MHP’li Günal: Tüketim ve İthalat Ekonomisinden Üretim ve İhracat Ekonomisine Geçilmeli! Ekonomi Bakanlığı’nın 2014 Yılı Bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılan görüşmeleri esnasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç. Dr. Mehmet GÜNAL; ekonomide temel sorunun tüketim ve ithalata dayalı büyüme anlayışından kaynaklandığını, çözümün ise ithalata bağımlılığı azaltmak olduğunu, ekonomi yönetiminin daha koordineli bir şekil alması için gereken yapısal önlemlerin bir an önce alınarak 2023 hedefine ulaşılması gerektiğini söyledi. “Avrupa Birliği ile ABD kendi aralarından ticaret anlaşması yapıyorsa biz de Türk Gümrük Birliği kuralım” diyen Günal “Türk devletleri de serbest ticaret anlaşması yapılan ülkeler listesinde yer alsın.” dedi. Günal ayrıca GİTES Eylem Planı kapsamında bazı teşviklerle alternatif yaratabileceğini ve teşvik sistemin de dar bölgeli sektörel sistem haline getirilmesi gerektiğini söyledi. Günal’ın konuşmasının özeti şöyle: Ekonomide Çözüm: Üretim ve İhracatın İthalata Bağımlılığını Azaltmak! Bütçe sunuş konuşmasında “Çalışmalarımız” bölümünde aynen diyorsunuz ki: “Bildiğiniz gibi, Türkiye’nin asıl en önemli meselesi, üretim ve ihracatın ithalata bağımlılığını azaltmak, ülkemizdeki katma değeri ve teknoloji altyapısını yükseltmek ve dolayısıyla cari açık ile büyüme arasındaki ilişkiyi azaltmaktır. Bu amaçla bir yandan üretim, ihracat ve yatırımları artırmaya dönük çalışmalarımız…” diye başladınız. İşin temelini doğru tespit ettiniz ama sorun geçici önlemlerle çözülemez. Cari açık en son yine piyasa beklentilerinin de üzerinde geldi. OVP’de koymuş olduğunuz hedefleri de açıkçası çok gerçekçi bulmuyoruz, daha çok bir temenni mahiyetinde görünüyor. Bu konjonktürde, cari açık oranını düşürmek zor. Net hata noksan kalemi yeniden oynamaya başladı, ilk dokuz ayda bu belirsizlik ortamında 5 milyarın üzerine çıkmış. Tabii, birtakım kaynağı belirsiz para girişlerine bel bağlarsak, o da konjonktürel olduğu için, yarın piyasada sıkıntıya düşebiliriz. Önümüzdeki süreçte eğer diğer yapısal önlemleri alamazsak geçici olarak yakaladığımız bazı düzeltmeleri, iyileşmeleri kaybedebiliriz. Ekonomide temel sorun tüketime, ithalata dayalı büyüme anlayışıdır. Amacımız ekonomi yönetiminin daha koordineli bir şekilde alınması gereken yapısal önlemleri alması ve hep beraber benimsediğimiz 2023 hedefine ulaşmasıdır. Bu çerçevede, GİTES eylem planı 2013-2015 için ”Faaliyet planları bir araya getirilmiştir.” diyorsunuz, sadece biz şu anda ne yapıldığını merak ediyoruz. Başlayan çalışmalarda bir aşamaya gelinmiş olan var mı? Eylem planı yapıyoruz, izlenmesi ve uygulanması konusunda sorun çıkıyor. Eksiğiyle, fazlasıyla planların hepsi güzel ama hedefleri koyuyoruz, takip edemiyoruz. Strateji belgelerinin, planlarının en önemli kısmı izlenmesi, uygulamanın değerlendirilmesi kısmıdır. Başka bir konu ise dâhilde işleme rejimi. Burada temel sorunu tespit etmeden birkaç mevzuat düzenlemesinden bahsediyorsunuz. Fakat burada temel sorun, sektörler arası bağlantının kopması ve üretim ve ihracatın dışa bağımlılığının artmasıdır. DİR’deki şikâyet de buydu. Yani izlenmediği zaman, Avrupa gibi yerinde denetim yapılmadığı zaman, maalesef, bir süre sonra yurt içindeki ara malı üretimi yapan firmalar üretimi kısıyor, hatta oradaki rekabet şartları nedeniyle pazardan çekilmek zorunda kalıyor. Bunların biraz daha yerinde izlenmesi gerekir. Belki girdi avantajından dolayı ihracat artıyor ama aynı şekilde istihdama ve üretime yansımıyor, sizin söylediğiniz sacayağı bozuluyor. Yani yatırım, üretim, ihracat, buna bağlı da istihdam olması lazım. Dâhilde işleme rejimi de bu kapsamda GİTES kadar önemlidir. Elden geçirilmesi gerekir fakat sadece eylem planını yapmakla olmuyor biraz daha uygulama sonuçları üzerinden ne kadarı içeriye gidiyor, ne kadarı etkili oluyor diye analizlerinin yapılması gerekir. GİTES kapsamında bazı teşviklerle alternatif yaratabilmek mümkün müdür diye bakmak gerekir. Yatırım Teşviki İçin Dar Bölgeli Sektörel Sistem Şart! Teşvikle ilgili artan teşvik belgesi sayılarını söylediniz peki bu artış hakikaten yeni teşvik sisteminden mi kaynaklanıyor? Konjonktürel olarak o sektörlerde bir artış mı var? Teşvik sisteminde altı bölge uygulamasına ilave şeyler getirilmeli. Temel olarak o durabilir ama daha dar bölgeli yapılmalı. Örnek olarak kendi seçim bölgemde Antalya’da sahildeki Manavgat, Alanya ve Kemer’in iç kesimdeki Elmalı, Korkuteli ve Gündoğmuş’la aynı teşvik bölgesinde olması mümkün değil. Yani birisi 1 iken, birisi 2, birisi 3, birisi 4. Yani benim ilimin içerisinde 6 tane ayrı bölge olması gerekir. Teşvik sistemini hem sektöre göre hem yatay hem dikey olarak elden geçirmemiz lazım. O zaman bazı şeyleri belki üretebiliriz, özellikle ara malı, ham madde açısından da bazı esneklikler sağlanabilir. AB İle ABD Anlaşma Yapıyor, Biz de Türk Gümrük Birliği Kuralım! Gümrük birliğini Avrupa Birliği ile ABD arasındaki ticaret anlaşmasını da dikkate alarak tartışmamız gerekiyor. Türkiye’nin durumu ne olacak? Yani gümrük birliğinden dolayı zaten üçüncü ülkelere karşı birtakım dezavantajlarımız var ama büyük ticari partnerimiz olan bu iki ülkenin de kendi arasında bir anlaşma yapıp hele hele Türkiye’nin dâhil olmaması durumunda sorunumuz zaten büyüyecek. Güzel bir şekilde üzerini kamufle etmişsiniz ve diyorsunuz ki; “Avrupa Birliğine bağımlılığımızı azalttık.” Hadi canım! Yani kriz olmasa zaten devam edecekti. Daha yeni pazar bulduk, durumu idare ettik, şimdilik kurtardık demek başka bir şey. AB’ye bağımlılığımızı azaltmamız bilinçli bir politika tercihi değil ki. Bu bir zaruri ihtiyaç olarak çıktı çünkü Avrupa’da yaşanan krizden dolayı. Ama buna devam etmeliyiz, yani kalıcı hâle gelmeli. Pazar çeşitlendirmesi yapılmalı yani bu işi konjonktürel olmaktan çıkartıp yapısal olarak o politikaları devam ettirilmeli. Eğer, dezavantajlı konumumuz devam ederse, Avrupa Birliği ABD ile bu anlaşmayı yaparsa, biz zaten dezavantajlı durumdayız o zaman bizim bu gümrük birliğinde durmamızın fazla bir anlamı kalmıyor. Daha somut bir tercihli ticaret anlaşması mı olur, daha ileri aşamasına gidip onlarla ayrı bir gümrük birliği mi olur, bu alternatifleri değerlendirmemiz gerekiyor. Serbest ticaret anlaşmasıyla ilgili sorularım var. Bir: Amerika’daki anlaşmayla ilgili kabul etmezlerse bir tavrımız olacak mı? İki: Gümrük birliğiyle ilgili net bir tavır koyacak mısınız? Üç: Bir sürü liste gösterdiniz, maalesef bir tane Türk cumhuriyetiyle yapılan çalışma yok; biz istiyoruz ki Türk devletleri arasında da tercihli ticaret anlaşmasını yapalım. Önümüzdeki sene serbest ticaret anlaşması yapılan ülkeler listesinde Kazakistan, Azerbaycan, Türkmenistan gibi isimleri görecek miyiz?” Söylemekten vazgeçmeyeceğim, çünkü dezavantajlı durumdayız hiç olmazsa bunu avantaja çevirelim. Biz de Türk Devletleri arasında Gümrük Birliği kuralım!