TBMM B:2 2 . 10 . 2007 Birleşmiş Milletler ve İngiliz Stern

advertisement
TBMM
B:2
2 . 10 . 2007
Birleşmiş Milletler ve İngiliz Stern Komisyonu'nun hazırladığı raporlar; dünyanın felakete
gittiğini göstermiştir. Daha önce bu çağrıya burun kıvıran ülkeler şimdi küresel ısınmayla mücadele
için program açıklamaktadırlar. BM tarafından hazırlanan iklim raporları felaketin boyutlarını
gözler önüne sermiştir. Yeryüzündeki canlı türlerinin yüzde 50'sinin yok olma tehlikesiyle karşı
karşıya olması hükümetleri harekete geçmek zorunda bırakmıştır. İngiliz insani yardım kuruluşu
Christian Aid, yayımladığı raporda, 2050 yılına kadar en az 1 milyar insanın küresel ısınmanın
sonuçları yüzünden göç edeceği uyarısında bulunmuştur. Avustralya, geleneksel ampulleri
yasaklayarak 2010 yılından itibaren çevre dostu ampuller kullanılması kararını aldı. Meksika
hükümeti, ülke genelinde 250 milyon ağaç dikilmesi kararı aldı. Avrupa Birliği, otomobil
üreticilerine küresel ısınma standardı getirdi.
Küresel ısınmaya bağlı olarak dünyanın bazı bölgelerinde kasırga, fırtına, sel ve taşkınlar, bazı
bölgelerde uzun süreli, şiddetli kuraklık ve çölleşme yaşanacağı bilinmektedir. Türkiye gibi kurakyarı kurak iklim kuşağında bulunan ülkelerde ise en büyük sorunun kuraklık olacaktır. Tüm
Akdeniz havzasındaki 16 ülkede yağışlar son 25 yılda yüzde 20 azalmış durumdadır. 2050'ye
geldiğimizde, deniz seviyesinin Akdeniz'de 20-40 santimetre artması beklenmektedir. Bu durumdan
en çok zarar görecek ülkeler, Türkiye ve Cezayir ile deltaları olacak.
Ülkemiz, kar yağmayan, yağış miktarı iyice düşmüş bir kış mevsiminin ardından küresel
ısınmanın en ağır etkilerini yaşamaya başlamışken, İç Anadolu'daki göller bir bir kururken, kuraklık
ve açlık kapımızdayken, sadece ülkemizi değil, bütün dünyayı tehdit eden küresel ısınma ve tarım
sektörüne olası etkileri konusunda hükümetimiz tarafından hiçbir ciddi girişimde
bulunulmamaktadır. Ülkemizin buğday ambarı diye bilinen ve buğday üretiminin yüzde 40'ını
gerçekleştiren Konya Kapalı Havzası'nda yüzde 80'e varan rekolte kaybı olmuştur. Akdeniz
bölgesinde ise rekolte yüzde 30-50 oranında düşmüştür. DSİ yetkilileri çiftçilere "Barajlarda su yok,
ikinci ürünü ekmeyin" uyarısı yapmaktadır. Bazı bölgelerde barajlarda doluluk oranı yüzde 25'lere
kadar düşmüştür. Kuraklık afeti, hem binlerce çiftçimizin yaşamını felakete çevirecek, hem de
buğday, mısır ve diğer hububat başta olmak üzere bir çok üründe çok ciddi verim düşüşlerine, bu
da çok büyük oranda ithalata ve sonucunda enflasyon baskısına yol açacaktır.
Küresel ısınma ile birlikte Türkiye'nin batı bölgesindeki illeri susuzluk ve karanlık korkusu
sarmıştır. Yağışların mevsim normallerinin çok altında gitmesi nedeniyle başta Antalya olmak üzere
İstanbul ve Bursa gibi illerde belediyeler tasarruf tedbirleri ile yazı atlatma telaşına girmişlerdir.
Üreticiler çeltik, mısır ve şekerpancarı gibi çok fazla su isteyen ürünlerden yavaş yavaş
uzaklaşmaya başlamışlardır. Meyve bahçelerine yeterli sulama yapılmaması durumunda rekoltede
büyük sıkıntılar beklenmektedir.
Sağladığı bunca hayati işlev ve değere rağmen, sulak alanlarımız gün geçtikçe kurumakta ve
kirlenmektedir. Aslında bütün bu sorunların temelinde hükümetlerimizin su kaynaklarına olan
bakışı, sektörel su kullanımları ve su politikaları yatmaktadır. Sulak alanların kaybedilmesinde en
büyük etken, yanlış tarımsal sulama yöntemlerinin kullanılması, yer altı sularının kontrolsüz şekilde
çekilmesi ve suyun akış yönünün değiştirilmesidir. Sonuç itibariyle, küresel ısınma dünyanın
olduğu kadar, ülkemiz için de hayati önem arz etmektedir.
M.Ö. 1650-660 yılları arasında Anadolu'da Hitit Uygarlığı hakimiyetini sürdürmekteydi. Fakat
Anadolu'da oluşan ciddi bir kuraklık sonucunda koskoca bir imparatorluk yok olmuştur. Tarihin
tekerrür etmesini istemiyorsak, toplum, sivil toplum kuruluşları ve TEMA önderliğinde gerekli
araştırmaların ve çalışmaların titizlikle yapılması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle, ülkemiz için çok önemli bir yere sahip olan "küresel ısınma"
sonucunda alınacak tedbirlerin Yüce Meclisimizce tespiti amacıyla bir Meclis Araştırması açılması
yerinde olacaktır.
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
-225-
Download