iLAHiYATFAKÜLTESi DERGiSi

advertisement
ONDOKUZ MAYIS ÜNiVERSiTESi
iLAHiYATFAKÜLTESi
DERGiSi
SAYI:12-13
SAMSUN 2001
-ı
iSLAM HUKUKU AÇlSlNDAN SATIŞ
SÖZLEŞMELERiNDE MÜLKiYETiN DEVRiNE
YÖNELiK ENGELLER
Araş.
Gör. Dr. Şevket TOPAL*
GİRİŞ
İslam
hukuk literatüründe "akd" sözcüğüyle karşılanan ve dilimizde
rabtetmek. düğüm yapmak, bir şeyin iki ucunu birbirine
iliştirmek" gibi anlamlan içeren sözleşme kavramı, ı genel anlamda, taraflar
arasında vanlan maddi ya da manevi nitelikli bütün hukuki anlaşmalan
kapsar. 1 Satış sözleşmeleri ise, akit çeşitleri içerisinde önemli bir konuma
sahip olan ve taraflar arasında satış konusu bedelierin karşılıklı teslimi esasına
dayanan anlaşma şeklinin özel adıdır. Bu sebeple İslam hukukçuları akit
kelimesini, biri genel diğeri özel iki farklı anlamda kullanmışlardır: Genel
anlamda akit, kişinin yapmaya yöneldiği her çeşit tasamıf ve borçlanmadır.
Çağdaş İslam hukukçuları, fakibierin akit kavramım daha çok bu anlamda
kullandıklarını ifade etmişlerdir. 3 Özel anlamda akit ise, çoğunlukla Hanefiler
tarafından benimsenen şekliyle: akdi oluşturan lafızlar olarak ifade edilen
"icap ve kabııliin" akde konu olan şey üzerinde hukuka uygun (meşru) şekilde
·'bağlamak.
birleşmesidir.
4
' Ondokuz Miıvıs Üniversitesi Sosval Bilimler Enstitüsü
1
Makalede. k.imi zaman. sözl~şme yerine akit, devir yerine de intikal kavramları
1.'11llaıulacaJ..:tır.
2
"Akd'' kelimesinin farklı kullanımlan için bkz.: İbn Manzu~. Ebu'l-Fadl CemiHuddin
Muhammed b. MükeıTem. Lisfimı'l-Arab, Beyrut, 1990, lll 296; Cessas. Ebu Bekr,
Alıkfimu'l-Kur'fin. Beyrut. 1988,
416: Kurtfibi Ebu Abdullah Muhammed el-Ensad, elCiimiu li Alıldimi'l-Kur'fiıı, Kahire. 1959. Vl 32; Teh1inev1, Muhammed Ali b. Ali. Keşşlifıı
Istıltllıfiti'l-Fiiufill, Daru's-Sadr. Beyrut.. t.y .. n. 953; Razi, Zeynüddin b. Ebu Bekr b.
Abdulkadii, Mıılıtarıı~f-Sı/ı{ifı. Beyrut, 1988, "akd" md.; Yazır, Muhammed Hamdi, Hak
Dlni Kur'an Dili, istanbul, 1979, ID, 1546; Ebu Zehra, Muhammed, el-Mülkiyye ve
Nazariyyetü'l-akd, Daru'l-Fikıi'l-Arabi, ty., s. 179; Zeydan, Abdülkerirn, el-Medlıal li
Dirılseti'ş-Şeriati'l-İflfimiyye. Beyrut. 1990, s. 291; Zuhayll, Vehbe, el-Fıklm'l-İsliimi ve
Edilletu/ı, Dımeşk, 1984, IV, 80.
Zuhayli. el-Fıklm'l-İfliimi, IV, 80; Ebu Zehra. el-Mülkiyye. s.179 vd.
Kasanl, Alauddtn Ebu Bekr b. Mes'ud, Bediii'ııs-Sauiii fi Tertibi'ş-Şerai', Beyı·ut. ty., V,
133; Babertl. Ekrnelüddin Muhammed b. Muhammed, Şerlm'l-İııiiye ale'I-Hidliye
(Kadızade Etendi'nin Fethu'l-Kadir'i ile beraber), Mısır, 1980, VI, 248; Mecelle, Md. 103.
n.
3
4
-=...---.-. --- - .
..
......
518 1
Araş.
Gör.Dr.
Şe:vket
TOPAL
Satış
sözleşmelerinin
yapılmasında,
tarafların
elde etmeyi
bir takım gayeler vardır. Bu gayelerden birisi de, mülkiyetİn
satıcıdan alıcıya devir (intikal) ettirilmesidir. İslam hukukunun bu konudaki
genel ilkesi. satış·a konu olan nesnenin (mebiin) mülkiyetinin, sözleşme
anından itibaren alıcıya ait olduğu yönündedir. Bu örgü içerisinde, satılan
şeyin zilyedliğinin devri ise, akdin esaslı bir unsuru olarak değil de,
tamamlayıcı bir parçası olarak görülmüştür. 5 Ancak rukünleri ve şartları tam
olarak ortaya konan akitler için geçerli olan bu durumun aksine, bazen,
taraflar arasında yapılan bir satış sözleşmesine rağmen mülkiyet satıcıdan
alıcıya intikal etmemektedir. Bu ise, akitlerin ana unsurlarındaki ya da
şartlarındaki eksikliklerden, tarafların sahip olduğu çeşitli muhayyerliklerden,
karşılıklı anlaşma yoluyla satış sözleşmesinin etkilerini ortadan kaldırmayı
hedefleyen satış sözleşmesinin fesbinden (ikiUe) veya özel bir takım kurallara
tabi olarak gerçekleşen öncelikli alım hakkı şufadan kaynaklanabilmektedir.
Rukünlerinde ve şartlarında eksiklik bulunması sebebiyle mülkiyetİn devrine
engel olan sözleşmeler, makalede, sahilı olmayan alış verişler olarak
arzuladıkları
ııitelendirilecektir.
I- SAHİH OLMA YAN SATIŞ SÖZLEŞMELERİ
Ruki.inlerinin ve şartlannın tan1 olarak teşekkül etmemesi sebebiyle
eksiklik içeren satış sözleşmeleri, sahih alınayan alış verişler olarak
6
nitelendirilmiştir. Hanefiler tarafından, borçlar hukuku sahasında geçerli
olmak üzere: rukünlerindeki eksiklikler sebebiyle batıl, şartlarındaki
eksiklikler sebebiyle ise fasit satışlar şeklinde bir ayınma tabi tutulan sahih
olmayan alış verişler, doğurduğu sonuçlar bakımmdan önemlidir.
6
1
0
.~~-.
---
Kfisanl. Bediiiu's-Saniii. V. 243: Razi. Fahıuddin. el-MalısiUfl İbu-i Usfıli'l-Fıklz, Beyrut,
1988, L 26; Hum, Mustafa Said, Eçem'l-İlıtillif fi'l Kavliicli'l-Usfıliyyeti fl İlllillifi'l­
Fukalıft. Beyrut, 1989, s. 344 vd.; A.midl. Seyfüddin, el-İiıkam fi Usfıli'l-Alıklim, Beyrut,
1983, I. 186-187.
Hanefiler taralindan ortaya konan, sahih olmayan alış verişlerin, fiı.sit ve batı! şeklindeki
ayrıını ancak; satım, hibe, karz, kim, havale, taksim, Müsilkiit, müzaraa ve şirket akitleri gibi
mülkiyetİn nakli sonucunu doğunın veya akdi yapan taraflan karşılıklı borç altına sokan
akitler için geçerlidir. Buna karşılık, vekalet veya vesayet gibi mali nitelikli olmayan ya da
ariyet ve vedia gibi, taml1arı karşılıklı borç altına sakınayan mali nitelikli, bunun yanında
ibadetler sahası ile vakıf ve ketalet gibi tek taratlı imde ile meydana gelen akitlerde batı! ve
fasit ayrımı söz konusu olmayıp, her ikisi de batıl akit anlamını taşır. Hanetilerin dışında
kalan ti:tkihlerin çoğunluğuna göre; hem akitler hem de ibadetler konusunda fasit ve batıl
kavranılan aynı anlamda kullaıulınış olup, hukuh."Ull yasaklaınış olması sebebiyle, satış
sözleşmesinin sonuç doğumıasıııa engel olur. Bkz.: Taftazani. Sadeddiıı Mes'ud b. Ömer. etTelvih ala't-Tavdilı, Danı'I-Kütübü'l-İimiyye, Beynıt, ty., II, 123; Aınidl. el-İlıkam. I. 186187; Razi, el-Mahsul, I, 26; Zuhayli. Vehbe, Beyı·ut, 1986, Usfılil'l-Fıklıi'l-İslami. I. 105;
- ·':
Es,m '1-lhtihif, d45.
++
j
Satış Sözleşmelerinde
Miilk(vetin Devrine Yönelik Engeller 1
519
A- BA TIL SATIŞLAR
Ana unsurlarından en az bir tanesi eksik olarak ortava. konan satış
sözleşmeleri geçersiz (batıl) olup, lıukuken sonuç doğurmaz. · Islam hukuku
açısından "yasaklanmış sözleşmeler" olarak da vasıflandırılması mümkün
olan batı! akitlerin yapılınasını engelleyici pek çok dini hüküm mevcuttur.
Nitekim Rasulullah @ konuyla ilgili olarak: "Kim bizim prensz]Jlerimize.
ayhrz bir iş yaparsa. bu iş geri çevrilir. Kim de dinimize. onda olmayan bir
şeyı sokuşturursa. u da geri çevrilir" 8 buyummştıır. Diğer taraftan sahabe,
yasak edilmiş akitlerin batıl olduğunda ittifak etmişlerdir. 9 Batıl satışların,
fakihler tarafından tespit edilmiş pek çok türü olup, bunların başlıcaları şu
~-
şekilde sıralanabilir:
(ma'dumun) satışı
İslam hukuku. henüz akdin başında, meydana gelmemiş şeylerin
satışını yasaklamak suretiyle tarafların aldanmasına (garara) ya da
anlaşmazlığına
(nizaya) yol açabilecek riskleri ortadan kaldırınayı
hedefiemi ştir. Nitekim Rasulullah ·ın @: "Erkek devenin sulhünde ve dişi
devenin karnında bulıman ceninin satzşzm," 10 ayrıca "ağacında
olgunlaşmadan önce meyvenin, hrpzlmadan önce hayvanın sırtındaki yünün,
sağılmadan önce de memesindeki sütiin satışını yasaklaması. ,ıı bu tür
olumsuzlukları gidermeye yönelik ihtiyati tedbir niteliğindedir. 12 Ancak
olmayan şeyin satışu1a getirilen yasak, her ne kadar genel bir kuralnuş gibi
kabul edilse de, fakihlerce, kimi durumlarda, olmayan şeyin satışının geçerli
sayıldığı da olmuştur. Örneğin, olgunlaşacağı belli olan meyvenin dalında
13
satışı ile içi dolmuş taneli bitkilerin hasattan önce satışı caiz görülmüştür.
Buna göre, gelecekte meydana gelip gelmeyeceği belirsiz bir şeyin satışının
yasak olması, malın henüz mevcut olmamasıyla değil, aldanma riski (garar)
sebebiyledir.
1- Olmayan
şeyin
Razi. el-Mahsul. I. 26; Zulıayll. Uslllii 'l-Fıklıi'l-İdamf, 1, 105; Hmn, Eserıı 'l-İ/ıtilaf, s. 345.
Buh1hi. I'tisam, 96/20, Buyfı, 34/ 60. Sulh, 53/5.
9
A.midl. el-İlıkam. ll, 279: Ebu Zehra, Usıılii'l-Fıklı, 72-74.
10
Buhiln, Buyu,34/ 61; Müsliın, Buyfı', 21/5-6; Şevkilni, Muhammed b. Ali, Neylü'l-Evtiir.
Kahire. ty.. V. 147; Zeylal, Cernaluddin Ebi Muhammed Abdullah b. Yusuf. Nasbu'r-Raye
li Elıiiaısi'l-Hidiiye, Daıu'l-Hadis. Kahire, ty .. N,46.
11
Buhaıi. Zekat. 24/58; Buyu, 34/82, 83, 87; Müslirn. Buyu, 21/51, 52, 56; Ahmed b. Hanbel.
el-Müstıed.
262; Zeylal. Nasbu'r-Riiye, N, ll; Şevkilni, Neylü'l-Evtar. V, 149.
1
ı. İslam huh.'llkunda, genel olarak, akit sırasında mevcut olmavan şeylerin satış sözleşmesine
konu olması caiz görülmemekle birli.k.i:e, Hanbelilerden İbn Tevınive (ö.72811328) ve İbn
Kayyıın'a göre (ö.751/1350) sözleşme arnnda mevcut olrnas~ d~. örfe göre gelecekte
meydana gelmesi kesin olan şeylerin satışı caizdir. Çünkü bu takihlere göre huk--uken
yasaklanan, akit anınd~ mevcut olınayarun değil, teslim edileıneyenin satışıdır. Bkz.: İbnu'l­
Kayyıın ei-Cevziyye, I'lı1mıı'l-Mıımkkıfu. Beyıut, 1991, n. 5.
13
İbnu'I-Kayyıın, İ'lômıı'l-Mıımkkıfu.ll, 7; Zuhayll. el-Fıklııı'l-İçlômt, N, 429.
7
n.
--.:;....---.--
---
----.
520 1
Araş. Gör.Dr. Şevket TOPAL
2- Teslim edilemeyen şeyin satışı
Satış akdini yapaı1 taraflann, alış verişten elde etmeyi umduklan
faydanın gerçekleşebilmesi için; satıcının bedele, alıcının da rtlala salllp
14
olnmsı ve her ikisinin de karşılıklı olarak teslimi gerekir . Bu sebeple bir
kimse, mülkiyetinde bulunsa dahi, teslimine güç yetiremeyeceği bir malı
satması durumunda, bu satış geçersiz (batıl) olur. Örneğin, sal1ibinin elinden
15
uçup giden kuşun veya buluntu eşyanın (lukataıun) satışı böyledir.
Teslimine güç yetirilemeyen şey, satım akdine konu (mebi) olamadığı gibi
satış bedeli (semen) de olamaz. Örneğin satılan bir mal henüz teslim
edilmeden; kaybolınuşsa (lukata) veya gasp ya da telef edilmişse, malın teslim
imkanı bulunmadığından, satıcının bedeli geri vermesi gerekir. Bu konuda
16
Hanefı, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhepleri aynı görüşü paylaşmaktadır.
Zahirilere göre ise satım akdinin sahih olabilmesi için, akde konu olan
şeyin doğrudan teslimi şart olmayıp; satıcının, müşteri ile satın aldığı şey
17
arasındaki engelleri kaldınnası teslim için yeterlidir.
,, .. 3- Aldanma riski bulunan satış (ğarar satışı)
Sözlükte tehlike anlamına gelen ğarar kelimesi ile, kapalılık içermesi
sebebiyle kendisinde aldanma riski bulunaı1 alış-verişler kastedilir. Bu kelime
ile aynı kökten gelen tağrir (tehlikeye atmak) ise, daha çok dış görünüşü
itiban ile güzel, ancak hakikatte insaniann hoşuna gitmeyecek şeyleri ifade
eder. İslam hukukunda ise, terim olarak garar akitlerdeki; aldatına, hile,
bilinmezlik veya teslime güç yetirilememesi hallerini kapsar. ıs Nitekim bir
hukuk terimi olarak garar kelimesi; Hanefi hukukçu Serahsi (ö.490/1097)
tarafından "sonucu belirsiz ve kapalT olan şey," 19 Maliki hukukçu Karafi
(ö.684/1285) tarafından da "meydana gelip gelmeyeceği biZinemeyen şey" 20
olarak tanımlamıştır.
İslam hukukunda; malın meydana gelmemesi, istenilen miktar ve
nitelikte olmaması veya teslim imkanı bulunmaması gibi riskler taşıyan ve
14
15
16
17
18
19
°
2
Zeylal. Nasbu'r-Riiye, N, 45; İbnu'I-Kayyun, İ'liimıı'l-Mııııakkıuı. II, 7; Senhuıi,
Abduın:zzak. Mesiidıru'l-Hak. Beyı·ut, ty.,
40; Zuhayll. el-Fıklm'l-İsliimf, N. 429.
Zuhayli. el-Fıklm'Z...İslı1mi. N. 429.
Kasanl. Bediiiu's-Sarılii, V, 147; İbn Teyıniye, Mecmuu'l-Feteva, XXIX, 4-15; İbn
Kudame. Muhammed b. Ahmed ei-Makdls!, i!;ş-Şerlm'l-Keblr (el-Muğnl ile beraber),
Beyrut, 1994, N, 31-32; Şirazi, Ebu İshiik İbrahim b. Ali, el-Müheueb, (e1-Mecmu' ile
beraber), Meh."tebetü'I-İrşad, Mekke, ty., IX, 343; İbn Rüşd, el-Hafid, Bidiiyetü'l-Müctelıid
ve Nilıiiyetü'l-Mukiesid, İstanbul, 1985, II, 131, 143.
İbn Hazın, Ebü Muhammed Ali b. Aluned, el-Mulıallfi bi'l-Asar, Daru'l-Kütübü'l-İlmiyye,
Beyı·ut. ty.. VII. 2ı9-220.
Serahsi, Şemsü'l-Einune Muhaınmeed b. Ahmed, el-Mebstlt, İstanbul, ı 983, XII, 194;
Zeyla'i. Nasbıı'r-Rfiye. N.46; Cevheıi, es-Sılu1lı. II. 768; Ebu Ceyb, Sa'di; Kiimtısu'l­
Fıklıf, Dııneşk, 1988, s. 272.
Serahsl. el-Mebstlt, Xll, ı 94.
Karat'i, Şihiibuddin Ebu Abbas Ahmed b. İdris, el-Furtık, Alemü'I-Kütüb. Beyrut. ty .•
265.
---,.
m.
m.
-
Satış Sözleşmelerinde MiiUı(vetin
Devrine Yönelik Engeller/
521
aldanmaya vesile olabilecek satışlar yasaklanmıştır? 1 Konuyla alakah bir
hadislerinde Rasulullah @: ·'Suda/d hahğı satın almayınız. Çünkü bunda
garar vardır."21 buyurmaktadır. Bir başka hadislerinde ise aynı gerekçeyle
"çiçeğindeki
meyvenin
ve
anne karnındaki yavnmun satışını
yasaklamışlardır."2.' Bu sebeple aldanma (ğarar) riski taşıyan satış
24
sözleşmeleri, fakihler tarafindan geçersiz (batıl) kabul edilmiştir.
Aldanmanın az olduğu (ğabn-ı yes'ir) şeylerde satışlar ise, fakihler tarafindan
geçerli olarak kabul edilmiştir. Buradaki aldanmanın az veya çok kabul
25
edilmesi ise, alış verişin yapıldığı yörenin örfiine göre düzenlenir. Öte
yandan, satış bedeli veya satılan maldaki belirsizlik karşılıklı anlaşma yoluyla
giderilebilecek nitelikte ise, bu satış fasit derecesinde sayılacağından, fesat
sebepleri ortadan kaldırılarak akit sahih hale de getirilebilir. 26
4- Pis olan (necis)veya pislik (necaset) karışan şeyin satışı
İslam' da bir takım şeylerin yenilmesi, içilmesi veya kullanılması, ayet
ya da hadis yoluyla yasaklandığından, bunlar İslam hukukuna göre pis (necis)
kabul edilmişlerdir. Ömeğin, şarap, domuz, ölmüş hayvan eti, aknuş kan türü
şeyler böyledir. 27 Nitekim bir ayette şöyle buyurulur: "Allah size leşi, kanı,
domuz etini ve Allah' dan başkası adına kesilen hayvanların etini haranı
kıldı. " 28 Bir başka ayette ise: "Ey iman edenler! şarap, kunıar, dikili taşlar
(putlar). fal ve şans akları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki,
kurtuluşa eresiniz. " 29 buyurulur. Necis olan şeylerin haram olduğuna delalet
eden bir hadiste ise Rasulullah @ şöyle buyurmuştur: "Allah yahudilere lanet
etsin! Allah onlara hay,!illiıların iç yağlarını haram kılmıştı da, onlar buna
rağmen onu sattılar ve parasını da yediler. Şüphesiz Allah, herhangi bir
30
topluluğa yenmesini haram kıldığı şeyin, satış bedelini de haram kılmıştır."
Hanefiler canlı ve cansız bütün varlıkların temelde insan için
yaratıldığı esasından hareketle:· yemek içmek suretiyle veya bunların dışında
bir başka yolla yararlanılması caiz olan şeylerin, alım satınunı da caiz
Karati. el-Furllk. nı 265 vd.
Ahmed b. Hanbel. el-Müsned, I, 288: İbn Hacer, Aluned b. Ali el-Askalani, Biilllğrı'l­
Meram. Beyrut, 1992. s. 339.
23
Buhari. Buyu. 34/ 61: Müslim. Buyu, 21/5. 6. 56.
24
San' ani, Muhammed b. İsmail, Sühülü's-Selllm, Beyrut, 1988, m 24.-25: Zeyla'i. Nasbu'rRaye, ıv. 45.
25
Serahst el-Mebsat, Xill, 17; İbn Rüşd, Bidayetü'l-Müctelıid, n, 133; 156; Şirazi, elMülıezzeb. IX. 346: Zuhayll, e~Frklm'l-İsllimi, lV, 435 vd.; Şevkiini, Neylü'l-Evtfır, V,
148.200 vd.
26
Zeyla'i. Nasbu'r-Rfıye, lV. 45.
27
İbn Rüşd, Bidayetü'l-Miictelıid, n, 104; İbn Kudilıne, el- Muğni, 1V.l5; San' ani. Sühülü'sSelam. ID, 7; Cessas. Ebu Bekr Alımed b. Ali er-Razi, Alıkamu'l-Kur'an, Beyrut. 1988, L
150.
28
Nahl. 1611 15; Bak:ara, 2/173; Maide. 5/3; Eıı'am, 6/145.
29
Maide, 5/90.
30
Ahmed b. Hanbel. el-Müsned, I. 25. 247. 293. 322; KurtGbt el-Ciimiu li Alıkiimi'l-Kur'iin.
VII. 82-83.
21
22
.. .
~--
522 1 Araş. Gör.Dr. Şevket TOPAL
görmüşlerdir.
Çünkü burada kesin bir hüküm ile yasaklanmadıkça, "eşyada
asıl olan miihahlzktır" prensibi geçerlidir. 31 Nitekim köpek, kedi, arslan, kurt
v.b yırtıcı hayvanlardan avianmak ve avcılık yaptırmak gibi meşru amaçlar!_~
faydalanmak caiz görüldüğünden, bunların satışı da caiz görülmüştür.~­
Hane11 ve Zahiri mezheplerine mensup hukukçular, kendisinden
yararlanılabilen ve satışı hadislerle yasaklanmamış olan pis şeylerin
(necislerin) satılabileceğini de sövlemişlerdir. 33 Ancak müçtehidlerin
çoğunluğa göre, necis şeylerin satışı pr~nsip olarak yasaktır. 34
5- Batıl satışlarda mülkiyetİn devri
Batı! satış, akdin ana unsurlanndan birisinin mevcut olmaması halinde
söz konusu olur. Bu durumda akit tan1 olarak oluşmadığı için batıl satış, hiçbir
hukuki sonuç doğurmaz. Dolayısıyla satılan malm ınülkiyeti alıcıya, paranın
ınülkiyeti de satıcıya geçmez. 35
Batı! akitle satılan bir malın zilyedliğinin, müşteri tarafından
devralınınası da mülkiyet sonucunu doğurmayacağından, bu ınal müşterinin
elinde ancak emanet hükmüne tabi olarak bulunur ve satıcıya iade edilmesi
gerekir. Mala kasti bir zarar verilirse; ınal misli ise misli ile, kıyemi ise bedeli
ile tazınin edilir. Kasıt. ihmal veya kusur olmaksızın gelebilecek zararlardan
ise alıcı sorumlu değildir. Tüketilmesi durumunda ise malın bedeli tazmin
edilir. 36
B- FASİT SATIŞLAR
Satış sözleşmelerinde icap. kabul ve akdin konusu gibi asli unsurlar
tam olmakla birlikte, yapılan akitte sonradan tamamlanınası mümkün olan bir
eksiklik bulunursa bu durumda. Hanefılere ait olan bir aynına göre, ''fasit
37
satışlar" söz edilir. Ömeğin, alış verişte satış bedellerinin miktannın
bilinmemesi akit için bir fesat sebebi olmakla birlikte, bu sebebi ortadan
kaldırarak akdi sahih hale getirmek de mümkündür. Böyle bir yola gidilmesi
bir bakıma mecburi olup, aksi halde akdin feshi cihetine gidilmesi zonınludur.
Akdin feshi yoluna gidilmesi halinde, müşterinin satın aldığı mal, halen elinde
mevcut ise bunu satıcıya iade etmesi gerekir. Ancak mal tüketilınişse, bu
durumda satıcıya: misli ise mislini, kıyemi ise bedelini öder. 38 Fasit satış
yoluyla gerçekleştirilen akİtierde satılan mal, alıcı tarafından kabzedilmedikçe
3
~ İbn Rü~d. Mukatltlimat-il İbn Riiştl, III, 202; İbn Rüşd, Bidayetü'l-Mücte/ıid, II.l05 .
.ı_ İbn Kudiime; Ser/m'l-Kebir. IV, 10: İbn Rüşd, Bidayetü'l-Mücte/ıid. IT, 105 .
3
.ı Zulıayli. e~Fıklm 'l-İçflimf. IV. 448 .
•~İbn Rüşd. Bidayetü'l-Müctelıid. Il. 125 vd .
.ıo Zulıayll. el-Fık/m 'l-fçliJmf. IV. 425 .
6
.ı Zeylai. Fahıuddin Osman h. Ali. Tebyitıü'l-Hakô.ik. Bulak. 1314. IV. 44; Mecelle. md. 370.
37
Zeyla!. Tebyinü'l-Hakô.ik, IV. 44: Senhfirl, Mesiidırıı'l-Hak. IV. 127.
38
Zeylal. Tebyfnii'l-Hakilik. IV, 44.
Sahş Sözleşmelerinde Aliilk~vetin
Devrine Yönelik Engeller 1
523
mülkiyet ifade etm~z. 39 Fasit satışın pek çok türü vardır. Bunların başlıcalan
şu şekildedir:
1- Bilinmezlik (cehalet) içeren satış
Satılan
malda veya satış bedelinde tarafları anlaşmazlığa
götürebilecek derecedeki bilinmezlikler (cehalet-i Iahişe), satım akdini !asit
k.ılar. 4° Fakat alıcı ve satıcı bu bilinmezlikleri sonradan anlaşmak suretiyle
giderebilirler. Satıştaki bilinınezlikler; satılan ınal, satılan malın bedeli, vade
veya teminatlar hususunda gerçekleşebilir. Bunlar belli değilse akit fasit
olur. 41
Satıştaki bilinmezlik taraflan anlaşmazlığa götürecek derecede çok
olmakla birlikte. giderilebilir nitelikte olursa akit fasit olur. Fakat bu
bilinmezlik giderilemeyecek ölçüde çok olursa, garar söz konusu olur ve
satım akti geçersiz (batıl) olur. Örneğin bir hayvanın yavrusunun yavrusunu
veya uçup giden ve geri dönmeyen evcil bir kuşu satmak böyledir. Bu tür
42
bilinmezlikler taraflarca ortadan kaldırılaınayacağından. akit de batıl olur.
Az olan bilinmezlikler ise satışa zarar vermez. 43
2- Şarta veya zamana bağlanan satış
Taraflar arasında cereyan edecek bir satış sözleşınesinin, "ta'liki
şarta" bağlanması, bir başka ifade ile meydana gelmesi mümkün olan başka
bir şeyin varlığına ya da gelecek zamana izafe edilmesi durumunda, bu satış
Hanefilere göre fasit kabul edilmiştir. Ancak çoğunluk İslam hukukçulanna
göre bu şekildeki bir-.satış batıVgeçersizdir. 44 Örneğin bir kişinin diğerine:
"Babam yolculuktan gelirse, ben de sana· bu evimi şu :ffiyata satıyorum"
demesi veya satıcının "bu malı sana gelecek aydan itibaren, şu kadar bedel
karşılığında satıyorum" demesine karşılık alıcının da bunu kabul etmesi
böyledir. 45 Aktin tarafları, gelecekte satılan şeyin nasıl olacağını, akde
nzalanmn bulunup bulunmayacağını, akit gerçekleştiği takdirde bundan
faydalanmanın ne şekilde olacağını bilemeyeceklerinden dolayı böyle bir akit
Kasanl. Bedliiu's-Saniii, V, 299: Debusl, Ebu Zeyd Ubevdullah Ömer b. İsa, Te'sisu'nNazar, Danı İbn Zeydün, Beynıt, ty., s. 85; İbnÜ'I-Hüm§m, Kemaluddin Muhammed b.
Abdulv1Uıid. Fet/ıu'l-Kadir, Misır, 1980, Vl, 460; Zeylal, Teb.yinü'l-Hakiiik .N. 61:
Merğinilıu, el-Hidliye, ID, 56-57: İbn Nüceym, el-Eşbalı. s. 402; Ali Haydar. Dürarü'lHükkam. I. 394; Senlıfiı1, lde.vticlmı'l-Hak, N. 156-163.
ı' İbn Nüceym, el-Eşbillı. s. 402; Zulıayli. el-Fıklııı'l-İslami. N. 437.
41
Senlıfiıi, Me.i;adırıı'l-Hak. TV.I49; Zuhayli. el-Fıklııı'l-İs[{lmf, N. 454 vd.
42
İbn Kudiime, el-Mıığui. TV,3l; Zeyla!. Tebytnü'l-Hakiiik, TV, 46; İbn Hacer, Biilğıı'l­
Meram, s. 339-340: San'anl. Sübülü's-Seliim. ID, 24.
43
Serahsl. el-Mebsilt. XIII.17: Kasanl. Bed{iiu's-Sauiit, V, 157 vd.; Şirazi, el-Mülıezzeb. IX.
346: Nevevl. Ebu Zekeriyy5. Muhyiddin. Kitabu'l-Mecmfl, Mektebetü'l-İrşild, Mekke, ty.,
IX. 395-397.414.
44
Şiizeli, Hasan Ali, Nazariyyetii'ş-Şart, Kahire, t.y., s.147.
45
Şilzel!, Nazariyyetü 'ş-Şart. s.l47.
19
4
--=:..r ---
-~--
-··- ··---·
.....
-------......,..-~_.,..,._
524 1 Araş. Gör.Dr.
Şevket
TOPAL
fasittir. 46 Ancak alıcı ve satıcının, satıştaki şartı veya gelecek zamana izafeyi
kaldım1ak suretiyle satışı sahih hale getirmeleri mümkündür.
3- Fasit şartla satış
Satıcı veya alıcıdan yalnız birisine, tek taraflı olarak bir yarar
sağlamaya yönelik şarta, fasit şart denir. 47 Fasit şart/lar, İslam hukukunun
kabul ettiği genel ya da özel satış kurallarıyla çelişen durumlar için söz
konusu olur. Dolayısıyla fasit şartın mevcut olduğu yerde, İslam hukukunun
temel prensipleriyle çelişki halinde olmayan örfe ya da satış satış
sözleşmesinden elde edilmesi beklenen faydaya aykın bir durum vardır.
Sözgelimi. evini satan bir kimsenin bir yıl daha bu evde oturmayı şart koşması
halinde böyle bir şart, satış aktini fasit hale dönüştürür. Zira satış bedelinde
herhangi bir karşılığı olmaksızın, akit yoluyla taraflardan birisinin lehine
olacak şekilde üstün bir yararlanmanın şart koşulması, bir nevi faiz
niteliğindedir. İslam hukuku açısından satış sözleşmelerinde yer alan faiz ya
da faiz şüphesi içeren işlemler ise satışı fasit kılar. 48 Bu sebeple fasit şartın
cereyan etmemesi için. ömeğin evini satan kimse şayet bir yıl daha bu evde
oturmak istiyorsa. alıcı ile kira sözleşmesi yapması gerekir. Bu konuda
Rasulullah'ın @: '·Hem ödünç, hem satış ve bir satış içerisinde iki şart helal
49
50
değildir" ve "Nebi @ bir akit içinde iki akit yapmayı yasakladı. "
şeklindeki hadisleri, konuyu belirleyici malıiyettedir.
4- Gözleı·i görmeyen kimsenin satışı
Gözleri görmeyeula'ına kimsenin, alım saturu konusunda goruş
bildiren fakihler, daha çok, onların görme kusurundan kaynaklanan
durumlarından hareketle bir hükme vam1aya çalışmışlardır. İslan1
hukukçularının geneli, gözleri görmeyen bir kimsenin. değişik yollarla satıın
konusu mal üzerinde fikir sahibi olacağını, dolayısıyla da alış verişlerinin
geçerli/sahih olacağını ifade etmişlerdir. Buna göre Hanefiler, Malikiler ve
Hanbeliler gözleri görmeyen kimsenin alış verişini sahih kabul ederler. Ancak
onlara göre. alış veriş yapan a'ma için malı görme yerine malı tanımaya
yönelik olarak dokunma, tatma ve koklama muhayyerliği olup, bu hakkı mala
dokunduğu, tattığı veya kokladığı anda düşer. Gayrimenkullerde ise, nitelikler
belirtitmek suretiyle muhayyerlik hakkı ortadan kalkar. 51 Diğer taraftan onlara
göre, gözleri göm1eyen kimse (a'ma) vekil tayin edebildiğine göre, vekilin
yapacağı muameleyi bizzat kendisi de yapabilir. 52 Buna karşılık malı
46
Serahsl. el-Mebsilt, Xlll,l5; Şirazi, el-Mülıezzeb. IX, 414; Nevev!, el-Mecmu, IX, 414;
Zeyd an. el-Med/ıal. s. 31 O.
47
Bilmen.15trliilu1t-ı Frklıiyye Kı1mr1m, VI, 24; Şiizeli, Nazariyyetil'ş-Şart, s. 192-193.
48
Serahs'i, el-Mehsilt. Xlll.l5-JS; Kasani Bediiiu's-Satıii'i. V,l69.
9
~ Buhfui, Buyu. 34173: Tirmizi. Bnyu. 13/19.
oıı Ahmt::d b. Hanbel. el-Müsııed. II. 71.174. 175, 177, 179. 205; Malik, Muvatta. Buyu. 31172:
_ Nesai, Buju, 44176; Ebu Davud, Buyu, 17/53; Şevkilni, Neylü'l-Evtilr. V. 151 vd.
>I ~asan!. Bedaiu's-Sarıfit, V. 164, 298: İbn Kudiiıne, eş-Şerlm'/,.Kehir, IV, 32; Mevsıl1, elIIıtiyı1r, II.l O.
52
Mevsıll, el-İiıtiyilr, II.l O.
Satış Sözleşnıelen"ııde
Miilk(vetin Dewine Yönelik Engeller/
525
tanımaya yönelik eksikliklerini ciddi bir kusur kabul eden Şafiiler, gözleri
gönneyen (a'ina) kimsenin alış verişini geçersiz (fasit) saymışlardır. Çünkü,
malın iyisi ile kötüsünü ayırma yeteneğinden yoksun olan bu kimseler
aldatılmaya müsait olacağından, velisinin bu konuda ona yardımcı olması
gerekir.··''
5- Haram olan satış bedeli karşılığında satış
islama göre, müslümanlar arasında alım satımı yasak olan şarap,
domuz. akmış kan gibi mallar, İslam hukukunca değer ifade eden
54
(mütekavvim) mallar olmadığından, satış akdine de konu olamazlar.
Bununla birlikte bu tür mallar, Yahudi ve Hristiyanlar için mal kabul
edilmeleri sebebiyle, Hanefılere göre satım aktinde bedel olabilirler. Ancak bu
durumda bedeL dinen meşru olmadığı için akit fasit olur. Şayet bunlar mal
olarak satılacak olursa akit batıl olur. 55 Bu duruma göre, müslüman olan bir
kimse alış verişinde haram olan misli bir malı satış bedeli olarak belirlemişse,
akit, bu satış bedelinin kıymeti üzerinden yapılmış kabul edilir. Yani şarap
56
veya domuz eti yerine bunların değeri kadar meblağ borçlanılmış olur.
Hanefiterin dışmdaki çoğunluk ise, sahih akit ile fasit akit arasında
herhangi bir ayırım yapmaksızın meşnı olmayan mal ister bedel olsun, ister
mebi' (satılan) olsun her ikisini de batılkabul eder. 57
6- Meyve veya ekinierin hasattan önce satılması
İslam hukukçuları, henüz meydana gelmemiş şeyleri, olmayan bir
şeyin satışı, kabul eder&k geçerli saymamışlardır. 58 Nitekim Hz. Peygamber @
de Hakim b. Hizam adlı sahabeye: "Sahip olmadığın bir şe)~ satma"
59
buyurımıştur. Bu satışın yasaklanmasının sebebi malın mevcut olmaması ve
60
aynı şekilde hadislerde yasaklanan garar halinin
bulumnasındandır.
Olgunlaşmadan önce meyve ve sebzeterin hibe edilmesi ise İmam Malik
tarafindan caiz görülmüştür. 6 ı
Meyvelerin tamamı, olgunlaştıktan sonra henüz dalında iken satıma
62
konu olabilir. Olgunlaşmadan satış konusuna gelince; şayet satıştan sonra
dalında bırakmak örf haline gelmişse, meyveler olgunlaşmadan önce de sonra
53
Nevevl. el-Mecmfl. IX. 366.
s.ı Bakaı·a, 2/173; En'am. 6/145.
55
Ceziıi. Abdun-alıman. Kitahıı'l-Fıklı ale'l-Mezalıihi'l-Erhaa, Daru'l-Fikr, Beyrut, ty.. Il
224.
56
İbnü'l-Humaın, Fet/ııı'l-Kadir, VI, 460: İbn Abid1n, Muhammed Emin b. Ömer, Reddü'l. Mu/ıtar, Mekke, ty., V, 60: Merğinilru, el-Hidfiye, lll 56.
7
' Behfıu. Mansur b. Yusuf, Keşşlifiı'l-Kmll, Beyı·ut. 1982. ID. 152; Ceziri, Kitabıı'l-Fıklı ale'lMeza/ıibi'l-Erbaa. II, 224.
~ıs İbn Abidln, Mecmflatii Resc/ili İbn Ahitliu. Alimü'l-Kütüb. yy., ty .. II.140.
9
' Ebu Davfıd. Buyfı, Buyu. 17170.
60
Bulıfu'i. B uyu. 34/61; Müslim. Buyfı. 21/4; Ebu 05vfıd. Buyfı. 17/24-25.
61
Sahnun. el-!vlüdevvelle. IV. 328.
62
Ramli, Şemsüddln Muhammed, Nilıayetü'l-Mu/ıtac, Beyru~ 1984, JV,145: İbn Abidin,
Resfiil. II. 140.
526 1 Araş. Gör.Dr. Şevket TOP.4L
da satılabilir. Çünkü fasit bir şart toplumda örf olarak yaygınlaştığı zaman
sahih hale geleceğinden, buna bağlı olarak satım akti de istibsanen geçerli
olur. 63
7- Fasit satışlaı·da mülkiyetİn devri
Fasit satışlarda akdin bünyesinde, giderilmesi veya tamamlanması
mümkün olan bir eksiklik olduğundan, İslam hukukunda kendisine bazı
sonuçlar bağlanmıştır. Şöyle ki, fasit akit sahih akitlerden olmadığı için,
teslim ve teseliümden önce hukuki bir sonuç doğurmaz, icazet ile sıhhat ve
geçerlilik de kazanmaz. Bu sebeple taraflardan her birisi akdiıı fesh edilmesini
talep edebilir. Böyle bir aktin sonucunda şuf'a hakkı doğmaz. Burada malın
kabz edilip edilmemesi önemli değildir. 64
Mal alıcı tarafından teslim alınmadığı sürece, fasit akit ile mülkiyet
intikal etmez ve taraflar malı ve bedeli teslime zorlanamazlar. Çünkü her
birinin akti fesh hakkı vardır. 65 Fasit akitler hem maddi hem de hukuki bir
yapıya sahip olmakla birlikte, akit sahih bir şekilde oluşmadığından bu hukuki
varlıktan istifade söz konusu değildir. Fesat sebebi ortadan kalkmadıkça satış
hukuken geçerli olmayacağı için. taraflarm fas it akti feshetmeleri gerekir. 66
Aksi halde taraflar talep etmeseler bile. hakim re'sen fasit akti fesheder.
Çünkü fasit akit yoluyla şer'an bir yasak çiğnenmiştir. 67
Çoğunluk fakihlere göre fasit ile batıl aynı anlama geldiğinden, bu
gibi satışlar geçerli olmayıp, mülkiyet de ifade etmez. Bunlarda alıcınm malı
teslim alınış alınası da sonucu değiştirmez. Zira meşru olmayan bir yolla
mülkiyet hakkı doğamayacağından, fasit satışm da yasaklanmış olması onun
meşru olmadığının gösterir. Dolayısıyla meşru olmayan bir akit şer'i bir
hüküm de ifade etmez. 68 Fasit satışta kabzdan önceki durum bu şekilde
olmakla birlikte, kabzdan sonraki durum farklıdır. Şöyle ki, fasit satışta
mülkiyetİn alıcıya geçmesi dunıınunda; şayet satılan mal teslim edilmişse
satıştaki fesat kesinleşınekle birlik'te. müşteri malı satıcıdan izinsiz olarak
kabzetmiş ise mülkiyet sabit olmaz. Örneğin, vade belirlenıneden yapılan
veresiye satışta, müşteri malı izinsiz olarak kabzetmişse o mala malik olamaz.
Fasit satım aktİnde malın kabzma izin vermenin ne şekilde olacağı ile ilgili
olarak Merğinani (ö.593/l I 97) '·malın, akit meclisinde kabzınııı ya da istihsan
prensibine göre satıcının kabza dalaylı izninin kabz için yeterli olacağım"
ifade etmiştir. 69 Buna karşılık fasit satışta kabz için, satıcmm dolaylı izninin
yeterli olmadığını söyleyenler de olmuştur. 70
63
İbn .AbidlıL Reddü'l-Mulıtar. II. 139.
&ı Kasanl. Bediiiu's-Sanlit, V. 304.
65
Karaman. Mukayeseli İ5liim Hlllmlm, II. 268.
İbnü'l-Hümam, Fetlıu'l-Kadlr. VI. 60; Kasanl. Bediiiu's-Saııiit, V. 299.
61
Serahsi, el-Mehsut. XID. 23; Kasfini, Bediiiu's-Saniit, V, 304.
68
Zulıayli. el-Fıklm'l-İ5lt1mf. IV. 494.
6
<1 Merğiniini, el-Hidiiye. III. 57.
7
°Kasanl. Bediiiu's-Smziii, V, 304; İbnü'I-Hüınam, Fet/ıu'l-Kadlr, VI, 463.
66
---,cı
.. ---
San ş Sözleşmelerinde Mıilk(vetin Devtine Yönelik Engeller 1
527
Fasit satım ·akdi ile mal, sahih bir şekilde kabz edilmişse kısmen
intikalini sağlar. Ancak bu mülkiyet sahih akitten doğan mülkiyet
gibi değildir. 71 Fasit satım aktinin taraflarca feshi veya eksikliğin giderilerek
geçerli hale gelmesi gerekir. Bu tür akitler, bir takım tasarruflara imkan
vermekle beraber, bizzat faydalanmaya imkan vermeyen bir mülkiyeti ifade
eder. Örneğin: fasit akit sonucu elde edilen edilen bir şeyi yemek, içmek,
giymek, ev veya dükkan ise içinde oturmak vs. caiz değildir. 72
Alıcı mal üzerinde hibe, satış gibi her yönüyle mülkiyet hakkını
ortadan kaldıran bir tasarnıfta bulunmuşsa, artık akit feshedilmez. Bu
durumda alıcı ya malın ınislini ya da değerini öder. Çünkü buradaki tasarruf
artık yürürlülük kazanmıştır. Fakat kira akdi gibi feshedilmeye elverişli
sözleşmelerde fesh yoluna da gidilebilir. 73
II- ŞUF' A (ÖNCELİKLİ ALIM) HAKKI
Satışı yapılan veya bedei şartı ile hibe edilen bir gayrimenkulü ya da
gayrimenkul hükmünde olan bir malı, müşteriye veya kendisine hibe yapılan
şahsa ınalolan miktar üzerinden, müşteriden veya satıcıdan veyahutta
kendisine hibe yapılan şahıstan cebren satın alıp, mülk edinmeye şuf' a
denilir. 74 Mecelle şurayı şu şekilde tanımlamıştır: "Şuf'a, satm alınan bir
mülkü, alıcıya her kaça mal oldu ise o miktar ile temellük etmektir. " 75 Bu
tarife göre şuf'a; satılan veya bedel karşılığında hibe edilen bir akan, alıcıya
veya hibe edilen şahsa kaça mal oldu ise o bedel ile alıcıdan veya
bağışlanandan, hatta b~ı durumlarda satıcıdan zorla alıp mülk edinmektir.
Gayrimenkuller için geçerli kabul edilen olan şura hakkı, Zahiriler tarafından,
ortak hayvan gibi menkul mallarda da caiz görülür. 76
İslam hukukunda şuf'a hakkının dayanağını, sünnet ve icma
oluştunnaktadır. 77 Rasulullah @ şöyle buyurmuştur: "Şuf'a, taksim
olunmamış her gayrimenkul malda geçerlidir. Ancak sınırlar belirlenip, yollar
ayrıldıktan sonra artık şura söz konusu olmaz. " 78
mülkiyetİn
A- ŞUF' A HAKKlNI DOGURAN SEBEPLER
Şura hakkı; gayrimenkul ortaklığı (şerik), irtifak hakkı ortaklığı
(halit) ya da bitişik komşuluk (el-carul mulasik) şeklindeki üç sebepten
79
.. . d
bınsıne ayanır.
Karaman, Mukayeseli lvlı1m llıılmlm. II. 270.
Kasan!. Bediiiu's-Saniiı, V, 304: İbnü'I-Hüınam, Fetlıu'l-Kadir, VI. 465.
73
Zuhayli. el-Fıklm'l-İslı1mf. IV. 497-498: Bilmen.lçtılalıat-ı Fıklıiyye Kamıısıı. VI, 90.
74
Bilmen.l'>tıllilılit-ı Fıklıiyye Kı1nu1m. VI, 131.
75
Mecelle, md. 950.
76
İbn Hazın. el-Mulıallii. IX. 101.
77
İbn Rüşd, Bidiiyetü'l-Müctelıid. II. 214.
7
M Buhiiıi. Şura, 36/1: Mtl'-;Jim, Müsiikiit, 22/ 134.
79
Mecelle. md. 1009: Bi1meıı.l\·tıllilu1t-1 J:lklıiyye Klimflsıı. VI. 132-133.
71
72
528 1
Araş.
Gör.Dr.
Şevket
TOPAL
1- Akarda ortakhk
Bir gayrimenkul iki veya daha çok kişi arasında ortak . olur ve
ortaklardan birisi şayi hissesini 80 yabancıya satarsa, diğer ortakların satılan bu
mal üzerinde şuf a haklan doğar. Bu haktan taraflar hisselerine göre değiL
ortak sayısına göre faydalanırlar. 81 Hanefilere göre ortak akarın, ortaklardan
birisine satılması halinde de diğer ortakların şufa hakkı vardır. 82 Bina, arsaya
bağlı akar olarak değerlendirildiği için, ortak duvarı olan evler akarda ortak,
83
Kat
üstüste oturan kat sahipleri ise bitişik komşu sayılmışlardır.
mülkiyetinde yolun alt kattan geçmesi de şart değildir. Bu duruma göre,
yanyana olan iki bitişik daireden birisi yabancıya satıldığında, bitişik daire
84
salıibi şuf a hakkını kullanarak bunu geri alabilme hakkı vardır. Şafıiler ve
Hanbelilere göre üst katın şufa konusu yapılması caiz değildir. Çünkü bina
çarısıyla bir bütündür. Bu sebeple de menkullere benzer. 85 Hanefilere göre
akann bölünebilir nitelikte olup olmaması şufa hakkına etki etmez. Küçük
yapıdaki ev. hamam, değirmen ve kuyu gibi taksimi mümkün olmayan akarda
da şufa uygulanır. Çünkü onlara göre şufanın illeti, ortaklığın veya komşu
olmanın doğurduğu zararı ortadaı1 kaldırmaktır. Bu ise taksime elverişli
olmayaı1 şeylerde de gerçekleşir. 86
2- irtifak haklarında ortakhk
Mülk sahibine tanınan su alma, su geçirme veya geçit verme gibi
87
haklara irtifak hakları denir. Bu gibi haklar şufa sebebidir. Rasulullah@ bir
hadislerinde şöyle buyurınuştur: ''Ortak (şerik), irtifak hakkı sahibinden
(halit), irtifak hakkı sahibi de başkalarından dal1a üstün hak sahibidir. " 88
3-
Bitişik komşuluk
Satılan bir gayri menkule bütün sınırlarında veva sımnn bir
bölümünde bitişik olan komşular için eşit şufa hakkı vardır. 8"9 Hadiste şöyle
buyurulur: "'Komşu komşunun şufasına, başkalanndan dal1a fazla hak
sahibidir. ''90
8
"
81
Şayi hisse: Müşterek maldaki mülkiyet hakkının , taksiminden önceki halidir. Bkz.: Mecelle,
md. 139: Ergün ey. Hilmi, Türk Hukulaında Lügat ve Isdah/ar, İstanbul, 1973, s. ı 74.
Bilmen.l5tıliilıiit-ı Fıklıiyye Kiimwm. VI. 133.
Zeydan. el-Medlıal. s. 225.
Mecdle. md. 1011. 1012.
84
Bilmen. l5tıliilu1t-ı Fıklıi)~ve Kı1mfisu, VI, 133: Uzunpostalcı, Hukuk ı•e İ5lilm Hukııku. I.
332.
85
Şirbim, Muhammed d-Hatib, Muğui'l-Mulıtlic, Daru'l-Fikr, ty., yy .. IL 297.
8
" MevsıiL Abdullah b. Muhanınıed. el-İiıtiylir li Ta'lili'l-Mıılıtlir, İstanbuL ı 987, ll, 42.
!fl Senhı1ı1. Mew1tlmı'l-Hak. L 34: Zeydan. el-Medlıal. s.196.
H~ Zeylai. Nasbu'r-Rftye. N. 176.
89
Uzunpostale ı, Hukuk ı•e İsiilm Jlu/aılm. I. 332.
90
Tirmizi. Alıkam, 32; Ebu Davı1d. B uyu, ı 7/73.
ti
2
83
ı
,J
San ş Sözleşmelerinde Miilk(vetin Devtil/e Yönelik Engeller/
529
B- ŞUF' ANlN HÜKMÜ
Sebebleri tahakkuk edince şufa hakkına bağlı olarak bir hakkı talep
etmek caiz olur. Talep yapıldıktan sonra şuf'a hakkı da kuvvetlenir. Şufa
hakkı salıibi için. ya yargı yoluyla ya da karşılıklı rızayadayalı olarak, şuf'aya
konu olan malın mülkiyeti sabit olur. Müşteri gayrımenkulü, misli bir bedel
karşılığında satın almışsa, şufaya hak kazanan kimse (şefi'), müşterinin
ödediği bedelin mislini, kıyemi bir bedel ödeyerek almışsa da kıymetini
91
öder.
Şuf a hakkını kullanan kişi veya kişiler satış bedelinin yanısıra,
alıcının yaptığı diğer masrafları da alıcıya öder. Şuf'a hakkına konu olan
malın satılmasından sonra satıcı bedelde indirim yaparsa, şuf'a hakkı sahibi
bu indirimden faydalamr. Çünkü indirim sözleşmeye dalıildir. Ancak şufa
hakkı sahibinin zarar gönnemesi için bedeldeki artımıa hak salıibini
bağlamaz. Hanbelilere göre ise, şuf'a hakkı ilk akitte belirlenen bedel
üzerinden işlem görür. Fiyatta meydana gelebilecek sonraki artma ya da
eksilmeler şufa hakkı sahibini etkilemez. 92 Kanaatiınizce de, malın ilk satışını
belirleyen şartlar ne şekilde tespit edilmiş olursa olsun, ortada daha önce
kesinleşmiş bir satış rakamı mevcuttur. Şuf a hakkı sahibinin de bu bedel
üzerinden malı satın alınası dalıa uygun olur. Daha önceki alım satımdan
kaynaklanan masraflar ise, satıcı tarafından karşılanınalıdır. Çünkü gerek
birinci alıcının, gerekse şura hakkı salıibi ikinci alıcının bu masraflan
ödemesi hakkaniyetle bağdaşmaz. Zira, malın asıl satıcısının başlangıçta, satış
işlemini hak salıibinin hakkını göz önünde tutarak yapması gerekirdi.
Bazı
dummlarda
şura hakkı
ortadan kalkar. .Bunlar
kısaca
şu
şekildedir:
1hakkından
Satış akdinin
vazgeçmesi.
kesinleşmesinden
2- Müşteri ile şufa hakkı sahibinin
hakkından vazgeçtiğine dair anlaşması.
sonra
şufa
belli bir bedel
hakkı
salıibinin
karşılığında şufa
3- Şura hakkı sahiplerinden birisinin şufa hakkından vazgeçmesi
4- Şura hakkı sahibinin kendi yerini şufa hükmünden önce satması.
5- Şura hakkı sahibinin, şufalı yerin satilmasma açık veya gizli
olarak rıza göstermesi.
6-
Şufa hakkı
sahibinin,
7- Şufa hakkı
bölümüne talip olması
şııralı
salıibinin,
yerin tesliminden önce ölmüş
şufalı
yerin
tamamına
Lstıliilıiit-ı FıklıiyJie
Kiimflsu. VI. 147.
•
'- Scrahsl. el-Mehsilt. XIV. 17: Kasanl. Bediiiu's-Sanaı. V, 18-19,27.
1
" Bilmen.
p
değil
olması.
de bir
530 1 Araş. Gör.Dr.
Şevket
TOPAL
8- Şuf anın, şuf a vaktinden sonra talep edilmesi. 93
Hak salübi lehine.
oluşturan
şufa hakkı,
mülkiyetİn başkalanna devrine
hakkın ortadan kalkmasına
bu
durumlar karşısında nonnal
özelliğini de kaybeder.
işlevini
yönelik. bir engel
vesile olabilecek
yerine getiremeyerek, intikali engelleyici
III- MUHA YYERLİKLER
İslam hukukunda ·'Jnyar" kelimesinin
çağulu olan "luyarat" kelimesi
muhayyerlikler, sözlük anlamı itibarıyla, ''iki şeyden birisini
94
terci/ı etme" anlamına gelir. Terim olarak ise: "sat1ş sözleşmesi yapan
taraflardan her birisinin. aralarmdaki sözleşmeyi feshetme veya devam
eıtirme serhestisi" anlamındadır. 95 Mecelle' de muhayyerlik: "Satıc1 veya a!ıc1
yahut her ikisi birden belirli bir süre içinde sat7Şl feshetmek veya icazeı verip
ınfaz etmek hususunda muhc~vyer olmak iizere satım aklinde şart koysalar.
caizdir."' şeklinde maddeleştirilıniştir. 96
İnsanlar arasındaki işlemlerdeki hukuki istikrarın temini açısından,
akitlerin muhayyerlik içerıneınesi, bir başka ifade ile bağlayıcılığı esas
olmakla birlikte, İslam hukuku, insanların ihtiyaçları sebebiyle çeşitli
muhayyerlikleri tanımış, bu vesileyle de akit yapanlar arasında rızanın tam
olarak oluşmasını ve sağlam temeller üzerine bina edilmesini hedeflemiştir. 97
Nitekim. ımıhavverlikler savesinde insanların menfaatleri korunmakta, akdi
feshetme yetki~i- sayesinde- de insanların aldatılmaları önlenebilmektedir. 98
Muhayyerlik çeşitlerinin başlıcaları şu şekildedir:
ile
karşılanan
1-
Şart Muhayyerliği
Satış sözleşmelerinde. satıcının veya müşteriılİn belli bir müddet
içinde satım aktini feshetmek ya da icazet vererek geçerli hale getirmek
hususunda ımıhayyer olmalarına şart muhayyerliği denir. 99
Şart muhayyerliği hukuki dayanağını sünnetten alır. Nitekim, alış
veriş sırasında sürekli aldatılan Habban b. Muııakkız'ın r.a. durumu kendisine
aktarıldığında, Rasulullal1 @ onun için: ''Alış-veriş yaptığında; ·ale/atma yok,
benim için üç giinliik muhayyerlik hakki varcllr · de." şeklinde tavsiyede
"' Zeydaıı. el-Med/ıal. s. 237- 238.
94
Heyet, el-Mu'cemu'l-Vasıt. II. 264.
95
Ramli. Nilıliyetü'l-Mulıtlic, IV, 3; Seyyid Sabık, F1/khu's-Sünne. III, 164: Ebu Zelıra. el96 Mülki)~ve. s. 384.
Mecelle, md. 300.
7
~ Ramli. Nilıiiyetii'l-Mulıtlic. IV. 3;_ Ebu Zelıra. el-Mülkiyye, s. 384; Taııtavl. Mahmud
Muhammed. el-Med/ıal ilt1 Fıklıi'l-15/.iimi, yy., Mektehetü Vehhe, 1987. s. 323.
9H
Dehlt:!Yi. Şah Veliyııllah. Jluccttullalıi 'l-Baliğa, Beyı·ut. 1992, II. 280
99
Bilmeıı.Istll.ı11u1t-ı Fıklıiyye Kiiuu1su. VI. 55-56.
.
~
'
Satış Sözleşmelerinde Miilk~vetin
Devline Yönelik Engeller/
531
bulundu. 100 Bunun );anında şart muhayyerliğinin meşruiyeti konusunda icma
bulunduğu da ifade edilmiştir. 101
Şart muhayyerliği, hem müşteri hem de satıcı için geçerli olup, akdi
yapan taraflardan her birisine şart koşulan müddet içerisinde akdi feshetme
yetkisi verir. ıııJ Ebu Hanifeye göre şart muhayyerliğinde müddet üç günle
104
sınırlı olup. daha fazlası caiz değildir. Bu konuda Şafiilerde üç günden fazla
müddeti caiz görmezler. 105
102
Şart ıimhayyerliği, tek tarafı veya her iki tarafı da bağlayıcı akitlerde
söz konusu olur. SatuR kira, havale. kefalet akitleri gibi. Bağlayıcı niteliği
olmayan hibe, ariyet, vasiyet gibi akitlerde muhayyer alınayı şart koşmak
1116
anlamsızdır.
Şart muhayyerliği, taraflar için akdi fesh veya kabul etme
hakkı tanır. Kişi kendi menfaatine uygun olan durumu tercih eder. Şart
muhayyerliği süresince aktin sonuçlan meydana gelmez ve mal satıcının
bedel de müşterinin mülkiyetinden çıkmaz. 107 . Dolayısıyla şart muhayyerliği
içeren bir satış sözleşmesinde, satıcının malı teslim yükümlülüğü
olmadığından. rızanın da tam olarak oluşduğunu söylenemez. Bu sebeple
akdin hükmü, ancak nzanın tam olarak gerçekleştiği andan itibaren devreye
girer. 108
Şart
ımıhayyerliği:
muhayyerlik hakkı sahibinin hakkından
icazet vermesi, muhayyerlik süresinin dolması
yanında: muhayyerliği şart koşan kimsenin ölmesi, akıl hastalığına tutulması
ya da dinden çıkması gil;>i sebeplerle de sona erer. 109
vazgeçmesi. akdin
2-
yapılmasına
Ayıp Muhayyerliği
Sözleşme esnasında,
satm alınan malda ya da satış bedelinde taraflaruı
bir kusur bulunursa, bu durumda, iki taraftan her birisinin akdi
feshetme hakkı vardır ki. buna ayıp ımıhayyediği (hıyaru' I-ayb) denir. 110
Mecelle bununla ilgili tanımı şöyledir: "Ayıp diye. ehil ve erbabı arasmda
malın değerinin düşmesine sebep olan kıısura derler." 11 ı
bilmediği
ııxı Şevh1n1, Neylü 'l-Evtiir, V, 182-183: İbn Hacer, Bulilğıı'l-Meram, s.342.
Bkz.: Nevevl. el-Mecmil, IX, 926.
102
Meydan!. el-Lübiib. Il 12.
103
Seyyid Sabık, Fıklm's-Siimıe. III, 165: Tantavl. el-Med/ıal. s. 326: Ebil Zehra. el-Mülkiyye.
s. 390.
ıo.ı Meydanl. el-Liibiib. II. 12.
105
Nevevl. el-Mecmil. IX. 226.
ıuö Şener, Abdulkadir. L\·Lam Hukukmıda Hibe. Ankara. 1984, s. 29: Tantavl. el-Medlıal,
s.327.
107
Ceziıi. Kitabu'l-Fık/ı cıle'L-Meza/ıibi'l-Erbaa. II. 180 vd.
108
Zeylai. Tebylnii'l-Hakiiik, IV, 20: Kasanl, Bediliu's-Saniil, V, 264: Debilsl. Te'sisü'nNazar. s. 84 vd.
109
Kasanl. Bediliu's-Saniil, V, 267-272; Mevsıll, el-İiıtiyllr, II. 15.
1
Hı Serahsi. el-Mebsilt. XIII, 92.
111
Mecelle, md. 338.
101
532 1 Ara.ş. Gör.Dr. Şevket TOP.-iL
her durumda şart koşulmuş kabul edilir.
veya bedelinin kusursuz olması esastır.
Dolayısıyla mutlak olarak yapılan satım akti, satılan şeyin ayıptan salim
olmasını gerektirir. 111 Nitekim bu konuda Hz. Peygamber "bir müslümamn.
Akitlerde
Çünkü
ayıbını
ayıp muhayyerliği,
alış veriş esnasında, malın
açıklamadıkça
kardeşine
ayıplz
malı
bir
satması
he/al olmaz"
buyurmuştur. 113 Ancak ayıp muhayyerliği; satış, kira, kısmet, sulh gibi
114
bağlayıcı ve fes hi kabil akitlerde sabit olur. Müşteri henüz satış aşamasında
satın aldığı
maldaki
olabilmesi,
sözleşmeyi yapmış
ayıbı görmüşse,
kendisi için muhayyerlik hakkının geçerli
olsun ya da olmasın, malı teslim almadan önce
ayıbı satıcıya bildirmesi gerekir. Aksi taktirde bu gibi durumlarda müşteri
bilerek defolu mal satın almış olacağından, muhayyerlik hakkını da
115
kullanmamış olur.
Kusuru sonradan görmesi ise, muhayyeriik hakkına
engel değildir. Bu durumdaki bir müşteri ayıp sebebiyle akdi feshedecek
olursa. ınal için ödediği bedeli geri alır. 116 Ayıp ınuhayyerliği hakkı, ayıp
ortaya çıktığı andan itibaren kullanılabilir. Akitten sonra uzun bir süre geçse
de, bu hak ortadan kalkmaz. Dolayısıyla ayıp muhayyerliği belli bir süre ile
sınırlı değildir. 117 Şafii ve Malikilere göre ayıp görüldüğÜ anda akit
feshedilmelidir. Aksi taktirde özürsüz olarak zaman geciktirilirse muhayyerllk
hakkı düşer, akitte bağlayıcı hale gelir. m
Ayıp rnuhayyerliği şu
a-Bir malın
kusura razı olmak.
ayıplı
b- Muhayyerlik
hakkından
c- Akte konu olan
19
kusura uğraması.
ı
durumlarda ortadan kalkar:
olduğunu öğrendikten sonra, malda bulunan bu
malın
vazgeçrnek
helak
olması
veva
•
alıcının
başka
henüz teslim alınmadan önce
feshedilebilir; Ancak mal
kabzedilmiş ise, hanefılere göre akit ya karşılıklı nza veya hakimin karan ile
feshedilebilir. Çünkü ınal, müşterinin elinde iken yeni bir· kusur meydana
gelebilir. 120
ortaya
Satın alınmak istenen maldaki ayıp, mal
çıkmışsa, akit tek taraflı olarak da
elinde bir
ı ı:! Mecelle. md. 336.
İbn Miicı::. Ticarat 13/45. r. 2237.
Zuhayli. ~l-Fıklm 'l-İslt11~ıi. IV. 261.
115
İbn Abidin, Reddü'l-Mu/ıtar. V. 2.
116
Kasani. Bedaiıı's-Saıılii. V. 275; Behiiti. Keşşilftl 'l-Kmll. ill. 173.
117
İbn Kudfunı::, eş-Şer/m'l-Keblr, IV. 101.
118
Şirbini, Muğlli'l-Mlllıtilc. Il 56.
119
Kasant Bedaiu's-Sanlii. V. 282.
12
" Kasant Bedaiu's-Sa111if. V. 281.
113
114
Sanş Sözleşmelerinde
Miilk(vetin Dewine Yönelik Engeller 1
533
3- Görme muhayyerliği
Bir kimsenin görmediği bir mal üzerinde akit yapmakla birlikte, malı
görünce seçimlik hakka sahip olmasına görme muhayyerliği denir. 121 Bu
kimse dilerse akdi fesheder, dilerse de satış bedelinin tamamını ödemek
suretiyle aktİ geçerli kılar. 122 Görme muhayyerliği hakkı, akitte şart
koşulmaksızın kendiliğinden sabit olur. Ancak. bu muhayyerliğin İslam
hukuku açısından geçerliliği fakihler arasmda tartışmalıdır.ı 23
Satım
akdinde malı görmeden maksat, o ınal hakkında bilgi sahibi
Bu ise malı sadece çıplak gözle görmekle gerçekleşmiş sayılmaz.
Örneğin, binek hayvanım ya da motorlu taşıtı görmek ona binmek suretiyle,
evi göm1ek ise içini gezmekle olur. Alıcı için muhayyerlik hakkı da malı
gördüğü andan itibaren sabit olur. Bu sebeple alıcı, malı görmeden önce satış
akdini kesinleştirmek istese de akit bağlayıcı olmaz, muhayyerlik hakkı da
olmaktır.
düşmez.
124
Görme muhayyerliğinin sabit olabilmesi için, akdin konusunun: ''şu
ev, bu arazi" şeklinde tayin ile belirlenebilir nitelikte olması, a~Tica akde konu
olan şeyin görülmemiş olması gerekir. Aksi taktirde bu hak kullanılmış kabul
edilir.
125
Görme muhayyerliği iki şekilde sona erer:
a- Hak sahibinin, malı gördükten sonra açık bir şekilde akdi kabul
ettiğini belli etmesi.
b- Hak sahibinin iradesi haricinde sona ennesi. Alıcının ölmesi. malın
kısmen veya tamamen helak olması gibi. 126
·
4- Tayin muhayyerliği
Tayin ımı hayyerliğinin Mecelle 'deki tanımı şu şekildedir:
--Kıyeıniyattan olan iki yahut üç şeyin başka başka babaları beyan olunarak
bunlardan müşteri dilediğini almak. yahut, bayi dilediğini vermek üzere
satmak sahih olur; buna --hıyar-ı ta'yin" denilir." 127 Bu tanıma göre tayin
ınuhayyerliği ancak kıyemi mallarda olur. Misli ınallarda ise tayin
128
muhayyerliği olmaz. Tayin muhayyerliği satın alana, malların birisini tercih
konusunda düşünme hakkı verdiği ıçın, bir anlamda da şart
129
muhayyerliğidir.
Bu muhayyerlik hakkı da ihtiyaca binaen ve istihsana
Yusuf M Gs lL Muhammed. el-Emviil ve Nazariyyetü'l-Akd. Daru'l-Fikıi '1-Arab'i. 1987. yy..
s. 481.
122
İbnü'l-Hüıniiın. Fetlıu'l-Kadir. VI. 335.
I:!J Geniş bilgi içu; bkz.: Merğinan1. el-Hidiiye.lli. 37.
124
Serahsi. el-Mehsilt. XIn, 69 vd.; İbnü'l-Hüınaın, Fet/ıu'l-Kadir, VI. 335: Kasan'i. Bed!iiu'sSaniii, V, 292: Mevsıli. el-İiıtiyiir. II, 16.
125
Serahsi. el-Mebsilt. XIII. 77: İbn Abidin, Reddü'l-Mulıtar. N, 593.
126
İbnü'I-Hümaın. Fetlııı'l-Kadir, VI, 337: Kasani Bediiiu's-Saniii. V. 292.
127
Met:elle, md. 3 İ 6.
12
~ Bilmen. Lfttlii/ıiit-ı Fıklıiyye Kc1mflsıı. VI. 64.
129
Karaman. Mukayeseli Jç/limllulmkıı, II. 288.
121
1
L
·~-
-.-· ---
-.
534 1
Araş.
Gör.Dr.
ŞevkeT
TOPA.L
dayalı olarak caiz görülmüş olup, hakkında İslam hukukçuları arasında tam
bir görüş birliği yoktur. Çünkü kıyasa aykırı olarak kabul edilmiştir. Kıyasa
göre. akde konu olan şeyin bilinmesi gerekir. Halbuki üç şeyden birisini
tercihte belirsizlik vardır. Bu yüzden akit sahih olmaz. Çünl<ü bilinmezlik
garar doğunır. Garar ise aktin fesadına sebep olur. Tayin muhayyerliği hakkı,
130
kıyasa aykırı olarak hane:filerce benimsenıniştir.
Bu muhayyerlik hakkının
meşnı olabilmesi için. akit sırasmda şart koşulması ve tercih konusu malların
herbirinin :fiyatınm belirlenmesi gerekir. Aksi taktirde bedelde bilinmezlik
olursa. aktin fesadı söz konusu olur. 131 Tayin muhayyerliğinde müddetin
belirlenmesi gerekir. 132 Bu müddet Ebu Hanife'ye (ö.lS0/767) göre üç gün,
Ebu Yusuf (ö. 1821798) ve İmam Muhammed (ö.l89/805) göre ise, vakti
belir1enmek suretiyle üç günden fazla da olabilir. 133 Tayin muhayyerliği hakkı
rnirasla varisiere intikal eder. 134
Tayin muhay)'erliğinin hükmüne gelince; satım aktinde taraflarca bu
hak şart koşulınuşsa ve ımıhayyedik hakkı da müşteriye ait ise; belli
olmamakla birlikte tercih edeceği mallardan birisi üzerinde mülkiyet sabit
olur. Şayet ımıhayyedik hakkı satıcı da ise, mallan üzerindeki mülkiyet hakkı
bakidir. Akit ise geçerli olmakla birlikte, bağlayıcı değildir.
Muhayyerlik hakkı bulunan kişi. kendisine tanınan süre içerisinde
alıcı ise akti feshetmek suretiyle malı almavabilir. satıcı ise malı
135
satmayabilir.
Tayin Muhayyerli~inde müddet g~lip g~çtiği halde, ta "yin
gerçekleşmemişse: Malikilere göre akit bozulur. Hanetilere göre ise, akit
kesinleşmiş olur ve bağlayıcı hale gelir. Dolayısıyla muhayyerlik hakkı
bulunan kişi. bu hakkını müddeti içinde kullanmak suretiyle tercihini
belirtmek mecburiyetindedir. 136
IV- SATIŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHEDiLMESi
Aktin sona ermesi veya ortadan kalkması, değişik şekillerde olabilir. ·
Sözgelimi, akde konu olan malların taraflar arasında karşılıklı teslim ve
tesellümü neticesinde satış sözleşmesi neticelenmiş olur. Satış sözleşmesinin
yapılmasının temel gayesi de budur. Ancak aksi dunımlarda, batı! ve fasit
akitlerde olduğu gibi. satış hükmünü yerine getirmeye engel teşkil eden bir
sebepten dolayı anlaşmanın bozulması gerekebilir. Bazen de taraflar, kendi
istekleri doğnıltusunda. aralarındaki anlaşmaya son vem1ek isrterler ki, bu
dunnnda akdin feshinden (ikale) söz edilir. Burada sağlam olarak doğmuş bir
ı."' Ehil Zelıra, el-Mülkiyye. s. 386.
Zulıayll. el-Frklm'l-İ\·lc1mf. IV. 280.
-Mecelle. md. 317.
133
Bilmen.lslllftlıut-ı Fıklıiyye Kftuulm. VI, 64.
134
Mecelle, md. 319.
135
Ebil Zelıra. el-Miilkiyye. s.389: Karaman. Mukayeseli İsllim Hukııkıı .. ll. 290.
Ub Kilsilnl. Bediiiıı's-Sauiif. V, 261-262.
131
ı::P
Satış Sözleşmelerinde Aliilk~vetin
Devrine Yönelik Engeller/
535
akdin, henüz tam olarak ifa edilmeden geriye dönük olarak bozulup,
hükümsüz hale getirilmesi söz konusudur. 137
A- FESHİN (İKALENİN) TANIMI VE KAPSAMI
İslam hukuk literatüründe satış sözleşmelerinin feshini ifade etmek
ıçın kullanılan ikale kavramı sözlükte; "kaldırmak. gidermek:' anlaınlanna
gelir. 138 Terim olarak ise ikale "sahih satım aleti ile gerçekleştirilen bir alış
verişin. satıcı ve alzcmm karşılzklı rızaları ile bozulması ve yok hükmünde
139
kabul edilmesi" demektir. İkale, nikah dışındaki, bütün bağlayıcı akitler için
14
geçerlidir.
Feshin/ikalenin hukuki dayanağı ise sünnettir. Nitekim
Rasulullah' ın @ bir hadislerinde şöyle geçmektedir: ·'Kim bir müslümanın,
satışını bozma isteğini kabul ederse, Allah' da onun (kıyamet günü)
tökezlemesini kaldınr. 141
Satış sözleşmesi. tarafların: "seninle ikale yaptım, satışı terk ettim,
akdi feshettim, satışı kaldırdıın" tarzında karşılıklı olarak icap ve kabul
aniamma gelen irade beyanlarıyla feshedilebilir. 142
Satış sözleşmesinin feshinin hukuki niteliğine gelince; Ebu Hanife 'ye
göre bu. akdin tarafları hakkında bir fesih, üçüncü şahıslar hakkında ise yeni
bir satıştır. Ebu Yusufa göre ise, ikale hem akde taraf olanlar, hem de üçüncü
şaluslar açısından yeni bir satış hükmündedir.ı 43 İmam Muhammed'e göre ise
akdin karşılıklı olarak bozulması fesihtir. Ancak, zamret sebebiyle fesih
sayılınayacak olursa o zaman satış kabul edilir. 144 İmam Züfer ile Şafiilerin ve
Hanbelilerin çoğunluğu 1ise ikaleyi, tarafların tamamı açısından yeni bir satış
olarak değil, fesih olarak kabul ederler. 145
°
B- FESHİN SAHİH OLMASININ ŞARTLARI
Satış sözleşmesinin feshinin (ikale) sahih ve geçerli olabilmesi ıçın
tarafların buna rızalarının olması, ayrıca icap ve kabulün de aynı mecliste
gerçekleştirilmesi gerekir. Şayet fesih sarf akdiyle ilgiliyse, her iki bedelinde
karşılıklı olarak teslim edilmesi gerekir. 146 Fesih esnasında akde konu olan
mal. mevcut olmalıdır. Şayet ınal tüketilmiş veya yok olmuş ise ikale
yapılamaz. İkale yapıldıktan sonra fakat teslimden önce mal helak olmuşsa da
Karaman, Mukayeseli İvlt.1m Hu/.:ıllm. ll. 254
Meydan!. el-Liibtib, II. 258: Ebu Ceyb, Kc1ml1sıı'l-Fıklz1, s.312.
u" Behilti. Keşşc1jiı'l-Kım1, III, 248: Merğiniini, el-Hidtiye, III, 92: Meydan!. el-Liibtib. II, 258:
Seyyid Siibık, Fıklm's-Siimıe. III. 180: Senhilrl. Mesc1tlmı'l-Hak. VI, 245.
14
u Mevsıli, el-İiıtiyilr. III. 101 vd.: Ebu Zehra, el-Miilkiyye. s.203: Zubayli. el-Fıklm'l-İslilml,
IV. 713
141
Ebu Davud, Buyu, 17/52: İbn Mace, Ticarat, 13/26; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 252.
142
Meydan!. el-Liibiib, II. 258: Senlıilı1. Mesc1tlmı'l-Hak. VI. 249.
14
:' Merğiniin!, el-Hidiiye. III. 92-93.
144
Merğiniin!, el-Hidiiye. lll. 92.
145
Kasant Bedlliu's-Saniil. V. 306.
146
Senhilı1. Mesc1tlırıı'l-Hcık. VI. 249.
137
138
536/
ikale
Araş.
Gör.Dr.
yapılamaz.
değildir.
Şevket
TOPAL
Ancak bedelin helaki veya tüketilmesi ikaleye engel
147
Fesih satış akdiıli yok edip, hükmünü de ortadan kaldıracağından
bunun gerçekleşebilmesi için, aktin tamamlanmış ve bağla)•ıcı olması
gerekir. 148 Çünkü fesih, sağlam olarak doğmuş bulunan bir aktin hükmünü
karşılıklı nzaya dayalı olarak ortadan kaldırırak, satım sözleşmesini sanki hiç
yapılmamış bir hale getirmektedir. Bu ise ancak tam olarak gerçekleştirilmiş
ve bağlayıcı niteliği olan akitlerde olur.
SONUÇ
Karşılıklı rızaya dayalı olarak yapılan satış sözleşmeleri. mülkiyetİn
devri sonucunu doğurmasına rağmen, bazı durumlarda bunu engelleyici
durumlar söz konusu olur. Mülkiyetİn devrine yönelik engeller: batı] veya
fasit sözleşmeler, şufa, muhayyerlikler ya da akdin fesbinden
kaynaklanabilir.
Batı! akitler, Juçbir şekilde sonuç doğurmayacağı için mülkiyeti de
intikal sonucunu doğurınazlar. Şayet ınal ve bedel teslim edilmişse karşılıklı
olarak geri verilmesi gerekir. Hanefılerin bir ayırımı olan fasit akitlerde ise,
ınal teslim edilmemiş ise, akit mülkiyet sonucunu doğurmaz. Malın teslimi
durumunda ise akit mülkiyet ifade eder. Ancak taraflar bu durumda, fesat
sebebini ortadan kaldırarak akdi geçerli hale getirmek ya da akdi fesh etmek
zorundadırlar. Şuf a hakkı, kanundan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkını
kullanmak isteyen şahıs, iradesi dışında başkasına devredilen gayrimenkulu,
dilerse aynı bedel üzerinden geri alabilir. Muhayyerlikler, akdi mevkuf hale
getirdiğinden dolayı. mülkiyetİn intikalini engeller. Karşılıklı rızaya dayalı
olarak akdi feshetmek (ikale) ise, akdin hükmünü ortadan kaldıracağı için,
mülkiyetİn devrine yönelik bir engel oluşturur.
147
148
Kasanl. Bedlliu's-Saniii, V, 308 vd; MerğiniinL el-Hidiiye. III, 94; Mecelk, md. 160. 190.
196.
SenhGıi. Mesc1dmı'l-Httk. YI. 251.
1
1
__ J_
l
Satış Sözleşmelerinde Miilk~vetin
Devline Yönelik Engeller/
537
KAYNAKÇA
Ahmed h. Hanbel (ö.24W~55), el-Müsned. İstanbuL ı992.
Ali Haydar Efendi (ö.1321/1905), Dürerü'I-Hüldmm Şerhu Mecelleti'l Ahl<am,
Beyrut. 1991.
Arnidi. Ebu'I-Hasan Seyfuddin Ali h. Ebu Ali b. Muhammed (ö.631/1233), ei-İhkam
tl Usuli'I-Ahl<am. Beyrut., 1983.
Belıuti, Mansur b. Yusuf, (ö.l052/1642). Keşşafu'I-Kına, Beyrut, 1982.
Bilmen, Ömer Nasuhi. (ö.l971), Hukuku İslamiyye ve Istılahati'I-Fıldıiyye
Kamusu, İstanbul, 1991.
Buhari. Ebu Abdullah Muhanuned b. İsmail (ö.256/870). es-Sahih. İstanbuL ı 992.
Cessas, Ehu Bekr Alımed b. Ali er-Razi (ö.370/980), Ahkamu'l-Kur'an, Beyrut,
1988.
Cevheri. İsınail B. Hammad (ö.393/I002), es-Sıhah, Beyrut., 1990.
Ceziri. Abdurrahman, Kitabu'l-Fıkh ale'I-Mezahibi'I-Erbaa, Daru'l-Fikr, Beyrut,
ty.
Debusi. Ebu Zeyd Ubeydullah Ömer b. İsa (ö.430/1039), Tesisu'n-Nazar, Daru İbn
Zeydun. Beyrut, ty.
Dehıevi. Şah Veliynilah (ö. ı 176/1762), HuccetulHihi'I-Biiliğa, Beyrut., 1992.
Ehu Ceyb. Sa' di, Kıimusu'I-Fıkhi. Dımeşk, 1988.
Ebfı Dihı.ıd. Süleyman b. el-Eş'as b. İshak es-Sicistfuıi (ö.275/888), es-Sünen,
İstanbul. 1992.
EhG Zelıra. Muhanuned (ö.l394/1974), el-Mülkiyye ve Nazariyyetü'I-Akd. Daru'IFikri'l-Arabi, ty.
-----Usulü'I-Fıkh. Danı't-Tebliğ, IstanbuL ty.
HeveL Mecelle-i Abkam-ı Adlive. İstanbuL 1985.
Hfı~. Mustafa Said, Esem'l-İhtilaf fı'I Gavaidil-Usuliyyeti ti İhtilati'l-Fukaha,
Beyrm, 1989.
İbn Abidiıı. Muhammed Emin b. Ömer (ö.l252/1836), Reddu'l-Muhtar, Mekke, ty.
------ Mecmuatü Resfiili İbn Abidin)Jimü'l-Kütüb, yy., ty.
İbn Hacer. Alımed b. Ali el-Askalani (ö.852/1448), Büluj;,'ll'l-Meram Min Edilleti'lAhkam, Beyrut, 1992.
İbn Hazın. Ebu Muhammed Ali b. Ahmed (ö.456/1063), el-Muhalla bi'l-Asar,
Dam '1-Kütübü '1-İlıniyye. Beyrut, ty.
İbn Kuchlıne. Ebu Abdullah Mm·affakuddin Abdullah, (ö.620/1223), el-Muğni,
Beyrut, 1994.
İbn Kudaıne. Muhammed b. Al1ıned el-Makdisl. (ö.682/1283). eş-Şerhu'I-Kebiı", (elMuğni ile Beraber)
İbn Mace. Ebu Abdullah Muhammed b. Yezid (ö. 275/888). es-Sünen, İstanbuL
1992.
İbn Nüceyın. Zeynüddin b. İbrahim (ö.970/1562), ei-Eşbfih ve'n-Nezfiir, Dımeşk,
1986.
İbn Rüşd, Ebu'I-Velid Muhammed (ö.520/1199). Mukaddimatü İbn Rii!şd (elMüdevvenetü' 1-Kübra ile Beraber), Beyrut., 1980.
İbn Rüşd. El-Hafıd. (ö.595/l235). Bidayetü'l-Müctehid ve Nihfiyetü'l-Mulüesıd,
İstanbul. ı 985.
İbn Teyıniyye. Takiyuddin Aluned b. Abdulhalim (ö.728/l328). Mecmfiu'l-Fetava,
yy., ty.
538 1
Araş.
Gör.Dr.
Şevket
TOPAL
İbnü'l-Esir. Mecduddin Ebu Saadati'I-Mübarek (ö.6C6/l209). en-Nihaye fı Garibi'I-
Hadis ve'l-Eser. Kahire, ty.
İbnu'l-Hümaın. Keınalüddin Muhanuned b. Abdulvahid (ö.861/1457), Fethu'l-
Kadir, Mısır. I 980.
İbn'ul-Kayyim el-Cevziyye, Şemsüddin Ebu Abdiilah Mulıammed b. Ebi Bekr
(ö. 751/1350). İ'lamu'I-Muvakkıin, Beyrut, 1991.
Karafi. Şihabuddin Ebi Abbas Alımed b. İdris (ö.684/1285), el-Furuk, Alimü'1Kütüp, Beyrut. ty.
Karaman, Hayreddin, Mulmycseli İslıun Hukuku. İstanbuL 1987.
Kasani. Alauddin Ebu Bekr b. Mes'ud (ö.587/1191), Bedili'us-Sana'i fi Tertibi}
Şenii, Beyrut, 1974.
Kurtubi, Ebu Abdiilah Muhammed b. Alımed (671/1272), el- Caıniu li Ahkaıni'IKur'an. c. I-XX. Kahire, 1959.
Malik b. En es (ö.l 79/795). el-Muvatta. İstanbul. I 992.
Mevsıli. Abdullalı b. Mahmud (ö.683/l284), cl-İhtiyar li Ta'lili'l Muhtıir, İstanbul, 1987.
Merğinani. Burhanuddin Ali B. Ebi Bekr (ö.593/ll97). ei-Hidayc Şerhu Bidaycti'lMübtedi. Diinı'l- Kutubi'l-İlıniyye, ty.
Meydfull. Abdulğani el-Ganiıni. (ö.1298/188 1), cl-Lühah ti Şerlıi'I-Kitab, Beyrut, ty.
Miras, Kamil/Naim. Ahmet Sahilı-i Bultari Muhtasan Tecrid-i Sıırih Tercemesi
ve Şerhi, Ankara, 1987.
Müslim b. Haccac (ö.261/875), es-Salıih, İstanbul, 1992.
Nevevi, Ebu Zekeriya Muhyiddin (ö.676/1277), Kitabu'l-Mecmu, Cidde,
Mektebetü'l-İrşaci ty.
Raınli. Şemseddin Mu1ıanuned (ö.l004/1596), Nilıayetü'.I-Muhtac, Beyrut, 1984.
Razi. Falıreddin (ö.606/1209), el-Mahsul, Beyrut, 1988.
Saluıun, İbn. Said Tenuhi. ei-Müdevvenetü'l-Kübra, Beyrut, 1980.
San'ani. Muhanuned b. İsmail. (ö.1182/l 768), Sübülü's-Selam, Beyrut, 1988.
Senhuri. Abdurrezzak, Mesadını'I-Hıık, Beyrut, ty.
Seralısi. Şeınsu'l-Einuııe Muhanuned b. Ahmed (483/1090), el-Mebsut, İstanbul, 1983.
Seyyid Sabık. Fıkhu's-Sünnc, Kalıire. ty.
Şazeli. Hasen Ali. Nıızariyyetü'ş-Şart ti'I-Fıkhi'I-İslami, Kalıire, ty.
Şener. Abdulkadir. İslam Hukukunda Hibe, Ankara, 1984.
Şevkani. Muhammed b. Ali (1255/1839), Neylu'I-Evtar, Kalıire, ty.
Şirazi. Ebu İshak İbrahim b. Ali (ö.476/1083). el-Mühezzeb (el-Mecmu ile Beraber),
Mektebetü'l-İrşad. Mekkc. ty.
Şirbini. Muhammed el-Hatib (ö.977/l569). Muğni'l- Muhtac, Daru'l-Fikr, ty., yy.
Taftazani, Sadeddin Mes'ud Ömer (ö.792/1390), et-Telvih ale't-Tavdih, Daru'lKütübü ·ı- İ1miyye.Beyrut. ty.
Tantavi. Malımud Muhammed ei-Mcdlıal ila Fıkhi'I-İslıuni, yy., Mek.1:ebetü Vehbe, 1987.
Uzunpostalcfı. Mustafa. Hukuk ve İslam Hulmlm, Konya, 1990.
Zerka, Mustafa Alımed, ei-Fıkhu'l-İslami, Şam, 1967-1968.
Zeydan, Abdulkeriın, ei-Medhal li Dirııseti'ş-Şcriati'l-İslamiyye, Beyrut, 1990.
Zeyla'i, Falıruddin Osman b. Ali (ö./43/1343), Tehyinü'I-Balmil< Şcrhu Kcnzi'dDekaik, Bulak, 1314.
Zuhayli, Vehbe. ci-Fıkhu'I-İslami ve Edilletuh, Dııneşk, 1984.
-------- Usülü '1-Fıklıi 'I-İslami, Beynıt. 1986.
~-----
-
----·-----
Download