Franca Rame ile çalıştı. Müzik çalışmalarını yürütürken bir yandan da Milliyet Yayınları’nda yayın danışmanlığı yaptı. Yıllar 1980’i gösterdiğinde Türkali yeniden oyunculuğa döndü. Elbette müziği tamamen bırakmadı. Üstelik müziğe olan tutkusu Türkali’ye tek kişilik tiyatro oyunlarında başarıyı getirdi. Radyo programları hazırlayıp sundu, köşe yazarlığı yaptı, sinema ve televizyon filmlerinde oynadı, senaryo yazdı. “Kaktüs” dergisinde, Milliyet gazetesinde, Hayat Dergisinde gazetecilik yaptı. Milliyet, Hürriyet, Radikal gazetelerinde çeşitli konularda yazdı. Kamelyalı Kadın müzikalinde Prudence Duvernoy’u canlandırdı. Sanatla uğraşırken bir yandan da iş hayatına atılan Türkali 5. Kat Restaurant ve Leyla Café’yi işletti. Konuşma konuları • Herkes oynayabilir mi? Beden dilimizi kullanmayı biliyor muyuz? • Bir motivasyon olarak aşk’a vakit var mi? • Zamanı kullanmak hayatı kullanmak • İletişim becerileri Dennis Redmont kimdir? Columbia Üniversitesi Gazetecilik bölümünü dereceyle bitirdi. AssociatedPress (AP) New York ofisinde çalışmaya başladı ve 1965’te ajansın Lizbon’daki en genç muhabiri oldu. AP’nin merkezi Roma’da bulunan Akdeniz Bölgesi’nde yöneticilik görevine gelmeden önce 80 ülkede muhabirlik yaptı. 2000’de İtalyan haber ajansı AP.com’un kuruluşunda görev aldı. 90 yıllık Italyan Yabancı Gazeteciler Derneği Stampa Estera’nın dört yıl üst üste başkanlığını yaptı. Halen Peru RAI Gazetecilik Okulu ile İtalya’da Gorizia Üniversitesi’nde ders veriyor. Uluslararası iletişim firmalarına danışmanlık yapıyor. Ayrıca uluslararası pek çok firmaya iletişim alanında danışmanlık yapıyor. Dennis Redmont Gazeteci / Associated Press Ajansı Roma Bürosu Eski Şefi Ünlü gazeteci Dennis Redmont’un iyi gazeteci formülü: “Habere ilk ulaşan ol, ama doğru haberi al. Yazabildiğin kadar hızlı yaz. En yüksek etik değerlere sahip ol ve kredibiliteni her zaman en üstte tut. Multimedyaya hakim ol.” Medya değişiyor, gazetecilik aynı Dennis Redmont, bir iletişim cambazı, medya sihirbazı... Associated Press (AP)’de muhabirlikten üst yönetime kadar çıkmayı başarmış bir gazeteci. Avrupa ve Amerika’da kamu ve özel sektörde çok sayıda firmada üst düzeyde yöneticilik yapmış bir profesyonel. Deneyimli bir muhabir ve haberci. Gazetecilik kariyeri boyunca 80 farklı ülkede görev yapmış bir iletişimci. Redmont gerilla savaşlarından Latin Amerika’daki dikta rejimlerine, Ortadoğu krizlerinden Papa seçimine kadar uzanan farklı siyasi, ekonomik olayı izledi, görüntüledi, haber yaptı. Redmont gazeteciliğin özünün değil, tekniğinin değiştiğini söylüyor. Reklam verenlerin, yatırımcıların kısaca gazeteciliğin “işyönetim” tarafının sesinin daha çok çıktığını söylese de ona göre mücadele hep aynı... Redmont, medyanın geçirdiği evrimin önemli tanıklarından. Avrupa ve ABD’deki gelişmeleri yakından takip ediyor, konuşmalarında birey gazeteciliğinden sosyal network’lere, haber paylaşımından cep telefonlarına tüm mecraları anlatıyor. Yeni medya mecralarında insanın etkisi ve gücü, kişiselleştirme, kontrol azlığı ve etik gibi konuları tartışmaya açıyor. Dennis Redmont, iletişim ve medya alanındaki panel ve konferanslara moderatör olarak da katılıyor. Redmont 5 dilde; İngilizce, İtalyanca, Fransızca, İspanyolca ve Portekizce medya ilişkileri eğitimi veriyor. Redmont aktif gazeteciliği bıraktıktan sonra çalışmalarını uluslararası kurumların iletişim danışmanı olarak sürdürüyor. Üniversitede medya dersleri veren Redmont, İtalya ve Türkiye arasında tabiri yerindeyse mekik dokuyor. Konuşma konuları • Medyada Yeni Trendler • Sunum becerileri ile tıbbi ve bilimsel veri iletişimi • Kamera karşısında yapılması ve yapılmaması gerekenler • Akdeniz’in siyasi ve sosyal eğilimleri • Medya holdingleşmeleri, küresel bilgi-eğlencenin yeni şekilleri Prof. Dr. Dilek Cindoğlu kimdir? Türkiye’deki çalışma hayatı, göç sosyolojisi, siyaset sosyolojisi ve gündelik hayat sosyolojisi konularına toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri perspektifinden yaklaşan Prof. Dr. Dilek Cindoğlu, Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi Dekan Vekili olarak görev yapıyor. Prof. Dr. Dilek Cindoğlu Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi Dekan Vekili, Sosyoloji Profesörü “Kadınlar gelecek nesilleri biyolojik, sosyal ve kültürel olarak yeniden üretiyorlar. Yeni nesilleri doğuranlar da dilin, kültürün aktarımını sağlayanlar da çocuklara o toplumun tarihini, düzenini, adetini öğretenler de temel olarak kadınlar. Bu bağlamda düşünüldüğünde kadın bedeni sadece kendisi olarak değerlendirilmeyip gelecek nesillerin, toplumun geleceğinin de garantisi olarak görülüyor.” 1991 yılında Boğaziçi Üniversitesi sosyoloji bölümünden mezun olan Prof. Dr. Dilek Cindoğlu, aynı üniversitede yüksek lisansını yaptı. Ardından New York Eyalet Üniversitesi’nde doktorasını tamamlayan Prof. Dr. Dilek Cindoğlu, 1998-1999 yılları arasında Fulbright bursu ile Wisconsin Üniversitesinde Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi’nde çalışmalarını sürdürdü. Cindoğlu’nun yurt dışındaki çalışmaları bununla da sınırlı kalmadı. 2002 yazında Oxford, St. Anthony’s College’da üst düzey ziyaretçi öğretim görevlisi olarak bulunan Prof. Dr. Dilek Cindoğlu, ertesi yıl da New York Üniversitesi’nde Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Merkezi’nde ziyaretçi öğretim görevlisi olarak varlık gösterdi. Gerçekleştirdiği çalışmalarla Miami Üniversitesi tarafından Fulbright’ın ‘Müslüman Dünyasına Doğrudan Erişim’ ödülüne de layık görülen Cindoglu, 2010-2011 yılları arasında da Colombia Üniversitesi’nde ziyaretçi öğretim üyesi olarak bulundu. 1991-2012 yılları arasında Bilkent Üniversitesi’nde, 20122015 yılları arasında da Mardin Artuklu Üniversitesi’nde akademik kariyerine devam eden Prof. Dr. Dilek Cindoğlu, halihazırda Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi Dekan Vekili olarak görev yapıyor. Prof. Dr. Dilek Cindoğlu’nun araştırmaları TÜBİTAK, KSGGM, AAK gibi ulusal, ve IDRC, Ford Foundation, Dünya Bankası, ILOIPEC, EU gibi uluslararası kuruluşlar tarafından da destekleniyor. Uluslararası Sosyoloji Derneği’nin (ISA) Yönetim Kurulu üyesi de olan Prof. Dr. Dilek Cindoğlu’nun 30’un üzerindeki çalışması ulusal ve uluslararası akademik dergilerde ve kitaplarda kendisine yer buldu. Konuşma konuları • Çalışma Sosyolojisi • Siyaset Sosyolojisi • Sosyal Psikoloji Doğan Taşkent kimdir? 1993 yılında Eidgenösische Technische Hochschule Zürich (ETH) Elektrik Mühendisliği Fakültesi’nden mezun olmasının ardından, Massachusetts Institute of Technology (MIT) ve ardından burs kazanmasıyla Polytechnic Institue of NYU üniversitelerinde doktora programına girdi, elektrofizik dalında özellikle lazerler üzerine araştırma yapmaya başladı. Elektrofizik ve teknoloji MBA konularında yüksek lisans derecesi alarak mezun oldu. MIT Enterprise Forum Türkiye kurucu başkanı Taşkent aynı zamanda Endeavor Türkiye danışma kurulunda yer alıyor. 2012 senesinden beri İsviçre Ticaret Odası Başkanı olan Taşkent, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İsviçre Konseyi Başkan Vekilliğini de yapıyor. Türkçe dışında İngilizce ve Almanca sunumlar yapıyor. Doğan Taşkent Elektrik - Elektrofizik Mühendisi, İnovasyon Danışmanı “Bir startup’ın hayatta kalması için ‘teşvik’ uyuşturucu gibidir, girişimin asıl ihtiyacı olan fatura kesebilmesidir. Yani büyük şirketlerin bu startup’a ait olan ürün ya da hizmetleri kullanmaları gereklidir.” İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Doğan Taşkent, girişimcilik, inovasyon, rekabet ve startup ekosistemi gibi konularda aranan konuşmacılardan. Kariyerine adım attığı Lucent Technologies Bell Laboratories’de (New Jersey) fiberoptik ağ sistemleri gurubunda Ar-Ge mühendisi, uzman danışman ve uzman eğitimci olarak 1998-2005 yıllarında görev aldı. Bu süre zarfında Verizon, BT, Telia, Deutsche Telekom, Global Crossing, Qwest ve UPC şirketlerinin değişiklik kıtalardaki elektro-optik ağ altyapılarının kurulumlarını üstlendi. New York’taki Lucent Worldwide Services grubunda “Knowledge Management”, “Competency Management” ve “Telekom Teknolojileri” alanlarında danışmanlık yaptı. 2006 senesinden bu yana Arkan & Ergin Kurumsal Finansman bünyesinde Türkiye’de telekomünikasyon, yenilenebilir enerji ve girişimcilik eko sistemi içinde şirket yapılandırma danışmanı olarak çalışan Taşkent son yıllarda birçok iş planı yarışması ve startup şirketinin hayata geçmesinde rol oynadı. Girişimciliğe dair güncel gelişmeleri konuşmacı olarak katıldığı toplantılarda dile getiren Doğan Taşkent eskiden de girişimcilik olduğunu ancak “eksik” olduğunu ifade ediyor. Taşkent’e göre sürdürülebilir bir ekosistemin oluşması için tüm dünyanın kullandığı Finans, Pazar, İnsan Kaynakları, Kültür, Kanunlar ve Destekleyici unsurları barındıran Babson College modelinin bu altı unsuru gerekli. Son beş yılda bu konuda Türkiye’nin hızlı ilerlediğini de belirten Taşkent bu dönemde yatırımların hızla arttığı teknolojiler internet, gaming ve mobil kadar ikinci plana atılan biyoteknoloji, nanoteknoloji ve yeşil teknoloji gibi konuların da öne çıkması gerektiğini söylüyor. Konuşma konuları • İnovasyon modelleri: Üniversite, startup, kurumlar • Startup tanımı: Aslında hepimiz birer anarşist mutantız • Rekabet - İnovasyon - Startup ekseni • Türkiye Startup Ekosistemi -Tüm resim ve oyuncular Doret Habib Kimdir? Boğaziçi Üniversitesi’nde İş İdaresi okuduktan sonra Işık Üniversitesi’nde İş Etikleri ve Protokol Kuralları konusunda uzmanlık özel eğitimi aldı. Bu zaman zarfında çeşitli dergi ve gazetelerde köşe yazıları yazdı. 2003’te D’Oret İletişim Danışmanlığı’nı kurup marka, PR, tanıtım ve iletişim danışmanlığı hizmeti vermeye başladı. Kendisi, birçok ulusal ve uluslar arası çapta büyük markalara danışmanlık vermeye devam ediyor. Doret Habib İletişimci “Yanlış soruya doğru cevap bulamayız, değer yaratan hikayelerle farklılaşarak görünür algı iletişimi yapmak şart.” Katma değeriniz farklılığınız, Krizi seversen krizi savarsın, Sosyal sorumluluk projelerinde gönüllük felsefesi kazandırır” Doret Habib iletişim sektörüne çeyrek asrını vermiş bir iletişim gurusu. Üniversitelere, firmalara, sanayi odalarına, kobilere “farklılaşma iletişimi” konusunda konferanslar veriyor, sunumlar gerçekleştiriyor. Halkla ilişkilerin orkestra şefi olarak anılan Doret Habib 25 yıldan bu yana PR ve iletişim sektöründe uzmanlık alanı olan marka iletişimi çalışmalarını sürdürüyor. Habib, sahibi olduğu D’Oret İletişim Danışmanlığı bünyesinde 360 derece iletişim danışmanlığı hizmeti veriyor. Marka iletişimi, algı yönetimi, farklılaşma iletişimi, kurumsal iletişim yanı sıra stratejik PR yaklaşımı ve güçlü medya ilişkileriyle marka imajının yükseltilmesine yardımcı oluyor. Ele aldığı her işi titizlikle yapıyor ve hiçbir işin bir diğerine benzemesine izin vermiyor. En büyük hobisi mesleği… İşini tutkuyla yaparken “Detaylara çok fazla önem veriyorum. Cesur fikirler yaratıp, bunları uygulamaktan çekinmiyorum. Sanırım bu özelliğimle benzerlerimden ayrılıyorum” diyor. Bu bakış açısıyla Habib iş yaşamında çeşitli ilkler ve başarılarla tanınıyor. New York’ta Çocuk Hakları konusunda Türk Büyükelçiliği’nde Egemen Bağış, İhsan Doğramacı ve Kofi Annan’ın da katıldığı organizasyonda ilk başarılı iletişim uzmanı olarak onurlandırıldı. Sanayi Bakanlığı’na bağlı TTKD tarafından 2012’de “Yılın Altın Adamı” seçildi. Dünya Gazetesi tarafından, Türkiye’nin en güçlü 15 kadını arasında gösterildi. Başarılı tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin değerlendirilmesi sonucunda Birleşmiş Milletler tarafından ödüllendirildi. İnsana, topluma ve firmalara değer katmak Doret Habib’in temel felsefesi “Sürdürülebilir kalkınma için toplumsal farkındalığın arttırılmasını gerektiğini düşünüyor bu yüzden sosyal sorumluluk ayağı olan projelerinde gönüllük felsefesini topluma kazandırmaya çalışıyor” UNICEF iş birliği ile TOÇEV ve Türkiye Çocuk Hakları Koalisyonu Genel Koordinatörlüğü’nü üstlendi. Yürüttüğü kampanya ve projeler sayesinde Birleşmiş Milletler Dünya Çocuk Zirvesi’nde ilk kez Türkiye’nin konuşma hakkı kazanmasını sağladı. Türkiye Down Sendromu Derneği’nin kuruluşunda aktif rol alan Habib down sendromu algısı yaratarak toplumun daha duyarlı olmasını sağlamak için farkındalık kampanyaları düzenledi, çeşitli organizasyonlara öncülük etti ve iş hayatına down sendromlu insanların kazandırılmasına destek oldu. Konuşma konuları • Farklılaşma iletişimi: Farklı ol! Fark yarat! Fark edil! • İletişimde doğru bilinen yanlışlar • Sorunları fırsata dönüştürme sistemi • Yeni ürün çıkarıldığında dikkat edilmesi gerekenler • Kendimi nasıl marka yaparım? Marka imajı nasıl yükseltilir? • Anadolu’da markaya değer yaratmak – Anadolu’da marka yaratmak • Algı yönetimi PR nasıl yapılır? • Fark edilmek isteyen ünlü olmak isteyenler kişiler, markalar, firmalar nasıl başarabilirler? • Sosyal sorumluluk projelerinde dikkat edilmesi gerekenler? Doğru bilinen yanlışlar? Ece Çiftçi kimdir? Sosyal girişimci Ece Çiftçi 15 Kasım 1993 İstanbul doğumlu. İlk, orta ve liseyi Özel Enka Okulları’nda tamamladı. 2011’de Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji bölümünde okumaya başladı. Bölümü üç yıl gibi kısa sürede tamamlayan Çiftçi, Harvard ve Oxford Üniversitelerine yüksek lisans için kabul edildi. Ancak Çiftçi, yüksek lisansa devam etmek yerine kurumsal ve bireysel sosyal sorumluluk proje danışmanlığı veren SosyalBen Akademi şirketini kurdu. Çiftçi, projelerine stratejik yatırım desteği alabilmesi için Garanti Bankası tarafından BBVA Momentum eğitim programına davet edildi. G20 ülkeleri dahilinde, 18-23 yaş arasındaki genç kadınların ülkelerindeki kadın sorunlarını aktarıp çözümler geliştirdiği 2017 G(irls)20 Zirvesi’nde Türkiye’yi temsil etti. Ece Çiftçi SosyalBen Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı, Sosyal Girişimci “Çocuklardan gelecekte başarılı olmaları bekleniyorsa onlara kendi iç dünyalarını keşfetmeleri için fırsat verilmeli. SosyalBen Vakfı olarak maddi olanakları yetersiz çocuklara bu fırsatı veriyoruz.” Ece Çiftçi henüz 23 yaşında. Ömrünün son beş yılına bir ömürlük işleri sığdırmayı başarmış genç bir sosyal girişimci. SosyalBen’in kurucusu Ece Çiftçi 19 yaşındayken adını koyduğu bu sosyal girişimini bugün uluslararası bir sivil toplum örgütüne dönüştürmeyi başardı. Lise ve üniversitelerde 50 binden fazla öğrenciye sosyal sorumluluk alanında eğitimler veren Çiftçi, özel toplantılarda konuşmalar gerçekleştirdi, birçok kurum ve kuruluş tarafından yılın en iyi sosyal girişimcisi seçildi. Ece Çiftçi’nin geliştirdiği SosyalBen Vakfı, sadece 7 – 13 yaş arası ilköğretim öğrencilerini odağına alarak, hayır işlerine yoğunlaşmış diğer derneklerden ayrılıyor. İlk olarak Şanlıurfa ve Giresun’da başlayan proje bugün Moğolistan’dan Şili’ye uzanan geniş bir coğrafyada dünya çocuklarına hizmet ediyor. SosyalBen Vakfı, yeryüzündeki çocukların sosyal kimliklerini arayıp bulmalarına ve kendilerini tanımalarına fırsat veren bir yapı. SosyalBen gönüllüleri gittikleri her bölgedeki çocuklara aynı sosyal olanakları sunuyor. Bir hafta süreyle yapılan etkinlikler kapsamında çocuklar resim yapıyor, tiyatro oynuyor, satranç öğreniyor ve sosyal gelişimlerini destekleyecek onlarca alanda kendilerini deniyorlar. “Çocukların sınavlarda kaç net çıkardığı, matematikte kaç soru çözdüğünden daha çok hangi spordan ya da hangi sanattan keyif aldıklarına odaklanıyoruz. Çünkü çocuklar ancak kendi içlerindeki ‘ben’i keşfettikleri zaman büyüdüklerinde başarılı olabilirler” diyor Ece Çiftçi. 14 yaşında keşfetti 19’unda başardı • Xxx SosyalBen’in ve Ece Çiftçi’nin başarı öyküsü ilham verici. Hayatını sosyal sorumluluk projelerine adamaya karar verdiğinde henüz üniversite öğrencisi olan Çiftçi’nin hayata bakışı 14 yaşında bir öğrenciyken okullarında düzenlenen ve yabancı bir konuşmacının katıldığı konferansta değişti. Burada sosyal sorumluluk kavramıyla tanışan genç sosyal girişimci, o günün şartlarında Nepal’e ya da dünyanın başka noktalarına gidemese de harekete geçmeyi başardı. İlk saha çalışmasına Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın organizasyonuyla, beş arkadaşıyla beraber gittiği Şanlıurfa’da katıldı. Burada 100 çocukla beraber bir hafta süreyle eğitimlere katılan Çiftçi, “Toplumsal fayda” hedefini kafasına koydu ve nihayet üniversite çağına geldiğinde hangi işe odaklanacağını buldu: O artık 7-13 yaş arası dezavantajlı çocukların sosyalleşmesi ve kendi içlerinde yatan gerçek benliklerini ortaya çıkarmalarını sağlamak için çalışacaktı. Yarışmada birinci seçilince projenin kaderi değişti Takvimler 2012’yi gösterdiğinde Ece Çiftçi, yıllardır yapmak istediği işin adını koymuştu: SosyalBen. Bu projesiyle TV8’de yayımlanan “Bir Fikrin Mi Var?” yarışmasına katılan Çiftçi birinci oldu. Yarışma sonucunda gönüllüler, İngiltere’de diğer uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldi. Daha sonra SosyalBen gönüllüleri, Gambia’da ilk yurt dışı saha çalışmasını gerçekleştirdi. SosyalBen, Eylül 2013’te dernek statüsüne kavuştu. Ardından çalışmalarını yılda 12 farklı noktada uygulamaya başladı. Konuşma konuları • Sosyal Girişimcilik • Motivasyon • Sosyal Sorumluluk • Gençlerde Sosyal Bilinç • Toplumsal Duyarlılık Ebru Şinik kimdir? İş dünyasında 17 yıl boyunca farklı görevlerde ve üst düzey yöneticilik pozisyonlarında çalışan Şinil, her çalışan gibi bir dönem anksiyete ve depresyon yaşarken Meditasyon, Kadim Nefes Teknikleri ve Ayurveda ile tanışmış. Bu doğrultuda edindiği bilgileri uygulamaya başlayan Şinil hayatında hızlıca gelişen olumlu değişimi fark ettikten sonra “Bütünsel Sağlık” alanında uzmanlaşmayı tercih etmiş. bu alanda dünyanın en iyisi kabul edilen Chopra Center University’den mezun Şinik, Grup Semineri ve Bireysel Danışmanlık hizmetleri veriyor, yaşam kalitesini yükseltmek ve stresten uzak, sağlıklı bir yaşam sürmek istenleri bilinçlendiriyor. Ebru Şinik Ayurvedik Yaşam Eğitmeni “Hayatlarımızı daha huzurlu, daha sağlıklı, daha mutlu ve tatminkar bir şekilde yaşamamıza destek veren, modern tıp ile sentezlenmiş teknikler yaşam kalitemizi yükseltir.” Stres, gerilim, yüksek tansiyon, hipoglisemi, kronik yorgunluk, huzursuzluk, mutsuzluk, kaygı, yersiz endişeli hal, sindirim sistemi düzensizlikleri, fiziksel ağrılar, psikosomatik rahatsızlıklar… “Yetti” diyor ve daha dengede bir yaşam arzuluyorsanız, Beden – Zihin dengeniz için belki de ihtiyaç duyduğunuz şey budur: Meditasyon ve Nefes Teknikleri. Ebru Şinik, ülkemizin ilk ve tek Ayurvedik Yaşam Eğitmeni. Bilim adamlarınca çağımızda strese karşı en etkin panzehir olarak nitelendirilen Meditasyon ve Nefes Teknikleri ile ‘Bütünsel Sağlık, Farkındalık ve Denge’ (Total Wellbeing) konularında aranan konuşmacılardan biri olan Şinik, ‘Beden, Zihin ve Ruh Sağlığı Bütünlüğü’ konusunun en güçlü liderlerinden olan, şifa sisteminde “Kuantum İyileşme” metodu ile bir çığır açan ünlü doktor, yazar ve filozof Deepak Chopra’nın öğrencilerinden biri. İş dünyasının geriliminden etkilenmemek, mutsuz ve tatminsiz yaşantısına bir son vermek ya da iş-özel yaşam dengesini kurabilmek isteyenlerin yoluna ışık tutuyor. Bu anlamda birçok ‘Bütünsel Sağlık’ seminerinde eğitmen ya da danışman olarak yer alan Şinik halen A.B.D.’de Ayurveda Tıbbı okuyor. Şinik, bütün bunları kurduğu Yükselen Çağ isimli “Beden, Zihin ve Ruh Sağlığı Bütünlüğü Merkezi”nde yapıyor. Yükselen Çağ’ın kuruluş amacını “hayatlarımızı daha huzurlu, daha sağlıklı, daha mutlu ve tatminkar bir şekilde yaşamamıza destek veren, modern tıp ile sentezlenmiş teknikleri günlük rutinimize kolaylıkla ekleyerek, yaşam kalitemizin yükselmesini sağlamak” ifadesiyle özetliyor ve sloganı ‘ İyi Ol, Mutlu Ol’. Merkezin aynı zamanda lider danışmanı ve eğitmeni olarak özel etkinlik ve eğitimlere de katılıyor. Şinik’in hedef kitlesinde özellikle kurumsal şirketlerin üst düzey yöneticileri, öğrenciler, sanatçılar ve içindeki bilgelik ve şifa gücünü keşfetmeyi arzulayan toplumdaki her kesim yer alıyor. Kurumlarda özellikle ‘İş & Yaşam Dengesi’ çerçevesinde; stres yönetimi, konsantrasyon ve verimliliği artırmak, erken yaşlanmayı durdurmak, farkındalık yaratarak mahrumiyet olmadan sağlıklı kilo verip, ideal bedende keyifle bir yaşam sürmek gibi günümüzde bireylerin yaşamını ağırlıklı olarak etkileyen konuları işleyen Şinik, ülkemizde yönetim kurulu düzeyinde de meditasyon eğitimi veren yegane kişilerden. Şinik aynı zamanda ‘Beden-Zihin Tıbbı’ kapsamında Türkiye’deki ilk bünye dengeleyici Ayurvedik Kişisel Bakım Ürünlerine imza atarak, beğenimize sunuyor. Konuşma konuları • İş & Yaşam Dengesi • Strese Karşı Panzehir: Meditasyon • Kadim Nefes Teknikleri • Ayurvedik Beslenme • The Future of Total Wellbeing • Bağışıklık Sistemini Güçlendirme • Anti-Aging Ece Temelkuran kimdir? Ece Temelkuran 1973’de İzmir’de doğdu. Bornova Anadolu Lisesi’ni ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Üniversitenin ikinci yılında Cumhuriyet Ankara Bürosu’nda gazeteci olarak çalışmaya başladı, aynı yıl ilk kitabı Bütün Kadınların Kafası Karışıktır İletişim Yayınları’ndan yayınlandı. 2000 yılında Milliyet gazetesinde köşe yazarlığına başlayan Temelkuran, televizyonda ise “Kıyıdan” adlı programı yaptı. Ece Temelkuran Gazeteci, Yazar “Bize kadınların nefesini genişletecek, o nefesin rüzgarına yelken açmamızı öğretecek bir kitap lazım. Yoksa biz ne kadar sevilsek tamir olmayız.“ 2010 yılına kadar iki kere Türkiye’nin en çok okunan kadın köşe yazarı seçildi, köşe yazarlığını bıraktıktan sonra da iki kez “Sosyal medyadaki en etkili kadın”, bir kez “Türkiye’nin 6. en etkili sosyal medya kullanıcısı” olarak ölçümlendi. Yazılarıyla üniversitelerden, insan hakları kurumlarından, meslek odalarından çok sayıda ödül aldı. Yazıları Türkiye’nin ruh halleri, kadın hareketi, uluslararası politika, Ortadoğu üzerine yoğunlaştı. Venezuella, Arjantin, Brezilya, Beyrut, Tunus, Mısır, Yunanistan, Fransa, Almanya ve daha bir çok ülkede gazetecilik yazıları yazdı. Yazıları Le Monde Diplomatique, The Guardian, Berliner Zeitung, Frankfurter Rundschau, New Left Review gibi yayın organlarında yayınlandı. Oxford Üniversitesi’nde “visiting fellow” olarak bulunduğu bir yılda Ağrı’nın Derinliği kitabını yazdı, bu kitabı İngilizce’de yayınlanan ilk kitabı oldu. Bugüne kadar üç roman dahil olmak üzere 14 kitap yazdı. Muz Sesleri romanını yazmak için bir yıl Beyrut’ta, Düğümlere Üfleyen Kadınlar romanını yazmak için Tunus’ta bir yıl yaşadı. Son romanı Devir, yayınlandıktan hemen sonra iki ödül aldı. Hollanda’da her yıl dünyadan bir entelektüelin yaptığı Freedom Lecture’ı vermek üzere 2013 yılında Amsterdam’a davet edildi. Türkiye siyaseti ve edebiyat konuşmak için Harvard, London School of Economics, Middlesex, Oxford üniversitelerinin davetlisi oldu, Gezi olayları sırasında Londra’da Avam Kamarası’nda bir konuşma yaptı. Allain de Botton’un kurduğu “School of Life” kapsamında konuşmalar yapıyor. Kitapları Çin, Almanya, Hırvatistan dahil olmak üzere 13 ülkede yayınlandı. Yazar ve politik yorumcu olan Ece Temelkuran şu anda Zagreb ve İstanbul arasında yaşıyor. Konuşma konuları • İnsan Psikolojisi • Ülke Psikolojisi • Kadın • Esneklik, • Zor Zamanları Yönetmek • Yolculuk • Hafıza/bellek • Türkiye’nin Kalp Haritası Kitapları • Bütük Kadınların Kafası Karışıktır • Oğlum Kızım Devletim – Evlerden Sokaklara Tutuklu Anneleri • Kıyı Kitabı • İç Kitabı • Dışarıdan Kıyıdan Konuşmalar • İçeriden Kıyıdan Konuşmalar • Bir Burada Devrim Yapıyoruz Sinyorita! • Ne Anlatayım Ben Sana • Ağrı’nın Derinliği • Muz Sesleri • İkinci Yarısı • Kayda Geçsin • Düğümlere Üfleyen Kadınlar • Devir Ediz Hun kimdir? Norveç’te Oslo ve Trodnheim üniversitelerinde biyoloji ve çevre bilimleri fakültelerinden mezun oldu. 1985’te Marmara Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1991-1993 yılları arasında Çevre Bakanlığı Müşaviri ve İstanbul Çevre İl Müdürü olarak görev aldı. 1999 seçimlerine ANAP’tan milletvekili oldu. Meclis Çevre Komisyonu Başkanlığı görevinde bulundu. Doğuş ve Okan Üniversitelerinde çevre ve ekoloji dersleri veriyor. Hun, Yeşilçam’a 36 yıl emek verdi. Ediz Hun Uzman Ekolog, Okan Üniversitesi ve Doğuş Üniversitesi Öğretim Üyesi / Sinema Oyuncusu, 21. Dönem Milletvekili “İnsanımızın refah düzeyi ve yaşam kalitesini yükseltmek için çevreyle barışık üretici ve tüketici hedefine ulaşma yolunda ‘ortak akıl ve bilim’ ilkemiz olacaktır.” Nüfus artışını kontrol altına almalıyız Ediz Hun, Türk sinemasına adını altın harflerle yazdırdı. Bir dönemin en tanınmış simalarından biriydi. Sinemanın çıkmaza girdiğini görünce, kendisine farklı bir kariyer yolu çizdi. Geleceğini, bugün bütün dünyanın bir numaralı konusu olan çevre sorunları üzerine kurdu. Başarılı bir bilimadamı olarak yurda döndükten sonra kariyerini değiştirmeyi göze aldığı çevre uğruna siyasete bile atıldı. “Günümüzün küresel değerler sisteminde ve çağdaş yönetim anlayışında üç temel unsur var: Demokratikleşme, insan hakları ve insan kökenli çevre kirlilikleri sonucu ortaya çıkan çevre koruma kanunu. Bunların üçü de toplumların bir an önce çözümlemesi gereken değerler” diyor Ediz Hun. “Çevremiz Geleceğimizdir” adlı kitaba da imzasını atan Ediz Hun, bu çalışmasında doğanın korunması, erozyonla mücadele, yenilenebilir enerji kaynakları, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı, hava, su ve toprağın önemi, geri dönüşüm, küresel ısınmaya karşı alınabilecek tedbirler, kirliliğin önüne geçme yöntemleri gibi pek çok konuda okuyucuya faydalı bilgiler sunuyor. Günümüzde 30-35 bin kişiyi alan 10 stadyum dolusu insan her gün dünya nüfusuna ekleniyor. Hun, çevre sorunlarını kontrol altında tutmanın nüfus artışını kontrol etmekle mümkün olduğunu savunuyor: “İstanbul 15-16 milyonluk nüfusa sahip. Bir insandan günde yaşına, yemek alışkanlıklarına göre 4 ila 7 litre atık çıkıyor. 4 litreden hesaplarsak, İstanbul’da günde 64 milyon litre atık çıkıyor. Nüfus artışını kontrol etmezsek çevre sorunlarını ve onunla ilgili küresel iklim değişikliği sistemlerini kontrol altında tutmamız mümkün değil.” Ediz Hun, çok popüler kimliği ile aranan bir konuşmacı, yılda 35-40 konferans veriyor, gerçekleştirdiği söyleşi başlıkları arzuya göre değişiklik göstermekte. Çok canlı ve enerjik sunumuyla sahnede izleyicileri büyülerken sunumları 45-55 dakika arasında değişiyor ve soru-cevap bölümü ile sona eriyor. Konuşma konuları • Küresel Isınma • Demografi • Çevre Kirlilikleri • Ekoloji/Şehir Ekolojileri • Alternatif Enerji Sistemleri • Sosyo-Ekonomik Kalkınmada Doğa - İnsan İlişkileri • Küresel İklim Değişikliği ve Dünyanın Durumu • Birbirimizi Sevgiyle Kucaklamak • İnsanın Çağlar Boyu Tekamülü ve Evrimsel Süreç • Yeşilçam Sineması • Oyunculuk • Oyuncunun Politik Kariyeri Olmalı mı? • Oyuncu Gözüyle Toplumsal Sorunlara Bakış • Yeşilçam Sonrası Sektörleşmeye Başlayan Sinemaya Bakış Kitapları • Yaşat ki Yaşasın Elif Dağdeviren kimdir? Hacettepe Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Akademisi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Üniversite eğitimi sırasında ABD’nin New Jersey eyaletindeki Rutgers University’de “American Sociology and Languages” kursunu bitirdi. Türkiye’deki eğitimini tamamladıktan sonra da New York Baruch College’da “Bussiness of Music” kursunu tamamladı. İş hayatına üniversite yıllarında TRT için film çevirileri yaparak başladı. Elif Dağdeviren Gazeteci, EDGE Film ve Danışmanlık Şirketi Sahibi “İnsanın içinde cesaret ve heyecan olması önemli. Hangi kapıyı çalsam hep bir kazanım elde ettim. Çünkü doğru zamanda doğru kapıyı heyecanla çalarsanız, istediğinizi alırsınız.” Dağdeviren’den başarının tarifi: “Klişelerin dışına çıkın” Elif Dağdeviren birkaç şapka takıyor. Bugüne kadar çok sayıda gazeteye köşe yazısı yazdı, genel yayın yönetmenliği yaptı, televizyon programları hazırlayıp sundu, üniversitede ve çeşitli kurumlarda medya, sosyal medya, yapımcılık konularında dersler verdi, sosyal medya danışmanlığı yaptı, önemli gişe filmleri ve televizyon programlarının yapımcısı oldu. Gazeteciliğe Aktüel dergisinde muhabir olarak başlayan Dağdeviren, 24 yaşında Cosmopolitan Dergisi Genel Yayın Yönetmeni oldu. İşe başladıktan iki ay sonra tiraj iki katına çıktı, reklam gelirleri üç kat arttı. 28 yaşında Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinin başına geçti. Dağdeviren başarısını, “Genellikle yaptığım işlerde insana önem vermiş ve klişelerin dışına çıkmayı başarmışımdır” diyerek özetliyor. Dağdeviren, internetin geleceğini pek çoklarından önce sezip bu konuda Türkiye’deki ilk yatırımlardan birini gerçekleştirdi. 1998 yılında Türkiye’nin ilk arama motoru netbul.com’un temellerini attı. “Ben gazetecilik yaparken, Türkiye’de internet daha yeni duyuluyordu. Teknik vardı ama içerik yoktu. Tekniği iyi bilen vizyoner biriyle tanıştım ve ortak olduk. Haylice de borçlanarak netbul.com’u kurduk. Herkes ‘vah vah’ dedi. Oysa ben ‘Bu iş o kadar önemli olacak ki, kimin neyi başlattığı unutulacak’ diyordum. Öyle de oldu. Bu işe girdiğimde beni ciddiye almayanlar sonradan şirketimi satın almak için bana o zaman için inanılmaz bütçeler teklif ettiler, sonunda da en uygun olana sattım” diyerek yeniliklere ve iş hayatına nasıl baktığını anlatıyor. 2005 yılında kurduğu Hermes Film ile sinemada yeni bir sistematiği deneyerek, Dondurmam Gaymak filmi ile Oscar yolculuğuna kadar uzandı. Bunun dışında işlerine Beyza’nın Kadınları gibi önemli sinema filmleri ile, televizyonlara Sosyal Alem, Heberler gibi fenomenleşmiş televizyon programları da ekledi. 2010 yılında da internet, sosyal medya, gazetecilik, iletişim, yapımcılık gibi tüm deneyimlerini tek çatı altında toplayarak EDGE Film ve Danışmanlık şirketini kurdu. Dağdeviren, “Sanırım bunların hepsinde birden ciddi tecrübeler edinmiş çok fazla isim yoktur. Ben de bütün bu deneyimleri kullanarak, bir mesleye 360 derece bakıp onu nasıl daha ileriye götürürüm hedefi ile hepsini bir çatı altında topladım” diyor. Kariyeri cesaretle alınmış kararlar, ilklere ve yeniliklere karşı duyulan heyecan, idealizm, yaratıcılık ve yoğun bir çalışma temposu üzerine kurulu olan Dağdeviren, şu sıralar kurucusu olduğu EDGE Film ve Danışmanlık’ta yeni projelerin peşinde koşuyor. Bu kez hedefi Türkiye’yi sinema sektörünün merkezi haline getirmek, sinema ve internet yolu ile Türkiye’nin uluslararası marka değerine katkıda bulunmak. Konuşma konuları • Motivasyon, Cesaret ve Girişimcilik • Bir Eğlence Endüstrisi Olarak Sinema ve Yapımcılık • Kadın ve Girişimcilik • Sosyal Medya Pratikleri, Dinamikleri, Felsefesi ve İletişimi Emin Çapa kimdir? İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik okudu. Lisansüstü eğitimlerinin ikisini de AB üzerine yaptı. 1989 yılında ilk kez “kadrolu ekonomi muhabiri” olarak Tempo dergisinde ekonomi muhabiri olarak çalıştı. Gemi Mühendisleri Odası’nda Oda Müdürlüğü yaptı. Türkiye’nin ilk özel radyolarından Genç Radyo’nun kurucuları arasında yer aldı. Endüstri ilişkileri ve “maaş” konularına duyduğu ilgi nedeniyle kısa bir süre TİSK’te çalıştıktan sonra, gazetecilik mesleğine geri döndü. Sabah Gazetesi’nde 5 yıl endüstri ilişkileri ve lisansüstü eğitimlerini aldığı Avrupa Birliği konularında muhabirlik yaptı. Muharrem Kayhan döneminde TÜSİAD’da Başkan Danışmanı olarak çalışmaya başladı. Erkut Yücaoğlu döneminde de bu görevi yürüttü. Amatör bahçıvanlık, sanat tarihi (sanat-siyaset ve ekonomi ilişkisi), askeri strateji, astronomi-astrofizikastrobiyoloji ve tarih (özellikle İlk ve Ortaçağ) Çapa’nın düzenli ilgilendiği konular arasında bulunuyor. Emin Çapa Gazeteci, televizyoncu Emin Çapa için ekonomiyi sevdiren yorumcu deniyor. Sunumuyla fark yaratan, ekonomiyi kolay anlaşılır bir üslup ile yorumlayan CNN TÜRK Ekonomi Müdürü, böylece geniş kitlelere zor sanılan konuları basit bir dille aktarıyor. Çapa, 1999’dan bu yana CNN Türk’te değişik pozisyonlarda görev yapıyor. CNN Türk’teki çalışma hayatına editör olarak başlayan Çapa, önce Ekonomi İstihbarat Şefi, ardından Ekonomi Haber Müdürü, 2004 yılından bu yana ise Ekonomi Müdürü olarak devam ediyor. Çapa, hafta içi her akşam canlı olarak yayınlanan ekonomi programı “Paranın İzi”ni hazırlayıp sunuyor. Ünlü gazeteci, Türkiye’nin bilimsel bakış açısından uzaklaştığından şikayet etmek yerine, bu konuda bir şeyler yapmak için haftada bir gün “Aklın İzi” programında birbirinden ilginç uzmanlık konularıyla izleyicini karşısına çıkıyor. İşte bunlardan bazıları: “21. yüzyılın ilk dâhisi ve Türkiye’de niye dahi yetişmiyor?”, “Büyük ne kadar büyük? En büyük dağ Everest mi? En büyük yıldız hangisi?”, “Hız nedir? En hızlı canlılar ve insan yapımı hız canavarları”, ”Neden yaşlanıyoruz, yaşlanma durdurulabilir mi?”, “Tarihi değiştiren aptallıklar”, “En hızlı bilgisayarlar, nasıl bu kadar hızlılar?” “Lüks endüstrisi, neden lükse para harcarız?”, “Savaşlar ve ekonomi birbirine benzer mi? Savaşta yenilenlerle, iflas eden şirketler arasındaki benzerlikler”. Çapa; Kalite Kongresi, Turizm Zirvesi, İzmir Kalite Kongresi, Pazarlama Zirvesi gibi ulusal ve uluslararası seminer ve etkinliklerde sunumlar gerçekleştiriyor, Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticileri için medya eğitimleri veriyor. Tamamen gönüllü olarak dostları ve yakın çevresine, “Saray ve Ritüel”, “Harem ve İktidar”, “İmparatorluk ve Mimarı”, “Sinan ve Süleymaniye”, “İnsan Zihninde Yolculuk (Arkeoloji Müzesi)” temalı kültür turları gerçekleştiriyor. Konuşma konuları • Ekonomi ve Finans Üzerine Değerlendirme • Güncel Ekonomi ve Finans Yorumları Emre Alkin kimdir? İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde 1991’de lisans, 1993’de yüksek lisans eğitimini tamamladı. 1997’de doçent 2002’de profesör unvanını aldı. 1999-2003 yılları arasında İMKB Başkan Danışmanlığı, 2003 yılında TİM Genel Sekreterliği, Vergi Konseyi Üyeliği görevini yürüten Alkin, Çukurova Holding, Doğan Holding ve Altınbaş Holding’de görev yaptı. Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği görevinde bulundu. Emre Alkin, 2000 yılından beri A Yatırım Menkul Kıymetler’de Yönetim Kurulu Üyeliği ve Anadolu Vakfı mütevelli heyet üyeliği görevine devam ediyor. Çeşitli gazetelerde ekonomi köşe yazarlığı, televizyon kanallarında ekonomi yorumculuğu yapan Prof. Dr. Emre Alkin, halen Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı. Emre Alkin Ekonomist, Danışman, TV yorumcusu, Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı “Mal ve hizmet satarak kar etme dönemi bitti, artık TIME konseptini doğru uygulayabilen kazanıyor.” Prof. Dr. Alkin, ekonomi yorumlarına ve yorumculuğuna renk kattı. Alkin, korkulan verileri, ansızın inen çıkan döviz piyasasını, borsayı, sıcak parayı, özetle gün içinde yaşanabilecek ekonomik gelişmeleri sıkmadan, yormadan, anlaşılabilir bir dille aktarabilme yeteneğine sahip. Güçlü haber kaynaklarına dayandırdığı ekonomi ve politika yorumlarını objektif bir duruşla aktarabiliyor. Profesör unvanı, Alkin’i klasik kalıplar içine koymamıza neden olabilir. Yüzyüze gelince bunun mümkün olmadığını görüyorsunuz, ele avuca sığmayan bir enerji, her şeyi öğrenmeye açık bir beyin ve ilişkilendirme yeteneği... Ekonomiyi yorumlarken, “Bir bakalım, bu konuda Emre Alkin ne demiş...” diyen çok oluyor. Bugünü anlamak, yarını görmek için olayların nereden nereye geldiğini doğru görmek gerektiğini söyleyen Alkin, ekonomik gelişmeleri yorumlarken tarih faktörünü göz ardı etmiyor. Alkin’e göre mal ve hizmet satarak kar etme dönemi kapandı, küresel liderliği yakalamanın yolu TIME konseptini doğru uygulayabilmekten geçiyor. Global piyasada güç sahibi olmak için Telekomünikasyon, İnternet, Medya ve Eğlencenin bir arada uygulandığı stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini söyleyen başarılı ekonomist, akademik bilgisi ve iş hayatında edindiği tecrübelerle inişleri-çıkışları olan yapılarda uygulanması gereken doğru stratejileri anlatıyor. Emre Alkin, akademik çalışmalarına televizyon yorumculuğunu ekledi. Farklı sektörlere dağılan yönetim kurulu üyelikleri ve danışmanlıklarıyla iş dünyasının, akademinin, medyanın nabzını iyi tutuyor. Yorumlarındaki zenginlik ve farklı bakış açıları iş portföyünde topladığı çeşitlilikle mümkün oluyor. Emre Alkin’in bilinmeyen bir yönü daha var; müzik. Müzikten ekonomiye, politikadan kültürel tarihe tüm gelişmeleri gözler önüne sererek sürekli güncellenen sunumlarıyla izleyicilere sıkıcı olmaktan uzak, bilgiye dayalı farklı sektörleri karşılaştırdığı bir konuşma vadediyor. Emre Alkin, İndeks Konuşmacı Ajansı üyesi olarak, kalabalık kitlelere başarılı sunumlar yaptığı gibi, Board Toplantıları’nın da aranan konuşmacıları arasında. Konuşma konuları • Yarın ekonomide bizi neler bekliyor? • Yeni ekonomi düzeni ve dengeleri • Kriz ve risk yönetimi • Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Kitapları • Risk Management • Finansal Aracılığın Evrimi • Bankalarda Risk Yönetimine Giriş • Dünden Bugüne Gaziantep Eralp Caner kimdir? Eralp Caner, bireysel ve kurumsal alanlarda potansiyeli gerçekleştirmeye yardımcı olacak zihinsel değişimi yönetiyor. Enerji tıbbı ve bilinçaltı travma terapileri alanlarında çalışan Eralp Caner, kurucusu olduğu PRS (prsprocess.com) çatısı altında kurumlara “kurumsal destek”, Healing Hall (healinghall.com) çatısı altında bireysel destek sağlıyor. Caner, aynı zamanda Kansersiz Yaşam Derneği Genel Sekreteri. Eralp Caner Terapist ve Değişim Yöneticisi “Çoğu zaman gerçek potansiyelimizi bilinçaltı düzeyinde engelleyen, kendi gerçek sınırlarımızı keşfetmemizi imkansız kılan, farkında olmadığımız inanç kalıplarıyla yaşıyoruz. İnançlar gerçeğin önündeki filtremizdir. Biz nasılsak, tecrübelerimiz ne ise dünyayı öyle görüyoruz.” 17 yıl boyunca pek çok kuruma strateji ve iletişim alanında profesyonel hizmet veren Eralp Caner, 2010 yılında entelektüel kazanımlarını ve tecrübesini insanlığa yardım etmekte kullanmaya karar vererek kurumsal hayatına son verdi. Bu vizyon doğrultusunda araştırmalara ve eğitimlere başlayan Eralp Caner, halihazırda PSYCH-K® (basic, pro, advanced, per-k ve health & wellness) uygulayıcısı ve eğitimcisi, 3. seviye diplomalı Domancic Bioenerji Terapisti, lisanslı Reconnective Healing ve Reconnection Uygulayıcısı, Osho Konstelasyon Terapisti, Gestalt ve Somatik Deneyimleme Terapisti ve lisanslı Bioelektrografi, Zyto ve Accugraph Operatörü olarak çalışmalarını sürdürüyor. Konuşma konuları • Şirket Zihni • Yeni bir BEN Eren Kantarlı kimdir? 1981 yılında Ankara’da doğan Eren Kantarlı, Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden birincilikle mezun oldu. İsveç’te bulunan MDH Master Academy’de Uluslararası Pazarlama alanında Yüksek Lisans derecesine sahip olan Kantarlı, Pazarlama Yönetimi derecesini ise İrlanda’da UCD Michael Smurfit Business School’dan aldı. Profesyonel iş yaşamı boyunca dünyaca ünlü şirketlerde varlık gösteren Eren Kantarlı, halihazırda Google Fiber’de Kıdemli Pazarlama Müdürü olarak görev yapıyor. Eren Kantarlı Kıdemli Pazarlama Müdürü, Google Fiber Başarılı bir öğrencilik hayatından sonra Procter and Gamble’da satış alanında kariyerine başlangıç yapan Kantarlı, 2007 yılında Google’ın Türkiye ofisinde çalışmaya başladı. Bu süreçte Türkiye, Yunanistan ve Rusya’da; dijital pazarlama, tüketici ve ticari pazarlama alanlarında proje liderliği görevini üstlendi. 2011 yılına kadar 45’ten fazla ülkenin pazarlama bütçelerini yönetti ve bu tarihte bir görev değişikliği ile Google’ın Kaliforniya’daki genel merkezine transfer oldu. Burada Google Offers ve dijital cüzdan servisi olan ‘Wallet’ta ürün pazarlama görevlerini sürdürdü. Silikon Vadisi’nde pazarlama danışmanlığı ve yöneticiliği de yapan Kantarlı, halihazırda Google Fiber’de Kıdemli Pazarlama Müdürü olarak görevini sürdürüyor. Kantarlı’nın öne çıkan ürünleri; Google Maps, Android Pay ve Google Fiber. Eren Kantarlı, Türkiye’ye dönerek Silikon Vadisi’nde elde ettiği bilgi birikimi ve deneyimi Türkiye’de değerlendirmenin en büyük hayali olduğunu kaydediyor. Eren Kantarlı, aynı zamanda Rolex Big Boat Regatta, J24 Western Regionals gibi dünyaca ünlü yarışlara da katılım gösteren profeyonel bir yelkenci. Konuşma konuları •Pazarlama iletişimi •Yaratıcı pazarlama •Ürün pazarlama •Ürün yönetimi •Motivasyon •Silikon Vadisi ve Türkiye’den farkı •Girişimcilik •Kişisel başarı hikayesi Eyüp Kemal Sevinç kimdir? Baba mesleği olan aşçılığa 1991 yılında başladı. 1995 yılında Türkiye’de düzenlenen ilk ulusal aşçılık yarışmasında birinci seçildi. 1996 yılında Londra’da düzenlenen Dünya Aşçılar Yarışması’nda Hamur İşi dalında altın madalya kazanarak uluslararası yemek yarışmalarında Türkiye’ye ilk altın madalyayı kazandıran isim oldu. Aynı yarışmada Yılın En İyi Genç Aşçısı seçilerek, Türkiye’ye bir kupa kazandırıp yine bir ilki gerçekleştirdi. 2007-2010 yılları arasında İstanbul Marriott Hotel Asia’nın Executive Chef’i olan Sevinç, meslek hayatı boyunca dünyaca ünlü uluslararası birçok şefle de çalışma imkanı elde etti. 1996’da kurulan “Türkiye Aşçılar Milli Takımı”nın ilk üyesi, 2000-2005 yıllarında “Takım Kaptanı” ve 2007 yılına kadar da başkanı olan Sevinç, uluslararası profesyonel yemek yarışmalarında uzman jüri olarak görev alıyor. Eyüp Kemal Sevinç EKS Mutfak Akademisi Kurucu Şefi, TV Program Şefi Eyüp Kemal Sevinç, Türk mutfağında, özünü kaybetmeden yaratıcı olmanın mümkün olabildiğini ispatlıyor... Yenilikçi ve yaratıcı Türk mutfağı için çalışıyor Eyüp Kemal Sevinç, Türkiye’yi yurt dışında lezzet değerleriyle tanıtan bir milli takım oyuncusu, bir şef, gurme, aşçı. Sevinç, 2001’den beri çeşitli ulusal TV kanallarında yemek programları yapıyor. Bugüne kadar katılmış olduğu yerli ve yabancı yemek yarışmalarında 100’ü aşkın madalya, kupa ve ödül kazandı. Sevinç, misyonunu Türk mutfağını geliştirmek ve yurt dışında tanıtmak olarak tanımlıyor. Bugüne kadar yaklaşık 50 ülke mutfağını yerinde inceledi. Türk mutfağında özü kaybetmeden yaratıcı olmanın yollarını arıyor. Yaptığı lezzet seyahatlerinde Türkiye’de yetişen bitkilerle yeni yemek denemelerinde bulunuyor. Anadolu’ya yaptığı ziyaretlerde yöresel yemekleri tadıyor ve tattığı yemekleri geliştiriyor. Şef aşçı, şirketlerin ürün müdürlerine, satış ve pazarlama ekiplerine teorik yemek bilgilerinin yanı sıra uygulamalı sunumlar da gerçekleştiriyor. Fuar ve organizasyonlarda sunum ve demonstrasyon çalışmaları yapıyor. Birçok ulusal ve uluslararası sempozyum, konferans ve panele konuşmacı olarak katılan Sevinç, özel gastronomi eğitimlerine katılarak daima kendini yenilemeye devam ediyor. Hafta içi her gün “Her Şey Tadında” adlı programda yemekleriyle yer alan Eyüp Kemal Sevinç, 2009 yılında “Hobimle Mutluyum Lezzet Okulu”nu, 2011 yılında Anadolu yakasının diplomalı eğitim veren ilk aşçılık okulu olan “EKS Mutfak Akademisi”ni kurdu. Konuşma konuları • Türk mutfağında yeni tatlar • Osmanlı Saray mutfağı • Füzyon mutfağı Kitapları • Sonsuz Mönü • Benzersiz Lezzetler • Sonsuz Türk mutfağı Fatma Girik kimdir? Cağaloğlu Kız Lisesi’ni bitirdi. 1957 yılında “Leke” filmi ile ilk kez başrol oynadı. Fatma Girik, üç yıl sonra Memduh Ün’ün yönettiği “Ölüm Peşimizde” adlı filmin yıldızı seçildi. Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın’la birlikte Kare-As olarak adlandırılan en büyük dört kadın yıldızlardan biri oldu. 1988 yılında İstanbul Şişli Belediye Başkanı seçildi ve beş yıl bu görevi yürüttü. 1993’de TV’de ses getiren “Söz Fato” da adlı bir program yaptı. Toplam 194 sinema filmi çeviren Girik oyunculuk dışında senaryo yazarlığı ve yapımcı olarak da görev aldı. 2006 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi’nden “Fahri Doktor” unvanı aldı. Bircan Silan Usallı’nın yazdığı “Dört Yapraklı Yonca” adlı bir biyografi kitabı var. Fatma Girik Oyuncu “Benim siyasete atılmam kendiliğinden oldu. Yaptığım filmlerde hep halktan, adaletten yana olan rollerin içindeydim. Bu zaten benim yaşam felsefem. Öyle olunca politika benim için kaçınılmaz oldu.” Hep değişen ama aslında hiç değişmeyen kadın… Zorluklar karşısında yılmayan, ezilmeyen, girişken ve cesur kadın, Fatma Girik. “Erkek Fato” lakabı onun sayesinde ünlendi diyebiliriz. Kimi zaman şoför kimi zaman köylü kızı kimi zaman ise gözleri yaşlı cefakâr “anne”. Oyunculuk kariyerinde olduğu gibi gerçek hayatında da farklı roller üstlendi. Hem sinemada hem televizyonda hem de siyasette adını duyurdu. Memduh Ün ile yaşadığı aşk Türk basınında dalgalanma yarattı. Kendi çocuğu olmayınca, manevi kızı Ahu’nun annesi oldu. Güzelliği ile yıllara meydan okuyan Fatma Girik hep farklı olmayı başardı… Konuşma konuları • Kadın / Çocuk / Aile • Genç Kalabilme • Yeşilçam Sineması Ferda Ünsal kimdir? Boğaziçi Üniversitesi’nden mezuniyetini takiben, Kanada’da tekstil mümessilliği yaparak profesyonel iş hayatına adım atan Ünsal, 1987 yılında eşinin işi sebebiyle Uzakdoğu’ya yelken açtı. 11 yıl yaşadığı Malezya’da tanıştığı feng shui öğretisinin kendi yaşamındaki olumlu sonuçlarını görünce bu öğretiyi bir yaşam tarzı olarak benimsedi. 1992’de Feng Shui Center of Excellence’ta eğitim alarak başladığı çalışmalarını Master Academy of Chinese Metaphysics’teki eğitimlerle destekledi. Ünsal 2000 yılında çatısı altında bugüne kadar sayısız konut, ofis, otel ve alışveriş merkezi projesine danışmanlık hizmeti verdiği Feng Shui Dünyası’nı kurdu. Türkiye’nin ilk feng shui sitesini açtı. Ferda Ünsal Feng Shui Uzmanı “Evrende, doğada olan birtakım güçleri kontrol edebilme gücünü ve yöntemlerini bize feng shui öğretiyor.” “Yaşama İstediğiniz Yönü Vermenin Anahtarı Elinizde” Ferda Ünsal, Uzakdoğu felsefesi olarak bildiğimiz Feng Shui’nin ülkemizdeki önemli temsilcisi. Feng Shui’nin hayatın pek çok farklı alanında uygulanabileceğini gösteren Ünsal’a göre mutlu ilişkiler kurmak, beklentilerimize ulaşmak, bolluk içinde yaşamak, sağlıklı ve huzurlu olmak, çocuklarımızı neşeli ve başarılı görmek, bu yöntemi kullandığımızda rüya olmaktan çıkar. “Feng Shui, yaşamın sunduğu tüm nimetlerden payımıza düşen maksimum faydayı elde etmek için, kendi doğamıza dönmek, yaradılışımızdan getirdiğimiz özelliklerimizi keşfetmek ve bunları geliştirecek bize en uygun mekanları hazırlamak için rehberlik eden kadim bir Uzakdoğu öğretisidir. Doğada var olan evrensel yaşam enerjisini, yaşadığımız mekanlarda harekete geçirmenin yöntemlerini gösterir. “Yaşam bir yoldur ve Feng Shui bu yolda alacağımız kararlardan biridir” Doğanın bir parçası olan insan, yaşadığı mekanda da doğadaki denge ve uyumu arar. İnsan ve mekan uyumsuzluğu, hayatımızı olumsuz yönde etkiler. Beş bin yıllık geçmişi olan Feng Shui öğretisi, insanın varoluş özelliklerine uygun yaşam alanlarını düzenleme yöntemidir. Böylece daha sağlıklı yaşar, mutlu ilişkiler kurar, kendimizi geliştirir, kariyer beklentilerimize ulaşır ve kazancımızı artırabiliriz. “2008, kötü olacak” dedi, oldu Feng Shui felsefesine göre 2008, “fare yılı”ydı. Fare yılının bilançosu ağır oldu. Ünsal 2008’i finansçılardan önce zorluklarla tanımladı. Feng Shui öğretisine göre hayatın belli aralıklarla tekrar ettiğine dikkat çeken Ünsal, 2008’i şöyle öngörmüştü: “Borsa, eğlence sektörü, madencilik ve emlak sektörlerinde hasat toplama yılı olacak. Ancak denizcilik, bankacılık, ulaşım ve inşaat sektörleri için de zor bir yıl olacak. Dünyada uluslararası ve politik çalkantıları da beraberinde getirecek.” Konuşma konuları • “Zaman-İnsan” ve “Zaman-Mekan” Etkileşimini Yönetmenin Yolları • İlişkilerimizde, Bizi Başarıya Götüren Yöntemler • Şirket Kazancını ve Çalışanlarının Verimliliğini Artırma Formülleri • İş Yerinizde ve Evinizde, Doğuştan Aldığınız Özelliklerle Uyumlu Mekanları Düzenleme Teknikleri Ferhat Boratav kimdir? Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nü bitirdi. Fransa’da Grenoble Üniversitesi’nde “Türk Göçmen İşçiler” üzerine master yaptı. Medya macerası Nokta dergisinde başladı. Londra’da BBC Türkçe Yayınlar Servisi’nde yapımcı, sunucu ve radyo habercisi olarak çalıştı. Türkiye’ye dönüşünde kısa süre bir televizyon yapım şirketinde çalıştı. Daha sonra haberciliğe geri dönen Boratav, ATV Haber’de yöneticilik, CNN TÜRK Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendi. Halen yayın danışmanı olarak görev alıyor. Üniversitede uğraştığı tiyatroyu ve Fransa yıllarında yaptığı aşçılığı kariyerinin önemli halkaları olarak görüyor. Ferhat Boratav Gazeteci, Tarihçi, CNN Türk Yayın Danışmanı “Teknoloji, iletişim anlayışımızı da hayal dünyamızı da altüst etti. Medyanın bilgi akışını, fikir oluşum sürecini tek başına kontrol edemediği bir dönemdeyiz.” Ferhat Boratav, Türkiye’nin en önemli televizyon kanallarından biri olan CNNTürk’ün kuruluşundan bu yana yayın yönetiminde aktif görev alan Boratav, geçmis medya tecrübesiyle gerek gazete gerekse televizyon haberciliğinde önemli kilometre taşlarından biri. Boratav, günlük haber akışıyla haber izleyen nüfusun algısı, alışkanlıkları, haber tüketimi ve hayattan beklentilerini en iyi ölçen iletişimcilerden biri. Küresel çapta iletişim trendlerindeki gelişim ve değişimin birebir içinde yer alması nedeniyle bir yandan dönüşen kitle iletişim araçları bir yandan da sürekli dönüşen ve değişen izleyici sayesinde ülke nabzini elinde tutuyor denebilir. Boratav günü en yakından takip eden kişi olmasının yanı sıra bir tarihçi. Tarihi bugünle buluşturan analizleriyle dikkat çeken Boratav, iletişim ve Biz Türkler başlıklarında aranan konuşmacı. Hayatın her alanında büyük dönüşümler gerçekleştiren teknoloji en çok iletişim sektörünü etkiliyor. Türkiye’de dünyadaki kadar güçlü bir değişimin olmadığını, ancak gelişmelerin yakın zamanda Türkiye’yi de dönüştüreceğini belirten Boratav, gerçek bir iletişim devrimi için öncelikle zihinsel değişim olması gerektiğini söylüyor. Geleneksel gazeteciliğin gücünü koruduğunu söyleyen Boratav “İnternet Türkiye’de henüz çok büyük bir rakip değil. Reklamdan alınan paylarda henüz interneti göremiyoruz. Daha da önemlisi internetin içeriği zaten geleneksel medya tarafından oluşturuluyor. İnternetin Türkiye’de henüz kendi özgür içeriği yok” diyor. Organ Bağışı gündemimize yeni giren, çok da rahat olmadığımız bir konu; eğitime bağlı olarak daha yakın durduğumuz yeni bir başlık. Mesleki çalışmalarında bu özel konuda ciddi deneyime sahip Boratav, sosyal sorumluluk kampanyası olarak organ bağışını değişik kereler kurgulayıp, başarılı projelere imza attı. Boratav, organ bağışı konusundaki deneyimlerini ayrı bir konuşma konusu olarak paylaşıyor. Konuşma konuları • İletişim • Türkler • Konjonktür • Organ bağışı • Sosyal sorumluluk • Gündem Feyhan Yaşar kimdir? İzmir Amerikan Koleji’nin ardından, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümünü bitirdi. Yüksel lisansını 9 Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladı. İş hayatına DYO Boya’da Endüstriyel İlişkiler Uzmanı olarak başlayan ve Yaşar Holding İnsan Kaynakları Koordinatörü olarak devam eden Feyhan Yaşar, birçok görevi başarıyla tamamladıktan sonra 2004-2009 arasında Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanlığına kadar yükseldi. Türkiye’nin farklı ekonomik ve sosyal süreçlerinde, ülkemizin ilk özel sektör yapılanmalarından birinde yer alan Yaşar bankadan turizme, gıdadan boyaya güçlü markaların yaratılma sürecinde yer aldı. Halen Yaşar Holding’in ana hissedarı olan ve Hedef Ziraat A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeliğini yürüten Yaşar, 2012 yılında Koç Holding Yönetim Kurulu Bağımsız Üyesi ve 2002-2012 döneminde de HDF FZCO Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. TOBB İçecek Meclisi Başkanı, DEIK-Danimarka İş Konseyi Başkanı, ATC Yönetim Kurulu Üyesi, Gıda Bankacılığı Derneği Kurucu Üye ve Yönetim Kurulu Üyesi, SEV Mütevelli Heyet Üyesi ve BÜVAK Mütevelli Heyet Üyesi olarak görev alan Yaşar, çeşitli sivil toplum kuruluşlarına gönüllü destek veriyor. Feyhan Yaşar İş Kadını, Hedef A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi / Yaşar Holding eski Yönetim Kurulu Başkanı “Gelecek, uzun soluklu stratejilerle hedefe yürüyen kurumların olacak.” Güçlü iş kadını iş dünyasındaki başarılarını sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalarıyla sürdürüyor. Kadın istihdamından, tarım politikalarına, çevre sorunlarından gıda sistemlerine uzanan pek çok konuda etkin rol alıyor. Feyhan Yaşar, Türkiye’nin en köklü şirketlerinden Yaşar Holding’de başlayan kariyerini, Yönetim Kurulu Başkanlığına kadar taşıdı. Birçok başarılı projede yer aldı, yeniliklere imza attı ve holdingin çok önemli bir dönemine damgasını vurdu. Yaşar iş hayatına aktif bir şekilde devam ediyor, Hedef A.Ş. Yönetim Kurulu ve çok sayıda sivil toplum kuruluşuna destek veriyor. Yaşar uzun yıllar yürüttüğü Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevindeki tecrübelerini İndeks Konuşmacı Ajansı platformunda sunuyor. Bir patronun gözünden değişim yönetimi, fırtınalı bir havada tekneyi beceriyle yüzdürmeye benzer. Dünyada çok büyük bir değişim yaşanıyor. Son birkaç yıla sığdırdığımız yenilikler, geçmişte birkaç neslin ancak hazmedebildiği sorun ve fırsatlar… Değişimi yönetmek günümüzün en büyük meziyetlerinden biri. Geçmişin tecrübesini geleceğin hizmet ve ürününe dönüştürebilmenin sırrı, her kurum, her yapı, her durum, her dönem için birbirinden farklı reçeteler üretmekten geçiyor. Gıdadan boyaya, kağıttan turizme geniş yelpazede faaliyet gösteren Yaşar Topluluğu’nda etkin risk yönetimi uygulamaları ile liderlik yapan Yaşar, sürdürülebilir, karlı büyümeyi hedefledi. Yaşar Holding’de başlattığı yeniden yapılanma çalışmaları ile gerçek ve vizyoner başarılara imza attı. Yaşar, gıda, boya, tarım ve hayvancılık sektörlerinde Türkiye’deki en tecrübeli yöneticilerden biri. Başarılı iş kadını, geçmişten geleceğe bakarken deneyiminin ışığında ülkemizdeki tarım ve çevre sorunlarına dikkat çekiyor. Yaşar, İndeks Konuşmacı Ajansı bünyesinde Yönetim ve İcra Kurullarında yaptığı konuşmalarla farklı bir rüzgar estiriyor. “Aile şirketinde yönetim, holding yöneticiliği, küresel gelişmeleri nasıl okumalı” gibi başlıkların yanı sıra “deneyim paylaşımı” konusunda da bir patron olarak fark yaratıyor. Konuşma konuları • Tarım, Çevre ve Sürdürülebilirlik • Kendini Besleyebilen Küresel ve Yerel Düzen • Tarım ve Hayvancılığın Geleceği • Aile Şirketlerinde Gelecek ve Yönetimin Geleceğe Göre Yeniden Yapılanma İhtiyacı • Aile Şirketlerini Bekleyen Tehlikeler ve Fırsatlar • “Yapmamanın” maliyeti Filiz Akın kimdir? TED Ankara Koleji’ndeki eğitimini tamamladıktan sonra Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümüne kayıt oldu. Sinemaya ilk adımını Akasyalar Açarken filmi ile attı. 1971 yılında çekilen “Ankara Ekspresi” filmindeki Hilda rolüyle Antalya Film Festivali’nde “En başarılı kadın oyuncu” ödülüne sahip oldu. 80’lerin başında toplam 117 filmle sinemaya veda etti. Sabah gazetesinde köşe yazarı olarak yazmaya başlayan Akın, 2002 yılında yakalandığı çene kanserini yendi. Kansere karşı destek amaçlı başlattığı “Sarı bilezik” ve “Mavi bilezik” gibi kampanyalar oldukça başarılı oldu. Filiz Akın Oyuncu “Kanser ve benzeri hastalıkların kimlerin başına geldiğine baktığınızda onların sevgi ve enerji dünyasına sığındığını görürsünüz. Bu rastlantı değil. Pozitif düşünceye inanıyorum.” Hayata gülümse… “Her zaman gülmeyi bilen kadın” dalında bir yarışma olsaydı Filiz Akın birinci olurdu. Hayatında inişler çıkışlar yaşamasına rağmen hayata hep gülümsedi. 2002 yılında kansere savaş açtı ve hastalığı yenerek pozitif düşünce gücünü kanıtladı. Bununla yetinmeyerek “Hayata Merhaba” adlı kitabıyla hasta insanlara moral verdi. Kansere karşı birçok başarılı kampanyaya imza attı. İnsanlara iyileşmenin imkansız olmadığını, hayata inanmak gerektiğini anlattı. Yıllara meydan okuyan güzelliğinin sırlarını da saklamadı ve “Filiz Akın ile Güzellik, Sağlık ve Genç Kalma Üzerine” adında bir kitap daha yayımladı. Bu kitapta da güzel kalmanın ana reçetesi hep “hayata pozitif bakış” oldu. Eşi Sönmez Köksal’ın Paris Büyükelçisi olarak görev yaptığı günlerde mutfak becerilerini geliştiren Akın son olarak “Lezzete Merhaba” adlı kitabını yayımladı. Konuşma konuları • Sağlık • Sağlıklı Beslenme • Estetik ve Genç Kalabilme • 1980 Öncesi ve Sonrası Sinema • Oyunculuk • Kadın ve Sinema • Yeşilçam Sineması • Oyuncu gözüyle toplum sorunlarına bakış • Yeşilçam sonrası sektörleşmeye başlayan sinemaya bakış • Kadın/ Çocuk/ Aile • Anneler ve Oğulları (İlker İnanoğlu ile birlikte) Kitapları • Hayata Merhaba • Lezzete Merhaba • Filiz Akın ile Güzellik, Zayıflama ve Genç Kalma Üzerine Gani Müjde kimdir? 1959 yılında İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-Televizyon bölümünden mezun oldu. 8 yıla yakın bir süre Gırgır ve Fırt dergilerinde çalıştı. Laklak adlı dergide editörlük yaptı. Laklak dergisinden ayrılan bir grup arkadaşıyla kurduğu Limon dergisinde Peynir Gemisi başlığı altında sürekli yazılar yazdı. Müjde’nin Tükenmezkalem adlı bir yazım grubu, Peynir Gemisi Medya Yapım isimli bir de prodüksiyon şirketi bulunuyor. Gani Müjde Yazar, Karikatürist, Senarist, Yönetmen “Bir hocamız; sokaklardaki insanlara bakın, onlar hakkında öyküler yazın kafanızda, karakter geliştirin derdi. Ben çok gözlem yaparım. Tiplemelerim Türk insanının aynası.” Gani Müjde ile kahve/kahkaha molası Her biri birer klasik haline gelen işleri ile hayatlarımıza neşe katmayı başarmış yetenekli bir isim Gani Müjde. Yeniliği sevmeyen bir coğrafyada pek çok ilki deneyen usta mizahçının yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği filmleri, senaryosunu yazdığı televizyon dizileri, ses getiren televizyon programları hafızalardan silinmiyor. Gani Müjde kendi hayatından komik anekdotları aktardığı, ünlülerin gaflarını ve ilginç gazete başlıklarını yorumladığı bir kahve molasında sevenleri ile bir araya geliyor. Hayata hep pozitif bakan Müjde bu molalarla günlük rutinden sizi çekip çıkartıyor, keyifli bir zaman geçirmenizi sağlıyor. Yaptığınız işe ara verin, Gani Müjde ile siz de hayata gülümseyin. Kitapları • Peynir Gemisi • T.Ö.rkiye • Ayaküstü • Beraber ve Solo Kaygılar • Ahmak Islatan • Aramızda Kalsın • Seni Sevdiğimi Kimseye Söyleme Çünkü Ben Herkese Söyledim • Üç Yanlış Bir Doğruyu Götürür • İsim, Şehir, Hayvan, Bitki • Kahpe Bizans • Bendeki Kulak Van Gogh’ta Yok • Dijital Saadet Olmaz Gonca Gürses van Herpen kimdir? Koloratur soprano Gonca Gürsen van Herpen Münih, Almanya’da doğdu. Müziğe ilgisi ilkokul yıllarında koroya katılmasıyla başladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği’nde öğrenimini tamamladıktan sonra Mimar Sinan Üniversitesi Sahne Sanatları Opera Bölümünde ikinci lisans eğitimini tamamladı. İstanbul Devlet Operası’nda çeşitli eserlerde oynadı ve Grup Turkuaz’ın solistliğini yaptı. Opera solistliğinin yaparken bir yandan da MSÜ ve uluslararası birçok okulda İngilizce dersleri ve yanı sıra İngilizce olarak müzik, dans, drama, şan, Türk dili ve kültürü alanlarında dersler verdi. Sanatçı, Hollandalı aşçı, fotoğrafçı, belgesel programcısı Wilco van Herpen ile evli ve bir kız çocuğu annesi. Gonca Gürses van Herpen Koloratur Soprano, Sesle Terapist İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Gonca Gürses van Herpen, dünyada ve Türkiye’de nadir görülen işlerden birini icra ediyor: Sesle terapi. İlk “Türk Sesle Şifa Terapisti” ve aynı zamanda koloratur soprano olan Gürses van Herpen 2003’ten bu yana ezoterik bilgiler ve çeşitli şifa teknikleri üzerine çalışmalar yapıyor. Seminerlerinde dinleyicilerine yaşayan her canlının titreşimi olduğunu anlatan ve bu sayede sesi kullanarak insanın kendini nasıl iyileştirebileceğini öğreten Gürses van Herpen “Sesle Şifa” (Sound Healing)’in yanı sıra; Reiki, Taşlarla şifa, Kundalini Reiki, Kwan Yin, Ra- Sheeba, Gümüş Mor Alev, Full Spectrum Şifa, Altın Üçgen, Yaşam Küresi, Isis Mavi Ay, Kutsal Kase, Şifa çemberi gibi inisiyasyonları da çalışmalarında uyguluyor. Gürses van Herpen’in bu çok yönlü inisiyasyonları, uzun süren grup ve özel çalışmalarının birer sonucu. Tüm bu öğretileri bir araya getirerek kendi tekniğini oluşturan Gürses, ilk olarak 2006’da Colorado, Denver, Boulder’da Jonathan Goldman’la “Sound Healing/Sesle Şifa” atölyesine katıldı. Buradan aldığı sertifikayla Türkiye’de bu alanda çalışmalar yaptı ve aynı zamanda Dünya Sesle Şifa Enstitüsüne kayıtlı ilk Türk Sesle Şifa Terapisti oldu. Gürses, Jonathan Goldman”ın önderliğinde dünya çapında yetiştirdiği tüm öğrencilerinin yapmakta olduğu “Dünyamıza Sesle Şifa Günü” çalışmasını her yıl İstanbul’da yapıyor. Gürses’in müzik çalışmaları da oldukça dikkat çekici. Koloratur soprano, 2006 yılında Fransız perküsyoncu Le Quan Ninh’in “Transit-İstanbul Improvisation Days in Music - Müzikte Doğaçlama” atölyesine katıldı. Islak Köpek grubunun konserinde konuk solist olarak doğaçlama performans gerçekleştirdi. Ayrıca Darphane-i Amire’de doğaçlama dans gösterisinde yine solo doğaçlama söyledi. Verdiği kısa aradan sonra 2014’te Fazıl Say’ın “Yeni Şarkılar” CD albümünde vocal çalışmasıyla müzik yaşantısına kaldığı yerden devam etmeye başladı. Hollanda Konsolosluğu Kilisesi’nde üç soprano “Klasik Yaz Konseri”, Noel Konserleri, Avusturya Kültür Merkezi’nde, Bariton Kevork Tavityan ile Birleşmiş Milletler Günü Konseri gibi çeşitli organizasyonlarda sahne aldı. Halen seminerler, konserler vermeye ve vokal doğaçlamalar yapmaya devam ediyor Konuşma konuları • İnsan Sesinin Bilinmeyen Gücü • Diyafram nefesi nedir? Nasıl kullanılır? Nasıl güçlendilir? Egzersizler • Sesin doğru kullanımı ve ses tellerinin bakımı • Stres yönetimi teknikleri • Vücuttaki negatif enerjiyi boşaltma, topraklanma • Olumsuz duyguları (öfke, endişe, korku, vs), travmaları salıverme ve dönüştürme • Bağışıklık sistemimizi güçlendirme (Timus bezi) • Vücudumuzun enerji merkezleri çakralar • Sesle şifa meditasyonu (Sound healing): Fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal alanlarımızı iyileştirme, dengeleme • Mekan, enerji alanı (aura), çakra temizliği • Enerjimizi, enerji emen kişi ve ortamlardan koruma teknikleri • Ofisimizde, evimizde kullandığımız teknolojinin yarattığı manyetik alandan korunmak, alan temizliği vs. için kullanılabilecek mineral taşlar • İş arkadaşlarımızla uyumlanma, takım olma çalışmaları, empati Gül Kaynak kimdir? Tarsus Amerikan Koleji’ni bitiren Gül Kaynak ardından Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne girdi. Daha sonra aynı üniversitenin Turizm Otel İşletmeciliği Bölümü’nden de mezun oldu. Dreamlands Spa Boutiques Türkiye’nin kurulmasıyla beraber 2002-2005 yılları arasında genel müdür olarak çalıştı. The LifeCo’ya 2005’te katılan Gül Kaynak yedi yıl boyunca burada çalıştıktan sonra Haziran 2011’de D-Life’a transfer oldu. 2011-2013 yılları arasında görev yaptığı Doğuş Grubu’na bağlı D-Life’ta Well-Being, D-Life Bag, D-Life Snacks, D-Life Products gibi markaları yarattı. Gül Kaynak Detoks - Sağlıklı Yaşam Uzmanı ve Danışmanı “Yapacağımız en iyi yatırım ne dövize, ne hisse senedine; kendimize, vücut, ruh ve zihin sağlığımıza. Adaya düştünüz, yanınıza alacak üç şey olarak ne seçerseniz seçin kendinizi almadan gidemezsiniz.” İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi, Detoks - Sağlıklı Yaşam Uzmanı ve Danışmanı Gül Kaynak, detoks ile hayatı yeniden keşfeden bir isim. Hayatı boyunca yaptığı klasik diyetler sayesinde hiçbir zaman gerçek başarıya ulaşamayınca farklı formüller aramaya başlamış ve detoksu keşfetmiş. Detokstan önce kendini “22 kilo daha fazla, sabahları uyanamayan, enerjisi tükenmiş, çay, kahve içmeden ayılamayan, şeker bağımlısı biri” olarak tanımlayan Kaynak detoksun ardından alkali beslenme ve PH konularında da bilgi ve deneyim kazanarak hayatını değiştirmeyi başarmış. “Detoks ile arınma öyle bir duygu ki; yeni temizlediğiniz evinize nasıl çamurlu ayakkabılarınızla girmek istemezseniz, aynı şekilde vücudunuzda da bu temizliği devam ettirmek istiyorsunuz” sözleriyle Kaynak, detoksun artık kendi hayatında çok önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Kaynak, “Ben de detoks esnasında ve sonrasında alkali/asidik beslenmeyi, PH mucizesini öğrendim ve uygulamaya başladım. Bir haftalık detoksun ardından gelen 51 haftada yaptığım ufak değişikliklerin mucizelerini bedenimde yaşadım” diyerek sağlığı bu yöntemle arayanlara değişimi hissettiriyor. Kaynak, Dreamlands ile başladığı işletmecilik kariyeri boyunca birçok yeni tesisin hayata geçirilmesine önayak oldu. Dreamlands’ın İstanbul Bebek’te, Bodrum Türkbükü’nde Maça Kızı Oteli ve Tampa Beach’te, Uludağ Kartanesi Otel’de şubelerini hayata geçirdi. Bu merkezleri yönetti ve Dreamlands bünyesinde Bodrum Ada Otel’de özel detoks programları düzenledi. İlerleyen yıllarda The LifeCo, Bodrum, Detox Center ve Akatlar İstanbul Well-Being merkezlerini ve detoks programlarını yönetti. Tayland, ABD, Almanya gibi ülkelerde yapılan detoks uygulamalarını ve merkezlerini inceleyen Kaynak birikimi sayesinde birçok markanın doğuşunu sağladı. Edindiği tecrübeyi ve bilgi birikimini daha geniş kitlelerle paylaşmak isteyen Kaynak, Detoks Sağlıklı Yaşam Uzmanı ve Danışmanı olarak çalışıyor, makaleler yazıyor ve çeşitli TV programlarına katılıyor. Konuşma konuları • Detoks Nedir? • Hastalanmamak için Doğanın Bir Parçası Olduğumuzu Nasıl Hatırlarız? • Vücudun Kimyası; PH Dengesi – Asidik ve Alkali Yaşam • Sağlıklı Beslenmede ve Kilo Kontrolünde Fark Yaratan İpuçları Güler Aras kimdir? Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Finans Ana Bilim Dalında öğretim üyesi ve “Finans, Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Araştırma ve Uygulama Merkezi” Direktörü olarak görev yapmaktadır. 2013 yılına kadar İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü olarak görev çalışmıştır.DeMontfort Üniversitesi’nde (İngiltere) misafir öğretim üyesi olan Aras, her yıl bu üniversitede düzenli olarak ders ve seminerler veriyor, uluslararası araştırma projeleri yürütüyor. 2014 yılı itibarıyla Georgetown University McDonough School Business Center for Financial Market and Policy’de misafir öğretim üyeliği görevini de üstlendi. Uluslararası bir derginin editörlüğünü yapan Aras, halen 10’u uluslararası olmak üzere çok sayıda akademik derginin yayın kurulunda görev alıyor, uluslararası ve ulusal konferansların sürekli bilim kurulu üyeliğini gerçekleştiriyor. Uluslararası Finansal Yönetim Enstitüsü -IMA Turkish Chapter– kurucu üyeliği ve başkanlık görevini yürütmüş olan Aras çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarındaki çalışma komisyonu üyelikleri ile birlikte Türkiye şeffaflık Derneği’nin de kurucu üyeliğini yürütüyor . Güler Aras Akademisyen, YTÜ-Finans, Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Araştırma ve Uygulama Merkezi Direktörü Faaliyetlerinin ve yaşamlarının sürekliliği işletmelerin temel amaçlarından birisidir. Günümüz iş dünyasında bunu gerçekleştirilebilmenin yolu artık sadece kar elde etmek değil, işletmelerin sosyal sorumluluklarını yerine getirmesidir.” Prof. Dr. Güler Aras akademik çalışmaları, yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirdiği konuşmalarla dikkat çeken bir akademisyen. Sürdürülebilirlik, finans, bankacılık, sermaye piyasası, kurumsal yatırımcılar, stratejik sektör çalışmaları, kurumsal sosyal sorumluluk ve kurumsal yönetim alanlarında uzmanlaşan Aras’ın, 11’ i uluslararası olmak üzere 20 kitabı, 200’den fazla makalesi bulunuyor. İndeks Konuşmacı Ajansı üyesi Prof. Dr. Güler Aras’ın en ilgi çekici konuşma konularından biri, bugün pek çok kurumun sıklıkla kullandığı “sürdürülebilirlik” kavramı. Aras, bu popüler kavrama farklı bir bakış açısı getiriyor. İşletmelerin sürdürülebilir performansa ulaşma sürecini, sosyal sorumluluk bilinciyle faaliyetlerini gerçekleştirmelerinin önemini, bunun sürdürülebilir firma performansına katkısını dinleyicilerle paylaşıyor. Kısaca, her işletmenin temel hedefi olan “sürdürülebilir bir firma yaratabilmenin” ipuçlarını veriyor. Aras’ın ilgi gören konuşma başlıklarından birini de “Basel” oluşturuyor. Basel bankacılık düzenlemelerinin firmaların kredilendirme sürecinde ne tür değişiklikler getireceğini ve firmaların bu sürece ne şekilde hazırlanması gerektiğini anlattığı toplantılar, küçük ve orta ölçekli şirketlerden uluslararası kurauluşlara kadar farklı ölçekteki pek çok firmaya yol gösteriyor.Kriz yönetimi, Prof. Dr. Güler Aras’ın diğer uzmanlık alanı. Krizlerde finansal yönetimi, firmaları başarısızlıktan kurtaran ve sürdürülebilir bir performansa ulaşmalarını sağlayan önemli unsurlardan biri olarak tanımlayan Aras bu alanla ilgili yaptığı konuşmalarında, firmaların kriz ortamında faaliyetlerini nasıl yöneteceklerini, finansal ve finansal olmayan önlemleri ve uygulamaları aktarıyor. Konuşma konuları • Sürdürülebilir İşletme Performansı • Kurumsal Sosyal Sorumluluk • Basel ve Risk Yönetimi • Kriz Yönetimi: Hazırlan, Tanımla, Analiz Et, Çözümle • EkonomiDurable Corporation; Strategy for SustainableBusiness, Governance and Social Responsibility; İnternational Perspectives Kitapları • Governance of Risk • Business Strategy and Sustainability • Governance and Social Responsibility: International Perspective • Finansal Yönetim • Governance in the Business Environment • NGO and Corporate Social Responsibility • Gower Handbook of Corporate Governance and Social Responsibility • Global Perspectives on Corporate Governance and Corporate Social Responsibility Güler Aras’ın tüm kitapları için konuşmacının, indekskonusmaciajansi.com’daki sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Gülden Türktan kimdir? Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde lisans ve master eğitimi aldı, BA ve MA dereceleri ile mezun oldu. New York Üniversitesi’nde master ve doktora çalışması yaptı, MBA ve M. Phil derecesi, Marmara Üniversitesi’nden doktora derecesi aldı ve New York Üniversitesi’nde araştırma görevlisi ve eğitmen olarak çalıştı. İstanbul’da uluslararası bir dev olan güç santralleri ve elektrik üretim şirketi ABB’de tepe yöneticilik yaptı.Uluslararası Yatırım Derneği YASED’te iki dönem yönetim kurulu üyeliği ve yönetim kurulu başkan yardımcılığı yaptı. TÜSİAD’ın İstihdam ve Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu Başkanlığı ve Kadın Girişimcileri Derneği KAGİDER’in kurucuları arasında yer aldı ve derneğin başkanlığını üstlendi. Gülden Türktan KAGİDER Kurucu Üyesi ve Yönetim Kurulu Başkanı / OECD, BIAC-ELSA Başkan Yardımcısı Dr. Türktan, Türkiye’de kadın girişimciliğini geliştirmenin yanı sıra ekonomik ve sosyal yaşamda kadının konumunu güçlendirmeyi misyon edinen bir isim. Çalışma hayatının ilk dört yılını New York Üniversitesi’nde akademik alanda geçiren Dr. Türktan, çalışma hayatında denetim, insan kaynakları, kalite ve hukuk işleri fonksiyonlarının kendisine bağlı olduğu görevlerde çalıştı ve muhtelif tepe yöneticilik görevleri üstlendi. Aktif yöneticilik yıllarında sivil toplum kuruluşlarında yoğun çalışmalar yaptı. Dr. Türktan, çalışma hayatının önemli bir bölümünde dünyanın en saygın şirketlerin biri kabul edilen ABB Elektrik Sanayi şirketinde, çeşitli üst düzey yöneticilik görevlerinin yanı sıra, şirketin yönetim kurulunda tek kadın üye ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak görev yaptı. Şirketin 14 milyon dolardan 350 milyon dolara giden yolculuğundaki pek çok kararda imzası bulunan Türktan, “şirket içerisinde daha fazla lider yetiştirme” strateji ve misyonuyla “liderliğe davet” programı bünyesinde uluslararası eğitimler verdi, yurt içinde ve yurt dışında başarılı liderler yetiştirilmesinde etkin rol oynadı. Türktan, girişimcilik konusundaki cesareti, öngörüleri, satın alma ve satış süreçlerindeki doğru zamanlaması, etkinlik analizleri yapması ve “kazan-kazan” yatırım teknikleri ile çalışmasıyla kariyerinde önemli başarılara imza attı. İş dünyasından sürpriz bir şekilde ayrılıp, Bodrum’da otel işletmeye başladı. Bir türlü iş dünyasından kopamadı, çeşitli yönetim kurulu üyelikleri ve Kadın Girişimciler Derneği’nin Başkanlığını üstlendi. Dernek, Türktan döneminde olgunluk çağına ulaşarak, en fazla proje ve en yüksek geliri yakalamayı başardı. Girişimcilik ve çalışma hayatında başarı için gereken temel ekonomik esaslar üzerine muhtelif eğitimler verdi, konuşmalar yaptı, sürdürülebilirlik konusunda Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı UNDP adına tebliğler sundu. Konuşma konuları • Lider Kim? • Yukarı Doğru Yönet • Kendi Liderini Kendin Yarat • Kadın Hareketinde Kaç Arpa Boyu Yol Gittik? Kaç km. Yol Kaldı? Gülsen Çeliker kimdir? ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisans ve doktora çalışmaları yaptı. 1982-87 yılları arasında ODTÜ’de araştırma görevlisi olarak çalıştı. Akzo Nobel’de araştırma uzmanı olarak sanayideki ilk görevine başladı. 1995’te DYO’ya geçti. Önce otomotiv ve sanayi boyalarında yöneticilik, ardından Yaşar BASF’da Genel Müdür Yardımcılığı yaptı, Ar-Ge ve Kalite ekibini kurdu. 2004-2009 yılları arasında Yaşar Boya ve Kimya Grubu Ar-Ge Koordinatörlük görevini üstlenen Çeliker, 2009’da Avrupa’nın üçüncü büyük boya firması Materis ile ortaklık yaparak nanoteknolojik kaplama ve malzemeler geliştirmek, üretmek ve satmak üzere kendi şirketini kurdu. Çeliker, halen, her biri kendi sektöründe öncü sanayi firmalarına projeler yapıyor, inovatif ürünler geliştiriyor. Gülsen Çeliker Innov’Coat A.Ş Kurucu Ortak, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, CTO Gülsen Çeliker, nanoteknoloji konusunda Türkiye’deki en yetkin ve en deneyimli isimlerden biri. Türkiye’de ilkleri teşkil eden çalışmaları nedeniyle uluslararası basında büyük ilgi görüyor, Avrupa’daki pek çok konferansa konuşmacı olarak katılıyor. Kurucu ortağı olduğu firma Türkiye’de seramik, beyaz eşya, cam, alüminyum, halı sektörlerinin en önde gelen kuruluşları için projeler yapıyor. Firmalar 2010 yılından beri Innov’coat’un geliştirdiği malzeme ve kaplamaları uygulayarak pazara inovatif, çok fonksiyonlu ürünler sunuyor. Ürünler yurt dışındaki firmalar tarafından da onaylanıyor. Ar-Ge iş birlikleriyle firmalar yeni malzemelere kapılarını açıyor. Çeliker, projelerini nanoteknolojiyle ilgili çalışmalar yapan üniversitelerle birlikte yürüterek, üniversite-sanayi iş birliği konusunda da önemli bir örnek sergiliyor. Çeliker, üniversite, devlet ve özel sektör üçlüsünün “nanoteknoloji stratejisi” etrafında buluşması gerektiğine dikkat çekiyor. İleri teknolojinin gelecekte hayatımızı fazlasıyla değiştireceğini belirten Çeliker birkaç örnekle ufkumuzu açıyor: Arabalarımızın malzemeleri ileri teknoloji olacak ve çarpmaya karşı dayanıklılık kazanacak. Ortam havasının temizliği kontrol altına alınacak. Giysilerimizi bir UV lambadan geçirdiğimizde temizlenecekler. Böylece temizlik için zararlı kimyasalları kullanmayacağız. Aslında işin özü şu; nanoteknoloji hayatımızı değiştirecek. Bugün görebildiklerimiz, duyduklarımız ve yaşadıklarımız yalnızca ilk çalışmalar. Dünyada çok sayıda Ar-Ge çalışması yapılıyor; ileri teknolojiye ciddi bütçeler ayrılıyor. Çeliker gibi araştırmacılar bize geleceğin kapılarını aralıyorlar. Konuşma konuları • Türkiye’de Nanoteknoloji • Gelecek Ne Getirecek? • Yeni Fonksiyonlar ve Yeni Pazarlar • Yeni Teknolojiler, İnovasyon ve Girişimcilik • Nanoteknoloji Uygulamaları - Sektörel Fırsatlar Gürkan Zengin kimdir? 1968’de Ankara’da doğan Gürkan Zengin, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun oldu. Meslek hayatına TRT Haber Merkezi’nde başladı. İki yıl sonra, Türkiye’nin ilk özel televizyonu olan İnterstar’da çalışmaya başladı. 1993 yılında ATV Ankara bürosuna geçti. Ankara’da altı yıl Başbakanlık ve TBMM muhabiri olarak görev yaptı. Yurt içi ve yurt dışında pek çok haberi takip etmenin dışında bir haber programının da yapımcı ve sunuculuğunu üstlendi. 1999 yılında İstanbul’da CNN TÜRK’te çalışmaya başladı. Haber Direktörü olarak görev yaptığı kanaldan 2009 yılında ayrıldı. 2010 yılı sonundan itibaren kuruluş çalışmalarını yürüten ve şu anda web üzerinden yayın yapan ALJAZEERA TURK’ün Haber Direktörlüğü’ne getirildi. Halen bu görevini sürdürüyor. Gürkan Zengin ALJAZEERA TURK Haber Direktörü, TV Program Yapımcısı, Sunucu “Asla taviz vermeyeceğimiz üç prensibimiz var: Doğruluk, tarafsızlık ve insan odaklı olmak.” Gürkan Zengin’in habercilik yolculuğu TRT’de başladı. Kısa bir süre sonra Türkiye’nin özel televizyonlarla ilk deneyimi olan İnterstar’a geçti. Özel kanalların çıkışı ile başlayan serüveni şimdilerde bir dünya markası olan Al Jazeera’ya ait olan Al Jazeera Türk’ün Haber Direktörlüğü ile devam ediyor. Al Jazeera Türk’te çalışmak isteyen bir habercinin hangi özelliklere ait olması gerektiği ile ilgili bir soruya verdiği cevap aslında haberciliğe olan yaklaşımını gözler önüne seriyor: Ön koşul şu: mesleğin temel ilkelerini içselleştirmiş olacaksınız. Gazeteciliğin temel ilkesi doğru ve tarafsız haberdir. Burası bir basın organı, gazetecilik yapılan bir yer. Burada çalışacak herkes gazeteciliğin siyasi mücadelenin bir aracı, bir aleti olmadığını bilecek, haberin namusunu koruyacak. Politik perspektifleriniz olur, olmalıdır. Ama ‘haber’e dokunamaz, onun gerçekliğiyle oynayamazsınız, haber bize ait birşey değildir, haber halkındır, biz gazeteciler olarak onu bulmanın, onu aktarmanın aracıyız. Asla taviz vermeyeceğimiz üç prensibimiz var: Doğruluk, tarafsızlık ve insan odaklı olmak. Bunlar gazetecilik ilkeleri olarak söylenir hep ama hayata ya geçmez ya da tatminkâr şekilde geçmez. Biz burada iddialıyız. Haberi hızlı verelim, ‘en önce’ verelim diye bir hırsımız yok ama ‘doğru verelim’ diye bir derdimiz var. Haber geç verilebilir, ‘yanlış’ verilemez. Konuşma konuları • Türk Dış Politikası • İç Siyaset • Gazetecilik / Televizyon / Basın Kitapları • Hoca-Türk Dış Politakası’nda “Davutoğlu Etkisi” • Kavga- Arap Baharında Türk Dış Politakası 2010-2013 Güngör Uras kimdir? 1994’te Marmara Üniversitesi’nde profesör oldu. Profesyonel iş tecrübeleri arasında Halk bankası Genel Müdürlüğü, DPT Planlama Dairesi Uzmanlığı, TÜSİAD Genel Sekreterliği, Aksigorta İdare Meclisi Reisliği bulunuyor. 1968’ten bu yana basında da yazılarıyla yer alıyor. Uras’ın Dünya ve Milliyet gazetelerinde köşe yazıları devam etmektedir. Uras’ın DPT yayınları ve diğer yayınevlerinden çıkmış en eskisi 1955 yılında olmak üzere 30’un üzerinde yayını bulunuyor. Güngör Uras Gazeteci - Yazar, Ekonomist “Biz ne krizler gördük. Onlar geçti gitti, unutuldu. Bu da geçecek, unutacağız. Önemli olan ‘krizi en iyi şekilde yönetmek’, krizin en az hasarla geçmesini sağlamak.” İyimser ama gerçekçi Güngör Uras, yıllardır bilgi ve deneyimlerini basın aracılığıyla kamuoyuyla paylaşan bir iktisatçı... En önemli özelliği kendisini okuyan kitlenin, içinden çıkılmaz ekonomik konuları rahatlıkla anlamasını sağlayan örneklerle, yaşanan gerçek olaylarla ifade etmesi. Bir anlamda ekonomiye “insancıl” bir kimlik kazandırması... Bu nedenle de 30 yılı aşkın bir süredir hangi yayında olursa olsun yakından takip ediliyor. Öyleki, “Ayşe Teyze” söylemi Türk ekonomisi literatürüne Uras sayesinde girdi. 7’den 70’e herkes ekonomiyi Ayşe Teyze’yle rahatlıkla çözebiliyor. Uras, son yaşanan ekonomik krizi de kendine özgü cümlelerle ifade etmişti. “Unutmayınız. Türk ekonomisi bugüne kadar kaç defa battı, kaç defa çıktı? Kendiliğimizden batmadık. Dünya batarken bizi de aşağıya çekti. Ama, şu veya bu şekilde biz bu defa da bu ‘belayı’ atlatacağız.” Her şeyin kötü gittiği dönemlerde iyimserliğin alıcısının az olduğunu belirten Uras, yine de birilerinin bunları yazması gerektiğini söylüyor ve ekliyor, iyimser ama gerçekçi olmak en önemlisi. İşsizlik konusuna da sıklıkla değinen Uras, Türkiye’de zaten yüksek olan işsiz sayısının krizlerde en büyük sorun olacağını belirtiyor. Kurumları, kriz sonrasını düşünerek işten çıkartmaları gerçekçi yapmaları gerektiği konusunda da uyarıyor. Konuşma konuları • Planlama • Türkiye Ekonomisi Kitapları • Bak, Ben Sana Anlatayım • Fikir Üreten Fabrika • Saf ve Bakir Anadolu Çocuğu Güventürk Görgülü kimdir? İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü 1986’da bitiren Görgülü, yüksek lisans derecesini Siyaset Bilimi dalında aldı. Çalışma yaşamına 1987’de Yeni Gündem Dergisi’nde ekonomi muhabiri olarak başlayan Görgülü 1992-94 arasında DİSK Araştırma Enstitüsü’nde (DİSK-AR) sendikal uzman olarak çalıştı. Yeni Yüzyıl’ın ekonomi servisinde görev aldı. İki dönem Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi yönetiminde bulundu ve bir süre NTVMSNBC haber portalı için ekonomi yazıları yazdı. Basında Ekonomik Bağımlılık ve Tekelleşme adlı kitabıyla 1992 Milliyet Ödülleri Gazetecilik Dalı Birincilik Ödülü’nü kazanan Görgülü 2007’den bu yana İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde ders veriyor. Güventürk Görgülü Pazarlama Uzmanı, Yazar, Gazeteci “Herhangi bir ürünü başarıyla pazarlamak istiyorsanız, işletme ve sektör bilgisinin ötesinde dünyayla ilgili geniş bir bakışınız olmalı.” Güventürk Görgülü, ekonomi ve pazarlama alanında uzmanlaşmış isimlerden biri. Pazarlama alanında danışmanlık yapan Görgülü, uzun yıllar ekonomi gazeteciliği yaptıktan sonra edindiği deneyimleri şirketlerin daha yüksek katma değer yaratacak şekilde yeniden örgütlenmesi için uygulanabilir tavsiyelere dönüştürüyor. Sürdürülebilir başarının; şirketin, markanın ve ürünün, her an yeniden tasarlanabilmesi ve yeniden organize olabilmesine bağlı olduğunu düşünen Görgülü’ye göre toplumsal refahın artışı için en büyükten en küçüğe kadar toplumdaki girişim ve girişimci paradigmasının değişmesi gerekiyor. Dünya Gazetesi’nde her hafta cuma günleri Pazarlama 3.0 adlı köşesinde bu bakış açısıyla kaleme aldığı yazılarını okuyucularıyla paylaşıyor. Küresel ekonomideki değişimin, tüketici trendlerini nasıl etkilediği, işletmeler için inovasyonun ne anlama geldiği, dijital teknolojinin, üretim ilişkilerinin, politik gelişmelerin, çevresel değişimlerin pazarlama üzerine etkileri ve benzeri konulara dikkat çekiyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde ekonomi gazeteciliği, haber ve içerik oluşturma konularında dersler veren Görgülü, değişik sektörlerden şirketlere özellikle B2B pazarlama alanında danışmanlık yapıyor, çeşitli sivil toplum kuruluşları için raporlar hazırlıyor. Konuşma konuları • Sürdürülebilir büyüme • Dünyada kriz sonrası büyüme • B2B • Yapı sektöründe karar alma Kitapları • Pazarlama 3.0 - Yeni çağın pazarlama yaklaşımı Güven İslamoğlu kimdir? Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın – Yayın Bölümünden mezunu olan Güven İslamoğlu, 1989 – 1991 yılları arasında TRT Ankara Televizyonu “Gün Başlıyor” ve “Akşama Doğru” programlarında yönetmen olarak çalıştı. 1992 yılında HBB’nin kuruluşunda yer aldı. Özel Haber Dairesi’nde yapımcı yönetmen olarak görev yaptı. “Anten” ve “Yüksek Tansiyon” programlarının sorumluluğunu üslendi. 1993 -1994 yılları arasında Hürriyet Production’da yönetmen olarak çalıştı. “Arena” ve “Prizma” programlarının yönetmenliğini yaptı. 1995 yılında kamera arkasını bırakarak ekran önüne geçmeye karar verdi ve Show Tv Haber Merkezi’ne geçti. Özel haberler yaptı. 1997 yılında Star Haber Merkezi’ne transfer oldu. Özel haberlerin yanı sıra Executive Producer olarak da görev yaptı. 1999 yılında CNNTÜRK’e geçti ve kuruluşunda yer aldı. Güven İslamoğlu TV Programı Yapımcısı, Yönetmen Belgeseller ve TV programları hazırlıyor, insanlara doğayla barışık bir yaşamın mümkün olduğunu anlatıyor. Doğal ve kültürel miraslar konusunda farkındalık yaratıyor. Güven İslamoğlu, hazırlayıp sunduğu TV programlarıyla dünyanın ve Türkiye’nin çevre gündemini izleyici ile buluşturuyor. Amacı kitleleri doğa ile barışık yaşamaya teşvik etmek. “Var olduğunu bilmediğimiz bir şeyi korumayız” diyen İslamoğlu, nasıl bir ülkede yaşadığımıza, arkeolojik, tarihi ve kültürel miraslarımıza vurgu yapmak için deyim yerindeyse Türkiye’yi karış karış geziyor. Uzun yıllara dayanan TRT ve çeşitli gazete deneyiminden sonra CNN TÜRK’ün kuruluş çalışmalarında aktif görev aldı. Ecevit, Kıbrıs, Yaralı Balina ve Ağrı’ya By-Pass belgesellerine imza attı. CNN TÜRK bayrağını Ağrı Dağı’nın zirvesine dikti. Türkiye’de ilk defa 4200 metreden canlı yayın yaptı. Türkiye’nin gündemine damgasını vurmuş birçok olayda etkin görev aldı. Halen CNN TÜRK Haber Merkezi’nde “senior reporter” olarak görevine devam ediyor. “Her Yerde Bir Haber Var” programıyla birçok ödül alan İslamoğlu halen “Yeşil Doğa” programını hazırlayıp sunuyor. İslamoğlu sıcak haber bölgelerinde başarılı bir gazetecilik kariyeri sürdürdü, çevre ve haber programlarında aktif görev aldı. İslamoğlu’nun aldığı ödüller arasında Çağdaş Gazeteciler Derneği “En İyi Belgesel Ödülü”, İstanbul Çevre Konseyi Federasyonu “Çevre Ödülü”, ÇEVKO “Doğaya Saygı Ödülü”, Avrupa’nın Çevre Nobeli olarak görülen “EUROSOLAR Güneş Ödülü” – Berlin, Medya Etik Konseyi “Tv Belgesel Etik Ödülü” yer alıyor. Özel hayatında da doğa ile barışık yaşayan İslamoğlu, amatör olarak marangozlukla uğraşıyor, aktif olarak trekking, bisiklet ve katamaran sporları yapıyor. Konuşma konuları • Nasıl Bir Ülkede Yaşıyoruz? • Ekoloji • Yenilenebilir ve Alternatif Enerji • İletişimde Yeni Trendler: Elektronik-Dijital-Sosyal Medya • Kurumsal İletişim • Keşfetmenin Sırrı • Su Savaşları • Küresel Isınmanın Ekolojik ve Sosyolojik Etkileri • Yeni Trend Çevre • Sürdürülebilir Olmanın Yolları Hakan Kırkoğlu kimdir? 1993-2000 yılları arasında bankacılık sektöründe Hazine, Araştırma ve Finansal Kurumlar bölümlerinde görev aldı. En son 2000 yılında DenizBank’ta çalışırken bankacılık kariyerini bırakarak, astroloji konusuna yöneldi. İngiltere’de Faculty of Astrologicial Studies’de eğitim aldı. Türkiye’de kendi danışmanlık şirketini kurdu. Kırkoğlu bir grup arkadaşıyla birlikte, 2000 yılında Astroloji Birliği Derneği’ni (Astrobil) kurdu. ABD’de yapılan Birleşik Astroloji Kongresi’nde (UAC 2008) Dünya Astrolojisi Koordinatörü olarak görev aldı. Kırkoğlu, ülkemizde ilk defa astrolojinin üniversite çatısı altında yer almasını sağladı. Hakan Kırkoğlu Danışman, Astrolog “İnsanlar astroloji haritalarını görmek istedikleri zaman cesur bir karar vermiş oluyorlar. Haritanızı gördüğünüzde, kendinizi aynada görüyorsunuz.” Hayatın DNA’sı Hakan Kırkoğlu, renkli bir kişilik. Başarılı bankacılık kariyerini hayalini gerçekleştirme pahasına bırakabilecek kadar cesur. Astrolojiyi, insanın yapısına dair genetik kodların saklı olduğu DNA’ya benzeten Kırkoğlu, astrolojinin de insan yaşamının DNA’sı olduğunu söylüyor. “DNA yapımız bizim saçımızın, gözümüzün rengini ve hangi hastalıklara karşı hassas olduğumuzu gösteriyor. Astrolojik harita hayatın DNA’sı gibi değerlendirilebilir. Bir başka bakış açısıyla, manyetik kartlar vardır. Aynı bu kartlar gibi harita hayatımızda belli kapıları açıyor, belli kapılarıysa açmıyor. Hayat bizi başka kapılara doğru yöneltmeye çalışıyor. Astroloji, hayatın içinde, hayatla beraber nasıl akabileceğimizi gösteriyor. Astroloji, hayatın ritmine kendimizi uydurmakla ilgili. Astroloji, son derece basit ve aynı zamanda mükemmel bir dil. Bu dille, karşımıza çıkan birtakım olayları ve zamanları tanımlayabiliyoruz. 12 burç bunu kategorize ederek gösteriyor. Bu 12 burç içinde hayatın bütün boyutlarını görebiliyoruz. Koç burcundan Balık burcuna kadar hayatta karşımıza çıkan farklı davranış şekillerini görüyoruz” diyor. Konuşma konuları • Astrolojik İK; Burçlara Göre Yetkinlikler • Şirketlerin Astroloji Haritaları • Türkiye’nin ve Dünyanın Astroloji Haritası • Fütüroloji Kitapları • Astroloji Zamanları • Göklerin Bilgeliği • Göklerin Bilgeliği Haluk Gürgen kimdir? Prof. Dr. Ha­luk Gür­gen 2006 y›­l›n­dan be­ri Bah­çe­şe­hir Üni­ver­si­te­si İle­tişim Fa­kül­te­si De­ka­n› ola­rak gö­re­vi­ne de­vam edi­yor. 2005 y›­l›n­dan be­ri Yük­se­köğ­re­tim Aka­de­mik De­ğer­len­dir­me ve Ka­li­te Ge­liş­tir­me Ko­mis­yo­nu (YÖ­DEK) Üye­si. Gür­gen bu­gü­ne ka­dar Çev­re Ba­kan­l›ğ›, Güm­rük Ba­kan­l›­ğ›, Ka­d›­n›n Sta­tü­sü Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Va­k›f­bank, Me­sa, Coş­ku­nöz Hol­ding ve Er­ci­yas Bi­ra­c›­l›k ad›­na ile­ti­şim pro­je­le­ri ça­l›ş­ma­la­r›n­da bu­lun­du. Gürgen, ço­k u­lus­lu ku­rum­la­ra, yer­li ku­ru­luş­la­ra, ban­ka­la­ra eği­tim­ler ve­riyor. Haluk Gürgen Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı “İletişim toplumu anlamayı; pazarlama toplumdaki değişim dinamiklerini anlamayı gerektirir. Değişime ayak uydurabilmek pazarlamada başarının ön koşuludur.” Hayatın hızı Prof. Dr. Haluk Gürgen, uzun yıllardır çok sayıda özel ve kamu kuruluşu için iletişim kampanyası gerçekleştiren bir iletişimci. Prof. Gürgen, çağdaş pazarlamanın niteliklerini şu sözlerle anlatıyor: “Hayatın yaşanma hızı, toplumsal değişimi tetikleyen dinamiklerin başında geliyor. Her geçen gün ihtiyaçlarımızı daha hızlı bir şekilde belirlemek, daha hızlı bir şekilde karşılamak, daha hızlı bir şekilde tüketmek ve daha hızlı bir şekilde yeni ihtiyaçları keşfederek, tüketerek bu hayatın hızlı döngüsü içinde var olmaya çalışıyoruz. Bu nedenle pazarlamada başarılı olmanın yolu, baş döndürücü hıza ayak uydurabilen markaların yaratılmasından geçiyor. Bu da güçlü markalar yaratmak demek. Kurumsal marka, kurumsal iletişim ve itibarın doğru bir şekilde yönetilmesi sonucunda yaratılır. Güçlü ürün markalarının yaratılmasında ve geliştirilmesinde ise ait oldukları kurumsal markaların gücünden beslenmesinin gerekliliği giderek daha da önemli oluyor.” Konuşma konuları • Kurumsal İletişim • Kriz İletişimi • İtibar Yönetimi • Kişilerarası İletişim • Varolmak ve İletişim • Paylaşmak, Sorumluluk ve İletişim Kitapları • Reklamcılık ve Metin Yazarlığı • Halkla İlişkiler • Halkla İlişkiler Ortam ve Araçları • Halkla İlişkiler Uygulamaları ve Örnekler • Örgütlerde İletişim Kalitesi Haluk Okutur kimdir? 1959 yılında Gaziantep’te doğdu, evli ve 2 çocuk babası. 2002 yılında bir inovasyon olarak başlayan Simit Sarayı Yatırım ve Tic. A.Ş.’nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı. Sağlıksız şartlarda ayaküstü yenen bir gıda olan simit, yeni bir iş modeliyle oturarak yenilen bir ürüne dönüştü. Ekonomik bir alternatif sunan Simit Sarayı kısa sürede önemli bir büyüme başarısı gösterdi. Simit Sarayı, inovatif ürün ve yaklaşımıyla, yurt içi ve yurt dışında ciddi büyüme temposu sağladı. Okutur, tüm dünyaya simit yedirme hedefine hızla yaklaşıyor. Haluk Okutur Simit Sarayı Kurucusu-Yönetim Kurulu Başkanı / UFRAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Türkiye’den çıkan önemli bir marka, çok başarılı bir girişimci; Haluk Okutur. Yerli yabancı iş ve akademik çevrenin ilgi odağı... Haluk Okutur; Simit Saray’larıyla kurduğu imparatorluğu şöyle tanımlıyor: “Simidin yaygın olarak tüketilmeye başladığı o eski günlerin üzerinden çok zaman geçti. Eski meslekler, eski lezzetler bir bir kayboluyor; yaşatılmaya çalışılan birçok meslek de, piyasa koşullarına uyum sağlayamadığı için merdiven altı tabir edilen koşullarda sağlıksız ve kalitesiz üretime zorlanıyor. Simite itibar kazandırılması olarak da tanımlanabilecek son on yıllık süreçte, Simit Sarayı olarak önemli bir rol oynadığımızı düşünüyoruz. Geleneksel ürünümüz simide ve hatıraya sahip çıktık.” Yurt içi ve yurt dışındaki varlığı hızla büyüyen Simit Sarayı, dünyanın ilk ve tek simit fabrikasında hijyenik koşullarda, el değmeden üretilen birbirinden özgün, lezzetli ürünleri, modern kafelerde tüketiciye sunuyor. Mecidiyeköy’de bir mağazayla başlayan Türkiye’nin ilk fırın-kafe zinciri olan Simit Sarayı, Anadolu’nun geleneksel yiyeceği simide hak ettiği değeri vermek için tüm gücüyle çalışan ve geleneksel tatlarımızı dünyaya taşıyan lezzet bayrağı oldu Dünyanın en yaygın gıda zinciri olma misyonuyla yola çıkan Simit Sarayı, zengin ürün çeşitliliği, hijyenik entegre üretim tesisi, güçlü soğuk zincir filosu ve 4000’in üzerinde çalışanıyla günde 400.000’den fazla kişiye hizmet veriyor. Konuşma konuları • Liderlik • Girişimcilik • İnovasyon • Franchise • Türk Markalarının Yurt Dışı Açılımı • Marka Olma Hulki Cevizoğlu kimdir? 1 Mayıs 1958’de dünyaya gelen Hulki Cevizoğlu A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde “Siyaset Bilimi” lisansı ve “İşletmecilik” yüksek lisansını tamamladı. 1981’de gazeteciliğe başlayan Cevizoğlu, 2009’da siyasete atıldı. 23 Kasım 2009’da kurulan DSHP’nin (Demokratik Sol Halk Partisi) 5 Aralık’taki Kurucular Kurulu toplantısında “seçilerek” Genel Başkan oldu. İki ay sonra, “uygulamadaki” ilke ayrılıkları nedeniyle istifa etti... Ankara-Çankaya’dan iki kez bağımsız milletvekili adayı oldu. 2015 genel seçiminde ise Vatan Partisi’nin İzmir 2.Bölge, 1. Sıra adayı oldu. Hulki Cevizoğlu Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni, Gazeteci-TV Program Yapımcısı, Yazar, Siyaset Bilimci, Sosyolog, Sosyal Psikolog, Din Filozofu ve Astronom. Güncel siyasi gelişmeler ve ülke gündemine dair çarpıcı konuşmalar yapan araştırmacı, gazeteci Hulki Cevizoğlu 34 yıllık gazeteciliğinin son 21 yılında aralıksız devam ettiği Ceviz Kabuğu programıyla Türkiye’nin nabzını tutuyor. 22 yıldır aylık Popüler Bilim dergisini yayınlıyor. Yoğun temposu içine 44 kitap yazmayı sığdırabilmiş bir aydın. Şimdi de, “aynı anda” 4 doktoraya birden aday. Hulki Cevizoğlu Türkiye’nin yakından tanıdığı bir gazeteci, yazar ve program yapımcısı. 56 yaşında, “Ülkedeki kaos ortamında en iyi şey okumaktır” diyerek yeniden üniversiteye girdi ve sosyoloji alanında çalışmalarını yürüttü. Maltepe Üniversitesi ve St. Clements Üniversitesi’nde “Sosyoloji” ve “Sosyal Psikoloji” alanlarında doktora çalışmalarına başladı. Bu yıl sonunda Ankara Üniversitesi’nde “Din Felsefesi” ve “Astronomi ve Uzay Bilimleri” bilim dallarında da doktoraya başlayarak, “aynı anda” 4 farklı doktora” çalışması yapma rekorunu kırmaya başladı. (Dünyada örneği var mı bilinmiyor) Araştırma ve program çalışmalarını yürütürken bir yandan da topluluklar ve kurumlara özel ufuk açıcı konuşmalar yapan Cevizoğlu, ülke gündemini ve siyasetin nabzını tutuyor. Türk televizyonlarında bir klasik haline gelen Ceviz Kabuğu adlı programıyla gündemi ele alan ya da gündem yaratan Hulki Cevizoğlu, gazeteciliğe 1981’de Hürriyet’te başladı. Sekiz yıl boyunca burada çalıştıktan sonra farklı kuruluşlarda muhabirlik ve yöneticilikler yaptı. Şu anda programcı olarak çalışıyor. Yıllar 1994’ü gösterdiğinde Ceviz Kabuğu artık Türk halkının hayatına girmişti. Önce HBB’de yayına başlayan program ardından Kanal 6, Show Tv, ATV, Star, Flash, Kanaltürk gibi kanallarda devam etti. 2013’te Ulusal Kanal’a geçen program devam ederken Hulki Cevizoğlu bir de “İkna odası” adlı programın yapımcılığını üstlendi. Cevizoğlu 21 yıldır Ceviz Kabuğu programını yapıyor, 22 yıldır Popüler Bilim dergisini yayınlıyor. 44 adet kitabı bulunan Cevizoğlu, kendisine verilen ödüller arasından kabul ettiği 100’ü aşkın ödüle sahip. Bunlar arasında; Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü ve Gazeteciler Federasyonu’nun (ayrıca, 23 İletişim Fakültesi Dekanının) tek bir gazeteciye verdiği ödüller de bulunuyor. (Uzun liste içincevizkabugu.com.tr’ye bakılabilir.) Konuşma konuları • Gazetecilik • Konuşturma (sorgulama) teknikleri (ve önlemleri tabii) – (TV’ye çıkacak işadamları için, üniversiteler için, özel hukukçular için) • Cumhuriyet ve Atatürk tarihi • Sosyoloji • Sosyal Psikoloji • Din • Siyaset bilimi Hülya Biren kimdir? Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi mezunu olan Hülya Biren, iş hayatı boyunca dünyaca ünlü birçok şirketle çalıştı. Bu şirketlerden bazıları; televizyon yarışma programları prodüksiyonunda dünyanın en büyük şirketlerinden Pearsons Fremantle Media, dünyanın en büyük özel uçak şirketi Berkshire Hathaway şirketlerinden NetJets Europe ve dünyanın en güvenilir anchormanlerinden biri olan Walter Cronkite ve TV Belgesel Şirketi’dir. Discovery Channel’ı Türkiye’de eğitime katkı amacıyla kuran Hülya Biren, son dokuz yıldır Monaco denilince akla gelen ilk isimlerden biri. Biren, Monaco’nun en büyük şirketi Monte Carlo La Societe des Bains de Mer’in (SBM) Premium Müşteri İlişkileri Direktörü ve aynı zamanda Türkiye ve Ortadoğu Temsilcisi olarak görev yapıyor. Hülya Biren Monte Carlo SBM Premium Müşteri İlişkileri Direktörü Türkiye ve Ortadoğu Temsilcisi Biren, profesyonel iş yaşamına bankacı olarak başladı. Kısa bir süre sonra kendi firmasını kurarak halkla ilişkiler sektöründe faaliyet gösterdi. Aynı dönemde Amerikan devlet televizyonu PBS için dünyaca ünlü anchorman Walter Cronkite ve ekibiyle Türkiye’yi anlatan 90 dakikalık bir belgesel çekti. Biren’in medya sektöründeki varlığı bununla sınırlı kalmadı, tam tersine genişledi derinleşti; History Channel, PBS, Discovery Channel, BBC 4, National Geographics gibi ünlü kanallara belgeseller hazırladı. Dünyanın en büyük TV yarışma programı prodüksiyon şirketi olan ve Türk televizyonlarını yabancı formatlı yarışma programlarıyla tanıştıran Pearsons Fremantle da “Executive Producer” olarak görev yaptı. Discovery Channel’ı Raks Holding ile birlikte Türkiye’ye getirdi ve kanalı kurdu. Bir Berkshire Hathaway şirketi olan dünyanın en büyük özel uçak şirketi NetJets Europe’un Türkiye temsilciliğini yaptı. 1993 yılından beri Monaco’ya giden Hülya Biren’in Monaco’daki profesyonel hayatı, 2008 yılında arkadaşı Hayim Fresko’nun kendisini Monte Carlo La Société des Bains de Mer şirketinin Pazarlama Müdürü Axel Hoppenot ile tanıştırmasıyla başladı. Dünya jet sosyetesi ile çevrelenmiş Monte Carlo ile Türkleri tanıştırdı. 2009 yılındaki ilk organizasyonunda İstanbul Golf Kulübü ile Monte Carlo Golf Kulübü’nü bir araya getiren Biren, yıllar boyunca Monaco’da ve Türkiye’de ses getiren organizasyonlara imza attı. %59’u Monaco Prensi 2. Albert ve ailesi, %5’i LVMH, %5’i Galaxy Grup ve %31’i Paris Borsası’nda halka açık olan Monte Carlo SBM’nin Türkiye ve Ortadoğu Temsilcisi olarak yaratıcı ve ses getiren organizasyonlar gerçekleştiren Biren’i şirketi bu başarılarından dolayı Ekim 2016’da terfi ettirdi. 154 yıllık bir şirket olan Monte Carlo SBM, görev tanımı içerisinde şirketin en büyük 100 müşterisinin ağırlanması olan “Premium Müşteri İlişkileri Başkanı” titrini Hülya Biren’e vererek ona olan güvenini bir kez daha gösterdi. Hülya Koçyiğit kimdir? Sanat eğitimine Ankara Devlet Konservatuarı’nın Bale Bölümünde başladı. Orta öğretimine Beşiktaş Atatürk Lisesi’nde devam ederken İstanbul Şehir Tiyatroları’na girdi. Lise öğrenimine Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümünde devam etti. 1963 yılında Metin Erksan ve David E. Durston’ın yönetmenliğini yaptığı “Susuz Yaz” filmi ile sinema hayatına başladı. Bu film ile Berlin Film Festivali’nde Türk sinemasına o güne kadar verilen en büyük ödül olan “Altın Ayı” ödülünü kazandı. Yerli ve yabancı film festivallerinde de en çok ödül alan kadın sanatçı unvanını aldı. Koçyiğit, 180 kadar filmde ve dört TV dizisinde oynadı. Hülya Koçyiğit Oyuncu “Bir kişiye bile küçücük bir yararım olacağını hissettiğim anda harekete geçerim. Yeri gelince zamanımı, sağlığımı, bilgimi, paramı paylaşmak bana huzur verir, yaşamım anlam kazanır.” Hayatı “en”lerle dolu kadın Hülya Koçyiğit… Türk sinemasında en çok filmde başrol oynamış, hem yurt içi hem yurt dışı film festivallerinde en çok ödül almış, en çok ağlayan, en masum kadın oyuncusu. Koçyiğit’in oynadığı filmler yurt dışında en çok satılan Türk filmleri listesinin başında. “Yaşlanmaktan korkmuyorum” diyen güzel sanatçı sadece güzelliği ile değil özellikle kadın ve çocuk başlıklı sosyal sorumluluk projeleri ile de dikkat çekenler arasında yer alıyor. 1991 yılında Devlet Sanatçısı seçildi. Aynı yılda kurucusu olduğu SO-DER’e başkan oldu. Bu görevi dört yıl sürdürdü, halen yönetim kurulunda görev yapıyor. Türk sinemasının yıldızlarından Koçyiğit’in adı bir süre siyasetle anılan isimlerden oldu. Turgut Özal’ın, Anavatan Partisi’nin başında olduğu dönemde milletvekilli aday listelerine giren Koçyiğit, bugün olduğu gibi her zaman siyasete ilgi duyduğunu belirtiyor. Konuşma konuları • Oyunculuk • Sinemada Sansür, Sinemada Tabu • Sağlıklı Yaşam • Estetik ve Genç Kalabilme • Yeşilçam Sineması • Oyuncu Gözüyle Toplum Sorunlarına Bakış • Yeşilçam Sonrası Sektörleşmeye Başlayan Sinemaya Bakış • Oyuncunun Politik Kariyeri Olmalı mı? • Kadın / Çocuk / Aile • Anneler ve Kızları (Hülya Koçyiğit-Gülşah Alkoçlar) • Yaşlanmaktan Korkmuyorum, Yıllar Bizden Korksun! • Gerçek Hayatta ve Sinema Perdesinde Büyükanne Olmak Hüseyin Özer kimdir? Hüseyin Özer, ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde sağlıklı ve ekonomik yemekler yapmak için yemeklerin fiyatını müşterilerin belirlediği cafe zincirini kurdu. Aralarında Türk İngiliz Ticaret Odası’nın da bulunduğu Londra’daki tüm sivil toplum kuruluşlarına yıllardır sponsorluk yaparak destek verdi. Daha sonra “Hüseyin Özer Eğitim Vakfı”nı kurdu. Vakıfta restoran nasıl açılır ve işletilir, nasıl dolu tutulur, giyim, kuşam, yemek yeme sanatı, müşteriyi geri getirme sanatı, insan ilişkileri, şarap içimi, şaraptan anlama, sağlıklı yaşam, diyet, kendine iyi bakma, güzel konuşma sanatı, vücut dili, organizasyon yapma, dengeli yemek yeme, hijyen kuralları gibi eğitimler veriliyor. Başkent Londra’nın en işlek ve önemli merkezlerinde bulunan Özer ve Sofra restoranları ile dünyaya Türk yemeklerini ve Türk misafirperverliğini tanıtıyor. Restorantlarında; Özer’in, tüm dünyada satılan “Sofra Cook Book” adlı İngilizce bir yemek kitabı bulunuyor. Kitap, modern Türk ve Orta Doğu meze ve yemek tariflerini içeriyor. Hüseyin Özer Restoran İşletmecisi, Girişimci, Eğitimci “Kazandığınız parayı bankaya koymayın, o başkasına yarar; kendinizi geliştirmeye harcayın...” Hüseyin Özer, “Michelin Guide” tarafından tavsiye edilen dünyanın ilk Türk lokantaları Özer ve Sofra restoranlarının sahibi başarılı bir girişimci. Aynı zamanda idealist, kendini sürekli güncelleyen, geliştiren, yenilikçi bir iş adamı. Anne ve babası o henüz küçük bir çocukken ayrılan Hüseyin Özer, bir namus cinayetinin köşesinden dönerek tutunmuş hayata. Özer’in yaşamı başarı öyküleriyle dolu. Hayat hikayesi oldukça ilginç, bir Yeşilçam filmi kadar acıklı, sıra dışı. Ancak bu acıklı öykü hazin bir sonla bitmiyor. Hikayesi Tokat’ta başlayan Özer, önce Ankara’da hayatla yüzleşiyor. Parası ve kalacak yeri olmayan Özer burada bir yandan çalışıyor, bir yandan da İngilizce öğreniyor. O yıllarda bile kendini geliştirmekten geri kalmıyor, eğitimin önemini biliyor. Kendine kitaplar alıyor; beslenmek, barınmak ne kadar önemliyse ruhunun beslenmesi için de aldığı kitaplar o kadar mühim. Derken parasını biriktiriyor ve İngiltere’ye gitmeye karar veriyor. Ama uçakla değil. Biriktirdiği para ancak otobüs seyahatine izin veriyor. “Herkes ‘büyük adam’ olmak isterken, ben ‘iyi bir adam’ olmayı kafama koymuştum” diyor Özer, o yılları anarken. Londra’ya gider gitmez bir İngilizce kursuna yazılıyor, bir yandan da dönercide işe girip çalışmaya başlıyor. Yıllar sonra çalıştığı dükkanı satın alıyor. 30 yıl boyunca iş yapmayan o dönercinin önünde artık kuyruklar oluşmaya başlıyor. Büyükelçiler ve diğer devlet adamları rahat ve güvenli bir şekilde yemek yiyebilsinler diye dükkanın camlarını kurşun geçirmez yapıyor. Günden güne daha çok tanınıyor restoranı. Konuşma konuları • Sıradışı Bir Hayat Hikayesi; Sokak Çocuğuydu, Aristokratların Arkadaşı Oldu • Sağlıklı ve Şık Beslenmenin Kitabını Yazdı • Marka Nasıl Yaratılır; Bir Türk Markasının Öyküsü • Başarının Sırrı Eğitim; İlkokul Mezunu Değil Doktorası Var • Restaurant İşletmesinde Mucize Yaratmak • Girişimcilik Hikayesi; Sıfırdan Bir Zincir Yarattı • En Zor Şartlarda Bile Mutlu Olmak Mümkün Mü Işık Menderes kimdir? Kanada’da Siyasal Bilgiler, Paris’te İletişim ve Halkla İlişkiler okudu. Ama aklı ve gönlü en çok metafizikte kaldığından, halktan ziyade Tanrıyla ilişki kurdu. 2001-2006 arasında Radikal gazetesinde mistik ve psikolojik konular üzerine köşe yazdı. 21 yıldır metafizik alanında çalışmalar yapıyor. Hepimizin zihnini meşgul eden (ve nice kargaşaya sebep olan), “Ben kimim?”, “Nereden geldim?, “Nereye gidiyorum?” sorularına makul cevaplar ararken, insanın ruhuna ve ruhsal arayışına değinen pek çok konuyu metafizikle bilimi sentezleyerek anlamaya ve anlatmaya gayret ediyor. Işık Menderes Metafizik Uzmanı-Yazar “Gerçekten sahip olabileceğimiz tek servet, ruhumuzu keşfetmek ve geliştirmek için sarf ettiğimiz çabaların tümüdür.” Metafizik deyince… Işık Menderes, yaşamımızı yönlendiren evrensel yasaları, Tanrı aşkını, psikolojik yapımızı etkileyen ve şekillendiren olguları, spritüel yolculukta bizi bekleyen tehlikeleri, ilahî bilgilerin yoğun yaşam koşulları içerisinde fark edilebilmesi için yardım alınabilecek yöntemleri, genetik hafıza, aile bağlarıyla nesilden nesile geçen travmaların çözümlenmesi gibi birçok bilgiyi evrensel bir bakış açısıyla inceliyor. Spritüel uyanış macerasında insanın kendi ruhunu tanıması ve ruhunun dünyaya gerçekleştirmek için geldiği “amacı” bulması gerektiğini vurgulayan Menderes, ruhsal gelişimdeki en büyük sınavı ruh ve madde arasındaki dengeyi kurmaya çalışarak verdiğimizi belirtiyor. Okuyucu ve dinleyicilerine ilham vermek, ruhlarındaki coşku kıvılcımlarını ateşlemek üzere hareket eden Menderes, metafizik gibi zor bir konuyu esprilerle ve insanlığa mal olmuş kadim hikayeler ile birleştirerek anlatıyor. Tabular, İnançlar ve Hayaller - Bilgelik Kursu “Sorgulanmayan bir hayat yaşamaya değmez” der Sokrates. Nereden gelip nereye gittiğimizi sorgulamak, kendimizi mercek altına koyup incelemek demek. Kendileri için belli idealler seçmiş, oldukları gibi kalmayıp olmak istedikleri kişi haline gelmeye çabalayan cesur yürekler, bu keşif sürecinin acısını ve heyecanını iyi bilirler. “Aynı olaylar neden tekrar ediyor? Nerede hata yapıyorum? Kendimi kimin gözleriyle görüyorum? Hayallerimi gerçekleştirmekte, özlemlerimi gidermekte niçin zorlanıyorum? Gerçekte arzu ettiğim şeyler nedir? Hayatım ne oranda kendi değerlerimi yansıtıyor? Kime ne yalanlar söylüyorum? Kendimi neden mutsuz ve huzursuz hissediyorum? Tanrı’ya olan inancım gerçek mi? Vicdanım neden sızlıyor? Neden korkuyorum? Neden iyileşemiyorum? Neden sevemiyorum? Neden sevilemiyorum? Neden, neden, neden… Yukarıdaki soruların bazılarını sormakta hiçbir beis görmüyorsanız; yaşamınızı sinsice yöneten, ruhunuzdaki potansiyeli tüm ihtişamıyla ortaya çıkarmanızı önleyen tabularınızı ve inançlarınızı irdelemeye hazırsanız; kendinizi koyduğunuz o dar kalıplardan çıkartıp daha özgün ve özgür bir kişi olmayı delice arzuluyorsanız, bu seminer hoş bir serüven olabilir... Konuşma konuları • Paranın fiziği ve metafiziği • Ruhun amacını keşfetmek • Arzularımızı ve hayallerimizi gerçekleştirmenin püf noktaları • Yaşam döngülerindeki kadersel anlar Kitapları • İmdat, Üstat Aranıyor! • Seks, Çikolata ve Ruhaniyet • Sahi, nedir gerçek dediğimiz şey? Itır Erhart kimdir? Itır Erhart, 1975 yılında doğdu. Işık Lisesi’ni bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi’nde İngiliz Dili Edebiyatı ve Felsefe okudu. Aynı üniversitede Felsefe yüksek lisans programını tamamladı ve aynı yıl Cambridge Üniversitesi’nde Felsefe öğrenimine başladı. M.Phil. derecesini kazandıktan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ders vermeye başladı. 2006’da Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden doktora derecesini aldı. 2015 yılında doçent unvanını aldı. Doç. Dr. Itır Erhart İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Sosyal Girişimci, Maratoncu Itır Erhart, 2004’te Chicago’da bir otobüs durağında “Koşmak zor mu geliyor, kemoterapiyi dene!” sloganını görünce yardımseverlik koşusuna başladı. Sivil toplum kuruluşları için kaynak ve farkındalık yaratma amacıyla sekiz maraton, 20 yarı maraton koştu. Türkiye’nin ilk yardımseverlik koşusu oluşumu olan Adım Adım’ın kurucuları arasında yer aldı. Şirket takımları oluşturup bir STK yararına koşmanın şirket içi iletişim, aidiyet, motivasyon üzerindeki etkileri üzerine ufuk açıcı konuşmalar yapan Erhart bu ve benzeri kampanyaların iletişim çalışmalarının nasıl yapılması gerektiğini ve medya yansımalarını dinleyicileriyle paylaşıyor. Konuşmalarında takım olmanın önemine vurgu yapan Erhart spor yoluyla kaynak yaratmak ve farkındalık yaratmak için neler yapılabileceğini de dinleyicilerine aktarıyor. Adım Adım 12 bin üyeye ulaştı! 2016 itibarıyla 12 bin üyesi olan Adım Adım, bir yandan dayanıklılık artırıcı sporlar aracılığıyla bireyleri toplumsal sorunların çözümü için harekete geçirirken, bir yandan da sivil toplum kuruluşlarını daha şeffaf ve hesap verebilir olmaya teşvik ediyor. Adım Adım’a katılan bireyler ve kurumsal koşucular spor yaparak destekledikleri STK’lar için kaynak yaratıyor. Dünyada “charity run” olarak bilinen bu model Türkiye’de Adım Adım ile ilk kez gerçekleştiriliyor. Adım Adım koşucuları 2007 yılından bugüne 90.000 bağışçıdan 11 milyon 700 bin TL bağış toplayarak 60 bin kişinin hayatına dokundu. Sistem içinde yer alan her koşucu yaklaşık 200 kişiye mesaj atıp desteklediği projeyi anlatıyor. Böylece hem bağış toplanmasına yardım ediyor hem de farkındalık yaratıyor. Itır Erhart, sivil toplum alanında yaptığı çalışmalardan dolayı 2009 yılında “Fark Yaratanlar” programına konuk oldu ve 2010 yılında Ten Outstanding Young Persons jüri özel ödülünü aldı. 2014 yılında ise Ashoka Fellow seçildi. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde toplumsal cinsiyet, insan hakları, spor ve medya üzerine dersler veren Erhart, The School of Life İstanbul’da “Toplumsal Fayda Nasıl Sağlanır” ve “Kendine Güven Nasıl Sağlanır” başlıklı atölyeleri yürütüyor. Konuşma konuları • Spor yoluyla kaynak yaratmak • Spor yoluyla farkındalık yaratmak • Adım Adım fark yaratmak • Birleştirici güç olarak spor • Takım olmak • Toplumsal Cinsiyet 101 • Kadınlar ofsayttan anlar mı? (Spor ve Toplumsal Cinsiyet) • Sivil Toplum ve Hesap Verebilirlik Atölyeler • Toplumsal fayda yaratmak için ne yapabilirim? Yaklaşık üç saat süren bu çalışma bireyin ya da kurumun nasıl toplumsal nasıl fayda yaratabileceği keşfetmesini hedefler. • Toplumsal cinsiyet. Yaklaşık iki saat süren bu çalışma toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl öğrenildiğini (çocuk kitapları/ şarkılar/ filmler/diziler/ reklamlar/ işaretler…), nasıl üretildiğini ve sonuçlarını çeşitli uygulamalarla tartışmayı hedefler. Kitapları • Ben Neyim? • Itır Koşunca İrfan Sayar kimdir? Manisa’da doğan İrfan Sayar, çocukken, çiftçi olan anne ve babasıyla köye gittiğinde, şehirden götüremediği oyuncaklarının yerine köyde çamur, ahşap gibi malzemeler kullanarak kendi oyuncaklarını üretmeye başladı. Bir süre sonra gerçek oyuncaklardan kendi yaptıklarından aldığı keyfi alamadığını fark etti. İşte bir yaratıcılık öyküsü bu biçimde başladı. Bir gün Zihni Sinir’i yarattı. O gün bugün birlikteler. Porof. Zihni Sinir kimdir? Gırgır Dergisi’nde doğdu. 35 yaşında. Teknoloji kullanıyor olmasına karşın çengelli iğne tekniğinden vazgeçemiyor. Gerekli hallerde konuşuyor. Kendini beğenir. Yanlışıyla bile övünür. İronik bir hali var. Altı tel saçı var. Kel denebilir. Çatık kaşlı, bodur... Sevimli ve sinir. Başka bir gezegenden yolu buralara düşmüş. Çok merak ediyor. Fark etmediklerimizi görüyor ve akla gelmeyen çözümler üretiyor. İrfan Sayar Karikatürist, Tasarımcı, Akademisyen Yarattığı “Porof. Zihni Sinir” karakteriyle tanınan teknoloji tutkunu bir karikatürist ve tasarımcı. Toplam 55 değişik seri üretim objesi, 20 adet büyük boy maket çalışması bulunuyor. Manisa Lisesi’nin ardından Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Dekoratif Sanatlar Bölümü, Sahne ve Görüntü Sanatları İhtisas atölyesinden mezun oldu. Akademinin ikinci sınıfındayken Oğuz Aral`la tanıştı. 1975’te Gırgır dergisinde profesyonel olarak karikatür çizmeye başladı. 1977’de “Porof. Zihni Sinir” tipini yarattı. Arkadaşlarıyla Mikrop dergisini çıkardı. Hıbır dergisi yönetiminde bulundu. Sarkis Paçacı ve Ergün Gündüz’le Hayal Mahsulleri Ofisi’ni kurup RR Resimli Roman dergisini çıkardı. Karikatür-heykel çalışmaları yaptı. Kısa süre sonra HBR Maymun dergisini kurdu. Dergiler birer birer kapanınca Porof. Zihni Sinir, Sayar’a ciddi bir iş kolu yarattı. Sayar, 100 orijinal karikatürden oluşan bir sergi açtı. Arnavutköy’deki atölyesinde buluşlarının üç boyutlularını üretmeye başladı. www. zihnisinir.com sitesini yayına aldı. Vizontele filminin baş karakterinin bisikleti, atölyesi ve çeşitli elektronik ve mekanik aletlerini tasarladı. İlköğretim müfredatına “teknoloji tasarımı” dersi koyulduğunda, Sayar öğretmenleri eğitti. Çizgileri, ders kitaplarına girdi. 2000’lerin başında da seri üretim atölyesini kurdu. Kurumlara ve minik öğrencilere yönelik Atölye çalışmalarını 2010’da başlattı. TÜBİTAK`ın Bilim ve Teknik dergisinde 4 yıl Porof. Zihni Sinir sayfasını çizdi. Sayar, halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Enformatik Bölümünde ders veriyor. Konuşma konuları • İrfan Sayar’ın Zihni Sinir Yolculuğu • Yenilik, Yaratıcılık ve Inovasyona Porof. Zihni Sinir Dünyasından Bakış • Girişim; Hayaller Gerçek Arasındaki Uçurum • Ferrariye Tüp Takmak; Adaptör Buluşlar •Teknoloji ve İnsan Arasındaki Komik Durumlar Kitapları • Karikatürü Nasıl Çiziyoruz • Zihni Sinir - HBR Maymun Mizah Kitapları Dizisi • Porof Zihni Sinir Proceler • Porof Zihni Sinir Proceler Külliyatı Kitaplık Dizisi James Dorsey kimdir? Amsterdam Üniversitesi’nde ekonomi, Wageningen Tarım Üniversitesi’nde tropikal tarım eğitimleri alan Dorsey, 40 yıllık gazetecilik ve danışmanlık kariyerini farklı kıtalarda sürdürdü. 1983 – 1987 yıllarında United Press International için Atina, Ankara, Kudüs’te büro şefliği ve Orta Doğu ve Londra ofislerinde kıdemli muhabirlik yaptı. Washington Times için 1987 - 1991 yıllarında diplomatik ve ulusal güvenlik muhabirliği yaptı. 1993 2003 yılları arasında The Wall Street Journal için Orta Doğu, Orta Asya ve Balkanlar, İstanbul, Amsterdam ve Riyad merkezli kıdemli muhabir olarak görev aldı. Dorsey bu dönemde uzun bir süre İstanbul’da yaşadı ve bağlı bulunduğu yayınlara haber servisini İstanbul’dan yaptı. Dorsey, İngilizce, Almanca, İspanyolca ve Hollandaca konuşuyor, kendi ifadesiyle teorik Arapça, Türkçe, Fransızca, İbranice dilbilgisine de sahip. James Dorsey Gazeteci, Araştırmacı Tanınmış gazeteci James Dorsey aranan bir Orta Doğu uzmanı. Yıllarca Türkiye’den haber geçen Dorsey, araştırmacı gazeteciliğin başarılı örneklerini sergilemeye devam ediyor. Orta Doğu’da tanınmış bir gazeteci kimliğine sahip olan Dorsey, Wuerzburg Üniversitesi’nde “Institute of Fan Culture”ın eş başkanlığını yürütüyor. Dorsey, Singapur S. Rajaratnam, Uluslararası Çalışmalar Okulu Nanyang Teknik Üniversitesi’nin Batı Asya kıdemli üyesi. Hurriyet Daily News, The Huffington Post ve The Daily Independent gazetelerinde yazıyor. “Orta Doğu Futbolu’nun Çalkantılı Dünyası” adında beğeni toplayan bloğu ile aynı adı taşıyacak kitabının çalışmalarını sürdürüyor. James Dorsey, aktif gazetecilik yaptığı yıllarda Orta Doğu Bölgesi’nde en çok tanınan simalardan biri oldu. Dorsey, bir süredir iletişimci kimliğini farklı rollerle renklendiriyor. Tanınmış gazeteci; Orta Doğu’da futbol endüstrisini gündeme getirdiği bloğuyla da büyük ses getiriyor. 1995-2004 yıllarında “Dünya Ekonomik Forumu”nun Kazablanka, Amman ve Kahire’de gerçekleşen Orta Doğu ve Kuzey Afrika Zirvelerinde Başkan Klaus Schwab’ın danışmanlığını yaptı. Aralarında Bosna-Hersek Dış Ticaret Bakanı ve üst düzey personeli, Dünya Su Forumu ile Dünya Bankası Enstitüsü sponsorluğundaki gruplarda üst düzey yöneticilere medya eğitimleri verdi. Ürdün, Irak, BAE, Mısır, Fas, Türkiye, Güney Afrika, Etiyopya, Mali, Kenya, Hindistan, Bangladeş, Nepal, Fransa, Venezuela, Brezilya, Peru ve Arjantin’in de aralarında bulunduğu birçok ülkede seminerler düzenledi. Eylül 2011’de “Singapur Uluslararası Toplum Katılımı Konferansı”nda moderatörlük ve Eylül 2012’de Danimarka Aalborg’da düzenlenen “20. Spor Yönetimi için Avrupa Birliği Konferansı”nda açılış konuşması yaptı. Konuşma konuları • Orta Doğu’da Yaşam, Türkiye – Ortadoğu İlişkileri • Siyaset ve Sporda “Fan Club” Yönetimi • Güvenlik – Asker ve Sivil İlişkileri • Siyaset ve Ekonomi Analizleri • Spor ve Sporun Ekonomisi • Spor ve Siyaset İlişkisi • Sporda Cinsiyetçilik • Uluslararası Siyaset ve İlişkiler • Kitlesel Hareketlerin Makro Yorumu • Olimpiyatlar, F1 – “Mega Events” ve Ülkelere Etkisi • Medya İlişkileri Jülide Ateş kimdir? 1971 yılında Elazığ’da doğan Jülide Ateş, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. 1990 Türkiye Güzeli seçilerek aynı yıl Miss Universe’de finale kalan ilk Türkiye Güzeli oldu. Televizyonculuğa 1990 yılında Star TV’de başlayan Ateş, çeşitli programlarda sunuculuk üstlendikten sonra Kadir Çelik’in “Objektif” programında muhabirliğe başladı. Bu programda hazırlamış olduğu haber dosyaları ile televizyon gazeteciliğinde başarı yakalayan Ateş, 1993 yılında Star TV Ana Haber sunuculuğu görevine başladı. Jülide Ateş 1994 yılında ABC’de Peter Jennings, NBC’de Tom Brokaw ve yine ABC’de Connie Chang’in yanında staj yaparak 1995 yılında Kanal D’ye Ana Haber spikeri olarak transfer oldu. 1996 yılından itibaren 10 yıl boyunca TGRT Ana Haber’i sundu. Aynı yıllarda CNN World Report’a, özellikle Kıbrıs konusunda birçok haber paketi hazırlayıp gönderdi. 2009 yılında TRT 2 için kültür-sanat programı hazırlayan Jülide Ateş, 2001 yılında Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Emre İskeçeli ile evlendi ve 2003 yılında oğulları Ali dünyaya geldi. Jülide Ateş Tv Program Yapımcısı, Sunucu, Haber Spikeri “Çalışmanın insanı daha dinç, daha verimli kılacağını düşünüyorum. Çalışmanız bir anlam bulabilmeli.” Jülide Ateş, 1990 yılında Türkiye Güzeli seçilerek adım attığı medya dünyasında kendine farklı bir kariyer seçerek televizyon gazeteciliğini ve sunuculuğu tercih etti. Ekranda geçen uzun yılların sonunda seyircinin gözünde başarılı, zarif ve kaliteli sıfatları ile takdir toplayan bir haber spikeri ve sunucu oldu. Uzun yıllar farklı kanallarda sunduğu ana haber bültenleriyle haberin kaynağında çalışma şansı yakalayan Jülide Ateş, bugün yer aldığı toplantı ve organizasyonlarda bu sayede edindiği araştırmacılığını gösterme fırsatı da buluyor. Jülide Ateş moderatör, sunucu ve master of ceremony olarak yer aldığı organizasyonlarda titiz çalışması ve başarısıyla organizasyonun mükemmelliğini ön planda tutuyor. Birçok kurum ve kuruluştan “En İyi Haber Spikeri” ödülü alan Jülide Ateş, ayrıca Türk Dil Kurumu tarafından 2000 yılında Onur Ödülü’ne layık görüldü. Türkçeyi düzgün konuşmanın yanı sıra Jülide Ateş, İngilizceye hakimiyetiyle de uluslararası organizasyonlarda aranılan bir isim haline geldi. Jülide Ateş uzun bir süre NTV’de yayınlanan Haber Merkezi ve Öğle Bülteni’ni sundu. Konuşma konuları • Master of Ceremony • Moderatör • Sunucu • Şöhret Algısı / Şöhret Olmak • Çocuk ve Dil Eğitimi • Sağlıklı Yaşam ve Spor Kadir Çöpdemir kimdir? 1967 yılında Tokat Zile’de doğdu. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. Meslek hayatına Türkiye’nin ilk özel radyosu Süper FM’de radyoculuk yaparak başladı. Ekmek Teknesi, Amerikalılar Karadeniz’de 2, Sınav, Deli Duran, Kızma Birader, Aşk Yakar gibi çeşitli dizi ve sinema filmlerinde oyunculuk yaptı. NTV’de Gerçeğin Ta Kendisi, Biri Bana Anlatsın, Hiç Bunları Kendine Dert Etmeye Değer mi adlı televizyon programlarında yer aldı. Maksat Muhabbet adlı talk show programı ATV’de yayınlandı. Halen Trt 1’de Kadir Çöpdemir Koptu Geliyor adlı programı yapıyor. Kadir Çöpdemir TV yapımcısı, TV programcısı, Dizi-sinema oyuncusu “Doğal bir biyoenerjim var. İnsanlarla kolay iletişim kurup kendimi kolay ifade edebiliyorum. İnsanlar da benimle kendilerini rahat hissediyor.” Doğal, samimi ve kendine has üslubuyla insanlarla rahat iletişim kurabilen bir isim Kadir Çöpdemir. Özel radyoların açıldığı ilk günlerden beri başarılı işlerle adından söz ettiriyor. Bugüne kadar radyo programcılığından köşe yazarlığına, oyunculuktan televizyon programcılığına kadar pek çok çalışmaya imza atan Çöpdemir, kendine ait bir dille el attığı her projeyi farklı kılıyor. İndeks Konuşmacı Ajansı üyesi Kadir Çöpdemir’in firmalarla gerçekleştirdiği çalışmalar son dönemlerde oldukça ilgi çekiyor. Kurumların beklentilerine, taleplerine, ihtiyaçlarına göre sıra dışı projeler geliştiren Çöpdemir; reklam kampanyalarına katılıyor, bayi toplantılarına neşe katıyor, ürün lansmanlarında farklı üslubuyla dikkat çekiyor. Firma çalışanlarıyla ve müşterileriyle röportajlar da gerçekleştiriyor. Elbette tüm bunlar Çöpdemir’e has dokunuşlarla renkleniyor. Kadir Çöpdemir ile bugüne kadar bu farklı projelerde çalışan kurumlar arasında Teknosa, Garanti Bankası, Ford, ReckittBenckiser, Daimler-Chrysler, Fortis Bank, Renault, Permatik, Siemens ve Pepsi gibi dev firmalar göze çarpıyor. Konuşma konuları • Belirlenen bir konu üzerine moderasyon Kerem Alkin kimdir? Doçentlik unvanını Kasım 1998, Profesörlük unvanını ise Nisan 2004’te aldı. Halen, İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi olarak görev yapan Alkin, Mobil Servis Sağlayıcı İş Adamları Derneği’nin (MOBİLSİAD) de Başkanlığını yürütüyor. Harp Akademileri ve Deniz Harp Okulu bünyesinde dersler veren, Genelkurmay Başkanlığı ATASE Komutanlığı SAREM biriminde Planlama ve Değerlendirme Kurul Üyesi olan Alkin’in ekonomi basınında çok sayıda dergi ve gazetede yazıları yayımlanmaktadır. CNBC-e ve SkyTürk kanallarının kuruluşunda yer aldı, NTV’de program yaptı, Bloomberg HT’de Ekonomi Direktörlüğünü yürüttü. Referans ve Habertürk gazetelerinde yazıları yayınlandı, Kanal 24’te, Strateji 24 adlı programı hazırlayıp sunan Alkin uzun süre İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı ve sonrasında Nişantaşı Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptı. Kerem Alkin İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi, Ekonomi Profesörü “Para kaybetmeyi göze alın; ama itibarınızı kaybetmeyi göze almayın. Soğukkanlılığınızı asla kaybetmeyin.” Krizle yüzleşin Prof. Dr. Kerem Alkin, ekonomiyi politik düzlemde anlatan bir akademisyen. “Türkiye ile dünya ekonomisinin geleceği tartışılıyorsa, içinde mutlaka politikaya da yer verilmelidir” diyor. Alkin’in en önemli özelliği ekonomi, siyasi ve stratejik gelişmeleri bir bütün içinde yorumlaması. Küresel ekonomi içindeki gelişmelerin birbirinden bağımsız değerlendirilmesinin resmi eksik gösterdiğini düşünüyor. Yorumlarını güncel veriler ışığında sunarken, resmi çizmenin ötesine geçiyor. Dinleyicilerine veriler ışığında “yarın” neler yapabileceklerine dair öneriler de aktarıyor. Örneğin; Türkiye ekonomisinin 2009 yılı performansını ve global krizi değerlendirirken, tüm krizlerde olduğu gibi soğukkanlı olmayı ve krizle yüzleşmeyi öneriyor; “Krizle yüzleşin, paydaşlarınızla konuşun. Para kaybetmeyi göze alın; ama itibarınızı kaybetmeyi göze almayın. Soğukkanlılığınızı asla kaybetmeyin. Çalışanlarınızla sık sık toplantı yapın, süreci istişare edin. Çalışanlarınızla zor günleri paylaşın; ama iyi günleri de paylaşın.” Alkin yoğun akademik çalışmalarının yanı sıra pekçok sektör birliğine ve kuruma sektörel ve makroekonomi danışmanlığı yapıyor. Aranan bir konuşmacı olarak özellikle mikroanalizleriyle dikkat çekiyor. Alkin, akademisyen ve gazeteci kimliğini buluşturduğu konuşmalarında teorileri, yere basan piyasa verileri ile bütünleştiriyor. Halen İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyeliği görevini devam ettiriyor. Konuşma konuları • 21. Yüzyıl Senaryoları ve Türkiye’nin Konumu • Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Değerlendirmeler, Trendler ve Beklentiler. Dünyada Neler Oluyor ve Türkiye Bunun Neresinde Duruyor? • Küresel Kriz, Türkiye’ye ve Dünyaya Etkileri • Sektörel Ekonomik Değerlendirmeler Kürşat Başar kimdir? Kürşat Başar, üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünde tamamladı. 1981’de Hürriyet ve Güneş gazetelerinde başlayan yazarlık kariyeri, Aktüel dergisinde editörlük, Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği ile devam etti. Power dergisini çıkardı. 1983-1989 yılları arasında TRT 3’te “Caz Duygusu” adlı programı hazırladı. 1989-1991 yılları arasında TRT ekranlarında yayınlanan”Akşama Doğru” programının danışmanlık ve sunuculuğunu yaptı. 1992’de Kanal 6’da “Tempo” adlı haftalık haber programını hazırlayıp sundu. 1989 yılından beri yayınlanan kitaplarıyla Türkiye’nin en çok okunan yazarları arasında. Kürşat Başar Gazeteci, Yazar, Program Sunucusu, Müzisyen “Kalem çok kuvvetli bir şeydir. Onu çok kolay kötüye kullanabilirsiniz. Hatta kötüye kullanırken daha da kuvvetlidir.” Gazeteci, senaryolar yazıyor, konferanslar veriyor, program sunuyor, müzisyen ama kendini her şeyden önce bir yazar olarak tanımlıyor Kürşat Başar. Yazarlık onun için bir iş değil, “ne tutarsa değil, ne isterse” yazabildiği keyifli bir süreç. Bu yüzden yazdığı kitaplar arasına uzun yıllar girebiliyor. Diğer işleri ise, profesyonel işler olarak tanımlıyor. Kürşat Başar konuşmalarında, televizyonda yayınlanan sohbet programlarının formatında uygulamalar gerçekleştiriyor. Şirketlerde ikili olarak veya grup halinde, belirlenen konular üzerine tartışma ve sohbetler yönetiyor. Televizyon programcılığında edindiği tecrübeyi dinleyicilerine aktarıyor. Yazar CNN Türk’te yayınlanan, “Kürşat Başar ile Yaz Sohbetleri” programının sunuculuğunu yaptı. Ayrıca Kanal 6’da “Tempo”, Star TV’de “Her Şey Yolunda”, Cine 5’te “Başka Yerde Yok”, Kanaltürk’te “Kürşat Başar’la…” adlı programların da sunuculuk ve yapımcılıklarını üstlendi. 10 Ocak 2013’e dek iki yıl süreyle Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Yazarın müzisyen kimliği de oldukça renkli. TEGV yararına düzenlenen bir gecede müzik direktörü Tuluğ Tırpan ile tanışmalarının ardından doğan “Tuluğ Tırpan ve Kürşat Başar Dörtlüsü” çeşitli organizasyonlarda almaya başladı. Grup; saksafonda Kürşat Başar, piyanoda Tuluğ Tırpan, kontrbasta Volkan Hürsever ve davulda Volkan Öktem’den oluşuyor. Konuşma konuları • Belli bir konu üzerinde ikili sohbet (soru-cevap) • Belirlenen bir konu üzerine moderasyon • Kürşat Başar’la Yaz Sohbetleri programını grup sohbetlerine uyarlamak Kitapları • K›ş İkindisinin Evinde (Haldun Taner Öykü Ödülü) • Konuştuğumuz Gibi Uzaklara • Sen Olsayd›n Yapmazd›n, Biliyorum • Aşk› Bulman›n ve Koruman›n Yollar› • Öğreti Yaşamlar • Başucumda Müzik • Çok Güldük, Ağlamayal›m • Sanki Bir Roman Kahraman› “Doğan H›zlan Kitab›” Levent Oğuz kimdir? Saint Benoit Fransız Erkek Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümünden mezun oldu. İş hayatına ilk olarak İktisat Grubu’nda başladı, Aktif Finans Factoring, EGS Factoring ve Demir Factoring’de çalıştı. 2000‘de CNBC-e’nin kuruluşundan itibaren Son Baskı ve Finans Cafe’nin sunucu ve editörlüğünü yaptı. Kanal 24’te Ekonomi Müdürlüğü görevini üstlendi. 2010 yılında yayına başlayan BloombergHt’de Devre Arası ve Son Saat adlı programlarının sunuculuğunu yaptı. İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Bir dönem Forbes Dergisi’nde köşe yazarlığı yaptı. 2012 yılında tekrar göreve başladığı Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası’nda halen Genel Sekreter unvanıyla çalışmaktadır. Levent Oğuz Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Genel Sekreteri / Ekonomist İnsanlar gidici, kurumlar kalıcı sloganının çok söylendiği dönemlerde işe başladım. Baktım ki, kurumlar gidici ben kalıcıyım, bana uygun bir işte çalışayım dedim ve TV programcısı oldum. Farklı olabilenler başarıyı elde eder “Uzun yıllar şirketlerin bilançolarını analiz edip kredi kararı verirken, koyu takım elbise ve beyaz gömleklerinden insanların güvenliğini test ettim. Ama 90’lı yıllarla beraber geride bıraktığımız bu yöntemler artık hiç geri dönmemecesine toprağa gömüldü. Bugün milyar dolarlık markaların sahipleri, ne gösterdikleri bilançolarla ne de jilet gibi takım elbiselerin içinde başarıyı yakalayanlar. Kimler mi? Küreselleşen dünyanın eşitlik ilkesini aynı birey olma algısından kurtarıp farklı hatta aykırı duruşlarıyla dikkat çekenler.” CNBC-e, Bloomberght ekranlarında 5000’i aşkın kişiyi konuk eden Levent Oğuz, her röportajın ardından akılda esas kalanın anlatılanlar değil, insanların bıraktığı kişisel izlenimler olduğunu belirtiyor. “Her konuk kendinden ve yaptığınız sohbetten bıraktıklarıyla sizi ömür boyu takip ediyor, tıpkı kuyruklu bir yıldız gibi.” Oğuz’un kuyruklu yıldızında General Electric CEO’su Jeffrey Immelt de var, Costa Gavras da. Finansal piyasalar ve reel ekonomiye, sanat ve felsefe perspektifinden bakışı TV programlarının özünü oluşturdu. Son dönemde, İşçi işveren ilişkileri, uluslararası ticaret, özel sektör ve devlet kurumları arasında ortak çalışmalar yürüten Levent Oğuz, önemli uluslararası ve şirket toplantılarında sunuculuk ve moderatörük yapıyor, kurum ile belirlenecek konu başlığı çerçevesinde sohbet-röportaj gerçekleştiriyor ya da toplantının moderatörlüğünü üstlenerek, yönlendiriyor. Konuşma konuları • Belirlenen bir konu üzerine moderasyon Leyla Alaton Kimdir? İstanbul doğumlu Leyla Alaton, ilkokulu Şişli Terakki’de, orta okulu Sainte-Pulcherie Fransız Kız Ortaokulu’nda, liseyi ise Notre Dame de Sion’da okudu. ABD-New Jersey’de Fairleigh Dickinson Üniversitesi, İş İdaresi ve Yöneticilik bölümünden mezun oldu. Master’ını New York Üniversitesi’nde, Sosyal Bilimler dalında tamamladı. Alaton, Alarko Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi, Alvimedica, Tıbbi Ürünler San. ve Dış Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi görevlerini yürütüyor. Leyla Alaton, Türk-Fransız ilişkilerine katkılarından ötürü Fransa’nın en büyük devlet nişanı olan Légion d’Honneur ile ödüllendirilmiştir. Leyla Alaton Alarko Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi “Cesur bir iş kadını, renkli konuşmacı... İlginç konu ve içeriklerle karşınızda.” Leyla Alaton, Türk iş dünyasının en renkli simalarından biri. Köklü bir aile şirketi geleneğinden geliyor. Alaton, kendine özgü üslubu ve ilgi alanlarındaki cesur yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor. Kadının toplumda öne çıkması, kendine yetmesi ve kariyerinde başarılı olabilmesi için yorulmadan çalışıyor. Alaton özellikle girişimcilik, inovasyon ve kadın istihdamı konularında geliştirdiği uzmanlığı konuşmacı olarak geniş kitlelerle paylaşmaya özen gösteriyor, önem veriyor. 1986’dan bu yana iş hayatında aktif olarak çalışan Leyla Alaton gelişmiş gözlem yeteneği sayesinde kariyer basamaklarını hızla tırmandı. ABD’de eğitimini tamamladıktan sonra yurda döndü ve Kariyer yolculuğuna 1986 yılında babası İshak Alaton ile ortağı Dr. Üzeyir Garih’in kurduğu Alarko Holding’te başlayan Alaton, Alarko Holding’de Alkent – Etiler Uyduşehir ve Alsit Villakent projelerinin tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini yürüttü. 1992’de Milli Prodüktivite Merkezi tarafından “Yılın İş Kadını” seçildi. 1993’te Davos Dünya Ekonomik Forumu’nda ilk defa seçilen “Geleceğin Liderleri” arasında yer aldı. Aynı yıl Megatrend Halkla İlişkiler Danışmanlık şirketini kurdu. Aérospatiale, Alcatel gibi dünya devlerine danışmanlık yaptı. Birçok sivil toplum kuruluşunda aktif görev alan Alaton, GYİAD (Genç Yönetici ve İşadamları Derneği) Kurucu Üyeliği, GIF (Global İlişkiler Forumu) Üyeliği, New Museum, New York Leadership Council Üyeliği, Bir Dilek Tut (Make A Wish) Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği, Darüşşafaka Eğitim Kurumları Danışma Kurulu Üyeliği, Contemporary Art İstanbul Danışma Kurulu Üyeliği, WPO ( World Presidents’ Organization) Üyeliği ve “Cartier Dünya Kadın Girişimcilik Ödülü” jüri üyeliğini yürütüyor. “Bir Fikrin Mi Var” adlı televizyon programında jüri üyeliği de yapan Alaton, burada yeni ve taze fikirlerin vücut bulması için girişimcilere uzun yıllara dayanan tecrübesi ile tavsiyelerde bulunarak programa özel bir katkı sağladı. Kadın istihdamına destek Alaton, iş ve sosyal yaşamda kadınlara destek olunması gerektiğini savunuyor. Konuşmacı ya da davetli olarak yer aldığı etkinliklerde kadın dayanışmasını destekleyen söylemleriyle girişimci hemcinslerini cesaretlendiren Alaton, aktif olarak bu fikrin yayılması ve eyleme geçirilmesi için çeşitli kuruluşlarda görev alıyor. Bunlardan biri de kurucu üyesi olarak faaliyet gösterdiği KAGİDER (Kadın Girişimciler Derneği). Leyla Alaton, Kadın hakları, kadının güçlenmesi, girişimcilik gibi konularda televizyon programlarında, üniversitelerde, çeşitli dernek, vakıf ve organizasyonlarda aranan aktif bir konuşmacı. Sanat tutkunu İş yaşamının yanı sıra sanatsal faaliyetleri ve koleksiyonlarıyla da tanınan Alaton, resim ve modern sanatlara üniversite yıllarından bu yana ilgi duyuyor. Alaton’un sıra dışı bir sanat anlayışı var: “Sanat, kafası karışık olanı sakinleştirmeli, sakin olanın da kafasını karıştırmalı”. Contemporary Art İstanbul Danışma Kurulu Üyesi olan Alaton’un geniş bir resim koleksiyonu bulunuyor. Konuşma konuları • Kadın İstihdamı- Kadın Hakları • Bir Kadının Gözünden İş Dünyası • Kadın Girişimciliği Mehmet Öğütçü kimdir? 1983’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitiren Mehmet Öğütçü, London School of Economics (LSE)’den Uluslararası Ekonomi üzerine yüksek lisans derecesi aldı. Bruges’deki College d’Europe’da Avrupa Yönetimi alanında master da yapan Öğütçü, halen zaman zaman LSE, Reading University, Dundee University ve Harvard’ta “Enerji Jeopolitiği”, “Rekabet Gücü”, “Su-Gida-Enerji Denklemi” ve “Kalkınma İçin Yatırım” gibi konularda ders veriyor. Çin, Rusya, Orta Asya, Ortadoğu ve Türkiye ile ilgili enerji, jeopolitika ve yatırım konularında, uluslararası bir otorite olarak kabul edilen Öğütçü, BBC, France-24, Dünya, CNBC, Bloomberg, Habertürk, Al Jazeera, CNNTürk, Hürriyet Daily News, Moscow Times, International New York Times, World Journal of Trade and Investment ve OECD Observer gibi yayınlara yazılı/sözlü katkılar sağlıyor. Mehmet Öğütçü, Türkçenin yanı sıra İngilizce, Fransızca ve konuşma düzeyinde Çince biliyor. Mehmet Öğütçü Global Resources Partnership Yönetim Kurulu Başkanı, The Bosphorus Energy Club’un Kurucusu ve İcra Başkanı, Genel Energy plc, Şişecam Grup ve Saudi Crown Investment Holding Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi “Yaşadığımız dönemde tarihi bir değişime tanıklık ediyoruz; Batı’dan Doğu’ya muazzam bir güç kayması var. Sadece ekonomide değil, jeopolitik alanda, enerjide, finansta, teknolojide ve değerler sisteminde de bu kayma yaşanıyor. Kendimizi ülke, şirketler ve bireyler olarak yeniden konumlandırmak zorundayız.” Hükümet, diplomasi, uluslararası kuruluşlar, bankacılık, enerji ve finansman sektöründe 35 yılı aşkın başarılı bir kariyere sahip olan Mehmet Öğütçü halen, merkezi Londra’da bulunan Global Resources Partnership’in Başkanlığını yürütüyor. Aynı zamanda, bölgemizdeki enerji bakanlarını ve şirket başkanlarını münhasır bir çatı altında bir araya getiren The Bosphorus Energy Club’un Kurucusu ve İcra Başkanı olan Mehmet Öğütçü, Genel Energy plc, Şişecam Grup ve Saudi Crown Investment Holding Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini de sürdürüyor. Öğütçü, ayrıca Brüksel’deki Energy Charter teşkilatının Asya-Pasifik ve Ortadoğu/Körfez bölgeleri özel elçisi. Windsor Energy Group, European Policy Forum, The Oil Council ve Beijing Energy Club Uluslararası Danışma Kurulu Üyesi de olan Öğütçü, 2012-2014 arasında Yaşar Holding’te Bağımsız Yönetim Kurulu üyesi, 2011-2014 arasında ise Invensys Plc’nin Danışma Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Altı yıl boyunca İngiltere’de bulunan (yakin zamanda Shell tarafindan satin alinan) British Gas Group’un Dış İlişkiler ve Hükümetlerle İlişkiler Direktörlüğünü (2005-2011) yürüttü. Öncesinde, 2000 yılından itibaren beş yıl süreyle Paris’te “Zenginler Kulübü” OECD’nin “Global Forum on International Investment” ve bölgesel programlarının Başkanlığını yaptı. 1994-2000 arasında International Energy Agency’de Asya-Pasifik ve Latin Amerika bölümü Baş Yöneticisi olarak varlık gösterdi. 1980’lerden itibaren Ankara, Pekin, Brüksel ve Paris’te diplomat kimliğiyle pek çok görev üstlenen Öğütçü, İş Bankası’nda müfettiş yardımcısı, Brüksel’de NATO araştırma uzmanı, AB Jean Monnet Fellow’un ve eski Başbakan Turgut Özal’ın danışmanı olarak da çalıştı. Konuşma konuları • Dünya Enerjisindeki Değişim Dinamikleri: Şirketler, Bankalar ve Hükümetler Nasıl Konumlanmalı? • Ortadoğu’daki “devrim”in Dünyada Yaratacağı Fırsat ve Riskler: Uzun Dönemli Yansımaları Neler Olacak? • Gelecek 20 Yıllık Perspektifte Dünya Ekonomisi, Teknoloji ve Siyaset Nasıl Şekillenecek? • Türkiye’de Enerji Yönetimi, Politikaları ve Seçenekleri • Rusya, Orta Asya ve Ortadoğu’da Enerjinin Jeopolitiği, Yatırım Fırsatları ve Riskleri. • Çin’in Gelecek Hikayesi ve Türkiye • Şirketler Bakımından Devletin, Ekonomik ve Ticari Diplomasinin Önemi • Ekonomik, Ticari ve Endüstriyel İstihbarat Neden Şirketlere Küme Atlatabilir? • Şirket İletişim ve Kurumsal Sorumluluk Anlayışında Yeni Anlayışlar, Eğilimler • Mesleki Yaşamda Gerçek Başarının Anahtarı Nelerdir? Diğer yayın ve makaleleri • Troubled Waters of Eastern Mediterranean (2012, London, Global Strategy Forum) • The World’s Energy Future and Turkey (Windsor Energy Group, 2011) • Bir 2023 Türkiye Rüyası (Creative, 2006) • Investment For Development in MENA (OECD, 2004) • Mobilising investment For Development (OECD, 2005) • China’s Quest For Energy Security Worldwide (IEA, 2000) • Yeni Bir Ekonomik Diplomasi Stratejisine Doğru (TUSIAD, 1998) • Yeni Ekonomik Süper Güç Çin ve Türkiye (TUSIAD, 1994) Melih Bulu kimdir? ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümünde lisans eğitimini tamamlayan Prof. Dr. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi’nde işletme yüksek lisansı ve doktorasını yaptı. 2010-2013 yılları arasında Şehir-Sheffield Executive MBA Akademik Koordinatörlüğü görevini üstlendi. 2012 – 2014 yılları arasında İstanbul Şehir Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanlığını yürüttü. Melih Bulu, halen Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) Yönetim Kurulu Üyesi, Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Derneği Genel Sekreteri, Türk Patent Enstitüsü Danışma Kurulu Üyesi, Türkiye Gelecek Araştırmaları Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Elektrik-Elektronik Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği Ar-Ge Proje Pazarı Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor. International Conference for Entrepreneurship Innovartion and Regional Development (ICEIRD 2013) ve Knowledge Cities World Summit’te (KCWS 2013) kongre başkanı olarak görev aldı. Birçok seminer, çalıştay ve toplantıya da konuşmacı olarak davet edildi. Melih Bulu Rekabet uzmanı, stratejist, İstinye Üniversitesi Rektörü Melih Bulu, rekabet ekonomisinde dünyanın sayılı uzmanlarından… Akademisyenliğinin yanı sıra araştırmaları, konuşmaları ve verdiği eğitimlerle fark yaratan bir isim. Prof. Dr. Melih Bulu, özellikle şehirlerin, sektörlerin ve şirketlerin rekabeti konusunda dünyada saygın bir yere sahip… Bu konularda çeşitli platformlarda konuşmalar yapıyor. Türkiye’nin önde gelen şirketleri ve kamu kuruluşlarına oyun teorisi, rekabet ve kümelenme eğitimleri veriyor. Sektörlere, şehirlere ve bölgelere yönelik analiz ve strateji hazırlanmasını içeren ve Türkiye’nin önde gelen kuruluşları için yürütülen birçok proje onun başında bulunduğu ekiplerce gerçekleştirildi. Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK), Türkiye Gelecek Araştırmaları Vakfı ve İstanbul Elektrik-Elektronik Makina ve Bilişim İhracatçıları Birliği Ar-Ge Proje Pazarı’nda yönetim kurulu üyesi ve Türk Patent Enstitüsü’nde Danışma Kurulu Üyesi. Konuşma konuları • Şirketlerin Rekabeti • Sektörel Rekabetçilik • Şehirlerin, Bölgelerin ve Ülkelerin Rekabeti • Türkiye Ekonomisi ve Sektörel Analiz • Aile Şirketleri ve Kobiler • Oyun Teorisi • Ulusal-Uluslararası Strateji • Yönetim Stratejileri • Kişisel Kariyer, Kişisel Marka Kitapları • Yüksek Katma Değer Yaratan Sektörler ve Büyüme Stratejileri: İstanbul’un Rekabetçi Sektörleri, 2007, Türkiye • City Competitiveness and Improving Urban Subsystems: Technologies and Applications, 2011, ABD Melih Öztalay kimdir? Eğitimini Almanya (Frankfurt American High School) ve ABD’de (Central Michigan Univesity, Bachelor of Science) tamamlayan Melih Öztalay, yaklaşık 35 yıldır ABD’de yaşıyor ve profesyonel çalışmalarına Türkiye ve ABD’de devam ediyor. Uzman olduğu inovasyon, teknoloji, dijital pazarlama, dijital reklam, içerik pazarlama, sosyal medyada pazarlama, yerel pazarlama alanlarında profesyonel hizmet ve danışmanlık vermeye devam eden Öztalay’ın bu konularda yaptığı araştırmalara ve yazdığı makalelere ABD’nin pek çok yayın organında yer veriliyor. Melih Öztalay CEO, SmartFinds Marketing Melih Öztalay, online pazarlama, reklam tanıtım ve başarılı stratejik çözümler geliştirme konusunda 25 yıla yakın bir deneyime sahip. Profesyonel çalışmalarında iş geliştirme, satış ve yönetim konularına odaklanan Öztalay, ABD Michigan’da kurduğu SmartFinds Marketing adlı dijital pazarlama ajansı ile ulusal ve uluslararası kurumlara hizmet vermeye devam ediyor. Pazarlama ve tanıtıma ait gerçek bilgilerin bilgi teknolojisi ile birleştirilmek ve dijital teknolojileri işletmelerin ihtiyaçlarına göre konumlayarak stratejik bir yaklaşım geliştirmek, Melih Öztalay’ın uzmanlık alanına giriyor. “Yeni fikirlerin ve teknolojinin öncelikli sahiplenicisi olarak” kendini tanımlayan Melih Öztalay, bu yaklaşımı sayesinde müşterilerinin iyi planlanmış, verim sağlayan pazarlama stratejilerinden yararlanabildiğini ve rekabette avantaj elde edebildiklerini belirtiyor. Konuşma konuları • Stratejik Pazarlama Süreçleri • Dijital Araştırma, Pazarlama ve Planlama Stratejisi • Dijital Girişimcilik • Dijital Pazarlama İletişimi • Dijital Pazarlama Stratejileri • Sosyal Medya ve Stratejiler Meral Erbil kimdir? Seslendirme ve sunuculuk çalışmaları çocuk yaşta TRT Ankara Radyosu’nun açtığı sınavı kazanıp özel bir eğitim almasıyla başladı. 1980 yılında Ankara Üniversitesi, SBF Basın Yayın Yüksek Okulu, Radyo ve Televizyon Bölümünden mezun oldu. Seslendirme ve sunuculuk ile uzun yıllar uğraştı, TRT’de yönetmenlik ve prodüktörlük yaptı. Yaptığı programların metinlerini, çektiği filmlerin senaryolarını yazdı. Üç Çocuk, Bir Yetişkin oyunu kaleme aldı. Bir masal kitabı, bir gençlik romanı var. 1997 yılında kurumsal iletişim alanına adım attı ve DenizBank Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevini 8 yıl boyunca üstlendi. 2005 yılında Londra’ya gitmek ve İngilizce öğrenmek için kariyerine ara verdi. 2009 Aralık ayında DenizBank’a bu kez DenizTV Genel Yayın Yönetmeni olarak döndü. Şimdi DenizBank çalışanları için kişisel gelişim ve mesleki konularda eğitim programları yapıyor, Türkiye Bankalar Birliği’nde etkili iletişim ve diksiyon eğitimleri veriyor. Meral Erbil Seslendirme Sanatçısı, Eğitimci, Sunucu, Çevirmen ve Yönetmen “Geçen yıllarıma teşekkür ediyorum. Bana ne çok ve farklı deneyim fırsatları sundular.” “Doğru” konuşmak Reklamlar, yerli ve yabancı filmler; Meral Erbil’in sesiyle anlam kazanan projelerden sadece bir kaçı… İletişimle geçen 43 yıl içinde Erbil; sadece seslendirme sanatçılığında değil, pek çok farklı alanda başarılı olduğunu gösterdi. “Konuşulmayanlar” adlı özgün tiyatro eseri, “Nilüfer diye bir kız” adlı gençlik romanı, masalları, tiyatro oyunu çevirisi, ödüllü televizyon programları, çektiği tanıtım filmleri, Erbil’in imza attığı başarılı çalışmalar arasında yer aldı. Kurumsal iletişim ve kapalıdevre televizyonculuk alanlarında gerçekleştirdiği çalışmalar ise Erbil’e, özel sektörde iş yaşamının gereklerine dair tecrübeler kazandırdı. İndeks Konuşmacı Ajansı konuşmacıları arasında yer alan Meral Erbil, uzun yıllar edindiği deneyimleri de kullanarak uzmanlaştığı alan doğru ve etkili konuşma hakkındaki bilgilerini ve deneyimlerini, atölye çalışmalarında ve çeşitli toplantılarda katılımcılarla paylaşıyor. “Rahat Konuşmak İçin!” başlığını taşıyan bu toplantılarda, doğru nefes alma, gevşeme, sesi doğru yerden çıkarma, tonlama, vurgulama ve değer sözcüklerle konuşma ile kullanım ve sesletim hataları gibi konuları işleyen Erbil, imaj ve beden dili konuları hakkında da farkındalık sağlıyor. Topluluk önünde heyecanlanmadan konuşmak, konuyu doğru ve etkili bir şekilde aktarmak için bu temel noktaların uygulanmasının sağlayacağı faydalar üzerinde duruyor. Konuşma konuları • Rahat Konuşmak İçin! Kitapları • Nilüfer Diye Bir Kız • Kuşdili Bilen Şehzade Metin Çorabatır kimdir? Uluslararası ilişkiler deneyimi olan bir gazeteci, BM sözcüsü, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Dış İlişkiler Sorumlusu Çorabatır’ın yetkinlik alanlarını sığınma, insan hakları hukuku, anayasa hukuku, Türkiye, Birleşmiş Milletler ile kurumsal ve kişisel gelişim konuları oluşturuyor. Amerikan Gazete Editörleri Derneği’nden gazetecilik bursu alan Çorabatır bugüne kadar çok sayıda basın kuruluşunda önemli görevlerde bulundu. 13 yıldır BM sözcüsü olarak görev yapıyor. Çorabatır ayrıca 1997 ve 2000 yıllarında yayımlanan Dünya Mültecilerinin Durumu adlı raporların Türkçe editörü. Metin Çorabatır Medya Analisti, Gazeteci, Dış Politika Yorumcusu “Türkiye şimdiye kadar sığınmacıların sorumluluğunu hep BM’ye bıraktı. Ama hedefinde AB olan bir Türkiye, bu sorumluluğu bir an önce üstüne almalı.” “Mültecilik azaltılabilir” Metin Çorabatır akademisyen olmak üzereyken gazeteciliği seçti. Başarılı bir medya kariyerini uluslararası görevi için noktaladı. Çorabatır, mülteciler ve göç konularında en yetkin isimlerden. Uluslararası organizasyonlarda çalışma deneyimini ve sözcülük konusunda da deneyimlerini paylaşmaya hazır olan Çorabatır, mülteciler konusunun tüm dünya için en önemli sorunlardan biri olduğuna dikkat çekiyor; göç ve mülteci başlıklarının yakın gelecekte Türkiye’nin gündemine ağırlıkla oturacağını söylüyor. Çorabatır, ülke olarak çok önemli bir geçiş yolunda bulunmasına karşın Türkiye’nin bir sığınma yasası olmadığını vurguluyor: “Bütün dünya güvensiz göçe karşı neler yapılabileceğini tartışıyor. Türkiye’deki sistemde bazı açıklar ve eksiklikler var. Bunların giderilmesine çalışıyoruz. Türkiye uluslararası çabalara ortak olmalı, daha fazla iş birliğine gitmeli, çözüm arayışlarında aktif rol almalı.” Konuşma konuları • Sözcülük • Birleşmiş Milletler’le İş Yapmak • Sosyal Sorumluluğun Diğer Yüzü: Bağışım Nereye Gidiyor? • Uluslararası Kurumlarda Kariyer Seçenekleri • Küreselleşmenin Yeni Sonucu; Göç • Çatışmaların Önlenmesi, Barışın Korunması ve Barışın Tesisi • İnsan Haklarının 21. Yüzyıldaki Statüsü Metin Uca kimdir? 1961 yılında İstanbul’da doğan Uca, kimya mühendisliği, jeoloji mühendisliği ve tiyatro eğitimleri aldı. 1987 yılında kazandığı Anadolu Ajansı sınavıyla muhabirliğe başladı. 1989 yılında TRT’ye geçen Metin Uca, daha sonra Kanal D, Show TV, ATV, Star TV gibi yayın kanallarında muhabirlik ve programcılık yaptı. 1999 yılından sonra “Günaydın Türkiye” adlı sabah haber programı ve “Passaparola” isimli yarışmayla tanındı. Değişik TV kanallarında yıllarca yayınlanan Passaparola’daki renkli sunumu ile TV eleştirmenleri tarafından Türkiye’nin en tanınan ve sevilen yarışma programı sunucuları arasında gösterildi. 2009 yılında haberi mizahla harmanlayan akşam haber programı “Maydanoz”u hazırladı ve sundu. Tek kişilik gösterilere de çıkan ve seslendirme çalışmaları yapan sanatçı, 2004 yılından bu yana kitap yazıyor. Metin Uca Yapımcı, Sunucu, Gazeteci, Yazar “Ben bir televizyon karakteri yaratmaya çalışmadım. Ben hep sadece ben olmaya çalıştım.” Politika mizah ile birleşiyor Medyanın en renkli kişilikleri arasında yer alan Metin Uca’nın Anadolu Ajansı’nda muhabirlikle başlayan televizyon hayatı yapımcılıkla devam etti ve Türk halkının severek izlediği haber programları ile adıyla anılan yarışma programı Passaparola ortaya çıktı. Aralıklarla devam ettiği tek kişilik gösterisinde, Türk insanının renkli hayatını, buluşlarını ve sorunlara karşı arayışlarını yoğun bir gülmece duygusu ile aktarırken düşündürmeyi hedefleyen Uca, “Ben hayattan, Türkiye’den, Türkiye’nin gündeminden besleniyorum. Çünkü haberci kimliğim var. Oradaki garipliklerin benim anlatmak istediklerimle çeliştiği, çekiştiği ya da örtüştüğü noktalarda benim programım ortaya çıkıyor” sözleriyle gösterisinin ana fikrini açıklıyor. Genellikle yerel yönetimlerle iş birliği içinde ilerleyen Uca, Dünya Kadınlar Günü gibi bazı özel günlerde günün anlamına ilişkin konuşmalar ve gösteriler sergiliyor. İş yaşamındaki gereksinimlere yanıt vermek, sorunlara çözüm bulmak amacı ile gerçekleştirilen şirket toplantıları ve eğitim organizasyonlarında interaktif sunumlar gerçekleştirmek de Uca’nın faaliyetleri arasında yer alıyor. Katıldığı toplantılarda şirket çalışanlarına Passaparola tarzında çeşitli oyunlar oynatarak, katılımcıları hem eğlendiriyor hem eğitiyor, hem de düşündürüyor. Metin Uca, ayrıca Serdar Yalçın ile Türkiye’nin müzik tarihinin anlatıldığı tiyatral gösterilerini, 30 kişilik bir orkestranın eşliğinde sahneliyor. Uca, çeşitli film dublajı ve reklam/tanıtım seslendirmeleri de yapıyor. Konuşma konuları • Türkiye Gündemine Mizahi Bakış • Passaparola Yarışma Tekniği Aracılığıyla Şirket Oyunları Kitapları • Her Tuzluğum Var Diyene Hıyarla Yetişemedim • Yes Yerine Orrayt Demek Caiz midir Hocam? • Tüh Mithat Can Baydarol kimdir? Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Avrupa Hukuku konusunda eğitim gören Baydarol, çok sayıda üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştı. Çeşitli kuruluşlarda araştırma müdürlüğü, Avrupa koordinatörlüğü ve raportörlük görevlerinde bulundu. Finansal Forum gazetesinde araştırma müdürlüğü ve köşe yazarlığı; çok sayıda dernekte özel danışmanlık yaptı. Baydarol, 2004 yılından bu yana Avrupa Komisyonu Ankara temsilcisi. Avrupa Takımı üyesi, Türkiye AB platformu kurucu üyesi. Mithat Can Baydarol AB Uzmanı Avrupa Komisyonu Ankara Temsilcisi “Teknik olarak AB’ye tam üyelik, AB’ye ulusal egemenlik alanında yer alan bir dizi egemen yetkinin devri anlamına gelmektedir.” AB’ye katılmak Can Baydarol, Türkiye-AB ilişkilerini uzun yıllardır emek veren bir uzman. Türkiye- AB ilişkisini tarif ederken renkli anlatımları olan Baydarol’un görüşlerini şöyle özetliyor. “AB’ye katılmak demek, onu körü körüne savunmak demek değildir. Bu, karşılıklı bir çıkar ilişkisidir. Siz kendi çıkarınızı savunmazsanız, sizin yerinize kimse bunu yapmaz. Çıkarların uzlaştığı yerde öpüşür, koklaşır, çıkarların çatıştığı yerdeyse kavga edersiniz. Yani bu süreç, kendini pozisyonlandırma işidir. Ama pozisyonlandırma işini yapabilmek için önce oturup kendi stratejilerini yazmış olmak gerekir. AB ile sanayi politikanızı müzakere ederken, sizin sanayi stratejiniz yoksa neyi müzakere edebilirsiniz ki? Biz, Türkiye’nin sanayi politikasını, sahip olduğumuz fabrika sayısı ile ilişkilendiriyoruz. Sanayi politikası; hangi alanlarda, neyi, ne kadar ve nasıl üretmek istediğinizle; yirmi yıl sonra dünyaya ne satmak istediğinizle alakalıdır.” Türkiye-AB ilişkisi “ofsayt”ta! Baydarol, futbol paradigmasıyla Türkiye-AB ilişkisini şöyle tarif ediyor: “Gol atmak, stratejik planlamaya dayanır. Bunun içinde dört unsur önemlidir; haklı olmak, ikna etmek, ikna etmek için gerekçesi olmak/gerekçesini yazmak, doğru zamanda doğru yerde kullanmak. Türkiye-AB ilişkisine bakıldığında durum ofsayt! Küreselleşmede ise Türkiye tribünlere gitti, izleyici rolünde. Türkiye’nin bugünü değerlendirildiğinde, merkezde, sahada.” Konuşma konuları • İşletmeler ve Yerel Yönetimler İçin Türkiye-AB İlişkileri • Avrupa Hukukunun Temelleri ve Müzakere Süreci • Gümrük Birliği ve Güncel Sorunlar • Kriz Gölgesindeki Türkiye-AB İlişkilerinin Türk Ekonomisine Olası Etkileri • Eski Oyuna Yeni Kurallar Murat Aktihanoğlu kimdir? 1968 do­ğum­lu olan Ak­ti­ha­noğlu, Bil­kent Elek­trik ve Elek­tro­nik Mü­hen­dis­li­ği’nden me­zun ol­duk­tan son­ra Bil­gi­sa­yar Mü­hend­is­li­ği bö­lü­mün­de 3 Bo­yut­lu Bil­gi­sa­yar Gra­fik­le­ri ko­nu­sun­da yük­sek li­sans yap­t›. New York’ta ve Tok­yo’da dün­ya­n›n ön­de ge­len şir­ket­le­rin­de, 3 bo­yut­lu sa­nal or­tam­lar ko­nu­sun­da da­n›ş­man ola­rak gö­rev al­d›. New York mer­kez­li En­trep­re­ne­urs Ro­und­tab­le’›n ku­ru­cu­su olan Ak­ti­ha­noğ­lu, ay­n› za­man­da Tur­kish Ame­ri­can Bu­si­ness Fo­rum’un Yö­ne­tim Ku­ru­lu Üye­si ve Tur­kish Fo­un­ders Club’›n ku­ru­cu­la­r›n­dan­d›r. Murat Aktihanoğlu Teknoloji Uzmanı, Girişimci, Yatırımcı ve Yazar, RE Accelerator Kurucusu ve Yönetim Direktörü “Girişimcilere tavsiyem, yaratıcılık için gerekli kavramlara hakim olacak şekilde çok okumaları ve her gelişmeyi takip etmeleri.” Murat Aktihanoğlu, bir teknoloji girişimcisi. New York merkezli bir organizasyon olan Entrepreneurs Roundtable’ın kurucusu. Bu organizasyon aylık toplantılarla umut veren genç girişimciler ile yatırımcıları buluşturuyor, finansman bulmalarına yardımcı oluyor, uygulama ve sunumlar üzerine geri bildirim veriyor. Organizasyonun diğer ayaklarında ise Boston, Washington DC ve İstanbul var. Bugüne kadar AT&T, Sony gibi köklü firmalar ve Sonicbox, Atair gibi yeni kurulmuş şirketlere danışmalık hizmeti vermiş olan Aktihanoğlu, teknoloji ve girişimcilik konulu konferansların aranan konuşmacılarından. Aktihanoğlu farklı gruplara konuşmalar yaptı. Bugüne kadar konuşmacı olarak katıldığı konferans ve seminerler arasında Mobile Marketing Association Forum, Monaco Media Forum, Ultra Light Startups, Siggraph, New York Entrepreneur Week gibi geleceğin şekillendiği platformlar yer alıyor. Aktihanoğlu çalışmalarını Türiye’de de sürdürmeye karar verdi. “ Türkiye’deki girişimcilere destek ve finansman sağlayan ve onları global yatırımcılara bağlayan bir yapılanma içine girmek üzere çalışıyoruz” diyen Aktihanoğlu, Türkiye’de şu anda çok sayıda, yüksek kaliteli girişimci olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Konuşma konuları • Girişimcilik Teknoloji • Bilgisayar Sistemleri • Startup’lar Kitapları • Building Location-Aware Applications, Manning Publications Murat Günak kimdir? 1957 yılında İstanbul’da doğan Murat Günak, 6 yaşında Almanya’da ilkokula başladı. İki yıl kadar Almanya’da kaldıktan sonra İstanbul’a döndü ve ortaöğrenimini Türkiye’de tamamladı. 1973’te liseyi bitiren Günak, Almanya’da Kasses Güzel Sanatlar Okulu’nda Endüstriyel Tasarım alanında eğitim aldı. Londra Kraliyet Güzel Sanatlar Okulu’nda yüksek lisans yaptı. Gençlik yıllarından beri otomobil çizimlerine meraklı Volkwagen’de Tasarım Grup Başkanlığına yükselen Günak, 2007 yılında ortağı olduğu Spirt Alert şirketi ile Mindset’i tasarladı. Günak Mindset’in hemen ardından üretime geçirdiği, Mia adlı elektrikli otomobille, sektörün kodlarını değiştiriyor. Mia, Avrupa’da ciddi talep gören bir araç olarak tarih yazdı. Murat Günak Dünyaca ünlü Türk otomobil tasarımcısı “Dünyada en duygusal ürün arabadır. Herkes için bir anlam ifade eder. Bu nesnenin geleceği beni çok yakından ilgilendiriyor.” Genç yaşta geniş, yavaş ve hızlı spor araba çizimleriyle tasarıma merak salan Murat Günak, Almanya Kassel’da Güzel Sanatlar Okulu’nda okurken, kendini otomotiv sektörünün içinde bulur. Günak, Ford’da başladığı otomobil tasarım kariyerine, Peugeot, Mercedes, Volkswagen, DaimlerChrysler gibi otomotiv sektörünün dev firmalarında devam eder. Mercedes-Benz’in A Sınıfı serisi, Mercedes-Benz Klasik SLK E Sınıfı serisi, Volkswagen Passat gibi dünya otomotiv markalarının önde gelen modelleri Günak’ın imzasını taşıyor. 1994’te Peugeot’ya transfer olan Günak, bu markanın çok satanlarından 206, 206 cc ve 607 modellerini tasarladı. Volkwagen’in Tasarım Grup Başkanlığına kadar yükseldi. Onunkisi tam bir başarı hikayesi!. Başarı, çok çalışmak ve cesur adımlarla geliyor. Günak, 2007 yılında kendi şirketini kurdu ve elektrikli araç üretmek için çalışmalara başladı. Murat Günak, İsviçreli Spirt Avert şirketine ortak oldu, güneş ve elektrik enerjisiyle çalışan otomobil Mindset’i tasarladı. Ve Mia doğar... Mindset, elektrikli araç tasarım ve üretim çalışmalarında dönüm noktası oldu. Günak bir süre sonra çalışmalarına hız verdi ismini kızından alan, bugün Fransa’da satış rekorları kıran Mia adlı elektrikli arabayı üretti. Günak, “Mia”yı çok neşeli ve insanı üzmeyen bir araba olarak tanımlıyor ve şöyle diyor: “Mia benim için kızım kadar önemli, bu yüzden kendi vatanımda da başarılı olmasını arzu ediyorum.” Fransa ve Almanya’da satışa çıkan Mia Avrupa dışından da talep alıyor. Örneğin, Almanya, Belçika, Hollanda, İngiltere, Lüksemburg, Norveç, Çek Cumhuriyeti’nin yanı sıra Güney Afrika, Kanada ile Pasifik Okyanusu’ndaki Yeni Kaledonya Adası ile Hint Okyanusu’nda bulunan Reunion Adası’da caddeler Mia’yla şenlendi. Günak, bir dünya markası haline gelen Mia’yı Türkiye’de de satışa sunmayı hedefliyor ve burada da elektrikli araçların teşvik edilmesiyle Mia’nın çok başarılı bir satış grafiği yakalayacağını tahmin ediyor. Günak, inovasyon, otomotiv tasarımı, ilham ve yaratıcılık konularında uzman görüşüne sahip olup; İngilizce, Fransızca, Almanca ve Türkçe prezantasyon yapabiliyor. Konuşma konuları • İnovasyon • Tasarım • Yaratıcılık • Otomotiv Murat M. Özbilen kimdir? Lisansını Polytechnic University, NY’da Endüstri Mühendisi olarak tamamlayan Özbilen yine aynı okulda Sanayi Mühendisliği alanında yüksek lisans yapmış, eğitimine ABD, Hollanda ve İngiltere’de operasyonel denetim, IT/IS, Lojistik Yönetimi alanlarında devam etmiştir. BMC’nin ortaklarından olan Murat Özbilen, şirketin Orta Doğu, Afrika ve Türki Cumhuriyetler direktörüdür. Andersen Consulting, Arthur Andersen, ARGE Danışmanlık ve IBM Consulting Group’da danışmanlık ve üst düzey yöneticilik görevlerinde bulunmuştur. Murat M. Özbilen Yönetim Danışmanı, SEMEA Yönetim Danışmanlığı Kıdemli Ortağı “Yönetimde önemli olan; kurulmuş işi yönetebilmek için gerekli becerilerin belirlenmesi ve yönetime getirilmelerini sağlayacak kurumsal mekanizmaların oluşturulmasıdır.” Aile şirketlerini yönetirken… Murat Özbilen, 20 yılı aşkın bir süredir proje yönetimi deneyimine sahip. Özbilen, Institute of Industrial Engineer’dan Mitchell Fein-Outstanding Leadership and Profession ödülü ile Sigma Xi, Onursal Araştırma Topluluğu’ndan Junior Researcher ödülüne sahip. Halen Rotterdam Universitesi (Hollanda) ile SRBII’ın (Belçika) fakülte üyesi. Özbilen özellikle verimlilik artırma, denetim, organizasyonel ve teknolojik sistem geliştirme ve entegrasyon, aile şirketlerinde devir planlaması ve stratejik yönetim projelerinde yoğun tecrübe sahibi. Özbilen aile şirketlerinin yönetiminde önemli deneyime sahip. Özbilen’e göre girişimciler şirketi kurup pazarda yer edindikten sonra girişimcilik ruhunu yönetme becerisine kaydıramıyorsa, ilk başta varlıkları şirkete büyük katkılar sağlamasına rağmen, artık yönetime zarar vermeye başlarlar. Bu nedenle de işi profesyonellere devretmek gündeme gelir. Ancak bu da ailenin tamamen yönetimden çekilmesi anlamına gelmiyor: “Aile şirketleri kuruldukları anda çok dinamiktir. Patronlar aynı zamanda yöneticidir. İş ile ilgili tüm değer yargılarını, görüşlerini aynen aktarırlar. Böyle bir şirket pazarda yer edindikten sonra artık önemli olan girişimcilik ruhundaki etkinin yönetebilme becerisine dönüşmesidir.” Konuşma konuları • Aile Şirketlerinde Nesil değişimi • Değişimin Yönetimi/Değişimin İnsan Boyutu • Farklı Kültürlerle Performans Göstermek Murat Yalçıntaş kimdir? 1984’te İstanbul’da bulunan Saint-Joseph Fransız Lisesi’nden mezun olan Murat Yalçıntaş 1988’de Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği, 1990’da Boston & Vrije Üniversitelerinde İşletme MBA programlarını tamamladı. Üniversiteden mezun olur olmaz, 1989 – 1990 yılları arasında Brüksel’de Avrupa Birliği / Uzman Araştırmacı görevini üstlenen Yalçıntaş ertesi yıl İslam Kalkınma Bankası’nda Proje Sorumlusu olarak çalışmaya başladı. 2007’de İstanbul Üniversitesi’nde Ürün Yönetimi alanında doktora yaptı. Ak Parti Kurucular Kurulu Üyesi olan Yalçıntaş İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi. 2009 – 2013 yılları arasında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Yalçıntaş 2013’ten bu yana TÜBİTAK Girişimcilik Programı Danışma Kurulu Üyesi. Murat Yalçıntaş İTO Eski Başkanı, Akademisyen, İşadamı Ulusal ve uluslararası arenada birçok konferansta konuşmacı olarak yer alan Murat Yalçıntaş, bugüne kadar 11 defa ödüle layık görüldü. İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Murat Yalçıntaş uzun yıllardır içinde olduğu hem iş hem de siyaset dünyasının önemli isimlerinden. İstanbul Ticaret Odası eski Başkanı Yalçıntaş bu görevinin dışında iş yaşamı boyunca birçok kurum ve kuruluşta çeşitli görevlerde bulundu. Yalçıntaş halen İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesinde doktora ve master seviyesinde dersler veriyor. “Dünden Yarına Bugünün Sözleri”, “Bende Kalmasın” ve “Zor Zamanda Geleceği Kurmak” olmak üzere üç kitabı bulunan Yalçıntaş’ın birçok makalesi, ulusal/uluslararası hakemli dergilerde yayımlandı. Küresel gıda krizi, Türkiye’de özel sektör, Türkiye’nin Akdeniz’de yeni rolü, Avrupa Birliği – Türkiye ilişkileri, “Ekonomik Krizler ve Çıkış Yolları” gibi konularda ulusal ve uluslararası arenada birçok konferansta konuşmacı olarak yer aldı. Tecrübeleri sayesinde birçok uluslararası perspektife sahip olan Yalçıntaş İTO başkanlığı ve kariyeri boyunca uluslararası kurumların işleyiş biçimleri, uluslararası ticaretin işleyişi, firmaların izlemesi gereken yollar, ülkelerin kendilerine has özellikleri, sundukları fırsat ve tehditler gibi konularda çalışmalar yaptı. Yalçıntaş bugüne kadar 11 defa ödüle layık görüldü. Bunlar arasında 2012’de Belçika/Kral II. Leopold Yüksek Liyakat Madalyası, 2010’da Fransa/Legion d`Honneur Onur Nişanı ve İtalya/Devlet Nişanı Commendatore, 2009’da Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı Akademisi/Fahri Profesörlük ve İstanbul Sosyal Bilimler Lisesi Yılın Ekonomisti Ödülü, 2008’de İstanbul İhracatçılar Birliği İhracat Hizmet Onur Ödülü, TRUE Avrupa Dergisi Onur Plaketi ve İstanbul Valiliği Onur Ödülü, 2006’da Platin Ekonomi Dergisi Sosyal Sorumluluk Ödülü, GAP Gazetecileri Birliği Yılın Oda Başkanı Ödülü ve Siyaset Dergisi Yılın Oda Başkanı Ödülü yer alıyor. TMMOB Makina Mühendisleri Odası, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı, Boğazici University Reunion Association (BURA) ve Saint Joseph Fransız Lisesi Mezunlar Derneği üyesi olan Yalçıntaş aynı zamanda sosyal sorumluluk projelerinde de aktif bir işadamı. Spor da onun hayatında önemli bir yer tutuyor. “Spor hayatımda birçok olumlu değişikliklere yol açtı” diyen Yalçıntaş 2007 – 2010 yılları arasında Türkiye Wushu Federasyonu As Başkanlığı da yaptı. Yalçıntaş katıldığı etkinliklerde iş yaşamı ile sporu birlikte nasıl uyumlu halde sürdürdüğünü de anlatıyor. İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapça dillerini bilen Yalçıntaş Stratejik Yönetim dersleri veriyor. Konuşma konuları • Türkiye’nin Ekonomi Stratejileri ve Uluslararası Dengeler • Yönetim ve Strateji • Oyun Teorisi • Kurumsal ve Sosyal Kimlik Arasında bir Lider Olmak • Ar-Ge, Teknoloji Transferi, İnovasyon • Gençlerle Sohbetler Kitapları • “Dünden Yarına Bugünün Sözleri” İstanbul Ticaret Odası Yayınları, İstanbul 2012 • “Bende Kalmasın” Doğan Kitap, Mayıs 2013 • “Zor Zamanda Geleceği Kurmak” Profil Yayıncılık, Nisan 2014 Murat Yülek kimdir? Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde lisans eğitimini tamamlayan Yülek, Boston, Yale ve Bilkent Üniversitelerinde işletme ve iktisat yüksek lisansı ve yine Bilkent Üniversitesi’nde doktorasını yaptı. Brüksel’de Avrupa Topluluğu Komisyonu’nda Avrupa yapısal fonları üzerine çalışmalar, Devlet Planlama Teşkilatı’nda uzman ve koordinasyon başkanı olarak çeşitli iktisadi raporların hazırlık süreçlerini yürüttü. 1993 – 1994 yılları arasında Washington’da Dünya Bankası için danışmanlık, 1997’de Etibank’ta Pazarlama ve Satış Dairesi Başkanlığı yaptı. 1998 – 2002 yılları arasında Suudi Arabistan’da Islamic Development Bank’ta iktisatçı ve proje uzmanı, Islamic Corporation for the Development of Private Sector bünyesinde Asya Endüstriyel Yatırımlar Operasyonları Grup Başkanı olarak görev aldı. 2001 – 2004 döneminde International Monetary Fund (IMF), Afrika departmanında para, bankacılık, ödemeler dengesi, reel sektör, yapısal reformlar (yatırım ortamı, sektörel strateji) ve finansal programların hazırlanması ile müzakeresini yürüttü. 2005 – 2006 arasında Haliç Leasing Genel Müdürlüğü, 2006 – 2012 yılları arasında da TAIB Yatırım Bank Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkanlığı görevlerinde bulundu. www.muratyulek.com adresinde düzenli olarak yazılarını paylaşıyor. Murat Yülek İktisatçı, İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Profesörü Farklı ülkelerde farklı görevler, farklı platformlarda farklı konular... Murat Yülek, bir akademisyen, yönetici ve yazar, aynı zamanda çok yönlü bir ekonomist. Ufuk açıcı, vizyon geliştirici fikir yazılarıyla gündemin nabzını tutuyor. Murat Yülek, geniş bir spektrumda çalışma yürüten ekonomistlerden. Uluslararası finans, makroekonomi ve ekonomik kalkınma konularında önemli bir deneyime sahip olan Yülek, bugüne kadar IMF, İslam Kalkınma Bankası ve Dünya Bankası gibi kurumlarda 15’ten fazla ülkede farklı görevlerde bulundu. Finans ve finans dışı şirketlerde üst düzey yöneticilik yaptı. Üniversitede İşletme Fakültesi Dekanlığı yapan Yülek, ABD’de Georgetown ve Yale Üniversitelerinde ders verdi. Yurtiçi ve dışında kitapları ve makaleleri yayımlandı; bu geniş yelpazede farklı konular üstünde çalıştı: sanayi, teknoloji ve finans politikaları, kamu alımı politikaları, uluslararası yatırımlar, makroekonomik dengeler. Yülek’in, uluslararası saygın bilimsel yayıncı Springer tarafından yayımlanan sanayi politikaları, ekonomik kalkınma ve ekonomik planlama konularında kitapları bulunuyor. Aralarında Dünya ve Zaman gazetelerinin de bulunduğu çeşitli yayınlarda ve blog sayfasında yazılarına devam eden ekonomist, Küresel Ekonomi Sempozyumu, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Dubai Ekonomik Konseyi, Enterprise Qatar, The Economist Round Table, Wirtschaftsrat gibi uluslararası kurum organizasyonlarda, Yale ve Duke Üniversiteleri’nde konuşmalar ve çalışmalar yaptı. İstanbul Finans Zirvesi’nin Danışma Kurulu Başkanlığı ve Saraybosna İş Forumu’nun Danışma Kurulu Üyeliğini yürüten Yülek, çeşitli uluslararası ve ulusal kurum, platform ve akademik dergilerin danışma kurullarında yer alıyor. Yülek, halen İstanbul Ticaret Üniversite’sinde ekonomi profesörü olarak dersler veriyor. Aynı zamanda uluslararası danışmanlık hizmetleri veren PGlobal Küresel Danışmanlık ve Eğitim Hizmetleri şirketinin ortağı ve Ostim Yatırım A.Ş.’nin Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi. Konuşma konuları • Türkiye ve Dünya Ekonomisi • Kalkınma • Sanayi, Bilim ve Teknoloji Politikaları • Yenilikçilik ve Girişimcilik • Firma Değeri Belirleme Kitapları • Türkiye ve Küreselleşen Dünya Üzerine Notlar • Asya Kaplanları • Designing Public Procurement Policy in Developing Countries • Financial Liberalization and the Real Economy • Financial Policy in a Repressed Economy: Turkey 1950-1979 Müge Çevik kimdir? Ankara Üniversitesi (Mülkiye) Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdikten sonra Bilkent Üniversitesi’nde MBA yaptı. Yüksek lisans esnasında part-time pazar araştırması yaparak kariyerine başladı. Master programını tamamlayınca, yurt dışı pazarlar müşteri temsilcisi olarak uluslararası satış ile tanıştı. Koçluk çalışmalarını, eğitimini aldığı Gestalt metodolojisini profesyonel tecrübesiyle birleştirerek; bireylere ve kurumlara kariyer koçluğunun yanı sıra satış, uluslararası satış ve uluslararası marka yönetimi konusunda koçluk ve danışmanlık yapıyor. Müge Çevik Yazar, Eğitmen,Yönetim Danışmanı, Şapka Koçluk – Eğitim – Danışmanlık Kurucusu “Her şükür bir umut, her umut da içinde sevgi barındırıyor. Gerçek sevgi ise, hesapsız, pazarlıksız, sonuca hükmetmeyen, olana razı bir teslimiyet doğuruyor. Yeşertmek, büyütmek, bakmak, saklamak, içimize saklanmış mutluluğu bulmak ve paylaşmak ise bize düşüyor.” İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Müge Çevik, alanında butik hizmet veren Şapka Koçluk – Eğitim – Danışmanlık şirketinin kurucusu. İş hayatını, hayat bütününün içinde bir parça olarak gören bu yapıyı kurarak profesyonel yaşama farklı bir soluk getiren Çevik profesyonel beceri eğitimleriyle bireysel gelişim eğitimlerinin kişinin öz varlıklarına yatırım olduğuna inanıyor. Herhangi bir alanda kazanılan bir yetkinliğin, farkındalık veya gösterilen gelişimin, parçası olunan bütünün tamamını her alanda mutlaka etkileyeceğini savunuyor. Verdiği koçluk, danışmanlık ve eğitimlerde de bu düşünceye vurgu yapıyor. Tüm bireysel ve kurumsal eğitimleri bu bütünsellik anlayışıyla ele alan Çevik her iki eğitim türünü ayrı konumlandırıyor. Kurumların ve bireylerin ihtiyaçlarına özel çözümler üreten Çevik değişimin ancak dinamik çözümlerle sağlanabileceğini savunuyor. Yönetim danışmanlığı, satış ve pazarlama eğitmenliği yapan Çevik, profesyonel olarak çalıştığı yıllar boyunca, satış, uluslararası satış ve pazarlama ve İhracatçı Birliği Yönetim Kurulu üyeliği dahil, ihracat ile ilgili çeşitli pozisyonlarda, pek çok ülke ile çalışarak, görev aldı. Son olarak Türkiye’nin en büyük hızlı tüketim firmalarından birinde yönetici ortağı olarak çalıştıktan sonra, profesyonel hayatı bıraktı ve tecrübelerinden daha çok insanın yararlanması için Şapka’yı kurdu. Kurumsal hayatı boyunca aldığı eğitimler ile kişisel gelişimin farklı yüzlerini tanıdı. İş hayatının içinde tanıştığı “koçluk” kavramını hayatının her alanına taşımak ve başka birey ve kurumlara da tanıtmak amacıyla eğitimini bu konuda derinleştirdi. KOBİ’lerle kurumsallaşma, satış ve uluslararası satışta katma değer yaratma, yeni kanallar açma ve marka yaratma konularında çalışan Çevik, satış kadrolarına ise satış yönetimi; performans yönetimi, koçluk becerileri ve ekip yönetimi eğitimleri veriyor. Mart 2015’te çıkarttığı Mutluluk Kulübü isimli, haftalarca çok satanlar listesinden düşmeyen kitabının ardından, iş hayatının içinde mutluluk seminerleri vermekte ve kitabı ile aynı ismi taşıyan koçluk grupları ile kurumlarda profesyonellerin daha tatminkar olmalarına hizmet etmektedir. Konuşma konuları • Satış • Uluslararası satışta katma değer yaratma • Yeni kanallar açma • Marka yaratma • Satış yönetimi • Performans yönetimi • Koçluk becerileri • Ekip yönetimi Kitapları • Mutluluk Kulübü Nasuh Mahruki kimdir? Kurtarma çalışmalarındaki öncü sosyal girişimciliği nedeniyle 2004’te Ashoka Vakfı’na seçildi. 2009’da Filipinler’den Uluslararasi Gusi Bariş Ödülü’ne ve 2012’de Bilkent Üniversitesi’nden Sosyal Bilimler alanında Fahri Doktora’ya layık görüldü. Arama Kurtarma Derneği – AKUT Kurucu Üyesi ve Başkanı, UGSAD - Ulusal Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Derneği, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, SAD - Sualtı Araştırmaları Derneği, Gezginler Kulübü Derneği üyesi ve Ortak İdealler Derneği kurucu üyesi ve Türkiye’deki Ashoka Vakfı’nın Yönetim Kurulu üyesidir. Nasuh Mahruki AKUT Kurucu Üyesi ve Başkanı, Profesyonel Dağcı, Sporcu İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Nasuh Mahruki Türkiye’de “dağcılık” ve “arama kurtarma” denince akla ilk gelen isimlerden biri. Liderlik, takım çalışması, kişisel gelişim kendini tanıma, hedef odaklılık, kararlılık, disiplin, risk yönetimi gibi konularda motivasyon konuşmaları ve seminerlerin aranan konuşmacılarından biri olan Mahruki aynı zamanda Arama Kurtarma Derneği (AKUT)’un kurucusu. Sovyet Asya’nın 7000 metreden yüksek beş tırmanışını da tamamlayarak, Rusya Dağcılık Federasyonu tarafından “Kar Leoparı” unvanı verilen Mahruki, Everest Dağı’na tırmanan ilk Türk ve dünyadaki ilk müslüman ve “Yedi Zirveler” projesini tamamlayan dünyanın en genç dağcısı oldu. 8000 metreden yüksek Cho Oyu, Lhotse ve K2 dağlarına oksijen desteksiz olarak tırmandı. 15 yıl aradan sonra Everest Dağı’na bir kez daha tırmandı. Türkiye, İran, Pakistan, Hindistan, Nepal, Sıkkım, Tibet, Bhutan ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde motosiklet yolculukları yaptı. Zirveyi düşleyenlerin rol modeli Gönüllülük esasına dayalı “arama – kurtarma faaliyetlerinin ülkemizde gelişmesi için öncülük eden Rekortmen dağcı, “arama – kurtarma” yönetim ve organizasyonunun doğal afet durumlarında ne kadar hayati olduğunu yer aldığı her etkinlikte dile getiriyor. Zirveyi düşleyenlerin örnek aldığı, bilgi ve tecrübelerinden yararlandığı Mahruki profesyonel sporculuğun yanı sıra yazar ve fotoğrafçı. Daha önce “Takım Çalışması ve Liderlik” akademik dersler veren Mahruki’nin çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmış köşe yazıları ve televizyonlarda yayınlanmış belgesel programları bulunuyor. Mahruki dağcılık ve mağaracılıkla beraber, yamaç paraşütü, aletli dalış, motor sporları, yelken ve bisiklet sporlarıyla da ilgileniyor. Konuşma konuları • Liderlik, takım çalışması • Kişisel gelişim • Kendini tanıma • Hedef odaklılık • Kararlılık • Disiplin • Risk yönetimi Nermin Bezmen kimdir? Lisede tarihe, lise son sınıfta AFS bursuyla gittiği ABD’de “kendine yetme” fikrine aşık oldu. İstanbul Üniversitesi Sultanahmet Sevk ve İdarecilik Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. Tezhip–minyatür çalışmalarından sonra Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Türk Süsleme Sanatları-Kalem İşi-Restorasyon Bölümüne devam etti. TRT 2’de canlı yayın sunuculuğu yaptı. Yoga eğitmenliği, restorasyon, halkla ilişkiler, panel organizasyonu, muhtelif gazete ve dergilerde röportaj dizileri, köşe yazarlığı ve resim öğretmenliği ile hayatını renklendirdi, yazılarıyla da okurların hayatını renklendirmeye devam ediyor. Nermin Bezmen Yazar “Ben, kendini sevmeyen, ne istediğini, neyle mutlu olacağını bilmeyen insanın, başkasını da sevemeyeceğine inanıyorum.” Geçmişin izi Nermin Bezmen okurlar açısından Türk edebiyatına geç adım atan, ama sanki kaybettiği yılları geri almak istercesine hızla başarılı çalışmalara imza atan bir yazar. Kitapları bestseller olan Bezmen, özellikle kadınların hayranlıkla izlediği bir sanatçı. 2002’de Haliç Rotary Kulübü’nün “Edebiyat Ödülü” ve 1991’den bu yana okurlarının 11 kitabına verdikleri “En İyi Satanlar” ödülleri haklı gururu. Kitaplarında tarihi olguya büyük önem veren Bezmen’in yazım tekniğiyle ilgili verdiği ipucu ise ilginç: “Hepimizin her yaptığında, her söylediğinde, ilişkilerimizde, seçimlerimizde, hem küçük çevremizin hem de içinde bulunduğumuz genel mekanın ve zaman diliminin, bunun yanı sıra geçmişimizin, genlerimizin yansımaları var. Onun için anlattığım karakterin içinde bulunduğu devir, ailesi, devrin siyasal durumu, sosyoekonomik koşulları, müziğinden yemek ve giyim kültürüne tüm detaylar benim için önemlidir.” Konuşma konuları • Başrolde Kadın • Edebiyat Sohbetleri • Dinler ve Kadın (Tarihte ve Günümüzde Kadının Yeri, Cemiyetle İlişkisi, Kadın Dünyasındaki Değişim) • Aşk, sevgi • Küçüklerin Büyük Dünyası • Yaratıcı Yazarlık Kitapları • Sırça Tuzak • Aurora’nın İncileri • Sır • Bir Duayen’in Hatıratı • Bir Gece Yolculuğu • Kırk Kırık Küp • Türkuaz’a Dönüş • Zihnimin Kanatları • Mengene Göçmenleri • Kurt Seyt & Shura • Uyandıran Aşk • Kurt Seyt & Murka • Gönderilmeyen Aşk Nilüfer Narlı kimdir? Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Kurucu Başkanı. ABD’de Eisenhower Fellowship bursunu kazanarak “kadın ve siyasal katılım” konusunda çalışmalar yaptı. Ortadoğu Araştırmalar Bursu’nu kazanarak, “Türkiye’de İslamcı Hareket ve Üniversite Gençliği” konulu bir çalışma raporu hazırladı. Essen Üniversitesi Türkiye Araştırmalar Merkezi ve diğer birçok uluslararası bilimsel vakıf ve araştırma kuruluşlarıyla bilimsel çalışmalar yürüttü. Marmara Üniversitesi Ortadoğu ve İslam Ülkeleri Enstitütüsü Yönetim Kurulu Üyesi, Sosyoloji ve Antropoloji Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı. Nilüfer Narlı Sosyolog / Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi “Türkiye’de her kesimde bir çeşitlilik ve dinamizm var. Artık Türkiye’de insanlar kendi özgür sentezlerini yapabiliyor, yaratıcılıklarını ortaya koyabiliyor.” Türkiye’nin merkezi değişti Nilüfer Narlı’yı sosyolojiyi anlaşılır, sevilir ve fayda sağlanır bir tonda aktaran akademisyen olarak tanıdık. Ele aldığı konuların bazıları geçmişte tabu sayılan ve üzerinde çok konuşulmamış başlıklardı. Bunları bizimle paylaştı, sonra korkmamızın yersiz olduğunu gösterdi. Narlı uluslararası başarıları da olan bir akademisyen. Birbirinden farklı alanlarda araştırmalar yapan Narlı, Türkiye’nin sosyolojik yapısına dair topluma ışık tutuyor; insanları anlamak için yaşanan bazı süreçlerin doğru analiz edilmesi gerektiğini vurguluyor: “Türkiye’de 1980’de liberal ekonomik yaklaşımın benimsenmesinin en olumlu sonucu, müteşebbis insanın ortaya çıkmasıdır. Müteşebbis insan ortaya çıkarken de, Anadolu’da küçük bir sermaye birikimi olan bir insan kente gelip o sermayesiyle yeni işler kurdu. Onların bir kısmı yeni iş adamı ve sanayici. Türkiye’de bu kesim bence önemli bir sermaye transferinden yararlanacak. Aynı şekilde orta sınıf 1980’lerin ortasına kadar çok daha homojendi. Kentli okur yazar, eğitim düzeyi yüksek anne ve babalardan gelen bir sınıftı. Halbuki bugün orta sınıfın yeni elemanlarının daha alt gelir grubundan gelip, üniversite eğitiminden yararlanarak kentleştiğini görüyoruz. Bu süreç Türkiye’de çok önemli. Bütün bunlar Türkiye’de müthiş bir dinamizm olduğunu gösteriyor.” Konuşma konuları • Türkiye’nin Siyasi Yapısı • Asker-Sivil İlişkileri • Türkiye’deki Güvenlik Kültürü • Sosyal Yapıdaki Değişimler ve Riskler • Türkiye’nin İnsani Gelişiminde Kadının Rolü • Extremist Propaganda • Müslüman Kadınların Siyasi Katılımı Numan Numan kimdir? Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olan Numan Numan, Marmara Üniversitesi’nde Yüksek Lisans yaptı. Profesyonel iş hayatına GTE Tokyo’da başlayan Numan Numan, daha sonra Moody’s ve AC NIELSEN gibi şirketlerin de sahibi olan D&B Corp’ta görev aldı. CreditSuisse’in ardından GoldmanSachs’a geçen Numan Numan, şirketin Tokyo ve Asya Pasifik’teki teknoloji operasyonlarının sorumluluğunu üstlendi. GoldmanSachs’ın verimini artırmak için gereken yazılım çözümleri için dışarıda çalışan küçük yapıların organizasyonunu gerçekleştirirken startup’larla çalışmaya başladı. GoldmanSachs’tan ayrıldıktan sonra startup firmalarına iş geliştirme ve ürün geliştirme konularında danışmanlık hizmetleri verdi. TechnologyDivision Başkan yardımcısı olarak 40’tan fazla küresel projeyi yönetti. Numan Numan, halihazırda kurucusu olduğu 212 Venture Capital’in Genel Müdürü olarak görev yapıyor. Numan Numan Bilgisayar Mühendisi, 212 Venture Capital Kurucusu ve Genel Müdürü, Girişimci “Türkiye’de fikir bulmak hiç de zor değil. Ancak bu fikirleri hayata geçirmek, ticari bir ürün olarak piyasaya sunmak zor. Bizim yaptığımız A limanından B limanına giden bir kaptanın teknesine yatırım yapmak. O tekne hedeflediği yere varacaksa ve biz bunu görebildiysek, o şirketin sahibine rüzgar oluyoruz. İstediği yere daha çabuk ve büyüyerek varmasını sağlıyoruz.” Global teknoloji hizmetleri ve uluslararası yönetim alanında başarılarla örülmüş bir geçmişe sahip olan Numan Numan, kariyerinin son 20 yılını girişimci şirketleri analiz etmek, ihtiyaçlarını tanımlamak ve işletmeler için spesifik çözümler sağlamaya adadı. 12 yılı aşkın bir süre Tokyo ve New York’ta Goldman Sachs’ın liderlik ekibinin teknoloji sorumlusu olarak başkan yardımcılığı görevini üstlenen Numan Numan, yeni teknolojilere odaklanarak rekabet avantajı getiren ve işletme sorunlarını değerlendiren global mühendislik ekiplerini yönetti. Bu süre zarfında Goldman Sachs’ın özel sermaye ve girişim sermayesi bölümleriyle yakından çalışan Numan Numan, aynı zamanda şirketin mobil stratejisini belirlemek ve belirlenen stratejileri uyguamaya dökebilmek amacıyla global mobil teknoloji ekibini kurdu ve yönetti. Numan Numan, teknoloji bölümü başkan yardımcısı unvanının bir yansıması olarak yeni ürünlerin belirlenmesi, M&A entegrasyonlarının kolaylaştırılması, verimliliğin en üst düzeye getirilmesi için görevi boyunca 40’dan fazla global projenin rasarım ve uygulama sürecine de imzasını attı. GoldmanSachs’da teknoloji ve yönetim konuları üzerine konuşmalar da yapan Numan, New York girişim arenasının önemli toplantıları arasında yer alan EntrepreneursRoundtable’ın İstanbul toplantısını organize ediyor. EntrepreneursRoundtable girişimcilerin yatırımcılarla buluşturulduğu ve yaptıkları sunumlar hakkında yatırımcılardan iş fikri, uygulaması, eksiklik ve fazlalıkları üzerine fikirler alabildikleri bir organizasyon olarak faaliyet gösteriyor. İnternet, iletişim ve teknoloji alanlarında uzmanlaşan Numan Numan, “Bir şeye odaklanıp o konuya devam edildiğinde başarının geleceğine inanırım. Fakat hepsinin başında bilinçli girişimcinin geldiğini düşünüyorum. Girişimcilerin kendilerine bir şeyler öğreten yapılara ihtiyaçları var ve bu işi daha önceden yapmış kişilerin yol gösterici olması gerekiyor” diyor. Konuşma konuları • Yönetim • Girişimcilik • Teknoloji • Teknolojide trendler • Dünyayı değiştirecek teknolojiler ve teknolojinin uluslararası yayılma haritası • Girişimcilikte dikkat edilmesi gereken noktalar, sorunlar ve yaklaşımlar • Teknolojiye yatırım yaparken nelere dikkat edilmeli • Venture Capital konsepti ve uygulamaları Ömer Şengüler kimdir? Ömer Şengüler, M.Bin Saud Üniversitesi’nde Sosyal Bilimler eğitimi aldı. İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü ve Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans yaptı. MIT Sloan School of Management’ta ASP, MA; Harvard Business School’da Executive MBA, OPM yaptı. Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde AB Hukuku Yüksek Lisans Programı’nı tamamladı. Şengüler, MÜSİAD ve Reklamcılar Vakfı’nın da kurucu üyesi. 1986 yılında Creative Ajans (PANEL), 1994’te Açıkhava Reklam Ajansı (MAGIC) ve Prodüksiyon Ajansı (MARS) iletişim şirketlerini kurdu. Daha sonra bu şirketleri Amerikan Clear Channel’a sattı. Şu anda 2012 yılında kurduğu Global Magic Brands’in başında “Marka Mimarı” olarak başarılı çalışmalarına devam ediyor. Ömer Şengüler Marka Mimarı “Ülkemiz, son 30 yılda üretim ve satışta çok aşama kaydetmiş ama aynı başarıyı marketing/pazarlama konusunda gösterememiştir.” Ömer Şengüler, marka olmuş bir marka mimarı. Ülkemizdeki şirketlerin markalaşmaya olan ihtiyacını çok iyi etüt eden Şengüler, sadece marka yaratmakla kalmıyor aynı zamanda işverenine kar sağlayan bir marka yaratmaya özen gösteriyor. “Lüks Gofret, Probis, Hanımeller, Golf” gibi bazı Ülker ürünlerinin, İstikbal, Bellona’nın, Nokia, LCWaikiki’nin konumlandırılması ve markalaştırılması gibi projelere imza atmış bir isim. Ulusal markaları global marka yapıyor. “Ben” markası yaratmak konusundaki çalışmalarıyla “Kişisel marka mimarlığı” yapıyor. Dünyada ilk 500’e girecek bir marka yaratmak en büyük hayali. “Türkiye’nin Fortune 500 listesinde şirketleri, Forbes 500 listesine girebilmiş zenginleri vardır ama Interbrand 100 listesinde hiçbir dünya markası maalesef yoktur. Biz, stratejileri iyi yönetilirse ülkemizden marka ürünler, marka kentler, marka kişiler çıkacağına inanıyoruz” diyor. Şengüler reklamcılık sektöründe ilkleriyle tanınıyor. Türkiye’de ilk kez toplu taşıma araçları, şirket filoları üzerine reklam alınmasını sağladı ve bu tür mobil reklamların yasallaşması sürecini yönetti. Yine ilk kez “reklamlı modern otobüs durakları” yatırımı yaparak Türkiye’de ilk raket network mecrasını yarattı. Böylece açık hava’da “network” medya planlama ve satınalma literatürüne girdi. Milliyet gazetesinin re-branding’i sırasında Türkiye’de ilk kez “one way vision” cam reklam uygulamasını başlattı ve bununla 3M başarı ödülü aldı, Migros mağazalarının zeminlerini reklam mecrası yapıp ilk kez “Floor Graphics” uygulamasını başlattı. İlk kez THY boarding card arkası ve ikram kutusu üstüne reklam uygulamasını yaptı. Şengüler, çeşitli üniversitelerde “Global Branding & Marketing”, “Nasıl dünya markası olursunuz?”, “Bir reklam ajansının içi”, “Yönetim ve Markalaşma”, “M&A ve Marka değeri” başlıklı seminerler veriyor. Konuşma konuları • Marka Politika, Yıldız marka • Marka Matematiği • Marka Mimarlığı, Konumlandırma • Marka Stratejisi • Pazarlama Stratejisi • İletişim Stratejisi • Marka Patron • Kentler ve Marka • Kendimle Arkadaş Oldum • Ferrari Olmanın Formülünü Açıklıyorum • Beni Marka Yapar mısın? Özge Özmen kimdir? 2015 yılında Türkiye’nin en iyi sosyal girişimcilerinden biri olarak seçilen Özge Özmen, 2016 yılında dünyada sosyal inovasyon alanındaki en başarılı kişilerden biri olarak gösterildi. Dijital dünyaya ilham veren kadınlar listesinde de yer alarak birçok etkinlikte konuşmacı olarak boy gösteren Özmen, Girişimcilik Vakfı Fellow ve Ashoka’nın 2016 yılında desteklediği genç sosyal girişimcilerden biri. Özge Özmen Social MakerLab Kurucusu, Sosyal Girişimci “Kelimem merak, rengim beyaz” Kendisini toplumsal sorunlara çözüm bulmaya adayan Özge Özmen, 18 yaşından itibaren sivil toplum kuruluşlarında görev aldı. Bir dönem İtalya’da da sivil toplum kuruluşlarında çalışan Özge Özmen, sivil toplum alanında görev yaptığı süre boyunca, toplumsal sorunların tespiti ve çözüm süreçlerini keşfetme fırsatını yakaladı. Bu süreçte yapmış olduğu gözlemler sonucunda yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler yaratmak amacıyla sivil toplumdaki çalışmalarını sosyal girişimciliğe de taşıyan Özmen, teknoloji ve sosyal girişimciliği bir araya getiren çalışmalar ortaya koydu. 2014 yılında, çocuklara kodlama öğretmek amacıyla kendi imkanlarıyla yazılım öğrenen Özge Özmen, Türkiye’de bu alanda yapılan çalışmaların sayısının artması için yeni teknolojilerin özellikle çocuklara ve meraklılara aktarıldığı, deneyimin ön planda tutulduğu, üretim odaklı çalışmalar yapılan mekanlar kurulması için çalışmalar yürüten büyük bir gönüllü ekibinin içerisinde yer aldı. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk makerspace’inin kuruluş aşamasında da aktif olarak yer alan Özmen, toplumda daha fazla hayal eden, tasarlayan, üreten, yeni teknolojilerle değer yaratan kişiler olması amacıyla maker hareketinin ve makerspacelerin artması için çalıştı. Özge Özmen, kurucusu olduğu Social MakerLab ile maker hareketinin içerisine sosyal girişimciliği de dahil etti. 3 boyutlu yazıcılar, dronelar, artırılmış/sanal gerçeklik, robotik ve yazılım dünyasındaki yenilikleri toplumdaki sorunları çözmek için araç olarak kullanan Özmen, ‘’iyilik için üreten’’ daha fazla kişiye ulaşmak amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Konuşma konuları • Sosyal Girişimcilik • Sosyal İnovasyon • Teknoloji ve İnovasyon • Dijital Dönüşüm • Sosyal Sorumluluk Kişisel Gelişim ( Öğrenmeyi Öğrenmek ) • Fütürizm ve Gelecek • Eğitim ve Teknoloji Özhan Atalay Kimdir? İstanbul doğumlu Özhan Atalay İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu. Atalay, Teknoloji Holding’de icra kurulu üyesi CFO olarak, Schindler Asansör AŞ.’de Genel Müdür Yardımcısı, Premdor Masonite Kapı Sanayi AŞ ‘de Genel Müdür, Muratlı Karton A.Ş.’de Genel Müdür Yardımcısı, Vega Services Inc’de Genel Müdür olarak görev yaptı. İş modelinde sorun olmadığı halde bir türlü kar edemeyen kuruluşları rakipleriyle başa baş seviyelere ulaştırmak, kar eden firmaların ise karlarını artırmak konusunda iddialı. Yeni TTK ve SPK ya göre Bağımsız Profesyonel Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Atalay evli ve iki çocuk babası. Kişisel web sitesi bulunuyor: www.ozhanatalay.com Özhan Atalay Yönetim Danışmanı İndeks Konuşmacı Ajansı üyesi Özhan Atalay, şirketlerin geleceğini kurtarmaya yönelik yararlı konuşmalar yaparak, sürekli zarar ve yüksek maliyet gibi önemli sorunların çözümüne ışık tutuyor. Geçmişte Century 21 Türkiye genel müdürlüğünü yapan Atalay, firmalara satış kuralları, insan davranışları psikolojisi ve liderlik gibi niş alanlarda sunumlar gerçekleştiriyor, danışmanlık yapıyor. Yöneticiler İçin Başarısızlık Rehberi adlı kitabı yayına hazırlanan Atalay iş dünyasında başarıyı yakalamak isteyenlere mevcut rekabet koşulları altında nasıl fark yaratabileceklerini öğretiyor. Birçok firmanın yeniden yapılandırılmasında rol oynayan Atalay, doğru bilgiye ulaşma, hataları tesbit etme, pratik çözümler getirme, aksiyonlar alarak uygulama ve sonuca ulaşma konusunda oldukça başarılı. İş dünyasında yapıcı çözümler arayan profesyonellere ufuk açıcı konuşmalar yapan Atalay; verimlilik arttırma, karlı büyüme, şirket kurtarma, maliyetleri düşürme, kurumsallaşma, yön değişikliği, zarardaki firmaları kara taşıma, organizasyon ve strateji değişiklikleri konularında aranan bir konuşmacı. İş hayatına STFA İnşaat A.Ş.’de atılan Atalay, askerlik görevini tamamladıktan sonra yabancı dil eğitimi almak üzere İngiltere’ye gitti. Türkiye’ye döndükten sonra Swissotel İstanbul’un açılışını gerçekleştirmek üzere çalışan ekibe katıldı. Skor Yönetim Danışmanlığı firmasını kuran Atalay burada, IT/ERP sistemleri kurulması, verimlilik artışı çalışmaları, mali müşavirlik, uluslararası vergi planlaması konularında hizmetler verdi. İngiliz ortaklarıya birlikte Omicron Financials adlı Dünya çapındaki ERP Sistemini Skor Financials adında Türkiye’ye uyarlayıp satış ve desteğini gerçekleştiren Atalay dört yıl sonra firmasını devrederek tekrar profesyonel hayata atıldı. Konuşma konuları • Yönetici gözünden önemli 37 satış kuralı • İş hayatında insan davranışlarının psikolojisi • Bir liderin dikkat etmesi gereken 29 önemli nokta • Firmaları zarara uğratan olumsuzluklar nasıl önlenir? • Karlı firmalarda maliyet düşürme, karlılığı yükseltme, Pazar payı artışı, Karlı büyüme • Kurumsallaşma, standartlaşma • Verimlilik arttırma, maliyet azaltımı • Şirket kurtarma • Firma yönü değişikliği • Yeniden yapılanma • Kriz anlarında yöneticilik • Özel projeler Yönetimi • Zayıf satışların nedenlerinin bulunması, çözüm geliştirme Özlem Çakır kimdir? Özlem Çakır, İmaj danışmanlığı eğitimini, New York’ta Fashion Institute of Technology ve Atlanta’da London Image Institute’ta tamamladı. Çakır; Uluslararası İmaj Danışmanları Derneği’nin Türkiye’den ilk profesyonel üyesi olup, derneğin uzun yıllar bu bölgede başkanlığını yaptı. Mayıs 2005’te P&G Beauty ödül töreninde yılın en başarılı imaj danışmanı ödülüne layık görüldü. Kurumlara yönelik kişisel imaj, kişisel markalaşma, iletişim becerileri, sunum becerileri, medya iletişimi, serbest giyim, uluslararası iş etiketi konularında eğitim veren Çakır aynı zamanda üst düzey yöneticilere ve politikacılara imaj danışmanlığı da yapıyor. Özlem Çakır İmaj ve İletişim Danışmanı “Kişisel imaj içten dışa yönetilmesi gereken bir süreçtir. İçerik kadar şekil de önemlidir.” İmaj yönetimi Kişisel imaj kavramını Türkiye’de Özlem Çakır’la tanıdık. Dış görüntünün de kişiliğimizin bir parçası olduğunu, yaptığımız işle bütünsellik kurmak gerektiğini öğrendik. “Günümüzde iyi bir kariyere sahip olmak için gereken şartlar her geçen gün artıyor” diyor Çakır ve ekliyor: “Yalnızca iyi bir eğitim almak, kültürlü olmak ve konusunda uzman olmak basamakları tırmanmak için yeterli değil. İçerik kadar şekil de önemli. Günümüz şartlarında iş dünyasında var olmak için doğru ve tutarlı bir imaja sahip olmak da gerekiyor. 30 saniye ile 4 dakika arasında oluşan ilk izlenimin yüzde 55’ini vücut dili ve dış görünüş oluşturuyor. Bu nedenle kişisel imaj çok önemli. Harvard İş Okulu’nun yaptığı bir araştırmaya göre imaj ve göze çarpar olmak yetenek ve becerilerden 9 kat daha fazla işe yarıyor.” Konuşma konuları • Nasıl Giyinmeliyim? (Görüntünün algısı, renklerin dili, giysilerle verilen mesajlar, giysi ve aksesuarlarımızın etkileme ve ikna için kullanımı üzerine görsel bir yolculuk) Kitapları • Profesyonel Yaşamda Kişisel İmaj • Ben Ne Giydiğimi Biliyor muyum? Rasim Öztekin kimdir? 1959 yılında İstanbul’da doğan Rasim Öztekin, Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi’nde İletişim okudu. 1980 yılında girdiği Ortaoyucular’ın hemen hemen her repertuvarında yer alan Öztekin 2009 yılının Ocak ayında geçirdiği rahatsızlıkdan dolayı tiyatrodan ayrıldı. “Kendimi teatral nadasa aldım” diyen Öztekin, bugüne kadar yirmi sekiz tiyatro oyunu ve on sekiz filmde rol aldı. Öztekin Altan Erbulak, İsmail Dümbüllü ve Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nin de sahibi. Rol aldığı sinema filmleri/ tiyatro oyunları: • Kanalizasyon(2009) • Kabadayı (2007) • Se Upp För Dararna.- Kapılara Dikkat - İsveç yapımı (2006) • Yıldızların Altında(2005) • Şans Kapıyı Kırınca (2004) • Pardon (2004) • G.O.R.A (2003) • Sahibinden Satılık Birinci El Ortaoyunu (2001-02) • Haldun Taner Kabare (1997-98) Rasim Öztekin Sinema ve Tiyatro Oyuncusu / Ses Sanatçısı, Eğitmen Satış ve pazarlamada en büyük farkın çalışanlar olduğunu söyleyen Rasim Öztekin, “Doğru büyüyün, karlı büyüyün, elemanlarınıza doğru koçluk yapın, markanızın değerini çalışanlarınızın kalitesi belirler” diyor. “Marka değerinizi çalışanlarınızın kalitesi belirler” Birbirinden değerli tiyatro oyunları ve Türk sinemasında gişe rekorları kıran filmler Rasim Öztekin’in meziyetlerinden sadece birkaç tanesi. Hammaddesi insan olan her başlıkta farklı işlere imza atmaya gayret eden Öztekin, tıpkı tiyatro için yazdığı tipleme ve öyküleri şirketlerin çalışanlarına çarpıcılık sunabilmek için benzerine rastlanmamış bir konuşma içeriğiyle sunuyor. “Karlı büyümek satış ve pazarlama becerilerinden geçiyor” Müşterilerle iyi diyalog kuran, satış yapma yeteneği olan ve pazarı iyi bilenler iş bulmakta zorlanmıyor. Kıyasıya rekabetin yaşandığı günümüzde, şirketlerin ürün ve hizmet kalitesini artırmasının yanı sıra bu ürün ve hizmetlerin satışını yapan ekiplerin katma değeri de önem kazanıyor. Bir şirketin gücünün ve farklılığının “satış ve pazarlama” ekiplerinin iletişim becerilerinden geçtiğine inanan Öztekin, şirketlerin ihtiyaçlarına yönelik yarattığı tipleme, skeç ve showlarla iletişimin gücünün başarıyı ne denli etkilediğini anlatıyor. Şirket eğitimleri, bayi ve yıl sonu toplantılarında dinleyicilerle paylaşılmak istenenlere dair beklentiler yüksek tutulur. Zengin, doyurucu hap bilgilerle işlenmiş bir sunum hedeflerinizi karşılamayabilir. Öztekin, konuşmalarda 20 dakikadan sonra dinleyicilerin algılarının dağıldığını ifade ediyor. Skeç ve tiplemelerin kullanıldığı içerikle verilmek istenen mesajlar, standart sunumlarla değil, tiyatronun gücüyle beslenen bir sunumla veriliyor. Konuşma konuları • Satış ve Pazarlamada İletişimin Önemi • Motivasyon • Müşteri Memnuniyeti • Takım Çalışması • Koçluk • Personel Yönetimi Rengin Yiğitbaş Akıllıoğlu kimdir? Kadıköy Anadolu Lisesi, İTÜ İşletme Mühendisliği bitiren ve ardından Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde master yapan Rengin Yiğitbaş Akıllıoğlu, Harvard Üniversitesi’nde liderlik eğitimi aldı. Amerika Birleşik Devletleri tarafından 2006 yılında “Eisenhower Fellow (EF)” seçildi ve dünya genelindeki EF ağı içinde havacılık alanında ilk Eisenhower Fellow oldu. Akıllıoğlu KALİD Mezunlar Derneği Kurucular Kurulu, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği, DEİK/Sağlık İş Konseyi Yürütme Kurulu ve TÜSİAD/Türk Amerikan İş konseyi Yürütme Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Rengin Yiğitbaş Akıllıoğlu İş Kadını, Danışman, Girişimci Acıbadem Sağlık Hizmetleri Eski Yönetim Kurulu Danışmanı ve Grup Şirketler Eski Yönetim Kurulu Üyesi Türk Hava Yolları Eski Genel Müdür Yardımcısı “Liderlik, insanın ‘nasıl başarılı olabilirim?’ değil ‘bu duruma en iyi nasıl katkıda bulunabilir ne gibi bir fark yaratabilirim?’ sorularını sorduğu bir yaklaşım şeklidir.” Rengin Yiğitbaş Akıllıoğlu profesyonel yaşamı süresince uzmanlık alanı olan finansman, muhasebe, bütçe, banka ilişkileri nakit yönetimi, hazine, türev işlemler, dahili/harici raporlama, standartların takibi ve korunması, stratejik planlama, risk yönetimi, sigorta, satınalma politikaları, yatırımcı ilişkileri, kurumsal yönetim, Borsa ve Sermaye Piyasası uygulamaları, halka arz, pazarlama ve fiyatlama stratejileri, Singapur, Malezya ve Türk Sermaye Piyasası kural ve uygulamaları ile başarılı projelere imza attı. Akıllıoğlu, sağlık ve sivil havacılık sektörlerinde başarılı çalışmalara imza atmış bir iş kadını olarak liderliğin sırrını fark yaratma isteğiyle tanımlıyor. Rengin Yiğitbaş Akıllıoğlu, havacılık sektöründe IAWA (International Aviation Women’s Association)’da Ortadoğu’dan sorumlu başkan yardımcılığı, Sun Express Havayolu’nda Yönetim Kurulu denetçi üyeliği ve Türk Hava Yolları’nda mali işlerden sorumlu genel müdür yardımcılığı görevlerini paralel olarak yürüttü. Türk Hava Yolları’nda ki görevi sırasında halka arz ve özelleştirme projelerinde görev aldı. 1989’dan itibaren gerçekleştirilen THY’nin transformasyon sürecinde rol aldı. Chicago Orta Batı Amerika’dan Sorumlu Müdür olarak dört yıl Amerika’da görev yaparak hattın ciro ve karlılığının artmasına ve büyüme stratejisine katkıda bulundu. Sağlık turizmi ve Amerika ile Türkiye arasında sağlık işbirliğinin kurulmasına öncülük etti. Acıbadem Sağlık Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı’na bağlı olarak, Abraaj Capital’in sahip olduğu hisselerin satışı projesi ve şirket değeri açısından Acıbadem’in dünyanın ikinci büyük sağlık grubu olması ile sonuçlanan IHH Healthcare Berhad ile ortaklık kurulması projesini yöneterek Acıbadem’in globalleşmesine katkıda bulundu. 2012 yılında dünyada bir ilk olarak nitelendirilen, IHH Healthcare Berhad’ın Malezya ve Singapur borsalarında eşzamanlı halka arzının Türkiye kanadına liderlik etti. 2.2 Milyar ABD $ tutarındaki bu halka arz, dünya genelinde 10 ödüle layık görüldü. Akılıoğlu, Labmed, Blab, Turuncu Sağlık şirketlerinde Yönetim Kurulu Üyeliği, Acıbadem Grubunda Genel Müdür Yardımcılığı, Yönetim Kurulu Genel Sekreterliği, ABD Koordinatörlüğü ve Yönetim Kurulu Danışmanlığı görevlerini yürüttü. Yayınlanmış makaleleri bulunan, uluslararası konferanslarda konuşmacı olarak yer alan, birçok yurt içi ve yurt dışı eğitime katılmış olan ve pek çok ödülü bulunan Akıllıoğlu, kişiliği ve iş hayatına yaklaşımı ile Amerikalı yazar Theodore Friend’in 2012 yılında yayımlanan “Modern İslam’da Kadın, Erkek ve Allah” isimli kitabında ve Dr. Cem Kozlu’nun 2007’de yayımlanan “Bulutların Üstüne Tırmanırken THY-Bir Dönüşüm Hikayesi” adlı kitabında yer aldı. Konuşma konuları • Havacılık • Sağlık Ekonomisi • Finans • Stratejik Planlama ve İş Hayatında Kişisel Gelişim Dr. T. Sabri Öncü kimdir? Boğaziçi Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nden lisans (1984), yüksek lisans (1986) ve aynı üniversitenin Matematik Bölümü’nden lisans (1986) derecelerine sahip olan Dr. T. Sabri Öncü, 1984-86 yılları arasında yine Boğaziçi Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak görev aldı. Ardından Alberta Üniversitesi Uygulamalı Matematik Bölümü’ne giren Öncü, uygulamalı matematik dalında 1989’da yüksek lisans ve 1992’de doktora derecelerine sahip oldu. 1990 yılında Alberta Üniversitesi tarafından Kanada’nın en saygın ödülü olan “Killam Anısı” ödülüne de da layık görülen Öncü, 2006’da Stanford Üniversitesi’nden bir de işletme yüksek lisansı aldı. Dr. T. Sabri Öncü Finansal İktisatçı, Yazar Dr. T. Sabri Öncü, ABD finans piyasalarında uzun yıllar çalışmış bir finansal iktisatçı. SoS Economics’in kurucusu olan Öncü, kredi riski yönetimi alanında uzman isimlerden. Drezdner-RCM Küresel Yatırım (Drezdner-RCM Global Investors) şirketinde Sabit Gelir Araştırma Bölümü Direktörlüğü, Hindistan Merkez Bankası (RBI) İleri Finansal Araştırma ve Eğitim Merkezi (CAFRAL) Baş İktisatçılığı, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Gelişme Konferansı (UNCTAD) Kıdemli İktisatçılığı gibi görevlerde de bulunmuş olan Öncü, New York, Donau, Bilkent, Sabancı ve Kadir Has Üniversitelerinde finans ve iktisatın çeşitli dallarında lisans, yüksek lisans (MBA) ve doktora düzeylerinde dersler vermiştir. Küresel ekonomi, finans ve politika, bankacılık, gölge bankacılık, para ve kredi, finansal risk yönetimi konularında ilgi çekici makalelere imzasını atan Öncü, bugüne kadar saygın uluslararası dergilerde, günlük gazete ve elektronik yayınlarda varlık gösterdi. Sabri Öncü, konuk öğretim üyesi olarak bulunduğu New York Üniversitesi, Stern İşletme Okulu’nun yayınladığı iki kaynak kitaba yaptığı katkılarıyla 2007 yılından bu yana sürmekte olan küresel finansal kriz tartışmalarına müdahil oldu. Dr. Öncü, halen Hindistan dergisi the Economic and Political Weekly, H. T. Parekh Finans Sütunu yazarı olup, makaleleri Naked Capitalism, Prime Economics ve Counterpunch gibi önemli web sitelerinde yayımlanmaktadır. İktisat, finans, türev piyasaları, küresel ekonomi ve politika, modern para kuramı gibi niş konularda özel topluluk ve gruplara konuşmalar yapan Öncü, sektörde uzun yıllar boyunca elde ettiği bilgi ve deneyimini dinleyicilerle paylaşıyor. Konuşma konuları • Dünya Ekonomisi ve Politikasına Makro Bakış • Küresel Finans Piyasaları • Finansal Risk Yönetimi Saffet Emre Tonguç kimdir? 1987’de Turizm Bölümü öğrencisiyken profesyonel rehberliğe adım attı. Amatör fotoğraf çalışmaları, 1990 yılından itibaren, ABD ve Avustralya başta olmak üzere, çeşitli uluslararası yayınlarda yer aldı. ABC Televizyonu’nun “Good Morning America” programında sunuculuk yaptı. 2005’te Rotary Kulübü tarafından “Meslek Üstün Hizmet Ödülü”ne layık görüldü. Gerek mesleki gerek kişisel ilgisinden dolayı 100’e yakın ülkeye seyahat etti. Türkiye Turist Rehberleri Birliği tarafından 2005’te “Türkiye’nin En Çok Seyahat Eden Rehberi” seçildi. 2006 yılında ise “Yılın Seyahat Yazarı” olarak ödüllendirildi. Saffet Emre Tonguç Tarihçi, Seyahat Yazarı, Profesyonel Rehber “Bir insanın gitme tutkusunu taşıyabilmesi için dünya coğrafyasını bir yap-boz gibi görebilmesi gerekli. Her seyahat bu yap-bozun bir parçasını tamamlar.” Gitme tutkusu genetik Saffet Emre Tonguç geziyor, fotoğraf çekiyor ve yazıyor. Tonguç, gitmeyi meslek edinenlerden. Duygularını, “Gitme tutkusu kişinin genetik kodlamasında var. Bu istek benim açımdan vizyonumu açan, ufkumu genişleten bir unsur oldu. Çoğu insan hayatı, çalışıp mal edinmek olarak görüyor. Oysa önemli olanın beyinsel anlamda bir zenginliğe ulaşabilmek olduğunu düşünüyorum” sözleriyle açıklıyor. Bugüne kadar yüzden fazla ülkeye birçok kez giden Tonguç, Türkiye’nin dünyada görülmesi gereken ilk yerlerden biri olduğunu ancak tanıtımına yönelik önemli eksikliklerin bulunduğunu söylüyor. “A ile B arasındaki en kestirme yol Türkiye. Bu nedenle de inanılamayacak kadar çok sayıda uygarlık izlerini Türkiye’de bırakmış. En güvenilir rehber kitaplardan ‘Lonely Planet’ın Türkiye bölümünde; ‘Yunan kalıntılarını görmek istiyorsanız Yunanistan’a değil Türkiye’ye; Roma kalıntılarını görmek istiyorsanız İtalya’ya değil Türkiye’ye gidin’ diyor. Bu çok doğru bir tespit. Ancak bunun farkında değiliz ve değerini bilmiyoruz. 100’ün üzerinde ülkeye gittim, ancak hala en çok etkilendiğim yerlerden biri Anadolu” diyor. Konuşma konuları • Görülecek 101 Yer; Dünyada, Avrupa’da, Amerika’da, Türkiye’de… • İstanbul Hakkında Her Şey • Boğaz Hakkında Her Şey Kitapları • Türkiye’de Görülmesi Gereken 101 Yer • Avrupa’da Görülmesi Gereken 101 Yer • Boğaz Hakkında Her Şey • İstanbul Hakkında Her Şey Salim Kadıbeşegil kimdir? Stratejik İletişim Yönetimi alanında akademik ve profesyonel birikimi ve yüksek referansları bulunan Salim Kadıbeşegil, “Kurumsal İtibar Yönetimi” kavramının ülkemizde tanınması ve yer etmesine öncülük etti. 1999-2004 yılları arasında Merkezi Londra’da bulunan Uluslararası İletişim Danışmanları Birliği, ICCO’da Yönetim Kurulu Üyesi olarak ülkemizi temsil eden Kadıbeşegil, Capital Dergisi’nin “En Beğenilen Şirketler” ve “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” araştırma projelerine danışmanlık verdi. Kadıbeşegil, 2001-2011 yılları arasında merkezi New York’ta bulunan “The Reputation Institute”un Türkiye temsilciliğini yürüttü. Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği, Buğday Ekolojik Dönüşüm Derneği ve Türkiye Bilim Merkezi Vakfı Yönetim Kurulu üyeliklerinde aktif görevler yaptı. Temsil ettiği ORSA Stratejik İletişim Danışmanlık, sürdürülebilirlik raporlamaları konusundaki uluslararası standardı geliştiren Global Reporting Initiative’in Türkiye’den ilk üyesi oldu.Kadıbeşegil, Türkiye’de ve dünyada yapılmakta olan itibarla ilgili çalışmaları herkesin kullanımına açan RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi kurucusu ve danışma kurulu üyesi. Salim Kadıbeşegil ORSA Stratejik Danışmanlık İcra Kurulu Başkanı / Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi “İşimiz sadece finansalları denetlemekle sınırlı olacaksa, inanın, sular öyle bir yükselecek ki, finansalları denetleyecek bir şirket yerkürede kalmayacak!” İtibarınızı yönetmekten daha önemli bir işiniz var mı? Salim Kadıbeşegil, beşinci ve son kitabı İtibar Yönetimi’nin ilk sayfasında soruyor: İtibarın sahibi kimdir? “İnsanlara ‘En önemli işiniz nedir?’ diye soruyorum. ‘Para kazanmak’ ya da ‘Pazar payını, ciroyu artırmak’ diyorlar. ‘Peki ya itibarınız?’ diyorum. ‘İtibar zaten çok önemli’ diyorlar. ‘Madem, bu kadar önemliyse süreçleri nedir? Sahibi kimdir?’ dediğimde de herkes birbirine bakıyor. İşte bu nedenle benim için çok kritik bir soru. İnsanlar, ‘itibar yönetimi’ gerçeği ile karşılaşıyor. Bu takkeyi öne koyduran bir soru.” İtibarı, “topluma karşı bir duruş” olarak tarif eden Kadıbeşegil “Herkesin topluma karşı bir duruşu vardır. Bir şirket hakkında ve o şirketin yöneticileri hakkında bir izlenime sahip olursunuz. O izlenim, onların topluma karşı duruşlarından kaynaklanır. Topluma karşı duruş da olumlu ya da olumsuz olabilir. En kötüsü de olumsuz olması. Çünkü giden itibar kolay kolay geri gelmiyor” diyor. Konuşma konuları • Kurumsal İtibar Yönetim • Çalışan Markası Nasıl Yaratılır? • Kriz İletişimi Yönetimi • Kurumsal Sorumluluk • Kurum İçi “İletişim Markaları” • Liderlerin (CEO) İletişim Performansıw w Kitapları • İtibar Yönetimi • Kriz Geliyorum Der • Halkla İlişkilere Nereden Başlamalı? • Halkla İlişkiler Reçeteleri • Halkla İlişkilerin Temel İlkeleri Savaş Ünsal kimdir? Orta Doğu Teknik Üniversitesi Matematik mezunu Savaş Ünsal, yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladı. Ardından Oklohoma City Üniversitesi’nde MBA yaptı. Uzun yıllar yurt dışında çeşitli firmalarda sistem analisti ve danışman olarak görev yapan Ünsal, 1999’da Superonline’ın Genel Müdürü olarak atandı. 2000’de Roma ISP Forumu’nda Superonline “Avrupa’nın En İyi ISP” ödülüne layık görüldü. 2013 yılında Türkiye’nin ilk kitlesel fonlama “crowdfunding” platformu olan CrowdFON’u kuran Ünsal, 2014 yılında GD Holding’in Genel Müdürlük pozisyonunu üstlendi. Eleman.net’in GD Holding bünyesine katılması ile birlikte Savaş Ünsal da Ekim 2014- Ekim 2016 tarihleri arasında Murahhas Üye unvanıyla Eleman.net’in yönetim kadrosunda yer aldı. Bu süreçte Savaş Ünsal, sektördeki engin tecrübeleri çerçevesinde geliştirdiği etkin strateji yöntemleri ile Eleman.net’in büyüme sürecine liderlik yaptı. 2015 yılında TBAA (Türk Melek Yatırımcılar Derneği) Başkan Yardımcısı seçilen Ünsal, Nisan 2015 yılından itibaren REENGEN Enerji Teknolojileri A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkanı olarak varlık gösteriyor. Savaş Ünsal CrowdFON Kurucusu, ICE İletişim Hizmetleri CEO’su , REENGEN Enerji Teknolojileri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Türk Melek Yatırımcılar Derneği Başkan Yardımcısı “Avrupa, Japonya eskidi, Amerika eskiyor. Teknoloji, dinamik dimağlar gerektiriyor; bu da bizde var. Türkiye Orta Doğu’da kesinlikle bir bilişim merkezi olabilir.” Kariyerine sistem analisti olarak İstanbul Koç-Burroughs’da başlayan Ünsal, 1982’de Kanada’ya yerleşti. General Motors ve Bell Canada firmalarında sistem analisti ve danışman kimliğiyle varlık gösterdi. Malezya Telekom şirketinde Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Ünsal, daha sonra kendi danışmanlık şirketini kurarak IBM, Fujitsu, Andersen Consulting gibi uluslararası firmalara sistem yönetim danışmanlık hizmeti sağladı. 1997’de Türkiye’ye döndü. Turkcell’de Teknik Direktör olarak göreve başladı. 1999 yılı sonunda Superonline’a Genel Müdür olarak atanan Savaş Ünsal, deneyimi ve öngörüleri ile bilişim sektörüne adını altın harflerle yazdırdı. Türkiye’nin ilk internet ve veri iletişimi hizmet sağlayıcısı olarak kurulan Superonline Ünsal’ın liderliğinde, birey ve kurumları pek çok yeni teknolojiyle tanıştırdı: İlk sanal alışveriş sitesi, ilk haber sitesi, ilk müzik sitesi, kontürlü internet paketi, ilk WiFi kablosuz internet alanları bunlardan yalnızca birkaçı. Ünsal, ekibiyle birlikte Türkiye’de internetin yaygınlaşmasında da önemli rol oynadı. Türkiye’de bilişim sektöründe ilklere imza atan Ünsal, doğru değerlendirildiği takdirde genç nüfusumuzun Türkiye’nin bilişim merkezi olması yönünde büyük bir potansiyel olduğuna işaret ediyor. Ünsal, “Komşularımıza bakıyorum; Irak’a, İran’a bakıyorum; onlarda da genç bir kuşak var belki, ama biz biraz daha öndeyiz. Laikiz, Avrupa’ya daha yakınız, ama teknolojik olarak çok gerideyiz. Şu an bulunduğumuz yeri hak etmiyoruz” diyor. Farklı ülkelerde ve farklı firmalarda edindiği çalışma tecrübesinin, Türkiye’yi anlamasına ve yorumlamasına katkı sağladığını söyleyen Ünsal, Batı’da ve Uzak Doğu’da uzun yıllar sonucunda elde ettiği yönetim tecrübesini sektörle paylaşıyor. Konuşma konuları • Kriz Yönetimi • Liderlik • İnovasyon • Motivasyon • Yönetim • Bilgi Teknolojileri Sedef Erken kimdir? Sedef Erken, Tekirdağ Namık Kemal Lisesi’nin ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 2000 yılında alan değiştirerek müzik, sinema, tv, yayıncılık sektörüne girdi. Aralarında Pentagram, Ogün Sanlısoy, Aylin Aslım, Ceza, Fazıl Say, Mor ve Ötesi gibi pek çok sanatçının bulunduğu farklı çalışmalarda yer aldı. Otizm alanında farkındalık yaratmak isteyen Erken halen sivil toplum örgütlerinde gönüllü faaliyetlerini sürdürüyor. Sahibi olduğu Erken Hukuk Ofisi’nde arabuluculuk ve avukatlık çalışmalarını yürütmenin yanı sıra adli süreçlerde bilirkişi olarak görev yapan Erken, İngilizce ve Fransızca biliyor. Sedef Erken Avukat, Danışman, Yazar “Değişim ancak ona direnmediğinde mümkündür” İndeks Konuşmacı Ajanı Üyesi, Sedef Erken, Türkiye’de “arabuluculuk” sistemini ilk uygulayan avukatlardan biri. Binlerce farklı insanla ekip çalışmalarında yer alması ve 10.000’in üzerinde pazarlık seansı ve kontrat üzerinde çalışması onu uzlaşma konusunda geliştirdi. İş yaşamına henüz yedi yaşındayken sokakta Tommiks Teksas satarak başlayan Erken, ilk işini henüz üniversitede öğrenciyken kurdu. Çalışma yaşamının ilk 10 yılında, ülkedeki yedi büyük holdinge bağlı perakendecilik şirketlerinde orta ve üst düzey yöneticilik görevleri üstlendi. Bu görevleri çerçevesinde ağırlıklı olarak, sektörel değişim ve dönüşüm süreçlerinde 100 - 1500 kişilik farklı büyüklüklerde operasyon ekipleri yönetti. Aynı zamanda eğitimcilik ve proje planlama, uygulama görevlerini sürdürdü. Proje danışmanlıkları, klip prodüksiyonları, turneler, albüm prodüksiyonları, festival prodüksiyonları gibi çalışmalar yaptı. Sinema-Tv sektöründe çeşitli oyuncu, senarist ve yönetmelerin danışmanlığını yürüttü ve halen bu çalışmalarına devam ediyor. Oyuncular Sendikası ve Oyuncu Meslek Birliği’nin kurulma çalışmalarında aktif rol alan Erken iş yaşamı sürerken anne oldu. Oğlunun otizm tanısı almasından sonra bu konuda gönüllü çalışmalarına başladı. Engellilerin eğitim hakları üzerine uluslararası düzeyde hak arama çalışmalarıyla birçok kişiye örnek olan Erken’in oğlu adına AİHM’de açtığı dava kamuoyunda büyük yankı buldu ve 250 bin kişinin katıldığı bir sosyal kampanyaya dönüştü. Farklı kesimlerde ve farklı katmanlarda süren çok yönlü yaşamı, insanı ve hakikati tanıma, değişim, belirsizlik, gündelik gerçeklik ve yaşamın dinamikleri konusundaki merakı, insan davranışları üzerinde yaşanmış gerçek hikayeleri yazılarına ve eğitim seanslarına taşımasına yol açtı. Pek çok kişiye ilham veren 2013 yılı TedX Reset konuşması da bu anlamda yoğun ilgi gördü. İş yaşamı boyunca Yüxeses, Rolling Stone, Uinx, 46 gibi dergilerde yazıları yayınlandı. Halen çeşitli konularda HTHayat sitesinde haftalık yazılar yazıp, seminerler veriyor. Konuşma konuları • Belirsizliğe Koşulsuz Güvenmek Mümkün mü? • Bir Anlaşmalar Zemini Olarak Hayat • Düşler Aynasından Gerçekler Doç. Dr. Selçuk R. Şirin kimdir? Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)’nden lisans, State University of New York’den (SUNY) yüksek lisans ve Boston College’den doktora derecesine sahip olan Doç. Dr. Selçuk R. Şirin, halihazırda New York Üniversitesi’nde (NYU) öğretim görevlisi kimliğiyle davranışbilim ve istatistik dersleri veriyor. 70’den fazla akademik yayının altında imzası bulunan Şirin’in 11 Eylül saldırıları sonrasında genç kuşaktaki İslamofobinin etkilerini irdelediği “Muslim American Youth” adlı kitabı bu alanda gerçekleştirilmiş ilk çalışma olma özelliği taşıyor. Doç. Dr. Selçuk R. Şirin Javits Kürsü Profesörü Dünyada veri analizi konusunda en etkili isimlerinden biri olarak kabul edilen Doç. Dr. Selçuk R. Şirin, gelir dağılımı, eğitim ve sosyo-politik gündem gibi konuları kendine has üslubu ile mercek altına alıyor. “Siyasal analiz, verilerden bağımsız bir spor değildir” diyen Doç. Dr. Selçuk R. Şirin, Hürriyet’teki köşesinde veriye dayalı yazılarıyla gündem yaratıyor. “Özgürlüğün iyimserliği rakamların kötümserliğini yok edecek!” diyen Şirin, bir ülkeyi, bir toplumu anlamanın en iyi yolunun öteki ülkelerle ve öteki toplumlarla karşılaştırmaktan geçtiğini savunuyor. Dünyayı birlikte paylaştığımız, çağı birlikte yaşadığımız kültürleri anlamadan, kendimizi anlamanın mümkün olmayacağını kaydeden Şirin, “O zaman da sayılar girer devreye, rakamlar bütün ayrıntılarıyla kendi hakikatimizi döker gözler önüne” diyor. Boston College ve New York Üniversitesi tarafından Öğretmen Mükemmeliyet Ödülü, ABD Çocuk Gelişimi Vakfı tarafından Genç Araştırmacı Ödülü, dünyadaki en büyük eğitim-araştırma derneği olan AERA’dan Yılın Araştırması Ödülü’ne layık görülen ve 2015 yılında da ABD Bilimler Akademisi Çocuk Genç ve Aile Komisyonu’na seçilen ’in, Yol Ayrımındaki Türkiye: Ya Özgürlük Ya Sefalet adlı kitabı basıldığı ilk ay 5. baskıyı gerçekleştirerek büyük bir başarı örneği sergiledi. Doç. Dr. Selçuk R. Şirin, aynı zamanda İksara Veri Analiz Araştırma A.Ş. ve Bahçeşehir Araştırma Yöntemleri Okulu (BAYO)’nun da eşkurucusudur. Konuşma konuları • Ekonomi • Küresel Ekonomi • Davranış Bilim • İstatistik Sercan Çelebi kimdir? Alman Lisesi’nden mezun olan Sercan Çelebi ardından Yale Üniversitesi’ni bitirdi. Kariyeri boyunca tarımdan enerjiye birçok sektörde görev alan Çelebi, özellikle çok uluslu şirketler ve kamu ihtiyaçlarına yönelik kapasite geliştirme ve optimizasyon konularında stratejik çözümler geliştirdi. İzmir’de domates/biber çiftçiliğinden enerji sektörüne, İstanbul’da sosyal medya ve büyük veri analizinden New York’da yönetim danışmanlığına farklı alan ve coğrafyalarda yöneticilik yapan Çelebi McKinsey & Company ile uzun süre dünyanın çeşitli ülkelerinde farklı alanlarda büyük kapsamlı projeler yürüttü. Çelebi, İngilizce, Almanca ve İspanyolca biliyor ve dövüş sanatlarıyla uğraşıyor. Sercan Çelebi Oy ve Ötesi Kurucusu, Sivil Toplum Gönüllüsü “Toplumlar ve onları oluşturan bireyler olarak biz, öncelikle ve en fazla bilmediklerimizden korkarız. Hakim olan bu korku eyleme geçmeye engel olurken, eylemsizlik de doğru bilgiye ulaşmanın yollarını tıkadığında içinden çıkılması güç bir sarmalla karşı karşıya kalırız.” İndeks Konuşmacı Ajansı üyesi Sercan Çelebi, Oy ve Ötesi Derneği’nin kurucusu, sözcüsü, Yönetim Kurulu Başkanı ve vizyoneri olarak 2015’te adından sıkça söz ettiren bir sivil toplum gönüllüsü... “Oy benim, saymak da benim hakkım” diyen Çelebi, onbinlerce kişiyi harekete geçirmeyi başaran bir oluşumun öncüsü… İş hayatında uluslararası birçok şirkette görev alan ve proje geliştiren Çelebi, Türkiye’nin mevcut siyasi hayatına bir vatandaş olarak önemli katkılar sundu. Kısa sürede örgütlenme, sivil toplum, liderlik, strateji gibi konuların aranan konuşmacılarından biri haline gelen Çelebi, binlerce gönüllünün sandık başında görev almasını sağladı. Türkiye’nin her alanda demokrasi penceresinden başarılı bir sınav vermesi için çalışan Çelebi, demokrasi süreçlerinin - başta vatandaşlar ve sivil toplum olmak üzere - tüm paydaşlar tarafından doğru anlaşılması gerektiğini savunuyor. Çelebi’ye göre bu süreçlerin doğru aktarılması ve paydaşların mümkün olan her noktada sürece katkı sağlamaları da büyük önem taşıyor. Bu nedenle Oy ve Ötesi hareketini başlatan Çelebi 2014 ve 2015 yıllarında gerçekleştirilen beş seçimde aktif olarak görev aldı ve birbirinden başarılı bilinçlendirme kampanyaları yürüttü. Sercan Çelebi’nin liderliğinde üç temel hedef ile hareket eden Oy ve Ötesi, Türkiye’nin kullanmayı unuttuğu “ortak değerler altında ortak bilinçle hareket etme” kasını ülkenin bugünü, geleceği ve gençliği üzerinde kalıcı izler bırakacak ve etki yaratacak şekilde yeniden harekete geçirmiştir. Oy ve Ötesi Derneği, seçimlerde sandığa giden kişi sayısını arttırma, şeffaf bir seçim sürecnin sağlanması ve bağımsız seçim denetçilerinden oluşan sürdürülebilir bağımsız ve tarafsız bir yapı oluşturma hedefleri ile Türkiye ve dünya siyasi tarihine adını yazdırmıştır. Sercan Çelebi’nin vizyonu çerçevesinde yerleşmiş değerleri ve kopyalanabilir süreçleri ile sivil toplumun demokrasi aparatına katkıda bulunabileceği her noktada uygulanabilir olmasıyla örnek bir organizasyon niteliği taşımaktadır. Konuşma konuları • Yeni Nesil Liderlik • Strateji • Ekip Çalışması • Sivil Toplum • Kitle İletişimi • Ekolojik Girişimcilik / Tarım • StartUplar • Kitleleri Harekete Geçirmek Serra Titiz kimdir? Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu olan Titiz, Aston Business School İşletme ve INSEAD Business School Sosyal Girişimcilik Programını tamamladı. Serra Titiz, IEMA onaylı “Uluslararası Kurumsal Sorumluluk Uzmanı” Akreditasyonu, GRI “Sürdürülebilirlik Raporlaması Uzmanı” Sertifikası ve CID “Monitoring and Evaluation of International Development Programmes” sertifikasına sahip. “Ashoka Fellow” ve “Eisenhower Fellow” olan Titiz, BMW Foundation üyeliğinin yanı sıra, INSEAD Sosyal Girişimcilik Programı Yürütme Kurulunda ve KSS Derneği Danışma Kurulunda yer alıyor. Mikado Danışmalık’ın ve Gençlik Daha Net Platformu’nun kurucusu Titiz, özel sektör kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve uluslararası kuruluşlarla birlikte, çok boyutlu sosyal fayda yaratan kurumsal sorumluluk ve sosyal girişimcilik projeleri geliştirmeye devam ediyor. Makaleleri dergi ve gazetelerde yayınlanan Titiz, pek çok konferansta konusunun uzmanı bir konuşmacı olarak yer alıyor. Serra Titiz Lider Sosyal Girişimci, Mikado Danışmanlık Kurucusu Serra Titiz, bir “sosyal girişimci”. Yoğun çabaları sayesinde , bu olgunun tanınması ve yaygınlaşması yönünde önemli adımlar attı... Kurumsal sorumluluk, sivil toplum ve sosyal inovasyon alanlarında yaptığı çalışmalarla dikkat çekiyor. Titiz, 2003’den bu yana Türkiye’de sürdürülebilir kalkınma alanında sivil toplumla, özel sektörle ve akademiyle fark yaratan çalışmalara imza atıyor. Titiz’in girişimcilik hikayesi, toplumsal sorunların çözümünde var olan kaynaklar ile ihtiyaçları yaratıcı yöntemlerle buluşturan bir girişime ihtiyaç olduğunu tespit etmesiyle başladı. Titiz, kar amacı gütmeyen Mikado Sürdürülebilir Kalkınma Danışmanlığı şirketi (2007) ve Gelecek Daha Net gençlik platformunun kurucusu. Mikado, sürdürülebilir kalkınma için modeller geliştiren bir sosyal girişim. Sorumlu bir özel sektörün oluşumuna, sürdürülebilir ve şeffaf bir sivil toplumun gelişimine ve sosyal inovasyon ile toplumsal değişime katkı sağlayan çalışmalar yürütüyor. Kurumların sürdürülebilir kalkınmaya hizmet etmelerini sağlamaya yönelik bilinçlerini artırıyor ve kapasitelerini geliştirmelerine eşlik ediyor. Türkiye’de sosyal değer yaratan sınıfında ilk şirket olan Mikado, 2012’de “B Corporation” olmaya hak kazandı, 2013’te “Dünya için En İyi Şirketler” arasına seçildi. Titiz, 2009’dan beri teknoloji yoluyla sosyal inovasyona örnek olan Gelecek Daha Net gençlik platformunun yürütmesinde yer alıyor. Platform, genç işsizliğini hedef alan ve gençlerin kişisel ve profesyonel yetkinliklerini artırarak bilinçli karar vermelerine rehberlik ediyor. Yüzlerce gönüllüsü ve bir o kadar fayda sağlayanla gençlerin referans noktası olmayı hak ediyor. Titiz ayrıca UNDP kalkınma projelerinde de kıdemli uzman olarak yer alıyor. Konuşma konuları • Sürdürülebilirlik • Sürdürülebilir Kalkınma • Sosyal Girişimcilik • Sosyal Etki Sevil Atasoy kimdir? Alman Lisesi ve İ.Ü. Kimya Fakültesi mezunu olan Atasoy, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde öğretim üyeliğinin yanı sıra 1980-1993 yılları arasında Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Kimyasal Tahliller İhtisas Dairesi Başkanlığını, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nün 1988-2005 yılları arasında Müdürlüğünü yürüttü. 2005-2010 arasında Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu üye ve başkanı olarak çalıştı, beş yıl boyunca Hürriyet gazetesi Pazar ekinde Delil Avcısı köşesinde popüler adli bilim yazıları kaleme aldı, yüzün üzerindeki bilimsel yayınlarına ek olarak altı adet kitabı bulunuyor. Atasoy’un son kitabı ise Doğan Kitap’tan çıkan, “Yeraltındaki Melekler, Yerüstündeki Şeytanlar” adıyla yayımlandı. Kanal D’de yayınlanan polisiye dizi “Kanıt”ın öykü danışmanı ve sunucusu Atasoy, aynı zamanda CNNTürk’teki “Suç ve Delil” programının da hazırlayıp sundu. Atasoy Üsküdar Üniversitesi’nde Rektör Yardımcısı olarak görev yapıyor. Sevil Atasoy BM Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu üyesi, Kanıt Bilişim Yayıncılık ve Danışmanlık Şirketi Sahibi, Program Yapımcısı “Melekler ve şeytanların dünyasında gezinmek zorunda olduğunuz bir mesleğiniz varsa, yaşadıklarınız polisiye dizi ve filmlerde izlenenlere pek benzemez. Üç-beş kişiyle yürütülen soruşturmalar yoktur, birkaç günde aydınlatılabilen cinayetler azdır. Hele ulusal düzeyde bir DNA veri tabanı bile olmayan bir ülkede çalışıyorsanız faili meçhulleriniz de çoktur.” BM Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu önceki Başkanı olan ve yeniden 2017-2022 dönemi kurul üyesi seçilen Sevil Atasoy Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı olarak akademik çalışmalarına devam ediyor. Kanıt Bilişim Yayıncılık ve Danışmanlık Şirketi Sahibi Program Yapımcılığı görevlerini de birlikte yürütüyor. Türkiye’de olay yeri inceleme, kriminal laboratuvarların gelişmesi ve DNA delillerine katkısı nedeniyle yılın bilim insanı ödülüne layık görülen Prof. Dr. Sevil Atasoy, suçla mücadelede otuz yılı aşan deneyimlerini paylaşıyor, dinleyiciyi gerçeğe ve sadece gerçeğe ulaşmaya çalışan delil avcılarının, zor ama bir o kadar gizemli ve çekici dünyası ile tanıştırıyor. “Kusursuz cinayet yoktur, kusursuz olsaydı, zaten cinayet olduğunu dahi anlamayacak, doğal ölüm kaza ya da intihar sanacaktınız, asıl mesele iyi bir otopsi ve doğru dürüst delil toplamaktır” diyen Atasoy, on iki yıl Adalet Bakanlığı Kimya Dairesi Başkanı ve on sekiz yıl, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Müdürü olarak görev yaptı. Dikkat! Elinde cep telefonu var İndeks Konuşmacı Ajansı üyesi Sevil Atasoy, yüzyıllar boyu elinde taş, sopa, bıçak, silah olana karşı temkinli olan bizlerin, pek yakında cep telefonu gördüğümüzde kaçacak delik arayacağımızı söylüyor. Çünkü yeni kuşak akıllı telefonlar, kusursuz cinayetler işleyen ölümcül silahlara dönüştü bile, ama henüz farkında olanlar az. Uzaktan kalp krizi geçirtmek, şeker komasına sokmak, trafik kazası yaptırmak ya da beynin vagus sinirini uyararak istemsiz hareketlere yönlendirmek mümkün olacak. 2002 yılında Masumiyet Projesi adlı çalışmanın hayata geçirilmesine öncülük eden Atasoy projede birçok avukat ve bilim insanıyla iş birliği yapıyor. Masumiyet Projesi, Türkiye’de haksız yere hüküm giymiş olanların DNA analizleri sayesinde masumiyetlerini ispatlamayı hedefliyor. Projenin amacı ise gelecekte benzeri hataların yapılmaması için gereken önlemlerin belirlenmesine yardımcı olmak ve bunları yetkililerle paylaşmak. Konuşma konuları • Kusursuz Cinayet Yoktur, Kusursuza Yakın Olanlar Vardır • Seri Katil Yakalama Rehberi • Sudan Çıkan Bir Başkan: Turgut Özal • CSI: Seks, Yalanlar ve Larvalar • Mozart’ın Kafatası, Beethoven’in Saçı, Einstein’ın Beyni ve Başka Önemsiz Şeyler Kitapları • Yeraltındaki Melekler, Yerüstündeki Şeytanlar • Kusursuz Cinayet Yoktur • Her Çikolata Yenmez • Karanlığa Yolculuk • Bu Ayak İzi Senin, Dr. Watson! • Labirent Sinan Ülgen kimdir? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndaki teknik danışmanlık ve Genelkurmay Başkanlığı’nda yaptığı askerlik görevini müteakip, 1989-1990 yılları arasında Brugge Avrupa Koleji’nde Avrupa Topluluğu konusunda yüksek lisans eğitimini tamamladı. 1990’da girdiği Dışişleri Bakanlığı’nda iki yıl boyunca Ankara’da Birleşmiş Milletler Dairesi’nde çalıştı. 1992-1996 yılları arasında ise Brüksel’de AB nezdindeki Türkiye Daimi Temsilciliği’nde görev yaptı ve Gümrük Birliği’yle ilgili olarak Türkiye’nin müzakere pozisyonunun belirlenmesine katkıda bulundu. 1996’da T.C. Trablus Büyükelçiliği’nde görev yaptı. Sinan Ülgen Risk Yönetimi Uzmanı / Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı / İstanbul Ekonomi Danışmanlık Kurucu Ortağı “Ekonomik krizden sonra kapitalizm bir ana sistem olarak muhafaza edilecek. Ancak aşırılıklarının törpülendiği bir kapitalizme geçiş söz konusu olacak.” Aşırılıkların törpülendiği kapitalizm Sinan Ülgen, Türkiye’nin Avrupa Birliği serüveninin en hareketli dönemlerinde, müzakere pozisyonunun belirlenmesinde görev yapmış deneyimli bir risk yönetimi uzmanı. Ülgen’e göre dünya liderleri, parasını harcadıkları ve belirli bir dönem bazı sıkıntılara göğüs germesini istedikleri vatandaşlarına bugün yaşanan tipte bir krizle bundan 3-5 yıl sonra yeniden karşılaşmayacaklarının garantisini vermek zorunda. Bu tip garantilerin verilmesi ise nihayetinde uluslararası sistemin yeni ve farklı bir tasarımından geçiyor. Bu tasarım, etkinlik ile istikrar, risk ile getiri arasındaki dengeyi daha farklı kuracak. Bu açıdan bakıldığında bu krizin kapitalist sistem açısından da bir dönüm noktası olduğunu söylemek mümkün belki de. Kapitalizm bir ana sistem olarak muhafaza edilmeye devam edilecek. Ancak aşırılıklarının törpülendiği bir kapitalizme geçiş söz konusu olacak. Ülgen, AB ilişkilerinde Türkiye’nin önümüzdeki dönem yapacağı reformlar, başta bankacılık, enerji gibi kritik sektörlerde beklenen değişimler ve Türkiye’nin daha fazla yatırım çekmek için yapması gerekenler konusunda da danışmanlık veriyor. Konuşma konuları • Dış Politika ve Ekonomi Alanındaki Gelişmeler • Risk Yönetimi • AB İlişkileri • Türkiye Sürdürülebilir Kalkınması • Küresel İklim Değişikliği, Kyoto Protokolü • Küresel İklim Değişikliğinin Sosyal Sorumluluk Boyutu Kitapları • Çağdaş Türkiye’nin Avrupa Dönüşümü (Kemal Derviş ile birlikte) • AB Müzakerelerinin El Kitabı Sinem Pehlivan Karakoç kimdir? 1984 İstanbul doğumlu olan Sinem Pehlivan Karakoç, Trakya Üniversitesi Biyosistem Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Uzun yıllar boyunca çeşitli televizyon kuruluşlarında sunucu olarak görev yapan, çok sayıda belgesele de sesiyle hayat veren Karakoç, halihazırda etkinliklerde spikerlik ve sunuculuk yapıyor. Sinem Pehlivan Karakoç Sunucu - Spiker Öğrencilik yıllarında TRT Tepebaşı stüdyolarında part time çalışarak televizyonculuğa adım atan Karakoç, TRT’den gelen teklif üzerine TRT spiker ve sunucularından özel sunuculuk dersleri aldı. Ulusal Kanal’da uzun süre editör-haber spikeri olarak çalışan vlivan Karakoç, gündüz bültenlerini ve hafta sonu ana haber bültenlerini sundu. Dönem dönem kültür sanat- spor ve politika programlarının sunuculuğunu da yapan Karakoç, çok sayıda şiir ve belgesele sesiyle hayat verdi. Sinem Pehlivan Karakoç, çevre haberlerinden oluşan Yeşil Bülten programını TRT 2 için hazırlayıp sundu. SKYTÜRK’te Çevre ve İnsan, TGRTHABER’de Elit Yaşam programlarının da sunuculuğunu üstlenen Karakoç, Best Fm’de yayınlanan Konuşan Türkiye programında kısa bir süre editör olarak varlık gösterdi. Daha sonra Habertürk’e geçen Sinem Pehlivan Karakoç, bu kanalda gece bültenlerini ve sabah yayınlanan Gün Başlıyor programını sundu. Sunuculuk dışında çok sayıda belgeselin yapım ekibinde ve seslendirme projelerinde de yer alan Karakoç, Habertürk’ten sonra televizyona ara verip kurumsal çalışma hayatına geçerek Medya İlişkileri ve Reklam Müdürü pozisyonlarında görev aldı. Sinem Pehlivan Karakoç’un basılmak için doğru zamanı bekleyen bir romanı, çok sayıda şiir ve denemeleri bulunuyor. Stephen Jones kimdir? Stephen Jones, Durham Üniversitesi’nde Tarih bölümünü bitirdikten sonra Londra Üniversitesi’nde Hukuk alanında yüksek lisansını tamamladı. Kariyerine medya ve iletişim sektöründe adım atan Jones, radyoda haber sunuculuğu yaparak çalışma hayatına başladı. 2000 – 2003 yılları arasında Euronews’te muhabir ve yapımcı olarak çalışan Jones, sonraki yıl Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı tarafından Güney Sudan’a IGAD barış misyonu sözcüsü olarak gönderildi. Yine aynı zaman diliminde Dış İşleri Bakanlığı tarafından Sudan barış görüşmeleri için Naivasha’da, baş müzakerecinin özel danışmanı olarak görevlendirildi. Jones 2005-2006 arasında Avrupa Parlamentosu’nda İngiltere Muhafazakâr Partisi’nin medya ilişkilerini yürüttü. Ertesi yıl, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından “Dış ilişkiler proje yöneticisi” olarak Roma’ya atandı. Stephen Jones Diplomatik Danışman, Stratejist, Avukat İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi avukat ve diplomatik danışman Stephen Jones yüksek profilli müşterilerine uzun yıllara dayanan tecrübelerini aktarıyor ve projeler hazırlıyor. Hükümetlere, özel şirketlere, kişi ve kurumlara dünyanın geri kalanıyla etkileşime girme ve politika hedeflerini gerçekleştirme konusunda destek olan Jones çok talep gören ve aranan bir stratejist, kamu diplomasisi uzmanı ve güçlü bir lobici. Son on yıldır Brüksel’i kendine üs olarak benimseyen Jones, burada Avrupa Birliği ve üye devletler hakkında çeşitli araştırmalar yaparken küresel düzeyde projeler de üretiyor. Kurumsal bilgisi, deneyimi ve yerinde gözlemleriyle proje ürettiği kişi veya kurumlara en doğru stratejileri tasarlayan Jones küresel ölçekte aranan bir konuşmacı. Tecrübeli isim; konferans ve üst düzey toplantıların yanı sıra müzakerelerde moderatörlük görevi de üstleniyor. Türkiye’yi yakından takip ediyor Ankara ve İstanbul’a sık sık gelen Jones, 2016’da bir Japon rehinenin akıbetini araştırmak amacıyla Gaziantep’i de ziyaret etmiş. Türk toplumuyla yakın olduğu kadar Türkiye’nin siyasi yaşamını ve ekonomisini de yakinen takip eden Jones yerli/ yabancı yatırımcılara ve dış politika yapıcılarına, “Şu anki konjonktüre bakarak, Türkiye’nin ekonomik ve politik durumunun pek çekici olmadığı doğrudur, ancak bu durumun değişmesini beklemek de doğru bir seçenek değildir” diyor ve ekliyor: Değişim istiyorsanız iyimserliğinizden yararlanarak harekete geçmelisiniz! Sıra dışı bir portföy Jones’un danışmanlık verdiği kitleler arasında kamu kurumları, özel şirketler, yatırımcılar ve karar alıcı mekanizmada görev alan politikacılar ve iş adamları yer alıyor. Bireysel müşterileri arasında kimler yok ki: Sosyal profilini geliştirmek isteyen Rus milyarderler, dünyaya açılmak isteyen Mısırlı sanayiciler, itibarı zedelenen Asyalı iş adamları, AB ile bağlarını güçlendirmek isteyen Orta Asyalı tüccarlar… Jones’un Ortadoğu’dan Orta Asya’ya uzanan zengin bir portföyü bulunuyor. Daha önce danışmanlık yaptığı veya proje geliştirdiği kurumlar ve hükümetler arasında ise; Suudi Arabistan’daki Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Birleşik Arap Emirlikleri, Sri Lanka, Moritanya, Tayvan ve Dominik Cumhuriyeti hükümetleri yer alıyor. Bunların yanı sıra Jones, halen, enerji yatırımları geliştiren Küresel Kaynaklar Ortaklığı’nın ve bir düşünce kuruluşu olan ABAsya Merkezi’nin kıdemli danışmanlığını yürütüyor ve ayrıca Vatikan Vakfı’na bağlı İnsan Onuru Enstitüsü’ne de danışmanlık hizmetleri sunuyor. İngiltere, İtalya ve Belçika vatandaşı olan Jones, evli ve üç çocuğu babası. Akıcı şekilde Fransızca ve İtalyanca konuşuyor, proje ve sunumlarını bu dillerde gerçekleştirebiliyor. Konuşma konuları • AB politikaları, kalkınma ve strateji • AB – Türkiye İlişkileri • ABD Dış Politikası: Geçmiş, günümüz, gelecek • Brexit ve küresel sonuçları • Enerji, Diplomasi ve Jeopolitik • Politika, Ekonomi ve Körfez Bölgesi Arap ülkelerinin dış politikası • Afrika Şahin Tulga kimdir? MIT’de Makine Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Yine MIT’de hem makine mühendisliği hem de inşaat mühendisliği alanlarında yüksek lisans yaptı. MIT’de araştırma mühendisi olarak çalıştıktan sonra ABD’de DRD Coorporation’da Araştırma ve Geliştirme Müdürü, Bordata Genel Müdürü, Entek Genel Müdürü, Digital Equipment Türkiye Genel Müdürü olarak görev yaptı. 1998’de Vestel USA’in başkanlığını yürüttü. 1999’da Lucent Technologies Türkiye’nin Genel Müdürlüğünü üstlendi ve 2001’de HP Türkiye Genel Müdürü oldu. 2008’de, 7 bin kişinin istihdam edildiği, Doğu Avrupa’nın seri ilan devi Trader Media East’te (TME) CEO görevini üstlendi. Profitkar İş Başarısı Platformu Yöneticisi Tulga danışmanlık hizmeti sunmaya devam ediyor. Şahin Tulga Yönetim Danışmanı; Profitkar Platformu, Yönetici Ortak “Ülkemiz ve kurumlar bilgi teknolojileri ile rekabet avantajı yaratabilirler. Ancak bunun için doğru stratejiler kurgulamayı öğrenmek zorundayız.” Gelecek içerikte Şahin Tulga eğitim ve iş hayatı süresince birbirinden renkli deneyimlere sahip bir profesyonel. Tulga kariyeri süresince farklı sektörlerde ve pozisyonlarda adeta bir macera yaşıyor. Önce 10 yıl girişimcilik, ardından profesyonel yöneticiliğe geçiyor ve 30 yıldır bu kariyerini sürdürüyor. Bir anlamda madalyonun iki tarafını da bilen Tulga’ya göre girişimcilik yöneticilikten daha zor! Girişimcilik tecrübesinin kendisine büyük katkıları olduğunu söyleyen Tulga, bu deneyimi sayesinde müşteriyi ve iş ortaklarını daha iyi anladığını ifade ediyor. Yurtdışında ve Türkiye’de birbirinden farklı alanlarda pek çok şirketin üst düzey yöneticiliğini yaptıktan sonra başına geçtiği HP’nin Compaq’la birleşme süreci bugün tüm dünyada vaka analizi olarak ele alınıyor. Türkiye’de operasyonların birleşmesinin ardından HP Türkiye Genel Müdürü olan Tulga’nın liderliğinde HP yedi yılda 8.5 kat büyüdü. Tulga, internet üzerinden pazarlama konusunda da birçok konuşma yapıyor. Özellikle dijital dünyaya adım atmak isteyenler ve dijital ortamda reklam vermek isteyen firmalar Tulga’nın deneyimlerinden yararlanıyor. Tulga’ya göre gelecekte içeriksiz hiçbir pazarlama faaliyeti olamayacağı gibi, sektörlere göre ayrıştırılmış içerik büyük önem kazanacak. Tulga, konuşmalarında teoriyi anlatırken, pratikteki uygulamalardan örnekler vermeyi ihmal etmeyen bir konuşmacı. Konuşma konuları • Doğru Stratejiler Kurgulayarak Nasıl Kar Edilir? • Dijital Pazarlama • Geleceği Şekillendirecek 10 Teknoloji • Şirket İçi İmparatorluklar • Yeni Bilgi Teknolojisi Yöntemleri • Performans Odaklılık-İnsan Odaklılık Şebnem Kalemli Özcan kimdir? ODTU Ekonomi bölümünden sonra, Brown Üniversitesi’nde Ekonomi üzerine yükseklisans ve doktora yaptı. Yardımcı doçent, doçent ve profesörlük ünvanlarını Houston Üniversitesi’nde aldı. Türkiye’de Bilkent Üniversitesinde ve Koç Üniversitesi’nde ders verdi. Harvard Üniversitesi’nde profesör olarak ders verdi. Dünya Bankası Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Baş Ekonomisti olarak görev aldı. Avrupa Merkez Bankası Duisenberg Akademi Üyesi olan Kalemli-Özcan National Bureau of Economic Research, Koç-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Fonu ve Center of Economic Policy Research’de Kıdemli Araştırmacı olarak çalışmakta. Journal of Development Economics’de editörlük yapan Kalemli-Özcan Maryland Üniversitesi’nde tam zamanlı profesör olarak çalışmalarına devam etmekte. Şebnem Kalemli Özcan Maryland Üniversitesi Ekonomi ve Finans Profesörü, “Center for Economic Policy Research” ve “National Bureau of Economic Research” Araştırma Görevlisi Şebnem Kalemli-Özcan ekonomi üzerine çalışan, dünyanın en önemli kurum ve üniversitelerinden elde ettiği deneyimler ışığında, günümüz dünyasındaki ekonomik gelişmeleri herkesin anlayabileceği bir dille ve farklı enerjisi ile aktaran bir isim. Ekonomi alanında görüşlerine en çok başvurulan kadın ekonomistlerden biri olan Şebnem Kalemli-Özcan, Dünya Bankası’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Baş Ekonomisti olarak görev yapmış bir isim. Harvard Üniversitesi’nde ziyaretçi profesör olarak uluslararası finans dersleri veren Kalemli-Özcan, 2012’de IMF Yetkilisi olarak seçilen üç akademisyenden biri oldu. IMF’de Araştırma Departmanı’nın yanı sıra diğer tüm birimlerle de çalışacak olan Kalemli-Özcan, ekonominin önde gelen uluslararası dergilerinde makaleleri yayınlanmış bir ekonomist ve dünyanın birçok yerinde konuşmalar gerçekleştiriyor. Ekonomik araştırmalar alanında dünyanın en önemli merkezlerinden olan National Bureau of Economic Research ve Center of Economic Policy Research’de kıdemli araştırmacı olan Kalemli-Özcan, aynı zamanda Avrupa Merkez Bankası Duisenberg Akademi üyesi. Türkiye’de Koç Üniversitesi’nde uluslararası finans alanında ziyaretçi profesör olarak ders veren Şebnem Kalemli-Özcan, global ekonomi konusunda araştırmaları ve makaleleri ile en çok görüşüne başvurulan ekonomistlerden. Şebnem Kalemli-Özcan aynı zamanda Kahin Roubini’nin araştırma firmasının da başarılı araştırmacı ve yorumcularından biri. Ayrıca 2008 yılında Avrupa Finansal Entegrasyonu üzerine hazırladığı çalışması ile Avrupa Komisyonu Marie Curie Uluslararası Yeniden Entegrasyon Ödülü’ne layık görülen ilk Türk sosyal bilimci akademisyen. Kalemli-Özcan, gerçekleştirdiği çalışmalar ve projelerle, sosyal bilimlerin disiplinlerarası çalışmalarının birbirini besleyeceğine ve ekonominin daha kolay yorumlanarak daha faydalı olacağına inanıyor. Konuşma konuları • Uluslararası Ekonomi ve Gelişim • Nüfusun ve Yaşam Koşullarının Ekonomi Üzerine Etkileri • Finansal Belirsizlik ve Finansal Entegrasyon: Krizler • Bankaların Risk Yönetiminin Ülke Ekonomisine Etkisi • Uluslararası Finansal Piyasalardan Maksimum Yarar Sağlama Yolları • Ülkelerin Uzun Vadeli Yatırım Stratejileri Şirin Payzın kimdir? Şirin Payzın 1968 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Yüksek öğrenimini Ankara’da ve New York’da tamamlayan Payzın, 1994-1999 yılları arasında Ali Kırca ile ATV Ana haber kadrosunda diplomasi muhabirliği yaptı. Aynı yıllarda ATV ve Sabah için özel röportajlar hazırladı. CNN TÜRK’ün kurulduğu 1999 yılında kıdemli diplomasi muhabiri olarak göreve başlayan Payzın, 2003-2006 arası Yeni Gün hafta sonu programını ve 2006-2007 sezonunda sabah kuşağını sundu. Son olarak İstanbul’da yapılan Dünya Ekonomik Forumu kapsamında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın katıldığı açılış toplantısını ve panelini ayrıca OrtaDoğu’da değişen enerji dinamiklerinin tartışıldığı Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın da katıldığı yuvarlak masa toplantısını yönetti.Halen “Yeni Gün Hafta Sonu”nu hazırlayıp sunan Payzın, Fransızca ve İngilizce konuşuyor. Şirin Payzın Televizyoncu, Yorumcu, Sunucu “Ağırlıklı olarak erkeklerin göründüğü ekrandan hoşlanmıyorum. Erkek egemen bir meslek içinde zorluklar karşısında giderek ‘erkekleşerek’ başarıya ulaşılabileceğine dair yanlış bir inanış hakim. Ben bunu tümüyle reddediyorum.” İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Şirin Payzın meslekte yirmi yılı geride bırakmış tecrübeli bir muhabir. Aynı zamanda spikerlik ve sunuculuk yapan Şirin Payzın, yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiği röportajlarıyla dikkat çeken bir televizyoncu. Hazırladığı röportajlar, yaptığı belgesel ve haber çalışmalarıyla çeşitli alanlara yönelen Payzın, bu sayede birbirinden oldukça farklı konularda birikime sahip oldu. Bu da onu aranan bir konuşmacı haline getirdi. Bugüne kadar ATV, Sabah, TRT gibi kanallarda görev alan Payzın, Fransız haber kanalı TV 5’te yayınlanan “Kiosque” adlı haber programa yorumcu olarak da katılıyor. Halen CNNTürk’te görev alan Payzın; haber, belgesel ve araştırmalarıyla gündemin nabzını tutuyor. Şirin Payzın muhabir ve program yapımcısı olarak dünya genelinde pek çok olayı yerinde izledi. Pakistan’daki askeri darbe, İsrail’de intifada, İran’da seçimler, Irak savaşı, Lübnan ve Filistin’deki gelişmeler gibi daha pek çok güncel konu hakkındaki gelişmeleri Türk halkı Payzın’ın yaptığı haber ve belgesellerden takip etti. Bu haberlerin içinde elbette çok önemli röportajlar da yer aldı. Payzın, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez, Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Hristofyas ile ses getiren röportajlara imza attı. Irak Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz Irak savaşı başlamadan son röportajını Şirin Payzın’a verdi. 2003’te Irak Savaşı sırasında TRT adına İran-Irak sınırına giden Payzın, buradan özel bir program hazırladı. Ödüllü muhabir Şirin Payzın’ın kariyerinde 1997 ve 2004 yılları özel bir yere sahip. 1997’de dönemin Başbakan’ı Necmettin Erbakan’ın ziyareti sonrası Libya Lideri Muammer Kaddafi ile yaptığı özel röportajla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti “Yılın Röportajı” ödülünü kazandı. Aradan yedi yıl geçtikten sonra Payzın’ın yaptığı sıra dışı bir çalışma yine ödüle layık görüldü: Namus cinayetlerini anlattığı “Hepsi Birer Güldünya” belgeseliyle “2004 Metin Göktepe Yılın Görüntülü Haber Ödülü”nü ve aynı yıl Türkiye Gazeteciler Cemiyeti “Yılın Televizyon Röportajı” ödülünü aldı. İç ve dış politikayı takip ediyor Payzın, sadece dış politika alanındaki gelişmeleri değil iç siyaseti de yakından takip eden bir iletişimci. Kürt sorunu ve çözüm süreci üzerine çalışan Şirin Payzın, bu konuda düzenlenen pek çok konferansa katıldı. PKK lideri Murat Karayılan’la röportaj yaptı. Payzın, Dünya Bankası’nın TÜSİAD ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yürüttüğü “Kadınlar için İstihdam ve Kadının Güçlendirilmesi, eşit fırsatlar sunulması” projelerinin moderatörlüğünü üstlendi. Pek çok ilde düzenlenen konferansları yönetti. Ayrıca 2004 yılından beri her yıl Ocak ayında Davos’da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nu CNNTÜRK adına izliyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun İstanbul zirvelerinde çeşitli oturumların moderatörlüğünü üstleniyor. Konuşma konuları • AB Politikaları ve Uluslararası İlişkiler • Enerji ve Çevre • Gündem, Konjonktür, Güncel Yorumlar • Güvenlik ve Strateji • Hayata Dair (Gençlik, Kadın, Gurme-yemek sanatları...) • İletişim ve Medya • Moderatörlük • Sunum ve sunuculuk Kitapları • Oradan Bakınca Öyle mi Görünüyor? – 2007 Tijen Mergen kimdir? Tijen Mergen, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde Yüksek Lisans yaptı. Çalışma hayatına 1982 yılında Apple Bilgisayar’da Satış Temsilcisi olarak adım atan Mergen, 13 yıl boyunca NCR Türkiye’de Satış Müdürlüğü ve NCR Orta ve Doğu Avrupa bölgelerinde çeşitli üst düzey yöneticilik görevlerini üstlendi. NCR’da 1994-1998 yılları arasında 27 ülkenin dahil olduğu Orta Doğu ve Doğu Avrupa Bölgesinde Finans Sektörü Satış ve Pazarlama Müdürlüğü görevini yürüttü. Daha sonra Bilkom Bilişim Hizmetleri A.Ş.’de Genel Müdür olarak hizmet veren Mergen; burada farkındalık üzerine geliştirdiği ve “iCan” adını verdiği projesi ile yüzde 49 pazar bilinci sağlayarak; Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği’nden (IPRA) ödül kazandı.Mergen, 2000 yılında, Bilkom Bilgisayar ve Eğitim Hizmetleri A.Ş.’nin Komili Holding’den Koç Holding’e devri sürecinde de aktif rol aldı. Sürecin başarıyla tamamlanmasını sağlayan Mergen, aynı yıl, Dünya Gazetesi tarafından ilk defa verilen “Yılın Profesyonel İş Kadını” ödülünü aldı. 2003’ten itibaren Doğan Grubu’nda farklı kurumlarda İcra Kurulu Üyeliği ve Grup Başkanlığı yaptı. Tijen Mergen Doğan Holding İş Geliştirme Danışmanı, Pazarlama Gurusu Başarılı bir profesyonel olarak farklı pozisyonlarda tepe yönetiminde çalıştı. Medya dünyasına adım attı, çalışmalarıyla farklı bir pencere açtı. Tijen Mergen profesyonel yöneticilikten bir gün ansızın medya dünyasına geçtiğinde herkesi şaşırttı. Durmadı, ele aldığı yaratıcı projelerle “eski köye yeni adet” diye tanımlanabilecek çalışmalarıyla şaşırtmaya devam etti. Yöneticilik başarı ve becerilerini pazarlama-satış-iş geliştirme alanlarındaki dehasıyla pekiştirdiği için iletişim dünyasına adım atması güç olmadı. İletişim ile pazarlamayı armoni içinde ortak paydada buluşturdu. 2004-2010 yılları arasında Doğan Gazetecilik bünyesinde Pazarlama ve İş Geliştirme Grup Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi olarak görev alan Tijen Mergen, kurumun Milliyet, Vatan, Posta, Radikal ve Fanatik gazetelerinin satış ve pazarlama faaliyetlerinin yönetiminin yanı sıra, internet gazeteciliğinin gelişiminde de öncü rol oynadı. Doğan Gazetecilik’de sadece habercilik değil içerik ve hizmet üreten toplam 12 sitenin geliştirilmesi ve işletilmesinde ve iki sene gibi çok kısa sürede karlılığa geçmesinde öncülük yaptı. Operasyonel çalışmalarının yanı sıra son dönemlerde Türkiye’de en başarılı sosyal sorumluluk projesi olarak kabul edilen ‘’Baba Beni Okula Gönder’’ kampanyasının fikir annesi Mergen, bu projenin yönetimini de gerçekleştirdi. 2010-2012 yılları arasında aynı grupta, Hürriyet Gazetecilik’de Pazarlama Grup Başkanı ve İcra Kurulu üyesi olarak görevini sürdüren Mergen, daralan basılı yayın pazarında gazetelerin daha çok okunması için pek çok projeye imza atarak, 47 üniversitede öğrenciler tarafından satılan ve okunan ‘’Hürriyet Kampüs’’ gazetesinin hayata geçirilmesinde lider rol oynadı. Gerçekleştirdiği seyahatlerinden izlenimlerini paylaştığı keyifli yazıları Milliyet Cadde’de yayınlandı.Satış ve pazarlama faaliyetlerinin yanı sıra Hürriyet Gazetesi’nde, cinsiyet eşitliği gibi toplumun en önemli sorunlarını gündeme getirerek, çözüm üretilmesine destek olmak için çalışmalar yürütüyor. 2003-2004 yılları arasında Doğan Gazetecilik’deki görevinin yanı sıra CNBC-e’de Bilgivizyon programını hazırlayan ve sunan Mergen’in iki oğlu bulunuyor. Konuşma konuları • Girişimcilik • Sosyal Medya ve Pazarlamanın Yeni Kuralları • Kurumsal Sosyal Sorumluluk • Medyanın Geleceği • 50 Yaşımdan Sonra Neden Triathlet Oldum? Tuncay Vural kimdir? Dans kariyerine 1985 ve 1986 yıllarında düzenlenen Türkiye Dans Şampiyonası’nda, tekler ve çiftlerde iki yıl üst üste birincilik alarak “Türkiye Dans Kralı” unvanını alarak başladı. İtalya, Fransa, Hollanda ve Amerika’da koreografi, dünya şov dansları, drama, psikoloji alanlarında eğitimler aldı. Yurt dışı çalışmaları sırasında, insanın ruhsal ve bedensel sağlığının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği inancını kuvvetlendiren Tuncay Vural, psikoloji alanında çalışmalarına ağırlık verdi. Türkiye’ye döndüğünde, TRT 1’de yayınlanan “Bizden Size”, “Bir Başka Gece” ve özel TV kanallarındaki eğlence programlarında sanatçıların sahne koreografilerini de hazırlayan Vural, birçok ünlü isimle sahne çalışmaları gerçekleştirdi ve danışmanlık yaptı. Tuncay Vural Koreograf, Bilinçli Ritmik Yaşam Merkezi Kurucusu ve Eğitmeni “Kaç yaşında olursa olsun, yaşam standartları en üst düzeyde olsa da kendi karakterini ve bedenini tanımayan bireyler kendilerini yaşlanmış ve mutsuz hissetmeye mahkumdurlar.” Dansınız karakterinizdir Tuncay Vural yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın önde gelen performans sanatçılarından. İddiası, hepimizin bir ritmi olduğu yönünde: “Bırakın dansı, yolda yürürken bile bir ritmimiz var. Gün içinde o kadar çok ritmik hareket yapıyoruz ki… Aslında bir müzik çalmış olsa, dans ettiğimizi anlarız.” Vural, motivasyon ve telkin çalışmasıyla kişisel gelişimin aranan eğitmeni, aynı zamanda popüler bir konuşmacı. Vural 21. yüzyıl insanını tarif ediyor: “Günlük yaşam içinde endişe, kaygı, unutkanlık, uykusuzluk, ağrı, aşırı yorgunluk, stres, kilo, depresyon gibi sorunları yaşamayan kimse yok. Bunlar çağımızdan kaynaklanıyor. Bunları yaşamamızın nedeni bedenin beynimizden başlayan ve eklemlerimize kadar devam eden detaylarını çalıştırmamamız. Çağımızın insanı en az kendisine zaman ayırıyor. Kendimize zaman ayırmak konusunda cimri davranıyoruz.” İnsan psikolojisi ve karakterine yönelik araştırma ve çalışmalarına devam eden Vural, 26 yıllık birikimi sonucu “StyleGym” sporu, Ritmik Yaşam, “Dansınız Karakterinizdir” keşfi ve Bilinçli Ritmik Yaşam Programı ile dünya çapında projelere imza attı. Vural’ın “Dansınız Karakterinizdir” keşfi Kasım 2010’da Finlandiya’daki Jyvaskyla Üniversitesi tarafından da onaylandı. “Bilinçli Ritmik Yaşam” ve “Ritmik Yaşam” Eğitim Programını, 2005 yılında şirketler ve kurumlara yönelik eğitimlerle başlatan Vural, 2009 yılından bu yana bireysel eğitimlerini, kurucusu olduğu “Bilinçli Ritmik Yaşam Eğitim Merkezi’nde” ve 2013 Ocak itibarıyla “Bilinçli Ritmik YaşamAntalya” şubesinde uygulamaktadır. Konuşma konuları • Bedeniniz Konuşuyor! Dinliyor Musunuz? (Beynin Bedene Hakimiyeti, Kasların Müzik Eşliğinde Gelişimi, Takım ÇalışmasıMotivasyon) • Herkes Dans Edebilir! Dansınız Karakterinizdir! (İlk Ritim Eğitimimiz, Görünen ve Gerçek Karakterler, Temel Karakter Gizlenemez, Dansınız Sizi Ele Verir.) • Bilinçli Ritmik Yaşam Tunç Fındık kimdir? Bilkent Üniversitesi’nde Nasuh Mahruki ile Dost Dağcılık Kulübü’nü kurdu. AKUT Arama Kurtarma Derneği üyesi. Yaklaşık 35 bin adet dia ve dijital fotoğraftan oluşan bir arşivi bulunuyor. Özellikle Orta/Batı Toroslar ve Doğu Karadeniz Kaçkar Dağları’nda 150 kadar yeni rotanın ilk tırmanışlarını gerçekleştirdi. Nepal, Tibet/ Çin, Pakistan, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan, Fransa, İsviçre, Bulgaristan, İran, Gürcistan, Arjantin, Tanzanya, Kenya, Rusya Federasyonu ve İskoçya’da tırmanışlar gerçekleştirdi. Tunç Fındık Profesyonel Dağcı, Eğitmen Tunç Fındık, “Dağların hepsi çok güzel ve büyüleyici. Karlısı da taşlısı da ayrı güzel” diyerek tanımladığı dağlara tutkun. Her tırmanışta türlü zorluk ve engelden geçse de neredeyse her yıl Türk bayrağımızı yeni bir zirveye dikmeyi başarıyor. Çıkmayı da bileceksin, inmeyi de… Tunç Fındık, bir tırmanıştan sağ sa­lim dö­ne­bil­me­nin dağc›­l›k aç›­s›n­dan başa­r›­n›n ta­n›­m› ol­du­ğu söy­lü­yor: “Dağ­c›­l›k­ta zir­ve­ye var­mak önem­li­dir. T›p­k› cüm­le so­nun­da­ki nok­ta gi­bi­dir ama en önem­li şey de­ğil­dir. Ba­şa­r›­l› bir t›r­ma­n›ş için zir­ve­ye ç›k­mak ka­dar in­mek de önem­li.” Pek çok en­gel­le kar­ş›­la­ş›­lan t›r­ma­nş­lar­da, so­run­la­r› çö­ze­bil­mek ve yo­la de­vam ede­bil­mek için bel­li bir plan, he­def, li­der­lik, ta­k›m ça­l›şma­s›, lo­jis­tik, mo­ti­vas­yon ve tüm bu un­sur­la­r›n ba­şa­r›­l› bi­çim­de yö­ne­ti­mi ge­re­ki­yor. Fındık, 14X8000 projesi çerçevesinde de yeryüzünde 8000 metre yüksekliğini aşan 14 dağın 9’una tırmandı. Bugün dünyada bu seriyi tamamlayan 13 kişi (yaşayan 12 kişi) bulunuyor. Fındık, seriyi tamamlayarak yüksek irtifa dağcılığında bir tür dünya rekoru olan projeyi tamamlamayı hedefliyor. Konuşma konuları • Zirveye Yolculuk (Tanrıların Tahtına Yolculuk/Everest, Karakurum’da 80 Zorlu Gün, Turkuvaz Tanrıça’nın Zirvesinde, Zirveden Bakınca, Himalaya Günlüğü, Dağcının Gözünden Kafkasya’nın Yalçın Doruğu Ushba) Kitapları • Aladağlar Haritası • Dağcılıkta İlkyardım (Translator) • Türkiye’nin Dağları (Translator) • Aladağlar (Translator) • DağcılıkZirvelerin Özgürlüğü (Translator) • Kaçkar Dağları • Aladağlar’da 50 Rota • Karakurum’da 80 Gün • Tanrıların Tahtına Yolculuk Turgay Biçer kimdir? Uzun yıllar sporculuk ve antrenörlük kariyeri olan Biçer, 1988 – 2002 yılları arasında akademik çalışmalar için İngiltere ve Amerika’da bulundu. Daha önce Ticaret Üniversitesi’nde Lisans ve Yüksek Lisans programlarında iletişim, Koçluk ve Psikoloji dersleri verdi. Halen öğretim üyesi olduğu Marmara Üniversitesi dışında, Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde dersler veriyor. Biçer, TRT 2’de dört yıla yakın bir süre devam eden ve alanında rekorlara imza atan, ülkemizin yetiştirdiği değerli ve önemli insanların liderliklerini ve başarı öykülerini model alan liderlik üzerine bir program yaptı ve sundu. Sonrasında SKYTURK 360, Radyospor ve Lig radyoda programlar yaptı ve sundu. Turgay Biçer Mentor, Eğitmen, Danışman, Yazar İş, eğitim, spor alanlarındaki başarılı çalışmaları ile adından söz ettiren Biçer, NLP sisteminin yanı sıra koçluk ve mentorluğun öncüsü kabul ediliyor. İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi Prof. Dr. Turgay Biçer Yönetim bilimleri doktoru, Spor bilimleri uzmanı uluslararası bir eğitmen, danışman ve konuşmacı. Biçer, Egzersiz ve Spor Psikolojisi Derneği’nin Kurucu Başkanı ve aynı zamanda Avrupa Birliği Bünyesinde bir kuruluş olan ECO- C’nin uluslararası iletişim eğitmeni. Yazarı olduğu yedi kitabın yanı sıra 12 kitaba da editörlük yapan Biçer, Türkiye’de başarı bilimi ve sistemi olarak kabul edilen NLP sisteminin yanı sıra Koçluk ve Mentorluğun öncüsü kabul ediliyor. Türkiye’nin önde gelen kurumuna eğitim veriyor ve danışmanlık yapıyor. Turgay Biçer, ülke olarak kazandığımız sportif zafer ve başarıların arkasındaki önemli isimlerden de biridir. UEFA Kupasını Kazanan Galatasaray Futbol Takımının, 2002 Dünya ve 2003’te Konfederasyon Kupasında 3. olan A Milli Futbol Takımının, Dünya Şampiyonu olan Yelken Milli Takımının, 2004 Atina Olimpiyatları’nda madalya alan Olimpik sporcuların, Koraç Kupasını Kazanan Efes Pilsen’in, Avrupa Şampiyonu olan Vakıfbank Kadın Voleybol Takımının ve alanında rekorlara imza atan birçok sporcu ve kulüplerin mentorluğunu yapmış; ayrıca süper Lig hakemlerinin ve uzun yıllar, futbol başta olmak üzere basketbol, voleybol tenis antrenörlerine spor psikolojisi, liderlik, takımdaşlık ve motivasyon konularında eğitimler vermiştir. Yazılı, işitsel ve görsel medyada iş, eğitim, spor alanlarındaki çalışmaları ile otorite olarak kabul edilen Biçer, TMOK başta olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası meslek kuruluşlarının üyesi. Avrupa ve Amerika Spor Psikologları Birliği (APA, FEBSAC), TMOK, Spor Bilimleri Derneği, ANLP, ISCHPER bu kuruluşlardan bazıları. Turgay Biçer, halen üniversitedeki Bölüm Başkanlığı görevini yürütmekle birlikte ulusal basında bazı gazete ve dergilerde yazılar yazıyor, TV ve radyolarda mesleki alanlarda programlara katılıyor. Ayrıca iş, siyaset ve eğitim sektöründeki üst düzey yöneticilerin ve liderlerin, danışmanlığını, koçluğunu ve mentorluğunu yapıyor. Konuşma konuları • Liderlik • İlham Veren Motivasyon Konuşmaları • İletişim • Takımdaşlık • Değişim Yönetimi Kitapları • NLP Kişisel Liderlik • Doruk Performans Başarının Zihinsel Dinamikleri • Sporda Duygu ve Aklın Yönetimi • Sporda Toplam Kalite Yönetimi ve Futbol Uygulamaları • Kazanmak Beyinde Başlar • Şampiyonluğun Psikolojisi • Daha Zeki Daha Cesur Daha Mutlu Türkan Şoray kimdir? 28 Haziran 1945 İstanbul doğumlu. Fatih Kız Lisesi orta bölümünü bitirdi. 1960’larda sinema ile tanışan Türkan Şoray 1964 yılında 1. Antalya Film Festivali’nde “Acı Hayat” filmiyle en başarılı kadın oyuncu ödülünü aldı. Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik’le birlikte, Türk sinemasının bir dönemine damgasını vurmuş dört önemli kadın oyuncudan biri kabul ediliyor. Şoray, bu dörtlü içinde, tek yönetmenlik yapan oyuncu. 90’lı yıllarla birlikte, TV çalışmalarına da ağırlık vermeye başlayan Sultan, 12 Mart 2010 tarihinde UNESCO Türkiye iyi niyet elçisi seçildi. Türkan Şoray Oyuncu, Senaryo Yazarı, Yönetmen “Sevgiyle yapılamayacak bir şey yoktur diye düşünüyorum. Gücü sevgiyle birleştirirsek, birçok sorunun üstesinden gelebiliriz…” Şoray kuralları… Sinemaların sultanı olmakla yetinmedi. Dünyanın en çok film çeviren kadını oldu. Bu da yetmedi. Anne oldu. Mesleğine duyduğu aşkı kızı Yağmur’a da aşıladı. Bu da yetmedi. UNESCO Türkiye iyi niyet elçisi oldu. Sevgisiyle her yere ve herkese ulaşabilmeyi amaçladı. Bu da yetmedi. Kendi adını taşıyan bir ilkokul açtı… Türkan Şoray sonu olmayan bir kariyer serüveni sergiliyor. Yorulacakmış gibi de görünmüyor. Ünlü “Türkan Şoray kuralları” arasında asla pes etmemek ilk sırada yer alıyor. Yaklaşık 50 yıldır büyük başarılara imza atan Sultan bunlarla yetinmeyerek yoluna devam ediyor. Konuşma konuları • Sinema ve Kadın • Oyunculuk • Sinemada Kadın Yönetmen Olmak • Sinemada 80 Öncesi ve Sonrası • Yeşilçam Sineması • Oyuncu gözüyle toplum sorunlarına bakış • Yeşilçam sonrası sektörleşmeye başlayan sinemaya bakış • Kadın/ Çocuk/ Aile • Anneler ve Kızları (Türkan Şoray - Yağmur Ünal) Kitapları • Sinemam ve Ben Ufuk Tarhan kimdir? ODTÜ Ekonomi mezunu olan Ufuk Tarhan, 1982-2005 arasında IT sektörünün önemli firmalarında üst düzey yöneticilik yaptı. Ulusal ve uluslararası pek çok kuruma dijital ajans ve gelecek planlama merkezi olarak hizmet veren M-GEN’in kurucu ortağı ve başkanı olan Ufuk Tarhan, Türkiye’deki ilk ve tek kadın Fütürist konuşmacılard ODTÜ Ekonomi mezunu olan Ufuk Tarhan, 1982-2005 arasında IT sektörünün önemli firmalarında üst düzey yöneticilik yaptı. Ulusal ve uluslararası pek çok kuruma dijital ajans ve gelecek planlama merkezi olarak hizmet veren M-GEN’in kurucu ortağı ve başkanı olan Ufuk Tarhan, Türkiye’deki ilk ve tek kadın Fütürist konuşmacılardan biridir. Aynı zamanda eğitmen, moderatör, yönetici antrenörü olarak da varlık gösteren Tarhan, Türkiye’nin tanımış keynote konuşmacılarındandır. an biridir. Aynı zamanda eğitmen, moderatör, yönetici antrenörü olarak da varlık gösteren Tarhan, Türkiye’nin tanımış keynote konuşmacılarındandır. Ufuk Tarhan Fütürist, Stratejist, Trendist, İş Tasarımcısı ve İş Avatarı. Dijital Ajans Başkanı. Gelecek Günü / Future Day’in yaratıcısı, tasarımcısı ve küratörü olan Ufuk Tarhan, 2002 yılında Dünya Gazetesi tarafından Bilişim Sektörünün En Başarılı İş Kadını Ödülü’ne layık görüldü. 2006 yılında M-GEN Gelecek Planlama Merkezi’ni kurararak solo-girişimci (solopreneur) olan Tarhan, “Fütürizm, Dijitalleşme, Sosyal Medya, Kurumsal İtibar, Emloyer Branding, Dijital Pazarlama vb.” konularında şirketlere stratejik danışmanlık yaptı. 2011’de M-GEN bünyesinde interaktif, dijital ajans ve sosyal medya hizmetleri de vermeye başlayan Ufuk Tarhan, halihazırda özellikle “dijitalleşme, sosyal medya” konusunda şirketlere strateji, tasarım- danışmanlık-ajans-eğitim hizmetleri sunuyor. Harvard Business Review Türkiye, Platin Dergisi, Hürriyet Eğitim, Yenibiris.com ve Martı Dijital Dergisi’nde yazarlık yapan Ufuk Tarhan, dünyanın en iyi 100 Kadın Fütüristi listesinde tek Türk olarak yer alıyor. ODTÜ’de Future Studies dersleri de veren Tarhan, Bahçeşehir, Bilgi ve Kadir Has Üniversitesi Fütürizm Okullarının tasarımcısı ve eğitmeni; otoriteler tarafından iş dünyası-üniversite entegrasyonunda en başarılı modellerden biri olarak adlandırılan Bahçeşehir Üniversitesi CO-OP Modeli’nin tasarımcısı ve uygulayıcısıdır. 2009-2012 yılları arasında Fütüristler Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapan ve halen Yüksek Danışma Kurulu Üyeliği görevini de yürüten Tarhan, aynı zamanda Kagider Yönetim Kurulu Üyeliği (yedek) ve World Future Society, Association of Professional Futurists Üyeliği görevini sürdürüyor. Twitter’da mutlaka takip edilmesi gereken 25 Türk arasında gösterilen Ufuk Tarhan, aynı zamanda 1 Mart Gelecek Günü’nün yaratıcısı ve küratörüdür. Konuşma konuları • Fütürist Bakışla Uzgörü Fütürizm Nedir, Neye Yarar? Gelecekte İş ve İnsan Yarının İnsanlarını Yönetmek Farklı Nesilleri, Nesil Farklarını Yönetmek Kişisel Gelecek Planlaması Nedir, Nasıl Yapılır? Hedeflenmek, Kişisel Vizyon, Misyon Oluşturmak Ayrılmaz Dörtlü; Uzgörü, İnovasyon, Stratejik Planlama, Sürdürülebilirlik Kitapları • Düşlediğin Gelecek • Kişisel Gelecek Planlaması • To Do or Not to Do (Dünyanın ilk-tek-en kısa; kişisel arıtım&yalıtım kitapçığı) Varol Yaşaroğlu kimdir? 1968 yılının Mart ayında İzmir’de doğdu. İzmir Atatürk Lisesi’ni bitirdi. İTÜ İnşaat Mühendisliği’nden 1989 yılında mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Para Banka Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. Uluslararası Nasreddin Hoca ve Yunus Nadi Karikatür Yarışmaları’nın da bulunduğu 25’e yakın karikatür yarışmasından ödül aldı. 1990 yılında Güneş Gazetesi’nde karikatürist olarak çalıştı. Sonraki yıllarda “Plastip Show” adlı TV dizisinin yazarlığını VEB olarak) ve görsel yönetmenliğini dizi devam ettiği sürece sürdürdü. 1998 yılında Milliyet Gazetesi’nin “İş ve İnsan Kaynakları” ekinde “Teşvik” adlı bant tipini yarattı. TRT 2’de “Kariyer Dünyası” adlı programa uzun süre “Teşvik”in animasyon maceralarıyla konuk oldu. Kültür Koleji ve Boğaziçi, İTÜ, ODTÜ, Marmara, Yeditepe Üniversiteleri’nde “Bilgisayarinternet ve mizah” üzerine seminerler verdi. Uzun yıllar “Ekonomist” ve “Capital” dergilerinin karikatüristliğini ve illüstratörlüğünü yaptı. Kurucusu ve sahibi olduğu Grafi2000 Prodüksiyon, değişik reklam uygulamaları ile de başarı kazandı. Varol Yaşaroğlu Karikatürist, İllüstratör / Grafi2000 Prodüksiyon’un Kurucusu ve Sahibi Varol Yaşaroğlu, “Kendi yarattığımız hayal dünyasında her şeyi değiştirmek mümkün” söylemini yaşam felsefesi kabul ediyor. “Bilişim dünyası ile mizah dünyasını birleştiren” Grafi2000 Prodüksiyon, Yaşaroğlu’nun göz bebeği… Mizah, karikatür ve animasyonu harmanlayarak sunan Varol Yaşaroğlu, Türkiye’nin büyükler için yapılan ilk çizgi dizisi Fırıldak Ailesi’nin yapımcısı ve yaratıcısı, Koca Kafalar’ın yaratıcısı ve Grafi2000 Prodüksiyon’un kurucusu. “Bilişim dünyası ile mizah dünyasını birleştiren” kreatif uygulamaları ile özelikle TV, internet, mobil ortamlarında, yazılı ve görsel mecralar için projeler üreten Grafi2000 Prodüksiyon Türkiye’de ses getirecek yeni orjinal projeler geliştiriyor. Son projesi youtube.com/grafi2000 ile kendi özel eğlence kanalını da oluşturmuş durumda. Yaşaroğlu; karikatür, illüstrasyon ve animasyon çalışmalarının hepsini ekibiyle birlikte kağıt kaleme hiç dokunmadan bilgisayar ortamında oluşturuyor ve onları çalıştıkları yerlere yine bilgisayar ortamından gönderiyor. Yaşaroğlu, “Kendi yarattığımız hayal dünyasında her şeyi değiştirmek mümkün” diyor. İlk Türk flash animasyon reklamı Yaşaroğlu, şimdiye dek “Grafi2000.com - İnternet sitesi”, “Koca Kafalar ile Baba Haber Bülteni - TV Programı”, “Öyle Bir Geçer Zaman Ki - TV Dizisi”, “Fırıldak Ailesi” gibi birçok projeye imza attı. Kanal D’de yayınlanan “Bilgisayar dünyası ile mizah dünyasını birleştiren” özgün formatlı “Grafi2000 Comedy” TV programı, Özel Radyo ve Televizyon Yayıncıları Derneği tarafından, 2004 yılının “En iyi eğlence programı” seçildi. Yaşaroğlu ve Grafi2000 ekibi başarılarına reklam uygulamalarını da ekledi ve internetteki ilk Türk flash animasyon reklamı olan “Delete-Extra”yı hazırladı. Beş kişiyle birlikte kurduğu “MR. VEB” adlı yaratım grubunda mizah ve reklam yazarlığı yaptı. Tek Pota, Televizyon Çocuğu, Çılgın Bediş, Laf Lafı Açıyor, Alkışlar, D-Lüks, Rifle ve Wendy’s Beyaz Show, Çarkı Felek, Dinamit T.V. programlarının metin yazarlığı, Şen Makas adlı tiyatro oyununun uyarlaması, Beyaz’ın “Ben Bir Küçük Cezveyim Köşe Bucak Gezmeyim” stand-up gösterilerinin ve Mehmet Ali Erbil’in Maksim Gazinosu’ndaki stand-up gösterilerinin metin yazarlığı ve daha pek çokları bu işler arasında sayılabilir. Zamanının büyük bir kısmını kurduğu Grafi2000 İnternet ve Mizah Dergisi’ni geliştirmeye ayıran Yaşaroğlu çizgileriyle kurumsal firmaların sosyal sorumluluk projelerinde de yer alıyor. Çeşitli üniversitelerde bilgisayar-internet ve mizah üzerine seminerler verirken, “Ekonomist” ve “Capital” dergilerinin karikatüristliğini ve illüstratörlüğünü yapmaya devam ediyor. Konuşma konuları • Mizah ve teknoloji • Animasyon • İnovasyon • Girişimcilik • Yaratıcılık Vefa Tarhan kimdir? 1967’de mezun olduğu Darüşşafaka’dan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi okudu. Fulbright bursuyla gittiği University of California’dan ekonomi doktorasını aldı. 1990-1999 yılları arasında Loyola University Chicago’nun finans bölümü başkanlığını yaptı. 1999’da, aynı üniversitede “Ralph Marotta Chair Professor of Finance” kürsüsüne seçildi. 1986-1999 döneminde Federal Reserve Bank of Chicago için para politikasıyla ilgili konularda araştırma danışmanlığı yaptı. 1988-1990, 1997-1999 ve 2008-2010 senelerinde Northwestern Üniversitesi’nin Kellogg Graduate School of Management bölümünde “Visiting Professor” olarak görev aldı. Ayrıca Türkiye Forbes’da 2,5 yıl köşe yazarlığı yaptı.Haziran 2011 - Nisan 2012 döneminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun teklifi üzerine ekonomik/finansal konularda kendisine danışmanlık yaptı. Vefa Tarhan Türkiye ve ABD’de çeşitli platformlarda şirketler, TİSK, TUSİAD gibi kuruluşlar, üniversiteler ve araştırma merkezleri tarafından ekonomi ve kurumsal finansman konularında konuşmalar yapmaya davet ediliyor. Vefa Tarhan Loyola University Chicago Quinlan School of Business, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vefa Tarhan 2000 yılında “European Economic Association” tarafından dünyanın en önemli 1000 ekonomisti arasında 107. sırada gösterildi. 1984 yılında Loyola’da, 1990’da Northwestern Üniversitesi’nde, 1999’da ise Washington Üniversitesi’nde “Senenin en değerli profesörü” seçildi. 2011’de Loyola Üniversitesinde “Yılın en başarılı araştırmacısı” ödülünü aldı. 2013’de Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi Prof. Tarhan’a “TASAM Stratejik Vizyon Sahibi Bilim İnsanı” ödülünü verdi. Prof. Tarhan’ın verdiği 3 sunum “Financial Management Association, Academy of Finance ve Northern Finance Association” kurumsal finansman dalında en iyi araştırma ödülünü kazandı. Mart 2013’te, İngiltere İşçi Partisi ve Türkiye Siyasi Analiz ve Araştırma Merkezi’nin davetlisi olarak, UK House of Commons’a hitaben “Dönüm Noktasındaki Türk Ekonomisi: Yakın Geçmiş ve Gelecekteki Güvenlik Açıkları” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Calpine Corporation, Hertz, Bed Bath and Beyond, Valero Energy gibi şirketlere sürdürülebilir büyüme stratejileri, şirket birleşmeleri, şirketlerin yatırım ve finansman kararları, optimal sermaye yapıları, şirket ve birim bazlı sermaye maliyetleri konularında; McKinsey Consulting, JP Morgan Chase, Bank of Montreal, Garanti Bankası, İş Bankası, Yapı ve Kredi Bankası, Finansbank gibi ABD, Türkiye, Asya ülkeleri şirketlerine executive training seminerleri verdi. Tarhan, periyodik olarak Türkiye’nin önde gelen banka ve holding genel müdürleriyle küresel ve Türkiye ekonomisi yorumlarını paylaşıp, geri bildirimler veriyor. Konuşma konuları • Küresel Belirsizlikler: Nedenleri ve Türkiye Ekonomisine Etkisi • Türkiye’nin Küresel Pazarlarda Mukayeseli Avantajı Olduğu Sektörler ve Cari Açık Problemine Yapısal Çözüm Önerileri • Türkiye Ekonomisi Dönüm Noktasında: Yakın Geçmişin Karnesi ve Kronik Problemlere Çözüm Önerileri • Türkiye’nin Dış Finansman Problemi ve Çözüm Önerileri • Kurumsal Finansman Devrimi ve Türk Şirketlerinin Alması Gereken Dersler • Avro Bölgesi Problemleri: Nedenleri, Çözüm Arayışları ve Türkiye Ekonomisine Etkileri • Küresel Ekonomiler Platformunda Türkiye Ekonomisinin Kırılganlık Noktaları Volkan Akay (Bay İfade) Kimdir? Volkan Akay 1978’de İstanbul’da doğdu. İlkokula 5 yaşında başladı, lise öğrenimini 2,5 yılda tamamladı. Gösterilerinde ‘iletişim okumasam çatlardım’ diye anlattığı gibi 15 yaşında Fizik okumak üzereyken ani bir kararla üniversiteye kaydını yaptırmadı. 1 yıl sonra 1995 yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’ne girdi. Üniversite hayatıyla beraber aynı zamanda çalışmaya başlayan Akay, öğrencilik yıllarında dünyaca ünlü organizatör Ahmet San’a, Marka ve İmaj Danışmanı Mehmet Ak’a asistanlık yaptı ve Florence Nightingale Hastaneleri Halkla İlişkiler departmanında çalıştı. Mezuniyetinin ardından medya sektöründeki kariyerine muhabir olarak başlayan Akay, çok izlenen magazin programlarından, haber, evlendirme, yemek, sağlık programlarına kadar (Esra Erol, Jülide Ateş, Celal Pir, Masterchef, Starlife, Televole) yaklaşık 11 yıl süren serüvenin ardından çok sayıda ünlü yüzün ve izlenme rekorları kıran televizyon programlarının içerik yönetmeni olarak tanındı. Volkan Akay (Bay İfade) Motivasyon Konuşmacısı, İfade Eğitmeni, Öğretim Görevlisi, TV Programcısı, Seslendirmen, Yazar, Bay İfade namıyla tanınan Volkan Akay, yaklaşık 7 yıldır motivasyon konuşmacılığı/danışmanlığı ve ifade eğitmenliği yapıyor. Uzun yıllar gerek televizyon, gerek radyo kanalarında çok sayıda televizyon programı ve radyo spotu seslendiren Bay İfade Volkan Akay yaklaşık 6 yıl Telsim/Vodafone’un içerik seslendirmenliğini yaptı. Bay İfade, aynı zamanda İstanbul Aydın ve Yeni Yüzyıl Üniversiteleri’nde de öğretim görevlisi. Verdiği dersler arasında Stratejik İletişim ve Vaka Analizleri, TV Programcılığı, TV Metin Yazarlığı, Etkili Sunum ve Söyleşi Teknikleri, Seslendirme ve Dublaj, Etkinlik Yönetimi, Kişisel Gelişim Yöntemleri, Beden Dili, Ses Dili, İletişimde Duygu Yönetimi, Sosyal Medya Yönetimi, Reklam ve Tanıtım gibi dersler yer alıyor. Şimdilerde Bay İfade İfade Akademisi ve Motivasyon Merkezi’nin (2010) sahibi olan Akay, Türkiye’nin ilk ve tek İfade Eğitmeni ve Motivasyon Konuşmacısı olarak ulusal ve uluslararası çok sayıda şirkete İfade Eğitimleri veriyor ve Motivasyon Konuşmaları/Danışmanlığı yapıyor. Avrupa Birliği’nin Türkiye’de çalıştığı eğitmenlerden biri olan Bay İfade her yıl yaklaşık 100 bin kişiye konuşuyor. Eğitimlerinin farkını her şeyin eğlenceli bir dille, dans edip, göbek atılarak öğrenebileceği prensibi ile ortaya koyuyor. Bay İfade Volkan Akay, ünlü İletişim Dergisi The Brandage yazarlarından. Konuşma konuları • Motivasyon • İfade • Ekran önü ve sahne performansları, • TV programcılığı Kitapları • Bir Sonraki Zor Gelmeye Başladı Artık • İlham Veren Kadın Wilco van Herpen kimdir? 1963, Hollanda doğumlu. Babasını örnek alarak kariyerine aşçılıkla başladı. Hollanda’da bir otelde aşçı olarak çalışırken, 1988 yılında Türk asıllı sevgilisiyle yolu ilk kez Türkiye’ye düştü. Ülkesine döndükten sonra fotoğrafçılığa başladı. Güney Afrika, Namibia ve Lesotho’yu gezdikten sonra tekrar Hollanda’ya dönerek bağımsız fotoğrafçı oldu. Bu dönemde Hollandalı basın organları için serbest foto muhabirliği yapan Wilco, 1995’teki Gazi Mahallesi olaylarında ilgili fotoğraflar çekti. Türkiye ile yakınlaşması bu olaylarla oldu. 1999 yılında Türkiye’ye gelerek İstanbul’da yaşamaya karar verdi. Bir dönem Hollanda devlet televizyonunun Türkiye temsilcisi oldu. Aynı dönem birkaç restoranda şef olarak da çalıştı. 2011-2014 yılları arasında Hürriyet Daily News gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Wilco Van Herpen bugün halen belgeselci, aşçı, fotoğrafçı ve gazeteci olarak çalışmalarına devam etmekte; fotoğraflarıyla birçok sergi ve slayt gösterisine katılmakta ve seminerler vermektedir. Wilco van Herpen Gezgin, fotoğrafçı, aşcı İndeks Konuşmacı Ajansı üyesi Wilco van Herpen modern bir seyyah, aşçı ve aynı zamanda usta bir fotoğrafçı. Çoğu zaman ondan “Kuzeyli gezgin” “doyumsuz maceracı, “iflah olmaz lezzet düşkünü”, “kural tanımaz fotoğrafçı” gibi tanımlamalarla bahsediliyor. Türkiye’ye uzun yıllar önce yerleşmiş bir Hollandalı, Wilco van Herpen. Tesadüfen geldiği bu ülkeye kanı kaynayınca bir daha ayrılamamış. 1999’dan bu yana Türkiye’de yaşayan ve burada çalışan van Herpen’in macera dolu bir hayat öyküsü bulunuyor. İşte bu nedenle farklı açılardan, farklı hikayeler dinlemek isteyenler için Wilco van Herpen aranan konuşmacılardan. Renkli hayat hikayeleri, seyahat maceraları, alışkanlıkları kırmanın yolları, klişesiz fotoğrafçılık anlayışı ve sıra dışı lezzet deneyimleri gibi yaşama dair birçok konu hakkında keyifli söyleşiler gerçekleştiren Wilco van Herpen, konuşmacı olarak katıldığı etkinliklerin yanı sıra televizyon programcılığına ve fotoğraf sergilerine devam ediyor. Hollanda Bussum’da doğan Wilco baba mesleği olan aşçılık ile çocuk yaşlarda tanışan van Herpen, aşçılık okulunu bitirip 17 yıl bilfiil aşçılık mesleğini icra etti. Sonra fotoğrafçılık eğitimi alarak, bu alanda çalışmaya başladı. Türkiye’ye 1999 yılında geldi. Burada fotoğraf sanatçısı olarak başladığı kariyeri kısa süre sonra TRT, TV8, TRT Avaz, İZ TV, NTV ve CNN Türk gibi kanallardan gelen tekliflerle yön değiştirdi. Uzun süre Coşkun Aral önderliğindeki “Haberci” ekibinde yapım ve kamera asistanlığı yaptıktan sonra, TRT2’de “Kaçış Planı” adlı programı hazırladı. Kaçış Planı, Wilco için bir başlangıçtı. TV8 “Wilco’nun Gözü”, IZ TV “Wilco’nun Karavanı”, NTV “Wilco’nun Seçimi”, TRT Avaz “Yabancı Değil” gibi programlarla Türk seyircisiyle arasında kurduğu bu samimi bağ öylesine görünür oldu ki, yaptığı belgesel ve gezi programlarıyla 2011 yılında “Modern Evliya Çelebi” ödülünü aldı. Skytürk360 “Wilco ile Pazar Pazar AB”, Kanal D “Yemek Takımı”, CNN Türk “Wilco Yollarda”, İz TV’de yayınlanmakta olan programları: “Wilco ile Yaşasın Yemek”, “İki Göz Bir Şehir”, “Wilco’nun Karavanı” ile samimiyetinden ödün vermeden, izleyenlerine bir ‘yabancının’ perspektifinden Türkiye’yi esprili, insancıl, çevreci, gurme ve sanatçı yaklaşımıyla anlattı. Konuşma konuları • Alışkanlıkları kırmanın dayanılmaz hafifliği • Sıra dışı lezzet deneyimleri: Farklı tatlar, lezzetler için ön yargılarınızı kıracak deneyimler • Klişesiz fotoğrafçılık: Yaşamın ortasından çarpıcı & silik kareler • Zamanı durdurmanın kuralsız yolculuğu: Fotoğraf • Memleketim: Doğmadığım ülke Türkiye Yaprak Özer kimdir? Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi’nde tamamlayan Yaprak Özer, lisansüstü ve doktora çalışmasını Boğaziçi Üniversitesi’nde yaptı. Uluslararası başarı burslarıyla ABD’de The Tennessean ve USA Today’de gazetecilik yaptı. İngiltere ve Japonya’da mesleki eğitim aldı. Türkiye’nin ilk yönetim ve İK yayınlarının çıkarılmasında görev aldı. Hürriyet, Sabah ve Milliyet gazetelerinde köşe yazıları yazdı. TRT2’de ve CNN Türk’te, Bloomberg HT’de ekonomi, yönetim, eğitim ve İK programları hazırlayıp sundu. Türkiye’nin ilk içerik iletişimi ve içerik yönetimi şirketi İNDEKS ile Türkiye’nin yerli – yabancı portföye sahip ilk konuşmacı ajansını kurdu. Bilgi Üniversitesi’nde e-MBA’de ve lisansta ders verdi. Özer, Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2003 yılı Yarının 100 Lideri arasına seçildi. Yaprak Özer Gazeteci-Yazar / İndeks İçerik İletişim Danışmanlık Kurucusu “İletişim dikkatle icra edilmesi gereken bir sanattır… Kaliteli içerikten yoksun bir iletişimin başarılı olma şansı yoktur. İletişim sürdürülebilir değilse, hiçbir işe yaramadığı gibi zarardır. İletişimde başarı; doğru içerik, doğru araç, doğru mecra, doğru hedef kitle, doğru zamanlama” diye özetlenebilir. İletişimde farkı içerik yaratır Gazeteci-yazar Yaprak Özer, kariyerinde gazete ve dergilerde muhabir, editör, yönetmen, yazar, televizyonlarda program yapımcısı ve sunucu olarak farklı görevlerde bulundu. Medya değişirken, doğru pozisyon aldı. Kendi girişimini kurdu: İndeks İçerik İletişim. Mecra bağımsız içerik üretiyor ve yönetiyor. Özer’in gazetecilik kariyeri diplomasi ve dış haber muhabirliğinden yönetim bilimi ve insan kaynakları gibi makro ekonomi alanlarına kaydı. Türk medyasında “yönetim bilimi ve insan kaynakları” alanında “ilk” dergi-gazete gibi yayınları çıkardı, ilk TV programına imza attı. Uzun yıllar bu alanda ders verdi, konuşmalar yaptı, kitaplar yayınladı. Özer, faaliyet ve konuşmalarını son yıllarda iletişim ve içerik yönetimi alanlarına ve konularına yoğunlaştırdı. Medyanın gelişen ve değişen dengelerinde iletişim nasıl kurulur, yönetilir, hangi araçlarla ve hangi mecralarda ilerlemek doğrudur gibi soruların yanıtlarını vermenin yanı sıra, yatırımcı ilişkileri ve/veya paydaş iletişimi gibi derin uzmanlık gerektiren niş çalışmalarda iletişim ve içerik yönlendirmeleri yapıyor, konuşmacı olarak yer alıyor. Özer, İndeks Konuşmacı Ajansı bünyesinde konuşmacı kimliğinin yanı sıra ulusal ve uluslararası organizasyonlarda moderatör olarak görev alıyor, medya ilişkileri eğitimlerinde İngilizce ve Türkçe olarak performans gösteriyor. Verdiği danışmanlık ve eğitimlerinde çok ciddi referanslara sahip olan Özer, uluslararası akreditasyona sahip bir iletişimci olarak üst düzey kurum sözcü eğitimleri ile yönetim katına iletişim danışmanlığı çalışmalarında aktif yer alıyor. Yaprak Özer güncel yazı ve yorumlarına http://yaprakozer.com/’dan ulaşabilirsiniz. Konuşma konuları • Tablet’ten Tablet’e İletişim • İçerik Üretimi ve Yönetimi • Medya İlişkileri Yönetimi • Başarı Hikayeleri Kitapları • Liderlik, Yönetim, Türkiye:Ne İş Olsa Yaparım Abi! • İnsan Kaynaklarında Yeni Açılımlar; Ne Yalan Ama • Globalleşme ve Yeni Ekonomi; En Büyük Benim • Türkiye Geleceğini Arıyor; Adı İnsan Yasemin Bradley kimdir? 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu Yasemin Bradley, İngiltere’de Avrupa’nın en önemli alternatif terapi okulu ITEC’te “Beslenme ve Diyet” alanında eğitim görüp, diploma aldı. TRT spikerlik sınavlarını kazanınca bir dönem görsel medyada çalıştı. Kanal D’de ana haber bültenini sundu. 1996’da Magazin Gazetecileri Derneği tarafından “Yılın En İyi Kadın Haber Spikeri” seçildi. Londra BBC Türkçe Servisi’nde prodüktörlük eğitimi gördü. Bradley; Beslenme Danışmanlık adlı şirketiyle kurumsal beslenme danışmanlığı hizmeti ve eğitimi veriyor. Vatan Gazetesi’nde her Cumartesi “Keyifle Ye” ve Platin dergisinde “Gelecek Yiyeceklerde” köşelerini hazırlıyor. “Anne Olunca Anladım” adlı internet sitesinde yazıları yayımlanıyor. TRT Haber’de pazar günleri “ Dr. Yasemin Bradley ile Reçetesiz Hayat” programını hazırlayıp sunuyor. Dr. Bradley sık sık TV programlarına beslenme konusunda danışman - otorite olarak konuk oluyor, yurt dışında katıldığı konferanslarda edindiği bilgileri Türk halkıyla paylaşıyor. Yasemin Bradley Beslenme Danışmanı “Kilo vermenin basit bir matematiği var. Aldığınız kaloriden fazlasını harcıyorsanız, kilo verirsiniz. Yani ortada mucize bir diyet formülü, herhangi bir sır yok.” Diyetler işe yaramaz Yasemin Bradley sağlıklı ve güzel kalmanın keyifli olabileceğini öğretiyor. Esas olan diyete başlamak değil, bir yaşam stiline başlamak. Bradley moda diyetlerin çoğunun yanlış bilgilerle dolu olduğunu söylüyor. “Önemli olan kişinin doğru beslenmesi ve egzersiz yapması. Zaten doğru beslenen kişi kilo vermeye başlıyor” diyor. Erkeklerin kas yoğunluğunun daha fazla olması nedeniyle kilo vermek konusunda kadınlardan daha avantajlı olduğunu söyleyen Bradley, kas hücrelerinin yoğunluğunun kalorinin daha hızlı yakılmasında etkili olduğunu belirtiyor. Kilo verme amacıyla diyet yapmanın işe yaramayacağını vurgulayan Bradley sözlerini şöyle sürdürüyor: “Londra’da derse giren hocalarımızın söylediği ilk söz; ‘Diyetler işe yaramaz!’ olmuştu. Gerçekten de diyetler işe yaramıyor. Çünkü bir anda normal beslenme biçiminizden çıkıp yiyecekleri aşırı derecede kıstığınız zaman, vücut bunu bir kıtlık tehlikesi olarak algılıyor. Metabolizmanızı birden bire düşürmeye başlıyor. İki, üç ay diyete devam ettikten sonra normal beslenme biçiminize geri döndüğünüzde, artık azalan metabolizmanız öğütmekte güçlük çekiyor ve daha çok kilo almaya başlıyorsunuz. Onun için yiyeceği aşırı kısan, çabuk kilo verdiren diyetler doğru değil.” Konuşma konuları • Hastalıklara Karşı Beslenme • Kadın Nasıl Beslenmeli? • Erkek Nasıl Beslenmeli? • Bir Şirketi Zayıflatmak; Birlikte hafifleyelim • Örnek Menü Kitapları • Gelecek Yiyeceklerde • Bradley Mutfağı • Çocuk Eğitim Serisi Yasemin Sungur kimdir? Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu olan Yasemin Sungur, 1977 yılında iş hayatına başladı. Finans, danışmanlık, tekstil ve turizm sektörlerinde insan kaynakları, eğitim ve halkla ilişkiler gibi çeşitli departmanlarda çalıştı. Performans Danışmanlık, Örsa Holding, Ant Eğitim ve Danışmanlık, Ziraat Bankası gibi kurumlarda görev yapan Sungur, özel sektördeki deneyimlerini pazarlama, marka, eğitimcinin eğitimi, koçluk ve imaj eğitimleriyle birleştirdi. Gelişim Enstitüsü’nü açmasıyla 30 yıllık tecrübesini pekiştirdi. Sungur bugün, çeşitli konularda kendi tasarladığı eğitim içeriklerini kişilere ve kurumlara sunarken aynı zamanda koçluk ve danışmanlık da yapıyor. Yasemin Sungur Marka ve İletişim Danışmanı, Kariyer Koçu, Eğitmen “Yaşam; hayallerin hedeflere, hedeflerin gerçeğe dönüştüğü bir yolculuktur.” “Ne ekersen onu biçersin” Artık “sadece” çalışıyor olmak anlamını yitirdi. Kişisel gelişim, iş hayatının ayrılmaz, hatta en önemli parçası haline geldi. Bu alan üzerinde çalışmalarını sürdüren Yasemin Sungur; her şeyin başlangıcında bireysel mutluluk olduğu için “koçluk”, kurumsal ve bireysel gelişimde doğru iletişim kurabilmek önemli olduğu için “eğitmenlik”, bilginin paylaşılmaya değer olması nedeniyle de “danışmanlık” yaptığını ifade ediyor. Hayatını, bir öğrenci olarak çıktığı ve zamanla kaşif olarak devam ettiği bir yolculuk olarak tanımlayan İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi, gerek kurumsal, gerekse kişisel markaları geleceğe taşıyabilmenin püf noktalarını düzenlediği toplantılarda deneyimlerinden yola çıkarak aktarıyor. Sungur, “Ne ekersen onu biçersin” anlayışını benimseyerek geliştirdiği konuşma içerikleriyle, hedefleri gerçeğe dönüştürebilmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Sungur, kariyerden geleceğe, sanattan kültüre, doğadan tarihe insan hayatına dair her şeyi aylık olarak çıkarılan Martı adlı e-dergide anlatıyor. Sungur’un e-dergideki ekibi anlatacak ve paylaşacak şeyleri olan gönüllü bir grup… Sungur, “Kariyerim Gelecek mi?” kitabında, hayaller ve hedefleri başarı ve mutluluk için gerçekliğe dönüştürmenin en temel yollarını ele alıyor. Konuşma konuları • Kişisel Marka - Etik (Marka Yönetimi) • Etnik Pazarlama • Kariyerim Gelecek mi? • Kitap ile Sohbet Yekta Özözer kimdir? Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği’nden 1987’de Lisans, British Council Bursu ile okuduğu Strathclyde Business School’dan 1990’da Mali İşler alanında Lisansüstü derecesini aldı. Citibank, Colgate-Palmolive, Coca-Cola, Çelebi Grubu ve Avea gibi firmalarda orta ve üst düzey yöneticilik yaptı. 2003’den bu yana ABC Danışmanlık ve Eğitim Ltd. bünyesinde yurtiçinde çoğunluğu ISO 150 firmalarından veya yurtdışından 65 büyük firmaya İnovasyon, Yaratıcı Problem Çözme, Yöneticilik ve Motivasyon konularında sürekli danışmanlık yaparak ve eğitimler veriyor. Bu alanlarda yazdığı 5 kitabı ve birçok Türkçe/ İngilizce makalesi var. Yekta Özözer Yönetim Danışmanı “Çoğumuz yaratıcılığın ulaşılamaz olduğunu düşünüyor. Oysa hepimizin yaratıcı düşünme yeteneği var, ama bunu kısıtlayan etkenleri aşmak gerekli.” “İnovasyon fikirlerin tesadüfi çıkmasına bağlı kılınıyor, ama dünyanın en büyük inovasyon veri bankamızdaki analizlerimizde matematiksel formülünü bulguladık”. Hepimiz yaratıcıyız! Yekta Özözer, yaratıcılığın bazılarına lutfedilen bir yetenek olmadığını herkesin yaratıcı düşünme yeteneğiyle doğduğunu, ama bunu kurumlarda açığa çıkartmak ve inovasyonu gerçekleştirebilmek için kurum kültürünü bu yönde geliştirmenin şart olduğunu belirtiyor. Yenilikçi bir kurum kültürünü oluşturabilmek için kurumların neler yapması gerektiğini, çalışanların bakış açılarının nasıl genişletilebileceğini, esnetilebileceğini, başarının ve başarısızlığın nelerden kaynaklandığını bizzat yürüttüğü projelerden deneyimi ile ve “eğlenceli ve interaktif” bir uslupla aktarıyor. İnovasyonun aslında formülü var Yurt içindeki kendi ekibi ve iş ortağının ekibi ile inceledikleri 3,2 milyon inovasyon örneğinden elde ettikleri dünyanın en büyük inovasyon veri analizi sonuçlarından yola çıkarak inovasyonun başarılabilmesi için kurumlara kesin, tesadüflere bırakılmayan ve ispatlanmış yöntemler sunuyor. Bu yöntemler, sadece ürün geliştirmede değil, aynı zamanda satış, üretim, operasyonun tüm süreçlerinde, mali işler, İK’da ve kurumun tümünde kullanılabiliyor. Özözer, ayrıca doğadaki canlıların da kurumların karşılaştığı benzer problemleri yine benzer yöntemlerle nasıl çözdüğünü aktarıyor. Konuşma konuları • İnovasyon • Yaratıcı Düşünme • İş’te Eğlence ve Motivasyon Kitapları • Ne Parlak Fikir, Yaratıcı Düşünme Yöntemleri • TrenDNA, Innovation Opportunities in Consumer Trends • Kurumsal Yağ Sanatı • Değişimi Yönetmek ve Liderlik Etmek • Doğanın İnovasyon Yöntemleri Yılmaz Argüden kimdir? ARGE Danışmanlık ve dünyanın önde gelen yatırım bankalarından Rothschild’ın Türkiye Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürüten Dr. Argüden, yaşam kalitesini yükseltme konusundaki çalışmaları nedeniyle Dünya Ekonomik Forumu tarafından Geleceğin 100 Küresel Lideri arasına seçildi. Deneyimleri özel sektörden, kamu sektörüne ve uluslararası kuruluşlara; sivil toplum örgütlerinden, akademik hayata kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Çeşitli kuruluşların yönetim kurullarında görev alan Dr. Argüden, deneyimlerini Boğaziçi Üniversitesi’nde ve Koç Üniversitesi MBA programında strateji dersi vererek, kitapları ve köşe yazılarıyla paylaşıyor. Yılmaz Argüden ARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı “Kurumsal değişimi sağlamak için kurumda her seviyede örnek olabilecek kişilerin değişim hedefi etrafında birleşmesi sağlanmalıdır.” Değişimin anatomisi Dr. Yılmaz Argüden yerli ve yabancı iş dünyasının yakından tanıdığı başarılı bir isim. Dünyada örnek alınan projelere imza atan Dr. Argüden, uluslararası kurum ve kuruluşlarda da etkin çalışmalar yapıyor. Profesyonel çalışmalarının yanı sıra gönüllü faaliyetleri, sosyal sorumluluk çalışmalarıyla da dikkat çekiyor. Değişimi hedeflemeden, mevcudu yenileme arzusu duymadan ilerlemenin mümkün olmadığına inanan Dr. Argüden, “Kurumsal değişimi sağlamak için öncelikle kurumu değişimin gerekliliğine ve aciliyetine inandırmak gerekiyor. Bunu sağlamanın etkili yollarından birisi de performansın kurum içindeki birimler arasında değil, kurum dışı en iyi örneklerle karşılaştırılmasını sağlamak. Bir başka deyişle kıyaslama çalışmalarını kurum kültürü haline getirmektir” diyor. Değişim için öncelikle etkileyici bir vizyonun ortaya koyulması gerektiğini belirten Dr. Argüden, etkileyici vizyonu; “Gelecekle ilgili cazip bir hayali ortaya koyan, kararlara yön gösterecek kadar amaca odaklı, ancak inisiyatif kullanmayı özendirecek kadar esnek, kolaylıkla anlatılabilen ve değişime konu olanları heyecanlandıracak kadar gerçekçi olan bir hülya” olarak tanımlıyor. Konuşma konuları • Strateji • Kurumsallaşma • Değişim Yönetimi • Yönetim Kurulları • İyi Yönetişim • Sivil Toplum Kuruluşlarının Yönetimi • Geleceği Şekillendirmek Kitapları • Geleceği Şekillendirmek • Yönetim Kurulu Sırları • İyi Yönetişim El Kitabı • Değişim Yönetimi • İtibar Yönetimi • Entellektüel Sermaye • Değer Yönetimi • Veri Madenciliği • Balanced Scorcard • Kurumsal Sosyal Sorumluluk • Gönüllü Kuruluşların Yönetimi Zehra Güngör kimdir? Dr. Zehra Güngör İzmir Bornova Anadolu Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler bölümünde “Halkla İlişkiler’de Toplam Kalite Yönetimi” konulu yüksek lisansını yaptı. Aynı üniversitede “Diplomaside İletişim Yönetiminin Uygulanması” konulu doktora tezini tamamlayarak İletişim Doktoru unvanını aldı. 1982’de gazeteciliğe başladı. Posta, Günaydın, Ekonomik Bülten, Yeni Asır, Sabah, Para ve Milliyet’te çalıştı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 1996’da En İyi Röportaj ödülünü, 1998’de En İyi Seri Röportaj ödülünü, 1999’da Röportaj dalında Yılın Gazetecisi ödülünü aldı. 1999 yılında STAGE İletişim Danışmanlığı’nı, 2008’de de Dokuz Organizasyon’u kurdu. Güngör, Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği IPRA’nın 2014 yılı Dünya Başkanlığına getirildi. Zehra Güngör Gazeteci-Yazar / Stage İletişim Danışmanlığı Yönetim Kurulu Başkanı “Kendini dinletebilme çabası, dinlemeyi bilmeyenlere yönelik iletişimsel bir savaştır. Goethe’ye göre, konuşmak bir gereksinim, dinlemek ise bir sanattır.” Dinleme sanatı Başarılı gazetecilik kariyerini iletişimin farklı bir noktasına geçerek zenginleştiren Zehra Güngör, Stage İletişim Danışmanlık Şirketi’ni kurarak iletişim alanındaki birikimlerini kurumların ve bireylerin hizmetine sunuyor. Güngör, halkla ilişkiler alanındaki çalışmalarını uluslararası alanda da sürdürüyor. Ocak 2014’ten itibaren Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği’nin (IPRA) başkanlığına getirilen Güngör 2008 yılından bu yana IPRA’da Yönetim Kurulu Üyesi ve iki dönem Altın Küre Ödülleri (GWA) Jüri Başkanı olarak Türkiye’yi temsil etti. Güngör’e göre dinlemek, anlamaya yönelik gönüllü bir çabayı gerektirir. Aktif dinlemede sıklıkla kullanılması gereken geri bildirimin amacı karşıdakini anlamaktır. Kişinin, söylenenleri bir başka biçimde dile getirip karşısındakine göndermesi gerekir. Böylelikle anlaşıldığının bilincine varan kişi ile arasında olumlu ve derinlikli bir ilişki kurma olanağı doğar. Aktif dinleme, iletişimde bulunulan kişiye akıl vermek, yol göstermek ya da onu eleştirmek değildir. Bir kişiye köklü çözümleri kendinin bulması yönünde yardım edilirse gerçek bir katkı yapılır. Bu bağlamda empati kavramının önemini vurgulamak gerekir. Yeditepe ve Okan Üniversiteleri’nde lisans ve yüksek lisans olmak üzere halkla ilişkiler ve iletişim dersleri de veren, çeşitli panel ve konferanslara konuşmacı olarak katılan Dr. Güngör, İngilizce, Almanca, İspanyolca ve Yunanca biliyor. “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti”, “Türkiye Halkla İlişkiler Derneği TÜHİD”, “Propeller Club” üyesi olan Dr. Güngör, aynı zamanda “KAGİDER” kurucu üye ve yönetim kurulu eski üyesi, “Ayvalık Kültür ve Sanat Vakfı” kurucu üyesi ve “BAL Eğitim Vakfı” mütevelli heyeti üyesi. Konuşma konuları • Diplomaside İletişim Yönetimi • PR Nedir ? • Yeni Lider Modeli ve Liderlerin İletişim Araçları • İletişimde Empati Uygulamaları • Propaganda ve Lobicilik • Sosyal Sermaye ve İletişim • Krizde İletişim, İletişimde Kriz Kitapları • Yasak Ülke - Dalai Lama ile Tibet’te