Kafkaslarda son direniş ve Çerkes sürgünü

advertisement
On5yirmi5.com
Kafkaslarda son direniş ve Çerkes sürgünü
Ömer Aymalı, Kafkas halkları ve Çerkes halkının nasıl sürgün edildiğini gözler önüne
seriyor.
Yayın Tarihi : 21 Mayıs 2012 Pazartesi (oluşturma : 10/21/2017)
Çarın Kafkasya’da görevlendirdiği kardeşi Grandük Mişel, Ağustos ayında Batı Kafkasya halklarına
şöyle bir bildiri yayınlıyordu: ''Bir ay zarfında Kafkasya terk edilmediği takdirde, bütün nüfus savaş
esiri olarak Rusya'nın muhtelif mıntıkalarına sürülecektir.’ Böylece Çerkeslerin Büyük Felaketi
başladı.
Ömer Aymalı-Tarih Dosyası
1860’lı yıllara gelindiğinde Ruslar Karadeniz kıyısında bulunan Kafkas halklarının topraklarının
tamamını ele geçirmişlerdi. Elde edemedikleri tek bölge ise Adıge ya da diger ismiyle Çerkes
bölgesiydi. Karadeniz kıyısından hem Osmanlıya hem de Batıya açılan Çerkes bölgesi, Rus
egemenlik alanı içinde bağımsız bir bölge şeklinde varlığını devam ettirmekteydi.
Stratejik bölge Çerkesya
1856 Kırım savaşı Rusya açısından Çerkeslerin yaşadığı coğrafyanın ne kadar stratejik bir bölge
olduğunu ortaya çıkarmıştı. Osmanlı, İngiliz, Fransız ittifakına karşı, tarihinin en büyük
mağlubiyetlerinden birini alan Rusya, savaş sırasında Çerkeslerin yaşadığı bölgeye Rus askerlerini
gönderememişti. Bölgede Çerkesler başta olmak üzere diğer halkların mevcudiyeti Rus
yayılmacılığının önündeki en önemli engel olarak gözükmekteydi. Rusya savaş sonrasında bölgede
tam egemenlik sağlamak için başta Çerkes halkı olmak üzere diğer Kafkas halklarını kontrol altına
almak ya da bölgeden tamamen uzaklaştırmak için planlama yapmaya başladılar.
Halifenin ülkesine sürgün kararı
Bölgede kesin hakimiyet sağlamak isteyen Rusya’da bölgeye yönelik iki farklı görüş mevcuttu:
Çerkeslerin dostluğunu kazanarak sorunu zaman içerisinde barışçı bir şekilde çözmek ya da bölgede
yaşayan Çerkesleri topraklarından sürgün etmek. Sürgün tezi ilk kez 1857 yılında Rus Kafkasya
Ordusu Kurmay Başkanı General Milyutin tarafından ortaya atıldı. Milyutin bölgede yaşayan
Adıgelerin ( Çerkesler ) bir kısmının kuzeye sürülmesini teklif etti. Ancak böyle bir sürgün faaliyeti
Rusya içerisindeki Müslümanların tepkisine neden olabilirdi ve yeni sorunlara yol açabilirdi. Bu
sebeplerle sürgün teklifi kabul görmedi.
Gündeme gelen ancak kabul görmeyen sürgün teklifi çok geçmeden farklı bir şekil aldı. Kafkasya
Ordusu Komutanı General Prens Baryatinski, Milyutin'in raporunda esaslı bir değişiklik yaptı ve yeni
bir teklif getirdi. Bölgede yaşayan Çerkesler kuzeye değil de güneye yani Osmanlı topraklarına
sürgün edilecekti. Halifenin ülkesine göç ettirilecek Müslüman Çerkeslerden dolayı da Rusya
içerisinde herhangi bir sıkıntı oluşmayacaktı. Çerkeslerin sürgün edilme planı Rus Çarının da uygun
görmesiyle 1860 yılından itibaren Rus devlet politikası haline geldi.
Son mücadele
Çerkesler Rusların politikasını kavramakta gecikmediler. Hatta Rus Çarı ile görüşerek kendi şartlarını
sundular ve müzakereye açık olduklarını ifade ettiler. Ancak Ruslar kesin kararını vermişti. Yüz
binlerce kişilik ordular ile bölge kuşatma altına alındı. Bölgede yaşayan Çerkesler zorla yerlerinden
yurtların edildi, köyleri ateşe veridi, on binlerce insan öldürüldü. 21 Mayıs 1864 tarihinde Ruslar
bölgede denetimi tam anlamıyla sağladı. Yüzlerce yıllık mücadele bu tarihte mağlubiyetle sona erdi.
Çarın Kafkasya’da görevlendirdiği kardeşi Grandük Mişel, Ağustos ayında Batı Kafkasya halklarına
şöyle bir bildiri yayınlıyordu: ''Bir ay zarfında Kafkasya terk edilmediği takdirde, bütün nüfus savaş
esiri olarak Rusya'nın muhtelif mıntıkalarına sürülecektir.’ Böylece Çerkeslerin Büyük Felaketi
başladı.
Yüzbinlerce insan hayatını kaybetti
Yurtlarından sürülen Çerkesler deniz yoluyla, Kafkasya'da, Taman, Tuapse, Anapa, Tsemez, Soçi,
Adler, Sohum, Poti, Batum vd. limanlardan bindirildiler. Osmanlı Devleti'nin Trabzon, Samsun, Sinop,
İstanbul, Varna, Burgaz ve Köstence limanlarında inen Çerkezler buralarda kendileri için hazırlanan
kamplara yerleştirildiler. Ancak bu kamplar kısa bir süre içinde açlık ve salgın hastalıklar sebebiyle
binlerce insanın hayatını kaybettiği ölüm kampları haline geldi.
Sürgün yolunda çekilen çileler, liman şehirlerindeki kamplara ulaşan insanların yaşadıkları felaketin
boyutlarını göstermekteydi. Trabzon'daki Rus konsolosunun, tehcir işlerini idare etmekte olan
General Katraçef'e yazdığı rapordaki ifadeleri şöyleydi: ''Türkiye'ye gitmek üzere Batum'a 70.000
Çerkes geldi. Bunlardan vasati olarak günde 7 kişi ölüyor. Trabzon'a çıkarılan 24.700 kişiden
şimdiye kadar 19.000 kişi ölmüştür. Şimdi orada bulunan 63.900 kişiden her gün 180-250 kişi
ölmektedir. Samsun civarındaki 110.000 kişi arasında her gün vasati 200 kişi can veriyor. Trabzon,
Varna ve İstanbul'a götürülen 4650 kişiden de günde 40-60 kişinin öldüğünü haber aldım.'
Soykırıma varan bu sürgün sırasında tam olarak ne kadar Çerkesin sürgün edildiği tespit
edilememekle beraber 700 binden 2 milyona kadar çeşitli rakamlar mevcuttur. Ünlü tarihçi Kemal
Karpat, 1859-1879 arasında sürgün edilen Çerkeslerin 2 milyon civarında olduğunu, sağ olarak
Osmanlı Devleti'ne ulaşanların sayısının ise 1.5 milyon olduğunu belirtir.
Osmanlı liman şehirlerine ulaşan ve sağ kalan Çerkesler başta Anadolu olmak üzere,Trakya, Balkanlar, Irak, Suriye, Ürdün vd. Osmanlı topraklarına yerleştirildiler.
Kaynaklar: Fethi Güngör, Büyük Çekes Sürgünü
A.Kasumuv-H.Kasumov,Çerkes Soykırımı
Dünya Bülteni Bu dökümanı orjinal adreste göster
Kafkaslarda son direniş ve Çerkes sürgünü
Download