GÜNCELLEME İDDİASI BİZ MAĞDURLARA ATILAN İFTİRANIN KILIFINI BULMA ÇABASI MI? Asrın İftirası Balyoz Davası Gerekçeli Kararının 1039 uncu sayfasında; “…Ayrıca bizzat Microsoft’un açık kaynaklarda verdiği bilgiye göre Microsoft Office’nin önceki versiyonları kullanılmak suretiyle bir veri hazırlandığında, hazırlanan veriyi yeni versiyon bir program ile açılmaya çalışıldığında bilgisayarın otomatik olarak açmaya çalıştığı ve eski tarihli veriyi sanki açılma tarihindeki yeni versiyonu ile yazılmış gibi dönüştürerek açabileceğini, bu nedenle de somut olarak 2003 yılında yazılmış olan bir Word belgesinin 2007 yılında yeni versiyon yüklü bir bilgisayarda açıldığında bu 2003 tarihinde yazılmış olan belgenin sanki 2007 yılında hazırlanmış ve yazılmış gibi görüneceğinin belirtildiği, bu hususun huzurda dinlenilen uzman kişilerce de doğrulandığı,…” şeklinde kararın pek çok yerinde görüldüğü gibi mahkemenin sanıkların aleyhinde kullandığı bir saptırma mevcuttur. Bu konunun anlaşılmasına yardımcı olmak amacıyla öncelikle bazı temel bilgisayar terimlerinin açıklamak istiyoruz. Microsoft Office yazılım araçları ile oluşturulan dosyalarda, kullanıcının yazdığı metin ile beraber, dosyaya ilişkin bazı istatistikî bilgilerin tutulduğu ayrı bir bölüm daha vardır. Dosyanın özelliklerine bakarak kullanıcılar tarafından da kısmen görülebilen bu bölümdeki bilgilere üst veriler (meta data) adı verilmektedir. Bu bölümde genel olarak; dosyanın türü, konumu, boyutu, zamanı (oluşturma, değiştirme, erişim), yazarı, en son kaydedeni, şirket adı, düzenlenme süresi, sayfa, sözcük, harf, satır, paragraf ve değişiklik sayısı gibi bilgiler ile sadece özel yazılımlar kullanılarak erişilebilen ilave bilgiler (yazı tipleri, dosya formatları, vb.) yer almaktadır. Örneğin, Microsoft Word ile yeni bir dosya yaratıp içerisine hiçbir şey yazmadan kaydet tuşuna bastığınızda, yaklaşık 10.000 byte (10 KB) büyüklüğünde bir yer işgal ettiğini görürüz. Her bir karakterin yaklaşık 1 byte büyüklüğünde olduğundan hareketle, yeni dosyanın yaklaşık 10.000 harf veya rakama karşılık gelen bir boyutta olduğu düşünülebilir. Oysa dosyanın içerisine hiçbir şey yazılmadan kaydedilmişti. Dosyanın bu boyutta görünmesinin sebebi, yukarıda açıklanan bölümdeki yer alan üst verilerdir. Çoğu bilişim firması gibi, Microsoft da eski sürümlerinde hazırlanmış dijital verilerin açılmasını destekleyecek şekilde geçmişe uyumlu (backward compatible) olarak yeni özellikler eklediği ürünlerinin (Word, Excel, Powerpoint, vb.) yeni sürümlerini piyasaya sürmektedir. Gelelim mahkemenin kafaları karıştırmak maksadıyla ortaya attığı güncelleme konusuna… Bir dosyada güncelleme yapılabilmesi için öncelikle dosyanın bulunduğu medyanın hard disk, flash bellek, disket gibi yazılabilir bir medya olması gerekmektedir. Yazmaya karşı korumalı (write-protected) medyalar ile tek oturumda yazılarak kapatılmış CD/ DVD’lerde yer alan verilerinin güncellenmesi mümkün değildir. (Gerekçeli kararda suç unsuru içerdiği iddia edilen 11, 16 ve 17 numaralı CD’lerin yazmaya(güncellemeye) karşı korumalı olduklarını hatırlatılmakta fayda var) Adli bilişim incelemesi yapmak amacıyla, ilgili yasal mevzuat çerçevesinde arama ve el koyma sırasında, dijital verilerin depolandığı medyaların delil bütünlüğü bozulmayacak şekilde bir kopyalarının alınması gerekmektedir. Özel donanım ve yazılımlar ile yapılan bu kopyalama işlemine “imaj alma” adı verilir. İngilizce’de “image” (resim) sözcüğünden dilimize girmiş olan bu ifade, verilerin depolandığı medyaların el koyma anındaki resminin çekilmesi şeklinde de düşünülebilir. Alınan bu kopyanın (imajın) ileride inkâr edilmesinin önüne geçmek maksadıyla da, “hash” adı verilen ve delil bütünlüğünü garanti eden matematiksel algoritma/metotlara göre çıkarılan bir sayı kümesi de imaj alma esnasında hesaplanır. Alınan imaj içerisinde bir bitlik (bit: veri depolanabilen en küçük birim) bir verinin değişmesi durumunda dahi, hesaplanmış olan hash değeri değişecektir. Bu sebeple delil bütünlüğü için, imaj alma esnasında hesaplanan hash değeri, imajı alınan medyanın boyutu ve sektör sayısı ile birlikte muhafaza edilmelidir. Adli bilişim uzmanı yapacağı incelemede bu değerleri kullanarak kendisine verilen imaj dosyasının veri bütünlüğünün korunup korunmadığını öncelikli olarak bu bilgilere bakarak değerlendirecek ve daha sonra da teknik incelemesini yapacaktır. Bu nedenle adli bilişim uzmanı tarafından imajda bulunan dosyaların incelenmesi esnasında, bu dosyalar üzerinde herhangi bir değişiklik yaratmayacak şekilde özel yazılımlar kullanılır. Bu temel bilgilerden sonra, şimdi gelelim mahkemenin çarpıttığı ifadenin gerçeğini açıklamaya… Öncelikle, bir dosyada güncelleme yapılabilmesi için bu dosyanın yazılabilir bir medya üzerinde depolanmış olması gerekmektedir. Normal bir bilgisayar kullanıcısı tarafından, yazılabilir bir medya üzerinde eski tarihli bir veri dosyası (örneğin 2003’te yaratılmış bir Word dosyası) yeni sürüm ürün kullanılarak (örneğin Word 2007) açılmak istendiğinde, sanki açılma tarihinde kullanılan yeni sürüm ile yazılmış gibi dönüştürülerek açılabilecektir. Fakat bu açılan dosya kaydedilmeksizin kapatıldığında, veri dosyasının içeriğinde herhangi bir değişiklik olmayacak, sadece dosyanın son erişim zamanına ait üst verisi değişecektir. Ancak, yazmaya karşı korumalı medyalar, açılan dosyanın üzerine yazma izni vermeyeceği için, bu medyalardan okunan dosyalarda herhangi bir değişiklik olmaz. (Suç unsuru içerdiği iddia edilen 11, 16 ve 17 numaralı CD’ler bu kapsamdaki medyalardır) Aynı şekilde, adli inceleme amacıyla alınan imajlar içerisinde bulunan dosyaların veri bütünlüğünü koruyan yazılımlar vasıtasıyla incelenmesi sebebiyle, bu imajlar içerisinde açılan ve incelenen dosyalarda herhangi bir değişiklik meydana gelmez. Bir değişiklik varsa, o zaman gerek açılan dosyanın ve gerekse tüm imaj dosyasının veri bütünlüğü bozulmuş demektir. Bu bozulma, hash değerinin tekrar hesaplanarak ilk imaj alma esnasında hesaplanan hash değeri ile karşılaştırılmasıyla bulunur. Bilirkişi raporlarında da açıkça ifade edilen ve 2007 yılında piyasaya sürülmüş Microsoft Office 2007 süitiyle ilk defa kullanıma başlanan Calibri ve Cambria yazı tipleri ile Office Open xml ya da OOxml vb. dosya formatlarına ait bilgiler Encase, FTK, Access Data vb. özel adli bilişim yazılımlarının bünyesinde bulunan kelime arama özelliği ile kolaylıkla tespit edilmektedir. Bu yazılımlarla imaj dosyaları içerisinde bulunan dosyalar Microsoft Office programı ile hiç açılmadan da incelenebilmektedir. Mahkeme güncelleme ile bilgilerin değiştirildiği iddiasında bulunurken, gerçek olan asıl durum şudur. Kullanılan adli bilişim yazılımları incelenen imaj içerisindeki dosyaların üzerinde değişiklik yapılmasına ASLA izin vermezler. Ancak, imaj içerisinde incelenen Microsoft Office dosyalarını daha rahat okuyabilmek amacıyla, incelemenin yapıldığı bilgisayar üzerinde kurulu olan Microsoft Office sürümü tarafından imaj içerisindeki bir dosyanın açılmasını sağlayabilirler. Ancak mahkeme heyetinin belirttiği gibi, bu durum imaj içerisinde ASLA bir değişikliğe sebep olamaz. Çünkü adli bilişim yazılımları veri bütünlüğünün bozulmaması için üretilmişlerdir. Mahkeme heyeti 2007 yılında ilk defa kullanıma başlanan yazı tipleri ve dosya formatlarına ait bilgilerin, disk imajları içerisinde bulunan dosyaların Microsoft Office programının yeni sürümü (versiyonu) ile açıldığında otomatik olarak eklendiği gibi bir değerlendirmede bulunmaktadır ki, bu akla ve bilime aykırı düpedüz bir ÇARPITMADIR. Ayrıca, gerekçeli kararda “bu hususun huzurda dinlenilen uzman kişilerce de doğrulandığı” ifadesi de gerçeği yansıtmamaktadır. Mahkeme böyle bir çarpıtma ile duruşmalarda ortaya konulan ve 2002-2003 yıllarında hazırlandığı iddia edildiği halde 2009 yılına ait bilgileri içeren sahte dijital verilerin zamanı geldiğinde güncellendiği savını destekleyecek bir maddi unsur peşinde koşmaktadır. Üstelik CD olması nedeniyle üzerine bilgi ilave edilmesi teknik olarak mümkün olmayan ve TUBITAK dâhil tüm bilirkişi uzmanlarınca suç isnat edilen CD’lerin tek oturumda yazıldığı (2003 sonrası ilave bilgi eklenmediği) açıkça ifade edilmesine rağmen. Ancak bilim ve evrensel hukuk her zaman gerçeği ortaya çıkarıyor ve biz masum insanların bir komploya kurban edildiği gün yüzü gibi ortada duruyor. Hasdal Askeri Ceza ve Tutukevinde Bulunan Balyoz Davası Mağdurları