Arlec 12.5mg Tablet 28 Tablet Terapötik Kategori > Kardiyovasküler Sistem İlaçları FORMÜLÜ : Her bir Arlec tablet etken madde olarak 12.5mg karvedilol içermektedir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER : Farmakodinamik Özellikler : Karvedilol, alfa-1 reseptörleri bloke edici aktivitesi olan non-selektif beta adrenerjik blokör bir ilaçtır. Karvedilol periferik damar direncini vasodilatasyona neden olarak ve renin-anjiotensin-aldosteron sisteminin etkinliğini beta adrenerjik reseptörleri bloke ederek düşürür. Plazma renin aktivitesini azaltır. Karvedilolun intrinsik sempatomimetik aktivitesi yoktur ve propranolol gibi membran stabilize edici özelliği vardır. Karvedilol iki steriyoizomerden oluşur. Beta adrenerjik reseptör blokör etkisi S(-) enantiomerine bağlıdır. Buna karşın alfa-1 blokör etki ise, her iki enantiomere bağlı olarak meydana gelir. Farmakokinetik Özellikler: Emilim: Karvedilol ağızdan alındıktan sonra hızla emilir. Mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %25’dır. Steriyoselektif biyoyararlanım; R-formu için %30, S-formu için %15’dir. Oral dozu takiben yaklaşık 1 saatte plazma doruk konsantrasyonuna ulaşır. Doz ve plazma konsantrasyonları arasında doğrusal bir ilişki vardır. Yiyecekler biyoyararlanımını ve maksimum plazma konsantrasyonlarını (Cmax) etkilememesine rağmen, maksimum serum konsantrasyonuna ulaşmak için geçen zamanı (tmax) uzatır. Dağılım: Karvedilol yüksek oranda lipofiliktir, yaklaşık %98-99 oranında plazma proteinlerine bağlanır. Dağılım hacmi yaklaşık 2 l/kg dır ve karaciğer sirozu olan hastalarda artar. Metabolizma: Karvedilol oldukça büyük oranda ilk geçiş etkisi gösterir. Oral uygulanmasını takiben ilk geçiş metabolizması %60-75’dır. Büyük ölçüde karaciğerde metabolize olur ve temel reaksiyonlardan biri glukuronidasyondur. Karvedilol ile karşılaştırıldığında daha zayıf vazodilatatör özelliğe sahip beta adrenerjik reseptör blokör etkinliği olan 3 metaboliti vardır. Atılım: Eliminasyon yarı ömrü 6-10 saat arasında değişir. Plazma klirensi yaklaşık 590 ml/dk dır. Eliminasyon başlıca safra yoluyla olur ve dışkı ile atılır. Küçük bir kısmı ise çeşitli metabolit formları halinde böbreklerden atılır. Karvedilolun farmakokinetiği yaştan etkilenir. Yaşlı deneklerde, karvedilolun plazma düzeyleri gençlerle karşılaştırıldığında %50 daha yüksek bulunur. Karaciğer sirozu olan hastalarla yapılan bir çalışmada, karvedilolun biyoyararlanımı 4 kat, plazma doruk konsantrasyonları sağlıklı gönüllülere göre 5 kat daha yüksek bulunmuştur. Karaciğer fonksiyon bozukluğu olanlarda ilk geçiş etkisi azaldığı için biyoyararlanım %80’e kadar artar. Bu yüzden, karvedilol klinik olarak belirgin karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontraendikedir. Başlıca karaciğerde metabolize olmasına rağmen, böbrek yetmezliğinde plazma konsantrasyonları artmaktadır. ENDİKASYONLARI : Hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği(ağır kalp yetmezliği ve konjesyone kalp yetmezliği hariç), miyokart infarktüsünü takiben gelişen sol ventrikül disfonksiyonu ve koroner kalp hastalığı tedavisinde endikedir. KONTRENDİKASYONLARI : Karvedilol, Belirgin sıvı retansiyonu olan ya da intravenöz inotropik tedavi gerektiren kalp yetmezliği olan hastalarda, Karvedilol ya da ilacın içerdiği diğer bileşenlere karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda, Karaciğer işlev bozukluğu olan hastalarda, Diğer beta blokörlerde olduğu gibi: Bronkospazm ve astım, 2. ve 3. derece A-V blok, şiddetli bradikardi (<50/dk), kardiyojenik şok, hasta sinüs sendromu, ağır hipotansiyon, metabolik asidoz ve feokromasitoma öyküsü olan hastalarda kontrendikedir. UYARILAR / ÖNLEMLER : Konjestif kalp yetmezliği (KKY): KKY olan hastalarda karvedilolun dozunun arttırılmasına bağlı olarak kalp yetmezliğinde kötüleşme ve sıvı retansiyonu görülebilir. Bu durumda diüretik dozu ayarlanmalı ve karvedilol dozu klinik denge oluşana dek arttırılmamalıdır. Bazen karvedilol dozunun azaltılması, nadiren geçici olarak karvedilolun kesilmesi gerekebilir. Bu tür durumlar karvedilolün sonra başarı ile uygulanmasına engel oluşturmaz. Digoksin, diüretik ve/veya ADE inhibitörü kullanan ve kronik kalp yetmezliği bulunan hipertansiyon hastalarında karvedilol dikkatli kullanılmalıdır. Digoksin ve karvedilolun her ikisi de atriyoventriküler iletiyi yavaşlatabilir. Miyokart enfarktüsünü takiben gelişen sol ventrikül disfonksiyonunda tedaviden dışlama kriterleri şunlardır: Kalp yetmezliğinde olupta intravenoz diüretik veya inotrop kullanan hastalar, unstabil anjinası olan hastalar, sistolik kan basıncı <90mmHg olan hastalar, kontrolsüz hipertansiyonu olan hastalar, otururken kalp atım hızı (nabzı) 60vuru/dakikadan az olan hastalar, kontrolsüz tipI diyabetli hastalar, astımı olan hastalar ve beta bloker kullanan hastalar. Kronik obstruktif akciğer hastalığı: Bronkospazm gözlenen kronik obstruktif akciğer hastalığı (KOAH) bulunan ve oral ya da inhalasyon yoluyla ilaç kullanmayan hastalarda karvedilol yalnızca yararı oluşturduğu riskten fazla olduğunda kullanılmalıdır. Bronkospastik reaksiyonlara eğilimi olan hastalarda, artmış solunum yolu direncine bağlı olarak solunum sıkıntısı meydana gelebilir. Tedavi başlangıcında ve doz artışlarında hastalar yakından izlenmeli ve gerekirse karvedilol dozu azaltılmalıdır. Diyabet: Diğer beta blokör aktivitesi olan ilaçlarla olduğu gibi, karvedilol de diabetes mellitusu olan hastalarda akut hipogliseminin erken belirtilerini maskeleyebilir. İnsüline bağımlı hastalarda genellikle beta blokörlere alternatif olan ilaçlar tercih edilir. Diyabetli hastalarda karvedilol kullanımı kan glukoz kontrolünü kötüleştirebilir. Bu yüzden diyabetli hastalarda kan glukoz düzeylerinin düzenli izlenmesi gerekir. Böbrek fonksiyonlarının geri dönüşümlü kötüleşmesi: Karvedilol kullanan tansiyonu düşük kalp yetmezliği bulunan hastalarda, iskemik kalp yetmezliğindeki hastalarda, yaygın damar hastalığı olan hastalarda, ve/veya altta yatan böbrek yetmezliği olan hastalarda gözlenmiştir. Bu risk faktörleri olan KKY hastalarında böbrek fonksiyonları karvedilol dozu arttırılırken yakından izlenmeli ve eğer böbrek yetmezliği kötüleşirse ilaç kesilmeli veya dozu azaltılmalıdır. Periferik damar hastalıkları: Beta blokörler arteriyel yetmezlik semptomlarını arttırabileceğinden karvedilol periferik damar hastalığı olanlarda (Raynaud fenomeni) dikkatli kullanılmalıdır. Tirotoksikoz: Diğer beta blokör aktivitesi olan ilaçlarla olduğu gibi, karvedilol de tirotoksikoz semptomlarını gizleyebilir. Bradikardi: Karvedilol bradikardiye neden olabilir. Nabız 55 atımın altına düştüğünde karvedilol dozu azaltılmalıdır. Aşırı duyarlılık: Aşırı duyarlılık öyküsü olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Psoriazis: Beta blokör tedavisiyle ilişkili psoriasis öyküsü olan hastalarda karvedilol risk/fayda oranı belirlendikten sonra kullanılmalıdır. Feokromasitoma: Feokromasitoması olan hastalarda karvedilol dikkatle kullanılmalıdır. Prinzmetal variant anjina: Prinzmetal variant anjinası olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Kontak lens: Kontak lens kullanan hastalar gözyaşı azalması olasılığına karşı uyarılmalıdır. Kesilme sendromu: İskemik kalp hastalığı olanlar hastalarda karvedilol tedavisi kademeli olarak (1-2 hafta) sonlandırılmalıdır. Gebelikte ve Emziren Annelerde Kullanım: Gebelikte kullanım: Gebelik kategorisi C dır. 2. ve 3. üç aylık dönemde D dir. Karvedilolün gebelikte kullanımı ile ilgili uygun klinik deneyim yoktur. Karvedilol, gebelerde annelere sağlayacağı yarar fetüs için taşıdığı risklerden daha fazla olduğunda kullanımı değerlendirilmelidir. Emziren kadınlarda kullanım: Anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Ancak bir çok ilaç anne sütüne geçtiği için emziren annelerde kullanılmamalıdır. Çocuklarda Kullanım: 18 yaşın altındaki çocuklarda güvenliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır. Diğer alfa ve beta blokör ilaçlarda olduğu gibi perinatal ve neonatal dönemde bradikardi, hipotansiyon, solunum depresyonu, hipoglisemi, hipotermi gibi etkileri olabilir. Yaşlılarda Kullanım : Yaşlılardaki kullanımı erişkinlerden farklılık göstermez. Araç ve Makine kullanımına etkisi: Diğer antihipertansif ilaçlarda olduğu gibi, sersemlik ya da benzeri semptomları olan hastalarda araç ve makine kullanılmaması önerilmelidir. Bu durum özellikle tedaviye başlarken, tedavi değiştirilmesinde ve birlikte alkol kullanılmasında söz konusu olabilir. YAN ETKİLER / İSTENMEYEN ETKİLER: Konjestif Kalp Yetmezliği (KKY): Merkezi sinir sistemi: Özellikle tedavinin başlangıcında olmak üzere sıklıkla baş dönmesi, başağrısı ve yorgunluk görülebilir. Kardiyovasküler sistem: Sık olarak bradikardi, postural hipotansiyon, hipotansiyon, ödem (genel, periferik, genital ödem, bacaklarda ödem, hipovolemi ve sıvı yüklenmesi), seyrek olarak senkop ve doz artırılması sırasında A-V blok ve kalp yetmezliği. Gastrointestinal sistem: Sıklıkla mide bulantısı, diyare ve kusma. Hematoloji: Nadiren trombositopeni ve izole olgularda lökopeni. Metabolizma: Sıklıkla vücut ağırlığında artış ve hiperkolesterolemi. Diyabetes mellitus’u olan hastalarda hiperglisemi ve hipoglisemi sık görülür. Diğer: Sıklıkla görme bozuklukları (bulanık görme), nadiren yaygın damar hastalığı, böbrek işlevlerinde bozukluk olan hastalarda böbrek yetmezliği. Hipertansiyon ve Koroner Kalp Hastalığı: Merkezi sinir sistemi: Özellikle tedavinin başlangıcında olmak üzere sıklıkla baş dönmesi, başağrısı ve yorgunluk, seyrek olarak depresif ruh hali, uyku bozuklukları ve parestezi görülebilir. Kardiyovasküler sistem: Sık olarak bradikardi, postural hipotansiyon, nadiren senkop, seyrek olarak periferik dolaşım bozuklukları (ekstremitelerde soğukluk, periferik damar hastalığı, Raynaud sendromu olan hastalarda semptomların şiddetlenmesi), A-V blok, anjina pektoris, kalp yetmezliği ve periferik ödem semptomları. Solunum sistemi: Yatkınlığı olan hastalarda sıklıkla astım ve dispne, nadiren burun kanaması. Gastrointestinal sistem: Mide bulantısı, karın ağrısı, seyrek olarak kabızlık ve kusma. Deri: Seyrek olarak deri reaksiyonları (nadiren alerjik ekzantem, dermatit, ürtiker,kaşıntı). Kan kimyası ve Hematoloji: İzole olgularda ALT, AST ve gama-GT yükselmesi, trombositopeni ve lökopeni. Diğer: Sıklıkla ekstremitelerde ağrı, gözyaşında azalma, gözde iritasyon, seyrek olarak empotans ve görme bozuklukları, nadiren ağız kuruluğu ve idrar yapmada güçlük, izole olgularda alerjik reaksiyonlar. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ. İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ : Digoksin: Karvedilol ile birlikte digoksin alan hastalarda digoksin plazma seviyeleri yaklaşık %16 artış gösterebilir. Karvedilole başlanırken veya kesilirken digoksin seviyesinin takip sıklığı arttırılmalıdır. Karvedilol ve kalp glikozitlerinin birlikte uygulanması A-V ileti zamanını uzatabilir. İnsülin veya oral hipoglisemikler: İnsülin veya oral hipoglisemiklerin etkisinde artış olabilir. Bu yüzden kan glukozunun düzenli takibi önerilmektedir. Karaciğer metabolizmasını indükleyen ve baskılayan ilaçlar: Rifampisin karvedilolün serum düzeyini düşürebilir. Simetidin ise karvedilolün serum düzeyini artırabilir. Katekolamin azalmasına neden olan ilaçlar: Beta blokörlerle birlikte rezerpin ya da Monoamin oksidaz inhibitörü (MAOI) olan ilaçlar birlikte alındığında, hastalar hipotansiyon ve şiddetli bradikardi açısından yakından izlenmelidir. Siklosporin: Birlikte kullanıldıklarında gereken doz ayarlaması kişiden kişiye çok değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle birlikte kullanılırken, siklosporin dozu yakından izlenmeli ve gerekli doz ayarlaması yapılmalıdır. Verapamil, diltiazem ve diğer antiaritmikler: Karvedilol ve diltiazem birlikte verildiğinde ileti bozukluğu gözlenmiştir. Bu yüzden diğer beta-blokör ilaçları alanlarda olduğu gibi verapamil veya diltiazem gibi kalsiyum kanal blokörleri, veya evre I antiaritmik ilaçlarla birlikte uygulandıklarında, EKG’nin ve kan basıncının dikkatli izlenmesi gerekir. Karvedilol alan hastalarda bu tip ilaçlar intravenöz verilmemelidir. Klonidin: Karvedilol ve klonidin birlikte kesileceği zaman öncelikle karvedilol tedavisine son verilmelidir. Klonidin tedavisi ise birkaç gün sonra kademeli olarak sonlandırılmalıdır. Anestezi ilaçları: Genel anestezi sırasında karvedilol ve anestezik ilaçlar sinerjik negatif inotropik etki gösterebileceğinden dikkatli olunmalıdır. Bitkisel ürünler: dong quai, efedra, ginseng ve sarımsak ile birlikte kullanılmaması önerilir. DOZAJ VE UYGULAMA : Tabletler bir miktar sıvı ile alınmalıdır. KKY hastalarına karvedilol yiyecek ile birlikte verilmelidir. Konjestif Kalp Yetmezliğinde kullanım: Karvedilole, hastanın durumu tahlil edildikten sonra, hastane doktorunun kontrolünde başlanmalıdır. İlk ve daha sonraki doz düzenlemeleri kalp yetmezliği konusunda uzman bir hekim tarafından yapılmalıdır. Karvedilol dozu; kalp yetmezliği semptomları son vizitinden bu yana belirlenmeyen hastada, dekompanse hastada veya unstable kalp yetmezliği olan hastada arttırılmamalıdır. Karvedilol dozu kişisel gereksinime göre ayarlanmalıdır. Diüretik, digoksin veya ADE inhibitörü alan bütün hastalarda öncelikle bu ilaçların dozu ayarlanmalıdır. Erişkinlerde: Önerilen başlangıç dozu tedavinin ilk iki haftası süresince günde 2 kere 3.125 mg’dır. Eğer bu doz tolere edilir ise, doz daha sonra arttırılabilir. Doz artım aralıkları iki haftadan daha kısa olmamalıdır. İki hafta sonra doz; günde 2 kere 6.25 mg, daha sonra günde 2 kere 12.5 mg ve maksimum günde 2 kere 25mg’a kadar arttırılır. Önerilen maksimum günlük doz 85 kg’ın altındaki hastalar için günde 2 kere 25mg’dır. 85 kg’ın üstündeki hastalarda günde 2 kere 50mg verilebilir. Doz arttırımı esnasında sistolik kan basıncının 100mmHg’nın altına düşmesi, renal ve/veya kardiyak fonksiyonlarda kötüleşme olabilir. Bu yüzden her doz arttırımı öncesinde hastanın fizik muayenesi yapılmalıdır. Kalp yetmezliğinin geçici olarak kötüleşmesi, vazodilatasyon veya sıvı retansiyonu; diüretik veya ADE inhibitörü dozunun ayarlanması ile, veya karvedilolün geçici kesilmesi ile tedavi edilebilir. Karvedilol dozu, böyle bir durum altında, kötüleşmiş kalp yetmezliği semptomları düzelene veya vazodilatasyon stabil hale gelene kadar arttırılmamalıdır. Eğer karvedilol tedavisine iki haftadan daha fazla süre ara verilmiş ise tedaviye günde iki defa 3.125mg ile başlanması önerilir ve doz artışı tekrar daha önce önerildiği gibi yapılır. Hipertansiyonda kullanım: Günde tek doz kullanım önerilir. Erişkinlerde: Önerilen doz ilk 2 gün için, günde tek doz 12.5mg’dır.Daha sonra günde bir kez 25 mg a arttırılır. Her ne kadar bu doz çoğu hasta için uygun olsa da, eğer gerekirse, önerilen günlük maksimum doz olan 50 mg a kadar tek veya bölünmüş olarak verilecek şekilde arttırılabilir. Doz artım aralıkları iki haftadan daha kısa olmamalıdır. Yaşlılarda: Önerilen doz günde 12.5mg’dır. Bazı vakalarda bununla kontrol sağlanır. Eğer cevap yetersizse, önerilen günlük maksimum doz olan 50 mg a kadar tek veya bölünmüş olarak verilecek şekilde arttırılabilir. Miyokart enfarktüsünü takiben gelişen sol ventrikül disfonksiyonunda kullanım: Carvedilol tedavisine, hasta hemodinamik olarak stabil olduktan sonra ve sıvı retansiyonu mimimum iken başlanmalıdır.Başlangıç dozu günde 2 defa 3.125mg - 6.25mg dır. Daha sonra gerekirse doz, hastanın kliniğine göre, 3 ila 10 gün ara ile kademeli olarak günde 2 kez 25mg a kadar arttırılabilir. Koroner Kalp Hastalığında kullanım: Erişkinlerde: Önerilen doz ilk 2 gün için, günde tek doz 12.5mg’dır. Daha sonra günde 2 kere 25 mg a gerekirse çıkılır. Yaşlılarda: Önerilen günlük maksimum doz bölünmüş dozlarda verilen 50 mg dır. Renal yetmezlikte doz ayarlamasına gerek yoktur. DOZ AŞIMI VE TEDAVİSİ : Dozaşımı semptomları: Dozaşımında hipotansiyon ve bradikardi gibi büyük kardiyovasküler etkiler görülür. Ayrıca bronkospazm, kusma, solunum problemleri, bilinç kaybı ve jenarilize kasılmalar olabilir. Tedavi: İlaç içilmesini takip eden ilk birkaç saat içinde yapılan kusturma ve mide yıkaması faydalı olabilecektir. Genel uygulamalara ek olarak hayati belirtiler, eğer gerekli ise yoğun bakım şartlarında, izlenmeli ve düzeltilmelidir. Hasta ayakları yukarıda olacak şekilde yatırılmalıdır. Bradikardi var ise 0.5-2.0 mg i.v atropin, ve/veya 1-10 mg i.v glukagon verilebilir. Pacemaker tedavisi gerekli olabilir. Aşırı hipotansiyon için intravenöz sıvı takviyesi uygulanabilir. Ek olarak, 5-10 mcg norepinefrin i.v. ekrarlayan dozlarda kan basıncının durumuna göre verilmelidir. Bronkospazm salbutamol veya diğer beta-2-agonistlerin aerosol ya da i.v olarak verilmesi ile tedavi edilebilir. Nöbetler, intravenöz diazepam veya klonazepam ile tedavi edilmelidir. Şok semptomları görülen ağır intoksikasyonda, yeterince uzun bir süre destekleyici tedaviye devam edilmelidir. SAKLAMA KOŞULLARI : 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. TİCARİ SUNUM ŞEKLİ VE AMBALAJ İÇERİĞİ : 28 tabletlik blister ambalajlarda. PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK DOZAJ ŞEKİLLERİ: Arlec 25mg Tablet Arlec 6.25mg Tablet Arlec 3.125mg Tablet Hekime danışılmadan kullanılmamalıdır. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. Reçete ile satılır. RUHSAT TARİHİ : 27.11.2006 RUHSAT NO. : 209/69 RUHSAT SAHİBİ VE ÜRETİM YERİ: ALİ RAİF İLAÇ SANAYİ A.Ş. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, Haseyad II. Kısım No.228 34306 İkitelli İstanbul / Türkiye Prospektüs Onay Tarihi: 28 Kasım 2006