Bülten EKİM 2011

advertisement
ĐSTANBUL TĐCARET ODASI
Bilişim Teknolojileri ve e-Ticaret Şubesi
EKİM 2011
2011
ĐÇĐNDEKĐLER
GELECEKLE BULUŞMA SEMĐNERĐ
SĐBER GÜVENLĐK SEMĐNERĐ
BĐLĐŞĐM TEKNOLOJĐLERĐ ve
e-TĐCARET ŞUBESĐ
BĐLĐŞĐM VE
e-TĐCARET BÜLTENĐ
Ekim 2011
Her ayın ilk haftası Đstanbul Ticaret
Odası Web Sitesinde Yayınlanır.
ULUSLARARASI E – KĐMLĐK VE
E - PASAPORT KONFERANSI
UYEP UYGULAMAYA KONULDU
MOBĐL
ĐLETĐŞĐM
TÜKETĐCĐ
ALGI
ARAŞTIRMASI
İLETİŞİM
Reşadiye Caddesi 34112 Eminönü
- Đstanbul
Tel
Faks
e-mail
: (212) 455 48 50 -53
: (212) 455 48 59
: [email protected]
Kaynak belirtilen haberlerde geçen
her türlü ifade, bilgi ve yorumların
sorumluluğu haber kaynağına ait
olup ĐTO sorumluluk kabul etmez.
2
GELECEKLE BULUŞMA SEMĐNERĐ / 14 EYLÜL 2011
Türkiye, 2010’da internette güvenlik açığı en büyük ülke oldu. Microsoft verilerine
göre Türkiye, uluslararası standartlarda donanıma da en az yatırım yapan ülkeler
arasında yer aldı. Bunlar Türkiye için çözülmesi gereken sorunlar anlamına geliyor.
Đstanbul Ticaret Odası da bilişim teknolojileri alanında üyelerini bilgilendirmeye ve
gelişme çabalarına destek vermeye devam ediyor. Bu amaçla hareket eden ĐTO,
Microsoft işbirliği ile ‘Gelecekle Buluşma Semineri’ düzenledi.
ĐTO Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Ahmet Naci Helvacı seminerin açılış
konuşmasında, ĐTO’nun Đstanbul için gerçekleştirdiği faaliyetler ve bunun arkasındaki
yaklaşımlara vurgu yaptı.
Helvacı, bir ülkenin dünya devleri arasında yer alması için ülke ekonomisinin endüstri
ağırlıklı olmasının kaçınılmaz olduğuna, bunun da gelişmiş bilişim teknolojilerine
sahip olmaktan geçtiğine dikkat çekti.
TÜRKĐYE’YĐ ÇOK ÖNEMSĐYORUZ
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen de toplantılara 11 ilde devam
edeceklerini belirterek, “11 bin iş ortağımız ile çalışıyoruz. 150 bin bilişim teknolojileri
çalışanının 109 bin tanesi Microsoft ekosisteminde. Araştırma ve geliştirmeye yılda
9.5 milyar dolar para harcayan firma, Türkiye’ye çok önem veriyor” dedi.
“Türkiye’yi BRIC ülkeleri ile kıyasladığımızda bu ülkelerin bilişim teknolojine önemli
yatırım yaptığını biliyoruz. Brezilya, Türkiye’den bir kat büyük ama bilişim
teknolojilerinde Türkiye’nin 7 katı harcama yapıyor. Rusya’nın harcaması da
Türkiye’nin 4 katı” diyen Özmen, Türk şirketlerinin dünya ile rekabet ederken aynı
olanaklara sahip olabilmesi gerektiğine dikkat çekti.
3
Türkiye’de yazılım ve donanım alanındaki yatırımların arasındaki orantısızlıktan söz
eden Özmen, şunları söyledi: “Türkiye yazılıma yüzde 20, donanıma yüzde 80
yatırım yapıyor. Dünya genelinde ise yazılıma yüzde 60, donanıma yüzde 40 yatırım
yapılıyor. Bilişim harcaması Türkiye’de yüzde 1.1, AB’de yüzde 2.2 ve Batı Avrupa’da
yüzde 3.1.”
DÜNYA REKORU KIRDIK
Orta ölçekli şirketlerde yatırımlarda yüzde 39 ile Türkiye’de dünya rekoru kırdıklarına
da dikkat çeken Özmen, “Şirketlerimiz giderek bilişime daha çok yatırım yapıyorlar.
Ama KOBĐ’lerimizin bilişim ve teknolojide kendilerini yenilemeleri gerekiyor” dedi.
4
SĐBER GÜVENLĐK SEMĐNERĐ
SĐBER SALDIRILARA KARŞI “SĐBER ÖNLEMLER” ALIN!!!
Bilindiği üzere son dönemlerde internet ortamında siber saldırıların gün geçtikçe
artmasıyla kurum ve firmaların zarar görmesi, beraberinde bu konularda daha fazla
önlem alınması ve çalışılması zorunluluğunu getirmiş, ülkeler ve kurumlar siber
güvenlik konusunda yeni teknolojiler üretme hususunda işbirlikleri yapar hale
gelmiştir.
Günümüzde devletleri, kurumları ve firmaları hedef alan siber saldırıların ileride daha
da artarak, iş süreçlerini online ağ sistemleri üzerinden yürüten tüm firmaları tehdit
edeceği düşünülmektedir. Bugün neredeyse tüm işletmelerin, birçok faaliyetleri ile
birlikte ticari işlemlerinin büyük bir kısmını da bilişim teknolojileri yardımı ile sanal ve
fiziki ortamlarda gerçekleştirdiği göz önünde bulundurulduğunda, siber güvenlik
sistemlerinin iş dünyası için zorunluluk haline geldiği ortaya çıkmaktadır.
Bu kapsamda, Đstanbul Ticaret Odası siber güvenlik konusu, ülkemizde ve dünyada
bu konuda yapılan çalışmalar, yeni sistem ve uygulamalar hakkında başta Üyeleri
olmak üzere tüm Kamuoyunun aydınlatılmasını teminen yurtiçinden ve yurtdışından
uzmanların katılımları ile 12 Ekim 2011 Çarşamba günü, 10:00 – 15:00 saatleri
arasında ĐTO Merkez Bina, 5. Kat Meclis salonunda “Siber Güvenlik Semineri”
adı altında ücretsiz bir seminer düzenleyecektir.
5
Anılan seminere kayıt için ekteki başvuru formunun doldurularak (212) 455 48
59 No’lu faksa ya da aşağıda yer alan katılım formundaki e-posta adreslerine en
geç 11.10.2011 tarihine kadar iletilmesi gerekmektedir.
ĐSTANBUL TĐCARET ODASI
“SĐBER GÜVENLĐK SEMĐNERĐ”
Kapsamı
Başta üyelerimiz olmak üzere tüm kamuoyunun olası siber
saldırılar karşısında bilgi sistemleri yardımı ile iş süreçlerinin nasıl
korunabileceği hususunda bilgilendirilmesi, siber güvenlik kavramı
ve siber güvenlik teknolojilerinin katılımcılara aktarımı
-Siber Güvenlik konusunda Firmaların Sorumlulukları
-Siber Saldırılar
-Siber Suçlar
-Siber Önlemler
Yöntemi
Seminer
Yeri
ĐTO Merkez Binası 5. Kat Meclis Salonu
Tarih / Saat
Hedef Kitle
Katılım
12 Ekim 2011 / 10:00 – 15:00
Siber Güvenlik konusunda bilgilenmek isteyen tüm Üyelerimiz
Ücretsizdir.
Programın
Amacı
Başvuru Formu
Katılımcının Adı Soyadı
:
Şirket Ünvanı
:
Telefon-Faks
:
Şirketin Đştigal Konusu
:
e-posta
:
Đletişim :
Tülay Bahçetepe – Bilişim Teknolojileri ve e-Ticaret Şubesi Müdürü
Murat Özturan – Bilişim Teknolojileri ve e-Ticaret Şubesi
Telefon : 212 455 48 53 – 51
e-posta : [email protected]
/ Faks: 212 455 48 59
/ [email protected]
6
ULUSLARARASI E - KĐMLĐK& E - PASAPORT KONFERANSI
Uluslararası
E-Kimlik&
ePasaport
Konferansı’na
(National
eID&ePassport
Conference) bu yıl Đstanbul ev sahipliği yapacak.
Türk Dış işleri Bakanlığı desteği ve Dijital Gündem’den sorumlu Avrupa Komisyonu
Başkan Yardımcısı Neelie Kroes himayesinde 24-25 Ekim 2011 tarihlerinde Đstanbul
Conrad Otel’de gerçekleşecek küresel forum, elektronik tanımlama konusunda 60
konuşmacı ve 40’ı aşan ülkeden üst düzey hükümet temsilcisi ve 300 uzmanı bir
araya getirecek.
Gerçek vakalara dayalı panel ve oturumlar, kamuoyu tarafından takip edilen önemli
konular konferans programı arasında yer alıyor. 2009 yılında Lizbon’da, 2010 yılında
ise Atina’da gerçekleştirilen Konferans, bu yıl ki gündeminde de elektronik tanımlama
ve kimlik doğrulama(EID) alanındaki en son gelişmeleri ve uluslararası kamusal
girişimleri gündeme getirecek.
BT HABER
7
UYEP UYGULAMAYA KONULDU
Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Araç (IPA) kapsamında, Mesleki Yeterlilik Kurumu
(MYK) tarafından hazırlanan “Türkiye’de Mesleki Yeterlilik Kurumunun ve Ulusal
Yeterlilik Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi” kısaca UYEP uygulamaya konuldu. Bu
bağlamda, Mesleki Yeterlilik Kurumunun meslek standartları ve yeterliliklerin
geliştirilmesi, bireylerin mesleki yeterliliklerinin belgelendirilmesi çalışmalarında,
sektöründe uzman kuruluşlara hibe sağlanıp Ulusal Yeterlilik Sisteminin daha hızlı
uyarlanması planlanıyor.
Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojileri (BĐT) sektöründe uzman kuruluş olarak
TÜBĐDER’in hazırladığı proje hibe almaya hak kazandı. TÜBĐDER, UYEP projesi
kapsamında 366 bin avro tutarında kaynaktan hibe olarak faydalanacak.
24 ayda tamamlanması öngörülüyor
MYK Başkanı Bayram Akbaş, BĐT sektöründe çalışanların mesleki yetkinliklerinin
değerlendirmesi ve sınavlarının yapılması, çalışanlarda yeni yeterliliklerin aranması
ve mevcut yeterliliklerinin geliştirilmesi, ölçme ve değerlendirmede kalite güvencesi
sağlanması gibi görevleri üstlenmek üzere, Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından
yetkilendirilerek yeni AB Destekli Mesleki Bilgi ve Beceri Sınav ve Belgelendirme
Merkezleri (VOC-TEST Merkezleri) kurulması ve geliştirilmesi görevinde TÜBĐDER
ile işbirliğine gidildiğini bildirdi.
Akbaş, TÜBĐDER’in, bu projeyi hayata geçirerek BĐT sektöründe çalışanların mesleki
yetkinliklerinin
değerlendirmesi,
ölçme
ve
değerlendirmede
kalite
güvencesi
sağlanması amacıyla VOC-TEST Merkezi kurmayı ve geliştirmeyi hedeflediğini
söyleyerek 24 ay boyunca devam edecek olan projenin; Đstanbul, Ankara, Bursa,
Adana, Đzmir, Gaziantep, Konya, Kayseri ve Antalya illerini kapsadığını açıkladı.
MYK’nın, TÜBĐDER’in de aralarında olduğu 26 hibe projesinin azami verimlilikle
yürütebilmesi için Hibe Đzleme Bilgi Sistemi/G-MIS oluşturduğunu belirten Akbaş, “GMIS sistemi; proje uygulama, tedarik, görünürlük ve kapasite oluşturma faaliyetleri
konularında hibe faydalanıcılarının 7/24 başvurabileceği ve destek alabileceği bir
8
sistem olarak tasarlanmıştır. MYK, TÜBĐDER de dahil olmak üzere, tüm hibe
faydalanıcıları katıldığı G-MIS eğitimleri düzenlemiştir. MYK tarafından hibe
projelerine sağlanan eğitimlere ek olarak MYK, 24 aylık proje süresince hibe
projeleriyle ilgili takip faaliyetleri gerçekleştirilecektir” şeklinde konuştu.
Akbaş, mesleki standartların oluşmasıyla ilgili süreç hakkında ise şu bilgileri aktardı:
“Görevlendirilen kuruluşlarca ilgili tarafların görüş ve önerileri de alınarak hazırlanan
taslak standartların incelenmesi, öneri geliştirilmesi ve karar verilmesi, eksiklik ve
hataların giderilmesi amacıyla ilgili sektör komitesine sunulmaktadır. Sektör
komitelerinin inceleme ve değerlendirmelerinden sonra taslak standartlar MYK
Yönetim Kurulunun incelemesi ve onayına müteakip Resmi Gazete’de yayımlanarak
Ulusal Meslek Standartları (UMS) niteliği kazanmaktadır. Yine Ulusal Yeterlilikler de
Resmi
Gazete’de
yayımlanma
dışında
UMS’lere
benzer
bir
süreçle
hazırlanmaktadır.”
Test merkezlerini TÜBĐDER kuracak
Bu projede TÜBĐDER’in ana hedefi, Mesleki Yeterlilik Kurumu’na bilişim sektörü için,
Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi doğrultusunda uygun bir değerlendirme, ölçme ve
belgelendirme sistemi oluşturarak etkin ve sürdürülebilir bir Ulusal Yeterlilik Sistemi
kurmasına ve işletmesine katkıda bulunmak olduğunu belirten TÜBĐDER Başkanı
Erkin Fındık ise; “Mesleki standartları ve yeterlilikler çerçevesinde soru bankası
oluşturulması, bilgi bankası çalışması, VOC-TEST merkezleri kurulması ve bu
merkezlere ülkenin her yerinden kolayca ulaşmayı sağlayacak test merkezleri
oluşturması hedeflenmektedir” dedi.
Meslek dallarının belirlenmesi süreciyle ilgili bilgi veren Fındık sözlerini şu şekilde
sürdürdü: “Đstanbul Ticaret Odası koordinatörlüğünde gerçekleştirdiğimiz mesleki
standartların belirlenmesi çalışmaları sonucunda, öncelikle bilişim sektörünün meslek
haritası oluşturulmuş ve standartların belirleneceği 19 meslek dalı belirlenmiştir.
TÜBĐDER, bu meslek dallarının içerisinden, özellikle bilişim bayi kanalını ilgilendiren
altı meslek dalının standartlarının belirlenmesi konusunda görev almıştır. VOC-Test
Merkezleri projesinde ise sadece bahsettiğimiz alt meslek grubu bulunmaktadır.”
BT HABER
9
MOBĐL ĐLETĐŞĐM TÜKETĐCĐ ALGI ARAŞTIRMASI
Mobil Đletişim Araçları ve Bilgi Teknoloji Đş Adamları Derneği (MOBĐSAD) tarafından
tüketici algı ve alışkanlıklarını ortaya koymaya yönelik olarak gerçekleştirilen ‘Mobil
Đletişim Tüketici Algı Araştırması’, ülkemizde mobil iletişime bakış açısı, bu yöndeki
teknolojiyi ve servisleri kullanma konusundaki birçok bilgiyi gözler önüne seriyor. Bu
yılın Ocak ayında kent odaklı olarak gerçekleştirilen ve 6.530 kişiyi kapsayan anket
çalışmasının sonucunda elde edilen bilgiler ışığında varılabilecek en önemli
sonuçlardan biri ise Türkiye’de mobil iletişim alışkanlıklarının, fiyat odaklı seçimlerin
yanı sıra reklam faaliyetleri ve ‘tanıdık’ unsurlarıyla da şekillenmesi.
Anketin ilk sorularından çıkan bilgilere göre Türkiye’de 96,8 gibi ezici bir çoğunluk
mobil iletişimi kullanıyor ve kullanan kesimin cep telefonu satın alımları da büyük
ölçüde cep telefonu satan küçük bayiler etrafında toplanıyor. Öyle ki bu bayiler
Türkiye’nin yarısından fazlasına cep telefonu satarken teknoloji mağazaları bu
pastadan yaklaşık yüzde 40 oranında pay alabiliyor.
Araştırmanın en dikkat çekici taraflarından biri ise cep telefonu satın alımlarındaki
fiyat dağılımı, çünkü sonuçlara göre satışların sadece yüzde 5,2’si 1.000 TL’nin
üzerinde fiyata sahip cihazlardan oluşuyor. Bu da akıllı telefon sınıfının iddialı ürünleri
olan Apple iPhone, Samsung Galaxy S, HTC Desire HD gibi modellerin satışlarının
normal cep telefonu satışlarına göre çok çok düşük olduğunu gösteriyor. Herkesin
iPhone kullandığı algısını değiştiren bu bilgi dışında, 300 ile 500 TL arasında fiyat
etiketine sahip telefonların pazarın yaklaşık yüzde 42’sini oluşturduğu da bir diğer
önemli bir bilgi. 300 TL’nin altındaki giriş seviyesi telefonlar ise 34,6 ile ikinci sırada
yer alıyor.
Katılımcıların yüzde 52’si cep telefonu alırken eski telefonunun markasını bırakmıyor,
sadece daha farklı bir modeli tercih ediyor. Yine marka sadakatini ortaya koyan diğer
bir bilgi ise katılımcıların yüzde 61’inden fazlasının bugüne kadar tek bir marka
kullandığını belirtmesi. Katılımcıların 5’te biri aynı model ve markayı tercih ederken
yine yaklaşık 5’te birlik bir oranda tamamen yeni markalara yöneliniyor.
10
Ankete katılanların belirttiğine göre Türkiye’nin yarısından fazlası cep telefonunu
herhangi bir ihtiyaçtan dolayı değil, sadece arızalandığı için değiştiriyor. Yüzde
53,4’lük bu oranın yanında iki yılda bir değiştirenlerin oranı 14 olarak belirlenmiş.
Kadınların daha fazla değişiklik arayışı içinde olduğu ve alışverişe zaafları olduğu
yönündeki baskın düşünceye rağmen, ankete göre erkekler kadınlara göre daha sık
telefon değiştiriyor.
Akıllı telefon kavramının hızla yaygınlaştığı günümüzde birçok başarılı markanın
Türkiye pazarına girmesine rağmen eski alışkanlıkların devam ettiği ortaya çıkıyor.
Cep telefonu satın alanların artık büyük ölçüde klasik hale gelen markalardan
kopamadığı ortaya çıkıyor. Örneğin akıllı telefon pazarında henüz istediği başarıyı
elde edemeyen Nokia’nın hala yüzde 60’a yakın oranda tercih edildiğini söylemek
mümkün. Samsung’un yüzde 20’nin üzerinde bir tercih oranına sahip olmasının
dışında Apple, BlackBerry ve HTC gibi popüler markaların yüzde 1-2-3 seviyesinde
ilgi gördüğü ortaya çıkıyor.
Cep telefonları ve akıllı telefonların Türk insanı için bir iletişim cihazı olmaktan çok
daha başka anlamlar ifade ettiği yine bu ankette ortaya çıkıyor. Ankete cevap
verenlerin yüzde 52,1’i, birden fazla cep telefonu kullanmanın bir statü göstergesi
olduğunu düşünüyor. Katılımcıların yüzde 27,1’i ise birden fazla hattını aynı anda
kullanabilmek için çift telefon taşıdığını belirtiyor. Yüzde 20’ye yakın bir kesim ise
tarife kampanyalarından yararlanarak çok daha ekonomik görüşmeler yapabilmek
için iki farklı telefon taşıyor.
Bu noktada kampanyaların büyük önem taşıdığını söylemek mümkün. Özellikle
yakınlarla yapılan uzun görüşmeler için tarife peşinde koşan birçok insanın farklı
operatörlerin avantajlarından yararlanabilmek için çareyi birden fazla telefon
taşımakta bulduğunu söyleyebiliriz.
Anketin ‘şaşırtıcı olmayan’ diğer bir sonucu ise cep telefonu kullanım gereksinimleri
üzerine. Yüzde 68,1’lik ezici çoğunluk sesli ve görüntülü görüşme (görüntülü
görüşmenin etkisi çok çok az) yapmak için cep telefonu kullanırken, kısa mesaj
gönderme (SMS) amacıyla kullanım yüzde 15’lik bir dilimi oluşturuyor. Çağımızın
internet ve internet bazlı ihtiyaçları ise sanıldığının aksine yüzde 1 seviyesinde cep
11
telefonu ile gideriliyor. Yani mobil internet kullanıcılar için henüz dahili kamerayla
fotoğraf ve video kaydetme, müzik dinleme gibi şeylerden bile sonra geliyor.
Anketin çarpıcı verilerinden bir tanesi de 3G teknolojisi üzerine sorulan sorulara
karşılık alınan cevaplardan oluşuyor. 3 yıl kadar önce ihale edilerek Türkiye’de
kullanıma açılan 3G, onca reklam ve pazarlama faaliyetine rağmen hâlâ istenen
düzeyde değil gibi görünüyor. 3G uyumlu telefona sahip olanların arandığı anketin
sonucuna göre kullanıcıların sadece yüzde 29,2’si 3G uyumlu bir telefona sahip.
Yüzde 62’ye yakın bir oranda olumsuz yanıt alınırken, katılımcıların yüzde 9,1’nin
haberi yok. Zaten ankete göre 3G uyumlu telefonu olanların bile yüzde 60’a yakın bir
kısmı bu teknolojiyi kullanmıyor. Markaların yaş, cinsiyet ve aylık gelir gibi farklara
göre dağımının da verildiği ankete göre Apple, LG, Motorola ve Samsung kadınlar
tarafından erkeklere göre daha fazla tercih ediliyor. Apple 15 yaş altı kullanıcılar
tarafından diğer yaş gruplarına göre 2 kattan daha fazla tercih ediliyor. En ilginç bilgi
ise: bugüne kadar hiç gelir elde etmeyenlerin, markalara, 500 TL ve altında bir gelire
sahip olanlara çok yakın (hatta bazen daha fazla) ilgi duyduklarını ortaya koyması.
Yani bir cep telefonuna sahip olmak için yapılan seçimler para kazanmak ile harçlık
almanın arasında pek bir fark olmadığını ortaya koyuyor.
Uygun fiyat her zaman önemini korusa da kullanıcılar yurtiçi ve yurtdışında kapsama
alanı ve servis kalitesine çok önem veriyor. Tercih oranlarına bakıldığında yüzde 48,8
ile Turkcell’in en büyük dilimi aldığı operatör pastasında Vodafone ve Avea sırasıyla
yüzde 29,6 ve 21,6’lık dilimleri alıyor.
Ankete göre yurtdışında da kullanıcıların yarısından fazlası Turkcell’i tercih ediyor. Bu
anlamda yurtdışında kullanıcı kapsama alanının genişliğine bakıyor. Yani bir
anlamda dolaşıma vereceği paranın (yurtdışı paketi satın almış olsa da) verimliliğini
gözetiyor.Numara taşınabilirliğine ve birçok kampanyayla rekabetin artmasına
rağmen son bir yıldır operatörünü değiştirenlerin oranı yüzde 16’yı geçmezken,
bundan sonra değiştirmek isteyenlerin oranı da yüzde 11,6 sınırında kalıyor.
12
Eskiden ‘öğrenci hattı’ olarak nitelenen ön ödemeli hatlar günümüzde çeşitli
kampanyalarla desteklenmesi ve fatura bağımlılığını ortadan kaldırması sebebiyle
çok kişi tarafından rağbet görüyor. Turkcell yüzde 68,2, Vodafone yüzde 74,7 ve
Avea yüzde 70 oranında halk arasında kontörlü olarak adlandırılan ön ödemeli hatları
kullanıyor. Katılımcıların cevaplarına göre hattını 3-4 yıl arasında kullananların oranı
yüzde 40,1 iken 5 yılı aşkın süredir aynı hattı kullananlar da yüzde 28,6 gibi önemli
bir dilimi oluşturuyor.
Kullanılan hattı tercih etmedeki nedenlere ilişkin sorulara ise kullanıcılar tabii ki yurtiçi
kullanımda ekonomik olması yanıtını veriyor. Bundan sonraki en önemli neden ise
(yine ekonomik nedenlere bağlı olarak) tanıdıkların hatlarının aynısı olması. Üçüncü
sebep ise kapsama alanı olarak ön plana çıkıyor ve zaten bu sebep operatörlerin
kullanıcı sayısını ekonomik olmalarından bile daha fazla etkiliyor.
Hat tercihinde tanıtım yolları da önem taşıyor. Reklamlar en büyük etkiyi bırakırken
akraba, arkadaş tavsiyesi ikinci derecede etkli oluyor. Deneyimlerine göre hat tercih
ettiğini belirten katılımcıların oranı ise 29,6 ile ikinci sırada yer alıyor.
MOBĐSAD’ın anket çalışmasında sorular; sosyoloji, iletişim, pazarlama, psikoloji,
istatistik, dil bilimi ve mobil iletişim alanlarında uzmanların öncülüğünde 44 ana başlık
altında 145 soru olarak hazırlandı. 2011 yılının Ocak ayının son iki haftasında 26 ilde
140 anketör tarafından 6.530 kişiye ulaşan anket çalışmasında süreç 30 denetimcinin
koordinatörlüğünde ilerledi. Katılım için kentsel kesimin hedef alındığı çalışma, il
merkezleri ve 20 binin üzerinde nüfusa sahip yerleşim yerlerini kapsıyor.
13
ĐTO YAYINLARI
2010-49 Aile Şirketlerini Büyüten Yeni Nesiller: Oğlum Sağolsun
2010-53 Çarşı-Pazar Đstanbul
2010-54 El'muallim-i El'eseriyete El'islamiyete fi Medinete Đstanbul
2010-56 Türk Basım Sanayisi Temel Göstergeler ve Eğilimler 2009
2010-57 Sigorta Prim Teşvikleri ve Đşçi Ödenekleri
2010-58 Dünden Bugüne Đstanbul’da Ulaşım
2010-59 Piyasa Ekonomisine Geçiş Sürecinde AzerbAycan
2010-61 Sosyolojik Açıdan Türkiye’de Halkın Vergiye Bakışı
2010-62 Toplumsal Yapı ve Verginin Sosyal Bileşenleri: Tercihli Vergi
2010-63 Türk-Japon Ticaret Đlişkileri
2010-67 Birinci Đktisat Tarihi Kongresi Bildirisi (2 CĐLT)
2010-69 Bacıyân-ı Rûm’dan Günümüze Türk Kadınının Đktisadî Hayattaki Yeri
2010-70 Lojistik Sektöründe Durum Analizi ve Rekabetçi Stratejiler
2010-75 The Grand Bazaar: Đstanbul from past to present
2010-76 Đstanbul’un Atlı ve Elektrikli Tramvayları
2010-77 Dünyada ve Türkiye’de Doğalgaz Sektörünün Yapısı ve Đnovasyonun Rolü
2010-78 Şehristan Đstanbul: Seyyahların Hayal Şehri
2010-79 Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Endüstriyel Mirasımız
2010-80 Avrupa Birliğinin Girişimcilik Politikası: KOBĐ Yaklaşımı ve Türkiye
2010-81 Đslam Ülkeleri Arasındaki Ticaretin Geliştirilmesi
2010-82 Yeni Dünya Düzeninde Yapısal Reformlar ve Türkiye
2010-83 Dış Ticaret Bilgilendirme Dizisi 1: Sorularla ATR Dolaşım Belgesi
2010-84 Dış Ticaret Bilgilendirme Dizisi 2: Sorularla EUR.1 EUR-MED Dolaşım Belgesi
2010-85 Dış Ticaret Bilgilendirme Dizisi 3: Sorularla ABC Menşe Şehadetnamesi ve
Form A Belgesi
2010-86 Batılılaşma Dönemi Đstanbul’unda Hanlar ve Pasajlar
2010-87 Ticaret Sicili Rehberi
2010-88 Sosyal Güvencesi Olan Hastalar ve Sağlıkta Dönüşüm Programına Bakış
2010-89 Dış Ticaret Bilgilendirme Dizisi 4: Sorularla Dış Ticarette Korunma Önlemleri, Haksız
Rekabetin Önlenmesi ve Gözetim Uygulaması
2010-91 Avrasya’nın Yükselen Yıldızı Kazakistan
2010-94 Rekabet ve Firma Stratejisi
2010-96 Organik Ürünlerin Pazarlanması ve Etik Sorunlar
2010-97 Osmanlı Ticaret ve Sanayi Albümü
2010-98 Küreselleşmenin Sektörel Etkileri: Araştırma Projesi
2010-99 Sosyal Politikada Yerelleşme
2010-100 Đlan-ı Ticaret: Resimli Đlanlar Perspektifinde Osmanlıdan Cumhuriyete Đstanbul Ticari
Hayatı
2010-103 Đstanbul’da Yaşam Kalitesi Araştırması
2010-104 2009 Yılı Đstanbul Küçük Sanayi Kapasite Kullanım Araştırması
2010-107 Đstanbul Ticaret Odası: Türkiye’nin Gelişimine Adanmış Bir Kurum (2.bs.)
2010-108 The Istanbul Chamber of Commerce: An Institution Devoted to Development
of Turkey (2.bs.)
2010-111 Teknoparklar: Teknolojik Bilginin Ticarileşmesi
14
ĐTO YAYINLARI (2011)
2011-2 Fiyat Đndeksleri (aylık)
2011-3 Makroekonomik Göstergeler
2011-4 Haberlerden Yansıyan ĐTO: 2010
2011-5 Ekonomik Rapor
2011-6 Economic Report
15
Download