türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü

advertisement
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
SİPARİŞ ÜRETİMİNDEKİ GECİKMELERİN
LOJİSTİK REGRESYON ANALİZİ İLE BELİRLENMESİ
Serkan BAŞ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA / 2013
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
SİPARİŞ ÜRETİMİNDEKİ GECİKMELERİN
LOJİSTİK REGRESYON ANALİZİ İLE BELİRLENMESİ
Serkan BAŞ
Danışman: Doç. Dr. Arzu UZUN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA / 2013
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne;
Bu çalışma, jürimiz tarafından İşletme Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS
TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan: Doç. Dr. Arzu UZUN
Üye: Doç. Dr. Oya YÜREĞİR
Üye: Doç. Dr. Erkut DÜZAKIN
ONAY
Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.
……/……/2013
Prof. Dr. Azmi YALÇIN
Enstitü Müdürü
NOT: Bu tezde kullanılan ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve
fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu’ndaki hükümlere tabidir.
i
ÖZET
SİPARİŞ ÜRETİMİNDEKİ GECİKMELERİN
LOJİSTİK REGRESYON ANALİZİ İLE BELİRLENMESİ
Serkan BAŞ
Yüksek Lisans Tezi, İşletme Anabilim Dalı
Danışman: Doç. Dr. Arzu UZUN
Ocak 2013, 72 Sayfa
Günümüzde Tedarik Zinciri Yönetimi olgusunun işletmelerin yaşam süreçleri ve
performansları üzerindeki ektisi büyüktür. İmalat sanayi sektöründe varlığını sürdüren
bir işletmede ise, tedarik zinciri yönetiminin en önemli halkalarından birisi sipariş
bilgileri ve işletmenin üretim performansıdır.
Bu çalışma, sipariş parametrelerinin, siparişin zamanında gerçekleşme ihtimalini
tahmin etmede kullanılabilir olduğunu kanıtlamayı amaçlamaktadır. Böylelikle imalat
sanayi işletmelerinin ve işletme karar alıcılarının bu modelleme ile siparişler üzerine
karar almada ve kararlarının sonucuna ulaşabilmede, daha isabetli olmaları
sağlanabilinecektir. Bununla birlikte, tedarik zinciri yönetiminin birçok halkasında da
bu yaklaşımın uygulanabilirliği tartışılacaktır.
Anahtar kelimeler: Lojistik Regresyon, Tedarik Zinciri Yönetimi, Sipariş
Üretimi, Hosmer ve Lemeshow Uyumun İyiliği Testi
ii
ABSTRACT
DETERMINATION OF ORDER MANUFACTURING DELAYS BY
LOGISTIC REGRESSION ANALYSIS
Serkan BAŞ
Master Thesis, Department of Business Administration
Supervisor: Associate Professor Arzu UZUN
January 2013, 72 Pages
Today the effect of the fact of Supply Chain Management on the performance
and the life cycles of enterprises is great. For an enterprise keeping on its existence in
the sector of manufacturing industry, one of the most important rings of supply chain is
the data of order and the manufacturing performance of the enterprise.
This work aims to prove that the order parameters are usable for estimating the
probability of order realization at deadline. In this manner, it will be provided for the
manufacturing industry enterprises and the enterprise decision makers, to be more
accurate on making decisions about orders and reaching the results of those by this
model. In addition to this, applicability of this approach for many rings of supply chain
will be discussed.
Keywords:
Logistic
Regression,
Supply
Chain
Manufacturing, Hosmer & Lemeshow Goodness Of Fit Test
Management,
Order
iii
ÖNSÖZ
Çalışmada Çukurova bölgesinde metal sanayi sektöründe faaliyette bulunan
büyük ölçekli bir imalat sanayi işletmesi ile iletişime geçilerek işletmenin sipariş
parametreleri kullanılmıştır. Parametreler istatistiki bir analiz yöntemi olan “Lojistik
Regresyon” modeli ile analiz edilmiştir. Analiz neticesinde, belli parametrelere sahip
olan bir siparişin zamanında gerçekleştirilebilme olasılığının hesaplanabilirliği
gösterilmiştir. Elde edilen model sayesinde gelecekte oluşabilecek durumlara ilişkin
tahminlerde bulunulmuştur. Çalışma neticesinde ise, benzer veri setlerinin benzer
doğrultudaki ihtiyaçları karşılayıcı şekilde istatistiki analiz süreçlerine
dahil
edilebilirliği kanıtlanmıştır. İmalat süreci için yapılan bu değerlendirmelerin işletme
anabilim dalının diğer çalışma alanlarında da kullanılabilir olduğu sonucuna da
ulaşılmıştır. Bu açılardan değerlendirildiğinde çalışmanın gelecek çalışmalara ışık
tutabilir nitelikte olduğu düşünülmektedir.
Çalışmalarım süresince değerli katkılarıyla beni yönlendiren danışmanım Sayın
Doç. Dr. Arzu UZUN’a (Çukurova Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi
İşletme
Bölümü),
çalışmalarımın
istatistiki
analiz
bölümlerinde
yardımlarını
esirgemeyen ve halen Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü bünyesinde
İstatistik bölümü doktorasını sürdüren değerli arkadaşım TÜİK Uzmanı Engin
ARICAN’a ve en başından beri desteklerini sürekli hissettiren eşim Rukiye BAŞ ve
aileme sonsuz teşekkürlerimi sunuyor ve çalışmamı dünyaya 6 ay önce gelen kızım
Zeynep Ayza BAŞ’a ithaf ediyorum.
Serkan BAŞ
Ocak 2013, Adana
iv
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET……………………………………………………………………………………. i
ABSTRACT……………………………………………………………………………. ii
ÖNSÖZ………………………………………………………………………………… iii
İÇİNDEKİLER………………………………………………………………………... iv
KISALTMALAR LİSTESİ………………………………………………………..
vii
TABLOLAR LİSTESİ………………………………………………………………. viii
ŞEKİLLER LİSTESİ…………………………………………………………………. .x
BÖLÜM I
GİRİŞ
1.1. Problem……………………………………………………………………………...1
1.2. Amaç………………………………………………………………………………...2
1.3. Önem……………………………………………………………………………….. 3
BÖLÜM II
UYGULAMA ALANI
2.1. Tedarik Zinciri Yönetimi…………………………………………………………… 4
2.2. Tedarik Zinciri Yönetimini Etkileyen Faktörler………………………………….....9
2.3. Tedarik Zinciri Yönetimindeki Maliyet Unsurları………………………………... 10
BÖLÜM III
YÖNTEM
3.1. Lojistik Regresyon…………………………………………………………….. 13
3.1.1. Önceki Çalışmalar………………………………………………………. 14
3.1.2. Doğrusal Regresyon Modeli…………………………………………….. 17
3.1.3. Lojistik Regresyon Modeli……………………………………………… 19
v
Sayfa
3.1.4. Probit Model……………………………………………………………. 23
3.1.5. Tobit Model……………………………………………………………... 24
3.1.6. Sapma…………………………………………………………………… 24
3.1.7. Hosmer ve Lemeshow Uyumun İyiliği Testi…………………………… 25
3.1.8. Modeldeki Katsayılar İçin Önemlilik Testi…………………………….. 25
3.1.9. Adımsal Model Seçim Yöntemleri……………………………………… 26
3.1.10. Rezidüler……………………………………………………………….. 27
BÖLÜM IV
BULGULAR VE YORUM
4.1. Çalışmada Kullanılan Veri Seti………………………………………………... 29
4.2. Açıklayıcı Değişkenler………………………………………………………….30
4.2.1. Sipariş Edilen Ürün Tipi(X1)…………………………………………… 30
4.2.2. Sipariş Edilen Ürün Tipinin Üretildiği Vardiya Sayısı(X2)…………….. 31
4.2.3. Sipariş Süresi(X3)………………………………………………………..31
4.2.4. Sipariş İle İlgili Paketleme Koşulu(X4)………………………………….31
4.2.5. Siparişin Üretiminin Gerçekleştiği Sürecin Kalitesi(X5)……………….. 32
4.2.6. Sipariş Edilen Ürün Miktarı(X6)………………………………………... 32
4.3. Yanıt Değişken………………………………………………………………… 32
4.3.1. Siparişin Gecikme Durumu(Y)………………………………………….. 32
4.4. Veri Seti Üzerinde Ön Çalışma…………………………………………………33
4.5. Veri Setinin Analizi……………………………………………………………. 33
4.5.1. Altı Değişken İle Analiz………………………………………………… 33
4.5.2. X3, X4 ve X6 Değişkenleri İle Analiz…………………………………...36
4.5.3. X4 ve X6 Değişkenleri İle Analiz………………………………………. 41
4.5.4. X3 ve X4 Değişkenleri İle Analiz………………………………………. 43
4.6. Seçim Metodları İle Model Tahmini……………………………………………44
4.6.1. İleriye Doğru Seçim Metodu……………………………………………. 44
4.6.2. Geriye Doğru Seçim Metodu……………………………………………. 46
4.7. Uygulama Örnekleri…………………………………………………………….49
4.8. Rezidü Analizi…………………………………………………………………. 60
vi
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
Sayfa
5.1. Sonuç ve Öneriler…………………………………………………………………. 64
KAYNAKÇA………………………………………………………………………….. 67
EKLER………………………………………………………………………………... 71
ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………………... 72
vii
KISALTMALAR LİSTESİ
Ar-Ge: Araştırma Geliştirme
ST
: Score Test
SPSS : Statistical Package For The Social Sciences(Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paket
Programı)
:Hosmer ve Lemeshow Test Değeri
:Sapma
: Tahmin Edilmiş Logit Fonksiyon
: Tahmin Edilmiş Olasılık Modeli
viii
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa
Tablo 1: P(X), ÜO(X) ve LnÜO(X) Arasındaki İlişki ................................................... 21
Tablo 2: Cinsiyete Göre Sınav Sonuçları....................................................................... 23
Tablo 3: X1, X2, X3, X4, X5 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin -2 Log
Likelihood Değeri Tablo 4.1 Rastgele Verilen X3 ve X4 Değişken Değerleri.34
Tablo 4: X1, X2, X3, X4, X5 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Hosmer ve
Lemeshow Test Sonuçları…………………………………………………….35
Tablo 5: X1, X2, X3, X4, X5 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Değişken
Katsayıları……………………………………………………………..……...36
Tablo 6: X3, X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood
Değeri…………………………………………………………..………….....36
Tablo 7: X3, X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Hosmer ve Lemeshow
Test Sonuçları………………………..……………………………………….37
Tablo 8: X3, X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Değişken Katsayıları...37
Tablo 9: X3, X4 ve X6 Değişkenleri Korelasyon Matrisi…………………...………...41
Tablo 10: X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood
Değeri………………………………………………………………...……….41
Tablo 11: X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Hosmer ve Lemeshow Test
Sonuçları………………………………………………………..…………….42
Tablo 12: X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Değişken Katsayıları……42
Tablo 13: X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood
Değeri………………………………………………..……………………….43
Tablo 14: X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Hosmer ve Lemeshow Test
Sonuçları…………………………………..……………………………….…43
Tablo 15: X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Değişken Katsayıları…....43
Tablo 16: İleriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin Değişken
Katsayıları.........................................................................................................45
Tablo 17: İleriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin Hosmer ve
Lemeshow Test Sonuçları……………….……………………………………45
ix
Sayfa
Tablo 18: İleriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood
Değerleri…………..………………………………………………………..…46
Tablo19: Geriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin Değişken
Katsayıları.……………………………………………………………………47
Tablo 20: Geriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin Hosmer ve
Lemeshow Test Sonuçları…...……………..…………………………………48
Tablo 21: Geriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood
Değerleri……………………………..……………....………………………..48
Tablo 22: Rastgele Verilen X3 ve X4 Değişken Değerleri………………………...….51
Tablo 23: Rastgele Verilen X3 ve X4 Değişken Değerlerine Karşılık Model
Sonuçları…………………………………………….………………………..52
Tablo 24: Paketleme Koşulu “0” Olan ve Rastgele Verilen X3 Değişken Değerlerine
Karşılık Model Sonuçları…………………………………….……………….53
Tablo 25: Paketleme Koşulu “1” Olan ve Rastgele Verilen X3 Değişken Değerlerine
Karşılık Model Sonuçları…………………………………………….……….54
Tablo 26: Paketleme Koşulu “0” Olduğu Durumda Eşit Aralıklarla Verilen X3
Değişken Değerlerine Karşılık Model Sonuçları……………………………..55
Tablo 27: Paketleme Koşulu “0” Olduğu Durumda 30-35 Aralığında Verilen X3
Değişken Değerlerine Karşılık Model Sonuçları……………………………..57
Tablo 28: Paketleme Koşulu “1” Olduğu Durumda Eşit Aralıklarla Verilen X3
Değişken Değerlerine Karşılık Model Sonuçları……………………………..57
Tablo 29: Paketleme Koşulu “1” Olduğu Durumda 20-25 Aralığında Verilen X3
Değişken Değerlerine Karşılık Model Sonuçları……………………………..59
Tablo 30: X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu ve Aykırı Gözlemlerin Çıkarıldığı
Modelin -2 Log Likelihood Değeri…………………………………………...63
Tablo 31: X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu ve Aykırı Gözlemlerin Çıkarıldığı
Modelin Hosmer ve Lemeshow Test Sonuçları………………………………63
Tablo 32: X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu ve Aykırı Gözlemlerin Çıkarıldığı
Modelin Değişken Katsayıları………………………………………………...63
Tablo 33: Kullanılan Model Yöntemine Göre Anlamlı Çıkan Değişkeler Tablosu..….64
x
ŞEKİLLER LİSTESİ
Sayfa
Şekil 1: Fonksiyonel amaçların Stok, Müşteri Hizmetleri ve Toplam Maliyet üzerindeki
etkileri. ................................................................................................................ 11
Şekil 2: Paketleme İstenilmediğinde Sipariş Süresine Göre Gecikme İhtimali Grafiği. 56
Şekil 3: Paketleme istenildiğinde sipariş süresine göre gecikme ihtimali grafiği .......... 35
Şekil 4:
ye karşın
grafiği. ................................................................................... 60
Şekil 5:
ye karşın
grafiği. ...................................................................................... 61
Şekil 6:
ye karşın p grafiği ....................................................................................... 62
1
I. BÖLÜM
GİRİŞ
Ekonomik parametrelerin değerleme hesaplarındaki rolü her geçen gün önemini
daha da arttırmaktadır. Bu nedenden dolayıdır ki makro ve mikro düzeyde bütün karar
alıcılar bulundukları organizasyonların değerini arttırmak amacı ile ekonomik ve parasal
değişkenlerini
uygun
düzeylerde
tutabilmek
için
büyük
çaba
sarf
etmek
durumundadırlar. Mikro düzeyde alınan doğru kararlar makro düzeyde yürütülen doğru
politikalar ile birleştiğinde toplumsal refah düzeyi iktisadi olarak üst seviyelere ulaşır.
Bu durum bir döngü şeklinde tekrar mikro organizasyonları ve bunun yanında toplumun
bütün fertlerini olumlu yönde etkiler. Bununla birlikte aksi durumların gerçekleştiği de
insanlık tarihi boyunca defalarca kez tecrübe edilmiştir. Olumlu da olsa olumsuz da olsa
değişmeyen tek şey bu gelişmelerin domino taşı etkisi ve yahut son zamanların popüler
olan tabiri ile kelebek etkisi şeklinde tezahür etmesidir. Dış faktörler sabit tutulduğunda
durum bu şekildedir. Fakat küreselleşen günümüz ekonomisinde dış faktörlerin etkisi
daha da artmış, bu durum da doğru kararların alınıp doğru politikaların yürütülmesi
hususunda karar alıcıların işini çok daha zorlaştırmıştır.
1.1.Problem
Günümüzde alınan kararların önem derecesinin artması, organizasyonları
verimliliği arttırma çalışmalarına yönlendirmiştir. Bu bakımdan organizasyonların sahip
oldukları bilginin düzeyi de büyük önem arz etmektedir. Organizasyon içi bilgi ile
organizasyon dışı bilginin maksimum düzeyde tutulmasının yanında bilgi paylaşımının
da azami ölçüde mevcut olması gerekmektedir. Bu durum organizasyonları bu yönde
yöntemler geliştirmeye zorunlu kılmış ve hatta teknolojinin de ilerlemesi ile yazılım
boyutunda da bilgi paylaşımı yöntemleri geliştirilerek organizasyonların kullanımına
sunulmuştur.
İmalat yapan işyerleri için ihtiyacı duyulan en önemli bilgilerin arasında arzın
gerçekleştirileceği pazarın durumu, arz süreci ve süreç sonrasında edinilen geri dönüşler
2
bulunmaktadır. Bu bilgilerin hepsi organizasyonun performansını ve dolayısı ile
geleceğini etkileyen faktörleri oluşturmaktadır.
Bir imalatçı firma için almış olduğu siparişi zamanında karşılayabilmesi
firmanın başarı parametrelerinden birisidir. Zira siparişi zamanında karşılayabilen
imalatçı firma ürününü maksimum değerde arz etme fırsatına sahip olmuş demektir.
Zamanında gerçekleştirilemeyen bir siparişin değeri, geciktiği her an azalır ve
ekonomikliğini kaybeder. Maddi kayıpların yanında manevi kayıplar da yaşanır ki
bütün bu kayıplar firmanın geleceğe dönük beklentilerini olumsuz yönde etkiler.
1.2.Amaç
Bu çalışmada amaç, organizasyon içi bilgiden yararlanarak doğru kararların
alınabilmesi doğrultusunda faydalı bir sonuç ortaya çıkarmaktır. İşletmelerin iç
dinamikleri karar alış sürecinde en etkin rolü oynayan unsurlardır. Bu unsurların en
verimli şekilde kullanılması geleceğe dönük olarak da beklentilerin olumlu şekilde
neticelenmesine yardımcı olur.
Geçmişte gerçekleşen siparişlerle ilgili olarak elde bulunan veriler de istatistikî
yöntemler ile gelecekle ilgili tahmin yürütmede kullanılabilmektedir. Çalışmada amaç,
Çukurova bölgesinde faaliyet gösteren bir imalat sanayi işletmesinin geçmişe yönelik
sipariş bilgilerinin kullanılması ve neticede oluşturulan model ile gelecekte oluşabilecek
muhtemel siparişlerin akıbeti ile ilgili tahminlerde bulunulmasıdır. Yapılan modelleme
sayesinde hem senaryolar üretilip senaryo sonuçları yorumlanabilecek, hem de gelen
yeni bir siparişin parametreleri modele uyarlanarak sipariş ile ilgili beklenti ortaya
koyulabilecektir. Bu doğrultuda amaç alınan kararların isabet oranını arttırmak ve uzun
vadede işletme değerini arttırmaktır.
Çalışmanın ilk bölümünde çalışma ile ilgili genel bilgilerin verildiği giriş
bölümü bulunmaktadır. İkinci bölümde üretim yönetiminin önemli bir bölümünü
oluşturan tedarik zinciri yönetimi ele alınmış ve sorunun üretim yönetimi açısından
önemine vurgu yapılmıştır. Üçüncü bölümde çalışmada kullanılan istatistiki analiz ve
modelleme yöntemlerine değinilmiş ve tercih edilen yöntem, temel unsurları ve tercih
nedenleri ile açıklanmıştır. Çalışmanın dördüncü bölümü olan uygulama bölümünde ise
mevcut durum analizinin yanı sıra elde edilen veriler üzerinde istatistiki çalışmalarda
bulunulmuş ve modellemeler yapılmıştır. Bölümün sonraki kısımlarında çeşitli senaryo
3
uygulamalarına ve model üzerinde yapılan analizlere yer verilmiştir. Beşinci ve son
bölümde ise çalışma boyunca yapılanlar üzerinde tartışılmış ve varılan sonuçlar
özetlenerek bir takım önerilerde bulunulmuştur.
1.3.Önem
Bu çalışma sayesinde çalışmanın yürütüldüğü imalat sanayi işletmesi geleceğe
dönük olarak önünü daha iyi bir şekilde görebilecek ve görüş açısı genişlediği için
stratejik kararlarını daha rahat ve doğru bir şekilde alabilecektir.
Bu sayede, bir siparişin zamanında karşılanamaması neticesinde katlanılan
maliyetlerin minimizasyonu doğrultusunda önemli bir adım atılmış olunacaktır. Firma,
yeni gelen bir sipariş üzerinde yorum yapabilecek, gerekirse müşteri ile pazarlık
yapabilme şansına sahip olacaktır. Zira daha önce sahip olmadığı bir bilgiye sahip
olması, firmanın anlaşmalarını yönlendirmesine yardımcı olacaktır. Aynı doğrultuda,
müşterilerin de siparişlerinin gelecekteki durumu ile ilgili beklentileri netleşecek, onlar
için karar alma süreci daha sağlıklı bir hale gelecektir. Böylelikle hem imalatçı firma
için hem de müşteriler için karşılıklı olarak faydalar artmış olacaktır.
4
II. BÖLÜM
UYGULAMA ALANI
2.1. Tedarik Zinciri Yönetimi
İşletme yönetiminde karar verme sürecinin temel prensiplerinden biri olan
optimizasyon, beraberinde bir çok çalışma alanını ve yeni prensipleri karar verme
modellerine uyumlaştırmayı zorunlu kılmıştır. İlk olarak amacın değer maksimizasyonu
olduğu bu alanda, kaynak ve maliyet minimizasyonu birçok çalışma yöntemlerinde
optimizasyonu gerekli kılmaktadır. Tedarik zinciri yönetimi de bu çalışma alanlarından
biridir ve işletmelerin ortak amacı olan fayda maksimizasyonu yönünde işletmelere
büyük katkılar sağlamaktadır. 1960lı yıllarda üretim süreçlerinde, ürünün girdilerinin
planlanması ile keşfedilen bu yönetim biçimi, günümüzde alanını oldukça genişleterek
organizasyonlar arası bir yapıya ulaşmıştır.
Tedarik zinciri yönetimi, modern zamanda doğan ve gelişimini sürdüren,
özellikle kar amacı güden organizasyonlarda artık olmazsa olmaz kabul edilen bir süreç
yönetimidir. Bu süreç, ürün ya da hizmetin hammadde sağlayıcısından kullanıcısına
ulaşana kadar olan süreçtir. Tedarik zinciri yönetimi ise kısaca, bu süreçte rol oynayan
her bir aracı arasındaki ürün, hizmet, para ve bilgi akışı olarak tanımlanabilir.
Tedarik zinciri, hammaddelerin tedarikini, üretim ve montajı, depolamayı, stok
kontrolünü, sipariş yönetimini, dağıtımı, ürünün müşteriye ulaştırılmasını içeren
faaliyetler ve tüm bu faaliyetlerin izlenebilmesi için gerekli olan bilgi sistemleri olarak
tanımlanabilir. (Lummus, Krumwide, & Vokurka, 2001) Hammaddenin tedarikinden
ürünün son kullanıcıya sunumuna kadar geçen sürecin her basamağının kontrol altında
tutulmasına tedarik zinciri yönetimi denir. Bu süreçte kontrol altına tutulan unsurlar
maddi unsurlar olan ürünler ile maddi olmayan unsurlar olan hizmet ve bilgidir.
Tedarik zincirinde temel olarak üç tür akışın olduğunu söylemek mümkündür.
Bunlar, malzeme akışı, bilgi akışı ve finansal akıştır.
Malzeme akışı, tedarikçilerden müşterilere uzanan fiziksel ürün akışı ile iade,
servis, geri dönüşüm ve imhalardan oluşan ters yönlü akıştan oluşmaktadır. Burada
yedek parça, hammadde ve ara mamul tedarikçilerden gelmektedir. Bunlar üretim
5
bandının durmaması için önemlidir. İade ve servis maliyetlerine bakılmaksızın ve
müşterileri kaybetmemek için malzeme akışı vazgeçilmez hale gelmiştir. (Amirov,
2006)
Bilgi akışı, sipariş bildirimi ve sevkiyat durum bilgisini kapsamaktadır. Bilgi
akışı iyi yönetildiği zaman geribildirimler tedarik zincirinin tüm ilgili halkalarına
ulaşmaktadır. Ayrıca tedarik zincirindeki her bir halkanın amacı, en yeni bilgiyi
zincirdeki diğer şirketlere iletmek, bilgi paylaşımını sağlamak ve bu şekilde daha
mükemmel arz ile talep dengesini oluşturmaktır. Geçmiş yıllarda tedarik zinciri
kavramı, bilgi teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak değerlendirilmiştir. Çünkü
bu sayede bilgi akışı hızlı bir şekilde işletmenin departmanlarına ve tedarik zincirinin
halkalarına yayılabilmektedir. Elektronik iletişimin ucuzlaması ve kolaylaşması bu
süreci hızlandırmıştır. (Amirov, 2006)
Finansal akış, kredi bilgileri, ödeme çizelgeleri, konsinye ve patent hakkı
düzenlemelerini içermektedir. Tedarik zincirindeki para akışını düzenlemektedir.
Tedarik zincirinde nakit sıkıntısı yaşanmaması için zincirdeki tüm organizasyonlar, para
kaynağının son müşteri olduğu anlayışını kuruluşlarına yerleştirmelidir. (Amirov, 2006)
Hammadde temininden itibaren, imal edilen ürünün nihai tüketiciye ulaşmasına
kadar geçen süreçte rol alan ve çift yönlü olarak ilintili olduğu diğer unsurlarla ilişkili
olan unsurların oluşturduğu sistemi Tedarik Zinciri olarak tanımlayabiliriz. Tedarik
zinciri yönetiminin başarılı olması, bütün bu unsurların birbiri ile olan paylaşımlarının
sağlıklı olmasına ve zincirdeki bütün halkaların koordineli bir şekilde çalışmalarının
sağlanmasına bağlıdır.
Dolayısıyla, tedarik zincirini oluşturan halkaların birbiri ile
koordinasyonlu bir şekilde hareket etmeleri büyük önem taşır. Bu nedenle tedarik
zincirinin başarısızlığının en önemli sebebi, zinciri oluşturan halkaların hepsinin kontrol
altında tutulamamasıdır. Halkaları kontrol edebilme konusunda ne kadar emek verilse
de, hepsine hükmedebilecek konumda olmak neredeyse imkânsızdır. Bu bakımdan
başarılı olabilen organizasyonlar pazarda avantajlı duruma gelmektedirler. Kaldı ki
tedarik zinciri sistemini kendi kuran organizasyonlar bile zincir üzerinde %100 kontrol
sağlayamazlar ve tedarik zincirinin dezavantajları ile yüz yüze gelirler. Sipariş miktarı,
sipariş zamanı, talep tahmini, üretim kapasitesi, depolama kapasitesi, ulaştırma, ürün ve
servis kalitesi gibi unsurların hepsi tedarik zincirinin parçalarıdır. Bütün bu unsurların
üzerindeki kontrolü istenilen düzeyde tutmak çok zordur. Zira tedarik zincirinin birçok
halkasını, organizasyon dışı unsurlar oluşturmaktadır. Örneğin üretilen ürün kalitesi ne
6
kadar iyi olursa olsun, üretim maliyetleri ne kadar düşük olursa olsun, ürünün nihai
tüketicisine ulaşması için gerekli olan basamakların performansı istenilen seviyede
olmazsa, ürün nihai tüketiciye istenildiği şekilde(miktar, kalite, fiyatlandırma v.b.)
ulaşamayacaktır. Dolayısıyla, nihai tüketicinin memnuniyeti sağlanamayacağı gibi,
tüketicinin geribildirimi de firmaya ulaşmayacağından, orta ve uzun vadede ürünün
piyasada tutunması ve firma karlılığı ve ömrü göz önünde bulundurulduğunda sıkıntılar
ortaya çıkacaktır.
Durumu sadece üretici firma ve nihai tüketici açısından değerlendirmek de
yeterli değildir. Zincirin dayanıklılığı, halkaları arasındaki bağ ve uyum bütün halkaları
doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir. Bu bakımdan üretici ile tüketici arasında
bulunan unsurlar ve üretim için tedarikçiler de zincirde oluşan olumsuzluktan
etkileneceklerdir.
Zinciri etkileyen faktörleri birçok açıdan değerlendirmek mümkündür. Bu
faktörler zincirin içinden kaynaklanabileceği gibi, bazı dış faktörler de zincirin gücünü
ve performansını etkileyebilir. Dış faktörlerden en önemlileri; genel ekonomik şartlar,
siyasi durum, toplumsal faktörler ve doğal faktörlerdir. Faktörlerin zincirdeki etkisi,
zincirin bu faktörlere olan bağlantısı ve faktörlerdeki değişimlere olan duyarlılığı ile
doğru orantılıdır. Dış faktörlerin zincire olumsuz etkilerini, tedarik zincirindeki dış
kaynaklı faktörler riski olarak değerlendirebiliriz.
Doğaldır ki, zinciri daha doğrudan ve daha çok etkileyen unsurlar zincirin
içinden kaynaklanmaktadır. Örneğin tedarikçilerle ilgili riskler, daha çok hammadde
teminindeki sıkıntılardan kaynaklanmaktadır. İhtiyaç duyulan maddelerin istenilen
kalitede, miktarda ve zamanda tedarik edilememesi zincirdeki en büyük risklerden
biridir. Tedarik aşamasındaki sorunlar, domino taşı etkisiyle zinciri boydan boya
etkileyebilecek türdendir.
Üretim aşamasında da risk olarak değerlendirebileceğimiz birçok sorunla
karşılaşabiliriz. Üretimi etkileyen ve ürünlerin bir sonraki aşamaya geçişinde sorunlar
ortaya çıkaran faktörler de doğrudan ya da dolaylı olarak zinciri etkileyeceğinden risk
oluşturmaktadırlar. İşletmenin finansal durumu, üretim kapasitesi
ve üretim
unsurları(işçiler, sabit sermaye yatırımları, bakım ve onarım v.b.), işletmenin üretimini
etkileyen iç faktörlerdir ve bu faktörlerin işleyişi tedarik zinciri açısından da çok
önemlidir.
7
Üretim aşamasından sonra, ürünün nihai tüketicisine ulaşmasını sağlayan ve
daha çok toptancı ve perakendecilerden oluşan halkalar ise, aynen üretici firmada
olduğu gibi, kendi içlerinde ve dışlarında performanslarını etkileyen risk unsurlarıyla
karşılaşabilirler. Bu sıkıntılar da ürünlerin nihai tüketiciye istenildiği gibi ulaşmasını
riske eder. Bütün bu riskler de, ürünün başarısını ve karşılıklı olarak fayda aktarımını
sekteye uğratır.
Tedarik zincirindeki riskleri ortadan kaldırmak çok zor olsa dahi, riskleri
minimuma indirmek mümkündür. Bunu başarabilmek için en çok üzerinde durulması
gereken konu ise iletişimdir. Özellikle Tracing olarak adlandırılan ve “ürünün ham
madde temin sürecinden itibaren nihai tüketiciye ulaşana kadar ki takip edilebilirliği”
anlamına gelen unsur çok önemlidir. Halkalar arasındaki ilişki ve iletişim ve takip
edilebilirlik ne kadar kuvvetli olursa zincirin başarısı üzerindeki riskler ise bir o kadar
azalır. Birçok üretici firma bu iletişimi en sağlıklı şekilde kurabilmek ve riskleri
azaltabilmek için, tedarik zincirindeki halkaları mümkün olduğunca kendi bünyesine
katmaya ya da kendi bünyesinde oluşturmaya çalışmaktadır. Örneğin, gıda ve hızlı
tüketim sektöründeki üretici firmalar, nihai tüketiciye ürünlerini ulaştırmada
basamakları kontrol altında tutabilme adına, ulaştırma işlerini dahi kendi bünyelerinde
kurdukları firmalar ya da faaliyet birimleri aracılığı ile gerçekleştirmektedirler. Zira
ulaşım maliyetleri, ulaştırma kapasitesi ve rotası da ürün maliyetini etkileyen
unsurlardır. Maliyet yönetimi bakımından birçok firma ulaştırmayı göz önünde
bulundurarak, ulaşım kontrolünü birinci elden yapmayı hedeflemektedirler.
Satış sonrası destek de mutlaka göz önünde bulundurulması gereken bir
unsurdur. Geri bildirim kanallarının açık olması, arttırılması, hizmet sürelerinin
belirlenebilir olmakla birlikte minimum düzeye düşürülmeye çalışılması tedarik
zincirinin bu bakımdan risklerinin giderilmesi açısından çok önemlidir.
Depolama ile ilgili sorunların aşılması da, başarılı bir yönetimden geçer. Stok
yönetimi ve stok maliyeti yönetimi, tedarik zincirinin stoklama bakımından
karşılaşabileceği riskleri aza indirebilmek adına en önemli araçlardır. Ürünün özelliğine
göre, özel koruma şartları için oluşabilecek ekstra maliyetlerin ve depoların ulaştırma
maliyetlerinin göz önünde bulundurularak belli merkezlerde konuşlandırılması,
karşılaşılabilinecek risklerdir ve daha önceden ifade edildiği gibi başarılı bir stok
yönetimi ile çözülebilir.
8
Outsourcing olarak tabir edilen dış kaynaklama işletmelerin günümüzde
kullandıkları bir yöntem olmakla birlikte, tedarik zinciri yönetiminin etkinliğini
artırmada önemli bir rol oynamaktadır. İşletmelerin ana faaliyet konuları dışındaki
aktivitelerini, bu işi ana faaliyet konusu olarak belirlemiş olan organizasyonlara
bırakmalarına dış kaynaklama denmektedir. Muhasebe, insan kaynakları, Ar-Ge gibi
faaliyetlerin hizmet olarak bu şekilde dışarıdan temin edilmesi, işletmenin asıl işine olan
odaklanmasını arttırmakta ve işletmenin dinamizmini olumlu yönde etkilemektedir. Bu
tür işletmelerin tedarik zinciri yönetiminde daha etkin oldukları görülmüştür.
Tedarik zinciri yönetiminin etkin bir şekilde sürdürülebilmesi için bilgi
paylaşımı büyük önem taşır. Bilginin bütünüyle, hızlı bir şekilde paylaşılabilmesi
organizasyon için üstünlükler sağlar. Özellikle bilgi teknolojisinin her geçen gün
kendini yenilediği bir ortamda organizasyonların da bu bakımdan kendilerini
yenilemeleri
gerekmektedir.
iletilememesi
çeşitli
Bilginin
sorunları
yeteri
ortaya
düzeyde
çıkarır.
paylaşılamaması
Zincirdeki
halkaların
veya
amaçları
doğrultusunda hareket ettikleri bilindiğine göre, bilgi akışındaki eksikliklerin, bu
amaçların çatışmasına yol açabileceğini kestirmek de mümkündür. Tam aksine bilginin
paylaşılabildiği ortamlarda ise halkalar kendilerine avantaj sağlayacaklar ve bütün
sistemi, dolayısı ile kendi varlıklarını, olumsuz etkileyen durumların oluşmasından
kaçınabileceklerdir.
Diğer
bir
ifadeyle,
tedarik
zinciri
üyelerinin
ortak
bir
organizasyonun fonksiyonları gibi, bütünün çıkarlarını düşünerek faaliyetlerini
yürütmeleri hem kendileri hem de ilişki içerisinde oldukları diğer üyeler ile bütün
organizasyonu olumlu yönde ilerletecektir.
Bilgi paylaşımı, tedarik zincirinin yönetiminde temel unsurdur. Tedarik
zincirinin üyeleri, faaliyetlerini koordine edebilmek için gerekli bilgiye zamanında
ulaşabilmelidirler. Bilgi teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte, işletmeler arasında bilgi
paylaşımı çok daha kolaylaşmış ve bilgi paylaşımını etkin olarak gerçekleştiren
işletmelerin, tedarik zincirinin bütünleştirilmesinde de önemli başarılar sağladıkları
görülmüştür. (Yüksel, 2002)
Tedarik Zinciri Yönetiminde bir firmanın aldığı siparişleri zamanında teslim
etmesi yaşamsal bir öneme sahiptir. Ancak, firmalar üretim sürecinde yaşadıkları
sorunlardan ya da daha farklı problemlerden dolayı bazen siparişleri zamanında
müşterilerine teslim edememektedirler. Bu da tedarik zinciri yönetiminde aksamalara
yol açmaktadır.
9
Söz konusu aksamaları minimize edebilmek için, sipariş alımında bu siparişlerin
zamanında gerçekleştirilebilme yetisinin, süreç başında belirlenebiliyor olması faydalı
olur. Çalışmanın amacı imalat sanayinde faaliyet gösteren bir firmada sipariş
değişkenlerini irdeleyerek, siparişin özelliklerine göre bu siparişin zamanında
gerçekleştirilme olasılığını lojistik regresyon analizi ile hesaplamaktır.
Çalışma, sipariş parametrelerinin, siparişin gerçekleşme olasılığını hesaplamada
kullanılabilir olduğunu kanıtlamayı amaçlamaktadır. Böylelikle, imalat sanayi
işletmelerinin ve işletme karar alıcılarının bu modelleme ile siparişler üzerine karar
almada
ve
kararlarının
sonucuna
ulaşabilmede,
daha
isabetli
olmaları
sağlanabilinecektir. Aldığı siparişlerin geleceği ile ilgili tahminlerde bulunabilen bir
işletme, daha dinamik kararlar alabilecek ve böylelikle hem kendini hem de içinde
bulunduğu tedarik zincirini güçlendirecektir. Bu çalışmada, tedarik zinciri yönetiminin
birçok halkasında da modelin uygulanabilirliği de tartışılacaktır. Sadece imalat aşaması
değil, diğer bütün basamaklarda da çalışmada kullanılan istatistiki yöntemin
kullanılabilir olduğu bu çalışma ile kanıtlanmış olacaktır.
2.2. Tedarik Zinciri Yönetimini Etkileyen Faktörler
Tedarik zinciri yönetimini etkileyen birçok faktörden söz etmek mümkündür.
Bunlardan birisi ve belki de en önemlisi günümüz rekabet koşullarıdır. İşletmelerin
birbirlerine üstünlük kurdukları bir çok araç ve strateji bulundukları piyasanın rekabet
koşullarını şekillendirmede büyük önem taşır. Bu bakımdan işletmelerin üyesi oldukları
tedarik zincirinin yapısı da onlara bulundukları piyasada avantaj sağlama konusunda
önemlidir. Zira bir vücudun organları arasındaki iletişim ve tepkimelerin hızının o
vücuda kazandırdığı hız gibi, tedarik zincirinin içindeki bilgi paylaşımı da işletmeye ve
organizasyona bulunduğu piyasadaki değişikliklere çabuk tepki verme yetisi
kazandıracak ve rakiplerine karşı üstünlük kurmasına yardımcı olacaktır. Ürün yaşam
süreçlerinin de kısaldığı günümüzde piyasa koşullarına tepki verme hızı önemini daha
da arttırmaktadır.
Tedarik zinciri yönetimini etkileyen önemli faktörlerden birisi de teknolojik
gelişmelerdir. Teknolojideki hızlı gelişim, işletmelerin kendilerini yenilemelerinin
gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Teknoloji alanındaki değişim zincirin halkalarını
olumlu ve olumsuz yönlerde etkilemektedir. Teknolojik imkanların çoğalması ve
10
genişlemesi özellikle ürün, hizmet, bilgi ve para akışını hızlandırmakta ve tedarik
zincirini daha dinamik bir yapıya büründürmektedir. Buna karşılık özellikle bilgi
teknolojilerindeki hızlı değişim zincir üyelerini, teknolojik gelişimleri takip bakımından
zorlamakta ve bazen de geride kalmalarına sebep olmaktadır. Bunun yanında teknolojik
gelişmeler müşteriler ve tedarikçiler açısından çeşitliliği arttırmakla birlikte işletmeler
için rekabet koşullarını da daha zorlayıcı duruma getirmektedir.
2.3. Tedarik Zinciri Yönetimindeki Maliyet Unsurları
Tedarik zinciri yönetimindeki temel felsefe, toplam tedarik zinciri maliyetini
istenilen sabit talep doğrultusunda minimize etmektir. Bu toplam maliyet aşağıdaki
maliyet unsurlarını içermektedir:
Hammadde ve diğer satın alma maliyetleri
Gelen taşıma ve ulaştırma maliyetleri
Tesis yatırım maliyeti
Doğrudan ve dolaylı üretim maliyetleri
Doğrudan ve dolaylı dağıtım merkezi maliyetleri
Stok bekletme maliyeti
İç-yatırım ve taşıma maliyetleri
Giden taşıma ve ulaştırma maliyetleri (Shapiro, 2001)
Tedarik zinciri yönetimindeki amaçların bazı önemli unsurlar üzerindeki etkisi
Şekil 2.1’de gösterilmiştir. Şekil 2.1’de sunumu yapılan tablo üzerinden birçok çıkarım
yapmak mümkün olacaktır.
11
Şekil 1. Fonksiyonel Amaçların Stok, Müşteri Hizmetleri ve Toplam Maliyet Üzerindeki
Etkileri.
Kaynak: T. Paksoy, 2005
Şekil 1’de yukarıya doğru oklar artışı, aşağı doğru oklar azalışı göstermekle
birlikte, okların koyuluğu amaçların unsurlar ile örtüştüğünü vurgulamaktadır. Örneğin
en alt satırda belirtilen İstenilen Sonuçlar, Stok ve Toplam Maliyet unsurlarının
minimize edilmesinin Müşteri Hizmetleri’nde artışın organizasyonlar için istenilen bir
durum olduğu belirtilmektedir. Buna göre Düşük Depolama Maliyeti ve Stokların
Azaltılması’nın amaçlanması, Stok ve Toplam Maliyet unsurları üzerinde istenilen etkiyi
göstermektedir. Düşük İşgücü Maliyeti amacı da Toplam Maliyetler unsuru ile pozitif
yönlü olarak örtüşmektedir. Yüksek Müşteri Hizmeti ve Yüksek Dağıtım Hızı ise Müşteri
Hizmetleri ile örtüşen amaçlar olarak dikkat çekmektedir. Bir işletmenin genel amacı ise
alt amaçlar ile elde edilecek faydaları, bu amaçlar neticesinde katlanılacak olan
maliyetler ile optimum şekilde koordine ederek fayda maksimizasyonunu sağlamak
olmalıdır. Tedarik zinciri yönetimi ise, genel olarak bu amaca yönelik modellenir ve
uygulanır.
12
Netice itibariyle, hem maliyet analizleri hem de amaçlanan hedefler göz önünde
bulundurulduğunda karar alış sürecinin önemi bir kez daha anlaşılmaktadır. Çalışmanın
uygulandığı alan ile ilgili anlatılanlar, çalışmada yapılan uygulamanın ne derece isabetli
olduğunu ortaya koymaktadır. Daha önce benzer bir çalışma yapılmamış olması da bu
çalışmanın önemini arttırmaktadır. Çalışmanın bundan sonraki bölümlerinin bu bilinç
ile değerlendirilmesi faydalı olacaktır.
13
III. BÖLÜM
YÖNTEM
3.1. Lojistik Regresyon
Lojistik Regresyon, bağımsız değişkenlerin sonuç değişkenler üzerindeki
etkilerini olasılık olarak hesaplar ve bu risk faktörlerinin olasılık olarak belirlenmesini
sağlar. Lojistik Regresyon, sonuç değişkeninin ikili ve çoklu aşamalarda bağımsız
değişkenlerle aralarındaki ilişkiyi sorgulayan bir yöntemdir. Farklı alanlarda karşılaşılan
problemleri sayısal verilere dayandırarak problemin çözümü ya da yorumu için
istatistiksel analizler yapılmaktadır. Bu analizler sonucunda problemle ilgili bazı
modeller kurulmaktadır. Lojistik Regresyon Analizi, bu modelin kurulması aşamasında
problemin verilerine göre alternatif bir yöntemdir. (Ürük, 2007)
Doğrusal ve lojistik regresyon analizi yöntemleri arasında üç önemli fark vardır.
Doğrusal regresyon analizinde, bağımlı olarak kabul edilen değişken sürekli iken,
lojistik regresyon analizinde kategorik yapıdadır. Doğrusal regresyon analizinde bağımlı
değişkenin değeri, lojistik regresyon analizinde ise bağımlı değişkenin alabileceği
değerlerden birinin gerçekleşme olasılığı tahmin edilir. Doğrusal regresyon analizinde
bağımsız değişkenlerin çoklu normal dağılım göstermesi koşulu aranırken, lojistik
regresyon analizi için bağımsız değişkenlerin dağılımına ilişkin her hangi bir ön koşul
yoktur. (Kaşko, 2007)
Lojistik regresyon, doğrusal regresyondan daha fazla karmaşık gelebilir. Ancak,
çoğu istatistik yazılımları lojistik regresyonu, lineer regresyondan daha fazla
uğraşmadan kullanmaktadır. Sonuç olarak, yüzde modellerinde lojistik regresyonun
lineer regresyondan daha iyi bir yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz. (Ürük, 2007)
Lojistik regresyon, çalışmanın yapısına en uygun yöntem olarak belirlenmiştir
ve bu çalışma ile yöntem bir bakıma tezin konusunda geçen alanda uygulanabilirliği
bakımından sınanmış olacaktır. Bu da yöntemin benzer çalışmalarda uygulanabilmesi
yolunda araştırmacılara ışık tutabilecektir.
14
3.1.1. Önceki Çalışmalar
Lojistik modelin ilk olarak kullanımı, biyolojik deneylerin analizi için Berkson
(1944, 1953, 1955) tarafından önerilmiştir. Lojistik modelini Cox (1970) geliştirmiş,
çeşitli uygulamalarını yapmış, Halpering ve ark. ise 1971 yılında lojistik regresyonun,
bağımsız değişkenlere ait normal dağılım varsayımının yerine gelmediği durumlarda
diskriminant analizine alternatif olarak gösterilebileceğini savunmuşlardır. Finney de
1972 yılında lojistik regresyonu probit analizine alternatif olarak önermiştir. (Kaşko,
2007)
Lojistik regresyonun ilk kullanımlarından sonra literatürde lojistik regresyonu
diğer analiz yöntemleri ile karşılaştıran çalışmalardan birisine de Finney 1971 yılında
imza atmıştır. Çoklu iç ilişkiden kaynaklanan problemlerin giderilmesi üzerine
Gordon(1974) yaptığı çalışmada bazı önerilerde bulunmuştur. Belsley ve ark.(1980)
doğrusal regresyondakine benzer bağlantı analizlerinin lojistik regresyonda kullanımı ile
ilgili fikirler öne sürmüştür. Andersson 1979 ve 1983 yıllarındaki çalışmalarında
yöntem ile ilgili gelişmeleri özet olarak sunmuştur.
Lojistik regresyonda tahmin yöntemlerine ilişkin, Albert ve Anderson (1984)
tarafından yapılan çalışmada farklı veri setlerinde lojistik regresyon katsayılarının en
çok olabilirlik metoduyla tahminlerine ait teorik temelleri anlatmışlardır. Bunun yanı
sıra, verilerin tahmin edilen lojistik regresyon modeline uyumuna ilişkin çalışmalar da
yapılmıştır. Aranda-Ordaz (1981) ve Johnson(1985) tarafından yapılan çalışmalar en
önemlileri sayılabilirler. Ayrıca, Pregibon (1981) yanıt değişkenin ikili değer aldığı
lojistik modellerde etkin ve aykırı gözlemlerin belirlenmesi hakkında bir çalışma
yapmıştır. Hosmer ve Lemeshow (1980) tarafından yapılan çalışmada ise bir uyumun
iyiliği ölçütü geliştirilmiştir. Daha sonra, Hosmer ve Lemeshow (2000) tarafından
lojistik regresyon modeli ayrıntılı bir şekilde incelenmiş, maksimum likelihood tahmin
yöntemi, uyumun iyiliği ölçütleri, etkin ve aykırı gözlemlerin belirlenmesine dair
yapılan çalışmalar özetlenmiş ve çeşitli örnek uygulamalar yapılmıştır. Buna ek olarak,
Roy ve Guria (2008) yaptıkları çalışmada gözlemlerin çıkarılmasına dayalı tekniği
kullanarak, lojistik regresyon için etkin ve aykırı gözlemleri incelemişlerdir. (Arıcan,
2010)
Lojistik regresyon modellerinin yaygın bir şekilde kullanılır hale gelmesi,
katsayı tahmin yöntemlerinin geliştirilmesi ve lojistik regresyon modellerinin daha
15
ayrıntılı incelenmesine sebep olmuştur. Cornfield (1962), lojistik regresyondaki katsayı
tahmin işlemlerinde diskriminant fonksiyonu yaklaşımını ilk kez kullanarak popüler
hale getirmiştir. Lee (1984) basit dönüşümlü (cross-over) deneme planları için lineer
lojistik modeller üzerinde durmuştur. Bonney (1987) lojistik regresyon modelinin
kullanımı ve geliştirilmesi üzerinde çalışmıştır. Robert ve ark. (1987) lojistik
regresyonda standart Kikere, olabilirlik oran (G2), “pseudo” en çok olabilirlik
tahminleri, uyum mükemmelliği ve hipotez testleri üzerine çalışmalar yapmışlardır.
Duffy (1990) lojistik regresyonda hata terimlerinin dağılışı ve parametre değerlerinin
gerçek değerlere yaklaşımını incelemiştir. Başarır (1990) klinik verilerde çok değişkenli
lojistik regresyon analizi ve ayrımsama sorunu üzerinde çalışmıştır. Hsu ve
Leonard(1995) lojistik regresyon fonksiyonlarında Bayes tahminlerinin elde edilmesi
işlemleri üzerine çalışmışlar ve lojistik regresyonda Monte Carlo dönüşümünün
kullanılabileceğini göstermişlerdir. Akaya ve Pazarlıoğlu (1998) lojistik regresyon
modellerinin ekonomi alanında kullanımını örneklerle incelemişlerdir. Cox ve
ark.(1998)
kardiovasküler
hastalıklar
ve
hipertansiyon
arasındaki
ilişkiyi
incelemişlerdir. (Bircan, 2004)
Çoğunlukla sağlık alanında olmak üzere, lojistik regresyon modeli dünyada bir
çok çalışma alanında incelemeler yapılmasına olanak sağlamıştır. People ve ark.(1991),
Buescher ve ark.(1993), Kloiber ve ark.(1996) kadınlarda düşük doğum ağırlığını
etkileyen risk faktörlerini incelemişlerdir. Le Cessie ve Van Houwelingen(1992)
kanserli DNA hücreleri ile ilgili elde edilen veri kümesi üzeride analiz çalışması
yapmışlardır. Demaris (1995) ise 1993 Genel Sosyal Araştırma verilerini kullanarak
deneklerin kişisel mutluluk derecelerini incelemiştir. Gardside ve Glueck 1995 yılında
yaptıkları çalışmada insanların beslenme şekilleri, fiziksel aktivitelerinin yoğunluğu ve
sigara ve alkol kullanımı gibi etmenlerin kalp rahatsızlıkları üzerindeki etkilerini analiz
etmişlerdir. O’Neill ve Barry(1995) ise trafik kazalarına ilişkin bazı verileri ele almışlar
ve
kazalarda
ölüme
sebep
verebilecek
bazı
değişkenlerin
etkilerini
değerlendirmişleridir. Sable ve Herman(1997) ise düşük doğum ağırlığı ile erken doğum
arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Santos ve ark.(1998) da kafein tüketimi ile düşük
doğum ağırlığı arasındaki ilişkiyi analiz etmişlerdir.
Son dönemde ülkemizde de yöntem, bir çok alanda yapılan çalışmaların analiz
süreçlerinde sıklıkla tercih edilmiştir. Atakurt(1999) çalışmasında koroner arter
hastalığını, 500 birey üzerinde 34 değişken bakımından incelemiştir. Çalışmada 18
16
değişken anlamlı bulunarak modele dahil edilmiştir. Önder 2001 yılındaki çalışmasında
lojistik regresyon yönteminde kullanılan değişken seçim yöntemlerini incelemiş ve
Ziraat Fakültesi Koyunculuk Araştırma ve Uygulama Ünitesi’nden elde ettiği verileri
kullanarak değişken seçim yöntemlerini uygulamaya dökmüştür. Önder(2001)
çalışmasında tüm değişken seçim modellerini anlamlı bulmanın yanı sıra zaman ve
işlem fazlalıkları bakımından yaptığı değerlendirme ile adımsal değişken seçim
modellerini önermiştir. Tatlıdil ve Özer(2005) bankacılık sektöründe firmaların kredi
derecelendirmeleri
üzerine
yapılan
çalışmaları
lojistik
regresyon
modeli
ile
incelemişlerdir. Nargeleçekenler(2005)’in yaptığı çalışmada polis merkezlerine gelen
zanlıların çeşitli suçları işleme ihtimalleri araştırılmıştır. Özçomak ve ark.(2006) ise
Erzurum ilinde doğal gaz kullanımına olan talebi hane halklarına uyguladığı anket
verilerini kullanarak analiz etmişlerdir. Cankurt ve ark.(2007) Türkiye’nin Avrupa
Birliği’ne üyelik ihtimalini başta tarımsal göstergeler olmak üzere bir çok değişken
açısından incelemişlerdir. Erdal ve Esengül(2008) ise Tokat ilinde balık tüketiminin
incelendiği bu çalışmalarında ailelerin balık tüketimindeki artma beklentisini gelir,
ailedeki birey sayısı, kadının eğitim düzeyi, ailenin yaşadığı çevrenin sosyal statüsü ve
ailelerin balığı en fazla tükettikleri mevsim değişkenleri bakımından ele almışlar ve
sosyal statü ve mevsim değişkenlerini anlamlı bularak bu değişkenler ile modelleme
yapılmışlardır. Murat(2008) bulanık mantık ve lojistik regresyon yöntemleri ile ulaşım
ağlarında geçki seçim davranışlarının modellenmesi ile Denizli ilinde Çınar ile Kampüs
mevkileri arasındaki 4 güzergahın seçim olasılığını çeşitli değişkenlere göre lojistik
regresyon ile modellemiştir. Cengiz(2009) bireylerin kredi kartlarını değiştirme
tutumlarını çeşitli değişkenlere göre analiz edilerek lojistik regresyon modeli
oluşturmuştur. Aktaş ve Erkuş(2009) ise sıcaklık, nem, basınç, rüzgar hızı, havanın
kapalılığı, rüzgar yönü ve saat gibi değişkenlerin Eskişehir'de sis olma ihtimali
üzerindeki etkilerini araştırmış ve sıcaklık, nem, basınç, rüzgar hızı, ve havanın
kapalılığı değişkenlerini anlamlı bularak, bu değişkenler üzerine modelini kurmuşlardır.
Ege 2009 yılında yaptığı çalışmada finansal oranların hisse senedi getirilerini ne ölçüde
açıkladığı incelemiştir. Tosun ve Hatırlı(2009) ise Antalya ilinde ailelerin kırmızı et
ürünlerini kasaptan veya diğer seçeneklerden satın alma alışkanlıklarını birçok
sosyoekonomik değişken kullanarak araştırmışlardır. Gülcü(2010)’nün çalışmasında ise
ailenin gelir durumu, konut mülkiyeti, konutun genişliği, binanın yaşı, aile reisinin
eğitim durumu, konutun müstakil veya apartman dairesi olması gibi değişkenlerin
17
doğalgaz aboneliği üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Sonuca göre aile reisinin eğitim
durumu ve konutun mülk sahibi veya kiracı tarafından kullanılıyor olması dışındaki
diğer değişkenler istatistiki olarak anlamlı bulunmuş ve model bu değişkenler ile
kurulmuştur.
Bahsi geçen çalışmaların yanı sıra hem ülkemizde hem de uluslar arası akademik
camiada yapılan bir çok çalışmada lojistik regresyon modelinin kullanıldığı yapılan
literatür taramasında gözlemlenmiştir. Başta sağlık alanı olmak üzere birçok alanda
çeşitli dillerde kaynaklara rastlamak mümkündür. Buna karşın incelenen geniş
veritabanlarında sipariş üretimi üzerine yapılan bir lojistik regresyon çalışmasıyla
karşılaşılmamıştır. Bu bakımdan çalışmanın uygulaması bir ilktir ve bundan sonra
yapılacak olan çalışmalara örnek teşkil edebilecektir.
3.1.2. Doğrusal Regresyon Modeli
Basit doğrusal(lineer) regresyon bir bağımsız ve bir bağımlı değişken arasındaki
ilişkiyi açıklamada kullanılan bir yöntemdir. Yöntem değişkenler arasındaki ilişkinin
modellenmesini sağlar. Basit doğrusal regresyon analizi ile bağımlı değişken üzerinde
tahminde bulunulur. Analiz neticesinde değişkenler arasındaki ilişki ortaya çıkarılır.
Bağımsız değişken sayısının birden fazla olduğu durumlarda çoklu doğrusal regresyon
halini alır. Basit ve çoklu doğrusal regresyon modellerinin denklemleri sırasıyla şu
şekildedir:
Denklemde “β0” regresyon doğrusunun y eksenini kestiği noktayı ve aynı
zamanda bağımsız değişkenin sıfır değerini aldığında yanıt değişkende görülen değeri
verir. “β1” bağımsız değişkenin katsayısıdır ve regresyon doğrusunun eğimini verir.
“ ” hata terimidir ve dikkate alınmamış olan bağımsız değişkenler olabileceği
için verilerin tesadüfi değişimini modele dahil eder. Doğrusal regresyonda hatalar
normal dağılımlıdır.
18
Basit doğrusal regresyon modelinde parametrelerin tahmininde En Küçük
Kareler(EKK)
Yöntemi(Least
Square
Method)
kullanılır.
EKK
serpilme
diyagramında(scatter diagram) mevcut bütün noktaların doğruya olan uzaklıklarının
karelerinin en küçüğe indirgenmeye çalışılması, yani minimize edilmesi ile elde edilir.
Denklemde “
” tahmin edilen yanıt değişkendir.
Hatalar toplamı, doğrusal regresyon modelinde daima sıfırdır. Çünkü parametre
tahmininde amaç farkın minimize edilmesidir ve minimize edilen bu fark sıfıra
indirgenebilir yapıdadır. Bu durumda sapmaların karelerinin toplamı bulunarak yeni bir
fonksiyon oluşturulabilir.
Bu fonksiyonu minimize eden
ve
değerleri regresyon fonksiyonunun
ve
için tahmini değerlerini oluşturur. Bu değerlerin bulunması için kısmi türevler alınır.
19
Basit doğrusal regresyonda modeli oluşturmada kullanılan test “F Testi” ve R2
değeridir. Katsayılar 0’dan farklı mı, ve değişken modele önemli bir katkı yapıyor mu,
bunlar F test ve R2 değerleri ile belirlenir. R2 değeri anlamlılık(significance) düzeyini
ifade eder. Anlamlılık düzeyi modele dahil edilen bağımsız değişkenin bağımlı
değişkendeki değişimi ne derece etkilediğini belirler. Bağımlı değişkendeki değişimin
R2 kadar olan kısmını ilgili bağımsız değişken açıklamaktadır.
3.1.3. Lojistik Regresyon Modeli
Doğrusal(lineer) regresyon, yanıt değişkenin(y) kategorik bir yapıya sahip
olmadığı durumlarda bağımsız değişkenlerin, yanıt değişken üzerindeki etkisini
incelemede sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Logit analiz yönteminde ise hem bağımsız
değişkenler hem de bağımlı değişken(y) kategorik bir yapıya sahip olabilir. Örneğin;
hastanın yaşaması veya ölmesi, trafik kazasının olması veya olmaması, maçın
kazanılması veya kaybedilmesi gibi durumların oluşturduğu yanıt değişken türleri ile
ilgili yapılan incelemelerde logit analizi kullanışlı bir yöntemdir.
En küçük kareler yöntemine alternatif olan diğer bir analiz yöntemi olan
“Diskriminant” analizinin kullanılması için bütün değişkenlerin sürekli yapıda olması
gerekmektedir. Bir diğer yöntem “Log-lineer” analizde ise değişkenlerin hepsinin
kategorik yapıda olması gerekmektedir. Çalışmada lojistik regresyon yönteminin
kullanılmasının sebebi ise, veri setinin yapısı itibariyle hem kategorik hem de sürekli
değişkenlere sahip olmasıdır. Çalışmanın SPSS paket programı ile yürütülmesi ise
programın analiz metodunun ihtiyaç duyduğu kukla değişkenleri ve gerekli dönüşüm
prosedürlerini otomatik olarak türetebilmesidir.
Lojistik regresyonda bağımlı değişken ikilidir ve bernolli dağılıma sahiptir ve
genelde başarılı/başarısız hasta/hasta değil gibi nitel değişkenlerden oluşur. Logit model
bir olayın olup olmaması ile ilgili tahminde bulunulmasını ikili olasılık ile bağımsız
değişkenler seti kullanarak sağlar. Logit model, sonucun 1 ve 0 arasında çıkmasını
zorlayan ve doğrusal olmayan bir regresyon modelidir.
Bağımlı değişken nominal ölçekli bir değişken olduğunda, yani kategorik yapıya
sahip olduğunda EKK tekniği ile elde edilen tahminler yetersiz kalmaktadır. Çünkü
EKK’da tahmin edilen değişkenin normal dağılıma sahip olduğu varsayımı mevcuttur.
Bu durumda EKK’ya alternatif olarak kullanılabilen teknikler diskriminant ve lojistik
regresyon modelleridir. (Kalaycı, 2005)
20
Diskriminant analizinde bağımlı değişkenin yanı sıra bağımsız değişkenlerin de
sürekli yapıda ve normal dağılıma sahip olmaları gerekmektedir. Eğer bağımsız
değişkenler bu yapıya sahip değiller ise diskriminant analizi kullanılamaz. Lojistik
regresyon modeli için ise bu koşullara ihtiyaç yoktur.
Lojistik regresyonu doğrusal regresyon analizinden ayıran üç temel unsur
mevcuttur:
1.
Regresyon analizinde bağımlı değişken sayısal iken lojistik regresyon
analizinde kesikli bir değer olmalıdır.
2.
Regresyon analizinde bağımlı değişkenin değeri, lojistik regresyonda ise
bağımlı değişkenin alabileceği değerlerden birinin gerçekleşme olasılığı
kestirilir.
3.
Regresyon analizinde bağımsız değişkenlerin çoklu normal dağılım
göstermesi koşulu aranırken, lojistik regresyonun uygulanabilmesi için
bağımsız değişkenlerin dağılımına ilişkin hiçbir koşul gerekmez. (Hosmer &
Lemeshow, 2000)
Lojistik regresyon modeli şu şekilde oluşturulur:
logit fonksiyonu
yanıt değişken (tahmin edilen olasılık)
sabit katsayı
bağımsız değişken katsayısı
bağımsız değişken
hata terimi (Hosmer & Lemeshow, 2000)
Lojistik regresyon modelinin temelinde üstünlük oranları(odds ratios) mevcuttur.
Üstünlük oranı bir olayın gerçekleşme ihtimali ile gerçekleşmeme ihtimalini
karşılaştırır. Lojistik regresyon üstünlük oranının doğal logaritmasının alınması ile elde
edilir. Modelin parametrelerinin tahmininde ise en çok olabilirlik(maximum likelihood)
yöntemi sıklıkla kullanılır. Lojistik regresyon modelinin parametreleri, analitik olarak
21
elde edilemediğinden, iteratif bir yöntem olan maksimum olabilirlik (maximum
likelihood, ML) tekniğiyle tahmin edilmektedir. (Kalaycı, 2005)
Üstünlük oranları(ÜO) ve olasılıklar(P)(probabilities) aynı durumları farklı
açılardan değerlendirir. P(X=1) bir olayın olabilirliğidir ve “likelihood” olarak
adlandırılır. ÜO bir durumun olma olasılığının olmama olasılığına olan oranıdır. Logit
modelde de ÜO kullanılır. ÜO ile P arasındaki ilişki şu şekildedir:
P(X) bir olayın olma ihtimalini ifade eder ve alabileceği değerler 0 ile 1
arasındadır. ÜO(X) ise aynı olayın olma ihtimalinin olmama ihtimaline olan oranıdır ve
0 ile ∞ arasında değerler alabilir. P(X) 0,5 değerinde iken ÜO(X) 1 değerini alır. P(X) 1
değerini aldığında ise ÜO(X) sonsuza gider. ÜO’nın doğal logaritması (LnÜO) ile
dağılımdaki bu asimetri giderilmiş olunur. Logit terimi LnÜO’nın ifadesidir.
Tablo 1
P(X), ÜO(X) ve LnÜO(X) Arasındaki İlişki
P(X)
ÜO(X)
LnÜO(X)
0
0
-∞
0,5
1
0
1
+∞
+∞
Bu nedenle lojistik regresyon modelinde ÜO doğal logaritması alınarak
kullanılır.
veya
22
Bu eşitlikten P(X) olasılığına ulaşılmak istendiğinde ise aşağıdaki eşitliklere
ulaşılır.
Bir sınavda başarılı olma olayının cinsiyet ile olan ilişkisi ele alınarak teorik
kısım somutlaştırılabilir. Tablo 2’de sınavda başarılı olan ve olamayan öğrencilerin
dağılımı cinsiyet ayırımında sunulmuştur.
Tablo 2
Cinsiyete Göre Sınav Sonuçları
Sınav Sonucu
Cinsiyet
Başarılı
Başarısız
Toplam
Kadın
41
22
63
Erkek
35
16
51
Toplam
76
38
114
Dağılımdaki durum ortaya koymaktadır ki, sınıftaki bir kadının başarılı olma
üstünlük oranı başarısız olmasına göre 41/22=1,86’dır. Bir erkeğin ise başarılı olma
üstünlük oranı 35/16=2,19’dur. Bu iki değer oranlandığı zaman çıkan sonuç
0,85(1,86/2,19=0,85)’dir. Bu sonuç bir kadının başarılı olma olasılığının bir erkeğin
başarılı olma olasılığının 0,85 katı kadar olduğunu ortaya koymaktadır. Oranın pay
kısmına bir erkeğin başarılı olma üstünlük oranı alınarak üstünlük oranları
23
karşılaştırıldığında ise sonuç 1,18(2,19/1,86=1,18)’dir. Bu sonuç da bir erkeğin başarılı
olma oranının bir kadının başarılı olmasına göre 1,18 kat daha muhtemel olduğunu
göstermektedir.
Referans grubun Erkek olarak kabul edildiği modelde cinsiyet değişkeni erkek
olduğunda alacağı değer 0 olur. Değişken kadın olduğunda ise bu değer1’dir. Model şu
şekilde oluşturulur:
Tek değişkenli lojistik regresyon eşitliği:
Referans grup Erkek olduğundan,
katsayısı erkek grubunda başarılı olmanın
üstünlük oranının doğal logaritmasıdır.
katsayısı ise kadınların erkeklere göre başarılı olma üstünlük oranının doğal
logaritmasına eşittir.
Bu durumda tek değişkenli lojistik regresyon modeli şu şekilde oluşur:
3.1.4. Probit Model
Probit analizi lojistik regresyona alternatif olarak kullanılan bir modeldir. Her iki
analiz de birbirine oldukça benzerdir. Ve her iki yöntem ile elde edilen olasılık
tahminleri birbirine yakın değerdedir. Lojistik regresyon analizinde üstünlük oranları
kullanılırken probit analizinde kümülatif normal dağılım (cumulative normal
distribution) kullanılır.
24
Logit ve probit modelleri ikili (binary/dichotomous) dağılımına sahip olan
bağımlı değişkenler için kullanılır. Bu iki model dağılımları(distribution) bakımından
ayrışırlar. Logit modelde dağılım kümülatif standart lojistik dağılım(cumulative standart
logistic distribution,F) mevcut iken, probit modelin dağılımı kümülatif standart normal
dağılımdır(cumulative standart normal distribution, Φ). (Kalaycı, 2005)
Logit ile probit modelleri arasındaki tek fark modellerin olasılık dağılımına
ilişkin varsayımların farklılığıdır. Kümülatif lojistik olasılık fonksiyonu logit modelde
kullanılan dağılım türüdür.
İki düzey içeren bir sonuç değişkenin analizinde kullanılmak üzere önerilen
birçok dağılım fonksiyonu vardır. En yaygın kullanılan iki tanesi lojit ve probit
dönüşümleridir. Bunlardan lojistik dağılımı seçmek için de iki tane önemli neden vardır.
İlk neden, lojistik regresyon analizinde varsayım kısıtlaması olmamasından dolayı
kullanım rahatlığının yanı sıra analiz sonucu elde edilen modelin matematiksel olarak
çok esnek olması, ikinci neden ise kolay yorumlanabilir olmasıdır.(Atakurt1999)
3.1.5. Tobit Model
Bağımlı değişken için bazı gözlemlerde bilgi yok ise bu durumda beklenen değer
sıfır olamayacağı için EKK yöntemi tutarsız sonuçlar verir. Bu durumu aşmak için
James Tobin tarafından bulunan ve en çok olabilirlik(maximum likelihood) yöntemi
kullanan tobit modeli uygulanır.
Çalışmanın uygulandığı veri seti itibariyle bağımlı değişken ile ilgili eksik
gözlem
bulunmadığı
için
çalışmanın
modelleme
aşamasında
tobit
model
değerlendirmeye alınmamıştır.
3.1.6. Sapma
p -tane açıklayıcı değişkenin bulunduğu modelin önemliliğini test etmek için
Likelihood Oran Testi kullanılır. Bu testi yapmak için, doymuş model (mükemmel
uyumun sağlandığı) ile uydurulmuş modelin likelihood fonksiyonları oranlanır. “-2ln”
ile çarpılarak, sapma (deviance) adı verilen ki-kare dağılımına ve p-eğim katsayılarının
sayısına eşit serbestlik derecesine sahip bir istatistik elde edilir ve tablo değeri ile
karşılaştırılarak H0 hipotezinin kabul yada red edilmesine karar verilir.
25
H0 : Uydurulan model anlamsızdır.
H1 : Uydurulan model anlamlıdır.
şeklinde yazılır.
önemlilik düzeyinde
ise
kabul edilir ve modelin yetersiz
olduğu kararına varılır. (Hosmer & Lemeshow, 2000) Bu durum göstermektedir ki hiç
bir açıklayıcı değişken modele istatistiki olarak katkı sağlamamaktadır.
-2logL istatistiği modele katılan katsayıların anlamlılıklarını sınar. -2logL
istatistiği yaklaşık olarak ki-kare dağılımına uyduğundan, lojistik regresyon analizindeki
-2logL istatistiği, regresyon analizindeki hata kareleri toplamına benzemektedir. Model
verileri tam olarak temsil ederse olabilirlik 1 ve -2logL istatistiği sıfır olmaktadır. Bu
nedenle daha küçük -2logL istatistiği her zaman daha iyi bir modeli göstermektedir.
(Kalaycı, 2005)
3.1.7. Hosmer ve Lemeshow Uyumun İyiliği Testi
Hosmer ve Lemeshow tarafından 1980-1982 yıllarında geliştirilen bu test
istatistiği tahmin edilen modelin çalışılan veri setine ne kadar uygun olduğunun bir
ölçüsü olarak kullanılmaktadır.
Hosmer-Lemoshow uyumun iyiliği testi,
, (g-2) serbestlik dereceli ki-kare
dağılımına sahiptir. Burada g, yapılan gruplama sayısını göstermektedir. Gruplama
tahmin edilen yanıt değişkenin değerlerinin sıralanması sonrasında belli sayıda
kümelemenin yapılması ile elde edilir. Bu çalışmada g=10 olarak paket program
vasıtası ile belirlenmiştir.
değeri
değerinden küçükse, yani Significance
değeri ’dan büyük ise model uyumu iyidir.
3.1.8. Modeldeki Katsayılar İçin Önemlilik Testi
Modeldeki katsayıların önemliliğinin test edilmesi için kurulacak hipotez testi
aşağıdaki gibidir:
H0 :
(
nin modelde önemli bir katkısı yoktur.)
H1 :
(
nin modelde önemli bir katkısı vardır.)
26
Modeldeki katsayıların önemliliğinin test edilmesi için çeşitli yöntemler
bulunmaktadır:
LR (Likelihood Ratio) Testi:
Wald Testi:
Score Testi:
Bu çalışmada wald testi kullanılmıştır.
Karar Kuralı: Eğer yukarıdaki istatistikler
H0 reddedilir. Bu durum,
ise, α önemlilik düzeyinde
nin modelde önemli bir katkısı olduğunu ortaya koyar.
Dikkat edilmesi gereken önemli bir husus ise şudur: Lojistik regresyonda model
oluşturulurken bazı durumlarda bir açıklayıcı değişken istatistiksel olarak modelde
önemli bulunmasa bile, “sezgisel” olarak önemli ise modele katılabilir. (Hosmer &
Lemeshow, 2000)
3.1.9. Adımsal Model Seçim Yöntemleri
Bütün katsayıların sıfıra eşit olup olmadığı hakkında kesin bir yargıya varmadan
önce tüm katsayıların ayrı ayrı Wald test istatistikleri değerlendirilerek önem dereceleri
incelenebilir. Wald değerine bakarak önemsiz olduğuna karar verilen değişkenler
modelden çıkartıldıktan sonra geriye kalan değişkenlerden model oluşturulup tekrar
genel modelin istatistik değerine bakılır. Böylece değişkenleri kesin olarak modelden
çıkartmak konusunda kesin karar verilebilir.
27
İleriye Doğru Seçim (Forward Stepwise (Wald))
İleriye doğru seçimde lojistik regresyon denklemine ilk giren değişken, verilen
bir istatistiki ölçüt tarafından ölçülmek suretiyle gruplar arasındaki en iyi ayrımı
sağlayandır. Bir sonraki adımda, fonksiyona giren değişken bahsedilen istatistiki ölçüt
tarafından ölçülmek suretiyle lojistik regresyon denklemine ilave maksimum ayırıcı
gücü ekleyen değişkendir. Yöntem, lojistik regresyon denklemine dahil edilecek ilave
değişken kalmayana kadar devam eder.
Geriye Doğru Seçim (Backward Stepwise (Wald))
Geriye doğru seçim lojistik regresyon denkleminde tüm değişkenlerin
bulunmasıyla başlar. Her bir adımda verilen istatistiki kriter tarafından ölçülmek
suretiyle ayırıcı güçte en az miktarda azalmayı sağlayacak olan değişken çıkarılır.
Yöntem, daha fazla değişken atılamayana kadar devam eder.
3.1.10. Rezidüler
Yanıt değişkene ait gözlemlerin gerçekleşmiş ve tahmin edilmiş değerleri
arasındaki farka rezidü(artık) denir.
i-nci gözleme ait gerçekleşmiş değeri
ise aynı
gözleme ait tahmin edilmiş değeri göstermek üzere rezidü,
şeklinde gösterilir. Rezidülerin incelenmesi etkin ve aykırı gözlemlerin belirlenmesinde
önemli bir role sahiptir.
eşitliği ile verilen ham rezidünün kullanılması
yanıltıcı olabilmektedir. Bunun yerine, lojistik regresyon için sapma rezidü ve Pearson
rezidü kullanımı önerilmiştir. (Agresti, 2002) Sapma rezidü, her bir gözlemin sebep
olduğu değerinin ölçüsüdür. Yani, modelin anlamlı olmasına katkısının ölçüsüdür.
Pearson rezidü ise, ham rezidünün varyansına bölümüyle elde edilmekte olduğundan
ham rezidüye göre daha kullanışlı olmaktadır.
Bu rezidülere bağlı olarak çeşitli grafikler oluşturulabilir. Ve bu grafikler
üzerinde kötü uyum sağlayan gözlemler belirlenebilir (Hosmer & Lemeshow, 2000):
ye karşın
grafiği
ye karşın
grafiği
ye karşın
grafiği
28
Bu çalışmada kullanılan SPSS programı vasıtası ile
ve
değerleri
hesaplanmıştır.
SPSS çıktılarında bulunan standartlaştırılmış rezidü değerini
karesine eşittir.
ise SPSS çıktılarında bulunan Studentized rezidünün karesine
eşittir.
değerleri ise SPSS çıktısındaki Cook değerleridir.
29
IV. BÖLÜM
BULGULAR VE YORUM
4.1. Çalışmada Kullanılan Veri Seti
Çalışmada ortaya konan sonuçlara ulaşma süreci öncelikle Çukurova bölgesinde
faaliyet gösteren iş yerlerinin incelenmesi ile başlanmıştır. Çalışmanın ve çalışma
neticesinde ulaşılacak sonuçların sağlıklı olabilmesi için öncelikle sağlıklı verilere
ihtiyaç duyulmakta idi. Bunun için, öncelikle bölgedeki imalat sanayi işletmeleri
incelendi ve istenilen yapıda veriye sahip olması muhtemel bazı işyerleri ile temasa
geçildi. Bu aşamada bölgenin 3 büyük fabrikası ile görüşüldü. Verilerin gizliliği bütün
işyerleri için önemli bir husus olmakla birlikte sağlanan verinin kapsam ve kalitesini de
çok etkilemekteydi. Firmalar siparişleri ile ilgi detaylı bilgileri vermekten imtina
etmektedirler. Yapılan görüşmeler sonucunda bir firma ile anlaşılmış ve istenilen
bilgilerin niteliği ve çerçevesi işyeri yetkilisine sunulmuştur. İşyeri yetkilisi bir süre
istenilen verilerin sağlanması için çalışmış ve daha sonra kararlaştırılan bir zamanda
tekrar görüşülerek muhtemel veriler üzerine tartışılmış ve fikir alışverişi yapılmıştır.
Sonuç olarak firmadan 2006-2010 yıllarını kapsayan 5 yıllık bir döneme ait
veriler detaylı bir şekilde alınmıştır. Veriler alınırken firma, verilerin gizliliği
konusunda bilgilendirilmiş ve ikna edilmiştir.
Veri setinde bulunan satırlar siparişleri, sütunlar ise o sipariş ile ilgili
değişkenlerin durumunu göstermekteydi. Kullanılacak olan istatistikî metodun çalışma
doğrultusunda anlamlı olması için sahip olması gereken şartlara ulaşmak açısından veri
seti mümkün olduğu kadar geniş tutulmuştur. Yapılan çalışmalar neticesinde 2008 yılı
verilerinin kapsam bakımından geniş olması ve boş değerlerin az olması nedeni ile en
anlamlı sonuçları vereceği ve modelin en uygun olarak bu yıl verileri ile mümkün
olacağı düşünülerek bu veri setinde karar kılınmıştır. Veri setinin ilgili olduğu dönem
gibi, sipariş değişkenlerinin de incelenmesi gerekmekteydi. Bir siparişin bütün
değişkenleri metoda uygun olmayabileceği gibi, teorik olarak modelin geliştirilmesinde
uygun olabileceği düşünülen değişkenler de anlamlı çıkmayabilmektedir. Öncelikle
30
siparişlerle ilgi değişkenler ayıklanmış ve 6 adet değişkenin model oluşturmada teorik
olarak üzerinde çalışılabilir olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu değişkenler;
X1: Sipariş Edilen Ürün Tipi
X2: Sipariş Edilen Ürün Tipinin Üretildiği Vardiya Sayısı
X3: Sipariş Süresi
X4: Sipariş İle İlgili Paketleme Koşulu
X5: Siparişin Üretiminin Gerçekleştiği Sürecin Kalitesi
X6: Sipariş Edilen Ürün Miktarı
Y: Siparişin Gecikme Durumu
olarak belirlenmiştir. Görüldüğü gibi bu değişkenlerden 4’ü, X1, X3, X4 ve X6,
alınan sipariş ile dışarıdan sağlanan veriler iken 2’si, X2 ve X5, işletmenin iç
dinamikleri ile ilgili değişkenler olup işletmenin yapısı ile elde edilen verilerdir. Bu
değişkenlerden X2 siparişin alınması ile belirlenirken, X5 ancak siparişin üretimi
neticesinde elde edilebilinen bir değişken özelliği göstermektedir. Bu durum kullanılan
yöntemin çok farklı yapıda değişken ile yürütülebileceğini göstermektedir.
4.2. Açıklayıcı Değişkenler
4.2.1. Sipariş Edilen Ürün Tipi(X1)
Çalışmada işbirliği yaptığımız firma gizlilik koşulları çerçevesinde çok çeşitli
olan ürünlerinin bilgilerini ana başlıklar altında 5 ürün tipinde toplayarak vermiştir.
Zaten istatistikî modelin oluşturulması bakımından ürün çeşitliliğinin çok fazla olması
modelin anlamlılığı açısından dezavantaj oluşturabilecek idi. Zira bu durumda her
ürünün kendine has özelliklerinden kaynaklanan durumu toplama yansıtmak zor
olacaktı. Böyle bir durumda her ürün için ayrı model oluşturmak gerekecekti ki üretilen
ürünün sayısının 100’ü geçtiği firmada bunu yürütmek için ayrı çalışmalar yapmak ve
anlamlı verilere ulaşmak gerekecekti ki her ürün için anlamlı modele ulaşabilme
ihtimali çok düşüktü. Bunun sebebi ürün çeşitliliğinin fazla ancak o ürünle ilgili sipariş
sayısının yeteri kadar çok olmamasıdır.
31
4.2.2. Sipariş Edilen Ürün Tipinin Üretildiği Vardiya Sayısı(X2)
Önceki kısımda bahsedilen ürün çeşitliliklerin ilişkili olduğu bir diğer unsur da
ilgili ürün tipine karşılık gelen üretim vardiyası sayısıdır. 5 ürün tipinin karşılığı olan
vardiya sayıları da 1,2,3 değerleri ile kategorik bir şekilde modele dahil edilmiştir.
4.2.3. Sipariş Süresi(X3)
Bir sipariş ile ilgili olarak en önemli değişkenlerden birisi ve diğer
değişkenlerden farklı olarak, her siparişte bulunması beklenen unsur siparişin
gerçekleştirilebilmesi için işletmenin sahip olduğu süredir. Müşteriler kendi faydalarını
da sağlama bakımından belli bir süre içinde siparişlerinin gerçekleştirilmesini beklerler.
Veri setini edindiğimiz firmamızın ürünleri de genel olarak başka ürünlerin üretim
sürecine giren mamüller olduğu için bu mamülleri tedarik etmek isteyen sürekli
müşteriler ise, ekonomik sipariş miktar ve sürelerini de göz önünde bulundurarak
siparişlerini en optimum düzeyde vermeye çalışmaktadırlar. Bununla birlikte kimi
zaman öngörülemeyen sebeplerden dolayı sipariş süresi sıkıntılar da doğurabilmektedir.
Bu bakımdan sipariş süresi istatistiki modelleme sürecinde önemli rol oynaması
muhtemel değişkenlerden biridir. Veri setimizde sipariş süreleri genel itibariyle sipariş
miktarı ile doğru orantılı bir görünümde hareket etmekte ve 10 ile 67 arasında değerler
almaktadır.
4.2.4. Sipariş İle İlgili Paketleme Koşulu(X4)
Paketleme koşulu siparişi veren firmaların o ürünle ilgili isteklerinden birini
oluşturmaktadır. Esasında siparişler ile ilgili olarak ürünlerle ilgili beklentiler çok
çeşitlidir. Fakat bütün üretim ve siparişler değerlendirmeye alındığında görülmüştür ki
paketleme koşulu, olumlu ve ya olumsuz, her siparişte bulunan bir unsur durumundadır.
Bu bakımdan modellemede kullanılması uygun görülmüştür. Sipariş üretim sürecinin
önemli bir parçası olan paketlemenin isteniyor olması, olmadığı duruma göre farklı bir
süreç doğurduğumdan üretimin süresi üzerinde etkili olmakta bu da siparişin zamanında
karşılanabilmesi açısından önemli bir rol oynamaktadır.
32
4.2.5. Siparişin Üretiminin Gerçekleştiği Sürecin Kalitesi(X5)
Süreç kalitesi de üretimin gerçekleştirildiği toplam süreyi etkileyen faktörlerden
biridir. Örnek olarak 95 adet ürünün siparişinin verildiği bir süreçte üretimin
gerçekleştirildiği sürecin kalitesi %95 ise bu %5 fire anlamına gelmektedir. Bu da 5
adet ürüne karşılık gelen bir fire anlamını taşır. Sonuç olarak her ne kadar 95 ürün
üretilmiş olsa da 100 ürünün üretilmesine karşılık gelen kaynak ve zaman harcanılmış
olacaktır.
Bu
bakımdan
üretim
sürecinin
kalitesi
de
siparişin
zamanında
karşılanabilmesi bakımından önemlidir. Süreç kalitesinin kötü olduğu zamanlarda
gecikmelerin olması muhtemel iken, kalitenin iyi olduğu süreçlerin zamanında
tamamlanabilmesi daha mümkündür.
4.2.6. Sipariş Edilen Ürün Miktarı(X6)
Belki de bir siparişteki en önemli değişken olarak sipariş edilen ürün miktarı
gösterilebilir. Bu değişken her siparişte muhakkak olması gereken unsur olmakla
birlikte siparişin zamanında üretilip karşılanabilmesi açısından da büyük rol oynar. Her
ne kadar, bütün değişkenlerde de olduğu gibi, anlamlılığı belirleyebilmek önemli ise ve
her sipariş veri setinde farklı değişkenler anlamlı çıkabiliyorsa da, miktar değişkeni
üretici firma için sipariş alındığı esnada en dikkat çekici veri olmayı sürdürmektedir.
İşletmeler faaliyet stratejileri açısından belli çizgilere sahip olsalar dahi sipariş
değişkenlerinin anlamlılığını, gerekli istatistiki çalışmaları yapmadan, bilemeyecekleri
için, genel olarak algılarında sipariş miktarı unsuru hep önemli bir yer edinmektedir.
Örneğin, büyük bir sipariş için uzun zaman ve küçük siparişler için nispeten kısa zaman
beklentisi, firma stratejileri ile de yönlendirilerek sağlanabilecek durumlardır. Fakat bu
yönlendirmeler, ne kadar katı kurallara sahip olursa olsun, diğer değişkenler göz önünde
bulundurulmadığı sürece başarıyı sağlamak durumunda değildir.
4.3. Yanıt Değişken
4.3.1. Siparişin Gecikme Durumu(Y)
Veri setinin son sütununda ilgili siparişin gecikme durumu belirtilmiştir. Lojistik
regresyon modeline uygunluğu açısından, Y değişkeni ikili dağılıma sahiptir. Siparişin
zamanından gerçekleşmesi durumu 0 ile, siparişin gecikmesi durumu ise 1 ile
33
gösterilmektedir. Analiz çalışmaları neticesinde de siparişin tahmin edilen gecikme
durumu 1 ve 0 olarak belirtilmeye devam edilecektir.
4.4. Veri Seti Üzerinde Ön Çalışma
Yapılan ön çalışma neticesinde belirlenen bu değişkenler analiz sürecinde
değerlendirilmeye başlanmıştır. Öncelikle bu değişkenlerin oluşturduğu veri seti direkt
olarak analiz sürecine dahil edilmiştir. İlk analiz sonuçları aslında beklendiği üzere
anlamlı sonuçlar vermemiştir. Zira bütün yıl verilerinin değerlendirilmeye sokulduğu bu
çalışmada, sipariş süresi(X3) ve sipariş edilen ürün miktarı(X6) değişkenlerinin skalası
çok geniş olduğu için tahmin imkanını güçleştirmiştir. Bu değişkenler düşük değerlerde
çok, yüksek değerlerde ise çok az gözlem sayısını oluşturmaktadır. Zaten yaklaşık
değerlerdeki birçok gözlemde gecikmelerin olup olmaması değişkenin gecikme ihtimali
üzerindeki etkisini de en az seviyeye indirmektedir. Değişkenler bu hali ile sürece
sokulduğunda baskın rol oynamışlardır ve diğer değişkenlerin etkinliğini azaltmışlardır.
Bu nedenden dolayıdır ki tahmin fonksiyonunda etkinlikleri düşük değerlerde kalmıştır.
4.5. Veri Setinin Analizi
4.5.1. Altı Değişken İle Analiz
Bahsi geçen sebeplerden ötürü yıllık veri seti X6 değişkeni üzerinde yapılan
çalışma neticesinde 331 gözlemlik bir sete indirgenmiştir. Veri seti SPSS 15.0 istatistik
paket programı ile analiz edilmiştir. Veriler programa eklendikten Analyze-RegressionBinary Logistic seçenekleri ile lojistik regresyon için iletişim penceresine ulaşılmıştır.
Logistic Regression iletişim penceresinde öncelikle Y değerlerinin bulunduğu
sütun bağımlı değişken olarak belirlenmiştir. Y sütunu 1 ve 0 değerlerinden oluşan ve
X1,X2,X3,X4,X5 VE X6 değişkenleri karşılığında sipariş neticesini gösteren veri
setidir. Y=1 siparişteki gecikmeyi Y=0 ise siparişin zamanında neticelendirildiğini
göstermektedir.
Bu aşamada bağımlı değişkenin belirlenmesinden sonra analiz sürecine girecek
olan bağımsız değişkenlerin de belirlenmesi sağlanır. Öncelikle 6 değişkenin hepsi
analiz sürecine sokulmuştur.
34
Save seçeneği ile, analiz sonunda veri setindeki her bir gözlem için beklenen
olasılıkları ve 0.5 eşik değeri kullanılarak bu olasılıklara karşılık gelen 0 yada 1 grup
üyelikleri tablosunun çıktı olarak elde edilmesi sağlanmıştır.
Options seçeneği ile analizin hangi kıstaslarla yapılması istendiği ve analiz
sonunda görmek istenilen sonuçların neler olduğunu seçilmiştir.
Bu pencerenin en alt kısmında işaretlenen seçim, olasılık fonksiyonunda sabit
değerin istendiğini göstermektedir. Bu pencerede aynı zamanda, istatistiki süreç için
tercih edilen güven aralığı da belirlenebilmektedir. Çalışmada %95’lik bir güven aralığı
tercih edilmiştir. Correlation of estimates seçeneği ile değişkenler arasındaki korelasyon
görülmek istenmiştir. Hosmer-Lemeshow goodness-of-fit seçeneği ile de yöntem
bölümünde anlatılan ve modelin uygunluğunda belirleyici olan Hosmer-Lemeshow test
sonucu görülmek istenmiştir.
Bu seçenekler ile analiz modülü çalıştırıldığında Output(sonuç) penceresine
ulaşılır. İstenilen bütün analiz sonuçları bu pencerede sunulmaktadır.
Bu sonuçlar çalışmanın önceki kısımlarında bahsi geçen modelin anlamlılığı ile
ilgili yol gösterici testlerdir.
Tablo 3.
X1, X2, X3, X4, X5 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood
Değeri
Olabilirlik(likelihood), yöntem kısmında anlatılan ve modelin anlamlılığını
sınayan istatistiktir. -2 Log lilekihood ise lojistik regresyon modellerinde kullanılan test
yöntemidir. Serbestlik derecesi ve güven aralığı kullanılarak
tablosundaki değer,
test sonucunda çıkan değer ile karşılaştırılır ve -2 Log likelihod değeri yüksek ise
modelin anlamlılığı kabul edilir. Bu modelde serbestlik derecesi 6 ve güven aralığı
35
0,05’dir. Bunlara karşılık gelen
’dur. -2 Log likelihood değeri bu
değerden yüksektir ve bu nedenle model anlamlıdır.
Tablo 4’deki Hosmer and Lemeshow Test yine çalışmanın yöntem kısmında
bahsi geçen analiz yöntemlerindendir. Bu testte Chi-square değerinin düşük
Significance değerinin ise en az 0,05’den büyük olmak koşulu ile yüksek olması
uyumluluğun iyiliğini arttıran unsurlardır.
Tablo 4
X1, X2, X3, X4, X5 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Hosmer ve Lemeshow
Test Sonuçları
Tablo 5’te sunulan Variables in Equation tablosu modelde hesaba katılacak
olan değişkenlerin model denklemine ne kadar etkide bulunacaklarını ortaya koyar.
Şeklin B sütununda, ilgili değişkenin model denklemindeki katsayısını göstermektedir.
X6 değişkeni için hesaplana katsayı 0,000 olarak görülmektedir. Bunun nedeni tablo
sunumunda sayıların virgülden sonra 3 basamak olacak şekilde gösterimin yapılmasıdır.
Output penceresinde bu tabloda istenilen sayının üzerine çift tıklandığında sayının
gerçek değerine ulaşılabilmektedir. Tabloda dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise
değişkenlerin her biri için hesaplanan Significance değerleridir. Bu değerler hangi
değişkenlerin anlamlı olduğu konusunda yönlendirmede bulunur. Güven aralığının %95
olarak kabul edildiği çalışmada Significance değerinin % 5’in altında değerler
hesaplanan değişkenleri anlamlı kabul edilmiştir. Buna göre X3, X4 ve X6 değişkenleri
anlamlı olarak belirlenmiştir. Bir başka deyişle Sipariş Süresi, Şipariş İle İlgili
Paketleme Koşulu ve Sipariş Edilen Ürün Miktarı ilgili siparişin gecikme ihtimali
üzerinde en çok etkisi olan unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır.
36
Tablo 5
X1, X2, X3, X4, X5 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Değişken Katsayıları
Bu aşamada yapılması gereken, analiz modülünün bu değişkenler üzerinden
tekrar çalıştırılmasıdır. Çünkü anlamsız olan değişkenlerin dahil edildiği bir model
denklemi yanılgılara sebep olabilir. Anlamsız değişkenlerin çıkarılması ile elde edilecek
olan model denklemi ise daha sağlıklı sonuçlar verecektir.
4.5.2. X3, X4 ve X6 Değişkenleri İle Analiz
X3, X4 ve X6 değişkenleri ile yapılan analizin test sonuçları Tablo 6, Tablo 7 ve
Tablo 8’de sunulmuştur.
Tablo 6’da görüldüğü üzere -2 Log likelihood değeri 406,752 çıkmıştır.
olduğundan model anlamlı çıkmaktadır.
Tablo 6
X3, X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood Değeri
37
Hosmer ve Lemeshow test sonuçları göstermektedir ki, 3 değişkenli analizde
modelin uygunluk derecesi azalmıştır. Significance değeri 0,061’e düşmekle birlikte,
0,05’den büyük olduğu için halen anlamlı durumdadır. Bununla birlikte Chi-square
değerindeki artış da bu durumu desteklemektedir. Sonuç tamamı ile analize giren
değişkenlerin modele uygunluğu ile alakalı olmakla birlikte, modelin uygunluğunun
azalması değişkenlerin tahmin etme sürecindeki anlamlılığını olumsuz yönde
etkilemeyecektir. Bu durumu Tablo 7’de görmek mümkündür.
Tablo 7
X3, X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Hosmer ve Lemeshow Test
Sonuçları
Tablo 8’de görüldüğü üzere bu 3 değişkenin model içindeki anlamlılığı devam
etmektedir. Test sonucunda da görülmektedir ki X3 değişkeninin Significance değeri
0,003’den 0,005’e yükselirken X4 değişkeni için bu değer 0,004’den 0,002’ye
düşmüştür. X6 için ise değer 0,008’den 0,015’e çıkmıştır. Bu durum X4’ün
anlamlılığında artış, X3 ve X6 için ise azalış olarak yorumlanabilir. Fakat önem
düzeyinin %95 kabul edildiği çalışmada modelin anlamlılığı sürmektedir.
Tablo 8
X3, X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Değişken Katsayıları
38
Test sonucu elde edilen katsayılar da değerlendirildiğinde logit fonksiyon şu
şekilde oluşmaktadır:
Buradan tahmin fonksiyonuna şu şekilde ulaşılır:
Örnek olarak 20 günlük süresi olan ve paketlemenin istendiği 25000 birimlik bir
siparişin zamanında gerçekleme ihtimali şu şekilde hesaplanır:
Bu
sonuç
örnek
gerçekleştirilemeyeceğini,
olarak
%47
verilen
ihtimalle
siparişin
ise
%53
zamanında
ihtimalle
zamanında
gerçekleştirileceğini
göstermektedir. Bu aynı zamanda siparişin %53 ihtimalle gecikeceği anlamına
gelmektedir. Tahmin fonksiyonunun ilgili sipariş değişkenleri ile yanıt değişkenin
beklenen değeri 1 ve 0 arasında değer alır. Bu değer 1’e ne kadar yaklaşırsa ilgili
39
siparişin gecikme ihtimali artacaktır. Örnek siparişteki sonuç ise 1’e daha yakın bir
değer aldığı için tahmin neticesinde siparişin gecikeceğini belirtmek uygun olacaktır.
X3 ve X6 değişkenlerini sabit tutup paketleme koşulunu 0 olarak
değiştirdiğimizde ise bu oran %33’e düşmektedir.
Bu durum siparişin %67 ihtimalle zamanında gerçekleşeceği anlamına gelir. Bu
durumda tahmin edilen sonuç 0,3329 0,5 eşik değerinin altında olduğu için yanıt
değişkenler eşik değerine bağlı olarak 1 ve 0 olarak sınıflandırıldığında bu örnek için 0
grubunda olur ki bu da gecikme olmayacak anlamına gelir.
Görüldüğü gibi, paketleme koşulu, test sonuçlarında da ortaya çıktığı gibi,
siparişin gecikme ihtimalini arttırıcı bir yönde sonuç vermiştir. Paketleme koşulu
ortadan kalktığında siparişin gecikme ihtimali belirgin bir şekilde düşmüştür. Bu durum
paketleme koşulunun siparişin gecikme ihtimali üzerindeki etkisinin, modele dahil
edilmesini gerektirdiğini ortaya koyan bir kanıttır.
İlk örnekteki, yani açıklayıcı değişkenlerin X3=20 X4=1 ve X6=25000 olduğu
örnekte X3 değişkeninin değeri değiştirildiğinde ise faklı bir durum ortaya çıkmaktadır.
Sipariş süresi 15 güne düşürüldüğünde siparişin gecikme ihtimali %45’e
düşmektedir. Benzer şekilde bir durum, diğer değişkenler sabit tutulup, miktar değişkeni
üzerinde oynama yapıldığında da görülmektedir. Örneğin, sipariş miktarı 15000’e
düşerse gecikme ihtimali %43’e düşecektir.
40
Sipariş süresi ve paketleme koşulu sabit iken sipariş edilen ürün miktarındaki
azalışın siparişin gecikme ihtimalini azaltması beklenen bir sonuç denilebilir. Buna
karşın, diğer değişkenler sabit tutulup, sipariş süresi kısaltıldığında siparişin gecikme
ihtimalinin azalması mantıklı görünmemektedir. Aynı sipariş miktarında, işletmenin o
siparişi üretmek için daha fazla süreye sahip olması, normalde o siparişin gecikme
ihtimalinin düşmesine sebep olması gerekirken model bu değişkenle ilgili olarak farklı
sonuçlar vermektedir.
Yapılan uygulamalı örnekler, bu tip çalışmalarda sıkça karşılaşılabilecek bir
durumu ortaya çıkarmıştır. İki açıklayıcı değişken arasında yüksek korelasyon varsa bu
iki değişken arasında iç ilişki (collinearity) vardır. İç ilişkinin var olması durumunda ise
tahminler yanlıtıcı olur.(Montgomery ve ark.,2001) Örnekte de ortaya koyulduğu gibi
tekil olarak değerlendirildiklerinde X3 ve X6 değişkenlerindeki artış durumunda
siparişin gecikme olasılığı artmaktadır. Fakat mantıksal açıdan yaklaşıldığında X6
sabitken X3’deki artışın, siparişteki gecikme ihtimalini düşürmesi gerekmektedir. Buna
karşı formülde yerine koyulduğunda değişkenler bu şekilde hareket etmektedir. Aksi
yönde siparişin gecikme ihtimali artmaya devam etmektedir. Bunun sebebi X3 ve X6
değişkenler arasındaki iç ilişkidir. Değişkenler arasındaki yüksek ilgileşim ve işletmenin
sipariş ile ilgili koymuş olduğu süre önkoşulu buna sebep olmuştur. Firmanın belli
büyüklükteki siparişleri belli sürelere göre kabul etmesi böyle bir sonuç ortaya
çıkarmıştır. Bahsi geçen durumu kanıtlayan korelasyon matrisi Tablo 9’da
sunulmaktadır.
41
Tablo 9
X3, X4 ve X6 Değişkenleri Korelasyon Matrisi
Cor relation Matrix
Step
1
X3
X4
X6
X3
1,000
-,488
-,864
X4
-,488
1,000
,200
X6
-,864
,200
1,000
Korelasyon matrisinde görüldüğü üzere X3 ve X6 değişkenlerinin mutlak değeri
“1” yakındır. Bu değer iki değişken arasındaki yüksek ilgileşimin bir göstergesidir ve
Montgomery ve arkadaşlarının bahsettiği iç ilişkiye neden olmaktadır.
Sorunu aşmak için yapılması gereken, iç ilişkiye sahip bu iki değişkenin
birinden vazgeçmektir. Bu şekilde oluşturulacak iki modelden anlamlılığı fazla olanın
tahmin modeli olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda öncelikle X4 ve X6
daha sonra ise X3 ve X4 değişkenleri kullanılarak model tekrar oluşturulmuştur.
4.5.3. X4 ve X6 Değişkenleri İle Analiz
Tablo 10
X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood Değeri
olduğu için model -2 Log likelihood testinden anlamlı olduğu
yönde sonuç vermiştir.
42
Tablo 11
X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Hosmer ve Lemeshow Test Sonuçları
Bu analiz neticesinde anlamlı bir model oluşturulabilmektedir. Test sonuçları bu
doğrultuda neticelenmiştir. Fakat modelin Tablo 11’de sunulan, Hosmer ve Lemeshow
testine göre uyumluluğu yeterli seviyede çıkmamıştır.
Tablo 12
X4 ve X6 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Değişken Katsayıları
Bu test sonuçlarına göre model şu şekilde oluşmaktadır:
43
4.5.4. X3 ve X4 Değişkenleri İle Analiz
Tablo 13
X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood Değeri
Bu modelde de
olduğu için model -2 Log likelihood testinden
anlamlı olduğu yönde sonuç vermiştir. Tablo 13 bu sonuca ulaşılmasını sağlamaktadır.
Tablo 14
X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Hosmer ve Lemeshow Test Sonuçları
Tablo 14’te sunulan test sonuçlarına göre ikinci modelin daha anlamalı olacağı
gözlemlenmektedir. Hosmer ve Lemeshow test sonuçları birinci modele göre daha
anlamlı sonuçlanmıştır. Chi-square değeri 22,151’den 7,958’e düşerken Significance
değeri ise 0,005’den 0,438’e yükselmiştir.
Tablo 15
X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu Modelin Değişken Katsayıları
44
Tablo 15’te sunulan değişken katsayılarından da anlaşılacağı üzere, sonuç olarak
X3 değişkeninin 0,091 X4 değişkeninin ise 0,702 katsayılarına sahip olduğu ve -2,865
sabit değerine sahip bir denklem ile şu şekilde bir modele ulaşılmaktadır:
Tahmin edilen logit fonksiyonu:
Tahmin edilen model:
4.6. Seçim Metodları İle Model Tahmini
4.6.1. İleriye Doğru Seçim Metodu
Çalışmanın yöntem bölümünde bahsi geçen ileriye doğru seçim metodunu
sipariş veri seti üzerinde de uygulamak mümkündür. İleriye doğru seçim metodu iki
yönlü olarak uygulanabilmektedir. İleriye doğru seçim metodunda iterasyon yöntemi ile
öncelikle en anlamlı değişken hesaplanır. İkinci adımda bu değişkenin yanına
uygunluğu arttıracak şekilde en anlamlı ikinci değişken eklenir. Daha sonraki adımlarda
da aynı hesaplama uygulanır ve wald değerine göre eşik değerinin üstünde kalan
değişkenler modele eklenir. İleriye doğru seçim metodu sonuçları Tablo 15’te
sunulmuştur.
45
Tablo 16
İleriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin Değişken Katsayıları
Variables in the Equation
Step
a
1
X3
Cons tant
X3
X4
Cons tant
Step
b
2
Step
c
3
X3
X4
X6
Cons tant
B
,069
-2,014
,091
,702
S.E.
,020
,437
,022
,259
Wald
12,270
21,261
17,440
7,347
-2,865
,549
,068
,830
,000
-3,094
,024
,268
,000
,581
df
1
1
1
1
Sig.
,000
,000
,000
,007
Ex p(B)
1,071
,133
1,095
2,018
27,285
1
,000
,057
8,058
9,620
5,887
28,320
1
1
1
1
,005
,002
,015
,000
1,071
2,294
1,000
,045
a. Variable(s ) entered on step 1: X3.
b. Variable(s ) entered on step 2: X4.
c. Variable(s ) entered on step 3: X6.
Tablo 16’te görüldüğü üzere ileriye doğru seçim metodunun ilk hesaplamasında
X3 değişkeni en anlamlı çıkmıştır. İkinci adımda X4 değişkeni de modele dahil
edilmiştir. Üçüncü adımda ise X6 değişkeninin anlamlılığının modelin uygunluğunu
arttıracacak şekilde modele dahil edilebilecek düzeyde olduğu hesaplanarak eklenmiştir.
Model oluştururken SPSS programı dördüncü adımı uygulamaya gerek görmemiştir.
Bunun sebebi kalan değişkenlerin eşik değerini geçememesidir.
Tablo 17
İleriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin Hosmer ve Lemeshow Test
Sonuçları
Hos m e r and Lem e show Te st
Step
1
2
3
Chi-s quare
5,751
7,958
14,915
df
8
8
8
Sig.
,675
,438
,061
Hosmer ve Lemeshow testi sonuçlarına göre ilk adımın Chi-square değeri 5,751
Significance değeri ise 0,675 çıkmıştır. Bu değerler uygunluğun çok üst düzey
olduğunun göstergesidir. İkinci adımda ikinci değişkenin eklenmesi ile Chi-square
46
7,958’e düşerken Significance değeri 0,438’e düşmüştür. Üçüncü adımda bu değerin
0,061’e düştüğü görülmektedir. Üçüncü değişkenin de eklenmesi uygunluğu istenilen
aralıkta tutmuştur. Significance değerinin son adımda çok düşmesine rağmen 0,05’in
üstünde olduğu için bu teste göre modelin uygunluğu halen devam ediyor denilebilir.
Tablo 18
İleriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood Değerleri
Model Sum m ary
Step
1
2
3
-2 Log
Cox & Snell
likelihood
R Square
420,818a
,041
413,232a
,063
a
406,752
,081
Nagelkerke
R Square
,056
,086
,111
a. Es timation terminated at iteration number 4 bec aus e
parameter es timates c hanged by less than ,001.
İleriye doğru seçim metodunun model özetinde(Tablo 18) de görüldüğü üzere
modelin bütün adımlarında anlamlılık gözlemlenmektedir.
Buna göre model şu şekilde oluşmuştur:
Bu model daha önceki kısımlarda X3, X4 ve X6 değişkenleri ile ulaşılan sonuç
ile aynıdır.
4.6.2. Geriye Doğru Seçim Metodu
Bir diğer seçim metodu ise geriye doğru seçim metodudur. Metot ileri doğru
seçim metodunun tersi şeklindedir. Bu sefer birinci adımda bütün değişkenler ile model
oluşturulur. İkinci adıma geçilirken bu değişkenler arasındaki en anlamsız değişken
modelden çıkarılarak model tekrar hesaplanır. Uygunluk için gerekli olan eşik
değeri(çalışmada bu değer 0,10 olarak alınmıştır) aşıldığı sürece her adımda en anlamsız
değişken modelden çıkarılır. Bu yöntem ile ilgili sonuç tablosu Tablo 18’de
sunulmuştur.
47
Tablo19
Geriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin Değişken Katsayıları
Variables in the Equation
Step
a
1
Step
a
2
Step
a
3
X1
X2
X3
X4
X5
X6
Cons tant
X1
X2
X3
X4
X6
Cons tant
X2
X3
X4
X6
Cons tant
B
-,159
-,388
,074
1,474
,047
,000
-7,075
-,163
-,382
,072
1,491
,000
-2,500
-,405
,070
1,535
,000
-2,687
S.E.
,109
,243
,025
,508
,039
,000
3,862
,109
,241
,024
,504
,000
,639
,241
,024
,504
,000
,626
Wald
2,116
2,548
9,108
8,407
1,451
7,145
3,356
2,254
2,511
8,628
8,745
6,818
15,286
2,819
8,441
9,284
5,822
18,445
df
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
Sig.
,146
,110
,003
,004
,228
,008
,067
,133
,113
,003
,003
,009
,000
,093
,004
,002
,016
,000
Ex p(B)
,853
,678
1,077
4,365
1,049
1,000
,001
,849
,682
1,074
4,443
1,000
,082
,667
1,073
4,643
1,000
,068
a. Variable(s ) entered on step 1: X1, X2, X3, X4, X5, X6.
Tablo 19’da sunulduğu üzere ilk adımda bütün değişkenler ile hesaplama
yapılmıştır. İkinci adımda Significance değeri eşik değerinin üstünde ve en yüksek olan
X5 değişkeni çıkarılarak hesaplamalar tekrar yapılmıştır. Üçüncü adımda ise X1
değişkeni aynı şekilde eşik değerinin üstünde ve en yüksek Significance değerine sahip
olduğundan modelden çıkarılmıştır. Geriye doğru seçim metodu hesaplamaları üçüncü
adımda durmuştur. Bunun sebebi eşik değerini aşan Significance değerine sahip
değişkenin kalmamış olmasıdır.
48
Tablo 20
Geriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin Hosmer ve Lemeshow Test
Sonuçları
Hos m e r and Lem e show Te st
Step
1
2
3
Chi-s quare
9,753
3,342
14,100
df
8
8
8
Sig.
,283
,911
,079
Tablo 20’de sunulan test sonuçlarına göre 3. adımda elde edilen Significance
değeri 0,05’e çok yakın olmasına rağmen hala üzerinde olduğu için model uygunluğu
yeterlidir.
Tablo 21
Geriye Doğru Seçim Metodunun Oluşturduğu Modelin -2 Log Likelihood Değerleri
Model Sum m ary
Step
1
2
3
-2 Log
Cox & Snell
likelihood
R Square
400,065a
,099
b
401,524
,095
403,786b
,089
Nagelkerke
R Square
,136
,130
,122
a. Es timation terminated at iteration number 5 bec aus e
parameter es timates c hanged by less than ,001.
b. Es timation terminated at iteration number 4 bec aus e
parameter es timates c hanged by less than ,001.
İleriye doğru seçim metodunun da model özetinde(Tablo 21) de görüldüğü üzere
modelin bütün adımlarında anlamlılık gözlemlenmektedir.
Bu sonuçlara göre model şu şekilde oluşmaktadır:
49
4.7. Uygulama Örnekleri
Analiz çalışmaları süresince birçok modele ulaşılmıştır. İlk modelde
değişkenlerin anlamlılıkları irdelenmiş ve bütün değişkenler anlamlı çıkmadığı için
model anlamlı olarak değerlendirilmemiştir. İkinci modelde değişken sayısı 3’e
indirilerek anlamlı bir modele ulaşılmıştır. Model üzerinde örnek çalışmalar yapılarak
bir çelişki durumu gözlemlenmiştir. Bu durum veri setinin yapısı itibariyle olası bir
durumdur. Bu durum kanıtlamıştır ki, veri setinin yapısı modelin anlamlılığı ve
uygunluğunun yanı sıra mantıksal işlerliliğini de etkilemektedir. Farklı veri setleri ile bu
analizler yürütüldüğünde farklı durumlar ile karşılaşmak da mümkündür.
Karşılaşılan bu durum, modelin uygunluğu göz önünde bulundurulduğunda,
çelişkiye neden olan koşullu değişkenlerin modelden çıkarılması ile aşılabilecekti. Bu
doğrultuda, değişkenler çıkarılarak modellerin uygunluğu tekrar incelenmiş ve analiz
edilmiştir. Netice olarak da X3 ve X4 değişkenlerinin hesaba katıldığı model en anlamlı
ve en uygun model olarak ortaya çıkmıştır. Üstelik bu modelde mantıksal çelişki de
gözlemlenmemiştir.
Çalışmanın bu aşamasında, değişik senaryolar ve siparişler üzerinde
değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Paketleme istenilmeyen 25 günlük bir sipariş değerlendirildiğinde:
Çıkan sonuç siparişin gecikme ihtimalini %35 olarak ortaya koymaktadır. Bu
durumda beklenen sonuç siparişin gecikmemesidir. Bu siparişte paketlemenin
istenildiğini varsayarsak sonuç şu şekilde olacaktır.
50
Bu durumda sipariş gecikme eğilimine girmektedir. Çünkü siparişin gecikme
ihtimali %35’den %53’e yükselmiştir.
62
gün
öncesinden
verilen
ve
paketlemenin
istenildiği
bir
sipariş
değerlendirildiğinde ise:
Siparişin %97 ihtimalle gecikeceği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu durumda ise
beklenen sonuç siparişin gecikeceği yönündedir. Örnekteki siparişin paketleme
koşulunun 0 olduğu durumda ise sonuca şu şekilde ulaşılır.
Sipariş hala gecikme eğilimindedir. Her ne kadar siparişin gecikme olasılığı
%97’den %94’e düşmüş olsa da, siparişin gecikme ihtimali hala %50’nin üzerindedir ve
bu sipariş ile ilgili beklenti gecikmesi yönündedir.
Tablo 22’de sipariş süresi ve paketleme koşulu değişken değerleri MS Office
Excel programı yardımı ile rastgele verilmiş olan siparişleri oluşturmaktadır.
51
Tablo 22
Rastgele Verilen X3 ve X4 Değişken Değerleri
Sipariş Süresi(X3)
Paketleme Koşulu(X4)
60
0
22
0
53
0
36
1
71
0
20
0
69
0
86
0
26
0
13
0
33
1
75
1
34
1
45
0
72
1
25
1
4
1
8
1
22
1
56
0
Bu siparişlere göre tahmin modeli uygulandığı zaman tahmin logiti ve olasılık
sonuçları şu şekilde oluşmaktadır.
52
Tablo 23
Rastgele Verilen X3 ve X4 Değişken Değerlerine Karşılık Model Sonuçları
Siparişin
Sipariş
Paketleme
Süresi(X3)
Koşulu(X4)
60
0
2,572
0,929
1
22
0
-0,872
0,295
0
53
0
1,937
0,874
1
36
1
1,099
0,750
1
71
0
3,568
0,973
1
20
0
-1,053
0,259
0
69
0
3,387
0,967
1
86
0
4,929
0,993
1
26
0
-0,509
0,375
0
13
0
-1,687
0,156
0
33
1
0,827
0,696
1
75
1
4,633
0,990
1
34
1
0,918
0,715
1
45
0
1,212
0,771
1
72
1
4,361
0,987
1
25
1
0,102
0,526
1
4
1
-1,801
0,142
0
8
1
-1,438
0,192
0
22
1
-0,170
0,458
0
56
0
2,209
0,901
1
Gecikme
Beklentisi
20 siparişten 13’ünün gecikmesi beklenmektedir. Sipariş süresi sabit
tutulduğunda, siparişlerde paketlemenin istenmediği varsayılırsa, bu durumda sonuç şu
şekilde olacaktır:
53
Tablo 24
Paketleme Koşulu “0” Olan ve Rastgele Verilen X3 Değişken Değerlerine Karşılık
Model Sonuçları
Siparişin
Sipariş
Paketleme
Süresi(X3)
Koşulu(X4)
60
0
2,572
0,929
1
22
0
-0,872
0,295
0
53
0
1,937
0,874
1
36
0
0,397
0,598
1
71
0
3,568
0,973
1
20
0
-1,053
0,259
0
69
0
3,387
0,967
1
86
0
4,928
0,993
1
26
0
-0,509
0,375
0
13
0
-1,687
0,156
0
33
0
0,125
0,531
1
75
0
3,931
0,981
1
34
0
0,216
0,554
1
45
0
1,212
0,771
1
72
0
3,659
0,975
1
25
0
-0,600
0,354
0
4
0
-2,503
0,076
0
8
0
-2,140
0,105
0
22
0
-0,872
0,295
0
56
0
2,209
0,901
1
Gecikme
Beklentisi
20 siparişten 12’sinin gecikmesi beklenmektedir. Görüldüğü üzere paketleme
koşulu istenmediğinde gecikmesi muhtemel olan sipariş sayısı azalmıştır. Tablo 25’te
54
ise bu sipariş veri setindeki paketleme koşulunun paketlemenin istenildiği şeklinde
olduğu durumun sonuçları sunulmaktadır.
Tablo 25
Paketleme Koşulu “1” Olan ve Rastgele Verilen X3 Değişken Değerlerine Karşılık
Model Sonuçları
Siparişin
Sipariş
Paketleme
Süresi(X3)
Koşulu(X4)
60
1
3,274
0,964
1
22
1
-0,170
0,458
0
53
1
2,639
0,933
1
36
1
1,099
0,750
1
71
1
4,271
0,986
1
20
1
-0,351
0,413
0
69
1
4,089
0,984
1
86
1
5,630
0,996
1
26
1
0,193
0,548
1
13
1
-0,985
0,272
0
33
1
0,827
0,696
1
75
1
4,633
0,990
1
34
1
0,918
0,715
1
45
1
1,915
0,872
1
72
1
4,361
0,987
1
25
1
0,102
0,526
1
4
1
-1,801
0,142
0
8
1
-1,438
0,192
0
22
1
-0,170
0,458
0
56
1
2,911
0,948
1
Gecikme
Beklentisi
55
Bu durumda ise 20 siparişten 14’ü gecikmektedir. Beklenildiği gibi paketleme
istenildiğinde gecikme ihtimali daha fazla olan sipariş sayısı artmıştır.
Model üzerinde yapılan örnek çalışmalar, değişkenlerin sonuç üzerindeki
davranışlarının grafik olarak çizilebileceğini ortaya koymaktadır. Buna göre, sipariş
süresinin artarak gittiği ve paketleme koşulunun sabit olduğu bir veri setinde, sonuç
üzerindeki eğilimi görmek mümkün olacaktır.
Öncelikle, paketlemenin olmadığı veri seti incelenecek olursa:
Tablo 26
Paketleme Koşulu “0” Olduğu Durumda Eşit Aralıklarla Verilen X3 Değişken
Değerlerine Karşılık Model Sonuçları
Sipariş Süresi(X3)
Paketleme
Sipariş Gecikme
Koşulu(X4)
Beklentisi
5
0
0,082
0
10
0
0,124
0
15
0
0,182
0
20
0
0,259
0
25
0
0,354
0
30
0
0,463
0
35
0
0,576
1
40
0
0,681
1
45
0
0,771
1
50
0
0,841
1
55
0
0,893
1
60
0
0,929
1
65
0
0,954
1
70
0
0,970
1
75
0
0,981
1
80
0
0,988
1
85
0
0,992
1
56
(Tablo 26’nın Devamı)
Sipariş Süresi(X3)
Paketleme
Sipariş Gecikme
Koşulu(X4)
Beklentisi
90
0
0,995
1
95
0
0,997
1
100
0
0,998
1
Görüldüğü üzere paketleme koşulu 0 olarak sabit tutulduğunda sipariş süresi
arttıkça siparişin gecikme ihtimali de yükselmektedir. Tablo 26’dan anlaşıldığı üzere,
gecikme ihtimalinin %50 değerini aştığı aralık 30 ile 35 gün arasıdır. Bu nokta Şekil
2’deki grafikte de sunulmaktadır. Ayrıca 30 ile 35 arasındaki değerlere model
uygulandığında değişim noktası bulunabilmektedir. Sonuçları gösteren çizelge ise Tablo
27’de sunulmuştur. Buna göre sipariş süresi 31 gün iken %49 olan gecikme ihtimali, 32
günlük bir siparişte %51’e yükselmektedir. Bu noktada siparişin gecikme beklentisi
negatiften pozitif yöne değişim göstermektedir.
Şekil 2. Paketleme İstenilmediğinde Sipariş Süresine Göre Gecikme İhtimali Grafiği.
57
Tablo 27
Paketleme Koşulu “0” Olduğu Durumda 30-35 Aralığında Verilen X3 Değişken
Değerlerine Karşılık Model Sonuçları
Sipariş Süresi(X3)
Paketleme
Siparişin Gecikme
Koşulu(X4)
Beklentisi
30
0
0,463
0
31
0
0,486
0
32
0
0,509
1
33
0
0,531
1
34
0
0,554
1
35
0
0,576
1
Sonraki çalışma ise, paketleme koşulunun 1’e eşit ve sabit olduğu durumdaki
gecikme ihtimalindeki değişimi ortaya koymaktadır. Görüldüğü üzere gecikme ihtimali
%15 ile %99 arasındaki değerlerde dağılım göstermektedir.
Tablo 28
Paketleme Koşulu “1” Olduğu Durumda Eşit Aralıklarla Verilen X3 Değişken
Değerlerine Karşılık Model Sonuçları
Sipariş Süresi(X3)
Paketleme
Siparişin Gecikme
Koşulu(X4)
Beklentisi
5
1
0,153
0
10
1
0,221
0
15
1
0,309
0
20
1
0,413
0
25
1
0,526
1
30
1
0,635
1
35
1
0,733
1
58
(Tablo 28’in Devamı)
Sipariş Süresi(X3)
Paketleme
Siparişin Gecikme
Koşulu(X4)
Beklentisi
40
1
0,812
1
45
1
0,872
1
50
1
0,914
1
55
1
0,944
1
60
1
0,964
1
65
1
0,976
1
70
1
0,985
1
75
1
0,990
1
80
1
0,994
1
85
1
0,996
1
90
1
0,998
1
95
1
0,998
1
100
1
0,999
1
Tablo 28’den de anlaşılacağı gibi gecikme ihtimalinin %50’yi aştığı eşik değeri
20 ile 25 günlük siparişlerin arasında bulunmaktadır. Bu değer Şekil 3’teki grafikte de
açıkça belli olmaktadır.
59
Şekil 3. Paketleme istenildiğinde sipariş süresine göre gecikme ihtimali grafiği.
Sipariş süresinin 20 ile 25 gün arasında değiştiği veri seti incelendiğinde ise 23
günlük siparişin gecikme ihtimalinin %48, 24 günlük siparişin ise gecikme ihtimalinin
%50 olduğu görülmektedir. 24 gün ve daha fazla süreli siparişlerin gecikme, 23 gün ve
daha az süreli siparişlerin ise gecikmeme eğilimi gösterdiği anlaşılmaktadır.
Tablo 29
Paketleme Koşulu “1” Olduğu Durumda 20-25 Aralığında Verilen X3 Değişken
Değerlerine Karşılık Model Sonuçları
Sipariş Süresi(X3)
Paketleme
Siparişin Gecikme
Koşulu(X4)
Beklentisi
20
1
0,413
0
21
1
0,435
0
22
1
0,458
0
23
1
0,480
0
24
1
0,503
1
25
1
0,526
1
60
4.8. Rezidü Analizi
Yöntem kısmında bahsedilen rezidülerlerle ilgili olarak uygulama verisi
üzerinde analizler yapılması veri setinde, sonuçlar doğrultusunda sapmaların ve bu
sapmalar neticesinde ortaya çıkan aykırı gözlemlerin ortaya çıkarılmasını sağlar.
Tahmin edilen olasılıklar ile Delta Kikare, Delta Deviance ve Cook değerleri kıyaslanıp
SPSS programı yardımı ile grafiğe aktarıldığında veri setindeki aykırı gözlemlere
ulaşılmaktadır.





3,00

DeltaKikare





2,00








1,00
 
  




 








 

  









0,00
0,20 000
0,40 000
0,60 000
0,80 000
Predicte d probabi lity
Şekil 4.
ye karşın
grafiği.
Şekil 4.’deki grafikte nokta kümelerinden ayrı konumlarda bulunan gözlemler
aykırı gözlem özelliği taşımaktadır.
değeri 0’a yakın ve tahmin edilen olasılıkları
61
0,80’den yüksek olan gözlemler ile beklenen değeri 0,75 ve
değeri 2 ile 3 arasında
olan gözlemler SPSS hesaplama sonuçlarına bakarak tespit edilir.
Buna göre şu değişkenler aykırı olarak belirlenmiştir:
X3=67, X4=0 ve Y=1
X3=54, X4=0 ve Y=1
X3=42, X4=0 ve Y=0



3,00

DeltaDeviance






2,00
1,00

 














 





















0,00
0,20 000
0,40 000
0,60 000
0,80 000
Predicte d probabi lity
Şekil 5.
ye karşın
Delta
grafiği.
Deviance
grafiğinde
de
benzer
şekilde
3
aygırı
gözlem
belirlenmiştir(Şekil 5). SPSS hesaplama sonuçlarından bu gözlemlerin önceki grafikte
belirlenen gözlemler ile aynı olduğu belirlenmiştir.
62

Analog of Cook's influence statistics
0,10 000
0,07 500
0,05 000


0,02 500







 



      
       
   


    













   



0,00 000
0,20 000
0,40 000
0,60 000
0,80 000
Predicted probabi lity
Şekil 6.
ye karşın
grafiği
Şekil 6.’da sunulan Cook değerleri grafiğinde de görüldüğü üzere tahmin edilen
olasılığı en yüksek olan 3 gözlem, 3 rezidü analizinde de aykırı gözlem olarak tespit
edilmiştir. Bu gözlemler şunlardır:
X3=67, X4=0 ve Y=1
X3=54, X4=0 ve Y=1
X3=42, X4=0 ve Y=0
Aykırı gözlemler veri setinden çıkarılıp model tekrar oluşturulduğunda şu
sonuçlar ortaya çıkmaktadır:
63
Tablo 30
X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu ve Aykırı Gözlemlerin Çıkarıldığı Modelin -2
Log Likelihood Değeri
Model Sum m ary
-2 Log
Cox & Snell
likelihood
R Square
410,320a
,057
Step
1
Nagelkerke
R Square
,079
a. Es timation terminated at iteration number 4 bec aus e
parameter es timates c hanged by less than ,001.
Tablo 31
X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu ve Aykırı Gözlemlerin Çıkarıldığı Modelin
Hosmer ve Lemeshow Test Sonuçları
Hos me r and Lem e show Te st
Step
1
Chi-s quare
7,639
df
8
Sig.
,470
Tablo 32
X3 ve X4 Değişkenlerinin Oluşturduğu ve Aykırı Gözlemlerin Çıkarıldığı Modelin
Değişken Katsayıları
Variables in the Equation
Step
a
1
X3
X4
Cons tant
B
,095
,702
-2,947
S.E.
,023
,260
,574
Wald
16,912
7,298
26,368
df
1
1
1
Sig.
,000
,007
,000
Ex p(B)
1,100
2,017
,053
a. Variable(s ) entered on step 1: X3, X4.
Bu sonuçlara göre modelin anlamlığı çok az azalmıştır. Buna karşın modelin
uygunluğu artmıştır. Bu durumda ise modelin tahmin fonksiyonu şu şekilde oluşmuştur:
64
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
5.1. Sonuç ve Öneriler
Çalışmada öncelikle tedarik zinciri yönetimi, genel prensipler yönüyle
incelenmiştir. Çalışmanın amacına uygun olarak kullanılan yöntemin ve veri seti
üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen bulguların tedarik zinciri yönetimi ile
bağlantısı vurgulanmıştır. Sonraki kısımda lojistik regresyon metodu ana temelleri ile
sunulmuştur. Bununla birlikte model oluşturma, anlamlılık ve uyumluluk testleri, sapma
ve rezidü analizleri de bu bölümde anlatılmıştır. Tedarik zinciri yönetimi ve lojistik
regresyon olguları ile ilgili olarak, daha önce yapılan çalışmalara dayandırılan bu
bölümlerden sonra veri seti üzerinde uygulamalara geçilmiştir. Öncelikle veri setinin
yapısı ile ilgi genel bir bilgi verilmiş daha sonra analizler SPSS uygulamaları ile detaylı
bir şekilde anlatılmıştır. Adım adım analizlerin uygulaması ile çeşitli durumlar için
anlamlı değişkenlere ulaşılmış ve bu değişkenler ile her durum için ayrı ayrı modeller
oluşturularak anlamlılık ve uyumluluk testleri gerçekleştirilmiştir. Bu bölümden sonra
seçim yöntemleri ile de analiz yapılarak 3 model yöntemi sonucunda da tahmin
fonksiyonunu oluşturan değişkenlere ulaşılmıştır.
Tablo 33
Kullanılan Model Yöntemine Göre Anlamlı Çıkan Değişkeler Tablosu
Kullanılan Model Yöntemi
Anlamlı Çıkan Değişkenler
Enter
X3, X4 ve X6
İleriye Doğru Seçim
X3, X4 ve X6
Geriye Doğru Seçim
X2, X3, X4 ve X6
Tablo 33’te görüldüğü üzere iki yöntem aynı sonucu verirken geriye doğru
seçim yöntemi X2 değişkenini de anlamlı kabul ederek modele dahil etmiştir.
Çalışmanın bu bölümünde veri seti tedarik edilen firmanın sipariş politikası gereği X3
65
ve X6 değişkenleri arasındaki iç ilişkinin tahminlerde yanıltıcı bir tutumun
sergilenmesine neden olduğu tespit edilmiştir. Bu aşamada bu iki değişkenden birinin
modelden çıkarılmasının modelin sağlıklı işleyişi açısından önemli olduğu tespit
edilmiştir. Her iki değişken için de ayrı modeller oluşturularak hangi modelin daha
anlamlı ve uyumlu olacağı konusunda çalışılmış ve netice olarak da X3 değişkeninin
modele katkısının daha fazla olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmalar neticesinde X3 ve X4
değişkenlerinin bütün yöntemlerde anlamlı olduğunu ve modelin ana temellerini
oluşturan değişkenler olduğunu söylemek mümkündür.
Bununla birlikte X3 ve X4 değişkenlerin davranışları eşit aralıklardaki
hareketlerini gösterir grafiklerle kullanıcılara sunulmuştur. Buna göre X4 değişkeninin 0
olduğu durumlarda X3 değişkeni için eşik değerinin 31 ve 32 değerleri arasında olduğu
belirlenmiştir. Bu şu anlama gelmektedir: Paketlemenin istenilmediği siparişlerde
sipariş süresi 31 ve daha az olan siparişlerin gecikme ihtimali %50’nin altında kalmakta
ve sipariş gecikme beklentisi vermemektedir. Aynı paketleme koşulunda 32 ve daha
fazla süreli siparişler için ise tahmin edilen değer 0,05’i aşmakta ve sonuç olarak da
siparişin gecikmesi beklenmektedir. Şekil 2.’de de sunulduğu üzere paketlemenin
istenilmediği koşulda 31 günden daha az süreli siparişlerde gecikme eğilimi azalarak
azalmakta, 32 ve daha fazla süreli siparişlerde ise gecikme eğilimi azalarak artmaktadır.
Buna karşın X4 değişkeninin 1 olduğu durumlarda X3 değişkeni için eşik
değerinin 23 ve 24 değerleri arasında olduğu belirlenmiştir. Bu da şu anlama
gelmektedir: Paketlemenin istenilmediği siparişlerde sipariş süresi 23 ve daha az olan
siparişlerin gecikme ihtimali %50’nin altında kalmakta ve sipariş gecikme beklentisi
vermemektedir. Aynı paketleme koşulunda 24 ve daha fazla süreli siparişler için ise
tahmin edilen değer 0,05’i aşmakta ve sonuç olarak da siparişin gecikmesi
beklenmektedir. Şekil 3.’te de sunulduğu üzere paketlemenin istenildiği koşulda 23
günden daha az süreli siparişlerde gecikme eğilimi azalarak azalmakta, 24 ve daha fazla
süreli siparişlerde ise gecikme eğilimi azalarak artmaktadır.
Çalışmada görüldüğü üzere veriler üzerinde çok çeşitli örneklemeler ve senaryo
analizleri yapılmıştır ve bu bölümdeki örnek senaryolar oluşturulan modelin her türlü
senaryo için uygulanabilir olduğunu göstermektedir.
Bu çalışma lojistik regresyon yönteminin tedarik zincirindeki unsurlar için
uyarlanabilirliğinin bir kanıtıdır. İmalat aşamasında uygulanan bu yöntem, tedarik
zincirinin diğer unsurları için de kullanılabilirdir. Sürekli, kesikli ve kategorik
66
değişkenlere sahip veri setlerinin de regresyonunun yapılabilirliği gösterilmiştir.
Tahmin edilecek değişkenin de sürekli özellikte bir değişken olması şartının her zaman
için geçerli olmadığını, 1 ve 0 özelliği taşıyan bütün kategorik sonuçların bu regresyon
çalışmasına tabi tutularak tahmin edilebileceği bu çalışma ile ortaya koyulmuştur.
67
KAYNAKÇA
Agresti, A. (2002). Categorical Data Analysis. Canada: John Wiley & Sons.
Akman, G., & Alkan, A. (2006, Ocak). Tedarik Zinciri Yönetiminde Bulanık AHP
Yöntemi Kullanılarak Tedarikçilerin Performansının Ölçülmesi: Otomotiv Yan
Sanayiinde Bir Uygulama. İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi ,
s. 23-46.
Aktaş, C., & Erkuş, O. (2009, Şubat). Lojistik Regresyon Analizi İle Eskişehir'in Sis
Kestiriminin İncelenmesi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi , s.
47-59.
Al-zu’bi, H. (2010). Applying Electronic Supply Chain Management Using MultiAgent System: A Managerial Perspective. International Arab Journal of eTechnology , 106-113.
Amirov, T. (2006). Tedarik Zinciri Yönetimi ve Toplam Kalite Yönetimi. Yayınlanmış
Tez.
Arıcan, E. (2010). Nitel Yanıt Değişkene Sahip Regresyon Modellerinde Tahmin
Yöntemleri. Yüksek Lisans Tezi . Adana: Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü.
Atakurt, Y. (1999, Nisan). Lojistik Regresyon Analizi ve Tıp Alanında Kullanımına
İlişkin Bir Uygulama. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası , s. 191-199.
Barutçu, S. (tarih yok). İnternet Tabanlı Tedarik Zinciri Yönetimi (Denizli Tekstil
İşletmelerinin İnternet Tabanlı Tedarik Zinciri Yönetiminden Yararlanma
Durumuna Yönelik Bir Araştırma). Denizli: Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi.
Bektaş, S., & Hınıs, M. A. (2008, Mart). Şehiriçi Trafik Kazalarına Etki Eden
Faktörlerin Lojistik Regresyon Modeli İle İncelenmesi: Aksaray Örneği. Selçuk
Ü. Müh.-Mim. Fak. Derg. , s. 25-34.
Bhagwat, R., & Sharma, M. K. (2007). Performance Measurement Of Supply Chain
Management: A Balanced Scorecard Approach. Computers & Industrial
Engineering , 43-62.
Bircan, H. (2004, Şubat). Lojistik Regresyon Analizi: Tıp Verileri Üzerine Bir
Uygulama. Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , s. 185-208.
68
Croson, R., & Donohue, K. (2002). Experimental Economics and Supply-Chain
Management. Interfaces , 74-82.
Çizmeci, F. (2002, Ocak). Tedarik Zinciri Yönetimi.
Davis, T. (1993). Effective Supply Chain Management. Sloan Management Review , 3546.
Doğan, N., & Öğretmen, T. (2008). Değişen Madde Fonksiyonunu Belirlemede Mantel
‐ Haenszel, Ki‐Kare ve Lojistik Regresyon Tekniklerinin Karşılaştırılması.
Eğitim ve Bilim , s. 100-112.
Ege, İ., & Bayrakdaroğlu, A. (2009). İMKB Şirketlerinin Hisse Senedi Getiri
Başarılarının Lojistik Regresyon Tekniği İle Analizi. ZKÜ Sosyal Bilimler
Dergisi , s. 139-158.
Göksu, N., & Eren, A. S. (2010). Tedarik Zinciri Yönetiminin Rekabet Öncelikleri Ve
Örgütsel Performansa Etkileri: Türkiye’de Bir Alan Çalışması.
si , 85-94.
Gunasekaran, A., & Ngai, E. W. (2004). Virtual Supply-Chain Management.
Production Planning & Control , 584-595.
Güneri, N., & Apaydın, A. (tarih yok). Öğrenci Başarılarının Sınıflandırılmasında
Lojistik Regresyon Analizi ve Sinir Ağları Yaklaşımı. Ankara.
Hosmer, D. W., & Lemeshow, S. (2000). Applied Logistic Regression. Canada: John
Wiley and Sons.
IBM. (2004). Supply Chain Management. New York: IBM Corporation.
Kaşko, Y. (2007). Çoklu Bağlantı Durumunda İkili (Binary) Lojistik Regresyon
Modelinde Gerçekleşen I. Tip Hata ve Testin Gücü. Yüksek Lisans Tezi .
Ankara: Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Kopczak, L. R., & Johnson, M. E. (2003). The Supply-Chain Management Effect. MIT
Sloan Management Review , 27-34.
Kurban, M., Kantar, Y. M., & Hocaoğlu, F. O. (2007, Kasım). Lojistik Regresyon ve
Perseptron Modelleri Kullanılarak Rüzgar-Günes Enerji Santral Modelinin Güç
Üretim Durumunun Analizi. Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri
Enstitüsü Dergisi , s. 91-95.
Lee, H. L. (2002). Aligning Supply Chain Strategies With Product Uncertainties.
California Management Review , 105-119.
69
Lee, H. L., & Billington, C. (1992). Managing Supply Chain Inventory: Pitfalls And
Opportunities. Sloan Management Review , 65-73.
Li, L. (2007). Supply Chain Management: Concepts, Techniques And Practices. World
Scientific Publishing Co. Pte. Ltd.
Long, J. S., & Freese, J. (2001). Regression Models For Categorical Dependent
Variables Using Stata. Texas: Stata Corporation.
Lummus, R., Krumwide, D., & Vokurka, R. (2001). The Relationship of Logistics to
Supply Chain Management: Developing a Common Industry Definition.
Industrial Management and Data Systems , 426-431.
McCullagh, P., & Nelder, J. (1989). Generalized Linear Models. Boca Raton: Chapman
and Hall/CRC.
Mentzer, J. T., De Witt, W., Keebler, J. S., Min, S., Nix, N. W., Smith, C. D., et al.
(2001). Defining Supply Chain Management. Journal Of Business Logistics , 125.
Min, S., & Mentzer, J. T. (2000). The Role Of Marketing In Supply Chain
Management. International Journal Of Physical Distribution & Logistics
Management , 765-787.
Murat, Y. Ş., & Uludağ, N. (2008). Bulanık Mantık ve Lojistik Regresyon Yöntemleri
ile. İMO Teknik Dergi , s. 4363-4379.
Nargeleçekenler, M. (tarih yok). Suç Veri Tabanının Lojistik Regresyon Analizi İle
Tahmini: Bursa Örneği. Bursa: Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi.
Özdemir, A. İ. (2004, Temmuz-Aralık). Tedarik Zinciri Yönetiminin Gelişimi, Süreçleri
ve Yararları. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi , s.
87-96.
Paksoy, T. (2005). Tedarik Zinciri Yönetiminde Dağıtım Ağlarının Tasarımı ve
Optimizasyonu: Malzeme İhtiyaç Kısıtı Altında Stratejik Bir Üretim-Dağıtım
Modeli. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , Sayı 14, 435454.
Shapiro, J. F. (2001). Modeling the Supply Chain. CA: Duxbury Thomson Learning Inc.
Simpson, D., & Samson, D. (2008). Developing Strategies for Green Supply Chain
Management. Decision Line , 12-15.
70
Suthar, V., Tarmizi, R. A., Midi, H., & Adam, M. B. (2010). Students’ Beliefs on
Mathematics and Achievement of University Students: Logistics Regression
Analysis. Procedia Social and Behavioral Sciences , s. 525-531.
Şen, E. (2008). KOBİ'lerin Uluslararası Rekabet Güçlerini Artırmada Tedarik Zinciri
Yönetiminin Önemi. Ankara: T. C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı
Geliştirme Etüd Merkezi.
Thomas, A. S., & Kopczak, L. R. (2005). From Logistics To Supply Chain
Management: The Path Forward In The Humanitarian Sector. Fritz Institute.
Ünsal, A., & Güler, H. (tarih yok). Türk Bankacılık Sektörünün Lojistik Regresyon ve
Diskriminant Analizi İle İncelenmesi. Ankara.
Ünüvar, M. (2009, Eylül). Tedarik Zinciri Yönetim Uygulamalarının Örgütsel Yapıya
Etkisi Üzerine Bir Araştırma. Ege Akademik Bakış , s. 559-592.
Ürük, E. (2007). İstatistiksel Uygulamalarda Lojistik Regresyon Analizi. Yüksek Lisans
Tezi . İstanbul: T. C. Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Vakharia, A. J. (2002). E-Business And Supply Chain Management. Decision Sciences ,
495-504.
Verdicchio, M., & Colombetti, M. (2002). Commitments For Agent-Based Supply
Chain Management . ACM SIGecom Exchanges , 13-23.
Waller, M. A., Dabholkar, P. A., & Gentry, J. J. (2000). Postponement, Product
Customization, And Market-Oriented Supply Chain Management. Journal Of
Business Logistics , 133-159.
Yıldırım, S. (tarih yok). İşletmelerde Tedarik Zinciri Yönetimi ve Toplam Kalite
Yönetimi İlişkisi. Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi S.B.E.
Yüksel, H. (2002). Tedarik Zinciri Yönetiminde Bilgi Sistemlerinin Önemi. Dokuz
Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , 261-279.
71
EKLER
Ekler 1
Tablosu
72
ÖZGEÇMİŞ
9 Aralık 1982 tarihinde Aksaray’ın Ortaköy ilçesinde doğdum. 1993 yılında
Dikmen Merkez İlkokulu’ndan, 2000 yılında Gölbaşı Anadolu Lisesi’nden mezun
oldum. Aynı yıl Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne başlayıp 2004 yılı Haziran
ayında lisans eğitimimi tamamladım. 2004 Aralık – 2005 Haziran döneminde askerlik
görevimi kısa dönem er olarak, Diyarbakır’da yerine getirdim. 2006 yılı Ocak ayında
Türkiye İstatistik Kurumu Adana Bölge Müdürlüğü’nde Uzman Yardımcısı olarak
göreve başladım. 2010 yılı Mayıs ayında TÜİK Uzmanı unvanını kazandım. Halen bu
göreve devam etmekteyim. 2009 yılı Ağustos ayında hayatımı, eşim Rukiye BAŞ ile
birleştirdim. Eşim 1982 doğumlu ve bilgisayar mühendisidir. 2012 yılı Temmuz ayında
ise biricik kızımız Zeynep Ayza BAŞ dünyaya gelmiştir.
Download