±j . uo HÜSEYİN ÖZTÜRK (Sivas) — Sayın Baş­ kanım, değerli senatörler, Köy işleri Bakanlığı­ nın seçkin mensupları; Köy işleri Bakanlığı; köyün temel yaj^ı te­ sislerinin gerçekleştirilmesinde, bu sorunlarının çözümünde malî ve işgücü bakımından destek olacak organizasyonu sağlamakla görevlidir. Köy yollarının yapımı, içme sularının sağlan­ ması, toprak muhafazası, küçük sulamaların ya­ pılması, köylerin elektriklendirilmesin halk eği­ timi bakımından e] sanatlarının geliştirilmesi, toprak ve su kooperatiflerinin, kalkınma koope­ ratiflerinin kurulması ve işletilmesi Bakanlığın önemli hizmetlerindendir. Yalnız köylerimizin bilimsel yönden iyi bir incelemeden yoksun oluşu, bu hususta yeterli eserler ve dokümanlar olmaması sebebiyle köy envanteri tam olarak yapılamamış. Bu bakım­ dan da köyün kalkınması için bilinçli ve sistemli bir kalkınma planına kavuşulamamıştır. Bu ba­ kımdan köylerimizin kalkınması için sarfedilen gayretler, İl Genel Meclislerinin karar ve teklif­ leri ve halkın çeşitli yollardan isteklerini du­ yurması ve zorlaması yönünde ağırlık ve önce­ lik kazanmaktadır. Köy yolları 1/3 nispetinde yapılabilmiş, iç­ me suları da ancak yarı yarıya gerçeJkleş'tirilebiîmiştir. Köylerin dağınık oluşu yol ve su işi­ nin sağlanmasını engellemiş, az nüfusa sahip oluşu da ekonomik ve sanayi yönünden gelişme imkânlarını geri bırakmıştır. Ekilen arazilerin % 74 ü hâlâ erozyon felâ­ ketine maruz bulunmaktadır. Toprağın verim­ liliği artacak yerde, bu şekilde azalmaktadır. Ayrıca toprağın verimliliğini artıracak tahlille­ rin % 10 u bile gerçekleştirilmemiştir, îşlerin bu kadar çokluğuna rağmen, Köy İş­ leri Bakanlığının bütün dairelerinde çalışan tek nik elemanlar çoğu zaman harcırahsız ve hatta aylarca maaşsız durumda bırakılmıştır. Buna rağmen, görevini aksatmayan bu elemanlara, Yü­ ce Senato huzurunda takdir duygularımı belirt­ meyi bir kadirşinaslık sayarım. Köylerimizin kalkınmasında eğitimin önemi üzerinde durmak gerekir. Köy İşleri Bakanlığı­ nın yürüttüğü toplum kalkınması, bir eğitim meselesidir. Merkezi köylerde el sanatlarına da­ yalı pratik sanat okulları, meslek okulları mut­ v . A . roiA u : ı laka kurulmalıdır. Toplum kalkınmasında ön­ derlik yapacak liderlerin yetiştirilmesi de ge­ reklidir. «Bin işçi bir baş» prensibi mutlaka gerçekleştirilmelidir. Bilgili liderlere bu bakım­ dan ihtiyacımız vardır. Köylülerin boş zamanlarını değerlendirmek işi çok önemlidir. Köylüler birkaç ay çalışır ve aşağı yukarı 8 - 9 ay boş kalırlar. Bu boş za­ man, Türk Ulusununun kalkınmasında boşa har­ canan insan gücünün israfı demektir. Bilhassa üretim ve yoğaltım kooperatifleri hızla faaliyete geçirilmeli, mahsullerin pazarlanması ve değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Orman köylülerinin kooperatif kanahyle or­ man işlerini yürütmesi ve ürünlerinin değerlen­ dirilmesi, Devletin de yardımîyle bu köylere bırakılmalıdır. Yollar yapılıp, koy ekonomisi kapalı bir eko­ nominin ilkeliğinden kurtarılmalıdır. Hâlâ köy­ lerde ilkel ve kapalı bir ekonomi devam etmek­ tedir. Yol, ücra köyleri kültür merkezlerine bağla­ yan, onun nimetlerinden faydalandıran bir me­ deniyet zinciridir. Bu zincir mu'tlaka yapılmalı ve köyler kültür merkezlerine bağlanmalıdır. Kışın bütün şiddetiyle devam ettiği bugün­ lerde köylülerimizin yarısından fazlasıyle ilgi­ miz kesiktir. Bu, çağdaş bir Devlet anlayışıyle nasıl bağdaştırılabilir? Zavallı, fukara köylüler şu anda soğuktan mı, hastalıktan mı ölüme ter­ kedilmiştir? Haberimiz yok. Bu ıstıraptan kur­ tulmak için şehirlerin ekonomik ve sosyal düze­ nini sarsacak şekilde büyük şehirlere akın eden ve gecekondular kurarak şehrin güzelliği­ ni ve düzenini bozan bu insanların, köydeki ya­ şantısı mutlaka bir düzene bağlanmalıdır. Yoksa bir gün şehirler, gecekonduların tamamen işgali altında kalacaktır. Şehirlerin de her türlü imkânları daralacaktır. Hayvanlarıyle bir arada, birbirinin sıcağın­ da yaşayan konutlardan köylümüzü kurtaralım. Bu konutlar ilkel bir konuttur ve ilkel bir yaşa­ yıştır. Hayvanla insanı bir arada yaşamaktan kurtaralım ve insanca yaşama imkânını verelim. Çağdaş Devletin gayesi bu olmalıdır. Nüfusu­ nun % 75 ine yakm bir çoğunluğunu böyle ilkel bir yaşayış içinde bırakan Devletin, çağdaş dev­ let hüviyetini taşıyacağını kimse kabul edemez. 262 —