FAZİLET EHLİ

advertisement
FAZİLET EHLİ
Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 22 Mart 2010 Sohbeti,
Destur Ya Seyyidi, meded Ya Rical Allah. La İlahe ill'Allah La İlahe ill'Allah La İlahe ill'Allah Seyyidina
Muhammedun Resulullah (sav). Allahümme salli ve sellim ve barik aleyh da'imen ebeden. Şefa`at Ya
Resulullah. Meded Ya Rical Allah. Meded Ya Ashab-ı Nevbe. Meded Huuu.. Ya Kutbul Zaman. Meded!
Esselamu aleykum dinleyenlerimiz. Bizler mütevazi görünümlü kimseleriz. Ve bazı ilahi haberler veya
ilahi tebliğler veya Cenab-ı Hak'kın Peygamberlerine (as) gönderdiği ilahi şeyleri duymak için katılanlar da
mütevazi kimselerdir, mütevazi kimseler..
Mutlak Büyüklük ve Azamet Yaratıcımız Cenab-ı Allah içindir, Sensin Ya Rab, Allah. Sensin Ekber, Ya
Rabbena, Ekberul Ekber Sen'sin! Ve bizler de en zayıf kullarız, en zayıf kullar. Affını isteriz. Ey Rabbımız,
bize çok daha fazla anlayış nasib et. Çok daha fazla anlayış. Ey Kainatın Yaratıcısı. Yalnız tek bir Rab, başka
kimse Rab olamaz.
Herkes O'nun kulu ve mahlukatıdır. Nasıl Rab olmak isteyebilirler? Rabbaniyet yalnız sonsuz Lütuf
Okyanuslarından bitmez tükenmez bir şekilde yaratan ve lütfeden Bir içindir. Lütuf Okyanusları, eğer
Alemlerin Rabbi o okyanusların içindeki bir zerreden Kainatta var olan herşeye ihtiyaç duydukları şeyi
vermesini istese, İlahi Emri sadece "Bunu yap" demek olur ve Kainattaki o en küçük bir zerre bunu
yapabilir.
Allah Kadir ve Muktedir olandır. El Kadir-u Muktedir. Allahu Ekber! Allah Allah.. Ey Rabbımız bize bir
anlayış nasib eyle. Eğer Siz Azametinizle herşeye lütfedilmesini emretseniz herşey vücud olur, varlığa
gelir. Ey Rabbımız, bizi affeyle Vahdaniyetinizden, Rabbaniyetinizden daha fazla lütfedin en kıymetli, en
değerli olana Hz Muhammed (sav).
Bu bütün Kainatı kaplayan Rabbaniyetten, Rabbaniyet Okyanuslarından yalnız bir zerredir. Sübhan Allah
Sultan Allah. Ey insanlar, gafil olmayın. Alemlerin Rabbi kesinlikle gafilleri sevmez. Gafiller ki yollarını
kaybederler, veya hikmet-i icad'ı kaybederler- Yaratılışın gerçek hikmetini. Onu başından sonuna kimse
bilemez.
Şimdi, ey insanlar, ben zayıf bir kulum. Ve sanıyorum ki sizler de zayıf kimselersiniz. Kim "ben
kuvvetliyim" diye iddia ederse bu doğru değildir. Öyle değil mi? Sübhan Allah. Mutlak İzzet ve Azamet
Rabbimiz içindir. Ve "Esselamu aleykum katılanlarımız" diyoruz. Dikkatinizi verin. Rabbaniyetten birşeyler
anlayabilmek için dikkatinizi vermeniz lazım.
www.saltanat.org
Page 1
Rabbaniyet ki, orada kimse olamaz. Rabbaniyet Kainatın Rabbi, mahlukatın Rabbi içindir. Orada kimse
olamaz. O yalnız Kainatın Rabbine aittir, ezelden ebediyete kadar Kainatın Rabbi yalnız Bir'dir, Tek Rab.
Ve size diyoruz ki, ey katılanlarımız, ilahi hıfz-ı eman üzerinize olsun. Kim kaçarsa, katılmazsa ve bazı
mazeretler ileri sürerse o kişi kaybeder.
Bir insan için bundan daha kıymetli birşey olamaz, ki otursun ve Sema'dan dünyaya gelen Nefes-i
Kudsi'ye baksın ve içinde bir yenilenme, tazelik bulsun. O tazelik bir insanı Mutluluk okyanuslarına
götürür, Zevk Okyanuslarına, Hoşnutluk okyanuslarına götürür ki oralarda olmak, oralarda olmak.. bizim
kelimelerimiz ilahi varlıklardan bize geleni söylemeye yetişemez.
Veyhak, ayıp insanoğluna ki kendilerine verilmiş olan bu şansı kaçırıyorlar. Ayıp onlara ki kendilerine
verilen o ilahi varlıklar hakkındaki anlayış şansını kaçırıyorlar. Göksel, ilahi varlıklar ki, o gökler nerede
başlar nerede biter kimse bilmez.
Esselamu aleykum buraya gelen, oturan ve dinleyen kimselere, dinleyen ve anlamaya çalışan, dinleyen
ve hürmet göstermeye çalışan, Alemlerin Rabbine ait bir kelimeye dahi en yüksek hürmeti göstermeye
çalışanlar. "Tuba lehum", müjde onlara, bitmeyen bir müjde.
Ey insanlar, Euzubillahimineşşeytanirracim diyelim. Yalnız şeytan insanları bırakmaz ki gelmesin,
katılmasın, dinlemesin, anlamasın. "Muhakkak ki şeytan, sizin düşmanınızdır" (35:6) Ey Selefi alimlerimiz
merhaban, merhaban, merhaban. Siz neden tebliğ etmezsiniz, günlük beyan vermezsiniz? Halbuki
insanlara hitab etmek için pek çok kanallarınız var .
"Biz Selefi alimleriyiz" diyorsunuz. Tamam, olabilirsiniz ama bize Selefi alimlerinden ne getiriyorsunuz?
Hangi kelamı getiriyorsunuz? Selefi alimleri söylemiyor muydu, Estaizubillah "Muhakkak ki şeytan, sizin
düşmanınızdır" diye? Söylüyorlar mıydı söylemiyorlar mıydı? Siz neden bütün milletleri ve İslam Alemini
ikaz etmiyorsunuz her gün?
Neden demiyorsunuz ki onlara "Ey insanlar, ey İslam alemi, Alemlerin Rabbi buyuruyor "Ve hepiniz,
Allah'ın ipine sımsıkı tutunun" (3:103) Nerede sizin burada, Kıbrıs'taki veya Türkiye'deki temsilcileriniz,
veya İran'daki veya Doğudaki Batıdaki temsilcileriniz nerede ki beyan etsinler "İnneş şeytâne lekum
aduvvun".
Hiç şüphe yok ki şeytan insanoğlunun en korkunç ve en tehlikeli düşmanıdır. 24 saat boyunca doğudan
batıya bütün milletlere söyleyecek bir kanal koyun, yalnız bana hitab ederek "matuh" demek için değil!
Ben mi bunağım, ahmağım? Ahmak bunu beyan etmeyendir, ben ahmak değilim. Matuh, ateh dedikleri
bunamış. Yani bir insan yaşlanır yaşlanır da artık aklını, düşünmesini kaybeder. İdrak ve anlayışı düşer.
www.saltanat.org
Page 2
Ama bu yalnız şeytana tabi olan insanlar için geçerli! Alemlerin Rabbi Cenab'ı Hakka tabi olanlar için
değil! Ayağa kalk! Kral bile olsan kalk. "Allah" deyince kralların, imparatorların bile ayağa kalkması lazım.
Bütün hayatımız boyunca hiç oturmasak Rabbimizin, Yaratıcımızın mübarek ismi için hep ayakta olsak
bile birşey değildir.
Neden bu kimse Allah deyince ayağa kalkıyor demeyin. Kimin için ayağa kalkıyorum ben? Kime
kalkıyorum? Şam'daki Halife, Müminlerin Emiri yollamıştı... Belki bunları kitaplarda okuyorsunuz ama
tekrar olursa tekarrür olur, birşeyi tekrar edersek yerleşir. Konuştuğumuz herşeyi, ilahi bağlantımız
kalbime veriyor ve beni söyletiyor.
Yoksa ben bilmiyorum. Ben bilmiyorum ama bazı işaretler geliyor. Selefi alimlerine soruyorum, size
Sema'dan birşey geliyor mu? Yukarı bakın! "Nereye?" Görüyor musunuz? Neden görmüyorsunuz? Öyle
çok, öyle çok beklenmedik haberler var, beklenmedik meleklerle yağmur gibi insanların üzerine yağıyor
ama insanlar anlayışlarını kapıyorlar.
Bir saniyelerini bile vermiyorlar "Kimim ben" diye düşünmek için, veya "Ne için, Kimin içinim ben? Beni
varlığa getiren Kimdir? Ve beni varlıktan alıp yokluğa götüren Kimdir?" Selefi alimleri ne diyorsunuz?
Söyleyin. Bir sürü kanallarınız var. Ne derler buna, uydularınız var.
Neden bu dalgaları bütün insanlara göndermiyorsunuz: Ey insanlar, kendinize sorun "Ben kimim?" Veya
"Beni bu gezene getiren kimdir? Bunu yapan Kim?" Neden bütün milletleri uyandırmaya
çalışmıyorsunuz? Bu,Kainatın Rabbinin bütün Peygamberlere ve son olarak da Hatemul Enbiya olan
Efendimiz Hz Muhammed'e (sav) verdiği birşeydir, bir sorudur.
Ayağa kalktığınız her seferde daha fazla güç ve kuvvet alırsınız. Allah Allah.. Efendimiz Hz Muhammed
(sav) bu soru için ne diyor? O ne buyuruyor? Sorun ona, sorun! Selefi alimleri, sorun. "Kime?" Bana
sormayın, Peygamberinize sorun. Kimdir sizin Peygamberiniz? O Peygamber aynı zamanda benim de
Peygamberim. Ve bütün milletlerin Peygamberi.
Ona sorun, çünkü o (sav) hala duyuyor, görüyor ve konuşuyor. Selefi alimleri, eğer siz Kur’an-ı Kerim'i
anlıyorsanız, Cenab-ı Allah şüheda, şehitler için buyuruyor ki "Ve Allah'ın yolunda öldürülenleri, sakın
ölüler sanmayın. Hayır, (onlar) hayydırlar (canlıdırlar), Rab'lerinin katında rızıklandırılırlar". (3:169).
Eğer Cenab-ı Hak şüheda için gerçekten hayattadırlar buyuruyorsa.. Onlar gerçek hayattadır, bu hayat
taklit hayattır. Gerçek hayatın başlangıcı ve sonu yoktur. Kur’an-ı Kerim o Allah Kelamını yükseltmek için,
Tevhid sancağını yükseltmek için gazalarda şehit düşenler için böyle buyuruyor.
www.saltanat.org
Page 3
Başka bir soru geliyor Selefi alimi kardeşlerimize. "Kardeşlerim" denmesini kabul etmezler ama ben
kardeşlerim diyorum, ne yapalım? Yalnız siz hükümetten para alıyorsunuz, ben almıyorum. Allah bana
sadaka yolluyor. Ben sadaka yiyorum siz hükümetin parasını yiyorsunuz. Fark etmez. Mutlusunuz.
Ben her gün elbiselerimi değiştirmiyorum. Belki senede bir, ama siz her gün çok güzel aba giyiyorsunuz.
Her gün başınıza "hatta, kefiye" giyiyorsunuz ve aynada sakalınızı bıyığınızı düzeltiyorsunuz. Sonra her
gün... Allahu Ekber, nerede o.. gözlüklerimi arıyorum ama bulamıyorum. Onun için bu büyüteçle
bakıyorum.. Böyle bakınca başka türlü görünüyor. Selefi alimlerine uzak mesafeden bakıyorum.
Bir insanın Doğudan Batıya, Batıdan Doğuya bakabileceğine inanıyor musunuz? İnanıyor musunuz
inanmıyor musunuz? Ne diyorsunuz, Selef-i Salihin doğudan batıya, batıdan doğuya bakardı. Hayır
demeniz sizin için doğru değildir. Selef-i Salihin'in kalbi saftı. Saf, paslanmış değil.
Bu camın üzerinde birşey olursa göremezsiniz, silmeniz lazım. Temizlemeniz, parlatmanız lazım.
Amerikalı da İngilizceyi unuttu. Evet, Ey Selefi alimleri, size karşı olan bütün saygımla soruyorum:
Doğudan bakıp batıya kadar görebileceğinize inanıyor musunuz? Veya batıdan doğuya, ne diyorsunuz?
Batıl mı Hak mı?
Batıl diyemezsiniz çünkü Selef-i Salih.. Hz Ömer mimberde hutbe verirken hutbeyi kesip çağırmaya
başladı: “Ya Sâriye, el-Cebel, “Ya Sâriye, el-Cebel” Sâriye'yi savaşırken görüyordu ve sesi ona yetişmişti.
Sizin böyle bir kuvvetiniz var mı? Neden yok? Eğer "Selef-i Salihin'in tabileriyiz" diye iddia ediyorsanız
olması lazım.
Kanıtınızı getirin. Ben birşey olduğumu iddia etmiyorum. Ben hiçim diyorum ama siz "biz bir şeyiz"
diyorsunuz. Bir şeyseniz söyleyin. Eğer bunun üzerine konuşma fırsatı olursa ben bilmiyorum ama onlar
biliyorlar ve benim ruhum onların ruhlarıyla bağlantı halindedir. Onun için onlardan hududsuz bir şekilde
geleni söylüyorum.
Ben birşey biliyorum zannetmeyin, yok. Ama benim kalbimi uyandıran ve dilime size hitab etmesi için
emreden bir yol var, çünkü siz kendinizi İslam Aleminin ve aynı şekilde gayrı Müslim aleminin de önüne
koyuyorsunuz. Delilinizi getirin, yoksa öğrenmek için anlayışınızı düzeltmeniz gerekiyor eğer ki "biz Selef-i
Salihin'in tabileriyiz" diyorsanız. Şimdi Selef-i Salihin kim? Onların türbelerine gidiyor musunuz?
Hayır, onların türbelerine gidip onlarla konuşmayı kabul etmiyorsunuz. Onlarla nasıl bağlantı
kuruyorsunuz? Kalplerinizde böyle bir kuvvet var mı? Minel kâlbi, ilel kâlbi sebîlâ. Amenna ve saddakna.
Kalpten kalbe bazı görünmeyen yollar vardır ki böylece yukarıdan, kablolar olmadan o ilmi yollayabilirler.
www.saltanat.org
Page 4
Siz neden Selef-i Salihin'e kalplerinizle ulaşamıyorsunuz? Kalplerin üzerinde "Alemlerin Rabbi tarafından
yapıldı" diye yazar. Onun için ey insanlar, ben hep Selefi alimlerine hitab etmek için konuşturuyorlar
çünkü onlar iddia ediyorlar. Onun için benim de söylediğimi açıklamak için onlardan sormaya hakkım var.
Ey insanlar, bunu bırakın. Halefetul Muslimin, Halefetul Mu'minin veya Emiril Mu'minin, Şam'dan
Irak'taki insanlara gönderiyor. Hep bu galaba, karışıklık yaratanlar, Babillilerin zamanından... Asuri ve
Keldaniler, hep sorun olurdu. La havle vela kuvvete..
Hep sorun çıkarıyorlar ve Emir orada düzeni sağlaması için gönderiyor. Haccac-ı Zalimi gönderiyor.
Yalnız gidiyor oraya o ve diyor ki "Emiril Mü'minin beni Irak'a vali olarak tayin etti. Buraya geldim ve
buradaki insanlara hitab etmek isterim." Basra'daki Kebir camiisinde ve orada mimberde duruyor,
Efendimizin (sav) mimberinde.
Ve yüzünde de burka var, peçe var. Oturuyor. Oturuyor ve diyor ki "Ya ulam, ya ulam, kalk ve Emir-i
Mümin'in fermanını oku" Ulam dediği de katip. "Kalk ve oku, ki Emir-i Müminin beni buraya vali olmam
için gönderdi". Ve o katip kalkıp diyor ki "Emir-i Mü'minin'den Basra ehline selam olsun. Irak ahalisine
selam olsun".
Bir tanesi bile selamına cevap vermiyor. Haccac da mimberde ve diyor ki "Dur oğlum, Emir-i Müminin
emrini okumayı bırak. Ey Irak ahalisi, sizdeki edep ve ahlak en kötüsü. Emiri Müminin size "esselamu
aleykum" diyor ve hiçbiriniz "ve aleykum selam" demiyorsunuz? Ben size edeb öğretmeye geldim. Size
en güzel edep ve ahlakı öğretmeye geldim.
Emiril Müminin oklarını önüne koyup hangisi en acıdır baktı. En acı olana baktı, buldu ve beni size
yolladı. Ben de sizi en güzel edeple terbiye edeceğim. Tekrar et ya ulam!" Ulam bir kere daha söyleyince,
bu sefer bir sinek bile kalmadı oturan, hepsi ayağa kalktı! Böyle ayağa kalktılar.
Selef-i Salihin alimlerine soruyorum. Sizce vali emrederse insanların ayağa kalkması sui edep midir?
Yanlış mıdır, münker midir? Siz de kimse kimseye tazim etmesin diyorsunuz. Ne için? Allah Sübhanehu ve
Teala buyuruyor, Estaizubillah "Ve lâ tensevul fadla beynekum" (2:237)
Ehl-i fazl, fazilet ehli ki onlara Allah tarafından bazı lütuflar nasib olmuştur ve diğerlerinin de onlara
hürmet etmesi gerekir, Cenab-ı Hakkın güzel ahlak ve edep nasib ettiği o kimselere. Hicazdaki Kral gibi, o
bir yere girince siz oturuyor musunuz kalkıyor musunuz? Kalkıyorsunuz çünkü Allah ona o şerefi giydirdi,
Melik'i değil Malik'il Müluk'a tazim ediyorsunuz.
Evet Efendim, anlaşıldı. Ben birşey değilim. En sondaki, en aşağıda olanım. "Konuşan bu kişidir"
demeyin, yok. Bu zayıf ve ihtiyar kulu bütün insanlara hitab için konuşturan kimdir? Ve bu hitap doğudan
batıya, kuzeyden güneye hepsine. Allah bizi affeylesin.
www.saltanat.org
Page 5
Ey insanlar, devamlı beni onlara hitab ettiriyorlar çünkü onlar iddia ediyorlar ve çok kibirli kimseler.
Hiçbir şeyi beğenmezler. Bazen ben de Arapça bilirim. Fark etmez, konuşana değil konuşturana bakın.
"Nasara yensuru nasran, fehüve nasirun vezeke mensur" Arapça biliyorum işte. Endişelenmeyin!
Allah beni ve sizi affeylesin. Kral da, Cenab-ı Hak'kın kendisine böyle bir şeref vermesini takdir etmeli.
Haremeyn-i Şerifeyn bütün insanlara açık olmalı. Orası için vize uygulanmasından da hiç hoşlanmıyorum,
hayır. Ve min Allahu tevfik. Vesselamu aleykum. Fatiha.
Dum dum dum dum dum dum dum dum Dum dum dum dum dum dum dum dum Dum dum dum dum
dum dum dum dum Dum dum dum dum dum dum dum dum Dum dum dum dum dum dum dum dum
Dum dum dum dum dum dum dum dum.
Ayrıca Selef-i Salihinden kimseler vardı "Alemlerin Rabbini tazim için ilahi def ve müzik" diyen. Kim
birisine benzemeye çalışırsa, o onlardandır . Onun için ben de çirkin sesimle söylüyorum. Bu ilahi
seremonidir. Yalnız gece veya gündüz değil, her an farklı bir şekilde, Hak Celle ve Celaluhu için farklı bir
tesbih, tahmid ve temcid ile. Fatiha.
Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=5765&name=2010-0322_en_ThePeopleOfGrace.mp4
www.saltanat.org
Page 6
Download