MURKORMİKOZ Zygomikoz; Mucormycosis; Zygomycosis; Mukormikoz sinüsler, beyin, akciğerler ve nadiren cildi içeren mantar hastalığıdır. Çok ağır ve hızlı seyreden bir enfeksiyon hastalığıdır. İmmün sistemi zayıf hastalarda ortaya çıkar. Genellikle kısa enfeksiyonudur. sürede ölümle sonuçlanan bir mantar Mukormikoz neden olur? Hastalık doğada özellikle toprakta bolca bulunan mantarlar nedeniyle ortaya çıkar. Mukor cinsi mantarlar çürüyen kütük ve ağaçlarda, toprakta, gübrede, çöp alanlarında bol bulunur. Vücuda kesik, çizik yada solunum ile bulaşır, mukozalardan göze bulaşabilir. Vücuda bir kez yerleştikten sonra hızla çoğalır ve yayılarak ölüme yol açar. Sağlıklı bireylerde normal immün sistem mukor cinsi bu mantarın yayılmasını durdurur ve herhangi bir hastalığa yol açmadan mantarı öldürür, uzaklaştır. İmmün sistemin bozulduğu durumlarda mantar hızla yayılır ve genellikle hızla ölüme yol açar. Mukormikoz kimlerde görülür? Hastalık immün sistemi zayıflamış kişilerde görülür: Kontrolsüz diyabet, HİV enfeksiyonu ve AİDS, Lösemi, Lenfoma, Organ nakli nedeniyle immün sistemi baskılayan ilaç kullanımı, Kemoterapi, Uzun süre steroid ve kortizon kullanımı, Demir zehirlenmesi nedeniyle deferroksamin kullanımı, Metabolik asidoz varlığı, Kronik sinüzit varlığı Mukormikoz için hazırlayıcı nedenlerdir. Mukormikoz belirtileri nelerdir? Hastalığın yerleştiği alana göre şikayetler değişir. Solunum sistemine yerleşen Mukormikoz da aşağıdaki bulgular görülür. Mukormikoz un saatler içinde geliştiği ve bu bulguların birkaç saat içinde ortaya çıkarak genel durumu hızla bozduğu unutulmamalıdır: Ateş, Öksürük, Yüz ağrısı, Gözde şişme ve göz yuvarlağının dışarı doğru itilmesi, Sinüsler üzerinde kızarıklık, Kanlı öksürük, Nefes darlığı, Kanlı kusma, Karın ve göğüs ağrısı, Fenalık hissi, şuur bulanıklığı, Uykuya meyil ve genel durumda hızla bozulma. Cilt enfeksiyonlarında ise hızla gelişen kızarıklık, enfeksiyon yerinde sıvı birikimi ve akıntı, şiddetli ağrı, sertlik, şişlik ve siyahlaşma olur. Mukormikoz teşhisi nasıl konur? Enfeksiyon yerinden alınan bir örneğin laboratuarda incelenmesi ve kan testleri ile tanı konur. Görüntülenme yöntemleri, röntgen, bilgisayarlı tomografi ve MR sinüz tutulumu hakkında bilgi verir. Mukormikoz tedavisi: Mukormikoz çok ciddi ve hızlı yayılan ölümcül bir mantar hastalığıdır. Hastalıktan şüphe edilmesi bile hızla hastaneye yatırılıp incelemeyi gerektirir. Tanı konur konmaz en hızlı şekilde tedavi başlanmalıdır. Erken tedavi ile hayatta kalmak mümkün olabilir. Tanı konur konmaz antifungal tedavi başlanır, cerrahi istenir ve ölü dokuların hızla cerrahi olarak çıkarılması gerekir. Mukormikoz dan korunma Doğada yaygın olarak bulunan mukor cinsi mantarlardan korunmak mümkün değildir. Hastalıktan korunmanın en önemli yolu immün sistemi bozan durumların bir an önce düzeltilmesidir. Mukormikoz en sık kontrolsüz diyabet hastalarında görülür. Diyabetin kontrolü immün sistemin normal çalışması için şarttır. Referanslar : National Foundation for Infectious Diseases http://www.nfid.org/ Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/ The Canadian Lung Association http://www.lung.ca/ Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/ Mucormycosis. Center for Disease Control and Prevention (CDC) website. Available at: http://www.cdc.gov/fungal/mucormycosis/ . Accessed May 20, 2013. Mucormycosis. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated May 16, 2013. Accessed May 20, 2013. Radha S, Tameem T, Fernandez DK, Satyanarayana G. Gastric zygomycosis (mucormycosis). The Internet J Pathol . 2007;5(2). ZONA Gece yanığı; Zona deri sinirlerinin ağrılı döküntülü iltihabıdır. Herpes zoster virüsü ile meydana gelir. Herpes zoster virüsü çocuk çağda bulaşır ve ilk olarak suçiçeği yapar daha sonra sinir hücreleri içinde saklanır yıllar sonra immün sistemin zayıfladığı bir anda sinir iltihabı yapar, buna ZONA denir. Suçiçeği geçirmemiş insanlarda zona olmaz. Zona tekrarlayabilir. Zonanın aşısı vardır. Zona aşısı 60 yaş üstü herkese yapılabilir. Aşı zonanın ortaya çıkışını, ağırlığını, komplikasyonlarını azaltır. Zona Kimlerde olur ? Aşağıdaki durumlar zona riskini arttırır; 50 yaş üstü kişiler, İmmün sistemin bozulduğu durumlar, Kanser tedavisi gören, Kortizon kullanan, Kemoterapi alan Radyoterapi alan hastalar Aşırı yorgunluk, Kötü beslenme, Fiziksel ve psikolojik stres, Yukarıda sayılan faktörler olmadan da zona çıkabilir. Zona kişiden kişiye bulaştırılmaz ancak zona geçiren kişi etrafa suçiçeği bulaştırır. Zona belirtileri nelerdir? Bir sinir bölgesinde sınırlı içi sıvı dolu kaşıntılı kabarçıklar, Kırmızı zeminde içi sıvı dolu kesecikler görülür, Tipik olarak vücudun bir yarısında bir sinir alanında sınırlıdır öbür tarafa geçmez, Hastalık birkaç sinir bölgesini tutabilir, Kabarcıklar birkaç gün içinde kurur, kabuklanır dökülür, En çok göğüs gövde ve yüzde çıkar, Kabarcıklar başlamadan 2 gün önce ve kabarcıklar kabuklandıktan 5 gün sonraya kadar bulaşıcıdır, Gözü tutar ise görmeyi ciddi şekilde bozar, Döküntünün olduğu bölgede yanma tarzında çok şiddetli ağrılar olur, bu ağrılar normal ağrıkesiciler ile geçmez, Hasta ağrıdan dolayı bitkin kalır, Baş ağrısı vardır, Döküntü çıkmadan birkaç gün önce o bölgede uyuşukluk ve kaşıntı olur, Döküntünün olduğu bölge dokunmaya karşı çok hassastır, Ateş vardır, Hastalık geçtikten sonra ağrısı kalabilir. Hastalıktan sonra ağrı tekrar ortaya çıkabilir, bu zona komplikasyonudur buna post herpetik nöralji denir, çok şiddetli ve kontrolü güç ağrılar olabilir. Zona hastalığının teşhisi nasıl konur? Hastalık klinik görüntü ve kan testleri ile konur. Zona hastalığının tedavisi: Zona tedavisinde amaç ağrının dindirilmesi ve iyileşmenin hızlandırılması ve iyileşme sonrası ağrının ortaya çıkmasını engellemektir. Antiviral ilaçlar ilk 48-72 saat içinde başlanır ise ağrıyı hafifletip iyileşmeyi hızlandırırlar. Antiviral ilaçlar hastanın durumuna göre 7 – 21 gün kullanılabilirler. Ağrıların dindirilmesi için ağrı kesiciler, kaşıntı ve kabuklanma için lokal ilaçlar kullanılabilir. Tedavide kortizon kullanılabilir, kortizonlu ilaçların ağrıyı azalttığı iddia edilmektedir. Post Herpetik Nöralji: Zona sonrasında gelişen şiddetli, kontrolü zor ağrılardır. Zona komplikasyonudur. Halsiz bırakan yıpratıcı ağrılarıdır. Tedavide antiviral ilaçların kullanılması nöralji ağrılarının gelişme şansını azaltır. Bu ağrıların kontrolu için ağrı kesiciler, anti depresanlar, lokal anestezik maddeler hatta sinirlerin bloke edilmesi bile tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Zona dan korunma: Zona başlayan kişi etrafa suçiçeği aşağıdaki önlemleri almalıdır: bulaştırmamak için Döküntüler kuruyup dökülmeye başladıktan 5 gün sonraya kadar bulaşıcıdır, bu süre içinde hamileler, çocuklar, suçiçeği geçirmemiş erişkinler, yeni doğmuş bebekler, kanser tedavisi görenler, steroid kulanlar dan uzak durmak gerekir. Zona tekrarlayabilir. Zona aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Referanslar 1. Sampathkumar P, Drage LA, Martin DP. Herpes zoster (shingles) and postherpetic neuralgia. Mayo Clin Proc. 2009 Mar;84(3):274-80. [PubMed: 19252116] 2. Whitley RJ. Varicella-Zoster virus. In: Mandell GL, Bennett JE, Dolin R, eds. Principles and Practice of Infectious Diseases. 7th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier Churchill Livingstone; 2009:chap 137. 3. Advisory Committee on Immunization Practices. Recommended adult immunization schedule: United States, 2010. Ann Intern Med. 2010;152:36-39 VAJİNİT Vajinit vajinanın iltihabıdır. Birçok sebeple ortaya çıkabilir. En sık sebebi kendi içinde yer alan mikropların vajinayı istilasıdır (bakteriyel vajinit yada kandida vajiniti). Ayrıca cinsel yolla bulaşan trichomonas, chlamidya, gonore, de vajinit yapabilir. Vajinit sadece mikrobik olmaz: spermisitler, intra vajinal ilaçlar vb irritasyona bağlı kimyasal vajinit ve alerjik vajinit de sık görülür. Bakteriyel Vajinit; Vajina da bakterilerin aşırı çoğalması sonucu: Kaşıntı, Akıntı, Kötü koku, Ağrı, Yanma hissinin olmasıdır. Vajinit neden olur ? Normalde vajina da birçok bakteri bulunur bunların bir kısmı iyi bir kısmı kötü bakteridir ve bir denge halinde bulunurlar. Bu dengenin bozulması sonucu bir bakterinin aşırı çoğalması ile vajinit ortaya çıkar. Normal vajinada: Lactobacillus, Gardnerella vaginalis, Bacteroides, Mobiluncus, ve Mycoplasma hominis bir denge halindedir. Bunlardan birinin aşırı çoğalması ile vajinit olur. Vajinit kimlerde görülür ? Her yaşta kadında görülebilir ancak üreme çağında ve gebelerde sık görülür. Herhangi bir sebep olmadan da olabilir cinsellikle direk bir ilişkisi yoktur ancak: Vajinal duş, Vajen içi araçlar, Yeni cinsel partner, Birden fazla cinsel partner var ise daha sık görülür, Tuvaletten, koltuktan, yataktan, havuzdan, havludan kapılmaz. Vajinit belirtileri nelerdir? Vajinit in en sık belirtisi vajinal akıntı ve kokudur. Bazen hastalar ilişki sonrası keskin balık kokusundan şikayet eder. Akıntı bazen çok bol bazen çok az olur, beyaz veya yeşilimsi bir akıntıdır. İdrar sırasında yanma olur. Vajen ve etrafında kaşıntı olur. Birçok kadında bu şikayetler çok hafif seyreder. Vajinit komplikasyonları: Birçok vajinit kendi kendine düzelir ancak Vajinit birçok ciddi komplikasyonun da nedenidir. Vajinit olan hasta cinsel yolla bulaşan hastalıkları çok kolay kapar. Hepatit, HİV, Herpes, gonore ve diğer enfeksiyonlar daha kolay kapılır. Gebelerde erken doğuma ve düşük doğum tartısına neden olur. Pelvik inflamatuar hastalığa, dış gebeliklere ve kısırlığa neden olabilir. Vajinit teşhisi nasıl konur? Vajinit teşhisi vajen kültürü ile konur. Her vajinal akıntı dikkate alınmalıdır. Vajinit belirtileri bazen çok hafif olabilir. Bu nedenle her rutin jinekolojik muayenede vajinal kültür alınmalıdır. Özellikle hamilelerde her rutin kontrolde vajinal kültür yapılmalıdır. Vajinit Tedavisi: Vajinit antibiyotikler ile tedavi edilir. Tedavide birkaç çeşit antibiyotik kullanılabilir. Bu antibiyotikler hamilelere de kullanılabilir. Tedavinin dozuna ve süresine uymak gerekir. Vajinit tedaviden sonra tekrar edebilir. Her tekrarda antibiyotik kullanılmalıdır. Vajinitten korunma: Vajinit gelişmesini ve sık tekrarını önlemek için : Cinsel aktiviteye bir süre ara verilmesi, Cinsel partner sayısının azaltılması, Vajinal duş yapılmaması, Vajinal araç kullanılmaması, Vajinit tedavisine uyulması, tedavinin bırakılmaması, Her vajinal akıntının dikkate alınması gerekir. yarım Referanslar: 1- Centers for Disease Control and Prevention. Sexually Transmitted Diseases Treatment Guidelines, 2006. MMWR 2006: 55 (No. RR-11) 2- Hillier S and Holmes K. Bacterial vaginosis. In: K. Holmes, P. Sparling, P. Mardh et al (eds). Sexually Transmitted Diseases, 3rd Edition. New York: McGraw-Hill, 1999, 563-586 TRİKOMONAS VAJİNİTİ Trikomonas vajinit yapan bir parazittir cinsel yolla bulaşır. Sık rastlanır. Trichomonas vaginalis adlı parazit ile meydana gelir. Hem kadın hem erkekte enfeksiyon yapar. Bulaştıktan 4 ila 20 gün sonra şikayetler başlar. Belirtiler: Kadında vajinit olur: Bol köpüklü yeşil – sarı akıntı Cinsel temas sırasında ağrı, Kaşıntı, koku, İdrar yaparken yanma olur. Erkekte hemen hiç şikayet olmaz. Çok nadiren peniste hafif beyaz akıntı, kaşıntı ve idrarda yanma yapar. Trikomonas teşhisi nasıl konur? Hastalık vajinal örneğin incelemesi ve kültürü ile teşhis edilir. Erkekte üretral akıntıdan alınan örneğin incelenmesi ile teşhis edilir. Trikomonas tedavisi: Trikomonas enfeksiyonu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur, bu nedenle her iki eşinde aynı zamanda tedavi edilmesi gerekir. Erkeklerde şikayet olmasa da her cinsel temasta hastalığı bulaştırır. Trikomonas tedavisinde antibiyotikler kullanılır. Tek doz tedavi yeterlidir. Trikomonas komplikasyonları: Trikomonas vajiniti tedavi edilmez ise birçok komplikasyona neden olur. • Vajinit olan hasta cinsel yolla bulaşan hastalıkları çok kolay kapar. Hepatit, HİV, Herpes, gonore ve diğer enfeksiyonlar daha kolay kapılır. • Tedavi edilmemiş trikomonas enfeksiyonu gebelerde erken doğuma ve düşük doğum tartısına neden olur. • Pelvik inflamatuar hastalığa, dış gebeliklere ve kısırlığa neden olabilir. Trikomonas dan korunma: Trikomonas tedavisinde eşlerin aynı zamanda tedavi edilmesi önemlidir. Trikomonas vajiniti tekrarlar. Tedavi süresince cinsel temastan kaçınmak gerekir. Kondom kullanımı trikomonas bulaşmasını engeller. Referanslar: 1- Centers for Disease Control and Prevention. Sexually transmitted diseases treatment guidelines 2006. MMWR 2006: 55 (No. RR-11) 2- Krieger JN and Alderete JF. Trichomonas vaginalis and trichomoniasis. In: K. Holmes, P. Markh, P. Sparling et al (eds). Sexually Transmitted Diseases, 3rd Edition. New York: McGraw-Hill, 1999, 587-604. 3- Weinstock H, Berman S, Cates W. Sexually transmitted disease among American youth: Incidence and prevalence estimates, 2000. Perspectives on Sexual and Reproductive Health 2004; 36: 6-10 ŞARBON Antrax; Şarbon inek, keçi, koyun, manda gibi otçul hayvanların hastalığıdır. Hastalık hayvanlardan insanlara temas ve hayvan ürünleri ile bulaşır. Şarbon hastalığının mikrobu Bacillus antracis denen bir bakteridir. Şarbon insana nasıl bulaşır? Hastalık hayvandan insana 3 şekilde bulaşır Deriden bulaşma: Hastalığı taşıyan hayvan ile temas ile bulaşma. Bu hasta hayvanın bakımı, temizliği, kesimi vb. sırasında temas hastalığı bulaştırır. Buna deri şarbonu denir. Yemek ile bulaşma: Şarbonlu hayvanın etinden sütünden yemek ile bulaşma. Buna bağırsak şarbonu denir. Nefesle bulaşma: Şarbon mikrobunun bulunduğu ortamda toz ile havadan nefesle bulaşma olursa buna akciğer şarbonu denir. Hastalık insandan insana bulaşmaz. Şarbon Kimlerde Görülür. Hastalık en çok hayvancılıkla uğraşan çiftçilerde, çobanlarda, kasaplarda, mezhaba çalışanlarında, veteriner hekimlerde, laboratuar çalışanlarında, dericilikle uğraşanlarda görülür. Şarbonun Belirtileri Nelerdir? Deri şarbonu : mikrop deriye bulaştıktan sonra 2 ila 7 gün içinde deride böcek ısırığı şeklinde kızarıklık kabarıklık olur. Birkaç gün içinde bu yaranın ortasında 1 ila 3 cm çapında siyahlık oluşur. Buna kara çıban yada çoban çıbanı da denir. Bu yara ağrısızdır. Etrafı tahta gibi sert ve şiştir. Tedavi edilmez ise hastalık ilerler ve ölümle sonuçlanabilir. Bağırsak şarbonu: mikroplarla bulaşmış et süt vb gıda ürünlerinin yenmesi ile bulaşır. Mikrobun vücuda girmesinden 2 ila 7 gün sonra bulantı, kusma, ateş başlar daha sonra kanlı ishal, kanlı kusma gelişir. Hastalık çok hızlı ve ağır seyreder. Hastayı kısa sürede şoka sokar, erken tedavi edilse dahi hastaların çoğunu kurtarmak mümkün olmaz. Akciğer şarbonu. Tozla bulaşan mikrop birkaç gün sonra grip benzeri şikayetlere sebep olur, ateş çıkar ancak hastalık birkaç gün içinde hızla ilerleyerek ölümle sonuçlanır. Erken tedavi edilse dahi akciğer şarbonu hastalarının çoğu ölümle sonuçlanır. Şarbonun Tedavisi nasıldır? Şarbon hastalığıu erken dönemde yakalanır ise tedavi ile iyileşme şansı vardır. Şarbon tedavisinde etkili antibiyotik ilaçlar vardır ancak hastalık çok hızlı seyrettiği için bağırsak ve akciğer şarbonu hastalarına antibiyotik verilse dahi tedavi imkanı zayıftır. Şarbon tedavisinde en önemli etken zamanında doktora müracaat etmektir. Ciltte yara yada gripal şikayetler yada ishal şarbon belirtisi olabilir. Her türlü şüphede ve şikayette doktora başvurun. Şarbondan Korunmak İçin Neler yapılmalıdır? Şarbon temelde bir hayvan hastalığıdır ve hayvanların bakımı iyi ise şarbonda o oranda az olacaktır. Hayvanlarınıza şarbon aşısı yaptırınız. İnsanlar için şarbon aşısı yoktur. Hayvanlarınızda gördüğünüz her türlü şikayeti zamanında veterinere iletiniz. Kendinizde gördüğünüz her türlü şikayette de doktora başvurunuz. Şarbonlu olduğundan şüphelenilen veya şarbondan ölen hayvanlar asla kesilmemeli ve yüzülmemeli ve yenmemelidir. Böyle bir şüphede derhal bölge veterinerliği çağırılmalıdır. Şarbondan ölen hayvanlar 2 metre derinliğinde çukurlar açılarak üzerine sönmemiş kireç dökülüp gömülmelidir. Bu hayvanların vahşi hayvanlar tarafından parçalanması hastalığı yayacaktır. yenmesi Şarbonlu hayvanların barınakları ahırları boşaltılıp dikkatlice temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Hasta hayvanların barınak ve ahırlarında bulunan gübre yem ve diğer bulaşık malzeme derin çukurlara kireç ile gömülerek imha edilmelidir. Hastalık şüphesiyle yetkili birimler tarafından konulan müşahede ve karantina süresi sona ermeden hayvanlar kesilmemeli ve etleri tüketilmemelidir. Dikkat şarbon ölüm oranı çok yüksek olan ve bölgesel salgınlara sebep olabilecek bir hayvan hastalığıdır. Yukarıdaki şikayetlerden herhangi biri var ise derhal doktora başvurunuz. Hayvanlardaki en küçük şikayetleri dahi veteriner hekime bildiriniz. KOLİ BASİLİ E. coli; Escherichia coli; E. Coli enfeksiyonu; Escherichia coli O157:H7; EHEC; ETEC; EPEC; EIEC. E.coli insanların ve hayvanların bağırsaklarında bol miktarda bulunan bir bakteridir. Yüzden fazla çeşidi vardır, bazı çeşitleri gıdalar ve sular ile bulaşan salgınlara neden olur, barsak enfeksiyonu yapar. Koli basili hangi hastalıklara sebep olur? Koli basilinin yüzlerce çeşidinden birkaç tanesi gıdalar ve sular ile bulaşan salgınlara neden olur. Karın ağrısı, bulantı kusma ve kanlı ishalle seyreden ciddi enfeksiyonlar yapar. Bu tür enfeksiyonlara neden olan koli basilleri değişik isimler alırlar: EHEC: Entero Hemorajik E. Coli: kanlı ishalle seyreden barsak enfeksiyonu yapar. Bu tür içinde E. Coli O157 H7 bakterisi sığır etleri ile bulaşan ve ağır kansızlık ve böbrek yetmezliği ile sonuçlanan Hemolitik üremik sendrom denilen bir tabloya neden olur. ETEC: Entero Toksijenik E. Coli: Bol sulu ishal ve karın ağrısına neden olur. Turist ishali nin en büyük sebebidir. Koli basili nasıl bulaşır? Koli basili genellikle hayvanlardan insanlara bulaşır. Hayvan artıkları ile kirlenmiş gıdalar ve sular en sık bulaşma yollarıdır. Özellikle: Az pişmiş sığır etleri, özellikle hamburger, Kirli sular, Kirli sular veya gübre ile kirlenmiş sebze ve meyve, Pastörize olmamış süt ve süt ürünleri, Sığırlar ile uğraşan kişilere bulaşır. Koli basili ince bağırsak enfeksiyonu yapar. Bakterinin çeşidine göre bol sulu ishal yada dizanteri benzeri kanlı ishale neden olur. EHEC bakterisi ise kansızlık ve böbrek yetmezliğine ve ölüme yol açabilir. Koli basili enfeksiyonları herkezde ve her yaşta görülebilir, en çok: Çocuklarda ve yaşlılarda, Kronik hastalığı olanlarda ( diyabet, kanser tedavisi görenler, mide ilaçları kullananlar vb), Çiftlik çalışanlarında daha sık görülür. Koli basili belirtileri nelerdir? Hastalık şiddeti kişiden kişiye değişmekle birlikte koli basili enfeksiyonlarında: Kramp tarzında karın ağrıları, Bol sulu ishal, Su kaybına bağlı halsizlik, bitkinlik, Yorgunluk, çabuk yorulma, Kanlı ishal, Hafif ateş, Bulantı ve kusma görülür. Koli basilinin cinsine bağlı olarak bu hastalık tablosuna ağır kansızlık, üre artışı ve böbrek yetmezliği tablosu eklenebilir. Koli basili teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcıdır. Koli basili enfeksiyonunun kesin teşhisi laboratuar testleri ile konur. E. Coli enfeksiyonu şüphesinde aşağıdaki testler istenmelidir: Tam kan sayımı, Üre, Kreatinin, Dışkı kültürü, Dışkıda EHEC tespiti istenmelidir. Koli basili hastalıkları nasıl tedavi edilir? Koli basili enfeksiyonlarının ve sebep oldukları komplikasyonların tedavisi ayrı ayrı değerlendirilir. Sıvı takviyesi: Birçok hasta sıvı takviyesi ile 5 – 10 günde kendi kendine iyileşir. Hastalar nadiren hastaneye yatırılır. Sıvı tedavisi sırasında ishal kesici ilaçlar kullanmamak ve ishali durdurmaya çalışmamak gerekir. Kaybedilen su ve tuz yerine konur. Hasta içebiliyor ise ağızdan içemiyor ise damardan serumla sıvı takviyesi yapılır. Sıvı takviyesi ile hastanın toparlanmasını beklemek gerekir. Hemolitik üremik sendrom tedavisi: Entero Hemorajik E. Coli ( EHEC) bakterisinin bir çeşidi olan O157 H7 tipi nin neden olduğu gıdalar ile bulaşan ve salgınlar yapan barsak enfeksiyonunun ağır bir komplikasyonudur. Kan damar içinde parçalanmaya ve ağır bir kansızlık tablosuna, pıhtılaşma bozukluğuna, böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve ağır bir böbrek yetmezliğine yol açar. Hastalığın ölümcül ve tehlikeli komplikasyonudur. İshali olan hastanın günler saatler içinde kansız kaldığı idrar yapmakta zorlandığı nefesinde idrar kokusu gelmeye başladığı ve şuurunun bulandığı görülür. Hastada: Halsizlik, Solukluk, Huzursuzluk, Vücutta morartılar, Ağız, burun kanamaları, En ufak bir yaralanma ve iğne batmasında uzun süre kanama görülür. Hastanın derhal yoğun bakım ünitesi olan bir merkezde tedaviye alınması gerekir. Hemolitik üremik sendrom tedavisinde: kan nakli ve diyaliz yapılır. Koli basilinden korunma : Koli basili enfeksiyonlarından korunmak için temizlik ve hijyen koşullarına dikkat etmek gerekir, ayrıca: Tüm sığır etleri ve özellikle hamburgerlerin iyi pişirilmesi, Az pişmiş etlerin yenmemesi, Az pişmiş salam, sosis, sucuk, Pişmemiş etler ile pişmiş etlerin ayrı tutulması, Çiğ et işlenen tezgahların her işlemden sonra sabunlu sular ile temizlenmesi, Pastörize olmamış sütlerin kullanılmaması, Pastörize olmamış sütten yapılan süt ürünlerinin kullanılmaması, Çiğ sebze, meyve ve salataların iyi temizlenmesi ve yıkanması, Çeşme suyunun uygun şekilde klorlanması, El yıkama alışkanlığının kazanılması koli basili enfeksiyonlarından korunmak için gereklidir. Referanslar: 1. Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/ 2. National Institute of Allergy and Infectious Diseases http://www.niaid.nih.gov/ 3. Canadian Food Inspection Agency http://www.inspection.gc.ca/ 4. Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca/ 5. E. coli infection. American Academy of Family Physicians website. Available at: http://familydoctor.org/242.xml . Accessed February 28, 2007. 6. Escherichia coli O157:H7. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/ncidod/dbmd/diseaseinfo/escherichiacoli_g.h tm . Accessed February 28, 2007 KLAMİDYA Chlamidya; Klamidya cinsel yolla bulaşan bakteriyel bir enfeksiyon hastalığıdır. Erkeklerde ve kadınlarda kısırlığın en büyük sebeplerindendir. Hastalık: Cinsel temasla bulaşır, ayrıca doğdum kanalından geçerken anneden bebeğe bulaşabilir. Klamidya sinsi bir enfeksiyon hastalığıdır. Birçok hastada ağrı ve akıntıya pek neden olmadığından hasta doktora gitmez. Özellikle kadınlarda üreme organlarına zarar vererek kısırlığa yol açar. Teşhis etmek zordur. Antibiyotikler ile tedavi edilir Erken tanısı ve tedavisi önemlidir. Klamidya nedir ? Klamidya bir bakteridir insandan insana cinsel yolla bulaşır. Özellikle kadınlarda kısırlığın en başta gelen sebeplerinden biridir. Klamidiya Belirtileri nelerdir? Klamidya sinsi hastalık yapar. Hastalığı kapan kadınların dörtte üçünde ve erkeklerin yarısında hiç şikayet olmaz. Hastanın şikayetleri başladığında ise genellikle bakteri vücuda hasar vermiştir. Erkeklerde : klamidya bulaşan erkeklerin yarısında şikayet olmaz. En çok görülen şikayetler: Peniste akıntı, Penis ucunda yanma, İdrar yaparken yanma, Penis ucunda kaşıntı, Testislerde ağrı ve şişme şikayetleri görülebilir. Kadınlarda : kadınların ancak dörtte birinde şikayet olmaktadır. En çok görülen şikayetler: Vajinal akıntı, İdrar yaparken yanma, Hastalık uterus ve tüplere ilerler ise Alt karın ağrısı, Bulantı, Ateş, Adet arası kanamalar, Cinsel ilişki sırasında ağrı şikayetleri görülür. Klamidya nın kuluçka süresi ne kadardır ? Hastalık bulaştıktan başlayabilir . 1 ila 3 hafta sonra şikayetler Klamidya nasıl teşhis edilir? Hastalığın tespitinde iki laboratuvar testi kullanılmaktadır. Birincisinde klamidyanın yerleştiği bölgeden alınan ( penis ve cervix ) örneklerde bakteri araştırması yapılır. İkincisinde ise erkeklerde idrar örneğinden nükleik asidi araştırılır. Her iki test de doğru örnekleme yapıldığında büyük oranda doğru sonuçlar verir. Klamidya kimde görülür? Birden fazla seksuel partneri olmak , Korunmasız cinsel temasta bulunmak, Genç olmak ( Klamidya genç kızlarda ve genç kadınlarda daha fazla enfeksiyon yapar ) enfeksiyon riskini arttırır. Klamidya tedavisi nasıldır? Klamidya antibiyotiklerle kolayca tedavi edilebilen bir enfeksiyon hastalığıdır. Enfeksiyonunun tedavisinde erken tanı önemlidir. Tedavide eşin de aynı zamanda antibiyotik alması gerekir yoksa yeniden bulaşır. Hastalık anatomik yapıyı bozarak kısırlığa neden olur. Klamidyanın neden olduğı kısırlık antibiyotik ile düzelmez. Klamidya tehlikeli bir hastalık mıdır? Tedavi edilmemiş yada teşhisi gecikmiş klamidya organlarına zarar verir, kısırlığa neden olur. üreme Erkeklerde : Üretrit, Epididimit, Epidididmo orşite (testis iltihabı) ve kısırlığa neden olabilir. Kadınlarda : Cervisite, Fallop tüplerinin iltihabına ve tıkanmasına, Pelvik iltihabi hastalığa ( PID ), Kronik pelvik ağrılara, Kısırlığa, Dış gebeliğe, Hamile kadında ise erken doğuma ve Doğumda bebeğe bulaşarak yenidoğanda enfeksiyonlara neden olur. Doğumda bebeğe bulaşırsa : Yenidoğanda göz iltihaplarına, Solunum yolları enfeksiyonlarına ve zatüreye neden olur. Klamidya yagınmıdır? Evet özellikle gençler arasında yaygın ve sık görülen bir hastalıktır. Hastalık sinsi seyrettiği için birçok insan hastalığı bilmeden bulaştırır. Klamidya genellikle üreme çağında kısırlık araştırması sırasında fark edilmektedir. Klamidyanın neden olduğu kısırlık antibiyotikler ile düzelmez. Hastalığın tespitinde düzenli doktor kontrolü ve şikayet olmasada vajinal kültürlerin rutin tekrarı çok önemlidir. Klamidya nasıl önlenir Genç kızlıktan itibaren düzenli doktor kontrolü ve düzenli vajen kültürü erken tanıda önemlidir. Vajinal akıntı, kaşıntı, idrarda yanma, ateş, bulantı, karın ağrısı, cinsel ilişki sırasında ağrı var ise mutlaka doktora gidilmelidir, Erkeklerde Peniste akıntı, Penis ucunda yanma, İdrar yaparken yanma, Penis ucunda kaşıntı, Testislerde ağrı ve şişme şikayetleri var ise mutlaka doktora gidilmelidir. Tedavide eşin de tedavi görmesi gerekir. Tedaviniz bitene dek kimseyle cinsel temasta bulunulmamalıdır. Tedavi için verilen ilaçların bitirilmesi gerekir. Klamidya erkeklerde ve kadınlarda kısırlığın en büyük sebeplerindendir ve erken teşhis kısırlıktan kurtarır. KABAKULAK Mumps; Kabakulak viral bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Tükürük bezlerinde şişme ağrı ve ateş ile seyreder. Aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Genellikle çocuk çağda geçirilir, buluğ çağında ve erişkin yaşta erkeklerde kısırlığa sebep olabilir. Hastalık damlacıklar ile havadan ya da direk temas ile yayılır. Aile içinde ve çocuklar arasında kolayca yayılır salgınlar yapar. kabakulak kimlerde görülür? Aşı nedeniyle görülme sıklığı çok azalmıştır ancak, Aşısı yapılmamış insanlarda, Aşıya ulaşma imkanının düşük olduğu bölgelerde, 1956 dan sonra doğmuş, kabakulak geçirmemiş ve 1yaşını doldurduktan sonra aşı olmamış kişilerde, 10 – 19 yaş arasında, Kış aylarında, İmmün sistemi bozulmuş hastalarda ( aşı olsalar dahi ) kabakulak geçirme ihtimali yüksektir. Kabakulak şikayetleri nelerdir? Hastalığın kuluçka süresi 2-3 haftadır. Hastaların yarıdan çoğunda hastalığa rağmen hiçbir şikayet ve bulgu olamaz. En sık görülen şikayetler: Tükürük bezlerinin iltihabı sonucu Kulak önü ve yanak bölgesinde ağrılı şişlik, Şişlikler kulağı arkaya doğru iter kaba bir görüntü oluşur ( kabakulak ) Yemek sırasına ağrı, Ateş, Boğaz ağrısı, Baş ağrısı, Ense de sertlik – ağrı, Bulantı, kusma, Seste boğuklaşma dır. Ayrıca dilaltı ve çene altındaki tükürük bezleri de şiş ve ağrılı olabilir, erkeklerde testislerde şişme ve ağrı olabilir, kızlarda over iltihaplanması, karın ağrısı ve hassasiyetine neden olabilir. Kabakulak teşhisi: Kaba kulak klinik görünüm, şikayetler ve muayene bulguları ile teşhis edilir, kesin teşhis kan testleri ile konur. Kabakulak tedavisi: Kabakulak hastalığının özel bir tedavisi yoktur. İstirahat ve ağrı kesici ilaçlar verilir. Kabakulak tedavisinde antibiyotik kullanılmaz. Hastalık 10- 12 günde iyileşir, hasta tüm bu süre içinde bulaştırıcıdır. Şikayetleri azaltmak için Şişlikler üzerine sıcak ve/veya soğuk kompres yapılabilir, Tuzlu su ile gargara boğaz ağrısını hafifletir, İlaçlar ile ateş kontrol edilebilir, çocuklara aspirin verilmez Bol su verilir ( limon suyu, portakal vb, ekşi gıda ve içecekler tükürük salgısını arttırır ve ağrıyı arttırır ), Yumuşak dengeli beslenme önerilir. Kabakulak tehlikeli bir hastalıkmı dır? Birçok çocukta kabakulak komplikasyonsuz büyüdükçe komplikasyonlar artar. En komplikasyonlar : seyreder. Yaş sık görülen Sağırlık ( kalıcı değildir), Beyin, pankreas, kalp ve diğer organ tutulumları ve iltihabı: ciddi olabilir, Testis iltihabı: adolesan erkekler ve erişkin yaşta çıkan kabakulak vakalarının % 20 sinde görülür, kısırlığa neden olabilir. Kabakulaktan korunma: Kabakulak aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Aşı en önemli korunma yoludur. Aşı canlı aşıdır ve immün sistemi bozuk kişilere, hamilelere yapılmaz. Aşı genellikle kombine halde kızamık ve kızamıkçık ile birlikte ( MMR) yapılır. Erişkin çağda yapılabilir. Normal aşı şeması 2 dozdur. İlk doz 12- 15. Aylarda, 2. Doz 4- 6 yaş arasında yapılır. Eğer aşılanmamış iseniz yada kabakulak aşısını olduğunuzdan emin değilseniz kabakulak hastası ile temas etmeyin, aşı imkanını doktorunuza danışın. Refernaslar: 1- American Academy of Family Physicians http://www.aafp.org/ 2- American Academy of Pediatrics http://www.aap.org/ 3- AboutKidsHealth http://www.aboutkidshealth.ca/ 4- Canadian Family Physician http://www.cfpc.ca/cfp/ 5- Braunwald E. Harrisons Principles of Internal Medicine. 15th ed. New York, NY: McGraw Hill; 2001. 6- Infertility in men. University of Maryland Medical Center website. Available at: http://www.umm.edu/patiented/articles/what_causes_of_male_infe rtility_000067_4.htm. Updated October 2006. Accessed July 28, 2008. 7- Kassianos G. Vaccination for tomorrow: the need to improve immunisation rates. J Fam Health Care. 2010;20(1):13-6. 8- Mumps. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php. Updated July 2008. Accessed July 28, 2008 KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ Kırım Kongo hastalığı 2002 yılından bu yana ülkemizde giderek yayılan viral bir hastalıktır. Keneler aracılığıyla yayılan hastalık tedaviye rağmen % 10 oranında ölümcül seyretmektedir. Bilgilenmek hastalığa karşı en önemli silahtır. KKK nedir? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Bunyavirus ailesinden Nairoviruslar ile meydana gelen keneler aracılığıyla bulaşan kanamalarla karakterize viral bir hastalıktır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi zoonoz karakterli bir hastalık olup sporadik vakalar şeklinde veya salgınlarla seyreder, vakaların çoğu asemptomatiktir. Hastalık ilk olarak 1944 de Kırımda 1969 da Kongoda tespit edildiğinden adı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak konmuştur. Hastalık nerelerde bulunur ? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi genellikle Doğu Avrupa, Sovtyetler Birliği, Doğu Akdeniz , Orta Doğu, Kuzey Afrika, , Hindistan, Orta Asya Kuzey Çin ülkelerinde bulunur. Ülkemizde özellikle İç Anadolu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadoluda görülmektedir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virusu İxodid Hyalomma cinsi sert kenelerle yayılır. Keneler virusun hem rezervuarı hemde vektörüdür. Virüs insanlar dışında doğada tavşan, dağ keçisi, kuşlar, kemirgenler gibi hayvanları, ayrıca inek, koyun, keçi gibi evcil hayvanları da infekte ederek çoğalır ve keneler yoluyla yayılır. Hastalık kuşlarda çok hafif seyreder, çiflik hayvanlarında da çok ölümcül seyirli değildir. Virüs insanlara kene ısırması yada infekte hayvanların kan ve çıkartılarıyla temas sonucu hematojen yolla bulaşır. Virus insandan insana kan ve çıkartılarla temas sonucu bulaşabilir. Hastalık en çok kırsal alanda yaşayanlarda, hayvancılıkla uğraşanlarda ve mezbaha çalışanlarında görülmektedir. Kırım-Kongo kanamalı ateşi belirtileri nelerdir? Virüs, sığır, koyun, keçi, tavşan ve tilki gibi hayvanlardan tespit edilmiştir. KKKA virusu kenelerin konakladığı hayvanlara bulaşmasına rağmen hayvanlarda; bazen hafif ateş çıkabilir, bunun dışında hastalık belirtisi görülmemektedir. Buna karşılık hayvanlar hastalığın yayılmasında aracı rol (portör) oynamaktadır. Kırım-Kongo kanamalı ateşi salgınlarını etkileyen doğa şartları nelerdir? Doğu Avrupa ve Asya’daki Kırım-Kongo hemorajik ateş salgınlarının genellikle insanlar tarafından oluşturan çevresel şartlara bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Kırım’daki ilk salgının, İkinci Dünya Savaşı yıllarında kene ile enfekte olmuş bölgelerin tarıma açılması nedeniyle oluştuğu sanılmaktadır. Daha sonra eski Sovyetler Birliği ve Bulgaristan’ da olan salgınlarda ise ziraatçılık ve hayvancılıktaki değişmelerin rol oynadığı belirtilmektedir. Hastalık yaklaşık 1-3 günlük bir kuluçka döneminin ardında aniden ortaya çıkan yüksek ateş, başağrısı, sırt ağrısı, kas eklem ağrıları, bulantı kusma karın ağrısı gibi gribal şikayetlerle başlar. Göz aklarında kızarıklık, kırmızı yüz, kızarık boğaz, yumuşak damakta enantemler sık görülür. İlk günlerdeki yüz ve göğüsteki peteşilerle konjoktivalarda kızarıklık dikkat çeker. Ağır vakalarda hepatit ve sarılık, huy değişiklikleri, duyusal algılarda bozukluklar olabilir. Hastalığın dördüncü gününden itibaren yaygın ekimozlar, şiddetli burun kanamaları, melena, hematemez, enjeksiyon yerinden sürekli kanama ve sızıntılar gibi hemorajik diatezler başlar. Hastalığın kanamalı dönemi 2 hafta kadar sürebilir. Patogenezden yaygın karaciğer ve endotel hasarıyla ağır trombositopeni sorumludur. Ağır vakalarda 5. Günden itibaren hepatorenal ve pulmoner yetersizlikler görülür. Ölüm genellikle 2. Haftada ve MSOF nedeniyledir. Laboratuar tahlillerinde lökopeni, trombositopeni, ALT, AST de artış, CK ve bilirubin artışı, ALT, GGT, LDH artişi görülür. INR, PT ve aPTT de uzama vardır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarında %9 ila %50 arasında değişen mortalite oranları bildirilmiştir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nasıl teşhis edilir? Şüpheli vakalarda ilk iki hafta içinde Nairovirus RNA PCR pozitif bulunabilir. Nairovirus IgM 9. Günden sonra pozitif olur. Hastalığa bağlı antikorlar ELİSA yöntemiyle tespit edilebilir. Erken dönemde IgM antikorlarının artması yada IgG antikorlarında 4 kat artış gösterilmesi tanı koydurur. Bu testler spesifik testler olduklarından sadece belli kurumlar tarafından yapılabilmektedir. Kırım kongo kanamalı ateşinini tedavisi varmı? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi de ana tedavi destek tedavisidir. Metabolik ve hemodinamik parametreler yerinde tutulmaya çalışılır. Hastalığın spesifik bir tedavisi bulunmamakla birlikte, antiviral ilâçlardan ribavirinin, oral veya parenteral olarak kullanılabileceği bildirilmektedir. Ayrıca hastalığı geçirmiş kişilerden hazırlanan anti serumlar tedavi ve koruma amacıyla kullanılmış fakat istatistiksel anlamlı sonuçlar alınamamıştır. KKK den korunma ve kontrol: Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’NDE de korunma ve kontrol önlemlerinin alınması çok önemli ve gereklidir. Doğu Avrupa da üretilmiş fare beyninden elde edilen bir aşının %70 koruma sağladığı bildirilmiştir fakat halihazırda dünya sağlık örgütünün onayladığı bir aşı yoktur. Hasta ve hastanın sekresyonları ile temas sırasında mutlaka üniversel önlemler (eldiven, önlük, gözlük, maske vb.) alınmalıdır. Genellikle hava yolu ile bulaşmadan bahsedilmemektedir. Ancak, kan ve vücut sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir temasın söz konusu olması halinde, temaslının en az 14 gün kadar ateş ve diğer belirtiler yönünden takip edilmesi gerekmektedir. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında da gerekli korunma önlemleri alınmalıdır. Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zor görülmektedir. Keneler yumurta dönemleri hariç diğer biyolojik evrelerinde insanlara hücum ederek kan emebilir. Hem mera keneleri hem de mesken keneleri gelişmelerini sürdürebilmek ve nesillerini devam ettirebilmek için konakçılarından kan emmek zorundadırlar; genel olarak da konakçı spesifitesi göstermezler. Coğrafik bölgelere ve türlere göre değişmekle beraber, KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’yı bulaştıran Hyalomma soyuna ait keneler genel olarak Nisan ve Ekim aylarında aktiftirler; bu dönemlerdeki salgınların sebebi de budur. Bu nedenle öncelikle konakçılar kenelerden uzak tutulmalı ve kenelerin kan emmeleri engellenmelidir. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınılması gerekmektedir. Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunulması durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır. Diğer önemli hususlardan birisi de piknik amaçlı olarak su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir. Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları kenelerden koruyucu olabilmektedir. Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun akarisitlerle ilâçlamalı, hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Kene bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne göre ilâçlanmalıdır. Gerek insanları gerekse hayvanları kene enfestasyonlarından korumak için repellent olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. Repellentler sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir. Aynı maddeler hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca, bu maddelerin emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir. İçinde DEET içeren akarisitler kullanılmalıdır HANTA VİRÜS Hanta Virüs Enfeksiyonu; Hanta virüs nedir? Hanta virus farelerle bulaşan yüksek ateş ve kanamalar ile seyreden bir hastalıktır. Virüs bulaştıktan sonra iki çeşit hastalık yapar: – Hanta virüs kanamalı ateşi: böbrek yetmezliği ve kanamalarla seyreder, – Hanta virüs kalp akciğer sendromu : kalp yetmezliği ve akciğer kanamaları ile seyreden daha ağır bir hastalıktır. Hanta virüs nasıl bulaşır ? Hanta virüsler doğada fare gibi kemiricilerde bulunabilir, fareler hasta olmaz, idrar, dışkı ve salyalarıyla virüsü etrafa yayarlar. Virüs insanlara birkaç yolla bulaşır. – Gıdalar ile ağızdan bulaşabilir, – Toz halinde solunum yoluyla bulaşabilir, – Hastalık taşıyan farelerin ısırması ile bulaşabilir. Hanta virüs en çok gıdalar ve solunumla bulaşır. En sık fareler ile teması olan orman işçileri, çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlarda hastalık görülür. Hantavirüs hastalığının belirtileri nelerdir ? Virüs bulaştıktan sonra 1 ila 3 haftalık kuluçka dönemi vardır. Daha sonra – Yüksek ateş, – Üşüme titreme, – Kas eklem ağrıları, – Başağrısı, bulantı kusma, ishal, – Karın ağrıları, – Nefes almakta zorluk . gibi şikayetler ortaya çıkmaya başlar. Daha sonra böbrek yetmezliği ve kanamalar başlar, kanamalar mide barsak kanamaları, cilt ve mukoza kanamaları, burun ve solunum yolları kanamaları şeklinde ortaya çıkabilir ve daha da ilerleyerek iç organ kanamaları ve ölüme neden olabilir. Hastalık çok hafif şikayetlerle seyredip geçebileceği gibi ağır böbrek yetmezliklerine, iç organ kanamalarına ve ölüme de neden olabilir. Hantavirüs hastalığının tedavisi varmıdır? Hantavirüs hastalığının bilinen kesin bir tedavisi yoktur. Tedavi hastanın yoğun bakım şartlarında destek tedavisini içerir. Hastaların yaklaşık % 15 kadarı tüm destek tedavisine rağmen ölümle sonuçlanmaktadır. Hastalık insandan insana bulaşmaz. Hastalığın teşhisi ileri laboratuvar incelemeleri ile konulabilmektedir. Hanta virüsten nasıl korunurum ? Hastalığa karşı korunmak için etkili bir aşı yoktur. Hanta virus hastalığından korunmanın en önemli yolu fareler ile mücadeledir. Farelerin yiyecek içeceklere ulaşması engellenmelidir. Yiyecek içecekler açıkta bırakılmamalıdır. Fare idar ve dışkısıyla kirlenmiş yerlerde toz kaldırılmamalıdır, hastalık bu tozlar ile kolayca bulaşır. Kiler, depo, kömürlük, garaj, mezra evi, barınak, kulübe vb. gibi fare olması muhtemel alanlarda temizlik yapmadan önce mikroplar öldürülmelidir. Bu amaçla iki litre su içine bir çay bardağı çamaşır suyu atarak spey şeklinde serpmek 10 – 15 dakikada mikropları öldürür. Daha sonra temizlik yapılabilir. Kesinlikle toz kaldırmadan temizlik yapılmalıdır, süpürge ve elektrik süpürgesi kesinlikle kullanılmamalıdır. Fare dışkısı bulunan alanlarda gıda varsa kesinlikle yenmemeli imha edilmelidir. Avcılar, kampçılar, tarla da çalışan çiftçiler, çiftlik çalışanlarının dikkatli olması gerekir. Fareler canlı yakalanmaya çalışılmamalıdır, fare ölüsü derin çukura gömülmeli çöpe atılmamalıdır. Farelere çıplak elle dokunulmamalıdır. Bu gibi yerlerin temizliğinde mutlaka eldiven giyilmeli ve eller sıklıkla yıkanmalıdır.