NASİHAT Şeyh Bahauddin Efendi’nin 26 Ekim 2014 Sohbeti, Allahu Allahu Allahu Allah Allahu Allahu Allahu Allah Allahu Allahu Allahu Allah Allahu Allahu Allahu Allah Allahu Allahu Allahu Allah Allahu Allahu Allahu Allah. Allahumme salli ve sallim ala Nebina Muhammed aleyhi selam Salatan tadumu va tuğda ileyh Mamarra layali ve tul ed devam. Allahumme salli ve sellim ala Nebina Muhammed aleyhi selam Salatan tadumu va tuğda ileyh Mamarra layali ve tul ed devam. Allahumme salli ve sellim ala Nebina Muhammed aleyhi selam Salatan tadumu ve tuğda ileyh Mamarra layali ve tul ed devam. MaşaAllah, sizlerin arasında olmak güzel. Sizlerle olmak büyük şeref. Allah size bereket ve uzun ömür versin. Evlatlarınıza, malınıza, mülkünüze ve sağlığınıza bereket versin. Bu bizim dileğimizdir. Elhamdulillah, sizlerle olmaktan sizin mekanınızda olmaktan mutluyuz. Burada kendimizi misafir gibi değil, ev sahibi gibi hissediyoruz. Bizi ağırlama şekliniz bizi mutlu etti. Kıyamet Günü "Ya Rabbi biz bu insanlardan memnunuz, bizi ağırladılar, bizimle çok güzel ilgilendiler ResulAllah (sas), Allah ve Mevlana Şeyh'in şerefine bize saygı gösterdiler" diyeceğiz. Yoksa turist gibi gelir, otele gider, bu şehirden geçmezdik bile. Geçer giderdik. Ama misafirperverliğiniz sebebiyle aranızda olmaktan mutluyuz. Verebileceğim en iyi nasihat, en başta kendim kabul etmeliyim bu nasihati. Sonra kalbime koymalıyım, sonra size vermeliyim. Bu iyi nasihattir. 2 tür nasihat vardır. Nasihatle başladığımız için, Nasihat vermeliyiz ki, bu sohbete başlık verebilsinler. Yoksa kahvehane sohbeti olur ve çok eğlenirdik. Ama o bozdu. Hiçbir şey yapamam, nasihat vermem lazım artık. Senin suçun. Her neyse. Nasihat 2 türdür. Bir tür Nasihat vardır, duyarsınız ve verirsiniz. Ve basittir. Belki dinlersiniz, belki inanırsınız, belki size uygundur. Bu, herkesin verdiği türden bir nasihattir. "Güneşte yürümeyin, çok sıcakta terlersiniz. Çok kalırsanız güneş çarpar". Bu herkesin bildiği bir Nasihattir. Aslında nasihattir. Bir de farklı bir nasihat vardır. Gizli nasihat. Bu, sadece evliyaların kalbinde bulunur. Çünkü buna inanırlar ve bunun için çalışırlar herkese verirler ve emindirler ki herkes bu nasihati dinlemeli, herkes bu nasihati tutmalıdır. Nasihati tutmak önemlidir. Eski devirlerde derlerdi ki; bir Nasihat'in bedelini ödemek isterseniz, bir deve vermelisiniz. Bu ülkede deve var mı? Hayır, devekuşu var. Yani Nasihat daha ucuza gelir. Bir devekuşu ne kadar? $100, $200. Ama deve,1000. 2000, 3000'den fazla. Bu ülkede bir Nasihat için 1 düzine devekuşu istemelisiniz. Eski devirlerde Nasihat'in değeri budur, bir deve değerinde. www.saltanat.org Page 1 İnsanlar da ülkeden ülkeye dolaşıyorlardı Nasihat almak için. Ve Nasihat'i tutmak da kolay değil, çünkü nefsin "dur bir dakika, bu Nasihat doğru mu, yanlış mı?' diyecek. Aniden nefsiniz ortaya çıkacak ve 'doğru mu, yanlış mı? Neden bu adamı dinliyorsun? Neden Nasihat'i kabul ediyorsun?' diyecek. Bu aklıma güzel bir hikayeyi getirdi sizin memleketinize ait. Şeyh Abdullah Dehlavi, Nakşibendi Tarikatı'ndaki en büyük evliyalardan biridir. Altın Silsile'dedir. Nakşibendi Tarikatı'ndaki şeyhlerin hepsi Mehdi (as)'ı beklediler biliyorsunuz. Kalpleri yanarak, bağlanarak Mehdi (as)'ı beklediler. İlk baştan itibaren, Altın Silsile'nin Tarikat'ın her Kralı, hepsi Mehdi (as) makamındaydı. Ama Mehdi (as)'ı beklediler hep. 'Mehdi (as) ne zaman gelecek?' Mehdi (as)'dan haber var mı?" gibi. Bir gün dediler ki, bir adam, ülkenin güneyinde insanlar ona yağmur gibi gidiyorlarmış ve bu adam Mehdi (as) olduğunu iddia ediyormuş. Şeyh Abdullah Dehlevi "Aa, iyi haberler var herhalde" demiş. Bazı müridlerini göndermiş. Müridlerinden biri, kıdemli olan, benim gibi değil, kıdemli olana demiş ki; "Git bakalım, ne oluyor orada? Güzel haberler getir". Gitmiş,bakmış insanlar hakikatten adamın üstüne atlıyormuş. Küçük bir çadırı varmış ve binlerce, yüzbinlerce insan adamdan bereket alabilmek için sıradalarmış. Sonra demiş ki; "Onu görmek istiyorum, Şeyh Abdullah Dehlavi gönderdi beni. Bu mübarek adamı görmek istiyorum. Biz birini bekliyoruz, o olabilir belki. Onu takip etmek için geldik". Adamları almış, çadıra götürmüşler müridi "önemli bir şahıs geliyor Efendimizi görecek" demişler. Mürid çadıra girmiş bakmış çok mütevazı bir adam çok sıradan elbiselerle oturuyor, giyimi çok sade, oturuyor. Çok mübarek görünüyormuş. Müride sormuş, "Sen kimsin? "Allah'ın bir kuluyum" demiş. "Ne iş yaparsın?" "Hiçbir şey yapmam". "Peki bu manevi makama nasıl ulaştın?" "Söyleyemem bu benim sırrım". "Müslüman mısın?" "Hayır, Müslüman değilim". "Allah'a inanır mısın?" "Hayır". Garip gelmiş, bu adam nasıl böyle manevi kuvvete sahip ve yüksekte diye. O mürid, o da evliya idi, "Senin Allah'a ve ResulAllah (sas)'e inanmanı istiyorum" demiş. Ve o adam demiş ki; "Bana 1 dakika ver. Hayatla ilgili çok ciddi bir şey istiyorsun. Benden çok ciddi bir şey istiyorsun ve bana 1 dakika mı veriyorsun". Sonra böyle oturmuş ve gitmiş. 2 saat geçmiş. Mürid tam karşısında oturuyormuş. 2 saat sürmüş. Bu 2 saat zarfında bakmış adam tepkiler veriyormuş, nihayet kendine gelmiş. "Eşhedu en la ilaha illa'Llah ve eş-hedu enne Muhammeden Resulullah". "İslam'ı, Müslüman olmayı kabul ediyorum" demiş. Sonra ona anlatmış, "Böyle bir makama çıkmanın sırrı neydi?" Çünkü maneviyatta bakıyormuş, kalp gözüyle, onu yüksekte görüyormuş. Üstelik Müslüman, mümin, hiçbir şey değil. www.saltanat.org Page 2 "Benim sırrım şu; her konuda nefsime danışırım nefsim bana "evet" derse ben "hayır" derim. Nefsim bana "hayır" derse ben "evet" derim. Nefsim ne derse, tersini yaparım demiş. Bu sebeple Allah beni bu makama çıkardı. Ama benden Müslüman olmamı, Allah'a inanmamı istediğinde, büyük çatışma yaşadım nefsimle. Nefsim beni öldürüyordu. 'Dışarı bak, dışarıdaki onca insana bak, senin için gelmişler. Neden Müslüman olasın? Neden inancını değiştiresin? Neden, neden?" 2 saat nefsimle savaştım. Eşhedu en la ilaha illa'Llah ve eşhadu enne Muhammeden Resulullah." diyebilmek için. Bunlar önemli şeyler, çünkü Nasihat veriyoruz. Nasihati nefsinize kabul ettirmek de önemlidir. Çünkü nefsiniz der ki, "Hayır! Ne nasihati! Senin aklın var, daha iyi bilirsin. Hislerin var, tecrübelerin var", Bir mürşidin olması neden önemli ki? Çünkü Mürşidiniz Nasihat ettiğinde, imtihan etmek için verir, laboratuarda test edilip denetçi onaylamıştır. Denetçi gibi bakar, onaylanmıştır yenmeye hazırdır. Masanıza gelen yemek gibi. Kimse masaya yemeğin nasıl geldiğini bilmez. Kasap eti keser ve hazırlar, hanımlar gidip, satın almalıdır bakarlar, beğenirler, seçerler eve getirip, pişirirler tabağa koyarlar, güzel bir sunum yaparlar en son siz yersiniz. Yani bir süreç ve işlemden geçer. Nasihat de önünüze gelmesi için bir işlemden geçer. Mürşidiniz olduğu zaman endişelenmenize gerek kalmaz. Kuzuyu nasıl yakalayacak, nasıl keseceğiz, kim hazırlayacak kim pişirecek, kim masaya getirecek? Bu sebeple mürşid çok önemlidir. Pek çok insan mürşide inanmaz. Pek çok insan mürşidi inkar eder, "Kur'an ve hadis mürşidinizdir" derler. Hayır, öyle olmaz. Kur'an'dan ne anlıyorsunuz? Hadisten ne anlıyorsunuz? Evliyalardan biri diyordu ki, Kur'an'daki her harfin, her bir harfin, 24,000 anlamı vardır. Düşünün, Kur'an bu, şaka değil. Yüce Allah, Elif'i koyduğu zaman, sadece Elif için 24,000 anlam vardır. Her harfin 24,000 anlamı vardır. Bunu evliyalar bilir. Allah'ın Elif'e ne anlam koyduğunu kimse bilemez. Yüce Allah'ın Yüceliğini anlamalısınız. Yüce Allah karşısında hiç olduğumuzu anlayın. Çünkü burada, yeni nesil var. Onların düşünceleri ve söylemek istedikleri var. 'Evet, herşey önümüzde istediğimizi seçer, istemediğimizi seçmeyiz'. Öyle olmaz. Her şeyin bir yolu yordamı var. Çünkü edebiniz, terbiyeniz olması lazım; nasıl anlayacağınızı, öğreneceğinizi, nasıl kabul edeceğinizi bilmelisiniz. Mürşid size herşeyi bir arada verir. Size edebi, teslimiyeti, öğrenmeyi öğretir. Mürşid her zaman acı veren bir düğmeye basar. O asla grrrr diye yapmaz, kedi gibi mutlu, Hayır. Buraya bastır, acısın, meow, daha çok! Bu sizi uyanık tutmak için ve daha iyi öğrenmeniz içindir. Mürşid hayatımızda işte bu yüzden önemlidir. Mürşidiniz olduğu zaman daha rahat olursunuz. Anne babanız olması gibi aah... ne güzel. Elektrik faturası, telefon faturasını düşünmesiniz. Anne babanızı daha çok koşturursunuz ekmek parası için. www.saltanat.org Page 3 Bugün 20 rand, "Yetmez, 50 rand isterim. Bugün sinemaya gideceğim. 20 yetmez, yeni film gelmiş, gitmem lazım'. Bir mürşidi olunca mürid böyle olur. Çok rahat olur. Ama mürşid zavallı mürşid rahat edemez. Elhamdulillah, ben mürşid değilim, rahatım. Mürşid olsam kaçarım. Ama burada Mürşid adına bulunuyorum. Yani hala vazifem var, çünkü kalpler burada bir şey duymak için bekliyor. Bu sebeple geliyor sohbet. Söyleyeceklerimizin listesini yapıp hazırlanmıyoruz asla. Sizin kalbinizden geliyor ve bu hakiki ilimdir. Hakiki ilimin ne olduğunu anlamanız lazım. Cemaate göre, topluyor, topluyor sonra buraya koyuyorlar, böylece istediğinizi alırsınız. Benden başka kimse uyumuyor burada. Herkes uyanık, güzel haber bu. Ve mürşid ona daha çok adamalıyız kendimizi. Mürşid diyor ki, şimdi cemmatinizde Güney Afrika'da şunu görüyorum, ailelerle ilgili çok güzel şeyler görüyorum. Aileler çocuklarını inançlı yetiştiriyorlar. Hanımlara MaşaAllah büyük iş düşüyor burada onlara özellikle teşekkür ediyorum. Çocuklarıyla gerçekten ilgileniyorlar. Çalışsalar bile fark etmez, ama hakikatten çocuklarını İslam üzerine yetiştiriyorlar. İmanla büyüyorlar, hanımlarla ilgili güzel gelişmeler bunlar. Elhamdulillah bu konuda size teşekkür etme fırsatını buldum. Şimdi ikinci konuya gelirsek, sofrada yemek var, yedik Elhamdulillah yeterince yemeğimiz var ama dışarıda aç insanlar var. Cemaat olarak sizin için önemli. Çünkü biliyorum cemaatiniz sağlam. Bu sağlamlık sizi hep birlik içinde tutuyor farklı ailelerden gelseniz bile, fark etmez. Ama burada asıl Nasihatım çoğunluğa gitmek. Çoğunluk siyahi insanlar var. İhtiyaçları var ve hayalleri büyük değil. Mücevher, altın peşinde değiller. Çocukları için okulda sınıf hayal ediyorlar. Verdiğiniz zaman dünyalar onların oluyor. Arada sırada bir tas çorba onları mutlu ediyor. Veya bazen giysiler onları mutlu ediyor. Ama onlar için mekanlar yapın kesin. Bu mekanlarda onlara yardım dağıtılsın. Merkeziniz olsun. Bir merkezinizin olması önemli çünkü çorba verirsiniz, içer, giderler. Hiçbir şey olmaz. Elbise verirsiniz, giyerler ve giderler. Bitti. Ama merkez açarsanız, normalde cami olmasını isteriz ama bu insanlar camiye de gelmez. Belki gelirler ama gerçekten zor olur onlar için. Belki yeni nesil daha kolay, ama yaşlılar için zordur. Ama okul gibi bir yer olursa onlara söylersiniz, her hafta buraya zikir yapmaya geliyoruz çocuklar oynuyor ve dans ediyor bu zikirle yeni Müslümanlar katılır. Çok güzel bir örnek vereyim size. Bir gün oğlum 2 yaşındayken onu camiye götürüyordum çok eski bir cami var 800 yıllık, tarihi. Bizanstan kalma, kralın katedraliymiş. Famagusta adlı kasabada, Othello Fort'muş eskiden bu kasaba. Asıl ismi Othello Fort idi. Shakespeare. Herkes tanır Shakespeare'i. Ben bile tanıyorum. Mevlana Şeyh babam her hafta oraya gidiyordu. www.saltanat.org Page 4 Ben de oğlumu camiye götürüyordum. Çok mutlu oluyordu, büyük bir yer, aşağı yukarı koşuyor, oynuyordu. Sonra endişelenmeye başladım. Şimdi çocuk, camiye getirebiliyorum, kontrol edebiliyorum, öğretebiliyorum ama büyüyünce onu burada tutacak kuvvetim olacak mı? Bu gerçekten endişe vericiydi. Endişe veriyordu. Sonra Mevlana Ş. geldi, camide sohbet veriyordu, konuşmayı bıraktı, bana baktı ve dedi ki; "Oğlum senin vazifen oğlunun kalbine İman tohumu ekmen". "Nedir bu? La ilaha illa'Llah Muhammadun Resulullah. Vazifen bu, bitti". Sonra sohbetine devam etti. Şimdi Elhamdulillah, herkese bunu söylüyorum. Büyük nasihattır bu, çünkü herkes kitap gibi düşünüyor, 100% doğru olmalı. "Oh, bu noktayı kaçırdın". "Hayır bu noktayı kaçırdın"... Hayır, öyle değil. Öyle değil. Bu daha yüksek insanlar için. Sorumlu olduğunuzda kitaba göre ilerleyebilirsiniz. Ama sıradan biriyseniz, çok çok basit olmalısınız. Olabildiğince basit. Mevlana Ş. namaz kılmayanlara nasihat ediyordu. Bir gün... çok zengin, sosyetik bir aile geldi. Anne baba mümin ama çocuklar değil. Mevlana Ş. kıza sordu; "Namaz kılıyor musun?" "Hayır, kılmıyorum." Çok şımarıktı. "Neden kılmıyorsun?" "Sevmiyorum namazı". Mevlana Ş.; "Peki, namaz kılmanı tavsiye ediyorum". "Kılamam" dedi. "Tamam, 5 vakit kılamazsın biliyorum, uyanınca namaz kıl". "Hayır, yapamam. Namaz kılamam". "Peki uyanınca secde yap". “Belki unuturum.” Her gün. Sonra Mevlana Ş. daha kolaylaştırdı, "Yastığın var mı?" "Evet" "Uyuduğun zaman başını yastığa koy 'Ya Rabbi bu secde Sen'in için' de. "Evet, yapabilirim". Buna, "Yapabilirim" dedi. Bir süre sonra, kız 5 vakit kılmaya başladı. Başını örttü çok iyi bir kız oldu. Neden? Çünkü en hafif olandan başlattı. En ağırını vermedi. Namaz kılmak isteyenlere bir Nasihattir. Hiç olmazsa dışarı çıkmadan 2 rekat kılsınlar. Anne kızını veya oğlunu yakalayıp, "2 rekat kıldın mı? Hayır. Git ve kıl" diyebilir. Yani namazlarını kılmadan bırakmayın onları. Siyahi insanlar için de onlara zikir verin, "Allah, Allah", dans etsinler. Dans etsinler, bunu severler, bu onları alıştırır. Çünkü Seyyidina Muhammed (sas) "Ya Rabbi, insanları İslam'a davet etmemi istiyorsun. Nasıl yapayım? Tek başınayım" dedi. Allah dedi ki "Herkesin kalbinde İman ve İslam var. Sadece hatırlatman gerek. Fezakkir." "Fezakkir, sadece hatırlat onlara, sana cevap verecekler". Sana karşılık verecekler. Size Nasihat bu. Çünkü büyük çoğunluk var size karşılık verecekler. İnşaAllah 2. nesilde bu ülkenin Başkanı Müslüman olacak. İslam'ın gücü için çok önemli bu, duyduğuma göre suç oranı çok yüksek bu ülkede. Suçu bu çoğunluktaki insanlar işliyor. Çünkü bir tür isyanları var. İsyan, herşeye karşılar. Herşeyi yok sayıyor ve suç işliyorlar. Hırsız oluyorlar uğursuz oluyorlar. Ama onlara İman ve İslam verirseniz insan makamına çıkaran, hayvan seviyesine indiren değil hayvan seviyesinden insan seviyesine çıkarır. www.saltanat.org Page 5 Suç işlemezler, öldürmezler, kapkaç yapmazlar, çalmazlar, hiçbir şey yapmazlar. İslam ve İman'ın giysisini vereceksiniz çünkü. Onlara insan statüsünü vereceksiniz. artık hayvan olmayacaklar. Çok önemli bir Nasihat. İnşaAllah Allah sizin için kolaylaştırsın. Biliyorsunuz Nasihat vermesi kolay. Ama hayata geçirmek sizin işiniz. Ben söyledim, bitti şimdi sıra sizde. Siz istediniz. Allah sizi korusun ve uzun ömür versin. Sağlıklı hayat, mutlu hayat soframızda, sofranızda bir sürü, bir sürü insanı ağırlayalım, doyuralım fi sebilillah, Allah rızası için. Evinizde ve her konuda size bereket versin inşaAllah. Ve min Allahi tevfik bi hurmeti l-Habib bi hurmeti l-Fatiha. Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=13149&name=2014-10-26_en_Nasiha_SB.mp4 www.saltanat.org Page 6