DiYANET iŞLERi BAŞKANLIGI

advertisement
•
1
®
DiYANET iŞLERi BAŞKANLIGI
Dini
Yayınlar
Dairesi
Başkanlığı
*
Üç Ayda Bir Yayımlanır
Cilt: 39- Sayı:l· Ocak-Şubat-Mart 2003
İSLAM DİNİ VE ıtz. PEYGAMBER'DE EVRENSEL DEGERLER
Prof. Dr. Vahdettin BAŞCI
Atatürk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
İslam Dininin evrensel olduğu inancı, tam anlamıyla Kur'an kaynaklıdır.
Kur'an'da
sıkça
geçen; "Ey inananlar", "Ey insanlar", "Ey
Ademoğlu" şeklindeki
hitaplarında İslam'ın evrensellik anlayışını görmemek mümkün değildir.
gelen vahiy ırmağının devaını ve son
(Al-i İrnran,l9) Hz. Peygamber
daha önce gelmiş geçmiş Peygamberleri reddetmek için değil, onların getirdikleri
asli dini teyid, tasdik ve te'kid için gelmiştir. Tevhid esası, vahye dayalı dinlerin
değişmez özüdür.
Kur'an vahyi, Hz. Adem'den beri
akıp
halkasıdır. "Şüphesiz Allalı katında din, İslfimdır".
Evrensellik iddiasımn içerdiği bir husus da, İslam Dini'nin "kendi kendine
yeterli" olduğu inancıdır. Maide süresinin 3. ayeti Müslümanlara göre yeterlilik
konusuna kesin bir açıklık getirmektedir. "Bugün sizin içindininizi kemale erdirdim,
size olan nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslfimı seçtim." Bu yeterlilik
inancı, zaman ve mekana göre farklı şekillerde aniaşılıp yorumlanabilmiştir. Her
şeyden önce son din olmakla, en mükemmel din arasında organik bir bağ
görülmüştür. Bunun adeta tabii bir sonucu olarak yeterlilik, mesela, İslam tarihinin
klasik dönemlerinde, daha ziyade, "Müslümanların dini konularda, öteki din
mensuplarından öğrenecekleri hiçbir şey yoktur. Çünkü dinimiz tam anlamıyla
yeterli bir dindir" şeklinde anlaşılmıştır. Denilebilir ki, Müslümanların bu kanaatİ
sarsılmadan hep devam edegelmiştir. Bu inanç, son birkaç asırda manevi, sosyal ve
siyasi bakımdan büyük bulıranlar içine düşen İslam aleminin bu kötü durumdan
kurtulmasım sağlayan güç kaynaklarının başında gelmiştir. 1
Zor günlerde insanları, toplumları, milletleri dağılmadan, çökmeden kurtaracak
fikirlere, ideallere ihtiyaç vardır. İslam, Müslümanların acı günlerinde onlara bu
özelliğe sahip bir fikir, bir ideal, bir ufuk vermiştir. "Her alanda geriyiz ama din
dünyamızda değil" inancı sadece itikadi ve kelarrıi bakımdan değil, sosyal ve siyasi
bakımdan da önemli sonuçlar doğuragelmiştir. 2
İslam evrenseldir, çünkü o, tarih boyunca hep var olagelen hak inancın, yani
Allah katındaki dinin (Ali İrnran,l9) ta kendisidir. O kendi kendine yeterli olmak
durumundadır, çünkü son dindir. İnsan var oldukça bu din onun ihtiyacını
karşılamaya yetecektir. Zaten evrenselliğin merkezi anlamı da budur.
Mehmet S. Aydın, İslam'ın Evrenselliği,
Aydın, a.g.e., s. 14.
İst.
2000, s. 13.
·
,l?ı/e,''';'"' ,;,... ,,Ji{)CW'
DİY ANET İLMİ DERGi • CİLT: 39 • SAYI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2003
Daha önceki dinler, bildirdikleri mesaj açısından evrensel idiler, önlerindeki
zaman ve mekan açısından değil. Oysa İslam Dini, bu açıdan da evrenseldir, çünkü
ondan sonra başka bir din gelmeyecektir. Başka vahiy yok demek, dünya durdukça
İslam duracak demektir. 3
Kuran'ın
ilk hedefi, kendisine inanan fertte bir
şuur
terkibini
sağlamaktır.
İnsanın sahip olduğu (hissi, fikri, bedii, arneli şeklinde adlandırılan) güçler ayrı ayrı
fakat onlar, ferdin hayat nizarnında organik bir bütünlük oluşturmak
Bu bütünlük yahut terkip, her mü'rninde belli bir ölçüde bulunmak
durumundadır. Fakat onu en yüksek derecede önce peygamberlerde bulmaktayız.
Peygamber şahsiyeti evrensel insan modelini oluşturur. O halde, eğer din, insan
hayatının her alanına nüfuz edip bu evrensel insanın ortaya çıkması yönünde etki
göstermiyorsa, o din evrensellik fonksiyonunu icra etmiyor demektir. 4
ele
alınabilir;
zorundadırlar.
Kur'an vahyi, kabile hayatından başka sosyal yapı tanımayan, insanları ırk, renk,
dil, vs. farkının asla değer ölçüsü olarak kabul edilmediği bir toplum şuuruna,
"takva"nın dolayısıyla "iman ve ahlak duyarlılığının esas alındığı bir mü'minler
topluluğu" anlayış ve uygulamasını getirmiştir.
İsliim'ın evrensellik ışığı ferdi hayatın, toplum hayatının bütün kesitlerini ve
kesimlerini aydınlatmak ister. "Aydınlatmak" demek, "varolmak için başka bir şeyi
yerinden etmek" demek değildir. Bilim, sanat, ahlak, iktisat, siyaset vs. kendi yetki
ve kısmi bağımsızlıkları içinde var olacak, evrensel anlayış ise, "toplam varoluş
zemininde Müteal olandan kaynaklanan gücüyle" (Nur 35.) var olmaya devam
edecektir. Böyle bir varoluş halinin "ben varsam o yoktur" anlayışıyla ilgisi yoktur.
O bakımdan, İslam Dini, günlük dildekullandığımız anlamda bir "ideolojt' değildir .5
Her geçen an Müslümanların İslam Dini üzerinde yeniden düşünmek, onun fikri
modern bilim ve tefekkürü de dikkate alarak yeniden kurmak gibi zor ama
şerefli bir görev ve sorumlulukları vardır. Unututmaması gerekir ki, evrensel olan
Kur'an vahyinin bizatihi kendisidir, onun belli şartlar altında yapılmış yorumu, belli
durumlar için öne sürülmüş uygulaması değildir. İslam'ın evrenselliğini, İslam'a
dayalı teorik ve pratik anlayışın yeniden düşünülmesi ve geliştiritmesini birlikte
düşünmek, yeterince aydınlanmamış bazı anlayışların öne sürdükleri gibi "İsliim'ın
ruhunu asriliğe satmak" değil, Akifin dediği gibi; "İlhamı doğrudan doğruya
Kur'an 'dan alıp, asrın idrakine İsliim 'ı söyletmek"tir. 6
yapısını
Evrensellik konusunda Kuran'ın ilim zihniyeti ile ilgili bu açık tutumuna rağmen
İslam dünyasında bir takım problem ve yanlış değerlendirilmelerin. temelinde de,
4
Wiliam Montgomery Watt, Modern Dünyada İslam Vahyi, çev. M.S. Aydın, Ank. 1982,
s., 49, Aydın, İslam 'ın Evrenselliği, s., 16,
Aydın, a.g,e., s. 17.
Aydın, a.g.e., s. 18.
Aydın, a.g.e., s. 21, vd.
İSLAM DİNİ VE HZ. PEYGAMBER'DE EVRENSEL DEGERLER
problemin
kaynağının
dinde
değil,
İsHim
Dini'nin
yanlış
anlaşılması
ve
yorumlanmasında aranması gerekir 7 • Bu problemden çıkış yolu da Kur'an'ın yeni
ilmi
sonuçları
yorumlanmasıyla
da göz önünde bulundurmak
mümkün olacaktır diyebiliriz.
Bir dinin evrensel olup
inceleyerek öğreniriz.
olmadığını,
her
şeyden
suretiyle
anlaşılması
önce o dindeki
ve
tanrı anlayışını
İslam Dini'ne göre Allah, bütün varlıkların yaratıcısıdır. Allah yarattığı her şeyin
varolmasını, gelişmesini
ve hayatta kalmasını sağlayan yegane güçtür. Konuyla ilgili
olarak Kur'an'da çok sayıda ayet vardır. 8 İslam Dini'nin evrensellik özelliklerinden
biri de İslam'ın bütün zaman ve mekana hitabetmesidir. Zaman ve mekanla sınırlı
olmamak, evrensel bir dinde bulunması.gereken bir başka özelliktir.
İslam Dini; hem geçmişi, hem de geleceği kucaklayan bir dindir. Kur'an'a göre
Hz~
Adem' den, Hz. Peygambere kadar gelen bütün peygamberler hak dini
yaymışlardır. İslam dini kadar akıl ve bilime önem veren başka bir din gösterilemez.
BIJ din, düşünmeyi hep teşvik etmiştir. Bu bakımdan İslam düşüncesi'nde din
tartışmaları
hep yapılmış, dinin akli boyutu ve inanmanın akli boyutu üzerinde
Bu dinde akıl şüphe aracı olarak görülmemiş, aksine inanmanın ve
ibadetin temelinde de akıl ve bilim olduğu vurgulanmıştır. İslam dinine göre, gerçek
inanmanın yolu, düşünce ve bilgiden geçer. Kur'an, baştan sona kadar düşünmeyi
teşvik eden, bilgi öğrenmeyi öğütleyen ayetlerle doludur. Kur'an'da ilim kavramı ve
bu kavramdan türeyen bilgi ile ilgili kelimelerin sayısı oldukça çoktur. 9
durulmuştur.
Allah'ın varlığına ve birliğine, ilim ve hikmetine olan
inancımızı,
ve bilgi elde ederek geliştirmemizi ister. Şu ayetler çok dikkat çekicidir.
"Allah' a karşı ancak; kulları içinden alim olanlar derin saygı duyarlar." (Fatır, 28)
"Hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer, 9).
Kur'an
düşünerek
düşünerek, delil ve belgelere dayanarak konuşmamızı ister. Sözgelimi,
da Allah'ın kelamını reddedenlere, "Eğer doğru sözlülerden iseniz açık
delillerinizi getirin" (Nemi, 64) buyurmaktadır. Yine "Bilmed(~in şeyin peşine
düşme" (İs,·a, 36) buyurarak, yaian ve yanlış bilgiler aktarmayı yasaklar.
Kur'an
inanınayıp
Kur'an zanna dayanarak hüküm vermenin doğru olmayacağını ısrarla
ve bilmeye ihtiyaç duymadan konuşanları şöyle tasvir eder:
Düşünmeye
hatırlatır.
"Onların
Wiliaın Montgomery Watt, Modern Dünyada İslam Vahyi, s. 105 vd., Aydın, Din
Felsefesi, İzmir, 1987, s. 227, Aydın, "Kur'an ve İlmi Zihniyet" İsiilm Üzerine
Düşünceler,
Türkiye Diyanet Vakfı Yayını, Ank. 1984, s. 76 vd.
Muhammed İkbal, İslam'da Dini Düşüncenin Yeniden Doğuşu, çev. Ahmet Asrar,
İst.1984, s. 91 vd.; Aydın, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Ank. 1982, s. 35 vd.
Aydın, Din Felsefesi, s. 225 vd; Aydın, Din Kültürü, s. 38 vd,; Aydın, "Kuran ve İlmi
Zihniyet", İslam Üzerine Düşünceler, s. 79; Hüseyin Atay, Kur'an 'da Bilgi Teorisi,
Ankara Üniv. ilahiyat Fakültesi Dergisi, c. XVI, Ankara, 1968, s.16&.
DİY ANET İLMİ DERGi • CİLT: 39 • SAY!: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2003
çoğu zanna uyarlar, gerçekte ise zan, hakikat
(Yunus, 36).
karşısında
hiçbir
şey
ifade etmez"
Kur'an'a göre, doğrusunu ve yanlışını ayırdetmeksizin gelenek ve görenekiere
körü körüne bağlanmak ve "atalarımızdan böyle gördük" demek, insanları büyük
tehlikelere sürüklemiştir. Bunun önüne ancak düşünce ile ve bilgiyle geçilebilir.
Kur'an taklitte ısrar edenlere şu uyarıda bulunur: "Onlara, Allah'ın indirdiğine
uyun! denildiğinde, "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)'a uyarız!"
derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar
da mı (onların yoluna uyacaklar?)" (Bakara, 170). 10
İslam Dinini evrensel yapan akıl ve bilim konusunu tartışırken İslam Dininin
emir ve teşvik ettiği ilmin yalnız dini ve manevi ilimler olduğunu düşünmek yanlış
olur. İnsanlığın yararına olan her bilgi çeşidini Müslümanlar öğrenmek ve öğretmek
zorundadırlar.
Akife göre de, "Böyle gördük dedemizden"
gömen bir anlayıştır.
mantığı
ile hareket eden bir zihniyet,
toplumları karanlığa
"Böyle gördük dedemizden" sözü dinen merdud;
Acaba saha-i tatbiki neden na-mahdut
Çünkü biz bilmiyoruz dini. Evet bilseydik,
Çare yok, gösteremezdik bu kadar sersemlik
"Böyle gördük dedemizden" diye izmihlali
Boylayan bir sürü milletierin olsun hali,
İbret olmaz bize her gün okuruz ezberde!
Yoksa bir maksat aranmaz mı bu ayetlerde?
Lafzı
muhkem yalnız anlaşılan,
Kur'an'ın;
Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz
mananın
Ya açar Nazm-ı Celil'in bakarız yaprağına;
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına.
inmemiştir
hele Kur' an, bunu hakkiyle bilin,
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için" 11 •
10
11
Atay, Kur'an'da Bilgi Teorisi, s. 167; Aydın, Din Kültürü, s. 39.
Mehmet Akif Ersoy Safahat, İstanbul, 1966, s.169.
İSLAM DİNİ VE HZ. PEYGAMBER'DE EVRENSEL DEGERLER
Aklı ve bilgiyi kullanmayı teşvik eden İslam Dini, insan hayatının kalitesini
. yükseitebilecek bilgi ve donamma ulaşılmasını hedeflemektedir 12•
İslam Dininin bir evrensellik özelliği de, İslam'ın hem dünya hem de ahiret dini
olmasıdır.
anlayış ı
"Rabbimiz bize dünyada iyiyi, ahirette de iyi ver" (Bakara 201.) ayeti bu
dile getirir.
Allah, dünya nimetlerini bir yana itmenin, nefsimize eziyet edip tabii
dikkate alınamanın dindarlık olmadığını hatırlatır. "Allah 'ın sana
verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma. Allah 'ın sana
iyilik yaptığı gibi, sen de iyilik yap ... " (Kasas, 77). Çünkü, İslam Dini, dünya
hayatının nimetlerine ve güzelliklerine karşı değildir. Onun karşı olduğu, dünya ve
ahiret arasındaki dengenin bozulmasıdır. Bu dünyanın ve buradaki hayatımızın
.. sınırlı ve sonlu olduğunu unutarak ebedi hayatı ihmal etmek de dinimizin hoş
göreceği bir davranış olamaz. Dinimiz, dünya ve a:1iret karşısındaki tutumumuzdan
da aşırılığa kaçmamamızı, hem dünyanın, hem de ahiretin iyilikleri iÇin çalışmamızı
ister. 13
·
ihtiyaçlaomızı
İslam Dinini evrensel yapan bir özellik de, düşünce ve vicdan hürriyetine verdiği
değerdir. 14
yeteneklere ve kişilik özelliklerine sahip olacak şekilde
Bu.yetenek ve özelliklerin gelişebilmesi için insanın düşünce ve vicdan
özgürlüğünün korunması gerekir. İnsanın tabii hakları arasında yer alan bu
özgürlükleri, İslam Dini koruyup gözetmektedir. 15 İslam dinine göre iman, isteyerek
bağlanma ve teslim olma demektir. Öyle ise, insanları zorlayarak inanmalarını
sağlamanın hiçbir dini değeri yoktur. Zorlamak, b'r insanı mü'min kılmadığı gibi,
onu mü'min olmaktan da çıkarmaz. Kur'an-ı Kerimde: "Dinde zorlama yoktur,
çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır." (Bakara, 256) buyurulur. Burada
zorlama diye Türkçe'ye· çevrilen kelime ayette "ikrah" olarak geçiyor. İkrah daha
çok iğrenme, tiksinti vs. anlamlarına gelir. O halde "Dinde ikrah _yoktur" sözü
psikolojik bir gerçeği dile getirmektedir. İnsanları zorla inanmaya sevk etmek,
tiksinti doğurur. Zorlanan insan belki dili ile "evet" der; ama gönlünden nefret eder.
Böyle bir durum "isteyerek berıimseme" demek olan İslam inancının tanımına ters
düşer. Korkutarak, tehdit ederek bir insanı inanç sahibi kılmak mümkün değildir.
Zorlama, tam tersine, insanı, içi başka dışı başka bir insan haline getirir.
Allah,
insanları farklı
yaratmıştır.
12
Aydın, İslam'ın Evrenselliği s. 161, Leslie Lipson, Uygarlığın Ahlaki Bunalımları, s. 31,
vd.
14
Aydın, Din Kültürü, s. 43.
Necati Öner, İnsan Hürriyeti, Ankara, 1990 s. 79, vd; Necati Öner, Felsefe Yolunda
15
Düşünceler, Ankara 1999, s. 381;vd.; Aydın, Din Kültürü, s. 45, vd.
Öner, Felsefe Yolunda Düşünceler, s. 382, vd.
13
·:s,, .. J
DİYANET İLMİ DERGİ • CİLT: 39 • SAYI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2003
Kur'an'da şöyle buyurulur: "Onları hidayete erdirmek sana ait
Allah, dilediğini hidayete erdirir" (Bakara, 272).
değildir.
Fakat
Hz. Peygamber düşünce ve vicdan ·hürriyetini korumaktan bir an bile geri
Onun dine çağırma yöntemi zorlamaya değil, ikna etmeye, inandırmaya
dayanıyordu. Bu konuda Kur'an'da da; "Ey Muhammed, Rabbinin yoluna hikmet/e,
güzel öğütle çağır; onlarla en güzel şekilde ta rtış" (Nahl, 125) buyurulur.
kalmamıştır.
Allah, Hz. Peygamberi "Alemlere rahmet olarak göndermiştir" (Enbiya, 107).
Burada İslam'ın hoşgörüsüyle ilgili görüşünü dile getiren ayetler, "rahmet ayetinin"
tabii bir sonucudur.
İnançlarından dolayı insanları zorlayan, insanlara şefkatle muamele etmeyen bir
kimse, elbette ki "iilemlere rahmet" olamazdı. İslam Dininde vicdan özgürlüğünün
ilk teminatı, dinimizin "Rahmet" olarak nitelendirdiği peygamberlik görevinin
taşıdığı özelliktir. Böyle bir evrensel kültüre (inanca) gönül veren insanlara
başkalarını zorlamamaları emredilmiştir. Zorlamak bir yana, tarihimizde farklı din
mensupianna her türlü düşünce ve vicdan özgürlüğü tanınmıştır 16 •
İslam tarihi boyunca Müslüman olmayan değişik din mensupları, çalışma
seyahat etme, konuşma ve yazma g i her türlü özgürlüğe sahip olmuşlardır. Onların
inanma ve ibadet hürriyetine dokunul namıştır.
Başka inanç sahiplerine hoşgörü ile muamele eden insanlar, aynı hoşgörüyü
kendi aralarında da göstereceklerdir. Her türlü düşünce gibi din de ancak özgür bir
ortamda yaşar, uygulanma imkanına kavuşur. Bu husus Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 24. maddesinde, "Din ve Vicdan Hürriyeti'' başlığıyla yer almaktadır.
Madde 24: "Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse,
ibadete, dini ayin ve töreniere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya
zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz".
Madde 25: "Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebeple
olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve
kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz."
Evrensellik konusunda gerek, temel hak ve hürriyetler açısından, gerekse din ve
vicdan hürriyeti açısından İslam Dininin ortaya koyduğu temel ilkeler, İnsan Hakları
Evrensel Bildirisi'nde yer alan ilkelerle de uyum halindedir.
Bu cümleden olarak evrensel bir din olan İslam Dinini tebliğ eden Hz.
Peygamber'in ahlakı, Kur'an ahlakıdır. Kur'an-ı Kerim Hz. Peygamber'in, "En
yüksek ahliik ile ahlfiklandığuıı" bildirmektedir. (Kalem, 4). O, akrabalık bağiarına
bağlı, borçluların borçlarını ödeyen, fakiriere yardım eden, misafirlerini ağırlayan,
16
Aydın, İslam 'ın Evrenselliği s.l49; Mehmet S. Aydın, Din Kültürü, s. 47.
İSLAM DİNİ VE HZ. PEYGAMBER'DE EVRENSEL DEÖERLER
doğruları söyleyen bir kişiliğe sahipti.
Hiçbir şahsı, kadın-erkek ve çocuğu
eziyet etmemiştir. Hep güler yüzlü, güzel huylu, kibar ye medeni
olmuştur. Hiçbir zaman sert ve kaba olmamıştır Onun nazarında zengin, fakir,
büyük, küçük, efendi, köle her insan eşit olmuştur. İnsanlar arasında ayrılık-gayrılık
17
incitmemiş,
gözetmemiştir.
Mekke'nin
fethedildiği
hata ve hakaretlerin,
affetmiş,
karşı işlenen
gün elinde yetki varken, kendisine
haksızlıkların intikamını
almak yerine, bütün
bütün
düşmanlarını
"Bugün siz hesaba çekilmeyeceksiniz, gidiniz serbestsiniz" diyerek
onları
bağışlamıştır. O, "Onlar öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir... " (Al-i İmran,
13) ayetini kendisine ölçü almıştır.
Onun çocuk sevgisi oldukça
fazlaydı.
selamlaşırdı. Savaşlarda çocukların korunmaları
tavsiye etmiştir.
Karşılaştığı
çocukları
sever ve
konusunda gerekenin
yapılmasını
18
İslam Dini kadınların hakkını tanıyan, onlara statü veren bir dindir. Kadınları
saygı ve itibar açısından erkeklerin derecesine çıkaran ilk hükümler, İslam'ın
kadınlar
hükümleridir. Hz. Peygamber, "Erkeklerin
hakkı olduğu
üzerinde
kadınların da erkekler üzerinde hak ve hukukunun olduğunu" bildirmiştir.
19
gibi,
Bugün
hiila, İslamiyet öncesi adet ve alışkanlıklara şahit olmaktayız. Kız çocukları eğitim
ve
öğretim hakkından bazı
anne ve babalar
tarafından
mahrum
bırakılmakta,
yine
bazılarınca kadınlar, statü olarak erkeklerden farklı muamele görmektedir. Özellikle
vurgulamalıyız
ki, Hz. Peygamberin
kadınlara verdiği değer
ve
gösterdiği saygı,
günümüzde kadınlara verilen değer ve saygının üstünde olmuştur.
Sonuç
İnsanlar arasında dayanışma, birlik ve beraberlik olmasının temel şartı, saygı,
sevgi ve
hoşgörü
birlikte
17
18
19
hoşgörüdür.
Birbirini sevmeyen, birbirinin
sahibi olmayan insanlar
yaşayabilmenin
temel
şartı,
hakkına saygı
arasında dayanışma
sevgi ve
saygıdır.
olamaz.
göstermeyen,
Diğer
Bugün bu sevgi ve
insanlarla
saygıya
her
Mevlana Şibli, Asr-ı Saadet (İslam Tarihi), çev. Ömer Rıza Doğru!, İst. 1974, s. 61.
İbn Mace, (Cihad)., 30, Hakim, II, 122, Beyhaki, IX, 91. Bkz., Şibli, a.g.e., s. 124, vd.
Tirmizi, 3/467, (H. No: 1163.), Ebu Davud, 1/442, (H. No: 1905.), İbn Mace, l/594, (H.
No: 1851.), Riyazu's-Salihin Terc., 11318-319, (H. No: 274.), İbn Hişam, 4, 251. Bkz.,
Şibli a.g.e., s. 127, vd., Beyza Bilgin, İslam'da Kadının Rolü, Türkiye'de Kadın, Türkiye
Raporu, Ankara, 2001, s. I, vd.
.if~"i.~
J,€z
;.>lL~il~'.i\:i~f:rl DİYANET İLMİ DERGİ • CİLT: 39 • SAYI: 1 • OCAK-ŞUBAT-MART 2003
zamankinden daha çok
de temel
şartıdır. Saygı
ihtiyacımız vardır.
ve sevginin
diğer
tüm insanlarm hak ve hürriyetlerine,
değerlere
beraberliğimizin
saygıdır. Ahlaklı kişi
peygamberlere, vatana, millete, devlete,
insanların şeref
ve haysiyeti gibi evrensel
de saygı duyar.
Sonuç olarak,
insanlığın
Onun
her zaman ve mekanda Hz. Peygamberin
mesajın
ilahi mesaja ve bu
vardır.
bir boyutu da kutsala
yasaklarına,
yüce Allah'a, dinin emir ve
Bu durum milli birlik ve
uyguladığı
hayata
geçirilmiş şekli
davet metodu
akıl
tebliğ ettiği
olan onun sünnetine
ve bilime uygun,
ihtiyacı
tutarlı, mantıklı,
sistemli, gerçekçi ve başanya götürücü özelliğe sahiptir.
Kur'an?ı
en iyi anlayan Hz. Peygamberden, günümüz insanının alacağı çok şey
vardır. Hz. Peygamberin örnek kişiliğine baktığımız zaman, İslam ahlakının tüm
ilkelerini -
doğruluk,
sıcak bakış, kadına
kendisiyle
ve
misafirperverlik,
güvenilirlik, adalet, yeniliklere
statü
tanıma, çalışmaya
başkalarıyla
barışık
açık
önem verme,
olma,
ışı
eğitim
olma,
barışçı
bilene
eşitlik, yiğitlik, yaşlı ya, kadına, çocuğa değer
bir
ve
öğretime
anlayışta
verme,
olma,
cömertlik,
vermeyi- görebiliriz.
Download