Eşcinsellik ve `Benim Çocuğum` Belgeseli Üzerine Röportaj

advertisement
Eşcinsellik ve 'Benim Çocuğum' Belgeseli Üzerine Röportaj
Kardelen Uysal tarafından yazıldı.
Perşembe, 29 Mart 2012 23:42
Ataerkil toplumumuzda, ataerkilliğini, gerici tavırlarını ve homofobikliğini de yanına alarak
eşcinsellere yaşam alanı bırakmamakta ısrar eden bir toplumumuz var hala. Kendi doğrularını
ve normal anlayışlarını ikiyüzlü bir ahlak bekçiliği maskesi altında direten, kabul ettiremediğinde
sözlü ya da fiziksel şiddete başvuran kadınlara erkeklere sahip bu ülke. Cinselliğin bile hala
tabu olduğu Türkiye’de bir de eşcinselseniz, tedavi olması gereken bir birey olup çıkıyorsunuz.
Çünkü toplumun bilmiş bireylerine göre, hayatınızda bir vajina-penis uyumu yoksa siz derhal
iyileşmelisiniz. Sadece sözleriniz, düşünceleriniz, politik görüşünüz değil cinselliğinizle de
‘herkes’e benzemelisiniz.
Tüm bunların yanı sıra Türkiye’de eşcinseller ve onların aileleri çok güzel bir projeye adım
atıyor. Eşcinseller ve aileleri, demokratik bir mücadele adına, ayrımcılık karşıtı harika bir
belgesel hazırlıyorlar. Adı: Benim Çocuğum. Çocuklarını yalnız bırakıp dışlamak ve aşağılamak
yerine, onlara saygı duyan, onları sadece ‘o’ olduğu için seven ebeveynlerden Ömer Ceylan
Bey’le bir röportaj hazırladım. Ömer Bey, yetmiş yaşında iktisat mezunu, evli ve çocuklu bir
beyefendi. Oğullarından biri ise eşcinsel.Röportajı okumaya başlamadan önce, belgesele
destek olmak isterseniz bu adresten ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Çocuğunuz eşcinsel olduğunu söylediğinde ilk olarak ne hissettiniz, ne düşündünüz?
Ben çok fazla tepki vermedim. Çünkü benim kendi kişisel gelişimim ile ilgili çalışmalarım oldu ve
ilke olarak şunu benimsedim: “her bireyin hayatı kendisini ilgilendirir.” Babam şu an hayatta olsa
hayatımı asla onaylamazdı. Ama bu hayat benim ve ben kendi hayatım için nasıl bunu
istiyorsam, çocuğum için de herkes için de bunu istiyorum. Ona zor bir hayatının olabileceğini
ama daima yanında olacağımı belirttim. Ancak ondan sonra o konuşmak istedi ben uzun süre
kaçtım çünkü o konuda pek bir şey bilmiyordum. Sonra oğlum etrafa kitaplar bırakmaya başladı
ben onları okudum, ardından oğlumla konuşmaya başladım. Asıl bilgilenişim ise CETAD (
Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği) ile başladı. Orada psikiyatrlar ve aileler toplanır
hem bilgileniriz hem bilgilerimizi diğer ailelerle paylaşırız.
1/4
Eşcinsellik ve 'Benim Çocuğum' Belgeseli Üzerine Röportaj
Kardelen Uysal tarafından yazıldı.
Perşembe, 29 Mart 2012 23:42
Mesela benim de eşcinsel arkadaşlarımdan bazıları ailelerine açıldılar. Bir kısmı normal ve ılımlı
yaklaşırken, bazı aileler evlatlıktan reddettiler çocuklarını. Diğer ebeveynelere ne önerirsiniz?
Biz bu tip ebeveynelere ulaşmaya çalışıyoruz çünkü bu reddetme tarzı tepkilerin nedeni aslında
cahillik. Bu bir tercih değil, bu bir cinsel yönelim. Ben onları bilgilenmeye çağırıyorum. Çünkü
pek çok insan etraf ne der kaygısıyla yaşıyor. İlk öğrenme sürecinde pek çok aile inkar,
reddetme dönemleri yaşıyor. Biz de mesela on sene boyunca bu durumu kendi içimizde
yaşadık. Benim önerim; kendileri gibi olan ailelerle tanışmaları. Onun için bizim ilk hedefimiz
ailelerine açılmış olan gençlerin ailelerine ulaşmak. Onlarla biraz görüştükten sonra CEDAT’a
getirmeye çalışıyoruz. Mesela birgün bizim Kasım 2010’da Hürriyet Pazar ekinde tam sayfa
röportajımız çıktı gerçek isimlerimizle ve fotoğraflarımızla birlikte. O hafta CEDAT’a bir hanım
geldi, onunla biraz konuştuk. Dedi ki “oğlum beni Antalya’ya tatile götürdü, orada sizin
röportajınızın olduğu sayfayı açtı ve bana eşcinsel olduğunu söyledi. On beş gündür uyku
uyuyamıyorum.” Dedi. İçeri girdik sorular sordu heteroseksüel, biseksüel, eşcinsel ne demektir
anlamlarını sordu. Ve toplantıdan çıktıktan sonra o gece rahat bir uyku uyuyacağını
söyledi.Daha da ilginci bu kadın eşi Doğu’lu olduğu için eşine bunu açıklayamayacağını söyledi
ama on beş gün sonra eşiyle toplantılara katılmaya başladı. Yani bilgilendikçe rahatlıyoruz
aslında.
Peki bu konularda topluma kırgın ya da kızgın olduğunuz bir konu var mı?
Kırgın ya da kızgın değilim. Ama maalesef yalnızca bizim ülkemizde bu tabu yok. Geçen sene
Sicilya’ya gittik orada Katolik baskısı öyle yoğun ki, toplantılar manastırda yapılıyor bu yüzden
aileler gelemiyor. Bir kişi bir akşam geldi yarım saat görüşebildik. Maalesef pek çok toplumda
bu durum böyle. Mesela İspanya’da eşcinsellikle ilgili yasalar çıktı ama toplum henüz hazır
olmadığı için hala pek çok yerde baskı var. Özellikle İslamcı kesim “yaratılanı severiz
yaratandan ötürü” diyor ama buna göre davranılmadığını görebiliyoruz. Ne ben ne bir başkası
diğerini yargılama hakkına sahip değil, insan yalnızca kendisini yargılayabilir. Topluma kızgın
değilim çünkü Türkiye’de cinsel eğitim yok,hala cinsellik bile bir tabu. Mesela ben de üniversite
mezunuyum hatta master da yaptım ancak bu olaylar olana kadar eşcinsel nedir, biseksüel
nedir bilmiyordum. Bu tamamen bilgisizlikle ilgili. Cinsellik hem öğretilmiyor hem de
konuşulmuyor. Biz konuşmadan, sorgulamadan her şeyi olduğu gibi kabullenirsek tabuları
yaratmış oluruz. Genç kızlar hala ilk adetlerini gördüklerinde tokat atan aileler var. Anadolu’da
genç erkekler ilk cinsel deneyimlerini hala bir hayvanla ya da genelev kadınıyla yaşayabiliyor
2/4
Eşcinsellik ve 'Benim Çocuğum' Belgeseli Üzerine Röportaj
Kardelen Uysal tarafından yazıldı.
Perşembe, 29 Mart 2012 23:42
mesela.
Belgeselde oynamaya nasıl karar verdiniz?
İlk kez gerçek ismimi kullanarak Hürriyet’e röportaj verdiğim zaman bu durumu tamamen
kabullendiğimi anladım. Ondan önce gerçek isimlerimizi saklayarak röportaj verip radyo
programlarına çıkıyorduk. Göğsüm açık bunu söyleyebileceğimi fark ettim. Benim şu an herkese
verebilecek cevaplarım var bilgilendim çünkü, bu iş bilgilenmekle olur.Biz özellikle diğer aileleri
de bilgilendirmeye çalışıyoruz, böylece aileler parçalanmıyor. Aileler çocuklarına sahip
çıkıyorlar.
Belgesel fikri nasıl çıktı ortaya?
Ailelerimizden üç kişi İtalya’ya gitti. Orada Yeniden Doğan Aileler aileler adında bir belgesel var.
Onlar da yaşadıklarını anlatıyorlar, biz de bu belgeselin versiyonunu yapmak istedik. Can
Candan’la bu belgeseli çekmeye karar verdik. Can Candan zaten belgeseller yapan biri aynı
zamanda Boğaziçi’nde öğretim görevlisi. Yapım ekibi araştırdık onları bulduk ve belgeseli
çekmeye karar verdik. Kesinlikle ticari amaçlı bir belgesel değil. Bağışlarla çekilen bir belgesel
zaten. Onur Haftası’na kadar yetiştirmeye çalışıyoruz.
Bu belgeselin neleri değiştirmesini istiyorsunuz/bekliyorsunuz?
Tüm toplumun düşünmesini sağlamak istiyoruz. Tüm topluma kendi yaşadıklarımızı anlatmak
istiyoruz bu belgeselle. Biz sadece duygu ve düşüncelerimizi olduğu gibi insanlara yansıtıyoruz.
Açık Radyo’daki programdan sonra programın yapımcısı pek çok homofobik insanın bizim
konuşmalarımızdan sonra eski katılıkları kalmadığı söylendi bize. Mesela bir çocuk on iki
yaşında toplumdan farklı olduğunu düşünerek eşcinsel olduğu için intihar teşebbüsünde
bulunuyor. Bu tip olayların bitmesini istiyorum. Biz kuyuyla iğne kazdığımızı biliyoruz ama bu bir
maraton ve biz ilk adımları atıyoruz sadece. Umarım bizden sonra da devam eder bu tip
projeler.
Yasaların çıkması hakkında ne düşünüyorsunuz?
3/4
Eşcinsellik ve 'Benim Çocuğum' Belgeseli Üzerine Röportaj
Kardelen Uysal tarafından yazıldı.
Perşembe, 29 Mart 2012 23:42
Yasalardan önce toplumun değişmesi, bilgilenmesi gerekiyor. Yasalar her şeyi çözmez. Onlar
için de tabii ki mücadele edeceğiz.
http://www.radikalgenc.com/yasam/soylesi/escinsellik-ve-benim-cocugum-belgeseli-uzerine-rop
ortaj
4/4
Download