DENİZ YAPILARI İÇİN BETON TEKNOLOJİSİ 2009-2010 GÜZ HAFTA 1 GİRİŞ: İŞLENECEK KONULAR: AGREGALAR (Petrografik, geometrik , yoğunluk/boşluk özellikleri, incelik modülü) BAĞLAYICI MADDELER (Ağırlıklı olarak çimento ve diğer malzemeler) (Nedir?, birleşimleri, üretimleri, özellikleri, türleri) BETON (3 temel özellik – işlenebilirlik, mukavemet, dayanıklılık, diğer özellikler, kalite kontrol) DENĠZ YAPILARINDA KOROZYON (Deniz yapıları için çok önemli) (Betonun korozyonu, donatının korozyonu betonarmede korozyon) DENĠZ YAPILARINDA ÜRETĠM TEKNĠKLERĠ BETON – GENEL BİLGİLER Beton nedir? Beton yapay olarak üretilen bir taştır. Doğada taşlar varken neden yapay taş üretilmesi istenir? Üretime başlandığında viskozitesi yüksek bir sıvı olduğundan istenilen formdaki ve boyuttaki kalıba kesintisiz, sürekli biçimde yerleştirilebilir ve katılaştıktan sonra da istenilen formu alır. Doğadan çıkartılan doğal taşlarda bu avantaj yoktur, bunları ancak yontmak ve birbirine ekleyerek süreksiz yapı elemanları elde etmek mümkündür. Ancak doğal taşlar gibi betonun basınç dayanımı yüksek olmakla beraber, çekme dayanımı düşüktür. Bu yüzden betonun taşıyıcı yapı malzemesi olarak kullanılması için çelikle güçlendirilmesi gerekir. Beton, sıklıkla kullanıldığı alanlar dışında deniz yapıları için de önemli bir malzemedir. Rıhtım, iskele, dalgakıran, duba, üretim çiftlikleri, gemi tamir havuzları, sualtı tünelleri, açık deniz platformları, sualtı deppoları gibi çok çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. 1940’lara kadar deniz yapılarında kullanılan betonların özellikleri karadakilerden çok farklı değildi. Ancak, deniz yapılarında oluşan şiddetli hasarlar, deniz yapılarındaki betonun içeriğinin araştırılması gerektiğini ortaya koydu.. Yeri geldikçe bu konular daha detaylı olarak incelenecektir. Genel olarak betonu oluşturan maddeleri inceleyelim. Betonu oluşturan maddeler nelerdir? Betonun hammaddeleri kum, çakıl, mıcır gibi taneli mineral malzemeler, bağlayıcı niteliğine sahip çimento ve sudan ibarettir. Betona ek nitelikler kazandırmak amacıyla katkı maddeleri olarak adlandırılan bazı kimyasal bileşenler eklenebilir. Günümüzde kullanılan ortalama bir bir C30 (yani minimum dayanımı 30 MPa) betonunun 1 m3’ünde yaklaşık olarak 360 kg. çimento, 180 l. su, 860 kg. ince agrega, 1040 kg. iri agrega bulunur. Agrega nedir? Agreganın, betonun dayanım ve taşıyıcılığında önemli işlevi vardır. Betonun yaklaşık % 70’ini agregadır ve iskelet yapıyı oluştururlar. Taneli mineral malzemeye agrega adı verilir. Agregalar ince ve iri agrega olarak iki sınıfa ayrılır, kum ve I no. = mıcır ince agregadır, II, III no. = mıcır ve çakıl iri agregadır. Kum, çakıl dere yataklarından, 1 ocaklardan ve denizden sağlanır. Mıcırlar ise büyük doğal taşların kırılması ve sonra elenmesi yoluyla üretilir. Ġnce agregaların elek çapı değerleri 4 mm.den az veya eşit, iri agregaların elek çapı değerleri de 4 ile 31.5 mm arasındadır. Sadece çimento ve su karışımına çimento şerbeti veya çimento hamuru denir, enjeksiyon, su kaçaklarını tıkama işlerinde kullanılır. Ġnce agrega, çimento ve su karışımına harç denir, duvar örmede ve sıvada yaralanılır. Çimento şerbeti, hamuru ve harcı taşıyıcı malzeme değildir. Taşıyıcı malzeme betondur ve beton iri agrega, ince agrega çimento ve su (ve katkılardan) oluşur. Hammaddelerin belirli niteliklere sahip olması iyi kalitede beton üretimi için yeterli değildir. Bunların karışım oranlarının kurallara uygun biçimde hesaplanması, hammaddelerin stoklanması, betonun üretilmesi, taşınması, yerleştirilmesi ve bakımı yapılarak saklanması (kür) hususlarında da gerekli özenin gösterilmesi zorunludur. Bu bölümde hammaddelerin ve betonun özellikleri, beton karışım oranlarının hesap kuralları incelenecektir. Agregalar Agregaların Petrografik Özellikleri Doğal agregalar, kökenleri olan jeolojik kültelerin petrografik niteliklerinin taşırlar. Hafifi yoğunluklu betonlarda bazen yapay agregalar kullanılır, örneğin yüksek fırın cürufu, pişirilip genleştirilen ve pelletlenen (küresel tanelere dönüştürme) kil vb. gibi, bunların petrografik yapıları, jeoloji kültelerle bağıntılı olmaz. Jeolojide külteler püskürük (magmatik), tortul ve metamorfik olarak üçe ayrılır. Püskürük külteler magmanın yeryüzüne fışkırması sonucunda oluşmuşlardır. Tortul kütleler jeolojik devirlerde karasuların sürükleyerek depoladığı yer kabuğu öğelerinin zaman içinde taşlaşmasıyla oluşmuşlardır. Püskürük veya tortul kültelerin basınç, sıcaklık gibi dış ortam etkileriyle değişimi metamorfik kütlelerin oluşmasına yol açmıştır. Külteler, çok değişik tür ve yapıdaki minerallerin belirli oranlarda yan yana gelmeleriyle meydana gelirler. Mineraller ise kimyasal bileşimleri ve kristal yapıları belli doğal kimyasal bileşenlerdir. Beton agregalarında aranan nitelikler, külte türlerine ve dolayısıyla kültelerin mineralojik bileşimine bağlıdır. Doğal olarak kültelerin mineralojik bileşimlerinin bilinmesi sadece beton agregaları açısından önemli olmaz; doğal taşların kullanıldığı tüm kagir yapılarda ve özellikle anroşman, dalgakıran vb. deniz yapılarında büyük önem taşır. Beton agregası olarak kullanılacak kültelerde aranan nitelikleri şöylece sıralayabiliriz: Beton agregalarına ait standartlar TSE tarafından belirlenmiştir: TS706 EN 12620 Yeterli basınç dayanımı 2 Atmosfer etkisi ile yapraklanıp dağılmama Donma-çözülme etkisi ile niteliğini kaybetmeme Islanma-kuruma sırasında hacim sabitliğini koruma Sülfat ve klor iyonları taşımama Alkali reaktifliği gibi çimento ile kimyasal etkileşim yapmama Püskürük, tortul ve metamorfik kültelerdeki en yaygın mineraller ve bunların nitelikleri aşağıda özetlenmiştir. [1,2,3] 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Silis Feldspatlar Mika Kloritler Pirit Jips ve anidrit Kalsiyum karbonatlar Killi Mineraller Agregaların Geometrik Özellikleri Agregalarda tane büyüklüğü ve geometrik şekilleri ve yığın içindeki tanelerin büyüklüğü, ne oranda bulundukları beton özellikleri açısından çok önemlidir. Agregaların ideal şekli 3 boyutu da birbirine eşit olan küredir. Bunun nedeni bu şeklin maksimum hacim, minimum yüzeye sahip olmasıdır. Boyutlardan birinin diğer ikisine göre daha küçük olması istenmez. (çivi ya da disk şeklinde olanları) Bunların oranın fazla olması yığının çok boşluklu olmasına yol açar. TS 706 EN 12620 ve 3814’e göre tanelerin boyutları arasındaki oran üçten küçükse bu taneler biçimsiz kabul edilir. Bir yığında biçimsiz tanelerin oranı % 50’den az olmalıdır. Doğal olarak böyle bir oran belirlenmesi sadece iri agregalarda yapılır. Agrega yığınlarının tane boyutlarına göre dağılımlarının saptanmasına elek analizi (granülometri veya gradasyon) denir. Bu, beton üretimindeki ilk önemli aşamadır. Agregaların boyutları standart eleklere göre saptanır (TS 706 EN 12620). Bunlar kare açıklıkları olan tel kafeslerdir. Elek çapları (göz açıklığı/elek açıklığı): 31.5, 16, 8, 4, 2, 1, 0.5, 0.25 mm.dir. 4 mm’ nin altına geçenler kum olarak adlandırılır. Elek aralıkları 0.25mm nin 2,4,8,... 128 katları olarak düzenlenmiştir. Böylece granülometri dediğimiz eğri çizilirken x-eksenindeki elek uzunlukları eşit olarak gösterilir. Beton üretiminde taze betonun iyi işlenebilmesi için tüm agrega yüzeylerinin ince bir su tabakası ile kaplanması gereklidir. Agrega taneleri ufaksa toplam yüzey fazla olacağından gerekli su miktarı artacak, 3 bu da betonun boşluklu, geçirimli ve düşük mukavemetli olmasına neden olacaktır. Fazla iri agrega olmasında ise yerleştirme problemleri ile karşılaşılır. Buradan görüldüğü üzere ideal granülometride maksimum doluluk ile beraber minimum tane toplam yüzeyi de gerekeceği anlaşılır. Ġdeal granülometri eğrileri için analitik grafik ifadeler geliştirilmiştir. Bunlara referans eğrileri denir. Bunun için geliştirilmiş sıklıkla kullanılan analitik eğri Fuller parabolüdür. 𝑃𝑖 = 100 𝑑𝑖 𝐷 Pi: elekten geçen malzeme %si di:elek çapı D: agrega yığınındaki max. tane çapıdır. Bir diğer referans eğrisi TS 706 ile belirlenmiştir. Bu eğriler çok sayıda deney sonuçları kullanılarak elde edilmiştir. 4