murkormikoz,zona,vajinit,trikomonas vajiniti,şarbon,koli basili

advertisement
MURKORMİKOZ
Zygomikoz; Mucormycosis;
Zygomycosis;
Mukormikoz sinüsler, beyin, akciğerler ve nadiren cildi içeren
mantar hastalığıdır. Çok ağır ve hızlı seyreden bir enfeksiyon
hastalığıdır. İmmün sistemi zayıf hastalarda ortaya çıkar.
Genellikle kısa
enfeksiyonudur.
sürede
ölümle
sonuçlanan
bir
mantar
Mukormikoz neden olur?
Hastalık doğada özellikle toprakta bolca bulunan mantarlar
nedeniyle ortaya çıkar. Mukor cinsi mantarlar çürüyen kütük ve
ağaçlarda, toprakta, gübrede, çöp alanlarında bol bulunur.
Vücuda kesik, çizik yada solunum ile bulaşır, mukozalardan
göze bulaşabilir. Vücuda bir kez yerleştikten sonra hızla
çoğalır ve yayılarak ölüme yol açar.
Sağlıklı bireylerde normal immün sistem mukor cinsi bu
mantarın yayılmasını durdurur ve herhangi bir hastalığa yol
açmadan mantarı öldürür, uzaklaştır. İmmün sistemin bozulduğu
durumlarda mantar hızla yayılır ve genellikle hızla ölüme yol
açar.
Mukormikoz kimlerde görülür?
Hastalık immün sistemi zayıflamış kişilerde görülür:
Kontrolsüz diyabet,
HİV enfeksiyonu ve AİDS,
Lösemi,
Lenfoma,
Organ nakli nedeniyle immün sistemi baskılayan ilaç
kullanımı,
Kemoterapi,
Uzun süre steroid ve kortizon kullanımı,
Demir zehirlenmesi nedeniyle deferroksamin kullanımı,
Metabolik asidoz varlığı,
Kronik sinüzit varlığı Mukormikoz için hazırlayıcı
nedenlerdir.
Mukormikoz belirtileri nelerdir?
Hastalığın yerleştiği alana göre şikayetler değişir. Solunum
sistemine yerleşen Mukormikoz da aşağıdaki bulgular görülür.
Mukormikoz un saatler içinde geliştiği ve bu bulguların birkaç
saat içinde ortaya çıkarak genel durumu hızla bozduğu
unutulmamalıdır:
Ateş,
Öksürük,
Yüz ağrısı,
Gözde şişme ve göz yuvarlağının dışarı doğru itilmesi,
Sinüsler üzerinde kızarıklık,
Kanlı öksürük,
Nefes darlığı,
Kanlı kusma,
Karın ve göğüs ağrısı,
Fenalık hissi, şuur bulanıklığı,
Uykuya meyil ve genel durumda hızla bozulma.
Cilt enfeksiyonlarında ise hızla gelişen kızarıklık,
enfeksiyon yerinde sıvı birikimi ve akıntı, şiddetli ağrı,
sertlik, şişlik ve siyahlaşma olur.
Mukormikoz teşhisi nasıl konur?
Enfeksiyon yerinden alınan bir örneğin laboratuarda
incelenmesi ve kan testleri ile tanı konur.
Görüntülenme
yöntemleri, röntgen, bilgisayarlı tomografi ve MR sinüz
tutulumu hakkında bilgi verir.
Mukormikoz tedavisi:
Mukormikoz çok ciddi ve hızlı yayılan ölümcül bir mantar
hastalığıdır. Hastalıktan şüphe edilmesi bile hızla hastaneye
yatırılıp incelemeyi gerektirir. Tanı konur konmaz en hızlı
şekilde tedavi başlanmalıdır. Erken tedavi ile hayatta kalmak
mümkün olabilir. Tanı konur konmaz antifungal tedavi başlanır,
cerrahi istenir ve ölü dokuların hızla cerrahi olarak
çıkarılması gerekir.
Mukormikoz dan korunma
Doğada yaygın olarak bulunan mukor cinsi mantarlardan korunmak
mümkün değildir. Hastalıktan korunmanın en önemli yolu immün
sistemi bozan durumların bir an önce düzeltilmesidir.
Mukormikoz en sık kontrolsüz diyabet hastalarında görülür.
Diyabetin kontrolü immün sistemin normal çalışması için
şarttır.
Referanslar :
National Foundation for Infectious Diseases
http://www.nfid.org/
Centers for Disease Control and Prevention
http://www.cdc.gov/
The Canadian Lung Association
http://www.lung.ca/
Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/
Mucormycosis. Center for Disease Control and Prevention
(CDC)
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/fungal/mucormycosis/ . Accessed May
20, 2013.
Mucormycosis. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated May
16, 2013. Accessed May 20, 2013.
Radha S, Tameem T, Fernandez DK, Satyanarayana G.
Gastric zygomycosis (mucormycosis). The Internet J
Pathol . 2007;5(2).
ZONA
Gece yanığı;
Zona deri sinirlerinin ağrılı döküntülü iltihabıdır. Herpes
zoster virüsü ile meydana gelir. Herpes zoster virüsü çocuk
çağda bulaşır ve ilk olarak suçiçeği yapar daha sonra sinir
hücreleri içinde saklanır yıllar sonra immün sistemin
zayıfladığı bir anda sinir iltihabı yapar, buna ZONA denir.
Suçiçeği
geçirmemiş
insanlarda
zona
olmaz.
Zona
tekrarlayabilir. Zonanın aşısı vardır. Zona aşısı 60 yaş üstü
herkese yapılabilir. Aşı zonanın ortaya çıkışını, ağırlığını,
komplikasyonlarını azaltır.
Zona Kimlerde olur ?
Aşağıdaki durumlar zona riskini arttırır;
50 yaş üstü kişiler,
İmmün sistemin bozulduğu durumlar,
Kanser tedavisi gören,
Kortizon kullanan,
Kemoterapi alan
Radyoterapi alan hastalar
Aşırı yorgunluk,
Kötü beslenme,
Fiziksel ve psikolojik stres,
Yukarıda sayılan faktörler olmadan da zona çıkabilir. Zona
kişiden kişiye bulaştırılmaz ancak zona geçiren kişi etrafa
suçiçeği bulaştırır.
Zona belirtileri nelerdir?
Bir sinir bölgesinde sınırlı içi sıvı dolu kaşıntılı
kabarçıklar,
Kırmızı zeminde içi sıvı dolu kesecikler görülür,
Tipik olarak vücudun bir yarısında bir sinir
alanında sınırlıdır öbür tarafa geçmez,
Hastalık birkaç sinir bölgesini tutabilir,
Kabarcıklar birkaç gün içinde kurur, kabuklanır
dökülür,
En çok göğüs gövde ve yüzde çıkar,
Kabarcıklar başlamadan 2 gün önce ve kabarcıklar
kabuklandıktan 5 gün sonraya kadar bulaşıcıdır,
Gözü tutar ise görmeyi ciddi şekilde bozar,
Döküntünün olduğu bölgede yanma tarzında çok şiddetli
ağrılar olur, bu ağrılar normal ağrıkesiciler ile
geçmez,
Hasta ağrıdan dolayı bitkin kalır,
Baş ağrısı vardır,
Döküntü çıkmadan birkaç gün önce o bölgede uyuşukluk ve
kaşıntı olur,
Döküntünün olduğu bölge dokunmaya karşı çok hassastır,
Ateş vardır,
Hastalık geçtikten sonra ağrısı kalabilir.
Hastalıktan sonra ağrı tekrar ortaya çıkabilir, bu zona
komplikasyonudur buna post herpetik nöralji denir, çok
şiddetli ve kontrolü güç ağrılar olabilir.
Zona hastalığının teşhisi nasıl konur?
Hastalık klinik görüntü ve kan testleri ile konur.
Zona hastalığının tedavisi:
Zona tedavisinde amaç ağrının dindirilmesi ve iyileşmenin
hızlandırılması ve iyileşme sonrası ağrının ortaya çıkmasını
engellemektir. Antiviral ilaçlar ilk 48-72 saat içinde
başlanır ise ağrıyı hafifletip iyileşmeyi hızlandırırlar.
Antiviral ilaçlar hastanın durumuna göre 7 – 21 gün
kullanılabilirler. Ağrıların dindirilmesi için ağrı kesiciler,
kaşıntı ve kabuklanma için lokal ilaçlar kullanılabilir.
Tedavide kortizon kullanılabilir, kortizonlu ilaçların ağrıyı
azalttığı iddia edilmektedir.
Post Herpetik Nöralji:
Zona sonrasında gelişen şiddetli, kontrolü zor ağrılardır.
Zona komplikasyonudur. Halsiz bırakan yıpratıcı ağrılarıdır.
Tedavide antiviral ilaçların kullanılması nöralji ağrılarının
gelişme şansını azaltır. Bu ağrıların kontrolu için ağrı
kesiciler, anti depresanlar, lokal anestezik maddeler hatta
sinirlerin
bloke
edilmesi
bile
tedavi
amacıyla
kullanılmaktadır.
Zona dan korunma:
Zona başlayan kişi etrafa suçiçeği
aşağıdaki önlemleri almalıdır:
bulaştırmamak
için
Döküntüler kuruyup dökülmeye başladıktan 5 gün sonraya
kadar bulaşıcıdır, bu süre içinde
hamileler,
çocuklar,
suçiçeği geçirmemiş erişkinler,
yeni doğmuş bebekler,
kanser tedavisi görenler, steroid kulanlar dan
uzak durmak gerekir.
Zona tekrarlayabilir.
Zona aşı ile önlenebilen bir hastalıktır.
Referanslar
1. Sampathkumar P, Drage LA, Martin DP. Herpes zoster
(shingles) and postherpetic neuralgia. Mayo Clin Proc. 2009
Mar;84(3):274-80. [PubMed: 19252116]
2. Whitley RJ. Varicella-Zoster virus. In: Mandell GL, Bennett
JE, Dolin R, eds. Principles and Practice of Infectious
Diseases. 7th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier Churchill
Livingstone; 2009:chap 137.
3. Advisory Committee on Immunization Practices. Recommended
adult immunization schedule: United States, 2010. Ann Intern
Med. 2010;152:36-39
VAJİNİT
Vajinit vajinanın iltihabıdır. Birçok sebeple ortaya
çıkabilir. En sık sebebi kendi içinde yer alan mikropların
vajinayı istilasıdır (bakteriyel vajinit yada kandida
vajiniti). Ayrıca cinsel yolla bulaşan trichomonas, chlamidya,
gonore, de vajinit yapabilir. Vajinit sadece mikrobik olmaz:
spermisitler, intra vajinal ilaçlar vb irritasyona bağlı
kimyasal vajinit ve alerjik vajinit de sık görülür.
Bakteriyel Vajinit;
Vajina da bakterilerin aşırı çoğalması sonucu:
Kaşıntı,
Akıntı,
Kötü koku,
Ağrı,
Yanma hissinin olmasıdır.
Vajinit neden olur ?
Normalde vajina da birçok bakteri bulunur bunların bir kısmı
iyi bir kısmı kötü bakteridir ve bir denge halinde bulunurlar.
Bu dengenin bozulması sonucu bir bakterinin aşırı çoğalması
ile vajinit ortaya çıkar.
Normal vajinada: Lactobacillus, Gardnerella vaginalis,
Bacteroides, Mobiluncus, ve Mycoplasma hominis bir denge
halindedir. Bunlardan birinin aşırı çoğalması ile vajinit
olur.
Vajinit kimlerde görülür ?
Her yaşta kadında görülebilir ancak üreme çağında ve gebelerde
sık görülür. Herhangi bir sebep olmadan da olabilir
cinsellikle direk bir ilişkisi yoktur ancak:
Vajinal duş,
Vajen içi araçlar,
Yeni cinsel partner,
Birden fazla cinsel partner var ise daha sık görülür,
Tuvaletten, koltuktan, yataktan, havuzdan, havludan
kapılmaz.
Vajinit belirtileri nelerdir?
Vajinit in en sık belirtisi vajinal akıntı ve kokudur. Bazen
hastalar ilişki sonrası keskin balık kokusundan şikayet eder.
Akıntı bazen çok bol bazen çok az olur, beyaz veya yeşilimsi
bir akıntıdır. İdrar sırasında yanma olur. Vajen ve etrafında
kaşıntı olur. Birçok kadında bu şikayetler çok hafif seyreder.
Vajinit komplikasyonları:
Birçok vajinit kendi kendine düzelir ancak Vajinit birçok
ciddi komplikasyonun da nedenidir.
Vajinit olan hasta cinsel yolla bulaşan hastalıkları
çok kolay kapar. Hepatit, HİV, Herpes, gonore ve diğer
enfeksiyonlar daha kolay kapılır.
Gebelerde erken doğuma ve düşük doğum tartısına neden
olur.
Pelvik inflamatuar hastalığa, dış gebeliklere ve
kısırlığa neden olabilir.
Vajinit teşhisi nasıl konur?
Vajinit teşhisi vajen kültürü ile konur. Her vajinal akıntı
dikkate alınmalıdır. Vajinit belirtileri bazen çok hafif
olabilir. Bu nedenle her rutin jinekolojik muayenede vajinal
kültür alınmalıdır. Özellikle hamilelerde her rutin kontrolde
vajinal kültür yapılmalıdır.
Vajinit Tedavisi:
Vajinit antibiyotikler ile tedavi edilir. Tedavide birkaç
çeşit antibiyotik kullanılabilir. Bu antibiyotikler hamilelere
de kullanılabilir. Tedavinin dozuna ve süresine uymak gerekir.
Vajinit tedaviden sonra tekrar edebilir. Her tekrarda
antibiyotik kullanılmalıdır.
Vajinitten korunma:
Vajinit gelişmesini ve sık tekrarını önlemek için :
Cinsel aktiviteye bir süre ara verilmesi,
Cinsel partner sayısının azaltılması,
Vajinal duş yapılmaması,
Vajinal araç kullanılmaması,
Vajinit tedavisine uyulması, tedavinin
bırakılmaması,
Her vajinal akıntının dikkate alınması gerekir.
yarım
Referanslar:
1- Centers for Disease Control and Prevention. Sexually
Transmitted Diseases Treatment Guidelines, 2006. MMWR 2006: 55
(No. RR-11)
2- Hillier S and Holmes K. Bacterial vaginosis. In: K. Holmes,
P. Sparling, P. Mardh et al (eds). Sexually Transmitted
Diseases, 3rd Edition. New York: McGraw-Hill, 1999, 563-586
TRİKOMONAS VAJİNİTİ
Trikomonas vajinit yapan bir parazittir cinsel yolla bulaşır.
Sık rastlanır. Trichomonas vaginalis adlı parazit ile meydana
gelir. Hem kadın hem erkekte enfeksiyon yapar. Bulaştıktan 4
ila 20 gün sonra şikayetler başlar.
Belirtiler:
Kadında vajinit olur:
Bol köpüklü yeşil – sarı akıntı
Cinsel temas sırasında ağrı,
Kaşıntı, koku,
İdrar yaparken yanma olur.
Erkekte hemen hiç şikayet olmaz. Çok nadiren peniste hafif
beyaz akıntı, kaşıntı ve idrarda yanma yapar.
Trikomonas teşhisi nasıl konur?
Hastalık vajinal örneğin incelemesi ve kültürü ile teşhis
edilir. Erkekte üretral akıntıdan alınan örneğin incelenmesi
ile teşhis edilir.
Trikomonas tedavisi:
Trikomonas enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur,
bu nedenle her iki eşinde aynı zamanda tedavi edilmesi
gerekir. Erkeklerde şikayet olmasa da her cinsel temasta
hastalığı bulaştırır. Trikomonas tedavisinde antibiyotikler
kullanılır. Tek doz tedavi yeterlidir.
Trikomonas komplikasyonları:
Trikomonas vajiniti tedavi edilmez ise birçok komplikasyona
neden olur.
• Vajinit olan hasta cinsel yolla bulaşan hastalıkları çok
kolay kapar. Hepatit, HİV, Herpes, gonore ve diğer
enfeksiyonlar daha kolay kapılır.
• Tedavi edilmemiş trikomonas enfeksiyonu gebelerde erken
doğuma ve düşük doğum tartısına neden olur.
• Pelvik inflamatuar hastalığa, dış gebeliklere ve kısırlığa
neden olabilir.
Trikomonas dan korunma:
Trikomonas tedavisinde eşlerin aynı zamanda tedavi edilmesi
önemlidir. Trikomonas vajiniti tekrarlar. Tedavi süresince
cinsel temastan kaçınmak gerekir. Kondom kullanımı trikomonas
bulaşmasını engeller.
Referanslar:
1- Centers for Disease Control and Prevention. Sexually
transmitted diseases treatment guidelines 2006. MMWR 2006: 55
(No. RR-11)
2- Krieger JN and Alderete JF. Trichomonas vaginalis and
trichomoniasis. In: K. Holmes, P. Markh, P. Sparling et al
(eds). Sexually Transmitted Diseases, 3rd Edition. New York:
McGraw-Hill, 1999, 587-604.
3- Weinstock H, Berman S, Cates W. Sexually transmitted
disease among American youth: Incidence and prevalence
estimates, 2000. Perspectives on Sexual and Reproductive
Health 2004; 36: 6-10
ŞARBON
Antrax;
Şarbon inek, keçi, koyun, manda gibi otçul hayvanların
hastalığıdır. Hastalık hayvanlardan insanlara temas ve hayvan
ürünleri ile bulaşır. Şarbon hastalığının mikrobu Bacillus
antracis denen bir bakteridir.
Şarbon insana nasıl bulaşır?
Hastalık hayvandan insana 3 şekilde bulaşır
Deriden bulaşma: Hastalığı taşıyan hayvan ile temas ile
bulaşma. Bu hasta hayvanın bakımı, temizliği, kesimi vb.
sırasında temas hastalığı bulaştırır. Buna deri şarbonu
denir.
Yemek ile bulaşma: Şarbonlu hayvanın etinden sütünden
yemek ile bulaşma. Buna bağırsak şarbonu denir.
Nefesle bulaşma: Şarbon mikrobunun bulunduğu ortamda toz
ile havadan nefesle bulaşma olursa buna akciğer şarbonu
denir. Hastalık insandan insana bulaşmaz.
Şarbon Kimlerde Görülür.
Hastalık en çok hayvancılıkla uğraşan çiftçilerde, çobanlarda,
kasaplarda, mezhaba çalışanlarında, veteriner hekimlerde,
laboratuar çalışanlarında, dericilikle uğraşanlarda görülür.
Şarbonun Belirtileri Nelerdir?
Deri şarbonu : mikrop deriye bulaştıktan sonra 2 ila 7
gün içinde deride böcek ısırığı şeklinde kızarıklık
kabarıklık olur. Birkaç gün içinde bu yaranın ortasında
1 ila 3 cm çapında siyahlık oluşur. Buna kara çıban yada
çoban çıbanı da denir. Bu yara ağrısızdır. Etrafı tahta
gibi sert ve şiştir. Tedavi edilmez ise hastalık ilerler
ve ölümle sonuçlanabilir.
Bağırsak şarbonu: mikroplarla bulaşmış et süt vb gıda
ürünlerinin yenmesi ile bulaşır. Mikrobun vücuda
girmesinden 2 ila 7 gün sonra bulantı, kusma, ateş
başlar daha sonra kanlı ishal, kanlı kusma gelişir.
Hastalık çok hızlı ve ağır seyreder. Hastayı kısa sürede
şoka sokar, erken tedavi edilse dahi hastaların çoğunu
kurtarmak mümkün olmaz.
Akciğer şarbonu. Tozla bulaşan mikrop birkaç gün sonra
grip benzeri şikayetlere sebep olur, ateş çıkar ancak
hastalık birkaç gün içinde hızla ilerleyerek ölümle
sonuçlanır. Erken tedavi edilse dahi akciğer şarbonu
hastalarının çoğu ölümle sonuçlanır.
Şarbonun Tedavisi nasıldır?
Şarbon hastalığıu erken dönemde yakalanır ise tedavi ile
iyileşme şansı vardır. Şarbon tedavisinde etkili antibiyotik
ilaçlar vardır ancak hastalık çok hızlı seyrettiği için
bağırsak ve akciğer şarbonu hastalarına antibiyotik verilse
dahi tedavi imkanı zayıftır. Şarbon tedavisinde en önemli
etken zamanında doktora müracaat etmektir. Ciltte yara yada
gripal şikayetler yada ishal şarbon belirtisi olabilir. Her
türlü şüphede ve şikayette doktora başvurun.
Şarbondan Korunmak İçin Neler yapılmalıdır?
Şarbon temelde bir hayvan hastalığıdır ve hayvanların
bakımı iyi ise şarbonda o oranda az olacaktır.
Hayvanlarınıza şarbon aşısı yaptırınız.
İnsanlar için şarbon aşısı yoktur.
Hayvanlarınızda gördüğünüz her türlü şikayeti zamanında
veterinere iletiniz.
Kendinizde gördüğünüz her türlü şikayette de doktora
başvurunuz.
Şarbonlu olduğundan şüphelenilen veya şarbondan ölen
hayvanlar asla kesilmemeli ve yüzülmemeli ve
yenmemelidir.
Böyle bir şüphede derhal bölge veterinerliği
çağırılmalıdır.
Şarbondan ölen hayvanlar 2 metre derinliğinde çukurlar
açılarak üzerine sönmemiş kireç dökülüp gömülmelidir. Bu
hayvanların vahşi hayvanlar tarafından
parçalanması hastalığı yayacaktır.
yenmesi
Şarbonlu hayvanların barınakları ahırları boşaltılıp
dikkatlice temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.
Hasta hayvanların barınak ve ahırlarında bulunan gübre
yem ve diğer bulaşık malzeme derin çukurlara kireç ile
gömülerek imha edilmelidir.
Hastalık şüphesiyle yetkili birimler tarafından konulan
müşahede ve karantina süresi sona ermeden hayvanlar
kesilmemeli ve etleri tüketilmemelidir.
Dikkat şarbon ölüm oranı çok yüksek olan ve bölgesel
salgınlara sebep olabilecek bir hayvan hastalığıdır.
Yukarıdaki şikayetlerden herhangi biri var ise derhal doktora
başvurunuz. Hayvanlardaki en küçük şikayetleri dahi veteriner
hekime bildiriniz.
KOLİ BASİLİ
E. coli; Escherichia coli; E. Coli enfeksiyonu;
Escherichia coli O157:H7; EHEC; ETEC; EPEC; EIEC.
E.coli insanların ve hayvanların bağırsaklarında bol miktarda
bulunan bir bakteridir. Yüzden fazla çeşidi vardır, bazı
çeşitleri gıdalar ve sular ile bulaşan salgınlara neden olur,
barsak enfeksiyonu yapar.
Koli basili hangi hastalıklara sebep olur?
Koli basilinin yüzlerce çeşidinden birkaç tanesi gıdalar ve
sular ile bulaşan salgınlara neden olur. Karın ağrısı, bulantı
kusma ve kanlı ishalle seyreden ciddi enfeksiyonlar yapar. Bu
tür enfeksiyonlara neden olan koli basilleri değişik isimler
alırlar:
EHEC: Entero Hemorajik E. Coli:
kanlı ishalle seyreden barsak enfeksiyonu yapar. Bu tür içinde
E. Coli O157 H7 bakterisi sığır etleri ile bulaşan ve ağır
kansızlık ve böbrek yetmezliği ile sonuçlanan Hemolitik üremik
sendrom denilen bir tabloya neden olur.
ETEC: Entero Toksijenik E. Coli:
Bol sulu ishal ve karın ağrısına neden olur. Turist ishali nin
en büyük sebebidir.
Koli basili nasıl bulaşır?
Koli basili genellikle hayvanlardan insanlara bulaşır. Hayvan
artıkları ile kirlenmiş gıdalar ve sular en sık bulaşma
yollarıdır. Özellikle:
Az pişmiş sığır etleri, özellikle hamburger,
Kirli sular,
Kirli sular veya gübre ile kirlenmiş sebze ve meyve,
Pastörize olmamış süt ve süt ürünleri,
Sığırlar ile uğraşan kişilere bulaşır.
Koli basili ince bağırsak enfeksiyonu yapar. Bakterinin
çeşidine göre bol sulu ishal yada dizanteri benzeri kanlı
ishale neden olur. EHEC bakterisi ise kansızlık ve böbrek
yetmezliğine ve ölüme yol açabilir.
Koli basili enfeksiyonları herkezde ve her yaşta görülebilir,
en çok:
Çocuklarda ve yaşlılarda,
Kronik hastalığı olanlarda ( diyabet, kanser tedavisi
görenler, mide ilaçları kullananlar vb),
Çiftlik çalışanlarında daha sık görülür.
Koli basili belirtileri nelerdir?
Hastalık şiddeti kişiden kişiye değişmekle birlikte koli
basili enfeksiyonlarında:
Kramp tarzında karın ağrıları,
Bol sulu ishal,
Su kaybına bağlı halsizlik, bitkinlik,
Yorgunluk, çabuk yorulma,
Kanlı ishal,
Hafif ateş,
Bulantı ve kusma görülür.
Koli basilinin cinsine bağlı olarak bu hastalık
tablosuna ağır kansızlık, üre artışı ve böbrek
yetmezliği tablosu eklenebilir.
Koli basili teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcıdır.
Koli basili enfeksiyonunun kesin teşhisi laboratuar testleri
ile konur. E. Coli enfeksiyonu şüphesinde aşağıdaki testler
istenmelidir:
Tam kan sayımı,
Üre,
Kreatinin,
Dışkı kültürü,
Dışkıda EHEC tespiti istenmelidir.
Koli basili hastalıkları nasıl tedavi edilir?
Koli basili enfeksiyonlarının ve sebep oldukları
komplikasyonların tedavisi ayrı ayrı değerlendirilir.
Sıvı takviyesi:
Birçok hasta sıvı takviyesi ile 5 – 10 günde kendi kendine
iyileşir. Hastalar nadiren hastaneye yatırılır. Sıvı tedavisi
sırasında ishal kesici ilaçlar kullanmamak ve ishali
durdurmaya çalışmamak gerekir. Kaybedilen su ve tuz yerine
konur. Hasta içebiliyor ise ağızdan içemiyor ise damardan
serumla sıvı takviyesi yapılır. Sıvı takviyesi ile hastanın
toparlanmasını beklemek gerekir.
Hemolitik üremik sendrom tedavisi:
Entero Hemorajik E. Coli ( EHEC) bakterisinin bir çeşidi olan
O157 H7 tipi nin neden olduğu gıdalar ile bulaşan ve salgınlar
yapan barsak enfeksiyonunun ağır bir komplikasyonudur. Kan
damar içinde parçalanmaya ve ağır bir kansızlık tablosuna,
pıhtılaşma bozukluğuna, böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve
ağır bir böbrek yetmezliğine yol açar. Hastalığın ölümcül ve
tehlikeli komplikasyonudur. İshali olan hastanın günler
saatler içinde kansız kaldığı idrar yapmakta zorlandığı
nefesinde idrar kokusu gelmeye başladığı ve şuurunun bulandığı
görülür. Hastada:
Halsizlik,
Solukluk,
Huzursuzluk,
Vücutta morartılar,
Ağız, burun kanamaları,
En ufak bir yaralanma ve iğne batmasında uzun süre
kanama görülür.
Hastanın derhal yoğun bakım ünitesi olan bir merkezde tedaviye
alınması gerekir. Hemolitik üremik sendrom tedavisinde: kan
nakli ve diyaliz yapılır.
Koli basilinden korunma :
Koli basili enfeksiyonlarından korunmak için temizlik ve
hijyen koşullarına dikkat etmek gerekir, ayrıca:
Tüm sığır etleri ve özellikle hamburgerlerin iyi
pişirilmesi,
Az pişmiş etlerin yenmemesi,
Az pişmiş salam, sosis, sucuk,
Pişmemiş etler ile pişmiş etlerin ayrı tutulması,
Çiğ et işlenen tezgahların her işlemden sonra sabunlu
sular ile temizlenmesi,
Pastörize olmamış sütlerin kullanılmaması,
Pastörize olmamış sütten yapılan süt ürünlerinin
kullanılmaması,
Çiğ sebze, meyve ve salataların iyi temizlenmesi ve
yıkanması,
Çeşme suyunun uygun şekilde klorlanması,
El yıkama alışkanlığının kazanılması koli basili
enfeksiyonlarından korunmak için gereklidir.
Referanslar:
1. Centers for Disease Control and Prevention
http://www.cdc.gov/
2. National Institute of Allergy and Infectious Diseases
http://www.niaid.nih.gov/
3. Canadian Food Inspection Agency
http://www.inspection.gc.ca/
4. Public Health Agency of Canada
http://www.phac-aspc.gc.ca/
5. E. coli infection. American Academy of Family Physicians
website. Available at: http://familydoctor.org/242.xml .
Accessed February 28, 2007.
6. Escherichia coli O157:H7. Centers for Disease Control and
Prevention
website.
Available
at:
http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/escherichiacoli_g.h
tm . Accessed February 28, 2007
KLAMİDYA
Chlamidya;
Klamidya cinsel yolla bulaşan bakteriyel bir enfeksiyon
hastalığıdır. Erkeklerde ve kadınlarda kısırlığın en büyük
sebeplerindendir.
Hastalık:
Cinsel temasla bulaşır, ayrıca doğdum kanalından
geçerken anneden bebeğe bulaşabilir.
Klamidya sinsi bir enfeksiyon hastalığıdır. Birçok
hastada ağrı ve akıntıya pek neden olmadığından hasta
doktora gitmez.
Özellikle kadınlarda üreme organlarına zarar vererek
kısırlığa yol açar.
Teşhis etmek zordur.
Antibiyotikler ile tedavi edilir
Erken tanısı ve tedavisi önemlidir.
Klamidya nedir ?
Klamidya bir bakteridir insandan insana cinsel yolla bulaşır.
Özellikle kadınlarda kısırlığın en başta gelen sebeplerinden
biridir.
Klamidiya Belirtileri nelerdir?
Klamidya sinsi hastalık yapar. Hastalığı kapan kadınların
dörtte üçünde ve erkeklerin yarısında hiç şikayet olmaz.
Hastanın şikayetleri başladığında ise genellikle bakteri
vücuda hasar vermiştir.
Erkeklerde : klamidya bulaşan erkeklerin yarısında
şikayet olmaz. En çok görülen şikayetler:
Peniste akıntı,
Penis ucunda yanma,
İdrar yaparken yanma,
Penis ucunda kaşıntı,
Testislerde ağrı ve şişme şikayetleri
görülebilir.
Kadınlarda : kadınların ancak dörtte birinde şikayet
olmaktadır. En çok görülen şikayetler:
Vajinal akıntı,
İdrar yaparken yanma,
Hastalık uterus ve tüplere ilerler ise
Alt karın ağrısı,
Bulantı,
Ateş,
Adet arası kanamalar,
Cinsel ilişki sırasında ağrı şikayetleri
görülür.
Klamidya nın kuluçka süresi ne kadardır ?
Hastalık bulaştıktan
başlayabilir .
1
ila
3
hafta
sonra
şikayetler
Klamidya nasıl teşhis edilir?
Hastalığın tespitinde iki laboratuvar testi kullanılmaktadır.
Birincisinde klamidyanın yerleştiği bölgeden alınan ( penis ve
cervix ) örneklerde bakteri araştırması yapılır. İkincisinde
ise erkeklerde idrar örneğinden nükleik asidi araştırılır. Her
iki test de doğru örnekleme yapıldığında büyük oranda doğru
sonuçlar verir.
Klamidya kimde görülür?
Birden fazla seksuel partneri olmak ,
Korunmasız cinsel temasta bulunmak,
Genç olmak ( Klamidya genç kızlarda ve genç kadınlarda
daha fazla enfeksiyon yapar ) enfeksiyon riskini
arttırır.
Klamidya tedavisi nasıldır?
Klamidya antibiyotiklerle kolayca tedavi edilebilen bir
enfeksiyon hastalığıdır. Enfeksiyonunun tedavisinde erken tanı
önemlidir. Tedavide eşin de aynı zamanda antibiyotik alması
gerekir yoksa yeniden bulaşır. Hastalık anatomik yapıyı
bozarak kısırlığa neden olur. Klamidyanın neden olduğı
kısırlık antibiyotik ile düzelmez.
Klamidya tehlikeli bir hastalık mıdır?
Tedavi edilmemiş yada teşhisi gecikmiş klamidya
organlarına zarar verir, kısırlığa neden olur.
üreme
Erkeklerde :
Üretrit,
Epididimit,
Epidididmo orşite (testis iltihabı) ve kısırlığa
neden olabilir.
Kadınlarda :
Cervisite,
Fallop tüplerinin iltihabına ve tıkanmasına,
Pelvik iltihabi hastalığa ( PID ),
Kronik pelvik ağrılara,
Kısırlığa,
Dış gebeliğe,
Hamile kadında ise erken doğuma ve
Doğumda
bebeğe
bulaşarak
yenidoğanda
enfeksiyonlara neden olur.
Doğumda bebeğe bulaşırsa :
Yenidoğanda göz iltihaplarına,
Solunum yolları enfeksiyonlarına ve zatüreye
neden olur.
Klamidya yagınmıdır?
Evet özellikle gençler arasında yaygın ve sık görülen bir
hastalıktır. Hastalık sinsi seyrettiği için birçok insan
hastalığı bilmeden bulaştırır. Klamidya genellikle üreme
çağında kısırlık araştırması sırasında fark edilmektedir.
Klamidyanın neden olduğu kısırlık antibiyotikler ile düzelmez.
Hastalığın tespitinde düzenli doktor kontrolü ve şikayet
olmasada vajinal kültürlerin rutin tekrarı çok önemlidir.
Klamidya nasıl önlenir
Genç kızlıktan itibaren düzenli doktor kontrolü ve
düzenli vajen kültürü erken tanıda önemlidir.
Vajinal akıntı, kaşıntı, idrarda yanma, ateş, bulantı,
karın ağrısı, cinsel ilişki sırasında ağrı var ise
mutlaka doktora gidilmelidir,
Erkeklerde Peniste akıntı, Penis ucunda yanma, İdrar
yaparken yanma, Penis ucunda kaşıntı, Testislerde ağrı
ve şişme şikayetleri var ise mutlaka doktora
gidilmelidir.
Tedavide eşin de tedavi görmesi gerekir.
Tedaviniz bitene dek kimseyle cinsel temasta
bulunulmamalıdır.
Tedavi için verilen ilaçların bitirilmesi gerekir.
Klamidya erkeklerde ve kadınlarda kısırlığın en büyük
sebeplerindendir ve erken teşhis kısırlıktan kurtarır.
KABAKULAK
Mumps;
Kabakulak viral bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Tükürük
bezlerinde şişme ağrı ve ateş ile seyreder. Aşı ile
önlenebilen bir hastalıktır. Genellikle çocuk çağda geçirilir,
buluğ çağında ve erişkin yaşta erkeklerde kısırlığa sebep
olabilir. Hastalık damlacıklar ile havadan ya da direk temas
ile yayılır. Aile içinde ve çocuklar arasında kolayca yayılır
salgınlar yapar.
kabakulak kimlerde görülür?
Aşı nedeniyle görülme sıklığı çok azalmıştır ancak,
Aşısı yapılmamış insanlarda,
Aşıya ulaşma imkanının düşük olduğu bölgelerde,
1956 dan sonra doğmuş, kabakulak geçirmemiş ve 1yaşını
doldurduktan sonra aşı olmamış kişilerde,
10 – 19 yaş arasında,
Kış aylarında,
İmmün sistemi bozulmuş hastalarda ( aşı olsalar dahi )
kabakulak geçirme ihtimali yüksektir.
Kabakulak şikayetleri nelerdir?
Hastalığın kuluçka süresi 2-3 haftadır. Hastaların yarıdan
çoğunda hastalığa rağmen hiçbir şikayet ve bulgu olamaz. En
sık görülen şikayetler:
Tükürük bezlerinin iltihabı sonucu
Kulak önü ve yanak bölgesinde ağrılı şişlik,
Şişlikler kulağı arkaya doğru iter kaba bir
görüntü oluşur ( kabakulak )
Yemek sırasına ağrı,
Ateş,
Boğaz ağrısı,
Baş ağrısı,
Ense de sertlik – ağrı,
Bulantı, kusma,
Seste boğuklaşma dır.
Ayrıca dilaltı ve çene altındaki tükürük bezleri de şiş ve
ağrılı olabilir, erkeklerde testislerde şişme ve ağrı
olabilir, kızlarda over iltihaplanması, karın ağrısı ve
hassasiyetine neden olabilir.
Kabakulak teşhisi:
Kaba kulak klinik görünüm, şikayetler ve muayene bulguları ile
teşhis edilir, kesin teşhis kan testleri ile konur.
Kabakulak tedavisi:
Kabakulak hastalığının özel bir tedavisi yoktur. İstirahat ve
ağrı kesici ilaçlar verilir. Kabakulak tedavisinde antibiyotik
kullanılmaz. Hastalık 10- 12 günde iyileşir, hasta tüm bu süre
içinde bulaştırıcıdır. Şikayetleri azaltmak için
Şişlikler üzerine sıcak ve/veya soğuk kompres
yapılabilir,
Tuzlu su ile gargara boğaz ağrısını hafifletir,
İlaçlar ile ateş kontrol edilebilir, çocuklara aspirin
verilmez
Bol su verilir ( limon suyu, portakal vb, ekşi gıda ve
içecekler tükürük
salgısını arttırır ve ağrıyı
arttırır ),
Yumuşak dengeli beslenme önerilir.
Kabakulak tehlikeli bir hastalıkmı dır?
Birçok çocukta kabakulak komplikasyonsuz
büyüdükçe
komplikasyonlar
artar.
En
komplikasyonlar :
seyreder. Yaş
sık
görülen
Sağırlık ( kalıcı değildir),
Beyin, pankreas, kalp ve diğer organ tutulumları ve
iltihabı: ciddi olabilir,
Testis iltihabı: adolesan erkekler ve erişkin yaşta
çıkan kabakulak vakalarının % 20 sinde görülür,
kısırlığa neden olabilir.
Kabakulaktan korunma:
Kabakulak aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Aşı en önemli
korunma yoludur. Aşı canlı aşıdır ve immün sistemi bozuk
kişilere, hamilelere yapılmaz. Aşı genellikle kombine halde
kızamık ve kızamıkçık ile birlikte ( MMR) yapılır. Erişkin
çağda yapılabilir. Normal aşı şeması 2 dozdur. İlk doz 12- 15.
Aylarda, 2. Doz 4- 6 yaş arasında yapılır. Eğer aşılanmamış
iseniz yada kabakulak aşısını olduğunuzdan emin değilseniz
kabakulak hastası ile temas etmeyin, aşı imkanını doktorunuza
danışın.
Refernaslar:
1- American Academy of Family Physicians
http://www.aafp.org/
2- American Academy of Pediatrics
http://www.aap.org/
3- AboutKidsHealth
http://www.aboutkidshealth.ca/
4- Canadian Family Physician
http://www.cfpc.ca/cfp/
5- Braunwald E. Harrisons Principles of Internal Medicine.
15th ed. New York, NY: McGraw Hill; 2001.
6- Infertility in men. University of Maryland Medical Center
website.
Available
at:
http://www.umm.edu/patiented/articles/what_causes_of_male_infe
rtility_000067_4.htm. Updated October 2006. Accessed July 28,
2008.
7- Kassianos G. Vaccination for tomorrow: the need to improve
immunisation rates. J Fam Health Care. 2010;20(1):13-6.
8- Mumps. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php. Updated July 2008.
Accessed July 28, 2008
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ
Kırım Kongo hastalığı 2002 yılından bu yana ülkemizde giderek
yayılan viral bir hastalıktır. Keneler aracılığıyla yayılan
hastalık tedaviye rağmen % 10 oranında ölümcül seyretmektedir.
Bilgilenmek hastalığa karşı en önemli silahtır.
KKK nedir?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Bunyavirus ailesinden Nairoviruslar
ile meydana gelen keneler aracılığıyla bulaşan kanamalarla
karakterize viral bir hastalıktır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
zoonoz karakterli bir hastalık olup sporadik vakalar şeklinde
veya salgınlarla seyreder, vakaların çoğu asemptomatiktir.
Hastalık ilk olarak 1944 de Kırımda 1969 da Kongoda tespit
edildiğinden adı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak konmuştur.
Hastalık nerelerde bulunur ?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi genellikle Doğu Avrupa, Sovtyetler
Birliği, Doğu Akdeniz , Orta Doğu, Kuzey Afrika, , Hindistan,
Orta Asya Kuzey Çin ülkelerinde bulunur. Ülkemizde özellikle
İç Anadolu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu
Anadoluda görülmektedir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virusu İxodid Hyalomma cinsi sert
kenelerle yayılır. Keneler virusun hem rezervuarı hemde
vektörüdür.
Virüs insanlar dışında doğada tavşan, dağ keçisi, kuşlar,
kemirgenler gibi hayvanları, ayrıca inek, koyun, keçi gibi
evcil hayvanları da infekte ederek çoğalır ve keneler yoluyla
yayılır. Hastalık kuşlarda çok hafif seyreder, çiflik
hayvanlarında da çok ölümcül seyirli değildir. Virüs insanlara
kene ısırması yada infekte hayvanların kan ve çıkartılarıyla
temas sonucu hematojen yolla bulaşır. Virus insandan insana
kan ve çıkartılarla temas sonucu bulaşabilir. Hastalık en çok
kırsal alanda yaşayanlarda, hayvancılıkla uğraşanlarda ve
mezbaha çalışanlarında görülmektedir.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi belirtileri nelerdir?
Virüs, sığır, koyun, keçi, tavşan ve tilki gibi hayvanlardan
tespit edilmiştir. KKKA virusu kenelerin konakladığı
hayvanlara bulaşmasına rağmen hayvanlarda; bazen hafif ateş
çıkabilir, bunun dışında hastalık belirtisi görülmemektedir.
Buna karşılık hayvanlar hastalığın yayılmasında aracı rol
(portör) oynamaktadır.
Kırım-Kongo
kanamalı
ateşi
salgınlarını
etkileyen
doğa
şartları nelerdir?
Doğu Avrupa ve Asya’daki Kırım-Kongo hemorajik ateş
salgınlarının genellikle insanlar tarafından oluşturan
çevresel şartlara bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir.
Kırım’daki ilk salgının, İkinci Dünya Savaşı yıllarında kene
ile enfekte olmuş bölgelerin tarıma açılması nedeniyle
oluştuğu sanılmaktadır. Daha sonra eski Sovyetler Birliği ve
Bulgaristan’ da olan salgınlarda ise ziraatçılık ve
hayvancılıktaki değişmelerin rol oynadığı belirtilmektedir.
Hastalık yaklaşık 1-3 günlük bir kuluçka döneminin ardında
aniden ortaya çıkan yüksek ateş, başağrısı, sırt ağrısı, kas
eklem ağrıları, bulantı kusma karın ağrısı gibi gribal
şikayetlerle başlar. Göz aklarında kızarıklık, kırmızı yüz,
kızarık boğaz, yumuşak damakta enantemler sık görülür. İlk
günlerdeki yüz ve göğüsteki peteşilerle konjoktivalarda
kızarıklık dikkat çeker. Ağır vakalarda hepatit ve sarılık,
huy değişiklikleri, duyusal algılarda bozukluklar olabilir.
Hastalığın dördüncü gününden itibaren yaygın ekimozlar,
şiddetli burun kanamaları, melena, hematemez, enjeksiyon
yerinden sürekli kanama ve sızıntılar gibi hemorajik diatezler
başlar. Hastalığın kanamalı dönemi 2 hafta kadar sürebilir.
Patogenezden yaygın karaciğer ve endotel hasarıyla ağır
trombositopeni sorumludur. Ağır vakalarda 5. Günden itibaren
hepatorenal ve pulmoner yetersizlikler görülür. Ölüm
genellikle 2. Haftada ve MSOF nedeniyledir.
Laboratuar tahlillerinde lökopeni, trombositopeni, ALT, AST de
artış, CK ve bilirubin artışı, ALT, GGT, LDH artişi görülür.
INR, PT ve aPTT de uzama vardır.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarında %9 ila %50 arasında
değişen mortalite oranları bildirilmiştir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nasıl teşhis edilir?
Şüpheli vakalarda ilk iki hafta içinde Nairovirus RNA PCR
pozitif bulunabilir. Nairovirus IgM 9. Günden sonra pozitif
olur. Hastalığa bağlı antikorlar ELİSA yöntemiyle tespit
edilebilir. Erken dönemde IgM antikorlarının artması yada IgG
antikorlarında 4 kat artış gösterilmesi tanı koydurur. Bu
testler spesifik testler olduklarından sadece belli kurumlar
tarafından yapılabilmektedir.
Kırım kongo kanamalı ateşinini tedavisi varmı?
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi de ana tedavi destek tedavisidir.
Metabolik ve hemodinamik parametreler yerinde tutulmaya
çalışılır. Hastalığın spesifik bir tedavisi bulunmamakla
birlikte, antiviral ilâçlardan ribavirinin, oral veya
parenteral olarak kullanılabileceği bildirilmektedir. Ayrıca
hastalığı geçirmiş kişilerden hazırlanan anti serumlar tedavi
ve koruma amacıyla kullanılmış fakat istatistiksel anlamlı
sonuçlar alınamamıştır.
KKK den korunma ve kontrol:
Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KIRIM KONGO
KANAMALI ATEŞİ’NDE de korunma ve kontrol önlemlerinin alınması
çok önemli ve gereklidir.
Doğu Avrupa da üretilmiş fare beyninden elde edilen bir aşının
%70 koruma sağladığı bildirilmiştir fakat halihazırda dünya
sağlık örgütünün onayladığı bir aşı yoktur.
Hasta ve hastanın sekresyonları ile temas sırasında
mutlaka üniversel önlemler (eldiven, önlük, gözlük,
maske vb.) alınmalıdır. Genellikle hava yolu ile
bulaşmadan bahsedilmemektedir. Ancak, kan ve vücut
sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir
temasın söz konusu olması halinde, temaslının en az 14
gün kadar ateş ve diğer belirtiler yönünden takip
edilmesi gerekmektedir.
Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut
sıvıları ile temas sırasında da gerekli korunma
önlemleri alınmalıdır.
Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zor
görülmektedir. Keneler yumurta dönemleri hariç diğer
biyolojik evrelerinde insanlara hücum ederek kan
emebilir. Hem mera keneleri hem de mesken keneleri
gelişmelerini sürdürebilmek ve nesillerini devam
ettirebilmek
için
konakçılarından
kan
emmek
zorundadırlar; genel olarak da konakçı spesifitesi
göstermezler. Coğrafik bölgelere ve türlere göre
değişmekle beraber, KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’yı
bulaştıran Hyalomma soyuna ait keneler genel olarak
Nisan ve Ekim aylarında aktiftirler; bu dönemlerdeki
salgınların sebebi de budur. Bu nedenle öncelikle
konakçılar kenelerden uzak tutulmalı ve kenelerin kan
emmeleri engellenmelidir.
Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan
kaçınılması gerekmektedir. Hayvan barınakları veya
kenelerin
yaşayabileceği
alanlarda
bulunulması
durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden
muayene edilmeli; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice
toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise kesinlikle
ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle
sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır.
Diğer önemli hususlardan birisi de piknik amaçlı olarak
su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar
döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından
kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak
vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot
bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak
ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir.
Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik
çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap
içine almaları kenelerden koruyucu olabilmektedir.
Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun
akarisitlerle ilâçlamalı, hayvan barınakları kenelerin
yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar
ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Kene
bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne
göre ilâçlanmalıdır.
Gerek
insanları
gerekse
hayvanları
kene
enfestasyonlarından korumak için repellent olarak
bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde
kullanılabilir. Repellentler sıvı, losyon, krem, katı
yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup,
cilde
sürülerek
veya
elbiselere
emdirilerek
uygulanabilmektedir. Aynı maddeler hayvanların baş veya
bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca, bu maddelerin
emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına
veya boynuzlarına takılabilir. İçinde DEET içeren
akarisitler kullanılmalıdır
HANTA VİRÜS
Hanta Virüs Enfeksiyonu;
Hanta virüs nedir?
Hanta virus farelerle bulaşan yüksek ateş ve kanamalar ile
seyreden bir hastalıktır. Virüs bulaştıktan sonra iki çeşit
hastalık yapar:
– Hanta virüs kanamalı ateşi: böbrek yetmezliği ve kanamalarla
seyreder,
– Hanta virüs kalp akciğer sendromu : kalp yetmezliği ve
akciğer kanamaları ile seyreden daha ağır bir hastalıktır.
Hanta virüs nasıl bulaşır ?
Hanta virüsler doğada fare gibi kemiricilerde bulunabilir,
fareler hasta olmaz, idrar, dışkı ve salyalarıyla virüsü
etrafa yayarlar. Virüs insanlara birkaç yolla bulaşır.
– Gıdalar ile ağızdan bulaşabilir,
– Toz halinde solunum yoluyla bulaşabilir,
– Hastalık taşıyan farelerin ısırması ile bulaşabilir. Hanta
virüs en çok gıdalar ve solunumla bulaşır. En sık fareler ile
teması olan orman işçileri, çiftçiler, hayvancılıkla
uğraşanlarda hastalık görülür.
Hantavirüs hastalığının belirtileri nelerdir ?
Virüs bulaştıktan sonra 1 ila 3 haftalık kuluçka dönemi
vardır.
Daha sonra
– Yüksek ateş,
– Üşüme titreme,
– Kas eklem ağrıları,
– Başağrısı, bulantı kusma, ishal,
– Karın ağrıları,
– Nefes almakta zorluk .
gibi şikayetler ortaya çıkmaya başlar.
Daha sonra böbrek yetmezliği ve kanamalar başlar, kanamalar
mide barsak kanamaları, cilt ve mukoza kanamaları, burun ve
solunum yolları kanamaları şeklinde ortaya çıkabilir ve daha
da ilerleyerek iç organ kanamaları ve ölüme neden olabilir.
Hastalık çok hafif şikayetlerle seyredip geçebileceği gibi
ağır böbrek yetmezliklerine, iç organ kanamalarına ve ölüme de
neden olabilir.
Hantavirüs hastalığının tedavisi varmıdır?
Hantavirüs hastalığının bilinen kesin bir tedavisi yoktur.
Tedavi hastanın yoğun bakım şartlarında destek tedavisini
içerir. Hastaların yaklaşık % 15 kadarı tüm destek tedavisine
rağmen ölümle sonuçlanmaktadır. Hastalık insandan insana
bulaşmaz. Hastalığın teşhisi ileri laboratuvar incelemeleri
ile konulabilmektedir.
Hanta virüsten nasıl korunurum ?
Hastalığa karşı korunmak için etkili bir aşı yoktur. Hanta
virus hastalığından korunmanın en önemli yolu fareler ile
mücadeledir. Farelerin yiyecek içeceklere ulaşması
engellenmelidir. Yiyecek içecekler açıkta bırakılmamalıdır.
Fare idar ve dışkısıyla kirlenmiş yerlerde toz
kaldırılmamalıdır, hastalık bu tozlar ile kolayca bulaşır.
Kiler, depo, kömürlük, garaj, mezra evi, barınak, kulübe vb.
gibi fare olması muhtemel alanlarda temizlik yapmadan önce
mikroplar öldürülmelidir. Bu amaçla iki litre su içine bir çay
bardağı çamaşır suyu atarak spey şeklinde serpmek 10 – 15
dakikada mikropları öldürür. Daha sonra temizlik yapılabilir.
Kesinlikle toz kaldırmadan temizlik yapılmalıdır, süpürge ve
elektrik süpürgesi kesinlikle kullanılmamalıdır. Fare dışkısı
bulunan alanlarda gıda varsa kesinlikle yenmemeli imha
edilmelidir. Avcılar, kampçılar, tarla da çalışan çiftçiler,
çiftlik çalışanlarının dikkatli olması gerekir. Fareler canlı
yakalanmaya çalışılmamalıdır, fare ölüsü derin çukura
gömülmeli çöpe atılmamalıdır. Farelere çıplak elle
dokunulmamalıdır. Bu gibi yerlerin temizliğinde mutlaka
eldiven giyilmeli ve eller sıklıkla yıkanmalıdır.
Download