TBMM B:5 9 . 10 . 2007 han`a olan gerçekten önemine Ardahan

advertisement
TBMM
B:5
9 . 10 . 2007
O: 1
han'a olan gerçekten önemine Ardahan halkı adına yüce Parlamentoda huzurunuzda teşekkürü bir
borç biliyorum.
Umuyorum ki seksen bir il de hak ettiği noktaya gelir ve Ardahan'ımız da kalkınmamış olan böl­
ge olarak, inşallah politikalarımızla bölgeler arası farkın tamamıyla ortadan kaldırıldığı bir il hâline
bu yatırım programıyla mutlaka gelmenin inşallah heyecanını, müreffeh durumunu yaşar.
Sevgili Başkanım, konuşmadan dolayı size çok teşekkür ediyorum. Genel Kurulumuzu saygı
ve sevgiyle selamlıyorum, hürmet ediyorum.
Çok teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaya.
Gündem dışı ikinci söz, Hazreti Mevlana ve Anadolu felsefesi hakkında söz isteyen Tekirdağ
Milletvekili Enis Tütüncü'ye aittir.
Buyurun Sayın Tütüncü. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Tütüncü.
2.- Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü 'nün, Hazreti Mevlânâ ve Anadolu felsefesine ilişkin gün­
dem dışı konuşması ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay 'in cevabı
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hazreti Mevlana ve Anadolu felsefesi konusunda gün­
dem dışı söz almış bulunuyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce Hazreti Mevlana'nın 800'üncü yıl dönümünü kutladığımız Orta
Çağ karanlığını bir güneş gibi aydınlatan Anadolu felsefesini yeşerttiğimiz bu topraklarda, terörün
böylesine tırmandırılmasını şiddetle kınıyorum ve lanetliyorum. Gabar Dağı'nda, Lice ve Şırnak'ta
şehit edilen 15 askerimize Tann'dan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum.
PKK ile aralarına mesafe koyamayan, hatta onları sahiplenmekten çekinmeyen çevrelere bura­
dan bir defa daha sesleniyorum. Artık gözlerinizi açınız. Oynanan oyun emperyalizmin uluslararası
yeni sömürü düzeninin bir parçasıdır. Emperyalizm kabuk değiştirerek büyüyor, güçleniyor. Bu sü­
reçte, ırk, dil, din, mezhep, kültürel farklılıklar, alt kimlikler, toplumsal, hatta kişisel kırgınlıklar,
küskünlükler, ne varsa her şeyi, hepsini kullanıyor. Öyle sanıyorum ki, ulusal Kurtuluş Savaşı mücadelesindeki azim ve kararlılıkla bu millet de, bu topraklarda yaşayan herkes terörle mücadelede
üzerine düşeni yapacaklardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; insan kimdir, nereden gelmektedir, nereye gitmektedir gi­
bi sorular insanın ilk düşünmeye başladığı tarih öncesi çağlardan itibaren insan iç dünyasının ana
sorununu oluşturmuş. Anadolu düşünürleri bu soruna, 13 üncü yüzyılda, insanın yüceliği, sevginin
güzelliği ve aklın üstünlüğü bağlamında yaklaşmışlar. Bu bağlamda, bilginin önemi, kadının saygın­
lığı, barışın, paylaşımın, dayanışmanın, kardeşliğin ve özgürlüğün değeri gibi konularda öylesine
ileri düşünceleri savunmuşlardır ki yapılan bu düşünsel açılımlarla Avrupa insanının kilise ve engi­
zisyon baskısı altında inlediği orta çağ karanlığını bir güneş gibi aydınlatmışlardır. Bu düşünsel açı­
lımları orta çağın erken Rönesansı olarak kabul etmek gerekir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu çerçevede Anadolu felsefesi, belli bir zaman kesitinde
değişik tasavvuf ve düşünce akımlarının Anadolu'ya nüfuz ederek, orada, Anadolu'da kendine öz­
gü inanç ve kültür sistemleriyle kaynaşması sonucu oluşmuştur.
Söz konusu akımlar Anadolu'ya başlıca üç koldan gelmiştir: Birincisi, Orta Asya, Horasan, Maveraünnehir, Azerbaycan'dan gelen akımlar, özellikle Yesevilik ve onun en güçlü kolu olan Haydarilikle birlikte İslam sufıliğinin Melameti Kalenderi ekolüne mensup olarak gelmişler.
İkinci akım: Kuzey Afrika'dan eski Sümer, Mezopotamya, Suriye ve Mısır kültürlerinin mira­
sını taşıyarak gelen akımlar. Bunlardan da öncelikle Rufailik ve Sühreverdilik ön plana çıkıyor. De­
de Kargın ve Ahi Evran bu çerçevede öncüleri olarak sayılabilir.
-381-
Download