bilimname XIX, 2010/2, 137-152. MUHAMMED FERİD VECDİ VE EL-MUSHAFU'L-MÜFESSER İSİMLİ TEFSİRİ Şahin GÜVEN Dr., DİB. Haseki Eğitim Merkezi, Pendik/İstanbul [email protected] A. Giriş Kur'an-ı Kerim, nazil olmaya başladığı ilk günden itibaren muhatapları tarafından anlaşılınaya ve yorumlanmaya çalışılan ilahi bir Kitap'tır. Özellilde bu Kitap'a iman etmiş olan Müslümanların en önemli çalışma alanlarından birisi de kendilerine yol gösterici olarale indirilen bu ilahi mesajları halday la anlama, yorumlama ve yaşadıidan hayata tatbik etme meselesi olmuştur. Bu amaçla birçok çalışma yapılmış ve adına genel olarale tefsir dediğimiz geniş bir külliyat oluşmuştur. Aneale günümüz insanının uzun uzadıya yazılan tefsirleri ne tetkile edecek zamanı ve ne de bu tefsirleri haldeıyla anlayacalc bilgi birilcimi bulunmaletadır. Meal çalışmaları ise okuyucuya yeteri kadar bilgi vermediği gibi bazen okuyucunun yarılış anlarnlar çılcarabileceği bir zemirıi de oluşturabilmelctedir. Bu bağlamda, özellikle son dönemlerde ülkemizde yaygınlık kazanan meal-tefsir tarzı çalışmaların günümüz Kur'an okuyucusunun isteiderine cevap vermek ve ihtiyaçlarım karşılamale için yazıldığını görmelcteyiz. Söz konusu çalışmalar, salt meal olmadığı gibi, uzun uzadıya yazılan tefsirlerden de farldılık arz etmelctedir. Dolayısıyla bu meal-tefsir tarzı çalışmalarda, Gazali'nin ifadesiyle "Tefsir'de ihtisar ve iktisat!' 1 yolu seçilmiştir? 1• İmam Gazali her ilmin kısa/öz, orta/vasat ve uzun/geniş taraflarının olduğunu ifade ettikten sonra şöyle söylemektedir: Tefsir'de kısa ve öz (iktisar) olan, Kur'an'ın iki misli büyüklüğünde alandır. Tefsir'de iki:isad (orta/vasat) ise, Kur'an'ın üç misli büyüklüğünde alandır. Bundan daha fazlası da ömür boyunca lazım olmayacak gereksiz uzatmalardan ibarettir:· (Bkz: Ebu Hamid Muhammed b. EI-Gaz:lli, İhytıu Ulıimiddin, Daru1-Kütübü'I-İimiyye, Kahire, Ts., C: I, s. 52.) ı. Ülkemizin yetiştirdiği son devir ilim adamlarından merhum Hasan Basri Çantay(1887-1964)'ın kaleme aldığı K11ran-ı Hakim ve Meal-i Kerim (ilk baskı 1953) isimli üç ciltlik eseri, aslında "me:lltefsir" tarzı çalışmalar alanında bir ilki oluşturmaktadır. Aslında yazıldığı dönemde Türkçe Kur'an tercümeleri alanında bir çığıraçan müellif, dipnotlar vasıtasıyla mea!de olmayan ve fakat ayetleri açıklayıcı ya da tercih ettiği yorumu destekleyici bilgiler vermiştir. (Bkz: Emin Işık, Hasan Basri Çan tay, Şahin 138 Güven İşte bu makalenin konusunu oluşturan ve Ferid Vecdi(1878?-1954) tarafından telif edilen el-Mushafu'l-Müjesser isimli özlü tefsir, bundan yaldaşık yüz yıl önce Arapça'yı konuşup yazdığı halde Kur'an'ı anlama konusunda problemler yaşayan dönem insanının Kur'an okurken anlamaya yönelik çabalarının artmasını sağlamak amacıyla yazılmıştır. Dolayısıyla bu tefsir, günümüzde meal-teftir tarzı çalışmalar yapan ilim adamlarının istifade edebilecelderi önemli eserlerden birisidir. Müfessir Fe ri d Vecdi'nin bu eseri, bir taraftan Celiileyn tarzı tefsir yöntemiyle, taraftan teferruata dalınadan ayetlere "icmali mana" vermesi balumından dild<:at çekmektedir. Eseı; öncelilde sıradan bir Kur'an okuyucusunun gerek ayetlerde geçen bazı kelime ve ifadelerin ne anlama geldiği ile ilgili sorurılarını çözmeyi amaçlaması bakımından, gerekse ay etierin mal<:sat ve hedeflerini anlamaya yönelik genel açıldamalar yapması balumından önem arz etmektedir. diğer İşte bu çalışmada, son devir müfessirlerinden kabul edilen ve yaşadığı dönemin önemli ilim ve fikir adarnlarından birisi olan Muhammed Ferid Veeeli'nin hayatı ve eserleriyle ilgili bilgi verildikten sonra, onun tefsir alanında yazmış olduğu el-Mııshaju'l-Miifesse-?> isimli eserinin tanıtım ve değerlendirmesi yapılacal<tır. B. Ferid Vecdi'nin Hayatı Ve ilmi Kişiliği 19. yüzyılın son çeyreğinde dünyaya gelen Muhammed Ferid Veeeli'nin tam olarak hangi tarihte doğduğu hususunda farldı görüşler bulunmal<tadır. Hayreddin Zirik/b Muhammed Tahtı el-Haciri veFadlHasan Abbas gibi araştırmacılar onun 1878 yılında Mısır'ın İskenderiye şehrinde dünyaya geldiğini söylemişlerdir.4 Hasan Abdulvahhtıb'a göre ise Ferid Vecdi 1875 yılında doğmuştur. 5 Hatta Enver Cündt, Muhammed Tevfik Ahmed'in Ferid Vecdi ile olan özel bir sohbetinde bizzat kendi DİA, C: Vlll, s. 218-219) Bu çalışınadan sonraki ıncal çalışınalarında görülen genel karakter, ayetin sadece ınealini vermekten ibarettir. Ancak özellikle Muhammed Esed'in "Kuran Mesajı: Meiil-Tefiir'' isimli çalışınasının iilkeınizde tercüme edilip yayınlanmasından sonra bazı meal çalışmalarının (ya da özlü tefsir çalışmalarının) "meal-tefsir" tarzına yeniden yöneldikleri görülmektedir. (Örnek olarak bkz: M. Zeki Duman, Beyimıı'l-Hak (Kuralı-ı Kerim'in Nüzıll Sırasına Göre Tefiiri), III Cilt, Fecr Yayınları, Ankara, 2006; Mustafa İslamoğlu, Hayat Kitabı Kuran -Gerekçe/i Medt-Tefiir-, Düşün Yayıncılık, İstanbul, 2008). 3 · Bu çalışmada eserin Daru'ş-Şa'b, Kahire-1967 baskısı esas alınmakla birlikte,1903 yılında Kahire'de basılan ve "Safvetü'Iİiffınji' Tefiiri'l-Kur'fm" isimli nüshası dakullanılmış ve yeryer atıflar yapılmıştır. Ancak tefsiıin sonraki baskılarında bizzat müellif tarafından yapılan değişiklik ve düzeltmeler sonucu eserin son şeklini alması ve yaygın olarak k'UIIanılan nüshasının "Mushafu'I-Müfesser" ismiyle basılan nüsha olması sebebiyle bizler de çalışmamızda bu baskıyı esas aldık. 4 · Bkz: Zirikli, Hayreddin, el-A'liim, Kahire, 1954, C: VI, s. 329; ei-Haciri, Muhammed Taha,Mulıcım­ med Ferid \'ecdi- Hcıyiitülıü ve Esiirulııt, Ma'lıadu'l-Bulızis ve'd-Dirasiiti'l-Arabiyye, Kahire,l970, s. 17-19; Abbas, Fadl Hasan, el-Müfessirlın -Medarisuhum ve Menahicuhurn-, Ürdün, 2007, s. 530. s. Bkz: el-Haciri,Ferid \'ecdi, s. 17. 1 Muhammed Ferid Vee di Jle EI-Mushafiı '1-lvli!fesser İsim/i T~fsiri ağzından onun 1869 yılında doğduğunu işittiğini aktarmaktadır. 139 6 Baba Mustafa Ferid, orta tabakadan şehirli bir aileye mensuptur. El-Haciri'nin ifadesine göre Ferid Vecdi, büyük bir ihtimalle Ttirk asıllı bir aileden gelmektedir? Babası ilme ve ilim ehline değer verirdi. Zaman zaman evinde ilmi sohbetlerin olduğu toplantılar yapılır, evin en büyük oğlu olan Muhammed Ferid'de bu toplantılardan istifade ederdi. Ayrıca babasının kütüphanesi Ferid Vecdi için iyi bir çalışma ve kitap okuma alanı olmuştur. 8 Ferid Vecdi ilk ve orta öğrenimini doğduğu şehir olan İskenderiye'de tamamlamıştır. İskenderiye o dönemde verimli ilmi-edebi çalışmaların yapıldığı bir merkez konumundadır. İşte böyle bir ortamda müellif iyi derecede Arapça ve Fransızca eğitimi almıştır. 9 Daha sonra Kahire'de Teı:fikiyye Lisesi'nde eğitimine devam eden Ferid Vecdi, bir süre sonra babasının görevi sebebiyle Dimyat'a taşınmıştır. Ortaöğreniminin dışında resmi öğrencilik yapmayan müellif, burada yörenin alimlerinin ders halkalanna devam ederek kendini yetiştirmeye çalışmıştır. Dini ve ktimai ilimlerde kendisini yetiştirmiş, henüz 17 yaşında iken ilk eserini Batılılara İslfun'ı tanıtmak amacıyla önce Fransızca yazaralç yayınlamış daha sonra da el-Felsejetü'l-Hakkajı Bedaii'l-Ek.van (Kahire-1895) adıyla Arapçaya tercüme ederek insanların istifadesine sunmuştur. O dönemde Dimyat'ı ziyaret eden Reşid Rıza ile tanışaralç ona kendi yazdığı bu eserini takdim etmiştir. Eserden etkilenen Reşid Rıza, Suriye'deki bir arkadaşına yazdığı mektupta genç Vecdi'den hayranlılda bahsetrnektedir. 10 Dimyat'talçi üç yıllık kısa ilçametinden sonra, babasının Vali vel&liğine atanması sebebiyle Süveyş'e yerleşmiştir. ilmi çalışmalarına burada devam eden Vecdi, el-Hayat dergisini çıkarmaya, el-Liva ile el-Müeyyed gibi gazetelerde de yazılar yazmaya başlarnıştıı: Süveyş'te yazıınş olduğu Tatbiku'd-Diyanati'l-İslamiyye Ala Nevamfsi'l-Medeniyye isimli eseriyle ilim çevrelerinde tanınmaya başlayan müellif, ünlü eseri el-Hadfkatü'l-Fikriyye ile çağdaşı ](asım Emin'in İslam'ın kadınla ilgili görüşlerini eleştirdiği el-Mer'etü'l-Cedide isimli eserine yazdığı reddiyeyi içeren el-Mer'etü'l-Müslime isimli çalışmasını yayınlamıştır. İlıni çalışmaları bal(lmından münbit bir dönemi kapsayan Süveyş yıllannda Ferid Vecdi, el-İslam fi Asri'l-İlm, l(enzii'l-Ulılm ve7-Lüğa" gibi eserlerinin yanında, Safvetü'l-İifanjf Tejstri'l-Kuran Bkz: Cündi, Enver, Muhammed Ferid \fecdi: Riiidii't-Tevfik Beyne'l-İ/mi ve{:l-Dill, Kahire, 1974, s. 24. Bkz: e-Haciri, a.g.e., s. 22 K El-Haciri, a.g.e., s. 22-23. 9 · El-Haciri, Ferid Vecdi, s. 21-23. Müellifin Fransızca';1, daha sonra taşındıldan Süveyş'te öğrendiğin e dair bilgiler de vardır. (Bkz: Yavuz, Yusuf Şevki, "Ferid \fecdi'; DİA, XII/393.) ıo. El-Hi.ciri, a.g.e., s. 31-35. 6 7 Şahiu 140 Güven isimli eserini de kaleme almıştır. 11 1905 yılında Kahire'ye göçen Ferid Vecdi, vefatına l<adar geçen dönemdeld ilmi-fikri çalışmalarını Kahire'de sürdürmüştür. Süveyşe'te yayın hayatına başla­ yan ama iplataya uğrayan el-Hayat dergisini yeniden yayınlamaya başlamıştır. Bu aradaAbbas MahmudAkkad ile birlikte ed-Düstar gazetesini çıl<armıştır. Kahire'de dönemin önemli ilim ve ffi<ir adarnlarından olan Cemaleddin Afganive Muhammed Abduh'un fikirlerinden etkilenerek aynı yönde yazılar yazmaya başlamıştır. Çağdaş İslam düşüncesini ilim ve alal temeline oturtmaya çalışan yenililççi hareketlerin içerisinde yer alan Ferid Vecdi, o dönemiri İslam dünyasında önemli bir eğitim kurumu olanel-Ezher Üniversitesinin ıslahı ve yeniden yapılandırılması için çaba sarf etmiştir. 1933 yılında Mecelletü'l-Ezher dergisinin yöneticiliğine getirilmiş ve bu görevini 1952 yılına kadar sürdürmüştürP Ferid Vecdi eserlerini genelde Felsefe, Kelam ve Tefsir alanında vermiştir. Ama onun asıl meşhur olduğu alan Kelam'dır. "İtil<adi konularda aldi deliller kullanan Vecdi, muhtemelen pozitivist ilmi atmosferin etkisiyle iman esaslarını duyu verilerine dayanan delillerle kanıtlamaya çalışmış, klasik şeldiyle yetersiz bulduğu kelam ilmirıde modem ilimlere paralel olaral< yenililder yapmalç istemiştir. Fil<ri mücadelelerinde daha çok materyalizmirı teniddi üzerinde duran Ferid Vecdi, Müslümanların mezhep taassubuyla oluşan inançlardan kurtulmadıkça itil<adi ve ictimru problemlerini çözemeyecelderine inanmıştır:' 13 I<lasil< kelam ve tasavvufa eleştiriler getiren Ferid Vecdi, Müslümanların içine düştüğü içtimal ve siyasi zayıflığın sebebi olaral< sahih ilim ve bilgilerden uzaldaşmayı, geçmişten gelen kültürel mirası aynen taldit etmeyi ve nasları mezhebi yaldaşımlarla te'vile tabi tutmayı görmektedir. Bir taraftan Müslümanların kendilerini yenilemeleri için ilrni-ill<ri çalışmalar yapan müellif, diğer taraftan da islama yönelik içten ve dıştan gelen saldırılara karşı islamı savunma!<: için olanca gücünü sarf etmiştir. İslfun'dal<i kadının yeri ve konumuna yönelil< eleştirel yaldaşımlar sergileyen Kasım Emin'i el-Mer'etü'l-Müslime isimli çalışmasıyla eleştirdiği gibi Nakdu'ş-Şi'ri'l-Cahilt isimli eseriyle de Taha Hüseyin'in eş-Şi'ru'l-Cahilt isimli eserinde dile getirdiği düşünceleri eleştirmiştir. 14 Ayrıca Ferid Vecdi modernizm, pozitivizm, emperyalizm ve sosyalizmi, dönem mütefelddrlerinden birisidir. lasacası Batı düşüncesini, layasıya eleştİren Bkz: ei-Haciri, a.g.e., 88; Yavuz, a.g.m., s. 393. Cündi, a.g.e., s. 7 vd.; Yavuz, "Ferid Vecdi~ C. XII, s. 393; 1 ı Yavuz, "Ferid Vecdi'; DİA, C. XII, s. 393. 14 · Bkz: Soysal dı, H. Mehmet, Muhammed Ferid Vecdi, Tefsiri ve Teftirdeki Metodu, Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Yıl: 1999, Sayı: 4, s. 5 ve 7. ıı. 12 lvfıtlıammed Ferid \lecdi Ve El-Muslıaju'/-Mı1fesser isinı/i Tefsirı· 141 Nitekim eserlerinden önemli bir kısmının, hatta tefsirinin uzunca mukaddimesinin, İslam'ın düşünce, inanç, ahlak ve siyası yapısım müdafaa sadedinde yazılrmş olması bunun bir göstergesidir. Özellilde el-İslamü Dinü'l-Hidaye ve'l-Islah (Kahire, ı932) isimli eserinde, Amerikan Üniversitesinde yayınlanan ve İslfun'a; onun Kutsal Kitab'ı ve yüce Elçisi(a.s.)'ne saldıran ve Müslümanlar arasına şüphe tohumları eken Mesailü'l-İlm isimli esere eleştiriler getirmiş ve bunlan hertaraf etmeye çalışmıştır. 15 Bununla birlikte, "milletierin putperestlikten Hıristiyarılığa geçmelerini sağlayan bir köprü olduğu için İslam'a saygı duymal<: gerekir(!)" diyerek İslam'a saldıran Fransa dışişleri eski bakanı Hanotaux Gabriel (ı853- ı944) ve kadın haldarı ile kölelik konusunda İslam'a eleştiriler getirenModern Mısır isimli eserin sahibi Lord Kremer Alfred( ı 828- ı 889)'e karşı reddiyeler yazrmştır. 16 XX. Yı.izyılın başından itibaren dine (özel olara!< da İslam dinine) karşı yapılan tenlcitleri, bizzat Batılı ilim adamları ve düşünürlerin görüşlerinden de faydalanaral< cevaplandırmaya çalışan Ferid Vecdi, yaşadığı dönemde dini düşüneeye dinamizm kazandıran bir şahsiyet olmuştur. 17 Ferid Vecdi, bazı düşünceleri sebebiyle, Mustafa Sabri Efend~ Reşid Rıza, gibi çağdaş ı olan düşün ür ve alimlerce de eleştirilmiştir. "Bu tenlcitler daha çok, Türkiye'deki inkılapları ve Batılılaşma hareketlerini kesin bilgi sahibi olmadan tasvip etmesi, 18 Batı'da yürütülen ruh çağırma faaliyetlerine (pozitivizme karşı çıkmak adına) önem vermesi, dini metinleri kanıtlanmamış ilmi teorilerin ışığında yorumlaması, pozitivist atmosferin etkisiyle hissi mucizeleri inl<:ar (ya da te'vil) etmesi, materyalizmi reddederken pozitivist metottan hareket etmesi, alden iml<ansız görülen hususları müml<:.ün hale getirebileceğine İnanacak derecede bilime güvenmesine karşılık dinin haber verdiği bazı hususları imkansız kabul etmesi ve ilmin sınırlarını neredeyse dini de içine alacak şelclde genişletmesi gibi noktalarda Şekip Aslan toplanmal<:tadır:'ı 9 C. Ferid Vecdi'nin Eserleri Yaşadığı dönemdeki Müslüman dünyanın sorunlarıyla yal<Indan ilgilenen Ferid Vecdi, hem Müslümanların sorunlarına çözüm önerileri üretme hem de İslam düşmanlarının saldırılarına karşı cevaplar verme sadedinde eserler yazmıştır. 15· Soysaldı, a.g.nı., s. 7. Bkz: Soysaldı, Muhammed Ferid Vecdi ve el-Mııshafiı'l-Miifesser İsimli Eserinin Tahlili, (Yüksek Lisans Tezi), Kayseri, 1990, s. 16-19. 17 • Bkz: Yavuz, "Ferid Vecdi'; DİA, C. Xl!, s. 394. 18 · Nitekim İslam topraklarmdan birisi olan Anadolu'da Türlderin gerçekleştirdiği bağımsızlık hareketine ve devamındal<i inkılap hareketlerine önceleri destek vermiş, bu sebeple de özellikle Mustafa Sabri Efendi tarafından şiddetle eleştirilmiş, ;ı.ncal< daha sonra Türklerin İslam Hukuku'ndan vazgeçip Batılıların kanunlarını almalarını da eleştirmiştir. (Geniş bilgi için bkz: Ciindi, s. 166 vd.) 19 Yavuz, "Ferid Vecdi; DİA, C. XII, s. 393. l6. Şahin 142 Giiveu Müellifbir taraftan Müslümanların Kur'an-ı Kerim'i okurken anlamaya yönelik bir okuma faaliyetine girmeleri gerektiğini düşünerek tefsir yazmakta, diğer taraftan da yaşadığı dönemin genel geçer sorunlarından olan modernizm, pozitivizm, sosyalizm ve emperyalizm gibi Batılı düşünce alomlarınıloyasıya eleştirmektedir. Bu sebeple eserlerinin büyük bir bölümü İslam'ın düşünce, inanç, ahlak ve siyasi yönlerini aniatma ve müdafaa etmeye yöneliktir. Yazarın, bir kısmı Osmanlı Türkçesi'ne de çevrilen eserleri şunlardır: 1. Dairetu Maarifi'l-Karni'r-Rabi' Aşr ve'l-Işrin el- Mfladf, Kahire, 1918. (III. Darü'l-Ma'rife, Beyrut, 1971.) Baskı: 2. el-İslam Dinü'l-Hidaye ve'l-Islah, Daru'l-Hilal, Kahire 1962.20 3. el-İslamjfAsri'l-İlm, Kahire: Matbaatü'l-Muvahhid, 1932. 4. J(enzü'l-Ulum ve'l-Luga, Matbaatü'l-Vaiz, Kahire 1905/1324h. S. el-Medeniyye ve'l-İslam, Matbaatü'r-Rahmaniyye, Kahire 1933/1353_21 6. Min Mealimi'l-İslamiyye, ed- Daru'l-Mısriyyeti1- Lübnaniyye, Kahire, 1994. 7. El-Mer'etü'l-Müslime, Kahire, 1902.22 8. Nakdu Kitabi~-Şi'ri'l-Cahiliyye, Dairetu Maarif, Kahire, 1926. 9. el-Felsejetü'l-Hakka jf Bedaii'l-Ekvan, Kahire, 1895/1313h.23 1O.El-Hadfkatü'l-FiA.Tiyye jf İsbati Vücudillah bi'l-Berahfni'-Tabtiyye, Kahire, 1318/1901.24 Bu eser ilk olarak "el-İsllmıu Dinwı Ammun Hlılidrm" ismiyle el-Cilıad gaıetesinde makaleler halinde yazılmış, daha sonra kitap haline getirilerek 1932 yılında Kalıire'de basılmıştır. 2 '- Eserin ilk baskısı1904yılında yapılmıştır ve bu ilk baskısmm adı da "el-İslamü Dinü'l-Medeniyye" dir. Bu eser, Abdullah Babi tarafından "Diyaneti İslamiyye'nbı Kavlıidi Medeniyye'ye Tatbiki ı•eya Bıırlılın-ı Satı"' (Kazan 1904) ve Kadir Zakiri tarafmdanda "Medeniyet ve İslam" (Kaıan 1908) adıyla Türkçeye çevrilmiştir. (Yavuz, DİA, s. 395) 22 Bu çalışma "Müslüman Kadım" ismiyle M. Akif Ersoy tarafından tercüme edilerek önce Sıı:iit-ı Müstakim Dergisinde (Sırat-ı Müstakim Dergisi, Cilt:l, Sayı:3-19) ya}'lnlanınış, dalıa sonra da bir ki tap olarak (İstanbul, 1925) yayınlanmıştır.. Bu tercüme daha sonra Mahmut Çamdibi tarafından sadeleştirilerek 1972 yılında tekrar basılmıştır. :>.ı. İnsan fizyolojisinin ilginç yanları, hayvanlarla bitkiler alemindeki şaşırtıcı tezahürler ve bunların Tanrı'nın varlığına delil oluşlan gibi konulan ihtiva eden bu risa.Je/çalışma,(Haciri, a.g.e., s. 35.) Halil Nimetu/lah tarafından Felsefe-i Hakka adıyla Ttirkçe'ye tercüme edilerek Sırat-ıi'vliistakim dergisinde ya}'lnlanmıştır. (Bkz: Sıı·lıt-ı Müstakim Dergisi, C: 1, Sayı: 6-9, 1324h.) 24 · Müellifin bu müstalcil çalışması, dalıa sonra kaleme aldığı ansiklopedil< eser olan "Diıiratü'l­ Afaarifi'l-Karni'l-Işrin" isimli eserin "Allah" maddesine de konmuştur. Bu eser Mehmet AkifErsoy tarafından Ttirkçe'ye çevrilerek Hadikai Fikriyye adıyla Sırat-ı Müstaklın dergisinde yayınlanmıştır. (Bkz: Sırat-ı lvliistakim, C: 2, Sayı: 27-38 ve 48, 1324-1325h.) 20 · r Mulıammed Ferid lleedi Ve El-Muslıafıı'l-lviiifes:;er İsim/i Tefsiri ll.Sejiru'l-İslam ila Sairi'l-Akvam, Kahire, 1907. 143 25 12 Tatbiku'd-Diyaneti'l-İslanıiyye ale'n-Nevanıisi'l-Medeniyye, Matbaatü Osmaniyye, Kahire, 1901/1316h.26 13.Ala Atlali'l-Mezhebi'l-Maddi, Druratü'l-Mearif, Kahire, 1921, 14.J(itabu'l-Muallimfn, Druratü'l-Mearif, Kahire, 1918. IS.Mecmuatü Resaili'l-Felsejiyye, Kahire, 1916. 16.El-l/ecdiyyat: Makalatün Hayaliyyetünfi Sebili'd-Dfn ve'l-Luga ve'!-Vatan, Kahire, 1911, 17.Ei-Edilletü'l-İlmiyye fi Cevazi Tercimeti'l-Kuran, Mektebetü'r-Ragaib, Kahire, 1936. 18.Safoetü'l-İifanjf Tefsiri'l-J(urcm, Mat:baatü'ş-Şaab, Kahire 1903. (el-Mushafu'l- Müfesser)27 Tespit edebildiğimiz kadarıyla Ferid Veeeli'nin çalışmalarındarı beş tarıesi Turkçeye çevrilmiştir. Eserlerinden ild tanesi, tıpkı müellif gibi dönemin ıslahatçı düşünürlerin den olan Milli şairirniz Mehmet Aldf Ersoy tarafından tercüme edilerek yayınlanmıştır. Bunların ilki, el-Hadfkatü'l-Fif...Tiyye jf İsbiiti Vücudillah bi'l-Berahini'-Tabfiyye, (Kahire, 1318/1901) isimli eserdir. Hadikay-ı Fikriyye adıyla tercüme edilerek Sırat-ı M üstakim dergisinde yayınlanmıştır. 28 İkincisi de meşhur li Uluslar arası bir kongrede İslfuniyet'i tanıtmak amacıyla sunduğu bir tebliğdir. Bu çalışma, Hüsnüifendiz!ıdeAiımed Cemal tarafından Turkçe'ye çevrilerek Sırat-ı ı'VIüstakim'in birinci cildinde 17-19 ve 22-24 sayılar arasında seri olarak yayınlanmıştır. (Bkz: Sirat-ı Mustakim, C:!, Sayı: 17-19 ve 22-24, 1324h.) 2 "- Müellifbu kitabı önce Fransızca olarak yazmıştır. Daha sonra da Arapçaya tercüme etmiştir. Sonraki baskılarında ise ismini, el-Medeniyye ve'l-İsliim olarak değiştirmiştir. (Bkz: Hasan Abbas, el-Müfessiriin, s. 530) 27 · Ferid Vecdi, "Safvetii'l-İifan fi Tejsiri'l-K11ran" ismiyle bir tefsir yazmaya ve ayhl< olarak çıl<ardığı dergide de yayınlamaya paşlar. Tefsirin 1903 yılındaki ilk baskısında uzun "Mukaddime" yoktur. (Bkz: Safvetii'!İifan fi Tefsiri'l-Kuran, Ferid Vecdi, Kahire, 1903) 1907 yılındaki baskıda "Muslıa.fit'l­ Miifesser'' ismi altında basılmaya başlanmış, baş tarafına da "Felsefetü1-Kur'an" başlığı altında uzunca bir mukaddime konmuştur. (Bkz: Cündi, a.g.e., s. 26-27.) Araştırmacı el- Haciri'ye göre ise Tefsir'in "klukaddime" bölümünün basılıp piyasaya çıkması, eserden daha öncedir. (Bkz: el-Haciri, a.g.e., s. 88.) Hatta daha sonraları da Mukaddime'nin ayrı basımlan olduğu gibi, bazı baskılarda bu uzun mukaddime yer almazken, bazılarında da ikisi birlik'te basılınıştır. Mesela Matbaatu'ş-Şaab 1954 yılında "Mukaddimetıı Safveti'l-İifan fi Tefsiri'/-Kur'an" adı altında tefsirin 184 sayfalıl< "Mukaddime" bölümünü müstakil olarak yayınlamıştır. Biz bu çalışmamız boyunca tefsirin ismi olarak "el-Mushafu'I-Müfesser"i tercih edeceğiz. Çünlru eserin hem meşhur olan ismi budur hem de (tespit edebildiğimiz kadarıyla) bir baskı hariç bütün baskılarında bu isim kullanılmıştır. :!B. Bkz: Ersoy, Sırat-ı Miistakim, Cilt:2, Sayı: 27-28 Şahin 144 Güven eseri el-Mer'etü'l-J\tlüslime (Kahire, 1902)'dir. Müslüman Kadını ismiyle tercüme eden M. Akif, önce Sırat-ı M üstakim'de tefrika etmiş/9 daha sonra da kitap olarak yayınlamıştır. 30 Müellifın e!-Hadikatü '1-Fikriyyefi İsbati Vücfidillah bi 'l-Berahini '-Tabiiyye isimli eseriıli ise Halil Nimetıd/ahFelsefe-i Hakka adıyla Türkçeye tercüme ederek Su·at-ılv!üstakim dergisinde yayın1amıştır. 31 Yine Ferid Vecdi'nin el-Medeniyye ve '!-İslam isimli eseri de Abdullah Babi tarafindanDryaneti İslamiyye 'nin Kavaidi Meden~vye ye Tatbiki veya Burhan-ı Sat1 ·adıyla 1904 yılında Kazan' da, Kadir Zakiri tarafından da Medeniyet ve İslam adıyla 1908 yılında yine Kazan'da Osmanlı Türkçesine tercüme edilerek yayınlanmıştır. 32 Son olarak müellifın, uluslararası bir kongrede İslam 'ı tanıtıııak amacıyla sunmuş olduğu tebliği Sefiru '!-İslam ila Sairi 'l-Akvam isimli çalışması da Hüsnüefondizade Ahmed Cemal tarafından Türkçe'ye çevrilerek Sırat-ı Miistakim'in birinci cildinde 17-19 ve 22-24 sayılar arasında seri olarak yayın1anıruştır. 33 D. Feri d Vecdi 'nin El-Mushafu'l-Milfesser İsim li Eseri Şimdi, hem müstakil bir çalışma olarak yayınlanması ve hem de ele aldığı konular itibariyle teJsir ilmirıin dışında konular da içermesi sebebiyle, eserin J\tiukaddime bölümünü ayrı bir başlık altında incelemek ve değerlendirmelerde bulunmak istiyoruz. 1. el-Mushafu'l-Müfesser'in Mukaddimesi Tefsirin, "Safoetü'l-İrfanfi Tefsiri'l-Kur 'tm" ismiyle yapılan ilk baskısında mukaddime bölümü bulunmanıaktadır. 34 Söz konusu mukaddimenin tefsirle birlikte basıldığı bütün nüshalarda da eserin sonuna eklenmiştir. Oysa mukaddimeler adı üzere, eserlerin baş tarafina konan kısmın adıdır. Hatta tefsirin bazı baskıların da, 140 sayfalık bu uzun mukaddimenin dışında ilu sayfalık kısa bir mukaddime daha bulunmalctadır. Ayrıca Enver Cündi'nin verdiği bilgilere göre bu mukaddime, tefsirin el-Mushaju'l-Müjesser adı altında Bkz: Mehmed Akif Ersoy, Sırat-ı lviüstakim Dergisi, Ci lt: ı, Sayı:3-19. Bkz: Müslüman Kadını, M. Ferid Vecdi, (Ter: M. Akif Ersoy), İstanbul, 1925. Bu. tercüme daha sonra Mahmut Çamdibi tarafından sadeleştirilerek 1972 yılında tekrar basılmıştır. ı. Bkz: Sırdt-ı lviüstakim Dergisi, C: ı, Sayı: 6-9, 1324h. 3 ı. Bkz: Yavuz, DİA, s. Ş95. 33 · Bkz: Sırdt-ı lviustakim Dergisi, C: I, Sayı: 17-19ve 22-24, 1324h. 34 · Bkz: Vecdi, Safvetii'lİrjdn fi Tefsiri'l-Kurcm,, Kahire, 1903. 29 · 30 3 · lvfulıammed Ferid Vecdi Ve El-Muslıafıı'l-JHi{fesser İsim/i Tefsiri basıldığı 1907 baskısında Felscfetii'l-J(uran ismiyle 145 bulunmaktadır. Matbaatu'ş-Şaab 1954 yılında lv!ukaddimetu Safoeti'l-İifan fi 35 Yine Tifsiri'l-J(ur'an adı altında tefsirin 184 sayfalık mukaddime bölümünü müstakil olarak yayınlamıştır. Bütün bunlar eserin iki ayrı çalışmadan ibaret olduğunu, daha sonra -bizzat müellif tarafından- birleştirilerek hasıldığını göstermektedir.36 Söz konusu mukaddimenin içeriğine baktığımız zaman, mutad olan tefsir mukaddimelerinden farldı olduğunu görmekteyiz. Müellif eserinin girişinde bu mukaddimede hangi konuları işleyeceğine dair şöyle bir not yazmıştır: "Bu mul<addime, kainat ve varlıklar, ilahi/teoloji!< ilimler, vahy, nübüvvet, mevcüdat ve onların yasaları (sünnetullah), toplurnlar ve yaşantıları ile bu varlıl< aleminde insanlara has din, devlet, şeriat ve toplumu hem temel ilke ve prensipler hem de yaşam yönünden ilgilendiren konulara ilişkin Kur'an'ın görüşlerini açıklama!< hald(l11dadır:'37 Bizzat müellifinin de ifade ettiği gibi mul<addimenin konuları, tefsir usul ve tarihi, müfessirin yöntemi ve Ulümu'l-Kur'an benzeri konular değildir. Direk tefsirle ilgili olarak sadece Kuran, Makasıdu'l-Kuran, Sebeb-i Nüzul, Nasih ve mensuh, Kuran'ın cenli ve kıraatlar ile niçin ve hangi metodla böyle bir tefsir yazdığı hald(l11da görüşlerini içeren bilgiler vardır. Bunlar da toplam on bir (ll) sayfadan ibarettir.38 Mukaddimede işlenen konulara daha yakından bal<tığımız zaman şunları görürüz: Eser öncelilde dinler tarihi ve kelfunla ilgili bazı konuları Kur'ani perspektiften inceleyerek güncellerneye ve inanç yönünden bir çıl<mazın içinde bocalayan dönem insanına çözümler sunmaya çalışmal<tadır. Daha sonra Kuran'ın temel maksatları, !(ur'tm'a göre peygamberler, Kurana göre dinle1; Kurana göre insanim; Kurana göre Müslüman/m; Kurana göre kafirler, Kurana göre varlık ve şeriat, Kurana göre devlet yönetimi, Kurana göre cihad, Kurana göre ibadetler, Kurana göre mucizeler, Kurana göre Şefaat ve Tevessül, Kurana göre Kaza ve Kader, Kui·ana göre Velflik ve l(eramet gibi konuları tek tek ele alaral< işlemel<tedir. Mukaddimenin girişinde Cahiliyye dönemi Araplarının dini, sosyal, kültürel, siyasi ve iktisadi yönden durumları aniatıldıktan sonra, bütün bu hususlarda köklü değişimi gerçeldeştiren temeltınsurun Kur'an ve O'nun hem mübelliği hem de mübeyyini konumundal<i Hz. Mul1ammed(a.s.)'in bu İlahi kelfunı hayata tatbil<i olduğu bildirilmektedir. Müellif yaşadığı dönemdeki dünya Müslümanlannın Bkz: Cündi, a.g.e., 26-27. Hatta el-Hi.ciri'ye göre Tefsir'in "Mukaddime" bölümünün basılıp piyasaya eserden daha öncedir. (Bkz: el-Haciri, a.g.e., s. 88.) 36 · Feıid Vecdi ve eserleıi hakkında çalışma yapmış olan olan el-Haciri'de tefsirin, "mukaddime" ve "tefsir" kısmı olmak üzere iki ayn eserden ibaret olduğu kanaatindedir. (Bkz: el-Haciri,a.g.e., s. 93.) 37 • Vecd i, lvlukaddinıe, s. 1. ""·Bkz: Vecdi, M11kaddime, s. 6-9,94-96, 133-134, 138-14.0. 35 çıkması, Şahin 146 Güven sıkıntılı durumlarını da, Müslümanların Kur'an'ın bu dünyadaki rehberliğini terk etmelerine bağlamaktadır. 39 Yaşadığı dönem Müslüman'ının Kur'an-ı anlamadığını, daha açık ifadeyle, anlamadan okuduğunu dile getiren müellif, bazı ilim erbabının Kur'an-ı anlamadan okuma hususundaki müsamahakar (hatta ihmalkar) tutumları sonucu yüzyıllar boyunca insanların yüzünden ya da ezbere okumaya verdilderi önem kadar bu hayat kitabını anlamaya ve üzerinde düşünmeye önem vermedilderini ifade etmektedir. Namaz süreleri olarale bilinen kısa sürelerin dışında ezbere bir şey bilmeyen ve Kur'an-ı sadece yüzünden okuyarak ibadet eden sıradan insanların Kur'an'la irtibatını, "sadece hmfve harekelerle ütibat kurmak" olaralegörrheldedir. Çoğu ilim erbabının Kur'an-ı okuma şeklini de "!(uran kelimelerinin sijzlüksel anlamlarını bilmekle · yetinmek" olarak ifade eden müellif, bunun da Kur'an-i hal<ilcati üzere anlamale için yeterli olmadığını söylemektedir. Zira Kur'an'ın hal<ilcatine nüfuz etmek isteyenler, onun kelimelerinin anlamlarını bildileten sonra, olay ve hadiselere göre nazil olmuş olduğu için ayetlerin sebeb-i nüzullerini; hangi ortam ve şartlarda, hangi tarihseltoplumsal bağlaında indilderini, tabiri caizsenazil olduldarı dönemde hangi derde deva olduldarını taın olarale bilmek durumundadırlar. Alesi halde kişinin Kur'an-ı hal<ileati üzere aıuayaınayacağı gayet açıl<tır.40 Aslında müellifin, bizzat tefsirini yazarken gösterdiği özeni, bu muleaddimeyi yazarken göstermediğini; hem bir tefsir mulcaddimesinde bulunması gereken konulara yer vermediğini hem de l<irni bölilinleri uzun uzadıya aı1latırken l<irnilerini de çok kısa geçtiğini görmekteyiz:n Mesela müellifin, Dinler Tarihi ve Kelam konularına yaldaşılc 100 sayfalık bir yer ayırırken, Kur'an'ın Cem'i ve Kıraatlar konusuna sadece ild (2) sayfa yer ayırmış olmasının, bir tefsir mukaddime~i açısından sorun teşkil ettiği kanaatindeyiz. Hatta eserinin özgün taraflarının peler olduğuna dair yazdığı dört maddeden illdnde42, tefsirinir).Kuran tarihi, vahyin iniş keyfiyeti, kıraat farklılıkları, Kuran'ın korunması, tertibi ve Mıtshaflar halinde çoğaltılması, Kuran'ın ilmi mucizeliği, J(ur'fm'ın tahrifve tehditden korunmuşluğu ile Gayr-i Müslim bazı ilim adamlarının bu korunmuşlukla ilgili görüşleri, bazı Batılı büyükfelsefeci/erin Kuran'ın ilahiisemavi bir kitap olduğuna dair görüşleri gibi... konuları işlediği bir "muleaddime"sinin olmasını göstermel<tedir. Oysa bı:ı mukaddime'de söz konusu bilgilerden çok azı bulunmaktadır. Neticede eserin Mukaddime bölümünün, bir tefsir mukaddirnesinden daha Vecdi, Muslıaf, s. 3-5. Vecdi, Mltkacldime, 6-7. ı. Haciri, a.g.e., 91-92. ·•:c Bkz: Ve edi, M11kaddime, s. 7-8. 39 · 40 · 4 1 ı'vfulıammed Ferid lleedi Ve El-Mudıafiı'l-ivlı!fesser İsim/i T~fsiri 147 çok, ilk baskılarından birisinde verildiği şeldiyle Felsefetü'l-l(uran 43olarak isirnlendirilmesinin, eserin içeriği bakımından daha uygun olacağı kanaatindeyiz. 2. el-JWushafıt l-Müfesser in 1 1 Tefsir Kısmı: Ferid Vecdi'nin yazdığı tefsirin ilk adı, Safvetü'l-İJfanjf Tefsiri'l-Kuran'dır. Nitekim ı 903 yılındaki ilk baskısında da bu ismi kullanmıştır. Ancak ı 907 yılındaki baskısından itibaren ismi Mushaju'l-Miifesser olarak değiştirilmiş ve bu isimle de tanınır-bilinir olmuştur. Tefsir büyük boy ve tek cilrten ibarettir. Toplam 828 sayfadır. 44 Tefsirin girişinde müellif niçin böyle bir eser yazdığım şöyle izah etmektedir: Ben hicri 1323 yılında, kendisini vahyedenin emrettiği üzere, !(uran-ı aniayarak ve manaları üzerinde ince ince düşünerek akımıaya başladım. Bir de ne göreyim; en kısa ve kolay yoldan beni hedefime ulaştıracak tefsir(ler) bulmaktan yoksunum! Birçok ilim dalıyla ilgilenen benim gibi kimselerin uzun ve ciltler halinde yazılmış tefsirleri okumak için vakitleri yoktur. !(ısa ve muhtasar tejsirlere gelince onlar da tefsir ilminin bazı konutarım işlemeye yönelik:tb: Benim tefsirden istediğim ise, Arapça kelimelerinhakkını vererek açıklamak. Fe ilmf meselelerden uzak bir şekilde anlamı sunmaktu: Bunlara ilaveten, okuyucuya ayet/erin manasını tüm açıklığıyla donatmak için sebeb-i nüzılllerini açıklamaktır. İşte bu amaç ve gerekçelerle kendim için bir tefsiryazmaya başladım. J(uran-ıKerim'i okurken kendime bir temel kabul edip müracaat edebilmek. için Mushaj'm k.enarma notlar almaya -ve kendirnce tefsir yazmaya- başladım. Bireysel Kuran okumalarımda istifade etmek için yaptığım bu çalışmayı tamamlamadan önce, böyle bir çalışmanın bütün !(uran okuyucularının da taleplerinden birisi olduğunu fark ettim. İşte bu sebeple bu tefsir çalışmasını tamamlamak ve he1*esin istifadesine sunmak için yaymlamaya karar Ferdim ve bu kararımı da gerçekleştirdün Evet, okuyucuya sunmakta olduğum bu kitap, o çalışmadu: Ben bu eserim vesilesiyle, ister işlerinin çokluğu sebebiyle hacim li tejsirleri okuyup inceleme imkanı bulamayan, isterse geçmiş dönem milfessir/erinin tefsirlerindeki maksat ve hedeflerini anlama hususunda ilmi kapasiteleri yetersiz olan kimselerinl(itiıbullah'ın manasım en doğru şekilde anlamalarını ümit ediyorum. Sonra, bu eserimin Kur 'an okuyucularına daha çokfaydalı olabilmesi için, normal Mushaf tertibine göre düzenlemeyi uygun gördüm. Kur'an okuma esnasında herhangi bir laftm ya da dyetin manasma ve teftirine u Bkz: Cüncli, a.g.e., 26-27. Tefsirin sonuna eklenen "mukaddime" bölümüyle birlikte toplam 970 sayfadır. (Bkz: Vecdi, elMushafu'l-/Vliijesser, Daru'ş-Şa'b, Kahire, 1977.) Yecili,l'vfHkaddime, s. 8. ·H 148 Şahilı Güven daha kola.v ulaşahilmesi için de, her sayfadaki d_vetlerin tefsirini o sayfanın kenar/anna koydum. 45 Tefsirini yazma gerekçesi ve serüvenine dair bu açıklamaları yapan müfessir, istifade ettiği kaynaldar ve istifade yöntemiyle ilgili olarak da şöyle bir uyarıda bulunmaktadır: Ben bu tefsirim~ önde gelen müfessirler ve Ehl-i Sünnet'in önemli alimlerinin üzerinde ittifak ettiklerifikir ve görüşleri özetteyerek oluşturdum. Bu sebeple, herhangi bir görüş, fikir akımı ve mezhebe muvafik olsun ya da öznel görüşlerden herhangi birisini destekiesin diye, Ehl-i Sünnet'in önde gelen alimleri ile meşhur müfessirlerin yolundan kıl kadar ayrılmadım. Şayet bazı ayetlerle ilgili açıklamalarımda kendi bireysel görüşümil ya da Ehl-i Sünnet dışındaki bir alimin görüşünü zikretmek zorunda kaldıysam, bu duruma okuyucunun dikkatini çekerek sözü sahibine nisbet ettim. Ta ki olçur, o/çuduğu jikirierin kime ait olduğu hususunda bilgi sahibi olsun...46 Müellifin bu ifadelerinden de anlaşıldığı üzere, tefsir sahasında meş­ hur olmuş 8.limlerin genel olarak kabul ettiideri görüşleri sahiplerine nisbet etmemiş,47 sadece kendi görüşü ya da genel kabule aykırı olduğunu düşün­ düğü görüşlerini sahiplerine nisbet etmelde yetinmiştir. Ayrıca nüzul sebepleri hariç, rivayet tefsiri içinde yer alan Hz. Peyamber(a.s.)'imizin, Sahabe ve Tabiıln'un görüşlerine yer vermediği gibi, fıkhi, mezhebi ve sılfi içeriidi tefsirlerde yer alan bilgilere ve bu tefsirlerde tartışılan konulara da hemen hemen hiç değinmemiştir. Ona göre yüzyıllardır yapılan bu türden Kur'an yorumları, önemli ölçüde Kur'an-ı anlamaya engel teşkil etmiştir. Dolayısıyla bu şekildeki tefsir yazma/yapma metoduyla bu engeli aşmaya çalışmıştır. Eğer rivayetlere dalmış ve birtal<Im tartışmalara girmiş olsaydı, burılar arasında tercih yapması, yaptığı tercihierin de nedenlerini zilcretmesi gerekiyordu. Bu ise müellifin, pratik istifadeye yönelil<: kısa ve özlü bir tefsii yazma amacına ters düşecekti.'18 Ayetlerin nüzıll sebeplerine dair rivayetleri zilcretmesinin sebebi ise bu rivayetlerdeki bilgilerin, ayet(ler)in manasını tam ve kapsarrılı olaral<: arılamada büyük ölçüde rol oynadığı düşüncesini benimsediği içindir. 49 Vecdi, Muslıafiı'I-Miifesser'in Önsözü, s. 1. Vecdi, Muslıafiı'l-Miifesser'in Önsözii, s. 2. 47 · Abbas, el-Müfessinin, s. 558 . .ıs. Bkz: Soysal dı, Iv!. Ferid Vecdi, Tefsiri ve Tefsirdeki Metodu, s. 11. ""·Bkz: Soysaldı, a.g.nı., s. 12. Söz konusu sebeb-i nüzül rivayetlerini ise, sıhhatine yönelik herhangi araştırmaya tabi tutmadan ve rivayet zincirini de hazfecierek ak1:armıştır. (Örnek olarak bkz: Vecdi, 5 " · 46 · Muhammed Ferid lleedi lle El-Muslıafıı'l-Miifesser İsim/i Tifsiri 149 Yaşadığı dönemdeki Müslümanların acil ihtiyaçları sebebiyle böyle bir tefsiri yazma ihtiyacı duyan müellif, ayetlerde geçen kelimelerin sadece sözlüksel anlamlarını vermekle yetinmemekte, söz konusu ayetlerin nazil oldukları dönemde nasıl anlaşıldıldarını "Tefsiru'l-Meani" başlığı altında sunmaktadır. Aslında bir anlamda"Celaleyn Trfsiri"yle başlayan özlü ve kısa tefsirler geleneğine uygun bir tefsir yöntemi olan müellifin bu eserindeki özgün tarafı da burasıdır; lafızların tahliliyle yetiıuneyerek okuyuctmw1 oradaki ayetlerden ne anlaması gerektiğirıi de kısa, özlü ve icmali bir şekilde bildirmesidir. İslam tefsir geleneğine sılo sıl<ıya bağlı olan müfessir, kendisinden öncelzi tefsirlerin icma ettiideri -ya da çoğunluğunun üzerinde ittifak ettilderi- anlamların dışına çıl(!Tiamaktadır. Tefsirini ilziye ayıran müfessirirniz, "Tefsiru'l-Eifaz" bölümünde ayetlerde geçen kelimelerin anlamlarını açıldamalda yöntem itibaıiyle, Cetaleyn türü ya da -bazı yönleriyle- Garibü'l-Kuran ve iHeant'l-Kuran türü eseriere örnek olurken, "Tefsinı'l-Meani" bölümüyle de, Tafsili tefsirlerin alzsine, "İcmalf Tefsir" 50e örnek teşl<il etmektedir. "Tefsiru'l-Elfai' bölümünde dildçat çeken en önemli husus, kendinden önceki müfessirlerin genelde ayetlerdeizi garib kelin1eleri açıldamalarma karşılıl<Ferid Vecdi, genel olaral< Kur'an kelimelerini (Müfredatu'l-Kuran) açıldamaya çalışnuştır. Yine tefsirinde dildzat çeken başka bir husus, diğer tefsirlerde Kur'an'da geçen kelimenin hangi kökten geldiği, iştilçaldarının ne olduğu gibi... hususlara yer verilmezken, müellif bu türden kelime bilgilerine de yer vermiştiı: Yine bu bölümde müfessir, diğer tefsirlerden farldı olarak, her sayfada geçse bile bir kelimenin her geçtiği yerde açıldamasını tekrar etmiştir. 51 Oysa tefsir geleneğinde usıll, bir kelime ilk geçtiği yerde tahlil edilir, daha sonraki yerlerde ise, ilk geçtiği yerdelzi açıldamalara itimad edilerek hiçbir tahlile gerek duyı.ılmaz. Şüphesiz bu tür bir uygulama, müfessirin tefsir yazma amacına uygun düşmektedir. Çünlçü onun amacı Kur'an okurunun, okuduğu ayetlerdelzi kelin1elerle ilgili bir anlama sorunu yaşadığı zaman, valzit kaybetmeden ve kolayca bu sorununu giderebilmesidir. Her geçtiği yerde tekrar edilen kelime tahlilleri ise bu sorunu kısa yoldan çözmektedir. Eserin" Tt:fSiru'l-Eifaz" bölümüyle ilgili bir hususa daha dild<at çel(!Tiek istiyoruz: müfessir, tefsirin Safvetü'l-EıfanJi Tefsiri'l-Kuran ismiyleyayınlanan ilk baskısındaizi "Tefsiru'l-Elfaz" bölümünün sonuna, o sayfada geçen ayetlerin lillaat faı·ldılıldarına da yer vermiştir. 52 Bu kısım daha sonral<i baslolarda bulW1n1amalztadır. Aneaiz lillaat farldılığına müracaatın zorunlu olduğu durumlarda teferruata girmeden bu kıraatıere değinilmiştir. Yine farklı lillaat veeililerini zilcretınelde yetinen müfessir, Muslıafu'l-kiüfesser, s. 66, 95, 133.) Vecdi, Mukaddime, s. 8. " Bkz: Vecdi, Muslwfu'l-Müfesser Giriş, s. 1. "·Bkz. Vecdi, Saji•etü'l-Furkan fi Tejsiri'l-Kur'im, s. 9. 50 · 150 Şahin Güven hem bu vecihlerin -birkaç istisna dışında- hangi kıraat imarnma ait olduklarına dair hem de bu kıraatierin sahih mi değil mi, mütevatir mi şfız mı olduklarına dair bir bilgi vermemiştir. 53 Tefsirinin diğer bölümünü de "Tejstru'l-Meimi"nin oluşturduğunu daha önce ifade etmiştik. Tefsirin bu bölümü "İcmalt Tefsir" türüne örnektir. Bilindiği ükere İcmali Tejsir, Kur'an ayetlerini ayrıntılarına girmeden, hedef ve gayesini belirterek genel manayı stınan, bmm yaparken de nüzUl sebebi ve ayetlerin siyak-sibakı gibi durumları da göz önünde bulundurarak genel manayı ortaya koymaya çalışan bir tefsir çeşididir. Bu tür tefsirlerin en büyük özelliği, pratil< amaçlara yönelil< çalışma mahsulü olmalarıdır.54 İşte Ferid Vecdi'nin bu çalışması da tamamen pratil< amaçlara yöneliktir. Çünkii ona göre Kur'an-ı anlamak ve tefsir etmekten asıl amaç, ondan dersler çıl<armak ve bu dersler muvacehesinde hem yaşadığımız dünyayı daha iyi anlama!< hem de Kur'an'ın öğretileri doğrultusunda bir yaşam sürdürmektir.55 İşte bu sebeple olsa gerek müellif tefsirinde fıldıi tartışmalara hiç girmemiştir. Akidevi konularda ise, selef'in değil, halef fılimlerinin görüşlerini benimsemiş ve ayetleri de ona göre tefsir-te'vil etmiştir. 56 Müellif, tefsirinin kendine özgü yönlerini dört (4) maddede Biz bu maddeleri özetleyerek sunmalç istiyoruz: toplarnal<tadır. 1. İçinde şu konuların geçtiği uzunca bir mukaddime yazması: Kur'an tarihi, Vahyin iniş keyfiyeti, kıraat farklılıldarı, Kur'an'ın korunması, tertibi ve Mushaflar halinde çoğaltılması, Kur'an'ın ilmi mucizeliği, Kur'an'ın tahrif ve tebdilden korunmuşluğu ile Gayr-i Müslirn bazı ilim adarnlarının bu korunmuşlulda ilgili görüşleri, bazı Batılı büyük felsefecilerin Kur'an'ın ilahi/semavi bir kitap olduğuna dair görüşleri gibi... 2. Kur'an kelime ve ifadelerinin tahliline okuyucunun ihtiyaç duyduğundan daha fazla yer vermemesi. 3. Ay etin inişinden önce vulc(ı buian hadiselere ve ayetlerin sebeb-i nüzUllerine işaret etmek. Bu arada müellif, Kur'an'da geçen bazı toplumsal olayları anlatırken, psilwloji ve sosyoloji gibi günümüz ilmi disiplinlerine de atıflarda bulunacağını ve bu disiplinlerdeki bilgi ve verilerle ayetlerin anlamı arasında irt:ibatlar kuracağını da ifade etmel<tedir. Çünkü Kur'an okuyucusunun, onun ilmi i'cazını daha iyi aniayabilmesi için buna ihtiyaç vardır. el-Müfessirıln, s. 555. Bkz: er-Revami, BHhı1sfi't-Tefsir, s. 27, Fermavi, Bidaye, s. 21, Umari, Diril-sat, s. 41-42. 55 · Vecdi, /VIukaddinıe, s. 8. ;u Abbas, el-Miifessirıln, s. 559. 53 · Abbas, s.ı. Muhammed Ferid Vecdi Ve El-Mushafıı'l-Miifesser İsinıli Tefsiri 151 4. Nas_ih ve mens~ ~yerlere işaret etmek, neshe niçin ihtiyaç duyulduğunu açıklayarak neshin gerektirdiği olay ve hadiseleri anlatmak. 57 E. Değerlendirme Ve Sonuç Buraya kadar verdiğimiz bilgilerden hareketle Ferid Vecdi'nin bu eserini genel bir değerlendirmeye tabi tutacak olursak şunlan söyleyebiliriz: el-Mushafu'lMüfesser kısa ve özlü bir tefsirdir. Ayetlerde geçen kelime ve kavramlan her geçtiği yerde lügat açısından incelenmiştir. Ayetlerin anlaşılınasına yardıincı olacak tarihsel-toplumsal bağlam bilgilerini içermesi bal<Imından sebeb-i nüzıll rivayetlerine büyük önem verilmiştir. Önemli müfessirlerin tefsirled tetl<ik. edilerek özetlenmiştir. Bir başka ifadeyle, müellif diğer eserlerinde dile getirdiği kendine özgü fikirlerini tefsirine yansıtmamış ve genel olarale kendisinden önceki müfessirlerin üzerinde ittifak ettikleri manaları tercih etmiştir. Bunun nedenini bizzat kendisi şöyle izah etmektedir: "Çünkü biz araştırma ve incelemelerimiz sonucrl gördille ki, bizden öneelci müfessirler Kur'aru anlamlan algılama ve onların derinlilderirıe nüfUz etme hususunda en üst noktaya ulaşrnışlardır~58 Göre Cihtıcf' başlığı altında yeryüzündelci mücadelenin Allah'ın koyduğu yasalara uygun olduğunu söyleyerek şu ayeti delil getirmiştir: ".. .Eğer Allah'ın insanlardan bir kısl'inm diğerleriyle yok etmesi (sünneti) olmasaydı, yeryüzü muhakkakfesada uğrardı."(Bakara 2/251) Bu ayetin hemen aleabirıde ise şu açıldamayı yapmıştır: "Milletler arasında gelişmiş ve ilerlemiş en üstün halklar, en çok savaşanlardır. Bu da sana, gelişmişlik ve üstünlüğün aneale çatışma ve bu çatışmadan galip çıkma ile mümkün olabileceğini göstermektedir:'59İşte bu ifadelerinden dolayı müellif evdrn teorisinin temelini teşkil eden ırldar arasında "tabii ayıldama"nın bulunduğu fikrini Kur'an'a uydurmalda itharn edilrriiştir.60 Aneale aynı ayetin tefsirinde hiç bu konulara değinmemiş ve kafidere karşı Allah'ın müslümanlara yardım etmesi olmasaydı yeryüzü fesada uğrardı ve irısanların durumları kötüleşirdi diyerek yorumlamalda Mesela Muleaddime'de "](uranf:ı varlıldarın aralarındalci çatışma ve yetinrniştir. 61 Yine müfessirimiz fıkhl. tartışmalara hiç girmemiş ve bunlan tefsirirıe yansıtmamıştır. Hatta onun en meŞhur olduğu alan olan ve diğer eserlerinde olduleça ayrıntılara girdiği Kelarni konularla ilgili olarale bile, tefsirinde Ehl-i Sünnet çizgisirıin Bkz: Vecdi, Mukaddinıe, s. 7-8. Müellifin ilk maddede söyledilderi hariç, diğer maddelerde dile hususlan önemli ölçüde gerçekleştirdiği kanaatindeyiz. ss. Vecdi, Mıkaddinıe, s. 7. 59 · Vecdi, Mukaddinıe, s. 128. 60· Yavuz, "Ferid ırecdi" DİA C. XII, s. 394. 6 '- Vecd, el-Mushafu'l-Müftsser, s. 52. fil. getirdiği 152 dışına çıkmamıştır. Müteşabih ayetlerin tefsirinde mütekellimin alimlerinin yolunu tercih ederek tevillerde bulunmuştur. Şahin Güven dediğimiz halef Birkaç ayetin tefsiıi dışında isriiifiyyata dair bilgilere yer vermemiştir. Nitekim bu yönüyle de Ferid Vecdi hep takdir edilmiştir. Ancak modem bilimler ve pozitivizınin etkisinde kalarak bazı ayetlerin tefsirinde zorlama yorumlar yapmakla da eleştirilm iştir. Nitekim materyalizın ve pozitivizıne karşı anıansız bir mücadele veren dönemin yenilikçi düşünUrleri arasında yer alan müfessir, ilim adına ileri süıillen bazı teorilerin-özellilde de evrim teorisinin- etkisinde kalmalda ve İslam' ı savunurken pozitivist metoddan hareket etmelde ithanı edilmiştir."' Burada son bir hususa daha dild<:at çekmek istiyoruz. Tefsirin Sajvetü'l-İifan fi Tejsfri'l-Kurcm ismiyle yayınlanan ilk baskısı ile daha sonra adı değiştiiiierek el-Muslıaju'l-Miifesser olaral<: yayınlanan baskıları arasında iki önemli farldılık göze çarpmal<:tadır. Bu farldılıldardan ill\i, Safvetü'l-İJfan'da "tejstru'l-elfai' bölümünün sonunda o sayfadaiçi ayetlerle ilgili kıraat farldılıldarına işaret edilmiştir. Buna karşılık tefsirin el-Mushafu'l-Miifesser nüshalarında ise sadece ihtiyaç hasıl oldukça kıraat farldılıldarına müracaat edilmiştir. İkinci farldılık, "Mukaddimetü'l-lviushafu'lMiifesser" olarak bilinen ve yaldaşık 140 sayfadan oluşan mukaddime bölümü Sajvetü'l-İifan baskısında bulunmazken, daha sonraki bazı el-Mushaju'l-Miifesser baskılarındasöz konusu mukaddimeyer almal<:tadır. Ayrıca tefsirin ili<: baskısı bizzat müellifi tarafından tekrar gözden geçirilmiş ve ifade bozulduldarı giderilerekmetin daha alGcı bir hale sokulmuştur. Neticede el-Mushafu'l-Müjesser, hem tefsir yazma metodu hem de konuları itibariyle günümüz meal-tefsir çalışmalarında kendisinden istifade edilebilecek önemli bir çalışmadır. işleme şekli 6 '- Bkz: Yavuz, "Ferid Vecdi" DİA C. XII, s. 394-395. r