Kalbinizi yoran 6 rahatsızlığa dikkat

advertisement
On5yirmi5.com
Kalbinizi yoran 6 rahatsızlığa dikkat
Kalp sağlığı, genetik- çevresel faktörler ve vücuttaki pek çok sistemden doğrudan
etkileniyor.
Yayın Tarihi : 12 Temmuz 2017 Çarşamba (oluşturma : 10/21/2017)
Düzensiz beslenme ve hareketsiz yaşamın yanı sıra; diyabet, KOAH, yüksek tansiyon, obezite, tiroit
ve gut gibi hastalıklar da kalbe olumsuz etki yapıyor. Prof. Dr. Harun Arbatlı, kalp sağlığını korumak
için dikkat edilmesi gereken hastalıklar hakkında bilgi verdi.
Diyabet yüzünden genç yaşta kalp hastası olmayın
Diyabet yani şeker hastalığı aslında bir damar hastalığıdır. Damar ağı bakımından zengin olan kalp,
böbrek ve göz gibi organlar diyabet hastalığından daha fazla etkilenmektedir. Diyabet sonucu
damar çeperlerinin daralması kan akışını azaltmaktadır. Büyük bir iş gücüyle çalışan kalp kası, damar
yoluyla gerekli kanı alamadığı zaman hasar görmekte ve gücü azalmaktadır. Kalp yetmezliği
yaşanmasına neden olan bu tablo ile birlikte diyabet aynı zamanda yüksek tansiyona da sebep
olmaktadır. Diyabetin damar duvarında kalınlaşma ile birlikte böbrekleri de etkilemesi, yüksek
tansiyon bakımından ekstra bir etki yaratmaktadır. Tansiyon eğiliminin yanında kolesterol
yüksekliğinin fazla görülmesi ve kan şekerinin ayarlanamaması pıhtılaşma sorunlarına da neden
olabilmektedir. Diyabet hastalarında koroner kalp hastalıkları ve kalp krizleri daha erken dönemde
ve daha sık görülmektedir.
KOAH kalbinizi de nefessiz bırakabilir
Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı yani KOAH ile kalp yetmezliğinin aynı anda yaşanması sık
görülen bir durumdur. Benzer belirtileri olan KOAH ve kalp yetmezliği birbirini tetikleyebilmektedir.
KOAH hastalarının akciğerinde aşırı derecede hava hapsi olduğunda göğüs kafesindeki kaslar da
çoğu kez solunuma katılmak zorundadır. Nefes alıp vermede bile yüksek enerji tüketimi
yaşandığından ciddi kas gücü kaybı gelişmektedir. Bununla birlikte KOAH hastalarında doklara
yeterli oksijen taşınamadığı için bu hücrelerin sayısında ciddi artış yaşanmaktadır. Oksijen taşıyan
hücrelerin sayısındaki artış kanın koyulaşması ve pıhtılaşma kabiliyetinin yükselmesine neden
olmaktadır. Daha koyu kıvamlı bir hale gelen ve damar içinde akışı yavaşlayan kanda kümeleşme ve
iltihabik reaksiyonlar daha fazla görülmektedir. Damar içindeki en küçük bir hasar bile hücre
sayısındaki artış nedeniyle gereğinden fazla onarılmaktadır. Süreç içinde abartılı iyileşen dokular
damarın tıkanmasına pıhtılaşma eğiliminin artmasına hatta toplardamar içerisindeki akımın
yavaşlamasına bile neden olabilmektedir.
Yüksek tansiyon damarlarınızı nasırlaştırabilir
Yüksek tansiyon, kalp ve damar sistemi üzerinde farklı etkiler yaratabilmektedir. Yüksek tansiyonun
yarattığı etkiye tepki olarak, güçlenmek zorunda kalan damar çeperindeki düz kas hücre sayısı
yükselmektedir. Düz kas hücrelerinin artması ve damar çeperinin kalınlaşması; damarın
elastikiyetinin kaybedilmesine, kireçlenmeye ve damar sertliğine neden olabilmektedir. Kanın
damar içinde akanken yarattığı sürtünme stresi denilen travma damar sertliğiyle birlikte daha da
artmaktadır. Özellikle damarların çatallaşma bölgesinde görülen bu travmayı ayak tabanındaki nasır
veya dirseklerde sürtünmeye bağlı olarak oluşan sertleşmeye benzetmek mümkündür. Ayağın veya
dirsek bölgesinin aşırı miktarda sürtünmesine bağlı olarak oluşan doku artışı ve sertleşmeye benzer
şekilde damar içinde de aynı tepki gelişebilmektedir. Damar yapısındaki bu sertleşme ve fazladan
doku oluşumu damarın beslenmesini bozabilmektedir. Bu durum; damar içi yaralanmalarla birlikte
ülser, pıhtı gelişimi ve damar tıkanıklığına yol açabilmektedir.
Fazla kilolardan kurtularak kalbinizi hafifletin
Obezite hastalarının metabolizmalarında ciddi bozukluklar bulunmaktadır. Tip 2 diyabet direkt
olarak obezite ile ilgili bir durumdur. Ayrıca aşırı kilolu insanlarda oluşan uyku sorunları, nefes alıp
vermekte yaşanan zorluklar yüksek tansiyona neden olabilmektedir. Sağlıksız beslenme sonucu
alınan kilolar kandaki, kötü huylu olarak adlandırılan (LDL) kolesterol damar çeperinde birikime, iyi
huylu olarak tanımlanan (HDL) kolesterol ise damar çeperindeki birikimin azalmasına neden
olmaktadır. Vücuttaki yağın büyük bir kısmı trigliserit olarak depolanmaktadır. Uzun süreçte
trigliserit oranındaki artış da damar sertliği ve pıhtı oluşma riskini geliştirmektedir. Fazla kilolardan
kurtulmak, aslında beslenme şeklinin düzenlenerek hareketli yaşama geçilmesi anlamına
gelmektedir. Bu düzenlemeler, diyabet ve yüksek tansiyon başta olmak üzere kalbi etkileyen birçok
sorunu ortadan kaldırmaktadır.
Tiroit bezinin fazla çalışması çarpıntı, az çalışması yetmezlik yapıyor
Her yaşta görülebilen tiroit hastalıkları kalbi yakından etkilemektedir. Tiroit bezinin gerektiğinden
fazla hormon salgıladığı yani hipertiroidi durumunda kalpte en sık görülen sıkıntıların başında ritim
düzensizlikleri ve çarpıntı gelmektedir. Hipertiroidi sonucu uyarılan kalp hızını artırmakta, ritm
bozuklukları, düzensiz zamansız kalp atışları yaşanabilmektedir. Tiroit hormonunun fazlalığı zaman
zaman göğüs ağrısı, nefes darlığı ve yüksek tansiyona da neden olabilmektedir. Tiroit hormonu
eksikliğinde yani hipotiroidi durumunda ise kalp hızında yavaşlama ve kalp kası gücünde azalma
görülmektedir. Tiroit hormonunun azlığı kolesterol ve trigliserit seviyelerinin artmasına neden
olmaktadır. Uzun süre tedavi edilmeyen tiroit hormonu eksikliği zamanla damar sertleşmesi ve kalp
yetmezliği yaşanması riskini ciddi oranda artırmaktadır.
Kralların hastalığı kalbe iyi gelmiyor
Kralların hastalığı olarak bilinen gut genellikle ayak başparmağında kızarıklık ve şiddetli bir ağrı ile
ortaya çıkar. Atakları oldukça sancılı geçen ve sosyal hayatı olumsuz etkileyen gut hastalığı aslında
kalp krizlerine de zemin hazırlamaktadır. Kandaki ürik asit yüksekliğinden kaynaklanan gut hastalığı
eklem hastalığı olarak ön plana çıksa da yüksek ürik asit damar iç yüzeyinin yapısını bozmaktadır.
Damar çeperlerindeki sertleşmeyi hızlandıran gut hastalığı kalp krizlerine zemin
hazırlayabilmektedir.
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Kalbinizi yoran 6 rahatsızlığa dikkat
Download