iBNÜ'I-MEWAz tadır. İbnü'I-Mehamm 20 Reblülahir 415 (1 Temmuz 1024) tarihinde vefat etti. Eserleri. 1. el-Lübab fi'l-fı~h (Lüba- ciltlik bir eserdir): el-Evsat; TaJ:ırirü'l­ edille; el-Kavleyn ve'l-vecheyn; Ru'usü '1-mesa'il. BİBLİYOGRAFYA : bü '1-(ll).h) (nşr. Abdülkerlm b. Su neytan el- · Amrl, Medine 1416). İsnev\'ile(Tabal).atü'ş­ Şafi'iyye, ll, 383) İbn Kadi Şühbe (Tabal).atü'ş-Şafi'iyye, ı , 175, 314) bu eserin İbnü'l­ Mehamill'nin torun u Ebu Tahir Yahya'ya ait olduğunu söylerlerse de bu doğru değildir. Şafii fıkhına dair kaleme alınan ilk muhtasar metinlerden olan el-Lübab üzerinde pek çok çalışma yapılmıştır. Veliyyüddin İbnü'l-lraki'nin Ten~il:ıu'l-Lü­ bab adıyla yaptığı muhtasarı Celal el-Bekrl ŞerJ:ıu Ten~il:ıi'l-Lübôb ismiyle şer­ hetmiş, Zekeriyya el-Ensarl ise bunu önce TaJ:ıriru Ten~il:ıi'l-Lübôb adıyla ihtisar edip (Kah i re 1858: ı 306, I 309, şer­ hiyle birlikte) . ardından TuJ:ıfetü't-tullab bi-şerJ:ıi TaJ:ıriri Ten~iJ:ıi'l-Lübôb ismiyle tekrar şerhetmiştir (Mekke ) 3I O, I 316). Bu şerh üzerine de Şehabeddin el-Kalyubl, Şemseddin eş-Şevberl, Abdülber b. Abdullah el-Uchurl. Şemseddin Muhammed b. Davud el-İnan!, Hasan b. Ali el-Medabigi ve Abdullah b. Hicaz! eş-Şerkavl haşiye yazmışlardır (bu eserlerin yazma nüshaları ve baskıları için bk. el-Lübab, neş­ redenin girişi, s. 35-37: Sezgin, I, 500). Z. el-Mu~ni' fi'l-fı~h . Şafii fıkhındaki pek çok hükmün özlü ifadelerle anlatıldığı tek ciltlik bir eserdir (nüshaları için bk. Sezgin, I, 500) . Birrivayete göre, İbnü'l-Mehami­ ll'nin el-Mu~ni' ve el-Mecmu' adlı kitaplarını inceleyen hacası Ebu Hamid, kendi eserlerini aşırı derecede ihtisar ettiği ve Şafii mezhebi dışındaki görüşleri (hililf) yansıtmadığı için kitapları eleştirmiş. bu tutumun ilm-i hilafı öğrenme isteğini azaltacağını belirtmiş ve onun derslerini takip etmesini yasaklamıştır. İbnü'l-Mehamill'nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: el-Mecmu' (hacim bakımından Nevevi'nin Rauzati:l't-talibin'i ölçüsünde olduğu kaydedilen eserde Şafii u lemasına ait pek çok görüş derlenmiş, Nevevi el-MecmCı'da bu eserden çeşitli nakiller yapmıştır): et-Tecrid (el-Mücerred) fi'l-füru' (Şafii fıkhıyla ilgili olup talebesi Mahmud b. Hasan elKazvlnltarafından Tecridü 't-Tecrid adıyla özetlenen esere başta Nevevi'nin el-MecmCı'u olmak üzere sonraki Şafii kaynaklarında atıflarda bulunulmuştur): et-Ta'Ii~a (E bO Ham id' in derslerinde tuttuğu notlardan oluşmuştur): 'Uddetü'I-müsafir ve kifayetü'l-J:ıazır( Hanefi ve Şafii mezhepleri arasındaki ihtilaflı konuları içeren tek İbnü"I-Mehamill. el-Lü.bab fi'l-fı/!:hi'ş-Şafi'1 (nşr. Abdülkerlm b. Su neytan el-Am ri), Medine 1416, neşredenin girişi, s. 9-43; Ebü Asım eiAbbadl. Taba~atü.'l-Fu~aha.'i'ş-Şafl'iyye (nşr. G. Vitestan) , Leiden 1964, s. 55, 72, 91, 113; Hatlb, Tari!; u Bagdad, IV, 372-373: Şlrazi, Taba!):atü '1-{u!):aha.', s. 129; Sem'ani, el-Ensab (BarGdl). V, 208-21 O; İbnü'I-Cevzl. el-Munta?am, VII, 285; VIII, 17; Nevevl. Teh?1b, 1/2, s. 210; İbn Hallikan, Ve{eyat, ı, 74-75; Zehebl. A'lamü.'n-nü.bela' , XVII, 403-405; Sübki. Taba!):at, IV, 48-56; İsnevi .- Taba~atü 'ş -Şafl'iyye, ll , 381-385; İbn Kadi Şühbe, Taba~atü. 'ş-Şafi'iyye, ı, 174-175, 314; Ebü Bekir b. Hidayetullah ei-Hüseyni, Tabaf!:atü.'ş-Şafl'iyye (nşr. Adil Nüveyhiz). Beyrut 1402/1982, s. 132, 133; Keşfü.'?-?unün, ı, 351; ll, 1130, 1366, 1541-1542, 1606, 181 O; Pertsch, Gotha, 1, 243-244; Brockelmann, GAL, ı, 192; ll, 123; Suppl., 1, 307; Sezgin, GAS, I, 499-500; Muhammed Hasan Heyto, el-ictiha.d ve taba!):atü müctehidi'ş-Şafl'iyye; Beyrut 1409/1988, s. 194-196. r;,ı .. M ı ŞüKRÜ ÜZEN İBNÜ'I-MEVVAz ı (jı;...ıı ..:,.ıf) Ebu Abdiilah Muhammed b. İbrahim b. Ziyad el-İskenderanl (ö. 269/883) L Maliki. fıkhının temel kaynaklarından el-Mevvaziyye'nin müellifi olan alim. _j İskenderiyeli olup Receb 180'de (Eylül 796) doğdu. İmam Malik'in talebeleri İb­ nü'l-Macişun ve EbG Muhammed Abdullah b. Abdülhakem'den fıkıh öğrendi. Ancak bu konudaki asıl hocası. İmam Malik'in diğer talebeleri İbnü'l-Kasım, İbn Vehb ve Eşheb el-Kaysi'nin öğrencisi olan Asbağ b. Ferec'dir. İbnü'l-Kasım'dan (ö. ı 91/806) rivayette bulunduğu belirtiliyorsa da o sırada henüz küçükyaşta idi. Yahya b. Abdullah b. Bükeyr el-Mısrl. Haris b. Miskin ve Nuaym b. Hammad'dan hadis rivayet etti. Derin fıkıh bilgisiyle Mısır Mali ki fukahasının önde gelenlerinden biri oldu. Bundan dolayı Mısır'da EbO Abdullah İbn Abdülhakem ve İbnü'l-Mevvaz, Kayrevan'da İbn AbdGs ve İbn Sahnun gibi hepsi de Muhammed adını taşıyan dört Maliki imamının benzerlerinin hiçbir dönemde bir araya gelmediği söylenir (Kadi iyaz, ıı. ı 19). Bazı kaynaklarda mi h ne olayı sebebiyle (Kadi iyaz, ll , 72: Şlrazl, s. 154), bazıların- da ise zühd ve inziva arzusuyla (Zehebl, A'lamü'n-nübela', Xlll, 6) İbnü'l-Mewaz'ın hayatının sonlarına doğru Şam bölgesindeki kalelerden birine sığındığı ve orada vefat ettiği kaydedilir. Ebu ömer el-Kindl ise Mısır Valisi Ahmed b. Tolun'un, kendisiyle buluşmak için Mısır'a gelmeye çalı­ şan Halife Mu'temid-Alelli:ıh'a engel olan kardeşi Muvaffak'ı veliahtlıktan düşür­ mek amacıyla Dımaşk'ta ulemayı toplayarak 11 veya 12 Zilkade 269 (22 veya 23 Mayıs 883) tarihinde onu azlettirdiğini, Mısır'dan gelen Bekkar b. Kuteybe. İb­ nü'l-Mewaz ve Fehd b. Musa'nın bu karara karşı çıktıklarını belirtir (el- Vülat ue'll).uçiat, s. 252: Kadi iyaz, 11. 73). İbn Asakir. Kadi İyaz ve İbn Ferhun, İbnü'l-Mewaz'ın 11 Zilkade 269'da (22 Mayıs 883) Dımaşk'­ ta öldüğünü kaydederler. Adı geçen üç alimin Dımaşk'ta hapse atılması (Makrlzl, V, 88) ve anılan vefat tarihinin Muvaffak için azil fetvasının verildiği tarihle aynı olması dikkat çekicidir. Mesleme b. Kasım da İbnü'l-Mewaz'ın 269 yılında Dı­ maşk'ta vefat ettiğini belirttikten sonra 271'de (884) İskenderiye'de öldüğüne dair zayıf bir rivayeti de kaydeder ve bunu İbnü'l-Mewaz'ın talebesi İbn Ebu Matar'dan (Ali b. Abdullah b. EbO Matar) duyduğu­ nu söyler (a.g.e., a.y.) . Safedi ve İbn Kunfüz gibi bazı müellifler İbnü'l-Mewaz'ın 281 (894) yılında öldüğünü belirtiyorsa da iki eserinde bu tarihi kaydeden Zehebl ( el-'İber, ı. 404; Tarl/].u '/-İslam, s. 250) diğer bir eserinde 269'da vefat ettiğine dair rivayetin doğru olduğuna dikkat çeker (A'lamü'n-nübela' , XIII. 6) . İkinci nesil Maliki alimleri içinde önemli bir yere sahip olan İbnü'l-Mewaz, İmam Malik ve talebelerinin görüşlerini el-Mevvaziyye adlı eserinde bir araya getirmiş­ tir. Bu eser ihtiva ettiği meselelerin sahih rivayetlere dayanması, ayrıntılı ve kapsamlı olması bakımından Esed b. Furat'ın el-Esediyye, İbn Hablb es-Süleml'nin el- VaQ.ıJ:ıa ve Muhammed b. Ahmed el-Utbl'nin el-'Utbiyye'si gibi Maliki mezhebinin ilk kaynakları (ümmehat) arasında önemli bir yere sahiptir. Ebü'lHasan el-Kabisl'nin, diğer alimierin sadece rivayetleri toplayıp nakle çalıştığını, İbnü'l-Mewaz'ın ise fıkhl hükümleri mezhep imamı ve talebelerinin ortaya koydukları esaslara dayandırarak temeliendirdiğini belirterek el-Mevvaziyye'yi öteki eseriere tercih ettiği kaydedilir (Kadi iyaz, ll, 74; ibn FerhGn , ll, 166). Makrizi de onun Ebu Abdullah İbn Abdülhakem ve İbn Sahnun'dan üstün olduğunu, hafızasındaki rivayetlerin çokluğu bakımın- 125 iBNÜ'I-MEVVAZ dan İbn AbdCıs çapında, kavrarnlara hakimiyeti bakımından ise ondan üstün olduğunu söyledikten sonra Kayrevan ve Endülüs'te Sahnun'un. Mısır'da İbnü'I­ Mewaz'ın görüşüne göre amel edildiğini kaydeder ( ei-Mukaffa'l-kebfr, V, 87). İbn Ebu Zeyd ei-Kayrevanl'nin en-Nevô.dir ve 'z-ziyô.dô.t ' alô. mô. fi'l-Müdevvene ve gayrihô. mine'l-ümmehô.t adlı kitabının önemli kaynaklarından biri olan elMevvô.ziyye'deki rivayet ve görüşler daha sonraki Maliki eserlerinde de nakledilmiştir. Özellikle Venşerlsl'nin el-Mi'yô.rü '1-mu'rib ve'l-cô.mi'u'l-mugrib 'an fetô.vô. 'ulemô.'i İfrilpyye ve 'l-Endelüs ve'l-Magrib'inde ( nşr. M. Hacdv.dğr., IXII, Beyrut 1401/1981; Xlll, 1403/1'983, [İn­ deks 1) İbnü'I-Mewaz'ın birçok rivayet ve görüşüne yer verilmiştir. Bütün olarak günümüze ulaşmayan elMevvô.ziyye'yi müellifinden Ebu Bekir İbn Müyessir ve İbn Ebu Matar ei-Meafirl rivayet etmiştir. Eser Endülüs'te İbn Müyessir ve Muhammed b. Battat b. Vehb et-Temlml, Kuzey Afrika'da Ebü' I - Kasım Ziyad b. YCınus ei-Yahsubl ve Derras elFas! vasıtasıyla yayılmıştır. Nitekim İbn Ebu Zeyd ei-Kayrevanl de eseri Derras'tan rivayet etmiştir. Kayreva n Ulucamii Kütüphanesi'ne ait 693 (1294) tarihli bir defterde iki ayrı kayıt halinde el-Mevvô.ziyye'den kırk ve altmış yedi defter bulunduğu (İbrahim ŞebbCıh, ll/2 1ı 376/ 1956 ı. s. 359, 362). esere ait bir parçanın da Tunus'ta Muhammed Tahir b. Aşur'un kütüphanesinde olduğu (Sezgin, 1, 474; Zirikll, V, 294) belirtilmektedir. BİBLİYOGRAFYA : Kindi, el-Vülat ve'l-kuçiat (Nassar). s. 252; Kadi İyaz. Tertfbü 'l-medarik, ll, 72-74, 119; Şi­ razi, Tabakatü 'l-fukaha', s. 154; İbn ManzCır, Mul].taşaru Tari/] i Dımaşk, XXI, 330-331 ; İbn FerhCın, ed-Dibacü 'l-mü;;heb, ll, 166-167; Zehebi, A'lamü'n-nübela', XIII, 6; a.mlf., el-'İber, ı, 404; ll, 66; a.mlf.. Taril].u'l-İslam: sene 281290, s. 250; Safedi, el-Va{i, ı, 335-336; İb n Kunfüz, el-Vefeyat(nşr. Adi l Nüveyhiz). Beyrut 1971, s. 191; Makrizi, el-Mukaffa 'l-kebir (nşr. Muhammed Ya'lavl). Beyrut 1411/1991, V, 87-88; İb­ nü'I-İmad , Şe;;erat, ll, 177; Muhammed Ebu Zehre, el-Malik, Kahire 1952, s. 207 -208; Sezgin, GAS, I, 474; Hacvi, el-Fikrü's-sami, ll, 101; Zirikli, el-A'lam (Fethullah). V, 294; M. Muranyi. Dirasat fi meşadiri'l-fıkhi'l-Maliki (tre. Sald Buhayriv.dğr.). Beyrut 1409/1988, s. 14, 69, 70, 103-105, 149-153, 207; Hadi ed-Derkaş. Ebu Mut:ıammed b. Ebi Zeyd el-~ayrevani: f:ıayatü­ hü ve aşaruhü ve Kitabü 'n -f'fevadir ve'z-ziyadat, Beyrut 1409/1989, s. 371, 375-376, 405, 408, 411,413,415, 416, 431; İbrahim ŞebbCıh. "Sicillün i5adlm li-Mektebeti cami'i'l-1\ayrevan", MMMAr. (Kahire). 11/2 ( 1376/1956). s. 339-372. ~ 126 AHMET ÖzEL teyse de (Hediyyetü'l-'arifin, II, 560) bu bir zühul eseri olmalıdır. İBNÜ'l-MİBRED ( ~_r.A) f l)!f) ilmi ve eserleriyle kendi çağdaşları ara- Ebü'I-Mehasin Cemalüdd!n Yusuf b. Hasen b. Ahmed ei-Makdisl sında seçkin bir mevkiye· sahip olan İb­ (ö. 909/1503) L Hanbeli fakihi ve muhaddis. _j _1 Muharrem840 (16Temmuz 1436)tarihinde Dımaşk'ta dünyaya geldi. Doğum yılı bazı kaynaklarda 841 olarak da geçer. Birçok alim yetiştiren ve V. (Xl.) yüzyıldan itibaren Hanbeli mezhebinin gelişimine önemli katkılarda bulunan Beni Kudame ailesine mensuptur. Babası. dedesi ve kardeşi Ahmed de tanınmış birer alim di. Kardeşi için Ta'rifü '1-giidi bi-ba'zı fezô.'ili AJ:ımed b. 'Abdilhô.di adında bir risale yazdığı kaydedilir (Hediyyetü '1-'arifin, Il, 56 ı). Büyük dedelerinden Abdülhadl'ye nisbette İbn Abdülhadl olarak da anılmakla birlikte daha çok dedesi Ahmed'in lakabı olan Mibred'den dolayı İb­ nü'I-Mibred (ibnü'l -Mebred) diye meşhur olm uştur. İbnü'I-Mibred ilk eğitimini babası ve dedesinden aldı. Daha sonra Dı­ maşk'ta Kur'an. tefsir, hadis. fıkıh, tasavvuf. nahiv. tıp ve tarih gibi ilimleri okudu ve özellikle hadis konusunda temayüz etti. Hocaları arasında Zeynüddin ei-Habbal. İbnü'I-Balisl, Takıyyüddin ei-Cerral. Takıyyüddin İbn Kundüs, Alaeddin ei-Merdavl, Burhaneddin İbn Müflih gibi dönemin meşhur alimleri bulunmaktadır. Ayrıca İbn Hacer ei-Askalanl, Takıyyüddin eş-Şümünnl. EbG Abdullah İbn Fehd, Kasım b. Kutluboğa gibi alimlerden icazet aldı. Dımaşk dışında sadece Ba'lebek'e giden İbnü'I-Mibred 908 (1503) yılında da hac farlzasınr ifa etti. İbnü'l-Mibred, öğrenimini tamamladık­ tan sonra ei-Medresetü'I-Ömeriyye baş­ ta olmak üzere Dımaşk'ta çeşitli medrese ve mescidlerde ders verdi, bir ara kadı naibliğine getirildi. En tanınmış öğrenci­ si , kendisi hakkında el-Hô.di ilô. tercüıneti Yusuf b. 'Abdilhô.di adıyla bir eser yazan tarihçi Şemseddin İbn Tolun'dur. Ayrıca Necmeddin b. Hasan ei-Matanl, Ahmed b. Muhammed eş-Şüveykl, Ahmed b. Osman ei-Havranl, Müflih b. Müflih ei-Merdavl, Musa b. imran ei-CemmaAhmed b. Yahya b. Utve en-Necdl, Fazi b. İsa en-N ecd! gibi alimler de ondan okumuş veya icazet almıştır. İbnü'I-Mibred 16 Muharrem 909'da (11 Temmuz 1503) Dımaşk'ta vefat etti ve Kasiyun tepesindeki mezarlığa gömüldü. Bağdattı İsmail Paşa 880'de (1475) öldüğünü söylemek- m. nü'l-Mibred, usul ve fürCıda Hanbeli mezhebinin görüşlerine sıkı sıkıya bağlı idi. Bu mezhebin akaid konularında özellikle Eş'arller'e karşı olan geleneksel tavrını sürdürmüş , Ebü'I-Hasan ei-Eş'arl'nin görüşleri hakkında Keşfü'l-gıtô.' 'an mal}.zı'l-]Jatô.' (Darü'l-kütübi'z-Zahiriyye, nr. ı 132/ ı). İbn Asakir'in Eş'arl mezhebi ni metheden Tebyinü keg:ibi'l-müfteri adlı eserine karşı da Cem'u'l-cüyılş ve'd-desô.kir 'alô. İbn 'Asô.kir(Darü' l-kütübi'z-Zahiriyye, nr. ı ı 32/2) adıyla birer reddiye kaleme almıştır. Öte yandan İbnü'I-Mibred tasawufa karşı daha mutedil davranmış, hatta bizzat tarikata girerek el- Vu]f.ilf 'alô. lübsi'ş-şılf ve Şıd)fu't-teşevvüf ilô. 'ilmi't-taşavvuf adında iki eser kaleme almıştır. Tehg:ibü'n-nefs adlı eserinde ise ilim taliplerini meşayihten okumaya ve tasawuf hırkası giymeye teşvik ederek Selefiyye'den bir grup ulemanın da salih insanların elinden hırka giymeyi arzu ettiğini söyler ( el-~ava'idü '1-külliyye, s. 2829). Ayrıca Mugni g:evi'l-efhô.m adlı fıkıh kitabında tasawufi konularla ilgili bir baş­ lık açarak burada bazı tasawufi esasları özetlemiş, tasawufun derecelerini sekiz ana kısma ve her dereceyi de kendi arasında çeşitli menzillere ayırmıştır (s. 7 ı74). Eserinde böyle bir bölüme yer vermiş olması Hanbeli fıkıh kitaplarının sistematiği açısından dikkate değer bir farklılıktır. Eserleri. Daha on yedi yaşında iken baş­ ta hadis olmak üzere fıkıh, kelam. cedel. tarih, siyer, biyografi, vaz', tasawuf. edebiyat ve tıp konularında eser vermeye başlayan İbnü'I-Mibred, büyük bir kısmı Şam'daki Darü'l-kütübi'z-Zahiriyye'de bulunan irili ufaklı 400'ü aşkın risale ve kitap kaleme almıştır. İbnü'l-Mibred, kitaplarının sayısı ve çeşitliliği bakımınqan Celaleddin es-Süyutl'ye (ö. 9 ı lll 505) benzemektedir. Ancak SüyGtl'nin eserleri daha çok meşhur olmuş, onun kitapları ise itinasız bir şekilde yazıldığından güç okunmaları sebebiyle daha az yayılmıştır. Öte yandan İbnü'I-Mibred'in. çok eser yazmasından dolayı bazı konularda fazla derinleşemediği ve özellikle hadis ri caliyle ilgili çeşitli hatalar yaptığı ileri sürülmüştür (BaJ:ırü'd-dern, neşredenin girişi, s. 20). Neşredilen eserlerinden bazıları şunlar­ dır: 1. Mes'ele fi't-tevJ:ıid ve fazli lô. ilô.he illalliih (Kitabü 't-Temhfd fi'l-kelam 'ale't-tevJ:ıfd) ( nşr. Abdülhadl Muhammed