Untitled

advertisement
ı
HZ. MUHAMMED'İN ÖRNEK KİŞİLiGİNİN İNSANLIGA
YANSIMASI
Prof. Dr. Fahri KAYADİBi'
ÖZET
Hz. Muhammed'in örnek kişiliği insanlık için bir ınodeldir. O'ndan insanlığın alacağı çok
şey vardır. Ahlakı, doğruluğu, güvcnirliliği adaleti, cömertliği temizliği, çalışkanlığı, nezaketi,
affediciliği,
tevazusu, cesareti, güzel davramşları, sevgi ve saygısı ve diğer güzel vasıflarıyla
ömektir.
Yeter ki insanlık O'nun ömek kişiliğini iyi tanısın. Taıudıkça ve öğrendikçe O'nu ömek
almak isteyecektir.
insanlığa
SUMMARY
THE REFLECTION OF THE SAMPLE CHARACTER OF
PROPHET MOHAMMED TO HUMANKIND
The sarnple character of Prophel Muhammed is a model for humankind. Humankinci finds
in His character many things to profıt. His morals, rectitude, safety, justice, generosity, purity,
studiousness, politeness, forgiveness, modcsty, courageousness, well- behaviours, love- respcct
and theothersis a model for humankind.
Knowing and leaming his sample character, humanki nd will want to take himasa model.
***
GİRİŞ
İslam dini , bütün insanlığın din ihtiyacını karşılamak üzere vahy edilmiş
bir dindir. Bu dinin peygamberi Hz. Muhammed de bütün insanlık için
gönderilmiş son peygamberdir. İslam Dini O'nun tarafindan insanlığa tebliğ
edilmiş ve öğretilıniştir. Fakat tebliğ ve öğretimde en önemli esas onun örnek
kişiliğidir. O ve onun getirdikleri hep çağların önünde olacaktır. O, yalmz
günün değerlerine hitap eden bir Peygamber değildir. Kıyametc kadar bütün
çağlarahitap edecektir. Bu sebeple ber çağ bu şerefli Peygamber' i kucaklayacak
ve azanıi kapasitesini zorlayarak mümkün olduğunun en fazlasını alarak ondaıı
istifade etmeye çalışacaktır. Çünkü ondan inslınlığın alacağı çok şeyler vardır.
Nitekim Kur"iiıı-ı Kerim'de bu gerçek:
"Ala h 'ın Resıliünde sizin için en güzel örnek vardır"' 1 • "Peygamber size
neyi getirmiş ve emretmişse. onu alın 61apın); neyi yasaklamış ise ondan
*İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
i
2
sakının". 2
"Sevgili Peygamberim, şüphesiz ki sen en evrensel ahlak
iizerindesin. " 3 Anlammdaki ayetlerde dile gelir. o'nun örnek kişiliği ve alılakı
üzerine insanlığm dikkati çekilıniştir. Bunun için O'nun hayatı, davranışları ve
örnek kişiliğini insanlığm çok iyi tanıması lazımdır. O 'nu tanıtan çeşitli dillerde
kütüphaneler dolusu eserler vardır. Yaşayışmm her safhası en ince noktalarma
kadar gün ışığına çıkarılmıştır. Yeter ki iyi ineelensin ve öğrenilsin. Onun örnek
kişiliğinden alınacak çok şey vardır.
O, bütün varlık alemine rnlmıet olarak gönderilmiştir: "Biz seni ancak
tilemiere rahmet olarak gönderdik. " 4 denilmesi onun geçmiş ve gelecek çağları
kapsayan bir evrensellik (cihan şümfıl) yönünü açıkça ortaya koymaktadır. Hz.
Muhammed'in evrenselliği bütün alemleri ve bütün insanlığı kapsar. O, görevi
gereği getirdiği değerlerle bütün nlemiere ralnnet, merhamet, şefkat, iyilik,
güzellik kaynağı olmuştur ve kıyamete kadar da olacaktır. Yeter ki insanlık
O'nun valıy yoluyla getirmiş olduğu evrensel değerleri aniayarak yaşamasını
bilsin.
Cenab-ı
Hak, Hz. Peygamberi anlatırken: "Andolsıın, içinizden size öyle
bir Elçi geldi ki sıkıntıya uğramanzz ona ağır gelir; size düşkün, mü 'min/ere
şefkatli, merhametlidir. "5 der. Görülüyor ki O, tüm insanlarm üzülmesinden
ve sıkmtı duymasmdan rencide oluyor .
İsmail Hakkı Bursev1 bu noktayı anlatırken şöyle diyor: Hz. Peygamber
sevinçleri ve kederleri ile kendi vicdaınnda temsil eden bir küll1
demektir. Onun için insanoğlunun hangi iklim ve köşede ve hangi
zamanda ayağına bir diken batsa Hz. Peygamber onun acısını varlığmda
hisseder. Böyle olduğu içindir ki kendisini taş yağmuruna tutan putperesdere
dalıi benim kavmim diye bitap etmiş ve onlar için de iyilik ve güzellik
dilemiştir. Demek ki onlar da onun varlığmda birdir, hücre durumundadır ve
bunun için onlara güzellık dilemiştir. İşte evrenselliğin boyutları ve özü
buradadır. Marifet bütün insanların sevinçlerini ve kederlerini kendi vücudunda
duyabilınektir. Onlar kendileri için değil, başkaları için yaşar ve uğraşır,
insanlık için çırpmırlardı. Bu çırpıınşları kıyamete kadar gelecek bütün nesilleri
kuşatmaktaydı. Varlıkları, insanlığın mutluluğu içindi.
bütün
insanlığı
varlılc
İşte böylesine bir ölçüde iıısaıılığa kendisini adamış bu büyük insanın
örııek kişiliği
ile dünyannza kazandımcağı hususiyederin özelliğini ve hacmini
tam olarale kim çizip alctarabilir? Onun örııek kişiliğinden insanlığın alacağı çok
1
Ahziib, 2l
Haşr, 7.
Nun, 4.
Enbiya; 107.
5
Tevbe, 128.
2
3
4
3
şeyler vardır.
Biz burada anlayabildiğimiz kadar onun örnek kişiliği ile
tutan bazı özellik ve güzelliklerini aşağıdaki başlıklar altında
gücümüz nispetinde anlatmaya çalışacağız.
insanlığa ışık
A- Tevhid Akidesi Açısından
Hz. Muhanımed (s.a.v.)'in insanlığa kazandırdığı en önemli husus diğer
peygamberlerin de getirdiği ve zamaııla unutulan Tevhid Ak1desi (Tek Allalı
inancı)'dir.
Yaradanun unutmuş olan insanlan yaradaın ile tekrar
buluşturmasıdır. İnsanları, kula kulluktan kurtarması, Allalı (c.c.) a'kul olma
şerefine kavuşturmasıdır ve elleriyle yaptıklarına, bazı canlı ve cansız varlıklara
tapınma zavallılığından uzaklaştırmasıdır.
Hz. Ömer, İslam'dan önceki calıiliyet devrinden bahsederken: " ... 0
zaman iki adelimiz vardı. Bunlardan birini hatırladıkça gülerim. Ötekini andıkça
göz yaşianın ırmaklar gibi akar. Güldüğüm adet şudur: Helvadan mabudlar
yapar, onlara tapardık, acıkınca da o taptıklarımızı yerdik Öteki ·adet de
kızlarımızı diri diri toprağa gömınekti. Bu ıneliln iideti yetişmiş bir kızıını diri
diri toprağa göınerek tatbik etıniştinı." diyerek kızını nasıl göındüğünü tasvir
eylenniş ve hüngür hüngür ağlannış. İşte bu durum Hz. Peygamberin insaıılığı
ne gülünç bir durum ve ne acıldı bir vahşetten kurtardığnn en güzel şekilde
ifade etmiyor mu?
Tevlıid
aleidesine kavuşmuş iıısaı1lar,
kabule uygun duruma gelmiş demektir.
aynı
zamanda
diğer
güzelliideri
B- Eğitim-Öğretim ve Bilim Açısından
1-Eğitim-Öğretim ve Bilime Önem Vermiştir
ışığı eğitim-öğretim ve bilim
Peygamberlerine gönderdiği valıiy
Bu sebeple Kur'an-ı Kerim'in ilk
ayeti, Yüce Allah'ın Peygamberine ilk hitabı "Oku" emri ohnuştur. Alak
suresinin başında yer alan ayetlerde, "Seni yaratan Rabbinin adıyla oku. O,
insanı kan pıhtısından yarattı. Oku Rabbin, nihayetsiz kerem sahibidir. O,
kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediği şeyleri O öğretti. " 6 buyurmuştur.
Ayrıca Kur'an-ı Kerim'de Allalı Teala'mn Hz. Adeın'e bütün isinılcri
öğrettiği, 7 Davut (a.s.)'a zırh-elbise sanatım öğrettiği' zikredihnektedir. Esasen
Hz. Peygamber,
insanlığa
en
önenıli
açısından tutumştur. Esasen Cenab-ı Allah,
yoluyla yarattığı insanın eğiticisi olmuştur.
6
Alak, 1-5.
Bakara, 31.
8
Enbiya, 80.
7
4
bir sıfatı olan "Rab" kelimesinin terbiyeci-eğitici anlamına
göz önünde bulundunırsak Rabbimizin eğitim-öğretime ne büyük
önem verdiğini daha iyi anlanuş olunız. Buna paralel olarak Hz. Peygamber de:
"Allah beni bir muallim (öğretici), olarak gönderdi."9 diyerek kendisinin
insanlan eğiten bir öğretici olduğunu açıklamıştır. Nitekim Peygamberimizin
(s.a.s.) hayatına baktığımızda 23 yıllık peygamberliğinde insanları eğitmek,
öğretmek ve doğnı yola getirmek için geçtiğini görürüz.
Yüce
Allah'ın
geldiğini
Hicretten önce Mekke devrinde eziyet ve işkence devri olmasına rağmen
Hz. Peygamber eğitim ve öğretim faaliyetlerini çoğu zaman gizlice evlerde
toplanıp yapıyordu.
Hicrct'le Medine'ye varır varmaz burada bir mescit inşa ettirdi. Bu
mescitte namaz için bir bölüm, eğitim-öğretim faaliyetleri için Suffa denilen
ayrı bir bölüm ve kendi ailesi için de üçüncü bir bölüm yaptırdı. Eğitim-öğretim
hizmetlerine ayrılan Suffa bölümünde bizzat kendisi dersler veriyordu. Okumayazmayı ve diğer ilinıleri öğrencilere öğretmek için Ubadc Bin Sabit ve Sa'd b ..
As gibi zevatı faal öğretmenlik görevi ile görevlendinniştir.
Bedir savaşında esir olarak karşı taraftan ele geçen her bir kimse için
4.000 dirhem kurtuluş akçesi takdir edihniş iken, okuma- yazma bilenlerden her
birisi Medineli 1O müslümana bunu öğretmek karşılığında hürriyetlerine
kavuşmuşlardır.
Hz.
Peygamber, bir yandan bilenlerin bildiklerini bilmeyenlere
emrederken diğer yandan da ihtiyaç duyulan bölgelere
öğretmenler göndemıiştir. Böylece cğitinı ve öğretünde bizzat kendileri
iıısaıılığa örnek ohnuştur.
öğretmelerini
2-Eğitim-Öğretimde Kadın- Erkek Ayrımının Olmayışı:
İlk İlahi enıir "Oku" ayımnsız her iki cins için geçerlidir. Buna paralel
olarak Peygamberinıiz. "ilim kadın ve erkek üzerine farzdır" 10 denıiştir. Eğitim­
öğretim ve bilinıi teşvik eden bütün hadislerde kadın-erkek ayrımı
yapılınaımştır. Bu yönüyle de çağnmza örnek olmuştur.
3-Çocnkların ve Gençlerin Eğitimine Özel Önem Vermesi:
Toplumlarm geleceği, çocııkların ve gençlerin eğitim derecesi ile
Hz. Peyganıber, ailelerin gençlere ok atmak, yüzmek, hesap, tıp,
orantılıdır.
İbiı Mace, Siinen, Mukaddime, Nr. 29.
ıo Muhammed b. Abdullah el-Hatib Tebriz!, Mişkat 'ıll-Mesabi/ı, Beyrut, s. 85.
9
5
neseb ve Kur'an okıırnak gibi hem maddi ve hem manevi alanlarda
tavsiye ve emir buynnnuştur.
-"Çocuklarımza
hoş
muamelede bulunun ve
onları
eğitmelerini
güzel terbiye edin
(eğitin)."
miras
-"Hiçbir ana-baba çocuğuna güzel terbiyeden (eğitimden) daha iyi bir
bırakamaz." (250 Hadis) diyerek anne-babaların en önemli işinin
çocuklannın eğitimi olduğunu belirtmiştir.
Çocuklan yaşayacakları zamana göre eğitıne konusunda da Hz. Ali:
içinde bulunduğnııuz zamandan ziyade, gelecek için hazırlayıp
yetiştiriniz. Çünkü onlar, sizin zamamnız için değil, gelecek zaman için
yaratılınışlardır. "" diyerek çocukların eğitim yoluyla yaşayacakları zaman için
"Çoculdaruıızı
hazırlaııınasını istemiştir.
4- Ömür Boyu Eğitim:
Hz. Peygamber: "Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz. ,ız Diyerek
bilginin ve eğitimin ömür boyn olmasını emretmiştir.
Günümüzde hayat boyu eğitim düşüncesi modem eğitimin bir gereğidir.
Çünkü dünya devamlı yenilenip değişmektedir. İnsanlar gelişen ve değişen
dünyaya ayak uydurıııak durumundadırlar. Tekııoloji o kadar hızlı değişiyor ki;
bazı meslek alanlarında, bir yıl önceki bilgi yetersiz hale gelebiliyor. Bu lllZa
uyabilmek için, ülkelerin öğrenme faaliyetlerini hayatları boynnca devam
ettinnek gerekiyor. Bu da ancak ömür boyn eğitim yoluyla olmaktadır. Hz.
Peygamber: "İki günü birbirine eşit olan zarardadır. " 13 diyerek eşitliği bile
reddedip devanılı yenilenmeyi istiyor. Bu da devamlı eğitim ile insanın
mesleğinde uzmanlaşnıası ve yeni metotlarla az zamanda çok üretimle
mümkündür.
Hz. Peygamber'in eğitim-öğretim ve bilim hakkında emir ve tavsiyeleri
çoktur. O, sanki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?"ı 4 anlarnındaki ilahi
vahye insaı'ıların kulak verınelerini devamlı şekilde lıatırlatmıştır. Bu konuda
çağımıza ışık tutaıı bazı sözlerini şöyle sıralayabiliriz:
-."İli m Çin 'de dahi olsa öğrenin iz. ,ıs
Ahmet Harndi Akseki, İslam Ahlakı, İstanbul, 1968, s.202
Şeyh Mensur Ali N asır, Tae Tercümesi,, Mısır, 1971, c. I, s. 65
13
ed-Deyleml, el-Firdevs, Beyrut 1986, c. 3, s. 611.
11
12
14
15
ZUmcr 9
Beyhaki: Şuabu 'i-İman, Beyrut 1890, c. 2, s. 254,
6
-"İlimmü 'minin kaybolmuş malidır; onu nerede bulursa alır."
-"En faziletli sadaka,
17
kardeşine öğretmesidir. "
müslümanın
ilim
öğrenip
16
sonra onu müslüman
-"Allah 'mı fayda vermeyen bilgiden sana sığının m. " 18
t~
;.-:[-,
-"Ya alim (öğretici) ol, ya
he/ak olursun. " 19
öğrenci
-"Kim ilim yoluna girerse
•••
ol veya dinleyici ol; dördüncü olma
Allah da onunu cennete giden yolunu
kolaylaştırır. "20
Bu konuda söylenmiş daha çok hadis
O,
tebliğini
yaparken en güzel
vardır.
eğitici metotları kullaınrnştır. Cenab-ı
21
Allah'ın: "Resiilüın! Sen Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır"
hitabına devamlı
uygun hareket etmiştir. Eğitimde sevgi, saygı, şefkat ve örnek
olma motifini ön plana çıkarırnştır. Asla şiddet kullanrnaıruştır. "Allah Teaiii
beni şiddet uygulayan (muarnrif) birisi olarak gönderınedi; bilakis eğitici ve
22
kolaylaştıncı olarak gönderdi. " buyurmuştur.
C- İnsan Hakları Açısından
Hz. Muharnad (s.a.s.)'in Peygamberlik görevi ile gönderildiği zaman kız
çocuklan diri diri toprağa göınülrnekte, kadın ve köleler insan sayılıuayarak
pazarlarda bir eşya gibi satılmakta ve toplurnda her türlü haksızlık ve eşitsizlik
hakim durumdaydı. Daima güçlü haldıydı. 23 yıl boyunca toplurndaki bu vahşet
ve dengesizliği ortadan kaldırmak için mücadele etti. 7 Mart 632 tariirinde irad
ettiği Veda Hutbesi 23 yıldan beri yaptığı ilahi duyurunıın ana noktalarını özet
bir şekilde vurgularken insan haldarı konusunda da şu önemli hususlan dile
getiriyordu:
Ey İnsanlar!
Canlarınız,
rnallarıruz,
ırzlarınız
nmkaddestir; her türlü tecavüzden
rnasundur ...
16
Muhammed b. Abdullah el-Hatib Tebrizl,Mişkatii '1-Me.mbih, Beyrut, s. 90.
17
el-Fet/w 'l-Kebir, c. 1, s. 120.
ıs İbn Mace, Siinen, c. I, s. 92.
19
20
21
22
İbn Mace, a.g.e., 229.
Buhar!, Salıtlı, c. 1, s. 25.
Nahl, 125.
İbn Hanbel, c. 3, s. 328.
t~:
7
Rabbinizin
huzuruna
çıkarılacaksınız.
hesaba çekileceksiniz
Her
türlü
tutum
ve
davranışlarınızdan dolayı
Ribanın
her türlüsü kaldırılmıştır. ..
Ne mlmediniz, ne de zulme uğrayınız ...
Kadınların haklarına
riayet ediniz ...
İnsanlar arasında üstünlük, ancak takva iledir ...
Bir
gönül
başkasımıı
rızasıyla
kendisi
sahip
olduğu
vemıiş
hakka tecavüz etmek,
olsun ...
memııudur. Meğer
ki
Nefsinize de zulmetmeyiniz; nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır ...
Suç işieyenin suçundan dolayı ancak kendisi sorumludur. Suçtan
failden başka kimsenin sorumluluğu cihetiııe gidilemez.
Size bir emanet bırakıyorum: Siz, ona sıkı
O emanet de Allah' m Kitabı Kur'an'dır.
sarıldıkça,
dolayı,
yolunuzu hiç
şaşırınazsmız.
Cenab-ı
Haklc, her hak sahibinin haklonı Kur'an'da belirlemiştir.
Hz. Peygamber'in Veda Hutbesinde özetiediği bu önemli hakları, ancak
1948 tarihinde toplanan Paris Kongresinde Birleşmiş Milletler
Teşkilatina üye devletler tarafından 48 ülkenin olumlu oyuyla kabul edilen
İnsan Hakları Evrensel Beyam1amesinde görmekteyiz. Bu tarihi belgeyle
ırkçılık, kölelik ve işkence, insanlık aleyhine işlenen suçlar olarak kabul edilmiş
ve yasaklannnştır. Buna rağmen seyahat hürriyeti, özel hayatın gizliliği, din ve
vicdan özgürlüğü, kadın-erkek eşitliği, sosyal güvenlik gibi bazı hakların
günümüzde gelişmiş görülen bazı ülkelerde bile ihmal edildiğini görmekteyiz.
10
Aralık
1-Kadın Haklarını Ön Plana Çıkarması:
Hz. Peygamber kadınların hakiarım ilk defa savrınan ve ön plana çıkaran
Ezilen ve borlanan kadını bir insan olarak ele almış ve ona haklar
tamyarale kişiliğini ön plana çıka:ınnştır. Bu işi yaparken önce kız çocuklarıın
erkek çocuklarla eşit statüye getirıniştir. İslam Dininin doğduğu sırada, Araplar
arasmda kız çocuğuna karşı davranışlar sosyal bir problem haline gelmiş ve
hatta cinayet şeklini almıştı. Cahiliye döneminde kız çocuğu ailede maddi
bakınıdan bir yük, sosyal bakımdan da bir utanç kaynağı kabul edilirdi. Bunun
için çoğu zaman daha çocukken öldürülürlerdi. Kura'n-ı Kerim"de cahiliye
insammn kız çocuğuna karşı tutumu kötülemniş, öldürülmeleri şiddetle
kişidir.
8
23
kınanmış ve yasaldanmıştır
Hz. Peygamber de kız çocuğuna özel önem
vererek laz çocuğu yetiştirenleri övınüştür. 24 Kız çocuğunu hakir görmeyi ve
ona karşı kötü duygu ve düşünceler beslemeyi yasaldamıştır. 25 Aynı zamanda
kız
çocuklarını
yetiştirenlerin
büyük mükiifat ve sevaba
kavuşacağnn
vurgulamıştır.
Knr'an-ı
Kerim'de kadm ve erkek; inanç, Allah'a itaat, ibadetler,
yardım, namusu konıına, tevazu, Allah'ı anma ve diğer
26
mükellefıyetler hususlarında hep eşit olarak kabul edilmiştir
Erkeğin aldı,
malı, dini, nesli ve namusu nasıl mukaddes ise, aynı değerler kadın için de
mukaddestir. Hatta neslin devamı ve eğitiminde kadmın rolünün erkekten fazla
olduğu bir gerçektir. Erkek çocuğunu da kız çocuğunu da kadın dünyaya getirir
ve her ikisini de öncelikle anne eğitip yetiştirir.
doğnıluk,
Hz.
sabır,
Peygamber,
ilim
öğrenilmesi
konusunda
kadın-erkek
ayrımı
gözetınerniştir 27 Kuı·'an-ı, kadm-erkek ayırt ctıncden bütün insm1lara tebliğ
etmiştir. 28 Hz. Peygamber döneminde kadınların Cuma namaziarına katıldıkları
da görülmektedir .Z'
"Kadınlarla iyi geçinin"30 rnealindeki ayet-i kerirne Hz. Peygamber'in
hem aile hayatmda uygulama alanındaki yerini alınış ve hem de bununla ilgili
sözleri sahabilere verdiği emir ve tavsiyeler arasmda önemli yer tutmuştur.
Kadınların
dövülınernesini,
kötü sözlerle tahkir edilınernesini, terk
edilmernesini ve onlara karşı saygılı- nazik davranılmasmı daima telkin ctıniştir.
31
"Kadınları ancak kötüleriniz döver."
diyerek dövınc kabalığını ancak
kötülerin yapabileceğini vurgulamıştır.
Kadınların haldan ve eşitliği konusunu ön plmm çıkarması hususunda
Peygamberimizin daha bir çok faaliyetleri vardır. Bu konuda yazılmış pek çok
eserler de vardır. Biz bnrada Hz. Peygamber'in bu konudaki hassasiyetini ve
çağiara kadın haklan konusunda nasıl bir imaj sunduğunu ve ışık yaktığmı
vurgulamak istedik.
23
Nahi, 58-59.
24
Tirmizi, IV, 318 vd.
25
İbn
26
Ahz§.b, 35.
Hanbel, IV, 15 1.
İbnMace,l,81.
İbn İshak. es-Sfre, tah. Muhammed Hamidullah, Konya 198 I'· s. 128.
İbn Sa'd, VIII, 216.
30
Nisa, 19.
31
İbn Sa'd, VIII, 204.
27
28
29
9
2-Çocuk ve Gençler:
Çocuklara ve Gençlere derin bir sevgi ve şefkat besleyen Hz. Peygamber,
seviyelerine inerek onların sorunlarına eğilmiştir. Çoculdarı kncağına
alıp okşardı. Bir defasında tarunu Hz. Hasan' ı öperken yamnda duran Akra B.
Habis onu görür ve "Siz çocukları öper misiniz? Benim on çocuğum var,
hiçbirini öpmedim" der. Bunun üzerine Hz. Peygamber ona "Merhamet
etmeyelle merhamet olunmaz " dcr. Gene "Siz çocukları öper misiniz? Biz
öpmeyiz" diyen bir kişiye "Allah senin kalbinden merhameti kaldırdıysa ben ne
yapabilirim'' diye tepkisini gösterir. 32 Çoculdarı daima hoş tutmuş, namaz
kılarken, hutbe oknrken bile onlara karşı hoş davranışlarını sergileıniştir. Onun
tarunu kucağında iken namaza geldiği, çocuğu bırakıp namaza durdui:,>u,
sccdcde iken çocuğun sırtına binmesi üzeriııe secdeyi uzattığı, gene namazda
omuzuna binen çocuğa şefkat gösterdiği 33 naldedihnektedir.
onların
Hz. Peygamber çocuk ve gençlere selam verir, onlarla ilgilenir ve
34
hatıriarını sorardı. Bayram nanıazının kılınacağı yere (musalla) kadınlarla
birlikte çocuklar da çıkarlardı. 35 Onların haklaruım korunmasım istemiştir.
Savaşlarda kadmların ve çocukların öldürülıııemesini özellikle emretmiştir. 36
Bir defasında malının tamamını Allalı yolunda harcanmak üzere vasiyet etmek
isteyen Sa'd B. Malik'in bu tavrını hoş karşılamaımş ve "Çocuklarnıa ne
bıraktm?" diye sormuş, bir şey bırakınadığını öğrenince de malının onda
dokuzunu çocuklarına bırakmasını söylemiştir. Sa'd B.Miilik'in israrı üzerine
üçte birini vasiyet etmesine müsaade etmiş, fakat onu bile çok bulduğunu
belirtmiştir. 37 Çocuklar arasında adaletin gözetilmcsini "Allah 'tan korkun ve
çoculdar arasında adaleti gözetin"38 diyerek açıkça istemiştir. Çocuklara mal
bağışlaıımasnıda adil davranılınamasmı zulüm olarak değerlendirıniştir. 39 Bir
defasında kendisine gelen bir heyetin eşyalarını beldeyen çocuk yaştaki Anır B.
40
Ethenı'e eşyaları beklediği için hakkım balışiş olarak verdirir.
Böylece
çocukların haldarının korunmasının gereğini gösterir.
32
Buhar!, VII, 75; Tirmizi, IV,318.
Buh§.rt, VII, 74-75; İbn Hanbel, VI,467.
34
İbn Mılce, II, 1220.
35
Buhaı11I 8
36
Buhar!: ıV, 2ı; Mlllik 1, 447-448.
33
37
38
Tirmizi, IV, 305-306.
Buhar!, III, 133-134.
MUslim, ll, 1243.
40
Viikidi, lll, 979-980.
39
F.2
lO
Çocukların
eğitilerek
terbiye edilmesini
anne-babaların
çocuklarına
bırakacağı en güzel miras olacağını belirtmiştir.< 1
Hz. Peygamber'in kendi gençliği bütün gençlere örnek niteliktedir. Onun
"el-Em!n=güvenilir" lakabını aldığı devir gençlik devridir. Peygamber olduktan
sonra da vahy katiplerini gençler arasından seçmiş ve gençlere bir çok önemli
görevler vermiştir. Kıyamet gününde arşın gölgesi altında ımıtlu olacaklar
arasında, gönlü Allah'a bağlı, severek Allalı'a ibadet eden gençleri de
42
saymıştır.
Günümüz gençliğinin onun gençliğinden alacağı çok motifler
vardır.
3-Yaşlılar:
Hz. Peygamber çocuklara ve gençlere karşı nasıl hareket edileceğini çok
şekilde izah ederken yaşlılara karşı da nasıl davrarulacağını da
vurgulamıştır. Çocuklar, gençler ve ihtiyarlar arasında olması gereken sevgisaygı ve kaynaşmarun gereğini şu sözleriyle çok güzel ifade etmiştir:
güzel
-"Küçülderine merhamet etmeyen ve büyüklerin
3
değildir. '"'
haldeını
-"Herhangi bir genç, yaşından dolayı bir ihtiyara
da ilıtiyarlığmda ona hizmet edecek kimseler yaratır. "44
saygı
bilmeyen bizden
gösterirse, Allah
Şüphesiz yaşlılar,
bilhassa yaşlı anne-babalar çocuklarından, başta ilgi ve
saygı olmale üzere çok şeyler beldcrler. Onların beklentilerini hayal kırıklığına
dönüşrunuemek için güç ve inıkanlar nispetinde yapılabilecek görevleri yerine
getirmek gerekir.
4-Yetim
Hakları:
Hz. Peygamber, bizzat kendisi de yetim olarak büyümüştür. Bu nedenle
ne demek olduğunu, yetimlerin halelarının önemini en iyi bilendir.
Bunun için cahiliye döneminden beri türlü halesızlıklara uğratılan ve boynu
bükük bırakılan yetimlerin haklarımn konrumasını istemiştir. Kur'an-ı
Kerim'de "0, seni yetiın bulup barmdırınadı mı?" 45 buyurularak bizzat Hz.
Peygamber'in yetim olarale büyüdüğü vurgulanmaktadır. Gene Dulıii süresinde
yetimliğin
41
Tirmizt, IV,337.
42
Buhar!, I, 160-161.
İbn Hanbel, II, 185.
43
44
45
Tirmizi, IV, 372.
Duha,6
-,- ,-
ll
"Yetiıni sakın
istenmektedir.
ezıne! "
46
dertilerek
şahsında
yetiıne
ıyı
davranılması
Anlatacağımız şu olay, İslam dillinin dul ve yetimlerin haklarını
korumaya verdiği önemi gösterınektedir. 47 Ensardan bir adam (Evs B.Sabit)
ölür, geride bir dul hanım ve üç yetim kız bırakır. Ölen kişirıin hiç oğlu yoktur.
Amcası oğulları, omın malının tamanunm alırlar. Dul kadına ve yetim üç kıza
bir şey vermezler. Kadın, durumu Hz. Peygamber' e şikayet eder. Hz.
Peygamber, onlara adam gönderir. Varisler malın kendilerine ait olduğunu
söylerler. Çünkü Arap adetine göre, mirasa yalnız ölenin erkek alaahası varis
olurdu. Bu olay üzerine şu ayet-i Kcrime nazil olur: "Ana babanın ve yakınların
bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır; ana babanın ve yakınların
48
bıraktıklarmdan kadınlara da bir pay vardır ... " Bu durum hem kadın hem de
yetim haklarınm ne kadar önemli olduğunu açıkça göstermektedir.
Kur'an-ı
yelimierin maliarım yiyenler şüphesiz
olurlar." ve "Rüşt çağına erişinceyc kadar,
49
yetiıniıı malına, sadece en iyi tntnmla yaklaşın"
derıilerek yetim malı
yiyenlerin karıniarına ateş dolduracaldarı belirtilmiş ve yetimlerin ınalları
Kerim'de:
"Haksızlıkla
karıniarına aııcak ateş tıkınmış
korunması istenmiştir.
Beşir
b. Akrebe adlı sahabi , henüz çocuk iken, babası Uhud savaşında
şehit düşer. Bunun üzerine Hz. Peygamber Beşlr'i ziyaret eder. Onun ağladığnn
görür. Bunun üzeriııe "Ağlama, ben babaıı, Aişe de aıınen olsun istemez misin?"
50
diyerek onu teselli eder. Beşir de "Evet" cevabını verir.
Hz. Peygamber, içinde yetinı barındıran ve yetime iyi davramlan eve
büyük önem venniş ve bu konuda şöyle demiştir: "Müslümanların evleri
arasında en iyisi içinde kendisine iyi davraınlan yetim bulunan evdir. En kötüsü
de, içinde yetinı bulıınup da kendisine kötü davranılan evdir."51 demiştir. Bir
diğer sözlinde de: "Kim Allalı rızası için bir yetinıin başını okşarsa, elinin
doleunduğu her saç sayısmca iyilik yazılır. Kim yanında bulunan yetinı erkek
veya laz çocuğa iyi davranırsa ben ve o, ceıınette şu ikisi (parmaklarını
52
birleştirerek) gibidir."
buyurarak yetime iyi davranarun durağınm cennet
olacağnn belirtmiştir. Gene haklar konusunda şöyle buyurmaktadır: "Helak
46
47
48
49
50
51
52
Duhii 9
İbrahim.Sançam, Hz. Peygamber 'in Çağ11nıza Mesajları, TDV Yayınları, Aııkara 2000, s. 93.
Nisfi 7
En'a~.'ıs2.
Buhaı1, et-Tarflııı'l-Kebfr, Haydarfibfid 1941, Il, 78.
İbn M3.ce, II, 1213.
İbn Hanbel, V, 250.
12
edici yedi şeyden kaçınınız: Şirk, büyü, adam öldürme, riba yeme,
kaçma, iffetli kadına zina isnadında bulunma". 53
savaştan
S-Köleliğin Kaldırılması:
Peygamber İslam öncesinden kalma kölelik müessesesinin
konusunda büyük gayretler göstermiş ve teşvik edici kurallar
koymuştur. Eskiden köleler insan yerine konulmazken İslam'la birlikte
kimliklerine ve insani haklara kavuşmuşlardır. Kölelerin hürriyetlerine
kavuştuıniması daima teşvik edilmiştir. 54 Günümüzde köleliğin kaldırılması
konusunda Hz. Peygamber'in bu kaldıuna teşviklerinin büyük rolü olmuştur.
Hz. Muhanuned ayrıca köle bir kadının hür bir kimseden olan çocuğunun da hür
olması kuralını getirıniştir. Bu, o dönemlerdeki Avrupa'mn anlayışına tamamen
aykırı bir yenilikti. Söz konusu yerlerde aynı konumdaki bir çocuk hürriyetten
yoksınıdu. öte yandan Hz. Muhammed bu konumdaki bir çocuğun annesinin
satılabilmesi veya hediye edilebilmesi imkfuum da ortadan kaldırrruştır. 55 Sözün
IC1sası konulan tedbirlerle kölelik gibi insanlığın yüz karası bir müessese
yeryüzünden silİnıniştir.
Hz.
kaldırılması
6-Din ve Vicdan Hürriyeti:
İnsanların sahip olduğıı din ve vicdan hürriyeti konusunda ilk temel
esaslar Kur' an-ı Kerim tarafından koınnuştur 56 "Dinde zorlama yoktur.
Doğruluk, eğrilik birbirinden kesin olarak ayrılmıştır. "57 "Eğer Rabbin dileseydi
yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlcrdi. O halde, inanuıaları için
insanları zorlayacak mısın?"58 ayetleri bu konudaki İslanı'm temel tavrım
belirlemcktedir. İlk zikredilen ayetİlı calıiliye döneminde Y alnıdilere evlatlık
olarak verilen ve onların evinde museviliği benimseyen Arap çocuklarının
İslanıiyettcn sonra asıl aileleri tarafmdan geri alınmak ve müslüman yapılmale
istenmesi üzerine indiği göz önüne alımrsa İslam'da din ve vicdan hürriyetiııin
nasıl titizlik ve samirniyetle komlllllalc istendiği daha iyi anlaşılır. Hz.
Peygamber'in Meldce'den Medine'ye göç etmesinin akabinde burada bulunan
gumpların bir araya gelerek meydana getirdiği siyasi yapının temeliıli oluşturan
ve Batı literatüründe genellikle "Medine Anayasası" olarak amlan sözlcşmede
53
54
55
56
57
58
BuMrf, III, 195.
Nisa, 92; Beled, 13; Miicadele, 3; Mfiide, 89.
Augusle Bebel, Hz.. Muhammed ve Arap Kiil!ürii, İstanbul 1997, s.89.
M. Akif Aydın, "İslam Hukukunda Gaynınüslimlerin Din ve Vicdan Hürriyeti", İstanbul Belediyesi İnsan
Haklan Sempoz)rumu, İstanbul 1994, s.129.
Bakara, 256.
Yunus, 99.
13
Yalındilerin
din ve vicdan hürriycti açık bir biçimde yer almaktadır.
"Yahudilerin dini kendilerine, müslümanların dini de kendilcrinedir." (md. 25) 59
Din hürriyeti bir dinin yaşamnasmda o dinin mensuplarımn hiçbir
kalmadan serbest ohnaları demektir. Her insanın din hürriyeti
bakımmdan bir takmı. hakları vardır. Bunları, inanma hakkı, ibadet hakkı, dinini
öğreıune-öğretme hakkı, dinin emirlerini yerine getimı.e hakkı şeklinde
6
sıralayabiliriz ° Kur'an-ı Kcrim'e dayalı haklar olarak Hz. Peygamber, bu
hakları başka din mensupianna daima tamımştır. Fakat günümüz dünyasında bu
hakların tanı verilip verİlınediği halen tartışma konusu olduğu görühnektedir.
baskıya manız
D- Çevre Sorunları
Açısından
Hz. Muhanuned, insamn sağlıldı yaşayabilmesi temiz bir çevreyle
mümkün olacağnı.dan bugün dünyamızın baş sorımiarı arasında yer alan çevre
sonıniarına daha yaşadığı çağda önem vcmriştir. Yaşadığı çevresiılİ en fazla
kirJeterek veya bozarale kendi ruh ve beden sağlığını tehlikeye sokan insanın
bizzat kendisi olduğundan Kur'an-ı Kerim'de: "Kendi ellerinizle kendiırizi
tehlikeye atmayınız" 61 buyunılnmştur.
Ruh ve bedenden teşeldcül eden insanın hayatını sağlıklı bir şekilde
sürdürebilmesi için bu iki türlü varlığma zarar verecek her türlü hususa dikkat
etmesi gerekmektedir. Bu da ınıcak temiz, sağlıldı, düzenli bir çevre içerisinde
yaşamalda mümkündür. Bunun için de havanın, suyı.m ve toprağın temiz olınası
lazımdır. Bu sebeple Hz. Peygamber: "Temizlik imandandır" diyerek her türlü
temizliğin imanın gereği olduğunu belirtmiştir. Her vesile ile vücudun,
clbiselerin ve çevreılİn temiz tutulmasnn dile getirıniştir. "Kim soğan, sarınısak
yerse ağzındaki koku·yok oluncaya kadar toplumumuza gelmesin. "62 diyerek pis
kokuyla çevrenin rahatsız edilmemesini belirtmiştir. Çünkü Kur' an-ı Kerim' de:
"Muhakkak ki Ceııab-ı Allah tevbe edenlerle; çok temiz/enenieri sever. "63
buyunnuştur. Gene Hz. Peygamber: "Gücünüzün yettiği her şeyi temiz tutunuz
ve temizleyiniz. Zira Allah, İslamiycti temizlik üzerine bina etmiştir. Cennete
ancak temiz olanlar girecektir." 64 diyerek İslamiyetİn temelinde temizlik
olduğunu ve temizlerin ceımete gideceğini belirtmiştir. Diğer bir hadisinde:
"İnsanları zalmıete düşürmekten korkmasaydmı, onlara her namaz vaktinde
59
6
Muhammed Hamidullah, MecmuaUi'l- Vesôki's-Siyasiyye, Beyrut 1407, s.61.
° Fahri
61
62
63
64
Kayadibi, "Din ve Vicdan Hilrriyeti-Hoşgörii-Birlik ve Beraberlik", Cumhuriyetin 75. Yılında
Türkiye'de Din ve Devlet İlişkileri Sempozyumu, KSÜ Rektörlüğil Yay., No:54, K. Maraş 1998, s. 43.
Bakara,I95.
Fetlıu '1-Kebir, c. 3, s. I71.
Bakara, 222.
Ramuzu '1-Eiıadh:, s. 258.
14
dişlerini fırçalamayı emrederdim"65
diyerek ağız temizliğinin önemine dikkati
çekmiştir.
Diğer
taraftan Hz. Peygamber , çevrenin en önemli unsurları olmı bitki ve
hayvan haklarımn konımnası konusunda da günümüz dünyasına örnek
olmuştur.
1-Bitkilerin
Kur' an-ı
Korunması:
Kerinı' de:
"Allah Teala sizi topraktan
yarattı
ve sizden
toprağı
inıar etmenizi istedi."66 denilmektedir. Biliyonız ki, toprağın iman, onun ekilip
ilc mümkündür. Yine bir başka ayettc: "Orada
hurmalıklar ve üzüm bağlarından cennetler var ederiz, aralarından pınarlar
67
kaynatırız"
denerek ağaçlıklar, orman ve konıluldar, ceıınetle tavsif
edilınektedir. Bu sebeple Hz. Peygmnber: "Kıyamet kapacağı zaman bile olsa,
birinİlı elinde bir ağaç fidanı bulunursa, kıyamet kopmadan, onu dikıneye gücü
yeterse, hemen diksin." 68 buynnıyor. Bir diğer hadisiııde: "Bir kimse bir ağaç
dikerse, Allah (c.c.) o kimse için, diktiği ağacın meyvesi ve yaprağı kadar
manevi ecir ve sevap yazar" 69 diyerek ağaç dilanenin ne büyük sevap olduğunu
dile getirir. Ağaçları kesip-yakıp yok edenler için de: "Meyvesinden,
gölgesinden halkm istifade edeceği bir ağacı (Sidr) kesen kimseyi Cenab-ı Hak,
tepe-taklak cehenneme atar."70 Diyerek ağaçları imha etmenin cezasımn
cehennem olduğunu belirtmiştir.
biçilmesi ve
ağaçlandırılması
2-Hayvanların Korunması:
Hz. Peygamber, hayvan haklarına da büyük önem vermiştir. "Kim haksız
yere bir serçe veya daha büyük hayvanı oldürürse, Allahu Teala kıyamet
gününde onu ondan sorar. " 71 buyurur.
Bir defasında ona "Hayvanın Hakkı nedir?"diye sordular. Resul-i Ekrem:
"Onun hakkı, onu kesip etini yeınendir, başını koparıp onu atman değildir."
Buyurdu. 72
65
Riyazu 's-Salilıiıı, No: 1201.
66
Hud, 61.
Yasin 34
67
68
Fetlıı/'t-Kebir, l/267.
İbn Hanbel, 5/415.
ıı Camiii'~·-Saglr, Mısır 1321,2/164.
69
7
71
Nesei, Sünen, 7/239.
72
MUslim, 3/l548.
15
Hayvanlara eziyet ve işkence yapmayı yasaklamıştır. "Kim bir hayvana
yüzünü, kulağını veya kuynığunu kesmek suretiyle eziyet eder ve sonra tevbe
etmeden ölürse, Allahü Teala kıyamet gününde ayın ceza ile kendini
73
cezalandırır." demiştir. "Merhamet edin ki merhamet olunasınız, bağışlayın ki
74
bağışlanasınız" diyerek yaratılmışa merhamet etıneyi tavsiye etıniştir.
Böylece çevrenin
esasını teşkil
eden bitki ve
hayvanların yetiştirilip
konınmasmı istemiştir.
E-Çalışma ve İş Hayatı Açısından
1- İnsanları Çalışmaya Teşvik Etmiştir
Hz. Peygamber, çalışmayı, helal kazanç temin etmeyi, daima ileri gitıneyi
tavsiye etmiş; tembelliği, zamanı boşa harcamayı ve yerinde sayınayı hoş
görmeyerek kınaınıştır. Çünkü Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de: "İnsan için kendi
çalışmasından başka bir şey yoktur. Ve çalışması da ileride görülecektir. Sonra
ona karşılığı taın olarak verilecektir."75 Buyuruyor. Bunun için bu alanda
güvenilir olına, doğmluk, adaletli alına, sözleriyle davraruşları arasıda uygunluk
olması ve işçi-iş veren lıaklarmın gözetilmesi konusunda dikkati çekiyor.
Kişinin çalışarak üretimde bulunmasını, ailesini geçindirmesini ve topluma
faydalı alınasım daima teşvik ediyor.
Onun
düşünülerek
çalışına konusundaki bazı sözlerini burada zikrederek üzerinde
hareket edilmesinin gereğini burada vurgulamak istiyomm:
-"İıısanlarm en hayırlısı, insanlara en faydalı olandır." 76
-"Allah kı.ılunu, helalkazanç talebinden yorgun düşmüş görmeyi sever."17
-"İnsanın yiyip içtiklerinin en helal ve bereketli olaın, çalışıp kazaııarak
aldıklarıdır. " 78
-"Kişinin sırtında odun taşıyarak geçimini sağlaması, versm veya
vermesin birisinden bir şey istemesinden daha hayırlı dır.,,.
73
Nemi, 27/16.
14
Mecmeu 'z-Zevaid ve Meııbeu'l-Fevaid, 8/186.
75
Necm,3941.
76
250 Hadis, DİB Yayınları, Ankara, 152. Hadis.
77
Tae, II/35.
78
İbn Macc, H. No: 2137.
79
Bııhari, B UyG, 15.
16
-"Allahım! Tembellikten,
cimrilikten sana sığllllrllll. " 80
korkaklıktan, ihtiyarlığın verdiği düŞkünlük
ve
-İçinizden kim bana, insanlara yük olmayacağına, onlardan bir şey
istemeyeceğine söz verebilirse, ben ona Cennette olacağım garanti veririm. "
81
-"Hz. Peygamber, kişinin çalışmasını, üretimde bulıllllllasını ve ailesini
geçindirmesini, Allah yolunda gayret ve gündüzleri oruç geceleri namazla
geçimıe ile bir tutmuştur.'~ 2
-"Hiç bir kimse kendi elinin
lokma asla yi yemez. " 83
emeği
-"Servet, bir müslüman için ne güzel
84
fakire, yetime ve yolcuya venniş olsım. "
2-Çalışma
ile
kazandığından
arkadaştır.
daha
hayırlı
bir
Yeter ki o, servetinden
ve Ticarette Doğruluk:
Hz. Peygamber, "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol"85 ilahi emre hayatı
boyunca özenle uymuş ve müslümanlarm da uymasıııı istemiştir. Yapılan işin
sağlam yapılınasını ve ticaretin de doğru yapılmasilll daima istemiştir. "Doğru
sözlü ve her konuda kendine güvenilen bir ticaret adamı, ahirette Peygamberler,
sıddlkler ve şehitlerle beraber olacaktır" diyerek doğru ticaret adamlarını övınüş
ve mükil.fatlarllllll yüksek olacağını belirtmiştir. Bir gün çarşıda dolaşırken bir
buğday yığllllnın önünde durup, elini yığının içine daldırınca, belirli bir
ıslaklığın farkıııa varır. Bunun sebebi olarak yağmurdan ıslanabileceğini
belirten mal salıibine; ıslak tarafı herkesin görebileceği şekilde üste koyması
gerektiğini söyledikten soııra "Bizi aldatan bizden. değildir" 86 buyurmuştur.
Gene bir hadisinde: "Müslüman, diğer insanlarm elinden ve dilinden güvende
olduklan kimsedir. " 87 diyerek gerçek müslümamn eliyle ve diliyle başkalarına
zarar veremeyeceğini belirtmiştir.
80
Buhfiti, III, 224.
81
Tae, II, 36.
Buhfiri, Nafakat, 1; İbn Mace, Il, 724.
Buhirt, U, 9.
84
İbn Hanbel, Müsned, c. III, s. 21.
82
83
85
86
HOd, 112.
MUslim, I,99.
87
MUslim, Kitabu'l-İman, Bab:14, H. No: 41.
17
3-Ticareti Teşvik:
Hz. Peygamber: "Rızkın onda dokuzu ticarette" 88 diyerek insanlan
ticarete teşvik etmiştir. "Korkak tacir mahnımdur, cesur tacir ısc
nzıklandırıhnıştır" 89 diyerek !icarette atılganlığm önemini vurgulamıştır.
İşçi-İşveren İlişkileri:
Hz. Peygamber, işçi-işveren ilişkilerine çok önem vermiştir. işçilere ağır
iş · yüklell1llesi,
ödetilmesi gibi
ücretİlı
geciktirilınesi,
yere işçıye
adaletli bir şekilde
davraınlıuasını ve kardeş muamelesi yapılınasım emretmiş, bu prensipleri de
91
hayatında uygulamıştır 90 "İşçiye ücretini teri kunımadan veriniz" diyerek
işçiye ücretinin zamamuda verilmesini belirtmiştir.
kaybolan
malı
haksız
haksız uygulamaları yasaklanuş, işçilere
Hz. Peyganıber çalışmaya, ticaret yapmaya, ilerlemeye bu kadar önem
vermesine rağmen müslüman milletierin dinde yasaklaımuş olan teınbellil< ile
geri kalarak bu konuda dinin ruhuna ters düşmeleri akıl-mantık işi değildir.
Fakat çalışan başka dinden de olsa karşılığılll görür.
4- İşi Sağlam Yapmak:
kazarken göze hoş
beliren bir deliğİn kapatılınasım
mezar kazıcısından istemiş ve yapılan işin sağlam ve noksansız yapılıııasnu
belirtmiştir. Bu tavrıyla san'at ve estetiğin de önemini vurgulamıştır.
Hz.
Peygamber
görülınediğinden dolayı
oğlu
mezarın
İbrahim'in
bir
ınezarım
köşesinde
F-Ahlak Açısıdan
Her türlü alılaksızlığm cirit attığı bir dönemde Peygamberlik görevi ile
gelen Hz. Muhanuned' in en önemli özelliği ahlaken en üstün ve ınükeınınel
olmasıdır. Onun ahlakı Kur'an-ı Kerim'de: "Hiç şüphesiz Sen, büyük bir ahlak
üzerindesin"92 şeklinde övülınüştür. Kendisi de: "Ben, ancak güzel ahliikı
tamamlamak için gönderildim" 93 diyerek görevinin güzel ahlakı tamamlamak
olduğunu belirtıniştir.
88
89
90
91
92
93
Münavi, Feyzü'l-Kadir, Mısır 1938, III, 244-245.
İbn Mace, II, 832.
Geniş bilgi için bkz. Ali Bardakoğlu, "İslam Hukukunda İşçi-İşveren Münasebeti", İslam'da Emek ve İşçi
İşveren Münasebetleri, İstanbul1986, s. 179; Hüseyin Atay, İslam 'da İşçi İşveren ilişldleri, Ankara 1979.
İbnMılce, II, 817.
Kalem, 4.
Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.2, s.381; Buhari, Edebü'lmilfred,s.78.
18
Hz. Peygamber (s.a.s.)'in vefatından sonra Hz. Aişe'ye: "Resfılullah
aleyhisseliiının alılakı nasıldı?" diye soruldu.
Hz. Aişe, onlara "Sen hiç Kur'an okuınuyor musun? Resfılullahın ahliikı
Kur'an'dan ibaretti." dedi. İşte Onun ahialanı tanımak isteyen Kur'aıı'ı okusun
ve onu orada görsün.
el-Emln~Güvenilir Oluşu:
Hz. Peygamber, daha peygamberlik görevi gelmezden önce kendisine
lakabı takılınıştı. Çoculduğımdan beri hiçbir eğri ve
güvensizlik tarafı görülememiş ve kendisine bu vasıf talalınıştır. Emanetler ona
güvenilerek teslim edilirdi. İşte kırk yaşnıa geldiğinde ve Peygamberliğini halka
söylediğinde buna kimsenin itiraz edecek tarafı yoktu. O,İnsan-ı Kiimildi.
Şimdiye kadar yalan söylemeınişti ki şimdi söylesin. Fa\mt bazı inatçı ve eski
alışkanlıklarından kapamayanlar itiraz ediyordu. Ama ala! ve vicdanlar onu
"el-Emln~Güvenilir"
onaylıyordu.
Çünkü onun özü, sözü ve yaşayışı tamamen birbirine uygundu.
Hz.Peygaınber,
iman ile güvenilir kimse alınale arasında sıkı bir bağ
bulunduğunu şu sözleriyle ifade etmektedir: "Emanete riayeti olmayanın imanı
yoktur. " 94 "Kişinin kalbinde iman ile küfiir bir arada bulunmaz. Güveniriilik ve
hainlik de bir arada olmaz."95 "Mü'min, insanlarm kendisine güvendiği
kimsedir. Müslüman, dilinden ve elinden müslümanların salim olduğu kişidir.
Nefsİnı kııdret elinde bulunan Allalı'a andolsun ki, kötüliüderden komşusunun
emin olmadığı kişi cennete giremez. " 96 Ernancte riayet rızık, hilinlik ise fakirlik
getiriL " 97 buyurınuştıır.
Görülüyor ki Hz. Peygamber güvenilir emin kişi olmanın toplum
imana dayalı bir parçası olduğunu açıkça ifade etmektedir. Gerçekten
de güven duygusu günümüz dünyasııım en fazla muhtaç olduğu bir husustur.
Ailede güven, iş yerinde güven, ticari hayatta güven, her alınıda güven, kısaca
toplumun her kesiminde güven önemlidir.
ahlakının
Hz. Peygamber'in ahlaki yönlerinden insanlığnı alacağı çok hususlar
vardır. Hz. Enes onu "Yanında on yıl hizmet etmek için bulunduğum halde o bir
gün olsun bana öfkelemnedi, kötü söz söylemedi, iş buyurınadı, hep kendi işini
kendisi yaptı. Sözü güzel, yüzü güleçti." şeklinde anlatıruştır.
94
95
96
97
İbn Hanbel, III, 135-154.
İbn Haııbel, II, 349.
İbn Hanbel, III, 54.
Buhari, Kitabu'l-Emllnet.
19
Günümüz müslümanlarının en büyük sıkıntısı sözleriyle davranışlarının
uygun olmayışıdır. Oysa ki "Din ınuanıeledir." İşin sözüne uygun ve sağlam
olacak. Dini iyi yaşamanın alanıeti yapılan işlerin dinimizin istediği gibi
dosdoğnı ve düzgün olmasıdır. Bu dunını aynı zanıanda iman ve ibadetlerin
gereğidir. Bunun için Kur'an-ı Kerim'de: "Muhakkak ki samirniyetle kilınan
namaz insaniarz her türlü kötülükten men eder"98 buyunılınuştur. İşte Hz
Muhanınıed bu dunınıuyla bütün insanlığa her zaman örııektir.
Hz. Peygamber'in
kanatkarlığı,
davraıuşları, nazildiği, muhtaçları
ve
hayat
sadeliği, cömertliği,
düşkünleri
insanlara güzel
gözetmesi ve insanlara hİZllleti
, kısaca kişiliği daima insanlara örııek motif oluşturacaktır.
G- Aile Açısından
Peygamberimiz örııek bir aile reisi olarak insanların eş ve çocuklarına
ahlaken nasıl olması gerektiği konularmda emir ve tavsiyelerde
buluılllluştur. "Sizin en hayırlınız ailesi için hayırlı olandır. Bana gelince ben
aileme karşı en hayırlı olanınızım" 99 diyerek kişinin ailesine karşı hayırlı olması
konusunda tavsiyede bulunınuştıır. "En hayırlznız hanımlarımza karşı iyi
100
davrananızdır. " diyerek de eşierine karşı iyi davrananları hayırlı insan olarak
nitelendirmiştir. Enes b. Mali!< ise "Ai/esine Resuluilah kadar şefkatli bir kimse
görnıedim. " 101 demişti
karşı
Aile fertlerine karşı yumuşak davraıunayı inıanın gereği ve bir ahlak
olarak kabul etmiştir. "Mü' minlerin iınanca en mükemmel olanı, ablakça
en güzel olaıu ve aile fertlerine yumuşak davrananıdır. " 102
kuralı
Sahabe-i Kirama hanınılarma daima iyi davranmalarını öğütlerken onları
dövmeyi de men etmiştir. "Kadınları ancak kötüleriniz döver" 103 demiştir. Bir
diğer sözünde de: "Kadmlarınızı nasıl dövüyor, sonra da akşam olunca beraber
yatıyorsunuz" 104 şeklinde kıııanuştır.
98
Ankcbut, 45.
99
İbn Mace, I, 636.
İbn Mace, I, 636.
100
101
İbn Sad, I, 36.
İbn Hanbel, VI, 47.
İbn Sad, VIII, 134.
104
İbn Hanbel, IV, I7.
101
103
20
I- idarecilik Açısından
İstişare
üzerine kumlmuştur Kur'an-ı Kerim'de
105
Bizzat Hz. Peygamber' e İstişare
106
etmesi emrolunur. Hz. Peygamber de bu emre uyarak salıabilerle istişaredc
bulunmuştur. Ebu Hureyre bu konuda şunları söylemiştir: "Resfılullalı'tan daha
fazla arkadaşları ilc İstişare eden hiçbir kimse görmedim. " 107 İşte onun
idaresindeki can alıcı nokta budur. Her konuda insanlarla İstişare ederek doğnı
kararlar alabilmek Hz. Peygamber'in idaredeki bu model davranışı günümüz
idarelerine de yansımıştır. O, İstişare yanında Bey'atı'da getirmiştir. Bey'at'uı
kelime manası cl tutuşarak bir konuda ınisaklaşma/alıdleşıne. Kadınlar da var
bunun içinde. Ya bizzat alıyor, ya görevlendiriyor birini, daha çok Hz. Öıner'i,
git benim adınıa biat al diyor. Böylece kadımn da seçme-seçilıne hakkını o
günden tanıyor.
Hz. Peygamber'in idaresi
İstişarenin önemi üzerinde çok durulur.
Şilrii'nuı yanında Bcy'at'ı
zaman
da getirmiş. Bütün bunları toparladığnnz
görüyorsunuz: Yönetim şeklini Kur'an, şura ve bey'at'a
Bu da Kur'aııi prensipiere sadakatle cumhuriyet ve
şunu
dayaııdırıyor.
deınokrasidir.
108
Hz. Peygamber idari ve diğer her türlü faaliyetlerinde adalet ve ahialcı
esas alınıştır. İslam'ın doğduğu sırada Araplar ve Yalıudiler arasında sınıf
farkları mcvcuttu. İslaın döneminde ise, bu dini kabul eden herkes eşit
sayılıyordu. İdareleri altuıdalö, gayri müsliınlerin kendi aralarındaki
eşitsiziiideri bile ortadan kaldırıyordu.
içte barış ve huzuru, dışta da emniyeti sağlamale Hz. Peygamber'in temel
hedeflerinden biriydi. Nitekim cahiliye döneminde kabileler arasmda savaşlar,
kanlı soygunlar, kervan baskınları ve kan davaları eksik olmazken, Hz.
Peygamber dönenıiııde bunlar büyük çapta önlcınniştir. 109
Kur' an-ı
Kerim'de
Peyganıber
İlısanlar
arasında
adaleti
Bunun için Hz. Peygamber, adalete ve kul
Zulmü ve halcsızlığı her zaınan kötülemiştir.
Hz.
gerçekleştirmekle emrolumuştur.
hakkına
105
106
107
108
109
110
çok önem
vemıiştir.
110
Sarıçam, a.g.e., s. 36.
Al-i İınrfin, 159.
Yakidi ll 580
Yaşar' N~ıri Öztürk, "Kur'an'a Göre Hukuk Devleti ve
Sayı:l, İstanbul1999, s. 21.
Sarıçanı, a.g.e., s. 38.
Şfırfi, 15.
İnsan Hakları", lO.İ!ahiyat Fakiiltesi
Dergisi,
------- --:·
21
"Müslüman,
müslümanın
müslüınamn kardeşine
kardeşidir, ona zulınetmez. ,ı ıı
zulüm edemeyeccğini vurgulamıştır.
diyerek
bir
İ- Sosyal Dayanışma Açısından
İslam dini, yardunlaşmayı, dayanışmayı, düşkünleri gözetmeyi bir ibadet
tarzında değerlcndirıniştir.
Zclclt, sadaka-i fıtr, fidye gibi mali ibadetler bunun
en açık örneğidir. Kur'an-ı Kerim'de "İyilik ve takva üzerinde yardımlaşm,
kötülük ve zulüm üzerinde yardımlaşmaym" buyurulmaktadırn 2 Demek ki her
türlü iyilik konusunda yardımlaşma olacak, fakat günah ve kötülük üzerinde
asla olmayacaktır. Hz. Peygamber aldığı tedbirlerle toplumun her kesimini
korumayı amaçlamıştır. Yoksullar, düşkünler, köleler, borçlular, zayıflar hep
koıunmuşlardır. Hz. Peygamber, Kur'an'ın koyduğu sosyal dayanışma ilkelerini
hep uygulamıştır.
K-
Barışı Sağlama
hayatı boyunca insanlar arasında barışı temin etmeye
Mecbur
kalmayınca
savaşınamıştır.
Savaş,
savunma
mecburiyelinden yapılmıştır. "İslam" kelimesinin "Barış" anlamına gelmesi
banşın önemini ve gerekliliğini gösterınektedir. Dininin adı "Barış" ınanasma
gelen bir peygamber, elbet de barışı temin için uğraşacaktır. Barış, sevgi ve
rahmet peygamberi olan Hz. Muhammed savaştan ve savaşınaktan hoşlamnazdı.
Kur'an-ı Kcıim'de inananlara "Hep birden barışa girınelcri"ı 13 emredilrnektedir.
Hz Peygamber' c de "Eğer onlar barışa yanaşıriarsa sen de ona yanaş ve Allalı'a
dayan, çünkü O, işitendir, bilendir."ıı• denilerek barışayanaşması istenmiştir.
Hz. Peygamber
çalışmıştır.
İslam
dininde mecburiyel karşısında savaşa izin verilmiştir. Müşriklerin
iyilikten, hoşgörüden ve yumuşak davraınştan anlamaınaları ve devamlı
saldırgan davraınnaları zora karşı zor kullamnayı, kuvvetc karşı kuvvetle
karşılık vernıeyi mecbur etıuiştir. Bu sebeplerden dolayı zorda olan
müslümanlara istemeseler de savaş izni zoraki verilmiştir. ııs Böylece barış için
savaş zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Meşn'l müdafaa, insan hakları ve din
hürriyetini güvence altına alınalc, toprakları yabancı saldırılardan korumak gibi
sebeplerle savaşa mecbur kalımnıştır. Ama bütün bunlarm ucunda barış vardı.
111
Zebidi, Salıihi Buhdrf Muhtasan Tecrfdi Sarfh 'f'ercemesi, çev. Ahmed Niim-Kfl.mil Miras, Ankara i98Ü83, VII, 360.
112
Mfiide, 2.
113
Bakara, 208.
Ental, 61.
Hac, 39-40.
114
115
~
22
Günümüz dünyasırnn çeşitli menfaatlerin çatışması neticesi" yapılan
için Hz" Peygamber'in barışçı kişiliğinden alacağı
çekişmelerden kurtulması
çok şeyler vardıL
Sonuç
Hz" Muhammed 23 yılık peygamberlik döneminde putperestliğin yerine
inancını, zulıııün yerine adaleti, ahlaksızlığın yerine alılakı, düşmanlığııı
kardeşliği, siirtüşmenin yerine dayamşmayı, cehaletin yerine bilgiyi,
tembelliğin yerine çalışmayı, savaşın yerine barışı getirıniştiL İnsanlık
sıfatiarını kaybetmiş insanlara, tekrar bu sıfatlarnu kazandınmştıL
tevhid
yerine
Onl\ll önıek kişiliği, bir çok güzel vasıflarıyla dünya durdukça insanlığa
tutmaya devam edecektiL Ahlakı, doğnıluğıı, güvenirliliği, adaleti,
cömertliği, teınizliği, çalışkanlığı, nezaketi, affediciliği, tevazusu, cesareti,
sevgi-saygısı ve diğer güzel vasıflarıyla hep insanlara örnek olınuştuc
O,insanlık için bir modeldiL
ışık
Calıiliye devriııin kan davalarını, cehaleti, znlmü, kini, soygunları, içki,
kumar, hırsızlık, yalan, gıybet, yetim malı yemek, soygun, düşmanhlc gibi
toplum huzurunu bozan kötülükleri ortadan kaldırınale için bütün gücünü
kullammştıL İnsan haklarını korumak, mal ve can emniyetini tenıinat altına
alıııak, sosyal dayanışmayı temin etmek, bunalunlan gidermek, herkesin
insanca yaşanıasun sağlamak için didinip durmuştuL Kendini değil canlı-cansız
bütün varlık alemini düşüınnüştüL
Onun
yaşayan
Getirdiği
önıek hayatı
insanlığa
değil,
ve güzel uygulamaları, sadece kendi zamanmda
tarih boyunca bütün insanlığa model olacaktıL
mesaj, bütün çağları
aydınlatacalctıL
Yeter ki O'nun örnek hayatı yeterince
insanlığa tamtılabilsin"
~:
••
Download