• 1 ® DiYANET iŞLERi BAŞKANLIGI Dini Yayınlar Dairesi Başkanlığı * Üç Ayda Bir Yayımlanır Cilt: 39- Sayı:l· Ocak-Şubat-Mart 2003 İSLAM DİNİ VE ıtz. PEYGAMBER'DE EVRENSEL DEGERLER Prof. Dr. Vahdettin BAŞCI Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü İslam Dininin evrensel olduğu inancı, tam anlamıyla Kur'an kaynaklıdır. Kur'an'da sıkça geçen; "Ey inananlar", "Ey insanlar", "Ey Ademoğlu" şeklindeki hitaplarında İslam'ın evrensellik anlayışını görmemek mümkün değildir. gelen vahiy ırmağının devaını ve son (Al-i İrnran,l9) Hz. Peygamber daha önce gelmiş geçmiş Peygamberleri reddetmek için değil, onların getirdikleri asli dini teyid, tasdik ve te'kid için gelmiştir. Tevhid esası, vahye dayalı dinlerin değişmez özüdür. Kur'an vahyi, Hz. Adem'den beri akıp halkasıdır. "Şüphesiz Allalı katında din, İslfimdır". Evrensellik iddiasımn içerdiği bir husus da, İslam Dini'nin "kendi kendine yeterli" olduğu inancıdır. Maide süresinin 3. ayeti Müslümanlara göre yeterlilik konusuna kesin bir açıklık getirmektedir. "Bugün sizin içindininizi kemale erdirdim, size olan nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslfimı seçtim." Bu yeterlilik inancı, zaman ve mekana göre farklı şekillerde aniaşılıp yorumlanabilmiştir. Her şeyden önce son din olmakla, en mükemmel din arasında organik bir bağ görülmüştür. Bunun adeta tabii bir sonucu olarak yeterlilik, mesela, İslam tarihinin klasik dönemlerinde, daha ziyade, "Müslümanların dini konularda, öteki din mensuplarından öğrenecekleri hiçbir şey yoktur. Çünkü dinimiz tam anlamıyla yeterli bir dindir" şeklinde anlaşılmıştır. Denilebilir ki, Müslümanların bu kanaatİ sarsılmadan hep devam edegelmiştir. Bu inanç, son birkaç asırda manevi, sosyal ve siyasi bakımdan büyük bulıranlar içine düşen İslam aleminin bu kötü durumdan kurtulmasım sağlayan güç kaynaklarının başında gelmiştir. 1 Zor günlerde insanları, toplumları, milletleri dağılmadan, çökmeden kurtaracak fikirlere, ideallere ihtiyaç vardır. İslam, Müslümanların acı günlerinde onlara bu özelliğe sahip bir fikir, bir ideal, bir ufuk vermiştir. "Her alanda geriyiz ama din dünyamızda değil" inancı sadece itikadi ve kelarrıi bakımdan değil, sosyal ve siyasi bakımdan da önemli sonuçlar doğuragelmiştir. 2 İslam evrenseldir, çünkü o, tarih boyunca hep var olagelen hak inancın, yani Allah katındaki dinin (Ali İrnran,l9) ta kendisidir. O kendi kendine yeterli olmak durumundadır, çünkü son dindir. İnsan var oldukça bu din onun ihtiyacını karşılamaya yetecektir. Zaten evrenselliğin merkezi anlamı da budur. Mehmet S. Aydın, İslam'ın Evrenselliği, Aydın, a.g.e., s. 14. İst. 2000, s. 13. · ,l?ı/e,''';'"' ,;,... ,,Ji{)CW' DİY ANET İLMİ DERGi • CİLT: 39 • SAYI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2003 Daha önceki dinler, bildirdikleri mesaj açısından evrensel idiler, önlerindeki zaman ve mekan açısından değil. Oysa İslam Dini, bu açıdan da evrenseldir, çünkü ondan sonra başka bir din gelmeyecektir. Başka vahiy yok demek, dünya durdukça İslam duracak demektir. 3 Kuran'ın ilk hedefi, kendisine inanan fertte bir şuur terkibini sağlamaktır. İnsanın sahip olduğu (hissi, fikri, bedii, arneli şeklinde adlandırılan) güçler ayrı ayrı fakat onlar, ferdin hayat nizarnında organik bir bütünlük oluşturmak Bu bütünlük yahut terkip, her mü'rninde belli bir ölçüde bulunmak durumundadır. Fakat onu en yüksek derecede önce peygamberlerde bulmaktayız. Peygamber şahsiyeti evrensel insan modelini oluşturur. O halde, eğer din, insan hayatının her alanına nüfuz edip bu evrensel insanın ortaya çıkması yönünde etki göstermiyorsa, o din evrensellik fonksiyonunu icra etmiyor demektir. 4 ele alınabilir; zorundadırlar. Kur'an vahyi, kabile hayatından başka sosyal yapı tanımayan, insanları ırk, renk, dil, vs. farkının asla değer ölçüsü olarak kabul edilmediği bir toplum şuuruna, "takva"nın dolayısıyla "iman ve ahlak duyarlılığının esas alındığı bir mü'minler topluluğu" anlayış ve uygulamasını getirmiştir. İsliim'ın evrensellik ışığı ferdi hayatın, toplum hayatının bütün kesitlerini ve kesimlerini aydınlatmak ister. "Aydınlatmak" demek, "varolmak için başka bir şeyi yerinden etmek" demek değildir. Bilim, sanat, ahlak, iktisat, siyaset vs. kendi yetki ve kısmi bağımsızlıkları içinde var olacak, evrensel anlayış ise, "toplam varoluş zemininde Müteal olandan kaynaklanan gücüyle" (Nur 35.) var olmaya devam edecektir. Böyle bir varoluş halinin "ben varsam o yoktur" anlayışıyla ilgisi yoktur. O bakımdan, İslam Dini, günlük dildekullandığımız anlamda bir "ideolojt' değildir .5 Her geçen an Müslümanların İslam Dini üzerinde yeniden düşünmek, onun fikri modern bilim ve tefekkürü de dikkate alarak yeniden kurmak gibi zor ama şerefli bir görev ve sorumlulukları vardır. Unututmaması gerekir ki, evrensel olan Kur'an vahyinin bizatihi kendisidir, onun belli şartlar altında yapılmış yorumu, belli durumlar için öne sürülmüş uygulaması değildir. İslam'ın evrenselliğini, İslam'a dayalı teorik ve pratik anlayışın yeniden düşünülmesi ve geliştiritmesini birlikte düşünmek, yeterince aydınlanmamış bazı anlayışların öne sürdükleri gibi "İsliim'ın ruhunu asriliğe satmak" değil, Akifin dediği gibi; "İlhamı doğrudan doğruya Kur'an 'dan alıp, asrın idrakine İsliim 'ı söyletmek"tir. 6 yapısını Evrensellik konusunda Kuran'ın ilim zihniyeti ile ilgili bu açık tutumuna rağmen İslam dünyasında bir takım problem ve yanlış değerlendirilmelerin. temelinde de, 4 Wiliam Montgomery Watt, Modern Dünyada İslam Vahyi, çev. M.S. Aydın, Ank. 1982, s., 49, Aydın, İslam 'ın Evrenselliği, s., 16, Aydın, a.g,e., s. 17. Aydın, a.g.e., s. 18. Aydın, a.g.e., s. 21, vd. İSLAM DİNİ VE HZ. PEYGAMBER'DE EVRENSEL DEGERLER problemin kaynağının dinde değil, İsHim Dini'nin yanlış anlaşılması ve yorumlanmasında aranması gerekir 7 • Bu problemden çıkış yolu da Kur'an'ın yeni ilmi sonuçları yorumlanmasıyla da göz önünde bulundurmak mümkün olacaktır diyebiliriz. Bir dinin evrensel olup inceleyerek öğreniriz. olmadığını, her şeyden suretiyle anlaşılması önce o dindeki ve tanrı anlayışını İslam Dini'ne göre Allah, bütün varlıkların yaratıcısıdır. Allah yarattığı her şeyin varolmasını, gelişmesini ve hayatta kalmasını sağlayan yegane güçtür. Konuyla ilgili olarak Kur'an'da çok sayıda ayet vardır. 8 İslam Dini'nin evrensellik özelliklerinden biri de İslam'ın bütün zaman ve mekana hitabetmesidir. Zaman ve mekanla sınırlı olmamak, evrensel bir dinde bulunması.gereken bir başka özelliktir. İslam Dini; hem geçmişi, hem de geleceği kucaklayan bir dindir. Kur'an'a göre Hz~ Adem' den, Hz. Peygambere kadar gelen bütün peygamberler hak dini yaymışlardır. İslam dini kadar akıl ve bilime önem veren başka bir din gösterilemez. BIJ din, düşünmeyi hep teşvik etmiştir. Bu bakımdan İslam düşüncesi'nde din tartışmaları hep yapılmış, dinin akli boyutu ve inanmanın akli boyutu üzerinde Bu dinde akıl şüphe aracı olarak görülmemiş, aksine inanmanın ve ibadetin temelinde de akıl ve bilim olduğu vurgulanmıştır. İslam dinine göre, gerçek inanmanın yolu, düşünce ve bilgiden geçer. Kur'an, baştan sona kadar düşünmeyi teşvik eden, bilgi öğrenmeyi öğütleyen ayetlerle doludur. Kur'an'da ilim kavramı ve bu kavramdan türeyen bilgi ile ilgili kelimelerin sayısı oldukça çoktur. 9 durulmuştur. Allah'ın varlığına ve birliğine, ilim ve hikmetine olan inancımızı, ve bilgi elde ederek geliştirmemizi ister. Şu ayetler çok dikkat çekicidir. "Allah' a karşı ancak; kulları içinden alim olanlar derin saygı duyarlar." (Fatır, 28) "Hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer, 9). Kur'an düşünerek düşünerek, delil ve belgelere dayanarak konuşmamızı ister. Sözgelimi, da Allah'ın kelamını reddedenlere, "Eğer doğru sözlülerden iseniz açık delillerinizi getirin" (Nemi, 64) buyurmaktadır. Yine "Bilmed(~in şeyin peşine düşme" (İs,·a, 36) buyurarak, yaian ve yanlış bilgiler aktarmayı yasaklar. Kur'an inanınayıp Kur'an zanna dayanarak hüküm vermenin doğru olmayacağını ısrarla ve bilmeye ihtiyaç duymadan konuşanları şöyle tasvir eder: Düşünmeye hatırlatır. "Onların Wiliaın Montgomery Watt, Modern Dünyada İslam Vahyi, s. 105 vd., Aydın, Din Felsefesi, İzmir, 1987, s. 227, Aydın, "Kur'an ve İlmi Zihniyet" İsiilm Üzerine Düşünceler, Türkiye Diyanet Vakfı Yayını, Ank. 1984, s. 76 vd. Muhammed İkbal, İslam'da Dini Düşüncenin Yeniden Doğuşu, çev. Ahmet Asrar, İst.1984, s. 91 vd.; Aydın, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Ank. 1982, s. 35 vd. Aydın, Din Felsefesi, s. 225 vd; Aydın, Din Kültürü, s. 38 vd,; Aydın, "Kuran ve İlmi Zihniyet", İslam Üzerine Düşünceler, s. 79; Hüseyin Atay, Kur'an 'da Bilgi Teorisi, Ankara Üniv. ilahiyat Fakültesi Dergisi, c. XVI, Ankara, 1968, s.16&. DİY ANET İLMİ DERGi • CİLT: 39 • SAY!: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2003 çoğu zanna uyarlar, gerçekte ise zan, hakikat (Yunus, 36). karşısında hiçbir şey ifade etmez" Kur'an'a göre, doğrusunu ve yanlışını ayırdetmeksizin gelenek ve görenekiere körü körüne bağlanmak ve "atalarımızdan böyle gördük" demek, insanları büyük tehlikelere sürüklemiştir. Bunun önüne ancak düşünce ile ve bilgiyle geçilebilir. Kur'an taklitte ısrar edenlere şu uyarıda bulunur: "Onlara, Allah'ın indirdiğine uyun! denildiğinde, "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)'a uyarız!" derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar?)" (Bakara, 170). 10 İslam Dinini evrensel yapan akıl ve bilim konusunu tartışırken İslam Dininin emir ve teşvik ettiği ilmin yalnız dini ve manevi ilimler olduğunu düşünmek yanlış olur. İnsanlığın yararına olan her bilgi çeşidini Müslümanlar öğrenmek ve öğretmek zorundadırlar. Akife göre de, "Böyle gördük dedemizden" gömen bir anlayıştır. mantığı ile hareket eden bir zihniyet, toplumları karanlığa "Böyle gördük dedemizden" sözü dinen merdud; Acaba saha-i tatbiki neden na-mahdut Çünkü biz bilmiyoruz dini. Evet bilseydik, Çare yok, gösteremezdik bu kadar sersemlik "Böyle gördük dedemizden" diye izmihlali Boylayan bir sürü milletierin olsun hali, İbret olmaz bize her gün okuruz ezberde! Yoksa bir maksat aranmaz mı bu ayetlerde? Lafzı muhkem yalnız anlaşılan, Kur'an'ın; Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz mananın Ya açar Nazm-ı Celil'in bakarız yaprağına; Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına. inmemiştir hele Kur' an, bunu hakkiyle bilin, Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için" 11 • 10 11 Atay, Kur'an'da Bilgi Teorisi, s. 167; Aydın, Din Kültürü, s. 39. Mehmet Akif Ersoy Safahat, İstanbul, 1966, s.169. İSLAM DİNİ VE HZ. PEYGAMBER'DE EVRENSEL DEGERLER Aklı ve bilgiyi kullanmayı teşvik eden İslam Dini, insan hayatının kalitesini . yükseitebilecek bilgi ve donamma ulaşılmasını hedeflemektedir 12• İslam Dininin bir evrensellik özelliği de, İslam'ın hem dünya hem de ahiret dini olmasıdır. anlayış ı "Rabbimiz bize dünyada iyiyi, ahirette de iyi ver" (Bakara 201.) ayeti bu dile getirir. Allah, dünya nimetlerini bir yana itmenin, nefsimize eziyet edip tabii dikkate alınamanın dindarlık olmadığını hatırlatır. "Allah 'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah 'ın sana iyilik yaptığı gibi, sen de iyilik yap ... " (Kasas, 77). Çünkü, İslam Dini, dünya hayatının nimetlerine ve güzelliklerine karşı değildir. Onun karşı olduğu, dünya ve ahiret arasındaki dengenin bozulmasıdır. Bu dünyanın ve buradaki hayatımızın .. sınırlı ve sonlu olduğunu unutarak ebedi hayatı ihmal etmek de dinimizin hoş göreceği bir davranış olamaz. Dinimiz, dünya ve a:1iret karşısındaki tutumumuzdan da aşırılığa kaçmamamızı, hem dünyanın, hem de ahiretin iyilikleri iÇin çalışmamızı ister. 13 · ihtiyaçlaomızı İslam Dinini evrensel yapan bir özellik de, düşünce ve vicdan hürriyetine verdiği değerdir. 14 yeteneklere ve kişilik özelliklerine sahip olacak şekilde Bu.yetenek ve özelliklerin gelişebilmesi için insanın düşünce ve vicdan özgürlüğünün korunması gerekir. İnsanın tabii hakları arasında yer alan bu özgürlükleri, İslam Dini koruyup gözetmektedir. 15 İslam dinine göre iman, isteyerek bağlanma ve teslim olma demektir. Öyle ise, insanları zorlayarak inanmalarını sağlamanın hiçbir dini değeri yoktur. Zorlamak, b'r insanı mü'min kılmadığı gibi, onu mü'min olmaktan da çıkarmaz. Kur'an-ı Kerimde: "Dinde zorlama yoktur, çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır." (Bakara, 256) buyurulur. Burada zorlama diye Türkçe'ye· çevrilen kelime ayette "ikrah" olarak geçiyor. İkrah daha çok iğrenme, tiksinti vs. anlamlarına gelir. O halde "Dinde ikrah _yoktur" sözü psikolojik bir gerçeği dile getirmektedir. İnsanları zorla inanmaya sevk etmek, tiksinti doğurur. Zorlanan insan belki dili ile "evet" der; ama gönlünden nefret eder. Böyle bir durum "isteyerek berıimseme" demek olan İslam inancının tanımına ters düşer. Korkutarak, tehdit ederek bir insanı inanç sahibi kılmak mümkün değildir. Zorlama, tam tersine, insanı, içi başka dışı başka bir insan haline getirir. Allah, insanları farklı yaratmıştır. 12 Aydın, İslam'ın Evrenselliği s. 161, Leslie Lipson, Uygarlığın Ahlaki Bunalımları, s. 31, vd. 14 Aydın, Din Kültürü, s. 43. Necati Öner, İnsan Hürriyeti, Ankara, 1990 s. 79, vd; Necati Öner, Felsefe Yolunda 15 Düşünceler, Ankara 1999, s. 381;vd.; Aydın, Din Kültürü, s. 45, vd. Öner, Felsefe Yolunda Düşünceler, s. 382, vd. 13 ·:s,, .. J DİYANET İLMİ DERGİ • CİLT: 39 • SAYI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2003 Kur'an'da şöyle buyurulur: "Onları hidayete erdirmek sana ait Allah, dilediğini hidayete erdirir" (Bakara, 272). değildir. Fakat Hz. Peygamber düşünce ve vicdan ·hürriyetini korumaktan bir an bile geri Onun dine çağırma yöntemi zorlamaya değil, ikna etmeye, inandırmaya dayanıyordu. Bu konuda Kur'an'da da; "Ey Muhammed, Rabbinin yoluna hikmet/e, güzel öğütle çağır; onlarla en güzel şekilde ta rtış" (Nahl, 125) buyurulur. kalmamıştır. Allah, Hz. Peygamberi "Alemlere rahmet olarak göndermiştir" (Enbiya, 107). Burada İslam'ın hoşgörüsüyle ilgili görüşünü dile getiren ayetler, "rahmet ayetinin" tabii bir sonucudur. İnançlarından dolayı insanları zorlayan, insanlara şefkatle muamele etmeyen bir kimse, elbette ki "iilemlere rahmet" olamazdı. İslam Dininde vicdan özgürlüğünün ilk teminatı, dinimizin "Rahmet" olarak nitelendirdiği peygamberlik görevinin taşıdığı özelliktir. Böyle bir evrensel kültüre (inanca) gönül veren insanlara başkalarını zorlamamaları emredilmiştir. Zorlamak bir yana, tarihimizde farklı din mensupianna her türlü düşünce ve vicdan özgürlüğü tanınmıştır 16 • İslam tarihi boyunca Müslüman olmayan değişik din mensupları, çalışma seyahat etme, konuşma ve yazma g i her türlü özgürlüğe sahip olmuşlardır. Onların inanma ve ibadet hürriyetine dokunul namıştır. Başka inanç sahiplerine hoşgörü ile muamele eden insanlar, aynı hoşgörüyü kendi aralarında da göstereceklerdir. Her türlü düşünce gibi din de ancak özgür bir ortamda yaşar, uygulanma imkanına kavuşur. Bu husus Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 24. maddesinde, "Din ve Vicdan Hürriyeti'' başlığıyla yer almaktadır. Madde 24: "Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse, ibadete, dini ayin ve töreniere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz". Madde 25: "Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebeple olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz." Evrensellik konusunda gerek, temel hak ve hürriyetler açısından, gerekse din ve vicdan hürriyeti açısından İslam Dininin ortaya koyduğu temel ilkeler, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nde yer alan ilkelerle de uyum halindedir. Bu cümleden olarak evrensel bir din olan İslam Dinini tebliğ eden Hz. Peygamber'in ahlakı, Kur'an ahlakıdır. Kur'an-ı Kerim Hz. Peygamber'in, "En yüksek ahliik ile ahlfiklandığuıı" bildirmektedir. (Kalem, 4). O, akrabalık bağiarına bağlı, borçluların borçlarını ödeyen, fakiriere yardım eden, misafirlerini ağırlayan, 16 Aydın, İslam 'ın Evrenselliği s.l49; Mehmet S. Aydın, Din Kültürü, s. 47. İSLAM DİNİ VE HZ. PEYGAMBER'DE EVRENSEL DEÖERLER doğruları söyleyen bir kişiliğe sahipti. Hiçbir şahsı, kadın-erkek ve çocuğu eziyet etmemiştir. Hep güler yüzlü, güzel huylu, kibar ye medeni olmuştur. Hiçbir zaman sert ve kaba olmamıştır Onun nazarında zengin, fakir, büyük, küçük, efendi, köle her insan eşit olmuştur. İnsanlar arasında ayrılık-gayrılık 17 incitmemiş, gözetmemiştir. Mekke'nin fethedildiği hata ve hakaretlerin, affetmiş, karşı işlenen gün elinde yetki varken, kendisine haksızlıkların intikamını almak yerine, bütün bütün düşmanlarını "Bugün siz hesaba çekilmeyeceksiniz, gidiniz serbestsiniz" diyerek onları bağışlamıştır. O, "Onlar öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir... " (Al-i İmran, 13) ayetini kendisine ölçü almıştır. Onun çocuk sevgisi oldukça fazlaydı. selamlaşırdı. Savaşlarda çocukların korunmaları tavsiye etmiştir. Karşılaştığı çocukları sever ve konusunda gerekenin yapılmasını 18 İslam Dini kadınların hakkını tanıyan, onlara statü veren bir dindir. Kadınları saygı ve itibar açısından erkeklerin derecesine çıkaran ilk hükümler, İslam'ın kadınlar hükümleridir. Hz. Peygamber, "Erkeklerin hakkı olduğu üzerinde kadınların da erkekler üzerinde hak ve hukukunun olduğunu" bildirmiştir. 19 gibi, Bugün hiila, İslamiyet öncesi adet ve alışkanlıklara şahit olmaktayız. Kız çocukları eğitim ve öğretim hakkından bazı anne ve babalar tarafından mahrum bırakılmakta, yine bazılarınca kadınlar, statü olarak erkeklerden farklı muamele görmektedir. Özellikle vurgulamalıyız ki, Hz. Peygamberin kadınlara verdiği değer ve gösterdiği saygı, günümüzde kadınlara verilen değer ve saygının üstünde olmuştur. Sonuç İnsanlar arasında dayanışma, birlik ve beraberlik olmasının temel şartı, saygı, sevgi ve hoşgörü birlikte 17 18 19 hoşgörüdür. Birbirini sevmeyen, birbirinin sahibi olmayan insanlar yaşayabilmenin temel şartı, hakkına saygı arasında dayanışma sevgi ve saygıdır. olamaz. göstermeyen, Diğer Bugün bu sevgi ve insanlarla saygıya her Mevlana Şibli, Asr-ı Saadet (İslam Tarihi), çev. Ömer Rıza Doğru!, İst. 1974, s. 61. İbn Mace, (Cihad)., 30, Hakim, II, 122, Beyhaki, IX, 91. Bkz., Şibli, a.g.e., s. 124, vd. Tirmizi, 3/467, (H. No: 1163.), Ebu Davud, 1/442, (H. No: 1905.), İbn Mace, l/594, (H. No: 1851.), Riyazu's-Salihin Terc., 11318-319, (H. No: 274.), İbn Hişam, 4, 251. Bkz., Şibli a.g.e., s. 127, vd., Beyza Bilgin, İslam'da Kadının Rolü, Türkiye'de Kadın, Türkiye Raporu, Ankara, 2001, s. I, vd. .if~"i.~ J,€z ;.>lL~il~'.i\:i~f:rl DİYANET İLMİ DERGİ • CİLT: 39 • SAYI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2003 zamankinden daha çok de temel şartıdır. Saygı ihtiyacımız vardır. ve sevginin diğer tüm insanlarm hak ve hürriyetlerine, değerlere beraberliğimizin saygıdır. Ahlaklı kişi peygamberlere, vatana, millete, devlete, insanların şeref ve haysiyeti gibi evrensel de saygı duyar. Sonuç olarak, insanlığın Onun her zaman ve mekanda Hz. Peygamberin mesajın ilahi mesaja ve bu vardır. bir boyutu da kutsala yasaklarına, yüce Allah'a, dinin emir ve Bu durum milli birlik ve uyguladığı hayata geçirilmiş şekli davet metodu akıl tebliğ ettiği olan onun sünnetine ve bilime uygun, ihtiyacı tutarlı, mantıklı, sistemli, gerçekçi ve başanya götürücü özelliğe sahiptir. Kur'an?ı en iyi anlayan Hz. Peygamberden, günümüz insanının alacağı çok şey vardır. Hz. Peygamberin örnek kişiliğine baktığımız zaman, İslam ahlakının tüm ilkelerini - doğruluk, sıcak bakış, kadına kendisiyle ve misafirperverlik, güvenilirlik, adalet, yeniliklere statü tanıma, çalışmaya başkalarıyla barışık açık önem verme, olma, ışı eğitim olma, barışçı bilene eşitlik, yiğitlik, yaşlı ya, kadına, çocuğa değer bir ve öğretime anlayışta verme, olma, cömertlik, vermeyi- görebiliriz.